Eylül-1986 İSLAM DİNİNİN OKUMAYA VE İLME VERDİĞİ ÖNEM Dursun Dede ِ ْ ْخل َ َْق ْْ﴾ ٢﴿ ْ ْنْ َعلَق ْْ اْل ْن َسا َْنْ ِم ْ َ اس ِْمْ َر ِب َ ْْ﴾ ١﴿ ْخل َ َْق َ ْكْالَ ۪ذي ْ ِا ْق َر ْأْْ ِب ِ ْ ْ ﴾ْْ َعل َ َْم٤﴿ ْ ﴾ْْاَلَ ۪ذيْ َعل َ َْمْبِا ْل َقل َ ِْم٣﴿ ُّْْكْ ْاْل َ ْك َرم ْاْل ْن َسا َْنْ َماْلَ ْْم ْ َ ُّ ِا ْق َر ْأْْ َو َرب ْ﴾ ٥﴿ ْيَ ْعل َ ْْم Muhterem Müslümanlar! İslam dini, okuyup yazmaya, öğrenmeye ve ilme büyük değer vermiştir. Bu hususta Allah Teala tarafından Peygamberimiz Muhammed Mustafa’ya (S.A.S.) Kuranı Kerimden ilk nazil olan ayetler şöyledir: "Yaradan Rabbinin adıyla oku. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin, nihayetsiz kerem sahibidir ki kalemle (yazı yazmayı) öğreten O'dur. İnsana bilmediğini o öğretti". (1) Yüce Rabbimiz Kuranı Kerimin diğer bir ayetinde de "De ki, bilenlerle bilmeyenler (hiç) bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahibleri öğüt alırlar" (2) buyuruyor. Aziz Müminler; Kuranı Kerim'in bir çok yerinde ve Sevgili Peygamberimizin hadisi şeriflerinde okuma yazmanın ve ilim öğrenmenin üzerinde durulmuştur. İslam tarihine baktığımız zaman da bu hususta canlı misallar görmekteyiz. Bu bakımdan burada Bedir savaşında esir düşen müşriklere yapılan muameleyi hatırlatmakta fayda olur kanaatindeyim: Bildiğiniz gibi Bedir savaşı müslümanlarla müşrikler arasında yapılan ilk muharebedir. İslam tarihinde önemli bir yeri vardır. Bu harbi kazanan müslümanlar, müşriklerin bir kısmını da esir almışlardır. O devirlerde esirlere ve kölelere ağır işler yaptırılır, insanlık dışı kötü muameleler reva görülürdü. Sevgili Peygamberimiz ise, Bedir esirlerinin bir kısmını kurtuluş fidyelerini ödedikten sonra serbest bırakmıştır. Kurtuluş fidyesi ödeyemeyenler de müslümanlardan onar kişiye okuyup yazma öğretmek suretiyle hürriyetlerine kavuşmuşlardır. Bu durum, İslam dininin okuyup yazmaya, ilme, eğitim ve öğretime ne kadar önem verdiğini gösteren tarihen sabit canlı bir delildir. Muhterem din kardeşlerim, İslamiyetin ilk yıllarından itibaren camiler, ibadethane olmanın yanında birer okul olarak da hizmet vermişlerdir. Medreseler ilk yatılı yüksek okullardır. Buralarda dini bilgilerin yanında tıp, biyoloji, fizik, kimya, matematik ve astronomi gibi müsbet ilimler de okutulmuştur. Dinimiz her zaman ilmi teşvik etmiştir. Bugün insanlığın eriştiği ilim ve teknik sayesinde, yıllar önce hayal gibi görülen şeyler gönümüzde birer gerçek olarak ortaya çıkmıştır. Bugün için hayal olarak düşündüklerimiz de ilim ve tekniğin ilerleyip gelişmesiyle gelecekte birer hakikat olabilir. Çünkü ilim ve teknik hergün ilerlemekte yeni yeni buluşları insanlığın hizmetine sunmaktadır. İslam dininin gayesi de insanlığın dünya ve ahiret saadetine kavuşmasıdır. Bu itibarla insanlığın her iki cihanda da saadetine hizmet eden ilim ve tekniği, İslamiyet teşvik etmiştir. Değerli Müminler, Yüce Allah, üzerinde yaşadığımız dünyamızı, gökleri ve bütün kainatı muazzam bir düzen içerisinde yaratmıştır. Bu hususta insana düşen görev, araştırmak, ilim ve tekniğe sarılmak suretiyle kainatın sırlarını çözmeye çalışmaktır. Böylece her şeyi yaratan Allah'ın yüceliğine bütün benliği ile inanmak ve O'na karşı kulluk görevlerini de yerine getirmektir. Burada bir misal olması bakımından şu hususu dikkatlerinize sunuyoruz: Kuranı Kerim, yedi kat semadan bahsetmektedir. Bu hususta Yüce Rabbimiz: "Yerde olanların hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra göğe doğru yönelerek yedi gök olarak onları düzenlemiştir. O her şeyi bilir" (3) buyuruyor. Diğer bir ayeti kerimede de: "Andolsun ki üstünüzde yedi tabaka yarattık. Biz yarattığımızdan habersiz değiliz" (4) buyurmaktadır. Acaba bu yedi kat sema nedir? Bugün insanlık göklerin sırlarını ne ölçüde çözebilmiştir. Bu ve benzeri soruların cevabını bulmaya çalışmak ilme sarılmakla mümkün olur. Ayrıca toprağın derinliklerinde, denizlerde ve göklerde bulunan, insanlığın refah ve saadetine hizmet edecek her şey çalışmak suretiyle ilim ve tekniğin ilerlemesi neticesinde ortaya çıkarılabilir. Bundan başka Kuranı Kerim bir çok ilmi gerçeği bilim adamlarının dikkatine sunmuştur. Aziz din kardeşlerim, Yukarıda kısaca zikrettiklerimizden, İslam dininin okuma yazmaya, eğitim ve öğretime, ilme büyük önem verdiğini görmekteyiz. Gerçek bu iken genel nüfusumuz içerisinde hala okuma yazma dahi bilmeyenlerin sayısının epeyce fazla olması cidden üzücüdür. Bu bakımdan çocuklarımızın, gençlerimizin okumasına, eğitim ve öğretimlerine önem verelim. Onları, milli ve manevi değerlerine bağlı bilgili kişiler olarak yetiştirmek için bütün gücümüzle gayret gösterelim... *** 1) 2) 3) 4) Alak sûresi: 1-5 Zümer sûresi: 9 Bakara sûresi: 29 Mü'minun süresi: 17