Kızılırmak Deltası Yönetim Planı ve Mersin Balığı Faaliyet Hedefi KIZILIRMAK DELTASI YÖNETİM PLANI VE MERSİN BALIĞI FAALİYET HEDEFİ Konuşmacı: Can YENİYURT-Doğa Derneği Kızılırmak Proje Koordinatörü. Sayın başkan, değerli hocalarım, sevgili katılımcılar. Yorgun olduğumuzdan oldukça kısa sunmaya çalışacağım. Öncelikle Doğa Derneğinden kısaca bahsetmek isterim. Serap Hanım sunumunda da logoyu görmüştünüz. Doğa derneği Türkiye’deki önemli sivil toplum kuruluşlarından bir tanesidir. Son günlerde dikkatinizi çekmiştir Tarkan’ın klipiyle insanların bilincini artırmaya çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. Ben de Doğa derneğinde daha önceki yıllarda Kızılırmak deltası projesi kapsamında çalışmalar yürütmüş, şu anda da Doğa Derneğinin bilim ekibinde alan sorumlusu olarak görev yapmaktayım. Kızılırmak deltası Türkiye’nin önemli sulak alanlarından bir tanesidir. Türkiye imzalamış olduğu RAMSAR sözleşmesi kapsamında 1993 yılından itibaren Türkiye’deki önemli sulak alanları belirleme görevi içine girmiştir. Günümüzde slaytta görmüş olduğunuz 12 tane sulak alan RAMSAR sözleşmesi içine girmiştir. RAMSAR sözleşmesi uluslar arası bir sözleşme olması dolayısıyla bazı yaptırımları içinde barındırmaktadır. Bunlar kara ve su ürünleri avcılığına yönelik çeşitli yaptırımları içinde barındırmaktadır. Bunun dışında alanların özellikle sulak alanların yönetim planlarının yapılması üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruluma Daire Başkanlığı ve Sulak Alanlar Şubesi’nde çalışmalar yürütülmektedir. RAMSAR sözleşmesi kapsamında yer alan 9 kriterden toplam 4 kriter içinde mersin balığı dolaylı olarak bulunmaktadır. Bunlar Kızılırmak deltasındaki çeşitli kuş ve içsu balık türünün hayatlarının belirli dönemlerinde kışlama, geceleme ve beslenme alanı olması sebebiyle kriter 7 ve 8’de deltada barındırdığı tehdit altındaki balıkların yaşam döngülerinin kritik dönemlerini alanda geçirmeleri nedeniyle ki mersin balıkları bunda yoğun olarak bulunmaktadır. Bu kriterlerde ve kriter 9’da da ve hatta mersin balıklarının Türkiye’de üredikleri alanlardan bir tanesi, Türkiye populasyonlarının %1’inden çoğunun üreme döneminde bir alan olması sebebiyle mersin balığı Kızılırmak deltasının RAMSAR statüsüne sahip olması açısından son derece önemlidir. Kızılırmak deltasını tanımlamak gerekirse, Sivas ilinin İmranlı ilçesinden doğan Kızılırmak nehri boyunca önemli canlılara hayat vermesi yanı sıra, hatta başkentimiz Ankara’ya su kaynağı oluşturması yanı sıra Karadeniz’e döküldüğü alanda bir delta oluşturmakta ve önemli bir sulak alan oluşturmaktadır. Kızılırmak deltasının hava fotoğrafları slaytta görülmektedir. Sulak alanlar, özellikle barındırdıkları su ve bu suyun filtrasyonunda oynadıkları rol açısından oldukça önemlidir. Aynı zamanda barındırdıkları içsu balıkları ve kuş türleri populasyonları açısından da önemli alanlardır. Deltanın ekolojik ve ekonomik önemi de vardır. Deltada tarım, çeltik tarımı, saz istihsali, balıkçılık, turizm önemli geçim kaynaklarındandır. Bunun dışında bir çok bitki ve hayvan türleri de alanda bulunmaktadır. Kızılırmak deltası yönetim planından bahsetmek gerekirse, yönetim planı Aralık 2001’de Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ihale edilmiştir. Doğa Derneği tarafından yürütülmüştür. Yönetim planı kapsamında ortaya çıkan çalışmalar 2008-2012 yılları arasında Kızılırmak deltasını bağlayacak ve çeşitli yaptırımlar söz konusu olacak çalışmalardır. Bu çalışmalar alan tanımlanması ve yönetim planlaması olarak iki başlık altında gerçekleştirilmiştir. Alan tanımlanması çalışmalarında 25 danışman personelden oluşan bir ekiple öncelikli olarak biyoçeşitlilik üzerinde durulmuş ve alanı 1.5 yıl boyunca başta Biyoçeşitlilik olmak 24 Mersin Balığı Koruma Stratejisi ve Üretim Çalıştayı – 30-31 Ekim 2008 üzere alanın jeomorfolojisi, fizyobiyolojisi ve çeşitli uzmanlık alanlarında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar sonrasında birinci bölüm raporu dediğimiz bir rapor ortaya çıkarılmıştır. Bu rapor geçmişteki ve günümüzdeki Kızılırmak deltasında yapılan çalışmaları ortaya çıkarmıştır. Rapordan aldığım bir parçayı sizlere göstermek istiyorum. Bu slayttaki resim Kızılırmak deltasındaki erimeyi gösteren bölümdür. Kızılırmak deltası, Kızılırmak nehri üzerine yapılan Derbent ve Altınkaya barajları deltasının gün geçtikçe erimesine sebep olmaktadır. Bu da mersin balıklarının yaşam alanlarını tehdit altına sokmaktadır. Önceki sunumlarda da baraj inşaatlarının en önemli tehdit olduğu sıklıkla vurgulanmıştı. Örneğin 1960’lı yıllarda Kızılırmak nehri Karadeniz’e yaklaşık 23 Milyon ton alüvyon taşırken, Derbent ve Altınkaya barajları yapıldıktan sonra 0,5 milyon tona düşmüştür. Bu oran deltanın gerilemesinin yanı sıra, bu bizim tespitimiz, Kızılırmak deltası ve Kızılırmak nehri Biyoçeşitlilik rezervlerini de tehlike altına sokmuştur. Raporda bir başka şekilde mersin balıklarının populasyonlarına ilişkin ve mersin balıkları hakkında da açıklamalar yapılmış ve mersin balığının önemi vurgulanmaya çalışılmıştır. Alan tanımlanmasının ikinci aşaması yönetim planlaması gerçekleştirilmiştir. Bu yönetim planlamasında biz de Serap hanımlar gibi ilgili kuruluşlara özellikle Valilikle, yerel yönetimle ve muhtarlıklarla öncelikle yönetim planın ne olduğunu ve yönetim planın yaptırımları konusunda konuşmalar gerçekleştirildi. Tarım, hayvancılık ve balıkçılık gibi alanın bütün sorunları göz önünde bulundurularak işbirliğine gidildi. Samsun’da yönetim planının uygulamasını yürütecek olan Samsun Yerel Sulak Alan Komisyonun kurulmasını sağladık. Büyük katılımlı toplantıların dışında sadece su ürünleri konusunda çalışmalar gerçekleştirildi. Bunlar deltada yaşayan Su Ürünleri Kooperatifleri, balıkçılar ile ikili ve odak grup toplantıları gerçekleştirildi. Yönetim grubuna destek vermeleri amacıyla broşürler hazırlandı ve balıkçılara dağıtıldı. Sorun ve çözüm önerileri plan dâhiline aktarıldı. Böylelikle yaklaşık iki yıl süren çalışmalar sırasında 2008–2012 yılları arasında yürütülecek olan faaliyet planı gerçekleşmiş oldu. Planı bir slayt üzerinde anlatmak istiyorum. Yönetim planı ideal hedef, faaliyet hedefi ve faaliyetler olarak üç başlık altında incelenebilir. Belirlenen toplam 6 ideal hedef Kızılırmak deltası yönetim planının gerçekleştirilmesini hedeflemiştir. Bu ideal hedefleri gerçekleştirmek için yaklaşık 28 faaliyet hedefi, 94 faaliyet belirlenmiştir. Bu faaliyetlerin yönetim planındaki dağılımı slaytta verilen pastada görülmektedir. Mersin balığına gelince, maalesef yalnızca bir faaliyet belirlenmiştir. Mersin balığının önemli bir tür olmasına karşın, bir faaliyet belirlenmesinin sebebi mersin balığı hakkında yeteri kadar bilgiye sahip olmamamızdan kaynaklanmıştır. Yönetim planının yapılması aşamasında Serap hanımla telefonla görüşmemize rağmen yalnızca bir hedef ortaya konulmuştur. Bu, Kızılırmak deltasının az önce ekoloji başlığı altında yer alan ekolojik dengenin ve biyolojik çeşitliliğin geliştirilmesi ideal hedefi altında mersin balığının yaşam alanlarını tahrip eden unsurların belirlenerek türün geri kazanılması için eylem planlarının belirlenmesi faaliyet hedefi başlığında mersin balığına yönelik tür eylem planının hazırlanması faaliyeti altında yer almaktadır. Bu çalışmayı üstlenecek, yürütecek, yönetim planının bundan sonraki kısımlarını sürükleyecek kurum Samsun Valiliği, İl Çevre ve Orman Müdürlüğüdür. Bunu kimin yapacağı ise S.Ü. Su Ürünleri Fakültesinin bundan sonraki çalışmaları gerçekleştireceği düşünülerek, kiminle yapacağı kısmında da Samsun İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Doğa Derneği ile Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği yer almıştır. Belki burada unutulmuş olan Tarım İl Müdürlüğü çalışmanın içerisine dâhil edilebilir. 25 Kızılırmak Deltası Yönetim Planı ve Mersin Balığı Faaliyet Hedefi Nasıl yapılacağı bir sonraki slaytta tanımlanmıştır. Burada bir dileğimi belirtmek istiyorum. Yapılan çalışmalar gurur duyduğumuz çalışmalar olmuştur. Daha önce söz alan balıkçımızın dediğine katılıyorum. Mersin balığının havyarının yenmesi ve aynı zamanda bu elektriğin yanmasının aynı anda olabileceğine inanan insanlardan biriyim. Yanlış olan su rejimi planlarımızdır. Şuanda mersin balıklarının yok olmasındaki en büyük sebeptir. Özellikle Kızılırmak üzerinde konuşacak olursak, Kızılırmak üzerine yapılan barajlar mersin balığının nehirde yok olmasının en önemli sebebidir. Dileğim, mersin balıkları alanda yaygınlaşsın, doğal ortamlarında bulunsunlar. Bütün Türk insanı mersin balıklarını yeme fırsatını elde etsin. Teşekkür ederim. Dr. Mustafa Zengin: Öncelikle sunumunuzdan dolayı sizi tebrik etmek istiyorum. Sizi aramızda görmekten memnun oldum. Çalışmaların böylesi platformlarda toplu olarak sunulması çok yarar sağlayacaktır. Katkımı sizin çalışmalarınızdan yana yapmak istiyorum. Sizin çalışmanızın birinci raporunu Ankara’dan, Çevre ve Orman Bakanlığından elde etmiştim. 2012’ye kadar çalışmalar devam ediyor. Sunumuzda da gördük, mersinle ilgili fazla bir çalışma yapılmamış. Bundan önceki sunumlarda da özellikle Serap hanım bahsetti, Kızılırmak’ta Bafra Köprüsünün altındaki ve ondan aşağıda birkaç tane daha su taşkınlarını önlemek için engel var. Baraj inşasından önce yapıldığı iddia edildi. Bundan sonraki planlamalarda benim önerim mersin balığının yaşama alanının, yani bu balık akarsuya üreme göçü yapıyor, bunu dikkate alarak hedefinizi bu noktada yoğunlaştırmanızı öneriyorum. Çünkü raporunuzu da inceledim, genellikle ekosistemin havzayı bozma yönünde planlamalar yapılmış. Mersin balığı önemli bir tür, koruma anlamında, bunu söylemeye gerek yoktur. Önerim o yönde. Zaten siz de alan sorumlusu sizsiniz. Bir de bildiğim kadarıyla Yeşilırmak ırmak ile ilgili aynı bakanlığın bir tasarrufu var. Orada da yaz aylarında bir çalışma yapıldı ama şimdi bilemiyorum hangi aşamada. Şu an burada Çevre Bakanlığından kimse var mı bilemiyorum. Orada da planlama açısından mersin balığının üreme alanları olarak dikkate alarak bir planlama yapılması konusunda çalışmaların olduğunu biliyorum. Burada bilginiz varsa paylaşırsanız memnun olurum. Teşekkür ediyorum. Can YENİYURT: Yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Mersin balıkları hakkında çok bilgimiz olmamasından dolayı başta da belirttiğim gibi plan başlıklarına giremedi. Yalnızca bir faaliyetine girebildi. Mersin balığı için şu anda şunları yapıyoruz; Doğa Derneği Ulusal Sulak Alan Komisyonu DAD üyesi olan iki kuruluştan bir tanesi. Bu ulusal sulak alan komisyonu Çevre ve Orman Bakanlığının Müsteşarlık düzeyinde katılımıyla gerçekleşen bir toplantıdır. Bu toplantıda alanların koruma bölgeleri belirleniyor. Her ne kadar koruma bölgeleri az önceki sunumlardan da görüleceği üzere çok fazla anlam ifade etmese de bu alanlar belirleniyor. Şu sıralar Yeşilırmak deltasının koruma bölgesi 6 Kasım 2008’de yapılacak bir toplantıyla belirlenecek. Bu toplantıda mutlak koruma bölgeleri, sulak alan ekolojik etkilenme bölgeleri ve tampon bölgeleri belirleniyor. Toplantıdan alacağım bilgiler doğrultusunda bölgelerin belirlenmesi sırasında Yeşilırmak deltasında sınır çiziminde etkili olacaktır. Mutlak koruma bölgesi gerçekten kati korumalar gerektiren alanlardır. Bilimsel çalışmalar yapılmasını dahi kısmen engelleyen ve izinlere tabi olan bir koruma önceliğidir. Bu çalıştaydan çıkacak verileri koruma çalışmasında kullanacağım. Prof. Dr. Sedat YERLİ: Sayın YENİYURT’a teşekkür ediyorum. Burada kritik bir mesaj da tabiî ki mersin balığı gibi ekolojik ve ekonomik önemi birbirinden ayırt edilemeyen türlere Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ve üniversitelerin daha fazla katkısının alınması sonuca ulaşmayı daha hızlandırır diye düşünüyorum. 6 Kasım’da ben de Ankara’daki komisyon toplantısına katılacağım. Teşekkürler. 26