global strateji enstitüsü

advertisement
HABER BÜLTENİ
26 Temmuz 2007
Haber Özetleri
Irak

ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Morton Abramowitz, terör örgütü PKK'nın
Irak’ın kuzeyindeki varlığının çok büyük bir sorun olduğunu belirterek, bu
konuda başka adımların atılamaması durumunda ABD'ye, PKK'ya karşı hava
gücünü kullanması çağrısında bulundu. 1991'deki Körfez savaşı sırasında
ABD'nin Ankara Büyükelçisi olan Abramowitz, "Foreign Policy" dergisinin
internet sitesinde yayımlanan makalesinde, Iraklı Kürtlerin, kendi çıkarları için
PKK'ya karşı Türkiye ile işbirliği yapması gerektiğini yazdı. Abramowitz, Iraklı
Kürtlerin, PKK'nın faaliyetlerini kısıtlayabileceğini, bazı terör elebaşılarını
yakalayabileceğini ve PKK'nın altyapısını imha edebileceğini kaydetti. Morton
Abramowitz, makalesinde, "Iraklı Kürtler, teröristlerin Türkiye'ye sızmasının
engellenmesi için Türk kuvvetleriyle birlikte çalışmalı. Eğer Iraklı Kürtler, kısa
sürede bunu yapmaya hazır olmazsa ABD, PKK'nın ve onun kısıtlı altyapısının
imhasına katkı için hava gücünü kullanmalı. Bu sorun artık bir kenarda
bırakılamaz", dedi. (AA)

ABD, Irak'ta güvenlik durumunun iyileştirilmesi için ortak komite kurulması
konusunda anlaşmalarına rağmen İran'la daha üst düzey görüşme yapma
planı bulunmadığını bildirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean
McCormack, İran'ın Irak konusunda ABD ile daha üst düzey görüşmelere hazır
olduğunu açıklamasına ilişkin bir soruya, kendilerinin şimdilik böyle bir planları
bulunmadığını söyledi. İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ise, ABD'den
talep gelmesi halinde daha üst düzey görüşmelere hazır olduğunu söyledi.
(AA)(REUTERS)

Irak'ın en büyük Sünni blok, Başbakan Nuri El Maliki hükümetindeki koalisyon
ortaklığını askıya aldığını bildirdi. Hükümette 6 bakanı ve 275 sandalyeli
parlamentoda 44 milletvekili bulunan Sünni Irak Uzlaşma Cephesi'nden
yapılan açıklamada, El Maliki'ye isteklerini yerine getirmesi için bir hafta süre
verdiklerini, aksi takdirde hükümetten istifa edeceklerini kaydetti. Açıklamada,
belirli suçlarla suçlanmayan bazı tutukluların affedilmesinin istendiği belirtildi.
Sünni blok, Şiilerin çoğunlukta olduğu mecliste 11 Haziranda yapılan
oylamayla Sünni Parlamento Başkanı Mahmud Meşhedani'nin görevden
alınarak yerine geçici olarak Şii yardımcısının getirilmesi üzerine parlamentoyu
boykot kararı almıştı. Sünni blok, Meşhedani'nin oturuma başkanlık etmesi
sözünü almasından sonra geçen perşembe boykotu sona erdirmişti. Irak
1
Uzlaşma Cephesi, partili Kültür Bakanı hakkında tutuklama kararı çıkarılması
üzerine kabine toplantılarını da boykot etme kararı almıştı. (AA)(AP)(EL-HAYAT
GAZETESİ)

Irak'ın Washington Büyükelçisi Samir Sümeyde, ABD yönetimini, Irak silahlı
kuvvetlerinin ihtiyacı olan temel silahları teslim etmek konusunda kararsız
davranmakla suçladı. Sümeyde, Washington'da gazetecilere yaptığı
açıklamada, güçlü ve Amerikan askerlerine yardımcı olabilecek bir Irak ordusu
kurulmasını isteyen ABD Başkanı George W. Bush'un bu niyeti göz önüne
alındığında, Amerikalıların silahların teslimatını geciktirmesinin anlamsız
olduğunu söyledi. ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) üst düzey teknoloji
silahlarının Iraklıların eline geçmesini istemediği yönündeki iddiaları
reddettiğini belirten Sümeyde, ''Nükleer denizaltılardan bahsetmiyoruz.
Kalaşnikof tüfekleri gibi temel silahlardan söz ediyoruz'', dedi. Sümeyde, ''Irak
hükümeti Washington'u silahların teslimatı için bekledi, bekledi, bekledi ve
sonra Çin gibi başka silah üreticilerine yöneldi'', diye konuştu. Samir Sümeyde,
''Birliklerimiz için özellikle zırhlı araçlara ihtiyacımız var ve bu bekleme
moralimizi bozuyor'', dedi. Sümeyde'nin tepkisini anladığını belirten Beyaz
Saray Sözcüsü Tony Snow, Irak hükümetinin, Irak birliklerine silah
sağlanmasını ve bu birliklerin eğitilmesini istediğini görmenin kendilerini
memnun ettiğini söyledi. Snow, ''Bu konuyla en hızlı şekilde ilgileniyoruz.
Iraklıların hayal kırıklığını anlıyoruz. Bu konulara Bush'un Irak Başbakanı Nuri
El Maliki ile yaptığı görüşmelerde de değinildi. Ancak ABD Kongresi, Savunma
Bakanlığı bütçesiyle ilgili bir yasa tasarısını bile onaylayamadı. Biz de kendi
birliklerimiz için zırhlı araçlar gibi teçhizata ihtiyaç duyuyoruz'', dedi.
(AA)(AFP)(www.nahrain.com)

Irak İslam Partisi Başkanı ve Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El-Haşimi
yaptığı açıklamada, dün Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’ye istifasını
sunduğunu açıkladı. Haşimi, Irak Uzlaşma Cephesi içinde kararların birlikte
alındığını ve grup halinde hareket ettiklerini ifade etti.(www.albadeeliraq.com)

Irak’a komşu ülkelerin, Suriye’de Ağustos veya Eylül ayında, ABD, İran ve Irak
arasında kurulması düşünülen alt komitenin de katılacağı bir toplantı yapacağı
bildirildi. (www.alsabaah.com)

İran'ın, resmi gezilerinde kullanması amacıyla Irak Başbakanı Nuri El Maliki'ye
bir Airbus A300 tipi uçak tahsis ettiği bildirildi. Irak hükümeti sözcüsü Ali El
Dabbağ, Iraklı yetkililere geçen hafta teslim edilen uçağın, "İran hükümetinin
Irak halkına hediyesi olduğunu" belirtti. El Dabbağ, Irak hükümetinin, iyi niyet
jesti olan bu hediye için İran'a teşekkür ettiğini kaydetti. (AA)(AFP)

Ürdün'de bugün topraklarındaki çok sayıda Iraklı mültecinin taleplerini
karşılamakta zorlanan ülkelere yardımcı olmayı amaçlayan uluslararası bir
konferans düzenleniyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, toplu
göçü 'bölgeyi tehdit eden bir insanlık krizi' diye tanımladı. Her ay 50 bin
Iraklının ülkeyi terk ettiği tahmin ediyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre
kalacak yer, sağlık ve eğitim ihtiyacı içindeki bu kişilerin çoğu Ürdün ve
Suriye'ye gidiyor. Lübnan ve Mısır'da da Iraklı mülteciler var. Konferanstan en
büyük beklenti, dünyanın en büyük mültecileri konumundaki Iraklıların bir gün
evlerine dönecekleri ya da bir başka ülkeye yerleşebilecekleri yönünde
2
güvence verilmesi. Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Örgütü, uluslararası
topluma Iraklı mülteciler için mali yardım ve konaklama olanakları sağlama
sözlerini yerine getirme çağrısında bulundu. Örgütün yöneticilerinden Craig
Johnstone, uluslararası toplumu Iraklı mültecilerin ızdırabını ihmal etmekle
eleştirirken, paranın gerekli olduğunu ancak tek başına yeterli olmadığını;
mültecilere yaşayabilecekleri yerler bulunmasının, başka ülkelerde
yerleştirilmelerinin de büyük önem taşıdığını söylüyor. Mayıs ayında Ürdün
hükümetinin yaptığı hesaplamalara göre, ülkede bulunan Iraklı mültecilerin
yıllık maliyeti bir milyar dolar civarında. Hükümet, ayrıca ülkede bulunan
Iraklıların sayısını tam olarak belirlemek için bir çalışma başlattı. Suriye'de ise
1,5 milyon Iraklı mültecinin bulunduğu sanılıyor. Ürdün'de sağlık hizmetlerinin
tamamı değil, yalnızca Iraklı çocuklar için aşı ücretsiz. Okullar kapasitelerini
zorlar durumda. Yalnızca, oturma izni olan Iraklıların çocuklarına okullara
devam etme olanağı sağlanıyor. Suriye ise, Iraklılara daha fazla hizmet
sağlıyor. Ancak bu ülkede de yüzbinlerce Iraklı mülteci çocuğun yalnızca az bir
bölümü okula devam edebiliyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiserliği, bu yılsonuna kadar göçmenlerin 20 binine daimi barınma olacağı
sağlamayı umuyor. Bush yönetimi, Eylül ayı sonuna kadar 7 bin Iraklının
Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmesine izin vereceklerini açıklamıştı. Ancak
son dokuz ay içinde yalnızca 133 Iraklı ülkeye gidebildi. (BBC)

Irak'ın başkenti Bağdat'ta, Irak milli futbol takımının Asya Kupası'nda finale
kalmasından sonra yapılan kutlamalarda düzenlenen iki saldırıda 50 kişi öldü.
Polis, başkentin Mansur ve Gadir semtlerinde bombalı araçlarla düzenlenen
saldırılarda 135 kişinin de yaralandığını belirtti. Mansur'da kalabalığın
yakınında düzenlenen ilk saldırıdan 45 dakika kadar sonra ikinci bombalı araç,
Gadir'deki bir askeri kontrol noktasının yakınındaki kutlama konvoyunun
ortasında infilak etmişti. (AA)
Ortadoğu

Ürdün Dışişleri Bakanı Abdülillah Hatib, Ortadoğu'da kapsamlı bir çözüm için
İsrail'e tüm Arap dünyası adına "barış eli uzattıklarını" söyledi. İsrail'e tarihi
ziyarette bulunan Arap Birliği heyetinde Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul
Geyt ile birlikte yer alan Hatib, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile
düzenlediği basın toplantısında, "Tüm bölge adına size barış eli uzatıyoruz.
İsrail ile Filistin ve diğer Arap dünyası arasında verimli ve yapıcı görüşmeleri
başlatacak gücü yaratabilmeyi umuyoruz", dedi. Hatib, Arap barış planının
İsrail'in Ortadoğu'da tanınması, güvenliği ve kabul görmesi için "büyük bir
fırsat" olduğunu belirtti. Mısır Dışişleri Bakanı Ebu Geyt de, İsrail'e, Arap
Birliğinin planını ciddi bir şekilde düşünmesi çağrısında bulundu. İsrail
Başbakanı Ehud Olmert ise Arap temsilcilere, ülkesinin barış planını müzakere
edeceğini umduğunu ve bir daha ki sefere İsrail'i, planı destekleyen daha çok
Arap dışişleri bakanıyla ziyaret etmelerinin kendisini çok mutlu edeceğini
söyledi. Arap Birliğinin planı, İsrail'in 1967 Ortadoğu savaşında ele geçirdiği
topraklardan çekilmesi karşılığında İsrail'in tam olarak tanınmasını öngörüyor.
(AA)(AP)

BM Ortadoğu Özel Temsilcisi Michael Williams, Gazze ve Batı Şeria'nın uzun
dönemde siyasi olarak ayrı kalamayacaklarını ve kurulacak bir Filistin
3
devletinin iki bölgeyi de kapsaması gerektiğini söyledi. Williams, BM Güvenlik
Konseyi'nde yaptığı konuşmada, Filistin toprakları ile ilgili umut verici siyasi
gelişmeler olmakla beraber, İsrail'in sınır kapılarını açmaması durumunda
Gazze'de ekonomik bir yıkım yaşanacağını söyledi. Hamas'ın Gazze'yi ele
geçirmesi nedeniyle "Gazze halkının cezalandırılmaması gerektiğini"
belirterek, "Gazze ekonomisinin tamamen çökmemesi için sınır geçişlerinin
yeniden açılmasının hala bir öncelik olduğunu" kaydetti. Karni sınır geçişinin
kapanması nedeniyle Gazze'de 213 milyon dolarlık BM projelerinin durduğunu
belirten Williams, Dünya Bankası'nın Gazze'deki fabrikalardan yüzde 75'inden
fazlasının kapandığını ve bu nedenle 68 binden fazla işçinin işten
çıkarıldığının hesapladığını söyledi. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın
çözüm bulmak için inisiyatif alması gerektiğini belirten Williams, "Uzun
dönemde Gazze ve Batı Şeria ayrı kalamaz. Gelecekte tek bir Filistin Devleti
var ve bu hem Batı Şeria'yı, hem de Gazze'yi kapsıyor", dedi. (AA)(REUTERS)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, yakında seçim kararı alacağını
söyledi. Abbas, ülkesini ziyaret eden Amerikalı heyete yaptığı konuşmada,
"Erken seçimler için gerekli kararnameleri çıkarma zamanı gelmiştir", dedi.
Ancak Abbas, bu kararnamelerin ne zaman çıkarılacağı ve düşünülen seçim
tarihi konusunda bilgi vermedi. Abbas'a yakın kaynaklar ise genel seçimin
2008 başlarında olmasını beklediklerini söylüyorlar. Tüm Filistinlileri temsil
ettiğini düşünen Abbas, seçimlere Hamas'ın kontrolündeki Gazze'nin de dâhil
olacağını söyledi. Abbas "Gazze'yi hariç tutmayacağız. Gazze Filistin
topraklarının parçasıdır", dedi. Seçimlerin Hamas ile El Fetih arasındaki
düşmanlığı daha da artırmasından korkuluyor. Filistinli yetkililer, Abbas'ın,
İsrail tutuklu Hamaslı milletvekillerini serbest bırakmadan önce seçimleri
yapmak isteğini belirtiyorlar. (AA)(AP)

İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la Filistin
devletinin kurulması yolundaki aşamaları görüştüklerini bildirdi. İsrail Devlet
Başkanı Şimon Peres'le görüşen Olmert, "Abbas'la barış süreci ve Filistin
Devletinin kurulmasına olanak verecek meseleleri çok ciddi bir biçimde
görüşmeye başladık", dedi. Olmert, görüşmelere somut bir sonuca varılması
için kararlaştırılan süreçte devam edeceklerini belirtti. Bu arada Olmert'in,
Filistin lideri Mahmut Abbas'a Filistin Devletinin kuruluşu konusunda "ilke
anlaşması" amacıyla müzakere önerdiği bildirildi. Haaretz gazetesinin
haberine göre, Olmert'in ilkesel olarak kabul ettiği Filistin Devleti, Batı Şeria'nın
büyük kısmıyla Gazze şeridinden oluşuyor. Gazeteye göre, Olmert
müzakerelerde ilkin üzerinde kolay anlaşma sağlanabilecek konuların ele
alınmasını istiyor. Olmert, ondan sonra sınırlar ve iki devlet arasındaki dolaşım
gibi hassas konulara gelinmesi gerektiğini düşünüyor. Olmert'in teklifine göre,
aynı zamanda El Fetih hareketinin lideri olan Abbas, sağlanacak ilke
anlaşmasını parti programına esas alarak seçim propagandası yapacak.
Olmert de anlaşmayı kendi meclisine sunacak. Haaretz'e göre, Olmert'in
planında İsrail'in Batı Şeria'nın yüzde 90'ından çekilmesi, Batı Şeria'yı Gazze
şeridine bağlayacak tünel inşa edilmesi ve Doğu Kudüs için özel düzenleme
yapılması öngörülüyor. (AA)(AFP)

Rusya'nın, İran'ın Buşehr kentinde inşa ettiği ve bu yıl içinde faaliyete geçmesi
planlanan nükleer santrali yetiştiremediği ve santralin ancak gelecek yıl
4
faaliyete geçebileceği bildirildi. Rus Atomstroyexport şirketinin taşeronu olan
Energoprogress şirketinin Başkanı İvan İstomin, Rus haber ajansı RİA
Novosti'ye yaptığı açıklamada, "Bugün Buşehr nükleer santralinin bu
sonbaharda faaliyete geçmesinin gerçekçi olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz",
dedi. İstomin, nükleer santralin faaliyete geçmesi için en gerçekçi tarihin
gelecek yıl sonbahar olabileceğini söyledi. Rus Atomstroyexport'un sözcüsü
İrina Yesipova da yaptığı açıklamada, projede karşılıklı güvenin zarar
gördüğünü belirterek, "Birçok açıklamanın olduğu ancak hiç paranın
bulunmadığı bir durum istikrarsızlığın göstergesidir", dedi. Yesipova, projenin
aksamasının tek nedeninin sadece ödeme aksaklığı olmadığını, aynı zamanda
Rus taşeron şirketiyle, Rusya'nın aksaklıklar yüzünden Buşehr projesi ve
İran'a yönelik tutumlarının değişmesinin de etkili olduğunu sözlerine ekledi. (AA)
Kafkasya ve Orta Asya

Birleşmiş Milletler, Gürcistan hükümetinin, tek yanlı bağımsızlık ilan eden
Abhazya sınırındaki sorunlu bölgede kurduğu yaz dönemi gençlik kampının
kaldırılmasını istedi. Abhazya'nın "Dışişleri Bakanı" Sergey Şamba, yaptığı
açıklamada, BM'nin, Gürcü-Abhaz sınırındaki gençlik kampının kurulduğu
bölgenin güvenli olmadığı ve taraflar arasında gerginliğe yol açabileceği
endişesiyle buradan başka bir yere taşınmasını istediğini kaydetti. Bölgedeki
gençlik kampının buradan taşınmasını istediklerini, dolayısıyla BM'nin
açıklamasından memnuniyet duyduklarını belirten Şamba, Gürcistan'ın
Dostları Grubu'nun önderliğinde yapılan görüşmelerin üzerinden bir ay
geçmesine rağmen hiçbir adım atılmadığını ifade etti. Şamba, Gürcistan
hükümetinin, uluslararası kuruluşların önerilerini dikkate almadığını söyledi.
Gürcistan'ın Dostları Grubu'nda, Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD yer alıyor.
Bu arada, Çeçenistan Meclis Başkanı İsa Haşhanov'un, Abhazya'yı ziyaret
ettiği ve Abhaz lider Sergey Bağapş ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi konularını
ele aldıkları kaydedildi. (AA)

Gürcistan'dan tek yanlı bağımsızlık ilan eden ayrılıkçı bölge Güney Osetya'nın
alacağı statünün belirlenmesi için oluşturulan komisyon, çalışmalarına devam
ediyor. Güney Osetya yönetimi, komisyon çalışmalarına tepki göstererek, tüm
bu yasa dışı faaliyetlerin kabul edilemez olduğunu kaydetti. Komisyondan
yapılan açıklamada da Güney Osetya yönetiminin uzlaşmacı bir tutum
sergilemediği ve gösterdiği olumsuz tepkinin doğal karşılandığı ifade edildi.
Güney Osetya'nın statüsünün belirlenmesi çalışmalarını yürüten komisyon
bünyesinde, anayasa, finans, ekonomi, eğitim ve kültür alanlarında faaliyet
gösterecek beş ayrı çalışma grubunun oluşturulacağı kaydedildi. Başbakan
Zurab Noğaydeli başkanlığındaki komisyon, ilk toplantısını dün yapmıştı.
Komisyon çalışmalarında, hükümet üyeleri, sivil toplum örgütleri ve muhalefet
milletvekilleri de yer alıyor. (AA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün ordu komutanları ve istihbarat örgüt
müdürleriyle toplantısında Rusya'nın ''ABD güdümündeki Batı dünyasına
karşı'' silah gücünü artıracağını ve istihbaratını da kuvvetlendireceğini açıkladı.
İTAR-Tass, İnterfaks ve RİA Novosti haber ajanslarının bildirdiğine göre, Putin,
bugün başkanlık sarayı Kremlin'de ordu komutanları ve istihbarat örgütü
müdürleriyle toplantısında bilhassa dış istihbaratın kuvvetlendirilmesi
5
gerektiğini anlattı. ABD'nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti topraklarında füze
savunma sistemi kurmayı planlaması ve Romanya ile Bulgaristan'da da üsler
kurmak istemesi karşısında Rusya Devlet Başkanı, tedbirler alınacağını
açıkladı. (AA)(AP)(REUTERS)
Avrupa Birliği

İngiltere, ABD'nin füze kalkanı projesi için bir hava üssünü kullanmasına izin
verecek. İngiltere Savunma Bakanı Des Browne, ülkesinin kuzeydeki bir hava
üssünü ABD'nin kullanmasına izin vermesinin İngiltere için de iyi olacağını
söyledi. Browne, yaptığı yazılı açıklamada, füze savunma sistemlerinin saldırı
amaçlı değil, savunma amaçlı olduğunu belirterek, kendi bölgelerinde bu
yöndeki Amerikan çabalarını bilimsel ya da tesislerini kullandırma yoluyla
desteklemelerinin vatandaşlarının ileride korunmasına da yardımcı olacağını
ifade etti. Kuzey Yorkshire'daki Menwith Hill'de bulunan üssün tam olarak
hangi amaçla kullanılacağı açıklık kazanmadı; ancak bakanlık, üssün "tehdit
saptama" ve "uydu verilerinin ABD'nin yeni füze savunma sistemine
ulaşmasının sağlanmasında" kullanılacağını belirtiyor. İngiltere bir süre önce
de ABD'nin bir başka İngiliz üssündeki radar sistemini geliştirmesine izin
vermişti. ABD, yeni füze savunma sistemini, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne
konuşlandırmayı planlıyor. (AA)(REUTERS)

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Libya'yı ziyareti sırasında iki ülke,
Libya'nın deniz suyundan tatlı su elde etmesi için bir nükleer reaktör
sağlanmasını öngören bir sivil nükleer mutabakat zaptı imzaladı. Fransız
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Claude Gueant gazetecilere yaptığı
açıklamada, anlaşmanın, Libya'ya deniz suyunun arındırılarak içme suyu elde
edilmesine olanak verecek bir nükleer reaktör sağlanmasını öngördüğünü
belirtti. Sarkozy ile Libya lideri Muamer Kaddafi'nin görüşmesinden sonra iki
ülkenin dışişleri bakanları tarafından imzalanan anlaşmanın, henüz "hedef"
aşamasında olduğu, projenin fizibilitesi konusunda daha yapacak çok şey
bulunduğu kaydedildi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Bulgar
hemşirelerin serbest bırakılmalarının ertesinde AB ile Libya arasındaki
ilişkilerin normalleştiğini göstermeye yönelik bir jestte bulunmak ve Libya
Devlet Başkanı Muammer Kaddafi ile görüşmek üzere dün akşama doğru
Trablus'a gitti. (AA)(AFP)
Diğer Haberler

Türkiye, BM Genel Kurulu başkan yardımcılığına seçildi. Türkiye, yeni
görevine Eylül ayında düzenlenecek 62. dönem BM Genel Kurul toplantıları
sırasında başlayacak. BM Genel Kurulu başkan yardımcılığı görevinde
Türkiye, kendisiyle birlikte seçilen 20 ülkeyle birlikte çalışacak. 192 üyeli BM
Genel Kurulunun başkan yardımcılığı görevine her yıl BM Güvenlik Konseyinin
5 daimi üyesinin (ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya) dışında değişik coğrafi
bölgeleri temsilen 16 üye daha seçiliyor. Türkiye, göreve Batı Avrupa
bölgesine ayrılan iki sandalyeden birini alarak İzlanda ile birlikte seçilmiş oldu.
BM Genel Kurulu başkan yardımcılığına seçilen Türkiye, bu adımla 2009-2010
6
dönemi BM Güvenlik Konseyi adaylığı yolunda önemli bir avantaj elde etmiş
oldu. Türkiye'yi BM'de Büyükelçi Baki İlkin temsil ediyor. (AA)

Kosova'nın statüsünün belirlenmesiyle ilgili süreci, çıkmaza girmesi üzerine
BM Güvenlik Konseyi'nden devralan Temas Grubunun temsilcileri, Viyana'da
bir araya geldiler. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve
Rusya'nın oluşturduğu Kosova Temas Grubundan diplomatlar, Kosova'nın
gelecekteki statüsüyle ilgili tıkanan görüşmelerin ilerletilmesinin yollarını ele
almak üzere Viyana'da görüşüyor. Kapalı kapılar ardında yapılan toplantıda,
Kosova'ya uluslararası gözetim altında bağımsızlık öngören, Sırbistan ile
birlikte Rusya'nın karşı çıktığı BM planındaki tıkanıklığın yeniden gözden
geçirileceği, Sırplar ile bağımsızlık isteyen Kosovalı Arnavutlar arasında yeni
görüşmeler için zemin hazırlanmasının beklendiği bildiriliyor. Temas Grubu
temsilcilerinin, Sırplar ile Kosovalı Arnavutlar arasında Ağustos ya da Eylülde
görüşme başlatılmasını ümit ettiği belirtiliyor. Diplomatlara göre, ilk aşamada
ABD, Rusya ve AB arabulucularının, Belgrad ile Priştina arasında mekik
diplomasisi yürütmesi öngörülüyor. (AA)(AP)

Pakistan, nükleer başlık da taşıyabilen bir füze denemesi yaptı. Askeri
yetkililer, menzili 700 kilometre olan Babür Hatf VII füzesi denemesinin
başarıyla sonuçlandığını bildirdiler. (AA)

Hindistan'ın ilk kadın Devlet Başkanı Pratiba Patil, yemin ederek görevine
başladı. Askerlerin tören atışından sonra, beyaz üniformalı askerlerin eşliğinde
parlamentoya giren 72 yaşındaki Patil, gösterişli bir törenle yemin ederek
görevine resmi olarak başladı. Hindistan'da sembolik bir konumu olan ve
silahlı kuvvetlerin komutanı kabul edilen devlet başkanının, siyasi kriz
dönemlerinde önemli yetkileri bulunuyor. Ülkenin ilk kadın devlet başkanının,
kadın hakları konusunda verilen mücadelede etkili olması umut ediliyor. (AA)(AP)

Afganistan'da 22 Güney Koreli rehineyi elinde tutan Taliban militanlarının,
mümkün olduğunca çok sayıda yabancıyı kaçırma emri aldıkları bildirildi.
Taliban liderlerinden Mansur Dadullah, İngiliz Channel 4 televizyonunda
yayımlanan açıklamasında, Taliban militanlarına kaçırabildikleri kadar çok
yabancıyı kaçırmaları emri verildiğini söyledi. Tutuklu Taliban militanlarının
serbest bırakılmasını sağlamak için yabancıların kaçırılmasının ''etkili'' bir
yöntem olduğunu savunan Dadullah, ''Adam kaçırma eylemlerine başvurmak,
elbette etkili bir yöntem. Tüm militanlara, nerede olurlarsa olsunlar, her
milletten yabancıları kaçırmaları emri verdim. Böylece rehine pazarlığı
yapabiliriz'', dedi. Bu açıklamayı Afganistan ve Pakistan arasındaki gizli bir
bölgeden yaptığını kaydeden Dadullah, militanların, rehinelerin kafalarını
çocuklara kestirmeyi planladığını belirtti. Çocuklara askeri eğitim vermek
istediklerini söyleyen Dadullah, ''Çocukları zalim işgalcilere ve imansızlara
karşı eğitmek istiyoruz. Çocuklara cesaret kazandırmak için, onları
imansızların ve casusların kafalarını keserken kullanmak istiyoruz'', dedi. Bu
arada Taliban sözcüsü Yusuf Ahmedi, ellerindeki 22 Güney Koreli rehinenin,
verilen sürenin dün gece sona ermesine karşı hayatta olduğunu doğruladı.
Ahmedi, AFP'ye telefonla yaptığı açıklamada, "Sürenin dolmasından bu yana
hiçbir rehine öldürülmedi, hepsi sağ'', dedi. (AA)(AFP)
7
Dünya Basını
İngiltere gazetelerinde bu sabah Başbakan Gordon Brown'un dün Avam
Kamarası'nda gündeme getirdiği terör ve güvenlik reformlarına ilişkin haber ve
yorumlar öne çıkıyor.
Guardian'ın yorumu şöyle: "Avam Kamarası, gözaltı süresini 90 güne çıkarma
yolundaki önerileri bozguna uğratalı, iki yıldan az zaman geçti, ama Brown bu
konuyu ustalıkla yeniden gündeme getirmeyi başardı. "Önceki başbakanın,
özgürlükler söz konusu olduğunda "Oyunun kuralları değişti" gibi aşırı
duygusal ifadelere başvurmasına karşılık, Brown güvenlik ile özgürlükler
arasındaki hassas dengeyi baştan kabul etti, Blair gibi 90 gün şeklinde
herhangi bir sınır koymak yerine, mevcut 28 günlük gözaltı süresinin
'artırılması' gerektiğini söyledi." Guardian ayrıca terör ve güvenlik reformlarını
'geniş ölçekli ama riskli' diye tanımlıyor. "Brown'ın önerileri kapsamında gözaltı
süresindeki değişikliğin yanı sıra, ülkenin ilk birleşik sınır güvenlik birimi
kurulacak, ayrıca okullara ve İngilizce konuşan imamlara vatandaşlık dersleri
verilecek, bu yolla ülkedeki Müslüman topluluklarının gönüllerini ve desteğini
kazanmak için 70 milyon sterlin fon ayrılacak. "Ancak bu öneriler, kapsadıkları
alana bakıldığında, Brown için aynı zamanda siyasi tehlike unsuru. Çünkü
bunlar, liberal bir İngiltere yaklaşımına zarar verebilir."
Times gazetesi yazarlarından Sean O'Neill ise "İngiltere'yi daha adil bir toplum
yapan kurallar, terörle mücadele stratejisiyle çelişiyor" görüşünü savunuyor:
"Gordon Brown, başbakan olarak Avam Kamarası'nda güvenlik üzerine yaptığı
ilk açıklamada, gayet ciddi görünüyordu. "Bazı ürkütücü rakamlar da açıkladı:
Örneğin, bu yıl içinde 30 kişi, terör faaliyetlerinden suçlu bulundu,
Amerika'daki 11 Eylül saldırılarından bu yana, ölümle sonuçlanabilecek 15
saldırı planı önlendi, şiddeti teşvik eden 52 imamın ülkeye girişi yasaklandı
gibi. "Ülkemizin ilk ve en temel değeri özgürlüktür", dedi Brown, "hükümetin en
önemli görevi de güvenliği sağlamaktır." "Gelecek yıldan itibaren İngiltere'deki
istihbarat birimleri ve terörle mücadele polis güçleri, 2001 yılındakinin iki katına
çıkarılacak. Brown ayrıca devletin insanları takip etme yetkisini artırmayı
amaçlıyor. "Hedef belki terör zanlılarını tespit etmek olabilir. Ama sonuçta bu
durum, İngiltere içi ve dışına seyahat eden herkesin verilerini toplamak demek.
Acaba Brown, tüm bu önerilerin kabul edileceğini mi düşünüyor yoksa
gelecekte örneğin, terör davalarında jürinin feshedilmesini tartışmaya
açabilecek güvenlik önerileri için, zemin mi hazırlıyor? "
Sosyolog Anthony Giddens da Gordon Brown'un önerilerini Guardian'a
değerlendirmiş. Giddens, "Güvenlik önerileri, özgürlükleri korumayı vaat ediyor
ama Başbakanın bizleri bekleyen tehlikeler konusunda daha açık olması şart"
yorumunu yapıyor. "Hesaplaması hayli güç risklerle karşı karşıyayız. Terör de
salgın hastalık ya da ekonomik çöküş gibi, bu risklerden bir tanesi. "Brown'un
bu konudaki yaklaşımı doğru, Blair'inkinden de daha iyi, çünkü yeni yetkileri
aynı zamanda nitelikli kılmaya kararlı olduğunu gösteriyor. Ama bir şey eksik,
o da enine boyuna üzerinde düşünülmüş bir risk değerlendirmesi. "Brown'un
korumacı önerileri yanında, parlamento ve kamuoyu da devamlı olarak olası
tehlikeler konusunda bilgilendirilmeli. Bazı bilgilerin gizli tutulması anlaşılabilir
ama neyin neden yapıldığı sürekli sorgulanmalı, iyice araştırılmalıdır."
8
Daily Telegraph manşetten milletvekillerinin bir uyarısını duyuruyor:
"Tatilcilerin havaalanı kuyrukları, terör saldırısı hedefi." "Milletvekilleri,
havaalanlarındaki uzun yolcu kuyruklarının güvenlik için risk oluşturduğu ve
bombalı saldırı hedefi olabileceği uyarısını yaptı. Milletvekillerinin raporu,
önümüzdeki dört hafta içinde yaklaşık 10 milyonun insanın yurtdışına tatil için
gitmeye hazırlandığı bir döneme rastlıyor. "Raporda, Ulaştırma Bakanlığı da
güvenlik kurallarını ihlâl edenler hakkında rahat davranmakla eleştiriliyor."
Independent gazetesinde Adrian Hamilton imzalı yorumda, İngiltere'nin yeni
dış politikasının İran'dan başlaması gerektiği görüşü dile getiriliyor. "Gordon
Brown, Pazar günü Washington'a gittiğinde, ana gündem maddesi İran ve bu
ülkeye karşı uygulanabilecek yaptırımlar olacak. "Bu yanlış, ama Brown ve
Bush'un, bu görüşmeden Amerika'nın bir numaralı düşmanı üzerindeki baskıyı
artıracak bir ciddiyetle çıkacaklarını söylemek, daha sağlam bir tahmin olur.
"Peki, bu İran saplantısı niye acaba? Amerika açısından bu sorunun yanıtı
basit. Irak politikasına Amerikan halkının desteğini kaybetmiş bir başkan için,
İran'dan daha iyi bir günah keçisi olamaz, üstelik bu düşmanın yenilgisi, eski
şanını kazanmasını sağlayabilir." "Zaten Amerikalı yorumcu ve siyasilerin,
Kongre'nin muhalefetine rağmen, Beyaz Saray'ın hala Cheney'in İran'a askeri
harekât önerisini izlemeye onay verebileceğini düşünmelerinin sebebi de bu.
"Bu durum Avrupalıların da yaptırımlara ilişkin İran'la yürüttükleri
müzakerelerde yeterince esnek olamamalarını da açıklıyor. "İran'daki rejim, en
iyilerden biri değil ama bu ülkede tek bir yönetim de hâkim güç değil."
9
Download