Meden yet m z n Yen den İhyası İç n Eğitimle Diriliş Eğitim ve Kültür Dergisi Haziran-2014 Yıl:1 Sayı:1 3 www.egitimledirilis.com MedeniyetimizinYeniden Yeniden Dirilmesinde Dirilmesinde Medeniyetimizin EğitiminRolü Rolü Eğitimin İslam Dünyasının Modern zmle İmt hanı B lal AKGÜL Nasıl B r D n Eğ t m ? Ömer DEMİR Eylem İnsanı Olarak Musa Carullah B g yef Mustafa IŞIK İslam Eğ t m Üzer ne Düşünceler Muhammed AKÇAL Meden yet m z n Yen den İnşasında Üstün Ahlak Bülent KAŞKANN Öz Yurdunda Gar p Eğ t m S stem Ömer MAÇİN Edep Merkezl Eğ t m Mehmet DOĞAN İslamın İnsanlık Man festosu Enver YILANLI Tüket m B l nc n Oluşturmak İsmet TANRIVERDİ Güvenin Tecrübeyle Buluştuğu Adres Farklı yaşamlar için FURKAN İNŞAAT tecrübesiyle Yeni Kent Sitesi üyelikleri devam ediyor 0 537 223 05 36 Buderus Bozan Mühendislik Makina Mühendisi Emrah Bozan Ana Bay Akmercan Yetk No:49 Isıtma veve Isıtma Soğutma Soğutma B B zz mm İşİşmmzz Tel: 0 416 726 02 94 GSM: 0 507 563 94 02 E-mail: emrah_bozan02@hotmail.com Adres: Karşıyaka Mah. M.Kemal Cad. No:46/B Kahta - ADIYAMAN BAŞLARKEN BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n Meden yet m z n Yen den D r lmes nde Eğ t m n Rolü Her yen başlangıç yen b r heyecan doğurur şüphes z. Hele hele çorak b r alan olan eğ t m alanında düşünce ve fik rler n ürüne dönüşmes bambaşka b r haz, b r mutluluk sebeb d r. Soylu köklerden da ma soylu ürünler çıkar. Bu kök, k m zaman kasırgalara, t p lere maruz kalsa da zaman ve şartlar karşısında yen dallar, yen ürünler ortaya çıkarmada zayıf davranmaz. İst kamet üzere sabreden kökler ancak meyveye durab l r. Eğ t mle D r l ş Derg s yen d k len b r ağaç değ ld r. Sab t b r kökün yen b r meyves d r, yen lenen b r dalıdır. Derg , entelektüel kaygıyı hmal etmeden temel sorunlarımızdan olan karakterl nsan yet şt rmen n yolları üzer ne çalışmayı, proje üretmey hedef ed n r. Yen nes ller n fıtrat üzere nasıl yet şt r leb leceğ kaygısını öncel kl sorumluluk addeder. Eğ t mle D r l ş Derg s , Batı eksenl b r eğ t m s stem n n ya da modern eğ t m s stemler n n toplumları yozlaştırdığı, fıtr olanı bozduğu, b reyc l ğ n güçlenmes ne neden olduğu ön kabulünden hareketle, değerler merkeze alan b r eğ t m s stem n n gerekl l ğ n d kkate alır, bu konuda ortaya alternat f b r eğ t m model çıkarmayı hedef ed n r. Formel eğ t m n yanında nformel eğ t m önemser, meden yetler n nşasında s stem n kurab lm ş nformel eğ t m çalışmalarını olmazsa olmaz görür. İslam meden yet n n yen den d r lmes nde, entelektüel atalet n ortadan kalkmasında yapılacak nformel eğ t m çalışmalarının hayat öneme sah p olduğunu savunur. Sömürgeleşt rme çalışmaları net ces nde ülke yönet mler n kaybeden İslam dünyası başta Hasan el Benna ve Ebu'l Ala Mevdud olmak üzere çeş tl çıkış yolları üzer nde çalışmış, nformel eğ t m g r ş mler nde bulunulmuştur. Özell kle Seyy d Kutub'un eserler , İslam dünyasının s lk nmes nde öneml b r katkıda bulunmuştur. Y ne meden yet m z n yen den d r lmes nde Cemalett n Afgan 'n n 'öze dönüş' projes , Sa d Nurs 'n n 'Medresetü'z-Zehra' hayal , Musa Carullah'ın eğ t m alanında yen b r reformu merkeze alan gayretler mevcut durumla lg l çözüm arayışlarının öneml katkılarda bulunduğu aş kârdır. Eğ t mle D r l ş, 2 yıllık b r geçm şe sah p olan grupla eğ t m okumalarının b r ürünüdür. Derg m z n bu sayısında yaptığımız okumaların l stes n ve k taplarla lg l kısa tanıtımları, “Eğ t mle İlg l Alternat f K tap Okuma L stes ” başlığı le st faden ze sunacağız. Sonrak sayılarımızda da benzer l steler yayınlayacağız nşallah. Eğ t m çalışmamız, b r eğ t m s stem n n özell kler neler olmalıdır? Modern eğ t m n toplum üzer nde ne tür tahr batları vardır? İslam meden yet n n yen den d r lmes nde eğ t m n, b lg n n yer ned r sorularına cevap bulmayı önceler. Derg dek makaleler ağırlıklı olarak yapılan eğ t m okumalarının makaleleşt r lmes nden oluşuyor. Ayrıca yapılan bu çalışmadak konu başlıklarından b r de; şlenen konuyla lg l çıkarılab lecek eğ t m lkeler gündemleşt r lmekte, çıkarılan lkeler derg yayın kurulu tarafından s stemleşt r lmekted r. Çıkarılan lkeler bu sayımızda “Eğ t mde Temel İlkeler” başlığı le st faden ze sunuyoruz. Katkılarından dolayı Eğ t m B r Sen'e teşekkürü borç b l yoruz. İnternet n günümüzde oynadığı role b naen www.egi mledirilis.com uzantılı nternet s tem zden çalışmalarımızı tak p edeb l rs n z. Son olarak derg le lg l her tür görüş ve öner ler n z egi mledirilis@gmail.com ma l adres ne göndereb l rs n z. 3 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Meden yet m z n Yen den İhyası İç n Eğitimle Diriliş Eğitim ve Kültür Dergisi Haziran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Medeniyetimizin Yeniden Dirilmesinde Medeniyetimizin Yeniden Dirilmesinde Eğitimin Rolü Eğitimin Rolü İÇİNDEKİLER Altı Aylık Derg Yıl:1 Sayı:1 Mayıs - 2014 3 Başlarken.......................................................................................................... Sah b Mustafa İŞERİ IslamınInsanlıkManifestosu 5 EnverYILANLI............................................................................................... Genel Yayın Yönetmen ve Sorumlu Yazı İşler Mürdürü Mehmet DOĞAN IslamiEğ itimUzerineDü şü nceler 8 MuhammedAKÇAL.................................................................................... Yayın Kurulu İsmet TANRIVERDİ Bülent KAŞKAN B lal AKGÜL Mehmet DOĞAN NasılBirDinEğ itimi? 11 ÖmerDEMİR................................................................................................. Hukuk DANIŞMANI Sam ÖZBEK İdare Merkez Karşıyaka Mah. M. Kemal Cad. No: 96 Da re:2 Kahta D yalog Gazetes Kahta / ADIYAMAN Tel: 0 416 725 90 91 kahtad yalog@hotma l.com Tasarım Hüsey n TÜRKOĞLU IslamDü nyasınınModernizmleImtihanı 14 BilalAKGÜL.................................................................................................... EdepMerkezliEğ itim 17 MehmetDOĞAN........................................................................................... OzYurdundaGaripEğ itimSistemi 19 ÖmerMAÇİN.................................................................................................. MedeniyetimizinYenidenInşasındaUstü nAhlak 23 BülentKAŞKAN............................................................................................ Tü ketimBilinciniOluşturmak 25 İsmetTANRIVERDİ..................................................................................... Logo Tasarım Kasım SARI EylemInsanıOlarakMusaCarullahBigiyef 27 MustafaIŞIK................................................................................................... Baskı Bü yü kBirEğ itimProjesi:Medresetü 'z-zehra 29 MehmetDOĞAN........................................................................................... Türü Altı Aylık Sürel Derg Yazılardan yazarları sorumludur. 32 IslmamiBirEğ itiminTemelIlkeleri..................................................... 37 Eğ itimleIlgiliAlternatifKitapListesi.................................................. let ş m web: www.eg t mled r l s.com E-ma l: eg t mled r l s@gma l.com 4 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞYAZI İslam’ın İnsanlık Man festosu “İslamın hak kat dd ası hak m yet dd asından önce gel r “ enver_yilanli@hotmail.com Enver YILANLI Düşüncenin okullaşmasından kastedilen, düşüncenin bir okul sistematiğinde ifade edilmesidir. Yani süreç içerisinde gelişen düşüncenin, sistematik bir karakter taşımasıdır. Dolayısıyla düşüncenin okullaşması bir anlamda toplumsal yönelimin sonucudur. Düşüncen n okullaşması ne demekt r? Önce İslam dünyasında, ardından da küresel ölçekte toplumsal ve s yasal dönüşümü sağlamayı amaçlayan b r projed r. Bu noktada bütün beşer s stemler tek tek denenm ş, nsanın huzuru, refahı, mutluluğu ve kurtuluşuna çare olamamışlardır. Bu ht yacı karşılayab lecek tek alternat f İslam'dır. Bu bağlamda bakıldığında İslam dünyası çeş tl yapılar kurmakta fakat başarıları kısm olmaktan öteye geçememekted r. Bunun temel neden düşüncen n okullaşamamasıdır. Düşüncen n okullaşmasından kasted len, düşüncen n b r okul s stemat ğ nde fade ed lmes d r. Yan süreç çer s nde gel şen düşüncen n, s stemat k b r karakter taşımasıdır. Dolayısıyla düşüncen n okullaşması b r anlamda toplumsal yönel m n sonucudur. Düşünce okullaşırken temel argümanlardan b r kullanılacak d ld r. D lden kasıt Kur'an ve peygamber n d l d r. Bu noktada s stemat k sözcüğünü de açmak gerekl d r. Düşüncen n s stemat ğ den l nce; düşüncen n yapılandırılmış ve kend ç nde tutarlı b r şek lde fade ed lmes anlaşılmalıdır. Düşünce bel rl b r yönteme bağlı kalınarak fade ed l yorsa, düşünsel düzenl l k gerçekleşm ş demekt r k bunun adı s stemat k düşünmed r. Düşünce okullaşırken temel argümanlardan b r kullanılacak d ld r. D lden kasıt Kur'an ve peygamber n d l d r. Bu noktada s stemat k sözcüğünü de açmak gerekl d r. Düşüncen n s stemat ğ den l nce; düşüncen n yapılandırılmış ve kend ç nde tutarlı b r şek lde fade ed lmes anlaşılmalıdır. Düşünce bel rl b r yönteme bağlı kalınarak fade ed l yorsa, düşünsel düzenl l k gerçekleşm ş demekt r k bunun adı s stemat k düşünmed r. 5 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 yönler orta yere dökülmel ve böylece İslam'ın “Bu s stemat k d l gel ş rken kavramsal yegane kurtuluş olduğu nsanlara anlatılmalıdır. h yerarş nasıl kurulacak?” sorusu akla Çünkü şurası b r gerçekt r k Batı dünyası gelmekted r. İlm b r tasn f çabasıyla kurulacak üreteb ld ğ bütün deoloj ler üretm ş, 20. yy'da bu olan kavramsal h yerarş , kavramlar arasından b r k m tüketm şt r. Bütün bu deoloj ler n merkez olandan tal olana doğru şekl nde sonunda gel nen nokta nsanlığın hüsranı olmuştur. gerçekleşecekt r. Böylece tesp t ed len kavramlar Dolayısıyla Batı artık yen b r şey üretememekte, Kur'anî b r kıstastan geç r l r. ürett ğ n tüketmekted r. Ger ye İslam kalmaktadır. Dolayısıyla ortaya konulan kavramlar Ancak burada b r önşart vardır: İslam'ın başarısı detaylı b r şek lde yetk nl kle ncelemeye tab da y ne Müslümanların gayret ne bağlıdır. tutulup kavram d l ortaya çıkarılmış olur. Bütün Müslümanlar nsanlığın sorun ve ht yaçlarına bu çalışmalar yapılırken kaçınılmaz olan şey cevap verecek yetk nl kte b r deoloj İslam'ın, rak pler yle karşılaşmasıdır. Burada üretemezlerse ortam ve olayların akışı ne denl yetk nl kten bahsedeb lmem z ç n önce İslam'ı uygun olursa olsun, arzulanan net ce elde çok y kavrayıp uygulamak sonrada karşı ed lemez. Bahsed len çalışma düşüncen n usulen cephedek bütün s stemler artısıyla eks s yle en b r karakter taşıması ve ç tutarlılık yan lm nce detayına kadar b lmek gerekl d r. Tam da b r k m yoluyla okullaşması burada b r pasaj açıp olayı şekl nde olacaktır. somutlaştırmak gerek r. Modern tey nceled ğ m zde üç Kavramlar Bu bağlamda muhal f kavram üzer ne kurulu olduğunu düşüncen n mağlup ed lmes oluşturulurken görürüz: Hüman zm, rasyonal zm, İslam'ın zafer ç n en temel d kkat ed lecek ve sekülar zm. B rey, vatandaş, koşuldur. Bunun yolu se b l m lerleme, özgürlük,ve nsan modern te ve postmodern ten n husus, bütün hakları g b kavramlar bu üç çok y b l nmes nden kavramların İslam unsurdan türem şt r. geçmekted r. Bunun yapılab lmes ç n de sağlam b r Modern te le İslam süzgec nden İslam b lg şarttır. Aks halde bu arasındak zıtlıklar nsanın tanımı geç r lmes d r. dd ayla yola çıkan Müslüman'ın ve b lg n n mah yet konusunda karşıt düşünceden etk lenmes ortaya çıkmaktadır. İslam'ın model dah gündeme geleb l r. nsanı olan Müslüman her şeyden önce Allah'ın kuludur. Allah'tan başka üst otor te Bu konuda en öneml örneklerden b r tanımaz ve onun sözler n em r olarak kabul eder. Gazal 'd r. Gazal Yunan felsefes n en nce Modern ten n b rey nden öz olarak farklıdır. B rey detayına kadar tahl l ed p, hak m olduktan sonra y -kötü, doğru-yanlış normlarını kend s bel rler. der n İslam b lg s yle eleşt r ler get rm şt r. Tam da bu noktada şu hususa değ nmek gerek r k ; İk nc zıtlık b lg n n mah yet konusudur. Gazal 'y ortaya çıkaran Gazal 'den öncek İslam'da vah y mutlak l md r. Modern tede se b lg n n kaynağı akıl ve b l md r. Gözlem ve deney çalışmalardır. Dolayısıyla Gazal örneğ nde olduğu g b , düşüncen n okullaşması b reysel olmaktan yoluyla elde ed l r. z yade toplumsal b r vakadır. Toplumun bu yöne S yasal ve toplumsal alan üçüncü zıtlık kanal ze olması elzemd r. alanıdır. Batı'da b reylerden oluşan topluluğa Yazımızın başından ber zah etmeye toplum den r. İslam'da se müm nlerden oluşan çalıştığımız düşüncen n okullaşmasının b r topluluğa ümmet den r. Ümmet nanç bağıyla formatının olması gerek r. Bu format şöyle b rb r ne kenetlenm ş yapıdır. Dolayısıyla haklar olacaktır. Öncel kle temel kavramlarda netl k ve özgürlükler temel nde şek llenm ş olan modern sağlanır. Yen parad gma temel kavramlarını özgün toplumdan özde farklıdır. Müslüman özgür b rey b r şek lde oluşturur. Ardından muhal f düşüncen n değ ld r. Allah'ın kuludur. Dolayısıyla özgürlük kavramları yetk n b r şek lde eleşt r l r ve mağlup anlayışı da farklıdır. Bu b lg ye sah p olduktan ed l r. Kavramlar oluşturulurken d kkat ed lecek sonra yan düşünce s stemat ğ n kurduktan sonra husus, bütün kavramların İslam süzgec nden modern dünyanın bütün s stemler İslam geç r lmes d r. süzgec nden geç r lmel olumlu ve olumsuz 6 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Düşüncen n okullaşması; tebl ğ ve c hadla amaçlanan hedefe ulaşmanın da en kest rme yoludur. Z ra modern te adeta bütün nsanlığın soluduğu k rl b r atmosfer g b dünyadak bütün nsanların z h nler n etk lemekted r. Bu etk kırıldığında nsanlar, tab r ca zse, tem z hava soluyacak ve terc hler n de sağlıklı b r şek lde yapab leceklerd r. Bu durum ferd n İslam anlamda kend s n yet şt rmes n sağlayacak, beraber nde İslam b r toplum ortaya çıkaracaktır. Bu anlamda İslam b r toplumun oluşması deoloj k zem n güçlend recek, bunun ardından somut b r s yasal program gelecekt r. Bütün bunlar yapılması gerekenlerd r. B razda mevcut İslam dünyasının çer s nde bulunduğu duruma bakalım: Bugün İslam dünyasına baktığımızda deal olandan çok uzak b r görüntü le karşılaşıyoruz. B rl k ve beraberl kten yoksun, dealler farklı ,ortak paydaları azalmış, s yas ve kültürel b r bölünmüşlük görülmekted r. Bu manzaranın sonucu olarak da Müslümanlar kan ağlamaktadır. B zler adeta kusurlu plan taslağıyla kusursuz b r b na yapmaya çalışmaktayız. Bunun da temel neden düşüncen n okullaşamamasıdır. Düşünce s stemat k, kend ç nde tutarlı, yetk n b r şek lde fade ed l rse; uygulandığı bütün coğrafyalarda benzer sonuçlar verecekt r. Uygulanan düşünce s stemat ğ n n nsan fıtratına en uygun s stem olan İslam olduğu düşünüldüğünde başarı kaçınılmazdır. Kur'an'ın fades yle nsana az b r l m ver lm şt r. Kur'an-ı Ker m' n bu lah fermanı doğrultusunda bakıldığında, beşer s stemler n tamamında eks kl kler n olması kaçınılmazdır. Bu da b z lah mesaj olan İslam'ın tek alternat f olduğu sonucuna götürür. Dolaysıyla Müslüman, akt f b r şek lde aklını kullanacak, Kur'an ve sünnet doğrultusunda düşüncey gel şt r p okullaştıracak ve bu yolla Batı meden yet n n İslam b r eleşt r ye tab tutup, bütün eks kl kler n ortaya çıkaracak, modern te ve postmodern tey mağlup ed p, tüm dünyaya yegane kurtuluş reçetes olarak İslam'ı sunacaktır. Bütün bunlar gerçekleşt ğ nde nsanlığın yaratılışının gereğ olarak İslam b r öze ger dönüş yaptığı görülecekt r. Böylece yeryüzündek haksızlık, zulüm, güçlünün haklı olması, mutlu b r azınlık ç n mutsuz genel n feda ed lmes , nsan haklarına r ayet ed lmemes , her türlü ç fte standart g b unsurların son bulduğu görülecekt r. Düşüncen n okullaşması le beraber dünyada esecek İslam rüzgarları le nsanlık feraha ulaşacak bütün nsanlığın huzur ve güven çer s nde Allah'a kul olma yolunda lerlemes mümkün olacak bu durum da beraber nde her k dünyada kurtuluşa ves le olacaktır. 7 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n İslam Eğ t m Üzer ne Düşünceler makcal02@gmail.com Muhammed AKÇAL İslami eğitim de insanı doğumdan ölümüne kadar sırat-ı müstakim üzere tutmak için ona gelecek ve onu saptıracak dış etkilerden, zararlardan onu koruyacak bir zihni ve ruhi olgunluğa ulaştırmaktır. İslam eğ t m, nsanın hayatında tak p edeceğ yolu, nazar olarak ç z p hayata uygulamak, nasıl hareket edeceğ n göstermekt r. Kuran'da, eğ t m, Rab kel mes le fade ed lmekted r. Elmalılı M.Hamd Yazır, “Rab” kel mes n n “terb ye” manasına geld ğ n ve bunun da b r şey kemale ulaştırıncaya kadar tavırdan tavra geç rmek anlamını taşıdığını söyler. Bu manada “Rab” yaratanın yarattığına doğru yolu göstermes d r, ( rşad - hda) denmekted r. “F ravun şöyle ded : O halde s z n Rabb n z k md r ey Musa! Musa: B z m rabb m z her şeye suret ve şekl n veren sonra da yolu gösterend r, ded ”. (Taha 49 ) Eğ t m n peygamberler düzey “ tebl ğ” d r. Böylece öğret m de eğ t m de ç çe g rmekted r. Aslında d n n kend s de b r eğ t m s stem d r. Çünkü d n n amacı nsanı, Allah'a y b r kul olarak yet şt rmekted r. İslam eğ t m de nsanı doğumdan ölümüne kadar sırat-ı müstak m üzere tutmak ç n ona gelecek ve onu saptıracak dış etk lerden, zararlardan onu koruyacak b r z hn ve ruh olgunluğa ulaştırmaktır. Daha açık b r fade le nsanın fıtratını korumaya (İy l ğ ç nde barındırma ve ona mey ll olma hal ) matuf dış dünyada karşılaşacağı tüm düşmanlarına karşı koruyacak olan b lg , h kmet ve takva le donatmaktır. Pek , bugün Müslüman ülkeler n eğ t m s stem , İslam'ın temel kaynağı Kuran-ı Ker m' n ve nsanlığın son öğretmen Hz. Muhammed (S.AV.)' n sünnet n n, teor s ve prat ğ yle, dayanakları ve lkeler le yöntemler ve hedefler yle nsanlığa tek kurtuluş reçetes olarak sunduğu eğ t mle ne kadar örtüşüyor? Bu sorunun cevabını aradığımızda maalesef Müslüman ülkelerde böyle b r çerçeve le taban tabana zıt eğ t m s stemler n n car olduğu gerçeğ le karşılaşıyoruz. Acaba bu durumun sebeb ned r? Bu can alıcı sorunun cevabını vereb lmek ç n İslam ülkeler n n yakın tar h ne bakmak gerek yor. 8 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 prens p ve düşünce esaslarına göre yapılmasıdır. B l nd ğ g b 20. yüzyılın başından t baren Başka b r yolu olduğuna nanmıyorum. Prof Dr. Al Medar'ın fades yle müstekb rler İslam İşte İslam coğrafyasında nsanı eğ tmek üzere topraklarını parçalamış ve b rb rler ne manev gönder lm ş b r lah k taba nanan Müslümanların bağları bulunmayan küçük devletlere ayırmıştır. Batı'dan tercüme ed lm ş thal eğ t m Y ne Al Medar'ın fades yle Osmanlı Devlet 'n n programlarıyla çocuklarını eğ tmes ne kadar haz n yıkılışı ve h lafet n kaldırılışından sonra İslam b r durumdur. Bu çocuklar artık b r batılı g b dünyasına tağut düzenler hâk m olmuştur. Asker düşünmeye, nanmaya ve yaşamaya başladılar. ve s yas olarak mücadeley kaybeden İslam H nd stanlı İslam şa rler nden Ekber dünyası her yönüyle Batı meden yet n n etk s altına İlahabad : Doğulu, düşmanının başını ezerek yok g rm şt r. Bu durum, hem üstün olandan doğal eder. Batılı se onun tab atını, kalb n değ şt r r, olarak etk lenmen n, hem de üstünlüğü elde eden derken sanırım bunu anlatıyordu. Batı meden yet Batı Dünyasının uzun vadel ve s stemat k emperyal hedefler ç n İslam ülkeler şgal et kten stratej ler n n sonucu dönüştürerek etk s zleşt rme, sonra onları sömürmeye devam etmek ç n yerl dejenere etme ve hatta yozlaştırma çabalarının b r şb rl kç ler ed nm şt r. Onların eğ t m s stemler n sonucudur. kontrol etm şt r. Batıya okumaya g den zek Gayeler Müslümanları yok etmek, Müslüman gençler b r batılı g b onlardan İslam şahs yet n yet şt rm ş ve adeta kültür elç ler g dermek, kend ler ne uygun sömüreb lecekler b r şahs yet Batının hedefi Müslümanları, olarak ülkeler ne gönderm şt r. meydana get rmekt . Bunu sadece adı ve sanıyla Müslüman İşte bugün Müslümanların hal başarmak ç n de Müslümanların bırakmak; görüşü, zevk , yaşam pürmelâl n n sebeb b zce manlı, sal h, nsan yet şt rmek yer ne temel kaynaklarıyla ve kültürler yle tarzıyla “Batılı” hale bağını koparmak gerek yordu. get rmekt r. Kültürünü kabul materyal st takl tç , tar h yle, kültürüyle barışık olmayan hatta Bunun da tek yolu cah l eğ t m ett rmekt r. Hatta olmadı meden yet ne yabancı nsan s stemler n İslam dünyasına “çıkarlarına dokunmayan yet şt rmey amaç ed nen thal yerleşt rmekt r. “kend hal nde d ndar eğ t m programlarıdır. Batı, kend meden yet ne Müslümanlar” hal ne Prof. Dr.Al Medar “İnsan karşı tek rak p olarak İslam get rmekt r. Eğ t m n n Kur'an Metodu” meden yet n görmekted r. İslam k tabında İslam eğ t m n ana meden yet n n bu gün zayıflamış hedefler n sınırlamadan şöyle olması onların korkularını sıralamıştır: g dermekted r. Örneğ n, Arnold Toynbee: “ İslam 1-Sakındırmak (Takva) b rl ğ uykudadır. B ze düşen Müslümanların b r 2-Bağımsızlık gün uyanab leceğ n hesaba katarak gerekl 3-H kmet ve l m öğretmek tedb rler almaktır, derken Serazar: Bu gün en 4-Adalet ben msetmek büyük tehl ke Müslümanlar arasında duyulan dünya 5-İnsanı olgunlaştırmak düzen n değ şt rme düşünces d r, derken 6-İbadet duygusunu gel şt rmek korktukları ve kend ler nce tedb r aldıkları şey; 7-Kardeşl k ve şb rl ğ h sler n gel şt rmek Müslümanları özüne döndürecek İslam dünyasında 8-D ğer m llet ve nsanlarla şb rl ğ vahdet ve uhuvvet tes s edecek olan, Allahın Rab kab l yetler n gel şt rmek sm nden mülhem Kur'an b r eğ t m metoduyla 9-Düşünmey güçlend rmek yet şecek b r nes ld r. 10-Sosyalleşt rmek Batının hedefi Müslümanları, sadece adı ve 11-Ahlak şahs yet gel şt rmek sanıyla Müslüman bırakmak; görüşü, zevk , yaşam Burada İslam eğ t m n lk olarak tarzıyla “Batılı” hale get rmekt r. Yan kend hedefled ğ “takva” (sakındırma)'nın İslam b r kültürünü kabul ett rmekt r. Hatta olmadı eğ t mde neden mutlaka olması gerekt ğ ve takva “çıkarlarına dokunmayan “kend hal nde d ndar eksenl b r eğ t m n neler kazandıracağı konusuna Müslümanlar” hal ne get rmekt r. kısaca değ nmek st yorum. Bu konuda ünlü oryantal st Prof. G bb, Batılı devlet l derler ne sunduğu şu tekl f çarpıcıdır: Batılılaşmanın b r nc yolu eğ t m n Batılı metot, 9 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Takva; korunmak, sakınmak anlamına gelmekted r. Kuran'da takva, herhang b r tehl keden değ l Allah'ın azabından ve nsanı bu azaba sürükleyecek günahlardan korunma anlamına gelmekted r. (S.Ateş) İslam, nsanın nelerden korunması gerekt ğ n anlatır ve nsanın sakınması gerekt ğ bu şeylere karşı güçlenmes n n yollarını öğret r. “Ey nananlar! Kend n z ve ehl n z yakıtı nsanlar ve taşlar olan cehennemden koruyunuz”. (Tahr m /6) Bu ayettek koruyun emr “takva” kel mes n n em r hal d r. Ve muhatabın hem kend n hem de ehl n koruması emred lm şt r. “Ehl” kel mes a le olarak anlaşılab leceğ g b hep n z çobansınız ve sürünüzden mes'ulsunuz ” had s- şer fi d kkate alınarak muhatap yönetenler olduğunda yönet lenler (halk) olmaktadır. Dolayısıyla Allah b ze önce kend m z sonra da ehl m z (a le-toplum) ateşten (cehennem ) korumamızı emred yor. Bu da eğ t mle mümkündür. Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı; takvanın kal te yönünden z rves “Furkan”dır, der. Hak le batılı y le kötüyü güzel le ç rk n ayırma özell ğ olan “Furkan” sıfatına er şen nsanlar şler nde hata payını en aza nd ren nsanlardır. Hata payı sıfır olan Kur'an'ın adı da Furkan'dır. Demek k Kur'an, hata payı az olan nsanı ve toplumu yet şt rmey hedeflemekted r. “Ey İman edenler! Allah'tan korkarsanız; O s ze y le kötüyü ayırt edecek b r anlayış ver r. Kötülükler n z örter ve s z bağışlar. Allah büyük lütuf sah b d r. “ (Enfal / 29) “Ey nananlar Allah ç n adaletle şah tl k edenler olun. B r topluma duyduğunuz k n s z adaletten saptırmasın. Ad l davranın. Adalete yakışan budur. Allah'tan korkun. Şüphes z Allah yaptıklarınızı haber almaktadır. “ (Ma de / 8 ) Veda Hutbes nde Rasulullah (s.a.v.) ; ”Arabın Aceme, Acem n Araba üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.” d yerek takvayı üstün olmanın tek ölçütü olarak vurgulamıştır. “Ey man edenler! Allah'tan nasıl sakınmanız gerek yorsa öyle sakınınız”. (Al İmran / 102 ) Bu ayette takvanın b l nç manasında da kullanıldığını, Allah'tan nasıl sakınılacağının da b l nmes gerekt ğ n anlıyoruz. Fahredd n Raz , b l nc n (takvanın temel n oluşturan) b lg den geld ğ n ve böylece b lg n n takvayı doğurduğunu savunur. Yan b lg s z “muttak ” nsan yet şemez. “İşte böyle; k m Allah'ın hükümler ne saygı göster rse bu kalpler n takvasındandır”. (Hac / 32) Bu ayet, takvanın korkudan değ l saygıdan meydana geld ğ n göstermekted r. Rabb m z takva hedefine ulaşmış mü'm n kulları ç n şöyle buyuruyor: “Rabb n zden b r bağışa ve gen şl ğ yer le gök arası olan takva sah pler ç n hazırlanmış bulunan cennete koşun! O takva sah b olanlar bollukta ve darlıkta Allah ç n harcarlar. Öfkeler n yutarlar. İnsanları affederler Allah da güzel davrananları sever.” (Al- İmran Sures 133) “Ve onlar b r kötülük yaptıklarında ya da nefisler ne zulmett kler zaman Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını d lerler. Günahları da Allah'tan başka k m bağışlayab l r?” (Al- İmran Sures 134) “Ve onlar b le b le yaptıklarında ısrar etmezler. Rab'ler tarafından b r bağışlanma ve altından ırmaklar akan ç nde ebed kalacakları cennetlerd r. Çalışanların ecr ne güzeld r”. (Alİmran Sures 135 ) Tüm yukarıda z krett ğ m z ve daha z kredemed ğ m z takva le lg l ayet ve had slerden İslam eğ t m ç n çıkarab leceğ m z sonuçları şöyle sıralayab l r z: Takvayı hedefleyen İslam eğ t mle nsanda kerhen olmayan, bağımsız b r b rey olarak güçlü b r oto kontrol s stem oluşur. Böylece kameraların dah caydırıcı olmadığı bugünün okullarının en büyük sorunlarından b r olan d s pl n problemler çözülür. Müslüman toplumların gençler n n en öneml sorunlarından b r olan ahlak yozlaşmaya da çözüm olacaktır. Çünkü takvadan gaye k ş n n kend s ne hak m olması, ç dünyasını ve toplum hayatını kontrol edecek b r varlık olmasıdır. Öğrenc , kend kend n dare eden bağımsız b r şahs yet olarak yet şecekt r. Öğrenc , Allah'ın lütfu yardımıyla doğruyu yanlıştan, y y kötüden, güzel ç rk nden ayırab lecekt r. Öğrenc , r yadan uzak, özü sözü b r olarak yet şecek ve Müslüman toplumların dürüstlük meseles ne çare olacaktır. Öğrenc , sah p olduklarını her koşulda paylaşab len veren el olarak üstün olanlardan olacaktır. Öğrenc , yanlıştan vazgeçmey erdem b lecekt r. Öğrenc , öfkes n kontrol edeb lecek ya da Hak ç n haksız olana yöneltecekt r; ancak asla b r canlıya zarar vermeyecekt r. Öğrenc , affedeb len ve k n gütmeyen b r nsan olarak yet şecekt r. Sonuç olarak takva eksenl b r eğ t mle Müslüman, hayatının her alanını Rabb n n müdahales ne açtığı ç n b zzat Rabb n n gözet m nde kemale doğru b r yolculuğa çıkmış olur. 10 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n Nasıl B r D n Eğ t m ? demirogret@gmail.com Ömer DEMİR Yüce Allah'ın ilk insandan itibaren peygamber ve ilahi kitaplar göndermesinin bir sebebi de insanın bu ihtiyacını doğru bir şekilde karşılaması, bu konuda sadece kendi aklıyla bulamayacağı hakikatleri ona bildirmektir. İnsan Yüce Allah'ın yeryüzünde yarattığı en değerl varlıktır. Bu nedenled r k tüm kâ nat nsana boyun eğd r lm ş ve nsan yeryüzünde Allah'ın hal fes olarak tasarruflarda bulunmaktadır. İnsanı bu makama yükselten b rçok öneml özell ğ vardır. İrade sah b olması, akıllı b r varlık olması, eğ t leb lmes , konuşab lmes … vb. Allah'ın kend s ne bahşett ğ bu b rb r nden kıymetl vasıfların yanında onun b rtakım ht yaçları da vardır. İnsanın su, yemek, elb se g b madd ht yaçların yanında sevg , dostluk, güven g b manev ht yaçları da vardır. Bu manev ht yaçların en başında nanma ht yacı gel r. İnsan her şeyden önce Yüce b r varlığa bağlanma ve O'na sığınma ht yacı h sseder. Bu nedenled r k , tar h n h çb r dönem nde nançsız b r toplum olmamıştır. Yüce Allah'ın lk nsandan t baren peygamber ve lah k taplar göndermes n n b r sebeb de nsanın bu ht yacını doğru b r şek lde karşılaması, bu konuda sadece kend aklıyla bulamayacağı hak katler ona b ld rmekt r. İnanan b r varlık olan nsan nandığı değerler kend s nden sonra gelen kuşaklara aktarmak ster. Bu aktarım se eğ t m yolu le gerçekleş r ve nsan lk eğ t m n a les nden alır. Esasen nsanın a les nden aldığı bu lk eğ t m n k ş l ğ üzer nde çok öneml b r etk ye sah p olduğu artık tartışma götürmez b r gerçekt r. Peygamber efend m z n “Tüm nsanlar fıtrat üzere doğar, fakat a les sonradan onu Hır st yan, Yahud veya Mecus yapar” had s de bu gerçeğ desteklemekted r. Buradak a leden kastın bu günkü manada sadece anne, baba ve çocuktan oluşan “çek rdek a le” olduğu düşünülmemel d r. Burada d ğer akrabalarında ç nde olduğu sosyal çevre veya k ş n n ç nde doğduğu toplum da anlaşılab l r. Dolayısıyla k ş n n çocukluk dönem nde gerek a les nden gerekse de çevres nden almış olduğu d n eğ t m, onun ler k yaşlarda d ne bakış açısı veya d n tutum ve davranışlarında kr t k b r öneme sah p olmaktadır. 11 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Bazen y n yetl fakat amaca uygun olmayan bazı davranışlar çocuğun ler k yaşlarda d ne karşı olumsuz tavır takınmasına, badetler yer ne get rmede hmallere veya d n değerlere karşı sevg n n kaybed lmes ne hatta bazen k ş n n d n tamamen reddetme noktasına gelmes ne sebep olmaktadır. Bu durum d n eğ t m n n bell b r plan çerçeves nde, çocuğun yapısının d kkate alınarak şe yarar metotlarla yapılmasını zorunlu kılmaktadır. B z burada çocuklarımıza d n tutum ve davranışları kazandırırken mükâfat mı, yoksa ceza mı ağırlıklı b r yöntem n şe yarar olduğunu “Namaz İbadet ” örneğ nde ele almaya çalışacağız. D n Eğ t m alanında uzman akadem syenlerden Prof. Dr. M. Em n Ay “D n Eğ t m nde Mükâfat ve Ceza” adlı eser nde lg l kavramları şu şek lde tar f etmekted r: Mükâfat: Çocukta ya da öğrenc de, y hareketler n tekrarını sağlamak amacıyla uyandırılan b r sev nç duygusudur. Mükâfatlandırmadak temel amaç çocuğu güzel davranışından dolayı övmek, davranışın tekrarını sağlamaktır. Mükâfat k ye ayrılır; 1-Manev Mükâfat: Bu mükâfat türünde çocuk madd varlıklar yer ne ona mutluluk ve haz veren, onurunu okşayan sözlü fadelerle sev nd r l r. Manev mükâfat kend çer s nde k ye ayrılır; Sevg ve İlg Göstermek Övmek, Tebr k ve Takd r Etmek 2- Madd Mükâfat: Bu mükâfat türünde çocuk madd b r takım varlıklarla ödüllend r l r. Bu mükâfat şekl de k ye ayrılır. Arzu ve İstekler n Yer ne Get rmek Çeş tl Armağanlarla Ödüllend rmek Ceza: K ş y stenmeyen davranıştan alıkoymak ç n uygulanan önley c ler ve stenmeyen davranış yapıldıktan sonra bu davranışın tekrarlanmaması ç n konulan yasaklayıcılar. Cezalandırmadak amaç hatalı davranışa yönelmekten alıkoymak, hatalı davranışa müeyy deler uygulayarak tekrarını önlemek ve caydırıcılık kazandırmaktır. Mükâfatta olduğu g b Ceza da k ye ayrılır; 1- Manev Ceza: K ş n n şled ğ suçun karşılığı olarak onu utandırmak, soğuk karşılamaktır. Manev ceza kend çer s nde hafiften ağıra doğru şu şek lde sıralanır; a) Sevg ve İlg y Azaltmak b) Tenk t, Uyarı ve Kınama c) Azarlama ve Hakaret 2-Madd Ceza: Cezanın çocuk üzer nde beden ve ruh olarak etk s n n h ssed ld ğ ceza türüdür. İk ye ayrılır. a- Arzu ve İstekler Yer ne Get rmemek b- Dayak Prof. Dr. M. Em n Ay, çocuk üzer nde en olumlu etk y yapan mükâfatın madd mükâfatlar değ l “onu güzel sözlerle övmek, takd r ve tebr k etmek ve ona karşı sevg ve lg y arttırmak” olduğunu, Ceza konusunda se; İlg ve Sevg y azaltmanın çocuk üzer nde büyük oranda olumlu etk bıraktığını bel rt r. Bu açıklamalardan sonra tekrar konumuza dönecek olursak, acaba çocuklarımızı namaza alıştırırken kullanacağımız yöntem nasıl olmalı, ceza mı yoksa mükâfat mı ağırlıklı olmalı? D n n özünde sevg , merhamet ve şefkat vardır. Esasen Allah'ın nsana d n göndermes n n sebeb de y ne nsana olan merhamet d r. Dolayısıyla çocuklara namaz eğ t m ver l rken mükâfat eksenl b r eğ t m ver lmes n n d n n özüne daha uygun olacağı ve çocuğun d n sevmes açısından daha doğru olduğu kanaat ndey z. Y ne akıl bal ğ olmadan b r nsanın d nen sorumlu olmayacağı göz önüne alındığında namaza alıştırılmaya çalışılan b r çocuğa ceza eksenl b r metotla eğ t m ver lmes uygun olmayacaktır. Özell kle yer nde kullanılmayan ceza yöntemler n n çocuğun tümden d nden soğuma, ler k yaşlarda d ne karşı olumsuz tavırlar takınab lme veyahut k ş kaynaklı yanlışları d ne mal etme g b r skler barındırdığı da unutulmamalıdır. Bu bağlamda mükâfat eksenl b r namaz eğ t m ç n şu öner lerde bulunulab l r; Model Olma: Çocuğunun namaz kılmasını steyen b r anne babanın en başta çocuğuna y b r model olması gerek r. Çocuğun küçük yaşlarda tesb h, seccade, takke g b namazla lg l nesnelerle tanışması öneml d r. Ayrıca çocuklar y b r gözlemc d r. A le b reyler n n namaz kıldığını gören çocuk onları takl t etmeye başlayacaktır. 12 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Güzel Söz Söyleme: Takl t etmeye başlayan çocuk güzel sözlerle takd r ed lmel d r. Anne, baba çocuğun bu davranışından memnun olduğunu davranışlarıyla bell etmel d r. Bunu fark eden çocuk, a le b reyler her namaz kıldığında gel p yanlarına duracaktır. Hed ye Alma: Bu süreçte çocuğa çeş tl hed yeler de alınab l r. Çocuğun namazı sah plenmes açısından ona uygun küçük b r seccade alınab l r. Sevg ve İlg y Arttırma: Sevg ve lg y arttırmanın pahalı hed yeler almaktan daha etk l olduğu unutulmamalıdır. Çocuk namaz kıldıkça ona h ssett recek şek lde lg arttırılmalıdır. B lg lend rme: Çocuğun yaşı lerled kçe namazla lg l b lg ler peyderpey ver lmel d r. Burada özell kle anne babanın verd ğ b lg ler kend s de uyguluyor olması öneml d r. Sabırlı Olma: Karşıdak k ş n n çocuk olduğu unutulmamalıdır. Namazı yarıda bırakma, namaz kılanın sırtına atlama, zaman zaman namaza karşı steks zl k g b durumların yaşanması doğal karşılanmalıdır. Namazın Önem n Davranışlarla Öğretme: Anne, baba namazın önem n sadece b lg yle değ l davranışlarla öğretmel d r. Örneğ n ebeveynler b r telev zyon d z s ç n namazı gec kt r yorsa namazın önem yle lg l verd kler b lg ler n havada kalacağını unutmamalıdır. Cam ye Alıştırma: Çocuk küçük yaşlardan t baren cam ye alıştırılmalıdır. Fakat burada çocuğun cemaat rahatsız etmes problem olab lmekted r. İdeal olan cemaat n bu konuda anlayışlı olmasıdır. Çocuğun namaz vak tler dışında önceden cam ye götürülüp, cam n n tanıtılması g b önlemler faydalı olab l r. H kâye ve Masallardan Faydalanma: Çocuklar h kâye ve masal d nlemekten hoşlanırlar. Çoğu zaman da olayın kahramanlarıyla kend ler n özdeşleşt r rler. Namaz temalı h kâyeler anlatılab leceğ g b h kâye veya masalda geçen kahramanlar namaz kılan k mseler olarak tasv r ed leb l r. Örneğ n tarladan eve dönen keloğlan ezanı duyar ve cam ye g der… Arzu ve İstekler n Yer ne Get rme: Çocukların bazı arzu ve stekler zaman zaman namaz kılma şartına bağlanab l r. Cemaatle Namaz Kılma: A le b reyler n n namazı toplu kılması öneml d r. Başlangıçta bunu b r oyun olarak algılayan çocuk yaşı büyüdükçe namazı sevecek ve önem n daha y kavrayacaktır. 13 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n İslam Dünyasının Modern zmle İmt hanı bilalakgul02@hotmail.com B lal AKGÜL “ Müslüman olsun başka bir dinden olsun herhangi bir gencin modern dünyanın çok güçlü cazibesine direnebilmesi oldukça zordur; çünkü bu yaşam tarzı nefsin ih ras ve isyankâr unsurlarına hitab etmektedir. “ Seyy d Hüsey n Nasr Modern zm, Batı menşe'l b r hayat tarzıdır. Kutsalı, manev yatı kısaca Allah'ı yaşamın dışına ten, b reysel hazzı hayatın amacı hal ne get ren b r anlayıştır. A le kurumunu ortadan kaldıran, günüb rl k yaşamı kutsallaştıran, tab atı yok etme üzer ne b na olan b r anlayışın dünyayı sürükled ğ nokta; ancak Allah'ı kıyamete zorlama olarak görüleb l r. Modern zm n, eğ t m s stem m z üzer ndek etk s , mevcut anlayışın kurumsallaşması, b r hayat düsturu olarak pak d mağlara ver lmes n n yarattığı sonuçlar, eğ t mc ler n konu üzer ndek çalışmalarını hayat kılmaktadır. Buradan hareketle Nasr'ın dey m yle, Müslümanlara İslam'ın hak kat le modern dünyanın mah yet n esas alarak ç z lecek b r 'har ta'nın, özell kle modern sahney dolduran zıt ve rak p güçler n ve d n aleyhtarı unsurların sersemlet c dünyasında yaşayan Müslümanlara rehberl kte faydalı olacaktır. Nasr'ın önem n vurguladığı har tanın Batı nezd nde probleml olan yönler nden b r de Müslüman fertler kuşatan bölgesel örf ve adetlerd r. Konuyla lg l Nasr şunları söylüyor: “Hayatın sosyal, kt sad ve s yas alanlarına baktığımızda; burada şaret ed lmes gereken en öneml nokta çoğu genç Müslüman'ın ç nde büyüdükler İslam âlem parçasının sosyal yapısıyla büyük oranda bütünleşm ş sah h İslam öğret lerle y ne onları çevreleyen bölgesel örf ve adetler arasındak farkın farkında olmalarıdır… . Batı'da modern stler tarafından İslam'ın toplumsal kurumlarına tevc h ed len hücumların çoğu, genelde İslam toplumlarında ve başka yerlerde yaşayan gayr Müsl mler n de paylaştığı ve fakat özel olarak İslam'la özdeşleşt r len modern olmayan kurumlara yönel kt r. “( *) 14 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Tar hte İslam meden yet n n en güçlü Günümüz İslam dünyası, d n n b reysel düzeyde olduğu dönemlerde Kur'an' referansla ortaya yaşanması dışında b r bütün olarak Batı çıkan ve adeta İslam meden yet n n köküne k br t meden yet n n (modern zm n) etk s altındadır. suyu döken Har c lerden, günümüzün uç marj nal Son üç yüzyıldır eğ t mden sanata, b l mden hareketler ne (çağdaş Har c ler ne) kadar teknoloj ye, s yasetten felsefeye kadar b rçok alanda Batı'nın gölges nde varlığını devam ett rme beslend kler ana kaynak Kur'an olmasına rağmen, n ce kıyımlara, katl amlara mza atmalarının arayışındadır. Y ne tüm alanlarda oluşan bu thal atmosfer n , arka planını, anlayışlarını b lmek hem etme anlayışının her tür yozlaşmayı, tahr batı, darbey nereden aldığımız le lg l hem de modern dünyev leşmey beraber nde get rd ğ se zahtan zamanın ruhuna uygun b r anlayışın varested r. oluşturulmasına katkıda bulunacaktır. Batı'nın İslam dünyasına vurduğu en büyük darbe kanaat mce ne teknoloj s n n ne de Müslüman aydınlar, manın sosyal b l m n n yarattığı tahr batlardır. Batı'nın vurduğu yaşamdan çek lmes n İslam dünyasının ger en büyük darbe Müslüman z h nlerde yarattığı kalmasının temel nedenler arasında travma, kalplerde oluşturduğu takl t hastalığı saymışlardır. Alpaslan Açıkgenç' n referansı ve kend meden yet ne karşı ç ne g rd ğ le söylemek gerek rse aşağılık ps koloj s d r. “ahlak c hadı merkeze alan Modern dünyanın kâ natı Batı'nın İslam dünyasına fikr b r c had “ günümüz yozlaştırma çalışmalarına, kuşatıcı vurduğu en büyük darbe Müslümanlarının yen den ler b r anlayışla, meden yet kanaat mce ne teknoloj s n n ne b r meden yet kurmalarına b r k m m z merkeze alan b r de b l m n n yarattığı katkıda bulunacaktır. perspekt fle; ancak Kuran'ın tahr batlardır. Batı'nın vurduğu en “(Ey Muhammed, gölges nde karşı konulab l r. büyük darbe Müslüman z h nlerde nananlara) De k : Eğer Müslümanların 14 asırlık babalarınız, oğullarınız, b r k m n d kkate almadan, adeta yarattığı travma, kalplerde oluşturduğu takl t hastalığı ve kardeşler n z, eşler n z, hısım ve Amer ka'yı yen den keşfe çıkmayı kend meden yet ne karşı ç ne akrabanız, kazandığınız mallar, çağrıştıran yaklaşımlar, zaman kötüye g tmes nden korktuğunuz g rd ğ aşağılık ps koloj s d r. kaybının yanında kend ç nde t caret n z ve hoşlandığınız tutarsızlıklar barındırmaktadır. meskenler, s ze Allah ve Oluş(turul)an atmosfer Resulünden ve O'nun yolunda c had etmekten veya s stem, Kuran'ın –özell kle modern daha sev ml se, o zaman Allahın emr gel nceye zamanlarda- anlaşılmasının önündek ps koloj k kadar bekley n z. Allah yoldan çıkmış topluluğu engeller kaldırılmadan yapılacak çalışmalar doğru yola letmez. (Tevbe-24) Açıkgenç'e göre b reysel –şek lsel b r anlayışı, dünya görüşünü çoğaltma dışında b r katkı oluşturmayacaktır. Y ne burada geçen Allah yolunda c had, bugün temel eks kl kler m zden b r olan b l msel açıdan ger ümmet anlayışını, vahdet düşünces n kalmışlığımız olduğuna göre, bu yolda mücadele güçlend rmeyecek b r s stem n net cede Batı'ya etmek, Allah yolunda yapılacak en büyük c haddır. h zmetten başka b r fonks yonu olmayacaktır. Peygamber(a.s)'n n hayatında konuyla N tek m modern zm n en çok tahr p ett ğ lg l b rçok örnek ver leb l r. Suffe ehl bu alanlardan b r ümmet anlayışıdır, konudak en b l nen örnekt r. Zamanının çoğunu Müslümanların b rl ğ n n önüne koyduğu l m öğrenmeye, b l m s stem oluşturmaya adayan yapay engellerd r (m ll yetç l k, mezhepç l k bu grubun Peygamber (a.s) tarafından kollanması vb.) d kkate değerd r. İslam'ın hem s stem olarak hem Nasr'a göre hâl hazırdak durumda İslam, de n cel k olarak sınırlı olduğu, her taraftan Müslümanlar arasındak güçlü konumunu kuşatma altına alındığı bu dönemde dah sürdürmekted r; fakat bu d n n meydana öğrenmeye, öğretmeye ver len bu önem İslam'ın get rd ğ meden yet ve toplumsal düzen meden yet tasavvurunu anlamada öneml b r zayıflamış ve İslam'ın doğuşundan bu yana gösterged r. tar h nde görmed ğ nanılmaz boyutlardak tehl kelerle karşı karşıya kalmıştır. 15 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Sah p olduğu tar hsel tecrübe ve temel kaynakları d kkate alarak günümüzün modern problemler ne alternat f üreteb lecek çalışmalar, süre g den yozlaşmanın ortadan kalkmasında hayat önem taşımaktadır. Buradan hareketle toplumu ahlak yönden eğ tecek b r eğ t m müfredatının varlığını “kâm l nsan“ yet şt rmen n olmazsa olmaz şartı olarak görüyoruz. Eğ t m s stem eks kl ğ n - ht yacını gerek yerel koşullarımızda gerekse ülke koşullarında öncel kl b r ht yaç olarak görüyoruz. Bunun ç n öncel kl olarak kend meden yet b r k m m z , tar h m z öğrenmem z gerek r. Buna paralel olarak özelde se eğ t mc olarak Müslümanların eğ t mle lg l tar htek uygulamalarından, tecrübeler nden st fade etmem z gerek r. Daha sonra Batı'nın bu alandak b r k m nden st fade ed lmes n n gerekt rd ğ söyleneb l r. Sıçrama yapan her meden yet n beslend ğ b r ana damarın, tar hsel b r arka planın mevcut olduğu zahtan varested r. Meden yet m z n kâş fi Fuat Sezg n' n tesp t le ; “b l mler tar h nsanlığın müşterek malıdır… B l mler sıçramalar yapmıyor, esasında yavaş yavaş tekâmül ed yor. Yan nsanlar keşfetm yor, gel şt r yor. “ B l mler tar h nde Müslümanların sek z yüz yıllık yaratıcılık merhales n n görmezden gel nmes se anlaşılacak g b değ ld r. Batı eğ t m s stem n n yarattığı tahr batları-travmaları zale etme, İslam anlayışı merkeze alan b r eğ t m müfredatı le mümkündür. Görünen, bu alanda c dd kal fiye nsan problem olduğudur. Toplumumuzda bak r olan İslam eğ t m alanında faydalı olmaya çalışan b r anlayış oluşturmak, bu anlayışı güçlend rmek eğ t m alanında h zmet eden her Müslüman'ın hedefler arasında bulunmalıdır. * Genç Müslüman'a Modern Dünya Rehber , Seyy d Hüsey n Nasr, İz Yayınları 16 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n EDEP MERKEZLİ EĞİTİM “Edeb n kaybı adalet n kaybını ma eder k ; bu da sonuçta b lg de karışıklığı ortaya çıkarır. ” Nakıb el-Attas me.dogan02@gmail.com Mehmet DOĞAN Modernleşme sürec m z n kend meden yet m z n kökler nden tamamen koparak gerçekleşt rmeye çalışmamızın net ces olarak, yet şen nsanlarımızın kalb ve aklı k ayrı köke a t olarak serp l p gel şmekted r. Eğ t m müfredatı hazırlanmaya başlanılmadan cevap ver lmes gereken en hayat sorulardan b r de 'eğ t m n ana merkez 'n n bel rt lmes ne yönel k olan sorudur. Bu sorunun cevabı eğ t m müfredatını hazırlayanların, eğ t me tab tutulacaklara vermek sted kler dünya görüşüne paralell k arz eder, ver lmek stenen dünya görüşü merkez nde eğ t m planlanır. Sonda söylemem gereken başa alarak söylemem gerekecekt r k ; b r eğ t m müfredatının başarıya ulaşması ç n b lg yığınında önce öğrenc ye vermes gereken bazı değerler olması gerek r. Bu değerler n se her şeyden önce “edeb ” merkeze alması gerek r. Dolayısıyla eğ t m n merkez nde öğretmen m olmalı, öğrenc m yoksa vel m d ye tartışmak bence sonuç vermeyecek alternat fler konuşmaktır. Eğ t m n merkez nde ne öğrenc , ne öğretmen ne de vel olmalıdır. Eğ t m n merkez nde her şeyden önce “edep” bulunmalıdır. Eğ t mdek sorunların tar h köken n n z n sürersek, çok daha erken dönemlere götüreb lmes ne rağmen, günümüz açısından değerlend rd ğ m zde medrese eğ t m s stem ndek donukluk ve buna karşılık Tanz mat'la gelen Batı etk s , temel sorunların kaynaklarını oluşturmaktadır. Çünkü Batı b lg s , tab atı t bar yle probleml d r; bu nedenle de probleml b reyler üret r.* Modernleşme sürec m z n kend meden yet m z n kökler nden tamamen koparak gerçekleşt rmeye çalışmamızın net ces olarak, yet şen nsanlarımızın kalb ve aklı k ayrı köke a t olarak serp l p gel şmekted r. Tam da bu sebepten, faydalanmaya çalıştığımız Avrupa meden yet n n n metler nden yararlanamadığımız g b , o meden yet n sadece sancılarını çek yoruz… Necmett n Tozlu'ya göre; “Çağımızda, ne olduysa önce nsana oldu ve nsan kend n kend nden kaybett . İş n en acı tarafı da; bu olgunun nsanın fark edemed ğ b r der nl kte cereyan etm ş olmasıdır.” Yazısının devamında asıl olanın nsanın kend nde der nleşmes olduğu, Batı'nın bunalımının köken nde de; nsanın kend nde der nleşmes n aksattığını fade eder. 17 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Batı'nın b ze en kusursuz hraç metaı olan “bunalım” ve “yabancılaşma” sorunlarına çözüm olab lecek b r s stem n eğ t mde uygulamaya konulması kaçınılmaz b r mecbur yett r. B reyler öğüten bu hastalıkların panzeh r se; doğu h kmet nden yan İslam kaynaklarından gücünü ve reng n alan “edep”t r. Nakıb el-Attas da; “İslam'da eğ t m kavramının tab atında var olan temel öğe edeb n aşılanmasıdır.” der. Edep, nsanın yaşamını kuşatan tüm davranışları y ye doğru d s pl n etmes n sağlaması bakımından öneml d r. Örnek vermek gerek rse edep sadece öğrenc n n kopya çekmemes değ ld r. B z edeb olumsuzluklara endeksled ğ m z ç n sadece pas fl k boyutuyla değerlend r yoruz. Edep, aynı zamanda akt f b r faal yet gerekt ren, durmayı, boşa zaman geç rmey engelleyecek olan “b l nçl b r elektro şok “ şekl nde algılanmalı ve öğret lmel d r. Güneş durdurab leceksen konuşalım d yen âl m, zamana karşı olan edeb n fade etm şt r. İk gününün eş t olmaması ç n çalışmak da edeb n fit lled ğ b r davranış net ces nde ortaya çıkar. Edep, nsanın kend s ne, çevres ne, nsanlığa ve yaratılışına karşı sorumluluğunun b l nc nde olması ve bu sorumluluğun yer ne get rmes ç n çalışmasıdır. Buna paralel b r açıklamayı, “edep merkezl eğ t m n” babası sayab leceğ m z Nakıb el-Attas da yapar. Attas; edepten kastının “d s pl n” olduğunu fade ett kten sonra d s pl n sözünden kastını se şu şek lde yapar: “Beden, z h n ve ruhun d s pl n , nsanın kend nefs , toplum ve cemaatle l şk s ne göre doğru konumunun tanınması ve anlaşılmasını sağlayan b r s stemd r.” Edep merkezl eğ t mle lg l bu kısa b lg ler dah burada edeb n, kend ç ne kapanan b r utangaçlık veya haklarından vazgeçen zah d b r t p yet şt r lmes ç n düşünülen b r egzers z değ l, tam aks ne burada edep; nefs n n ve toplumunun hakkını b l p, bu hakların tak pç s ve haksızlıklara karşı tüm benl ğ yle mücadele b l nc n şaret etmekted r. Bu bakımdan da edep “hataların değ l, yetenekler n drak n ” çer r. SONUÇ: B lg adaletten önce gel r; çünkü adalet n tes s b lg le mümkündür. Adalet; “b r şey n gerçek ve doğru konumunun b lg s d r.” Adalets zl k se; b r şey kend s n n olmayan b r yere koymaktır, b r şey yanlış yerleşt rmekt r.” Bu bağlamda şu sonuç çıkar k ; adalet tem n edecek b lg , düzenl ve d s pl nl b r b lg olmalı, ney nereye yerleşt receğ n yan h kmet öğreteb lmel d r. Bu şlev olmayan, faydasız b lg se nsanın kend ne zulmetmes nden başka b r anlam fade etmemekted r. B lg yle donanmamış amel le amel olmayan b lg tek kanatlı kuşa benzer. Uçmasını beklemek boşunadır. Edep merkezl eğ t m projes nde adalet n öğret lmes lk amaç, bu adalet prens pler n uygulayacak k ş ler n yet şmes se b r sonrak adım olarak bel rlen r. Ters nden b r okumayla edeb n kaybı adalet n kaybına sebept r, adalet n kaybı se b lg n n kaynağının yanlışlığına şaret eder. Kend meden yet dünyamızın değerler ne sırtını dönmüş ve Batı meden yet n n bunalımları üzer ne b na ed lm ş b r eğ t m s stem n n uygulanmasının felaketten başka get r s olmayacaktır. Bu bağlamda “Edep Merkezl Eğ t m” s stem yle b rl kte “B lg n n İslam leşt r lmes ” tez n n eğ t m dünyasında yoğun şek lde konuşulması ve tartışılması gerekmekted r. Bu eğ t m s stem bas t b r müfredat sorunu değ ld r. Der nl kler olan b r felsefi sorundur. Sözü “Edep Merkezl Eğ t m” n fik r babası el-Attas'tan b r alıntıyla noktalıyorum: “Eğ t m nsana edeb n aşılanması ve telk n d r yan te'd pt r. Böylece edep bu hayatta ve öbür dünyada başarılı ve y olma zorunda bulunan k mseye a t olan şeyd r.” * Bu fadelerde önyargıya dayalı b r aşırı yorumun olduğu sanılmasın. Bu konuda bu sözler çok muted ld r. Çünkü b l nen b r gerçekt r k “tar hte lk defa tab atın üç krallığına, hayvan, b tk ve madene bunalım get ren” y ne Batı'nın b lg s stem n n bozukluğudur. 18 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n ÖZ YURDUNDA GARİP EĞİTİM SİSTEMİ “Okullar her şey b ld ğ n sanan ama aslında h çb r şey b lmeyen fertler yet şt rmekted r.” omacinx@gmail.com Ömer MAÇİN İnsan ve toplum hayatını kökten etk leyen eğ t m n önem her geçen gün artmaktadır. B rçok filozof ve düşünür nsanın terb ye ed lmes yle (eğ t m) lg l görüşler ortaya koymuş, devletler n ve kurumların bu fik rler ışığında eğ t m tutumlarını ve pol t kalarını gel şt rmeler n sağlamaya çalışmışlardır. Yet ş(t r l)en nsanların sten len şek lde olması ç n b l nçl b r eğ t m pol t kasının/felsefes n n olması gerekt ğ kanaat ne varan devletler ve kurumlar da eğ t me her geçen gün daha çok mesa ve para ayırmaktadır. G rd s nsan olan eğ t m sürec nde sten len özell kte nsan çıktısı alınması hedeflen r. Hayatını Allah ve Resulü referansıyla yaşayan Müslümanlar, eğ t m le lg l konularda büyük duyarlılık gösterm şlerd r. Buna ver lecek b nlerce örnek ç nden b r k s n sıralamak gerek rse; Hz. Peygamber henüz sayıları kırka varmayan Müslümanların eğ t m ç n Dar'ül Erkam'ı kullanmış Bed r Savaş'ında es r ed len müşr kler n serbest bırakılması ç n on Müslüman'a okuma yazma öğretmey şart koşmuştur. Bu örneklerden hareket eden İslam ordularının savaş tazm natı olarak çoğu zaman karşı güçlerden k tap stemes se; şüphes z tar hte emsal göster lemeyecek b r durumdur. Müslümanların ger ley ş yle b rl kte her alanda olduğu g b eğ t me göster len bu lg de azalmış, dönem n yüksek öğren m kurumları olan medreseler şlevler n kaybetmeye, takl t bataklığına saplanmaya başlamışlardır. Özell kle Batı'nın sanay devr m n gerçekleşt rmes , Müslümanlardan aldıkları b l m lerletmeler , Müslümanları eğ t mde çeş tl arayışlara sevk etm şt r. Bu arayışlar temel nde k farklı anlayış ortaya çıkmıştır: İlk görüşün savunucuları Avrupa'ya kayıtsız şartsız tesl m olan ve kurtuluşu her anlamıyla onları takl tte arayan Batı mukall d züppe aydınların düşünces d r k ; tüm alanlarda olduğu g b eğ t mde de felsefes nden çer ğ ne kadar her şey yle Batı model b r eğ t m n olmasını çer r. İk nc görüşün tems lc ler se bu ger kalmışlıktan İslam Dünyasını kurtarmak ç n çare arayanlardan daha muted l olanlara a tt r. Bunlara göre Batı'nın b l m alınmalı; ama İslam'ın dünya görüşü eğ t m s stem n n merkez ne yerleşt r lmel d r. 19 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Hır st yanlık öğret ler yle, bu öğret lere 20. yüzyılda Osmanlı'nın küresel key fler nce serp şt rd kler m ll yetç l k, la kl k, ölçektek hâk m yet n n zayıflaması net ces nde demokras , komün zm, sosyal zm, hüman zm g b İslam ümmet n n b rl ğ n n parçalanmasını fırsat putlar cat ederek, beşer n tanrı olduğu b r hayat b len Batı dünyası, b rçok Müslüman ülkey anlayışı vardır. İslam'da; Allah'a kulluğa sömürgeleşt rm şt r. Osmanlı'nın çökmes yle de yönlend ren ve O'ndan başkasına kulluğu kaldıran İslam dünyasında b rçok devletç k kurulmuş, öğret , Batı düşünces nde Tanrı'nın yeryüzünden Müslümanlardak ümmet anlayışı yer n ulus kovularak, nsanın yaratıcıdan başka her şeye fikr ne bırakmıştır. S yas ve sosyal dünya kulluğa yönlend r lmes yer almıştır. Ve bu kula görüşler referansını İslam dışı kaynaklardan kulluğun adı da çoğu zaman özgürlüktür. almaya başlayınca, nsan yet şt rme parametreler Batı düşünces nde hayatın temel gayes daha de değ ş me uğramıştır. Bu değ ş m n kaçınılmaz konforlu b r yaşam elde etmekt r. Günlük yaşam sonucu olarak da Allah'ı rab, dünyayı ah ret n çer s nde anlık hazzı ön plana alan modern nsan, tarlası olarak gören, hakka h zmet önemseyen eğ t m anlayışı yer n ; Batı hayranı ve değerler ne b rçok kutsal ve uhrev değer ayakaltı etm şt r. Bu konforun önünde engel olab lecek her ne yabancı yönet m kadrolarıyla; batı referanslı, varsa el n ters yle t lm şt r. Bu sadece aklı ve zekayı ön plana bağlamda nsana tanrısal güçler alan, modern dünya görüşüne göre nsan yet şt rme s stem n Müslümanlarda hayatın atfederek acz yet n unutturmuş, takl t eden k ş lere bırakmıştır. esas gayes Allah'a kulluk, yan tükett kçe acıkan, kazandıkça kaybeden, öğrend kçe unutan, Batı devletler n n fi l sömürge ve Allah'ın stekler ve em rler n lerled kçe ger leyen b r nsan emperyal çalışmalarına karşı önceleyerek, lah yol t p ortaya çıkarmıştır. koyarak bağımsızlıklarını kısmen şaretler ne göre yaşamaktır. EĞİTİM AMAÇ DEĞİL elde eden bazı İslam ülkeler Esas Allah'a kulluk olunca, BİR ARAÇTIR sosyal, s yas , ekonom k ve eğ t m hayatın d ğer hedefler de bu İnsanın yaratılış amacı konularında tam anlamıyla esasla örtüştüğü sürece anlamlı olan kulluk olgusu, k ş y Allah bağımsızlıklarını maalesef elde ve geçerl olmuştur. ç n kılmaktadır. İnsan dışındak edemem şlerd r. Bahsed len yaratılanlar doğrudan veya alanlarda Batı'nın modern dolaylı olarak nsanın kulluk değerler n referans alarak görev ne yardımcı olması yen l kler yapılmıştır. Yan savaş maksadıyla yaratılmıştır. Eğ t m de esası t barıyla alanlarında büyük b r kahramanlık örneğ k ş y kulluğa ve hayata hazırlamalıdır. Yoksa serg leyen Müslümanlar, fikr planda yen lg ye eğ t m, başlı başına b r amaç veya meslek uğramışlardır. Bu yen lg ps koloj s , sonrak kazanmak, makam-mevk sah b olmak ç n kuşaklara eğ t m yoluyla adeta genet k transfer geç lmes gereken b r süreç değ ld r. g b yansımıştır. İslam ümmet n n gerek yapısı gerekse BATI MEDENİYETİ İLE İSLAM mevcut durumu t bar yle kend ne has b r özell k MEDENİYETİNİN KÖKLERİ UYUŞMAZ gösterd ğ n fade eden Ebul Hasen Al En Nedv Batı düşünces n n İslam dünyasına bu ümmet n b r prens b , nanç ve r salet , b r de enjekte ed lmes aslında mkansızdı. Çünkü bu k davası olduğunu d le get r r. Devamında der k : meden yet taban tabana zıt k ayrı kök üzer ne “Bu yüzden öğretme; bu prens p, ak de, r salet ve b na ed lm şt r. İslam düşünces tevh d ve adalet davaya boyun eğmes gerek r. Öğret m, bu hayatın merkez ne alırken, Batı düşünces nefs prens be nanan ve bu nancı ben mseyen, bu firavunlaştıran Ant k Yunan ve Roma z hn yet n r salet yükleneb len ve bu davaya h zmet ed p esas almaktadır. Müslümanlarda hayatın esas yer ne get reb len nes ller n meydana get r lmes gayes Allah'a kulluk, yan Allah'ın stekler ve ç n b r vasıtadır. Bu görev yapmayan yahut em rler n önceleyerek, lah yol şaretler ne göre ahde vefasızlık ed p emanete hıyanette bulunan yaşamaktır. Esas Allah'a kulluk olunca, hayatın her öğret m h çb r şek lde İslam değ ld r, yabancı d ğer hedefler de bu esasla örtüştüğü sürece b r öğret md r.” anlamlı ve geçerl olmuştur. Batılıların hayatının merkez nde se; nefisler ne göre tahr f ett kler 20 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 öğretmene saygıda gerekt ğ g b kusur eden B l m ve teknoloj de ler olan devletler n öğrenc profil ortaya çıktı. İnsanda ham yet ve öğret m b r gaye değ l b r araç olarak telakk gayret kalmamış, hayata ve zevklere düşkünlük ett kler görüleb l r. Eğ t m ve öğret m n kıymet , artmış, edebe ve nançlara karşı şüphec l k sah pler n n ahlak ve faz letler , cem yet n teşk l yayılmış, b lg sadece entelektüel b r kazanım ve korunmasındak roller ne göre değerlend r len olarak raflarda ve kafalarda bekleyen b r k tap g b b rer ves le olmaktan öte g tmemekted rler. Doğu ülkeler m zde ayaklanan ve okuma yazma sanatını durmaktadır. Eğ t m kurumlarından yet şen nes ller kend ne has özel fik rlere sah p ve öğret m adeta yücelten büyük çapta olamamakta, kend n fade etmekten yoksun hale propagandalar mevcuttur. Ortada yüksek tahs l ve gelmekte, öğren m sonrası sadece kazanacağı kültürün kıymet hakkında hayal ş r ve ün vers te veya mesleğ hayat etmekte, nsan ve mübalağalar, cah ll ğ her hal yle ç rk n gösteren ahlak olan davranış ve k ş l k özell kler tasv rler dolaşmaktadır. Nedv 'ye a t yukarıdak cümleler günümüz kalmayan benc l b reyler hal ne gelmekted r. Türk ye's nde de geçerl l ğ n korumaktadır. İlk, N hayet nde hem toplum hem de fertler bu eğ t m orta ve yükseköğret m n olmaması s stem n n kam l nsan yet şt rmed ğ n tecrübe düşünülemeyecek önemde b r ed yorlar. Modern öğret m s stem n husus olarak kabul ed lmekte; Kültürlü, münevver gözden geç ren Dr. Muhammed ancak eğ t m-öğret m yıllarının gençler n kafaları bomboş, İkbal, onda pek çok zayıf ferde ne verd ğ ve ne aldığı noktalar ve eks kl kler bulmuş konusu pek d kkate dudakları hak kate susamış ve tenk tlerde bulunmuştur. alınmamaktadır. D plomasız olmakla kurumuş, yüzler Modern eğ t m s stem n h çb r b lg ve ahlak -fikr parlak, ruhları karanlık, kastederek b r bey t nde şöyle donanımın önemsenmed ğ ; akılları aydınlığa muhtaç, demekted r: “Okulda ve d ploması olanların b r uzman g b görüşler fers z ve yak nler zav yeden kederl olarak, değerlend r lerek eğ t m sev yes de zayıftır. Sank bu alemde oralarda hayat, sevg , bas ret ve yüksek olanlar, düşük olanlardan h çb r şeye şah t h kmet bulmadan çıktım” b r mutlak b r şek lde üstün başka bey t nde şöyle d yor: tutulmaktadır. Eğ t m ve öğret m n “Okul, k ş ler bas rets z ve b r amaç hal ne get r lmes sonucu zevks z nsanlar. Tekke ve zav ye şeyhler se b rçok zararlı yan etk ler de nsanımıza s rayet h mmetler ve sermayeler az, zayıf stekl etm şt r. Düşünme becer s n n kaybolması, k ş lerd r.” problem çözme becer ler n n oluşmaması, sabır, “İkbal'e göre modern öğret m yen nes l az m g b duygusal becer ler n zayıflaması, üzer nde kötü tes rler bırakmıştır. Çünkü aklını toplumun değerler ne yabancılaşma, çeş tl bağımlılıkların gel şmes (s gara, alkol, madde vb) terb ye ed p d l n gel şt r rken; kalb n n beslenmes ne, güzel h sler n uyanmasına, ahlakını g b olumsuz ed n mler de olmaktadır. düzeltmeye ve nefs n terb yeye h ç t na MODERN EĞİTİM-ÖĞRETİMİN göstermem şt r. ZARARLARI Kültürlü, münevver gençler n kafaları Modern eğ t m-öğret m nsan nesl ne zarar bomboş, dudakları hak kate susamış olmakla ver r m şaşkınlığına günümüz öğrenc ler ve kurumuş, yüzler parlak, ruhları karanlık, akılları yet şk nler göster lerek evet den leb l r. Sadece aydınlığa muhtaç, görüşler fers z ve yak nler de eğ t m kurumlarına devam ed l p, d ploma zayıftır. Sank bu alemde h çb r şeye şah t almanın önemsenmes yle beraber nes ller m z de olmamışlardır. Bu anlamda bu gençler erkek değ l, eğ t m n asıl maksadını unutmakla yüz yüze erkekler n gölges d rler. Kend ler n nkar ed p kalmışlardır. Sonuç t bar yle öğrenc ler, boş başkalarına nanıyorlar. Yabancılar onların İslam dersler n olmasını gözetleyen, tat ller dört gözle yapısındak toprağından k l seler ve manastırlar bekleyen, sabah stemeye stemeye okula g den, nşa etmekted rler. sınavlarda emek vermeden geçer not alma adına her türlü hırsızlığa (kopya) yelteneb len, 21 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 İpek g b nce ve yumuşak b r gençl k. Üm t, onların kalb ndek beş ğ nde ölüp yok olmakta ve bunlar artık hürr yet düşünememekted rler. Okul, bunlardan d n h sler n çek p almıştır. Onlara nefs n unutturmuş, onları şahs yetler nden uzaklaştırmış ve batı meden yet n onlara süsley p sevd rm şt r. Onlar da bu yüzden b r arpa ekmeğ ç n yabancılara avuç açıyor ve bu hususta ruhlarını b le satıyorlar. Öğretmen onların kıymet n ne yazık k b lm yor. Onlara şerefler n haber vermem ş, şahs yetler n de tanıtmamıştır. Bunlar müm nd rler fakat ölümün sırrını b lm yorlar. Allah'tan başka b r güçlü ve gal b n olmadığına nanmıyorlar. Avrupa'dan Lat ve Menat g b putlar satın alıyorlar. Müslümandırlar, fakat kalpler putların etrafında tavaf etmekted r. Avrupa onları savaşsız öldürmüştür. Edeps z akıl ve düşünürler, katı kalpler, haramdan sakınmayan gözler, afet ve felaketler karşısında er meyen kalpler… onların elde ett kler bütün l m ve fen, d n ve s yaset, akıl ve kalp, heps b rden madd yat etrafında dönmekted r. Düşünceler h çb r değer taşımamakta, kalpler yen fik rler kabul etmemekte, hayatları se donuk, h ss z ve b r şe yaramamaktadır.” M. İkbal, bu nesl n korkaklığının ve ahlak zayıflığının sebeb n n bugünkü öğret m s stem olduğunu söylemekted r. Çünkü bu s stem ahlak yönü hmal ederek geç ms z b r gençl k yet şt rmekted r. Modern öğret m s stem n n b rey maddec yaptığını ve b r maaş ç n elde ed len lm n, öldürücü b r zeh r olduğunu şu beyt nde d le get r r: “bu l m, bütün gayeler k avuç arpa olan fertler ç n öldürücü b r zeh rd r” İkbal' n modern öğret m s stem hakkındak en büyük suçlaması, onun rahata, sukünet ve tembell ğe sevk ed c olmasıdır. Öğrenc ler n manev yattan uzak yet şt kler n , kend ler ne has bağımsız b r düşünce ve yaşam tarzı olmadığını, akılda düzenl rt bat olmayan fik rlere sah p olduklarını fade eder. ALTERNATİF SİSTEM İfade ed len eğ tsel zaaflar b r türlü stenen nsan t p n yet şt rmey p daha da onulmaz yaralar açmıştır. Kend çocuğunu düşmana tesl m eden b r g b veya türk filmler nde karşılaştığımız müslümanın çocuğunu alıp Hr st yan yet şt r p anne-babasına düşman olarak büyütme m sal mevcut eğ t m s stem ve kurumları, çocuklarımızı İslam değerlere, ahlaka, edebe aykırı yet şt rerek adeta b ze karşı cepheye sürülen veya ev m z d nam tleyen askerlere dönüştürüyor. Bu hal n çares , eğ t m öğret m yen den yapılandırmaktır. Çözümü eğ t m s stem n yen den yapılandırmakla gerçekleşeb leceğ n fade eden Nedv , yapılan bu yen s stem Müslümanların nançlarına, hayat şartlarına, hedef ve gayeler ne uygun ve mülay m olması gerekt ğ n d le get rmekted r. “Her maddes nden maddec l k ruhunu, Allah'a karşı gelmey , ahlak ve ruh değerlere karşı ayaklanmayı çıkarıp atmalıdır. Buna mukab l bu yen öğret me, takva ruhunu, Allah'a dönüş fikr n , ah rete nanç ve nsanlığa merhamet h ss n aşılamalı ve yerleşt rmel d r. Lügat ve edeb yattan, ta felsefe ve ps koloj ye, m mar l mlerden kt sat ve s yasete kadar tek b r ruh hak m olmalıdır. Batının fik r hak m yet n uzaklaştırmalı, onun l derl ğ n tanımamalıdır.” Ders müfredatları, öğret m yöntem ve tekn kler gözden geç r lerek İslam b r düşünce ve ruhla nşa ed lmel d r. Aks halde ders programlarına b rkaç d n ders n n konulması ve bu şek lde kalınarak çözüm üret leceğ n düşünmek, eğ t m yamalı bohça durumuna düşüreb l r. Bütün akl l mler, detaylı b r süzgeçten geç r lerek tevh de ve İslam'a aykırı çer k tem zlenmel , ders k tapları İslam dünya görüşüne göre hazırlanarak öğrenc lere sunulmalıdır. 22 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n MEDENİYETİMİZİN YENİDEN İNŞASINDA ÜSTÜN AHLAK “İslam güzel ahlaktır” bilalkaskan@gmail.com Bülent KAŞKAN İbn- Arabî'ye göre nsanın bütün yapıp ett kler n n kaynaklandığı bu üç güç şunlardır: Kuvve- natıka (akıl gücü), kuvve- gazab ye (öfke gücü) ve kuvve- şehev ye (şehvet gücü). Değer n ; rades n n serbest bırakılmasından alan nsan, hevasına yen k düşüp arzularına tab olmadığı sürece şler n en faz letl s n yapma kab l yet nde olduğu g b ; nefs n n es r olduğu anda hayvanlık mertebes nden b le aşağılara düşeb lmekted r. İnsanı, Kur'an'ın fades yle 'esfal- safil n'den (aşağıların aşağısından) 'ala-yı ll y ne' (en yüce mertebeye) çıkaracak olan yolu seçmek ona bırakılmıştır. İbn Arabî'ye göre nsanı bu k yola götüren temel çgüdüler üç taned r. İnsan bu üç çgüdünün kullanımına göre ahlak sah b olur, ruhen yüksel r veya düşer. İbn- Arabî'ye göre nsanın bütün yapıp ett kler n n kaynaklandığı bu üç güç şunlardır: Kuvve- natıka (akıl gücü), kuvve- gazab ye (öfke gücü) ve kuvve- şehev ye (şehvet gücü). İnsanın nsanlığının bel rlenmes nde bu güçler n etk l olması haseb yle de İbn- Arab ontoloj s nde bu tasn f öneml b r yere sah pt r. İbn- Arab “Mekar mu'l Ahlak” r sales nde nsanın yapıp ett kler n n dayandığı varoluşsal zem ne şaret ederek, önce nsanın y ve kötü davranışlarının kaynağını oluşturan bu üç temel gücü ele alır, sonra bu güçler n y ve kötü yansımalarını, nesnel âlemde tekabül ett kler hareket ve duruşları nceler. Ahlak olgusu çerçeves nde, bu güçler n kaynaklık ett ğ y ve kötü davranışları * kavramsal olarak açıklayarak bunların fıtrat yasası çerçeves nde yararlı b rer unsura dönüşmeler ç n nasıl b r eğ t m ve terb ye metodu zlenmes gerekt ğ n zah eder. Bu üç kuvvet n de nsana ver l ş gayes vardır; bu gayeye uygun kullanıldığında fayda sağlayan bu güçler gayes ne uygun kullanılmadığında se büyük tahr batlara neden olur. Bed üzzaman da İşarat'ül İ'caz adlı tefs r nde bu üç güce d kkatler çekerek, bu üç gücün frat, tefr t ve vasat haller n n bulunduğuna değ n r. Sa d Nurs 'ye göre kuvve- şehev ye, c nsell k ve yemeçme, uyuma ve konuşma g b hasletler kapsamaktadır. 23 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 GEZDİM HALEP İLE ŞAM'I. EYLEDİM İLMİ TALEP; MEĞER İLİM BİR HİÇ İMİŞ, İLLA EDEP İLLA EDEP Bunların h ç olmaması tefr t, hadd n aşması frat, ortası se İslam'ın emrett ğ vasat hal d r. Somutlaştıracak olursak; nsanın kend n hadım etmes tefr t, başkasının namusuna bakmak frattır. Helal olan eş ne lg duyup, d ğer k ş lere nazar etmemek se vasat hal d r k edeb n gereğ de budur. İnsanların kend ler n güven ç nde h ssetmeler n sağlamak ç n bu kuvvet n vasat mertebes ne uymaları şarttır. Kuvve- gazab ye se nsana zararlı şeyler n def ed lmes ç n ver len cesarett r. Bunun tefr t ; korkulmayan şeylerden b le korkmak, fratı se; h çb r şeyden korkmamaktır k bütün zulümler bu merteben n ürünüdür. Allah'tan korkusu olmayanın, ah ret nancı olmayanın çek neceğ b r şey de yoktur. Mustafa İslamoğlu'nun ded ğ g b “ b r sınır yoksa h ç sınır yoktur. “ Kuvve- gazab yen n vasatı se şecaatt r k ; hakkı ve hukuku ç n canını feda eder, meşru olmayan şeylere karışmaz. Toplumsal huzurun tem natı da bu kuvvet n vasat hal nde g zl d r. Kuvve- akl yede de bu üç mertebe bulunur. Tefr t ; h çb r şeyden haber n n ve b lg s n n olmamasıdır k bu aptallıktır. İfratı esk ler n dey m yle cerbezed r k , hakkı batıl, batılı hak suret nde gösterecek aldatıcı b r zekâya sah p olmaktır. Vasat mertebes se; h kmett r. Hakkı hakk b l p hakka uyar, batılı batıl b l p ona yanaşmaz. Toplumda var olan haksızlıkların, kayırmaların ve aldatmaların kökünü kurutacak olan da bu kuvvet n vasat mertebes n n terc h ed lmes d r. Ahlak arınmanın, nefis tezk yes n n hmal ed ld ğ b r çağda yaşıyoruz. B l m n ve teknoloj n n lerled ğ , küresel çapta let ş m araçlarının gel şt ğ , b reyselleşmen n had safhaya vardığı bu çağ b ze modern hayat “ahlakı olmayan ve ahlakı yok sayan “ b r hayat tasavvuru sundu. Salt tüketen, kanaat etmeyen, şükretmeyen ac z nsanlar olduk. Nerdeyse bütün erdemler m z b rer b rer y t rd k. Öfke gücünün k tlesel ş ddet, şehvet gücünün tefessüh etm ş b r zevk düşkünlüğü ve akıl gücünün nsanlığı felakete sürükleyecek b r s laha dönüştürüldüğü b r süreçten geç yor nsanlık. Savaşlar, yıkımlar, katl amlarla anılan b r dünya var artık. Böyle b r dünyada bu üç temel gücün kontrol altına alınmasının önem ortadadır. “Ben üstün ahlakı tamamlamak ç n gönder ld m” d yen Hz. Peygamber' n ümmet ne mensup olan b z Müslümanların, öncel kle yaşadığımız yerde özeleşt r m z yaparak, hatalarımızı ve zaaflarımızı tesp t ederek, sam m ve dürüst b r şek lde yen den kend özümüze dönmem z gerek yor. İman etmek yetm yor, aynı zamanda man etmen n gereğ n de yer ne get rmem z gerek yor. B zler büyük b r meden yet n mensuplarıyız. Sorumluluklarımızın farkına varıp bu meden yet n yen den tar h sahnes nde yer n alab lmes ç n bütün gücümüzle çalışmamız gerek yor. Üstün ahlak, b r meden yet n üzer ne b na ed ld ğ temel düstur değ l m yd ? Bütün meden yet bu üstün ahlak zem n üstüne nşa ed lmed m ? Aynı zamanda ahlakın çöküşü, meden yet n çöküşü olmadı mı? Eğer bu meden yet yen den ayağa kalkacaksa, düştüğü yerden ayağa kalkması gerekmez m ? Bu meden yet Allah'ın zn yle üstün ahlak sah b olan müm nler n çaba ve gayret yle yen den ayağa kalkacaktır. Bu üstün ahlakın sağlanmasında da yukarıda açıklanmaya çalıştığımız üç kuvvet n vasat hal n n k ş l klere yerleşt r lmes kaçınılmaz b r zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Eğ t m müfredatı hazırlanırken, süreç çer s nde bu üç kuvvet n frat ve tefr t haller nden sıyrılarak vasat hal n yaşama geç recek b reyler yet şt rme ht yacı göz önüne alınmalıdır. Kend n güvende h sseden, huzurlu ve adaletl b r ülken n nşasında bu üç kuvvet n terb ye ed lmes gerekmekted r. 24 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n Tüket m B l nc n Oluşturmak “Eğ t m n ana sorunu, k tleler n tüket m susuzluğunun öğrenme susuzluğuna dönüştürülmes d r.” Ers n Naz f GÜRDOĞAN itanriverdi74@hotmail.com İsmet TANRIVERDİ İstekler n ht yaçların önüne geçmes , nsanın ç dünyasını yoksullaştırırken, dış dünyasını da savaş alanına çev r r ve stekler n ht yaçları aştığı b r toplumda, tüket m çılgınlığı her alanı sarar. Çağımızın en öneml hastalıklarından b r , salgın hal nde yayılan tüket m alışkanlığıdır. Toplum ş fa kabul etmez b r 'tüket m çılgınlığına' yakalanmış halde. Türk ye g b gel şmekte olan ülkelerde görülen tüket m kültürü, kend halkını da tüket r b r durum arz etmeye başladı. İnsanların bedensel ve z h nsel güçler n n b r sınırı olmasına rağmen, arzu ve stekler n n sınırı elbette yoktur. Ama bununla b rl kte; nefs n tüm arzularını gerçekleşt rme ht yacı da yoktur. Zb gn ew Brzez nsk 'n n yer nde tesp t yle; “Bütün stekler n karşılandığı b r toplum, h çb r ahlak değerlend rme ölçüsünün olmadığı b r toplumdur.” Bu bakımdan gerçek ht yaçlarını bel rleyeb lecek şuuru ed nme k ş y , a leler ve toplumu mutluluğa götürecek yoldur. Arzularına sınır ç zemeyen toplumların asalak hal ne gelmes kaçınılmaz b r sondur. Naz f Gürdoğan'ın fades yle; “İstekler n ht yaçların önüne geçmes , nsanın ç dünyasını yoksullaştırırken, dış dünyasını da savaş alanına çev r r ve stekler n ht yaçları aştığı b r toplumda, tüket m çılgınlığı her alanı sarar.” Ne üret ld ğ değ l ne kadar tüket ld ğ önem kazanmış durumda. “Ekonom de üret len mal ve h zmetler temel ht yaçları çoktan aştığından, artık temel ht yaçlar değ l, sun ht yaçlar önem kazanmaya başlamış.” durumda. Tüket mde yarışmaya endekslenm ş nsanlığın, b lhassa da nsanımızın asıl olarak tüket mde değ l, üret mde yarışması gerekt ğ se hatırlanılması sten lmeyen b r hatıraya dönmüş. Elbette tüket m n, ekonom n n can damarı olduğu nkâr ed lemez; ama üret m olmadan tüketmek veya üret len n üzer nde tüket m aşırılığına kaçmak toplumu önlenemez b r uçuruma doğru götürür. Yan tüket m n kaynağı üret m olmakla b rl kte tüket m n parametres üret m değ l ht yaçlar olmalıdır. Tüket m toplumu olmak belk kısa vadede ekonom ye can ver r g b görüleb l r; fakat yarışırcasına, hesapsızca, gereks zce yapılan tüket m uzun vadede canımızı çok acıtır. 25 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Yeryüzünde meydana gelen ekonom k, sosyal ve s yasal sorunların üstes nden gelmek ç n öncel kle k tleler n tüket m sarhoşluğundan kurtarılması gerek r. “Üreten tüket r” felsefes n n “üreten ht yacı kadar tüket r” şekl nde düzelt lmes gerekmekted r. Yan üret m olmadan tüket m sınırlandırılmalıdır; bunun yanı sıra üreten keyfince veya ürett ğ kadar tüketmemel d r. İht yacı oranında tüketmel , ht yaç duymadığı b r tüket mden kaçınmalıdır. Bu da nsanın gerçek ht yaçlarını b lmes , sermayen n enjekte ett ğ tüket m hastalığına b l nçle karşı durmasıyla mümkündür. Yan c dd b r rade ve sorumluluk h ss ne sah p b r b l nçle ancak bu hastalıktan kurtulab l n r. Gürdoğan da bu duruma benzer b r çözüm sunar: “Tüket m tutsaklığından kurtulmanın lk adımı göster ş n büyüsüne kapılmamaktır. Göster ş yarışının büyüsünü, bas t ve yalın yaşamasını b lenler bozab l r.” Şüphes z tüket m toplumunun önüne geçmek ç n atılacak lk adım arzu ve stekler m z sınırlandırmaktır. Bunu yanı sıra sermayen n, daha çok büyümek ç n toplumu tüket m tutsağı hal ne get rme steğ ne k ş lerde gel şt r lecek “boykot kültürü”yle karşı konulab l r. Evet, “Tüket m ekonom s n n yumuşak karnı, ürett ğ ürünlere yapılacak boykottur.” Çok yönlü b r kavram olan boykot, pas f d ren ş n en büyük s lahıdır. Büyük güçler n önünde d z çökeceğ b r s lah. Bu anlamda boykot şüphes z k k ş lerde hak arama b l nc n n üst perdes n fade etmekted r. H nd stan'ı şgal eden İng ltere'ye d z çökerten de bu boykot b l nc d r. Çünkü “Ekonom dev n etk s z hale get recek olanlar; günlük hayatı sürdürmek ç n, pek çoğu gereks z ve şlevs z olan endüstr yel ürünler el n n ters yle tmes n b len, sevg yle s lahlanmış nsanlardır.” Eğ t m s stem m zde tüket m b l nc n çocuklara küçük yaşlardan t baren aşılayan dersler konulmalı, hatta bu b l nç tüm dersler n müfredatına serp şt r lmel d r. Ders k tapları hazırlanırken buna uygun met nler ve egzers zler göz ardı ed lmemel d r. Günümüzde tüket m ekonom s n n ürett ğ yapay ht yaçları g derme yarışında, toplumun yaşam standardı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kadar şs zl k, yoksulluk ve sefill k varken, sınırlı kaynaklarla sınırsız stekler m ze d renç oluşturma b l nc gel şt r lmel d r. Tüket m ekonom s n n nsana kurduğu tuzağın önüne geçmen n b r yoldu da peygamber n ahlakıyla ahlaklanmaktır. Eşyaya hâk m yet eşyanın peş nden koşarak değ l, onu peş nden koşturarak gerçekleşt r l r. Esas olan üret m arttırmak değ l, sınırsız ht yaç ve ht raslarımızı sınırlamak olmalıdır. Tüket m tutsaklığından kurtulmanın k nc adımı göster ş büyüsünden vazgeçmekt r. Evler her türlü eşyayla adeta müze hal ne get r lmekte. Serg lenenler kırılmasın d ye çocukların hareket alanını oldukça daraltılmakta. Oysa çocuklar, ev kuşatan eşyalardan daha değerl d r. Onların evde oynamasına, koşmasına engel olan her şey kaldırılması gereken fazlalıklardır. Eşyalar yer ne zeng n b r kütüphane oluşturmak se yen b r toplum nşa etmek ç n en deal yoldur. Sonuç olarak tüket m toplumu olarak geleceğ n tüket lmemes b l nc n aşılamak öneml d r. Bunun ç n atılacak adımları özetleyecek olursak: “Eğ t m n ana sorunu, k tleler n tüket m susuzluğunun öğrenme susuzluğuna dönüştürülmes d r.” Üret m-tüket m l şk s , üret m n hayat önem , tüket m kültürünün ahlak boyutu ve gerekt ğ nde boykot etme rades eğ t mde ver lmes gereken öneml lkeler olmalıdır. İht yaç dışı, göster ş amaçlı tüket m n caz bes ne kapılmayacak b r ahlak le donanılmalıdır. Makaledek alıntılar: Ers n Naz f Gürdoğan, Görünmeyen Ün vers te, İz Yayınları 26 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n EYLEM İNSANI OLARAK MUSA CARULLAH BİGİYEF “Bak hak katler fan şahs yetler üzer ne b na ed lmemel d r” Musa Carullah BİGİYEF mustafaimkb@gmail.com Mustafa IŞIK Abdünnâsır Kursav , Kayyum Nasırî, Şahebett n Mercan , R zaedd n B.Fahredd n, Musa Carullah B g ve Abdürreş t İbrah m g b yazar, ed p, b l m ve devlet adamları, Kazan kent n n ünlü s malarıdır Orta Asya'nın batısından başlayıp Tuna Nehr kıyılarına, kuzeyde Orta İd l bölges ne, güneyde Kırım'a kadar uzanan bölge Kazan Yurdu ve burada yaşayan Türklere de Kazan Türkler den l r. Bu bölgen n İslam yet le tanışması ve sonrasında bölgede meydana gelen kültürel, sosyal ve s yasal faal yetler n b l nmes Musa Carullah'ın tanınması ve b l nmes noktasında öneml parametreler olacaktır. Asya le Avrupa arasında doğal b r köprü görev gören hareketl ve zeng n b r tar he sah p olan Kazan, k meden yet n b rleşme yer d r. Kazan, İslâm meden yet n n madd ve manev m rasına sah p b r merkez görünümünded r. Kenttek cam ler n b r kısmı m mar bakımdan oldukça öneml b r değere sah pt r. Cam ler n çoğunda kend ne a t medreseler vardır. Bu medreselerde yet şen âl mler Türk stan halkları arasında eğ t m n yayılmasını sağlamıştır. Kazan matbaalarında basılan k taplar en ücra köylere kadar ulaşmıştır. Abdünnâsır Kursav , Kayyum Nasırî, Şahebett n Mercan , R zaedd n B.Fahredd n, Musa Carullah B g ve Abdürreş t İbrah m g b yazar, ed p, b l m ve devlet adamları, Kazan kent n n ünlü s malarıdır. Usul- ced t fikr yatçılarının sesler Kazan'da yükselm şt r. Bölge, m lad 7. asırda Sasan İmparatorluğunun yıkılmasıyla İslam'la tanışır. Kazan Hanlığı'nın 1552 yılında ortadan kalkması le Ruslar, İd l boyunca güneye nerek 1556'da Astarhan'ı ele geç rd ler ve Hazar'a ulaştılar. Kazan Türkler , 365 yıl süren Rus esaret ne rağmen m llet olma şuurunu kaybetmem şlerd r. Bu b l nç çerçeves nde Osmanlı Devlet 'ndek fik r hareketler n yakından tak p etm ş ve gerek Osmanlı gerekse Türk ye Cumhur yet n n lk dönem nde Türk kültür ve s yas hayatına öneml katkılarda bulunmuşlardır 27 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 İslâm dünyasının son yüzyılda yet şt rd ğ ender şahs yetlerden b r olan Musa Carullah B g yef Çarlık Rusya'sının Rostov Na-Don şehr nde 1875 yılında dünyaya geld . Babası Yarullah Efend annes Fatıma Hanım'dır. Musa Carullah 6 yaşında ken babasının vefatı le kend s n n ve kardeşler n n bakım ve eğ t m n anneler Fatıma Hanım üzer ne alır. Fatıma Hanımın çocuklarının eğ t m le lg lenmes ve bu süreçte çocukları üzer nde etk bırakmasından olsa gerek, kend s n n B g oğulları a les nden olması sebeb yle çocuklarına da B g oğulları den lm şt r. Musa Carullah, 11 yaşında Rostov Rus Tekn k Devlet L ses 'ne g rer. L sey b t rd kten sonra d n l mler öğrenmek ç n Buhara'da Yükseköğren m n yapar. Buhara'da Farsça, Arapça ve İslâm l mler n öğren r. Dönem n meşhur hocalarının rahle- tedr s nden geçer. B r dönem İstanbul'a mühend sl k eğ t m almak ç n gel p mühend sl k okuluna kaydolmuşsa da tahs l n tamamlayamamıştır. Mısır'a l m tahs l ç n g tm ş, Kah re'de El-Ezher Ün vers tes 'ne kaydını yaptırmıştır. Fakat burada da umduğunu bulamamış hayal kırıklığı yaşamıştır. Akab nde ferd olarak özel araştırma ve çalışmalar yürütmüş, ferd çalışmalar esnasında Muhammed Abduh'un ders halkalarına katılmıştır. Ayrıca Mekke, Med ne, H nd stan ve Beyrut l m tahs l ç n Musa Carullah'ın dolaştığı d ğer yerler olmuştur. Petersburg'da Hukuk Eğ t m gören Musa Carullah 1905'ten sonra gazetec l ğe başlar. El-Asr'ul Ced d ve Vak t gazeteler nde makaleler yayımlanır. Daha sonra se arkadaşı Abdurreş d İbrah m le b rl kte Ülfet gazetes n çıkarır. 1913 yılında Petersburg'da Emanet Matbaasını kurarak “ İl “ adında b r gazete çıkarır. 1918 yılında El-M nber adında b r derg çıkarır. Hayatı z ndanlarda ve sürgünlerde geçen, dünyanın b rçok yer ne davet ed l p fik r ve düşünceler nden st fade ed len Musa Carullah, 1917 Bolşev k ht lalı le b rl kte akt f s yasete katılmak zorunda kalır. Ancak Bolşev k ht lalı le b rl kte b rçok aydın-düşünür Rusya dışına kaçmasına rağmen Musa Carullah, Rusya'da kalarak halkla ç çe kalmayı terc h eder. Bolşev k ht lal nden sonra üzüntüye kapılmadan ve kaygılanmadan, her gel şmen n Rusya Müslümanları ç n hayırlı şek lde sonuçlanacağına nanmıştır. Ancak uzun b r uğraşı ve tecrübeden sonra Komün st rej mden Müslümanlar leh ne, olumlu h çb r gel şmen n olmayacağını anladığı 1930'dan sonra Sovyet Rusya'yı terk etmeye karar verm şt r. İnsanlık tar h n n en büyük ezber bozucuları, yerleş k z hn yet olan müesses n zamların en büyük karşıtları tar h boyunca hep Peygamberler olmuşlardır. Nübüvvet Hz Muhammed (sav) de son bulduğu halde, m rası nübüvvet, "El ulemau verasetul enb ya" (âl mler, neb ler n vâr sler d r) had s şer finden hareketle d yeb l r z k âl mler vasıtasıyla la n haye devam edecekt r. Bu düsturdan olsa gerek Musa Carullah da ne kadar aykırı olursa olsun nandığı düşünceler n fade etmekten h çb r zaman mt na etmem şt r. İlah Rahmet n, müm n olsun kâfir olsun herkes kuşattığı anlayışı olan Rahmet İlah yen n umum l ğ (katılmamakla beraber) meseles nde, y ne sadece İslam toplumlarının sorunu olmayıp bütün nsanlığın ortak sorununu olan -Hatun adlı eser nde değ nd ğ kadın meseles nde, bozulmuş olan eğ t m s stem le lg b rçok yen l kç görüş ve craatları olup mevcut medreseler n ıslahı noktasında bu durumu rahatlıkla müşahede edeb l r z. Daha önces nden başlamakla beraber, özell kle Sanay Devr m nden sonra İslam dünyasının Batı dünyası karşısında her alanda sürekl ve hızlı b r şek lde mevz kaybetmes n n b r sonucu olarak, İslam dünyasında yen arayışlar hız kazanmıştır. Net cede bu duruma engel olab lmek ç n Batının takl t ed lmes gerekt ğ n savunanlar olmuştur. Ancak Musa Carullah İslam'ın, bütün zamanlara ve mekanlara –k evrensel özell ğ n n gereğ olarak- h tap eden b r d n olması haseb yle, d nam k ve yen l kç yönüne vurgu yaparak, geleneğ redded p çt hat kapısının açık olduğunu fade ederek, çözümsüzmüş g b görünen ve dondurularak rafa kaldırılan bütün o problemler n çözüleceğ ne, kaybed len mevz ler n tekrar kazanılacağına ve İslam kültür ve meden yet n n esk ht şamlı günler ne döneceğ ne yürekten nanmıştır. Bu yen l kç vasfından dolayı Müslüman Luther olarak Batıda anılmıştır. Acı olan se, ömrünü İslam Dünyasının kurtuluşuna adamış ve bu uğurda z ndana atılmış, sürgün yem ş, hayatı hep yollarda geçm ş, yıllarını evlatlarından ve eş nden uzakta geç rm ş, son nefes n se, Mehmet Ak f g b , Mısır'da k mses zler yurdunda verm ş olan bu büyük ve mümtaz şahs yet n maalesef İslam dünyasında yeter nce tanınmıyor olmasıdır. İnşallah gün gel r kend s , fik rler ve eserler hak ett ğ lg y görür. Allah kendisinden razı, mekânı cennet olsun. 28 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Sa d Nurs 'n n Eğ t m Felsefes ” sempozyumu b ld r s d r BÜYÜK BİR EĞİTİM PROJESİ: MEDRESETÜ'Z-ZEHRA İşlevsell k, d nam kl k, s stemat kl k ve devamlılık bu medresen n öneml özell kler d r. me.dogan02@gmail.com Mehmet DOĞAN Bu dönemde medreseler n klas k eğ t m anlayışını savunan ulema le Batı mukall d aydınlar b rb rler n n zıddını tems l eden k ayrı bağnazlığın tems lc s olmaktan kurtulamamışlardır. 19. yüzyılın sonlarında İslâm dünyasında özell kle eğ t mde başlayan arayış çabalarının hız kazandığı görülür. Tab bu arayışı geleneğ n katılaşmış tabularında aramalarla, İslâm'ın özünü ortaya çıkarmaya yönel k faal yetler aynı dönemde devam ett ğ de b r gerçekt r. Bu dönemde medreseler n klas k eğ t m anlayışını savunan ulema le Batı mukall d aydınlar b rb rler n n zıddını tems l eden k ayrı bağnazlığın tems lc s olmaktan kurtulamamışlardır. B rb r n n zıddının tems lc ler olanların önerd ğ eğ t m pol t kaları eğ t m ve dolayısıyla da toplumu bölmüştür. Eğ t mde b rl ğ n olmaması, toplumu b rb r ne yabancılaştırmış; bu ç çe geçm ş yabancılaşma da kend s yle b rl kte toplumda kaosa yol açacak b r 'ötek leşt rmey ' get rm şt r… İslam düşünceye sah p ıslahatçı d yeb leceğ m z bazı ulema, medreseler asl hüv yet ne kavuşturmak ve çağın gereks n mler n karşılayacak şek lde yen den nşa etmek ç n b r takım ıslahat projeler sunmuşlarsa da bu projeler teor den prat ğe geçme olanağı bulmak b r yana dönem n baş döndürücü gel şmeler arasında teor de b le gel şme mkanı bulamamışlardır. Oysa l m ve rfan nuruyla aydınlanmaya ve aydınlatmaya namzet olmayanlar, cehalet narıyla yanmaya ve yakmaya mahkûm ed lm ş olurlar. Al Suav ve Cemaledd n Efgan yanı sıra b rçok k ş bu gerçekten hareketle İslâm dünyasını ayağa kaldıracak eğ t m öner ler d le get rm şlerd r. Bu dönemde eğ t mde yen ve or j nal b r proje de Sa d Nurs 'ye a tt r. D kkatle ncelend ğ nde çarpıcı bazı husus yetler olan bu ün vers te fikr n n d ğer projelerden ayrılan belk de en öneml özell ğ , koca b r ömrün bu gaye le geçmes ve hala gündeme get recek tak pç ler n n ve gündem meşgul edecek tesp tler n n olmasıdır. 29 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 çözümley c olamamalarınadır. Sa d Nurs 'n n B r Büyük Düşüncen n Uyanması: kurmak sted ğ medresen n zannımca en ayırt Şark v layetler ndek azınlıkların yoğun ed c özell ğ ant -as m lasyoncu fonks yonudur. eğ t m, t car ve s yas faal yetler n yakından B ld ğ m kadarıyla Osmanlı'nın resm olarak zleme olanağı bulan ve İng l z Müstemleke Kürtler n yoğun oldukları bölgede eğ t mde bu Nazırı'nın b r beyanatıyla ham yet galeyana gelen çapta lk büyük yatırımları bu ün vers te Bed ûzzaman, Müslüman toplumunun uyanışı ve dolayısıyladır. 'D n ve fenn l mler n mecz yen den d r l ş n sağlayacak or j nal b r eğ t m ed ld ğ ', 'anad lde eğ t m zorunluluğunun metoduyla ortaya çıkar. Bed ûzzaman, henüz çok bulunduğu' bu medrese ant -emparyal st b r ruha da genç b r yaşta, el-Ezher Ün vers tes 'n n -daha ver ml olması kaydıyla- kız kardeş hükmünde tüm sah pt r. Bu medrese fikr n n Sa d Nurs 'n n kafasında oluşmasında, İng l z müstemleke İslam âlem yle lg lenen ve tüm İslam âlem n lg lend ren Medresetüzzehra namıyla b r ün vers te bakanının İslâm dünyasını sömürgeleşt rmek steğ n bel rten fadeler n n olması da bu gerçeğe kurma fikr ortaya çıkarmış ve tüm hayatını da bu del ld r. Şu da b r gerçekt r k Sa d Nurs 'n n medresen n tes s yoluna vakfetm şt r. B z bu z hn n n ufuklarını Kürd coğrafyasından tüm İslâm çalışmada; İslam'ı saf ve aslî n tel kler yle topluma dünyasına yönelten olay Avrupa sömürgec l ğ ne en yen den kazandırmaya çalışırken d ğer yandan da büyük muhalefet yapmakta z h nler Batı'nın enjekte ett ğ olan C. Afgan 'n n b r düşünsel, kültürel ve s yasal öğrenc s yle tanışmasıdır. Bu sapkınlıklardan arındırmaya Medresetüzzehra’nın bağlamda çalışan, safi z h nler Medresetüzzehra'nın şlev bulandırmadan, d nî ve felsefî en d kkat çek c sadece çe dönük b r resm sorunlara çözümler get ren boyutu kurum olmanın ötes nde tüm Bed ûzzaman'ın eğ t m metodunu İslâm dünyasıyla lg lenmes ant or j nal kılan bazı hususlar üzer nde ve tüm slâm dünyasını durulacaktır. Bu hususlar; as m lasyoncu lg lend rmes d r. şlevsell k, d nam kl k, Medresettüzzehra'nın duruşudur. s stemat kl k ve mt dad yan ant -as m lasyoncu m syonu devamlılık olmak üzere dört ana halklara aksü'l-amel ett recek başlıkta ele alınacaktır. b r s yas gaye taşımamakla Bed ûzzaman'ın eğ t m beraber, özell kle bölge metodunu or j nal kılan şüphes z k sadece bu dört halkının k ml ğ n reddetmeden, k ml kler n husus yet değ ld r. Aşağıda açıklanacak dört kaybett rmeden ve onlar üzer nden oyunlar husus yet n yanında, bu eğ t m felsefes nde; tert pleyecek menfaatler beklemeden bölgey eğ t mde b rl ğ n olmaması sebeb yle toplumun kalkındıracak ve İslam âlem ne faydalı hale b rb r ne yabancılaşması ve bu ç çe geçm ş get recek b r eğ t m model önermekted r. Yan yabancılaşmanın kend s yle b rl kte get rd ğ çıkarcı ve çten pazarlamacı amaçlar gütmem şt r. toplumda kaosa yol açacak 'ötek leşt rme'n n önüne Bugün Sa d Nurs 'n n sunduğu eğ t m model n geçecek tedb rler de mevcuttur. Medresetü'ztekrar gündeme get ren şey de onun bu sam m Zehra'nın daha kapsamlı b r m syonu daha vardır: tavrıdır. Bu hüsn-ü n yet olmaksızın yapılacak İslâm dünyası b lhassa Osmanlı ç nde uyanmaya bütün atılımlar se akîm kalmaya mahkûmdur. başlayan ama İslâm dünyası ç n fitne çıkarmak, Medresetüzzehra'nın ant -as m lasyoncu duruşu yıkıcılığa sebep olmak ve düşmanlık üretmekten hakkında söylenecek çok şeyler olmasına rağmen başka b r sonucu olmayan ırkçılık fikr n n önüne burada sadece bu kadarını söylem ş olmakla geçeb lmek ç n bu akımın karşısına fennî ve d nî yet neceğ z. l mlerle mücehhez b r Müslümanlık anlayışı Irkçılık fikr yle zeh rlenen İslâm unsurlarını çıkarmak. b r araya get rme şlev yanı sıra; İşlevsell k Medresetüzzehra'nın tekke-medrese-mektep Medresetüzzehra'nın durağanlaşan uyuşmazlığını kaldıracak b r çözüm sunması da medreselere en büyük t razı belk de günümüzde parçalanarak güçsüz düşen şlevsels zleşmeler , ayrıntılarda boğulduklarından Müslümanları ayağa kaldıracak öneml b r şlev d r. hak kate ulaşamamaları ve çağın sorunlarına 30 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Bu medresen n sm de şlevsell k dd asıyla ortaya çıkmıştır. Ezher' n müennes (d ş ) fades olan Zehra, doğurganlığı fade etmekted r. Kend fadeler nden çıkardığımız kadarıyla bu medrese 'şark terakk yatının anahtarı, şark ulemasının saadet n sağlama' g b m syonlarla yüklü b r eczaned r. S stemat kl k Bed ûzzaman'ın eğ t m metodundak şlevsell kle paralel olarak d kkat çeken ve değ n lmes kaçınılmaz b r özell k de s stemat kl ğ d r. Nurs 'n n; zamanı en y kullanarak, gereks z ayrıntılardan eğ t m arındırmayı amaçlaması ve en y ye, en doğruya, en kest rme yoldan ulaşmayı hedeflemes de bu medresen n s stemat kl ğ yle lg l d r. Lüzumsuz b lg ve ayrıntılarda boğulma, Sa d Nurs 'n n medreses nde ve eğ t m metodunda kend ne yer bulamaz. “Hayırsız l mden Allah'a sığınırım” had s n n b r tecell s de bu olmalıdır. On k yıllık b r eğ t m sürec nden vasıfsız eleman olarak mezun olunan eğ t m s stem m z n de bu noktada Sa d Nurs 'den öğrenmes gereken çok şey vardır. D nam kl k Nurs 'n n eğ t m metodunda d kkatler çeken üçüncü husus d nam kl ğ d r. İslâm dünyasının ezberc l k ve nak lc l ğe saplanmasıyla b rl kte ger led ğ düşünüldüğünde, b ze en elzem şey n d nam zm olduğu ortaya çıkar. Yen gel şmelere hazırlıksız yakalanan Müslümanların stat k durumdan d nam k duruma geçmemeler hal nde, bu z llet durumlarından kurtulmaları mümkün görünmemekted r. Sa d Nurs 'n n kend hayatını üç evreye ayırması da onun değ şen durum ve şartlar karşısında hale muvafık yen çözümlemeler gel şt rmes yle lg l d r. Nurs asıl düşünceler nden ödün vermeden, nançlarının gerekler nde değ ş m, dönüşüm göstermeden ve tav z vermeden yen koşula uygun metot gel şt rmes yönüyle d kkatler çeker. Osmanlı dönem nde kurmak sted ğ medreseye yükled ğ m syonla Cumhur yet dönem nde yen m syonlar yüklemes de bunu göster r. Osmanlı dönem nde medreses yle gerçekleşt rmek sted ğ şeylere, Cumhur yet' n kurulmasıyla b rl kte İslâm hattının unutulmaması ve selefle rt batımızı sağlayacak d l n muhafazası g b yen m syonlar yüklemes n b lm şt r. Nurs 'n n hayatı b r bütün olarak ncelend ğ nde bu değ şen durumlar karşısında kend nden, düşünceler nden ve davasından ödün vermeden yen ufuklar bel rleyeb lmes çok man dardır. Devamlılık Nurs 'n n eğ t m metodunda d kkatler çeken dördüncü husus se devamlılıktır. Devamlılıktan kastımız k şeyd r. B r nc s ; “Beş kten mezara l m öğrenme” esasıdır k İslâm'ın ana öğret ler ndend r. Her mekanı ve her anı l mle, öğrenmeyle değerlend rme, “ k günü eş t olan Müslümanın zararda olduğu”nun kabul ed ld ğ b r d nde kaçınılmaz tavırlardır. Devamlılıktan k nc kastımız se “kökü maz de olan b r at ” kurma end şes d r. Toplumun k ml ğ n oluşturan unsurların ve mensubu olduğu meden yet n değ şmemes elzem unsurları vardır ve Medresetüzzehra'nın b r m syonu da stat kleşmeden bu esaslarımızı muhafaza etmes d r. Hâlâ oturtamadığımız eğ t m s stem de, kökler m zden kopmamızın sürec olarak değerlend r lmel d r. Bugün Avrupa meden yet n n n metler n değ l de, sadece o meden yet n sancılarını çekmem z n neden de modernleşme sürec m z n kökler m zden tamamen koparak gerçekleşt r lmeye çalışılmasının b r net ces olarak görülmes gerekmekted r. Kökler üstünde yeşermeyen kurumlar cehalet üret r ve yap-boza dönüşür… Elbette bu dört husus har c nde Sa d Nurs 'n n eğ t mc boyutu ve kurmak sted ğ medreses hakkında söylenecek ve söylenmes lazım pek çok öneml husus vardır. Fen l mler yle d n l mler n n mecz g b . Temenn m z bu deal projen n gerçekleşt r lmes d r… NOT: Bu makalen n tam ve or j nal şekl 12-14 Ek m 2012 tar h nde Van'da düzenlenen “Sa d Nurs 'n n Eğ t m Felsefes ” sempozyumunda b ld r olarak sunulmuştur. Burada özetle yer almaktadır. 31 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN KOMİSYON Meden yet m z n Yen den İhyası İç n İSLAMİ BİR EĞİTİMİN TEMEL İLKELERİ 1. Tevh d İlkes : İslam eğ t mde lk amaç; İslam'ın özü n tel ğ nde olan “Tevh d” kavramının b r hayat tasavvuru oluşturacak şek lde öğren lmes ve hayatın her alanına bunun gereğ n n yansıtılmasıdır. K ş de hak k Allah tasavvurunun ortaya çıkmasının önündek engeller n kaldırılması, tevh d b l nc n n uyandırılması ve böylece takl d manın tahk k mana dönüşmes asıl amaçtır. Bu bağlamda a leden ve çevreden gelen takl d manın tahk k mana dönüştürülmes , man meseleler n sağlamlaştırılması öneml b r aşamadır. Buna bağlı olarak da lk aşamada k ş ye, “tevh d ned r?” sorusuna aklını ve nefs n tatm n etm ş şek lde cevap vereb lmes sağlanmalıdır. Bu b lg ; nanç ve b l nç düzey nde k ş l klerde yer ed nmes hedeflenmekted r k , bu da sonucunda b rl ğ ve vahdet get rmekted r. Unutulmamalıdır k ; Vahdet ancak muvahh d olma vasfını kazanmış Müslümanlar oluşturab l rler. 2. Yaratıcılık İlkes : Eğ t m s stem ndek tüm b reyler n (Hoca, öğrenc ve a le) takl d aşan, hayatın akışına karşı yaratıcı b r duruş serg leyecek b reyler yet şt rmek meden yet m z n yen den hyası ç n hayat önem arz etmekted r. “İk günü eş t olan zarardadır” fades nsanın yet şmes nde eğ t m n sürekl l ğ kadar, da m b r yen lenmey ve nsan fıtratına uygun yöntem olarak tedr c l ğ fade etmekted r. İk günün eş t olmaması ç n yen b lg ler ed nmek kadar, öğren len b lg ye yen ler n katmak da öneml d r. B rey n z hn ne b lg yığmak yer ne, b rey n düşünmeye yönlend r lmes gerekmekted r. İslam dünyasını ger de bırakan en öneml am llerden olan takl de düşmek, İslam b r eğ t m programının d kkate alması gereken lk meseleler nden olmalıdır. Ne geçm ş n gelenekleşen ve kalıplaşarak donan d n algısını; ne de Batı'nın yoz değerler n takl t etmek çözüm olab l r. Çünkü; a- Kend ler n takl de düşenler yıkılmaya yüz tutarlar. b- Kend ler olamayanlar, b r ötek n n mukall d olarak yok olurlar. Ç ft taraflı bağnazlığın karşısına, Allah'ın b zden sted ğ b r İslam'la çıkmalıyız. Alternat f b r eğ t m müfredatı; kökü maz n n der nl kler nde olmakla b rl kte, dünün hatalarından ders çıkaran, bugünün şartlarını göz önünde bulunduran ve yarına yönel k öngörü ve planları olan b r temelde yükselmel d r. 32 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Bu durum aynı zamanda öğretmen n de sun sorunlar üreteb lmes melekes n gel şt recekt r. “Tar h n akışından kopmadan, tar h n yol göster c l ğ n n b l nc nde ama tar htek duruşlara saplanmamış b reyler nasıl yet şt r l r?” sorusu eğ t m programının da ma gündem nde tutması gereken sorudur. 3. Sözle davranış/uygulama arasında paralell ğ n (uyum) olması lkes : B r eğ t m s stem nde öğren len/öğret len le yaşantı paralell k ve uyum gösterm yorsa z h nlerle kalpler ayrı st kamette yol alacaktır k ; bu da şahs yets z, kararsız, kend ne güven olmayan b reyler net ce verecekt r. İslam eğ t mde l m le amel aynı hedefe yönel r. Eğ t mde b lg ed nmek kadar öğren len n hayata yansıması da öneml d r. Nefis üzer nde denet m n sağlanması ç n nefis terb yes üzer nde durulmalıdır. Söylenen her söz, hayata geç r lecek b r prens p, hatta hayata geç r lm ş b r prens p olmalıdır. Müslümanlar sadece sözün meden yet değ ld r. Onlar sözler yle fi ller n n b rleş m nden oluşmuş deal meden yet n sah b d r. 4. Tefekkür b l nc n n oluşturulması lkes : Sorgulayan ve üreten b reyler n yet şt r lmes ç n b r eğ t m s stem n n en elzem unsurlarından b r de tefekkür b l nc n n oluşturulmasıdır. Eğ t mde tefekkür b l nc n n oluşturulması, sağlıklı ve çözüm üret c b reyler n yet şmes ç n yegane yöntemd r. Türk ye'dek İslam kes m n toplumsal sorunlarda çözümün muhatabı olarak alınmaması man dardır. Tefekkür; suya atılan taşın halkaları g b çok boyutlu b r s stemd r. Kend nefs nden başlayarak, en yakın çevres nden en uzaktak ümmet topluluğunun sorunlarına kadar uzaması gereken b r sürec kapsamalıdır. Nefis muhasebes nden başlayarak gen şleyen bu halka Müslüman'ın her anında yanında bulunması gereken s lahı olmalıdır. Her geces n n bell b r vakt n almalıdır. Yılın bell mevs mler nde Peygamber uygulamaya benzer şek lde t kaflar yaşamalıdır. Yalnız bu tefekkür sürec b r yabancılaşma değ l, sosyalleşmeye hazırlık olacak b r yalnızlaşma sürec olmalıdır. Bu konudak sloganımız Hz. Ömer'e a t şu sözdür: “Düşünce b lg n n kaynağı olduğu ç n b lg den üstündür.” 33 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 5. İslam meşru yet çerçeves nde düşüncen n özgürce fade ed lmes lkes : Unutulmamalıdır k b r m llet n kalkınması okumaktan, düşünmekten ve düşündükler n serbest b r şek lde yazmaktan geçer. Hak kat n tüm açıklığıyla ortaya çıkab lmes ve z h nler n net b r aydınlığa kavuşab lmes ancak ve ancak fik rler n çarpışmasına uygun b r zem n n varlığıyla mümkündür. İslam ve edep da res nde fik rler n serbestçe fade ed leb lmes , Müslümanların esk görkem ne kavuşması yolunda öneml b r adım olacaktır. İl m mecl sler nde düşüncen n özgürce fade ed lmes b r tür meşveret olduğu unutulmamalıdır. Allah Resulü'nün ashabıyla meşveret düsturları bu bağlamda d kkate alınması gerek r. Yalnız bundan önce k ş lere bu meşveret edeb n n ve st şare usulünün öğret lmes ve k ş l klere bunun yerleşt r lmes gerekmekted r. İnsaf düsturu elden bırakılmamalıdır. Musa Carullah'ın “Akıl her hak kat n m zanıdır.” Sözüyle b rl kte şunu fade ed yoruz: “Hür akıl her hak kat n m zanıdır. İnsan aklı ve rades hür olab l rse meçhul olan her şey keşfedeb l r.” 6. İslam dünya görüşünün bakış açısını yerleşt rme/kazandırma lkes : D ğer düşünce s stemler yle yüzleşeb lmek ç n Mevlana'nın pergel örneğ yle somutlaştırdığı g b b r ayağımızın kend meden yet m z n değerler ne sağlam basması gerekl d r. Kend değerler yle yüzleşmem ş ve tahk k etmem ş b r b rey n karşılaşacağı her rüzgarla savrulması kaçınılmazdır. İslam dünya görüşünün kazandırılab lmes ç n İslam kavramlarla düşünmek ve kend n İslam kavramlarla fade edeb lmek gerek r. Bu konuda Alparslan Açıkgenç' n “İslam ned r d ye sorulduğunda, İslam dünya görüşüdür den lmel d r.” Sözüne katılıyoruz. 34 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 7. Olayları, nsanları, düşünceler değerlend rmede/anal zde ad l tenk t prens b ne sah p olma lkes : Cenab-ı Hakk “B r kavme olan k n n z s z adaletten alıkoymasın. Ad l olun. O takvaya daha yakındır.” [Ma de 8] buyurmuştur. İnsaf, b r olayın veya olgunun tek tarafından değ l; her tarafından bakmayı ve ona göre durum bel rlemey gerekl kılar. 8. D l n ncel kler n n ve gramer n öğret lmes ne özel önem ver lmes lkes : D l düşüncen n ev d r. B lhassa kend anad l ne hâk m olmayan b reyler n okuduklarını anlayab lmes ve kend n fade edeb lmes mkansızdır. Öğrenc ye ruhuna h tap eden esnekl ğe/d nam kl ğe sah p olması gerekl d r. Çağının sun gündemler nde boğulmadan onun gerekler n drak edeb len ve gününün ht yaçlarını önceden görüp buna göre çözüm üreten b reyler yet şt r lmes hedeflen r. 10. İht yaç İlkes : Eğ t m programı, fertler n günlük ht yaçlarını (düşünsel, fiz k , manev vs.) karşılayacak özell kte olmalıdır. Bu ht yaçlar kend meden yet dışında üret len bunalımların yapaylığından uzak, b rey ve topluma kazanç sağlayacak ht yaçların olmasının gerekl l ğ gözden uzak tutulmamalıdır. Ayrıca karşılaştığı sorunlar karşısında çözüm üreteb len, dayanışma anad l n ncel kler yle öğreteb lme b r eğ t m s stem n n atab leceğ en öneml ve öncel kl temel d r. B reyler bu temel üzer ne b nalarını kuracaklardır. Bununla b rl kte İslam b r eğ t mde Arapça öğrenmeye ve belagate teşv k de öneml yer tutmaktadır. Arapça b r nc kaynağa yönelmey sağladığı g b belagat da tebl ğ görev n n hakkıyla yer ne get r lmes n sağlayacaktır. Aktarma görev omuzlarına yüklenm ş olan Müslümanların bu görevler n fa edeb lmeler ç n muhatabına kend ler n fade edeb lmeler zorunludur. Muhatabın durumuna göre h tap h kmet gerekt rd ğ g b kullanılan d l n de y b l nmes n gerekt r r. İslam klas kler n n d l ne d kkat çek lmes de büyük b r eks kl ğ dolduracaktır kanaat ndey z. 9. Zamanın ruhunu yansıtma lkes : Eğ t m programının zamanın ruhunu yansıtan ve b l nc yüksek b reyler yet şt r lmes ne uygun b r s stem gerekl d r. 11. İl m/İlm l k İlkes : Eğ t m s stem k ş de sürekl öğrenme b l nc (sorumluluğu) oluşturab lmel d r. Ömür boyu öğrenmek ve gel şmek toplumdak herkese ama b lhassa öğrenc lere aşılanması gereken b r ht yaç olarak kabul ed lmel d r. İslam'da öğrenme ş bell yıllar arasına sıkıştırılan ve sonunda b r belgeyle noktalanan b r süreç değ l, beş kten mezara kadar durmadan devam eden b r süreçt r. Da m öğrenmen n yolu öğrenc ye öğret m yılları ç nde okuma, anlama ve kend n gel şt rme aşkı aşılamayla mümkündür. Gerçek olan şudur k ; “okuma zevk n kazanamayanın öğret m yarıda kalmıştır.” 35 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 12. İht saslaşma İlkes : Fertler n bulundukları hal/ ş üzere uzmanlaşmaları kolaylaştırılmalı/teşv k ed lmel d r. Her ş b len k ş ler, h çb r şey b lmeyenlerd r. Günümüzde b lg n n hızla büyümes yle b rl kte, b rçok alanda uzmanlaşmak mkansızlaşmakta, uzmanı olunmayan ş se h çb r şeye yaramamaktadır. Ans kloped st b reyler yer ne yeteneğ ne ve steğ ne uygun b r alanda b reyler n uzmanlaşması gerekl d r. Hocaların da öğrenc y yetenekler ne göre kanal ze edeb lmes gerekl d r. Ayrıca; tüm dersler n art arda ver ld ğ sınavı geçmeye endeksl s stem, b lg l ve b lg üreten b reyler yet şt rmey sağlayamaz ve hatta amaçlayamaz. 13. Eğ t m programının müfredatı meden yet m zden neşet eden b r özgüven ve cesaret aşılayab lmes /vereb lmes lkes : Kend meden yet nden, tar h nden, tar h n n kend ne yükled ğ m syondan ve tar h aldatılmışlığından haber olmayan k ş ler ancak başkalarının tezgahında hazırlanan oyunda p yon olmaya hakları vardır. Batı'nın Müslümanları sömürgeleşt rmes nden evvel, onları z hnen buna hazır hale get rmes n fade eden 'meden yet m zden utanma' olgusu aşılmalıdır. Bu aşılma sürec kuru b r böbürlenme şekl n alması tehl kel ve tembell ğe sürükley c olacağı da göz önüne alınmalıdır. Özgüven le k b r, mütevazılık le ez k k ş l k b rb r ne karıştırılmamalıdır. Unutulmamalıdır k ; “Büyükler b ze sadece, b z d z çökmüş olduğumuz ç n büyük görünürler. Ayağa kalkalım.” 14. Eğ t m müfredatı fan şahs yetler üzer ne b na ed lmemel d r; bak hak katler üzer ne b na ed lmel d r lkes : İslam b r eğ t m şahıs merkezl olamaz. Ayrıca del ls z, burhansız h çb r davaya t mat etmemek, mümkün olduğu kadar hak kat olduğu ortaya çıkan şey nkar etmemek lkes öğren m n her alanında b r değer olarak öğrenc ye kazandırılmalıdır. Matemat k lm n sosyal b l mlere de nd rgemek gerekl d r. 15. H kmetl Gez ler İlkes : İnsanlık tar h n n, meden yet b r k m n n ürünler n tanıtıcı gez ler n düzenlenmel ve böylece öğrenc de tar h b l nc gel şt r lmel d r. Yan gezme yen den d r l ş ç n araç olacak şek lde düzenlenmel d r. “Gez de neler kazandırılmalı?” sorusuna cevap aramak gerekl d r. 16. F k r b rl ğ nden öte kalp b rl ğ n önemseme lkes : Bu lke toplumsal huzur ve barışın tem natıdır. Ayrıntıda boğulup hak kat ayrıntılarda arayanlar ayrıntıların dışlayıcılığında boğulmaya mahkumdurlar. Aynı nancı paylaşanların, aynı st kamette yol alanların kardeşl ğ ne h çb r muğlak ayrıntı düşmanlık oluşturmamalıdır. Bu da cemaat olmanın değ l, ümmet olma b l nc n n gereğ d r. Ümmet Olma İlkes : İslam b rl ğ fikr her aşamada vurgulanmalı ve n ha hedef olarak tay n ed lmel d r. Ümmet anlayışı, aynı nanca bağlı olanların her zaman ve her koşulda barış ve güven ç nde b rb rler ne yaklaşımıdır. Ümmet b l nc dışa karşı yekvücut, çte se kültürel ve yerel zeng nl kler yle var olan ve öylece devam eden ülkeler n kardeşl k anlaşmasıdır. 36 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Eğ t mle İlg BAŞLARKEN İbn Tufeyl' n Eğ t m Felsefes İbn Tufeyl' n Eğ t m Felsefes Prof. Dr. Necmett n Tozlu MEKARİMÜL AHLAK Yazarı: Necmedd n Tozlu, İnkılab Yayınları Eğ t m felsefes n n yapımı şüphes z güçlü düşünür ve filozofların yen den ele alınması, meden yet b r k m m z n yorumlanması, zamanın ruhuna uygun olarak yen den yorumlanmasını gerekl kılmaktadır. Geçm ş n düşünce boyutunu b r usare g b sıkıp ayırt ed lerek günümüze get r lmed kçe ve güçlü düşüncelerle beslenmed kçe tam b r yet şt rme kl m oluşturulamaz. İbn Tufeyl' n eğ t m felsefes bu m nvalde öneml bulguların elde ed leb leceğ b r çer ğe sah pt r. Yazarı: İbn Tufeyl, İnsan Yayınları l Alternat f K tap L stes Yazarı: Muhy dd n Arabî, K tsan Yayınları Ahlak, nefs n hal d r. Nefs n terb ye etmeyen, kusurlarını araştırıp kontrol altına alıp edeplend rmeyen k mse ahlakını arındıramaz. Ahlakın özü, şehvan ve gazap nefs n n boyun eğd r lmes , akıl nefs- nat kasının kuvvetlend rmes d r. Endülüslü b lg n m z Muhy dd n Arabî'n n eser olan eser, üstük ahlaka ulaşmanın yollarını fade etmen n yanında karakter eğ t m le lg l de öneml ver ler taşımaktadır. BİE EĞİTİMCİ OLARAK HZ MUHAMMED (a.s) Bu eser d n n em r ve yasaklarını nsanlara öğret rken, Hz. Muhammed (S.A.V)' n eğ t m ve öğret mde hang metotları uyguladığını, toplu olarak sunmaya çalışan b r eserd r. Klas k Yazarı: kaynaklardan derlenen eğ t m ve Ebul Fettah öğret me yönel k alıntılarla Ebu Gudde zeng nleşt r lm ş d pnotlar se k tabın Yas n kıymet n daha da arttırmaktadır. Yayınları Yazarı: Sefer Turan, T maş Yayınları Prof. Sezg n, tartışmasız dünyanın en öneml b l m tar hç ler nden b r s d r. Yakınları onun 27 d l b ld ğ n söylemekted rler. K tap, b l mler tar h n n nsanlığın ortak malı olduğunu ve bugünkü batı meden yet n n İslam meden yet ne çok şey borçlu olduğunu gözler önüne seren bu değerl b l m nsanını Türk ye kamuoyuna tanıtmayı amaçlamaktadır. Kıvrak Zekâ HAYY BİN YEKZAN 12. yüzyılda Endülüslü İbn Tufeyl tarafından yazılan bu roman, 14. yüzyıldan başlayarak bell başlı Avrupa d ller ne çevr ld ; Defoe, Bacon, Sp noza ve More g b pek çok düşünür ve sanatçı üzer nde etk l oldu. İnsanın yaratılışını, Allah'ın varlığını roman şekl nde anlatan, tab atı nsan varoluşunun tasv r nde etk l b r şek lde anlatan bu eser meden yet m z n eğ t m yöntem hakkında da öneml puçları vermekted r. B l m Tar h Sohbetler Yazarı: Tak yyüdd n En Nebhan Ta-ha Yayıncılık Tak yüdd n En Nebhan Kıvrak Zekâ, nsanın potans yel n b lmes ve bu potans yel harekete geç rmes nde öneml b r katkı sağlayacak b r eser. Hızlı düşünme nasıl olur? Batı meden yet n n hızlı düşünmem z olumsuz etk leyen faktörler nelerd r? Mekan k düşünme ned r? Yavaş düşünme le sömürgeleşme arasında nasıl b r l şk vardır g b soruların yanıtlanmasında b r başucu k tabı olduğunu söyleyeb l r z. AKLINI EN İYİ ŞEKİLDE KULLAN "Beyn n z uyuyan b r dev g b d r," d yor yazar. K tapta, kavramları anlamanıza ve günlük yaşama uygulamanıza yardımcı olacak kend kend n lerletme alıştırmaları, kend kend ne kontroller ve ç z mler vardır. Aklını en y şek lde kullan, beyn ndek uyuyan dev uyandırıp, daha etk l Yazarı: düşünmek, öğrenmek, okumak ve Tony Buzan, ezberlemek steyenler ç n vazgeç lmez Ar on Yayınları b r rehberd r. 37 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Eğ t mle İlg BAŞLARKEN İNSAN EĞİTİMİNİN KURANİ METODU İNSAN EĞİTİMİNİN KURANİ METODU l Alternat f K tap L stes GÖRÜNMEYEN ÜNİVERSİTE İSLAM FİLOZOFU İBN RÜŞD Yazarı: Ebul Hasan En Nedv , İslam Neşr yat Yayınları Yazarı: Ers n Naz f Gürdoğan, İz Yayınları Yazarı: Prof. Dr. Al Medar, Fıtrat Yayınları İslam eğ t m n temel hedefler nelerd r? Batının eğ t m le lg l ler sürdüğü alternat fler b z m ç n ne kadar yer nde çözümler sunar? İdeal b r eğ t m s stem nde aklın rolü tam olarak ne olmalıdır? İslam eğ t m s stem nde c hadın nasıl b r fonks yonundan bahsed leb l r? Bu ve benzer sorulara k tabın yazarı açık gönüllülükle cevap verm ş, okuyucuya alternat f çözüm yolları sunmuş. HÜR İSLAM EĞİTİMİNE DOĞRU B ld ğ m z akadem k kurumlar olan ün vers teler n yanında b r de davranışlarıyla, hal ve tavırlarıyla, yönlend rmeler yle k ş n n eğ t m ne büyük katkıda bulunan nsanlar vardır. O nsanlarla tanıştığımızda hayatımız değ ş r, dünyaya apayrı b r noktadan bakmaya başlarız. Bu k tap bu kaynak k ş lerden b r ne, M. Zah d Kotku'ya da rd r. İslam F lozofu İbn Rüşd Yazarı: Rızaedd n İbn Fahredd n Gündoğan Yayınları ...Otuz başlığa bölünmüş olan eserde, İbn Rüşd'ün yaşamı, k ş l ğ , eserler , d n ve felsefi nançları hakkında kısa b lg ler ver lm ş, ayrıntıya g d lmem şt r. Süleyman Naz f' n İbn Rüşd'ü Türklere daha ayrıntılı b r b ç mde tanıtacak b r MUSA CARULLAH BİGİYEF Musa Carullah'ın düşünces nde ffet, ct had, sabır, h lm, af, cömertl k ve takva g b yüce hasletler aslında hürr yet n b rer şubeler d r. Bu manada b reyler hür olan b r toplumun fertler n n hür fik rler nden, bar kahak katten başka ne doğab l r? İslam da muteber olan, fik r b rl ğ değ l, kalp b rl ğ d r. F k rler ne kadar muhtel f olursa olsun, kalp b rl ğ İslamın en büyük esasıdır. İslam dünyasının Yazarı: yaşadığı sömürgeleşme sürec n nasıl Mehmet aşab leceğ le lg l yaptığı mücadelen n Görmez, safhalarını anlatır.İslam coğrafyasını D yanet Vakfı karış karış dolaşır.Alternat f b r medrese Yayınları model ,müfredatı üzer ne kafa yorar, çalışma başlatır.Afgan 'n n öze dönüş projes n n fikr vers yonu den leb l r. K tap, İslam ülkeler nde eğ t m ve öğret m n esasları; uğursuz b r fikr mücadelen n kaynağı; İslam öğret m ç n b r program konulması; okutulması gereken en lüzumlu dersler; Müslümanların üstünlüğü ve yüklend kler görev; davanın ruhuyla dolup taşmak ve halkla karışıp görüşmek; öğret m n ve eğ t m s stem n n yen den yapılması; kültürlü yen nes lde batı düşünces n n zler ve tes r g b eğ t mle lg l temel meseleler m z şlemekted r. monografin n yazılması d leğ se bugüne kadar gerçekleşmem şt r. Sanıyorum k bu durum, öteden ber hem geçm ş m ze hem de felsefe g b gerçekten seçk n b r düşünsel etk nl ğe yabancılaşmış olmamızla açıklanab l r. Genç Müslüman'a Modern Dünya Rehber , Yazarı: Seyy d Hüsey n Nasr, İZ Yayınları Neredeyse bütün sosyal, ekonom k, kültürel vd. faal yet alanlarının İslâm'a ve onun temel prens pler ne aykırı olduğu b r çağda yaşıyoruz. Toplumsal hayatın temel taşlarının İslâm yok sayılarak döşend ğ bu dünyada genç Müslüman ne yapacaktır? Elbette k modern dünyayı yok sayıp kend zole hayatını yaşamayacak, Batıya ve onun eser olan modern dünyaya gür, kuvvet n manından ve geleneğ nden alan b r sesle yanıt verecekt r. K tap, modern zamanlarda Müslümanların nasıl yaşayab lecekler le lg l şaret taşları mesabes nded r. 38 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Eğ t mle İlg BAŞLARKEN DÜŞÜNCENİN OKULLAŞMASI l Alternat f K tap L stes KİTABA VE OKUMAYA DAİR Ed tör: Üm t Ergül, Kalender Yıldız, Sızıntıdan Damlalar, Işık Yayınları Yazarı: Kürşad Atalar Pınar Yayınları Müslüman dünyası, yen b r dönem n eş ğ nde bulunuyor. Pek çoğumuz belk gel şmeler n seyr n algılamakta b le zorlanıyoruz ama geleceğ n dünyasını nşa etme noktasında tek alternat f olarak İslam'ın kaldığı bugün artık rahatlıkla söyleyeb l r z. Hâl hazırda Müslümanlar, küresel b r güç olab lecek mkânlardan yoksundurlar; ancak bütün yerküre üzer nde bu potans yel ha z başka b r alternat f düşünce, nanç s stem veya deoloj de bulunmamaktadır. K tap, bu potans yel n nasıl harekete geç r leb leceğ le lg l b r proje sunuyor. K tap; ışığın davetç s ... Okumak, k tabın ışık çağrısına cevap vermek... Yazı, kend n fade etmen n, kelamın kalıcı hal ... Okumak; arınmak, k tap; çoğalmak, yazmak, paylaşmaktır... K m yazarlar, okur seçer, k m okurlar yazar seçer. Seç c olan k mse ne aradığını b len k msed r... Ne aradığını ve nerede araması gerekt ğ n b lenler er ya da geç aradıkları şey bulacaklardır. K tap, okuma ve yazı hakkında çok şey söylemek mümkün, ama aslında en y s bu mesele üzer ne h çb r şey söylememekt r... İç n zde eks kl ğ n duyduğunuz şey n ne olduğunu en y b l rs n z. İy okumalar... DİN EĞİTİMİNDE MÜKAFAT VE CEZA Yazarı: Mehmet Em n Ay, Gül Yurdu Yayınları K tapta d n eğ t m nde mükâfat ve ceza konusu, a le, örgün ve yaygın eğ t m kurumları perspekt finden ele alınarak, gen ş b r bakış açısıyla ve detaylarıyla ncelenmeye çalışılmıştır. B n öğrenc le yüz öğretmene uygulanan anketler n b lg sayar ve stat st k programları aracılığıyla değerlend r ld ğ bu eser, mükâfat, ceza, dayak ve falaka g b , konuyla yakından alakalı kavramları ele alan 300'ü aşkın kaynak gözden geç r lerek hazırlanmış. Anne babaları, eğ t mc ler yakından lg lend ren bu çalışmanın, özell kle d n eğ t m yle lg lenen her kes mden nsanımıza da öneml b lg ler vereceğ n düşünüyoruz. DİNİ İLİMLERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI Günümüzde İslam d n özünü muhafaza etmekle beraber, geçm ş m lletler n d nler n n üzer ne kümelenm ş aynı türden tozların (b dat ve hurafeler n) sıkıntısını çekmekted r. Şu kadar var k İslam d n n n özü (Kur'an-ı Ker m) d ğer semav şer atların aks ne tahr flerden korunmuştur. İslam d n n yen den yapılandırmak ç n yapılacak lk ş sonradan yapılan lavelerden onu ayıklayıp tem zlemekt r. İslam d n bu beşer kaynaklı lavelerden tem zlenmed kçe, lah d n hya ç n atılacak h çb r adım asla başarıya ulaşamayacaktır. Eser bu ayıklanmanın nasıl yapılacağı le lg l b lg ler ver yor. Yazarı: Vah düdd n Han Özgü Yayınları BİR ĞİTİMCİ OLARAK AKİF EĞİTİMDE YANLIŞ YÖNTEMLER Bu çalışma, İst klâl Marşı şa r m z Mehmet Âk f Ersoy'un eğ t mc yönünü, toplumu eğ tme konusundak fik rler kend eserler referans alınarak anlatılmaya çalışılıyor. Kurtuluş savaşı yıllarında ve akab nde meydana gelen Batılılaşma serüven n n Yazarı: yarattığı yozlaşmayı, takl tç l ğ Abdullah eleşt ren Ak f, alternat f eğ t m Özbek, s stem n n oluşumunda yerel Selam Yayınları d nam kler n önem ne nananlara ş rler yle tercüman oluyor. Eğ t mde yanlış yöntemlerden kastımız, eğ t m n amacına ulaşmak ç n eğ tmen tarafından uygulanan ancak yıkımdan başka h çb r etk s olmayan söylemler, davranışlar ve tavırlardır. Bu yöntemler hakkında ş md ye kadar yazılmış eserler ya araştırma eser değ ld r ya da b r ps kologun elde etm ş olduğu Yazarı: tecrübeler yazıp k taplaştırmasıdır. M. Rıza Ka m Eser eğ t mdek yanlış yöntemler Mukaddem, el b lg nler m z n fadeler ışığında Mustafa Yayınları serded yor. 39 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Eğ t mle İlg BAŞLARKEN DÜŞÜNCELER 1 KAVRAMALAR l Alternat f K tap L stes DÜŞÜNCELER 2 KURUMLAR Yazarlar: Seza Karakoç, Drlş Yayınları Yazarlar: Seza Karakoç, Drlş Yayınları B z, nsanî olguda, marks zm n ve her türlü materyal zm n zıddına, ruhî faktörü altyapı, temel Yazarı: Burhanedd n Ez Zernuc , Fey z Yayınları olarak kabul ed yoruz. Maddî - ekonom k faal yetler bunun b r sonucu ve yansıması, net ce t bar yle üstyapısını teşk l ederler. Ayn kl mde, meden yetçe yüksel ş ve alçalış dönemler n n olması başka türlü açıklanamaz. B ze, meden yet, b r deal olan nsanların büyük fedakârlıklarla gerçekleşt rd kler b r harekett r. "İdeal" ve "fedakârlık", "özver " se, maddî faktörlere aykırı ve karşıt ter mlerd r. "Fayda" faktörü meden yette b r amaç değ l, b r araçtır. İnsanların " y yaşama" stekler , düşünülürse, b r amaç değ l, asıl amaçlarını gerçekleşt rmede b r araçtır. Ama amaca b t ş k b r araç bulduğundan, b r yanıltışla, k m nsanlara amaç g b gözükeb l r. Üstad Seza Karakoç, devlet başkanlığı, ün vers te, telev zyon ve s nema g b kavramları geçm şle sağlıklı b r bağ kurarak, ümmet mefhumunu merkeze alarak rdel yor.Eğ t mde İslam klas kler n n şlenmes n n altını ç z yor.demokras ,cumhur yet,se ç m g b kavramlara İslam b r perspekt fle anal z ed yor.Meden yet m z n yen den d r l ş nde eğ t m kurumlarının üstlenmes gereken rol le lg l yol göster yor İSLAM DEKLARASYONU Yazarı: Al ya İzzetbegov ç, F de Yayınları Bugün kamuoyuna sunduğumuz b ld r , yabancılara ve şüphe ç nde olanlara, İslam'ın şu veya bu s stem n, şu veya bu düşünce grubunun üzer ndek üstünlüğünü spatlayacak b r met n değ ld r. B ld r , hang tarafta olduklarını apaçık b r b ç mde kalpler nde h sseden ve nereye a t olduklarını b len Müslümanlara yönel kt r. Bu g b nsanlar ç n bu b ld r , onların sevg s ve a d yet n n ne g b görevler yükled ğ hakkında gerekl sonuçların çıkarılması ç n b r çağrıdır. Al ya İzzet Begov ç "hedefim z; Müslümanların İslamlaşması, sloganımız; İnanmak ve mücadele etmek" d yerek "İslam Deklarasyonu"nu yukarıdak fadelerle lan ed yordu. TALİMÜL MÜTEALLİM K tap, Hz Peygamber(s.a.s)' den nt kal eden, âl mler yolu z nc r le günümüze kadar gelen l m ve bu lm n yayılmasına sebep olan fey z ve berekete na l olmak steyen herkese bu eser n her b r b rer elmas değer ndek tavs yeler n öğrenerek onlara r ayet etmeler çok öneml d r. Müell f, karşılaşılan sorunları halletmede l m ç n l m prens b yer ne, Allah rızası ç n l m prens b n öğrenc n n b r nc derecede eğ t m-öğret m maddes olarak tavs ye etmekted r. Anadolu'dak Amer ka Yazarı:Uygur Kocabaşoğlu, İmge K tabev Yayınları Tüm 19.yüzyıl ve 20.yüzyılın lk çeyreğ m syonerl ğ n altın çağıdır. Z ra bu çağ aynı zamanda kap tal zm n emperyal zme dönüştüğü çağdır. Bu dönüşümde araçsal görev üstlenen kurumlardan b r s de m syoner okullarıdır. M syoner okulları, Amer kan m syoner faal yet n n b r tür v tr n olmuştur. Bu okullar b r yandan Osmanlı İmparatoluğu'ndak "Amer kan çıkarları"nın bel kem ğ n oluşturuyor, b r yandan da "Yen Dünya"nın eğ t m alanındak prest j n s mgel yordu. Bu k tapta Amer kan m syonerler n n 19.yüzyıl Anadolu'sundak serüvenler n , yapılan çalışmaların stat st kler n bulacaksınız. 40 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Eğ t mle İlg BAŞLARKEN l Alternat f K tap L stes İslam'da Eğ t m İslam D nam zm ve Entelektüel Atalet Yazarı: Kad rüdd n Ahmed, İlke Yayınları K tap, İslam kültürün; ne İslam aydınlanmanın tamamıyla durduğu uzun dönemde, ne de Müslümanların s yas zayıflık ve her türlü kurtuluş reçetes n n boşa çıkmasından muzdar p oldukları 18. Ve 19. yüzyıllarda, canlılık ve enerj s n kaybetmed ğ üzer ne b r tezd r. Teze göre bu d nam zm b zzat Müslümanlar tarafından, yen l kç düşüncelere karşı, kend ler n korumak amacıyla kontrol altına alınmıştır. Bu kontrol mekan zması se entelektüel yaratıcılığı tahd t etme şekl nde tezahür etm şt r. İslam'da Eğ t m, Prof.Dr. Bayraktar Bayraklı, Bayraklı Yayınları K tap, Batı eğ t m s stem n n bell düşünceler ve bu akımların bell düşünürler n , İslam eğ t m tar h n , İslam eğ t m n sah p olduğu özell kler temel kaynaklarımızı referans kılarak anlatıyor. Korku, gazap, azgınlık, k b r, hased g b kavramların eğ t m üzer ndek olumsuz etk ler n ; kıssaların, ç gözlem n, tab at olaylarının eğ t m üzer ndek olumlu etk ler n daha çok Kuran ve sünnetten del llerle d le get r yor. MODA CLUB Biz Modayız www.zg y m.com Merkez: M. Kemal Cad. No: 140 Şube: M. Kemal Cad. No: 62 Kahta / Adıyaman Merkez Tel: 0 416 725 64 65 Şube : 0 416 726 29 37 41 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 BAŞLARKEN Meden yet m z n Yen den İhyası İç n DOSTUM Mustafa İslamoğlu Yen b r şyer açmışsın. Hayırlı, mübarek olsun. Heyecanını anlıyor, sev nc n paylaşıyorum. Sen nle paylaşmak sted ğ m başka şeyler de var. Umarım k , sen de ben anlarsın. “Hayırlı olsun” demek kolay. Ama “hayırlı kılmak” o kadar kolay değ l. Mübarek olsun demek kolay. Ama berekete na l olmak o kadar kolay değ l. Çünkü, parçada n ce hayır görünen şeyler vardır k , onu bütün ç ndek yer ne yerleşt r nce h ç de hayır olmadığı görülür. Neden mübarek değ l, şte o zaman anlaşılır. Sen sen ol, parçaya bütünden kopuk değer b çme. Başı gövdeden ayırırsan, ne başın ne gövden n değer kalır. Parçayı a t olduğu bütün ç nde değerlend r. Gerçek hayır o zaman tecell edecekt r. O zaman mübarek olacaktır. Çünkü her parça bereket n bütünden alır. B r de parçayı a t olduğu yere koy da seyret. O zaman duyduğun heyecan, daha farklı b r heyecan olacaktır. “Allah'ın gör ded ğ yer” şte orasıdır. Oradan bakarsan, “Ne varlığa sev n r m / Ne yokluğa yer n r m” sırrına erers n. Oradan bakarsan, “Ey Şamlılar! S z n taptığınız ayağımın altındadır!” d ye haykıran adamı yüreğ nde duyarsın. Orayı kazınca, ne çıkacağını b l rs n. Oradan bakarsan, “el n kârda gönlün Yârda” olur. B l rs n k , gönlünü da kâra kaptırırsan Yâra b r şey kalmaz. Oradan bakarsan, el n kaldırır “Ya Rab! El m zde çok eyle, gönlümüzde yok eyle!” d ye n yaz eders n. Dostum! Unutma, dünyalık b r okyanus, sense bu okyanusta b r gem s n. Yol hayattır. Yolunu y t ren hayatını y t r r. Yolunu bulan hayatını bulur. Gem n n yolu sudur. Su gem n n dışında durdukça gem yol alır. Bu saadett r. Su gem n n ç ne g rerse, gem batar. Bu felakett r. Sen h ç atını sırtında taşıyan süvar gördün mü dostum? Görsen ne derd n? Sırtta taşınan at, süvar s ne ne hayır get r r? Etrafına bak! Ne kadar malını sırtında taşıyan adam varsa, şte onlar atını sırtında taşıyan süvar lerd r. Atın yağız olsun. Atın küheylan olsun. Koşumları atlastan, üzeng s altından olsun. Fakat sen sırtında ol. O sana b nmes n, sen ona b n. Hayırlı mal, sah b n n sırtına b nd ğ maldır. Onu menz l ne ulaştıran b r b nekt r. Sah b n n sırtına b nen mal asla hayır get rmez. Çünkü artık “sah p” le “mal” yer değ şt rm şt r. Mal onun sah b d r. Mal onu sted ğ yere sürer. Mal ona gem vurur. Mal onun süvar s olur ve sted ğ yere sürer götürür. Malı süvar s olan ney n sah b d r dostum? Tut k dünyalar onun olsun. Fakat karşılığında kend s n verm şse, ney elde etm şt r? Söyler m s n, böyle b r alışver şten kazançlı çıkmak mümkün müdür? Kend n z vererek aldığınız h çb r şeyden kârlı çıkamazsınız. Ortada “ben m” d yecek b r kalmamıştır k , “sah p” olmaktan söz ets n. Kend n kaybeden, ney kazanab l r k ? Dostum, kend ne mukayyet ol. Mukayyet ol k ; den z gem s z, gem kaptansız, kaptan rotasız kalmasın. Yol yolcusuz, yolcu yolsuz, at süvar s z kalmasın. Hz. Süleyman'la Karun'u ayıran ç zg budur şte. Fakat Süleyman atına kend s n taşıttıran süvar yd , Karun atını sırtında taşıyan süvar . Dostum, şu Kur'anî duaya yürekten am n de: “Rabb m z! B ze dünyada da güzell k ver ah rette de; ve b z (el m zle yaktığımız) ateş n azabından koru!” (2.201) 42 Eğitimle Diriliş Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1 Kahta Diyalog Gazetesi Hizmet Ağını Genişletti Katalog - Broşür Derg - K tap Af ş - El İlanı Antetl Kağıt Özel Kartv z t Tasarımları Özel Davet ye - Zarf İnsert Ve D ğer tüm matbaa şler yle H zmet n zdey z... Tüm matbaa ve of s şler n z ç n D yalog Gazetes nden tekl f stey n! DAĞ YAPI Ev Hayali Kuranlar Için ..! Emlak-Müteahh tl kİnşaat-San.ve T c. Ltd. Şt . Gsm: 0505 298 02 92 ADRES: Turgutre s Mah. İst klal Cad. Gürsoy Apt. No:10/A ADIYAMAN www.dagyap .net İKBAL KÜLTÜR VE YARDIM DERNEĞİ İLİM VE İRFAN GÖNÜLLÜLERİNİN BULUŞMA ADRESİ Sizde Bir İyilik Yapın “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.” (Al-i İmran 104) www.kahtaikbalder.com kahtaikbalder@hotmail.com Yen Mah. Celalett n Cam Yanı No:24 Kahta / Adıyaman İSLAM VE BATI EĞİTİMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI B atılı tal m ve terb ye felsefes nde asıl konu t o p l u m ' d u r. İ s l a m tal m ve terb yede se “ nsan“ dır. Batılı tal m ve terb ye, “ güçotor te“ peş nded r. İslam tal m ve terb yede, “hak kat“ talep ve arama söz konusudur. Batı tal m ve terb yes , sonuç t bar yle “teknoloj “ ye yönel k ve ona dayalıdır. İslam tal m ve terb ye se, “ deoloj “ ye yönel kt r. Batılı tal m ve terb ye eğ t m , İslam tal m ve terb ye olgunlaşma ve yet şmey hedefler. Batılı tal m ve terb ye toplumsal davranışı, İslam tal m ve terb yes nsan ahlakın gel şmes n hedefler. Batılı tal m ve terb yes nde nsan, toplumun aracı, İslam tal m ve terb yede, nsan “hedef “, toplumun ht yacı araçtır. Batılı tal m ve terb yede slogan: Yaşayış ve mutluluk. İslam tal m ve terb yen n sloganı güzell k ve kemald r. Batılı tal m ve terb ye nsanda “l yakat” n tem n n , İslam tal m ve terb yes se nsanda “faz let “ n tem n n hedefler. Batılı tal m ve terb yede pragmat zm (faydacılık) egemen ruhtur. İslam tal m ve terb yede rad kal zm egemen ruhtur. Batılı tal m ve terb yede yönel ş serbestt r. İslam tal m ve terb yede yönel ş mesul yetl d r. Batılı tal m ve terb yede real zm (gerçekç anlayış), İslam tal m ve terb yede deal zm hâk md r. Batılı tal m ve terb ye r salet , sosyal düzende nsanın yer n bel rler, İslam tal m ve terb yes h lkat (yaratılış) n zamında nsanın yer n bel rler. Batılı tal m ve terb yede fikr n alt yapısı l md r. İslam tal m ve terb yede (fikr n altyapısı) h kmet (anlayış, l m, aydınlık görüşü, h dayet) t r. Batılı tal m ve terb ye, evren b l nc n n rüştünü, İslam tal m ve terb ye öz b l nc n olgunluğunu hedefler. Batılı tal m ve terb ye “mukted r nsan”yaratır. İslam tal m ve terb ye “sal h nsan” yaratır. Batılı tal m ve terb ye meden yete doğru yönel r. İslam tal m ve terb ye kültüre doğru yönel r. Batılı tal m ve terb ye “meden toplum” yaratır. İslam tal m ve terb ye “meden nsan“ yaratır. Batılı tal m ve terb ye “toplum“ yaratıcısı, İslam tal m ve terb yes “ümmet “ yaratıcısıdır. Batılı tal m ve terb ye tab at çevres ne hâk m olmayı, İslam tal m ve terb ye kend çevres ne hâk m olma(nefs n kontrol etme) yı amaçlar. Batılı tal m ve terb ye nsanın “olma” sına (mevcut durumuna) dayalıdır. İslam tal m ve terb ye nsanın “oluş” una (gelecektek durumu) dayalıdır. Batılı tal m ve terb ye nsanı, kend ne h zmet etmeye ve “toplum“un selahını gözetmeye sevk eder. İslam tal m ve terb ye, nsanı topluma h zmet etmeye ve kend selahını gözetmeye çağırır. Batılı tal m ve terb yede amaç “var olan“ı koruma ve güçlend rmed r ( lm n beyan ett kler ). İslam tal m ve terb ye “olması gereken“ yaratma ve olgunlaştırmadır (d n n beyan ett kler). Al Şer at Hür Düşünce Mekteb Dr. Al Şer at