KOBİ’LER İÇİN ULUSLARARASI FİNANSAL RAPORLAMA STANDARDI: XIII.Türkiye Muhasebe Standartları Sempozyumundan Notlar Doç.Dr. Şaban UZAY∗ Giriş Bu çalışmanın amacı, Temmuz 2009’da yayınlanan KOBİ muhasebe standardı hakkında özet bilgi vermek ve 18-22 Kasım 2009 tarihlerinde Kıbrıs’ta gerçekleşen XIII. Türkiye Muhasebe Standartları Sempozyumu’nda iki gün boyunca süren konuşmalardan çıkarılan bazı tespit ve değerlendirmeleri sunmaktır. Bilindiği gibi mali anlamda küreselleşmenin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan uluslararası muhasebe standartları (UMS)’ler veya yeni adıyla uluslararası finansal raporlama standartları (UFRS)’ler, Türkiye’nin de içinde bulunduğu dünya genelindeki bir çok ülkede benimsenmiş olup, gerek ülkemizde gerekse Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde hisse senetleri menkul kıymetler borsasında işlem gören şirketler tarafından konsolide finansal tabloların hazırlanmasında kullanılmaktadır. Ancak ekonomik gelişmeler, UFRS’lerin uygulanmasının sadece borsadaki şirketlerle sınırlı kalmayacağına işaret etmektedir. Ülkemiz muhasebe meslek mensupları, gerek enflasyon düzeltmesi gerekse finansal kiralama işlemleri nedeniyle UMS’lere çok da yabancı bulunmamaktadır. 2004 yılında nasıl ki Sermaye Piyasası Kurulu halka açık şirketler için UMS’ye uygun enflasyon düzeltmesi isterken; Maliye Bakanlığı daha basit kurallara dayalı, daha esnek bir enflasyon düzeltmesi öngörmüşse, günümüzde de KOBİ’ler için daha basitleştirilmiş ve ilkelerden ziyade daha kural esaslı KOBİ standardı yayınlanmış bulunmaktadır. KOBİ Tanımı ve KOBİ UFRS Standardının Önemi Ülkemizde KOBİ, ilgili Yönetmelikte1; “İkiyüzelli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmi beş milyon TL’yi aşmayan ve yine bu Yönetmelikte mikro işletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ve kısaca ‘KOBİ’ olarak adlandırılan ekonomik birimler” olarak tanımlanmıştır. ∗ Erciyes Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (E-mail: suzay@erciyes.edu.tr) 19.10.2005 tarih ve 2005/9617 sayılı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırması Hakkında Yönetmelik. 1 1 Yukarıdaki tanımda belirtilen esaslar dahilinde 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 5.inci maddesi ile özel bir KOBİ tanımı yapılmıştır. Buna göre KOBİ; - 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulan, - 2008 yılının Aralık ayına ilişkin olarak verilen sigorta bildirgelerine göre 10 ila 250 işçi çalıştıran, - 2008 hesap döneminin sonu itibariyle yıllık net satışları 25 milyon TL’yi geçmeyen veya aktif toplamı 25 milyon TL’den az olan ticari işletmeleri ifade etmektedir (KOBİ Vergilendirme Rehberi, 2009:6). KOBİ’ler gerçek veya tüzel kişi olarak faaliyette bulunabilirler. Gerçek kişi olarak faaliyette bulunan işletmeler gelir vergisi mükellefi olarak vergilendirilirken; tüzel kişi olarak faaliyette bulunulması halinde kurumlar vergisi mükellefi olarak vergilendirilmektedir. Yukarıdaki tanımlardan da görüldüğü gibi, çalışan sayısı 10 kişinin altında olan işletmeler KOBİ olarak değil, mikro işletmeler olarak değerelndirilmektedir. Dolayısıyla bu tür işletmelerin KOBİ standardı ile ilgisi bulunmamaktadır. Dünya genelinde toplam şirketlerin yaklaşık %98’ini oluşturan KOBİ’ler küçük ve esnek yapıları yanında istihdam yaratma potansiyelleri nedeniyle tüm ekonomiler için önemlidir. BDDK Başkan yardımcısının ifadesine göre ülkemizdeki toplam banka kredilerinin %20’si KOBİ’ler tarafından kullanılmaktadır. Ülkemiz KOBİ’lerinin ihracat içindeki payı yaklaşık olarak %9 civarındadır. AB ülkelerinde söz konusu oran %20-25 aralığında bulunmaktadır. KOBİ’lerin bir başka özelliği ise iyi yönetilmeleri halinde yarının büyük ölçekli hatta uluslararası nitelikte şirketleri oluşturma potansiyeline sahip olmalarıdır. KOBİ’lerin iyi yönetilmelerinde, işlemlerinin eksiksiz kayıt altına alınması ve meslek mensupları tarafından hazırlanan finansal tablolarının gerçeği yansıtmasının önemi büyüktür. Finansal tabloların şirketin gerçek durumunu yansıtması konusunda ise UMS/UFRS’lerin rolü çok önemlidir. Panel oturumunda Prof. Dr. Rüstem Hacırüstemoğlu; “UMS/UFRS’ler vergi için değil, bilgi için muhasebeye yol açacaktır. Paranın sahibi olan uluslararası nitelikteki şirketler UMS/UFRS’lerin uygulanmasını istemektedir. Ülkemizde önemli ölçüde yabancı sermayenin eline geçen bankacılık kesiminde, banka yöneticileri verdikleri kredilerin nerelere gittiğini görmek istemektedirle, bu sürecin üç ayağı bulunmaktadır. Bunlar: Basel II kriterleri, KOBİ UFRS ve kurumsal yönetim” olarak belirtmiştir. 2 Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (IASB) tarafından hazırlıklarına Eylül 2003’de başlanan “KOBİ’ler için Uluslararası Finansal Raporlama Standardı (UFRS), 9 Temmuz 2009 tarihinde yayınlanmış bulunmaktadır. KOBİ muhasebe standardı ayrı bir standart olarak tanımlanmaktadır. Standardın bu kadar uzun bir zaman sürecinde hazırlanma gerekçesi; 20 farklı ülkede 116 gerçek KOBİ üzerinde yapılan saha testlerinden dolayıdır. Toplam 35 bölümden oluşan KOBİ Standardı, kapsamlı UFRS setine göre daha özet ve sadeleştirilmiş bir metindir. Aşağıda yapılan karşılaştırma KOBİ standardının hacmi hakkında da bilgi verebilir: -UFRS seti toplam 2.800 sayfadan oluşurken; KOBİ standardı 230 sayfadır. -UFRS seti finansal tablolar ekinde yaklaşık 3.000 adet bilginin dipnotlarda açıklanmasını ön görürken; KOBİ standardının öngördüğü dipnotların hacmi 300’e kadar düşürülmüştür. KOBİ Muhasebe Standardı ve Uygulanma Sürecine İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler Sempozyumda muhasebe meslek mensuplarının KOBİ muhasebe standardına hazırlık yapması açısından farklı görüş bildiren olmamıştır. Ancak Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nalan Akdoğan; “TTK Tasarısı beklenmeden de KOBİ standardının uygulanmaya başlanabileceğini” belirtirken; iş dünyasından İzmir Ticaret Odası Başkan yardımcısı Akın Kazançoğlu ise; “ABD’nin KOBİ standardı uygulamasına 2016’da başlamayı düşündüğünü, AB ülkelerinin ise 2013 tarihinde geçmeyi planladığını, dolayısıyla Türkiye’nin de uygulamaya başlama tarihi açısından bu ülkelerin önüne geçmemesi gerektiğini” belirtmiştir. Sempozyumun son günüde yapılan panelde KOBİ standardına ilişkin öne çıkan tespit ve değerlendirmeler özet olarak şöyledir. Bunlar: - Ülkemiz için geçerli olacak sağlıklı bir KOBİ tanımı yapılmalıdır. - KOBİ standardına geçişte bilgi teknolojilerinden (yazılımlardan) mutlaka yararlanılmalıdır. - Muhasebecilere ve denetçilere standartlar konusunda zorunlu eğitim getirilmelidir. - KOBİ muhasebe standardının uygulamaya başlanması ile muhasebe ücretlerinde artış beklenmelidir. - İşletmelerde “muhasebe politikalarının” saptanması hep birlikte gerçekleştirilmelidir. 3 - KOBİ standardının uygulanma sürecinde muhasebecilere yönelik eğitimler, iş alemine yönelik eğitimler, dolayısıyla meslek odaları ile üniversite ilişkisi önem kazanmaktadır. - Ülkemizde muhasebe meslek mensuplarının UMS/UFRS’ye geçiş sürecinde güçlü ve zayıf yönlerini saptamak amacıyla anket çalışmasından yaralanılarak GZFT (Güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler) analizi sonuçları ise şöyle olmuştur: • Tehditler: kültür, iş kültürü, muhasebeye bakış, haksız rekabet ve kayıt dışılık. • Güçlü yönler; meslek mensubunun azmi. • Zayıf yönler; muhasebe bürolarında veya muhasebe birimlerinde çalışan elemanların yetersizliği. • Fırsatlar; UFRS’lerin yeni iş olanakları yaratması ve yeni eğitim alanları oluşturmasıdır. - UMS/UFRS’ye geçiş sürecinde engel olarak nitelendirilen ve mutlaka en kısa sürede çözüme kavuşturulması gereken hususlar ise şöyle belirtilmiştir: • Kayıt dışılığın önlenmesi, • Vergi kaygısı ile finansal tabloların hazırlanmaması, • Eğitim eksiklerinin giderilmesidir. AB’ye üye ülkelerde KOBİ’lerin muhasebe sistemlerine yönelik öneriler ve en iyi uygulamalara yönelik bilirkişi raporunda önerilen hususların büyük çoğunluğu (tekdüzen hesap planı, tahakkuk esaslı muhasebe vb.) ülkemizde uzun yıllardır zaten uygulanmaktadır. Ancak KOBİ’ler için iyi uyulama örnekleri arasında sayılan şu iki husus ülkemiz KOBİ’leri açısından da değerlendirilmelidir. Bunlar (Bilirkişi Heyeti Nihai Raporu, 2008:6): • KOBİ’lerin düzenli olarak planlanmış nakit akış tabloları hazırlaması, • Finansal bilgilerin farklı veya aynı amaçlarla (vergilendirme, istatistik, Basel II, bankalar gibi) farklı veya aynı yetkililere sunulmasında idari bir basitleştirme anlamına gelen “bir defaya mahsus” ilkesinin uygulanmasıdır. 4 Sonuç IASB tarafından 2009 yılında yayınlanan KOBİ Uluslararası Finansal Raporlama Standardı, önümüzdeki dönemde bu standardın KOBİ’lerin ihtiyaçlarını karşılama düzeyi ile standardın yerel hukuk sistemine nasıl aktarılacağı konularına odaklanılmasını gerektirecektir. Ülkemizde hali hazırda yasalaşma süreci devam eden Türk Ticaret Kanun Tasarısı UFRS’lerin uygulanmasına oldukça önem vermektedir. Diğer yandan Tasarı söz konusu standartlara uygun olarak hazırlanan finansal tabloların Uluslararası Denetim standartlarına (UDS)’lere göre de denetlenmesini öngörmektedir. Dolayısıyla ülkemizde de yakın gelecekte halka açık şirketler dışındaki işletmelere yani KOBİ’lere yönelik UFRS ile KOBİ‘lere yönelik UDS’lerin getirilmesi kaçınılmaz gözükmektedir. Dolayısıyla bu günden başlayarak muhasebe meslek mensuplarının bu yönlerde kendilerini geliştirmeye başlamaları, gelecekte çok daha kapsamlı hale gelecek UFRS dilini öğrenmeleri, meslek örgütlerinin de bu yönde meslek mensuplarına yönelik web üzerinden ve yüz yüze eğitim çalışmalarını başlatmaları, meslek mensuplarının UFRS’ye geçiş sürecinde daha az zorlanmalarını sağlayacaktır. Diğer yandan geçiş sürecinde meslek mensuplarının olası kaygılarını karşılanması açısından UFRS’ler konusunda sanayi ve ticaret odaları aracılığıyla işletme sahip ve üst düzey yöneticilerin bilinçlendirilmesi de yararlı olacaktır. Eğitim eksikliğinin giderilmesi yanında, ülkemizde kayıt dışılığın önlenmesi, finansal tabloların vergi kaygısı ile hazırlanması alışkanlığından vazgeçilmesi, muhasebeden vergi için değil bilgi için yararlanılması önerilirken, muhasebe meslek mensuplarına yönelik kalite güvence sisteminin etkin bir şekilde ve en kısa sürede uygulamaya geçirilmesi de gerekmektedir. Yararlanılan Kaynaklar - Avrupa Komisyonu İşletme ve Sanayi Genel Müdürlüğü, “Bilirkişi Heyeti Nihai Raporu: Küçük İşletmeler İçin Muhasebe Sistemleri – Öneriler ve İyi Uygulamalar”, Kasım 2008, (www.tmsk.org.tr/dosyalar E.Tarihi:20.12.2009). - Gelir İdaresi Başkanlığı, “Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme (KOBİ) Vergilendirme Rehberi”, Yayın No:99, Aralık 2009, (www.gib.gov.tr). - İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, “Sunuş Yazısı”, Mali Çözüm Dergisi, Sayı:95, Eylül, Ekim 2009, İstanbul. - İzmir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, “XIII. Türkiye Muhasebe Standartları Sempozyumu - KOBİ’ler İçin Uluslar arası Finansal Raporlama Standardı” Sempozyum Bildiri Kitabı, 18-22 Kasım 2009, Kıbrıs. 5 6