DERLEME REVIEW Hacettepe T›p Dergisi 2011; 42:82-87 Ülkemizde iflitme kay›pl› çocuklar›n profili ve tedavi yaklafl›mlar› Ayfle Sanem fiahl›1, Erol Belgin2 1 Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Bilim Dalı, Ankara 2 Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Bilim Dalı, Ankara ÖZET Ülkemiz, doğuştan işitme kayıplarının en sık görüldüğü ülkeler arasındadır. Türkiye’de, her yıl yaklaşık olarak 2500 bebek işitme kaybı ile doğmaktadır. Bebeklik ve erken çocuklukta meydana gelen işitme kayıpları, çocuğun konuşma-dil becerilerinin gelişimini engeller; sosyal, duygusal, algısal ve akademik gelişimini olumsuz etkiler. Konuşma ve dil gelişimi için en kritik dönem, hayatın ilk iki yılıdır. Bu dönemde, tanılanamayan işitme kayıplı bebek ve küçük çocuklar, konuşma ve dil kazanımı için gerekli olan en önemli zaman dilimini kaybederler. İşitme kaybının mümkün olan en erken dönemde tanılanması, uygun amplifikasyonun sağlanması (işitme cihazı veya koklear implant) ve yine erken dönemde düzenli işitsel (re)habilitasyon programlarına başlanmasıyla bu çocuklar normal işiten akranlarına yakın düzeyde, konuşma-dil, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim gösterebilirler. Anahtar Kelimeler: İşitme, işitme kaybı, çocuk, tedavi, Türkiye. ABSTRACT Profile of hearing impaired children and therapy approachs in our country Our country is among the countries where congenital hearing loss are frequently seen. Approximately 2500 infants born with hearing loss every year in Turkey. Hearing loss in infancy and early childhood affect speech-language, social, emotional, cognitive and academic skills of the child negatively. The most critical period for speech and language development is the first two years of life. If the child not diagnosed in this period, the most important time may be lost. With identification of hearing loss in early ages, provision of the appropriate amplification (hearing aid or cochlear implant) and initation of regular auditory (re)habilitation programs in early ages, children who have hearing loss can develop in speech-language, cognitive, social and emotional areas as their peers who have normal hearing. Key Words: Hearing, hearing loss, child, therapy, Turkey. 82 HACETTEPE TIP DERG‹S‹ Ülkemizde iflitme kay›pl› çocuklar›n profili ve tedavi yaklafl›mlar› şitme duyusu, dış ortamda bulunan ve ses olarak adlandırdığımız mekanik titreşimlerin dış kulak yolundan içeri girerek, iç kulağı uyarması ve oluşan elektriksel potansiyelin akustik sinir aracılığıyla işitme korteksine taşınması sonucu ortaya çıkmaktadır. İşitme, sesleri algılama eylemi veya süreci olarak tanımlanmaktadır. İşitme kaybı ise, dış, orta, iç kulak ve işitsel yollarda meydana gelen patolojiler sonucu çevredeki seslerin algılanamamasıdır. İşitme kaybına erken tanı konulamaması ve gerekli tedavinin verilememesi nedeniyle, sorunu olan çocukların konuşma ve anlama becerileri önemli oranda bozulmaktadır. Dünya ortalamalarına göre, doğuştan işitme kaybı insidansı 1/800-1/1500 arasında değişmektedir. Ülkemiz, doğuştan işitme kayıplarının en sık görüldüğü ülkeler arasındadır. Türkiye’de, her yıl yaklaşık olarak 2500 bebek işitme kaybı ile doğmaktadır. Okul çağına kadar işitme kaybı oranı 5/1000’e ulaşmaktadır [1]. ‹ Çocuklarda işitme kayıpları farklı dönemlerde ortaya çıkar. Prenatal, natal ve postnatal dönemlerdeki faktörler, farklı özelliklerde işitme kaybının ortaya çıkmasına neden olur. Aşağıda sıralanan risk faktörleri, çocuklarda işitme kayıplarının oluşumundaki ana nedenlerdir. Çocuğun, bu faktörlerden iki tanesinden bile etkilenmesi durumunda işitme kaybı riski %90’ın üzerindedir. Bu faktörler: 1. Ailede, çocuklukta oluşan işitme kaybı hikayesi, 2. Prematüre doğum, düşük doğum kilosu (1500 g ve altı), 3. Karakteristik işitme kaybının eşlik ettiği sendromlar, 4. Bakteriyel menenjit, ensefalit, kabakulak gibi infeksiyonlar, 5. Sitomegalovirüs, herpes, rubella, sifiliz, toksoplazma infeksiyonları, 6. Hiperbilirubinemi, mekanik ventilasyona bağlı persistant pulmoner hipertansiyon, 7. Nörofibromatozis, osteopetrozis, Usher’s sendromu, 8. Kafa travmaları, nörodejeneratif hastalıklar ve rekürrent persistant otit (üç aydan uzun süren) [2]. Çocuklarda işitme kayıpları konjenital, edinsel, sendromik veya nonsendromik olabilirken işitme kaybı tipleri ise beş grupta ele alınabilir [3-5]. Bunlar; iletim, sensörinöral, mikst, santral ve fonksiyonel işitme kayıplarıdır. İletim tipi işitme kayıpları, dış ve/veya orta kulaktaki lezyonlara bağlı olarak geliş- Cilt 42 • Say› 2 • 2011 mektedir. Atrezik kulak kepçesi, buşon, stenoz, yabancı cisim, eksternal otit, karsinomlar, kulak zarı patolojileri, orta kulak patolojileri ve hastalıkları, östaki disfonksiyonu gibi patolojiler iletim tipi işitme kaybının nedenleri arasında sayılabilir [5-7]. Sensörinöral işitme kayıpları, iç kulakta veya iç kulaktan santral işitme merkezine kadar olan işitsel yolda meydana gelen patolojilere bağlı ortaya çıkan kayıplardır. Viral ve bakteriyel infeksiyonlar, Meniere sendromu, akustik travma, kafa travması, ototoksik ilaçlar, presbiakuzi, akustik nöronom vb. patolojiler sensörinöral işitme kaybının nedenleri arasındadır [2,6,8]. İletim tipi ve sensörinöral işitme kaybının birlikte görüldüğü işitme kayıplarına mikst tip işitme kaybı adı verilir [5,9]. Santral tip işitme kayıpları, beyin sapından, beyindeki temporal lobdaki işitme merkezine kadar olan sinir liflerinin etkilenmesiyle meydana gelen işitme kayıplarıdır. Fonksiyonel işitme kaybı veya organik olmayan işitme kayıpları, kişinin herhangi bir nedenle işitme kaybı var gibi davranması ya da gerçekte işitme kaybının olduğuna inanmasıyla meydana gelen işitme kaybıdır [10,11]. “American Speech and Hearing Association (ASHA)” kriterlerine göre belirlenen, çocuklarda işitme kaybı dereceleri Tablo 1’de gösterilmiştir [12]. Dünya Sağlık Örgütünün ölçütlerine göre; gelişmiş ülkelerde nüfusun %10’u, gelişmekte olan ülkelerde ise nüfusun %12’si engelli bireylerden oluşmaktadır. Buna bağlı olarak dünyada bugün 500 milyondan fazla insanın engelli olduğu düşünülmektedir. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan “2002 Türkiye Özürlüler Araştırması”na göre, ülkemizde nüfusun %12.29’u engelli bireylerden oluşmaktadır (genel nüfus: 68,622,559, engelli: 8,431,937). Yine aynı çalışmaya göre, ülkemizde engellilerin %0.37 (254,000)’sini işitme, %0.38 (260,000)’ini ise dil ve konuşma engelliler oluşturmaktadır [13]. Tablo 1. Çocuklarda işitme kaybı dereceleri* Saf ses ortalaması (dB) İşitme kaybı derecesi 10-15 Normal işitme 16-25 Çok hafif derecede işitme kaybı 26-40 Hafif derecede işitme kaybı 41-55 Orta derecede işitme kaybı 56-70 Orta-ileri derecede işitme kaybı 71-90 İleri derecede işitme kaybı 91 ve üzeri Çok ileri derecede işitme kaybı * 12 no’lu kaynaktan alınmıştır. 83 fiahl› ve Belgin Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Devlet İstatistik Enstitüsünün birlikte gerçekleştirdiği Türkiye Özürlüler Araştırmasına göre, ülkemizde, doğuştan işitme engeli sıklığı %0.1-0.2 olmakla birlikte, en sık olduğu bölgemiz %0.45 ile Karadeniz bölgesidir. Ayrıca, işitme engelinin nedenleri incelendiğinde, yaklaşık %40’ının bilinen ya da saptanabilen bir risk faktörüyle ilişkili olduğu görülmüştür. Yine aynı çalışmada, işitme engelli bireylerin %40’ına hiçbir tedavi yapılmadığı, diğerlerinin yaklaşık %20.84’ünün, dil-konuşma özürlülerin ise %2.46’sının cihaz kullandığı belirtilmiştir. Bu veriler ışığında, ülkemizde işitme engelli olarak doğan birçok çocuğun, geç tanı ve geç cihazlandırma nedeniyle aynı zamanda “dil ve konuşma engelli” haline geldiği desteklenmektedir [14]. Ülkemizde, 2004 yılında başlatılan “Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Kampanyası” ile tüm bebeklerin doğum hastanelerinden taburcu olmadan önce işitmelerinin güvenli ve doğru olarak test edilmesi amaçlanmaktadır [15]. Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması programlarıyla doğar doğmaz işitme kaybının varlığı kesinleşen bir bebeğe en kısa zamanda işitme cihazı uygulanır ve aile eğitimleri ile işitsel habilitasyon programlarına başlanır. Ülkemizde, ilk defa, Belgin ve arkadaşları tarafından, 1970-1990 yılları arasında, 4521 ileri derecede sensörinöral tip işitme kayıplı çocukta, işitme kaybının fark edilme ve tanı yaşı araştırılmıştır. Bu çalışma sonuçlarına göre, ailenin çocuğunda işitme kaybını fark etme yaşı, 1970 yılında 2.8 yaş iken, 1990 yılında bu rakam 1.7 yaşa düşmüştür. İşitme kaybının tanı yaşı ise, 1970 yılında 4.7 yaş iken, 1990 yılında 3.4 yaşa düşmüştür [16]. 2005 yılında, bölümümüzde yapılan bir diğer çalışmada da, ailelerin çocuğunda işitme kaybını fark etme yaşı 12.5 ay, tanı yaşı 19.4 ay, işitme cihazı yaşı 26.5 ay ve eğitim yaşı 33 ay olarak bulunmuştur [17]. Bu konuda, çalışmamızda elde edilen veriler de dikkate alındığında, günümüzde, Türkiye’de işitme kaybının artık daha erken tanılandığını, erken dönemde işitme cihazı verildiğini ve daha kısa sürede eğitime başlandığını söyleyebiliriz. İşitme kayıplı bireylerde, tedavi yöntemleri işitme kaybının derecesine ve tipine bağlı olarak, değişiklik göstermektedir. İleri ve çok ileri derecede işitme kayıplı bir bebekte, işitme cihazı sıklıkla 3-6 ay kadar kullanılmakta, bebeğin serbest alanda cihazlı ve cihazsız işitme eşiklerine ulaşılmaktadır. İşitme cihazı uygulaması, işitme kaybının tedavisinde kullanılan yaygın bir tedavi yöntemidir. Ancak bazen işitme cihazları, bilateral ileri 84 ve çok ileri derecede işitme kaybı olan çocukların işitme algısı ve konuşmayı anlama becerisini yeterince geliştirememektedir. İşitme cihazı kullanımı ve işitsel eğitime rağmen, sözel uyaranlara tepki vermediği belirlenirse, vakit kaybetmeden koklear implant uygulamasına geçilmelidir [18]. İşitme kayıplı çocuklarda, kaybın derecesine göre, başta dil olmak üzere, sosyal, duygusal, iletişim ve eğitim alanlarında gecikme görülmektedir [19]. İşitme kaybının, ne zaman meydana geldiği ve ne zaman teşhis edildiği çok önemlidir. Prelingual olarak adlandırılan dönem, çocuğun dili kazanmadan, işitme kaybının meydana geldiği dönemdir. Bu döneme, konjenital işitme kayıpları ve dilin karakteristik özelliklerini kazanmak için önemli olan ilk üç yaş dahildir. Dilin kazanıldığı dönemde meydana gelen işime kayıpları perilingual, dilin kazanımdan sonra meydana gelen işitme kayıpları ise, postlingual olarak adlandırılır. Dil öğrenildikten sonra oluşan kayıplarda, bireyin dil gelişimi prelingual dönemdeki bireyler kadar olumsuz etkilenmez. Çünkü iletişim ve entellektüel becerilerin gelişimi için gerekli olan dil ve konuşma yapılarının kazanımı büyük ölçüde tamamlanmıştır [20]. Hafif ve orta derecede işitme kaybına sahip çocukların bile, normal işiten akranlarına göre sözel, akademik ve sosyal becerilerinde gerilik olduğu; bu çocukların daha agresif ve içe kapanık davranışlar sergiledikleri ve davranış bozukluklarının görülme oranının daha yüksek olduğu belirtilmiştir [21]. Ayrıca, bu çocuklarda, alıcı ve ifade edici dil gelişiminde gecikme ile birlikte, dikkat dağınıklığı, işitsel hafıza ve artikülasyon bozuklukları da görülmektedir. İşitme kaybının derecesi arttıkça, çocukların konuşma üretimi ve kelime hazinesi azalmakta; okuma-yazma becerisi ve akademik başarısı düşmektedir [22]. Tablo 2’de işitme kaybının derecesine göre çocuk üzerindeki etkileri, Tablo 3’te ise uygulanan tedavi yöntemleri gösterilmiştir [1]. İşitme kaybı tanılandıktan ve en uygun amplifikasyon yöntemiyle işitme uyarısı sağlandıktan sonra mümkün olan en erken dönemde işitsel (re)habilitasyona başlanmalıdır [23]. Erken tanılanan ve cihazlandırılan bebek ve küçük çocuklar için kullanılan en uygun terapi yaklaşımı İşitselSözel (Auditory-verbal) terapidir. İşitsel-Sözel terapi, çocuğun kişisel, sosyal ve akademik yaşantısının gelişiminde en önemli faktörlerden biri olan dinleme yoluyla optimal konuşma-dil gelişimini sağlanmasını amaçlayan teknik ve stratejilerden oluşan bir iletişim ve eğitim yöntemidir [23]. Her seans, bireyseldir, çocuğun tanısal deHACETTEPE TIP DERG‹S‹ Ülkemizde iflitme kay›pl› çocuklar›n profili ve tedavi yaklafl›mlar› Tablo 2. İşitme kaybının derecesine göre çocuk üzerindeki etkileri* İşitme kaybı derecesi Etkileri 16-25 dB Çok hafif derecede işitme kaybı • Herhangi bir işitme testi yapılmadıkça zor fark edilir. • Mesafeli ve fısıltılı konuşmayı anlamada sorun vardır. • İşitme kaybı, çocuğun grup içinde yetersiz görünmesine ve kendine olan güvenini kaybetmesine neden olur. 26-40 dB Hafif derecede işitme kaybı • 30 dB’lik işitme kaybı olan bir çocuk konuşma seslerinin %25-40’ını anlayamaz. • Okulda yaşanan işitme sorunu sınıftaki gürültü düzeyi, öğretmenin öğrenci ile arasındaki mesafe ve işitme kaybının hangi frekanslarda olduğuna göre değişir. • 35-40 dB’lik işitme kaybı olan çocuk, özellikle seslerin zayıf ya da konuşmanın görüş hizasında olmadığı durumlarda, sınıf içi konuşmaların en az yarısını kaçırır. • İşitme kaybı olan çocuklar, sınıf içinde “dikkatsiz”, “istediği zaman duyan” çocuklar olarak tanımlanırlar. • Bu çocuklar, dinleme gerektiren durumlarda daha çok efor harcamakta ve daha çabuk yorulmaktadırlar. 41-55 dB Orta derecede işitme kaybı • 50 dB’lik işitme kaybı olan çocuk, işitme cihazı olmadan, konuşmaların %80-100’ünü anlamaz. • Çocuk kendi sesini duyarak kontrol edemediği için, sesin kalitesi ve konuşma bozulmuştur. • Dil gelişimi ve anlama yetersizdir. 56-70 dB Orta-ileri derecede işitme kaybı • 55 dB’lik işitme kaybı olan çocuk, işitme cihazı olmadan konuşmaların tamamına yakınını anlamaz. • Okulda bireysel veya grup iletişimi gerektiren durumlarda belirgin zorluk çeker. • Dil gelişiminde ve anlamada gecikme, kısıtlı kelime hazinesi vardır. • Konuşmanın anlaşılırlığında ve ses kalitesinde azalma görülür. • Çocukta kendine güvenin azalmasına ve dışlanma hissine neden olabilir. 71-90 dB İleri derecede işitme kaybı • İşitme cihazı olmadan sadece şiddetli sesi duyabilir. • Uygun işitme cihazı ile çevresel sesleri ve konuşma seslerini fark edebilir. • İşitme kaybı bir yaşından önce olmuş ise, dil ve konuşma kendiliğinden gelişmez veya ileri derecede gecikir. • İşitme kaybı yakın bir zamanda olmuşsa, konuşma önemli oranda bozulur. • Belirgin öğrenme güçlüğü, kısıtlı kelime hazinesi vardır. • Çocuk, kendisiyle aynı durumda olan çocuklarla arkadaşlık yapmayı tercih eder. 91 dB ve üzeri Çok ileri derecede işitme kaybı • Sesten çok titreşimleri fark ederler. • İletişimde işitmeden çok görmeyi kullanırlar. • Sesleri fark etmeleri işitme kaybının konfigürasyonuna ve kullanılan işitme cihazına bağlıdır. • Dil ve konuşma kendiliğinden gelişmez. • İşitme kaybı yakın bir zamanda olmuşsa, konuşma hızlı bozulur. * 1 no’lu kaynaktan alınmıştır. ğerlendirmesinin ve ailenin gelişim sürecinin bir parçasıdır ve aile ve terapistin ortak katılımıyla oluşturulur. İşitsel-Sözel yaklaşımda, dinleme, konuşma ve iletişim becerileri çocuktan çocuğa ve aileden aileye göre değişiklik Cilt 42 • Say› 2 • 2011 gösterir [23,24]. Daha geç yaşta tanılanan veya ek problemi olan çocukların eğitiminde ise görsel ipuçlarının daha ağırlıklı kullanıldığı farklı terapi yaklaşımları (işitseloral terapi, dudak okuma vb.) kullanılabilir [23-25]. 85 fiahl› ve Belgin Tablo 3. İşitme kaybının derecesine göre uygulanan tedavi yöntemleri* İşitme kaybı derecesi Tedavi yöntemleri 16-25 dB Çok hafif derecede işitme kaybı • Sınıf içinde uygun oturma düzeni sağlanmalıdır. • Sınıf ortamı çok gürültülü veya yankılı ise, işitme cihazı ve yardımcı işitme cihazı (FM sistem) önerilebilir. • Eğer uzman gerekli görürse, işitme kaybına uygun işitme cihazı önerilebilir. • Sınıf öğretmeni, işitme kaybının dil gelişimi ve öğrenme üzerine etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. 26-40 dB Hafif derecede işitme kaybı • Sınıf içinde uygun oturma ve ışık düzeni sağlanmalıdır. • Özel eğitim ve dil gelişimi açısından değerlendirilmek üzere uygun merkezlere yönlendirilmelidir. • İşitme cihazından yararlanırlar. • Gerekli görülürse yardımcı işitme cihazı da önerilir. • İşitsel becerilerin geliştirilmesi gerekir. • Dil ve kelime gelişimi uygun merkezler tarafından izlenmelidir. • Özel eğitim, konuşmayı okuma ve konuşma terapisi gerekebilir. • Sınıf öğretmeni, işitme kaybının dil gelişimi ve öğrenme üzerine etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. 41-55 dB Orta derecede işitme kaybı • İşitme cihazı ve yardımcı işitme cihazı (FM sistem) uygulaması gerekir. • Dil gelişimi ve eğitimsel izlem için uygun olan özel eğitim merkezlerine yönlendirilmelidir. • İşitsel becerilerin gelişimini destekleyen özel eğitim programı ve konuşma terapisi gereklidir. • Sınıf öğretmeni, işitme kaybının dil gelişimi ve öğrenme üzerine etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. 56-70 dB Orta-ileri derecede işitme kaybı • İşitme cihazı ve yardımcı işitme cihazı (FM sistem) uygulaması gerekir. • Çocuğun dil gelişimine uygun özel eğitim veya özel sınıf gereklidir. • İşitsel becerilerin gelişimini destekleyen özel eğitim programı ve konuşma terapisi gereklidir. • Sınıf öğretmeni, işitme kaybının dil gelişimi ve öğrenme üzerine etkileri konusunda bilgilendirilmelidir. 71-90 dB İleri derecede işitme kaybı • İşitme cihazı ve yardımcı işitme cihazı (FM sistem) uygulaması gerekir. • Gerekli durumlarda koklear implant için aday olabilirler. • Tam-gün özel eğitim gerekir. • Özel eğitim programlarında ağırlıklı olarak tüm dil becerileri, kavram gelişimi alanları desteklenmelidir. • Konuşma terapisi ve dudaktan okuma eğitimi verilmelidir. • Özel eğitim uzmanlarının denetiminde, bireysel ve grup eğitimi almalıdır. Çocuğun gelişimine uygun olarak entegrasyon programlarına dahil edilmelidir. 91 dB ve üzeri Çok ileri derecede işitme kaybı • Koklear implant için aday olabilirler. • Özel eğitim programlarında ağırlıklı olarak tüm dil becerileri, kavram gelişimi alanları desteklenmelidir. • Konuşma terapisi ve dudaktan okuma eğitimi verilmelidir. • Özel eğitim uzmanlarının denetimi altında, bireysel ve grup eğitimi almalıdır. • İletim becerilerini kazanabilmesi için total iletişim yöntemleri (işitsel bilginin yanı sıra dudaktan okuma, konuşmayı okuma, gerekli durumlarda işaret dilinin kullanılması) kullanılmalıdır. * 1 no’lu kaynaktan alınmıştır. 86 HACETTEPE TIP DERG‹S‹ Ülkemizde iflitme kay›pl› çocuklar›n profili ve tedavi yaklafl›mlar› Kaynaklar 1. T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetlerinde Okul Sağlığı Kitabı, T.C. Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Hıfzıssıhha Mektebi Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, Türkiye, 2008. 2. Belgin E. Ülkemizde işitme kayıplarının nedenleri-özel eğitim yaklaşımları. Özel Eğitim Dergisi 1992; 1:6-7. 3. Carney AE, Moeller MP. Treatment efficacy: hearing loss in children. J Speech Lang Hear Res 1998; 41:S61-84. 4. Kenna MA. Medical management of childhood hearing loss. Pediatr Ann 2004; 33:822-32. 5. Smith R, Bale J, White K. SNHL in children. Lancet 2005; 365:879-91. 6. Alexander KC. Pion K. Evaluation and management of the child with speech delay. Am Fam Physician 1999; 59:3135-42. 7. Billings KR, Kenna MA. Causes of pediatric sensorineural hearing loss: yesterday and today. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1999; 125:517-21. 8. Dereköy FS. Etiology of deafness in Afyon school for the deaf in Turkey. Int J Pediatr Otorhinolaryngol 2000; 55:125-31. 9. Isaacson J, Vora N. Differential diagnosis and treatment of hearing loss, American Family Physician 2003; 68:1125. 10. Jacobson J, Jacobson C. Evaluation of hearing loss in infants and young children. Pediatr Ann 2004; 33:811-21. 11. Qiu WW, Yin SS, Stucker FJ, Welsh LW. Current evaluation of pseudohypacusis: strategies and classification. Ann Otol Rhinol Laryngol 1998; 107:638-47. 12. American Speech- Language-Hearing Association (ASHA), 2010. Type, Degree, and Configuration of Hearing Loss Retrieved on 12. October 2010, at URL http://www.asha.org/ public/hearing/disorders/types.htm 13. Türkiye 2002 Özürlüler Araştırması, 2004. İşitme Engelliler, Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası. Ankara. [Online]: www.ozida.gov.tr 5 Eylül 2010 tarihinde indirilmiştir. 14. Başbakanlık Özürlüler İdaresi, Özürlülük Eğitimi - Yenidoğan İşitme Taraması Eğitim Kitabı, İşitme Engellilerin Türkiye'deki Durumu ve Sorunları, Yusuf Kemaloğlu, http://www.ozida.gov.tr/egitim/yit/ adresinden 17 Ekim 2010 tarihinde indirilmiştir. 15. Başbakanlık Özürlüler İdaresi, İşitme Engelliler Aile Eğitim Cilt 42 • Say› 2 • 2011 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. Seti, İşitme Özürlüler İşitme Kaybının, Teşhis ve Tedavisi, 2010. http://www.ozida.gov.tr/egitim/aileegitimseti/isitme/isitme.htm adresinden, 12 Ekim 2010 tarihinde indirilmiştir. Belgin E. İşitme kayıpları. Akyol U (editör). Pediatrik kulak burun boğaz hastalıkları. 1. Baskı. Ankara: Güneş Kitabevi, 2003: 31-4. Ozcebe E, Sevinc S, Belgin E. The ages of suspicion, identification, amplification and intervention in children with hearing loss. Int J Pediatr Otorhinolaryngol 2005; 69:10817. Epub 2005 Apr 9. Başbakanlık Özürlüler İdaresi, Özürlülük Eğitimi Özürlülük Eğitimi - Yenidoğan İşitme Taraması Eğitim Kitabı İşitmeİşitme Kayıplı Yenidoğanlarda İşitme Habilitasyonu Nedir, Nasıl Yürütülür? [Online]: http://www.ozida.gov.tr/egitim/yit/adresinden 15 Ekim 2010 tarihinde indirilmiştir. Seeber BU, Baumann U, Fastl H. Localization ability with bimodal hearing aids and bilateral cochlear implants. J Acoust Soc Am 2004; 116:1698-709. Sennaroğlu G. İşitme kaybına bağlı konuşma bozuklukları. Türk ORL Klinikleri 2002; 1:123-30. Davis JM, Elfenbein J, Schum R, Bentler RA. Effects of mild and moderate hearing impairments on language, educational, and psychosocial behavior of children. J Speech Hear Disord 1986; 51:53-62. Diefendorf AO. Hearing loss and its effects. Martin FN, Clark JG (eds). Hearing care for children. Boston: Allyn and Bacon, 1996: 3-18. Estabrooks W. Auditory-verbal therapy for parents and professionals. Washington DC: A.G. Bell Association for the Deaf, 1994. Dornan D, Hickson L, Murdoch B, Houston T. Longitudinal study of speech perception, speech, and language for children with hearing loss in an auditory-verbal therapy Program. The Volta Review 2009; 109(2-3), Fall/Winter 61-85. Rhoades EA. Research outcomes of auditory-verbal intervention: is the approach justified? Deabiess Education International 2006; 8:125-43. 87