O. Senatosu B : 21 edilebilir sınırlar içinde tutacak tedbirleri ala­ mamış; fakat sadece taban fiyatlarında ısrar etmiştir. Burada en az bir adaletsizlik olmuş, bundan daha önemlisi Türk ekonomisinin ve ihracatının Ortak Pazar içinde şimdiden buğday politika­ sını ihmal etsek bile en önemli stratejik un­ sur olan pamuk politikası zarar görmüştür. Şöyleki; Ege Bölgesindeki yeni sulama saha­ larının verdiği imkânla taban tütünü yerini al­ mak istidadını gösteren bu vasfı ile dahi önem­ li bir katkıda bulunan pamuk tarımının Ege'de işçi ücretlerinin tahmin edilmeyecek seviyede yükselmiş olması, çiftçinin bir yd evvel pamuk­ tan aldığını bile gölgede bırakacak bir duruma düşürmüştür. Burada üzerinde durulsun diye bir tedbir önermek istiyoruz. Pamuk gerçekten ekonomimizde stratejik bir konu olmuştur. Gelecekte de büyük imkân­ lar taşımaktadır. Temenni ederiz ki, Güney Doğu'da sulamaya kavuşturulan her saha pamuk tarımına tahsis edilsin. Bu yıl Çukurova'nın dı­ şındaki Antalya ve Ege bölgeleri iklim şartları ile orantılı olarak pamuk toplamada işgücü sı­ kıntısı ile karşı karşıya gelmişler ve bu sıkıntı geçen seneden daha kötü olarak pamuk gelirine müessir olmuştur. Gelecek yıllarda da tekerrür edecek bu sı­ kıntının giderilmesi tedbirleri şimdiden alın­ malıdır. Taban fiyatları konusunda son haftadaki ta­ rım döviz kurunun sadece tütün için bir lira artırılmasıyle 14 liraya çıkarılması isabetli olmuş­ tur. Bu politikanın pamuk mahsulüne de teşmiş edilmesi kanımızca yararlı olurdu. Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki sene taban fiyatları genel olarak gözden geçirilecek ve geç kalmış olsa bile, fiyat istikrarı adına sadece bir kesimin mağdur olması önlenmiş olacaktır. Sayın senatörler; Üçüncü Beş Yıllık plân cari masraf artışını % 8,6 sınırları içerisinde tutulmasını öngör­ müştür. Artık tecrübe ile görüyoruz ki, bütçeler ilk tanzimi ile bu sınırlar içerisinde geliyorlar; fakat sene içerisinde getirilen yan ödemeler, ola­ ğanüstü ek ödenekler bir ihtiyacı karşıladığına şüphe etmediğimiz Ordu'nun R-EM'O i l â n ı için ayrılan belirli ödenek ve buna parald olarak güvenlik kuvvetlerine ayrılan ödenekle: bu plân 30 . 1 . 1973 O : 3 sınırlarını çok yüksek seviyede oluşturmakta­ dır. Böylece plân ilkelerine, Hükümet program­ larına hattâ bakanların kişisel arzularına rağ­ men Devletin yatırım dışı masraflarının artma hızı istenmeyen seviyelere çıkmaktadır; yani ekonomimizin içinde bulunduğu israf ve tüke­ tim temayülleri gelir dengesizliğine ilâve ola­ rak ılabildiği",e artmaktadır. Bu yılın yeniliği olarak senelerin gayreti ile hazırlanmış olan program1 bütçenin, Devletin içinde bulunduğu harcama disiplinsizliğini gi­ derebilmesi eu büyük arzurum'dur. Cari masrafları bir seviyede kesmek veya bâ­ zı ödenekleri belirli nispetlerle artırmak ve azaltmak suretiyle bu yıl Bütçe ve Plân Karma Komisyonunda yapılan ilâveler ve bütçe denk­ liğini sağlamak için komisyon eliyle sonradan yapılan düzeltmeler şüphesiz program bütçenin tabiatına aykırıdır ve uygulandığı ilk yıldan iti­ baren etkenliğini azaltmıştır. Bilindiği gibi «Program bütçe» idarenin ancak verdiği prog­ ramların icra edilmesi için öngörülen masrafla­ rın toplamıdır. Bu tip bütçelerde komisyonun ve Meclisleri­ mizin plân ve bütçe uyarlığını bozmaması için yapacakları işlem, Hükümetin teklif ettiği prog­ ramların önceliklerini değiştirmek sayılarını azaltmak veya artırmak olmalıdır. Ancak bu metotla bütçe rakamları değiştirilebilir. Yoksa eski tarz bütçelere yapılan müdahale­ lerin, bu bütçeye de aynen uygulanması idare­ nin haklı itirazlarına sebebiyet verecektir. Devalüasyondan sonra ekonomimizin kazan­ dığı yeni imkânlar kendisini en kısa vâdede dış ticaret dengesinde göstermiştir. 25 yıla varan geçmişe dönük bir zaman biri­ minde ekonomimizi 'devalüa'syona mecbur eden başlıca etken, dış ticaretimizin tıkanmış olması idi. 197G1 Devalüasyonunun en baskı yaratan gerekçesi dış ticaret bilânçomuzdur. Yeni kurun yarattığı imkânla Türk ekonomisi, devalüasyo­ nu takibedeıı en kısa zamanda dış ticaret den­ gesini halletmiştir. Bu imkân bugün de artan bir oranda devam etmektedir. Bu rahatlığın ekonomimiz, özellikle sanayimiz ve dış ticareti­ miz için değeri büyüktür. Bizim enflâsyonist baskı ve fiyat artışları üzerinde .uzun, uzun duruşumuzun nedeni, bu rahatlığı ve endişelerimizi belirtmek içindir. 75 —