Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Anabilim Dalı Yüksek Lisansı Ülke Analizi Dersi Finansal Kırılganlık Göstergeleri ve Türkiye Uygulaması Kıvanç Duru İçindekiler Finansal Kırılganlığın Tanımı .................................................................................................................... 2 Finansal Krizin Tanımı .............................................................................................................................. 3 Finansal Kırılganlık Göstergeleri Ve Finansal Kırılganlık Endeksi ............................................................. 3 Finansal Kırılganlık Göstergelerinde Türkiye Uygulaması........................................................................ 7 Verilerin Değerlendirilmesi Reel Kur Endeksi .......................................................................................... 7 Kamu İç Borç Stoku .................................................................................................................................. 8 Kamu Net Borç Stoku .............................................................................................................................. 9 Kamu Toplam Borç Stokunun Toplam Kamu Varlıklarına Oranı .............................................................. 9 Tüfe ........................................................................................................................................................ 10 BİST 100 Endeksi .................................................................................................................................... 11 Finansal İstikrarın Sağlanması ............................................................................................................... 11 Sonuç ..................................................................................................................................................... 12 Kaynakça ................................................................................................................................................ 13 FİNANSALKIRILGANLIK GÖSTERGELERİ VE TÜRKİYEUYGULAMASI FinansalKırılganlığınTanımı Finansal kırılganlık makroekonomik dengede, kredi faiz oranları, cari işlemler dengesi, kısa vadeli ve uzun vadeli borçlanma gibi genel finansal araçlardaki bozulmalar sonucu Borç / Öz kaynak dengesini bozulmasıyla borcu ödeyemez hale gelme durumu neticesinde yeni borçlanma döngüsü içerisine girilmesidir. Tarih boyunca ulusal boyuttaki ekonomik yapılarda önlenemeyen finansal krizler ekonomik krizlerle neticelenmiştirler. Finansal krizlere karşı öncü göstergeler olan finansal kırılganlık göstergeleri, ekonomik yapının içinde bulunduğu ve gelecekte neyin beklediği hakkında kayda değer ipuçları vermektedir. Hyman Minsky sağlam ekonomi ve kırılgan ekonomi ayrımını yaparak finansal kırılganlığı tanımlamıştır. Buna göre; bir ekonomide eğer yükümlülüklerin yerine getirilmesi noktasında ortaya çıkan küçük bazı aksamalar sistemde zincirleme olarak büyük değişimlere neden olmuyorsa ya da olsa bile sistem çok kısa bir zamanda kendini toparlayabiliyorsa o sistemin sağlam olduğu ileri sürülebilir. Buna karşılık, eğer yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından bazı aksamalar karşısında sistem çok büyük tepkiler veriyorsa ve sistem kendini toparlayamıyorsa o sistem kırılgan bir yapıya sahiptir denir. Sistem genelinde geçerli olan bu yapı tek tek firmalar, hane halkları ve finansal kurumlar için de geçerlidir. Bir iktisadi birimin sağlam bir yapıya mı kırılgan bir yapıya mı sahip olduğu, bu iktisadi birimin elde edeceği nakit akımları ile yerine getirmesi gereken yükümlülüklere bağlı olarak belirlenir. Bu bağlamda eğer bir birimin elde edeceği nakit akımları (gelir‐kar vb.) yükümlülüklerini yerine getirilmesini sağlıyorsa o birimin sağlam olduğu, aksi takdir de kırılgan olduğu söylenebilir.1 Ekonomilerde finansal istikrar yapısının bozulması, kırılganlığı arttıran temel durumlardan birisidir. Varlıkların spekülatif saldırılara maruz kalarak değer yapılarının bozulması sonucu ortaya çıkan finansal istikrarsızlık önemli bir mali sorundur. Finansal istikrar, para politikasının etkinliğini önemli ölçüde artırmakta, finansal istikrarın sağlanamaması ise ülke ekonomisinde ve toplumsal refahta olumsuzluklar yaratmaktadır. Bu nedenle merkez bankaları finansal sistemin istikrarını çok yakından takip etmektedir. Bu gelişmelere paralel olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası finansal istikrarı, dolayısıyla güçlü ve etkin işleyen bir 1 Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 67, No. 2, 2012, s. 189‐212, Hyman Mınsky’nin Finansal İstikrarsızlık Hipotezi Çerçevesinde Finansal Krizler Ve Çözüm Öneriler, Yrd. Doç. Dr. Erkan Tokucu finansal sistemin varlığını, temel amacı olan fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik vazgeçilmez bir unsur olarak değerlendirmektedir. 2 Bu kapsamda Merkez Bankası, ‐ Finansal istikrara yönelik sistemik risk unsuru olabilecek yapısal ve makroekonomik gelişmelerin tespitine, takibine ve gerektiğinde diğer kurumlarla işbirliği içinde bunlara yönelik tedbirler alınmasına, ‐ Finansal istikrar açısından finansal sektörün ve gerektiğinde kuruluşların etkinliğini ve sağlamlığını izlemeye, ‐ Uluslararası alanda finansal istikrara ilişkin gelişmelerin takibi ve ülkemiz açısından değerlendirilmesine Büyük önem vermektedir.3 FinansalKrizinTanımı Kriz kavramı; bir işin, bir olayın geçirdiği karışık aşama, içinden çıkılması zor bir durum, birden bire ortaya çıkan kötüye gidiş gibi durumları tanımlarken kullanılır. Kriz, daha iyiye ya da daha kötüye giden bir dönüm noktası, kesin kararların verilmesi gereken kritik durumdur. Kriz sözcüğü genel anlamda olumsuz, ani gelişen, geleceği öngörme olasılığının düştüğü durumlar için de kullanılmaktadır. Yunanca da “Krisis” kavramından gelen kriz, bir durumdan başka bir duruma geçerken ortaya çıkan kararsızlık anını dile getirmektedir. Krizi sıradan durumlardan ayırt eden en önemli özellik ise ivedi yanıt verme zorunluluğudur. Krize hem yanıt vermek, hem de çabuk hareket etmek zorunludur. Bu açıdan kriz durumu, “çabuk uyum sağlamayı gerektiren değişiklikler” olarak da tanımlanabilir. Krizin ortaya çıktığı yapıların hepsinde organizasyonlar kendilerini daha önce karşılaşmadıkları bir değişim süreci içerisinde bulurlar. Bununla beraber kriz süreci genel anlamda daha önceki işleyişi tehdit eden bir süreç olarak da tanımlanabilir.4 FinansalKırılganlıkGöstergeleriVeFinansalKırılganlıkEndeksi Finansal kırılganlıklar yaşandıkları ekonomilerde sektör bazında ciddi krizlere yol açmaktadır. Bir ekonomide birbirini etkileyen sektörler sorunları birbirlerine yansıtarak krizi makroekonomik boyuta taşımaktadırlar. Örneğin enerji sektöründe yaşanan bir finansal kırılganlığın etkisi sanayi sektörü de büyüme, istihdam düzeyi gibi birçok durumu kısa sürede etkileyecektir. Buda ekonomide daralmaya yol açacak ve toplumun refah düzeyinde olumsuz bir etki yaratacaktır. Bu krizler zaman zaman bir ülke düzeyinde kalırken zaman zaman da küresel boyutlara ulaşabilmektedir. 2 3 http://www.tcmb.gov.tr/ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Finansal İstikrar Raporu, Kasım 2014 4 Öncü Göstergeler Yaklaşımına Göre Finansal Krizler ve Türkiye Örneği, BDDK, Dr. Cüneyt sevim Literatürde genel kabul gören ekonomik daralma tanımı, gayri safi yurtiçi hasılada (GSYH) iki dönem üst üste meydana gelen negatif büyümedir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, dışa açıklık derecesinin artması tasarruf yetersizliği ile birleştiğinde ekonomi bir yandan uluslararası finansal piyasalardaki gelişmelere ve sermaye hareketlerine karşı oldukça duyarlı hale gelmekte, diğer yandan ise ulusal finansal piyasalar işlevlerini tam olarak yerine getiremediklerinden az denemeyecek sayıda finansal piyasalar kaynaklı sorun oluşabilmektedir. Bu nedenle özellikle ulusal ve uluslararası finansal piyasalardaki baskı nedeniyle oluşan GSYH’nin iki çeyrek üst üste düşmesi şeklinde tanımlanan daralmanın ‐refah açısından olumsuzluklarını en aza indirebilmek amacıyla‐ öngörülebilmesi büyük önem taşımaktadır.5 Finansal baskıyı yansıtabileceği düşünülen değişkenler yardımı ile GSYH’nin iki çeyrek üst üste düşme olasılıkları çeşitli istatistiksel ve ekonometri yöntemleriyle hesaplanmıştır. Bu hesaplamaya Finansal Kırılganlık (Baskı) Endeksi denilmektedir. Bu bağlamda Türkiye ekonomisi için 8 makroekonomik temel değişken seçilerek, bir FKE türetilmiştir. Bu sekiz değişken şunlardır: 1‐ 2‐ 3‐ 4‐ 5‐ 6‐ 7‐ 8‐ Cari İşlemler Dengesi / GSMH Reel Kur Endeksi İthalat / İhracat Kısa Vadeli dış borç / TCMB döviz Rezervleri Konsolide Bütçe Dengesi / GSMH İMKB (Borsa İstanbul) 100 endeksinin yıllık artış oranı Kısa‐vadeli Dış Borç / Orta ve Uzun‐vadeli Dış Borç Kamu Net Borç Stoku / GSMH. Finansal kırılganlığın arttığını gösteren “eşik değer” 0.40 olarak bulunmuş ve bu eşik değerin hem 1994 hem de 2001 krizlerini önceden tahmin etme yetisi olduğu gözlenmiştir. Endeks değeri; 1992 ve 1999 yıl‐sonu itibariyle düşükken (sırasıyla ‐0,06 ve 0,25), 1993 yıl‐sonunda 0.98; 2000’de ise 0.90 değerine ulaşarak, ekonomide kırılganlığın artığına dair çok güçlü sinyaller üretmiştir. Buna karşın endeks değeri, finansal kırılganlığın artığını gösteren eşik değere 2001 krizinden sonra hiç ulaşamamış; 2008‐2009 krizini öngören bir sinyal üretmemiştir. Ama bu da, 2008‐2009 krizinin yurtiçi değil yurt‐dışı kaynaklı olduğu göz önüne alınırsa, olması gerektiği gibidir.6 5 Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı, Türkiye için Finansal Baskı Endeksi Oluşturulması, Nisan2013 6 Finansal Kırılganlık Endeksi (Türkiye 1989‐2011) Ve Yorumlar, Umut Çakmak Bir Finansal Kırılganlık Endeksi’nin “ürettiği öngörülerin gerçekleşme olasılığına ait güvenilirliğinin” yüksek olması için veri setinin geniş tutulması gerekmektedir. Çünkü finansal krizler, çoğu kez birçok temel makro değişkendeki bozulmadan veya bozulma beklentisinden, yapısal zaaflardan ve politik/ekonomik dışsal olumsuzlukların doğmasından kaynaklanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı krizler üzerine 1990’lı yıllarda yapılan birçok çalışmada, önemli kriz göstergeleri olarak sayılabilecek çeşitli değişkenler/oranlar yazarlar tarafından vurgulanmıştır. Kaminsky, Lizondo ve Reinhart bu göstergeleri şu şekilde özetlemiştir:7 i. ii. iii. iv. v. vi. vii. viii. ix. x. Sermaye hesabına ilişkin: Uluslararası rezervler, sermaye akımları, kısa dönemli sermaye akımları, doğrudan yabancı sermaye, yurt‐içi ve yurtdışı faiz oranları arasındaki farklılıklar. Borç profiline ilişkin: Toplam dış borç, kamu dış borcu, kısa dönemli borçlar, borç servisi ve yabancı yardımlar. Cari işlemler hesabına ilişkin: Reel döviz kuru, cari işlemler dengesi, dış ticaret dengesi, ihracat, ithalat, ticaret hadleri, tasarruflar ve yatırımlar. Uluslararası değişkenlere ilişkin: Yabancı reel GSMH büyüme hızı, faiz oranları ve fiyat seviyesi. Finansal serbestleşmeye ilişkin: Kredi büyümesi, para çarpanındaki değişme, reel faiz oranları, banka borç ve mevduat faiz oranları arasındaki fark. Reel sektöre ilişkin: Reel GSMH büyüme hızı, üretim, ücretler, hisse senedi fiyatlarındaki değişmeler, istihdam/işsizlik. Mali değişkenlere ilişkin: Mali açık, kamu tüketimi ve kamu sektörüne yönelik krediler. Kurumsal–Yapısal faktörlere ilişkin: Döviz kontrolleri, finansal serbestleşme, bankacılık krizleri, geçmişte yaşanan döviz krizleri. Politik değişkenlere ilişkin: Hükümet değişikliği, yeni maliye bakanı, politik istikrarsızlık, seçim. “Diğer” finansal değişkenler: Merkez bankasının bankacılık sistemine aktardığı kredi miktarı, tahvil getirileri, yurt‐içi enflasyon oranı, “gölge” döviz kuru, M2/uluslararası rezervler. 7 Finansal Kırılganlık Endeksi (Türkiye 1989‐2011) Ve Yorumlar, Umut Çakmak Finansal kırılganlık endeksinin belirlenmesin de, daralmaların ön görülerek önlemler alınması sağlanabilmekte ve sorunların tespit edilebilmesiyle çözüm odaklı politikalar izlenebilmektedir. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı sorunların ayrıştırılmasını sağlamaktadır. Kaynak: Bülent Erdoğan Yüksek Lisans Tezi, Şekil 3.1. Bankacılık ile Döviz krizleri Arasındaki Mekanizma, Şubat‐2006 Ekonomilerde, faiz oranlarında artış, banka bilançolarında kötüleşme, borsada düşüş, ekonomide belirsizlik durumları ters seçim ve ahlaki çöküntüyü ortaya çıkarmakta bu da döviz piyasasında krizlere sebep olabilmektedir. Bunun yanı sıra, bankacılık krizi ve ekonomik faaliyetlerde daralama ortaya çıkabilecek diğer durumlardır. FinansalKırılganlıkGöstergelerinde TürkiyeUygulaması Finansal kırılganlık göstergeleri çerçevesin de, Türkiye ekonomisinin ortalama olarak son on yıllık süreci için değerlendirmesiyle finansal kırılganlık durumu incelenmek istenmiştir. Son 20 yılda 1994 2001 ve 2008 krizi olmak üzere 3 büyük kriz geçiren Türkiye ekonomisi uzun yıllardır yüksek enflasyon, yüksek cari açık, döviz krizi, işsizlik, bütçe açığı gibi önemli ekonomik sorunlarla boğuşmaktadır. 1994 yılında yüksek cari açık ve yüksek faiz yükü kamuyu yeni politikalara yöneltmiş, yanlış politikalar sonucunda gelen döviz krizi, kamuda öncekine nazaran çok daha yüksek faiz oranıyla borçlanma zorunluluğu getirmiştir. Aşırı spekülatif sermaye girişi finansal yapıda kırılganlığa yol açmış ve yüksek faizle borçlanma döngüsünden çıkılamamıştır. Likidite kökenli banka krizi olarak başlayan 2001 Şubat krizi, önlenemeyen bir dizi problem sonrasında gecelik faiz oranlarının %2000lere çıkmasına sebep olmuştur. 2008 yılında Mortgage kredilerinin iyi yönetilememesi neticesinde ABD kaynaklı büyük bir küresel kriz patlak vermiş ve Türkiye de bu finansal krizden nasibini almıştır. VerilerinDeğerlendirilmesiReelKurEndeksi 2004 ‐ 2014 Tüfe Bazında Reel Efektif Döviz Kuru 140,00 120,00 100,00 80,00 60,00 40,00 20,00 Tem.14 Oca.14 Tem.13 Oca.13 Tem.12 Oca.12 Tem.11 Oca.11 Tem.10 Oca.10 Tem.09 Oca.09 Tem.08 Oca.08 Tem.07 Oca.07 Tem.06 Oca.06 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 0,00 TÜFE Baz 2003=100 Kaynak: http://evds.tcmb.gov.tr/ Yukarıda ki grafikte tüfe bazında reel efektif döviz kurunun 2004‐2014 yılları arasında ki seyri görülmektedir. Tüketici fiyatları endeksinin baz alınarak döviz kurundaki değişim 2003yılı=100 şeklinde kabul edilmektedir. Döviz kuru on yıllık süreçte genel olarak çok dalgalı bir seyir izlemektedir, özellikle bazı yıllarda sert dalgalanmalar yaşamıştır. 2006 Ocak – Nisan ayları arasında sert bir düşüş yaşamış. Sonra tekrar yükseliş eğilime geçmiştir. 2008, 2012 ve 2014 Ocak aylarında da belirgin dalgalanmalar yaşamıştır. Türkiye de fiyatlar genel düzeyinde belirgin bir rolü olan döviz kurunun yaşadığı dalgalanmalar finansal piyasalara da kazanç kaybı ve belirsizlik gibi olumsuz yansımaları olabilmektedir. Döviz kurunun belirli bir çapaya bağlanarak sabitlenmesi ya da istenilen düzey için baskı altında tutulması gibi durumlar, ekonomiyi finansal anlamda daha kırılgan hale getirmektedir. Dövizin piyasada oluşacak seviyesine müdahaleler fazlalaştıkça risk düzeyi artmakta ve merkez bankasının işi zorlaşmaktadır. KamuİçBorçStoku 2004 ‐ 2014 İç Borç Stoku 450.000.000,00 400.000.000,00 350.000.000,00 300.000.000,00 250.000.000,00 200.000.000,00 150.000.000,00 100.000.000,00 50.000.000,00 Tem.14 Oca.14 Tem.13 Oca.13 Tem.12 Oca.12 Tem.11 Oca.11 Oca.10 Tem.10 Tem.09 Oca.09 Tem.08 Oca.08 Tem.07 Oca.07 Tem.06 Oca.06 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 0,00 BİN TL Kaynak: http://evds.tcmb.gov.tr/ Finansal piyasalarda en önemli göstergelerden birisi olan kamu borçlanması ülke ekonomisinin gidişatında ve kamu maliyesi politikalarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Toplam iç borç stoku içerisinde; Tahvil, Konsolide borçlar ve kur farkları, bono ve avanslar bulunmaktadır. 2004 – 2014 yıllarını içeren süreçte borç stokunun sürekli olarak artış gösterdiği buda kamunun bütçe ihtiyaçlarını (Finansman ihtiyaçları) karşılayabilmek için sıkça iç borçlanmaya başvurduğu görülmektedir. Sürekli olarak artan kamu harcamalarının finansmanı için alınan borçlar ve bu borçlanma ile sağlanan fonların verimli yatırımlarda değil de günübirlik düşüncelerle kullanılması ülkeleri borç kısır döngüsüne sokarak, borcun her devredişinde faizlerin bir kısmının borç stokuna eklenmesi sonucunu ortaya çıkarmaktadır.8 Borç stokunun artarak ödenemez hale gelmesi ve borcu ödeyebilmek için yeniden borçlanma, finansal kırılganlığın yüksek olduğunun göstergesidir. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı, Bülent Erdoğan Yüksek Lisans Tezi, Şubat‐2006 8 KamuNetBorçStoku 2004‐2014 Kamu Net Borç Stoku 350,0 300,0 250,0 200,0 150,0 100,0 50,0 0,0 Milyar TL Kaynak: Hazine Müsteşarlığı Kamuya ait iç ve dış borç stoklarının toplamını oluşturan kamu net borç stoku ekonomiye yön verenlerin finansman yaklaşımlarının göstermektedir. Borçlanma döngüsü içerisinde finansal kırılganlık artar, bunun sonucunda finans krizine dönüşür. 2004 – 2014 yılları arasında ki son on yıllık sürece bakıldığında Türkiye ekonomisinde, küresel mali krizin yaşandığı 2008 – 2010 yıllarında bir yükseliş yaşanmakla beraber net borç sokunda genel bir düşüş söz konusudur. 2014 2 çeyrek itibariyle net borç stoku 186,5 Milyar TL’dir. KamuToplamBorçStokununToplamKamuVarlıklarınaOranı 2004 ‐ 2014 Borç Stokunun Varlıkara Oranı 20,00 18,00 16,00 14,00 12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00 TNB/TV Kaynak: Hazine Müsteşarlığı Toplam kamu borç stokunun toplam borç stokuna oranı gösteren grafikte büyük bir düşüş gözlenmektedir. 2004 – 2014 yılları arasında toplam varlıklar (TV), tüm mevduatları ve finansal varlıkları kapsamaktadır. İç borç stokun da artış olmasında karşın toplam net borç (TNB) stokunda düşüş olduğu ve varlıkların borç stoku karşısında fazla olduğu gözlenmektedir. Buda finansal kırılganlıktan uzaklaşıldığına kesin bir kanı getirmemekle birlikte bir gösterge olarak kabul edile bilinir. Tüfe 2004 ‐ 2014 Aylık TÜFE Rakamları 300 250 200 150 100 50 Tem.14 Oca.14 Tem.13 Oca.13 Tem.12 Oca.12 Tem.11 Oca.11 Tem.10 Oca.10 Tem.09 Oca.09 Tem.08 Oca.08 Tem.07 Oca.07 Tem.06 Oca.06 Tem.05 Oca.05 Tem.04 Oca.04 0 2003yılı=100 Kaynak: http://evds.tcmb.gov.tr/ Fiyatlar genel düzeyi endeksinin tüketici tarafını gösteren TÜFE Türkiye de sürekli olarak yükseliş eğilimi göstermiştir. Grafikte incelenen son on yıllık eğilime bakıldığında da yükseliş görülmektedir. Uzun yıllardır enflasyon yaşayan bir ekonomi olan Türkiye ekonomisi finansal yapıda belirsizlik hâkimdir. Enflasyon oranları 2014 sonu itibariyle tekrar çift haneli rakamlara çıkacağı beklenmektedir. BİST100Endeksi 2014 BİST 100 Endeksi 1,40 1,20 1,00 0,80 0,60 0,40 0,20 0,00 ‐0,20 ‐0,40 Değer Kaynak: http://www.borsaistanbul.com Özel sektör bazında ekonomik faaliyetlerin genel seviyesini, yatırım düzeylerini ve karlılık oranlarını gösteren borsa işlem hacmi finansal yapıyı gösteren bir başka değerdir. 2014 yılı Borsa İstanbul (BİST) değerlerini gösteren yukarıda ki grafikte dalgalı bir durumu gözlenmektedir. Borsa değerinde düşüş finansal yapının bozulduğunu, büyük düşüşler olması halinde önem alınması gerektiğinin sinyallerini vermektedir. FinansalİstikrarınSağlanması Bir ekonomide krizlerin olup olmayacağı, ekonominin finansal kesiminin ne kadar sağlam olup olmadığına bağlıdır. Finansal sistemin sağlam olup olmadığı ya da kırılgan olup olmadığı ise, gelirlerden kaynaklanan nakit akımlarının ödemelerle ilgili sözleşmeleri yerine getirip getirmediğine bağlıdır. Bu çerçeve içerisinde, eğer finansal sistem içerisinde gelirler yükümlülüklerin yerine getirilmesi için yeterli değilse sistemdeki kırılganlıkların arttığı söylenebilir. Minsky kapitalist ekonomilerin iyi dönemlerde, sağlam finansal ilişkilerden (gelirlerin yükümlülükleri karşılamaya yettiği) kırılgan ilişkilere doğru evrilme yönünde bir eğiliminin olduğunu ifade etmektedir.9 9 Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 67, No. 2, 2012, s. 189‐212, Hyman Mınsky’nin Finansal İstikrarsızlık Hipotezi Çerçevesinde Finansal Krizler Ve Çözüm Öneriler, Yrd. Doç. Dr. Erkan Tokucu Sonuç Ekonomilerin öz kaynak / yükümlülük (borçlanma) dengesinin fazlasıyla bozulması neticesinde genel yapısal bir bozukluk ortaya çıkmaktadır. Borcu borçla ödeme diye adlandırıla bilinecek bu döngüsel çıkmaz, mali yapıyı bozarak derin bir problem yaratmakta ve kısa sürede krize dönüşmektedir. Ekonomilerin yaşanabilecek ani ve şiddetli şoklara ne kadar direnç gösterebileceğinin belirlemesinde yapılması gereken finansal kırılganlık derecelerinin ölçülebilmesi ve öncü göstergelerin neler olduğu saplanarak elde edilen verilerin dikkate alınması gerekmektedir. Öncü göstergelerin etkinliğinin arttırılması veri yelpazesinin geniş tutulmasıyla sağlanabilmektedir. Türkiye ekonomisinde en belirgin göstergelerden bazılarının Reel kur, cari denge, GSMH ve TÜFE rakamları olduğu TEPAV tarafından yapılan, “Finansal Kırılganlık Endeksi” çalışmasıyla belirlenmiştir. Eşik değerin 0,40 olduğu var sayılmaktadır. Gerek Merkez bankası, gerekse çeşitli kurum ve kuruluşlarca yapılan öncü göstergelerin saptanması ve elde edilen verilerin doğru bir şekilde değerlendirilerek ekonomik yapının gidişatı hakkında bilgi edinilmesi büyük önem arz etmektedir. Belirlenen durum neticesinde, toplum refahı için mutlak olarak finansal istikrar sağlanmalıdır. Finansal istikrarın sağlanması için borçlanma düzeyine dikkat edilmeli, yerine getirilemeyecek yükümlülüklerin altına girilmemelidir. Borçlanma kararları öz kaynak / yükümlük dengesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Kamu kaynakları siyasi amaçlar, seçim yatırımları gibi günü birlik harcamalarla değil, geri dönüşü olabilen fizibil yatırımlarla üretim düzeyinin arttırılması, sağlam ve yerinde atım atabilen bir mali disiplin içerisinde olması gerekmektedir. Kaynakça Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 67, No. 2, 2012, s. 189‐212, Hyman Mınsky’nin Finansal İstikrarsızlık Hipotezi Çerçevesinde Finansal Krizler Ve Çözüm Öneriler, Yrd. Doç. Dr. Erkan Tokucu Öncü Göstergeler Yaklaşımına Göre Finansal Krizler ve Türkiye Örneği, BDDK, Dr. Cüneyt sevim Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı, Türkiye için Finansal Baskı Endeksi Oluşturulması, Nisan2013 Finansal Kırılganlık Endeksi (Türkiye 1989‐2011) Ve Yorumlar, Umut Çakmak Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı, Bülent Erdoğan Yüksek Lisans Tezi, Şubat‐2006 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu Sayı 19 Kasım 2014 http://evds.tcmb.gov.tr http://www.hazine.gov.tr http://www.tcmb.gov.tr http://www.borsaistanbul.com