İyiliği Emretmek Kötülüğü Yasaklamak

advertisement
İyiliği Emretmek Kötülüğü Yasaklamak
İyilik kelimesi doğru, faydalı, güzel olan her şeyi kapsar. Arapça “maruf” kelimesi iyilik
demektir. Münker kelimesi de kötülük anlamına gelir. Maruf kelimesinin kökü “ürf” yani örf
kelimesidir. Örf geleneğimizde sık kullanılan bir kavramdır. Örf kelimesi iyi ve güzel olanı
anlatır. Maruf; İslam dininde hakkı ve doğruyu anlatır. Maruf, geniş manada iyilik demektir.
Genel bir kural vardır. İyilikler desteklenerek ve yaygınlaştırılarak artar ve çoğalır. Kötülükler
de ancak karşı çıkılıp ve engel olunarak azaltılır. Tabii bu iyilik çerçevesine iman, takva, sevgi,
saygı, hoşgörü, sabır, hayırseverlik, yardımlaşma ve dayanışmanın hepsi girer. İslam dininin
en önemli prensiplerinden biri “Emr-i bil Maruf ve Nehy-i an’il- Münker” dir. Bu Arapça
deyimin anlamı “İyiliği emretmek kötülüğü yasaklamak” olarak literatürümüze girmiştir. Bir
ayet-i kerime de “ Siz insanlık için çıkarılmış, hayırlı bir ümmet(topluluk) siniz. İyiliği
emreder, kötülülüğü yasaklarsınız” Bu ilahi emirden şunu anlıyoruz. Demek ki Müslümanlar
önce yakın çevrelerinden başlamak üzere, tüm insanlara iyiyi, doğruyu, güzeli tavsiye etmek
gibi bir vazife ile yükümlüler. Yine bir başka ayette “ Sizin içinizden iyiliği emreden, kötülüğü
yasaklayan ve hayra çağıran bir topluluk olsun” Bu ayete göre İslam alimleri iyiliği emretme,
kötülüğü yasaklama görevinin tüm Müslümanlara değil de bilgili, kültürlü, ilim, irfan sahibi
insanlara has olduğuna hükmetmişlerdir. Eğer herkese kendini bu konuda yetkili görürse o
zaman toplumda büyük bir karmaşanın doğması kaçınılmazdır. Yine bir hadis-i şerifte sevgili
peygamberimiz; “Bir toplumda isyan ve kötülükler işlendiği halde, ona müdahale edecek gücü
olanlar olduğu halde müdahale etmezlerse, Allah(c.c) o toplumun tümünü birden
cezalandırır.” Buyuruyor. Demek ki bizler gücümüz nispetinde kendi yakın çevremizde
meydana gelen yanlışlık ve kötülüklerle mücadele etmemiz gerekiyor. Zaten Allah(c.c) gücü
yetenler diyerek bu görevi imkânı olan ve gücü yetenlere veriyor. Burada sorumluluk
taşıyanlar bu konuda imkânı ve yetkisi olanlardır. Kötülüğü önlemenin en güzel yollarından
birisi kötülüğü toplumdaki herkesin kötü olarak tanımasını sağlayarak, onu engellemeye
çalışmaktır. Yine Allah teali bir ayette “Mümin erkekler ve mümine kadınlar birbirlerinin
dostudurlar. Kendi aralarında iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar, namazı kılar, zekâtı verirler.
Münafık erkekler ve münafık kadınlar kötülüğü emreder, iyiliği yasaklarlar” diyerek İyiliği
yaygınlaştırma prensibinin dini yaşamakla beraber yapılabileceğini belirtir. Tabii olarak Namaz
kılmak bir müslümanın İslamî bir kimliğinin oluşabilmesinin ön koşuludur. Namaz kılmayan
insan kendi benliğini olgunlaştıramamıştır. İyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak gerçek
müminin en özelliklerinden birisi olarak kabul edilirken münafıklarda bunun tam tersini
yaparlar. Münafıkların kötülüğü emrettiği konusuna birçok örnek verilebilir. Günümüzde
maalesef basın yayın aracılığı ile birçok insan milyonlara içkinin, kumarın, ahlaksızlığın iyi bir
şey olduğunu göstermeye çalışıyor. Günümüzde ne acı ki kötülük bulaşıcı bir hastalık gibi
artıyor ve yaygınlaşıyor, onun için öncelikli olarak iyi, doğru ve güzel olanı yaygınlaştırmak
için herkese büyük görevler düşmektedir. Her insanın büyük bir sorumluluk ahlak ve bilinci ile
iyiliklere sahip çıkıp, kötülüklere karşı mücadele etmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Download