Danışma Meclisi B : 83 13 . 4 . 1983 O : 1 Cumhuriyetimizin

advertisement
Danışma Meclisi
B : 83
Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk yıllarda ardarda
geçirilen harplerin ve sıtma, kolera, tifüs gibi salgın
hastalıkların sebep olduğu telefatı önlemek, tarımda
makine noksanlığından doğan 'insangücüne duyulan
ihtiyacı gidermek için nüfus artışı politikası güdül­
müş ve çok çocuklu aileler mükafatlandırılmıştır. Bu,
o zamana göre yerinde bir politika idi. Ayrıca, o
zamanlar bir milletin gücü, ekonomik gücünden zi­
yade, silah altında (bulundurduğu insan adedi ile de
ölçülüyordu. Bugün, modern, silahların mevcudiyeti
bu inanışı zayıflatmıştır.
Son yıllarda bariz bir şekilde ortaya çıkan sosyo - ekonomik problemlerin bir çoğunda hızlı nüfus
artışına etken olduğu anlaşılmış ve nüfus planlama­
sı için tedbirler alınmaya 'başlanmıştır. Bu mesele
ile ta 19 uncu Asırda hile uğraşan ve yöntemler tav­
siye eden düşünürler vardır. 1830'iarda 1 milyara
ulaşabilen dünya nüfusu, bugün 4 milyarı aşmış,
2000 yıllarında da 6 milyara ulaşabileceği hesaplan­
mıştır. Nüfus artışı hızlı olan birçok memleketler,
taunun beraberinde getirebileceği mühim problemler­
den korunmak için, daha 1948'lerden itibaren nüfus
planlaması tedbirleri uygulamaya başlamışlardır.
Bizde de, 25 yıl kadar önce ilgili makam ve 'bazı
doğumevleri hızlı nüfus artışını görerek sorumlu ba­
kanlıkları ikaz etmişler ve 1960'larda Devlet Planla­
ma Teşkilatıyla, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı
nüfus artışını önleyici tedbirlerin alınmasımı kabul
etmişlerdir. 1963 yılında da, uzun araştırma ve ça­
lışmalardan sonra, 557 sayılı Kanun kabul edilmiş­
tir.
Hızlı nüfus artışının getirdiği mahzurlardan bazılan şunlardır :
Aşırı nüfus artışı işsizlerin sayısını artırmakta ve
bu da ekonomik ve politik hadiseleri 'beraberinde
getirmektedir. Aşırı nüfus artışı tüketimi artırmakta
ve bu da enflasyonun sebeplerinden birini teşkil et­
mektedir. Hızlı nüfus artışı, köyden şehire göçü teş­
vik etmekte ve şehirlerin etrafında, yolu, suyu, ka­
nalizasyonu olmayan gayri sıhhi iskân yerlerinin
meydana gelmesine sebep olmaktadır.
Hızlı nüfus artışı başkaları tarafından bakıma
muhtaç, hağımlı oranını artırmaktadır.
Hızlı nüfus artışı kişi basma düşen refah artışını
sınırlandıırmakta, petrol ve enerji tüketimini de artır­
maktadır.
Bir memlekette ekonomik potansiyelle nüfus plan­
laması arasındaki irtibattan dolayı devlet nüfus ar­
tış ve azalmalarını kontrol etımefc zorundadır. Yu­
13 . 4 . 1983
O : 1
karıda arz edildiği gibi, ekonomideki sıkıntıların zu­
hurunda hızlı nüfus artışının rolü inkâr edilemez.
Memleketimizdeki hayat pahalılığının artışımda, 3,5
milyonu aşan işsiz sayısında ve üniversitelerimize gi­
remeyen yüzbinlerin varoluşunda aşırı nüfus artışı­
nın önemli etkisi vardır.
Türkiye 1980 istatistiklerine 'göre nüfus kalaba­
lığı bakımından dünyada 19 uncu, Avrupa'da da 6
ncı ülkedir. Bu Kanun kabul edildikten sonra da,
doğurganlık çağına geleceklerin sayısı geçmişten faz­
la olacağından hızlı nüfus artışı bir süre daha devam
edecektir.
Yapılan araştırmalara göre kadınlarımızın büyük
bir kısmı en fazla üç çocuk sahibi olmak istemekte­
dirler. Fazla çocuk arzudan değil eğitimsizlikten,
bilmemekten, müessir ve devamlı yöntem kullanma­
maktan ileri gelmektedir.
Memleketimizde her yıl dünyaya gelen 1 milyon
çocuğun 4Q0 binine yakını arzu edilmeyen gebelik­
lerin mahsulüdür. Çok çocuk aileleri iktısaden sars­
makta, beslenme, yetiştirme ve eğitim problemlerini
de beraber getirmektedir. Çok çocuklu analar da za­
manından evvel yıpranmakta, çökmekte, hastalan­
makta ve hatta yok olmaktadırlar. İşte Anayasamız
bundan dolayı ananın ve çocukların korunması ge­
rektiğine parmak basmıştır. Bir ailede çocuk miktarı
arttıkça çocuk ölümleri de artmakta, beslenme bo­
zuklukları »ile buna bağlı hastalıklar ve zekâ gerilik­
leri de ortaya çıkmaktadır.
Şimdi Yüce Meclise, 20 yıl önce, hayat şartları
daha bugünkü kadar ağır değilken yapılan bir araştırmaniin neticelerini takdim etmek istiyorum :
Memleketimizde gebeliği önleyici tedbirleri öğ­
renmek isteyen erkekler % 65, kadınlar % 72;
Hükümetin doğum kontrolü için program uygu­
lamasını isteyen erkekler % 70, kadınlar |% 81;
«Nüfus daha yavaş artmalıdır» diyen muhtarlar
'% 45, imamlar % 54 idi.
O zamanki 250 bin devlet memurundan % 81'
inin üç veya daha ıaz çocuğu vardı. Bugün de araş­
tırılırsa aşağı yukarı aynı neticenin alınacağım tah­
min etmek zor değildir. Zira eğitilmiş aileler nüfus
planlamalarını bir devlet yardımı olmadan da ken­
dileri yapabilmektedirler.
557 sayılı Nüfus Planlamasiı Hakkındaki Kanun­
la getirilen esas, gebeliği önleyici tedbirlerin alınma­
sında devletin öğretici ve gerekli malzemenin teda­
rikinde yardımcı olmasıdır. Hizmetin götürülebildiği yerlerde kadınlarımızın bunu nasıl gönül rızasıy416 —
Download