HABER BÜLTENİ 26 Temmuz 2007 Haber Özetleri Irak ABD'nin Ankara eski Büyükelçisi Morton Abramowitz, terör örgütü PKK'nın Irak’ın kuzeyindeki varlığının çok büyük bir sorun olduğunu belirterek, bu konuda başka adımların atılamaması durumunda ABD'ye, PKK'ya karşı hava gücünü kullanması çağrısında bulundu. 1991'deki Körfez savaşı sırasında ABD'nin Ankara Büyükelçisi olan Abramowitz, "Foreign Policy" dergisinin internet sitesinde yayımlanan makalesinde, Iraklı Kürtlerin, kendi çıkarları için PKK'ya karşı Türkiye ile işbirliği yapması gerektiğini yazdı. Abramowitz, Iraklı Kürtlerin, PKK'nın faaliyetlerini kısıtlayabileceğini, bazı terör elebaşılarını yakalayabileceğini ve PKK'nın altyapısını imha edebileceğini kaydetti. Morton Abramowitz, makalesinde, "Iraklı Kürtler, teröristlerin Türkiye'ye sızmasının engellenmesi için Türk kuvvetleriyle birlikte çalışmalı. Eğer Iraklı Kürtler, kısa sürede bunu yapmaya hazır olmazsa ABD, PKK'nın ve onun kısıtlı altyapısının imhasına katkı için hava gücünü kullanmalı. Bu sorun artık bir kenarda bırakılamaz", dedi. (AA) ABD, Irak'ta güvenlik durumunun iyileştirilmesi için ortak komite kurulması konusunda anlaşmalarına rağmen İran'la daha üst düzey görüşme yapma planı bulunmadığını bildirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, İran'ın Irak konusunda ABD ile daha üst düzey görüşmelere hazır olduğunu açıklamasına ilişkin bir soruya, kendilerinin şimdilik böyle bir planları bulunmadığını söyledi. İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ise, ABD'den talep gelmesi halinde daha üst düzey görüşmelere hazır olduğunu söyledi. (AA)(REUTERS) Irak'ın en büyük Sünni blok, Başbakan Nuri El Maliki hükümetindeki koalisyon ortaklığını askıya aldığını bildirdi. Hükümette 6 bakanı ve 275 sandalyeli parlamentoda 44 milletvekili bulunan Sünni Irak Uzlaşma Cephesi'nden yapılan açıklamada, El Maliki'ye isteklerini yerine getirmesi için bir hafta süre verdiklerini, aksi takdirde hükümetten istifa edeceklerini kaydetti. Açıklamada, belirli suçlarla suçlanmayan bazı tutukluların affedilmesinin istendiği belirtildi. Sünni blok, Şiilerin çoğunlukta olduğu mecliste 11 Haziranda yapılan oylamayla Sünni Parlamento Başkanı Mahmud Meşhedani'nin görevden alınarak yerine geçici olarak Şii yardımcısının getirilmesi üzerine parlamentoyu boykot kararı almıştı. Sünni blok, Meşhedani'nin oturuma başkanlık etmesi sözünü almasından sonra geçen perşembe boykotu sona erdirmişti. Irak 1 Uzlaşma Cephesi, partili Kültür Bakanı hakkında tutuklama kararı çıkarılması üzerine kabine toplantılarını da boykot etme kararı almıştı. (AA)(AP)(EL-HAYAT GAZETESİ) Irak'ın Washington Büyükelçisi Samir Sümeyde, ABD yönetimini, Irak silahlı kuvvetlerinin ihtiyacı olan temel silahları teslim etmek konusunda kararsız davranmakla suçladı. Sümeyde, Washington'da gazetecilere yaptığı açıklamada, güçlü ve Amerikan askerlerine yardımcı olabilecek bir Irak ordusu kurulmasını isteyen ABD Başkanı George W. Bush'un bu niyeti göz önüne alındığında, Amerikalıların silahların teslimatını geciktirmesinin anlamsız olduğunu söyledi. ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) üst düzey teknoloji silahlarının Iraklıların eline geçmesini istemediği yönündeki iddiaları reddettiğini belirten Sümeyde, ''Nükleer denizaltılardan bahsetmiyoruz. Kalaşnikof tüfekleri gibi temel silahlardan söz ediyoruz'', dedi. Sümeyde, ''Irak hükümeti Washington'u silahların teslimatı için bekledi, bekledi, bekledi ve sonra Çin gibi başka silah üreticilerine yöneldi'', diye konuştu. Samir Sümeyde, ''Birliklerimiz için özellikle zırhlı araçlara ihtiyacımız var ve bu bekleme moralimizi bozuyor'', dedi. Sümeyde'nin tepkisini anladığını belirten Beyaz Saray Sözcüsü Tony Snow, Irak hükümetinin, Irak birliklerine silah sağlanmasını ve bu birliklerin eğitilmesini istediğini görmenin kendilerini memnun ettiğini söyledi. Snow, ''Bu konuyla en hızlı şekilde ilgileniyoruz. Iraklıların hayal kırıklığını anlıyoruz. Bu konulara Bush'un Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile yaptığı görüşmelerde de değinildi. Ancak ABD Kongresi, Savunma Bakanlığı bütçesiyle ilgili bir yasa tasarısını bile onaylayamadı. Biz de kendi birliklerimiz için zırhlı araçlar gibi teçhizata ihtiyaç duyuyoruz'', dedi. (AA)(AFP)(www.nahrain.com) Irak İslam Partisi Başkanı ve Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El-Haşimi yaptığı açıklamada, dün Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’ye istifasını sunduğunu açıkladı. Haşimi, Irak Uzlaşma Cephesi içinde kararların birlikte alındığını ve grup halinde hareket ettiklerini ifade etti.(www.albadeeliraq.com) Irak’a komşu ülkelerin, Suriye’de Ağustos veya Eylül ayında, ABD, İran ve Irak arasında kurulması düşünülen alt komitenin de katılacağı bir toplantı yapacağı bildirildi. (www.alsabaah.com) İran'ın, resmi gezilerinde kullanması amacıyla Irak Başbakanı Nuri El Maliki'ye bir Airbus A300 tipi uçak tahsis ettiği bildirildi. Irak hükümeti sözcüsü Ali El Dabbağ, Iraklı yetkililere geçen hafta teslim edilen uçağın, "İran hükümetinin Irak halkına hediyesi olduğunu" belirtti. El Dabbağ, Irak hükümetinin, iyi niyet jesti olan bu hediye için İran'a teşekkür ettiğini kaydetti. (AA)(AFP) Ürdün'de bugün topraklarındaki çok sayıda Iraklı mültecinin taleplerini karşılamakta zorlanan ülkelere yardımcı olmayı amaçlayan uluslararası bir konferans düzenleniyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, toplu göçü 'bölgeyi tehdit eden bir insanlık krizi' diye tanımladı. Her ay 50 bin Iraklının ülkeyi terk ettiği tahmin ediyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre kalacak yer, sağlık ve eğitim ihtiyacı içindeki bu kişilerin çoğu Ürdün ve Suriye'ye gidiyor. Lübnan ve Mısır'da da Iraklı mülteciler var. Konferanstan en büyük beklenti, dünyanın en büyük mültecileri konumundaki Iraklıların bir gün evlerine dönecekleri ya da bir başka ülkeye yerleşebilecekleri yönünde 2 güvence verilmesi. Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Örgütü, uluslararası topluma Iraklı mülteciler için mali yardım ve konaklama olanakları sağlama sözlerini yerine getirme çağrısında bulundu. Örgütün yöneticilerinden Craig Johnstone, uluslararası toplumu Iraklı mültecilerin ızdırabını ihmal etmekle eleştirirken, paranın gerekli olduğunu ancak tek başına yeterli olmadığını; mültecilere yaşayabilecekleri yerler bulunmasının, başka ülkelerde yerleştirilmelerinin de büyük önem taşıdığını söylüyor. Mayıs ayında Ürdün hükümetinin yaptığı hesaplamalara göre, ülkede bulunan Iraklı mültecilerin yıllık maliyeti bir milyar dolar civarında. Hükümet, ayrıca ülkede bulunan Iraklıların sayısını tam olarak belirlemek için bir çalışma başlattı. Suriye'de ise 1,5 milyon Iraklı mültecinin bulunduğu sanılıyor. Ürdün'de sağlık hizmetlerinin tamamı değil, yalnızca Iraklı çocuklar için aşı ücretsiz. Okullar kapasitelerini zorlar durumda. Yalnızca, oturma izni olan Iraklıların çocuklarına okullara devam etme olanağı sağlanıyor. Suriye ise, Iraklılara daha fazla hizmet sağlıyor. Ancak bu ülkede de yüzbinlerce Iraklı mülteci çocuğun yalnızca az bir bölümü okula devam edebiliyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, bu yılsonuna kadar göçmenlerin 20 binine daimi barınma olacağı sağlamayı umuyor. Bush yönetimi, Eylül ayı sonuna kadar 7 bin Iraklının Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmesine izin vereceklerini açıklamıştı. Ancak son dokuz ay içinde yalnızca 133 Iraklı ülkeye gidebildi. (BBC) Irak'ın başkenti Bağdat'ta, Irak milli futbol takımının Asya Kupası'nda finale kalmasından sonra yapılan kutlamalarda düzenlenen iki saldırıda 50 kişi öldü. Polis, başkentin Mansur ve Gadir semtlerinde bombalı araçlarla düzenlenen saldırılarda 135 kişinin de yaralandığını belirtti. Mansur'da kalabalığın yakınında düzenlenen ilk saldırıdan 45 dakika kadar sonra ikinci bombalı araç, Gadir'deki bir askeri kontrol noktasının yakınındaki kutlama konvoyunun ortasında infilak etmişti. (AA) Ortadoğu Ürdün Dışişleri Bakanı Abdülillah Hatib, Ortadoğu'da kapsamlı bir çözüm için İsrail'e tüm Arap dünyası adına "barış eli uzattıklarını" söyledi. İsrail'e tarihi ziyarette bulunan Arap Birliği heyetinde Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt ile birlikte yer alan Hatib, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile düzenlediği basın toplantısında, "Tüm bölge adına size barış eli uzatıyoruz. İsrail ile Filistin ve diğer Arap dünyası arasında verimli ve yapıcı görüşmeleri başlatacak gücü yaratabilmeyi umuyoruz", dedi. Hatib, Arap barış planının İsrail'in Ortadoğu'da tanınması, güvenliği ve kabul görmesi için "büyük bir fırsat" olduğunu belirtti. Mısır Dışişleri Bakanı Ebu Geyt de, İsrail'e, Arap Birliğinin planını ciddi bir şekilde düşünmesi çağrısında bulundu. İsrail Başbakanı Ehud Olmert ise Arap temsilcilere, ülkesinin barış planını müzakere edeceğini umduğunu ve bir daha ki sefere İsrail'i, planı destekleyen daha çok Arap dışişleri bakanıyla ziyaret etmelerinin kendisini çok mutlu edeceğini söyledi. Arap Birliğinin planı, İsrail'in 1967 Ortadoğu savaşında ele geçirdiği topraklardan çekilmesi karşılığında İsrail'in tam olarak tanınmasını öngörüyor. (AA)(AP) BM Ortadoğu Özel Temsilcisi Michael Williams, Gazze ve Batı Şeria'nın uzun dönemde siyasi olarak ayrı kalamayacaklarını ve kurulacak bir Filistin 3 devletinin iki bölgeyi de kapsaması gerektiğini söyledi. Williams, BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, Filistin toprakları ile ilgili umut verici siyasi gelişmeler olmakla beraber, İsrail'in sınır kapılarını açmaması durumunda Gazze'de ekonomik bir yıkım yaşanacağını söyledi. Hamas'ın Gazze'yi ele geçirmesi nedeniyle "Gazze halkının cezalandırılmaması gerektiğini" belirterek, "Gazze ekonomisinin tamamen çökmemesi için sınır geçişlerinin yeniden açılmasının hala bir öncelik olduğunu" kaydetti. Karni sınır geçişinin kapanması nedeniyle Gazze'de 213 milyon dolarlık BM projelerinin durduğunu belirten Williams, Dünya Bankası'nın Gazze'deki fabrikalardan yüzde 75'inden fazlasının kapandığını ve bu nedenle 68 binden fazla işçinin işten çıkarıldığının hesapladığını söyledi. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın çözüm bulmak için inisiyatif alması gerektiğini belirten Williams, "Uzun dönemde Gazze ve Batı Şeria ayrı kalamaz. Gelecekte tek bir Filistin Devleti var ve bu hem Batı Şeria'yı, hem de Gazze'yi kapsıyor", dedi. (AA)(REUTERS) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, yakında seçim kararı alacağını söyledi. Abbas, ülkesini ziyaret eden Amerikalı heyete yaptığı konuşmada, "Erken seçimler için gerekli kararnameleri çıkarma zamanı gelmiştir", dedi. Ancak Abbas, bu kararnamelerin ne zaman çıkarılacağı ve düşünülen seçim tarihi konusunda bilgi vermedi. Abbas'a yakın kaynaklar ise genel seçimin 2008 başlarında olmasını beklediklerini söylüyorlar. Tüm Filistinlileri temsil ettiğini düşünen Abbas, seçimlere Hamas'ın kontrolündeki Gazze'nin de dâhil olacağını söyledi. Abbas "Gazze'yi hariç tutmayacağız. Gazze Filistin topraklarının parçasıdır", dedi. Seçimlerin Hamas ile El Fetih arasındaki düşmanlığı daha da artırmasından korkuluyor. Filistinli yetkililer, Abbas'ın, İsrail tutuklu Hamaslı milletvekillerini serbest bırakmadan önce seçimleri yapmak isteğini belirtiyorlar. (AA)(AP) İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la Filistin devletinin kurulması yolundaki aşamaları görüştüklerini bildirdi. İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres'le görüşen Olmert, "Abbas'la barış süreci ve Filistin Devletinin kurulmasına olanak verecek meseleleri çok ciddi bir biçimde görüşmeye başladık", dedi. Olmert, görüşmelere somut bir sonuca varılması için kararlaştırılan süreçte devam edeceklerini belirtti. Bu arada Olmert'in, Filistin lideri Mahmut Abbas'a Filistin Devletinin kuruluşu konusunda "ilke anlaşması" amacıyla müzakere önerdiği bildirildi. Haaretz gazetesinin haberine göre, Olmert'in ilkesel olarak kabul ettiği Filistin Devleti, Batı Şeria'nın büyük kısmıyla Gazze şeridinden oluşuyor. Gazeteye göre, Olmert müzakerelerde ilkin üzerinde kolay anlaşma sağlanabilecek konuların ele alınmasını istiyor. Olmert, ondan sonra sınırlar ve iki devlet arasındaki dolaşım gibi hassas konulara gelinmesi gerektiğini düşünüyor. Olmert'in teklifine göre, aynı zamanda El Fetih hareketinin lideri olan Abbas, sağlanacak ilke anlaşmasını parti programına esas alarak seçim propagandası yapacak. Olmert de anlaşmayı kendi meclisine sunacak. Haaretz'e göre, Olmert'in planında İsrail'in Batı Şeria'nın yüzde 90'ından çekilmesi, Batı Şeria'yı Gazze şeridine bağlayacak tünel inşa edilmesi ve Doğu Kudüs için özel düzenleme yapılması öngörülüyor. (AA)(AFP) Rusya'nın, İran'ın Buşehr kentinde inşa ettiği ve bu yıl içinde faaliyete geçmesi planlanan nükleer santrali yetiştiremediği ve santralin ancak gelecek yıl 4 faaliyete geçebileceği bildirildi. Rus Atomstroyexport şirketinin taşeronu olan Energoprogress şirketinin Başkanı İvan İstomin, Rus haber ajansı RİA Novosti'ye yaptığı açıklamada, "Bugün Buşehr nükleer santralinin bu sonbaharda faaliyete geçmesinin gerçekçi olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz", dedi. İstomin, nükleer santralin faaliyete geçmesi için en gerçekçi tarihin gelecek yıl sonbahar olabileceğini söyledi. Rus Atomstroyexport'un sözcüsü İrina Yesipova da yaptığı açıklamada, projede karşılıklı güvenin zarar gördüğünü belirterek, "Birçok açıklamanın olduğu ancak hiç paranın bulunmadığı bir durum istikrarsızlığın göstergesidir", dedi. Yesipova, projenin aksamasının tek nedeninin sadece ödeme aksaklığı olmadığını, aynı zamanda Rus taşeron şirketiyle, Rusya'nın aksaklıklar yüzünden Buşehr projesi ve İran'a yönelik tutumlarının değişmesinin de etkili olduğunu sözlerine ekledi. (AA) Kafkasya ve Orta Asya Birleşmiş Milletler, Gürcistan hükümetinin, tek yanlı bağımsızlık ilan eden Abhazya sınırındaki sorunlu bölgede kurduğu yaz dönemi gençlik kampının kaldırılmasını istedi. Abhazya'nın "Dışişleri Bakanı" Sergey Şamba, yaptığı açıklamada, BM'nin, Gürcü-Abhaz sınırındaki gençlik kampının kurulduğu bölgenin güvenli olmadığı ve taraflar arasında gerginliğe yol açabileceği endişesiyle buradan başka bir yere taşınmasını istediğini kaydetti. Bölgedeki gençlik kampının buradan taşınmasını istediklerini, dolayısıyla BM'nin açıklamasından memnuniyet duyduklarını belirten Şamba, Gürcistan'ın Dostları Grubu'nun önderliğinde yapılan görüşmelerin üzerinden bir ay geçmesine rağmen hiçbir adım atılmadığını ifade etti. Şamba, Gürcistan hükümetinin, uluslararası kuruluşların önerilerini dikkate almadığını söyledi. Gürcistan'ın Dostları Grubu'nda, Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD yer alıyor. Bu arada, Çeçenistan Meclis Başkanı İsa Haşhanov'un, Abhazya'yı ziyaret ettiği ve Abhaz lider Sergey Bağapş ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi konularını ele aldıkları kaydedildi. (AA) Gürcistan'dan tek yanlı bağımsızlık ilan eden ayrılıkçı bölge Güney Osetya'nın alacağı statünün belirlenmesi için oluşturulan komisyon, çalışmalarına devam ediyor. Güney Osetya yönetimi, komisyon çalışmalarına tepki göstererek, tüm bu yasa dışı faaliyetlerin kabul edilemez olduğunu kaydetti. Komisyondan yapılan açıklamada da Güney Osetya yönetiminin uzlaşmacı bir tutum sergilemediği ve gösterdiği olumsuz tepkinin doğal karşılandığı ifade edildi. Güney Osetya'nın statüsünün belirlenmesi çalışmalarını yürüten komisyon bünyesinde, anayasa, finans, ekonomi, eğitim ve kültür alanlarında faaliyet gösterecek beş ayrı çalışma grubunun oluşturulacağı kaydedildi. Başbakan Zurab Noğaydeli başkanlığındaki komisyon, ilk toplantısını dün yapmıştı. Komisyon çalışmalarında, hükümet üyeleri, sivil toplum örgütleri ve muhalefet milletvekilleri de yer alıyor. (AA) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün ordu komutanları ve istihbarat örgüt müdürleriyle toplantısında Rusya'nın ''ABD güdümündeki Batı dünyasına karşı'' silah gücünü artıracağını ve istihbaratını da kuvvetlendireceğini açıkladı. İTAR-Tass, İnterfaks ve RİA Novosti haber ajanslarının bildirdiğine göre, Putin, bugün başkanlık sarayı Kremlin'de ordu komutanları ve istihbarat örgütü müdürleriyle toplantısında bilhassa dış istihbaratın kuvvetlendirilmesi 5 gerektiğini anlattı. ABD'nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti topraklarında füze savunma sistemi kurmayı planlaması ve Romanya ile Bulgaristan'da da üsler kurmak istemesi karşısında Rusya Devlet Başkanı, tedbirler alınacağını açıkladı. (AA)(AP)(REUTERS) Avrupa Birliği İngiltere, ABD'nin füze kalkanı projesi için bir hava üssünü kullanmasına izin verecek. İngiltere Savunma Bakanı Des Browne, ülkesinin kuzeydeki bir hava üssünü ABD'nin kullanmasına izin vermesinin İngiltere için de iyi olacağını söyledi. Browne, yaptığı yazılı açıklamada, füze savunma sistemlerinin saldırı amaçlı değil, savunma amaçlı olduğunu belirterek, kendi bölgelerinde bu yöndeki Amerikan çabalarını bilimsel ya da tesislerini kullandırma yoluyla desteklemelerinin vatandaşlarının ileride korunmasına da yardımcı olacağını ifade etti. Kuzey Yorkshire'daki Menwith Hill'de bulunan üssün tam olarak hangi amaçla kullanılacağı açıklık kazanmadı; ancak bakanlık, üssün "tehdit saptama" ve "uydu verilerinin ABD'nin yeni füze savunma sistemine ulaşmasının sağlanmasında" kullanılacağını belirtiyor. İngiltere bir süre önce de ABD'nin bir başka İngiliz üssündeki radar sistemini geliştirmesine izin vermişti. ABD, yeni füze savunma sistemini, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne konuşlandırmayı planlıyor. (AA)(REUTERS) Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Libya'yı ziyareti sırasında iki ülke, Libya'nın deniz suyundan tatlı su elde etmesi için bir nükleer reaktör sağlanmasını öngören bir sivil nükleer mutabakat zaptı imzaladı. Fransız Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Claude Gueant gazetecilere yaptığı açıklamada, anlaşmanın, Libya'ya deniz suyunun arındırılarak içme suyu elde edilmesine olanak verecek bir nükleer reaktör sağlanmasını öngördüğünü belirtti. Sarkozy ile Libya lideri Muamer Kaddafi'nin görüşmesinden sonra iki ülkenin dışişleri bakanları tarafından imzalanan anlaşmanın, henüz "hedef" aşamasında olduğu, projenin fizibilitesi konusunda daha yapacak çok şey bulunduğu kaydedildi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Bulgar hemşirelerin serbest bırakılmalarının ertesinde AB ile Libya arasındaki ilişkilerin normalleştiğini göstermeye yönelik bir jestte bulunmak ve Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi ile görüşmek üzere dün akşama doğru Trablus'a gitti. (AA)(AFP) Diğer Haberler Türkiye, BM Genel Kurulu başkan yardımcılığına seçildi. Türkiye, yeni görevine Eylül ayında düzenlenecek 62. dönem BM Genel Kurul toplantıları sırasında başlayacak. BM Genel Kurulu başkan yardımcılığı görevinde Türkiye, kendisiyle birlikte seçilen 20 ülkeyle birlikte çalışacak. 192 üyeli BM Genel Kurulunun başkan yardımcılığı görevine her yıl BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesinin (ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya) dışında değişik coğrafi bölgeleri temsilen 16 üye daha seçiliyor. Türkiye, göreve Batı Avrupa bölgesine ayrılan iki sandalyeden birini alarak İzlanda ile birlikte seçilmiş oldu. BM Genel Kurulu başkan yardımcılığına seçilen Türkiye, bu adımla 2009-2010 6 dönemi BM Güvenlik Konseyi adaylığı yolunda önemli bir avantaj elde etmiş oldu. Türkiye'yi BM'de Büyükelçi Baki İlkin temsil ediyor. (AA) Kosova'nın statüsünün belirlenmesiyle ilgili süreci, çıkmaza girmesi üzerine BM Güvenlik Konseyi'nden devralan Temas Grubunun temsilcileri, Viyana'da bir araya geldiler. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Rusya'nın oluşturduğu Kosova Temas Grubundan diplomatlar, Kosova'nın gelecekteki statüsüyle ilgili tıkanan görüşmelerin ilerletilmesinin yollarını ele almak üzere Viyana'da görüşüyor. Kapalı kapılar ardında yapılan toplantıda, Kosova'ya uluslararası gözetim altında bağımsızlık öngören, Sırbistan ile birlikte Rusya'nın karşı çıktığı BM planındaki tıkanıklığın yeniden gözden geçirileceği, Sırplar ile bağımsızlık isteyen Kosovalı Arnavutlar arasında yeni görüşmeler için zemin hazırlanmasının beklendiği bildiriliyor. Temas Grubu temsilcilerinin, Sırplar ile Kosovalı Arnavutlar arasında Ağustos ya da Eylülde görüşme başlatılmasını ümit ettiği belirtiliyor. Diplomatlara göre, ilk aşamada ABD, Rusya ve AB arabulucularının, Belgrad ile Priştina arasında mekik diplomasisi yürütmesi öngörülüyor. (AA)(AP) Pakistan, nükleer başlık da taşıyabilen bir füze denemesi yaptı. Askeri yetkililer, menzili 700 kilometre olan Babür Hatf VII füzesi denemesinin başarıyla sonuçlandığını bildirdiler. (AA) Hindistan'ın ilk kadın Devlet Başkanı Pratiba Patil, yemin ederek görevine başladı. Askerlerin tören atışından sonra, beyaz üniformalı askerlerin eşliğinde parlamentoya giren 72 yaşındaki Patil, gösterişli bir törenle yemin ederek görevine resmi olarak başladı. Hindistan'da sembolik bir konumu olan ve silahlı kuvvetlerin komutanı kabul edilen devlet başkanının, siyasi kriz dönemlerinde önemli yetkileri bulunuyor. Ülkenin ilk kadın devlet başkanının, kadın hakları konusunda verilen mücadelede etkili olması umut ediliyor. (AA)(AP) Afganistan'da 22 Güney Koreli rehineyi elinde tutan Taliban militanlarının, mümkün olduğunca çok sayıda yabancıyı kaçırma emri aldıkları bildirildi. Taliban liderlerinden Mansur Dadullah, İngiliz Channel 4 televizyonunda yayımlanan açıklamasında, Taliban militanlarına kaçırabildikleri kadar çok yabancıyı kaçırmaları emri verildiğini söyledi. Tutuklu Taliban militanlarının serbest bırakılmasını sağlamak için yabancıların kaçırılmasının ''etkili'' bir yöntem olduğunu savunan Dadullah, ''Adam kaçırma eylemlerine başvurmak, elbette etkili bir yöntem. Tüm militanlara, nerede olurlarsa olsunlar, her milletten yabancıları kaçırmaları emri verdim. Böylece rehine pazarlığı yapabiliriz'', dedi. Bu açıklamayı Afganistan ve Pakistan arasındaki gizli bir bölgeden yaptığını kaydeden Dadullah, militanların, rehinelerin kafalarını çocuklara kestirmeyi planladığını belirtti. Çocuklara askeri eğitim vermek istediklerini söyleyen Dadullah, ''Çocukları zalim işgalcilere ve imansızlara karşı eğitmek istiyoruz. Çocuklara cesaret kazandırmak için, onları imansızların ve casusların kafalarını keserken kullanmak istiyoruz'', dedi. Bu arada Taliban sözcüsü Yusuf Ahmedi, ellerindeki 22 Güney Koreli rehinenin, verilen sürenin dün gece sona ermesine karşı hayatta olduğunu doğruladı. Ahmedi, AFP'ye telefonla yaptığı açıklamada, "Sürenin dolmasından bu yana hiçbir rehine öldürülmedi, hepsi sağ'', dedi. (AA)(AFP) 7 Dünya Basını İngiltere gazetelerinde bu sabah Başbakan Gordon Brown'un dün Avam Kamarası'nda gündeme getirdiği terör ve güvenlik reformlarına ilişkin haber ve yorumlar öne çıkıyor. Guardian'ın yorumu şöyle: "Avam Kamarası, gözaltı süresini 90 güne çıkarma yolundaki önerileri bozguna uğratalı, iki yıldan az zaman geçti, ama Brown bu konuyu ustalıkla yeniden gündeme getirmeyi başardı. "Önceki başbakanın, özgürlükler söz konusu olduğunda "Oyunun kuralları değişti" gibi aşırı duygusal ifadelere başvurmasına karşılık, Brown güvenlik ile özgürlükler arasındaki hassas dengeyi baştan kabul etti, Blair gibi 90 gün şeklinde herhangi bir sınır koymak yerine, mevcut 28 günlük gözaltı süresinin 'artırılması' gerektiğini söyledi." Guardian ayrıca terör ve güvenlik reformlarını 'geniş ölçekli ama riskli' diye tanımlıyor. "Brown'ın önerileri kapsamında gözaltı süresindeki değişikliğin yanı sıra, ülkenin ilk birleşik sınır güvenlik birimi kurulacak, ayrıca okullara ve İngilizce konuşan imamlara vatandaşlık dersleri verilecek, bu yolla ülkedeki Müslüman topluluklarının gönüllerini ve desteğini kazanmak için 70 milyon sterlin fon ayrılacak. "Ancak bu öneriler, kapsadıkları alana bakıldığında, Brown için aynı zamanda siyasi tehlike unsuru. Çünkü bunlar, liberal bir İngiltere yaklaşımına zarar verebilir." Times gazetesi yazarlarından Sean O'Neill ise "İngiltere'yi daha adil bir toplum yapan kurallar, terörle mücadele stratejisiyle çelişiyor" görüşünü savunuyor: "Gordon Brown, başbakan olarak Avam Kamarası'nda güvenlik üzerine yaptığı ilk açıklamada, gayet ciddi görünüyordu. "Bazı ürkütücü rakamlar da açıkladı: Örneğin, bu yıl içinde 30 kişi, terör faaliyetlerinden suçlu bulundu, Amerika'daki 11 Eylül saldırılarından bu yana, ölümle sonuçlanabilecek 15 saldırı planı önlendi, şiddeti teşvik eden 52 imamın ülkeye girişi yasaklandı gibi. "Ülkemizin ilk ve en temel değeri özgürlüktür", dedi Brown, "hükümetin en önemli görevi de güvenliği sağlamaktır." "Gelecek yıldan itibaren İngiltere'deki istihbarat birimleri ve terörle mücadele polis güçleri, 2001 yılındakinin iki katına çıkarılacak. Brown ayrıca devletin insanları takip etme yetkisini artırmayı amaçlıyor. "Hedef belki terör zanlılarını tespit etmek olabilir. Ama sonuçta bu durum, İngiltere içi ve dışına seyahat eden herkesin verilerini toplamak demek. Acaba Brown, tüm bu önerilerin kabul edileceğini mi düşünüyor yoksa gelecekte örneğin, terör davalarında jürinin feshedilmesini tartışmaya açabilecek güvenlik önerileri için, zemin mi hazırlıyor? " Sosyolog Anthony Giddens da Gordon Brown'un önerilerini Guardian'a değerlendirmiş. Giddens, "Güvenlik önerileri, özgürlükleri korumayı vaat ediyor ama Başbakanın bizleri bekleyen tehlikeler konusunda daha açık olması şart" yorumunu yapıyor. "Hesaplaması hayli güç risklerle karşı karşıyayız. Terör de salgın hastalık ya da ekonomik çöküş gibi, bu risklerden bir tanesi. "Brown'un bu konudaki yaklaşımı doğru, Blair'inkinden de daha iyi, çünkü yeni yetkileri aynı zamanda nitelikli kılmaya kararlı olduğunu gösteriyor. Ama bir şey eksik, o da enine boyuna üzerinde düşünülmüş bir risk değerlendirmesi. "Brown'un korumacı önerileri yanında, parlamento ve kamuoyu da devamlı olarak olası tehlikeler konusunda bilgilendirilmeli. Bazı bilgilerin gizli tutulması anlaşılabilir ama neyin neden yapıldığı sürekli sorgulanmalı, iyice araştırılmalıdır." 8 Daily Telegraph manşetten milletvekillerinin bir uyarısını duyuruyor: "Tatilcilerin havaalanı kuyrukları, terör saldırısı hedefi." "Milletvekilleri, havaalanlarındaki uzun yolcu kuyruklarının güvenlik için risk oluşturduğu ve bombalı saldırı hedefi olabileceği uyarısını yaptı. Milletvekillerinin raporu, önümüzdeki dört hafta içinde yaklaşık 10 milyonun insanın yurtdışına tatil için gitmeye hazırlandığı bir döneme rastlıyor. "Raporda, Ulaştırma Bakanlığı da güvenlik kurallarını ihlâl edenler hakkında rahat davranmakla eleştiriliyor." Independent gazetesinde Adrian Hamilton imzalı yorumda, İngiltere'nin yeni dış politikasının İran'dan başlaması gerektiği görüşü dile getiriliyor. "Gordon Brown, Pazar günü Washington'a gittiğinde, ana gündem maddesi İran ve bu ülkeye karşı uygulanabilecek yaptırımlar olacak. "Bu yanlış, ama Brown ve Bush'un, bu görüşmeden Amerika'nın bir numaralı düşmanı üzerindeki baskıyı artıracak bir ciddiyetle çıkacaklarını söylemek, daha sağlam bir tahmin olur. "Peki, bu İran saplantısı niye acaba? Amerika açısından bu sorunun yanıtı basit. Irak politikasına Amerikan halkının desteğini kaybetmiş bir başkan için, İran'dan daha iyi bir günah keçisi olamaz, üstelik bu düşmanın yenilgisi, eski şanını kazanmasını sağlayabilir." "Zaten Amerikalı yorumcu ve siyasilerin, Kongre'nin muhalefetine rağmen, Beyaz Saray'ın hala Cheney'in İran'a askeri harekât önerisini izlemeye onay verebileceğini düşünmelerinin sebebi de bu. "Bu durum Avrupalıların da yaptırımlara ilişkin İran'la yürüttükleri müzakerelerde yeterince esnek olamamalarını da açıklıyor. "İran'daki rejim, en iyilerden biri değil ama bu ülkede tek bir yönetim de hâkim güç değil." 9