1 PERİKARD VE MİYOKARD HASTALIKLARI PERİKARDİT Perikardın enfeksiyöz veya nonenfeksiyöz enflamasyonudur. Değişik nedenlere bağlı olabilir. Enfeksiyon (bakteri; strep, staf, pnömokok, meningokok, mikoplazma, tüberküloz, virüs; koksaki B, EBV, influenza, adenovirüs, mantar; histoplazmozis, aktinomikoz, parazit; tokoplazmozis, ekinokok), ARA, kollajen doku hast (RA, SLE, sistemik sklerozis, sarkoidoz), metabolik ve endokrin bozukluklar (üremi, hipotiroidi), malign hastalıklar ve radyoterapi, terapötik uygulamalar (postperikardiyotomi sendromu, pacemaker, ablasyon, kalp kateterizasyonu), travma, diğer nedenler (ilaç, otoimmün hast, edinsel immün yetmezlik sendromları, FMF). 5–15 yaş arası en sık nedeni ARA’dır. 5 yaş altında neden öncelikle enfeksiyöz ajanlardır. Hemodinamik değişiklikler: Perikard enflamasyonu ile perikard boşluğunda sıvı toplanır. Bu sıvı etyolojiye bağlı fibrinöz, seröz, pürülan veya hemorajik olabilir. Hemodinamik değişiklikler toplanan sıvının miktarına, toplanma hızına ve miyokardın performansına bağlıdır. Esas sorun sıvı toplanmasına bağlı olarak intraperikardiyal basıncın artması veya konstrüktif perikarditte olduğu gibi perikardın kalbin etrafını zırh şeklinde sarması ile bası belirtilerinin ortaya çıkması ve sonuçta ventriküllerin diyastolde dolamamalarıdır. Diyastol sonu volüm azalınca kalp debisi düşer bunu dengelemek üzere taşikardi gelişir. Ayrıca diyastol sonu volümü arttırabilmek amacı ile venöz basınçta artar. Düşük kardiyak debi nedeni ile sistolik basıncın düşmesini engelleyen refleks vazokonstrüksiyon gelişir. Perikardit esnasında bu dengeleme mekanizmaları yitirilirse kalp tamponadı ortaya çıkar. Klinik: En belirgin bulgu perikordiyal ağrıdır. Sol omuza ve sırta yayılır. Ağrı sırtüstü yatarken ve inspiryum sırasında şiddetlenir, öne doğru eğilince kısmen hafifler. Künt veya bıçak saplanır tarzdadır. Öksürük, dispne, taşipne, taşikardi ve ateş de bulunur. Fizik muayene bulguları perikard boşluğunda toplanan sıvının miktarına bağlıdır. Kalp sesleri güç işitilir. Boyun venlerinde gerginlik olur, nabız basıncı daralmıştır. Frotman patagonomik bulgudur. Pulsus paradoksus kalp tamponadına işaret eder. Normal koşullarda inspiryum sırasında biraz daha düşük olan sistolik kan basıncı, intraperikardiyal basıncın artıp kardiyak debinin azaldığı perikarditli hastalarda belirgin derecede düşüktür. İnspiryum ve ekspiryum arasındaki ölçülen sistolik kan basıncında fark 10–20 mmHg’ yı bulur. Laboratuar bulguları: Eritrosit sedimantasyon hızı genellikle artmıştır. Miyokardında etkilendiği vakalarda kardiyak enzimler de hafifçe artmış olabilir. Etyolojiye yönelik incelemeler yapılmalı, CBC, idrar muayenesi, hemokültür, idrar kültürü alınmalıdır. Röntgen: Sıvı fazla ise çadır kalp görünümü olur. 2 EKG: Sıvı toplanması nedeni ile QRS voltajı genellikle düşüktür. Sıvının miyokarda yaptığı bası sonucu miyokard hasarına bağlı erken dönemde ST segmentinde yükselme, 2. hafta baskılanma olur. T dalgaları önce izoelektrik hatta iner, sonra da negatifleşir. Bu negatiflik aylarca sürebilir. Atriyal disritmiler olabilir. Eko: Çok duyarlı bir yöntemdir, çok az miktardaki sıvı bile eko ile saptanabilir. Kalp tamponadı tanısında ekoda diyastol sonunda RA duvarında kollaps, RV serbest duvarında çentiklenme veya kollaps, septal hareketlerde düzleşme saptanabilir. MRI, BT, Perikardiyal efüzyon görülebilir. Perikardiyosentez: Sıvının niteliğini saptamak, pürülan perikarditlerde etkeni izole etmek, efüzyon çok fazla ise sıvıyı boşaltmak amacı ile perikardiyosentez yapılır. Alınan sıvı renk, özgül ağırlık, protein, şeker düzeyi, periferik yayma, kültür yöntemleri ile tetkik edilir. Ayırıcı tanı: En sık karıştığı hastalık miyokarditlerdir. Komplikasyonlar: Tamponad, en ciddi ve acil tedavi gerektiren komplikasyonu. Perikard boşluğunda kısa sürede fazla sıvı toplanması veya konstriktif perikarditte olduğu gibi sıvı olmaksızın perikardın kalbe aşırı basısı sonucu oluşur. Hastanın genel durumu bozulur, taşikardi ve dispne artar, kalp sesleri derinden duyulur, santral venöz basınç artar. Sistolik kan basıncı düşerken, vazokonstrüksiyona bağlı diyastolik basınç yükselerek nabız basıncı daralır, pulsus paradoksus ve giderek şok tablosu ortaya çıkar. Karaciğer hızla büyür. Bu durumda yapılacak perikardiyosentez yaşam kurtarıcı olabilir. Tedavi: Kalp tamponadı dışında tedavi semptomatik ve nedene yöneliktir. Yatak istirahati, oksijen desteği gerekir. Antipiretik, analjezik etkisinden yararlanmak üzere salisilatlar verilir. Pürülan perikarditte antibiyotik, tüberküloz perikarditte antitüberkülo ilaçlar vd. etkene yönelik tedavi. Kalp tamponadında basıyı azaltmak için perikardiyosentez veya cerrahi drenaj uygulanır. Bozulmuş venöz dönüşü dengeleyen taşikardiyi engellememek için tamponad durumundaki hastaya digital verilmemelidir. Pürülan perikarditler: En sık etkenler S aureus, Hib ve N meningitidis’dir. Ancak pnömokok, strep ve Gram negatiflerde çocuklarda perikardit etkeni olabilir. Ateş, lökositoz, çomaklarda artış vardır. Prognozun ciddi olduğu vakalarda lökopeni olabilir. Sedimantasyon artmıştır. Perikard boşluğunda eksüda niteliğinde sıvı toplanır. Sıvının rengi bulanık, lökosit sayısı 50.000/mm3’ten fazla, protein içeriği 2,5 g/dl üzerinde, glikoz ise 40 mg/dl altındadır. Kültür de etken izole edilir, duyarlı antibiyotik IV 3 hafta süre ile uygulanır. Sıvı fazla ise cerrahi drenaj ile sıvı boşaltılmalıdır. Tüberküloz perikardit: Akciğer parankim hastalığı olmaksızın basilin lenf düğümünden doğrudan yayılması, primer fokustan hematojen yayılımı veya nadiren primer olarak ortaya çıkar. Dispne, öksürük, ateş, kilo kaybı, göğüs ağrısı. PPD, akciğer grafisi, perikard sıvısında ve mide 3 sıvısında basilin üretilmesi ile tanı. Komplikasyon tamponad ve kronik konstriktif perikardit. 3 veya 4 ilaçtan oluşan antitüberkülo tedavi 9–18 ay süre ile. Viral perikardit (akut selim): Genellikle viral ÜSYE sonrası ortaya çıkar. Coxsackie B, influenza, echovirüs ve adenovirüsler en sık etkendir. Viral enfeksiyon ile ilgili aşırı duyarlılık reaksiyonu sonucu oluşur. Genel durumu daha iyidir, toksik görünümü yoktur. Perikard sıvısı seröz karakterdedir. Spesifik IgG ve IgM antikorları bulunabilir. Genellikle 3–4 haftada spontan iyileşme olur. 1 hafta kadar yatak istirahatı ve ağrı için analjezik uygulanması yeterlidir. Uzayan ve sık tekrarlamalar gösterenlerde nadir olarak steroid kullanılır. Romatizmal ateş perikarditi: Karditlilerin %5-10’unda görülür. Hemen çoğunda kapak yetersizliği de vardır. Steroid verilir, perikard efüzyonu fazla olmadan da tamponad gelişebilir. Romatoid artrit perikarditi: JRA’da nispeten sıktır, steroid veya salisilat kullanılır. SLE, PAN vd de olabilir. Üremi perikarditi: Uzun süren ağır böbrek yetersizliğinin seyri sırasında biriken metabolik ürünlerin şimik iritasyonundan kaynaklanır. Sıvı az olduğundan frotman alınır. Semptomatik tedavi ve diyaliz uygulanır. Hemodiyaliz ile düzelmez ise perikardiyektomi önerilir. Neoplastik hastalıklarda perikardit: Hast seyri sırasında veya direkt tümöral invazyon ile. Ayrıca radyoterapiye bağlı. Postperikardiyektomi sendromu: Açık kalp op geçirenlerin %15’inde, 1-2 hafta sonra ateş, göğüs ağrısı, perikard ve plevra efüzyonu gelişmesi ile. Cerrahi travma ile özgül olmayan bir aşırı duyarlıklık reaksiyonu ile oluşur. Salisilat verilir. Ağır vakalarda steroid kullanılır. Tedaviye 1–3 ay devam edilir. Bazen ilk yıl tekrarlar olur. Konstriktif perikardit: Genelikle pürülan ve tüberküloz perikarditin komplikasyonu olarak aylar ve yıllar sonra ortaya çıkar. Bazen ise akut ve hızla ilerler. Vakaların yarısında neden saptanamaz. Granülasyon dokusu ile kalınlaşan perikardın kalp üzerine sürekli bası yapması sonucu diyastolde ventrikül doluşu azalır, miyokard kontraktilitesi ve kalp fonksiyonları bozulur. Kalp debisi ve kan basıncı düşer, venöz basınç yükselir. Asit, ödem ve hepatomegali gelişir. Kalp sesleri zayıftır. Perikardiyal knock alınır. Venöz dolgunluk vardır ve nabız basıncı daralmıştır. Pulsus paradoksus varlığı hastanın tamponada girmek üzere olduğuna işaret eder. Ciddi vakalarda hipoproteinemi ve lenfopeni ile kendini gösteren “protein kaybettiren enteropati” gelişebilir. Göğüs grafisinde kalp normal boyuttadır. Perikard üzerinde kalsifikasyonlar görülebilir. EKG’de voltaj düşüklüğü saptanır. T dalgaları düz veya negatifdir. Atriyal fibrilasyon sıktır. Ekoda perikardın kalınlaştığı ve perikard hareketlerinin azaldığı görülür. Ayrıca erken diyastolik dolum sırasında interventriküler septumun yer değiştirdiği, vena kava inferiyor ve hepatik venlerin genişlediği görülür. Doppler ekoda diyastolik fonksiyonların bozulduğu görülür. MRI ve BT’de perikard kalınlaşması gösterilir. Kateterizasyonda RA, LA, pulmoner kapiller wedge basıncın ve ventrikül diyastol sonu basıncını artmış olduğu görülür. Ayırıcı tanı restriktif kardiyomiyopati ile yapılmalıdır. Tedavi perikardın rezeksiyonudur. Vakaların %75’inde semptomatik düzelme sağlar. 4 MİYOKARD HASTALIKLARI Konjenital kalp hastalıklarına sekonder, enfeksiyonlar, mezenkimal hast, metaboliknütrisyonel ve endokrin hast (vit B1, selenyum, taurin, karnitin eksikliği, Pompe, Hurler), nöromüsküler hast (Friedrich ataksisi, müsküler distrofi), kan hast (ciddi anemi), koroner arteri tutan vaskülitler (Kawasaki), bazı ilaç ve toksinler (adriyamisin) ile oluşabilir. MİYOKARDİT Miyokard dokusunda nekroz ve miyelositolizis ile birlikte oluşan enflamasyondur. Birçok durumda olabilir, en sık konjestif kalp yetmezliği ile ortaya çıkar. Viral miyokardit En yaygın mk nedeni virüslerdir. Bazen hiç klinik bulgu vermeden iyileşebildiği gibi, ani ölümde sonlanabilir. Küçük yaşlarda akut fulminan seyir daha sıktır. Bazen başlangıçta bulgu vermez ve çocuk dilate kardiyomiyopati (DCMP) ile gelir. En sık etyolojik ajan Coxsackie B ve adenovirüsdür. Fizyopatoloji: Hücre infiltrasyonu, dejenerasyonu ve nekrozunu takiben fibrozis gelişimi ile karakterize akut fulminan bir enfeksiyondur. Bu süreçte yalnız virüsün sitopatik etkisi rol oynamaz immün mekanizmalarla yönlendirilen hücresel hasarda gelişir. Miyokarditli hastaların %60’ında kalp otoantikorları saptanır. Kronik viral enfeksiyon sıklıkla DCMP ile sonuçlanır. Klinik: Yenidoğanlarda sistemik belirtiler ön plandadır. Ateş, ağır kalp yetersizliği, solunum sıkıntısı, siyanoz, hafiflemiş kalp sesleri, zayıf nabızlar, ateşle orantısız taşikardi, kapak anülüsünün genişlemesine bağlı mitral yetmezliği, galo ritmi, asidoz ve şok görülür. Aseptik menenjit , viral hepatit, nefrit ve döküntü tabloya eşlik edebilir. Ağır formlarda 1–7 gün içinde ölüm olur. Büyük çocuklarda da konjestif kalp yetersizliği ile başlayabilir. Ancak daha sık olarak akut dönem geçip DCMP oluştuktan sonra yavaş gelişen konjestif kalp yetmezliği veya ventriküler disritmi şeklinde ortaya çıkar. Tanı: Sedimantasyon, CPK hem akut hem de kronik miyokarditte yükselmiş olabilir. Spesifik viral nötralizan antikorların tespiti mümkün, ancak tanı koydurucu değil. Akut miyokarditli hastaların %50-60’ında koksaki virüs IgM saptanmış. EKG bulgusu; voltaj düşüklüğü, LV hipertrofisi, ST-T değişiklikleri olabilir. Telede kardiyomegali genelde vardır. Ekoda LV disfonksiyonu görülür. LV sistol ve diyastol sonu çapları artmış, ejeksiyon fraksiyonu, fraksiyonel kısalma azalmıştır, global hipokinezi vardır. Daha çok mitral de olmak üzere kapak yetersizlikleri görülür. Perikard efüzyonu görülebilir. Endomiyokardiyal biyopsi tanıda en iyi yöntemdir. Pratik değeri sınırlıdır. Hastalığın ilk 3– 6. haftasında yapılmalıdır. Ayırıcı tanı; Karnitin eksikliği, herediter mitokondriyal hast, idiyopatik DCMP, perikardit, endokardiyal fibroelastozis, koroner arter anomalileri, LV çıkış yolu darlıkları, hipoplastik sol kalp ile. Prognoz: Semptomatik yenidoğanların %60-70’i eks olur. Subklinik vakalarda sonradan DCMP oluşum sıklığı bilinmemekte. Vakaların %70-80’inde semptomlar hafiforta kalp yetmezliği şeklindedir. Bunların büyük kısmı spontan iyileşir, 1-3 ay içinde vent 5 fonksiyonları düzelir. Ancak az sayıda vakada DCMP gelişir. Fulminan seyir gösteren vakalar (%20-30), akciğer ödemi ile birlikte akut ciddi konjestif kalp yetersizliği tablosuna girerler. Yarısında kardiyojenik şok gelişir.1/3’ü kaybedilir, bir kısmında DCMP gelişir. Göğüs ağrısı veya ventriküler disritmi ile seyreden vakalarda prognoz ciddidir. %50’si 1.5 yıl içinde kaybedilir veya kalp transplantasyonuna gider. Vakaların %10-20’si DCMP’ye dönüşür. Tedavi: Semptomatik. Yatak istirahati önemli. Kalp yetersizliği için digital, diüretik ve ard yükü azaltıcı ilaç (kaptopril, enapril) kullanılır. Miyokardın duyarlılığı ve artan aritmojenik etki nedeni ile digitale yarı dozdan başlanır. En az 6 ay devam edilir. IV inotroplar (dopamin, dobutamin) fulminan vakalarda kullanılır. Ayrıca ECMO, LV yardımcı araç kullanımı gerekebilir. Perikard efüzyonu varsa boşaltılmalıdır. Streoid, immünsüpresif, IVIG, alfa ve beta interferon kullanımı tartışmalı. Disritmi varsa tedavi verilmelidir. Viral olmayan miyokardit: Difteride ilk 2 haftada toksik miyokardit gelişebilir. AV blok, dal bloğu veya ekstrasistoller görülür. Kalp yetersizliği genellikle daha sonra ortaya çıkar. Erken dönemde mortalite %50. diğer bakteriyal enfeksiyonlarda da miyokardit oluşabilir. Riketsiya kayalık dağlar benekli hummasında vaskülit ve miyokardit olabilir. Histoplazmoz, koksidiyodomikoz, toksoplazmoz, tirişinoz, aktinomikoz, şistosomiyazis de miyokardite neden olabilir. Chagas hast da da akut ve subakut mk görülür. KARDİYOMİYOPATİLER Kalp kasının yapısal ve/veya işlevsel hastalığıdır. Genel olarak 1) DCMP, 2) hipertrofik CMP, 3) Restriktif CMP, 4)Aritmojenik RV displazisi, 5)Spesifik CMP, 6)Sınıflandırılamayan CMP’ler. Spesifik CMP’ler iskemik, hipertansif, enflamatuar, metabolik, endokrin, bağ dokusu hastalıkları, aşırı duyarlılık, toksik reaksiyonlar sonu gelişenler. Sınıflandırılamayanlar ise peripartum CMP, onkositik CMP ve ayrıca yeni tanımlanan noncompaction CMP vardır. DİLATE KARDİYOMİYOPATİ Özellikle LV olmak üzere her iki ventrikülün ileri derecede dilatasyonu sonucu masif kardiyomegali ve kalp yetersizliği ile karakterize CMP. Değişik derecelerde hipertrofide bulunabilir. En sık görülen tiptir, prevalans yaklaşık 36/100.000. Yenidoğanda görülme olasılığı 10/100.000. Etyolojisi çok sayıda neden bağlıdır. Geçirilmiş miyokardit ağırlıkla sorumludur, 2 yaş altındaki vakaların %45’inden miyokardit sorumludur. 1/3 oranda hastalık tedavi olabilir. Ayrıca OR, X kromozomu ile taşınan ve mitokondriyal kalıtım biçimi gösterilmiştir. Patoloji : Kardiyomegali vardır. Her iki ventrikül ve atriyum genişlemiştir. Duvarlarda trombüs bulunabilir. Miyokard soluktur. Koroner arterler normaldir, miyosit hipertrofisi ve dejenerasyonu vardır. Değişik derecelerde intertisyel fibrozis görülebilir. Klinik: Bütün yaş gruplarında görülebilir. Başlangıç genelde sinsidir, kalp yetmezliği bulguları olur. Egzersiz 6 toleransında azalma, çabuk yorulma, iştahsızlık, huzursuzluk ilk belirti olabilir. Hafif egzersiz ile dispne, bebeklerde beslenme ile taşipne oluşur. Senkop, presenkop olabilir. Cilt soğuk ve soluk. Nabızlar zayıftır, kan basıncı normal veya düşük olabilir. Dispne ve taşipne gözlenebilir. Sıklıkla taşikardi, S3 galo ritmi vardır. Genişlemiş anülüs nedeni ile kapak yetersizlikleri olur. Hepatomegali, venöz dolgunluk, periferik ödem, sistemik venöz konjesyon belirtileri oluşabilir. Tanı: Telede kardiyomegali, pulmoner venöz konjesyon görülür, akciğer ödemi ve plevra efüzyonu saptanabilir. EKG’de LV ve LA genişlemesi bulguları. ST-T değişiklikleri.%50 vakada disritmi. Ekoda LA ve LV’de genişleme, yaygın hipokontraktilite, EF ve FS düşük. Kateter ve biyopsi koroner arter anomalisi, miyokardit ve lizozomal depo hastalıkları ayırıcı tanısında ve transplantasyon için gerekli. Hemodinamik olarak LV ve LA end-diyastolik basınçları yükselmiştir. Prognoz: İyi değil. 1/3’ü ölmekte, 1/3’ünde sekel, 1/3’ünde iyileşme. Ölüm kalp yetmezliği, emboli ve disritmi ile. Tedavi: İnotropik ajanlar, diüetikler, ard yükü azaltıcı ACE inhibitörleri. Disritmi varlığında özellikle amiodaron, trombüs için antikoagülan tedavi. Tedaviye yanıtsız hastalarda kalp transplantasyonu HİPERTROFİK KARDİYOMİYOPATİ (HCMP) Eski isimleri idiyopatik hipertrofik subaortik stenoz, asimetrik septal hipertrofi. 2/3 vaka asemptomatikdir. Prevalans 2.5/100.000. OD geçiş veya mitokondriyal hast gösterir. Diyabetik anne çocuklarında geçici HCMP olabilir. Kronik akciğer hastalığı nedeni ile kortikosteroid alan bebeklerde de geçici HCMP olabilir. Fizyopatoloji: LV hipertrofik. Değişik derecelerde miyokardiyal fibrozis mevcuttur. Hipertrofik, fibrotik, katılaşmış miyokardda diyastolik disfonksiyon olur. Sistolik fonksiyonlar ise hiperdinamiktir. Mitral yetersizliği, koroner arter anomalisi nedeni ile iskemi bulguları görülebilir. Klinik: Bir çok hasta asemptomatikdir, tesadüfen üfürüm ile değerlendirilir. Halsizlik, efor dispnesi, çarpıntı, göğüs ağrısı, baş dönmesi, presenkop ve senkop görülebilir. Semptom olmayanlarda da ani ölüm riski vardır. Nabız erken sistolik ejeksiyon nedeni ile canlıdır. Apikal vuru kuvvetlidir. Kalp sesleri normaldir. Üfürüm orta şiddette sol sternal kenarda ve apeksde ejeksiyon tipinde. Valsalva manevrası ve egzersiz sonrası şiddetlenir. Tanı: Telede hafif kardiyomegali. EKG’de non spesfifik ST-T değişiklikleri. Ekoda LV hipertrofisi. Anteriyor mitral yaprağın sistol başında öne hareketi tipiktir. Doppler ekoda LV çıkış yolundaki darlık ölçülür. Anjiografide LV kavitesinin azaldığı görülür. Mitral yetmezliği sıktır. Prognoz: 1 yaş altı tanılı vakalarda prognoz kötüdür. Başlangıçta kalp yetersizliği veya siyanoz varsa ölüm genellikle ilk yılda olur. 1 yıldan uzun yaşayanların %40-50’si düzelir, bir bölümü daha sonra eks olur. Vakaların %10-20’si hayatta kalır. LV çıkış yolu darlığında ölüm olmayanlara göre 4-5 kez fazladır. Ölüm konjestif kalp yetmezliği, disritmi nedeni ile. Tedavi: Spor ve ağır fiziksel aktiviteden sakınılmalı. Digital kullanımı çoğu hastada kontrendike. Ağır diürez, inotropik ajanlar, izoproterenolden sakınılmalı. Beta bloker (propranolol), Ca kanal bloker (verapamil) kullanılabilir. 7 Disritmi tedavisi gerekli. Bloklarda pil takılabilir. İstirahatta ciddi LV çıkış yolu darlığı olanlarda (70 mmHg’dan fazla basınç farkı), göğüs ağrısı, senkop öyküsü olanda, ventriküler septal myektomi gerekir. Transplantasyon yapılabilir. RESTRİKTİF KARDİYOMİYOPATİ Ventriküler kompliyans bozulmuştur, diyastolde ventrikül doluşu yetersizdir. Atriyumlar geniştir. Konstriktif perikardite benzer. Dispne, ödem, asit, hepatomegali, venöz basınç artışı, pulmoner konjestiyon olur. Kalp hafif-orta genişler. Üfürüm sık değil. EKG’belirgin P dalgaları görülür, voltaj normaldir, ST depresyonu ve T inversiyonu görülebilir. Konstriktif perikarditten ayırt edilmesi önemlidir, onun tedavisi cerrahidir. Prognoz kötüdür, tedavi diüretikler, kalsiyum kanal blokerleri ile azalmış diyastolik kompliyansın arttırılmasına yönelik. Tranplantasyon kesin çözüm.