— 223 — " Grörüldüğü gibi kamu konut yatırımları gerek loran gerekse mutlak değer olarak önemli bir azalma göstermektedir. Bunun başlıca nedeni özel sektör yatırımlarını sınırlayıcı tedbirlerin ger­ çekleşememesi ve toplum konut yatırımlarını istenen oranda tutmak için kamu yatırımlarının kısıl­ ması yolunun geçilmesidir. Bunun sonucu kamunun konut pazarındaki rolü sınırlı kalmıştır. (5) Soranlar : Türkiye'de şehir nüfusu artışı yüzde 5 ile 6 arasında değişmektedir. 1940 - 1960 yılları ara­ sında köy nüfusu yüzde 17,6 artarken şehir nüfusu artışı yüzde 82,4 ü bulmuştur. 1968 - 1972 döneminde şehir nüfusu artışının yılda ortalama yüzde 6,6 ya varacağı tahmin edilmektedir. 1966 yı­ lında şehir nüfusunun yarısı nüfusu 100 000 in üzerindeki 9 şehirde, 1/3 ü ise nüfusu 50 000 in üze­ rindeki 27 şehirde yaşamakta idi. Bu eğilim özellikle büyük merkezlerde hızla artan bir konut talebi yaratmakta ve sorunun çözülmesıini güçleştirmektedir. .Köyden şehire göç edenlerin barınma şartları bu konuda özel bir ağırlık taşımaktadır. Bunların ve şehirlerdeki dar gelirli ailelerin ihtiyaçlarının oel'irli standarttaki arz - talep dengesine göre piyasa mekanizması içinde karşılanamayışı sıkışıklığa ve gecekondu yapımına yol açmaktadır. Konut arzı belirli bir ödeme gücüne sahip gruplara hi'taJbetmektedir. Finansman kaynaklarının ekonomik standarttaki ibonuit'lara yöneltilmemiş, gecekondu yapımı­ na giden yatırımların olumlu yönde kuıllanulmasım sağhyacak teşkilâJülaırııı kurulamamış ve piya­ saya ucuz konut arz edecek toplu konut kuruluşlarının gerçekleştirilememiş olması durumun ağırlı­ ğını devam ettirmektedir. Bu konuda sorumluluk alabilecek çeşitli kuruluşlar bir girişkenlik •göstermemişlerdir. Bu arada konut yapımının şekffienım'ösdnde 'büyük rolü olan imâr yönetmelikleri ve denetimi konut politikasının uygulanması bakımından yeıfceırskıdir. Proje isteri genellikle ehliyetii ellerde değildir. Ekonomik standartlara inmekte ve maliyeti düşürücü teknolojik çalluşjmıalar yaptmakta bir gelişmıe olnuamıştır. Kamunun elinde, konut politikasını etkiliyecelk genişlikte bir arsa stciku yoktur. Kamu arsa­ ları, spekülâsyonu önlemekte faydalı olmadan elden çıkmaktadır. Arsaya yatırım yapmak çekici­ liğini devam ettirmektedir. Kamu arsalarının tek elden idaresini mümkün kılacak Arsa Ofisi ku­ rulamamış; şehir gelişme alanları üzerinde kanıukontrolu sağlanamamıştır. Şehirleşmiş arazinin boş bekletilmesi ve arsaların kiralanmak ve irtifak hdkkı yerine peşin para ile satılması konut yatırımlarında arsa bedelinin payını yükseltici faktörler olmuştur. İmar Plânlarındaki arsadan faydalanma yoğunlukları düşüktür, ve Türkiye'nin gerçekleri içinde israfa yol ağmaktadır. Kamu yatırımları sonucu arsa değerlerindeki yükselmeden kamu yeterince yararlanamamaktadır. Altyapı tesisleri konut alanlarının 'gelecekteki gelişmesinin gerçekçi yoğunluk hesaplarına göre uzun süre için plânlanmadığısdan altyapının rıahirleşme maliyetine etkisi yükselmektedir. Top­ lu konut 'birimlerine gidilemomiş olması altyapıyı pahalılaştıraıaktadır. Topu konut yapıımının sağladığı imkânlardan yararlanmak üzere geniş kapsamlı kuruluşlara gidilememiş, büyük inşaat şirketleri kurulmamış tır. Kredi ımelkanizmaısı bu tür kuruluşların konut pazarına igirmesini sağlıyacak nitelikte değildir. Konut politikası amaçlarına uygun 'olmıyan «yapıp satma sistemi» ortaya çıkmıştır. Konut kredisi veren kurumlar ekonomik nitelikte toplu konutlar yapmalk ve kredili olarak ihtiyaç sahiplerine vermek yolunu tutmamışlardır. Böylece toplu konut yapıımı gelişememiş, sağlıyacağı ekonomi yanında düşük gelirli ailelerin ödeme güç­ lerine uygun kiralık konut sorununa çözüm getirici bir sistem (kurulamamıştır. Konut kredisi düzeninin yatırım yapacaklardan beklediği katkı belirli bir gelir seviyesinin altında kredi imkânlarını kısıtlamaktadır. Konut kooperatifleri konut politikasına uygun bir uy­ gulama göstermemin, sosyal bir tercih olarak konuta yönelebilecek küçük tasarruflar değerlendi­ rilememiştir. Kreli konusunda Emlâk ve Kredi Bankası konut politikasının uygulanmasında et­ kili olmamıştır. Birinci Beş Yıllık Plân döneminde bu konudaki olumlu gelişmelere rağmen konut araştır­ maları eksiktir. Bu konuda çaiışacak «Yapı Araştırma Enstitüsü» nün kuruluşu gerçekleştirileme­ miş, ilgili kuruluşlar arasında yeterli bir işbirliği kurulamamıştır. Öte yandan konut alanında