Yıl: 2 Sayı: 6 Ocak 2012 Ücretsizdir Tarım Sektörünün Öncü Kuruluşlarından Gövde Gösterisi... Türkiye Şekerin Geleceği Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz Sempozyumunda TEK YÜREK oldu... Şeker-İş Sendikasına Türkiye’nin 28 ilindeki sivil toplum kuruluşlarından çığ gibi destek yağdı Sadece Arsa Bedellerine 10 Şeker Fabrikası Satıldı... Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı Gök: “Fabrika Kapatmak İçin Özelleştirme Yapılmaz” Sayfa 6 Şeker-İş Yerli Malı Haftasında Öğrencilere Şeker Pancarı Dağıttı Sayfa 22 Sütlerde Kanser Paniği Sayfa 27 2 Şeker-İş Sendikası Başyazı Türkiye Şeker Platformu ve Milli Şeker Sanayinin Geleceği... "Kazanan, ülkemiz bir tarım ürünü deyip geçilmeyecek bir istihdam imkanı mevcuttur. Bu olmalıdır" hemfikrine kadar stratejik yönleriyle ve yan mevcudiyet tarım ve hayvancılığın vardılar. üretim kollarıyla milli bir mekanizma gelişmesine olan katkısının yanı Şekerin Geleceği işlemektedir. Bizler, bu önemin sıra kırsal kalkınmanın öncüsü “Sektörde Yıldız Ülke bilinciyle hareket eden bir sivil durumundadır. Terörü ve köyden Olabiliriz” konulu toplum kuruluşu olarak mevcut kente göçü engelleyen sosyal bir sempozyumumuzda, şekliyle yapılan özelleştirme artı değerdir. Orta Anadolu’da aldığımız kararlar uygulamalarıyla şeker sektörüne bulunan şeker fabrikalarının da çerçevesinde uluslar bundan daha büyük kötülüğün ülkemiz açısından önemi büyüktür. arası düzeyde her yıl yapılamayacağını dün de söyledik, Üretim amaçlı özelleştirilecek her gerçekleşerek geleneksel bugün de söylüyoruz ve söylemeye şeker fabrikası birilerini zengin hale getirilmesi prensip devam edeceğiz. ederken, Doğu ve Güneydoğu olarak benimsendi. Biliyoruz ki, bu maliyetin ülkemiz Anadolu Bölgesindeki fabrikaların da Bundan sonra yapılacak tarafından ödeneceği kıstasından öte kapanmasına neden olacaktır. Çünkü Ankara Büyük Anadolu Oteli'nde sempozyumların, katılımcı sivil bir yol yoktur… üretim amaçlı olan bu fabrikalar bu Şekerin Geleceği “Sektörde Yıldız toplum kuruluşlarının görüş ve Ülkemizin, şeker ve şeker bölgelerde bulunan fabrikaları finanse Ülke Olabiliriz” konulu sempozyumu önerileri doğrultusunda Türkiye endüstrisinin yaşatılmasıyla lider ülke etmektedirler. Konunun bu haliyle başarı ile gerçekleştirdik. Şeker Platformu adı altında yeni bir konumuna ulaşabilmesi tamamen üzerinde durulması gerekmektedir. Sempozyum, ülkemizin 28 ilinden oluşum şeklinde gerçekleştirilmesi ülkemizde uygulanan ve uygulanacak Bir yandan gerçekleştirdiğimiz 500 e yakın sivil toplum örgütü planlandı. Çoğulcu, katılımcı olan politikalarla özdeşleşmiştir. sempozyumun şekerin geleceğine temsilcisini ilk kez bir araya getirmesi bir toplum yapısının oluşmasını Ülkemiz “sektörde yıldız ülke” olsun ışık tutacağı inancını taşırken, münasebetiyle camiamızda bir ilkti. sağlamak suretiyle projeler üretilerek istiyorsak şeker sanayi sektörünü diğer yandan da 21. yy’ın atılımını Sempozyumda; şeker sanayine emek uygulamaya geçilecek. Eğitim, destekleyeceğiz, kendi şekerimizi gerçekleştirebilecek bir gücümüz veren işçilerimizden, dernek, oda ve sosyal refah ve istihdam konularında dünyaya ihraç edeceğiz, kalkınacağız, ve potansiyelimizle Türkiye’de birliklere; üniversitelerimizin değerli hükümet politikalarına paralel söz sahibi olacağız. Bu işin sahipleri atılacak yanlış adımın sonuçlarını akademisyenlerinden tıp dünyasının ya da alternatif sorumluluklar eğer istenirse kendi içindeki konuşuyor olmak bizleri üzüntüye önemli isimlerine ve siyasilerimize üstlenilecek. Şeker fabrikalarının yaralarını sarıp Türkiye’yi yıldız sevk etmektedir. Fakat, kazananın kadar bizleri onurlandıran çok özelleştirilmesinin şeklen yanlış ülke yapabilecek güce ve kudrete de ülkemiz olması gerektiği inancından kıymetli katılımcıya ev sahipliği olduğu kanaatinden hareketle sahiptir. Ama yine de özelleştirilsin hareketle hepimiz; emek vermeye, bu yaptık. Bir şemsiye altında toplandık. özelleştirme kapsamındaki deniliyorsa; bir kaç firmanın tekeline yanlışa dur demeye, kararlı olmaya Konuşmacılar yeri geldi özeleştiride fabrikaların; şeker pancarı teslim edilecek şeker sektörüyle ve geleceğimiz için koşar adım bulundular, yeri geldi şeker üreticisinden şeker işçisine, ziraat ülkemiz ithalat kalemlerine bir mücadele etmeye devam etmeliyiz. fabrikalarının mevcut politikalarla odalarından yöre esnafına, Besici yenisini daha ekleyeceğiz. Yerli özelleştirilemeyeceğini söylediler, Birliklerinden Sulama Birliklerine, katma değerimizi terk edeceğiz. Halk yadsınamayacak boyutlarda yerli Meclis’te araştırma önergesi Taşıyıcılar ve Nakliyeciler sağlığımızı, yok sayacağız. Geleceğin katma değer sağlayan, doğal vereceklerini beyan ettiler. Kısaca Kooperatiflerine halkın bizzat enerji kaynağı biyoetanol üretiminden şeker üretimiyle sağlıklı nesillerin Şeker-İş Sendikası olarak ilk defa içinde bulunduğu yeni bir oluşuma vazgeçeceğiz. Özellikle doğu yetiştirilmesine büyük katkıları bir sempozyumla ayrı ideolojilerin devredilmesi gerektiği görüşünde bölgelerimizde yaşayan insanımıza; olan şeker sanayi sektörünün, aynı çatı altında buluşarak hemfikir mutabakata varıldı. ekmek kapısına kilit vuruyorum, yeniden yapılanma sonucunda olmalarına şahitlik ettik. Sivil toplum Türkiye’nin şeker ihracatçısı, aynı teröre teslim olma, yaşadığın kazanacağı rekabet üstünlüğü ile örgütü olmanın avantajını siyasi zamanda gıda ihracatçısı, Ortadoğu toprakları bırakma diyeceğiz. bölge ve dünya ekonomisinde hak partilerimizin temsilcilerine siyasetin; ve Avrupa başta olmak üzere dünya Ülkemiz; yıllardır terör belasıyla ettiği yeri bulacağına inanıyoruz. çaresizlik değil; karşılaşılan her sorun pazarlarında söz sahibi olmasını mücadele ediyor. Bugün terör Bizler bunu gerçekleştirmek için karşısında çözüm üretme yeteneğini sağlayacak bir endüstriyel oluşum örgütünün yapmak istediğinin; çalışıyoruz. Bu aşamada desteğini hatırlatarak kullandık. için gerekli altyapının oluşturulması doğu'ya yatırımcı gitmesini, Doğu ve bizlerden esirgemeyen ve omuz Böylesine güçlü, Türkiye’nin ile Türk Şeker Sektörünün öncelikli Güneydoğu'da yatırım yapılmasını veren şeker pancarı üreticilerine, tarım sektöründe sözsahibi siyasi bir sektör haline dönüştürülme engellemek, o bölgeleri açlığa, işçilerimize, yöre esnafına, partiler ve sivil toplum kuruluşlarını zorunluluğu vardır. İçinde susuzluğa mahkum etmek olduğunu Pankobirlik’e, Ziraat Odalarına, sivil bir araya getirdiğimiz için ayrıca bulunduğumuz sektörün doğru siyasilerimiz belirtiyor. Peki mevcut toplum örgütlerine, üniversitelerin gururlandım. Artık güçlü üretim ve akılcı politikalarla ya da yeni üretim kuruluşlarımızı gerekli değerli akademisyenlerine, basın kuruluşumuz Şeker Fabrikalarına yapılanma modelleriyle ele alınıp, teşvik ve yenileme yatırımlarını ve yayın kuruluşlarına teşekkürü sahip çıkılmalıdır. Kazanan; tarlada değerlendirilmesi gerekmektedir. finanse edecek bir yatırım programı bir borç bilir, bu ve bundan sonra köylüyü, fabrikada işçiyi aynı Aksi taktirde akıbetin, Et Balık uygulayarak ayakta tutmak neden gerçekleştireceğimiz sempozyumların üretim yapısı içerisinde örgütleyen, Kurumu, Tekel ve diğerleri gibi tercih edilmiyor? İşte bunun ve çalışmaların ülkemiz ekonomisine, bir araya getiren üretimden gelen olacağı kaçınılmazdır. Bu ülke mücadelesini veriyoruz. tarım ve hayvancılığı ile sektörün gücümüz olmalıdır. Sempozyumda özelleştirilen kurumlarda üretimin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bütünü için hayırlı olmasını dilerim. söz alan siyasi parti ve sivil toplum azaldığına, fabrikaların kapandığına şeker fabrikalarının varlığından kuruluşlarının temsilcileri oldukları şahit olan bir ülke. Şeker sektöründe hareketle üretime dayanan büyük S endikamız öncülüğünde 11-13 Ocak 2012 tarihleri arasında Ülkemiz ekonomisine İsa Gök Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı 3 Şeker-İş Sendikası Genel Sağlık Sigortasının Zorunlu Uygulaması Başladı Genel Sağlık Sigortasının Zorunlu Uygulaması Başladı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile yürürlüğe giren, ancak zorunlu uygulanmasına ilişkin tarih ertelendiği için bugüne kadar gönüllülük esasına dayalı olarak uygulanan genel sağlık sigortasının, zorunlu olarak uygulanması 01.01.2012 tarihinden itibaren başladı. Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu ve Türkİş Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay imzalı kapsam yazısı sendika genel merkezlerine, bölge ve il temsilciliklerine gönderildi. Yeni uygulamanın sendikamız üyelerini ilgilendiren kısımları şöyle; Bu kapsamda sigortalılar ile emeklilerin, Ekim 2008 ayından sonra 31.12.2011 tarihinden önce 18 yaşını doldurmuş okumayan, çalışmayan kız ve erkek çocuklarının ( 18 yaşını doldurmuş çocukları okuyor ise, orta öğrenime devam edenlerin 20, yüksek öğrenime devam edenlerin 25 yaşını doldurmamış olanları hariç) 18 yaşını Ocak/2012 ayından itibaren dolduracak olan kız ve erkek çocuklardan okumayan, çalışmayanların, 18 yaşlarını doldurdukları tarihten itibaren bir ay içinde genel sağlık sigortalısı olarak tescilleri yapılacak ve gelir testi yaptırılarak genel sağlık sigortası primini ödeyecekleri gelirleri tespit ettirilecek. 18 yaşını Ekim2008 ayından önce doldurmuş kız çocukları evlenmedikçe, çalışmadıkça; çalışanların işten çıkması, evlenenlerin ise boşanması ya da dul kalması halinde ebeveynin sağlık sigortasından yararlanma hakları devam edeceğinden bu durumda olan kız çocukları için genel sağlık sigortası primi ödenmeyecek. Sözkonusu uygulamaya ilişkin bilgilendirme yazısı Şekerİş Şubelerine faks yoluyla ulaştırıldı. Amasya Şeker-İş’ten MYO’ya Ziyaret Ş eker-İş Amasya Şube Başkanı Hasan Batak, bu yıl eğitime başlayan Suluova Meslek Yüksek Okulunu ziyaret etti. MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cengiz Yıldırım'a ve çalışma arkadaşlarına hayırlı olsun dileklerinde bulundu. Suluova Meslek Yüksek Okulunun açılışından çok memnun olduğunu ifade eden Sendika Başkanı Batak, Tohumculuk ve Gıda Teknolojileri Bölümlerinin ilçenin kalkınmasına katkı sağlayacak hizmetlerde bulunacağına inandığını söyledi. Sendika Başkanı ve Ekibi Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd.Doç. Dr. Cengiz Yıldırım’a Tohumculuk ve Gıda teknolojileri Bölümü Öğretim Görevlilerine ‘Şekerin Geleceği’ adlı kitabını hediye etti. Ziyaretten duymuş olduğu mutluluğu ifade eden Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cengiz Yıldırım da “Okulumuzun kurucu müdürü olmanın zorluklarını biliyorum,bu zorlukları İlçe haklı ve Sivil Toplum Örgütleri ile birlikte aşacağımızı düşünüyorum” diyerek Şeker-İş Sendikası’na teşekkür etti. Amasya Şeker-İş’ten Kitap Tanıtımı Amasya Şube’den tanıtımlı gün. Şeker-İş Amasya Şube Başkanı Hasan Batak ve yönetimi Amasya Şeker Fabrikasına bağlı Bölge Müdürlüklerinin bulunduğu il ve ilçelerdeki resmi kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütlerini ziyaret ederek Şeker-İş Genel Merkezi tarafından hazırlanan ‘Şekerin Geleceği’ isimli kitabı ve aylık olarak çıkarılan Şeker-İş gazetesini takdim ettiler. Ziyarette tüm kuruluşlar şeker pancarından üretilen gıda ve ürünlerin tanıtılmasından duydukları memnuniyeti ifade ederken, Şekerin Geleceği adlı kitaptan da faydalı bilgiler öğrenecek olmalarından dolayı Şeker-İş Genel Merkezine ve Amasya Şubesi’ne teşekkür ettiler. 4 Şeker-İş Sendikası Bor Şeker-İş’ten Şeker Pancarlı Ziyaret Niğde Ticaret Sanayi Odası Başkanı Şeker-İş Sendikası Bor Şube Başkanı Hasan Hüseyin Gümüşbaş, kamoyunun dikkatini çekmek üzere bir dizi ziyaretler gerçekleştirerek içinde şeker pancarı olan kutuyu yetkililere teslim etti. Damızlık Sığır Yetiştiricileri Başkanı Niğde Esnaf Odası Başkanı Ziraat Mühendisleri Odası Niğde Gazozu Yön. Kurulu Başkanı Çorum Şeker-İş Şube Başkanı Kahraman: “Fabrika Bacalarının Tütmesini İstiyoruz” Ş eker İş Çorum Şube Başkanı Sefer Kahraman, Danıştay 13. Daire'nin Şeker Fabrikası özelleştirmesinde çıkarttığı karara yönelik açıklamalarda bulundu. Şeker-İş Sendikası, özelleştirilen B ve C portföyünde yer alan 10 şeker fabrikasının ihale şartnamesinde üretimin devamlılığının garanti altına alınmadığı gerekçesiyle Danıştay 13'üncü Dairesi'ne yürütmenin durdurulması için dava açmıştı. Bundan iki yıl önce benzer bir davada Şeker-İş Sendikası'nı haklı gören Danıştay 13'ncü Dairesi, bu defa daha önce verdiği kararı yok sayarak ihale şartnamesinde herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen özelleştirme ihalesinde yürütmenin durdurulması talebini ret etmişti. Şeker-İş Sendikası, Danıştay 13'ncü Daire'nin ret kararını Danıştay İdari Davalar Genel Kuruluna götürerek itiraz etti. Konuyla ilgili açıklama yapan Sefer Kahraman, Danıştay 13. Dairesi'nin verdiği kararın her şeyin bitmesi anlamına gelmediğini dile getirdi. Şeker-İş Sendikası olarak hukuk mücadelelerinin devam edeceğini kaydederek, verilen red kararını anlamakta zorluk çektiklerini belirtti. Şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi için daha önce yaptıkları itirazın 13. Daire tarafından kabul edildiğini ve yürütmenin durdurulduğunu anlatan Kahraman, "Şuan ki yaptığımız itirazda aynı gerekçelerle yapıldı. Ne değişti de şimdi red kararı çıktı anlamak mümkün değil. Biz, bu özelleştirmenin ileriki yıllarda ülkemizde şeker pancarı tarımını ve pancar şekeri üretimini bitireceğini söyledik. Bizim amacımız şeker fabrikalarının bacalarının tütmesi yönündedir. Danıştay İdari Davalar Kuruluna biz gerekli itirazımızı yaptık. İnşallah haklılığımız burada teyit edilecektir. Önceki davalarımızı da burada kazanmıştık. Türk adaletine güvenimiz sonsuz" dedi. Şeker fabrikası çalışanlarının yaşanan olaylardan etkilenmeden çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Kahraman, Şekerİş Sendikası'nın da fabrika bacalarının tütmesi amacı içinde olduğunun altını çizdi. 5 Şeker-İş Sendikası Şeker-İş’ten Tabutlu Eylem Ş eker-İş Sendikası Erzincan Şubesi Cumhuriyet Meydanı'nda bir basın açıklaması yaparak Erzincan Şeker Fabrikası'nın özelleştirilmesine tepki gösterdi. Üyeler Erzincan Şeker Fabrikası'nı temsilen sembolik bir tabut önünde gıyabi cenaze namazı kıldı. Gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Şeker-İş Sendikası Erzincan Şube başkanı Bülent Bulut, "Bugün burada bir kez daha kapitalizme, siyonizm ve sermayeye hayır demek için toplanmış bulunuyoruz. Adına özelleştirme dedikleri sat kurtul, kapat kurtul diye yanlış olduğunu bile bile sermaye karşısında selama durup, insanları köleleştirerek sınıf sınıf bölen, kimine askeri ücretli, kimine 4/C'li, kimine 4/B'li, kimine göre geçici, kimine göre ise daimi diyen ve büyük bir çarkın dişleri arasında ezen, törpüleyen sistemle mücadele için buradayız. Hatırlanacağı üzere Şeker-İş Sendikası özelleştirme kapsamında yer alan 10 şeker fabrikasının ihale şartnamesinde üretimin devamlılığının garanti altına alınmadığı gerekçesiyle Danıştay 13'üncü Dairesi'ne yürütmenin durdurulması için dava açmıştı. Bundan iki yıl önce benzer bir davada ise sendikamız itiraz ve talepleri Danıştay 13'üncü Dairesi'nce kabul görmüştü. Ancak bugün, gelinen noktada bütün gerçekler ortada iken dün bizi haklı bulan Danıştay'ın bugün 'Ben yanılmışım. Sen haksızsın' şeklinde sendikamızın itirazlarını gerçekçi bulmayarak, özelleştirme ihalesinde yürütmenin durdurulması talebini ret etmesi bu ülkede hukukun üstünlüğü ilkesini zedeler niteliktedir. Hukuka saygı ve inancımızı kaybetmek istemediğimiz bir noktada Şeker-İş Sendikası, kapalı kapılar ardında önce söylediğini sonra inkar eden bir anlayışla karşı karşıya bırakılarak saf dışı edilmeye çalışılmıştır" dedi. Özelleştirmenin Ardından Fabrikalar Kapanacak Açıklamasına fabrikaların özelleştirilmesinin ardından ne olacağı konusunda devam eden Bulut, "Şeker fabrikaları özelleştirildikten birkaç yıl sonra kapılarına kilit vurulacak. Milyonlarca işsizler ordusuna Erzincan'dan yeni halkalar eklenecek. Bunun örneklerini geçmişte yaşamadık mı? Bakınız; Erzincan İplik Fabrikası özelleştirme diye satıldı ama sonuçta kapandı. Fabrikanın bin çalışanı vardı. Tercan Ayakkabı Fabrikası'nın 300 çalışanı vardı. SEK'i sattınız kapandı. En yakın örnek, TEKEL kapandı. Köylüsü ile çalışanı ile kayboldu gitti. Şimdi ise Virjinya tütünü getirip ülkemizde satıyoruz. Yaklaşık bin 200 dönüm arazi üzerinde kurulu olan Erzincan Şeker Fabrikasında 2011 yılında 200 bin ton şeker pancarının işlenmesi beklenmektedir. 10 bine yakın çiftçi ailesi ile 700'e yakın işçi ve memurun ekmek yediği fabrikamızın bölge ekonomisine katkısı yıllık 7080 milyon dolar civarındadır. Bu fabrikalar özelleştirildikten sonra kapatılması halinde sektörden ekmek yiyen işçisinden, çiftçisine, besicisine, taşıyıcısına kadar yüzbinlerce insana yapılan en büyük haksızlıktır. Onların ekmeğiyle oynamaktır ve en önemlisi Erzincan'a vurulan büyük darbelerden biri olacaktır" şeklinde konuştu. Gıyabi Cenaze Namazı Kılındı Şeker fabrikalarının satılmasının ardından kapatılacağını iddia eden CHP Erzincan Milletvekili Dr. Muharrem Işık ise, "Erzincan'ın geleceği karartılırken biz çalışanlarımızı ve işçilerimizi aramızda göremedik. Bizim bunda hiçbir menfaatimiz yoktur. Tamamen Erzincan'ın geleceği için buradayız. Ekim şartı olmasına rağmen 5 yıl süreyle fabrikaların çalışması mecbur değildir. Alan kişi ister çalıştırır ister çalıştırmaz. Bu fabrikaları alanlar kafasına göre kota verecek. Danıştay 13'üncü Dairesi 2009 yılında bir karar vererek fabrikaların özelleştirmesini durdurdu. Fakat aradan 2 yıl geçmesine rağmen bu karar değişti. Peki ne değişti de böyle oldu? Değişen tek şey; ileri demokrasi. 12 Eylül'de getirilen demokrasi sonucu işte bunlar geldi. Bunlar daha başlangıç, bunların daha geleceği de var. Erzincan'da ne kaldı peki? Ağır bakım fabrikası kaldı. Bu fabrika da Erzurum'a taşınacak. İnsanlar fabrikaların kapanması ile şehri terk edecek ve asgari ücret ile iş bulup geçim derdine düşecek. Bugün bas bas bağırdığımız Fransa, şekeri üretip bize satacak. Tonlarca mısır getiriliyor dış ülkelerden. Bunlardan nişasta bazlı şeker üretiliyor. Bunun sağlığa verdiği zararları herkes biliyor" dedi. Konuşmaların ardından Şeker-İş Sendikası'na bağlı üyeler Erzincan Şeker Fabrikası yazılı tabut önünde gıyabi cenaze namazı kılarak vatandaşlara şeker dağıttılar. M. Sadık Şide Şeker-İş Sendikasını Ziyaret Etti Şeker-İş’in ilk Genel Başkanlarından Sosyal Güvenlik Eski Bakanı M. Sadık Şide, Şeker-İş Sendikasını ziyaret etti. Şekerİş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök ve yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Şide, sohbetin ardından Şeker-İş Başkanı İsa Gök’e çalışmalarından dolayı teşekkür etti. 6 Şeker-İş Sendikası Sadece Arsa Bedellerine 10 Şeker Fabrikası Satıldı... Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı Gök: “Fabrika Kapatmak İçin Özelleştirme Yapılmaz” bütün halinde varlık satışı uygulanmak suretiyle özelleştirilmesi için yapılacak nihai pazarlık görüşmeleri nedeniyle bir kez daha meydanlardayız. Ş eker-İş Sendikası şeker fabrikalarının özelleştirilmesini Özelleştirme İdaresi Başkanlığı binası önünde yaptığı eylemle protesto etti. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önünde toplanan Şeker-İş Sendikası'na mensup işçiler, "Şeker vatandır, satılmaz", “Pancar yoksa çiftçi, işçi ve nakliyeci de yok’, ‘Pancar yoksa tarım yok, mücadelemiz Türkiye için” sloganı atarak, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'ye ait Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum, Çarşamba, Malatya, Erzincan, Elazığ ve Elbistan fabrikalarının özelleştirilme ihalesini protesto etti.1 Ankara'da, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından düzenlenen bazı illerdeki şeker fabrikalarını özelleştirme ihalesini protesto ettiler. Özelleştirmenin devam ettiği saatlerde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önünde bir basın açıklaması yapan Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Şekerİş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, 2009 yılında şeker fabrikalarının özelleştirilmesi için yapılan ihalelerin Danıştay 13. İdaresi'nin kararıyla hukuka aykırı bulunarak iptal edildiğini anımsattı. Söz konusu iptal kararında, özelleştirmeden sonra 5 yıl boyunca bütün fabrikalarda üretimin devam etmesini sağlayacak bir düzenleme olmasının gerekli görülmesine rağmen Özelleştirme İdaresi'nin bu konuda yeni bir koşul getirmeksizin bir ihale süreci tasarladığını öne sürdü. Et Balık Kurumu ve SEK'in özelleştirilmesinin ardından fabrikaların kapandığını, üretimin azaldığını ve kaçakçılığın arttığını iddia eden Gök, "Dünyanın en liberal ülkelerinde dahi şeker üretimi şahısların değil, çiftçinin, işçinin ve devletin elindedir. Bizde ise Özelleştirme İdaresi akla, mantığa ve vicdana sığmayan düşüncelerle adeta cinnet iklimine girmiş ve buradan çıkamamıştır" diye konuştu. Gök’ün konuşmasının tam metni şöyle: “Özelleştirme İdaresi’nin (ÖİB) Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.(Türkşeker A.Ş.)’ye ait portföy C kapsamındaki Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Fabrikaları ile portföy B kapsamında bulunan Malatya, Erzincan, Elazığ ve Elbistan fabrikalarının bir Anımsanacağı üzere, 2009 yılında yapılan ihaleler, Danıştay 13. Dairesi’nin kararlarıyla hukuka aykırı bulunarak iptal edilmişti. Danıştay, iptal kararında, özelleştirmeden sonraki beş yıl boyunca bütün fabrikalarda üretimin devam etmesini sağlayacak bir düzenleme olmasını gerekli görmesine rağmen, Özelleştirme İdaresi, bu konuda yeni bir koşul getirmeksizin, neredeyse aynı içerikte bir ihale süreci tasarlamıştır. ÖİB siyasi iradeyi ve kamuoyunu yanıltıyor Özelleştirme İdaresi, siyasi karar vericileri ve kamuoyunu yanıltarak, her ne pahasına olursa olsun şeker özelleştirmesini yapmak istemektedir. Özelleştirmeden sonraki beş yılda ülkenin şeker sektöründe neler yaşanacağı Özelleştirme İdaresinin umurunda değildir. Tıpkı Et Balık Kurumu (EBK) özelleştirmesinde, tıpkı SEK özelleştirmesinde olduğu gibi; özelleştirme sonrasında fabrikalar kapanmış, üretim azalmış, ithalatın önü açılmış, kaçakçılık ve işsizlik artmış, göç olmuş, ne gam! On yıl öncesinin verileri ile karar ve uygulamalarını savunmak isteyen Özelleştirme İdaresi, görüldüğü kadarıyla, bu yanlış, yanıltıcı kararı sonrasında neler olabileceğini öngörebilecek bir kavrayışa da ne yazık ki sahip değildir. Biz diyoruz ki; 2003 yılında uluslararası şeker kartellerinin danışmanlığında hazırlanan özelleştirme stratejileri başlangıcından bu yana ülke gerçekleri ve kamu yararına uygun olmadığı gibi bugün itibarı ile AB’nin şeker sektöründe yaşanan değişim ve gelişmeler ile ülkemizde ve dünyadaki şeker sektöründeki gelişmeler dikkate alınmaksızın yeterliliğini ve güncelliğini kaybetmiştir. Biz diyoruz ki; Dünya ve ülke gerçekleri ile bağdaşmayan bir yöntemle özelleştirmeyi yapmak isteyen, ürettikleri katma değerden bihaber olarak verimsiz/karlı olmayan olarak tanımladığı pek çok şeker fabrikasının kapanmasını arzulayan, bunu zorunlu 7 Şeker-İş Sendikası Çorum ve Çarşamba Şeker Fabrikaları’na 656 milyon dolar ile en yüksek teklifi AkCan Şeker verirken, Portföy B kapsamındaki Elazığ, Malatya, Erzincan ve Elbistan Şeker Fabrikaları’na da Kolin-Limak Ortak Girişimi 265 milyon 500 bin dolarla en yüksek teklifi verdi. İhale Komisyonu Başkanı Sami Ölmeztoprak’ın ricasıyla bedel 266 milyon dolara yuvarlandı. etti. Sektöre yıllardır işçi alınmamasına rağmen üretimi bir gün olsun aksatmadı, devleti ile didişmedi, ülkesi ve ekmeği için gecesini gündüzüne kattı. Kimse de, Şeker İş Sendikası kişisel çıkarları için özelleştirmeye karşı çıkıyor demedi, diyemedi. Çünkü biz sektör aleyhine olduğuna inandığımız tüm kararlara karşı mücadele ettik; bunun için Biz diyoruz ki; Özelleştirme İdaresinin ezber kalıplara dayalı Şeker Kurumunun kapatılması kararının, NBŞ kotalarının açıklamalarla kamuoyunu ve artırımı kararlarının iptali için siyasi karar vericileri bile bile yanıltması bize göre aymazlıkla davalar açtık… eş değerdir, sektörden ekmek Sonuç olarak; herkes bilsin ki yiyen 10 milyona yakın insanı biz buradayız. Sektörümüze, elinin tersi ile bir kenara ülkemize ve insanımıza itmektir. yapılan yanlışın karşısında, gerçekleri sonuna kadar ifade ÖİB cinnet ikliminden etmek için. çıkamadı Dünyanın en liberal ülkelerinde "Şeker vatandır, vatan satılmaz", "Şeker fabrikalarına dahi şeker üretimi şahısların sahip çık" yazılı dövizler değil, çiftçinin, işçinin ve devletin elindedir. Polonya bile taşıyan sendika üyeleri, açıklamanın ardından olaysız geçmişte yaptığı hatalardan bir şekilde dağıldı. ders çıkarmış, özelleştirme stratejisini yeniden gözden Türkiye Şeker Fabrikaları’na geçirerek, özelleştirilecek ait iki portföy halinde satışa olan fabrikaların işçiye ve çıkan 10 şeker fabrikası için çiftçiye satılmasını öngören yapılan ihalelere toplam 922 kanunlar çıkarmıştır. Bizde milyon dolarlık teklif geldi. ise Özelleştirme İdaresi akla, Portföy C’deki 6 fabrikaya en mantığa ve vicdana sığmayan yüksek teklifi 656 milyon dolar düşüncelerle adeta cinnet ile Ak-Can Şeker verirken, iklimine girmiş ve buradan Portföy B’deki 4 fabrikaya çıkamamıştır. Kolin-Limak 265 milyon 500 bin dolar teklif etti. Şeker sektörü çalışanları devleti ile kavga etmedi Türkiye Şeker Fabrikaları’na Buradan Sayın Başbakan’a ait iki portföy halinde satışa seslenmek istiyorum. Sayın çıkan 10 şeker fabrikası için Başbakan’ım; Şeker sektörü yapılan ihalelere toplam 922 çalışanları en kötü günlerinde milyon dolar teklif geldi. Dün bile ekmeği için tepki gerçekleşen nihai pazarlık göstermedi. Dar günleri dert görüşmelerinde Portföy C etmedi. Van depreminde, her kapsamındaki Kastamonu, tür olumsuz koşula rağmen Kırşehir, Turhal, Yozgat, üretimine aralıksız devam gören, bunu yapmayı kurumsal kişisel başarı olarak gören, tam kampanya döneminin ortasında üretimi adeta sabote eder bir tarzda yargı kararını bile beklemeksizin apar topar ihale sürecini tamamlamak isteyen Özelleştirme İdaresi Başkanlığı hukuka, kamu yararı ve vicdana aykırı davranmaktadır. Önce portföy C ihalesi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Türkiye Şeker Fabrikaları’na ait Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker Fabrikaları (Portföy-C) ile Elazığ, Malatya, Erzincan ve Elbistan Şeker Fabrikaları (Portföy-B) bir bütün halinde özelleştirme ihalelerinin nihai pazarlık görüşmeleri dün yapıldı. Son tekliflerin 11 Kasım’da alındığı ihale süreci için nihai pazarlık görüşmeleri için ilk olarak 14.30’da Portföy C için başladı. Portföy C’nin nihai pazarlık görüşmelerine, Safi Şeker, Ak-Can Şeker, Torunlar Gıda, Özaltın İnşaat, Kolin-Limak ve Konya Şeker olmak üzere 6 firma katıldı. Elemeli turların ardından açık artırmaya geçildi. 51 tur süren açık artırmada Safi Şeker ve Ak-Can Şeker çekişmeye başladı. Safi Şeker Gıda, ihaleden çekilince, 656 milyon dolarlık teklifle Ak-Can Şeker Sanayi ve Ticaret A.Ş en yüksek teklifi vermiş oldu. 50 milyon dolar arttı Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker Fabrikalarına 656 milyon dolar veren Ak-Can Şeker, 2 yıldır Portföy C’nin peşinde koşuyordu. 2009 yılında düzenlenen ancak Şeker İş Sendikası’nın açtığı dava sonucu iptal edilen ilk ihaleyi de Ak-Can Şeker 606 milyon dolar teklifle kazanmıştı. Ak-Can Şeker, 2 yıl sonra 50 milyon dolar fazla bedel ödeyerek Portföy C kapsamındaki 6 fabrika için ilk aşamada ipi göğüslemiş oldu. Ricayla 266 milyon dolar oldu Portföy-C ihalesi tamamlandıktan sonra 17.30’da ikinci ihale Elazığ, Malatya, Erzincan ve Elbistan Şeker Fabrikaları (Portföy-B) için yapıldı. Ak-Can Şeker, Torunlar Gıda, Özaltın İnşaat, Şölen Çikolata, Siyahkalem Mühendislik, Kolin-Limak Ortak Girişim Grubu ve Sınırlı Sorumlu Pancar Ekicileri Kooperatifleri BirliğiPankobirlik olmak üzere 7 firma teklif verdi. Elemesiz, elemeli turların ardından 258 milyon dolar başlangıç tutarı ve 250 bin dolar artırım aralığıyla açık artırmaya geçildi. Açık artırma 10 tur sürdü. Son ikiye Siyahkalem Mühendislik ve Kolin-Limak OGG kaldı. İhale sonunda ipi göğüsleyen 265 milyon 500 bin dolarlık teklifiyle Kolin-Limak OGG oldu. İhale Komisyonu Başkanı Sami Ölmeztoprak’ın ricasıyla bedel 266 milyon dolara yuvarlanarak ihale tamamlandı. Kısaca Malatya Şeker Fabrikası diğerleri gibi değerinin çok çok altında sadece arsa bedeline satılmış oldu. Yüzde 20’si peşin kalan 60 ay vadeli Cengiz Holding Ankara Koordinatörü Ebubekir Demircan, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker Fabrikaları’nın (Portföy-C) nihai pazarlık görüşmesinde en yüksek teklifi veren Ak-Can Şeker adına açıklama yaptı. Demircan, şeker üzerinde uzun süredir çalıştıklarını belirterek, “Diğer portföylerle de ilgileniyoruz. Taksit seçeneğini seçeceğiz ve yüzde 20’si peşin, 60 ay vadeyle ihale bedelini ödeyeceğiz” diye konuştu. 5 yıllık üretim şartı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından varlık satışı yöntemiyle, özelleştirilen şeker fabrikalarında, yatırımcılara Şeker Kurulu tarafından belirlenecek kotalar çerçevesinde, 5 yıl boyunca yerli pancardan şeker üretimi şartı bulunuyor. 8 Şeker-İş Sendikası Tarım Sektörünün Öncü Kuruluşlarından Gövde Gösterisi... Türkiye Şekerin Geleceği Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz Sempozyumunda TEK YÜREK oldu... gösterisinde bulundular. Sempozyum salonunda Panko Birlik'ten Sulama Birliklerine, Taşıma Sektöründen Sanayi ve Ticaret Odalarına kadar 28 ilden 500'e yakın sektör temsilcisi tek yürekle Şeker Fabrikalarının pancar üreticisi, Ziraat Odaları, Taşıma Birlikleri ve işçilere devredilmesi konusunda görüş birliğine vardılar. Ş ekerin Geleceği Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz Zirvesi gerçekleştirildi… Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök: "ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARI AYAK BAĞI HALİNE GETİRİLMEMELİDİR" Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Türkiye'nin toplumsal ve ekonomik potansiyelini ileriye taşımanın, bu potansiyeli uygulamaya dönüştürecek politikalara bağlı olduğuna dikkati çekerek, "Özelleşme politikaları ayak bağı haline getirilmemelidir" dedi. Şeker-İş tarafından Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen 'Şekerin Geleceği-Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz' konulu sempozyuma, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, AK Parti Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi, CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, CHP Burdur Milletvekili Ramazan kerim Özkan, CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, MHP Genel Başkan Yardımcısı Hamit Ayanoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Musa Demirci ile sivil toplum kuruluşlarının çok sayıda temsilcisi katıldı. Sempozyuma tarım sektörünün lider kuruluşları damgasını vurdu. Sektörün öncü sivil toplum kuruluşları Şeker-İş'i özelleştirme sürecinde yalnız bırakmayarak adeta gövde Sempozyum açılış konuşmasını yapan Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, "Geriye dönük son 10 yıla baktığımızda Şeker-İş Sendikası olarak oldukça yoğun bir mücadeleyi geride bıraktık. Bilindiği üzere izlenen özelleştirme politikaları uygulanan tarımsal düzenlemeler şeker sektörünü ve pancar tarımını doğrudan olumsuz etkilemektedir. Bugün şeker sanayi adına atılacak yanlış adımın ülkemizin sosyo-ekonomik gelişmelerine nasıl gölge düşüreceğini, milli sorunlarımıza çözüm ararken, çıkmaz yola nasıl sevk edileceğimizi farkındalığı ile hareket ediyoruz" dedi. Gök, Türkiye'nin ekonomik, toplumsal ve siyasal bakımdan büyük atılımlar yaşadığı bir dönemden geçildiğini kaydetti. Türkiye'nin bütün gelişme potansiyelinin toplumda ve tarihinde olduğunu belirten Gök, "Bugün bu potansiyelin olması ve uluslararası ilişkilere birçok iç ve dış dinamiğin gelişmesi ile olmuştur. Bu dinamikler içerisinde toplumun eğilimlerini ve beklentileri ortaya koyma imkanı olan demokratikleşme sürecin vazgeçilmez bir yeri olmaktadır. Türkiye demokrasi ile sorunları çözebilecek geniş bir imkana sahip olduğunu her geçen gün daha fazla görmek ve yaşamaktadır" diye konuştu. Türkiye'nin toplumsal ve ekonomik potansiyelini ileriye taşımanın, bu potansiyeli uygulamaya dönüştürecek politikalara bağlı olduğuna dikkati çeken Gök, "Özelleşme politikaları ayak bağı haline getirilmemelidir" dedi. Özelleştirme yoluyla şeker sanayinin bütünlüğünü koruyamayacağını ifade eden Gök, üretim yapan birçok tesisin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki şeker fabrikalarının kapatılmasıyla bölgede işsizliğin artacağına dikkati çekti. Şeker sektöründe, 2000 yılında Türk-Şeker'in özelleşme kapsamına alındığını kaydeden Gök, pancar şeker potalarının düşürüldüğünü ve ülkenin nişasta bazlı şeker potaları ile tanıştığını söyledi. Özelleşme sürecinde her kesim ile bilgilendirme toplantıları gerçekleştirildiğinin altını çizen Gök, ülke ekonomisinde şeker sanayisi adına üzerlerine düşeni yaptıklarını belirtti. Gök, "Türkiye, Tekel'de yaşanan başarısız özelleştirme örneklerine bir yenisini daha eklemek üzeredir. Polonya, yaşadığı tecrübeden ders çıkarıyor ve geri adım atıyor. Fransa da aynı şekilde kamulaşma yoluna gidiyor, bu noktada Türkiye neden bile bile bir yanlışa sürükleniyor, gereken tecrübeyi edinemiyor" dedi. Gelişen ve hızla değişen dünyada yaşananlara karşı kayıtsız kalmak istemediklerini belirten Gök, şekerde dışa bağımlı olmak istemediklerini söyledi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu da, Türkiye'nin son 9 Şeker-İş Sendikası yıllarda önemli bir süreçten geçtiğini belirterek, değişimin olumlu sonuçlarının yanında bazı sıkıntıları da beraberinde getirdiğini söyledi. Ekonomik büyümenin sosyal politikalarla birbirini destekleyerek paralel ilerlemesi gerektiğini ifade eden Kumlu, "Özelleştirme politikaları son 15 yılda çoğu kez sosyal barışı bozan, üretimi gerileten sonuçlar doğurdu. Özelleştirme gelirleri hiçbir yaraya merhem olmadı. Özelleştirilen yerlerde işsizleştirme ve sendikasızlaştırma uygulamalarıyla sosyal barışa darbe vuruldu. Şeker sanayisinin ülke ekonomisine katkısı göz önüne alındığında özelleştirmenin ne kadar yanlış olduğu ortadadır. Sağladığı 3 milyar dolarlık katkıyı ve elde edilen yan ürünleri dikkatli değerlendirmek gerekir" diye konuştu. Kumlu, Şeker-İş Sendikasını, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı verdiği mücadelede sonuna kadar destekleyeceklerini belirtti. belirterek, kaçak şekerin kontrol edilemeyeceğini ve nişasta bazlı şeker üretimi ile halk sağlığının tehdit altında kalacağını söyledi. Çalık: “Özelleştirmeye değil, fabrikaların kapanmasına karşıyız” AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, tarıma en fazla destek veren hükümet olduklarını, çiftçinin korunmasının tarımda temel politikaları olduğunu söyledi. İktidarları döneminde önceki döneme göre daha fazla şeker üretimi gerçekleştiğini ileri süren Çalık, Türkiye'nin tarım ekonomisinde dünya 7.'si olduğunu ifade etti. ''Özelleştirme sürecini biz başlatmadık ama gelişen Şeker-İş Sendikası Avukatı dünyada şart olduğuna Gökhan Candoğan, inanıyoruz'' diyen Çalık, sözleşmede, özelleştirme sonrasında en az 5 yıl işletme şartı bulunduğunu, üretimin de devam edeceğini söyledi. Özelleştirme konusunda dezenformasyon nedeniyle toplumda net bir rahatsızlık olduğunu dile getiren Çalık, yaptığı sunumda, özelleştirme ''Biz özelleştirmeye değil, sorunu olduğuna dikkati kapanmaya karşıyız'' dedi. çekerek, bu konudaki Çalık, özelleştirme sonrasında sıkıntılarını paylaşmak buradaki işçilerin 4/C istediklerini kaydetti. statüsünde başka kurumlara Candoğan, 3 bin 544 tane ekim geçirileceğini de açıkladı. yapan köy sayısının olduğunu Çalık, 2002 öncesindeki belirterek, 16-18'e yakın koalisyon hükümetinin aldığı fabrikanın kapanma tehlikesiyle özelleştirme kararlarını da karşı karşıya olduğunu söyledi. anlatarak, ''kararı alanların Teşvik bölgesine göre ülkenin bugün özelleştirmeye karşı 4 bölgeye ayrıldığını belirten olduklarını söylememelerini'' Candoğan, 4'üncü bölgedeki istedi. şeker fabrikalarının çoğunun Günaydın: Özelleştirme İdaresine göre “Bundan daha büyük kötülük kapanması gereken fabrikalar olmaz” olduğunu anlattı. Özelleştirme İdaresine göre üretime devam edecek 8-9 fabrikanın kalacağını kaydeden Candoğan, pancar taşımacılığında yaşanan sorunları anlattı. Candoğan, ithalatın artacağını CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ise toplantıda ''Türkiye'nin en değerli ürününün'' tartışıldığını belirterek, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in toplantıya katılmamasını eleştirdi. Türkiye'nin ihracatta rekor kırdığının söylendiğini belirten Günaydın, buna karşın dış ticaret açığının da giderek arttığını ifade etti. Özelleştirilen kurumlarda üretimin azaldığını, fabrikaların kapandığını savunan Günaydın, ''Şeker sektörüne bundan daha büyük kötülük yapılamaz. TEKEL'in özelleştirilmesinden sonra tütünde olduğu gibi, şeker fabrikaları özelleştirilirse pancarda da üretim düşecek'' dedi. Araştırma Önergesinin meclise göndereceklerini belirterek, "Burada sempozyumda sizler konuşacaksınız, saat 14.00'da mecliste bizler bunu konuşacağız" dedi. Araştırma önergesine destek beklediklerini ifade eden Kaplan, "Bu araştırma önergesini veto edenlerin samimiyetinin sorgulamasını sizlere bırakıyorum" diye konuştu. Tongüç: “Üretim duracaksa özelleştirmeye karşıyız” Ayanoğlu: “Bizim de hatamız var” MHP Genel Başkan Yardımcısı Hamit Ayanoğlu da, hükümetin özelleştirme politikalarını eleştirdi. İktidarda oldukları dönemde kendilerinin de hataları olduğunu dile getiren Ayanoğlu, ''2002 yılı öncesine atıfta bulunulmamasını'' istedi. Ayanoğlu, ''10 yıldır özelleştirme kararlarına karşı çıkarak, bizim de yüzümüze vurarak, 'bunlar bilmiyor' deyip bu kararları değiştiremediyseniz, kusura bakmayın'' dedi. BDP’li Hasip Kaplan: “Araştırma önergesi vereceğiz” BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da, Şeker Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, şeker fabrikalarının önemli kısmının temelinin Milli Görüş kadroları zamanında atıldığını söyledi. Şekere sahip çıkmaya devam edeceklerini ifade eden Tongüç, ''Özelleştirmeye karşı değiliz ama işçi mağdur olacaksa, üretim duracaksa, dışa bağımlı olacaksak karşıyız'' dedi. Demirci: “Özelleştirmeden vazgeçilmeli” HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci de dünyada enerji ve gıda üretiminin stratejik önemi artan konular olduğunu belirtti. Özelleştirmeye karşı olmadığını söyleyerek, özelleştirmeyi eleştirmenin doğru olmadığını da dile getiren Demirci, ''Bu fabrikalar satılırsa evlere giren ekmek eksilir. Özelleştirmelerden vazgeçilmeli'' diye konuştu. 10 Şeker-İş Sendikası Tan: “Pankobirlik fabrikaların işletme hakkına talip ” Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği (PANKOBİRLİK) Genel Müdürü Fahrettin Tan, Türkiye ekonomisine 3 milyar dolar katkı sağlayan başka sektör olmadığını söyledi. ABD ve Avrupa'da şeker pancarı üretiminin özel sektörden alınarak pancar üreticilerine verildiğini belirten Tan, Türkiye'de de pancar üretiminin kendilerine verilmesini istedi. Tan, ''Pancar üretiminin, işçilerinin sonu belli olmayan bir yolda heba olmasını istemiyoruz'' dedi. Bilgin, yaptığı açılış konuşmasında, "Türkiye ciddi bir tarımsal potansiyele sahiptir, tarım ve hayvancılık Türkiye'nin endüstrisine büyük bir sermaye kaynağıdır" dedi. Sempozyumun ilk oturumunda Oturum Başkanı Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Bilgin, yaptığı konuşmasında "Türkiye ciddi bir tarımsal potansiyele sahiptir, tarım ve hayvancılık Türkiye'nin endüstrisine büyük bir sermaye kaynağıdır" dedi. Şeker-İş tarafından Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen 'Şekerin Geleceği-Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz' sempozyumun birinci oturumuna, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Bilgin, Doç. Dr. Yücel Uyanık, Yrd. Doç. Dr. Fetullah Akın ve Turgut Ağırnaslıgil ev sahipliği yaptı. Sempozyumun ikinci oturumuna ise, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burhan Aykaç, Gökhan Candoğan, Doç. Dr. Aydın Başbuğ ve Uzman Emrah Deveci ev sahipliği yaptı. Doç. Dr. Yücel Uyanık, şeker sektörü ile ilgili olarak, "Sadece bir ürün yelpazesi olarak değil sistemin bizatihi kendisini tanımlayan bir alandır şeker sektörü" diye konuştu. İstihdamın önemine dikkati çeken Uyanık, "Biz neden artık istihdam konuşmuyoruz. Daha çok yoksullukla mücadele ederiz gibi politik kurguyu konuşuyoruz. En önemli nokta şekere ilişkin bir milli politikanın oluşturulması gerektiği. Bu sektör bir hata yapıldığında pardon denilecek bir sektör değil" şeklinde konuştu. Yrd. Doç. Dr. Fetullah Akın, AB meselesi ve tarımsal politikaları, şeker üretiminin geleceği ve özelleştirme politikalarına ilişkin bilgiler verdi. Türkiye'deki özelleştirmeye ilişkin problemlerin AB'nin özelleştirme politikalarına benzediğini belirten Akın, "Gelişmiş ülkeler tarıma çok yüksek süspansiyon veriyorlar, tarımsal ürün fiyatlarına istikrar getirmek lazım" dedi. Akın, tarımın süspansiyon edilmezse tamamen sanayiye kayacağına dikkat çekti. Turgut Ağırnaslıgil de, Türkiye'deki şeker sektörünün AB'deki durumu hakkında bilgiler vererek, yaklaşık 120 ülkede şeker üretimi yapıldığını kaydetti. Dünyada şeker ticareti fiyatlarının değişiklik gösterdiğini anlatan Ağırnaslıgil, şeker fiyatlarının yükselen bir seyir izlediğini söyledi. Doç. Dr. Aydın Başbuğ'da, özelleştirmede örnek verilen ABD'de özel sektörün olmadığını belirterek, şeker üretimini kooperatiflerin yaptığını anlattı. Deveci ise dünyadaki özelleşme süreciyle ilgili olarak, dünyada şeker politikaları kısa vadeli çıkarlarla değil uzun vadeli çalışmalarla yapıldığını söyledi. Konuşmacılar, sempozyum sonrası soruları cevapladı. Bir soru üzerine Başbuğ, sadece şeker değil daha önceki özelleştirmelerde de her aşamada gayret içinde olduklarını belirterek, siyasilerin bunu bir iktisadi zorunluluk olarak söylediğini anlattı. Yetkin: “Özelleştirme Türk işçisini vurur” Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye'nin geçmişte özelleştirmenin acılarını yaşadığını savunarak, ''Tarım stratejik bir hal aldı. Bağımsızlık aştır, ekmektir. Türkiye'nin elinde şeker, süt, et olmasa biz bu cennet vatanda bağımsız yaşayamayız. Özelleştirme Türk işçisini vurur'' şeklinde konuştu. Yetkin, özelleştirme yapılacaksa şeker fabrikalarının PANKOBİRLİK'e verilmesi gerektiğini söyledi. Demirkol: “Plastik damacanalar homoseksüel yapıyor” Sempozyumun ikinci gününde konuşan Prof. Dr. Kenan Demirkol ve Uzm. Onkolog Dr. Yavuz Dizdar, nişasta bazlı tatlandırıcılar (NBS) ve GDO'lu gıdalar ile ilgili önemli bilgiler verdiler. Demirkol şu açıklamaları yaptı: "GDO'lu gıdalar açlığı artırır ayrıca GDO'lu ürüne 4 farklı gen verilir. Bu genlerden biri kısırlaştırıcı gendir ve bu da insanları kısırlaştırır. Türkiye'de şu anda genç çiftlerin yüzde 25’i kısırdır. Gıda egemenliğiniz yoksa sizin kişisel egemenliğiniz de yoktur. Hatalı gıdalarla insana zarar vermenin cezası maalesef yok ama markaya zarar vermenin cezası var. Bu sebeple hatalı ve zararlı gıdaların markalarını ne yazık ki açıklayamıyoruz. Sizler bilinçli tüketici olarak aldığınız ürünlerin lütfen içeriklerini okuyunuz. maddeleri tanımıyorsanız almayın." dedi. Plastik su damacanalarına da değinen Demirkol "Damacanalarda bulunan bisfenol-A maddesi hamile bir kadının karnındaki çocuğa geçtiğinde bu çocuklarda homoseksüel, biseksüel(eşcinsel), prostat, meme kanseri gibi hastalıklara yol açıyor." dedi. Uzm. Onk. Dr. Yavuz Dizdar: “Şeker kullanacaksak pancar şekeri kullanmalıyız” "Nişasta bazlı şekerlerin karaciğer yağlanmasına, karın bölgesi şişmanlığına yol açmasının yanı sıra siroz, kanser, şeker hastalığı, kalp gibi hastalıklara da neden olur. Ayrıca her gıdada olduğu gibi her şey dikkatli ve dozunda kullanılmalıdır. Şeker kullanıyorsak bu kesinlikle pancar şekeri olmalı. Fruktoz (NBŞ) ayrıca insanın beyin kabuğunu etkileyerek buna bağlı unutkanlığa yol açar." diye konuştu. Genetiği değiştirilemeyen ürünler arasında yer alan şeker pancarının gelecekte en önemli endüstri ürünü olacağını, petrol ve altından değerli bir hale geleceğini dile getiren diğer konuşmacılar Fransa ve Amerika'nın şeker pancarına çok fazla önem verirken ülkemizdeki ekimine sınır getirilmesinin (kota koyulmasının) ve şeker fabrikalarının özelleştirilerek ardından kapatılmaya doğru gidilmesinin hiçbir haklı nedeninin olamayacağını belirttiler. 11 Şeker-İş Sendikası dönemde isimleri belirlenecek, altyapısı ve tüzüğü oluşturulacak olan mensup üye kuruluşları ile ilk etapta dönem sözcülüğünü Şekerİş Sendikası'nın yapacağı ortak bir basın toplantısı ile kamuoyunun karşısına çıkacak, amaç ve hedeflerini burada açıklayacaktır. Sempozyumda sanayimizin tüten bacaları, ülkemizin en büyük katma değer yaratan biri olan şeker sektörü ve fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde Danıştay'ın verdiği kararların kendini inkar, işçi ve çiftçiyle alay eden kararlar olduğu kanaatine varılmıştır. Platform üyesi tüm sivil toplum kuruluşları, Şeker-İş Sendikası'nın şube başkanlıkları aracılığıyla bölgelerinde ortak basın açıklamaları yapacak, iktidar ve muhalefet partilerini ziyaret ederek, kamuoyu bilgilendirmeleri ve yerel medyada şeker fabrikalarının özelleştirilme sürecinde ekonomi ve sağlık boyutunu masaya yatıracaktır. Çoğulcu, katılımcı bir toplum yapısının oluşmasını sağlamak suretiyle temel bazda projeler üretilerek kaynak sağlanacak ve bunlar uygulamaya geçirilecektir. “Sempozyum sonuç bildirgesi okundu” Sempozyum son oturumunun ardından kapanış konuşması ve sempozyum sonuç bildirgesini okumak üzere kürsüye gelen Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, katılımcılara teşekkür etti. Sempozyumun uluslararası düzeyde her yıl yapılacağı ve 'Türkiye Şeker Platformu' adı altında yeni bir oluşumun düşünüldüğü bildiren Gök, 21. yüzyılda Türkiye'nin lider bir ülke olabilmesinin vazgeçilmez bir temel gıda maddesi olan şeker ve şeker endüstrisinin yaşatılmasına bağlı olduğunu kaydetti. Türkiye'nin lider ülke olmasına adaylıkta, şeker sanayisinin kotalarla sınırlandırılması değil, mevcut üretim potansiyelini arttırarak ihracatçı sektörde lider olmasının zorunlu olduğunu ifade eden Gök, geleceğin enerji kaynağı olan biyoetanol üretimi üzerinde ciddiyetle durulması gerektiğine dikkat çekerek, üretimi arttırıcı ve düzenleyici tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Gök yaptığı açıklamada, "Bunların gerçekleşmesi için şeker endüstrisinin özelleştirme kapsamından çıkarılarak verimlilik ve kararlılık prensibine göre çalışma sağlayacak, yenileme yatırımlarını finanse edecek bir yatırım programı uygulanarak endüstrinin rekabet edebilirliği sağlanmalıdır. Türkiye'nin sadece şeker ihracatçısı değil aynı zamanda gıda ihracatçısı, Ortadoğu ve Avrupa başta olmak üzere dünya pazarında söz sahibi olmasını sağlayacak bir endüstriyel oluşum için gerekli altyapının oluşturulması konusunda şeker sektörünün öncelikli bir sektör haline dönüştürülme zorunluluğu vardır. Üretimin yıldızı olacak bir şeker endüstrisi, Türk tarımının ve gıda endüstrisinin sürükleyici lokomotifi haline gelecektir. Nişasta bazlı şekerler, (NBŞ) bisküvi endüstrisi, meşrubat endüstrisi, hamburgerler, dondurma gibi özellikle çocukların çok fazla tükettikleri ürünler içerisinde aşırı miktarda kullanılmaktadır ve bu durum ileriye yönelik büyük bir halk sağlığı problemi olacaktır.” “Sempozyumda Türkiye Şeker Platformu’nun temelleri atıldı” "Şekerin Geleceği-Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz" sempozyumunun uluslararası düzeyde her yıl belirlenen gün ve saatte düzenlenerek geleneksel hale getirileceği kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Sempozyumun bundan böyle katılımcı sivil toplum kuruluşlarının da görüş ve önerileri doğrultusunda, 'Türkiye Şeker Platformu' adı altında yeni bir oluşum şeklinde gerçekleştirilmesi düşünülmektedir. Kurulması düşünülen Türkiye Şeker Platformu, bundan sonraki Eğitim, sosyal refah ve istihdam konularında hükümet politikalarına paralel ya da alternatif sorumluluklar üstlenilecektir. Türkiye Şeker Platformu üyesi kuruluşlar, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin şeklen yanlış olduğu kanaatindenhareketle özelleştirilme kapsamındaki mevcut şeker fabrikalarının şeker pancarı ürercilerine, işçilere, taşıma sektörüne, sulama birliklerine, ziraat odalarına, yöre esnafı ve halkın içinde bulunduğu yeni bir oluşuma devredilmesi gerektiği ve bundan sonra bu yönde hareket etmek üzere ortak kararlar alacaktır." Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök ve Şekerİş Sendikası Genel Sekreteri Fevzi Şengül tarafından oturum sonunda konuşmacılara birer plaket verildi. 12 Şeker-İş Sendikası Sempozyumdan Fotoğraflar Sempozyumda oturumlardan sonra konuşmacılara günün anlam ve önemine ilişkin birer plaket takdim edildi. 13 Şeker-İş Sendikası “Şekerin Geleceği Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz” Sempozyumu Sonuç Bildirgesi 11-13 Ocak 2012 tarihleri arasında Ankara Büyük Anadolu Otel’de Şeker-İş Sendikası’nın öncülüğünde Türkiye’nin çeşitli illerindeki sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla gerçekleştirilen “Şekerin Geleceği-Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz” konulu sempozyumdan çıkan sonuç bildirgesi şu şekildedir: 21. Yüzyılda Türkiye’nin lider bir ülke olabilmesi, vazgeçilmez bir temel gıda maddesi olan şeker ve şeker endüstrisinin yaşatılmasına bağlıdır. Türkiye’nin lider ülke oluşmasına adaylıkta, şeker sanayinin kotalarla sınırlandırılması değil, mevcut üretim potansiyelini arttırarak ihracatçı, sektörde lider olması zorunludur. Geleceğin enerji kaynağı olan bioetanol üretimi üzerinde ciddiyetle durulmalı, üretimi arttırıcı ve düzenleyici tedbirler alınmalıdır. Bunların gerçekleşmesi için şeker endüstrisinin özelleştirilme kapsamından çıkarılarak verimlilik ve karlılık prensibine göre çalışma sağlayacak, yenileme yatırımlarını finanse edecek bir yatırım programı uygulanarak endüstrinin rekabet edebilirliği sağlanmalıdır. Türkiye’nin sadece şeker ihracatçısı değil aynı zamanda gıda ihracatçısı, Ortadoğu ve Avrupa başta olmak üzere dünya pazarlarında söz sahibi olmasını sağlayacak bir endüstriyel oluşum için gerekli altyapının oluşturulması konusunda şeker sektörünün öncelikli bir sektör haline dönüştürülme zorunluluğu vardır. Üretimin yıldızı olacak bir şeker endüstrisi; Türk tarımının ve gıda endüstrisinin sürükleyici lokomotifi haline gelecektir. NBŞ, bisküvi endüstrisi, meşrubat endüstrisi, hamburgerler, dondurmalar gibi özellikle çocukların çok fazla tükettikleri ürünler içerisinde aşırı miktarda kullanılmaktadır. Bu durum ileriye yönelik büyük bir halk sağlığı problemidir. ‘’NBŞ’nin Türkiye’de yeri yoktur.’’ Ayrıca; 1- Bundan böyle ‘Şekerin Geleceği Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz’ sempozyumu uluslar arası düzeyde her yıl belirlenen gün ve saatte geleneksel hale getirilmesi prensip olarak benimsenmiştir. 2- Bundan sonra yapılması planlanan Sempozyum katılımcı sivil toplum kuruluşlarının da görüş ve önerileri doğrultusunda Türkiye Şeker Platformu adı altında yeni bir oluşum şeklinde gerçekleştirilmesi düşünülmektedir. 3- Türkiye Şeker Platformu, bundan sonra ki dönemde isimleri belirlenecek, altyapısı ve tüzüğü oluşturulacak olan mensup üye kuruluşları ile ilk etapta dönem sözcülüğünü Şeker-İş Sendikası’nın yapacağı ortak bir basın toplantısı ile kamuoyunun karşısına çıkacak, amaç ve hedeflerini burada açıklayacaktır. 4- Sempozyumda sanayimizin tüten bacaları, ülkemizin en büyük katma değer yaratan sektörlerinden biri olan şeker sektörü ve fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde Danıştay’ın verdiği kararların kendini inkar, işçi ve çiftçiyle alay eden kararlar olduğu kanaatine varılmıştır. 5- Platform üyesi tüm sivil toplum kuruluşları Şekerİş Sendikası’nın şube başkanlıkları aracılığıyla bölgelerinde ortak basın açıklamaları yapacak, iktidar ve muhalefet partilerini ziyaret ederek, kamuoyu bilgilendirmeleri ve yerel medyada şeker fabrikalarının özelleştirilme sürecinde ekonomi ve sağlık boyutunu masaya yatıracaklardır. 6- Çoğulcu, katılımcı bir toplum yapısının oluşmasını sağlamak suretiyle temel bazda projeler üretilerek, kaynak sağlanacak ve bunlar uygulamaya geçirilecektir. Eğitim, sosyal refah ve istihdam konularında hükümet politikalarına paralel ya da alternatif sorumluluklar üstlenilecektir. 7- Türkiye Şeker Platformu üyesi kuruluşlar şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin şeklen yanlış olduğu kanaatinden hareketle özelleştirilme kapsamındaki mevcut fabrikaların; Şeker pancarı üreticilerine, İşçilere, Taşıma sektörüne, Sulama Birliklerine, Ziraat Odaları’na, Yöre esnafı ve halkın içinde bulunduğu yeni bir oluşuma devredilmesi gerektiği ve bundan sonra bu yönde hareket etmek üzere ortak karar alacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur… 14 Şeker-İş Sendikası Şeker-İş’in Sempozyumunu Onurlandıran Sivil Toplum Kuruluşları Şeker-İş tarafından gerçekleştirilen Şekerin Geleceği Sektörde Yıldız Ülke Olabiliriz konulu sempozyuma Türkiye’nin 28 il ve ilçesinden sivil toplum kuruluşlarını temsilen 500 kişi katıldı. Ankara, Ağrı, Konya, Afyon, Muş, Kastamonu, Sakarya, Erzurum, Erzincan, Eskişehir, Amasya, Yozgat, Burdur, Kayseri, Çorum, Uşak, Malatya, Elazığ, Kars, Kütahya, Kırşehir illeri ile Çumra, Çarşamba, Elbistan, Turhal, Alpullu, Ilgın, Susurluk, Havza, Erciş, Ereğli, Polatlı, Bor ilçelerinden çok sayıda sivil toplum kuruluşunun başkanlarının katıldığı liste şöyle: PANKOBİRLİK KANSERDER SASTOP Muhtarlar Derneği Ziraat Odaları Sanayi ve Ticaret Odası Ticaret Borsası Esnaf Kefalet ve Kooperatifleri Şoförler ve Otomobilciler Odası Taşıyıcılar ve Nakliyeciler Kooperatifi Pancar Kooperatifleri Şeker Enstitüsü Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri Mühendisler Odası Ziraat Mühendisleri Odası Sulama Birlikleri Besici Birlikleri Kalkınma Kooperatifleri Tabipler Odası Kızılay Süt Üreticileri Birlikleri Emekli Dernekleri Terziler Odası Kunduracılar ve Ayakkabıcılar Odası İsrail Floramızı Çaldı ederek, Doğu Karadeniz’de özellikle soğanlı bitkide önemli popülasyon olduğunu söyledi. G özümüzün içine baka baka Türkiye'yi İsrail'e taşımışlar Rize Üniversitesi Pazar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Karaoğlu: 'Doğu Karadeniz’den yoğun bir endemik bitki kaçakçılığı var' -'Şu anda kaçak bitki sadece gümrüklerde ihbar varsa yakalanıyor. Yakalananlar da buz dağının görünen kısmı' -'Bugün İsrail’de bir Ayder Yaylası var. Ayder’in bir minyatürünü oraya kurmuşlar' Rize Üniversitesi Pazar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, Doğu Karadeniz’de yoğun bir endemik bitki kaçakçılığı olduğunu ifade ederek, "Şu anda kaçak bitki sadece gümrüklerde ihbar varsa yakalanıyor. Yakalananlar da buz dağının görünen kısmı" dedi. Karaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyaca ünlü Anzer balını oluşturan çiçeklerin her biri başta olmak üzere Rize’nin endemik bitkilerinin markasını oluşturmak istediklerini ifade Bu bitkilerin 40 yıldır bilinçsiz bir şekilde ihraç edildiğini belirten Karaoğlu, "Doğu Karadeniz’den yoğun bir endemik bitki kaçakçılığı var. Bu durum, kaçırılmak istenen bitkilerin zaman zaman yakalanmasıyla ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu. Doğu Karadeniz’e gelen bazı kişilerin neden direkt yaylalara gittiğinin sorgulanması gerektiğine dikkati çeken Karaoğlu, şöyle devam etti: "Yöremizdeki belirli kontrol noktalarında endemik bitkileri tanıyan insanların olması lazım. Adamın biri yaylaya gidiyor, ’turizm yaptı, indi’ diyoruz. Ama geliş sebepleri aslında çok farklı. Eskiden bu bitkileri çalarken gövdesini çalıyorlardı ve bu görülebiliyordu. Ama günümüzde buna ihtiyaç duyulmuyor artık kaçakçı bitkinin kök saçağından gözle görülemeyecek bir parça alıyor, kulağının arkasına, gözlüğünün bir köşesine mikroçipler içinde saklayabiliyor. Ayakkabısına, çorabına saklıyor. Bu konuda duyumlar alıyoruz. Bunlar bilimsel gerçekler." "İsrail’e Ayder kuruldu" iddiası Karaoğlu, bitki kaçakçılarının "hangi bitkinin, hangi yaylanın hangi noktasında olduğunu çok iyi bildiğine ve özel aletlerle bitkinin doğal değerlerini araştırdıklarına" dikkati çekerek, "Bir bitkinin özelliklerinin analiz edilmesi için o bitkinin küçük bir kesitinin alınması yeterli oluyor. Bununla milyonlarca DNA üretilip bize satabiliyor. Bugün İsrail’de bir Ayder Yaylası var. Ayder’in bir minyatürünü oraya kurmuşlar. Bu bilinen bir gerçek. Bölgede yetişen hemen hemen her bitkinin bir kopyasının İsrail’de olduğuna inanıyorum. Bölgenin iklim şartlarının aynısını oluşturup, Ayder tepesi yapmışlar" dedi. Yaklaşık 10 yıldır dağcılık ve fotoğrafçılığa ilgi duyduğunu ifade eden Karaoğlu, "Bu kişiler sürekli dağ gezileri yapar. Yaptığım her dağ gezisinde motosikletli 3-5 İsrailli görürüm. Biz sabah saat 09.00-10.00’da dağlara çıkarken, onlar o saatte iniyorlar. Çünkü o saatlerde yaylada kimse görünmez. Rahat rahat bitkileri topluyorlar. Misafir olarak davet edilen bazı hocalar bile bitki çalıp bir yerlere sıkıştırıp kaçırıyorlar. Bunu öğrenen bazı Türk hocaların haber vermesiyle gümrüğü geçerken yakalanan yabancı hocalar var. Hiçbir ülkenin yaylasına bu kadar sorgusuz, sorumsuz girilemez" diye konuştu. "Kaçakçıya turisttir diye hizmet ediyoruz" Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, Doğu Karadeniz’de özellikle soğanlı bitkilerin ihracı konusunda köylülerin bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Köylülerin bilinçlendirilmesi amacıyla iki bölgede eğitim çalışması yapmayı düşünüyoruz. Ayder ve İkizdere vadileri endemik bitki türleri açısından çok önemli. Bu vadiler, yaylalar üzerinden birleşiyor. Bu iki bölgeye kontrol noktaları oluşturulup, sıkı denetlense kolay kolay bir şey kaçırılamaz. Şu anda kaçak bitki sadece gümrüklerde ihbar varsa yakalanıyor. Yakalananlar da buz dağının görünen kısmı. Ben başka bir ülkeye giderken ayakkabımı, çorabımı çıkartıyorum, ülkemize gelenler ise rahatlıkla girip çıkıyor. Turistler, endemik bitkilerimizi kaçırırken biz ’turisttir’ diye onlara hizmet ediyoruz" Yüksekokullarından mezun olacak öğrencilerin bu konuda bölge insanına önemli bilgi akışı sağlayabileceğini dile getiren Karaoğlu, "Bu öğrencilerimiz bilgi birikimleri ile kaçakçılığı önleyebilecektir. Bu konuda bilinç oluşturmak çok önemli" diye konuştu. 15 Şeker-İş Sendikası Şeker-İş Sendikasına Çığ Gibi Destek... Şeker-İş sendikasına şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde siyasi partilerden sanayi ve ticaret odalarına, ziraat odalarından çiftçi birlikleri ve belediyelere kadar her platformdan destek yağıyor. İşte Şeker-İş Sendikasına destek verenler: K um: "Birilerine peşkeş çekilmesine karşıyız" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Duran Kum, özelleştirildikten sonra kapanan TEKEL Tokat Sigara Fabrikası gibi Turhal Şeker Fabrikası'nın da kapanacağını ileri sürdü. Parti binasında CHP Tokat İl Teşkilatı'nın yeni yönetim kurulunu basına tanıtan CHP İl Başkanı Kum, Turhal Şeker Fabrikası'nın özelleştirilmesi ile Tokat'ın ikinci büyük yatırımını kaybettiğini söyledi. Başkan Kum, Turhal Şeker Fabrikası'nın da Tokat Sigara Fabrikası gibi kapatılacağını ileri sürerek, "Tokat'ta Cumhuriyet tarihinde yapılan iki önemli yatırımdan Sigara Fabrikası'nın özelleştirilmesinde CHP olarak özelleştirmeye karşı olmadığımızı ama birilerine buranın peşkeş çekilmesine karşı olduğumuzu halkımızı deklare etmeye çalıştık. Eski sigara fabrikasının bugün hangi halde olduğunu hep beraber görüyoruz. 4/B'li işçiler mağdur olmuştur. Turhal Şeker Fabrikası'nda kampanya dönemi dahil 3 bin 500 kişi istihdam ediliyor. Şeker pancarı üretimiyle birlikte 35 bin aile Şeker Fabrikası'ndan faydalanıyor, iktidar partisinin yetkilileri, 'Şeker Fabrikasını özelleştirdik alan firmanın burayı çalıştıracağına ümit ediyorum' diyor. Burada ümit yok. Turhal Şeker Fabrikası, Tokat Sigara Fabrikası gibi kapatılacak. Bu hamasi nutuklara inanmıyoruz" dedi. CHP Tokat il Yönetimi şu isimlerden oluştu: Funda Tetik, İlker Erkek, Harun Hanoğlu, Süleyman Tosun, Erdal Polat, Nurettin Kendir, Suavi Çakıcı, Akgül Kaygısız, Birol Erdem, Murat Onur, Muharrem Koşar, Ali Dündar, Mustafa Akıntaş ve Murat Şahin. Yozgat Esnaf Odaları Birliği Başkanı Bektaş: “Fabrikalar Özelleşirse Ekonomiye Büyük Darbe Vurur” ölçüde şeker fabrikalarının oluşturduğu ekonomik faaliyet alanlarına dayandıran esnaf sıkıntıya düşecek ve iflaslar yaşayacaktır” dedi. Ş eker Fabrikalarının özelleştirilmesine bir tepki de Yozgat Esnaf Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bektaştan geldi. Bektaş, fabrikaların özelleştirilmesinin ekonomiye önemli darbe vuracağını savundu. Esnaf Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bektaş, Şeker fabrikalarının özelleştirilmesini istemediklerini söyledi. Özelleştirme sonrasında fabrikanın kapanma aşamasına geleceğini iddia eden Bektaş, “Geçimini büyük Önemi Çok Büyük Bektaş, konuya ilişkin açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Ülkemiz ekonomisine yadsınamayacak boyutlarda yerli katma değer sağlayan, doğal şeker üretimi ile sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde büyük katkıları olan şeker sanayi sektörünün, yeniden yapılanma sonucunda rekabet üstünlüğü ile bölge ve dünya ekonomisinde hak ettiği yeri bulması elbette ki büyük önem taşımaktadır. Kapanmasından Korkuyoruz Ancak, bu bağlamda özelleştirilmesi düşünülen Yozgat Şeker Fabrikasının sadece 2010 yılı verilerine bakıldığında il ekonomisine olan katkısının 90 milyon lira olduğunu 650 kişiyi doğrudan istihdam ettiği 9 ilçe 201 köyde yapılan pancar üretiminin tamamının kullanıldığı çiftçisinden esnafına yan sektörde çalışanlarına kadar doğrudan ve dolaylı şekilde aileleri birlikte yaklaşık 6 milyon kişiyi etkilediği görülmekte ve anlaşılmakta olup bu nedenle de Yozgat Şeker Fabrikasının özelleştirilmemesi gerekmektedir. Zira özelleştiği takdirde bu fabrika kısa bir zaman sonra kapanma aşamasına gelecektir. Geçimini büyük ölçüde şeker fabrikalarının oluşturduğu ekonomik faaliyet alanlarına dayandıran esnaf sıkıntıya düşecek ve iflaslar yaşayacaktır. Şeker Sanayimiz Çökecek Sonuçta mevcut ülke şeker sanayi çökecek, stratejik önemi olan pancar üretimi bitecek, gümrük duvarları koruyucu olmayacak ve sonuçta da Türk şeker sanayi çökecek ve Türkiye pancar şekeri üretiminde stratejik önemini yitirecek ve dev uluslar arası şirketlerin pazarı olacaktır. Bu nedenle böylesine öneme sahip Yozgat Şeker Fabrikasının özelleşmemesi özelleşirse de devletin bire bir içinde olacağı yada kurumlarının, birliklerinin olacağı iyi çalışan bir modelin ve yapının olması gerekmektedir.” Kırşehir TSO Başkanı Müfit Göçen: “Şekerin Satılması Hatalı” Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Müfit Göçen, Kırşehir Şeker Fabrikası'nın özelleştirilmesinin, şehir için son derece riskli ve hatalı olduğunu söyledi. Müfit Göçen, yaptığı açıklamada, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye ait Portföy-C grubunda bulunan Kırşehir Şeker Fabrikası'nın özelleştirilmesiyle Kırşehir ekonomisinin sıkıntı yaşayacağım belirtti. Fabrikanın Kırşehir ekonomisinin can damarı olan işletmelerden biri olduğunu ifade eden Göçen, "Fabrikanın özeleştirilmesi ver kurtul mantığıyla yapılacak bir iş değil. Özelleştirme şartnamesinde 5 yıl üretim şartı var. Bu şart, neden sürekli üretim zorunluluğu şeklinde değil” dedi. . 16 Şeker-İş Sendikası Yozgat Ticaret Odası Başkanı Özışık: Özelleştirmeye Değil, Kapanmaya Karşıyız Ticaret Sanayi Odası Başkanı Metin Özışık, Şeker-İş Yozgat Şubesi yönetimini kabulünde özelleştirme konusundaki endişelerini dile getirdi. Fabrikanın bölge ekonomisine önemli katkılarının bulunduğunu hatırlatan Özışık, “Biz Sorgun Şeker Fabrikasının ve diğer fabrikaların özelleştirilmesine karşı değiliz. Ama izlenen yolun yanlış olması ve ilimiz ekonomisine büyük katkısı olan bir fabrikanın yanlış bir uygulama ile kaybedilmesinin endişesini yaşıyoruz” dedi. Şeker-İş Yozgat Şubesi Başkanı Ömer Macit, idari Sekreter Musa Taşdemir, Mali Sorumlu Selahattin Kaya ve Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Güloğlu TSO Yönetim Kurulu başkanı Metin Özışık’ı makamında ziyaret ederek ilimiz ekonomisine büyük katkılar sağlayan Sorgun Şeker Fabrikasının özelleştirilmesi ve sonrasında meydana gelecek gelişmeler hakkında bilgiler verdi. Büyük Kayıplar Yaşanır Şeker-İş Yozgat Şubesi Başkanı Ömer Macit, "Eski teknoloji, düşük ölçek ve yüksek maliyetlerle üretim yapan büyük çoğunluğu kurulu oldukları yörelerdeki tek sanayi tesisi ve istihdam alanı olma özelliğini taşıyan pek çok fabrikanın özelleştirilmesi mümkün olmayacak, yanlış şeker politikaları nedeniyle kapanması gündeme gelecek en az 15-18 arasında fabrika kapanmak zorunda kalacaktır. Bu durumda pancar ve şeker üretimini yüzde 40-50 arasında daralması beklenmektedir. Sektörel istihdamın ise yüzde 50-60 oranında azalacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca taşımacılık, hayvancılık, maya sektörü, yem sanayi, zirai mücadele, tarım aletleri gibi yan sektörlerde bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Türkiye ihracatçı konumlu olduğu maya sektöründe ithalatçı konumuna düşecek, yemde 400 bin ton, melasta ise 3 milyon ton açık oluşacak ve hemen hemen tamamen ithalata yönelmek zorunda kalınacak, sadece şekerde değil pek çok yan üründe tamamen dışa bağımlı hale gelinecektir. Yan sektörlerdeki gerileme yöresel ekonomilerde de çöküşe neden olacak, bölgesel kalkınma ve ülke ekonomisinin pek çok dalı sekteye uğrayacak, sonuçta yörede yaratılan ve paylaşılan katma değerde kayıplar yaşanacaktır" diye konuştu. Özelleştirmeye Değil Kapanmaya Karşıyız Oda Başkanı Metin Özışık ise konuya ilişkin endişelerini dile getirdi. Yozgat ekonomisinde Şeker fabrikasının önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Özışık, "Sorgun Şeker Fabrikasının ilimiz ekonomisine katkısı 2010 yılı rakamları ile 89 milyon 287 bin 988-TL. dir. Sorgun Şeker Fabrikasına bağlı olarak toplam 9 ilçede 201 köyde 4 bin 957 çiftçi tarafından 69 bin 500 dekar alanda 403 bin 234 ton pancar üretilmekte olup, çiftçilerimize toplam 54 milyon 333 bin 225-TL pancar bedeli ödenmiştir. Biz Sorgun Şeker Fabrikasının ve diğer fabrikaların özelleştirilmesine karşı değiliz. Ama izlenen yolun yanlış olması ve ilimiz ekonomisine büyük katkısı olan bir fabrikanın yanlış bir uygulama ile kaybedilmesinin endişesini yaşıyoruz” diye konuştu. Ağbaba Plan ve Bütçe Komisyonunda Konuştu... belirterek “fabrikanın satılması yaklaşık yüz bin kişiyi olumsuz etkileyecektir” dedi. AĞBABA’DAN BAKANA: “MUŞ ŞEKER FABRİKASINI SATMAYIN” CHP Malatya Milletvekili ve Muş Gönüllü Milletvekili Veli Ağbaba Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada Muş Şeker Fabrikasının satılmak istenmesini eleştirdi. Ağbaba, Muş Şeker Fabrikası’nı gezdiğini ve son derece verimli çalışan bir fabrika olduğunu CHP Milletvekili Veli Ağbaba komisyonda yaptığı konuşmada “Ben Muş ilinin de gönüllü milletvekiliyim. Muş’ta o bölgenin en büyük ve tek sanayi tesisi olan şeker fabrikası var. Muş Şeker fabrikasında 900 kişi çalışıyor. Ayrıca 8 bin 500 aile de pancar ekimi yapıyor. Dört il, on ilçe ve yüz köyde pancar ekiminin yapıldığı Muş’ta, yaklaşık 100 bine yakın insan faydalanıyor, geçimini sağlıyor. 700 bin tonluk nakliyeyi de kamyoncu esnafı yapıyor. Şeker Fabrikası küspeyi, melanjı, akaryakıtı, fuel oili düşündüğümüz zaman Muş’un sanayisiyle, Muş’un yaşamıyla direkt ilgili. Şeker fabrikası Muş ve çevre iller için çok önemli ” dedi. CHP Milletvekili Veli Ağbaba konuşmasının devamında “Şeker Fabrikaları alınan karara göre önümüzdeki dönemde parti parti satılacak. İlk partide Malatya’nın da bulunduğu şeker fabrikaları satılıyor. Daha sonra da Muş Şeker Fabrikasının da aralarında bulunduğu kalan fabrikalar satılacak. Ayrıca Muş’taki şeker fabrikasını ben gezdim, gördüm. Fabrikadaki hem yöneticileri hem çalışan işçileri hem de sendikayı kutlamak gerekiyor. Hakikaten -ben sanayiden biraz anlarım- müthiş bir fabrika yapmışlar. Tertemiz, işleyen, çalışan bir fabrika. Muş Şeker Fabrikası son derece verimli çalışan bir fabrika. Ancak, fabrika satılmak isteniyor. Fabrikaya sendikası, işçisi ve halk sahip çıkıyor.” ifadelerine yer verdi. Ağbaba komisyon toplantısında bulunan Bilim ,Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’e “Muş Şeker Fabrikasının satışının tekrar değerlendirilmesi gerekiyor. Bu ülkenin sanayisinden sorumlu bir Bakan olarak Muş Şeker Fabrikasının satışının iptalini düşünüyor musunuz?” diye sordu. 17 Şeker-İş Sendikası Çorum Valisi Nurullah Çakır: “Şeker Fabrikası Büyümeyi Sağlayacak Vizyonu İçeriyor” Ç orum Şeker-İş yönetimi, Vali Çakır’la bir süre görüştü. Vali Nurullah Çakır, Çorum Şeker Fabrikası'nda özelleştirme sürecine rağmen son derece başarılı bir sezon geçirilmesinin, rekorlar kırılmasının, sezon biter bitmez de daha fazla verimli olmak adına gelecek sezonun hazırlıklarına başlanmasının takdirle karşılanacak bir mantık olduğunu söyleyerek, Türkiye'yi büyütecek, geliştirecek dinamizmin bu bakış açısında gizli olduğunu vurguladı. Şeker-İş Sendikası Çorum Şubesi yönetimi, Vali Nurullah Çakır'ı makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. Şeker-İş Şube Başkanı Sefer Kahraman ve yönetim kurulu üyeleri, ziyaret sırasında Vali Çakır'a sendikaya ait kitap, dergi ve broşürlerin yanı sıra şeker pancarı, pancar şekeri ve şeker sektörünün sıkıntılarını dile getiren bir şiir hediye ettiler. Vali Nurullah Çakır ise katılımcı demokrasinin gelişmesi, toplumun beklentileri doğrultusunda yeni bir anayasa hazırlanması, ülkemizin beklenen gelişmişliği, büyümeyi yakalaması için demokratik kitle örgütlerinin bakış açısının ve çabasının büyük önem taşıdığını anlatarak, yeni anayasanın hazırlanması sürecinde sendikaların aktif katkı sağlamasının ve görüşlerini ortaya koymasının memnuniyet verici bir durum olduğunu söyledi. Türkiye'yi 2023 vizyonuna taşıyacak ve başarıyı sağlayacak unsurun kişilerin, kurum ve kuruluşların, demokratik kitle örgütlerinin bakış açısına, üretkenliğine ve çalışmasına bağlı olduğunu dile getiren Vali Çakır, Çorum Şeker Fabrikası'nda özelleştirme sürecine rağmen son derece verimli bir sezon geçirilmesinin, rekorlar kırılmasının, sezon biter bitmez de gelecek sezon hazırlıklarına başlanmasının takdir edilecek bir durum olduğunu vurguladı. Fabrika Müdürü Cumhur Mehmet Demirtaş'ı çalışmalarından, azminden ve bakış açısından dolayı tebrik eden Vali Çakır, fabrika yönetimiyle de uyum içinde çalışan işçileri de kutladı. Türkiye'nin ancak üretkenlikle, verimlilikle, uyum içinde çalışmayla, ortak akılla, projeci bakış açısıyla büyüyebileceğine işaret eden Vali Çakır, Çorum Şeker Fabrikası'nda ortaya konan bakış açısının ve mantığın örnek teşkil ettiğinin altını çizdi. Şeker-İş Sendikası Başkanı Sefer Kahraman ise Çorum Şeker Fabrikası işçilerinin özelleştirme sürecine rağmen herhangi bir taşkınlık göstermediğini, performanslarında da düşüş olmadığını, aksine normal kapasitenin çok üzerinde bir çalışma sergilendiğini anlatarak, "ben değil, biz mantığıyla hareket ediyoruz" diye konuştu. Çumra Sulama Birliği Müdürü Demirel: “Pancar Üreticileri Fabrikalarına Sahip Çıkmalı” Ç umra Sulama Birliği Müdürü Bahattin Demirel, pancar üreticilerinin fabrikalarına sahip çıkmaları gerektiğini bildirdi. Demirel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Konya ve Çumra çiftçisinin sorunları hakkında bilgi verdi. Çumra sulama birliği sahasında bulunan çiftçilerin bu yıl hiçbir şekilde su sıkıntısı yaşamadığını ifade eden Demirel, "Bölge çiftçilerimiz daha iyi hizmetleri hak ediyor. Bunun için sulama sistemlerinin kapalı sisteme dönüştürülmesi için çalışmalar yapılıyor. Bölge çiftçimizin birlik ve beraberlik içerisinde olduğunda neleri başaracağı oluşturulması, devlet bütçesi üzerindeki KİT finansman yükünün azaltılması ve atıl tasarrufların ekonomiye kazandırılmasının hedeflendiği belirtilmektedir Şeker fabrikaları sadece istihdam sağlayan ve şeker üretimi Bölgedeki pancar üreticilerinin yapılan tesisleri olmanın fabrikalarına sahip çıkmaları ötesinde milyonlarca çiftçinin gerektiğini dile getiren Demirel, geçimini pancar üretiminden şunları kaydetti: "Kamuoyunun sağlaması nedeniyle stratejik değere sahiptir. Özelleştirilen bildiği gibi Türk Şeker'e ait şeker fabrikalarının her ne Elazığ, Malatya, Erzincan ve Elbistan, Kastamonu, kadar 5 yıl süreyle şeker üretimi yapma zorunlulukları Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba şeker bulunsa da 5 yılın sonunda ne olacağına dair bilinmezlik fabrikalarının özelleştirmeleri gerçekleştirilmiştir. Şeker kamuoyunda haklı endişelere sevk etmektedir." fabrikalarının özelleştirilme Ilgın ve Ereğli Şeker gerekçesi olarak da rekabete dayalı piyasa ekonomisinin Fabrikalarının da Özelleştirme bölgemizde bulunan Çumra Şeker Fabrikasıyla ortadadır. Birlik ve beraberlik içerisinde sulama sistemlerimizi modernize etmeyi gerçekleştireceğimize inanıyorum" dedi. İdaresi Başkanlığı tarafından Özelleştirme kapsamına alınması durumunda da Ilgın ve Ereğli bölgesi çiftçilerinde aynı riskle karşı karşıya kalacağını dile getiren Demirel, "Ancak Özelleştirme yapılırken sermayenin tabana yayılması ilkesi göz önündü bulundurulmalı. Konya Şeker Fabrikası'nda olduğu gibi fabrikaların gerçek sahibi olan Türk çiftçisinin olması sağlanırsa Özelleştirme gerekçeleri anlamlı hale gelmiş olur" dedi. 18 Şeker-İş Sendikası Kırşehir ESOB Başkanı Bahamettin Öztürk: “Kırşehir Ekonomisi Büyük Yara Alır” bu illerimizin fazla bir kaybı olmaz. Fakat; Kırşehir Şeker Fabrikasının satılmasında Kırşehir ekonomisi büyük yara alır " dedi. Kırşehir Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Bahamettin Öztürk, Şeker Fabrikasının özelleştirilmesine tepki gösterdi. Nakliyecisi, çiftçisi, esnafı, çalışan işçisi ve memuru ile yaklaşık olarak 50 bin vatandaşımızın dolaylı olarak yararlandığı şeker fabrikasının özelleştirme kapsamına alınarak satışa çıkarılmasının Kırşehir için büyük bir kayıp olduğunu ifade eden Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Bahamettin Öztürk, "Ankara veya Eskişehir Fabrikalarının satılmasında Bahamettin Öztürk açıklamasının devamında, “Hepimizin bildiği gibi özellikle köylerde yaşayan vatandaşlarımızın elde ettiği gelirlerin büyük kısmı, tarıma dayalı olan gelirlerden oluşmaktadır. Bundan önceki yıllarda pancara kota konarak çiftçimiz ağır darbe almıştır…. Bugün ise Amerika’dan mısır ithal edebilmek adına kurulu fabrikaları elinden alınarak çiftçimiz bitirilmek istenilmektedir. Amaçları ülkemizde şeker pancarı üretimini bitirip mısır’ dan üretilen şekere yol açabilmektir" dedi. 'Anguslara Ve Kamış Şekere Muhtaç Olduk' Şeker Fabrikalarının satış sürecinde, özelleştirme sonrasında üretimin sürdürülmesini garanti altına alan düzenlemelerin yapılmadığını ifade eden Birlik Başkanı Bahamettin Öztürk, “Sümerbank’ın ve Tekel’ in özelleştirilmesinin ardından üretim adına hiçbir faaliyet yapılmayarak, üretim durdurulmuştur. Türk tarımının sonu olacak bu özelleştirmeye engel olunmadığı taktirde, önceleri daha ucuz denilerek dışarıdan 3 yıl, 5 yıl şeker ithal edilecek, daha sonra Ülkemizde üretim tamamen son bulduğunda ise, ithal şeker yüksek fiyatlarla ülkemize giriş yapacaktır. Et balık kurumunun özelleştirilmesinin ardından et fiyatlarını kontrol edemeyen ve Güney Amerika'nın Angusuna muhtaç olan Ülkemiz bundan böyle kamış şekerine muhtaç hale gelecektir” dedi. 'Kırşehir Bürokrasisi Tepkisini Göstermeli' Başkan Öztürk, Kırşehir'de atanmış ve seçilmişlerin bu özelleştirmeye tepki koymasını isteyerek, " Kırşehir esnaf ve sanatkarları olarak bizler; çiftçimizin, işçimizin, halkımızın yanındayız…. Şehrimiz ekonomisine yılda ortalama 100 milyon lira gibi bir değer katan fabrikamızın özelleştirilmesine karşıyız… Her türlü platformda mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz… Ülkemiz Bürokrasisi içerisinde önemli yerlerde görevli olarak bulunan hemşerilerimiz başta olmak üzere, bu şehirde yaşayan bütün vatandaşlarımızı özelleştirmeye karşı tepkilerini dile getirmelerini istiyorum " dedi. Kırşehir TSO Meclis Başkanı Zafer Çam: “Fabrikalar Peşkeş Çekilecekse Karşıyız” Kırşehir Şeker Fabrikasının Türkiye'de on fabrika ile birlikte özelleşme kapsamına alınması süreci ile ilgili TSO Meclis Başkanı Zafer Çam, önemli açıklamalarda bulundu. Çam, "Değer katılacaksa özelleşsin, peşkeş çekilecekse karşıyız' dedi. Çam, "Kırşehir Şeker Fabrikası, şu anda en değerli arazinin üzerine kurulmuş bir fabrikamızdır. Pancar kapasitesi yüksek, şeker verimi fazla, çiftçinin umududur. Özelleştirmenin amacı istihdamı arttırmak, fabrikayı daha verimli, daha ekonomik çalıştırmak, üretim yapmak ise bırakalım özelleşsin. Yatırım artacaksa, personel istihdamı artacaksa ve yöre insanı fayda görecekse, şehrimizin ekonomisine büyük destek olacaksa özelleşmesi güzel. Kırşehir ilimize şimdiki yapısından daha fazla katma değer kazandıracaksa, özelleşmesinde bizce sakınca olmamalı. Üretim artmayıp verimli hale gelmeyecekse, maksatları tamamen kurulu bulunan fabrikaları ve arazileri satmaksa ve geçmişte yapılan uygulamalara bakıldığında peşkeş çekmekse, buna karşı olmalıyız. Önemli olan burada ne maksat var bunun bilincinde olmalıyız. Özelleşmekten korkmayıp özelleşmiş kurumlan ticaret mantığıyla daha verimli daha aktif hale getirmeliyiz. Devlet mantığıyla tüccarlığın olmadığını görmekteyiz. Bırakalım tüccar işini yapsın, devlette kendi işini yapsın. Buna en güzel örnek PETLAS'ın özelleşerek daha verimli, daha güçlü, daha fazla insan çalıştırıp şehre katma değer kazandırması. Özelleştirildikten sonra Petlas yatırımını artırdı, istihdamı artırdı ve şehir ekonomisine katkı sunuyor. Kırşehir Şeker Fabrikası eğer özelleştirilirse sonra Petlas gibi olmasını isterim " dedi. 19 Şeker-İş Sendikası Sakarya İl Genel Meclis Başkanı Yıldırım: “Bu Fabrikanın Kapatılmasına Müsaade Etmeyiz” Sakarya İl Genel Meclisi Üyeleri Adapazarı Şeker Fabrikasında incelemelerde bulundu.. İl Genel Meclisi Başkanı Oktay Yıldırım başkanlığında Adapazarı Şeker Fabrikası’nı ziyaret eden İl Genel Meclisi üyeleri, şeker üretim tesislerini gezdiler. 1953 yılında kurulan fabrikanın, şehrin genlerine işlediğini söyleyen meclis üyeleri, “Bu fabrika yaşamalı. Kapatılmasına asla müsaade etmeyiz” dediler. İl Genel Meclisi eski Başkanı Fethi Sarıoğlu’nun da hazır bulunduğu, İl Genel Meclisi heyeti Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi (APEK) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aya, fabrika yönetim kurulu üyesi Şaban Bilgikarca ve Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Oğuz Kalay tarafından karşılandı. Meclis üyeleri K pancarın fabrikaya girişinden, şeker oluşuna kadar olan tüm evreleri, fabrikanın üretim tesislerini gezerek yerinde gördü. Teknolojik yatırımını tamamlamış, son derece modern bir tesisi gezmenin heyecanını yaşadıklarını söyleyen İl Genel Meclisi Üyeleri, böylesi devasa bir fabrikanın göz göre göre kapatılmasına müsaade edilemeyeceğini belirttiler. İl Genel Meclisi Başkanı Oktay Yıldırım, Adapazarı Şeker Fabrikası’nın 1953 yılında kurulduğunu ve Adapazarı’nın il oluşunda büyük rol oynadığını belirterek, “Hepimizin ailesinde bu fabrikada çalışmış insanlarımız var. Şehrimizin genlerine işlemiş olan bu fabrikanın, bugün içinde bulunduğu kota sıkıntısını aşmasına el birliği ile destek olmalıyız. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan ekim alanı sorunu torba yasa ile çözüldü. Ancak kota sorunu halen devam ediyor. 99 bin ton üretim kapasitesi olan bu fabrikanın 32 bin ton şeker üretmesi ne derece sağlıklı. Hiçbir fabrikanın üçte bir üretim yaparak ayakta kalması mümkün değil” dedi. “Fabrikanın kapanması bu şehre büyük darbe olur” Bu sorunun çözümü için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğinin de altını çizen Meclis Başkanı Yıldırım, “Buradan bir kez daha söz sahibi olan yetkililere sesleniyorum. Bu fabrika bu şehrin olmazsa olmazlarındandır. Bu fabrikanın arkasında 65 bin üretici var. Şehrimizin 800 dolayında insanının istihdam eden böyle bir fabrikanın kapanması, bu şehre büyük bir darbe olur” şeklinde konuştu. Adapazarı’nda yetiştirilen pancarın polarının düşük olduğunu, bunun yanında yeterli ekim alanına sahip olmadığını da söyleyen Başkan Aya, “Bu yüzden Eskişehir’den pancar almak zorundaydık. Aldığımız pancar kotamızdan düşürülünce de sıkıntıya girdik. Bugün torba yasa ile Eskişehir’den pancar alımımızın önü açıldı. Biz geçmişte aldığımız pancarın yeniden kotamıza dahil edilmesini istiyoruz. Eğer kotamız önümüzdeki yılda aynı şekilde verilirse, bu fabrikanın ayakta kalması mümkün değil. O nedenle elimizi çabuk tutmalı ve önümüzdeki kampanya dönemine kotamızın en az 50-55 bin olması için el birliği ile çalışmalıyız. Yoksa bu fabrikaya, bu fabrikaya emek verenlere, bu fabrikadan ekmek yiyenlere yazık olacak” dedi. STK’lar Malatya Şeker Fabrikasının Ucuza Satıldığını İddia Etti urtoğlu: "Haksızlığın karşısında susan yani bildiklerini anlatmayan dilsiz şeytandır" Malatya'da ortak basın açıklaması yapan çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları (STK) şeker fabrikası ve arazisinin düşük fiyatla özelleştirildiğini savunarak duruma tepki gösterdi. Ziraat Odası'nda bir araya gelen Ziraat Odası Başkanı Bayram Polatbaş, Şeker İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Nuri Murat, Damızlık Hayvan Yetiştiricileri Başkanı İsmail Aydın, Et Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Taneli, Süt Üreticileri Birliği Başkanı Aziz Kurtoğlu, Pankobirlik Malatya Şubesi Başkanı Celal Şerefhanlı, Besiciler Başkanı Ramazan Kırma ve Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şubesi Başkan Vekili Vahap Kalaycıoğlu ortak basın açıklaması yaptı. Ziraat Odası Başkanı Bayram Polatbaş, Şeker Fabrikası arazisinin düşük fiyatla satıldığını savunarak tepki gösterdiklerini ifade etti. Ortak basın açıklamasını ise Süt Üreticileri Birliği Başkanı Aziz Kurtoğlu yaptı. Kurtoğlu, hükümetin süt ve hayvancılığın gelişmesi için teşvikler çıkardığını, bunun iyi olduğunu ancak, şeker arazisinin çok düşük fiyata satılmasına tepki gösterdiklerini dile getirdi. 32 dönümlük arazi 52 milyon TL Kurtoğlu, '"Haksızlığın karşısında susan yani bildiklerini anlatmayan dilsiz şeytandır', diyen Sayın Başbakan'ın bu sözleri doğrultusunda dilsiz şeytan olmayı reddederek bildiklerimizi kamuoyu ile paylaşmayı kendimize görev sayıyoruz. 2008 yılında satılan hal binası 32 dönümlük arazi 52 milyon TL satılmış olup, 2008 yılı fiyatlarıyla bir dönüm arsa fiyatı bin 625 milyon TL'ye tekabül etmektedir. Kaldı ki Belediye Hal Binası ile Malatya Şeker Fabrikası arazisi aynı değerde olmayıp şeker fabrikası arazisi gerek yola olan cephesi, gerekse konumu itibariyle daha değerlidir. Bunu da bir kenara bırakıp eşdeğer olarak düşünürsek 2008 yılı fiyatlarıyla 345 bin metrekare olan arsanın satış bedeli 560 milyon TL, yani 280 milyon dolara tekabül etmektedir. Sadece şeker fabrikasının arsa emsal bedeli oluşmaktadır. Bu fiyata üç fabrikanın arsası 132 bin ton şeker satış kotası, pancar ekim kotası ve fabrikaların sabit kıymetleri hariçtir. Bir de üstelik Malatya Şeker Fabrikası'nın 114 bin metrekare bölge arazileri hariçtir. Madem devletin paraya ihtiyacı var sadece Malatya Şeker Fabrikası'nın arsasını 280 milyon dolara ister TOKİ'ye isterse parselasyon olarak halka satsın, ama Allah rızası için 74 milyon vatandaşın vebalinin üzerinde olduğunu düşünerek karar versinler. Üstelik bu ülkede asgari ücret 599 TL'dir. Özelleştirme öncesi Özelleştirme İdaresi'nin bağımsız kuruluşlara yaptırdığı değerlendirme raporlarının kamuoyuna açıklanması vicdanları rahatlatacaktır. Her yönden şeffaf bir siyaset izleyen hükümetimiz özelleştirme çalışmalarında da şeffaf olmalı ve B grubu için değerlendirme kuruluşunun hazırlayıp sunduğu satış için yaklaşık değerin açıklanmasını talep ediyoruz. 4 fabrikanın uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucu değerlerinin 2.5 milyar dolar, sadece Malatya Şeker Fabrikası arazisinin Malatya Emlak Odası'nın yapmış olduğu değerlendirme sonucu arsa bedelinin 600 milyon TL olduğu beyan edilmiştir. Aynca Sayın Maliye Bakanı'nın Meclis'teki konuşmasında 'Biz fabrikaları sattık arazilerini değil' beyanına katılmıyor, satılan fabrikalar 4 bin 400 dönüm arazisiyle birlikte satılmıştır" ifadelerini kullandı. 20 Şeker-İş Sendikası Şeker Özelleşmesinde “Kota” Endişesi H ükümetin gündemindeki şeker fabrikalarının özelleştirilmesine tepki veren Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, bugüne kadar yapılan özelleştirmelerle Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'nin şeker kotasının yarı yarıya azalacağını öne sürdü. Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Türkiye Şeker Fabrikaları'nın özelleştirilmesine yönelik kararını eleştirdi. Birlikten yapılan yazılı açıklamada, Elazığ, Malatya, Erzincan, Elbistan, Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker Fabrikaları'nın özelleştirildiği hatırlatıldı. Açıklamada, bu özelleştirmeler nedeniyle Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'nin şeker kotasının yaklaşık 458 bin ton azalarak 790 bin tona gerileyeceği iddia edildi. Yakın zamanda özelleştirilen Et Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ve Tekel'in, ülke ekonomisini olumsuz etkilediğinin vurgulandığı açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi sonrasında şeker piyasasında neler yaşanacağı bilinmemektedir. Diğer kurumların özelleştirilmelerinde görüldüğü üzere, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sonrasında da birçok şeker fabrikasının kapatılması gündeme gelecektir. Türk tarımını etkin bir şekilde destekleyen bir kurumun satılması sonrasında pancar üreten binlerce üretici pancar tarımından vazgeçecek, şeker fabrikası çalışanları ve diğer ilişkili sektörler zarar görecektir. İşsizliğin had safhada olduğu ülkemizde, yeni işsizler ortaya çıkacaktır. Yabancı lobilerin baskısıyla nişasta bazlı şekerlere tahsis edilen kota miktarı daha da artırılacaktır. Sağlığa zararlı olduğu bilinen ve ülkemiz yetkili kuruluşlarınca bir türlü kabul edilmeyen nişasta bazlı şeker tüketimi daha da artacak ve toplum sağlığı olumsuz etkilenecektir." Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Turhan Tuncer: “Türkşeker Özelleştirme Kapsamından Çıkarılmalı” Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Turhan Tuncer, Türkiye Şeker Fabrikaları'na ait Portföy C ve B gruplarının özelleştirilmesinin işsizlik, kaçakçılık ve ithalatta patlama demek olduğunu kaydetti. Türkşeker'in özelleştirilmesi halinde 6 milyona yakın kişinin bu durumdan olumsuz etkileneceğini belirten Tuncer, Türkşeker'in Özelleştirme kapsamından çıkartılması ve teknolojik yenileme yatırımları ile Cumhuriyet'in kazanımı olan şeker sektörünün güçlendirilerek yaşatılması gerektiğinin altını çizdi. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Turhan Tuncer Yönetim Kurulu adına yazılı bir açıklama yaptı. Tuncer, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 29 Kasım 2011 tarihinde yapılan ihalelerde, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye (Türkşeker) ait Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba Şeker fabrikalarının yer aldığı (Portföy-C) için 656 milyon Dolar; Elazığ, Malatya, Erzincan ve Elbistan Şeker Fabrikalarının yer aldığı (Portföy B) için de 266 milyon Dolar teklif verildiğini anımsatarak, "Bilindiği üzere Türkiye'nin toplam pancar şekeri talebinin yaklaşık yüzde 50'si halen 25 fabrikası ile üretime devam eden Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. tarafından karşılanmaktadır. Şeker fabrikalarına yönelik olarak daha önce yapılan Özelleştirme ihaleleri hakkında Danıştay tarafından 2007, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen, Özelleştirme konusunda ısrar edilmesi öncelikle hukuka ve kamu yararına aykırıdır" dedi. 6 milyon kişi özelleştirmelerden olumsuz etkilenecek Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi halinde, daha önce Tekel fabrikalarının özelleştirilmesinde yaşandığı gibi birçoğunun kapatılacağını belirten Tuncer, bu durumda 300 binin üstünde pancar çiftçisinin pancar tarımından dışlanacağı, 13 binden fazla şeker fabrikasının çalışanının işsiz kalacağı, aileleri ile birlikte düşünüldüğünde bundan doğrudan etkilenenlerin sayısının 2 milyona ulaşacağına dikkat çekti. Tuncer, yan sektörlerde göz önüne alındığında ise yaklaşık 6 milyon kişinin şeker sektöründeki özelleştirmeden olumsuz etkileneceğinin altını çizdi. İşsizliğin daha da büyümesine neden olacak bu durumun büyük şehirlerin varoşlarına olan göçü arttıracağına işaret eden Tuncer, böylece terör olaylarının tırmanacağını ve Türkiye'nin güvenlik sorunlarının önüne geçilemeyeceğini kaydetti. Türkiye dışa bağımlı hale gelecek Fabrikaların kapanması halinde Türkiye'nin, şeker ve şekerin yan ürünleri olan melas, küspe, yem, alkol gibi ürünlerde de dışa bağımlı hale geleceğini belirten Tuncer, "Türkşeker'in yan kuruluşları olan makine fabrikaları, Elektromekanik Aygıtlar Fabrikası, Şeker Enstitüsü, Tohum İşleme Fabrikası gibi ender ve yetkin kuruluşlar da kapatılacak ve Türkiye başta mevcut sanayi tesislerine yönelik makine ve elektromekanik aygıtlar üretimi olmak üzere şeker ve tohum alanındaki Ar-Ge faaliyetlerinden vazgeçmek zorunda kalacaktır. Daha ucuza şeker üretildiği gerekçesi ile nişasta bazlı şekere tanınan ayrıcalıklar sürdürülecek ve sanayi şekeri tümüyle mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerlere dayandırılacaktır. Olası sağlık sorunlarının yanı sıra, NBŞ sanayi piyasasının yüzde 75'ine çok uluslu şirketler egemendir, dolayısıyla üretilen katma değer de bunlara transfer edilecektir. Sonuç olarak Türkiye, son yıllarda sürekli Yükselen dünya şeker fiyatlarından şeker ithal etmek zorunda bırakılacak, pancar üreticisine verilmeyen kamu kaynakları, AB pancar üreticilerine, ABD ve Arjantin Mısır üreticilerine, çokuluslu şirketlere aktarılacaktır. Böylece şeker sektörü tamamıyla dışa bağımlı kılınacak ve Türkiye pazar haline gelecektir" ifadelerini kullandı. Bu nedenle, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi için yapılan ihalelerin derhal iptal edilmesi gerektiğini vurgulayan Tuncer, Türkşeker'in Özelleştirme kapsamından çıkartılması ve teknolojik yenileme yatırımları ile Cumhuriyet'in kazanımı olan şeker sektörünün güçlendirilerek yaşatılması gerektiğini belirtti. 21 Şeker-İş Sendikası BTB Meclis Başkanı Orhan Akay: “Her İlin Şeker Fabrikası Kendi İlinde Kalmalı” olabilir. Bizler dedelerimizin, atalarımızın mallarına sahip çıkmak istiyoruz” dedi. U şak Ticaret ve Sanayi Odası Şeker Fabrikası ve diğer 4 ilde bulunan şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin önüne geçebilmek için Sivil Toplum kuruluşları ile görüşmek ve bir çözüm bulabilmek için Ticaret Borsası’nı ziyarete geldiler. Ticaret Borsası’nda Meclis Başkanı Orhan Akay, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Ali Damarcan ve İbrahim Kartal, Meslis Üyeleri Fahri Aldan ve Hasan Hüseyin İnç tarafından karşılanan Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Gül, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Türkcan, Yönetim Kurulu Üyesi Halil Topcu ve Uşak Şeker Fabrikası Kurucusu Nuri Şeker’in torunu Mehmet Şeker ile birlikte blok halinde özelleştirilmeye çalışılan şeker fabrikaları hakkında çözüm önerileri aradılar. Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Gül, “Burdur ekonomisine büyük katkılar sağlayan Bedelli askerlik Burdur’un elinden alındı. İlin Şeker Fabrikasının da blok olarak satılmak istenilmesi ve 5 il arasında Burdur’un da bulunması ne üzücüdür ki Burdur’a vurulacak ikinci bir darbedir. Burdur, Afyon, Uşak, Alpullu ve Susurluk Şeker Fabrikalarının blok olarak satılması bu illerimizin ekonomilerinin zarara uğraması demektir. Uşak Tekstil şehri. Afyon’dan sonra Burdur’a gelmeye karar verdik. Bizler her ilin şeker fabrikasının kendi ilinde kalması için mücadele veriyoruz. 5 ilin sivil Toplum Kuruluşları ve Fabrikaları ile bir bütün olursak özelleştirmenin önüne geçebiliriz. Burdur Şeker-İş Başkanı Mustafa Onay İle görüştük. Düzenlenecek bir sempozyumda iyi bir sunumla gücümüzü gösterebilirsek, hükümet de bizlere destek Burdur Ticaret Borsası Meclis Başkanı Orhan Akay da Uşak Ticaret Odası’na bu duyarlı davranışı için teşekkür ederek; “Bugün Uşak Ticaret ve Sanayi Odası’nın Borsamızı ziyaretinde gördük ki, özelleştirme konusunda Burdur ile aynı düşüncelere sahip. Şeker Fabrikaları için Sivil Toplum Örgütleri olarak 5 ilde bulunan şeker fabrikalarının blok satışı konusunda tek yürek olarak adım atılmıştır. Biz Burdur Ticaret Borsası olarak bu konuyu içimizde daha önce de görüştük. 5 ilin Sivil Toplum Kuruluşları ile istişarede bulunmak için start verdik. Bugün itibari ile özelleştirilmek istenilen Şeker Fabrikaları için ilk adımı atmış olduk. Bu konuda ilgili yetkililer ile görüşüp özelleştirmenin önüne geçmek istiyoruz. Her İlin Şeker Fabrikası kendi ilinde kalmalı” dedi. Burdur Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Damarcan ise konu ile ilgili olarak “ Daha önce ilimizdeki özelleştirilmek istenilen Et Balık Kurumu ve Buryem için Belediye, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Ziraat Odası, Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Köy-Koop gibi tüm sivil toplum örgütleri toplu olarak Ankara’ya gittik. Dönemin Özelleştirme Bakanı Yüksel Yalova ile görüştük. Bizim güçbirliğimize Bakan Yalova da destek verdi. "Burdur bir bütün olmuş, sizlere Et Balık Kurumunu yarı fiyatına vereceğiz yeter ki çalışsın" dedi. Ve dediği gibi Et Balık Kurumunu yarı fiyatına aldık. Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesinde de aynı şekilde güçbirliği içinde hareket edersek, başarılı olacağımıza ve hükümetimizin de bizlere destek vereceğine ümidimiz tamdır. Bizler 5 il olarak sesimizi gücümüzü göstermemiz gerekir” dedi. Ziyarete gelen Uşak Ticaret ve Sanayi Odası yönetimi ile yapılan toplantıya il dışında olmasından dolayı iştirak edemeyen Yönetim Kurulu Başkanı Baki Varol da telefon ile katılarak; Daha önce de Et Balık Kurumu ve Buryem de olduğu gibi Şeker Fabrikasında da elini taşın altına koyarak, fabrikanın özelleştirilmesi konusunda sonuna kadar mücadele edeceğini dile getirdi. 5 ilin STK’ları ile güçbirliği yapılarak bu konunun da üstesinden gelinilebileceğini de sözlerine ekleyen Başkan Varol, ilerleyen günlerde ilgili yetkililerle görüşüleceğini, her ilin şeker fabrikasının kendi illerinde kalması için çaba göstereceğini söyledi. Şeker-İş Uşak Şubesinden Rektöre Ziyaret Şeker-İş Sendikası Uşak Şube Başkanı Kenan Tatar ve beraberindeki heyet geçtiğimiz günlerde Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Çelik’i makamında ziyaret etti. Rektör Prof. Dr. Sait Çelik ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek ülkemizdeki şeker fabrikalarının öneminden bahsetti. Kimya Mühendisi olarak Konya Şeker Fabrikası’nda staj yaptığını belirten Rektör Prof.Dr.Sait Çelik, Şeker Fabrikalarının korunması gereken yerler olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından Şeker-İş Sendikası Uşak Şube Başkanı Kenan Tatar ve beraberindeki heyet Rektör Prof. Dr. Sait Çelik’e şeker pancarı ve doğal pancar şekeri ile “Şekerin Geleceği” adlı kitabı hediye etti. 22 Şeker-İş Sendikası Şeker-İş Yerli Malı Haftasında Öğrencilere Şeker Pancarı Dağıttı Ş eker-İş’ten anlamlı kutlama… Şeker-iş Sendikası 12-18 Aralık tarihleri arasında ‘anlamlı’ bir etkinliğe imza attı. Yerli Malı Haftası nedeniyle gündemdeki şeker özelleştirmesine dikkat çekmek için ilköğretim öğrencilerine şeker pancarı dağıtan Şeker-İş Sendikası, doğal beslenmek için yapay tatlandırıcılar yerine şeker pancarından yapılan tatlıların tüketilmesini istedi. Şeker-İş Sendikası, halk arasında ‘Yerli Malı Haftası’ olarak bilinen ‘Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’ nedeniyle Abddurrahman Şengel İlköğretim Okulunda öğrencilere şeker pancarı, doğal kristal şeker ve çeşitli hediyeler dağıttı. Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Adem Alkan ve Okul Müdürü Habibe Balcı’nın katıldığı programda şeker pancarının önemine dikkat çekildi. İsa Gök, yaptığı konuşmada öğrencilere sağlıklı beslenmek için doğal ve yerli ürünleri tüketmesi çağrısında bulundu. Konuşmaların ardında sendika tarafından hazırlanan paketler öğrencilere dağıtıldı. Şeker pancarını hayatında ilk kez gören öğrenciler, aldıkları şeker pancarlarını annelerine pişirterek yiyeceklerini söylediler. Şekerİş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Yerli Malı Haftası’nda hem öğrencilerin doğal beslenmeleri konusunda bilinçlendirmek hem de gündemdeki şeker özelleştirmesine dikkat çekmek için böyle bir etkinlik yaptıklarını belirterek, “Ülkemizi ve bu çocukların geleceğini düşünüyorsak şeker özelleştirmelerini bir kez daha gözden geçirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde şeker fabrikalarımız bilinçsiz bir şekilde özelleştirilirse bu çocuklarımız 5 yıl sonra pancarı görmek isteseler bile göremeyecekler. Ülkemizi emanet edeceğimiz bu çocuklarımız çeşitli yapay tatlandırıcılarla zehirlenecek” diye konuştu. Selin Hasgül isminde bir öğrenci de ‘Ben Bir Şeker Pancarıyım’ diye başlayan şeker pancarının ağzından yazılmış metni okudu. Bu metinde öğrencilere ‘Bana sahip çıkın’ çağrısında bulunan şeker pancarı, “Ben Anadolu’yu seviyorum, bu topraklara aidim. Bana sahip çıkın çünkü bana sahip çıkmak Anadolu’ya sahip çıkmaktır” dedi. Sendika ayrıca, aileleri uyaran ‘Çocuklarınızı NBŞ’li ürünlerden uzak tutun’ el broşürleri dağıttı. Uşak Şeker-İş Sendikası’ndan Smmmo’ya Ziyaret Şeker-İş Sendikası Uşak Şube Başkanı Kenan Tatar sendika üyeleri ile birlikte Uşak Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nı (SMMMO) ziyaret etti. Ziyarette, Nuri Şeker Uşak Şeker Fabrikası’nın özelleştirilme kapsamına alınmamasını istediklerini belirten Tatar, kentteki sivil toplum örgütlerinden bu konuda destek beklediklerini söyledi. Nuri Şeker Uşak Şeker Fabrikası’nın Türkiye'de kurulan ilk anonim şirket ve ilk şeker fabrikası olma özelliğini taşıdığını ve fabrikanın kentin sosyal ve ekonomik kalkınmasına ciddi katkı yaptığını belirten SMMMO Başkanı Azmi Yılancıoğlu, sendikaya bu konuda destek vereceklerini söyledi. Uşak Şeker Fabrikası’nın özelleştirilme kapsamına alınıp alınmaması için kentteki sivil toplum kuruluşlarının görüşünün alınmasını istediklerini de belirten Yılancıoğlu, “Uşak Şeker Fabrikası sadece bir ticari kuruluş olarak görülmemeli” dedi. Azmi Yılancıoğlu ziyarette şunları söyledi; “Türkiye'de devlete ait 22 şeker fabrikası bulunuyor. Bu fabrikaların etaplar halinde özelleştirilmek isteniyor. Nuri Şeker Uşak Şeker Fabrikası Türkiye'nin ilk şeker fabrikası. Ayrıca kentin sosyo ekonomik kalkınmasına ciddi katkılar sağladığı için sadece ticari bir kuruluş olarak görülemez. Bunu göz ardı edemeyiz. Uşak halkı top yekün bu özelleştiremeye karşı çıkıyor. Hükümetin, devletin bizim sesimizi duymasını ve bu konuda fikrimizi almasını istiyoruz” Fabrikada halen yılda 174 bin ton şeker pancarı işlendiğini, 25 bin ton kristal şeker ile 6 ton melas elde edildiğini ifade eden Kenan Tatar ise fabrikanın en az 20 yıl daha hizmet verebilecek nitelikte olduğunu iddia etti. Uşak Şeker Fabrikası’nın 25 bin pancar üreticisine de gelir sağladığını ve yıllık kent ekonomisine olan katkısının 43 milyon TL olduğunu da hatırlatan Kenan Tatar, “Nuri Şeker Uşak Şeker Fabrikası sadece bir fabrika değil. Kentin sosyal ve ekonomik kalkınmasına ışık tutan bir milli servettir. Halen kar eden, kentin ekonomisine önemli katkı sağlayan bir değer olan fabrikanın açık hava müzesi olacağı yönünde haberlerde çıktı. Biz buna da karşıyız. Özelleştirmeye karşı kentteki tüm sivil toplum örgütlerinden destek istiyoruz'' dedi 23 Şeker-İş Sendikası Bozdağ’a Şeker Dosyası Sendikası Genel Başkanı İsa Gök’ün randevu talebini de dile getiren Macit, randevu talebine Bozdağ’dan olumlu yanıt aldı. Şeker İş Sendikası Yozgat Şube Başkanı Ömer Macit ve yönetim kurulu üyeleri Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ı ziyaret ederek, fabrikanın özelleştirme çalışmaları ile ilgili son durumu görüştü. Macit, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a şeker fabrikalarının Türkiye ve Yozgat ekonomisine olan katkısı ile ilgili bilgiler verip, hazırladıkları dosyayı teslim etti. Ziyaret sırasında Şeker-İş Sorgun’da Şeker Fabrikasının Özelleştirilmesine Tepki Şeker-İş Yozgat Şube Başkanı Ömer Macit, sendika yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Yozgat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Özışık'ı makamında ziyaret etti. Yozgat'ın Sorgun ilçesindeki özelleştirme kapsamındaki şeker fabrikasının özel sektöre devredilmesi halinde, bölge ekonomisinin ve gelişiminin sekteye uğrayacağını ileri sürdü. Şeker-İş Yozgat Şube Başkanı Ömer Macit, İdari Sekreter Musa Taşdemir, Mali Sorumlu Selahattin Kaya, Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Güloğlu ile birlikte Yozgat Ticaret ve Sanayi Odası Başkam Metin Özışık'ı makamında ziyaret etti. Macit, şeker fabrikasının özelleştirilmesi halinde bölgeye yapacağı olumsuz etkileri anlatıp, fabrikanın özelleştirme kapsamından çıkartılması noktasında destek talebinde bulundu. Macit, eski teknoloji, düşük ölçek ve yüksek maliyetlerle üretim yapan, büyük çoğunluğu kurulu oldukları yörelerdeki tek sanayi tesisi ve istihdam alam olma özelliğim taşıyan pek çok fabrikanın, yanlış şeker politikaları nedeniyle kapanmasının gündeme geleceğini ileri sürdü. Bu durumda pancar ve şeker üretiminin yüzde 40-50 oranında daralması beklendiğine dikkat çeken Macit, şu bilgileri verdi: "Sektörel istihdamın ise yüzde 50-60 oranında azalacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca taşımacılık, hayvancılık, maya sektörü, yem sanayi, zirai mücadele, tarım aletleri gibi yan sektörlerde bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Türkiye ihracatçı konumlu olduğu maya sektöründe ithalatçı konumuna düşecek, yemde 400 bin ton, melasta ise 3 milyon ton açık oluşacak, hemen hemen tamamen ithalata yönelmek zorunda kalınacak, sadece şekerde değil, pek çok yan üründe tamamen dışa bağımlı hale gelinecektir" diye konuştu. Yozgat Ticaret ve Sanayi Odası Başkam Metin Özışık ise, şeker fabrikasının il ekonomisine katkısının 2010 yılı rakamları ile 89 milyon 287 bin 988 lira olduğunu vurguladı. Özışık, şeker fabrikasına bağlı olarak toplam 9 ilçede 201 köyde 4 bin 957 çiftçi tarafından 69 bin 500 dekar alanda 403 bin 234 ton pancar ürettiğini de hatırlatarak, bölge çiftçisine toplam 54 milyon 333 bin 225 lira pancar bedeli ödendiğine dikkat çekti. Özışık, "Biz Sorgun Şeker fabrikasının ve diğer fabrikaların özelleştirilmesine karşı değiliz. Ama izlenen yolun yanlış olması ve ilimiz ekonomisine büyük katkısı olan bir fabrikanın yanlış bir uygulama ile kaybedilmesinin endişesini yaşıyoruz" dedi. Macit, görüşmenin gayet olumlu geçtiğini belirterek, yakın zamanda Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök’ün son durumu Başbakan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ’la görüşerek detaylı bir değerlendirme yapacağını ifade etti. Şeker-İş Çalışan Gazeteciler Gününü Kutladı sebebiyle hayatlarını kaybederek haber olan basın mensuplarımız bir çok zorluğa göğüs germelerine rağmen Şeker -İş Sendikası Genel sendikalı olamamaları Başkanı İsa Gök, 10 sebebiyle işlerinden Ocak Çalışan Gazeteciler olmaktadırlar. Günü nedeniyle bir mesaj Temennimiz; ülkemizin yayınladı. Gök, çoğulcu ve katılımcı müşterek sesi olan gazetecilerin çalışma demokrasinin temel unsurlarından olan basının, şartlarının tüm Türkiye'de daha da iyileştirilmesi, demokrasinin gelişmesi, basın özgürlüğünü yerleşmesi ve devamına katkısının büyük olduğunu kısıtlayan engellerin belirttiği mesajında şunları ortadan kaldırılarak belli standartlara bildirdi: kavuşturulmasıdır. Bu manada şahsım ve "Gücünü halktan alan, objektif bir anlayışla haber yönetim kurulum adına zorlu şartlara göğüs ve yayın yapma, toplumu geren değerli basın doğru bilgilendirme, elde mensuplarımızın 10 ettiği haber ve bilgileri Ocak Çalışan Gazeteciler kamuoyuna tarafsız Günü'nü kutluyorum. anlatma adına bireylerin 2012 yılının tüm basın bilgi sahibi olmaları çalışanları için hayırlı noktasında önemli bir olmasını dilerken, misyonu üstlenen basın görevleri esnasında mensuplarımız, gecegündüz, yaz-kış demeden, hayatını kaybeden basın mensuplarımıza Allah'tan çok zor şartlar altında rahmet, ailelerine çalışmaktadırlar. Kimi başsağlığı ve sabırlar zaman haber peşinde koşarken çok elim kazalar diliyorum." 24 Şeker-İş Sendikası Elazığ Şeker-İş’ten Erzurum Şeker-İş’ten Özelleştirmeye Tepki Başbakan’a Mektup Ö zelleştirme İdaresi Başkanlığının (ÖİB) Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye (Türk- Şeker AŞ) ait Portföy-B kapsamında bulunan Malatya, Erzincan, Elazığ, ve Elbistan fabrikalarının özelleştirmesine Elazığ'dan tepki geldi. Elazığ Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Hacı Yılmaz, önceki gün Yol -İş Sendikasında basın açıklaması yaptı. Yapılan özelleştirmenin kamu yararı olmadığını anlatan Yılmaz, yapılan özelleştirmenin uluslararası şeker kartellerinin danışmanlığında hazırlandığını belirtti. Şeker sektöründe 10 milyona yakın insanın ekmek yediğini söyleyen Yılmaz, Elazığ'da ise bu sayının 60 bin civarında olduğunu kaydetti. ÖİB'nin verdiği kararla bunları dikkate almadığını ifade eden Yılmaz, "Biz bu konuda haklarımızın korunması için sonuna kadar mücadele etme azminde ve kararlılığındayız" dedi. Yılmaz, Başbakana yanlış "Özelleştirmeleri durdurun" diye seslendi. Oğuz Kalay: “Fabrika Kapanırsa Sakarya Aç Kalır” Ş eker-İş Sendikası Şube Başkanı Oğuz Kalay, fabrikanın kapanması halinde Sakarya'da büyük bir göç yaşanacağı uyarısında bulundu. Kalay, milletvekilleri ve sivil toplum örgütü kuruluşlarından fabrikanın sorunlarını çözmelerini istedi. Fabrikanın hayatla kalmak zorunda olduğunun allını çizen Kalay: "Bu fabrika kapanırsa Sakarya aç kalır, neden mi? Çünkü fabrikada çatışan isçi ve çiftçi kazandığı parayı Sakaryalı esnafa veriyor. Yani eski yıllara döndüğümüzde 1953 yılında kurulan bu fabrika neden kurulduğunu düşünürsek bunun cevabı olarak göçü durdurmak için kurulduğunu görüyoruz, liğer bu fabrikanın başına bir şey gelirse üzülerek söylüyorum ki. Sakarya'da göç başlar. Gençliği Sakarya'da bulamazsınız. Aynı Bilecik gibi oluruz." dedi. Sakarya'da değer olarak sahip çıkmanın başında Şeker Fabrikası geldiğini sözlerine ekleyen Başkan Kalay, bu fabrikanın sorunlarının çözümü için sadece milletvekillerine değil, E rzurum Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Metin Keskin, 1956'da kurulan ve Erzurum'un ilk fabrikasının özelleştirilmemesi için özelleştirme şampiyonu Başbakan Tayyip Erdoğan'a mektup yazdı. Neo liberal politikaları en acımasız şekilde Türkiye'ye yerleştiren Erdoğan'a mektup yazan Keskin, şeker fabrikalarının özelleştirme programından çıkarılarak özerkleştirilmesi gerektiğini belirtti. Mektubunda "Özelleştirmenin sonu kapatmaktır" diyen Keskin, Erzurum, Erzincan, Bayburt'tan 13 bin çiftçinin ürettiği yaklaşık 300 bin ton şeker pancarının fabrikada 105 günde işlendiğine dikkat çekti. Fabrikada 430'u kadrolu 630 işçi ve 109 memur çalıştığını anımsatan Keskin, pancardan yılda ortalama 35 bin ton şeker üretildiğini, 100 bin ton küspe ve 7 bin ton melas elde edildiğini yazdı. Şeker Fabrikasının içinde melastan alkol üreten başka SATSO ve SBSOB gibi esnaf kuruluşlarının bu konuda daha duyarlı olmalarını beklediklerini ancak nedense sesleri çıkmadığını ifade etti. Kalay, ayrıca kamuoyunda söylenen; 'Şeker Fabrikası alanı park olsun' açıklamaları için de: "El insaf. Bu, bizleri çok üzüyor. Kendileri haddini bilsinler, evlerinin önüne park yapsınlar." diye konuştu. Şeker Fabrikası'nın 'iyi yönetilmediği' ile ilgili bir fabrika daha bulunduğunu, ama 5 yıldan bu yana işletilmediğine dikkati çeken Metin Keskin, küçük birkaç değişiklikle geleceğin yakıtı olarak nitelendirilen biyoetanol üretilecek bir tesise dönüştürüleceğini anlattı. Fabrikanın ülke ekonomisine yılda 70 milyon lira girdi sağladığını vurgulayan Keskin mektubunda özetle şu görüşlere yer verdi: "Erzurum'un ilk fabrikası olan Şeker Fabrikası'nın kapanması halinde pancar tarımı, şeker üretimi ve sektörel istihdam yüzde 50 oranında azalacaktır. Bu nedenle şeker fabrikalarının özelleştirme programından çıkarılarak özerkleştirilmesi gerektiği görüşündeyiz. Bunun yapılmaması durumunda mülkiyet devri yerine işletme hakkının devri yöntemi benimsenmeli, en az 8 yıl süresince pancar ve şeker üretim garantisi, fabrikaların modernizasyonu, mevcut istihdamın korunmasına ilişkin hükümler getirilerek fabrikaların yaşatılmasını temenni ediyoruz" açıklamaları da değerlendiren Kalay, "Ne diyorlar, efendim fabrika doğru yönetilmemiş. Doğru yöneltilmemiş bir fabrika ayakta durur mu? Onlara buradan sesleniyorum. Ben iyi yönetildiğinin kanaatindeyim. Ve bir iki ay içersinde fabrikanın iyi veya kötü yönetildiğini rakamlarla göreceklerdir. Laf değil, rakamlar konuşacak." dedi. 25 Şeker-İş Sendikası Ereğli’de Şeker’in Geleceği Konuşuldu K araman, Ereğli ve Karapınar'da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu temsilcileri Ereğli Şeker Fabrikasını konuştu. Ereğli Şeker-İş Sendikası öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıya. Karaman Ziraat Odası Başkan Vekili Hilmi Uysal, Karapınar Ziraat Odası Başkanı Hikmet Bozaklı, Ereğli Şeker-İş Sendikası Başkanı Yüksel İlaslan katıldı. İlaslan, toplantıda yaptığı konuşmada. Şeker fabrikasında yapılacak olan özelleştirmenin Ereğli'ye zarar vereceğini, Tekel’in özelleşmesinden sonra yaşanan durumun şekerde de oluşacağını düşündüklerini kaydetti. Amaçlarının özelleştirmenin önüne geçmek olduğunu anlatan İlaslan, özelleştirme olduğu takdirde bölgeye istihdam oluşturacak yeni Rekabet Kurulu Fabrikaların Satışını Onaylamayacaktır SP Tokat İl Başkanı Aydın: “Şekerin Özelleştirilmesine Karşıyız” arazisi var. Buranın metrekare değeri bin TL'yi buluyor. Bunların hesabını yapmak gerekir. Erzincan'daki şeker fabrikasının arazisi de değerlidir." Ş S aadet Partisi Tokat İl Başkanı Bilal Metehan Aydın ve beraberindeki il yönetimi, Turhal Şeker Fabrikasının özelleştirilmesine tepkilerini göstermek ve Şeker-iş Sendikası'na destek vermek için Şeker-iş Sendikası Turhal Şube Başkanı Mehmet Elvan Yılmaz'ı ziyaret etti. Aydın, ülke ekonomisine yıllık 3 milyar dolar kazanç sağlayan 10 şeker fabrikasının 922 milyon dolara satıldığını hatırlatarak, Saadet Partisi olarak şeker fabrikalarının bu şekilde özelleştirilmesine karşı olduklarını vurguladı. Aydın, şunları kaydetti: "Refah Partisi ve Milli Görüş camiası olarak iktidara geldiğimizde, pancar kotalarını kaldırarak taban fiyatlarında yapmış olduğumuz yüzde 280'lik artış ile 45 lira olan ton başına devletin ödeyeceği miktarı 130 liraya yükseltmiş, böylelikle pancar üreticilerini teşvik ederek devletimize ve milletimize katma değer sağlamıştık. Aradan geçen 14 senede halen bu rakam yakalanamamıştır. Böylelikle çiftçilerimiz mağdur edilerek adeta üretim yapılmaması teşvik edilmiştir. Turhal Şeker Fabrikamızın satışına karşı olduğumuzu belirterek, bu hususta tüm sivil ve siyasi kuruluşlarımızdan da aynı hassasiyeti göstermelerini temenni etmekteyiz." bir oluşuma yer verilmesi gerektiğim söyledi. Karaman Ziraat Odası Başkan Vekili Hilmi Uysal ise Ereğli Şeker Fabrikası'nın bölgesel bir oluşuma verilmesi konusunda maddi ve manevi tüm varlıklarıyla mücadele edeceklerini ifade etti. eker İş Sendikası Elbistan Şube Başkanı İsmail Şahin, Elbistan Şeker Fabrikası'nın özelleştirilmesiyle ilgili olarak, "Rekabet Kurulu, bu fabrikaların bu şekilde satılmasını onaylamayacaktır. Demokratik usuller kapsamında mücadelemizi vereceğiz" dedi. Şahin, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye ait Elazığ, Malatya, Erzincan ve Elbistan Şeker Fabrikalarının Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 266 milyon dolarlık teklifle Kolin-Limak OGG'ye satılmasına tepki gösterdi. Portföy B kapsamında yer alan bu fabrikaların arazi değerleri düşünüldüğünde ortaya konulan rakamın komik olduğunu iddia eden Şahin, şöyle konuştu: "Çünkü Elbistan Şeker Fabrikası'nın 2 bin dönüm kadar arazisi var. Bugünkü arsa bedellerine baktığımızda bu rakam çok düşük kalıyor. Ben sadece arsa bedelini söylüyorum, fabrika bedelini söylemiyorum. Malatya'ya baktığımızda da 400 dönüm Özelleştirmelerin 2003 yılında tespit edilen rakamlarla yapıldığını savunan Şahin, "2000 yılında şeker kanunu ile birlikte İngiliz firmasına buranın pazarlama danışmanlık görevi verildi. 2003 yılında rapor hazırlandı. 2011 yılında da Özelleştirme gerçekleştirildi. Anlaşılan o ki, şeker fabrikalarının satışı oldu-bittiye getirilmeye çalışılıyor. Bunu görüyoruz. O gün firmanın hazırladığı raporda, bu fabrikanın sahip olduğu arsanın parsel değeri 100-150 TL iken, bugün bu rakamın çok çok üstündedir. O günkü değerle özelleştirme yapılmıştır. Bugün baktığımızda bu özelleştirme güncelliğini yitirmiştir. Rekabet Kurulu bu fabrikaların bu şekilde satılmasını onaylamayacaktır. Demokratik usuller kapsamında mücadelemizi vereceğiz" diye konuştu. Sadece Elbistan Şeker Fabrikası'nın bölge ekonomisine yıllık katkısının 135 milyon TL olduğunu, 4 fabrikanın ise 266 milyon dolara satıldığını dile getiren Şahin, satışın ülke menfaatine olmadığını savundu. 26 Şeker-İş Sendikası İnsan Beyni 45’inde Çöküş Dönemine Giriyor Obezite Böbrek Yetmezliğini Tetikliyor Ö Y eni bir araştırma insanlarda hafıza ve diğer beyinsel işlevlerin 40'lı yaşların ortasında gerilemeye başladığını ortaya koydu. Ayrıntıları British Medical Journal'da (İngiliz Tıp Dergisi) yayımlanan araştırma sonuçları, beyin faaliyetinin sanılandan çok daha erken yaşta formdan düşmeye başladığına işaret ediyor. University College of London'dan doktorlar, on yıllık bir süre zarfında yaşları 45 ile 70 arasında değişen 7 bin İngiliz memurun zihinsel yeteneklerini inceledi. Doktor ekibi, yaşları 45 ile 49 arasında değişen kesimin hafıza, idrak ve akıl yürütme yetisinde yüzde 3'ün üzerinde bir gerilemenin gayet açık ve net biçimde görüldüğünü söylüyor. Bundan önceki araştırmalar zihinsel faaliyetlerde düşüşün 60'lı yaşlara kadar başlamadığına işaret ediyordu. Alzheimer Derneği, beyindeki değişimin hangi evrede ve nasıl gerçekleştiğini daha iyi anlamanın bunama tedavisine büyük katkı sağlayacağını söylüyor. 1997'den 2007 yılına kadar süren araştırmada 5 binin üzerinde erkek ve 2 bini aşkın kadın memura hafıza, kelime haznesi, işitsel ve görsel yetenekleri konusunda testler uygulandı. Araştırma, deneklerin eğitim seviyesi arasındaki farkı dikkate almadı. Doktorlar, yaş ilerledikçe kelime haznesi haricinde diğer bütün beyinsel faaliyetlerde gerileme gözlendiğini söylüyor. 65 ile 70 yaş arasındaki erkeklerin akıl yürütme yeteneği yüzde 9.6 oranında gerilerken, aynı yaş grubundaki kadınlarda bu oran yüzde 7.4 olarak belirlendi. 45 ile 49 yaş arasında ise hem erkek hem de kadın deneklerin beyin gücü yüzde 3.6 olarak aynı seviyede düşüş gösteriyor. Araştırmanın başkanı Profesör Archana Singh-Manoux, elde ettikleri bulguların bunamanın, beyinde 20-30 yıla yayılan bir çöküşün sonucu olduğunu gösterdiğini söylüyor. nlenebilir sağlık sorunları içinde dünyada sigaradan sonra ikinci sırada bulunan obezite, böbrek hastalığı riskini normal ağırlığa sahip bireylere göre yüzde 40 ila 80 oranında artırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, obezitenin tedavisiyle birçok hastalığın önlenebileceğini söyledi. Çevresel ve genetik faktörlere bağlı olarak gelişen obezite ve beraberinde getirdiği metabolik sendrom, kronik böbrek hastalığının gelişimi ve ilerlemesinde önemli bir risk faktörü olarak kabul ediliyor. Obezite Prevalans Çalışması'nın sonuçlarına göre Türkiye'de yetişkinlerde obezite oranı, yüzde 22.3. Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, fazla kilosu olanlarda böbrek hastalığı gelişme riskinin normal vücut ağırlığına sahip bireylere göre yüzde 40 ila 80 oranında fazla olduğunu belirterek, hastalıkla ilgili şunları söyledi: "Obezite böbrek yetmezliğine yol açtığı gibi, böbrek hastalarında da hastalığın seyrini olumsuz etkiliyor. Diyaliz veya böbrek nakli tedavilerinin gerekli olduğu 'Son Dönem Böbrek Hastalığı'nın en yaygın iki nedeni olan Tip 2 diyabet ve hipertansiyon ile çok yakından ilişkili olması riski artırıyor. Obezite gerek diyabet ve hipertansiyona neden olarak, gerekse metabolik sendrom olarak adlandırılan açlık kan şekeri ile kan yağlarında yükselme ve hipertansiyonla tanımlanan bir klinik tablo içinde yer alarak, böbrekleri olumsuz etkiliyor". Obezitenin önlenmesi ve tedavisinde ise öncelikle diyetle alınan kalorinin azaltılması ve düzenli egzersiz (tempolu yürüyüş, hafif tempolu koşu, bisiklet veya yüzme gibi) yapılması çok önemli. Düşük kalorili beslenme programı ve düzenli egzersizlere rağmen yeteri kadar zayıflayamayan obez kimselere cerrahi tedaviler uygulanabiliyor. Tedavi seçenekleri arasında yer alan cerrahi, doğru hastaya doğru yöntemle uygulandığı zaman başarılı sonuçlar alınmasını sağlıyor. Uyuşturucu Kullanımı Artıyor P ARİS- Avustralya'da yapılan ve İngiliz tıp dergisi The Lancet'te yayımlanan araştırmaya göre, 15 ila 64 yaşındaki 20 kişiden biri uyuşturucu madde kullanıcısı. Tahminlere göre, esrar kullananların sayısı 125 ila 203 milyon, amfetamin kullananların sayısı 14 ila 56 milyon, kokain kullananların sayısı 14 ila 21 milyon ve eroin ile morfin kullananların sayısı ise 12 ila 21 milyon. Araştırmacılar, esrar kullanımının pek az ölüme sebebiyet verdiğinin altını çizerek, esrarın en zararlı etkisinin bağımlılık, psikotik ve ruhsal bozukluklara yol açabilmesi olduğunu kaydetti. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) son verilerine göre de 2004 yılında yasadışı uyuşturucu madde kullanımından 250 bin kişi ölürken, alkolden 2,25 milyon kişi ve sigaradan 5,1 milyon kişi hayatını kaybetti. Ekstazi, LSD ve aşırı ilaç ile anabolik stereoid kullanımı araştırmaya dahil edilmedi. (AA) 27 Şeker-İş Sendikası Saç Dökülmesinde 6 Aylık Tedavi S aç dökülmesi sorunu yaşayan hastaların en büyük sorunu tedaviler için yeterli zaman bulamamaları. Son yıllarda yeni yeni tanımlanmaya başlanan medikal bir tedavi doktorların ve hastaların yüzünü güldürüyor. Saç dökülmesi konusunda her geçen yeni bir tedavi biçimi tanımlanıyor. Ancak uzmanlar saç dökülmesi konusundaki tedavilerin tıbbi olması ve bir doktor tarafından uygulanması konusunda hastaları uyarıyor. Son yıllarda artan saç ekimi hastaları kadar saç dökülmesi sorununa çözüm arayan hasta sayısında da artış olmaya başladı. Başlarda sadece bir kaç medikal ürün ile bu tedaviler yapılmaya çalışılıyorken son yıllada doktorlar yeni yöntemlere yönelmeye başladılar. Özellikle yeterli zaman bulamayan hastalar için Botulismus Toksini ile yapılan BT Mezoterapi önemli bir yenilik. Bu tedavide Botulismus Toksini ( Botox veya Dysport ) saçlı deriye özel bir yöntem ile enjekte edilmekte ve saç dökülmesinin önüne çoğu zaman 6-8 ay geçilmektedir. Tek bir seans halinde yapılan BT Mezoterapi ( Halk içinde Botoxoterapi veya BT Terapi olarak da bilinir ) özellikle zaman bulamayan, yurtdışında yaşayan hastalar için önemli bir alternatif. Sadece tıp doktorları tarafından uygulanması gereken bu işlem yaklaşık 30 dakika kadar sürüyor ve küçük bir iğne aracılığıyla uygulanıyor. Eldeki ilacın bütün saçlı deriye dağıtılması ile dökülmenin kontrol altına alındığı bu yöntemde işlemin 8-10 ay sonra tekrarlanması gerekebiliyor. Saç ekimi yaptıran hastaların da tercih ettikleri bu yöntem aynı zamanda bayan hastaların saçlarını kalınlaştırmakta da kullanılıyor. Sütlerde Kanser Paniği T arım Bakanı Eker, piyasada satılmakta olan sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma riskini artıran antibiyotik kalıntısı ve aflatoksin M1 olduğu iddialarını doğruladı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’de 7’den 70’e her kesimin günlük olarak tükettiği sütlere ilişkin çarpıcı bir itirafta bulundu. Eker, piyasadaki sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma riskini artıran antibiyotik kalıntısı ve aflatoksin M1 olduğu iddialarını doğrulayarak, “Bakanlığımızca yürütülen kontrol ve denetimlerde sütlerde antibiyotik kalıntısına ve aflatoksin M1’e rastlanabilmekte olup bunlarla ilgili gerekli yasal işlem yapılmaktadır” yanıtını verdi. Eker, mevzuata uygunsuz faaliyet gösteren işletmelerin isimlerinin ifşa edileceğini kaydederken, “her eve bir gıda denetçisi” projesini hayata geçireceklerini belirtti. Reflüye Ameliyatsız Çözüm R fazla 12 saat içinde taburcu edildiğini söylüyor. Prof. Şentürk, konuya ilişkin şu bilgileri veriyor: “Son yıllarda endoskopik yollarla gastroenterologların yaptığı operasyonların önemi artıyor. Eskiden genel cerrahlar tarafından yapılan operasyonları artık biz endoluminal dediğimiz bir yöntemle ağızdan veya anüsten girerek yapıyoruz. Bu tedavide hastaya genel anestezi uygulandıktan sonra ağızdan endoskopun farklı bir şekli olan aletle giriş yapıyoruz. Sonrasında hem endeskopik görünüm hem de ultrason katkısıyla yemek borusu ile mide arasındaki gevşek olan bölgeyi birleştirici tarzda ve genellikle 3 farklı yerden zımbalama olarak adlandırdığımız bir yöntem uyguluyoruz. Böylece kapakçık gevşemesini ortadan kaldırıyoruz. Bunun sonucunda hastanın şikayetleri ortadan kalkıyor ve ilaç kullanımına gerek kalmıyor. Kodekse aykırı Eker’e, “Piyasada satılan çoğu firmalara ait sütlerde antibiyotik bulgusuna, bazı ürünlerde de aflatoksin M1’e rastlandığı ve bu maddenin karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma ihtimalini artırdığı doğru mudur” sorusu yöneltildi. Eker ise 12 Aralık 2012’de TBMM’ye gönderdiği resmi yazıda, itiraf niteliğinde ifadeler kullanarak, “Gıda kodeksine aykırılık hususu içermektedir. Bakanlığımızca yürütülen kontrol ve denetimlerde sütlerde antibiyotik kalıntısına ve aflatoksin M1’e rastlanabilmektedir” dedi. İfşa edilecek Eker, sağlıksız üretim yapan işletmelere yaptırımlar arasında isimlerinin kamuoyuna açıklanmasının da bulunduğunu belirtirken, “Mevzuata uygunsuz faaliyet gösteren işletmeler açıklanacak, ayrıca mevzuata uygun faaliyet gösteren firmaların belli kriterler çerçevesinde kamuoyu ile paylaşımı sağlanmaktadır. Böylelikle sadece uygunsuz işletmelerin ifşası değil, iyi olan işletmeleri ödüllendirerek yönlendirme anlayışı ile çalışmalar devam ediyor” dedi. eflünün kilo artışı ve yanlış beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak toplumda hızla arttığına dikkati çeken T.C. Bezm-i Alem Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Şentürk eskiden genel cerrahlar tarafından yapılan reflü operasyonlarının artık endoluminal yöntemle ağızdan ameliyatsız, neştersiz, kansız olarak yapılabildiğini açıkladı. Yöntemin dünyada ve Türkiye’de eş zamanlı uygulamaya başladığını vurgulayan Şentürk, şu ana kadar 11 hastayı tedavi ettiklerini kaydetti. Reflünün kilo artışı ve yanlış beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak toplumda hızla arttığına dikkati çeken Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Şentürk SRS Endoskop yöntemiyle bugüne kadar 11 hastayı tedavi ettiklerini vurguluyor. Uygulamanın en büyük avantajını hastanın daha az zarar görme potansiyeli ve daha az sıkıntı çekmesi olarak açıklayan Prof. Dr. Şentürk uyutularak yapılan 1 saatlik endoskopik işlemin sonunda hastanın en 28 Şeker-İş Sendikası BEN BİR ŞEKER PANCARIYIM Bakmayın böyle ufak tefek göründüğüme.... İçtiğiniz çayın, kurduğunuz sofranın tadında ben varım... Soluduğunuz havada, kullandığınız ilaçta bile ben varım... İnanmıyorsanız anlatayım; -Türkiye için her yıl 2,5-3 milyar dolar yerli katma değer sağlayan benim. -10 milyon insana iş ve ekmek kapısı olan benim. -Yem, gübre, ilaç, maya ve kozmetik gibi onlarca sektörün ayakta kalmasını sağlayan benim. -250 bin çiftçiye yerinde üretim imkanı sağlayarak köyden kente göçü önleyen benim. -Biyoetanolü biliyor musunuz? Hani şu alternatif enerji arayışında en hızlı artışın yaşandığı kaynak... İşte o biyoetonolün en verimli ve temiz ham maddesi benim... -Ha! unutmadan; Dedim ya soluduğunuz havada bile ben varım; vallahi yalan değil. Ekili olduğum bir tarlada, aynı ölçüdeki çam ormanına kıyasla 3 kat daha fazla oksijen üreten benim. Aslında kendimi övmeyi hiç sevmem. Çünkü boş başak dik durur. Bilin ki bu anlattıklarım kibrimden değil, çaresizliğimdendir. Bugüne kadar hiç feryat ettiğimi duydunuz mu? Günlerce toprağın altında kaldım, dirgenlerle sökülüp, hoyratça kamyon kasalarına atıldım. Lime lime doğrandım, kaynar kazanlara atıldım. Yine de sesim çıkmadı. Hep sizin için katlandım. Çünkü 'hayatınıza' kattığım tat beni mutlu etmeye yetti. Ama şimdi sıra sizde... Çünkü beni yok etmeye çalışıyorlar. Önce kota-kota diyerek yaşam alanımı daralttılar. Benim yerime şu NBŞ dedikleri tatlandırıcıyı getiriyorlar. Soruyorum size; Hiç gerçeğiyle sahtesi bir olur mu? Şimdi de işlendiğim Şeker Fabrikalarını satmaya çalışıyorlar. Önce özelleştirip, sonra da kapatacaklar. Oysa fabrika olmazsa üretim olmaz, üretim olmazsa istihdam olmaz. Benim için sorun değil. Ben gider kendime başka topraklar bulurum. Mesela; Amerika'da beni "stratejik ürün" kapsamında değerlendiriyorlar. El üstünde tutuyorlar. Fransa da öyle... Önce Şeker Fabrikalarını satmaya kalktılar. Çok geçmedi yaptıkları hatayı anladılar. Şimdi kimselere vermiyorlar. Ama ben Anadolu'yu seviyorum. Bu topraklara aidim. Bana sahip çıkın. Çünkü bana sahip çıkmak Anadolu'ya sahip çıkmaktır. VEFAT Malatya Şeker Fabrikası Doğanşehir Bölge Kantarında çalışan Duran Özalp, 04.12.2011 tarihinde vefat etmiştir. Arkadaşımıza Allah’tan rahmet kederli ailesi, yakınları ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Malatya Şeker Fabrikası rafineri kısmı çalışanımız Mehmet Aslan 19.10.2011 tarihinde vefat etmiştir. Arkadaşımıza Allah’tan rahmet kederli ailesi, yakınları ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Bor Merkez Bölge Şefliğinde geçici işçi olarak çalışan 1971 doğumlu üyemiz Çetin Bicav yakalandığı rahatsızlık sonucu 08.11.2011 tarihinde vefat etmiştir. Arkadaşımıza Allah’tan rahmet kederli ailesi, yakınları ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Yozgat Şefaatli Pancar Bölge çalışanı, ekim söküm çavuşu Mustafa Gülhan 25.11.2011 tarihinde kalp krizi sonucu vefat etmiştir. Arkadaşımıza Allah’tan rahmet kederli ailesi, yakınları ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Bor Şeker fabrikası Ham Fabrika kısmında sürekli işçi olarak çalışan 01.01.1977 doğumlu üyemiz Abdurrahman Altan geçirmiş olduğu iş kazası sonucu 02.12.2011 tarihinde vefat etmiştir. Arkadaşımıza Allah’tan rahmet kederli ailesi, yakınları ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Alpullu Şeker Fabrikasında geçici işçi olarak çalışan Necdet Çetin hastalığı sebebi ile tedavi görmesinin ardından vefat etmiştir. Arkadaşımıza Allah’tan rahmet kederli ailesi, yakınları ve tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. TEŞEKKÜR Çok kıymetli üyemiz Abdurrahman Altan’ın elim bir iş kazası sonucu hayatını kaybetmesi sonucu bizzat şubemize gelerek, faks ve telefonla arayıp başsağlığı dileyerek acımızı bizimle paylaşan başta Genel Başkanımız Sayın İsa Gök ve Merkez Yönetim Kurulumuz, Genel Md. Yrd Sayın Abbas Sueri, Şeker Üretim Daire Başkanımız Sayın Ali Ekinci ve Tüm Şube başkanlarımıza ve şube yönetim kurullarımıza ve tüm dostlarımıza teşekkür ederiz. Bor Şube Yönetim Kurulu 29 Şeker-İş Sendikası BASINDA ŞEKER-İŞ 30 Şeker-İş Sendikası Şeker-İş Sendikası 31 32 Şeker-İş Sendikası ŞEKER-İŞ YÖNETİM KURULU İsa GÖK Fevzi ŞENGÜL Eyyup ŞEN Hasan Basri GÜZEL İlhan ÖZYURT Genel Başkan Genel Sekreter Genel Mali Sekreter Genel Eğitim Sekreteri Genel Teşkilatlanma Sekreteri ŞEKER-İŞ GENEL MERKEZİ Karanfil Sok. No:59 Bakanlıklar-Ankara Tel: (312) 418 42 73–74 Faks: (312) 425 92 58 • web:www.sekeris.org.tr AFYONKARAHİSAR: Murat KARAMOÇU Afyonkarahisar Şeker Fabrikası Afyon Tel: (272) 2483318 Faks: (272) 2483318 e-posta: afyon@sekeris.org.tr AĞRI: Agit ARSLAN Ağrı Şeker Fabrikası / Ağrı Tel: (472) 2154924 Faks: (472) 2154924 e-posta:agri@sekeris.org.tr ALPULLU: Orhan SALTIK Ordu Cad. No:14 Alpullu/ Kırklareli Tel: (288) 5231014 Faks: (288) 5232587 e-posta: alpullu@sekeris.org.tr AMASYA: Hasan BATAK Atatürk Bul. No: 270 Şeker Fab. Karşısı/Suluova/Amasya Tel: (358) 4171059 Faks: (358) 4171059 e-posta: amasya@sekeris.org.tr ANKARA: Murat TAŞLIYURT Fabrika Cad. Şeker Fabrikası İçi 06790 Etimesgut /Ankara Tel: (312) 2448417-18 Faks: (312) 2443780 e-posta: ankara@sekeris.org.tr BOR: Hasan Hüseyin GÜMÜŞBAŞ Bor Şeker Fabrikası Bor/Niğde Tel: (388) 3322339 Faks: (388) 3322339 e-posta: bor@sekeris.org.tr BURDUR: Mustafa ONAY Burdur Şeker Fabrikası/Burdur Tel: (248) 2331520 Faks: (248) 2322818 e-posta: burdur@sekeris.org.tr ÇARŞAMBA: Sinan TÜRE Tuzcular Yokuşu Belediye Arkası No: 2 Çarşamba/Samsun Tel: (362) 8334258 Faks: (362) 8334258 e-posta: carsamba@sekeris.org.tr ÇORUM: Sefer KAHRAMAN Üçtutlar Mah.Albayrak 6. Sok. No:19140 /Çorum Tel: (364) 2244685 Faks: (364) 2244685 E-posta: corum@sekeris.org.tr ELAZIĞ: Hacı YILMAZ Elazığ Şeker Fabrikası/Elazığ Tel: (424) 2512407 Faks: (424) 2512407 E-posta: elazig@sekeris.org.tr ELBİSTAN: İsmail ŞAHİN Nuhak Yolu Üzeri Şeker Fabrikası 46301 Elbistan/K. MARAŞ Tel: (344) 4191498 Faks: (344) 4191498 e-posta: elbistan@sekeris.org.tr ERCİŞ: Halis HALİFEOĞLU Erciş Şeker Fabrikası Erciş/Van Tel: (432) 3544609 Faks: (432) 3544609 e-posta: ercis@sekeris.org.tr EREĞLİ: Yüksel İLASLAN Ereğli Şeker Fabrikası Ereğli/Konya Tel: (332) 7345297 Faks: (332) 7345297 e-posta: eregli@sekeris.org.tr ERZİNCAN: Bülent BULUT 13 Şubat Cad. No:20 Kat:3 Erzincan Tel: (446) 2236886 Faks: (446) 2236886 e-posta: erzincan@sekeris.org.tr ERZURUM: Metin KESKİN Erzurum Şeker Fabrikası Ilıca/Erzurum Tel: (442) 6313895 Faks: (442) 6313895 e-posta: erzurum@sekeris.org.tr ESKİŞEHİR: Nuri Davut KÖROĞLU Sakarya Cad. Birlik İşhanı No:19/1 Eskişehir Tel: (222) 2215063 Faks: (222) 2200139 e-posta: eskisehir@sekeris.org.tr ILGIN: Yusuf YAZIR Hükümet Cad. Ziraat Bankası Karşısı ŞEKOP Binası Kat 21 No:105 Ilgın/ Konya Tel: (332) 8857102 Faks: (332) 8857103 e-posta: ilgin@sekeris.org.tr KARS: Ertan ALTUNOĞLU (Baştemsilci) Kars Şeker Fabrikası/ Kars Tel: (474) 2135688 Faks: (474) 2135688 e-posta: kars@sekeris.org.tr KASTAMONU: Ali ÇUFADAROĞLU Cumhuriyet Cad. Belediye Karşısı/ Kastamonu Tel: (366) 2427513 Faks: (366) 2427513 e-posta: kastamonu@sekeris.org.tr KAYSERİ: Ahmet TATAR Kayseri Şeker Fabrikası/Kayseri Tel: (352) 3319717 Faks: (352) 3319717 e-posta: kayseri@sekeris.org.tr KIRŞEHİR: Işık ŞİMŞEK (Baştemsilci) Ortaköy Yolu Üzeri 17. km. Kırşehir Şeker Fabrikası/Kırşehir Tel: (386) 2216142 Faks: (386) 2216141 e-posta: kirsehir@sekeris.org.tr KONYA: Kamil ÇOMAK Selçuk Mah.Tekke Cad. No:43 Konya Tel: (332) 3239813 Faks: (332) 3240023 e-posta: konya@sekeris.org.tr KÜTAHYA: Kenan PIYNAR Atatürk Bulvarı 4.Bölge Karşısı No:3 ŞEKER-İŞ’İN 1967 YILINDA ÇIKAN GAZETESİNİN 6. SAYISI Kütahya Tel: (274) 2248064 Faks: (274) 2248064 e-posta: kutahya@sekeris.org.tr MALATYA: Nuri MURAT Malatya Şeker Fabrikası /Malatya Tel: (422) 2121055 Faks: (422) 2121055 e-posta: malatya@sekeris.org.tr MUŞ: Fikret SANCAR Atatürk Çocuk Parkı Karşısı No:18 Muş Tel: (436) 2151490 Faks: (436) 2151490 E-posta: mus@sekeris.org.tr SAKARYA: Oğuz KALAY (Baştemsilci) Yazlık Cad. Zarif Sok. No:1 Sakarya Tel: (264) 2772357 Faks: (264) 2772357 e-posta: sakarya@sekeris.org.tr SUSURLUK: İsmail KARADAYI Okullar Cad. Şeker Pasajı No:10 Susurluk/Balıkesir Tel: (266) 8653873 Faks: (266) 8653873 e-posta: susurluk@sekeris.org.tr TURHAL: Mehmet Elvan YILMAZ Zille Cad. No:1 Turhal/Tokat Tel: (356) 2751001 Faks: (356) 2751001 e-posta: turhal@sekeris.org.tr UŞAK: Kenan TATAR İsmet Paşa Cad. Şeker İşhanı İstasyon Cad No:97 Uşak Tel: (356) 2242255 Faks: (356) 2242255 E-posta: usak@sekeris.org.tr YOZGAT: Ömer MACİT Yozgat Şeker Fabrikası Sorgun/ Yozgat Tel: (354) 4411002 Faks: (354) 4411001 e-posta: yozgat@sekeris.org.tr Yıl: 2 Sayı: 6 Ocak 2012 Ücretsizdir TÜRKİYE ŞEKER-İŞÇİLERİ SENDİKASI Şeker-İş Sendikası Adına Sahibi : İsa GÖK Genel Yayın Yönetmeni : Hasan Basri GÜZEL Editör: Önsel ÜNAL Tasarım&Hazırlık ve Baskı: Mattek Matbaacılık Basım Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti. Ağaç İşleri San. Sit. 21. Cad. 601. Sok. No: 35 İvedik-ANKARA Tel: (0312) 394 63 07 Faks: (0312) 394 63 09 web: www.mattekmatbaa.com.tr Yönetim Yeri: Karanfil Sok. No: 59 Kızılay-ANKARA Tel: (0312) 418 42 73-74 Faks: (0312) 425 92 58 web:www.sekeris.org.tr Baskı Tarihi: 20.01.2012 Yayın Türü: Yaygın Süreli Bu gazete basın Ahlak İlkelerine uymayı taahhüt eder.