ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Sertaç ÖZTÜRK CMS-CASTOR ALT DETEKTÖRÜNÜN FOTOTÜPLERİNİN KALİTE KONTROL TESTLERİ FİZİK ANABİLİM DALI ADANA, 2007 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ CMS-CASTOR ALT DETEKTÖRÜNÜN FOTOTÜPLERİNİN KALİTE KONTROL TESTLERİ Sertaç ÖZTÜRK YÜKSEK LİSANS TEZİ FİZİK ANABİLİM DALI Bu tez ......../…...../ 2007 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir. İmza............…………… İmza...................….….. İmza..............……… Prof.Dr. Gülsen ÖNENGÜT Doç.Dr. İsa DUMANOĞLU Yrd.Doç.Dr. Sami ARICA DANIŞMAN ÜYE ÜYE Bu tez Enstitümüz Fizik Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü Bu Çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: FEF.2006.YL.35 Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir. ÖZ YÜKSEK LİSANS CMS-CASTOR ALT DETEKTÖRÜNÜN FOTOTÜPLERİNİN KALİTE KONTROL TESTLERİ Sertaç ÖZTÜRK ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FİZİK ANABİLİM DALI Danışman: Prof. Dr. Gülsen ÖNENGÜT Yıl: 2007 Sayfa: 71 Jüri: Prof. Dr. Gülsen ÖNENGÜT Doç. Dr. İsa DUMANOĞLU Yrd. Doç. Dr. Sami ARICA CASTOR, CMS deneyinin bir alt detektörüdür ve 5,5 7,1 pseudorapidite aralığını kapsayacaktır. CASTOR’ da sinyal, çarpışma sonucu oluşan rölativisttik yüklü parçacıkların CASTOR detektöründen geçerken oluşturacakları Cherenkov ışınımıdır. Bu ışınım fototüpler tarafından varlanacak ve parçacıkların türleri ve enerjileri hakkında bilgi sağlayacaktır. Bu fototüpler CASTOR’ a monte edilmeden önce yanıtlama zamanı parametreleri (elektron geçiş süresi, sinyalin yükseliş süresi, puls genişliği), kazanç, karanlık akım, doğrusallık gibi bazı çalışma parametrelerinin test edilmesi gerekir. Bu tez çalışması fototüplerinin test sonuçlarını içermektedir. Anahtar Kelimeler: CMS, CASTOR, BHÇ, Fototüp, Kalorimetre I CMS-CASTOR ABSTRACT MSc THESIS THE QUALITY CONTROL TESTS OF CMS-CASTOR SUB DETECTOR’S PHOTOTUBES Sertaç ÖZTÜRK DEPARTMENT OF PHYSICS INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF ÇUKUROVA Supervisor: Prof. Dr. Gülsen ÖNENGÜT Year: 2007 Pages: 71 Jury: Prof. Dr. Gülsen ÖNENGÜT Doç. Dr. İsa DUMANOĞLU Yrd. Doç. Dr. Sami ARICA CASTOR is a sub-detector of the CMS experiment and it will cover 5,5 7,1 pseudorapidity range. The signal in CASTOR will be Cherekov light produced by relativistic charged particles passing through CASTOR after collision. This light will be detected by PMTs and it will provide information about the type and energy of particles. Before assembling CASTOR, these PMTs have to be tested for operational parameters such as timing characteristics (transit time, rise time, pulse width), gain, dark current, linearity. This tesis includes the test results of CMSCASTOR’s PMTs. KeyWords: CMS, CASTOR, LHC, Phototube, Calorimeter II TEŞEKKÜR Bu tezin başlangıcından bitişine kadar sahip olduğu engin bilgi ve deneyimini benden esirgemeyen, değerli zamanını bana ayıran sevgili hocam ve danışmanım Prof. Dr. Gülsen ÖNENGÜT’ e sonsuz teşekkür ederim. Tezin oluşum süresince laboratuardaki sistemlerin çalışır hale gelmesinde en büyük pay sahibi olan Doç. Dr. İsa DUMANOĞLU’ na teşekkür ederim. Haftasonlarıda dahil olmak üzere Adana yazının sıcağında laboratuarda beraber çalıştığımız, bana hem bir hoca hem de bir arkadaş olan Dr. Kenan SÖĞÜT’ e teşekkür ederim. Tezin yazım sürecinde bana destek olan sevgili arkadaşım Hüseyin ŞAHİNER’ e teşekkür ederim. Sayesinde buralara geldiğim anneme ve bana hep destek olan nişanlım Filiz YÜCE’ ye teşekkür ederim. Ayrıca yardımlarından dolayı tüm Yüksek Enerji Fiziği Grubuna teşekkür ederim. III İÇİNDEKİLER SAYFA ÖZ……………………………………………………………………………………I ABSTRACT…………………………………………………………………………II TEŞEKKÜR…………………………………………………………………………III İÇİNDEKİLER…………………...…………………………………………………IV ÇİZELGELER DİZİNİ……………………………………………………………...VI ŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………………………………...VII SİMGELER VE KISALTMALAR…………………………………………………..X 1.GİRİŞ……………………………………………………………………………….1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR…………………………………………………………3 2.1. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ)……………………………………..…...3 2.1.1. Hızlandırıcı…………………………………………………………….3 2.1.2. BHÇ Fiziği……………………………………………………………..7 2.2. CMS ( Compact Muon Solenoid) Detektörü…………………………………8 2.2.1. İzleyici………………………………………………………………...11 2.2.2. Elektromanyetik Kalorimetre (EKAL)……………………………….11 2.2.3. Hadronik Kalorimetre (HKAL)………………………………............13 2.2.4. Mıknatıs………………………………………………………............14 2.2.5. Müon Sistemi…………………………………………………............14 2.3. CASTOR (Centauro And Strange Object Research) Detektörü…………….15 2.3.1. CASTOR Dedektörünün Özellikleri………………………….............16 2.3.2. CASTOR Dedektörü İçin Fizik Programı…………………….............19 2.3.2.1. Proton – Proton Etkileşmesi………………………….............21 2.3.2.2. Proton – Çekirdek Etkileşmesi……………………….............21 2.3.2.3. Çekirdek – Çekirdek Etkileşmesi…………………….............22 3. MATERYAL VE METOD……………………………………………………….24 3.1. Fotoçoğaltıcılar……………………………………………………………...24 3.1.1. Temel Yapısı ve Çalışması…………………………………………...24 3.1.2. Fotokatot……………………………………………………………...26 3.1.3. Elektron Görsel Çıkış Sistemi………………………………………...30 IV 3.1.3.1. Toplama Verimliliği………………………………………….31 3.1.4. Elektron Çoğaltıcı Bölüm…………………………………………….32 3.1.4.1. Dinot Biçimi………………………………………………….32 3.1.4.2. Çoğaltıcı Yanıtı : Tek Elektron Spektrumu………………….35 3.1.5. İşleme (Çalışma) Parameteleri………………………………………..36 3.1.5.1. Kazanç ve Voltaj Temini…………………………………….36 3.1.5.2. Voltaj Bölüşümü……………………………………………..38 3.1.5.3. Elektrot Akımı. Doğrusallık…………………………….........40 3.1.6 . Zaman Tepkisi ve Çözünürlüğü……………………………………...41 3.1.7. Gürültü………………………………………………………………..44 3.1.7.1. Karanlık Akım……………………………………………….44 3.1.7.2. İstatistiksel Gürültü…………………………………………..45 3.1.8. Çevresel Faktörler…………………………………………………….46 3.1.8.1. Çevre Işığı……………………………………………………46 3.1.8.2. Manyetik Alan……………………………………………….47 3.1.8.3. Sıcaklık Etkisi………………………………………………..47 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR…………………………………………………48 4.1. Giriş………………………………………………………………………….48 4.2. Çukurova Üniversitesi Yüksek Enerji Fiziği Laboratuarı…………………..50 4.3. Fotoçoğaltıcıların Kalite Kontrol Testleri ve Sonuçları……………………..51 4.3.1 Yanıtlama Zamanı Parametreleri……………………………………...51 4.3.2. Kazanç………………………………………………………………...57 4.3.3. Karanlık Akım………………………………………………………...62 4.3.4. Doğrusallık……………………………………………………………63 4.3.5. Toplama Verimliliği…………………………………………………..65 5. SONUÇ…………………………………………………………………………...67 KAYNAKLAR……………………………………………………………………...69 ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………………71 V ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA Çizelge 2.1. Genel BHÇ parametreleri (Akgun,2003).…………………….………...6 Çizelge 2.2. CASTOR kalorimetresinin özellikleri (Mavromanolakis,2004)………19 Çizelge 3.1. Fotokatot Karakteristikleri (RTC kataloğu)…………………………...28 Çizelge 4.1. Hamamatsu R5380 fotoçoğaltıcı tüpün özellikleri (Hamatsu,2006)…..49 Çizelge 4.2. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için karanlık akımın ölçülen ve Hamamatsu firması tarafından verilen değerleri………………….…....63 VI ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA Şekil 2.1. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı………………………………………….……5 Şekil 2.2. BHÇ ve LEP için hızlandırma zinciri (Akgun,2003)……………………...5 Şekil 2.3. BHÇ tüneli…………………………………………………………………6 Şekil 2.4. BHÇ’ deki Higgs üretimi için Feynman diyagramları; tt ortak üretimi (Akgun,2003)…………………………………………………………..…..7 Şekil 2.5. BHÇ’ deki Higgs üretimi için Feynman diyagramları; W,Z ortak üretimi (Akgun,2003)…………………………………............................................7 Şekil 2.6. CMS detektörünün üç boyutlu görünümü…………………………………9 Şekil 2.7. CMS detektörünün enine görünümü……………………………………...11 Şekil 2.8. CMS detektöründe parçacıkların sahip olduğu iz ve yörüngeler………....11 Şekil 2.9. CMS detektörünün uzunlamasına görünümü…………………………….12 Şekil 2.10. CASTOR detektörünün şematik şekli…………………………………..17 Şekil 2.11. CASTOR detektörü (Gladysz-Dziadus,2006)...……………….………..18 Şekil 2.12. BHÇ’ de Pb-Pb çarpışması için pseudorapidite bölgesine karşı parçacık sayısı (üstte) ve enerji (aşağıda) dağılımları (Norbeck,2006)….....……..20 Şekil 3.1. Bir fotoçoğaltıcı tübün şematik şekli (Philips,1994)……………….....….24 Şekil 3.2. Çeşitli tür ve boyutlardaki fotoçoğaltıcı tüpler (Hamamatsu,2006).……..25 Şekil 3.3. Çeşitli materyaller için kuantum verimlilik (Electron Tubes,2006).….….27 Şekil 3.4. Fotoemisyon olayı (Philips,1994).………………………………………..29 Şekil 3.5. Tipik bir fotoçoğaltıcı için elektron görsel çıkış sistemi (Schonkeren,1970)...………………………………………......................30 Şekil 3.6. Uygulanan potansiyele bağlı olarak toplama verimliliği. (Hamamatsu ,2006)….……………………………...….................................................31 Şekil 3.7.a-d. Fotoçoğaltıcılar için çeşitli dinot biçimleri (Philips,1994): (a) Panjur, (b) Lineer odaklayıcı, (c) Kutu ve ızgara, (d) Dairesel odaklayıcı………34 Şekil 3.8. Farklı dinot biçimleri için doğrusallık: (a) kutu ve ızgara tipi, (b) standart voltaj bölüşümü ile panjur tipi, (c) yüksek akım voltaj bölüşümü ile panjur tipi, (d) çok yüksek akım bölüşümü ile lineer odaklayıcı (EMI,1979)…...34 VII Şekil 3.9. Mikrokanal levha biçiminin şematik şekli (Philips,1994). Her bir kanal sürekli bir dinot gibi davranır……………………………..………...........35 Şekil 3.10. Tek elektron spektrumu, (a) lineer odaklayıcı fotoçoğaltıcı için, (b) panjur tipi fotoçoğaltıcı için. (Schonkeren,1970)……...……..…….…………..36 Şekil 3.11. Gelen elektronun enerjisinin fonksiyonu olarak yaygın olarak kullanılan dinot materyallerinin ikincil yayınım katsayıları (EMI,1979)…...….….38 Şekil 3.12. Voltaj bölüşüm devreleri. (a) Sadece direnç kullanılan, (b) direnç ve zener diyot kullanılan voltaj bölüşüm devresi (Hamamatsu,2006).....….39 Şekil 3.13. Transistor kullanılarak yapılmış bir voltaj bölüşüm devresi (Hamamatsu.2006)….…………………………………………………..40 Şekil 3.14. Farklı aydınlatma şiddetleri altında fotoçoğaltıcı anot ve katotunun akım -voltaj karakteristikleri (Schonkeren,1970)……………………..……....41 Şekil 3.15. Geçiş süresi farklılığı (Schonkeren,1970)………………………………42 Şekil 3.16. Hızlı bir fotoçoğaltıcının elektron çıkış sistemindeki eşpotansiyel çizgileri (Null,1971)…….………………………………………………………..44 Şekil 4.1. Çukurova Üniversitesi Yüksek Enerji Fiziği Laboratuarı………………..50 Şekil 4.2. Hamamatsu R5380 fotoçoğaltıcı tüp……………………………………..51 Şekil 4.3. Yanıtlama Zamanı parametreleri…………………………………………51 Şekil 4.4. Yanıtlama zamanı parametreleri ölçüm test düzeneği……………………52 Şekil 4.5. Yanıtlama zamanı parametreleri ölçüm düzeneği fotoğrafı……………...52 Şekil 4.6. LeCroy Osiloskop ekranı………………………………………………...53 Şekil 4.7. Bazı fotoçoğaltıcılar için Yükseliş süresi – Voltaj grafiği………………..54 Şekil 4.8. Bazı fotoçoğaltıcılar için Sinyal genişliği – Voltaj grafiği……………….54 Şekil 4.9. Bazı fotoçoğaltıcılar için Elektron Geçiş Süresi – Voltaj grafiği………...55 Şekil 4.10. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için elektron geçiş süresi dağılımı…..56 Şekil 4.11. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için yükseliş süresi dağılımı………...56 Şekil 4.12. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için sinyal genişliği dağılımı………..57 Şekil 4.13. Anot (solda) ve katot (sağda) tabanı…………………………………….58 Şekil 4.14. Kazanç ölçüm test düzeneği…………………………………………….58 Şekil 4.15. Kazanç test düzeneğinin dışarıdan genel görünümü……………………59 Şekil 4.16. Kazanç test düzeneği……………………………………………………59 VIII Şekil 4.17. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için kazanç – voltaj grafiği………….60 Şekil 4.18. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için 1000 V daki kazanç dağılımı…...61 Şekil 4.19. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için 1100 V daki kazanç dağılımı…...61 Şekil 4.20. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için karanlık akım – voltaj grafiği…..62 Şekil 4.21. 6982 numaralı fotoçoğaltıcı için 1000 V daki anot akımı – optiksel yoğunluk grafiği………..………………………………………………..64 Şekil 4.22. 6665 numaralı fotoçoğaltıcı için katot akımı – voltaj grafiği…………...65 IX SİMGELER VE KISALTMALAR YEF : Yüksek Enerji Fiziği SM : Standart Model BHÇ : Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LEP : Büyük Elektron Pozitron Hızlandırıcısı CMS : Küçük Müon Solenoid CASTOR: Centauro ve Acayip Cisim Araştırmaları ZDC : Sıfır Derece Kalorimetre CERN : Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi RHIC : Rölativisttik Ağır İyon Çarpıştırıcısı MeV : Milyon Elektron Volt GeV : Milyar Elektron Volt TeV : Trilyon Elektron Volt PS : Proton Sinkrotron SPS : Süper Proton Sinkrotron PT : Dik Momentum QCD : Kuantum Renk Dinamiği Λ : Nükleer Etkileşim Uzunluğu X0 : Işınım Uzunluğu A : Atom Ağırlığı X 1. GİRİŞ Sertaç ÖZTÜRK 1. GİRİŞ Yüksek enerji fiziği, maddeyi oluşturan temel parçacıkları ve etkileşmeleri inceleyen bir fizik dalıdır. Bu etkileşmeleri açıklamak için standart model (SM) adında bir kuram geliştirilmiştir. SM atom altı dünyayı anlamamızı sağlayan en geçerli ve en iyi kuramdır. Birçok deneysel testten başarı ile çıkmasına rağmen, SM’ in açıklayamadığı bazı sorular vardır. Bu da SM’ in ötesinde yeni fikir ve teorilerin doğmasına neden olmuştur. Ortaya atılan bu yeni teorilerin geçerli olması için mutlaka deneysel olarak gözlemlenmesi ve doğrulanması gerekir. Bu amaçla 2007 yılının sonlarına doğru çalıştırılması planlanan ve dünyanın en büyük ve en güçlü parçacık hızlandırıcısı olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ) inşa edilmiştir. Çevresi yaklaşık 27 km olan BHÇ de, kütle merkezi enerjisi 14 TeV olan iki proton hüzmesi kafa kafaya çarpıştırılacak ve evrenin ilk saniyelerindeki ortam yeniden yaratılacaktır. BHÇ halkası üzerinde bulunan dört büyük deney; CMS (Compact Muon Solenoid), ATLAS (A Torodial LHC Apparatus), ALICE (A Large Ion Collider Experiment) ve LHC-B (A Large Hadron Collider Beauty), bu araştırmalarda önemli rol oynayacaktır. CMS ve ATLAS detektörleri genel amaçlı detektörler olup, SM’ in ötesindeki çalışmalar için en uygun detektörlerdir. CMS detektörü, eklenecek iki ileri kalorimetre (CASTOR VE ZDC) ile birlikte BHÇ deki ağır iyon çalışmalarında kullanılmak için uygun hale gelecektir. Ağır iyon-ağır iyon çarpışmalarında nükleer maddeyi çok yüksek enerjilerde incelemek, kuarkların hapisten kurtuluşunu, kuark-gluon plazmasının özelliklerini incelemek mümkün olacaktır (Dumanoğlu,2003). Çukurova Üniversitesi Deneysel Yüksek enerji fiziği grubu 1996 yılından beri CMS deneyinin alt detektörlerinde çalışmalarını sürdürmektedir. Bu alt detektörlerden birisi CASTOR (Centauro And STrange Object Research) kalorimetresidir. Çarpışma sonucu oluşan rölâtivisttik yüklü parçacıkların CASTOR kalorimetresinden geçerken oluşturacakları Cherenkov ışınımı fotoçoğaltıcı tüpler tarafından algılanacaktır. 1 1. GİRİŞ Sertaç ÖZTÜRK Her bir detektör birer teknoloji harikası olup birçok bileşenden meydana gelmektedir. Bu bileşenlerden bir tanesi de fotoçoğaltıcı tüplerdir. Fotoçoğaltıcı tüpler temelde ışığı elektrik sinyaline çeviren aygıtlardır ve oldukça duyarlıdırlar. Her detektör parça ve bileşeni deneyin gerektirdiği bazı koşulları sağlamak zorundadır. Dolayısı ile her bir parça detektöre takılmadan önce mutlaka test edilmeli ve deney kriterlerine uygun olup olmadığı garanti edilmelidir. CASTOR kalorimetresinde kullanılacak olan fotoçoğaltıcı tüpler Japon Hamamatsu şirketi tarafından üretilen R5380 üretim numaralı fototüplerdir. Her detektör parçası gibi, bu fotoçoğaltıcı tüplerin de CASTOR kalorimetresine monte edilmeden önce test edilmesi gerekir. Bu amaçla, bu fototüplerden 34 tanesi gerekli kalite kontrol testlerinin yapılması için Çukurova Üniversitesi Yüksek Enerji Fiziği Laboratuarına gönderilmiştir. Kurulan test düzenekleri ile gerekli testler yapılarak detektöre yerleştirilmesi için CERN’ e geri yollanmıştır. Bu çalışmada CASTOR fototüpleri için yapılan kalite kontrol testleri ve test sonuçları detaylı bir biçimde aktarılmaktadır. 2 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 2.1 Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ) 2.1.1 Hızlandırıcı 20. yüzyılın sonlarına doğru Standart Model atom altı dünyanın en iyi betimlemesini yapan bir kuram olarak gelişti ve Standart Model’ in öngördükleri çok hassas deneylerle test edildi. Bunları çoğu CERN’ deki büyük elektron-pozitron çarpıştırıcısında (LEP) gerçekleştirildi. LEP, 1989 yılından 2000 nin sonlarına kadar çalıştı ve Standart Modelin öngördüğü Z ve W bozonlarını üretmeyi (gözlemlemeyi) başardı. Bunlara rağmen Standart Model bazı temel soruları cevaplamada başarısızdır ve bu da standart modelin ötesinde yeni fizik kuramlarının oluşmasına neden olmuştur. Bu yeni fiziği araştırmak için CERN’ deki eski LEP tünelinde yapımı hala devam eden büyük hadron çarpıştırıcısı (BHÇ) inşa edilmeye başladı. Bitirildiğinde BHÇ, 27 km uzunluğunda dünyadaki en büyük parçacık çarpıştırıcısı olacak ve kütle merkezi enerjisi s 14 TeV olan proton – proton (pp) çarpıştırmalarını gerçekleştirecektir. Bu değer Fermilab’ daki proton-antiproton çarpıştırıcısından 7 kat daha büyüktür ve yeni ağır parçacıkların üretimini mümkün kılar (Akgun,2003). LEP çarpıştırıcısının yeni fiziği araştırma potansiyeli enerjisinden dolayı çok sınırlıydı. Kütle merkezi enerjisi yaklaşık 200 GeV civarındaydı. Sinkrotron ışınımından dolayı, parçacıkların hızlandırma oyukları içerisinde kazandıkları enerji tekrar ışıma yoluyla kayıp edildiğinden ulaşılacak en üst enerji seviyesi sınırlandırılmıştı. Sinkrotron ışınımı sorunundan kurtulmak için iki yol vardır. Bir tanesi hızlandırıcının yarıçapını arttırmak, diğeri ise hızlandırılan parçacıkların kütlesini arttırmaktır (Moortgat,2004). E 4 3 4 V , 1, 3R c 3 E mc 2 (2.1) 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK Denklem 2.1 de, R hızlandırıcının yarıçapı, E parçacık enerjisi, m parçacık kütlesi ve son olarak α ince yapı sabitidir. Proton elektrondan yaklaşık 2000 kat daha büyük olduğu için, aynı tünelde enerji kaybı elektronlara kıyasla 2000 1013 kat daha küçüktür. Bu nedenden 4 dolayı bir proton çarpıştırıcısı yapılmasına karar verilmiştir. BHÇ’ de ışıklık L 10 34 cm 2 s 1 olacaktır ki bu değer günümüzdeki hızlandırıcıların ışıklığından 100 kat daha büyüktür. İlk üç yıl için BHÇ’ nin L 2 10 33 cm 2 s 1 ışıklıkla çalıştırılması planlanmaktadır. Işıklık (L), her bir demetteki parçacık sayısına ( n1 ve n2 ), dönüş frekansına (f) ve demetlerin dik profiline ( x ve y ) bağlıdır. L f n1 n2 4 x y (2.2) BHÇ, pp çarpışmalarının 40 MHz öbek geçiş oranı ile olmasını sağlayacaktır. Bunun anlamı her 25 ns de bir çarpışmanın gerçekleşeceğidir. Her öbekteki proton sayısı yaklaşık 1011 olacaktır. Protonları yüksek enerjilere ulaştırmak için bir hızlandırıcı serisi kullanılacaktır. Lineer bir hızlandırıcı protonları 50 MeV’e, Booster 1,4 GeV’e, PS 25 GeV’e, SPS 450 GeV’e ve son olarak BHÇ’ de 7 TeV enerjisine ulaşılacaktır (Akgun,2003). BHÇ’ de parçacıkların zıt yönlerde hareket edeceği iki ayrı demet kanalı vardır. Bu kanallarda demetlerin odaklanmasını sağlayacak dipol mıknatıslar vardır. Bu mıknatıslar sıvı helyum (1,9 K) sıcaklığında çalışacak ve yaklaşık 8 T lık manyetik alan oluşturacaklardır. BHÇ nin dört farklı çarpışma noktasına yerleştirilmiş dört tane deney yapılacaktır. CMS ve ATLAS çok amaçlı detektörler olup fiziğin geniş bir alanında araştırmalar yapacaktır. ALICE, Pb-Pb çarpışmaları için, LHCb ise özellikle b-fiziği alanında çalışmalar yapmak için tasarlanmıştır. 4 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK Şekil 2.1. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LEP/BHÇ Proton iyon elektron pozitron SPS Booster PS EPA Elektron-pozitron doğrusal hızlandırıcı Proton-iyon doğrusal hızlandırıcı Şekil 2.2. BHÇ ve LEP için hızlandırma zinciri (Akgun,2003) 5 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK Şekil 2.3. BHÇ tüneli Çarpışma demet enerjisi 7 TeV Enjeksiyon demet enerjisi 450 GeV Dipol alanı şiddeti 8,33 T Işıklık 10 34 cm 2 s 1 DC demet akımı 0,56 A Öbek boşluğu 7,48 m Öbek ayırımı 24,95 ns Her öbekteki parçacık sayısı 1011 Toplam geçiş açısı 300 μrad Işıklık ömrü 10 saat Her bir dönmedeki enerji kaybı 7 keV Her bir demet için toplam ışınım gücü 8,3 kW Her demette depolanan enerji 350 MJ Halkayı doldurma süresi 4,3 dk Tablo 2.1. Genel BHÇ parametreleri (Akgun,2003) 6 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK 2.1.2 BHÇ Fiziği BHÇ nin ana hedefi, Higgs bozonunun varlığını ve özelliklerini belirlemektir. Standart Model’ de Higgs bozonunun kütlesinin tahmin edilemediği iyi bilinir. Diğer taraftan Higgs kütlesi çok ağır olamaz. Aksi durumda pertürbatif rejim işlemez, bu da Higgs kütlesinde yaklaşık 1000 GeV’ lik bir üst limit oluşturur. Güncel ölçümler SM Higgs için 114,1 GeV’ lik alt limit verir. BHÇ deneyi SM Higgs bozonunun bütün kütle aralığında gözlemlenebilmesini sağlayacaktır (Akgun,2003). Şekil 2.4. BHÇ’ deki Higgs üretimi için Feynman diyagramları; tt ortak üretimi (Akgun,2003) Şekil 2.5. BHÇ’ deki Higgs üretimi için Feynman diyagramları; W,Z ortak üretimi (Akgun,2003) Standart Model’in parçacık etkileşimlerinin temel teorisi olmadığına inanmak için çeşitli nedenler vardır. Standart model daha temel bir teorinin düşük enerjilerdeki yaklaşıklığı gibi görünmektedir. İlk neden hiyerarşi problemi olarak adlandırılır. Parçacık fiziğinde hiyerarşi 7 problemi, zayıf kuvvetin neden 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK gravitasyonel kuvvetten 10 32 kat daha büyük olduğunu sorar. Her iki kuvvet de doğal sabitler içerir. Zayıf kuvvet için bu Fermi sabiti, gravitasyonel kuvvet için ise Newton sabitidir. Standart Model, Fermi sabitine kuantum düzeltmelerini hesaplamak için kullanıldığında, Fermi sabitinin yalın değeri ile kuantum düzeltmeleri arasında hassas ihmaller yapılmazsa Fermi sabiti sıra dışı bir biçimde çok büyük çıkar (http://en.wikipedia.org/wiki/Hierarchy_problem). SM’ de teori tarafından öngörülmeyen çok fazla sayıda serbest parametre vardır. Büyük birleşim teorisi bu problemi SM’ in SU(3)×SU(2)×U(1) grubu ile ifade edilen simetrisi daha yüksek bir simetrinin kendiliğinden kırınımının sonucu olarak kabullenerek çözer. SM’ deki bir diğer çelişki, 1016 GeV ’ lik enerji değerinde elektromanyetik, zayıf ve kuvvetli etkileşmelerin çiftlenim sabitlerinin tek bir değere (αG) doğru yaklaşması fakat bu birleşmenin tam olarak gerçekleşmemesidir. Bütün bu problemler evrensel bir bozon-fermiyon simetrisi öngören ve daha genel bir teori olan süpersimetri (SÜSİ) ile çözülebilir. SÜSİ bilinen parçacıkların süpersimetrik eşlerini ve bazı yeni ayar bozonlarını öngörmektir. BHÇ bu teorinin öngördüğü yeni fizik araştırmalarını sağlayacak enerji seviyesine ulaşabilecektir. BHÇ’ deki yüksek enerjili ağır iyon çarpışmaları kuark-gluon plazmasını anlamamıza da yardım edecektir (Akgun,2003). BHÇ ve özellikle LHCb detektörü, b-hadron kesiminde CP kırınımını araştıracaktır. 2.2 CMS ( Compact Muon Solenoid) Detektörü CMS, BHÇ’ nin fizik gereksinimlerini karşılamak için tasarlanmış dört deneyden bir tanesidir. CMS’ in tasarım hedefleri ve gereksinimleri aşağıda özetlenmektedir (Akgun,2003). I. Yüksek manyetik alan oluşturmak için güçlü bir süperiletken solenoid, II. Mükemmel bir müon sistemi, III. Yüksek çözünürlüklü elektromanyetik kalorimetre, 8 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK IV. ETKayip ölçümlerini gerçekleştirmek ve yüksek çözünürlükte jet belirlemek için hadronik kalorimetre, V. İz momentumlarının ölçümü için iç izleyici sistemi. Müon odacıkları İç izleyici Kristal E-Kal H-Kal Çok ileri kalorimetre Süperiletken bobin Demir boyunduruk Şekil 2.6. CMS detektörünün üç boyutlu görünümü CMS detektörü azimutsal simetri oluşturacak şekilde bir silindirik yapıya sahiptir. Uzunluğu 21.6 m, çapı 14.6 m ve toplam ağırlığı 14500 tondur. Detektörde dört tane ana alt sistem vardır. Bunlar; mıknatıs, müon sistemi, izleyici ve kalorimetrelerdir. Detektörün merkez kısmında, parçacık yönüne paralel olan 4 T’ lık bir manyetik alan uygulanmaktadır. CMS’ de sağ-el koordinat sistemi geçerlidir. xekseni hızlandırıcı haklanın merkez noktasına doğru, y-ekseni yukarıya doğru ve zekseni de parçacık demetine ve manyetik alana paralel olacak şekilde yönelmiştir. Bu koordinatlardan başka z-ekseni ile olan kutup açısı θ ve y-ekseni ile olan azimutsal 9 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK açı olmak üzere iki açı tanımlanır. Genelde kutup açısı yerine pseudorapidite (η) kullanılır. ln tan 2 (2.3) Pseudorapidite, y rapiditesinin bir yaklaşımıdır ve denklem 2.4 ile aşağıda belirtilmiştir. y 1 E pz ln 2 E p z (2.4) Burada E ve p sırasıyla parçacığın enerji ve momentumudur. Pseudorapidite, rapiditenin p >> m ve θ >> 1/γ için çok iyi bir yaklaşımıdır (Akgun,2003). 2.2.1 İzleyici CMS fizik programının önemli bir parçası, detektörün yüklü parçacık izlerini belirleme ve onların momentum ve vuruş parametrelerini iyi bir çözünürlükte ölçme kapasitesine bağlıdır. Deneyimler güçlü manyetik alan içerisindeki kuvvetli izlerin müon, elektron, foton ve jetlerin belirlenmesi için çok kullanışlı olduğunu göstermektedir (Moortgat,2004). CMS izleyici sitemi yüksek PT izlerini ( müonlar, yalıtılmış elektronlar ve hadronlar) yüksek momentum çözünürlüğü ve verimiyle yeniden yapılandırmak için kullanılacaktır. Düşük enerjili yüklü parçacıklar ( 1 GeV < PT < 10 GeV ) %85 verimlilikle yeniden yapılandırılırken, enerjisi PT >10 GeV olan parçacıklarda verim %95 e ulaşacaktır (Yetkin,2006). İzleyici alt detektörü yüksek parçacık yoğunluklu bir ortamda çalışacaktır. Bu yüzden detektörün taneli yapıda olması gerekir. Sistem, merkezi bölgedeki piksel detektörler ile geri kalan kısımlarlardaki silikon şeritlerin birleşimidir (Masetti,2005). 10 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK Şekil 2.7. CMS detektörünün enine görünümü Şekil 2.8. CMS detektöründe parçacıkların sahip olduğu iz ve yörüngeler 11 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK 2.2.2 Elektromanyetik Kalorimetre (EKAL) Elektromanyetik kalorimetre (PbWO4 kurşun tungstat kristali) elektronların ve fotonların enerjilerini yüksek duyarlılık ve doğrulukla ölçmek için tasarlanmıştır. Ayrıca hadronik kalorimetre ile jetlerin enerjilerinin ölçülmesine yardım edecektir. Şekil 2.9. CMS detektörünün uzunlamasına görünümü Elektromanyetik kalorimetre, m H 150 GeV için foton bozunum kanalındaki H fotonları ve 140 GeV m H 700 GeV kütle aralığı için de H ZZ ve H WW bozunum kanallarından gelen elektron ve pozitronları ölçerek Higgs araştırmalarında çok önemli bir rol oynayacaktır. Bu fizik amaçları için enerji çözünürlüğü çok iyi olmak zorundadır. Detektör yüksek radyasyonlu bölge içinde olacağından materyaller radyasyona karşılık dayanıklı olmalıdır. PbWO4 yüksek yoğunluğa ve küçük Molieŕe yarıçapına sahiptir. Böylece dar sağanaklara izin verilir ve sintilasyon süreçleri hızlıdır (20 ns). EKAL fıçı ve kapak bölümlerinin birleşimidir. Fıçı kısmı 1.48 aralığını, kapak bölümü ise 3 olan aralığı kapsar. EKAL’ da 8 10 5 den fazla kristal 12 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK kullanılacaktır. Yüksek manyetik alandan dolayı fotoçoğaltıcı kullanılması mümkün değildir. Fıçı bölgesi için silikon avalanj fotodiyot ve kapak bölgesi için de radyasyona dayanıklı vakum fotodiyot kullanılacaktır. EKAL için enerji çözünürlüğü aşağıda yazılı olan denklem 2.5 ile belirtilebilir (Akgun,2003). 2 2 n 2 a c 2 E E (GeV ) E (GeV ) (2.5) Burada ilk terim istatistiksel hata terimidir ve foton istatistiklerindeki ve duş içerisindeki dalgalanmaları içerir. n ; elektroniklerden kaynaklanan gürültü terimidir ve c ; kalibrasyon hatalarından ve diğer sistematik etkilerden kaynaklanan sabit terimdir. 2.2.3 Hadronik Kalorimetre (HKAL) Hadronik kalorimetre (HKAL) manyetik bobinin içinde kalan en dıştaki detektördür ve EKAL’ ı saran bir yapıdadır. HKAL, EKAL ile birlikte jetlerin enerji ve yön ölçümlerini sağlayacaktır. Ayrıca toplam görünür ve kayıp enine enerjiyi de ölçecektir. İyi bir kayıp enerji çözünürlüğü başarmak için kalorimetrenin 5 bölgesini kapsaması gerekir. HKAL, üç adet alt detektörden oluşmaktadır. Hadronik fıçı (HB) ve hadronik kapak (HE) 3 ’ lük pseudorapidite bölgesini örter ve 4 T’ lık manyetik alan içerisinde bulunur. İleri kalorimetre (HF) manyetik bobinin ve müon sisteminin dışındadır ve 5 ’ lik pseudorapidite aralığını örter. HB ve HE, 50 mm kalınlığında bakır soğurucu ve 4 mm kalınlığında plastik sintilatör levhalardan oluşan örnekleyici kalorimetrelerdir. Işık hibrit fotodiyotlar aracılığı ile varlanacaktır. HKAL, kalorimetrenin kalınlığında bütün hadronik sağnakları elde etmek için tasarlanmış olmasına rağmen, 0 ’ da yüklü pionlar için yaklaşık beş nükleer etkileşim uzunluğu, hadronik dağılımların uçlarındaki düşük enerjiyi elde etmek için yeterli değildir. Bu jet enerjilerinin tam olarak 13 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK ölçülememesine sebep olur ve bu da yeni fizik bulguları için çok duyarlı olan enine kayıp enerji ölçümlerini etkiler. Bu problemden kaçınmak ve hadronik sağanaktaki enerji dağılımının uçlarını yakalamak için bir sintilatör katmanı süperiletken bobin ile muon odacıklarının arasına, 1.4 aralığına yerleştirilmiştir (Moortgat,2004). HF detektörü etkileşim noktasından 11 m uzaklıkta ve 3 5 pseudorapidite bölgesinde yer almaktadır. HF kalorimetresi enine kayıp enerji ölçümünü geliştirecektir. 2.2.4 Mıknatıs Hadron çarpışmalarında genelde son durumda bulunan parçacıklar müonlardır. Müonların ve diğer yüklü parçacıkların yörüngelerinin eğriliği momentum ölçümleri ve yük bilgisi için gereklidir. Ayrıca mıknatıs sisteminin tasarımı, detektörün tasarımını da etkiler. CMS detektörünün mıknatısı, 13 m uzunluğunda ve 5,9 m iç yarıçapında bir uzun süperiletken selenoittir ve 4 T şiddetinde tek biçimli bir manyetik alan oluşturacaktır. Manyetik akı 1,8 m kalınlığında doyuma ulaşmış demir boyunduruktan geçerek geri döner. Boyunduruk, her biri 3 demir tabakadan yapılmış beş adet fıçı halkası ve iki adet kapaktan meydana gelmektedir. İç bobin yarıçapı izleyici ve kalorimetreleri barındırmak için yeteri kadar büyüktür. Bu yüzden mıknatıs ağırlık, büyüklük ve yapısal sertlik (rijitlik) açısından CMS detektörünün ana elementidir ve diğer bütün fıçı detektör bileşenlerini desteklemek için temel yapısal element olarak kullanılır. 2.2.5 Müon Sistemi İyi bir müon belirleme ve momentum ölçüm sistemi, CMS deneyinin temel konseptidir. Müonlar, Higgs ve SÜSİ araştırmaları için sadece onları keşfetmekle kalmaz, aynı zamanda onların özelliklerini belirlemede de önemli ipuçları ve işaretler sunar. Müonları belirlemede, müonların yüksek girişkenlik gücüne güvenilir. Bu 14 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK yüzden müon detektörleri, diğer bütün yüklü parçacıkların durdurulduğu varsayılan manyetik alanın ve kalorimetrelerin dışındadır. Müon sistemi tetikleyici ilginç olaylar için önemli bir rol oynar. Müon tetiklemesi esnek ( pT eşik değeri ayarlanabilir) ve hızlı (çarpışmadan sonra 3 μs içinde karar verebilir) olmalıdır. Müon sistemi aralarında demir tabakalar bulunan dört tane müon istasyonundan oluşmuştur. Bir fıçı kısmı ( 1.2 ) ve iki tane kapak ( 0.9 2.4 ) olacak şeklinde parçalara bölünmüştür. Son müon istasyonundan önce soğurucunun toplam kalınlığı iyi bir müon belirlemesine izin verecek 16 etkileşim uzunluğundadır. Müon sisteminde müonları varlamak ve ölçmek için üç farklı teknoloji kullanılır. Bunlar fıçı bölgesindeki sürüklenme tüpleri, kapak bölgesindeki katot şerit odacıkları ve fıçı ve kapak bölgelerinin her ikisinde yer alan dirençli plaka odacıklarıdır. 2.3 CASTOR (Centauro And Strange Object Research) Detektörü Şimdiki ve gelecekteki yüksek enerji ağır iyon deneyleri temel olarak yüksek sıcaklıklı baryonsuz rapidite bölgelerini çalışmak üzerine yoğunlaşmıştır. Baryon miktarının çok olduğu bölgede görülmesi beklenen yeni olgunun potansiyel olarak zengin olması CERN ağır iyon programının tanımlanmasına ve BHÇ’ deki ileri faz uzayının araştırılmasına yol açmıştır. Farklı kuark yoğuşmalarının görülmesi ile kuarklar arasındaki faz geçişleri çok ilgi çekici hale gelmiştir. Renk süper iletkenliği, renk süper akışkanlığı ya da uç noktalardaki faz geçişi mertebelerinin değişimi karakteristik deneysel sonuçlara yol açar. Ayrıca kozmik ışınlardan ve hızlandırıcı deneylerinden gelen bazı sonuçlar çok küçük açılarda parçacık üretimini ilginç kılmıştır. RHIC (Relativistic Heavy Ion Collider) ve HERA (Hadron Elektron Ring Anlage)’ dan alınan verilere dayanarak önerilen ve Renk Cam Yoğuşumu (Colour Glass Condensate) olarak adlandırılan QCD maddesinin önerilen yeni biçiminin BHÇ’ de kontrol edilmesi gerekmektedir. BHÇ’ de ileri doğrultuda küçük Bjorken-x (derin esnek olmayan saçılmada kullanılan bir ölçekleme değişkeni, gözlenen bir parçacığın taşıdığı momentum kesrini verir) değerlerine erişilebilecektir (GladyszDziadus,2006). 15 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK CASTOR projesi kozmik ışın deneylerinde kaydedilen anormal gözlemler sonucu ortaya atılmıştır. Başlangıçta BHÇ’ deki kurşun-kurşun çarpışmalarında ileri bölgede görünmesi beklenen farklı radikal dalgalanmaları çalışmayı hedefleyen projenin fizik programı son zamanlarda zenginleştirilmiştir. CASTOR pp ve pA çarpışmalarında sadece ağır iyon çalışmalarına değil aynı zamanda difraktif ve düşük-x fiziğine katkı sağlayacaktır. CASTOR QCD’ nin ~10-6-10-7 Bjorken-x deki tedirginmesiz bölgeyi test etme imkanını sağlayacaktır. CASTOR projesinin esinlendiği ilginç olay Chacaltaya Dağında ve Pamirler’ de yapılan kozmik ışın deneylerinde keşfedilmiştir. Bu deneylerde kullanılan tipik detektörler bir kuşun soğurucu ve duyarlı tabakaların sandviç biçiminde konulmasıyla oluşturulan alt ve üst odalardan meydana gelmektedir. Üst oda temelde, bir kozmik ışın parçacığının havada bir çekirdekle etkileşmesi sonucu oluşan elektromanyetik bileşeni tespit etmektir. Detektörün alt kısmında hadronlar gözlenmektedir. Genellikle üst detektörde görünen olayların bir kısmı, alt detektöre doğru olan devamından birkaç kat daha büyüktür. Bu gibi bir cihazda kaydedilen normal bir olayda hadronik kısım, toplam görünür enerjinin %30’ undan daha azını oluşturmaktadır. Bu yüzden olaylardaki farklı durum büyük bir sürprizdi. Centauro olarak adlandırılan bu ilginç olaylar, elektromanyetik bileşenin güçlü bir şekilde azalmasıyla (bazen sıfıra yakın) ve anormal hadron fazlalığıyla karakterize edilir ve 1015 eV un yukarısındaki enerjilerde gözlemlenir (Gladysz-Dziadus,2006). BHÇ çok yüksek enerjili kozmik ışın alanını etkili bir şekilde araştıracak ilk hızlandırıcı olacaktır. BHÇ ile birlikte, CASTOR bu araştırmada önemli bir rol oynayacaktır. CASTOR, CMS deneyinde bir alt detektör olarak kullanılacak ve 0,5° ile 0,09° 5,5 7,1 aralığındaki açı bölgesini kaplayacaktır. Pb-Pb çarpışmalarında üretilen enerjinin büyük bir kısmı CASTOR ve HF detektörleri tarafından belirlenecektir (Norbeck ve ark.,2006). 2.3.1 CASTOR Detektörünün Özellikleri CASTOR detektöründe soğurucu madde, olası en küçük duş ebadını vermesi için tungstendir. Duşun elektron pozitron bileşeni tungsten tabakalar arasındaki ince 16 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK kuvartz plakalar tarafından örneklenir. Hadronlar için sinyali oluşturan 0 bileşenidir. Relativistik elektronlar ve pozitronlar kuvartz plakalardan geçerken Cherenkov ışınımı oluştururlar. Kuvartzın kullanılmasının nedeni radyasyonun verdiği zararlara karşı dayanıklı olmasından dolayıdır. CASTOR detektörünün 10 ile 100 MGy aralığında radyasyona maruz kalması beklenmektedir. Kuvartz plakalar Cherenkov ışınımını verimli bir şekilde yakalamak için 45° lik bir açıyla eğdirilmiştir. Yedi tane kuvartz plakadan gelen ışık, 22,5° lik azimutsal açı ile yerleştirilmiş, hava dolu ışık kılavuzları tarafından toplanır. Bu ışık kılavuzları fotoçoğaltıcı tüplere bağlıdır ve üretilen sinyal toplanan ışık miktarı ile orantılı olacaktır (Norbeck ve ark.,2006). Şekil 2.10. CASTOR detektörünün şematik şekli Foton ve elektron gibi elektromanyetik parçacıklar, pion ve proton gibi hadronik parçacıklara nazaran detektör içinde daha az yol kat ederler. Bu yüzden detektörün ilk 11,5 cm lik kısmı, sırasıyla kalınlıkları 3 mm ve 1,5 mm olan tungsten ve kuvartz plakalara sahiptir. 1,25 m olan hadronik kısımda bu değer sırasıyla 5 mm ve 2 mm dir. 17 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK Hava merkezli ışık kılavuzu Fotoçoğaltıcı tüp Aktif bölge Tungsten-Kuvartz plakalar Demet Okuma üniteleri Tungsten tabaka Kuvartz tabaka Yarı sekizgen Şekil 2.11. CASTOR detektörü (Gladysz-Dziadus,2006) Bu tasarımla, hadronlar tarafından üretilen elektron ve pozitron duşunun çapı birkaç cm mertebesindedir ve diğer tip kalorimetrelerden daha yüksektir. Ayrıca ışık kısa bir zaman periyodunda üretilir ki bu sintilatör temelli detektörlerden çok daha hızlıdır. CASTOR detektörünün önünde, olay bölgesinden gelen parçacıkların tam olarak giriş noktasını belirlemek için ince bir iz detektörü olacaktır. Gelen demetin, gaz molekülleri ya da demetin geçtiği borunun çeperi ile etkileşmesi gibi bazı kaygılar vardır. Bu etkileşim ürünleri CASTOR’ un son kısmından içeriye doğru girecektir. Fakat kuvartz plakalar 45° lik açıya sahip oldukları için, CASTOR’ un arkasından giren parçacıkların oluşturdukları ışık çıkışı az olacaktır. CASTOR gibi karmaşık detektörler önemli elektronik gelişimler gerektirir. Elektroniğin, her 25 ns de yeni bir olay okuması gerektiği ve uzun yıllar boyunca yüksek radyasyon ortamında korunmasız olarak çalışacağı BHÇ’ de bu koşullara meydan okunmaktadır. CASTOR önemli bir biçimde HF detektörüne benzemektedir ve bu da HF sistemlerinin hemen hemen değişiklik yapmadan, CASTOR için kopyalanmasını mümkün kılar (Norbeck ve ark.,2006). 18 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Amaç Sertaç ÖZTÜRK Pb-Pb çarpışmalarında hadronik duşun boylamsal profilini ve hadronik ve elektromanyetik bileşenlerin enerjilerinin ölçümü Etkileşim noktasından 16,4 m uzaklıkta, Konum 5,46 7,14 pseudorapidite aralığında ve 2π azimutsal biçimde Azimutsal yapıyı oluşturan 8 bölüm, demet yönü ile 45° lik Yapısı açıyla eğdirilmiş her bölümde 230 tane ardışık absorblayıcı-fiber katman, derinlik 10 λI, λI başına 1 ışık kılavuzu + 1 fotoçoğaltıcı (toplam 80 tane fotoçoğaltıcı) Tungsten (W: λI=10 cm, X0=0,365 cm, Yoğunluk=18,5 gr/cm3), Soğurucu her bir bölümde 230 tane katman ve her bir katmanın kalınlığı 0,3 cm Kuvartz dolgu ( =0,6 mm), sert plastik kaplama ( =0,64 mm), Fiber absorblayıcı katman başına 2 adet fiber düzlem Doluluk Oranı Fiber Hacmi %29,5 Sogurucu Hacmi e için σ(E)/E için %(21 0,3) E (GeV ) %(95 2) E (GeV ) %(0 0,04) , %(6,5 0,3) Işık Kazancı e ( ) için GeV başına ~40 fotoelektron Toplam Doz ~300 krad Tablo 2.2. CASTOR kalorimetresinin özellikleri (Mavromanolakis,2004) 2.3.2 CASTOR Detektörü İçin Fizik Programı CASTOR detektörünün eklenmesi ile CMS deneyinin kapasitesi, protonproton ve ağır iyon çarpışmalarının her ikisi için de genişleyecektir. HF ve sıfır decere kalorimetre (ZDC) gibi merkezi kalorimetrelerle birlikte parçacık akışının hemen hemen hermetik bir ölçümü ve enerjisi bulunacaktır. CASTOR tarafından 19 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK kaplanan pseudorapidite bölgesi özellikle önemlidir. Şekil 2.12 de bu durum gösterilmektedir. dN/dη, Foton dN/dη, Yüklü dE/dη, Elektro-Manyetik dE/dη, Hadronik Şekil 2.12. BHÇ’ de Pb-Pb çarpışması için pseudorapidite bölgesine karşı parçacık sayısı (üstte) ve enerji (aşağıda) dağılımları (Norbeck ve ark.,2006) En üstteki ilk iki histogram, Pb çekirdeklerinin merkezi çarpışmasından meydana gelen parçacık sayısı - pseudorapidite dağılımını göstermektedir. Alttaki iki histogram ise enerji dağılımını gösterir. CASTOR detektörünün bulunduğu bölge (pozitif η değerleri için) kırmızı bir şerit ile gösterilmiştir. Az miktarda parçacığın kalorimetreyi etkilemesine rağmen, yine de hadronik ve elektromanyetik toplam 20 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK enerji akışının büyük bir kısmını taşırlar. Proton– Proton çarpışmaları için enerji dağılımı daha yüksek |η| aralığına kaymıştır ve CASTOR’ da önemli sinyaller oluşturur. Pb-Pb çarpışmaları için CASTOR, RHIC’ de elde edilen en küçük x değerinden 200 kat daha küçük x değerine izin verecektir. İlerleyen bölümlerde CASTOR detektörünün önemli rol oynayacağı bazı fizik konuları irdelenecektir (Norbeck ve ark.,2006). 2.3.2.1 Proton – Proton Etkileşmesi BHÇ’ deki proton-proton çarpışmalarındaki ilk amaç Higgs bozonu ve süpersimetrik parçacıklar gibi Standart Model’ in ötesindeki fiziği araştırmaktır. Bu olayları gözlemlemek için çok yüksek ışıklık gerektiğinden dolayı, CASTOR kalorimetresi özellikle bu özel çalışma için kullanışlı değildir. Yine de proton-proton programına önemli pratik ve temel katkılar sağlamak için kullanılabilir. Hızlı yanıt zamanı ve nispeten büyük enerji depozitesinde dolayı CASTOR, BHÇ’ nin ilk çalıştırıldığı zamanlarda bir ışıklık monitörü olarak yararlı olabilir. Enerji kayıp mekanizması gibi bazı temel özelliklerin araştırılması Higgs bozonunun keşfi kadar heyecan verici olmasa da bu gibi çalışmalar QCD (Kuantum Renk Dinamiği)’ yi anlamaya yönelik önemli katkılar sağlayacaktır. Çok ileri açılardaki ölçümler, protonların alçak–x bileşenlerinin etkileşimleri hakkında araştırma yapmaya izin vermektedir (Norbeck ve ark.,2006). 2.3.2.2 Proton – Çekirdek Etkileşmesi Proton–çekirdek etkileşmesi, proton–proton ve çekirdek–çekirdek etkileşmeleri arasında bir orta sistem sunar. İlgi çekici yeni fizik olaylarını ileri sürerken bu çalışmalar daha küçük ve daha büyük sistemler arasındaki farkları yorumlamada kullanılabilir. Örneğin RHIC deneyinde gözlemlenen, çekirdek– çekirdek çarpışmalarında meydana gelen fakat döteron-çekirdek çarpışmalarında gözlemlenmeyen jet söndürme bir çıkış kanalı etkisidir ve büyük hacimde yüksek 21 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK enerji yoğunluklu maddenin yaratılmasından kaynaklanır. Yüksek pseudorapidite verisi enerji akışının çalışılması için çok önemlidir. BHÇ’ de mümkün olacak kütle merkezi enerjisi, çok yüksek enerjili kozmik ışınların atmosferdeki atomlarla veya diğer elementlerle yaptığı çarpışmalardakine yakındır. Kütle numarası A=14-16 olan çekirdekler için proton-çekirdek çarpışmasının temel parametrelerinin ölçümü ultra yüksek enerjili kozmik ışın verilerini açıklamada yararlı olacaktır (Norbeck ve ark.,2006). 2.3.2.3 Çekirdek – Çekirdek Etkileşmesi RHIC deneyinden gelen veriler, ultra-rölativistik çekirdek–çekirdek çarpışmaları sonucunda oluşan çok yüksek enerji yoğunluklu sistemin partonik olduğunu göstermiştir. Güncel çalışmalar maddenin bu yeni halinin özelliklerini daha ayrıntılı araştırmaya odaklanmıştır. CMS bu çalışmalara çok önemli katkılar yapabilir ve CASTOR detektörü çok önemli veriler sağlayacaktır. Şekil 2.12 de görüldüğü gibi çekirdek–çekirdek çarpışmaları, CASTOR detektörü tarafından kaplanan kinematik bölgede, enerjinin büyük bir kısmı depozit edilir. Azimutsal kesimlemesinden dolayı CASTOR etkileşim düzleminin kesin bir hesaplamasını üretebilir. Gluon doygunluğu, çekirdek-çekirdek çarpışmalarındaki en önemli olaydır. Ana fikir, momentum kesrinin azalmasıyla arttığı bilinen gluon sayısının belli bir kritik yoğunluğun aşılmasıyla doyuma ulaşmasıdır. Bu durumda gluonlar önemli bir biçimde birbirleri ile örtüşür (üst üste biner). Örtüşen gluonlar renkli cam yoğuşumu olarak adlandırılır. Çünkü gluonların renk kuantum özelliği vardır ve yüksek faz uzayında camsı bir yapıya sahiptir. Böyle bir durum için dolaylı kanıt RHIC den gelen verilerde gözlemlenmiştir. Böyle yeni bir durumun etkisi üretilen parçacıkların sayısı gibi diğer gözlemler ile açıklanabilir. CASTOR, RHIC’ de en ileri detektörde bile elde edilenden daha küçük momentum kesir değerlerini ölçebilecektir. Bu veriler sadece büyük renkli cam yoğuşumu etkisinin sonuçlarını ortaya çıkarmakla kalmayacak aynı zamanda gluon dağılımındaki daha farklı değişimleri de gözlemleyecektir. 22 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Sertaç ÖZTÜRK 1144 TeV lik kütle merkezi enerjilisinde gerçekleşecek Pb-Pb çarpışmaları olası manyetik monopoller üretmek için en uygun çevreyi oluşturacaktır. Manyetik tek kutupların oldukça ağır ve çiftler halinde üretilebileceği beklenmektedir. Bir klasik Dirac tek kutubu e 2 ya da 68.5e değerinde bir kutup kuvvetine sahiptir. BHÇ enerjisinde dahi tek kutupların yüksek enine enerji ile üretilmesi olası değildir. Fakat CMS’ in 4 T lık manyetik alanının etkisiyle hızlandırılacağından metre başına 82 GeV lik enerji kazanımı olacaktır. Hemen hemen hiçbir parçacığın üretilmediği merkezden uzaktaki çarpışmalarda CASTOR’ da yaklaşık 1 TeV enerjili bir nesne olarak ortaya çıkabilir. Uzunlamasına (boylamsal) enerji kaybı profiline bakılarak diğer 1 TeV enerjili nesnelerden kolaylıkla ayırt edilebilir. Uygun koşullar altında diğer kutup CMS’ in diğer sonunda bulunan CASTOR’ da ortaya çıkabilir. BHÇ’ deki kütle merkezi enerjisi en yüksek enerjili kozmik ışınların enerjilerine eşittir. CASTOR’ da “normal” olayların çalışılması, kozmik ışın deneyleri için öncelikle enerjinin iyi bir kalibrasyonunu sağlayacaktır. Kozmik ışın olayları alışılmışın dışında enerji kaybı profili gösterir. Enerjik kozmik ışınlar için, Centauro, Chiron, Geminion gibi isimlerle tanımlanan yaklaşık %3’ lük egzotik ürünler vardır. Bunlar enerji kaybı profillerine ve parçacık türlerinin oranına bakılarak birbirinden ayırt edilir. En fazla egzotik olay kozmik demir çekirdeklerinin atmosfer ile etkileşmesi sonucu oluşur. Bunlardan daha fazla egzotik ürün Pb-Pb çarpışmalarında üretilebilir. Eğer CASTOR kozmik ışınlarda görülen türde olaylar üretmezse, birincil kozmik ışınlar egzotik parçacıklar olabilir (Norbeck ve ark.,2006). Diğer birçok fizik konusu çok küçük açılardaki verileri kullanarak verimli bir biçimde belirtilebilir. Yukarıda bahsettiğimiz fizik araştırmaları için CASTOR detektörü hayati bir öneme sahiptir. CASTOR da üretilen sinyaller fotoçoğaltıcı tüpler tarafından varlanacağından, fotoçoğaltıcı tüplerin seçimi ve doğru çalışma aralıklarının belirlenmesi çok önemlidir. Fotaçoğaltıcı tüpler ile ilgili bilgi bir sonraki bölümde aktarılmaktadır. 23 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK 3. MATERYAL VE METOD 3.1 Fotoçoğaltıcılar Fotoçoğaltıcılar, ışığı ölçülebilir bir elektrik akımına dönüştüren aygıtlardır. Oldukça duyarlıdırlar ve nükleer ve yüksek enerji fiziğinde daha çok sintilatör detektörü ile birlikte kullanılırlar. Kullanımları oldukça çeşitlidir. Bu bölümde fotoçoğaltıcıların temel yapısını ve özelliklerini tartışacağız. 3.1.1 Temel Yapısı ve Çalışması Şekil 3.1, bir tipik fotoçoğaltıcının şematik şeklini göstermektedir. Fotoçoğaltıcılar, foto duyarlılığı yüksek materyalden yapılmış bir katot, takiben bir elektron toplayıcı sistem, bir elektron çoğaltıcı bölüm ( dinotlar ) ve son olarak son sinyalin alındığı bir anottan meydana gelmektedir. Bütün parçalar havası boşaltılmış bir cam tübe yerleştirilmiştir. Cam Fotokatot Odaklayıcı elektrot Görsel giriş sistemi Hızlandırıcı elektrot İlk dinot Zarf Çoğaltıcılar Son dinot Anot Ayak Pompalama gövdesi Taban Anahtar Şekil 3.1. Bir fotoçoğaltıcı tübün şematik şekli (Philips,1994) 24 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK Şekil 3.2. Çeşitli tür ve boyutlardaki fotoçoğaltıcı tüpler (Hamamatsu,2006) Çalışması boyunca bir yüksek voltaj katot, dinot ve anoda uygulanır. Gelen bir foton fotokatotu etkilediği zaman, fotoelektrik etki ile bir elektron yayımlanır. Uygulanan yüksek voltajdan dolayı, elektron ilk dinota doğru yönelir ve hızlanır. İlk dinota çarparak enerjisinin bir kısmını dinottaki elektronlara transfer eder. Bu, ikincil elektronların yayımlanmasına neden olur. Bu elektronlar da bir sonraki diğer dinota yönelir ve hızlanmaya devam eder. Elektronlar sıradaki dinota çarpar ve yeni elektronların yayımlanmasını sağlar. Bu olay böylece devam eder ve bir elektron şelalesi dinotlardan aşağıya doğru oluşturulur. Anotta bu şelale, kuvvetlendirilebilir ve analiz edilebilir bir akım vermek için toplanır. Fotoçoğaltıcılar sürekli bir biçimde; örneğin sabit bir aydınlatma altında, ya da sintilatör sayımında olduğu gibi puls biçiminde çalıştırılabilir. Her iki durumda da, eğer katot ve dinot sisteminin doğrusal olduğunu kabul edersek, fotoçoğaltıcının çıkışında oluşan akım, doğrudan gelen fotonların sayısıyla orantılı olacaktır. Fotoçoğaltıcılara bağlı bir sintilatör çiftinden oluşan bir radyasyon detektörü sadece 25 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK parçacığın varlığı hakkında bilgi vermeyecek, aynı zamanda parçacığın enerjisi hakkında da bilgi verecektir (Leo,1993). Şimdi fotoçoğaltıcıların çeşitli parçalarını daha ayrıntılı inceleyelim. 3.1.2 Fotokatot Gördüğümüz gibi fotokatot, gelen ışığı fotoelektrik etki ile bir elektron akımına çevirir. Bu ışığın geçişini kolaylaştırmak için fotoçoğaltıcının camının içine ince bir katman halinde foto duyarlılığı yüksek bir materyal konulur. Bu genellikle kuartz ya da camdan yapılmıştır. Einstein’ın çok iyi bilinen fotoelektrik etki formülü, E h , (3.1) şeklindedir. Burada E, yayımlanan elektronun kinetik enerjisi, ν; gelen fotonun frekansı, ise iş fonksiyonudur. Fotoelektrik olayının olabilmesi için, minimum bir ν frekansı gerektiği açık bir şekilde görülmektedir. Fotoelektrik dönüşümü için verimlilik, gelen ışığın frekansına ve materyalin yapısına bağlı olarak değişmektedir. Bu genel spektral tepki kuantum verimlilik, ( ) , ile ifade edilir ve ( ) saliverilen fotoelektron sayisi , katota gelen foton sayisi (3.2) şeklinde tanımlanır. Burada λ, gelen fotonun dalga boyudur. Bir denk nicelik katot ışınım duyarlılığıdır ve S ( ) Ik , P ( ) (3.3) bağıntısı ile verilir. Burada I k ; fotokatottan yayımlanan fotoelektrik akımı, P ( ) ise gelen ışığın parlaklık (ışınım) gücüdür. Katot ışınım duyarlılığı genellikle amper/watt birimi ile verilir ve kuantum verimliliği cinsinden, 26 3. MATERYAL METOD S ( ) ( ) Sertaç ÖZTÜRK e , hc (3.4) şeklinde yazılır. S(λ) nın birimi A/W ve λ nın birimi nanometre olmak üzere S ( ) ( ) [A/W], 1240 (3.5) Kuantum Verimlilik, % dir (Leo,1993). Göreli Yoğunluk, % Plastik Dalgaboyu, nm Şekil 3.3. Çeşitli materyaller için kuantum verimlilik (Electron Tubes,2006) 27 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK Şekil 3.3, bugün fotoçoğaltıcılarda kullanılan bazı fotoelektrik materyallerin kuantum verimlik – dalgaboyu (λ) grafiğini göstermektedir. Bir fotoçoğaltıcı seçilirken göz önünde bulundurulan ilk şey, gelen ışığın dalgaboyu için o fotoçoğaltıcının duyarlılığıdır. Şekil 3.3 de gösterilen fotokatotlar için verimlilik tepesi yaklaşık olarak 400 nm civarındadır ve sintilator ile kullanmak için oldukça uygundur. En yaygın kullanılan fotokatot türleri tablo 3.1 de verilmiştir. Zirveye Ulaştığı Kuantum Dalgaboyu, λ (nm) Verimlilik Ag-O-Cs 800 0.36 S4 SbCs 400 16 S11 (A) SbCS 440 17 Süper A SbCs 440 22 S13 (U) SbCs 440 17 S20 (T) SbNa-KCs 420 20 S20R SbNa-KCs 550 8 TU SbNa-KCs 420 20 Bialkali SbRb-Cs 420 26 Bialkali D Sb-K-Cs 400 26 SB Cs-Te 235 10 Katot Tipi Bileşimi S1(C) Tablo 3.1. Fotokatot Karakteristikleri (RTC katalogu) Bugün kullanılan çoğu fotokatot yarı iletken materyallerden yapılmıştır. Metal ya da diğer fotoelektrik malzemeden ziyade yarı iletken seçimi, bir fotonu kullanılabilir bir elektrona çevirmek için çok daha fazla kuantum verimliliğe sahip olmasından kaynaklanır. Gerçekte çoğu metalde, kuantum verimlilik % 0,1 den daha büyük değildir. Bunun anlamı, bir fotoelektronun yayımlanması için ortalama 1000 tane fotonun gerekmesidir. Yarı iletkenler ise yaklaşık olarak % 10 ile % 30 arasında kuantum verimliliğe sahiptir. Bu fark maddelerin kendine özgü yapılarından 28 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK kaynaklanır. Örnek olarak, bir elektronun madde içinde, x derinliğinde bir foton soğurduğunu varsayalım. Yüzeye hareketi sırasında bu elektron, yol boyunca atomik elektronlarla çarpışacağı için ΔE ≈ x(dE/dx) şeklinde enerji kaybına uğrayacaktır. Metallerde bu atomik elektronlar yaklaşık olarak serbesttirler ve büyük enerji transferine neden olurlar. Dolayısı ile dE/dx oranı büyüktür. Bu yüzden potansiyel engeli geçerek yeterli enerji ile yüzeye ulaşma olasılığı azdır. Bu sonuçtan dolayı kullanılacak materyalin hacmi ince bir katman şeklinde kısıtlanır. Bu katmanın kalınlığı kaçış derinliği olarak adlandırılır (Leo,1993). Şekil 3.4. Fotoemisyon olayı (Philips,1994) Metallerin aksine yarı iletkenler, enerji bandında sadece birkaç serbest elektrona sahiptirler ve geri kalan elektronlar atoma sıkı sıkı bağlıdır. Valans bandından salınan elektron yüzeye ulaşmadan önce sadece birkaç serbest elektron ile etkileşecektir. Dolayısıyla fotoelektronun yeterli enerji ile yüzeye ulaşma ihtimali daha olasıdır. Kaçış derinliği ve verimlilik daha fazladır. Fotokatotların yapımındaki yeni bir gelişme de galyum fosfat (GaP) gibi negatif elektron eğilimli materyal kullanımıdır. Bu materyallerde yüzeye yakın bant yapısı, iletim bandının alt enerji seviyesi vakum potansiyelinin üstünde olsun diye eğdirilmiştir. İş fonksiyonu bu yüzden negatiftir. Bir potansiyel engel olmaksızın, bir elektronun kaçması için sadece yüzeye ulaşacak kadar enerjiye sahip olması yeterlidir. Bu tip materyaller % 80’ne varan kuantum verimliliğe sahip olabilirler. 29 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK 3.1.3 Elektron Görsel Çıkış Sistemi Fotokatottan elektronlar yayımlandıktan sonra bu elektronlar, elektron çoğaltıcı bölümün birinci kısmına odaklandırılmalı ve toplanmalıdır. Bu iş elektrongörsel çıkış sistemi tarafından yapılır. Çoğu fotoçoğaltıcıda odaklama ve toplama işlemi, uygun biçimdeki bir elektrik alanın uygulanmasıyla sağlanır. Manyetik alan ya da elektrik ve manyetik alanın bir birleşimi temelde kullanılabilir. Fakat bu kullanım oldukça azdır. Şekil 3.5 bir tipik elektron görsel çıkış sisteminin şematik gösterimini vermektedir. Bazı eşpotansiyel çizgileri, birkaç olası elektron yolu boyunca gösterilmiştir. Eşpotansiyel çizgileri Hızlandırıcı elektrot Fotokatot 1. dinot Elektron yolları Odaklayıcı elektrot Şekil 3.5. Tipik bir fotoçoğaltıcı için elektron görsel çıkış sistemi (Schonkeren,1970) Tasarımın şekline bakmaksızın iki önemli gereksinim karşımıza çıkmaktadır. 1) Toplayıcı sistem mümkün olduğu kadar verimli olmalıdır. Yani mümkün olduğu kadar çok elektron, elektron çoğaltıcı bölüme ulaşmalıdır, 2) Yayımlanan bir elektron için katottan birinci dinota gidinceye kadar geçen zaman, elektronların yayımlandığı noktalardan mümkün olduğu kadar bağımsız olmalıdır. 30 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK İkinci gereksinim özellikle hızlı fotoçoğaltıcılar için önemlidir. (Hızlı fotoçoğaltıcılar detektörün zaman çözünürlüğünü belirlemek için, zaman deneylerinde kullanılırlar) 3.1.3.1 Toplama Verimliliği Bir fotoçoğaltıcının elektron çoğaltma mekanizması, elektronlar her bir dinotta verimli biçimde çoğaltılsın diye elektronların yörüngeleri dikkate alınarak tasarlanır. Yine de bazı elektronlar çoğaltma işlemine hiçbir katkıda bulunmadan yörüngelerinden sapabilirler. Fotokatottan yayımlanan elektronların ilk dinotun etkin alanına ulaşma olasılığı toplama verimliliği (α) olarak adlandırılır. Etkin alan fotoelektronların yörüngelerinden sapmaksızın birbirini izleyen dinotlarda verimli bir biçimde çoğaltılabildikleri ilk dinotun alanıdır. İkinci ve sonraki dinotlarda çoğalıma katkıda bulunmayan ikincil elektronlar olmasına rağmen bunların genel toplama verimliliğine katkısı azdır. Dolayısı ile ilk dinottaki fotoelektron toplama verimliliği çok önemlidir. Şekil 3.6 giriş çapı 28 mm olan bir fotoçoğaltıcı tübün (Hamamatsu R6095) toplama verimliliğini, katot ile ilk dinot arasına uygulanan potansiyel farkın bir fonksiyonu olarak göstermektedir. Eğer katot ile ilk dinot arasındaki potansiyel Göreli toplama verimliliği, % fark düşük ise ilk dinottaki etkin alana ulaşan fotoelektron sayısı da azdır. Katot ile ilk dynot arasındaki potansiyel fark, V Şekil 3.6. Uygulanan potansiyele bağlı olarak toplama verimliliği 31 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK 3.1.4 Elektron Çoğaltıcı Bölüm Elektron çoğaltıcı sistem, fotoçoğaltıcının anotunda ölçülebilir bir akım üretmek için dinotları kullanarak zayıf olan ilk fotoelektron akımını güçlendirir. Her elektrotun kazancı ikincil yayınım faktörü (δ) olarak bilinir. İkincil elektron yayımlanması fotoelektrik olayı gibidir. Sadece fotonun yerini elektron almıştır. Çarpışma sırasında enerji, dinot materyalindeki elektronlara transfer edilir. Fotokatot da olduğu gibi dinotlarda da yarı iletken madde kullanılmaktadır. Fotoçoğaltıcı boyunca elektronları yönlendirmek ve hızlandırmak için dinotlar arasına sabit bir elektrik alan uygulanması gerekir. Bu yüzden ikincil yayımlamayı yapacak olan materyal iletken bir madde üzerine yerleştirilir. En yaygın olanları Ag-Mg, Cu-Be ve Cs-Sb alaşımlarıdır. İyi bir dinot materyalinin gereksinimleri (Leo,1993); 1) Yüksek ikincil yayınım faktörü (δ), yani birincil elektron başına yayımlanan ikincil elektron sayısının ortalamasın yüksek olması; 2) Yüksek akım altında ikincil yayınımın kararlı olması; 3) Düşük termoiyonik yayınım, yani düşük gürültü. Çoğu fotoçoğaltıcı 10 ile 14 tane dinottan oluşur ki böylece 10 7 ye kadar kazanç elde edilebilir. Fotokatotda olduğu gibi, dinotlarda da özellikle GaP gibi negatif eğilimli maddeler kullanılır. Böylece her dinotun kazancı büyük miktarda artar ve fotoçoğaltıcıda kullanılacak olan dinot sayısı azaltılmış olur. Örneğin GaP maddesi kullanılan 5 dinotlu fotoçoğaltıcı ile 14 dinotlu bir fotoçoğaltıcının kazancı hemen hemen aynıdır. Dinot sayısındaki bu azalma zaman parametrelerindeki dalgalanmalarıda azaltır. 3.1.4.1 Dinot Biçimi Dinot dizileri birçok yolla yapılabilir ve dinot biçimine bağlı olarak fotoçoğaltıcının yanıt zamanı ve doğrusallık aralığı etkilenmektedir. 32 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK Günümüzde 5 tip biçim kullanılmaktadır. 1) Panjur tipi, 2) Kutu ve ızgara tipi, 3) Lineer odaklayıcı , 4) Dairesel odaklayıcı, 5) Mikrokanal levha. İlk dört biçim daha geleneksel yapılardır ve şekil 3.7 de gösterilmektedir. Panjur tipi biçimde dinotlar, elektron şelalesi eksenine göre 45° lik açı ile geniş şeritler halinde yerleştirilmiştir. Bu birincil elektrona geniş bir giriş alanı sunan basit bir sistemdir. Dezavantajı ise direk geçen birincil elektronların bir kısmını engellemek imkansızdır. Bu düşük kazanca ve geçiş süresindeki büyük değişimlere neden olur. Bu durumdan kutu ve ızgara tipi, lineer odaklayıcı ve dairesel odaklayıcı biçimli dinotlar kullanılarak kaçınılabilir. Böylece elektronlar bir dinottan diğerine yansıyabilirler. Bu son dinot biçimlerinin diğer avantajları ise; (1) boşluk verimli bir şekilde kullanılır ve böylece fazla miktarda dinot kullanılabilir, (2) katot ve anot çok iyi izole edilir, böylece geribesleme riski ortadan kalkar. Şekil 3.8 de çeşitli dinot biçimleri için tepki doğrusallıkları kıyaslanmaktadır. Genel performanslarına bakıldığında lineer odaklayıcı biçimin daha cazip olduğu açıktır. Fakat bazı özel uygulamalarda bu değişir. Örneğin, eğer makul bir akım elde edilmek isteniyorsa panjur tipi dinot biçimi, daha düşük maliyetle lineer odaklayıcı biçim kadar iyi iş yapabilir. Son zamanlarda mikrokanal levha çoğaltıcılar kullanılan yeni bir tasarım ortaya çıkmıştır. Bu sistem temelde görüntü yoğunlaştırmada kullanılmak için icat edilmiştir. Cam bir plakaya birbirlerine paralel mikroskobik kanallar (çapları yaklaşık 10-100μm civarındadır) açılmasından meydana gelir. Kanalların iç yüzeyleri ikincil elektron yayımlanmasını sağlamak için yarıiletken malzeme ile kaplanmıştır. Elektronlar kanala girdiğinde delik boyunca hızlandırılır ve kanal duvarına çarptığında ikincil elektron yayımlanmasına neden olur (Leo,1993). 33 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK (a) (b) (c) (d) Şekil 3.7.a-d. Fotoçoğaltıcılar için çeşitli dinot biçimleri (Philips,1994): (a) Panjur, (b) Lineer odaklayıcı, (c) Kutu ve ızgara, (d) Dairesel odaklayıcı Şekil 3.8. Farklı dinot biçimleri için doğrusallık: (a) kutu ve ızgara tipi, (b) standart voltaj bölüşümü ile panjur tipi, (c) yüksek akım voltaj bölüşümü ile panjur tipi, (d) çok yüksek akım bölüşümü ile lineer odaklayıcı (EMI,1979) 34 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK Bu elektronlar da hızlandırılıp kanalın duvarına tekrar çarparlar. Aslında her bir kanal sürekli bir dinot gibi davranır. İlk elektron İkincil elektronlar Şekil 3.9. Mikrokanal levha biçiminin şematik şekli (Philips,1994). Her bir kanal sürekli bir dinot gibi davranır 3.1.4.2 Çoğaltıcı Yanıtı: Tek Elektron Spektrumu İdeal olarak elektron çoğaltıcı sistem, sistemine giren bütün aynı enerjili elektronlar için sabit bir kazanç oluşturmalıdır. Fakat gerçekte ikincil yayınım sürecinin istatistiksel doğasından dolayı bu mümkün değildir. Sisteme giren aynı enerjili tek elektronlar farklı sayıda ikincil elektronlar üretecek ve bu da kazançta dalgalanmalara neden olacaktır. Verilen bir çoğaltıcı zincirinde dalgalanmanın yayılımının iyi bir ölçümü tek elektron spektrumudur. Bu, çoğaltıcı sisteme giren tek bir elektrondan kaynaklanan fotoçoğaltıcı çıkış pulslarının spektrumudur. Bu dağılım esasen elektron çoğaltıcının tepkisini verir ve bir zayıf ışık kaynağı ile ölçülebilir. Çıkış pulsu biçimi, her bir elektron için genelde farklı olacaktır. Tüm pulslarını birleştirerek, genliği toplam yük ile orantılı olan bir yeni puls elde edilir. Herbir olayın kazanca karşı grafiği çoğaltıcının tepkisini ve kazançtaki dalgalanmaları verir. 35 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK b=0 b=0.2 deneysel Olasılık (Keyfi birim) Olasılık (Keyfi birim) b=0 b=0.05 deneysel δ=6 δ=2.6 δ=3.2 Puls yüksekliği Puls yüksekliği Şekil 3.10. Tek elektron spektrumu, (a) lineer odaklayıcı fotoçoğaltıcı için, (b) panjur tipi fotoçoğaltıcı için (Schonkeren,1970) Şekil 3.10 da bir lineer odaklayıcı fotoçoğaltıcı ile bir panjur tipi fotoçoğaltıcı için bazı ölçülmüş tek elektron dağılımları gösterilmektedir. Bu tayflar en iyi Polya dağılımı ile tanımlanır (aynı zamanda negatif binom dağılımı veya bileşik Poisson dağılımı olarak da adlandırılır). Şekil 3.10 da gösterilen b parametresi dinotun yüzeyi üzerindeki ikinci yayınım faktörünün kusursuz benzerlikten RMS sapmasıdır. Şekilde görüldüğü gibi panjur tipi fotoçoğaltıcı, lineer odaklayıcı fotoçoğaltıcıya göre daha fazla dalgalanmaya sahiptir (Leo,1993). 3.1.5 İşleme (Çalışma) Parameteleri 3.1.5.1 Kazanç ve Voltaj Temini Bir fotoçoğaltıcının çoğaltıcı faktörü ya da kazancı, elektron çoğaltıcı bölümdeki dinotların sayısına ya da ikincil yayınım faktörüne (δ, gelen ilk elektronun enerjisinin fonksiyonudur) bağlıdır. Şekil 3.11 çeşitli materyaller için bu bağımlılığı göstermektedir. Çoğaltıcı zincirde her bir dinot için ikincil yayınım faktörü, KVd (3.6) 36 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK şeklinde tanımlanır. Burada Vd ; dinotlar arasındaki potansiyel fark, K ise bir orantı sabitidir. Tüm dinotlar arasına eşit voltaj uygulandığını varsayarsak, fotoçoğaltıcı için kazanç G n KVd n (3.7) dir. Denklem 3.7 den, fotoçoğaltıcıya bir minimum voltaj, Vb , uygulayarak, belli bir kazanç için gerekli olan dinot sayısı, n, hesaplanılır. Böylece aşağıdaki ifade elde edilir. Vb nVd n 1n G K (3.8) Bu ifadeyi minimum yapan n değerini bulmak için, n’ e göre türevini alıp sıfıra eşitlersek; 1 dVb 1 1 n G n G n ln G 0 dn K K n2 (3.9) n ln G (3.10) bulunur. Bir fotoçoğaltıcının minimum voltajda çalışması istenilir. Daha yüksek voltaj kullanımı sık sık geçiş zamanı yayılımı ve diğer parametrelerde uyuşmazlıklara neden olur (Leo,1993). 37 Sertaç ÖZTÜRK İkincil yayınım oranı,δ 3. MATERYAL METOD Katot ile ilk dynot arasındaki potansiyel fark, V Şekil 3.11. Gelen elektronun enerjisinin fonksiyonu olarak yaygın olarak kullanılan dinot materyallerinin ikincil yayınım katsayıları (EMI,1979) Dikkat edilmesi gereken önemli bir bağıntı da uygulanan voltaja göre kazançtaki değişimdir. Denklem 3.7 den, dV dV dG n d n b , Vb Vd G (3.11) ifadesi hesaplanır. Bu ifadenin anlamı, n=10 olan bir fotoçoğaltıcı için Vb deki %1 lik bir değişim, kazançda %10 luk bir değişime neden olacaktır demektir. 3.1.5.2 Voltaj Bölüşümü Önceki bölümde dinotlara uygulanan voltaj paylaşımının nasıl önemli olduğunu gördük. İdealde piller en kararlı voltaj kaynağıdır, fakat çok fazla sayıda kullanılması gerektiğinden pratik değildir. En yaygın metot, bir voltaj bölüştürücü ile birlikte stabilize edilmiş bir yüksek voltaj uygulamasıdır. Bu sistem her dinota 38 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK gerekli olan voltajı sağlayacak şekilde yerleştirilmiş bir direnç zincirinden meydana gelmektedir. Daha iyi ayarlamalara izin vermesi için değişken dirençlerde kullanılabilir. (a) (b) Şekil 3.12. Voltaj bölüşüm devreleri. (a) Sadece direnç kullanılan, (b) direnç ve zener diyot kullanılan voltaj bölüşüm devresi (Hamamatsu,2006) Bir bölüştürücünün tasarımında tüp içindeki akım değişimlerine neden olan dinotlar arasındaki büyük potansiyel değişimlerini önlemek oldukça önemlidir. Bu gibi değişimler fotoçoğaltıcının kazancında ve doğrusallığında farklılıklara neden olur. Bundan dolayı, direnç zinciri içinden geçen akım (bleeder akımı) tüp akımı ile kıyaslandığında büyük olmalıdır. Anot akımına bağlı olarak kazançtaki değişim, G I an n(1 ) 1 , G I bl (n 1)(1 ) (3.12) bağıntısıyla hesaplanır. Burada I an ; ortalama anot akımı, I bl ; bleeder akımı, n; dinot sayısı, δ; ikincil yayınım faktörüdür. Bir fotoçoğaltıcı, dinotlarının potansiyeli fotokatota göre negatif olduğu sürece ya bir pozitif, ya da bir negatif yüksek voltaj ile çalışabilir. Eğer pozitif bir yüksek voltaj uygulanırsa, fotokatot ile sintilatör veya dedektörün dış zarfı arasında meydana gelebilen sahte yük boşalımlarından kaçınmak için fotokatot topraklanmalıdır. Fotokatodu topraklamak aynı zamanda bu bileşenden gelen gürültüyü de minimize edecektir. Direk 39 olarak dedektör elektroniği ile 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK birleştirilmesine izin vermek için fotoçoğaltıcının anotuda topraklanabilir. Zaman uygulamaları için bu çok avantajlıdır. Şekil 3.13. Transistör kullanılarak yapılmış bir voltaj bölüşüm devresi Fotoçoğaltıcı tüplerin yüksek sayım hızıyla çalıştığı sintilatör sayımı gibi puls uygulamalarında bazen doğrusallıkla ilgili çıkışta sorunlar ortaya çıkar. Bu durumda son basamaklarda dirençlerle birlikte transistör kullanmak akıma bir limit koyarak çıkıştaki doğrusallıktaki bozulmaları düzeltebilir. Şekil 3.13, Hamamatsu R329 fototüpü için FNAL tarafından tasarlanmış bir voltaj bölüşüm devresidir. Transistor kullanılırken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir; 1. Yeterli akımın toplayıcı içerisinden geçmesi için seçilen transistörler yüksek bir h fe değerine sahip olmalıdır, 2. Seçilen transistörler ve kullanılan kapasitörler iyi bir frekans karakteristiğine sahip olmalıdır, 3. Transistörlerin ekleneceği basamak sayısı fotoçoğaltıcının çalışma durumuna bakılarak belirlenmelidir. 3.1.5.3 Elektrot Akımı ve Doğrusallık Bir fotoçoğaltıcının doğrusallığı dinot şeklinin tipine ve tüp içindeki akıma kuvvetli bir şekilde bağlıdır. Genelde fotoçoğaltıcı doğrusallığı her dinottaki akımın 40 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK onu takip eden diğer dinot tarafından bütünüyle toplanmasını gerektirir. Böylece ilk katot akımı ile tam orantılı bir akım elde edilir. Akımın toplanması, dinotlar arasına uygulanan voltaja bağlıdır. Şekil 3.14, fotokatotda ki çeşitli aydınlatma şiddetleri için uygulanan voltaja göre anot ve katot akımının fonksiyonel bağımlılığını göstermektedir. Akım bütün akımın toplandığı doyum seviyesine ulaşıncaya kadar uygulanan voltaja bağlı olarak artar. Voltajdaki ilk bağımlılık, yayınım yapan elektrotun çevresinde oluşan alan yükünün varlığıdır. Bu elektron bulutu bu bölgedeki elektrik alanını sıfırlama eğilimindedir ve sonradan yayımlanan elektronların hızlanmasını engeller. Voltaj arttırıldığı zaman, bu alan yükü ortadan kaybolur ve yayımlanan bütün akımlar toplanır. Vk-S(1) (V) Va-S(N) (V) Şekil 3.14. Farklı aydınlatma şiddetleri altında fotoçoğaltıcı anot ve katotunun akımvoltaj karakteristikleri. (Schonkeren,1970) Fotoçoğaltıcının özdirenci önemli bir faktördür. Bu direnç normalde birkaç MΩ mertebesinde olacak kadar yüksektir. 3.1.6 Zaman Tepkisi ve Çözünürlüğü Başlıca iki faktör fotoçoğaltıcıların zaman kararlılığını etkiler: 1) Elektronların fotoçoğaltıcı boyunca geçiş sürelerindeki değişimler, 2) İstatistiksel gürültüden kaynaklanan dalgalanmalar. 41 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK Eş potansiyel çizgileri Hızlandırıcı elektrot Fotokatot 1. dinot Odaklayıcı elektrot Şekil 3.15. Geçiş süresi farklılığı (Schonkeren,1970) Geçiş süresi farklılıkları, elektron tarafından kat edilen yolun uzunluğundaki ve fotokatot tarafından yayımlanan elektronların enerjilerindeki değişimlerden kaynaklanır. Şekil 3.15 tipik bir fotoçoğaltıcıda katodun farklı noktalarından yayımlanan elektronlar için belli bir zaman periyodunda kat edilen mesafeleri göstermektedir. Bu zaman süresince, dinot ekseni doğrultusunda yayımlanan elektron dinota ulaşırken, kenarlardan yayımlanan elektronlar sadece yolun yaklaşık olarak 1/3 ünü almıştır. Kısaca kenarlardan yayımlanan elektronlar için birinci dinot mesafesi daha uzundur. Bu etki geçiş süresi farklılığı olarak bilinir ve sistemin geometrisine bağlıdır. Bu mesafeleri daha eşit yapmak için küresel bir katot kullanmak mantıklıdır. Daha kullanışlı bir yol ise kenarlardan yayımlanan elektronları daha fazla hızlandırmak için bu eksen üzerinde elektrik alanın ayarlanmasıdır (Leo,1993). Geometriksel etkilerden başka, yayımlanan elektronların yönünden ve enerjisinden kaynaklanan değişimler de olacaktır. Yüksek enerji ile yayımlanan bir elektron, daha düşük enerjili bir elektrona göre daha hızlı hareket edecek ve birinci dinota daha erken ulaşmış olacaktır. Benzer şekilde katotdan dik doğrultuda yayımlanan bir elektron yüzeyden daha paralel yayımlanan bir elektrona göre daha 42 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK erken birinci dinota ulaşacaktır. Bu etki geçiş süresi yayılımı olarak adlandırılır ve elektronun katottan ayrıldığı noktaya bağlıdır. Eğer bir fotoelektronun ilk hızını fotokatota göre dik ve paralel bileşen hızları toplamı biçiminde yazarsak v v v II (3.13) geçiş süresi yayılımı aşağıdaki formül şeklinde ifade edilebilir. t 2meW e2 E 2 (3.14) Burada me : elektron kütlesi, 9,1 10 28 g ; e: elektron yükü, 1,6 10 19 C ; E: elektrik alan şiddeti [V/m]; W: katota dik enerji bileşenidir ki; v / 2me bağıntısıyla hesaplanır. Bazı tipik değerler için, E=4 kV/m, W=0,4 eV ise Δt yaklaşık olarak 0,5 ns dir. Modern hızlı fotoçoğaltıcılarda geçiş süresi 0,2 ns ile 0,5 ns arasında olmalıdır ki buda bu etkinin önemini vurgular. Yayılımı azaltmak için, elektrik alan şekil 3.15 de görüldüğü gibi arttırılmalıdır. Şekil 3.16 da gösterilen bir hızlı fotoçoğaltıcının giriş sistemi şekil 3.5 deki klasik biçim ile karşılaştırılmalıdır. En modern fotoçoğaltıcılarda odaklayıcı ve hızlandırıcı elektrotlardaki voltaj ayarlanabilir. Genellikle en iyi değerler deneme yanılma ile bulunur (Leo,1993). Fotoçoğaltıcılarda zaman dalgalanmalarının ikinci nedeni, fotoelektrik etkinin ve ikincil yayınım sürecinin istatistiksel doğasıdır. Bu, istatistiksel gürültü olarak bilinir ve fotoçoğaltıcının zaman çözünürlüğünde bir temel sınırlama oluşturur. Bu konu daha ayrıntılı olarak bir sonraki bölümde tartışılacaktır. 43 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK Şekil 3.16. Hızlı bir fotoçoğaltıcının elektron çıkış sistemindeki eşpotansiyel çizgileri (Null,1971) 3.1.7 Gürültü 3.1.7.1 Karanlık Akım Bir fotoçoğaltıcı aydınlatılmasa bile küçük bir akım hala akar. Bu akım karanlık akım olarak adlandırılır ve çeşitli kaynaklardan ortaya çıkar: 1) Katot ve dinotlarki termoiyonik yayınım, 2) Sızıntı akımlar, 3) Radyoaktif kirlilik, 4) İyonizasyon olayı, 5) Işık olayı. Isısal gürültü en temel bileşendir. Bu dağılım Richardson denklemi ile tanımlanır. 44 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK e I AT 2 exp kT (3.15) Burada A bir sabit, iş fonksiyonu, T sıcaklık [K] ve k Boltzmann sabitidir. Sıcaklığı azalmak gürültünün bu bileşenini azaltır (Leo,1993). Sızıntı akımları elektrotlardan kaynaklanır ve tabandaki pinlerin karanlık akıma büyük bir katkısı vardır. Radyoaktif materyaller fotokatotdan ya da dinotlardan elektron yayınımına neden olabilirler. Radyasyon ya doğrudan elektrotlara çarpar ya da kendiliğinden floresans olayına neden olur. Her iki durumda da, küçük bir akım ortaya çıkar. Fotoçoğaltıcı içinde kalan artık gazlar da ölçülebilir bir akıma neden olabilir. Bu gaz atomları elektronlar tarafından iyonize edilir ve zıt yüklerden dolayı bunlar katota veya dinotlara doğru hızlanarak bir akım oluşturacaktır. Genelde karanlık akım çok küçük olmalıdır ve çoğu fotoçoğaltıcıda birkaç nanoamperi geçmemelidir. 3.1.7.2 İstatistiksel Gürültü İstatistiksel gürültü, fotoyayınım ve ikincil yayınım sürecinin istatistiksel doğasının doğrudan bir sonucudur. Sabit bir yoğunluktaki ışık için yayımlanan fotoelektron sayısı ve yayımlanan ikincil elektron sayısı zamanla dalgalanmalar gösterecektir. Bu gürültü genelde kısa gürültü ya da Schottky etkisi olarak bilinir ve ortalama anot akımı civarındaki dalgalanmanın değişimi ile ölçülür. Bir fotoçoğaltıcıda istatistiksel dalgalanmaların iki kaynağı vardır. 1) Fotokatot, 2) Elektron çoğaltıcı sistem. Birinci neden fotoelektrik etkinin istatistiksel doğasından ortaya çıkar ve temel bir fizik sınırlamasının sonucudur. Sabit aydınlatma altındaki bir fotoçoğaltıcı için bu dalgalanma bir zaman periyodunda (τ) fotokatottaki olay foton sayısı için 45 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK Poisson dağılımı varsayılarak ve serbest bırakılan fotoelektron sayısı için binom olasılık dağılımı varsayılarak hesaplanabilir. Böylece I 2 Ie (3.16) ifadesi ile verilen rms sapması bulunur. Burada I: katot akımı; e: elektronun yüküdür. Diğer bir neden elektron çoğaltıcı sistemden kaynaklanan dalgalanmalardır. Bu sadece ikincil yayınımın istatistiksel doğasından değil, aynı zamanda elektron geçiş sürelerindeki farklılıklardan, dinotlar üzerindeki farklı ikincil yayınım faktörlerinden ve bazı diğer faktörlerden kaynaklanır. Çoğaltıcı gürültüsü genelde toplam istatistiksel gürültünün %10’ nundan büyük değildir. 3.1.8 Çevresel Faktörler 3.1.8.1 Çevre Işığı Fotoçoğaltıcılar oldukça yüksek fotoduyarlıklı olduklarından voltaj altında çevre ışığına maruz bırakılmamalıdır. Bu gibi durumda, tüp içinde oluşan yüksek akım fotoçoğaltıcının kararsızlığını artırabilir ya da bütünüyle fotoçoğaltıcıyı mahvedebilir. Bazı durumlarda bir tüp karanlıkta uzun bir süre tutulduktan sonra düzelebilir. Fakat karanlık akımda dikkate değer bir artış olması oldukça olasıdır. Düşük voltaj altında olmasa dahi fotoçoğaltıcıları aşırı aydınlık yerlerde tutmamak en iyisidir. 3.1.8.2 Manyetik Alan Manyetik alan fotoçoğaltıcıların çalışmasını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Küçük bir manyetik alan fotoçoğaltıcı içindeki elektronların yörüngelerinden sapması için yeterli olacaktır ve bu da verimliliği etkileyecektir. Bir fotoçoğaltıcının manyetik alana en duyarlı kısmı elektron toplama sistemidir. Burada elektronlar 46 3. MATERYAL METOD Sertaç ÖZTÜRK öylesine sapabilir ki hiçbir elektron ilk dinota ulaşamaz. Genel olarak şu sonuçlar çıkartılabilir. 1) Manyetik akı arttıkça anot akımı azalır, 2) Alanın etkisi, fotoçoğaltıcının ekseni boyunca uygulandığında en azdır. En yaygın uygulama, fotoçoğaltıcının çevresini bir metal kafes ile çevrelemektir. Bu yöntem hem ekonomik, hem de yapımı kolaydır (Leo,1993). 3.1.8.3 Sıcaklık Etkisi Çoğu normal fotoçoğaltıcı için sıcaklığın etkisi diğer faktörlere kıyasla genelde daha azdır. Uygulamaya bağlı olarak bir rol oynamaktadır. Örneğin Richardson denklemi ile verilen karanlık gürültü sıcaklığın bir fonksiyonudur ve sıcaklığa göre değişmektedir. Katotun spektral duyarlılığı sıcaklığa bağlılık göstermekle birlikte bu etki katotun yapısına ve türüne göre değişmektedir. Sıcaklıkla birlikte band yapısı, fermi seviyesi ve katottun direnci değişecektir. Fakat bu değişimlerin tam olarak etkisini öngörmek zordur. Genel kabul 25 °C ile 50 °C aralığında sıcaklığın artışı ≈-%0.5 lik bir değişime neden olmaktadır. İkincil yayımın faktörünün doğrudan sıcaklığa bağlı olmamasına rağmen dinotun yüzey özelliklerine göre sıcaklıktan dolaylı biçimde etkilenebilir. 47 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR 4.1 Giriş CMS – CASTOR kalorimetresinde sinyal, rölativisttik yüklü parçacıkların kuartz plakalardan geçerken oluşturacakları Cherenkov ışınımıdır. Oluşan bu Cherenkov ışınımı fotoçoğaltıcı tüpler yardımıyla varlanacak ve ölçülecektir. Deneyde fotoçoğaltıcıdan gelen sinyal bize parçacıklarla ilgili bilgileri sağlayacaktır. Fakat her fotoçoğaltıcı tüp her detektör için uygun değildir. Kullanılacak olan fotoçoğaltıcı tüplerin bazı kriterlere uymaları gerekmektedir. Örneğin CASTOR kalorimetresindeki ışığın dalgaboyu 300-600 nm aralığında olduğu için seçilen fotoçoğaltıcıların bu dalgaboylarında iyi bir kuantum verimliliğine sahip olması gerekmektedir. Bir fotoçoğaltıcı tüp seçerken aşağıdaki özellikler dikkatte alınır. Fotoçoğaltıcı tüpün kuantum verimliliği, Fotoelektron toplama verimliliği, Kazanç, Karanlık akım, Doğrusallık, Fotoçoğaltıcı tüpün yanıtlama zamanı parametreleri; - Sinyalin yükseliş süresi, - Elektron geçiş süresi, - Pulsun genişliği. Bu amaçla Hamamatsu şirketi tarafından üretilen R5380 üretim numaralı fotoçoğaltıcılar CASTOR kalorimetresinde kullanılmak üzere seçilmiştir. R5380 fotoçoğaltıcısına ait bilgiler tablo 4.1 de verilmektedir. 48 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Üretim Numarası R5380 Biçimi Lineer Odaklayıcı Genişlik 25 mm Aktif Bölge 22 mm λ (En küçük ) 300 nm λ (En büyük) 650 nm Pik Duyarlılığı ( λ ) 420 nm Katot Işınım Duyarlılığı 85 mA/W Cam Yapısı Borosilikat Katot Yapısı Bialkali Katot Parlaklık Duyarlılığı 125 μA/lm Anot Parlaklık Duyarlılığı 0,75 A/lm Kazanç 6000 Karanlık Akım 1 nA Sinyalin Yükseliş Süresi 1,6 ns Elektron Geçiş Süresi 12 ns Dinot Sayısı 6 Uygulanan Voltaj 1000 V Tablo 4.1. Hamamatsu R5380 fotoçoğaltıcı tüpün özellikleri (Hamamatsu,2006) CASTOR kalorimetresinde 80 tane foto çoğaltıcı tüp kullanılacaktır. Tüm yüksek enerji fiziği deneylerinde kullanılmak istenen malzemeler için üretici firmadan deney kriterlerini sağlayacak malzeme üretmesi beklenir. Ancak bu kriterlerin sağlandığını garanti etmek için bu malzeme detektöre takılmadan önce fizikçiler tarafından test edilmektedir. Bu amaçla CASTOR kalorimetresinde kullanılacak olan fotoçoğaltıcı tüplerden 34 tanesi bazı testler yapılmak üzere Çukurova Üniversitesi Yüksek Enerji Fiziği laboratuarına gönderilmiştir. 49 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK 4.2 Çukurova Üniversitesi Yüksek Enerji Fiziği Laboratuarı Çukurova Üniversitesi Yüksek Enerji Fiziği Laboratuarı 2005 yılında, bir DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) projesi desteği ile kurulmuştur. Burada yapılan ilk önemli çalışma CASTOR fotoçoğaltıcı tüplerinin kalite kontrol testleridir. Şekil 4.1. Çukurova Üniversitesi Yüksek Enerji Fiziği Laboratuarı Bunun için iki adet karanlık kutu yaptırıldı. Bunlardan bir tanesi zaman yanıtlama parametreleri ölçümleri için, diğeri ise; kazanç, karanlık akım, doğrusallık ve toplama verimliliği ölçümleri almak için kullanılmıştır. İki test düzeneği birbirinden farklıdır. Zaman yanıtlama parametrelerini ölçerken amaç osiloskopta fotoçoğaltıcı sinyalini görmekken, diğer sistemde amaç fotoçoğaltıcının anot akımını ölçmektir. Fotoçoğaltıcıya uygulanan gerilimi değiştirmek ve verileri kayıt etmek için LabView’ de yazılan programlardan faydalanıldı. 50 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Şekil 4.2. Hamamatsu R5380 fotoçoğaltıcı tüp 4.3 Fotoçoğaltıcıların Kalite Kontrol Testleri ve Sonuçları 4.3.1 Yanıtlama Zamanı Parametreleri Bir fotoçoğaltıcının yanıtlama zamanı parametreleri; sinyalin yükseliş süresi, elektron geçiş süresi ve puls genişliğini içerir. Bu parametreler aynı test düzeneğinde ve aynı anda belirlenir. Elektronun geçiş süresi, fotokatottan yayımlanan foto elektronun dinotları geçerek anota ulaşması için geçen süredir. Elektronun geçiş süresi uygulanan voltaja ve dinot biçimine bağlıdır. Sinyalin yükseliş süresi, sinyalin %10 dan %90 a kadar çıkması için geçen süredir. Puls genişliği ise bir sinyalin yarı maksimumdaki genişliğidir. Yükseliş süresi Elektronun geçiş süresi Şekil 4.3. Yanıtlama zamanı parametreleri (Philips,1994) 51 Alçalış süresi 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Ölçümler alınırken ışık kaynağı olarak 337 nm dalga boyuna sahip pulslu bir lazer kullanıldı. Lazer ışığının şiddetini azaltmak için lazerin önüne optiksel yoğunluğu yüksek filtre yerleştirildi. Lazer demeti, bir demet saptırıcıya gönderildi. Geçen ışık bir filtreden daha geçerek fotoçoğaltıcıya, saçılan demet ise osiloskopta bir referans sinyali oluşturmak için pin diyota doğru yönlendirildi. Referans sinyali elektronun geçiş süresini ölçmek için kullanıldı. Osiloskop Pin Diyot Fotoçoğaltıcı 9V Güç Kaynağı 337 nm Laser Filtre Demet Saptırıcı Filtre Yüksek Voltaj Şekil 4.4. Yanıtlama zamanı parametreleri ölçüm test düzeneği Şekil 4.5. Yanıtlama zamanı parametreleri ölçüm düzeneği 52 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Tüm sistem karanlık bir kutu için yerleştirildi. Burada fotoçoğaltıcıdan osiloskopa giden kablo ile pin diyottan osiloskopa giden kablo özdeş olmalıdır. Her bir fotoçoğaltıcı için voltaj, 700 V’ dan 1600 V’ a kadar LabView’ de yazılan bir program kullanılarak bilgisayar aracılığıyla 100’er 100’er arttırılarak veriler alındı. Bütün ölçümler programlanabilir LeCroy marka osiloskop tarafından otomatik olarak yapıldı. Lazerden fotoçoğaltıcıya tek tek ışık demetleri gönderilerek osiloskop tarafından veriler otomatik olarak alındı. 100 tane veri olduğu zaman bunların ortalaması hesaplanarak o voltaj değerindeki yanıtlama zamanı olarak değerlendirildi. Şekil 4.6. LeCroy Osiloskop ekranı Yukarıdaki şekil veri alınırken osiloskop ekranını göstermektedir. Burada fotoçoğaltıcı sinyali kırmızı, pin diyot sinyali ise sarı renkli olan sinyaldir. Ayrıca şekil 4.6. da tek bir sinyal için yanıtlama zamanı parametre aralıkları ve verilerin 53 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK okunduğu kısım belirtilmiştir. Elektronun geçiş süresi ölçülürken, pin diyot ve fotoçoğaltıcı sinyalinin pik değerlerinin %50 si arasındaki zaman farkı alındı. Fotoçoğaltıcı demet saptırıcıya pin diyota nazaran 16 cm daha uzak olduğundan, 0.53 ns lik zaman farkı osiloskopta okunan elektron geçiş süresi değerinden çıkartıldı. 6675 2,9 6700 6702 6713 6978 6981 6986 2,7 Zaman (ns) 2,5 2,3 2,1 1,9 1,7 1,5 500 700 900 1100 1300 Yüksek Voltaj (Volt) 1500 1700 Şekil 4.7. Bazı fotoçoğaltıcılar için Yükseliş süresi – Voltaj grafiği 6675 4,5 6700 6702 4 6713 Zaman (ns) 6978 3,5 6981 6986 3 2,5 2 500 700 900 1100 1300 Yüksek Voltaj (Volt) Şekil 4.8. Bazı fotoçoğaltıcılar için Sinyal genişliği – Voltaj grafiği 54 1500 1700 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK 6675 6700 6702 16 Zaman (ns) 15 6713 6978 6981 14 6986 13 12 11 10 500 700 900 1100 1300 Yüksek Voltaj (Volt) 1500 1700 Şekil 4.9. Bazı fotoçoğaltıcılar için Elektron Geçiş Süresi – Voltaj grafiği İyi belirlenmiş zaman yanıtlama parametreleri kalorimetrenin düzgün çalışması için önemlidir. Fotoçoğaltıcılar her bir olay için sinyal üretmeli ve yeni sinyallere hazır duruma gelmelidir. Varlama işlemi için geçen toplam süre, sinyal genişliği ve elektron geçiş süresinin toplamıdır. Birbirini izleyen çarpışmalar 25 ns aralıklarla meydana geldiğinden, sinyalin genişliği ve elektron geçiş süresinin birleşimi bu değerden az olmalıdır. Şekil 4.10,4.11 ve 4.12 yanıtlama zamanı parametrelerinin 1000 V daki dağılımlarını göstermektedir. 55 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Elektron Geçiş Süresi (ns) Şekil 4.10. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için elektron geçiş süresi dağılımı Yükseliş Süresi (ns) Şekil 4.11. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için yükseliş süresi dağılımı 56 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Sinyal Genişliği (ns) Şekil 4.12. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için sinyal genişliği dağılımı 4.3.2. Kazanç İkinci karanlık kutuda kazanç, karanlık akım, doğrusallık ve toplama verimliliği ölçüldü. Temelde bu test düzeneği fotoçoğaltıcının çıkışındaki anot akımını ölçmek için tasarlanmış bir sistemdir. Bir fotoçoğaltıcının kazancı, anot akımının katot akımına bölünmesiyle elde edilir ( G=Ia/Ik ). Dolayısı ile anot ve katot akımının ayrı ayrı ölçülmesi gerekir. Bunun için iki farklı fotoçoğaltıcı tabanı kullanıldı. Bunlar anot ve katot tabanı olarak adlandırılır. İkisi arasındaki temel fark ise anot tabanında, katot ile anot arasına tüm dinotları kapsayan bir potansiyel fark uygulanırken, katot tabanında sadece katot ile ilk dinot arasına gerilim uygulanır. Diğer dinotlar ve anot kısa devre olmuştur. Bu test düzeneğinde ışık kaynağı olarak halojen bir tungsten lamba kullanıldı. Kutu içinde meydana gelebilecek istenmeyen yansımaları önlemek için kutunun iç yüzeyi siyah pamuklu bir kumaş ile kaplandı. 57 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Şekil 4.13. Anot (solda) ve katot (sağda) tabanı Şekil 4.14, kazanç ölçüm test düzeneğini göstermektedir. Halojen lambanın önüne ışık şiddetini azaltmak için filtreler yerleştirildi. Bunlardan biri mavi renk filtresi, diğeri ise mavi ışık dalga boyları (~400 nm-450 nm) arasında ortalama 2 optiksel yoğunluğa sahip absorblayıcı filtredir. Fotoçoğaltıcıdaki anot akımının 1 mA’ i geçmesi fotoçoğaltıcının yanmasına neden olabilir. Dolayısı ile ışık şiddetinin ve filtrelerin çok iyi ayarlanması gerekir. Fotoçoğaltıcıya 500 V dan 1600 V a kadar, voltaj 50’şer 50’şer artırılarak potansiyel farklar uygulandı. Her bir voltajdaki anot akımı Keitley marka bir pikoampermetre tarafından okundu. Voltaj değişimi ve anot akımı ölçümleri için LabView de yazılan programlardan faydalanıldı ve okunan anot akımları bilgisayara kaydedildi. Fotoçoğaltıcı Mavi Pikoampermetre Filtre Tungsten Lamba Spektrometre Yüksek Voltaj Şekil 4.14. Kazanç ölçüm test düzeneği 58 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Şekil 4.15. Kazanç test düzeneğinin dışarıdan genel görünümü Şekil 4.16. Kazanç test düzeneği 59 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Katot akımı ölçümleri için anot tabanı, katot tabanı ile değiştirildi. Halojen tungsten lambanın önündeki absorplayıcı filtre kaldırıldı. Daha sonra voltaj 115 V dan 368 V a kadar 11,5 V aralıklarla artırılarak, fotoçoğaltıcının katot akımları yine aynı yöntem ile ölçülüp bilgisayara kaydedildi. Alınan her ölçüm için bir de ışık şiddeti spektrometre tarafından alındı. Böylece sabit ışık şiddeti altında verilerin alındığı garanti edilmiş olundu. Fotoçoğaltıcının ışık kaynağına olan uzaklığı ölçümleri etkileyeceğinden, anot ve katot tabanları değiştirildikten sonra fotoçoğaltıcının tungsten lambaya uzaklığının aynı olduğunu belirlemek için, tahtadan yapılmış bir fotoçoğaltıcı yuvası kullanıldı. Bir fotoçoğaltıcının kazancı anot akımının katot akımına bölünmesiyle elde edilir. Örneğin 1000 V daki kazancı hesaplarken, 1000 V daki anot akımını ona karşılık gelen katot akımına (230 V daki) bölüp 100 ile çarpmamız gerekir. Oranı 100 (102) ile çarpmamızın nedeni katot akımını ölçerken ortalama optiksel yoğunluğu 2 olan absorplayıcı filtreyi kullanmamızdır. Bundan dolayı filtre etkisini de göz önüne almamız gerekir. 3,50E+04 3,00E+04 Kazanç 2,50E+04 2,00E+04 1,50E+04 1,00E+04 5,00E+03 0,00E+00 400 600 800 1000 1200 1400 Yüksek Voltaj (V) Şekil 4.17. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için kazanç – voltaj grafiği 60 1600 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Kazanç Şekil 4.18. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için 1000 V daki kazanç dağılımı Kazanç Şekil 4.19. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için 1100 V daki kazanç dağılımı 61 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK 4.3.3. Karanlık Akım Bir fotoçoğaltıcı aydınlatma altında olmadığında bile küçük bir akım hala akmaya devam eder. Buna karanlık akım denir ve kısaca gürültü olarak tanımlanabilir. Fotokatot ve dinotlardaki termoiyonik yayınım, fotoçoğaltıcının içindeki ya da dışındaki bağlantılardan meydana gelen sızıntı akımları, alan yayınımı gibi çeşitli süreçlerin sonucu olarak ortaya çıkar. Genelde çoğu fotoçoğaltıcı bu etkiyi minimum yapacak şekilde tasarlanır ve üretilir. Sinyal/gürültü oranını maksimum yapmak için CASTOR fotoçoğaltıcılarının karanlık akımı mümkün olduğu kadar düşük olmalıdır. 25 Karanlık Akım (nA) 20 15 10 5 0 300 500 700 900 1100 1300 1500 1700 -5 Yüksek Voltaj (V) Şekil 4.20. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için karanlık akım – voltaj grafiği Karanlık akım ölçülürken anot tabanı kullanıldı. Veriler alınmadan önce fotoçoğaltıcı karanlık kutu içine yerleştirilip 30 dk boyunca 1000 V luk gerilim uygulandı. Sonra 500 V’ dan 1600 V’ a kadar voltaj 100’er 100’ er arttırıldı ve Keitley marka pikoampemetre tarafından anot karanlık akımı ölçüldü. 62 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Fotoçoğaltıcı Numarası 6665 6674 6675 6695 6697 6700 6701 6702 6703 6704 6705 6706 6707 6708 6709 6710 6711 Ölçülen (nA) 9,87 2,76 2,77 0,016 0,015 0,094 0,039 0,023 0,018 0,067 0,107 0,043 0,016 0,011 0,097 0,013 0,011 Sertaç ÖZTÜRK Hamamatsu Fotoçoğaltıcı (nA) Numarası 7,7 6712 1,9 6713 4 6716 0,05 6717 0,06 6971 0,13 6975 0,08 6978 0,08 6979 0,05 6980 0,1 6981 0,17 6982 0,06 6983 0,03 6984 0,13 6985 0,04 6986 0,03 6987 0,02 6990 Ölçülen (nA) 0,026 0,011 0,075 0,066 0,048 0,21 0,14 0,082 0,085 0,016 0,043 0,068 2,44 0,08 0,086 0,103 0,25 Hamamatsu (nA) 0,05 0,02 0,14 0,13 0,04 0,16 0,07 0,08 0,05 0,03 0,04 0,05 0,08 0,08 0,09 0,11 0,19 Tablo 4.2. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için karanlık akımın ölçülen ve Hamamatsu firması tarafından verilen değerleri Tablo 4.2, 1000 V’ da laboratuarda ölçülen karanlık akım değerleri ile Hamamatsu firmasının gönderdiği değerlerin her bir fotoçoğaltıcı için karşılaştırmasını göstermektedir. Test edilen fotoçoğaltıcılar içerisinde sadece 4 tanesinin karanlık akımı 1 nA’ den yüksek çıktı. Özellikle 6984 numaralı fotoçoğaltıcıda oldukça kararsız karanlık akım değerleri gözlemlendi ve Hamamatsu firmasının ölçtüğü değerden çok daha yüksek bir değer bulundu. 4.3.4. Doğrusallık Bir kalorimetrenin verimi ve güvenilirliği kullanılan fotoçoğaltıcıların geniş ışık şiddeti aralığında doğrusal olmasına bağlıdır. Bir fotoçoğaltıcı varlanan ışığın şiddetiyle orantılı sinyal üretir. Eğer bir fotoçoğaltıcının çıkışı (toplam yük veya akıma göre) gelen ışık şiddetinin miktarı ile orantılı biçimde doğrusalsa, o fotoçoğaltıcı doğrusaldır. Doğrusallık iki farklı yolla ölçülebilir. DC doğrusallık 63 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK sürekli bir ışık kaynağı ile belirlenir ve temelde fotoçoğaltıcının dinamik aralıklarını gösterir. Puls doğrusallığı ise fotoçoğaltıcının bir sinyalden sonra geri dönüp yeni sinyale hazır olma karakteristiklerini gösterir (Akgun,2003). Laboratuarda CASTOR fotoçoğaltıcılarının doğrusallıkları ölçülürken DC metottan faydalanıldı. Bunun için aynı halojen tungsten lamba kullanıldı. Işık kaynağının önüne farklı optiksel yoğunluklara sahip absorplayıcı filtreler yerleştirilerek fotoçoğaltıcının değişik ışık şiddeti miktarları için aydınlatılması sağlandı. Fotoçoğaltıcının çıkışındaki anot akımı Keitley marka pikoampermetre tarafından okundu. Optiksel Yoğunluk 1,00E-03 0 1 2 3 4 5 6 7 1,00E-04 2 R = 0,9918 Anot Akımı 1,00E-05 1,00E-06 1,00E-07 1,00E-08 1,00E-09 1,00E-10 Şekil 4.21. 6982 numaralı fotoçoğaltıcı için 1000 V’ daki anot akımı – optiksel yoğunluk grafiği Şekil 4.21, 6982 numaralı fotoçoğaltıcı için DC doğrusallık ölçümünü göstermektedir. R 2 0,9918 1 olması, fotoçoğaltıcının bu ışık şiddeti aralığında iyi bir doğrusallığa sahip olduğunu söylemektedir. 64 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK 4.3.5. Toplama Verimliliği Fotoçoğaltıcıya gelen ışık fotokatotdan fotoelektrik etki ile elektronlar kopartır. Yayımlanan elektronların sayısı fotoçoğaltıcının kuantum verimliliğine bağlıdır. CASTOR fotoçoğaltıcıları için fotokatot bialkaliden yapılmıştır ve 420 nm dalga boyunda kuantum verimlilik %28 dir. Bunun anlamı, fotokatota 100 tane foton çarptığında, yaklaşık olarak 28 tane fotoelektronun fotokatottan yayımlanmasıdır. Aynı ışık şiddeti altında, fotokatottan hemen hemen eşit miktarda fotoelektron yayımlanması ve katot akımının uygulanan voltaja bağlı olmaması beklenir. Fakat gerçekte böyle değildir. Fotokatottan yayımlanan fotoelektronlar her yöne doğru olup, bunları ilk dinota doğru odaklayacak ve hızlandıracak bir elektrik alan gerekmektedir. Oluşan elektrik alan şiddeti uygulanan voltaj ile orantılıdır. Belli bir voltaj değerinden sonra elektrik alan şiddeti o kadar kuvvetlidir ki yayımlanan tüm fotoelektronları toplayıp ilk dinota gönderir. Bu voltaj değerinden sonra gerilim arttırılsa dahi katot akımının sabit kalması beklenir. Filtresiz 250 O.Y.=0,1 O.Y.=0,3 Katot Akımı (nA) 200 150 100 50 0 0 50 100 150 Voltaj (V) 200 250 Şekil 4.22. 6665 numaralı fotoçoğaltıcı için katot akımı – voltaj grafiği 65 300 4. ARAŞTIRMA VE BULGULAR Sertaç ÖZTÜRK Halojen tungsten lambanın önüne farklı optiksel yoğunluklu (O.Y.) filtreler yerleştirilerek fotoçoğaltıcının katot akımları ölçüldü. Beklenildiği gibi yaklaşık 100 V civarında katot akımı doyuma ulaştı. 66 5. SONUÇ Sertaç ÖZTÜRK 5. SONUÇ CASTOR kalorimetresinin fotoçoğaltıcıları için 1000 V’ da aranılan kriterler tablo 5.1 de gösterilmektedir. Kazanç 10 3 ,10 4 Karanlık Akım < 1 nA Elektron Geçiş Süresi < 25 ns Sinyalin Yükseliş Süresi < 5 ns Puls Genişliği < 15 ns Tablo 5.1. CASTOR fotoçoğaltıcıları için istenilen özellikler. Ölçülen kazanç değerleri Hamamatsu şirketinin verdiği değerlerden biraz farklı çıktı. Hamamatsu şirketi 1000 V’ daki kazancı 6000 olarak göstermiş olmasına rağmen sadece birkaç fotoçoğaltıcıda bu değer ve üstü ölçüldü. Şekil 4.18 ve şekil 4.19 da açıkça görüldüğü gibi yapılan testler sonucu yaklaşık olarak 1100 volt da kazanç 6000 olarak ölçüldü. Bu çalışmanın bir benzeri Iowa Üniversitesinde yapılan HF detektörünün fotoçoğaltıcılarının kalite kontrol testleridir (Akgun,2003). Burada test edilen Hamamatsu R7525 fotoçoğaltıcıları için kazanç 1000 V’ da 50000 olarak Hamamatsu şirketi tarafından gösterilmesine rağmen yapılan testler sonucu bu kazanç değerine yaklaşık 1100 V’ da ulaşılmıştır. Dolayısıyla elde ettiğimiz kazanç değeri ölçümleri daha önceki benzer çalışmalar ile uyum içerisindedir. Ayrıca bazı fotoçoğaltıcılar için 1000 V’ da 6000 ve üzeri kazanç değeri ölçülmesi sistemin güvenilirliğinin de bir göstergesidir. Bir sinyal için toplam varlanma süresi elektron geçiş süresi ile puls genişliğinin toplamıdır. Her 25 ns’ de yeni çarpışmanın gerçekleştirileceği BHÇ’ de elektron geçiş süresi ve puls genişliğinin toplamı bu değerden küçük olmalıdır. Şekil 67 5. SONUÇ Sertaç ÖZTÜRK 4.10, 4.11 ve 4.12’ deki yanıtlama zamanı parametreleri test sonuçlarına baktığımız da CASTOR detektörü için istenilen şartların sağlandığı görülmektedir. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar 1000 V’ da yaklaşık 13 ns’ lik geçiş süresine sahiptir. Düşük voltajda dahi elektron geçiş süresi 16 ns’ nin altında ölçülmüştür. Test edilen bütün fotoçoğaltıcılar için puls genişliği 3 ns civarında dağılım göstermektedir. Dolayısı ile sinyalin toplam varlanma süresi 25 ns’ nin altındadır ve bu bizim istediğimiz sonuçtur. Sinyalin yükseliş süresi için dağılım 2 ns civarındadır. İstenilen 5 ns’ den küçük olma şartı şağlanmıştır. Karanlık akım ölçümlerinde, sadece 4 tane fotoçoğaltıcıda (6665, 6674, 6675, 6984) 1 nA’ den fazla karanlık akım değeri ölçülmüştür. Özellikle 6984 numaralı fotoçoğaltıcı oldukça kararsız bir davranış göstermiş ve Hamamatsu şirketinin ölçtüğü karanlık akım değerinden çok daha yüksek çıkmıştır. Bu çalışmanın bir başka önemi ise ilk kez Türkiye’ de yapılan bir çalışma ile CMS deneyine donanım anlamında bir katkı sağlanmış olmasıdır. 68 KAYNAKLAR AKGUN,U., 2002. Timing, Gain, and Dark Current Measurements of PMTs from Three Different Manufacturers for HF Calorimeter, CMS Internal Note: IN 2002/032 AKGUN, U., 2003. CMS HF Calorimeter PMTs and c Lifetime Measurement, Iowa University, USA AKGUN. U., 2002. Single and Double Pulse Linearity Studies Performed on Candidate PMTs for HF Calorimeter, CMS Internal Note: IN 2002/030 CMS Tecnical Desing Report, 2004. CERN/LHCC DUMANOGLU, İ., 2003. CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısındak CMS Deneyi, VIII. Ulusal Nükleer Bilimler ve Teknolojileri Kongresi, 15-17 Ekim, Erciyes Üniversitesi, Kayseri ELECTRON TUBES, 2006. Photomultipliers, U.K. EMI, 1979. Photomultiplier Catalog, England GLADYSZ-DZIADUS, E., 2005. CASTOR: Centauro and Strange Object Research Exotic Aspects of Forward Physics at the LHC, Krakow, Poland HAMAMATSU PHOTONICS, 2006. Photomultiplier Tubes Basics and Application Third Edition, Japan HAMAMATSU PHOTONICS K.K., 1999. Photomultiplier Tubes, Basics and Applications. Editorial Committee, Japan HAMAMATSU PHOTONICS K.K., 2004. Photomultiplier Tubes and Assemblies For Scintillation Counter and High Energy Physics, Japan HOFMAN, D.J., Heavy Ion Physics with CMS, University of Illinois, SA LEO, W.R., 1993.Techniques for Nuclear and Particle Physics Experiments, New York MASETTI, G., 2005. Search for the MSSM Neutral Higgs Bosons with the CMS Experiment at LHC, Bologna, Italy 69 MAVROMANOLAKIS, G., 2003. Quartz fiber calorimetry and calorimeters, Cambridge, UK MOORTGAT, F., 2004.Discovey Potential of MSSM higgs Bosons Using supersymmetric Decay Modes with the CMS Detector, Antwerpen NORBECK, E., 2006. Physics at Very Small Angles with CASTOR at CMS, 22nd Winter Workshop on Nuclear Dynamics, USA PHILIPS PHOTONICS, 1994. Photomultiplier Tubes, Principles and Applications, France YETKİN, T., 2006. Search for Susy in Missing Transverse Energy Plus Multijet Topologies at s = 14 TeV and Geant4 Simulation of the CMS Forward Calorimeter in the 2004 Test Beam, Ç.Ü., Adana 70 ÖZGEÇMİŞ 1982 yılında Malatya’ da doğdum. İlköğretim ve lise eğitimini Malatya’ da tamamladıktan sonra 1999 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fizik Bölümünü kazandım. 2003 yılında fizik bölümünden mezun oldum ve aynı yıl Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde Fizik Anabilim Dalında tezli yüksek lisans programına başladım. 2006 yılında fizik bölümüne araştırma görevlisi olarak atandım. Halen bu göreve devam etmekteyim. 71