اﻟﻣؤﺗﻣر اﻟ ltayı Prof. Dr. Ziyat Akkoyunlu (1946 - 2013)

advertisement
QARDASHLIQ
KARDAŞLIK 58
SAYI/ISSUE
YIL/YEAR
KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ NİSAN - HAZİRAN
REVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE
APRIL - JUNE
2013
Prof. Dr. Ziyat Akkoyunlu
(1946 - 2013)
KERKÜK VAKFI
15
KERKÜK VAKFI
Kerkük Türkmen Kardaşlık Ocağının
2 adet CD hediyesi ile birlikte
KARDAŞLIK
Kültür Sanat Edebiyat ve Folklor Dergisi
Yıl 15
Sayı 57
Nisan - Haziran 2013
Fiyatı : 7.5 TL (KDV Dahil)
Kerkük Vakfı Adına
İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü
İzzettin KERKÜK
Editör ve Genel Koordinatör
Suphi SAATÇİ
Yazışma adresi
P. K. 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL
Tel. (0212) 584 00 75
Belgegeçer (0212) 584 00 76
www.kerkukvakfi.com
www.kardaslik.org
email: kardaslikdergisi@gmail.com
İdare Merkezi:
Haseki Sultan Mahallesi Kuka Sokağı
Huzur Apt. No: 1/1
Fındıkzade/İSTANBUL
Temsilciler
Habib HÜRMÜZLÜ (Ankara)
Timur TAŞ (İzmir)
Ali İhsan NAQIB (ABD)
Bilim Kurulu
Prof. Dr. Ziyat AKKOYUNLU
Prof. Dr. Yavuz AKPINAR
Prof. Dr. Abdülhalik BAKIR
Prof. Dr. Haşim KARPUZ
Prof. Dr. Mahir NAKİP
Prof. Dr. Suphi SAATÇİ
Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU
Prof. Dr. Abdüsselam ULUÇAM
Yazı Kurulu
Kemal BEYATLI
Kemal ÇAPRAZ
Aydil EROL
Erşat HÜRMÜZLÜ
Habib HÜRMÜZLÜ
İzzettin KERKÜK
Mahir NAKİP
Acar OKAN
Ömer ÖZTÜRKMEN
Suphi SAATÇİ
Suphi SALT
KARDAŞLIK
Kerkük Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından Türkçe, İngilizce ve
Arapça olarak üç ayda bir yayınlanır hakemli bir dergidir. Dergide
yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahiplerine aittir. Dergide
yayınlanmış yazılar ve fotograflar kaynak gösterilerek alınabilir.
Abone yurtiçi yıllık 30 YTL, yurtdışı yıllık 50 $ veya 40 Euro
Posta Çeki No: 5325057 Cerrahpaşa/İstanbul veya İş Bankası
İstanbul, Fındıkzade Şubesi Hes. No: 1068 840492
EUR Hes. No: 1068 3312429
Dolar Hes No: 1068 3312415
Tasarım
Ercan ŞİMŞEK
Baskı
Yaylacık Matbaacılık
Litros yolu Fatih Sanayi Sitesi Nu: 12, 197-203
Tel : (0212) 612 58 60 * (0212) 567 80 03
BAŞIMIN TA
n
Çift hecelik adı
ta
Doyum olmaz
ın
Tarihlerde yâd
r
Ke
ı
tac
ın
Başım
d
Gökte ayım yıl
sı
Yürekte acım
h
m
kü
Hem tür
Başımın tacı Ke
İstemem başka
Türkmen’e Ke
Olma sen ağy
Başımın tacı K
Türkmen’in ö
Yurdumun s
Bulunmaz bi
Başımın tacı
Türkmen Müziğinin
büyük ustası
Abdülvahit
Küzecioğlu’nun
kitabını Kerkük
Vakfı’ndan
isteyiniz
Babagurgur
Kıskandırır
Dünyada yo
Başımın tac
İçindekiler
Editör’den • Gençlerimizi Geçmişe Hapsetmeyelim / 2
İzzettin KERKÜK • Kerkük Hatıralarım - XIII / 4
Ali SEMİN • Yerel Seçim Sonuçları, Önemi ve
Irak’ın İç Dengelerine Etkisi / 8
Kardaşlık • 5. Irak Türkmen Basın Kurultayı / 13
Kardaşlık • 5. Türkmen Basın Kurultayı
Üzerine Söyleşi / 16
4
Suphi SAATÇİ • Türkmen Dağarcığı / 18
Nejat SEFERCİOĞLU • Biter • şiir / 21
Ayşe AYAZ • Ziyat Akkoyunlu/ 22
Yasin Cemal GALATA - Ahmet Cahit ŞAHİNER •
Türkiye Türklerin Anavatanıdır Ama
Mazlumların da Anavatanıdır/ 24
Perihan ÇIRAK • Söğüt’ten Kerkük’e Selam • şiir / 26
13
Osman OĞUZ • Ata Terzibaşı • şiir / 27
Önder SAATÇİ • Kerkük Hoyrat ve Mânilerinde
Millî Duygular-II/ 28
Nazım TERZİOĞLU• Mustafa Gökkaya’da
Çeşitli Şahsiyetler / 32
Mustafa GÖKKAYA • Şehitler Kervanı • şiir / 34
Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN •
Çöl Hayatı - Süheyl ile Leyla / 36
18
Selma MERDAN • Kerkük’ten
Havalanan Kuşlar • şiir / 39
Türkmen Albümünden Editörün Seçtikleri / 40
İnglizce / 42 - 43
Arapça / 44 - 64
32
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
1
Editör’den
Gençlerimizi Geçmişe Hapsetmeyelim
Öncelikle 27 Mayıs 2013 tarihli gazetelerde verilen haberi okuyalım:
Irak’ın başkenti Bağdat’ta arka arkaya
meydana gelen patlamalarda 70’in üzerinde
kişi öldü, 200’den fazla kişi ise yaralandı.
Bağdat’ın Şii mahallelerinde bulunan kalabalık pazar yerlerinde ve alışveriş yapılan
bölgelerde bombalı araçlarla gerçekleştirilen en az 11 patlamayı henüz herhangi bir
örgüt üstlenmedi. Irak’ta son haftalarda meydana gelen saldırılar, 2006-2007 yıllarında
binlerce kişinin öldüğü geniş çaplı mezhepsel
çatışmaların yeniden yükselişine işaret ediyor.
Irak’ta giderek tırmanan terör ve şiddet
olaylarının ne zaman ve nasıl duracağını
kimse bilmiyor. Akıl almaz biçimde körüklenen mezhep kavgaları, ülkeyi adeta kan
gölüne çevirmiştir. ABD’nin işgalden sonra
Aralık 2011’de çekilirken, Irak halkının kucağına her zaman patlamaya hazır bir bomba
bırakmıştır: Şii-Sünni çekişmesi.
Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Ortadoğu ve Irak’ı dolaşan Gertrude Bell (Yorkshire/ İngiltere, 1868-Bağdat/Irak, 1926), işgal
sonrası Irak’ta yerleşmiş ve İngiliz siyasî
hâkimi Sir Percy Cox’un danışmanı olmuştur.
Irak hakkında yazdığı mektuplarda (Gertrude
Bell Archive-Newcastle University LibraryLetter details)1 ülkenin etnik ve mezhep durumu hakkında ilgi çekici yorumlar yapmıştır. Özellikle 3 Ekim 1920 tarihli mektubunda, Irak’ta Şii nüfusun Sünnîlerden fazla
olduğunu, ancak ülkede istikrarın sağlanması için yönetimin Sünnîlerde olması ge1. Bu mektupların Irak ile ilgili olanları Arapçaya çevrilmi tir. Bkz. El-Irak fi Resail el-Miss Bell (1917-1926), tercüme
ve yorum: Cafer el-Hayyat, ed-Darü’l-Arabiyye li’l-Mevsuat,
Beyrut, 2003.
2
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
rektiğini, Osmanlı döneminde de Türkler,
Irak’ta iktidarı Sünnîlere verdiklerini, dile
getirmiştir.
Irak’ın Sünnî Baas Partisi, Suriye’nin Şii
yanlısı Baas Partisi arasındaki çekişme yıllarca sürmüştür. Saddam ile Hafız Esed’in dikta
rejimleri ile yönettikleri Irak ve Suriye’nin
uzun yıllar süren gergin ilişkilerinin arka
planında Sünni-Şii çekişmesi yatmakta idi.
Saddam’ın izlediği politika yüzünden Irak,
uzun yıllar komşusu İran ile büyük sorunlar
yaşamıştır. Hatta iki ülke arasındaki çekişmeler, 8 yıl süren anlamsız ve sonuçsuz bir
savaşa dönüşmüştür. Bu savaş yüzünden iki
ülke de geniş çapta hem beşerî, hem de ekonomik tahribata maruz kalmıştır.
Irak’ın 2003 yılında ABD işgalinden sonra Şii oluşumlar, iktidar üzerinde nüfuz sahibi olmuşlardır. ABD yönetimi ülkede Kürtlerden dolayı etnik yapılanmaya, Şiilerden
dolayı da Şii yapılanmaya cevaz vermeğe
başlayınca bu kapı ardına kadar açılmıştır.
Bu tehlikeli gelişme, ne yazık ki Irak Anayasası ile kazanılmış bir hak ve demokratik
bir aşama sayılmıştır. Zorla ve baskıyla bütün siyasî kutuplara kabul ettirilen bu anayasa yüzünden dolayı Irak’ta bugün, güven ve
istikrardan eser kalmamıştır. Üzülerek ifade
edelim ki Sünnî-Şii bombasını ülkenin kucağına koyan işgalciler gitmiş, ancak ülke halkı
bunu patlatmaya devam ediyor.
Etnik ve mezhep çatışmaları yüzünden
Irak’ta yaşam kararmış, insanlar bezgin ve
bedbin bir duruma gelmiştir. Güven ortamının
sağlanmaması yüzünden, ülkede kalkınma ve
gelişme, eğitim, ekonomik istikrar, refah ve
mutluluk gibi ruhî ve fizikî yönden ülkede
beşerî rehabilitasyondan da söz edilemiyor.
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Editör’den
Toplumların yaşama sevinci içinde varlığını
sürdürmesi için, asgarî koşulların sağlanması
gerekirken, ülke insanları maddî ve manevî
olarak dumura uğratılmaktadır. İşin en üzücü tarafı Sünni ve Şii halk arasında bir kavga olmamasına rağmen, ülkede sürekli böyle
bir çatışma hep gündemde tutuluyor. Çünkü
ülkede mezhep kavgası diye gösterilen bu
manzara, aslında kanlı iktidar savaşlarının
bir sonucudur. Kısacası bu iğrenç ve zalim
boğuşmanın, siyaset yapanların bir icadı olduğunu kimse anlayamıyor.
Irak’ın yakın tarihinde yaşananlar, üç
kuşağın art arda heder olmasına yol açmıştır. 1980 yılında Irak’ta doğmuş olan bir çocuk, bugün 33 yaşındadır. Bu yaşa gelenlerin
Irak’ta yaşadıklarını hızlı bir şekilde gözden
geçirirsek, bu insanın profilini daha net bir
biçimde görmemiz de kolaylaştırır. 1980 yılında başlayan İran-Irak savaşı, 1988 yılında
sona ermiştir. Demek ki 1980 doğumlu bir
çocuğun ilk 8 yılı bu savaşın getirdiği yıkımlar içinde geçmiştir. Her gün cepheden gelen
şehit cenazeleri, savaşta yaralanıp sakat kalan ve özürlü duruma gelen insan sayısının
giderek artması yüzünden taziyelerin, acı ve
gözyaşlarının, dövünme ve ağıtların yakıldığı bir ortamda 8 yaşına gelen bir çocuğun ruh
hâlini anlamak kolay değildir.
Savaş yüzünden yaşanan ekonomik sıkıntılar ve yokluklar da cabası.
Ardından yaşanan gelişmeler ise bu felaketi daha da ileri boyuta vardırmıştır. Irak’ın
Kuveyt’i işgali ve 1990 yılında başlayan 1.
Körfez Savaşı, binlerce kişinin ölümüne ve
pek çok insanın sakat kalmasına sebebiyet
vermiştir. Aynı tarihlerde Irak’a konan ekonomik ambargo, ülkeyi sefalete sürüklediği
gibi sosyal hayatın çökmesine de yol açmıştır. Bu felaket ortamında yaşayarak 2. Körfez
Savaşı’nda 20 yaşlarını aşmaya başlayan bu
kuşak eğitimden, kültürden uzak kalmış, ne
için savaştığını bilmeden cepheden cepheye
koşmuş, kan ve gözyaşları, ölüm ve dehşet
sahneleri içinde yoğrularak ruh haleti bozuk
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
bir tip olmuştur.
Günümüzde sayıları on binlerle ifade edilen bu kuşaktan sağlıklı bir gelecek beklemek
elbette ki mümkün değildir. Irak’ta genel olarak tablo böyle iken, Araplar ve Kürtlere göre
ülkede yine de en az tahribat yaşayan Türkmenlerdir denilebilir. Çünkü diğer kesimlere
göre Türkmen toplumunun sosyal ve geleneksel hayat yapısı daha güçlü ve sağlamdır.
Bu bakımdan bizim de üzerimize düşen vazife, asıl yeniden yetişmekte olan kuşaklarımızı gözetmek ve onlara daha iyi bir gelecek
hazırlamaktır.
Bu noktada Türkmen aydınlarına hatırlatmak zorunda olduğumuz bazı noktalar
vardır. Öncelikle yeni yetişmekte olan Türkmen gençlerini geleceği hazırlarken, onlara
öncelikle yaşama sevinci, ümit ve heyecan
aşılamak gerekir. Gençlerin geçmişte olanlara takılarak, geleceklerini karartmalarına izin
vermeyelim. Geleceği inşa etmek geçmişi
değerlendirmek elbette ki doğrudur. Ancak
geçmişe aşırı derecede takılarak kadere teslim olmak ve bu yüzden her şeye isyan edip
hayata küsmek de geleceği karartır.
Bu bakımdan, yeni yetişen çocuklarımızın
da geleceğini karartmak yazıktır ve günahtır.
Geçmişe takılarak, geleceği heba etmek telafisi mümkün olmayan bir kayıptır.
Hiçbir şeyde kusuru ve günahı olmayan
yeni kuşakların geleceklerini, daha da aydınlık tablolara göre hazırlamak için onlara var
gücümüzle destek olmalıyız. Çünkü çocuklarımızın da kendilerine göre umutları, geleceğe yönelik hayalleri ve projeleri vardır.
Bu hususta bizim de üzerimize düşen görevler vardır. Unutmayalım ki gelecek her
şeyi sorgulayacak ve hesap soracaktır. En
adil hakem zamandır ve onun verdiği hüküm
de değiştirilemez.
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
3
İzzettin KERKÜK
Kerkük Hatıralarım - XIII
1951 yılında İstanbul’da kurduğumuz 5 kişilik Teşkilat, 1958 yılına geldiğimizde sayıca
40 kişiyi bulmuştu. Bu teşkilat her ne kadar
Irak Türkleri davasının Türkiye’de tanıtılması
ve haklarının savunulmasında aktif bir rol oynamaya başladı ise de legal ve hükm-i şahsiyeti
haiz bir kuruluşun varlığına büyük ihtiyaç vardı. Bu 40 kişi arasında Türk vatandaşlığına haiz
sadece iki kişi bulunuyordu. Biri ben, diğeri de
Ömer Öztürkmen arkadaşımız idi. Ömer kendisine ait bazı haklı nedenlerle ortada görünmeyi
istemiyordu. Diğer arkadaşların hepsi yabancı
uyruklu oldukları ve o zaman ki yasalar da cevaz vermediği için bir dernek kurma faaliyetine
katılamıyorlardı. Ama hepsi Irak Türklerinin
sesini duyuracak bir derneğin kurulmasını şiddetle arzu ediyorlardı. Onların desteği ile böyle
bir derneğin kurulması için İstanbul’da ikamet
eden Türk vatandaşı hemşehrilerimizi bu işe
ikna etmek üzere ciddi bir kampanya başlattık.
Pek de kolay olmadı ama neticede dernek ku-
rucu üyesi sıfatıyla, aralarında Kıbrıslı Avukat
Hasan Nevzat Karagil ve onun gibi davamıza
gönül veren Hürriyet Gazetesi yazarlarından
Ali Haydar Yeşilyurt’un da bulunduğu 7 kişi
temin edildi. Tüzüğünü, H. Nevzat Karagil’in
hazırladığı ve anavatanda Irak Türklerinin ilk
sivil toplum örgütü olan bu kuruluşun adı “Irak
Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği” oldu.
1959 yılında Bakanlar Kurulu’nun kararı ile
resmen kurulan derneğin kurucu üyeleri şunlardı:
1- Av. Enver Yakuboğlu (Başkan)
2- Esat Ketene (Üye)
3- Mehmet Erbil (Üye)
4- Mehmet Remzi Doğuelli (Üye)
5- Avukat Hasan Nevzat Karagil (Üye)
6- Ali Haydar Yeşilyurt (Üye)
7- İzzettin Kerkük (Genel Sekreter)
Başkan
Enver
Yakupoğlu’nun
Bahçekapı’daki küçücük yazıhanesi dernek
Ön sıra soldan sağa: Cevdet Kadıoğlu, Rıza Demirci, Hasan Nevzat Karagil, Naci Akkoyunlu, Nazım Ömer.
Arka sıra soldan sağa: Abdurrahman Altun, Selahattin Hürmüzlü, İzzettin Kerkük, Bahattin Sait,
Necdet Sevimli ve Suphi Pasvan. (İstanbul, 1951)
4
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
İzzettin KERKÜK
Enver Yakuboğlu
İzzettin Kerkük dernek binasının açılış kurdelesini keserken.
idare merkezi olarak gösterilmişti
Dernek kurucu üyelerinin hepsi ebediyete irtihal ettiler. Takdir-i ilahi, bir ben hayattayım. Allah hepsine rahmet eylesin.
Dernekte, kurulduğu tarihten itibaren
Genel Başkanlık görevini ifa edenler şunlardır:
Enver Yakupoğlu
Mehmet Erbil
Mehmet Remzi Doğuelli
Dr. Nefi Demirci (En uzun süre başkanlık yapmıştır.)
Süleyman Öcal
Dr. Yalman Paşaoğlu
Necat Özatalay
Dr. Fuat Türkmen
Dr. Cüneyt Mengü
Müfit Akkoyunlu
Kemal (Mehmet Ali) Beyatlı
Prof. Dr. Suphi Saatçi
Nemir Enver
Ümit Beyatlı
Savaş Avcı
Sabah Ketene
Kemal Beyatlı (Başkanlığı zamanında
dernek, kendi mülkiyetinde olan bir daireye
sahip oldu)
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Mehmet Tütüncü (Halen Genel Başkandır)
Dernek Merkezinin 1961 yılında bir
ara Ankara’ya taşınması sırasında Genel
Başkanlık yapanlar da şunlardır:
Necmettin Esin
Prof. Dr. Ümit Akkoyunlu
İsmet Hürmüzlü
Tahsin Saatçi
Derneğin halen Ankara, İzmir, Antalya ve Konya’da birer şubesi vardır.
Dernek kurulduğu tarihten günümüze kadar Irak Türklerine Milli, Kültürel,
Sosyal ve Tanıtım alanlarında büyük hizmetlerde bulunmuştur.
Yine Bakanlar Kurulunun kararı ile
kamu yararına çalışan kuruluşlar statüsünde olan Dernek, halen faaliyetlerini
Fatih’te, mülkiyeti kendisine ait olan bir
mekânda sürdürmektedir.
Benim dernekten resmen ilişkim 1961
yılında Dışişleri Bakanlığında memuriyete tayinim dolayısıyla kesildi ise de hiçbir
zaman ondan kopmadım. Zaten bakanlıkta çalıştığım birim Dış Türkleri meseleleri ile meşgul olan bir daire idi. Yüksek tahsil hayatım boyunca alma şansını
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Esat Ketene
Mehmet Erbil
M. Remzi Doğuelli
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
5
İzzettin KERKÜK
Sönmez Ateş’in Almanca yazılan “Irak Türkleri” yazısı.
İzzettin Kerkük (daire içinde) İstanbul’daki Kerkük mitinginde (1961).
6
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
elde edemediğim devlet bursundan bu dairede
çalıştığım süre zarfında onlarca genç Türkmen
kardeşimizin yararlanmalarında ve üniversitelere girmelerinde naçizane katkım olmuştur.
Yine bu sürede davamıza hizmet amacıyla
yazmaya devam ettim. Yazılarımın bir kısmı
“Sönmez Ateş” takma adıyla yayımlandı. Türk
Kültürünün Araştırma Enstitüsü Tarafından Çıkanlar Türk Kültürü Dergisinde “Irak Türkleri
Hakkında” başlıklı yazım, 1964 yılında Almancaya çevrilerek ayrı basım halinde çıktı. Yine
o sıralarda, Irak’ın Ankara Büyükelçisi Talip
Müştak tarafından Irak’taki Türklerinin sayısı
hakkında gazetelere verilen bir beyanatta cevaben Türk Kültürü Dergisinde yazdığım yazıda
bu takma adı kullanmıştım. Talip Müştak, söz
konusu beyanatımda Irak’taki Türklerin sayısının 120.000 civarında olduğunu söylemişti.
Ben de Irak devletinin 1958 yılında yayınladığı
İngilizce bir kitaba dayanarak bu sayının o tarihlerde 500.000 olduğunu ispat ettim. Nitekim
Türk Dışişleri Bakanlığı da Irak Büyükelçisini
Bakanlığa çağırıp, anılan Irak resmi bölgesini
göstererek kendisini adeta azarlamıştı.
Burada, “Sönmez Ateş” takma adı ile ilgili
bir hatıramı anlatmak isterim. Bu zatın kim olduğu hakkında Ankara’daki Kerküklü gençleri
bir meraktır sarıyor. Bana sordular, kendisi ile
tanışmak istediklerini söylediler. Ben de “olur,
sizi onunla tanıştırırım” dedim. Bir akşam rahmetli (şehit) Necdet Koçak’ın Bahçelievler’de
arkadaşları ile kaldığı evde randevulaştık. Buluşma saatinde beni yalnız görünce merakları
büsbütün arttı. “Nerede Sönmez Bey? Gelmeyecek mi?” diye sordular. Kendilerine “Sönmez Ateş” kelimesinin Kerkük’te sembolik
anlamda neyi ifade ettiğini sordum. Ezeli Ateş
Babagürgür’ü çağrıştırdığını dediler. Ben de
“öyleyse sizler hepiniz birer Sönmez Ateş’siniz”
dedim. Durumu anladılar ve böylece merakları
giderilmiş oldu.
Ankara’da yurtdışına tayin edilmeden önce
4 yıl kalmıştım. Bu sürede, derlediğim “Kerkük Üzerine Söylenmiş Şiirler” adlı kitabım
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü tarafından
kurumun ilk yayımı olarak 1963 yılında çıkmıştı. Bu eser Kerkük’e kadar gitmiş ve bir çok
Türkmen yazarına ilham kaynağı olmuştu. Bu
arada “Türk Kültürü” dergisinde değerli hanım
şairimiz Nesrin Erbil’i tanıtan bir makale yazmıştım. Nesrin’in içli şiirleri Türkiye’de edebi
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
İzzettin KERKÜK
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanan
İzzettin Kerkük ve Nesrin Erbil’in kitapları
İzzettin Kerkük ve Nesrin Erbil birarada.
çevrelerde büyük beğeni görmüştü. Yıllar sonra
1969’da Şam’da bulunduğum dönemde senelik
iznimi geçirmek üzere Ankara’ya gelmiştim. O
yıl Nesrin Hanım da şiirlerini bir kitap halinde
bastırmak üzere Ankara’ya gelmişti. Kendisi ile
teyzezadeleri Nizamettin Neftçi ağabeyin evinde tanışmıştık. Çok zarif, kibar ve gencecik bir
hanımdı. Gözleri zekâ fışkırıyordu adeta. Zaten
ağabeyleri Cemal, Sedat ve Murat Beyler samimi arkadaşlarımdı. Şiir kitabından bahis açıldı.
Bastırmak için Ankara’daki matbaacıları dolaştığını, kendisinden büyük meblağlar istediklerini söyledi. Ben kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim ve ertesi gün Türk Kültürünü
Araştırma Enstitüsüne gittik. Enstitü başkanı
Prof. Dr. Ahmet Temir ile görüştük. Prof. Temir, “Biz Nesrin Hanımı şiirlerinden zaten tanıyoruz ve çok beğeniyoruz” diyerek, bizi sıcak
karşıladı. Maksadımızı anlattık, “Biz bu kitabı
basarız” dedi. Böylece Nesrin Hanım’ın ilk şiir
kitabı olan “Deniz Rüyası” adlı kitap gün ışığına çıktı.
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
7
Ali SEMİN*
Yerel Seçim Sonuçları, Önemi ve Irak’ın
İç Dengelerine Etkisi
ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesinin ardından
Irak’ın iç dinamikleri önemli ölçüde değişmiştir.
Bunun yanı sıra taraflar arasında siyasi rekabet,
hesaplaşma ve güç mücadelesi her geçen gün
artmaktadır. Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerle
birlikte Irak’ın da yeni bir dönemece girdiğini
söylemek mümkündür. Özellikle Suriye’deki
olaylar ve bölge genelindeki halk isyanları, Irak’ın iç
dinamiklerini yakından ilgilendirmektedir. Yaşanan
gelişmeler siyasi kriz ve güvenlik sorunlarının gün
geçtikçe artmasını ve ülkenin geleceğine dönük
belirsizliği de beraberinde getirmiştir. Başbakan
Maliki’nin, Sünni siyasetçilere uyguladığı
baskıcı ve dışlayıcı politikasının Irak’ın kuzey ve
kuzeybatısındaki Sünnilerin isyanına yol açması
bu duruma bir örnektir. Bu çalışmada Irak’taki
gelişmeler ışığında, yerel seçimlerin sonuçlarının iç
dengelere etkisi, Bağdat-Erbil arasındaki görüşmeler
ve Türkmenlerin durumu analiz edilecektir.
Sünni Arapların Maliki Tepkisi
ABD’nin çekilmesi sonrasında Bağdat
yönetimindeki Sünni politikacılara karşı izlenen
politikaların neticesinde Sünni bölgelerinde isyanlar
ortaya çıkmıştır. Başbakan Maliki’nin, Irak’ın eski
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El-Haşimi ile
yaşadığı krizin ardından Aralık 2012’de istifa eden
Maliye Bakanı Rafi El-İsavi hakkında da benzer
kararlar çıkarması Sünnilerin tepkisini çekmiştir.
Maliki’nin, Sünni Arap kökenli politikacılara
karşı izlediği siyasetten uzaklaştırma ve baskı
altında tutma politikalarının sonucunda Bağdat
yönetimindeki Şii hegemonyasının belirginleştiğini
söylemek mümkündür. İşgal sonrası Irak’ın siyasi
denklemi üzerinde kurgulanan Şiiler, Sünniler ve
Kürtler arasındaki dengeyi oluşturmanın kolay
olmadığını da bu noktada ifade etmek gerekir.
Irak’ın mezhebi açıdan çoğunluğunu Şiiler oluştursa
da, Bağdat yönetimindeki siyasi sürecin işleyişi
ve sürekliliği için ülkedeki tüm kesimlerin temsil
edileceği bir hükümetin kurulması şarttır. Çünkü
Irak’ın siyasal, toplumsal ve sosyo-kültürel yapısı
artık otokrat bir yönetimi kabul etmemektedir. Bu
* Bilgesam Ortadoğu Uzmanı
8
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
nedenle Başbakan Maliki’nin Sünnileri dışlayarak
siyasi süreci tek başına sağlıklı olarak devam
ettirmesi zor gözükmektedir.
Bu çerçeveden değerlendirildiğinde, Aralık
2012’den beri Irak’ta Sünni vilayetlerinde yaşanan
eylemlerin ülkeyi etnik/mezhepsel anlamda
kontrolsüz iç savaşa sürüklemesi ve kaotik bir
durumun ortaya çıkması muhtemeldir. Bu durum
Irak’ta Maliki’ye tepki gösteren Sünnilerin federal
bir yapıdan yana tavır almasına kadar gidebilir.
Aslında Irak’taki siyasi tabloya bakıldığında, 2003
yılından bu yana federalizme karşı çıkan Sünni
Araplar, bugün federatif bir Sünni bölgesinden
bahsetmeye başlamış durumdadır. Bu söylem
Irak’taki Sünni Arapları milliyetçiler ve federalizm
yanlıları olarak ikiye bölmektedir. Bu bölünme de
Sünnilerin elini zayıflatmaktadır. Aralık ayından
beri Maliki’ye karşı tepkilerini yükselten Sünni
Araplar henüz hükümetten taleplerini karşılayacak
bir cevap alamamıştır. Bu noktada Sünni Arapların
Saddam sonrası Irak’ta zayıf kalmasının temel
nedenlerini şu şekilde sıralanabilir:
1. Sünni Araplar, Şii ağırlıklı Bağdat’taki siyasi sürece katılma, destek verme ve aktif olma konusunda kararsız kalmıştır. Sünni Arapların bir bölümü Bağdat yönetimine karşı direniş gösterirken,
diğer bölümü aktif siyaset yapmayı tercih etmektedir. Özellikle Irak Diyalog Cephesi Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Salih El-Mutlak gibi aktörler
siyasetten yanadır. Fakat Sünni Arapların bu karasız
tavırları da Maliki’nin elini güçlendirmektedir.
2. Mevcut durumda Sünni Arapları gerçek
anlamda kontrol edebilecek bir lider bulunmamaktadır. Hatta Maliki hükümetine karşı gösterilen
tepkilerden sonra Sünniler kendi aralarında ciddi
bir bölünme yaşamaktadır. İstifa eden Maliye Bakanı Rafi El-İsavi, Irak El-Sahve Kongresi Lideri
Ahmet Abu Rişa ve Parlamento Başkanı Usame
El-Nuceyfi bir kanadı oluştururken, Salih Mutlak
ve grubu Sünnilerin bir diğer kanadı olarak ortaya
çıkmaktadır.
3. Sünni Arap aşiretleri arasındaki birlikte
hareket etme ve tek çatı olma sorunu, Anbar, Musul, Kerkük, Selahaddin ve Diyale bölgelerindeki
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Ali SEMİN
gösterilere olumsuz yönde yansımaktadır. Aşiret
yapısı, Sünni Arapların birlikte hareket etmesindeki
en önemli engellerden birisidir.
4. ABD işgalinin ardından Bağdat yönetiminin Şii ağırlıklı olması ve ülkedeki siyasi dengelerin
topyekûn değişmesi Sünni Araplar tarafından kabul
edilemeyen bir durum olmuştur. Şiiler dini/mezhebi değerlere odaklanırken, Sünni Araplar, etnisite,
mezhep ve ideoloji (Arap milliyetçiliği) arasında
sıkışarak bir siyaset izlemeye çalışmaktadır.
Bütün bu değerlendirmeler ışığında Sünni
bölgelerinde yaşanan protesto eylemleriyle
birlikte Sünni Arapların söylem ve eylem birliğine
yönelmesinde fayda vardır. Bununla beraber
Başbakan Yardımcısı Sünni Arap kökenli Salih ElMutlak gibi politikacıların Bağdat yönetimindeki
görevinde devam etmemesi gerekmektedir. Diğer
yandan 23 Nisan 2013 tarihinde Kerkük’ün
güneybatısındaki Havice ilçesinde göstericilerle Irak
ordusu arasında meydana gelen silahlı çatışmada
60 kişi hayatını kaybetmiş ve 100’den fazla kişi
de yaralanmıştır. Aslında Irak’ta bu tür olayların
yaşanması tesadüfi olarak görülmemelidir. Sözü
edilen olayın iki temel amacı olduğu söylenebilir.
Bunlardan birincisi, Irak’ta yeniden bir Şii-Sünni
(mezhepsel) çatışmasını körüklemek ve ülkeyi
Suriyeleştirmektir. Böylece dikkatleri Suriye’deki
olayların üzerinden dağıtmak ve Esed yönetimine
zaman kazandırmak mümkün olacaktır. Diğeri ise,
Irak’ta Baas Partisi’nin varlığını Sünni Araplar
aracılığıyla göstermeye çalışmaktır. Başka bir
ifadeyle Irak işgalinden beri Sünni Araplarla Baas
ideolojisi özdeşleştirilerek etnik ve mezhepsel bir
çatışma canlı tutulmak istenmektedir. Bu nedenle
Bağdat yönetimi Sünni Arap göstericilerin, Baas
Partisi’nin ve El-Kaide’nin eylem planlarını hayata
geçirmeye çalıştıklarını iddia etmektedir.
Yerel Seçimlerin İç Dinamiklere Etkisi
Irak’ta, 20 Nisan 2013 tarihinde yapılan yerel
seçimler, Bağdat’taki siyasi denklem açısından
önemli bir aşama olarak kabul edilebilir. On sekiz
vilayeti olan Irak’ın yalnızca on iki vilayetinde
yerel seçimler gerçekleşebilmiştir. Bunun sebebi,
Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin kontrolündeki
üç vilayette (Erbil, Süleymaniye ve Duhok)
seçimlerin kendi seçim sistemine göre yapılmasıdır.
Kerkük’ün statüsünden dolayı kentteki taraflar
arasında (Türkmenler, Kürtler ve Araplar) seçim
yasası üzerindeki tartışmaların çözümsüzlüğü
devam etmektedir. El-Anbar ve Neynave’de ise
(Musul) Maliki hükümetine karşı düzenlenen
gösterilerin sonucunda ortaya çıkan güvenlik
sorunları ileri sürülerek, 2 Nisan’daki Bakanlar
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Kurulu toplantısında alınan kararla 4 Temmuz
2013 tarihinde yapılacağı belirtilmiştir. Yerel
seçimlerin gerçekleştiği 12 vilayette seçmen sayısı
13 milyon 571 bin 192’dir. Yaklaşık 139 siyasi
parti ve oluşumla (bunları 50’ye yakını koalisyon
olarak seçimlere katılmıştır) birlikte 8 bin 100
adayın yerel seçimlerde yarıştığı açıklanmıştır. 4
Mayıs’ta açıklanan seçim sonuçlarına göre, seçime
katılan seçmen sayısı 6 milyon 116 bin 897’dir. 12
vilayette yapılan seçimlere göre ise katılım oranı
%50 civarındadır. Adaylar 12 vilayette toplam 378
sandalye için yarışmıştır. Bütün bu koalisyonlara
bakıldığında beş tane önemli liste yarışmıştır.
Bunlar;
1. Başbakan Maliki’nin lideri olduğu Kanun
Devleti listesi.(Şii)
2. Irak Yüksek İslami Konseyi Başkanı Ammar El-Hekim’in El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi.
(Şii)
3. Parlamento Başkanı Usame El-Nuceyfi’nin
lideri olduğu El-Muttahidun (Birleşikler) Kitlesi.
(Sünni)
4. Mukteda El-Sadr’ın liderliğindeki ElAhrar kitlesi.(Şii)
5. Kürtlerin kurduğu Tahaluf El-Teaği ve ElTaayyuş (Kardeşlik ve Yaşam İttifakı) listesi.
Irak’ta on iki vilayette yapılan yerel seçimlerin
nihai sonuçlarında ilk üç sırada yer alan listeler
şöyledir; (1)
Yukarıda sıralanan seçim sonuçları dikkate
alındığında seçimin gerçekleştiği 12 vilayetten
yedisinde Maliki’nin Devlet Kanunu listesinin
birinci sırada yer alması, 2014 yılında Irak’ta
yapılacak parlamento seçimlerinin bir ön çalışması
olarak değerlendirilebilir. Şu hususa değinmek
gerekir ki 20 Nisan’da yapılan yerel seçimler
Irak’ın etnik ve dinsel (Şii-Sünni) olarak üçe
bölündüğünün bir göstergesi olarak görülebilir. Bu
durum Maliki’nin son bir yıldır izlediği iç politika
çerçevesinde şu şekilde izah edilebilir:
- Yerel seçimlerde Sünni bölgeleri olan Anbar ve
Musul’da seçimlerin ertelenmesi Sünni Arapların
da özerklik talep etmesine yol açabilir. Böylece
yerel seçimlerin Irak’ta Kürt-Şii ve Sünni olarak
üçe bölünme senaryolarının hayata geçirilmesi
için bir araç olduğu ifade edilebilir. Bu tablonun
önümüzdeki süreçlerde Irak’ın iç siyasi gündeminde
sıkça tartışılmaya başlaması da söz konusu olabilir.
Başka bir ifadeyle ülkenin istikrarsız ve tehlikeli
bir dönemece girdiği görünmektedir. Söz konusu
seçimlerde âdeta Sünni bölgelerin Bağdat’ın
siyasi denkleminden dışlandığı bariz bir şekilde
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
9
Ali SEMİN
Eyalet
10
Toplam
Sandalye
Sayısı
Bağdat
58
Diyale
29
Selahaddin
29
Kerbela
27
Necef
29
Babil
31
Divaniye
28
Musenna
26
Basra
35
Vasıt
28
Zikar
31
Meysan
27
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Liste Adı
Kanun Devleti Listesi
El-Muttahidun Kitlesi
El-Muwatın (Vatandaş) Kitlesi
El-Ahrar Kitlesi
Diyale El-Vatani İttifakı (Ulusal Diyale İttifakı)
Diyale Irakiye listesi
Tahaluf El-Teaği ve El-Taayyuş (Kardeşlik ve Yaşam
İttifakı)
Kadınlar
El-Camahir El-Irakiye İttifakı (Irak Halkı İttifakı)
El-Muttahidun Kitlesi
El-Asale Irak İttifakı(Irak Asaleti İttifakı)
Kanun Devleti listesi
El-Ahrar kitlesi
El Liva (Sancak)
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
Necef’e Vefa listesi
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
Kanun Devleti listesi
El-Ahrar kitlesi
Kanun Devleti listesi
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
Tecemmu Kafaat El-Irak El-Mustekil (Bağımsız Irak
Yetenekliler Topluluğu)
El-Ahrar kitlesi
Kanun Devleti listesi
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
El-Ahrar kitlesi
Kanun Devleti listesi
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
El-Ahrar kitlesi
Kanun Devleti listesi
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
El-Ahrar kitlesi
Kadınlar
Kanun Devleti listesi
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
El-Ahrar kitlesi
Kanun Devleti listesi
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
El-Ahrar kitlesi
El-Ahrar kitlesi
Kanun Devleti listesi
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Listenin
Kazandığı Üye
Sayısı
20
7
6
5
12
10
3
7
7
5
5
7
4
3
3
9
6
5
3
8
6
4
3
8
4
4
8
7
3
16
6
3
7
7
7
5
10
7
5
9
8
6
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Ali SEMİN
göze çarpmaktadır. Eğer Maliki veya Bağdat
yönetimindeki Şii ittifak Sünni bölgelerindeki
gelişmeleri dikkate almazsa, Irak’ın siyasi, güvenlik,
ekonomik ve toplumsal yapısındaki denklemin ciddi
derecede zarar göreceği rahatlıkla ifade edilebilir.
- Anbar ve Musul’da güvenlik sorunu
gerekçesiyle yerel seçimlerin ertelenme kararı
mezhepsel güdümlü bir politika izlendiğini
belirginleştirmiştir. Bir hükümetin 12 vilayette
güvenliği sağlayabilirken sadece 2 vilayette
sorun çıkarması bu tespiti destekler niteliktedir.
Maliki’nin Bakanlar Kurulu kararıyla böylesi bir
erteleme kararı çıkarması, kurduğu hükümetin
Irak’ın bütünlüğünü savunması üzerindeki
söylemleriyle çelişkili bir yaklaşımdır. Bu kararı
Sünni bölgelerindeki göstericilerle müzakere
sürecindeyken gerçekleştirmesi dikkat çekicidir.
- Sünni bölgelerine karşı izlediği politikaların
sonucunda Maliki’nin Şii bölgelerindeki profilini
yükselttiği söylenebilir. Ayrıca Irak Yüksek İslami
Konseyi Başkanı Ammar El-Hekim ve Mukteda
El-Sadr gibi Şii liderlerin Sünni bölgelerindeki
protestocularla ilgili Maliki hükümetine yönelik
sert eleştirilerde bulunmalarının güneydeki vilayet
seçimlerini Kanun Devleti İttifakı’nın lehine
dönüştürdüğü de düşünülebilir. Maliki, ABD
askerlerinin çekilmesinden sonra iç politikaya
dönük izlediği yöntem/eylem tarzının fazlasıyla
zikzaklı olduğu görüntüsünü vermektedir. Bu
bağlamda Maliki, Irak’taki siyasi krizi kendi lehine
dönüştürerek, Kürtlere ve Sünnilere karşı birtakım
farklı taktikler izlemektedir. Bunun bir sonucu
olarak da Sünnilere karşı Kürtlerle kriz yaratmaya
çalışmaktadır. Fakat 4 Temmuz 2013 tarihinde
Anbar ve Musul’da yapılacak seçimler de oldukça
önemlidir. Seçimleri kazanabilmek için ise bugün
izlediği stratejinin tam tersini yaparak Kürtlerle ve
Sünnilerle yaşadığı krizleri giderebilir ve bu sayede
hem seçimlerde bir başarı kazanmış olur hem de
ülkedeki tansiyonun düşmesini sağlayabilir.
Maliki’nin oluşturduğu Kanun Devleti İttifakı
12 vilayette 378 sandalye için yarıştığı seçimlerde
97 üye kazanmıştır. Kanun Devleti İttifakı’nı
takip eden, Ammar El-Hekim’in başkanlığındaki
El-Muwatın (Vatandaş) kitlesi 78, Parlamento
Başkanı Usame El-Nuceyfi’nin lideri olduğu ElMuttahidun (Birleşikler) Kitlesi 46 ve Mukteda ElSadr’ın liderliğindeki El-Ahrar kitlesi 46 sandalye
kazandığı açıklanmıştır. Bu durumun Maliki’nin
2014 yılında yapılacak genel seçimlere kadar elini
güçlendirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
20 Nisan’da yapılan yerel seçimlerin iki önemli
özelliğinden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi,
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
işgalden sonra Irak’ta ilk kez ABD’siz bir seçim
yapılmasıdır. Diğeri ise, ülkede yaşanan siyasi
krize, güvenlik sorunlarına ve kötü hizmet şartlarına
rağmen Maliki’nin seçimlerden galip çıkmasıdır. Bu
durum Irak’taki iç dengelerin önümüzdeki süreçte
değişebileceği sinyallerini vermektedir. Bunun
en önemli göstergelerinden bir 29 Nisan 2013
tarihindeki Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başbakanı
Neçirvan Barzani’nin Bağdat ziyaretiyle Bağdat’ın
siyasi denkleminde yeniden onarılan Şii-Kürt
ittifakının gündemdeki yeridir.(2)
Diğer yandan Sünniler açısından yerel
seçimler değerlendirildiğinde, Sünni Araplar kendi
bölgelerinde seçimi kazanmak için çalışmaktan
ziyade Maliki hükümetine karşı gösteriler yapmakla
fazlasıyla meşguldür. Bu sebeple Sünnilerin yerel
seçimlere fazla odaklanamadıkları ifade edilebilir.
Dahası Sünni Araplar arasında yaşanan pek çok
ayrışma, çekişme ve güç mücadelesinden ötürü
tek bir Sünni gücü oluşamamaktadır. Böylesi bir
tablo Sünnileri Irak’ın siyasi denklemin fazlasıyla
dışına itmektedir.Bu durum Maliki’nin elini
güçlendirmekte ve bazı Sünni aşiret ve siyasi
şahsiyetlerle işbirliği yapmasını kolaylaştırmaktadır.
Sünni Arapların, işgal sonrasında Irak’ta başlayan
siyasi sürecin içerisinde yer alması ve süreci kendi
lehine işlemesini sağlaması gerekmektedir. Aksi
takdirde Sünnilerin, Irak’taki siyasi gelişmelerden
uzak kalacağı ve kendilerini ülkedeki denklemin
dışında bulacağı beklenebilir.
Türkmenler açısından yerel seçim sonuçları
dikkate alındığında, Türkmenler, seçimlere Irak
Türkmen Cephesi (ITC) çatısı altında farklı
vilayetlerde değişik ittifaklarla girmişlerdir. ITC
yerel seçimlere, Diyale’de Parlamento Başkanı
Usame El-Nuceyfi’nin kurduğu Diyale El-Irakiye
listesinde, Musul’da El-Muttahidun listesinde ve
Selahaddin vilayetinde ise Türkmen Selahaddin
listesinde katılmıştır. Ancak Bağdat’ta (kota
sistemiyle) ve Selahaddin’de toplam iki sandalye
kazanabilmiştir. Bu çerçevede Türkmenlerin yerel
seçimlerde pek de başarılı olamadıklarını söylemek
mümkündür. Bunun dört temel sebebi vardır. Bu
sebepleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
a. Irak’ta seçim kampanyalarının yürütülmesi için Türkmenlerin güçlü ve tarafsız bir medya
gücü bulunmamaktadır. Örneğin Türkmenlerin uydudan yayın yapan tek televizyon kanalı olan Türkmeneli TV, yerel meclis seçimlerine katılan on altı
adayın yalnızca dördünün veya beşinin seçim faaliyetlerini ekranlara getirmiştir. Bunun yanında aynı
listede bulunan diğer adaylara fazlasıyla adaletsiz
davranılmıştır.
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
11
Ali SEMİN
b. Türkmenlerin siyasi mekanizmasında
bulunan ITC Başkanı ve yürütme kurulu üyeleri
kendi adaylarını Türkmen kamuoyuna yeterince
tanıtamamıştır. Seçim propagandası sırasında ITC
yürütme kurulu üyelerinin kendi adaylarıyla birlikte kamuoyunun karşısına çıkmaları beklenirken,
adayların kendi başlarına tüm süreci yürüttüğü görülmektedir. Bunun yanında Türkmen siyasi partileri yerel seçimlerde Türkmen adaylarına yeterince
destek olmamış ve hiçbir siyasi parti lideri herhangi
bir Türkmen adayı ile seçim öncesi faaliyette bulunmamıştır. Bundan dolayı merkez yönetim ile
Türkmen adayları arasındaki iletişimsizlik, çekişme
ve güç mücadelesi çok açık bir şekilde su yüzüne
çıkmıştır.
c. ITC’nin gösterdiği adayların seçim faaliyetlerini sürdürürken diğer listelerle seçim rekabeti
içerisinden olmasından öteye kendi listesiyle rekabet ettiği görüntüsü verilmiştir. Başka bir ifadeyle
yerel seçimlerde aynı ittifakta ve aynı siyasi partinin adayı olan Türkmen adaylarının birbirleriyle
yarışmaktan başka bir seçim faaliyeti olmadığı söylenebilir.
d. ITC’nin Irak’taki yerel seçim sistemine
hâkim olmamasından kaynaklanan doğru strateji uygulayamaması belki de bu noktada en önemli
nedenlerden birisidir. ITC eğer kendi potansiyelini
göz önünde bulundurarak bir yol izleseydi belki iki
üye kazanmak yerine altı üye kazanabilirdi. 16 aday
yerine 8 veya 10 aday gösterseydi durum daha farklı olabilirdi. Seçimlerde genel olarak kaç sandalye
kazanabilirim mantığıyla hareket edilmektedir. Ancak Türkmenler yerel seçimlerde deyim yerindeyse
kaç aday gösterebilirim mantığıyla davranarak beklenen sonuçları elde edememişlerdir. İşte bu yüzden
378 sandalyeden yalnızca birisi kota, diğeri ise kadın olarak iki sandalye elde edilebilmiştir.
Sonuç
ABD’nin askerlerini çekmesiyle beraber
Irak’taki iç dengelerin ve 2003 yılından beri kurulan
ittifakların değiştiği söylenebilir. Ayrıca Irak’ın
Sünni bölgelerinde protesto gösterileri devam
etmektedir ve Maliki hükümetiyle somut bir çözüm
konusunda anlaşmaya varılamamaktadır. Diğer
yandan da Irak’ın eski Başbakanı Eyad Allavi’nin
başkanlığındaki El-Irakiye İttifakı milletvekilleri
ve bakanlarını çekerek Maliki hükümetini
boykot etmektedir. Bütün bu gelişmeler ışığında
değerlendirildiğinde, Irak’ta siyasi ve güvenlik
sorunlarının giderilmesi bir hayli zor gözükmektedir.
Öte yandan on iki vilayette gerçekleşen seçimlerde
Maliki başkanlığındaki Kanun Devleti İttifakı’nın
kazanması, Irak’taki siyasi denge açısından
12
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
önemlidir. Bilhassa 2014 seçimlerindeki ittifakların
ve yeni siyasi denklemin ciddi derecede değişmesi
beklenebilir. Maliki bundan sonraki süreçte, 2014
yılındaki seçim hazırlığı çerçevesinde Kürtlerle
siyasi anlaşmazlık meselelerini bertaraf ederek ŞiiKürt ittifakını canlandırmaya ve güçlendirmeye
çalışabilir. Bu tabloya hem Maliki’nin hem de
Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin ihtiyacı
vardır. Başka bir ifadeyle Maliki ve Barzani, üçüncü
dönemde yeniden aday olmaları için birbirlerinin
ittifakına gerek duymaktadır. Bu bağlamda
önümüzdeki süreçte Sünnilere karşı Şii-Kürt ittifakı
güçlenerek Bağdat’ta yeni bir siyasi denklem söz
konusu olabilir.
Diğer taraftan Türkmenlerin, Şii-Kürt ittifakı
denkleminde yer almaları gerekmektedir. Aksi
halde Bağdat’ın siyasi arenası dışında kalabilirler.
Şu hususa dikkat çekmek gerekir ki, Bağdat
yönetimi üzerinde kurgulanan Şii-Kürt ittifakının
oluşmasından en çok Türkmenler zarar görmektedir.
Çünkü Bağdat-Erbil arasındaki anlaşmaların en
önemli noktalarından biri de Kerkük ve diğer
Türkmen bölgeleridir. Dolayısıyla Türkmenlerin,
Şii-Kürt ittifakı içerisinde yer alabilmesi için
denge politikası izlemesinde yarar vardır. Bunun
yanı sıra Türkmenlerin Bağdat’ta tüm taraflarla
görüşerek siyasi ve askeri anlaşmalara taraf olması
gerekmektedir. Bütün bu gelişmeler ışığında Irak’ın
hassas bir döneme girdiğini ve Türkmenlerin
siyasi konumu bakımından son derece önemli
olduğunu söylememiz gerekir. Türkmenler Irak’ta
oluşacak yeni siyasi denklemde mutedil bir şekilde
davranarak Bağdat yönetimindeki gelişmeleri kendi
lehlerine dönüştürmeleri için çaba harcamalıdırlar.
Özellikle Türkmen siyasi karar mercileri tüm
siyasi kitle liderleriyle görüşerek, ittifaklardan bazı
kazanımlar elde edebilirler. Özetlemek gerekirse,
2014 yılındaki parlamento seçimleri Irak’ın siyasi
ve toplumsal yapısı açısından bir dönüm noktası
olabilir. Çünkü hem Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı
tartışmaları hem de Başbakan Nuri El-Maliki’nin
üçüncü dönem başbakan olarak görevine devam
etmesi konusundaki soru işaretlerinin netleşmesi
beklenmektedir.
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Kardaşlık
5. Irak Türkmen Basın Kurultayı
5’inci Türkmen Basın Konseyi Kurultayı
Türkiye’nin İstanbul şehrinde çalışmalarına gerçekleştirdi. Kurultaya Irak, Türkiye, Ortadoğu,
Amerika ve Avrupa ülkelerinden medya mensupları katıldı. “Zamanında doğru haber ve doğru
analiz” sloganı altında düzenlenen kurultaya Irak
Türkmeneli başta olmak üzere Türkmen basın
mensupları ve yabancı gazeteciler ve misafirler
ile 100 kişilik katılım sağlandı.18-19 Mayıs 2013
tarihlerinde gerçekleşen Kurultayda yeni yönetim
de seçildi.
Kurultaya Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül tebrik mesajı gönderdi. Mesajı kurultayda
hazır bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Ortadoğu
Başdanışmanı Erşat Hürmülzü okudu ve Türkmen
basın kurultayının başarılı ve verimli sonuçlara
ulaşması temennisinde bulundu. Kurultaya ayrıca
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bir kutlama
mesajı gönderdi.
Basın Konseyine yeni yönetim
5. Türkmen Basın Konseyinde Kemal Beyatlı
sekreterliğindeki mevcut yönetim aday olmazken
63 delegenin katılımıyla 7 kişilik yeni yönetim
seçildi. Türkmen Basın Konseyinin yeni yönetimi
şu isimlerden oluştu: Mehmet Haşim Salihi, ŞemKARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
settin Küzeci, Amir Karanaz, Dilşat Terzi, Gülizar
Beyatlı, Kürşat Çavuşoğlu ve Güngör Yavuzaslan.
Yeni yönetim kendi arasında yaptığı oylama ile
Semşettin Küzeci’yi Türkmen Basın Konseyi Sekreterliğine seçti.
5. Irak Türkmen Basın Kurultayı Açılışına Türkiye’den Telgraf Gönderenler:
- Abdullah Gül- Cumhurbaşkanı - Recep Tayyip Erdoğan - Başbakan Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
13
Kardaşlık
- Bekir Bozdağ - Başbakan yardımcısı
- Bülent Arınç - Başbakan Yardımcısı
- Muammer Güler - İçişleri Bakanı
- Egemen Bağış - Avrupa Birliği Bakanı
- Kemal Kılıçdaroğlu - CHP Genel Başkanı - İdris Naim Şahin - İçişleri Eski Bakanı - AKP
ordu milletvekili
- Abdülkadir Aksu - İçişleri Eski Bakanı - Mehmet Şandır - MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
- Mustafa Kamalak - Saadet Partisi Genel Başkanı
- Kadir Topbaş - İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı - Aziz Babuşcu - AKP İstanbul İl Başkanı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Mesajı:
Ankara, 16 Mayıs 2013
Kemal Beyatlı,
Irak Türkmen Basın Kurultayı Genel
Sekreteri
Sayın Beyatlı,
Irak Türkmen Basın Kurultayı vesilesiyle
gönderdiğiniz nazik davet mektubu için teşekkür
ediyorum.
Bu yıl beşincisini düzenlemekte olduğunuz
Basın Kurultayı vesilesiyle, toplantıya katılan
Türkmen medyasının tüm mensuplarını tebrik
ediyor ve başarılarının devamını can ü gönülden
temenni ediyorum.
Irak’ın üçüncü asli ve kurucu unsuru olan
Türkmen kardeşlerimiz, her zaman barışın
ve demokrasinin savunucusu olmuşlar, adeta
Irak’ın birliğinin bütünlüğünün çimentosu haline
gelmişlerdir.
Tüm bunlara rağmen uzun yıllar acı ve
haksızlıklara maruz kalan Irak Türkmenleri,
büyük özveriyle çalışan Türkmen medyası
sayesinde ülkede başta ifade özgürlüğü olmak
üzere demokrasi ve hoşgörü kültürünün
yayılmasına katkıda bulunmaktadır.
Türkmen kardeşlerimiz yine Türkmen
medyası sayesinde milli şuurunu korumakta,
Türkiye ve Türk milletiyle bağlarını canlı ve
güçlü tutmakta, Türk dili ve kültürüne yeni
değerler katmaya devam etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti de, Türkmen
kardeşlerimizin her zaman birlik ve beraberlik
14
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Basın Konseyine Uluslarası Katılım
5. Türkmen Basın Konseyi Kurultayına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ortadoğu Başdanışmanı Erşt Hürmüzlü’nün yanı sıra çok sayıda
Türkmen, Arap ve yabancı basın mensupları da
katıldı. Basın Konseyine katılan Irak Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Mueyyet El-lami, Azerbaycanlı yazar Prof. Gazanfer Paşayev delegelere hitap
ettiler. Yine oturumlarda Mueyyet El-lami, Eyat
El-Zamili, Sermet El-Tai, Gazvan Casim, Üsame
Mehdi, Dr. Nebil Casim, Abdulcebbar Aziz birer
konuşma yaptı.
Fransa’dan Gilles Munier, İngiltere’den Dr.
Usame Mehdi, Mısır’dan Ebu Bekir Ebulmect,
Belçika’dan Merry Fitzgerald, ABD’den Dr. Barbara Aziz birer konuşma yaptılar.
Kurultay Sonuç Bildirisinin okunası ile sona erdi,
bilinciyle kendi topraklarında esenlik ve güvenlik
içinde varlıklarını sürdürmelerini dilemektedir.
Türkiye’nin ev sahipliğinde özgür ve bağımsız
biçimde sürdürdüğünüz basın kurultayının
bütün Irak halkının önünü açmasını diliyor, tüm
katılımcıları içtenlikle selamlıyorum.
Abdullah GÜL
Türkiye Cumhurbaşkanı
Sayın Kemal Beyatlı
Irak Türkmen Basın Konseyi Genel
Sekreteri
Green Park Pendik Horel ve Convention
Center
Ankara Cad. No. 204
Pendik / İSTANBUL
Beşinci Irak Türkmen Basın Konseyi
Kurultayı’na nazik davetiniz için teşekkür
ediyor, Kurultay dolayısıyla ülkemizde bulunan
saygıdeğer konuklarımıza hoş geldiniz diyorum.
Irak Türkmen Basınının genel amaçlarını
gerçekleştirmek
ve
Türkmen
basınının
güçlenmesine katkıda bulunmak amacıyla
gerçekleştirilen bu kurultayın amacına ulaşmasını
ve verimli sonuçlara sahne olmasını diliyorum.
Bu zor coğrafyada görevlerini özveriyle
idame ettirmeye çalışan Irak Türkmen basın
mensuplarına ve kurultaya iştirak eden değerli
katılımcılara çalışmalarında başarılar diliyor size
ve tüm konuklarınıza sevgilerimi selamlarımı
sunuyorum.
Recep Tayyip ERDOĞAN
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Kardaşlık
SONUÇ BİLDİRİSİ
Türkmen Basın Konseyi Derneği tarafından
düzenlenen 5. Irak Türkmen Basın Konseyi
Kurultayı, 18-19 Mayıs 2013 tarihlerinde
İstanbul’da toplanmıştır. “Zamanında Doğru
Haber Doğru Yorum” başlığı altında toplanan
Kurultaya Irak’ın Bağdat, Kerkük, Erbil,
Musul, Telafer, Tuzhurmatu ve Altunköprü gibi
Türkmeneli’nin değişik bölgelerinden; Arap
dünyasından, Türkiye’den, Can Azerbaycan’dan,
Avrupa’nın Danimarka, Belçika, Almanya,
İngiltere, Fransa, İsviçre gibi şehirlerden, Amerika
Birleşik Devletleri ve Kanada’dan 100’e yakın
delege katılmıştır.
Gazete, Dergi, Televizyon, Radyo, web sitesi
ve diğer iletişim araçlarında görev yapan Kurultay
delegeleri, birçok sorunu ele almıştır. Kurultayda
Medyanın Siyasete Etkisi, Sosyal Medyanın
Toplumdaki Etkisi, Haberde Aranan İlkeler ve
Özellikler, Özgür İfade, Sanal Medya ve Türkmen
Medyası, Medyada Gençlerin Sorumluluğu,
İnternet Yazarlığı ve Görsel Medya ve Seyirci gibi
temalar işlenmiştir.
Beşinci Irak Türkmen Basın Konseyi Kurultayı
Sonuç Bildirisinde aşağıdaki maddelerde görüş
birliğine varmıştır:
1. Özgür Basın ve Özgür ifade demokratik
gelişmenin vazgeçilmezidir. Irak Hükümeti
tarafından Basın ve İfade Özgürlüğünün güvence
altına alınmasına,
2. Son 10 yıl içinde yaşamını kaybeden
Iraklı ve özel olarak Türkmen medya şehitlerini
minnet ve rahmetle anıyoruz. Basın şehitlerinin
aileleri ile çocuklarının da sosyal güvenceye
kavuşturulmasına,
3. Şu anda zor koşullarda görevlerini yapan
medya mensuplarının özel biçimde korunmalarına
ve sosyal haklarının güvence altına alınması için,
devlet nezdinde girişimlerde bulunulmasına,
bu arada yaşadıkları trajediye, Türk ve dünya
kamuoyunun dikkatinin çekilmesine,
hükümetle Kürt Yerel Yönetim arasında ihtilafların
arttığı döneme rastlaması da manidardır. Saldırılara
maruz kalan yerlerin çoğu da, Irak’ta ihtilaflı
bölgede yaşayan silahsız ve savunmasız Türkmen
şehirleridir. Türkmenleri, yaşadıkları bölgelerden
göç ettirmeye zorlamaya ve yıldırmaya yönelik
bu kanlı eylemlerin durdurulması için, Irak içinde
merkezi hükümeti, Kuzey Irak Yerel Yönetimini,
Irak dışında da Birleşmiş Milletleri ve Türkiye’nin
konuyla yakından ilgilenmesine,
7. Türkmen Basın Konseyi Derneği ve Irak
Türkmen Basın Kurultayının Irak topraklarında ve
Türkmeneli bölgesinin her hangi bir köşesinde kurulması bütün katılımcıların dileğidir. Bunun gerçekleştirilmesi için Türkmeneli Medya mensuplarına büyük bir görev düştüğünün hatırlanmasına
ve derhal gereken girişimlerin yapılmasına,
8. Beşinci Irak Türkmen Basın Konseyi
Kurultayı’nın gerçekleşmesine yardım eden ve
katkı sağlayan Irak ve Türkiye’deki kuruluşlara
minnet ve şükranlarımızın iletilmesine,
Oy birliği ile karar verilmiştir.
İstanbul, 19 Mayıs 2013
4. Irak’ta Türkçe eğitimine önem verilmesine,
Irak Üniversitelerinde hem dil ve edebiyat, hem de
iletişim ve medya alanında mevcut ve kurulacak
olan üniversiteler ve bilim kurumlarında saygın
yerini almasına ve desteklenmesine,
5. Medya ve iletişim alanında hızlı biçimde
yetişmeleri için Türkmen gençlerine öncelik
verilmesine,
6.
Türkmenlere yapılan saldırıların, merkezi
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
15
Kardaşlık
5. Türkmen Basın Kurultayı
Üzerine Söyleşi
[Çalışmalarını 18-19 Mayıs 2013 tarihlerinde İstanbul’da tamamlayan 5. Türkmen
Basın Kurultayı (TBK) hakkında Kardaşlık
Dergisi (KD) Kemal Beyatlı, Şükran Kayacı ve
Mehmet Tütüncü (KŞM) Beylerle bir görüşme
yaptı. Kardaşlık’ın sorularını yanıtlayan Basın
Konseyi Kurultayı’nın Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, ilgi çekici açıklamalarda bulundular. Aşağıdaki görüşmeyi okuyucuları için
yapan Kardaşlık Dergisi, konu ile ilgili merak
edilen bütün hususları masaya yatırdı.]
KD: Sizler uzun süreden beri Irak Türkmen
Basın Kurultayı’nın Sekreterliğini gerçekten büyük bir özveri ve başarı ile yürüttünüz. Yapılan
bu son Kurultay da organizasyon olarak herkes
tarafından beğenildi. Genel kanı böyle. Tabii bu
işin görünen kısmı… Bir de belki görünmeyen kısımları vardı… Kurultayın eksiği, fazlası neydi?
Bu kurultayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
KŞM: Sizin de değindiğiniz gibi kurultayımızın görünen kısmı genelde çok başarılı geçti.
Bunu yalnız Türkmen katılımcılar değil, yabancı
katılımcılar bile dile getirdiler. Kurultayın görünmeyen kısmı kurultay öncesi hazırlık kısmındaki
bölümdür. En yorucu ve en çok zaman alan bölüm
de oydu. İlk olarak kurultay çalışmalarını gerçekleştirmek için finans gerekir ve bu konu için
sponsor aramak söz konusu. Yaklaşık altı ay önce
başladığımız çalışmaya sponsorların yanıtı ancak
üç ay sonra geldi. Yani üç ay davetli liste, organizasyon ve tüm hazırlıklarla kapı kapı dolaşmakla
geçti. Üç ay sonra iki sponsor kurum otel, uçak ve
ağırlama işlerini üstlendi. Onlar otelin yerini ve
kalitesini tayin ettiler. Bir sponsor da kırtasiye ve
baskı işlerini üstlendi.
KŞM:
KD: Her Kurultayda mutlaka katılmayan kişiler tarafından bazı serzenişler dile getirilir. Hiç
şüphesiz Türkmenlerde herkes kendisini önemli
kişi kabul eder; yani önemsiz (!) kişi yok. Katılımcıları seçerken dikkat ettiğiniz kriterler (kıstaslar, ölçütler) nelerdi?
16
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
KŞM: Davetli listesi iki şekilde oldu: 1. Yabancı davetliler, 2. Türkmen davetliler. Yabancıların seçiminde Irak’ta ve diğer ülkelerde Türkmen
meseleleriyle ilgilenen ve yazı yazan kişiler araştırıldı ve tercih edildi. Hani pek çok toplantılarda
yurt dışındaki Türkmenler lobi yapmıyorlar, diye
suçlanıyoruz! İşte lobi yapmanın bir yolu da bu
olsa gerek. Ne yazık ki davet edilmeyen arkadaşlar bunu kavrayamadıkları için hemen suçlamaya
gidiyorlar.
Türkmen davetlilere gelince, Türkmenler arasında profesyonel anlamda medya çalışanı parmak sayısını geçmez. Ancak bir vesileyle medya
dünyasına girip ve yazı yazmış, muhabir olmuş,
spiker, internet yöneticisi, gazete ve dergi editörü v.s. medya branşlarının birinde emek vermeye
çalışmış ve belli mesafe kat etmiş olan insanlar
davet edildi. Özellikle gençler tercih edildi.
Burada da ince eleyip sık dokurken ve gençleri tercih ederken kutuplaşmaya yol açacak kişiler
davet edilmedi. Ayrıca hiçbir Türkmen müessesesine tercih bırakılmadı. Çünkü genelde müesseselerin başındakiler kendilerine yakın kişileri
önerecekleri için bu yolu seçmedik. Müesseslerin
içinde çalışan ve emek veren kişileri birebir davet
ettik.
KD: Bu kurultayda sürpriz olarak nitelenen en
önemli gelişme, her üçünüzün de TBK’nın Sekretarya yönetiminden çekilmeniz oldu. Gerçi bu
hususta genel kurula hitaben bunun gerekçelerini
açıkladınız. Ancak bu hususta delegelerin çoğunun kafaları hâlâ karışık… Bu konuda neler söylemek istersiniz?
KŞM: Kanaatimizce kurultayda bu konu hakkında yeteri kadar açıklama yapıldı. Ancak katılımcıların karıştırdıkları bir konu var. O da, merkezi İstanbul’da olan bir Türkmen Basın Konseyi Derneği var. Derneğin etkinlikleri arasında her
iki yılda bir Türkmen Basın Kurultayını düzenlemektir. Yani kurultay derneğin bir faaliyetidir.
Önceki kurultaylarda katılımcılar tarafından
“neden bu kurultay Türkmeneli’de yapılmıyor?”
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Kardaşlık
diye sorularla çok karşılaştık. Doğrusu da kurultayın Türkmeneli’nde yapılmasıdır. Bu kurultayda da aynı soruyla karşılaştık. Gelecek kurultayın
Türkmeneli’de yapılması kararı hazırlık komitesi
tarafından gece yarısı alınan bir karar idi.
Türkmeneli’de yapılmasını isteyen delegeler adaylıklarını koymadılar(!) üç kişi hariç diğerleri hep yurt dışından adaylıklarını koydular.
Türkmeneli’nde yapılmasını isteyenler ellerini taşın altına koyup gelecek kurultayı Türkmeneli’nde
yapılması için cesaret göstermediler.
Biz hazırlık komisyonu olarak görevden kaçmış değiliz, bu bir bayrak yarışıdır. Altını çizerek
de söylemek isteriz ki, biz hiçbir baskı ve telkine
dayanarak adaylıktan çekilmedik. Bizim yaptığımız çalışmada zirveyi yakalamış, delegelerin
ısrarla adaylığımızı istemelerine rağmen aday
olmadık. Bizim prensiplerimizde makam, koltuk
yoktur. Hizmet vardır.
KD: TBK ve bunu yürüten 7 kişilik yönetim
kurulu ile sizin mensup olduğunuz İstanbul’daki
Türkmen Basın Konseyi Derneği arasındaki
bağın ne olduğunu, delegelerin çoğu galiba anlayamıyor. Derneğin tüzel kişiliği hakkında bazı
bilgiler de verdiniz. Irak’ta kurulacak ve oranın
yasaları çerçevesinde oluşacak bir Türkmen Basın Derneği vasıtası ile bundan sonraki kurultayları yürütmenin gerekliliğini anlatmıştınız. Ancak
bu hususta da anlaşılmayan noktalar var…
KŞM: Türkmen davası fedakârlık ister. Uzun
yıllar baskı altında zoraki hayatlarını idame ettiren Türkmenler, 2003 ten sonra siyasi ve sivil toplum çalışmalarına başladılar. Elbette yıllarca sivil
toplum çalışmalarının ilke ve metotlarından uzak
bir toplum, atacakları her yeni adımda bazı hatalar meydana gelebilir. Basın konusunda da öyle
oldu. Her Türkmen bölgesi kendine has bir Türkmen Basın Derneği kurdu. Erbil’de, Kerkük’te,
Tuzhurmatu’da ve Bağdat’ta birer Türkmen Basın Dernekleri var. Bu yaklaşım doğru değil, ayrıca çağdaş sivil toplum kurullarına uymaz. Bir
toplumun belli bir yerde belli bir ihtisasta tek bir
merkezi kuruluşu olur. Diğer bölgelerde şubeleri
olur. Ayrı ayrı dernekler olmaktansa tek bir çatı
altında Türkmen Basın Derneği için öneride bulunduk: Mevcut basın derneklerinin başkanları ve
yardımcıları bir araya gelip ortak bir kararla tek
bir Türkmen Basın Derneğini kuracaklar. Hepsi
de kurucu üye olacak. Böylece önceden kurdukları kendi dernekleri fesholur. Örneğin, merkezi
Kerkük’te olan Irak Türkmen Basın Derneği
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
kurulur. Musul, Telafer, Erbil, Altunköprü, Dakuk, Tuzhurmatu, Kifri, Diyale, Bağdat ve diğer
bölgelerde birer Irak Türkmen Basın Derneği Şubesi kurulur.
Bu düşünce birliğimizin ifadesi olacaktır. Bu
birliktelik siyasette uğraşanlara da öncülük edecektir. İşte kurulacak Irak Türkmen Basın Derneği Türkmeneli’nde kurultaylar yapacaktır.
KD: Sosyal medyada son TBK hakkında yapılan etik dışı bazı yorumlar oldu. Bunları yapanların kimler olduğunu herkes biliyor sanırım. Bu
davranışlara karşı yorumunuz nedir?
KŞM: İnsanoğlu inandığı davada bencilliği
içinden atmalı. Topluma yararı olan bir çalışmada
kendisine yer verilse de verilmese de küsmemeli. “Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş”,
atasözünde ifade, özet olarak mesnetsiz yorum
yapanlara, ön yargılı davrananlara çok güzel iğneleme var.
“Her samimi güzeldir” ifadesi çok güzel bir
ifadedir. Umarız bizi yersiz eleştirenler çalışmalarımızın samimiyetini bir gün anlarlar ve ne kadar güzel iş yaptığımızın farkına varırlar.
KD: Bundan sonraki projeleriniz nelerdir?
Hayatta neler yapmayı planlıyorsunuz?
KŞM: Elbette yan gelip yatmayacağız.
Türkmeneli’ye, Türkmen’e bir vefa borcumuz
var. O topraklarda büyüdük, oradaki havayı teneffüs ettik. Hasbelkader buralara düştük. Ama
bedenen buralardaysak ruhen Türkmeneli’ndeyiz.
Basın ile ilgili eğitim kursları düşünüyoruz. Uluslar arası sivil toplum örgütleri ile ortak proje çalışması planını yapacağız.
KD: TBK gibi çok önemli bir organizasyonu
başarı ile yürüttünüz ve bu güne getirdiniz. Bu
hususta Türkmen medyası ve kamuoyu hizmetlerinizi her zaman şükranla yâd edecektir. KD
olarak da okuyucularımız adına sizlere teşekkür
ediyor ve bundan sonraki hayatınızda başarılar
diliyoruz.
KŞM: Biz teşekkür için çalışmıyoruz. Biraz
önce söylemiştik: Türkmeneli’ye bir vefa borcumuz var, onu ödemeye çalışıyoruz. Türkmen’e layık olmaya çalışıyoruz. Biz Türkmen toplumunun
ürünüyüz. Başarımız, Türkmen’in başarısıdır.
KD: Yolunuz açık olsun…
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
17
Türkmen Dağarcığı
Suphi SAATÇİ
suphisaatci@gmail.com
Acı Kaybımız
Ziyat Akkoyunlu
1946-2013
İçinde bulunduğumuz 2013
bulunmuş olan iki kardeşten
yılı, Türkmenler için acı ve
Sait Akkoyunlu’nun sahip
üzüntü dolu haberlerle geçiyor.
olduğu erkek çocuklar, yaş
Bu yıl içinde Türkmen kültüsırasına göre Naci, Suat,
rünün ve sanatının yetiştirdiği
Fuat, Halit, İsmet ve Aydın
nadide şahsiyetleri art arda kayidi. Ziyat’ın babası Mecit
bettik. Mehmet Mehdi Bayat,
Akkoyunlu’nun erkek çoRıfat Yolcu ve İsmet Hürmüzlü
cukları Hamit, Müfit, Nihat,
derken, uzun süreden beri teÜmit ve ailenin en küçük erdavi gören değerli bilim adamı
kek çocuğu Ziyat’tı.
Prof. Dr. Ziyat Akkoyunlu, yaMecit ve Sait Akkoyunkalandığı amansız hastalıktan
lu kardeşlerin çocuklarının
kurtulamayarak, 13 Mart 2013
hepsi de okumuş ve yetişmiş
tarihinde Ankara’da hayatıkimselerdi. Sait’in çocukları
nı kaybetti. Cenazesi 14 Mart
Naci ve Fuat mühendis, Suat
2013, Perşembe günü öğle naöğretmen, Halit albaylığa
Ziyat Akkoyunlu 8 yaşlarında
mazını müteakip Karşıyaka
kadar yükselmiş subay, İsMezarlığı’nda toprağa verildi.
met tütün eksperi ve Aydın Bağdat’ta ileri tekAkkoyunlu Ailesi
noloji bölümü mezunu idi. Sait Akkoyunlu’nun
Kerkük 1946 doğumlu olan Ziyat soylu bir çocuklarının hepsi de Tanrı’nın rahmetine kaTürkmen ailesine mensuptu. Babası Mecit ve vuşmuşlardır. Mecit’in çocuklarından Hamit ile
amcası Sait Akkoyunlu Kerkük’te tanınmış şah- Müfit mühendis, Nihat öğretmen, Ümit ile Ziyat
siyetlerdi. Emniyet müdürlükleri görevlerinde profesörlüğe kadar yükselen öğretim üyeleri ol-
(Soldan sağa) Hamit ve oğlu Mehmet, Ziyat, Ümit, Müfit ve Nihat Akkoyunu kardeşler birarada.
18
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Türkmen Dağarcığı
Suphi SAATÇİ
suphisaatci@gmail.com
muşlardır. Galiba babalarının resmi görevinden
dolayı Ziyat’ın ailesi, kraliyet döneminde bir
süre Erbil’de ikamet etmişlerdi.
Irak’ta Saddam döneminde yapılan baskı ve
zulümden Akkoyunlu ailesi de nasibini almış
ve büyük acılar yaşamışlardı. Özellikle suçsuz
oldukları halde Halit Akkoyunlu 1981 yılında
idam edilmiş, öğretmen Nihat Akkoyunlu ise
20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Ailenin bir
kısmı sürgüne gönderilmiş, bir kısmı işten atılmıştır. Bir kısmı da Türkiye’ye sığınmışlardır.
Ailenin en büyüğü olan Hamit ile en küçüğü
olan Ziyat rahmetli olmuşlardır. Müfit, Nihat ve
Ümit kardeşler İstanbul, Kerkük ve Ankara’da
yaşıyorlar.
Ziyat’ın Hayatı
Her zaman candan bir dost olarak bildiğim
Ziyat ile tanışıklığımız çocukluk yıllarına kadar uzanır. Kerkük’teki ortaokul ve lise yıllarımızda beraber dolaşır, birlikte vakit geçirirdik.
Grubumuz en çok Bayat kahvesinde (kıraathanesinde) buluşur, bazen birlikte Kerkük’te bisiklet turları atardık. Bir seferinde Kerkük’ten
Ziyat Akkoyunlu lise çağlarında
Ziyat Akkoyunlu ve Suphi Saatçi İstanbul Dolmabahçe Sarayı yanında.
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
19
Türkmen Dağarcığı
Suphi SAATÇİ
suphisaatci@gmail.com
Ziyat Akkoyunlu, Suphi Saatçi ve Mahir Nakip Gazi Üniversitesi’nde.
Tazehurmatu’ya (24 km) ve oradan tekrar
Kerkük’e kadar süren bisikletli gezimiz, yaptığımız uzun soluklu bir tur olarak belleğimizde
kalmıştır. Ortak anılarımızdan dolayı yıllar sonra bir araya geldiğimiz zaman, yine eski çocukluk ve gençlik yıllarımızı düşünür kendimizden
geçerdik.
Ziyat liseyi Kerkük’te bitirdikten sonra 2 yıl
Bağdat’ta okudu. Daha sonra Türkiye’ye geldi.
Girdiği Ankara Üniversitesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü’nü 1976 yılında bitirdi.
Yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi Türk
Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde yaptı (1978) ve
ardından aynı bölümde doktorasını tamamladı
(1982). Öğretim görevlisi olarak atandığı Gazi
Üniversitesi’nde Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Arap Dili Eğitimi Anabilim Dalı’nı kurdu.
Canan hanımla 7 Ağustos 1985 tarihinde evlendi. Bu evlilikten oğlu Mete (21 Haziran 1986)
ve kızı Bükte (19 Ekim 1987) doğmuştur.
Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
Eğitimi Bölümü’nde halkbilimi doçenti oldu
(1986).
Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Türk Dili
ve Edebiyatı Bölümü’ne geçti (1989) ve profesörlüğe atandı (1992).
20
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Denizli’de bulunan Pamukkale Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Kurucu Dekanlığı görevinde
bulundu (1991-2000). Aynı üniversitede Rektör
Yardımcılığı ve Üniversiteler Arası Kurul Üyeliği yaptı (1995-2000). Tekrar Hacettepe Üniversitesindeki görevine döndü ve vefatına kadar
buradaki hizmetini sürdürdü.
Bilim Adamı Olarak Ziyat
Ziyat Akkoyunlu titiz bir bilim adamı olarak temayüz etmiştir. Akademik hayatında yürüttüğü çalışmaları Osmanlı Türkçesi, Dîvânu
Lugâti’t-Türk, Binbir Gece Masalları, Irak Türk
Edebiyatı, Kerkük Mutfağı ve Folkloru üzerine
yoğunlaşmıştır.
Ziyat’ın birçok makalesi, bilimsel tebliği
yanında kitap olarak yayımlanmış eserleri vardır. Birlikte hazırladığımız Irak Muasır Türk
Şairleri Antolojisi (Ankara 1991) kitabından
başka, Kolay Osmanlıca (Ankara 2009), Binbir Gece Masalları (Ankara 2012) adlı kitapları vardır. Ziyat çok titiz çalışan bir bilim insanı
idi. Bu bakımdan eserleri az, ancak özdü. Çalışmalarının muhtevaları kıymetli ve alanında tek
örneklerdi.
Ziyat’ın esas en önemli yayını Prof. Dr.
Ahmet Bican Ercilasun ile birlikte hazırladığı
Dîvânu Lugâti’t-Türk kitabıdır. Şu anda bas-
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Türkmen Dağarcığı
Suphi SAATÇİ
suphisaatci@gmail.com
kıda bulunan ve Türk kültürünün temel kaynak
kitaplarından olan bu esere büyük emek vermiştir. Memleketimizin kültür tarihi açısından
da büyük bir hizmet sayılacak olan bu eserin
yayımlanması ile Ziyat’ın ruhu inşallah şad olacaktır.
Kerkük’e ve annesine karşı hasreti ve sevgisi hiçbir zaman dinmeyen Ziyat, yaşanan acıları
ve Kerkük’te özellikle amcaoğlu Halit’in dikta
rejimince şehit edilmesi ve ağabeyi Nihat’ın
suçsuz olduğu halde 20 yıl hapis yatmasından
dolayı büyük üzüntü yaşamıştı. Memleketine,
arkadaşlarına ilgi duyan ve çok önem veren
duygulu bir kişiliğe sahipti. Üniversitede arkadaşı olan değerli şair dostumuz Prof. Dr. Nejat
Sefercioğlu, Ziyat’ın üzüntülerini hafifletmek
için, Türkmenlerin dikta rejimi altındaki acılarını da dile getiren şiirini ona ithaf etmişti. Seferî
mahlasını kullanan şairin, “Biter” başlıklı bu şiiri aşağıda verilmiştir.
Folklor ve halkbilimi üzerine derinliği olan
Ziyat, Kerkük mutfağını çok iyi bilirdi. Kendisine her zaman bir Kerkük Mutfağı kitabı yazmasını hatırlatırdım. Çünkü o Kerkük yemeklerini de çok iyi yapar ve arkadaşlarına yedirirdi.
Üstelik Kerkük yemeklerini yapmayı zevk haline getiren Ziyat, bundan büyük bir haz duyar-
dı. Kendi icadı olan tavuklu dolmaya da “Ziyat
Paşa Dolması” adını vermişti. Pişirdiği yemeklerin yanı sıra, hazırladığı sofraya da estetik bir
görünüş sağlardı.
Nükteyi seven, eski arkadaşları ile sohbet
etmekten sonsuz haz duyan Ziyat, arkadaş grubumuzun en yakışıklısı idi. Her zaman temiz ve
zarif giyinir, elbisesinin modelinden rengine,
ayakkabısının bakımı ve boyasına kadar, büyük
bir uyum ve titizlik gösterirdi. Hayatının son
dönemine kadar bu titizliğini elden bırakmamış
olduğunu biliyorum. Kıvrak zekâlı, keskin görüşlü olan Ziyat, memleket ve millet meselelerine kadar her şeyde dik duruş sağlamıştır.
En verimli çağında olan Ziyat’a ölümü yakıştırmak aklımızın ucundan bile geçmezdi.
Çok yakın arkadaşım ve hemşerim olan Ziyat’ın
vefatından duyduğum üzüntüyü, bu bakımdan
kelimelerle ifade etmek mümkün değildir. Onun
vefatı beni tarifsiz kederlere boğdu.
Hem Irak Türkmenleri, hem de bilim dünyası için büyük bir kayıp olan bu vefat dolayısıyla yaşanan üzüntümüz büyük olmuştur. Prof.
Dr. Ziyat Akkoyunlu’ya Allah’tan rahmet, eşi
Canan’a, çocukları Mete ve Bükte ile bütün ailesine ve sevenlerine metanet, sabır ve baş sağlığı diliyorum. Mekânı Cennet olsun.
Biter
Ziyad Akkoyunlu’yaSana barbar diyenin yaptığı vahşet de biter
Kanayan dillere yağdırdığı dehşet de biter
Ananın kolları bir gün açılır sarmak için
Yuvasından uçurup bir sürü sevdâlı kuşu
Dolanır sımsıkı evlâdına hasret de biter
“Hadi gurbet” diyenin kurduğu devlet de biter
Bütün insanlara lâyık görülen hürriyeti
Gözü doymazlara bâkî kalacak sanma cihan
Sana çok görmeğe düşkün medeniyyet de biter
Yıkılan her yuvadan çaldığı nîmet de biter
Seferî yol tükenir menzile kervan ulaşır
Gecenin saçları tel tel dökülür tan ağarır
Anayurdunda esir Türk’e bu zillet de biter
Güne hasret çiçeğin çektiği zulmet de biter
Ankara, Ocak 1983
Nejat SEFERCİOĞLU
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
21
Ayşe AYAZ
Ziyat Akkoyunlu
12 Haziran 1946 yılında Kerkük’te doğdu. İlk,
orta ve lise tahsilini Kerkük’te yaptıktan sonra
Bağdat Muhasebe ve Sekreterlik Enstitüsü’nü bitirdi. 1976 yılında Ankara Üniversitesi Türk Dili
ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. 1978
yılında Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden bilim uzmanlığı(mastır) ve
1982 yılında da aynı bölümden doktora akademik
unvanını aldı. 1983’te Gazi Üniversitesi Türk Dili
ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü’ne öğretim görevlisi olarak atandı. Aynı üniversitede Yabancı Diller Eğitimi Bölümü Arap Dili Eğitimi Anabilim
Dalı’nı kurarak iki sene başkanlığını yaptı. 1986
yılında Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
Eğitimi Bölümü’nün Halkbilimi doçentlik kadrosuna atandı. 1989 tarihinde Hacettepe Üniversitesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doçent olarak
göreve başladı. Aynı üniversitede 1992 yılında
profesörlük akademik unvanını aldı. 1994-2000
yılları arasında Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kurucu Dekanlığı görevinin yanı
sıra aynı üniversitede 1995-2000 yılları arasında
Rektör Yardımcılığı ve Üniversiteler Arası Kurul
Üyeliği görevlerinde bulundu. 2001-2006 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü-Türk Halkbilimi Anabilim Dalı
Başkanlığı görevini yürüttü. 2009 yılında Motif
Vakfı tarafından düzenlenen “15. Motif Halkbilimi Ödülleri”nde “Halk Bilim Hizmet Ödülü”nü
aldı. 2013 yılına kadar Hacettepe Üniversitesi’nde
lisans düzeyinde Türk Dili ve Edebiyatı ile Türk
Halkbilimi Bölümleri’nde Osmanlı Türkçesi; yüksek lisans ve doktora düzeyinde ise Türk Halkbilimi Bölümü’nde Dîvânu Lugâti’t-Türk üzerine
dersler verdi. Bütün bu akademik süreç içerisinde
çalışmaları daha çok Osmanlı Türkçesi, Dîvânu
Lugâti’t-Türk, Binbir Gece Masalları, Irak Türk
Edebiyatı, Kerkük Mutfağı ve Folkloru üzerine
olmuştur.
Kitapları:
Irak Muasır Türk Şairleri Antolojisi (Ziyat
AKKOYUNLU- Suphi SAATÇİ) Kültür Bakanlığı
Yayınları No: 1360, Türk Dünyası Edebiyatı Dizisi
No:24, Mas Matbaacılık, (Ankara 1991)
22
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Kolay Osmanlıca İldem Yayınları (Ankara
2009/1. baskı), Akçağ Yayınları (Ankara 2011/2.
baskı)
Binbir Gece Masalları Yargı Yayınları (Ankara 2012)
Dîvânu Lugâti’t-Türk (Ahmet Bican ERCİLASUN- Ziyat AKKOYUNLU) (Baskıda)
Uluslararası Hakemli Dergilerdeki Yayınlar
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Binbir Gece Masalları Üzerinde Yapılan Çalışmalar”, Prof.Dr. Faruk Kadri Timurtaş’ın Hatırasına Armağan, Türk
Kültürü Araştırmaları, Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü Yayınları, Yıl: XVII-XXI/ 1-2,(Ankara
1979- 1983), 1-14
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kerkük Yemeklerinden Örnekler”, III. Milletler Arası Türk Folklor
Kongresi Bildirileri, Maddi Kültür, V.Cilt, Kültür
ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yayınları: 87, Seminer, Kongre Bildirileri
Dizisi:24, Başbakanlık Basımevi, (Ankara 1987),
7-16
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Azerbaycan Hadiselerinin Arap Ülkeleri’ndeki Akisleri”, Türk Kültürü, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını,
Yıl: XXIX, sayı: 333, (Ocak 1991), 24-37
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Divanu Lügati’tTürk, Türk Halk Bilimi Bakımından Değerlendirilirken Kaşgarlı Mahmud’un Arapçasında Dikkat
Edilecek Hususlar”, IV.Milletler Arası Türk Halk
Kültürü Kongresi Bildirileri, Kültür Bakanlığı
Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel
Müd.Yayınları:165, Seminer Kongre Bildirileri
Dizisi:35, Devran Matbaası (Ankara 1992), 33-45
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Irak Türk Edebiyatı”, Türk Dünyası El Kitabı, 3.cilt, Edebiyat, Türk
Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını:121, Seri:1,
Sayı: A-23, 2.Baskı, (Ankara 1992), 778-8,586595
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Musul ve Kerkük
Folklorundan Tendür (Tandır)”, Türk Dili, 85(615,
Mart 2003),289-297
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Dîvânu Lugâti’t-
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Ayşe AYAZ
Türk’te Evirik(İbrik)”, Türkbilig, Bahar 17,
(2009),1-4
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kitâbu Dîvâni
Lugâti’-Türk’te bazı Meseleler”, Motif Akademi,
2009/1-2, 53-58
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Tuz”, Motif Akademi, 2010/1, 194-198
- AKKOYUNLU, Ziyat. “Türk Mutfağından
Kaybolan Kerkük Yemekleri”, Motif Akademi,
2012/2, 326-343
Uluslar Arası Konferanslarda Sunulan Tebliğler
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kerkük Yemeklerinden Örnekler”, III. Milletler Arası Türk Folklor
Kongresi Bildirileri, Maddi Kültür, V.Cilt, Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma
Dairesi Yayınları:87, Seminer Kongre Bildirileri
Dizisi:24, Başbakanlık Basımevi, (Ankara 1987),
7-16
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Divanu Lügati’tTürk, Türk Halk Bilimi Bakımından Değerlendirilirken Kaşgarlı Mahmud’un Arapçasında Dikkat
Edilecek Hususlar”, IV. Milletler Arası Türk Halk
Kültürü Kongresi Bildirileri, Kültür Bakanlığı
Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel
Müd.Yayınları:165, Seminer Kongre Bildirileri
Dizisi:35, Devran Matbaası (Ankara 1992), 33-45
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kitâbu Dîvâni
Luàâti’t-Türk’te Bazı Meseleler” II. Türkiyat
Araştırmaları Sempozyumu “Kâşgarlı Mahmud ve
Dönemi”
Ulusal Dergilerdeki Yayınlar
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Binbir Gece Masalları ve Hususiyetleri”, Şükrü Elçin Armağanı, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Armağan
Dizisi:1, (Ankara 1983), 3-9
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Binbir Gece Masalları Üzerinde Yapılan Çalışmalar”, Prof.Dr. Faruk Kadri Timurtaş’ın Hatırasına Armağan, Türk
Kültürü Araştırmaları, Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü Yayınları, Yıl: XVII-XXI/ 1-2,(Ankara
1979- 1983), 1-14
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Mustafa Gökkaya
Öldü”, Töre Dergisi, Yıl: 13, (Mayıs 1984), 46-49
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kerkük Mutfağı”,
Fuzuli Dergisi, Yıl:1, sayı:1, (Nisan 1987), Kuşak
Ofset, s.8-9, Kod:231.02.01
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kerkük Mutfağı”,
Fuzuli Dergisi, Yıl:1, Sayı:2, (Mayıs 1987), Kuşak
Ofset, s.13, Kod:231.02.01
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kerkük Mutfağı”,
Fuzuli Dergisi, Yıl:1, Sayı:3, (Haziran 1987), Kuşak Ofset, s.13, Kod:231.02.01
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kerkük Ağzı’nda
Mani ve Hoyrat’a Dair”, II. Irak Türkleri Sempozyumu, Tebliğler, 09 Temmuz 1989, Irak Türkleri
Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yayınları:1, Reyon Ajans, (Ankara 1989), 63-71
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Azerbaycan Hadiselerinin Arap Ülkeleri’ndeki Akisleri”, Türk Kültürü, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını,
Yıl: XXIX, sayı: 333, (Ocak 1991), 24-37
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Irak Türk Edebiyatı”, Türk Dünyası El Kitabı, 3.Cilt, Edebiyat, Türk
Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayını:121, Seri:1,
Sayı: A-23, 2.Baskı, (Ankara 1992), 778-8, s.586595
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kerkük Ağzı’nda
Mani ve Hoyrat’a Dair”, Milli Folklor Dergisi, Yaz
14, (1992), 2-6
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Irak Türkleri Edebiyatı”, Güldeste, (Yıl:1994), Sayı:2, 2-12
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Binbir Gece Masallarının Türk Masallarına Tesiri”, Pamukkale
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (Yıl:1996),
Sayı:1, 1-12
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Dîvânu Lugâti’tTürk’te “Tuzgu” ”, Türkiyat Araştırmaları, Güz 9,
(2008),47-51
-AKKOYUNLU, Ziyat,
“Kitâbu Dîvâni
Lugâti’t-Türk’te Bazı Meseleler”, Kardaşlık, sayı
42, (2009), 24-26
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Dîvânu Lugâti’tTürk’te Evirik(İbrik)”, Kardaşlık, sayı 43, (2009),
35-36
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Tuz”, Kardaşlık, sayı
44, 26-27
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Tuzgu”, Kardaşlık,
sayı 45, 30-31
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Türk Mutfağından
Kaybolan Yemekleri Yaşatan Kerkük Mutfağı”,
Kardaşlık, sayı 54, 19-25
Ulusal Konferanslarda Sunulan Tebliğler
- AKKOYUNLU, Ziyat, “Kerkük Ağzı’nda
Mani ve Hoyrat’a Dair”, II. Irak Türkleri Sempozyumu, Tebliğler, 09 Temmuz 1989, Irak Türkleri
Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yayınları:1, Reyon Ajans, (Ankara 1989), 63-71
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
23
Yasin Cemal GALATA - Ahmet Cahit ŞAHİNER
Türkiye Türklerin Anavatanıdır Ama
Mazlumların da Anavatanıdır
Aydın Maruf Bey bize kendinizi tanıtır mısınız?
Erbilli Türkmenlerdenim. Erbil’de hukuk fakültesinden mezun oldum. 2006 yılında Ankara’da
Gazi Üniversitesinde uluslararası ilişkiler alanında
yüksek lisans yaptım. 1992’den bu yana Türkmen
siyasi hareketinde aktif olarak görev almaktayım.
1996’da talebe gençlik birliği başkanlığı yaptım.
2006 yılında ITC Suriye başkanlığı (yardımcılığı)
görevinde bulundum. Şimdi ITC yönetim kurulundayım ve aynı zamanda ITC’nin Kuzey Irak sorumlusuyum.
Yüksek lisans tezinizi ne üzerine yaptınız?
Türkiye’nin Irak Türkmenleri politikasıydı
konum. Tezimi yazarken yararlandığım kaynaklar
arasında Suphi Saatçi hocanın bana çok fazla katkısı oldu. Erşat Hürmüzlü’nün eserlerinden fayda
gördüm. Türkiye’deki değerli ağabeylerimiz Mahir Nakip, Habib Hürmüzlü ve isimlerini zikredemediğim birçok hocanın faydaları oldu. İsimlerini
saydığımız ağabeylerimizin Türkiye’de, Avrupa’da
Irak Türkmenleri davasını duyurdular. Bizim gibi
insanlar o sevgili ağabeylerimizin tecrübelerinden
ve bilgilerinden faydalandık. Bir örnek vereyim
1996’da Suphi Hocanın Irak’taki Türk Varlığı kitabını okuduğum zaman, o kitap yoluyla Türkmen
tarihini öğrendim, kitabı 9 veya 10 defa okudum
bu sayede Türkmen siyasetinin geçmişini ana hatlarıyla öğrendim. Suphi hocadan Allah razı olsun.
Şu an ITC’de ne gibi faaliyetler yürütülüyor?
ITC Türkmenlerin önemli bir siyasi partisidir.
24 Nisan 1995’de Erbil’de ilan edildi. 4 siyasi partiden oluşuyor. Kerkük başta olmak üzere bütün
Türkmeneli bölgesinde Irak şehirlerinde büroları,
ofisleri bulunmaktadır. Siyasi, sosyal, kültürel çalışmalar yapılmaktadır. Cephenin amacı Türkmenlerin Irak’taki milli varlığına, siyasi haklarına sahip
çıkmaktır. Sadece söz ile faaliyet yapılmamakta,
sahada da birçok çalışmamız bulunmaktadır.
Irak’ta 2003 öncesi ve sonrası siyasi dengelerde neler değişti, Türkmenlerin politikası ne
yönde gelişti?
Elbette 2003’den önce ve sonra farklı bir du24
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
rum söz konusu, Türkmenlerin % 30’u Irak’ın kuzey bölgesinde, ITC bu bölgede güçlü konumda.
Tabii ki bir değerlendirme yaparsak büyük bir ilerleme var Türkmenlerin durumlarıyla ilgili. ITC’ye
Türkmenlerin teveccühü çok, Erbilli Türkmenler için büyük bir kazanç oldu. Geçmiş dönemde
buradaki yönetimden baskı da vardı Türkmenlere
yönelik. Her türlü baskı vardı, basın bunları çok
iyi biliyor. O baskılar yavaş yavaş ortadan kalktı.
Saddam sonrası Türkmenler hızlı bir şekilde siyasi harekâta başladı. Irak genelinde 3 bakan ve 10
vekil var. Bölgesel yönetimde 5 tane temsilcimiz
var. Okullarımız, yayınlarımız var, bunlar kendi
kendine olmuyor zamanla oluyor. İçerde ve dışarıda Türkmen ağabeylerimiz ve Türkmen vatandaşlarımızın desteğiyle oluyor. Türkmenler ileri
seviyede; ama istediğimiz düzeyde değil. Geçmişe göre iyi bir seviyedeyiz. Yakın bir zamandaki
oylamada Türkmenler Irak’ın üçüncü asli unsuru
olarak kabul edildi; bu önemli bir gelişmedir. Osmanlı Irak’tan gittikten sonra resmi olarak anayasada geçmesi çok önemli, Irak Türkmen Cephesinin önemli bir başarısıdır. Geçmişte sürekli olarak
Türkmenlere karşı baskı oluyordu; Türkmenleri
tehdit eden silahlı baskınlar oluyordu, şehit olanlar
oldu. Türkmeneli’nin birçok bölgesinde bu türlü
eylemler yapıldı.
Erşat Salihli Bey Bağdat’ta Türkmenler için bir
koruma gücünün oluşması için çalışıyor, bu gerçekten önemli bir atılım. İnsanlarımız buna destek
vermelidirler, insanlarımız göz göre göre öldürülüyorlar, kaçırılıyorlar. Kürtlerin ve Arapların kendi-
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Yasin Cemal GALATA - Ahmet Cahit ŞAHİNER
lerini korumak için bir askeri güçleri varken Türkmenlerin yok; bu önemli bir eksikliktir, o yüzden
temenni ederim ki Bağdat yönetimi bunu destekler.
500 veya 1000 kişilik bir savunma gücünün olması
önemli. Ayrıca eğitim konusunda önemli gelişmeler var. Irak’ta 3 milyona yakın Türkmen yaşıyor.
Tarih boyunca bir grup Kürtleştirmeyi, bir grup da
Araplaştırmaya çalışıyordu, biz bu türlü faaliyetleri yok etmeye çabalıyoruz. Kendi bölgemizde kendimizi savunmalıyız, özellikle de 20 senden beri
mücadele ediyoruz. Saddam döneminde de büyük
sıkıntılar vardı, 20 senede Allah’a şükür mücadele
bir aşamaya geldi. Bu mücadeleler önceden de yapılıyordu ağabeylerimiz tarafından.
Daha önceki yıllarda Türkmenleri koruyan
bir güç vardı.
Evet, Türkmen akıncıları vardı. 1995’de
Erbil’de kuruldu. Sayıları 2000 ve 3000 arasındaydı. 2003’den önce Türkmen akıncıları sistemli
bir şekilde çalışıyordu. 1995’den 2003’e güvenlik
dairesi iyi bir şekilde çalıştı. 3000 kişi 3 milyon
Türkmen’i nasıl koruyacaktı biz de güçlendirelim
teşkilatlandıralım diye düşündük. İnsan gücü var;
ama bunun organize edilmesini, yönlendirilmesini
ve teşkilatlandırılmasını idare edemedik. Güvenlik
dairesi akıncılar şu anda şirket haline geldi ve yalnızca Türkmen bürolarını koruyorlar, sivil Türkmenleri değil; çünkü o güçte değiller.
Bölgesel yönetimle ilişkileriniz ne yönde gelişiyor?
Şimdi bunlar dediğimiz gibi tarih boyunca birisi Araplaştırma diğeri Kürtleştirme peşinde olmuş.
1991’den sonra ITC’ye karşı alternatif siyasi teşkilatlar kurmaya çalıştılar. Bazı komşu devletlerde
destek verdi; ama başarılı olamadılar Irak Türkleri
Irak Türkmen Cephesini seçti. 2010 seçiminde sadece ITC Irak parlamentosuna girdi, diğer Türkmen partileri giremediler. ITC’nin oyu 200-300
bine çıktı, diğerlerinin oyları ise 1000’e bile yetişmedi. Parasal desteklere, bütün baskı ve tehditlere
rağmen Türkmenlerin bütünü ITC’yi destekledi.
Şimdi dediğim gibi Arapların veya Kürtlerin
ordusunda Türkmenler yok. Irak ordusunda vardı;
ama az bir kısmı. Kerkük’te emniyette olanların
sadece yüzde onu Türkmen’dir. Orada bir haksızlık var. Kerkük’e baktığımızda demografisi değişiyor. Bunu yapanlar belli; ama Kerkük hâlâ bir
Türk şehridir. 2003’den önce Baas’dı, 2003’den
sonra Kürtler saldırdı. Kerkük’te evleri, tapu dairelerini yaktılar. Şehre dışarıdan 200-300 bin Kürt
getirdiler, Türkmenlerin tepkisini aldılar. Bu durumu düzeltmek çok zor, bir emri vaki var ortada. O
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
yüzden biz ITC olarak Kerkük’ün özel bir statüsü olması gerektiğini vurguladık. Kerkük’ün Irak
şehri olduğu; ama aynı zamanda Türkmen şehri
olduğunu söyledik, bu bir gerçektir. Siyaset veya
politika için değil bu bir hakikattir.
Erbil için durum nasıl?
Cephe her zaman Erbil’deki Türk varlığına
önem vermiştir. Erbil eski bir Türk şehridir. Gittiğiniz gördüğünüz Erbil Kalesi, Muzafeddin Gökbörü zamanından kalan minare, büyük mezarlıklar
bunları gördüğünüz zaman şehrin gerçek sahibinin
kim olduğunu anlayabiliyorsunuz. Şehrin yapısı
değiştirilmeye çalışılıyor 30 sene önce gerçekten
bir Türkmen şehriydi burası hâlâ da öyle; ama 30
sene içinde büyük değişikler oldu ne yapılırsa yapılsın biz hiçbir zaman Erbil’den vazgeçmeyeceğiz. Nerede bir Türk kalmışsa orası bizim şehrimizdir, orada mücadeleye devam ederiz ki biz de
onun için buradayız. Erbil’de 300-400 bin arası bir
Türk varlığı var. Biz onların siyasi hakları neyse
onu istiyoruz, bu gün Kuzey Irak bölgesinde bir
anayasa var bu anayasa halen Türklerin haklarını
tanımıyor. Kürtçe nasıl varsa Türkçenin de olması
lazım. Kürtler nasıl varsa Türklerin de o şekilde
anayasada yer alması gerekiyor. Biz Erbil’deki
Türklerin yanındayız, onun için mücadele yapıyoruz. Türkmenler cepheyi destekliyor her zaman
ister çarşı da olsun ister evde olsun bu kanıtlanmıştır.
Erbil’deki tarihi eserler adeta tapu değerinde, eserlerin korunması için neler yapılıyor?
Biz bunu çok önerdik yönetime konsolosluğa
bu eserler korunsun isimleri zikredilsin bundan 40
sene evvel neyse aynen o şekilde. Buradaki eserler Türkmenlere ait kendilerine ait, zaten bir şey
yok bizde maddi ve manevi destek olmadığı için
de devlet yoluyla yapmak gerekiyor. Şu ana tarihi eserler ile ilgili bir şey yapılmadı maalesef biz
sürekli dile getiriyoruz bu konuları ama son günlerde Türkiye’nin de etkisiyle bölgesel yönetim
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
25
Yasin Cemal GALATA - Ahmet Cahit ŞAHİNER
ile aramızda bir iyileşme var. İnşallah her iki taraf
için de iyi olur, özellikle Türkmenler için. Erbil’de
Türkmenlerin hak ve hukuklarının verilmesi ve
bunlara saygı duyulması, anayasada Türkmen ismi
geçmesi gerekiyor.
Cephenin Suriye sorumlusuydum dediniz,
bölgeyle ilgili tecrübenizi aktarabilir misiniz?
Ben 2006’dan 2011’e kadar o bölgede çalıştım. ITC Suriye temsilcisi yardımcılığını yaptım,
bir sene de vekâleten başkanlık yaptım. Suriye
Türkmenleri ile bağlantımız halen devam ediyor.
Irak Türkmenleri gibi zor durumdalar. Suriye’de 3
milyona yakın Türkmen nüfus var; ama teşkilatlanmaları yeterli düzeyde değil. Şu anda basında
Türkmen muhalefetinden bahseden yok. Askeri
tugaylar kuruldu Fatih’in torunları. Türkmenleri korumak için silahlı mücadele vermek önemli.
Şimdi burada önemli bir nokta var. En çok şehidi Türkmenler vermiştir; ama ne yazık ki bu gün
o gündeme gelmiyor. Halep, Humus, Lazkiye’de
3000’e yakın Türkmen vatandaş şehit oldu. Suriye
Türkmenlerinin durumları basın da bile bahsedilmiyor. Suriye’nin kuzeyinde bir ayaklanma yapılmadan bir Kürt oluşumu ortaya çıktı. Türkmen
siyasi hareketin oluşması çok önemli; ama Suriye
Türkmen siyasi hareketi İstanbul dışına çıkmalı. İstanbul dışına çıkmaları lazım, geçen gün bir video
izledim Fatih’in Torunlarının askerleri 25 maddelik bildiri yayımladılar hem Arapça hem Türkçe
dediler ki dışarıdaki siyasi oluşumlar bize destek
vermiyorlar. Bu durum hoş bir şey değil, oradaki kardeşlerimize maddi manevi destek vermek
lazım. Amerika’da, Avrupa’da, Arap dünyasında
seslerini duyurmaları gerekiyor. Suriye’nin içinde
de teşkilatlanmaları lazım bu yapıldı zaman büyük
başarı olur. Bizim Irak Türkmenlerinin tecrübelerini görsünler hem olumlu hem olumsuz yanlarını,
kendilerine ait bir siyaset çizgileri olsun. Bugün
yapılmazsa yarın yapılamaz, yarın Esed’den sonra
Türkmenler yine oluşum dışında kalacaklar, eğer
bugün siyasi oluşumlar içinde yer almazlarsa. Eğer
bugün askeri güçleri olmazsa, siyasi birlik içinde
de olamazlar. Şam’da 300 bine yakın Türkmen
yaşıyor, Hacer Esved’in tamamı Türkmen orayı
yerle bir ettiler. Golan tepelerinde Türkmenler var.
Halep’te, Humus’ta bütün Türkmenlere baskı yapıldı. Suriye Türkmenleri için birleşme zamanıdır
Türk basınında, Arap basınında kongreler ve seminerler yapmalıdır.
Suriye Türkmenleri için yapay bir milli bilinç olduğu iddia edildi?
Suriye Türkleri arasında her zaman Türklük
26
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
bilinci vardı. Siyasi partileri yoktu; ama dernekleri vardı. Suriye Türkleri Halep’de olsun Şam’da
olsun. Hacer-i Esved’de, Lazkiye’de Humus’da,
Halep’de olsun 1996’da kaç kişi Türk oldukları
için tutuklandılar ve idam edildiler. 1980’de ve
1990’da Irak Türkmenlerine yapılan baskılar onlara da yapılıyordu kendilerini, kültürlerini korudular bugüne kadar devam ettirdiler.
Sonuç olarak Türkiye her zaman mazlumların
devletidir, biz her zaman şunu söylüyoruz. Türkiye
Türklerin anavatanıdır ama mazlumların da anavatanıdır. Suriye, Filistin, Somali, Arakan, Doğu
Türkistan, Kafkasya, Balkanlar bunların hepsine
hem analık hem de babalık yapıyor, bu herkese nasip olmaz; ama Türklere nasip olmuş bu Allah’ın
takdiridir.
Aydın Bey bize vakit ayırdınız için çok teşekkür ediyoruz, son cümlenizi alabilir miyiz?
Erbil şu anda çok iyi bir durumdadır.
Türkiye’nin her konuda bu bölgeye büyük katkısı
var. Bu bölge güzelleşmiş ise Türkiye sayesinde
olmuştur. Erbil, Duhok, Süleymaniye’de bir güvenlik hakimiyeti var burada herhangi bir sıkıntı
yok. Herkes Erbil’e gelebilir aydınlar, hocalar,
tüccarlar. Kerkük’e diğer Türkmenli vilayetlerini
de gitmeleri lazımdır. Onları da unutmamak lazım
kapımız herkese açık.
Söğüt’ten
Kerkük’e Selam
Aşılmaz dağları mızrakla deldik
Atların üstünde insandan seldik
Uğruna cenk edip düşmanı yendik
Irak ellerden Kerkük seni sevdik
Düşüp geldik Türk Beyimin peşine
Rastlanmadı şu âlemde eşine
Akıl ermez şu feleğin işine
Kerkük güven men Türkmen kardeşine
Özünü korursun Irak ellerde
Yanıp kavruldun ateşten sellerde
İnsaf yok ki o nankör sefillerde
Destanın okunmalı güzel dillerde
Ye’se düşüp hüzünle dolmayasın
Aldanıp düşmana dost olmayasın
Tanrıdan duam o ki solmayasın
Irak ellerde yalnız kalmayasın
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Perihan ÇIRAK
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Ata Terzibaşı
Üstadımızın engin hoş görüsüne…
Saygılarımla…
Türkmeneli’nin hası
Ata Terzibaşı’dır
Edeb ilim yuvası
Ata Terzibaşı’dır
Türkmeneli bilgini
Dolaşır hep engini
İlim irfan zengini
Ata Terzibaşı’dır
Sözleri açık ve öz
Bilgi hikmet doğru söz
Türkmeneli’nde yıldız
Ata Terzibaşı’dır
Kerkük’ün Şairleri
Onun ölmez eseri
Toplayan bilgileri
Ata Terzibaşı’dır
Kimseye etmez nefes
Allah’tır baki heves
Baş eğen Tanrı’ya bes
Ata Terzibaşı’dır
Derledi mani hoyrat
Makamı Hicaz Bayat
Yurdunu seven kat kat
Ata Terzibaşı’dır
Hiç gelmesin acığı
Sözümün en açığı
Söz hikmet dağarcığı
Ata Terzibaşı’dır
Edebiyat musiki
Her şeyin odur ilki
Yurdumuzun has mülkü
Ata Terzibaşı’dır
Alnı açık başı dik
Kanaatkâr bir melik
İradesi som çelik
Ata Terzibaşı’dır
Toplar Türkmen dilini
Hakka bağlar belini
En çok seven ilini
Ata Terzibaşı’dır
Çalışır gece gündüz
Durmaz kış bahar yaz güz
Söz söyleyen düpedüz
Ata Terzibaşı’dır
Her zaman ayık olan
Çevreye fayık olan
Her şeye layık olan
Ata Terzibaşı’dır
Sözleri deniz olan
Sohbeti leziz olan
Her yerde aziz olan
Ata Terzibaşı’dır
Gözdesi yurdu ili
Çevresi sevgi seli
Türkmenlerin öz dili
Ata Terzibaşı’dır
Bilgece eder kelam
Daim görür ihtiram
Türkmencede elifbam
Ata Terzibaşı’dır
Yalan olmaz sözünde
Dünya yoktur gözünde
Öz ararsan özünde
Ata Terzibaşı’dır
Dolaşmaz diyar diyar
Ülkesinde bahtiyar
Hâlâ genç bir ihtiyar
Ata Terzibaşı’dır
El açıp yalvar Hakka
Yar yok Mevla’dan başka
Yetişen cümle halka
Ata Terzibaşı’dır
Hak yolunu fikreden
Her nimete şükreden
Daim Rabbi zikreden
Ata Terzibaşı’dır
Oğuz der olsun selam
Koy bilsin cümle âlem
Susmayan altın kalem
Ata Terzibaşı’dır
Osman OĞUZ
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
27
Önder SAATÇİ
kerkuklu7@hotmail.com
Kerkük Hoyrat ve Mânilerinde
Millî Duygular-II
Değerli okuyucular,
Dergimizin 56. sayısında, Irak Türkleri arasında hoyrat düzme geleneği içinde dile getirilmiş
bazı millî muhtevalı hoyratlarımızdan örnekler
vermiş; bunlar hakkında bazı değerlendirmelerde
bulunmuştuk. O yazımızın, oldukça hacimli olması, dergimizin sayfalarının da sınırlılığı yazının iki
bölüm halinde yayımlanmasını zaruri kıldı.
Hoyratlarımızın, konuları bakımından tasnif
edilmesine yarayacağını umduğumuz o yazıda,
söz konusu hoyratlarımızı, bazı alt gruplara ayırmış, bu tekliflerimizin bir tasnif denemsi değil de
ileride girişilecek daha kapsayıcı çalışmalara bir
başlangıç, bir ilk adım olması temennisini dile getirmiştik. Bu sayıda sizlere yazımızın kalan kısmını da sunuyoruz. Bu bölümde de birbirinden duygulu ve etkileyici mısralarla dolu hoyratlarımıza
yer verdik. Millî varlığımızın belgesi olan ve Irak
Türklüğüyle beraber kıyamete dek yaşayacak bu
gibi hoyratların gün geçtikçe çoğaldığını da iftiharla söyleyebiliriz. Bu yüzden, millî muhteva taşıyan
hoyratlarımızın ayrı bir antolojide toplanması ve
gelecek nesillere ulaştırılması da gereklidir, kanaatindeyiz.
***
***
***
5. Türklük sevgisiyle düzülmüş mâni ve
hoyratlar:
Yukarıda sözünü ettiğimiz bütün baskılara rağmen Irak Türkleri Türklük sevgisini de açıktan açığa seslendirmekten hiçbir zaman geri durmamışlardır. Bu yolda düzülen hoyrat ve mânilerin, bir
dönem bütün Türkmeneli gençliğini sardığını ve
onlara millî kimliklerinin korunmasında mücadele
azmi aşıladığını belirtmeliyiz. Aşağıdaki ürünlerde
Türklük sevgisi dile getirilmiştir:
Kerküklíyem men özím
Kulaġ vér dinne sözím
Evvel baştan men özim
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Kerkük Erbil baġları
Altun axar bulaġları
Bizi Türk’e baġlıyan
Su degi3 kan baġları (Yahya Sıddıkoğlu)
Türkmení
Heq saxlasın Türkmení
Bilmírem suçum neydí
Nenem doġdı Türk mení
Bir Türk mení
Yadlırı bir Türk mení
İstemem ġemde görím
Bir Türk’i, bir Türkmen’i
Bütün bunlar, zamanla, Irak Türklerinin dil
dünyasında duygu değeri çok yüksek olan Türklüğe ait bütün unsurlara, sembollere, çağrışımlara
ve kavramlara (ay-yıldız, bayrak, bozkurt, Turan,
vb.) özel bir ilgiyi de beraberinde getirmiştir. Bunun yansımalarını aşağıdaki hoyrat ve mânilerde
görmek mümkündür:
Kerkük’ín bı sarayı4
‘Eceb nuksandı neyí?
Bayraġı asılıdı.
Hanı o yuldız ayı?
Yatıp basmaz duz kurtı
Ağacı yer öz kurtı
1. buhar
2. gelmişiz
3. değil
4. Bu manide bahsedilen saray Kerkük’teki ünlü Osmanlı
kışlasıdır.
‘Eşrêtim Türk’e kurban
28
Gelí buġ1
Kazan yansa gelí buġ
Türklíğe kan vermeğe
Telâfer’den gelíbuġ2 (Sadun Köprülü)
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Önder SAATÇİ
kerkuklu7@hotmail.com
Kaxsa parçalar sizi
Bir bir barmaxtan saydım
Oyatmavın bozkurtı (Molla Saqi Hamzalı)
Torpaxtan çoxtı Türkman (Cumhur Kerküklü)
Ay yaraya
Yâr adı
Ay daġa ay yaraya Baġrımda var yâr adı
Gözimi yuldız éttím Türkman bir parça kandır
Yaşımnan ay yaraya (Ekrem Tuzlu)
Kannan5 terix yaradı
Türk mení
Türk eğer
Türkmen bissín Türk mení
Her güçlüğü Türk eğer
O elí he keserix
Turan kurmakta ne var
Daġıdırsa Türkmen’í
Birlik olsa Türk eğer (R. Mithat Yılmaz)
Geçeríġ yüz bin ilí
6. Türklük gururunu yansıtan mâni ve hoyratlar:
Terk etmeríx bı dili
Birinci Dünya Harbinden sonra İngilizlerce bir
Ortadoğu haritası çizildiği ve bugünkü devlet sınırlarının ortaya çıktığı malûmdur. Bu politika gereği
Irak’ın da bir “ulus-devlet” olarak yapılandırılması
zamanla Irak’ta yaşayan diğer kavmiyetlerin varlığının inkârına kadar giden bir süreci doğurmuştur.
Bu yüzden gerek krallık gerek cumhuriyet dönemlerinde Irak Türkleri yukarıda değindiğimiz gibi
pek çok hak ihlâliyle karşılaşmışlardır. Millî varlıklarının tehdit edildiği bir ortamda yaşayan, her
gün bir başka badireyi göğüslemek zorunda kalan
Irak Türkleri bu hücumlara karşı en etkili silâhları
olan hoyratları kullanarak Türklük gururunu gür
bir sesle haykırmışlardır:
Cihanda herkeş bili
Irak Türk’í, Türkman’ıx
Men Kerkük, Kerkük menem
Yad ifirtse6 hürkmenem7
Yüz ölsem, yüz dirílsem
He diyerem Türkmenem (Ali Marufoğlu)
Evlerínde var kendí8
İçínde un tükendi
Bizde çox igitler var
Yad kolını bükendí (Mılla Saqi Hamzalı)
Bír şey sattım baha men
İçten yaram sökílmez
Satmam xaxa daha men
Gözímnen kan tökílmez
Kerküklíyem Türkman’am
Türk’in Polat kolları
Boyun egmem şaha men (M. İzzet Hattat)
Daġlasalar
7. Türk dili sevgisini anlatan mâni ve hoyratlar:
Ah etmem daġlasalar
Aslım Türk inkâr etmem
Dilímí daġlasalar (Fazıl Abdullah Tuzlu)
Od içinde
Ot gürler od içinde
Türklíġ semender kuşı
Töriri od içinde (İ. Hakkı Bayraktar)
Osmanlı sonrasında Irak Türklerinin en önemli
sorunu ana dilini korumak ve yaşatmak olmuştur.
Irak yönetimleri ister krallık ister cumhuriyet dönemlerinde, hiçbir zaman, bu kitlenin ana diliyle
eğitim alma taleplerini tam anlamıyla karşılayacak
bir tutum sergilememişlerdir. Irak Türklerine zaman zaman verilen Türkçeyle eğitim alma hakkı
da bir müddet sonra geri alınmış, 2003 yılına kadar
5. 6. 7. 8. Démevin yoxtı Türkman
Yad göze oxtı Türkman
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Cihan kaxsa bükülmez
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
kanla
üflerse
ürkmem
depo
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
29
Önder SAATÇİ
kerkuklu7@hotmail.com
bu durum devam etmiştir(ÖS 2012: 16-18). Bununla birlikte, Irak yönetimleri bu Türk topluluğunun adlandırılmasından başlayarak günlük hayatta
hangi dili ve alfabeyi kullanacağına, Türkçe basın
yayın ve kültür faaliyetlerine kadar her alana müdahalede bulunmuş; durum giderek bir Araplaştırma politikasına dönüştürülmüştür. İşte, bütün bu
gelişmeler Irak Türklerinin üzerinde derin tesirler
bırakmış; çeşitli mâni ve hoyratların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Millî benliği en coşkulu biçimde
ifade eden bu ürünlerin Türk dünyasında eşi bulunmaz bir yeri olduğu muhakkaktır. Irak Türkleri
millî varlıklarının en önemli unsuru olan dillerine
duydukları aşkı aşağıdaki dörtlüklerde dile getirmişlerdir:
Dilím dilím
Kes kavın dilím dilím
Baba dilín unutsa
Yavrı kimnen alışsın (Fuat Şeyh Mustafa)
Mendilímnen
Sil terív mendilímnen
Koyılsam top ögíne
Vazgeçmem men dilímnen (Debbağ Samet
Bayraktar)
Telâfer gün batışı(r)
Güller dala sarışı(r)
Dillerí Türkman oxır
Bı dil ona yakışı (Selahattin Bayraktar)
Özdí yarım
Asildí özdí yarım
Dünyaya degişmerem10
Öz dilim öz diyarım (Fazıl Abdullah Tuzlu)
Men bu dilden vazgéçmem
Olırsam dilím dilím
Kerküklíyem siz bilín
Keserem düşman dilin
Dilden men
Qelemnen11 sen, dilden men
Düşman bı kem ‘eqliyle
İster geçim dilden men (Nasıh Bezirgân)
Néft tökíp yandırsalar
Terk etmem Türkman dilín
Mendilímnen
Kan sildím mendilímnen
Parça parça olırsam
Vazgéçmem men dilímnen
Türkoġlı Türkman menem
Asılsam men dilímnen
Bir incísi
Parıldar bir incísi
Bin dilden konışırsav
Türk dilí biríncísí (Muhsin Ardeş)
Bu menim düz dilímnen
Uydırram söz dilímnen
‘Izrayıl’a can verrem
Ölendem öz dilínmen
Alışsın
Kíbrít vır mum alışsın9
10. değişmem
11. kalemden
9. yansın
30
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Ay géttí ilím kaldı
Altında kílím kaldı
Kırdılar kol kanatım
Hamd ossın dilím kaldı. (Cumhur Kerküklü)
8. Mustafa Kemal Atatürk’e duyulan sevgi
ve hayranlığı dile getiren mâni ve hoyratlar:
Irak Türkleri, anavatan Türkiye’nin istiklâlini
temin eden Mustafa Kemal Atatürk’e duydukları sevgi ve hayranlığı da hoyrat ve manilerinde
seslendirmekten geri kalmamışlardır. Türkiye’de,
Cumhuriyet’in kurucusunu putlaştıran şiir anlayışı Türk şiirinin klâsikleri arasına bir Atatürk şiiri
kazandıramamıştır; oysa Irak Türkleri bir kurtuluş
kahramanı olarak gördükleri, içinde bulundukları esaretten bir gün kendilerini de kurtaracağını
ümit ettikleri Mustafa Kemal’i çok daha samimi
duygularla yad etmiş, kendi şiir gelenekleri içinde
Mustafa Kemal sevgisini aşağıdaki dörtlüklerde
seslendirmişlerdir:
Kemal başa
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Önder SAATÇİ
kerkuklu7@hotmail.com
Taç koymış Kemal başa
Türklerin qere baxtın
Aġ etti Kemal Paşa (Mustafa Gökkaya)
ġ: art damak g’si )‫(غ‬
Kemal derdi
Bende var kemal derdi
İstiqlâl bir gül idi
Onu da Kemal derdi (Mustafa Gökkaya)
q: art damak k’si (‫ )ق‬13
í: kapalı i (ı-i arası ses)
’: Arapça ‫ ع‬sesi
x: hırıltılı h (‫)خ‬
KAYNAKLAR:
Demirci, Nefi, Mum Kimin Yanan Kerkük, Kıraçlı
yayınları, İstanbul 1976.
Demirci, Nefi, Kerkük Sönmeyen Ateş Dinmeyen
Hasret(2. baskı), Ural yayınları, İstanbul 2011.
Ata den
Kim vérípti ata den12
Türkler yétim degíller
Biz yétímiġ Ata’dan
Kemal için
Gül çiçek Kemal için
Bugün ‘âlem kan aġlar
Mustafa Kemal için
Hürmüzlü, Erşat, Kerkük Hoyratlarında ve Manilerinde Türklük Şuuru, Türk Kültürü, Sayı: 62, s.
113-120.
Kaya, Doğan, Anonim Halk Şiiri(2. baskı), Akçağ
yayınları, Ankara 2004.
Küzeci, Şemsettin, Kerkük Demek Hoyrat Demektir, Kerkük, Sayı: 12(Ocak 2007), 26-29.
Yana kaldıx
Tutıştıx yana kaldıx
Gerdí ölím perdesin
Ata’dan, yana kaldıx
Irak Türkleri tarih boyunca millî kimliklerini
muhafaza ederek bugünlere gelmiş Türk milletinin
Irak coğrafyasına uzanan bir koludur. Bu Türk topluluğunun millî varlığının korunmasında edebiyatın yeri pek önemlidir. Bu yazıda verilen örnekler
de göstermektedir ki Irak Türkleri, dünden bugüne, yaşadıkları millî heyecan ve felâketleri çeşitli
edebî türlerde olduğu gibi, halk edebiyatımızın bu
yöredeki en güçlü dalı olan hoyrat ve mânilerde de
en ileri ölçülerde dile getirmişlerdir. Aslında, Kerkük ve çevresinde düğün, bayram, mevlüt, bağbahçe, çarşı-pazar, müzikli eğlence meclisleri, ev
ortamları gibi, hayatın her anına nüfuz eden hoyrat
çağırma ve okuma geleneği Kerküklüler için hayatı tanıdıkları, toplumla kaynaştıkları ve millî kimliklerini buldukları büyük ve köklü bir mekteptir.
Tarih boyunca bu kültür manzumesinden beslenen
Irak Türkleri için hoyrat ve mâniler aynı zamanda
bir millî hafızadır. Bugün dahi çok canlı bir şekilde
hayatiyetini sürdüren hoyrat geleneği daha uzun
yıllar Irak Türklüğünü ayakta tutacak en önemli
kültür kaynağı olacaktır.
İşaretler:
Mahdi, Sarmed, Kerkük Hoyratları ve İcrası, Hacettepe Üniversitesinde sunulmuş yüksek lisans tezi,
Ankara 2010.
Nakip, Mahir, Kerkük Türk Halk Müziği, Atatürk
Kültür Merkezi yayınları, Ankara 2009.
Paşayev, Gazanfer, Irak Türkmen Folkloru, Kerkük Vakfı yayınları, İstanbul 1998.
Rejioğlu, Abdulhakim Mustafa, Kerkük’ün Sesi
Hoyrat, Kardaşlık 7/1-2( Mayıs- Haziran 1967), s. 2829.
(ÖS) Saatçi, Önder, Irak Türkmen Eğitiminin Kronolojisi, Kardaşlık, Sayı: 54(Nisan-Haziran 2012), s.
16-18.
Saatçi, Suphi, Kerkük’ten Yükselen Ses, Kerkük,
Sayı: 4(Mayıs 1998), s. 24-26.
Saatçi, Suphi, Türkmen Dağarcığı(Konumuz
Siyasî Hoyratlar), Kardaşlık, Sayı: 22 (Nisan– Haziran 2004), s. 30-31.
Saatçi, Suphi, Hasretin Adı Kerkük, 2. baskı, Ötüken yayınları, İstanbul 2006.
Saatçi, Suphi, Kerkük’ün Sesi Abdulvahit Küzecioğlu, Kerkük Vakfı yayınları, İstanbul 2012.
Terzibaşı, Ata, Kerkük Hoyratları ve Manileri,
Ötüken yayınları, İstanbul 1975.
Terzibaşı, Ata, Hoyratlarımızda Siyasî Olaylar,
Kardaşlık, Sayı: 20 (Ekim-Aralık 2003), s. 14-15.
Tuzlu, Sermet, Hoyratın Tanımı ve Sosyo-Kültürel
İşlevleri, Kardaşlık, sayı: 51, (Temmuz-Eylül 2011),
s.41- 42.
13. Bu ses Kerkük ağzında, kalın sesli harflerin önünde d ima kullanılır. Ancak biz bu yazıda okumayı güçleştirmemek
için işareti ince sesli harflerin önünde ve çok sınırlı sayıdaki
kelimede kullandık.
é: kapalı e (e-i arası ses)
12. yem
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
ḥ: Arapça ‫ ح‬sesi
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
31
Nazım TERZİOĞLU
nazimterzioglu@gmail.com
Mustafa Gökkaya’da
Çeşitli Şahsiyetler
Binbaşı Hidayet Arslan (1910-1958) kalp krizi
geçirmiş ve hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine galeyana gelen Kerkük halkı büyük bir üzüntü
yaşamıştır.1 Hidayet Arslan’ın ardından Mehmet
Sadık ve Ali Marufoğlu gibi birçok şair mersiye
yazmıştır. Mustafa Gökkaya da Arslan’ın ölümünün kırkıncı gününde hemşerilerini şu mısralarla teselli etmiştir:
Girmi beş Ekim ayı
Bizlerden aldı payı
Göziv yum ebedi yat
Qumandan Beg Hidayet
Irak Türkmen halk edebiyatının yirminci yüzyılda yetişmiş en kıymetli halk şairi, hiç şüphesiz Mustafa Gökkaya’dır. 1911 Kerkük doğumlu
olan şair, hayatının sonuna (18 Mart 1983) kadar
Kerkük’te yaşamış ve ömrünü hemşerileri arasında tamamlamıştır. Halk şiirine gönül veren
Gökkaya, Kerkük ağzı ile akıcı bir üslup ve eda
ile yüzlerce dörtlük yazmıştır. Toplumunun her
kesimi ile görüşen ve soruşan şair, kendisi de bir
halk insanı olduğu için, Türkmen halkının her
sorunu ile ilgilenmiştir.
Gökkaya yalnız doğduğu, yaşadığı, ilham
kaynağı olan şehir Kerkük’ün sevgisiyle kalmamış, bu şehirde yaşayan, aynı kaderi paylaştığı
hemşerilerini de çok sevmiş, onlarla gülüp onlarla ağlamıştır. Şair, Kerkük’ün bazı ileri gelen
şahsiyetlerinin ölümünden çokça etkilenmiş,
üzüntüsünü ağıt yakmakla gidermeye çalışmıştır.
1959 da vuku bulan Kerkük Katliamının meydana gelmesinden bir yıl öncesinde,
Kerkük’te vuku bulan olaylardan ve yükselen
siyasi tansiyondan dolayı, Garnizon Komutanı
32
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Ehl-i Kerkük ağlavın
Gözyaşları çağlavın
Bir dünya bir qıyamet
İlahî ver hidayet
Ayrıca başka bir dörtlükte Gökkaya, Hidayet
Arsaln’a şöyle seslenmiştir:
Paslan qılıncım paslan
Sehebiv ölib yaslan
Orduda ele géçmez
Seniv kimin bir aslan2
14 Temmuz 1959’da Kerkük Türkmenlerine
karşı komünistlerin işbirliğiyle yapılan korkunç
“Kerkük Katliamı” şairimizde onmaz yaralar
açmış, uzun zaman derin etkiler bırakmıştır. Şehit edilenler arasında 12 yaşında Türkmen kızı
Emel Muhtar Fuat’ın da bulunduğu bu olayda
“Şehitler Kervanı”na katılan bütün hemşerilerinin isimleri tek tek dörtlüklerle anılmıştır. Aşağıdaki dörtlükle başlayan bu manzumenin tamamı yanda verilmiştir.
‘Ata Beg’in özine
Hayranıydıx gözine
Can vérdi baş egmedi
Namerdlerin sözine
1. Olayla ilgili olarak bkz: Beşir gazetesi (Hidayet Arslan
özel sayısı) 9 Aralık 1958, Sayı 12; Suphi Saatçi, Tarihi
Gelişim İçinde Irak’ta Türk Varlığı, İstanbul, 1996, sayfa
210- 213.
2. Arslan’ın Arkasından Hoyratlar, Beşir gazetesi (Hidayet
Arslan özel sayısı), 9 Aralık 1958, sayı 12, s. 5.
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Nazım TERZİOĞLU
nazimterzioglu@gmail.com
Mustafa Gökkaya, Irak’ta XX. yüzyıl Türkmen şairleri arasında eski şiir geleneğini sürdüren ve en çok tarih düşürerek mersiye şiirleri yazan Kerkük’ün milli şairi Mehmet Sadık
(1891-1967) için hayıflanmıştır. Gökkaya, özellikle evlenmeyen, ömür boyu yalnız yaşayan,
dolayısıyla ardından saçını başını yolacak hiç
bir kimsesi bulunmayan şaire hitaben “Ölmeyen
Sadık” başlığı ile bir ağıt yazmıştır:
Sadıq ölmez ölmedi
Kimseyle mal bölmedi
Cenaze arxasınca
Kimse saçın yolmadı
.................
Ne év qoydıv ne évlat
Ne mal qoydıv ne devlet
Eseriv besti bize
Demir yürek sert polat
Edebiyatımızda, Yusuf Has Hâcib ve
Ahmed-i Yesevi’den bu yana Türk şairlerinin
gönüllerinde “Âlemlere Rahmet olmak üzere
gönderilen” Peygamber Efendimizin sevgisi
ayrı bir yer tutmaktadır. Özellikle divan şairlerinin, Peygamber Efendimize övgü amacıyla en
çok kaleme aldıkları Naatlar ve kutlu doğum gününe yazdıkları Mevlit manzumeleri, bu sevginin bir göstergesi olsa gerek. Mustafa Gökkaya
da “Mevlit” münasebetiyle yazdığı manzumede
Peygamber Efendimize karşı derin sevgi beslendiğini göstermekte, onu “Server, Nur, Habib,
Yar, Gül” olarak görmekte, ona sığınıp ümmetine şefaat dilemektedir:
Bu günde Enver oldı
Dünya münevver oldı
Ümmetinin ışığı
Hazreti server oldı
..............
Habibin hürmetine
Rahmeyle ümmetine
İlahi ‘affét bizi
Sığındığ ‘izzetine
Türk-İslam âleminin medar-ı iftiharı olan
Sultan Mehmet Fatih’i İstanbul’un 500. yıl dönümü münasebeti için yazdığı Fetih Hoyrat ve
Manileri’nde şair, Ata’sına kurtarıcı gözüyle bakar:
Bir ata
Aslan binip bir ata
Yurdını xılas etti3
Evvel Allah bir Ata4
3. Kurtardı
4. Enver Yakuboğlu, “Fetih Hoyratları [Mustafa Gökkaya]”,
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk hakkında “Atatürk’ün anıt kabri” adına destan nitelliğinde yazdığı dörtlükler
arasından ne yazık ki sadece bu hoyrata ulaşabildik:
Atam bugün
Hazinem Ata’m bugün
İsterdim Anıt Qebre
Özimi atam5 bugün6
Mustafa Gökkaya şiire, şiir denemelerini
yazıya dökmeden önce iş arkadaşları Mehmet
Nuri Kayacı ile Usta İsmail haklarında irticalen
söylediği mizahi toplumsal manzumelerle başlamıştır:
Usta Mehemet Nürü (Nuri)
Qodığları sürü sürü
Çoğı xurda azı iri
Üçi öli biri diri
Medar eder ya Resulullah7
Her evlat için hayatta en değerli varlıklardan
biri şüphesiz annedir. Anneler, evlatlarına başta manevi, maddi destek veren kişilerdir. Anne
hicranını yaşayan insanların yüreklerinde annesizlik hasretini, acısını hissetmemeleri mümkün değildir. Gökkaya, annesi Hamdiye Hanım
(1880-1971)’ın kaybıyla “Anamın Ölümüne”
yazdığı şiirinde hasretini, çaresizliğini şöyle dile
getirmiştir:
Geceler yatabilmem
Gözyaşım tutabilmem
Gündizler hıçqırıqdan
Adımım atabilmem
Düz gédip hata bilmem
Aldığım satabilmem
İştahım yox yemeğe
Qatuğım qatabilmem
Dost ve arkadaşlarını çok seven Gökkaya,
ara sıra onları dörtlüklerle taltif etmiştir. Bunlardan biri şairin son nefesine kadar başında olan
Kerküklü ses sanatçısı Dr. Talat Sönmez’e imzaladığı “Kozağ” kitabını, şu güzelim dörtlük
eşliğinde ithaf etmiştir:
Sevgili Tal‘at Sönmez
Dediği sözden dönmez
Gögde azgın kuş kimin
Her geldi dala qonmaz
Türk Sanatı, Yıl 1, Sayı 11, Haziran 1953, s. 4.
5. Atıyım
6. Enver Yakupoğlu, “Irak Halk Şairlerinden Mustafa Gökk ya”, Türk Sanatı, Yıl 3, Sayı 36, Haziran 1955, s. 21
7. Ata Terzibaşı, Kerkük Şairleri, Kerkük, 2004, s. 54
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
33
Şehitler Kervanı
Ya İbrahim Ramazan
Qır orıc oldı ezan
Év uşağ iftar gözler
Bele yazıptı yazan
Bir yıldız var bir ayçı
Bir ox olıb bir yayçı
Sinesi serend oldı
Meşhurdı Züheyr Çayçı
34
‘Ata Beg’in özine
Hayranıydıh gözine
Can verdi baş egmedi
Namerdlerin sözine
Şehid oldı Seyid Ğeni
Axtarram tapmam onı
Kimin qarnında qaldı
Kerkük oğlunun qanı
İhsan Beg qardaşımız
Axıttı gözyaşımız
Ahımız ‘arşa çıxtı
Qereltti dağ daşımız
Muxtar Fuad sen ağla
Üregive daş bağla
Sesiv qaldır eşidex
Cihan cigerin dağla
Fahreddinoğlu Cahit
Yarab özivsen şahit
Bu rütbeye erişmez
Nanca çalışsa zahit
Muxtar bu yol ne yoldı
Gözlerim qannan doldı
Cihat Nihat küçük qız
‘Aceb bular ne oldu
Hüsén Beg oğlı Qasım
Çağırram çıxmaz sesim
Meni qere basıptı
Kimde teb’emi kesim
Şakir çeyxanav hoştı
Qeynedi qoruv coştı
Şehitliğin şarabı
Haq yolında ne hoştı
Nureddin ‘Aziz ‘Attar
Setr éyle sen ya Settar
Sene bu zulmı éden
Türbede néce yatar
Fethullah ne oldı sene
Harda bulandıv qana
Babam Yunus görseydi
Zâlımlar n’étti mene
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Kemal ‘Abdissemed’i
‘Aceb qilinc qemedi
Parçalıyıp attılar
Qızıl ollam démedi
Ey Selahddin Avçı
Çahmağ olıptı qavçı
Mehemed’le quş kimin
Xalq oldıvız bu davçı
Hasib ‘Ali Kéçeni
Çevirdiler géçeni
Allah Cennet’e yollar
Bu şerbetten içeni
Çağırram Hacı Necim’i
Qaldır köçeğ cécimi
Dabban qaldır qaçağın
Geldi şeytan recimi
Sen baba neye daldıv
Ne satısan ne aldıv
Ağlısan göz silmeden
Sıddıq’ım harda qaldıv
‘Adil ‘Abdülmecid’indi
Bu ne vicdan ne dindi
Yarabbi bu zulma bax
Yer gök ağlırı indi
Xıdıroğlu ‘Osman’a
Kimse vérmez ses mene
Dad éttim feryad éttim
Sesim çıxtı âsmana
Fatih Yünüs neşe’eli
Sen Türkmensen hebeli
Parçalıyıb attılar
Ne baş qaldı ne eli
Şofer ‘Abdulla Ahmet
Rühüve yüz bin rehmet
Bir beşer can vérende
Hiç görüp bele zehmet?
Enver ‘Abbas yanıva
Kimler qıydı canıva
Ceddenin boy boyınca
Bulandıv al qanıva
Ya Seyyid Abdulxalıq
Beli sübhanü’l-xalıq
Bu zulmı kim görüptı
Sen gördiv bize layıq
Kâzım ‘Abbas’tı Bektaş
Gözlerden ahıttıv yaş
Bu zulma kim dayanı
Ne dağ dayanı ne daş
Bilmem ‘Ali Beg hanı
Serend oldı hep canı
Sürükliyib astılar
Her yerden axtı qanı
Cum’a Qenber vay sene
Bulandıv qızıl qana
Ehletiv ataşlarda
Qaldılar yana yana
Mustafa GÖKKAYA
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
35
Külliyat-I Haşim Nahid: Hikâyeler
Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN*
Çöl Hayatı - Süheyl ile Leyla
Kıymetli Kardaşlık okuyucuları........
Dergimizin bu sayısında da, Haşim Nahit
Erbil’in hikâyelerinden birini Latin harflerine aktararak neşretmeye devam ediyoruz.
Haşim Nahit Erbil, birçok sanatkâr tarafından
kaleme alınsa da, hemşerisi Fuzuli’nin kaleminden adeta ölümsüzleşen bir aşk serencamesini öyküleştiriyor: Leyla ile Mecnun. Arap edebiyatının
bu muhteşem aşk hikâyesi, Haşim Nahit Erbil’in
kaleminden, bakın nasıl dökülüvermiş satırlara…
Çöl Hayatı - Süheyl ile Leyla1
Gecenin serin nefhâlarıyla (havasıyla) soğumuş olan çölün esmer kumları üstünde, uzaktan iki
siyah noktaya benzeyen Süheyl ile Leyla yan yana
geliyorlardı.
Semâ, her tarafı muallakât elmasıyla tersî edilen (süslenen) açık havaî tül renginde bir çadır
gibi geniş, pâyânsız eteklerini ufuklara salmıştı.
Çöl, üstünde ışıldayan yıldızların ince huzmelerinden işlenmiş birinci şebîkesi altında nâ-mütenâhi
imtidâd ediyordu. Sanki bütün kesâfeti, çölün o
gündüzün kumları ısıtan cehennemî harâretiyle
gece, bir sis-i huffet ve şeffâfiyetiyle mürâî idi.
Bütün bu boşluğu dolduran münevver bir zıll-ı
rüya içinde, sade bu iki siyah nokta, bir kâbus gibi,
çölün gîrân-âb sükûnunda hareket ediyordu.
Bazen Leyla’nın meşlehini, başörtüsü düzeltirken altın bileziklerinin şakırtı, bazen Süheyl’in
gümüş nalçalı çizmesiyle üzengisinin tıkırtısı; bu
kadar derin olan sükûnun âsâbına gizli râşeler, çölün umk-ı hüviyetine kadar seyelân eden râşeler
veriyordu.
Süheyl, bir defa başını gökyüzüne kaldırarak:
-Leylâ, dedi, artık fecr zamanı yaklaşıyor!
Leyla, iniltiye benzeyen bir sesle “Evet” demek istedi. Sonra yine sustular. Ve gunûde ruh-ı
bâdiyenin derîçe-i âbgâhını fiskeleyen muttarid,
boğuk hışırtılı adımlarla çölün sadef kumlarını
çiğneyen bu iki gece vârisi ilerlediler.
1. Küçük Hikâye: Çöl Hayatı -Süheyl ile Leyla-, Servet-i
Fünun, S: 1056, 9 Şubat 1328, s. 368-371.
* Gazi Üniversitesi Yeni Türk Edebiyatı Doktora öğrencisi
36
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Fecrin yaklaştığını istikşâf eden Süheyl, hissediyordu ki bu gecenin esrarlı perdesi arkasında
gizlenmiş, kendisine benzeyen bir sâhife-i cidâl
var. Bu his ona bütün bu çöllerde yaşamış, ölmüş
neslinin şimdiye kadar beyninde birer iz bırakan
hesapsız dâstânlardan geldi: Şimdi gecenin karanlıkları içinde gizlenen ayak izlerini, ihtimâl şafak
söktükten sonra, o daima hâileler içine atılmak isteyen kanlı gözler takip edecek! Bu ihtimâl karşısında gurûrunu âsîleştiren tehevvür ve tecellüdle
atını dizginlerini kuvvetle çekerek kumların göğsünde daha kavî ve derin ayak izlerini nakş ve tesbit etti. Ve bu sadmeden korkulu bir lerzişle ürken
Leylâ’ya dedi ki:
-Rıh “Bu, atının ismidir.” galiba koşmak,
sıçramak istiyor.
Filhakikâ Rıh, bir kem darbesiyle şimdi isyân
ederek çölün havâ-yı sükûnunu yarıp geçecek kuvvetinin tazyik ettiği uzlâtı içinde kopan aks-i sadmesi gibi tepiniyor; hırçın, sert bacaklarının keskin
tırnaklarını kumlara gömüyordu.
Süheyl, bu pâyânsız çöllerin ba’d ve mehâlikine
hükümrân olan atının erîke-i inkîyad ve ihtişâmına
da şimdi daha kavî, daha mutmâin idi: İki kabilenin
arasındaki kan sellerinin fethâsını açacak mezrânın
ucunda; şimdi yanında bâdiyenin en kahraman bir
şehsuvâri gibi semt-i merâmına sükût ve garâm ile
atını süren Leylâ’nın altınlara müstağrak bileklerinin kuvveti vardı. Birdenbire boğazını yakıp kavuran bir harâretle:
-Leylâ, dedi, senin için ölmek bile azdır!
O, mukâbele etti:
-Selâmetle ol, ey “vadi”nin kahramânı!
“Vadi!” Bu tek kelime, Süheyl’in ufk-ı hayalinde bütün girdaplarıyla, haymeleriyle, kan ve
silahlarıyla iki sene evvelki harb ve zafer sahası
irtisâm etti. Leylâ, onu böyle taktir ederken, sesinin edâ-yı şirîninden sarıp okşayıcı bir hazla bir
seyyâlenin kendi cismâniyetine akarak kaynaştığını duyuyordu. Sanki o, yıldırım sesiyle kişneyerek
sıçrayan ve kuduran haşrî atların köpürmesi gibi,
şimdi bu alevlenmiş varlığında azgın, ısırıcı bir
tazyîk, bir galeyân vardı. Leylâ’nın levend, nârin
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Külliyat-I Haşim Nahid: Hikâyeler
Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN*
kâmeti süt kaymağına benzeyen gerdanı ve ceylan gibi gözleriyle şimdi bu azgın bu ısırıcı tazyik
ve galeyân içinde çırpınan kalbi arasına bir hâil
girmişti: O hatırât-ı intikâm, ak saçlı adamların
elsîne-i rivâyâtından kendini henüz tanımaya başlayan çocukların hafızasına intikâl eden iki kabilenin eski bir kan dâvâsı! Bu meş’ûm mâniâyı bütün
servet ve sâmânıyla ortadan kaldıramayınca buna
ancak kendi kanını muadil buldu ve kararını işte
bu beyaz gecenin esrarlı âgûşuna tevdî etti. Fakat
neredeyse Leylâ’nın efrâd-ı kabilesi bu hale muttali olacak, kendilerini takip edeceklerdi.
Şimdi havf münceminde gümüşümsü bir baharın yavaş yavaş inkişafa başladığı çölde, göze
görünmemezlikle beraber ruhu vecd ve hayrete
ilkâ eden bir ittisâ belirdi. Gökyüzü gittikçe derinleşiyor ve yıldızlar bu derinleşen mâîlikler içinde
süzülüyordu. Çölün gölgeli ve rüyalı muhitinde bir
badiye-yi hayal gibi açılan fecr, Leylâ’nın muhit-i
zıll ve sükûn içinde düşüncelere gömülen hüviyetini îkaz etti. âsâbına lerzeler verici bir haşyetle
tâkât-şiken bir arzunun içinde cenkleştiği kalbinden, şimdi bu aydınlık, bütün bir gecenin ağırlığını, kasvetini silerek ona yüksek sütunlu bir çadırın
ılık gölgesinde Süheyl’in vücudunu kemiklerine
kadar sıkıştıran der-âgûşları addediyordu.
Atlarına biraz mola vermek için indiler.
Şark’tan boşanan bir şelâle-i erguvânın rîze-i
safîr ve yâkutuyla üstüne nurdan burgâze işlenen gökyüzünün bu azâmetli güzelliği, çölün bu
nâmütenâhi boşluğu içinde Süheyl ile karşı karşıya
oturduğu dakika yoğunluğunu, korkularını unutan
Leyla; bütün varlığında içini bayıltan meçhûl bir
haz ve inşirâhın fıkırdadığını hissediyordu. Sanki
boğazını şişirip yırtan gümbürtülerle ağzının köpüklerini havaya saçarak, arasından koştuğu çadırların ipini kopararak taşkın ve azgın hamlelerle
üzerine saldıran erkeğinin önünde nihayet muzdarip ve mahmûm bir inkıyâdla kumların üstüne düşen dişi bir deve gibi, şimdi Leyla’nın ruhunda da
inkiyâd ve teslimiyet vardı. Ve şimdi her ikisi de
birbirinin gözünde kendi sükûnetlerine tehekküm
eden, kanlarını ateşleyen bir şerârenin tutuştuğunu
gördüler.
Süheyl, hurcundan biraz kavrulmuş unla birkaç
tane hurma aldı, Leyla’ya verdi; biraz da kendisi
yedi. Kafalarını ufuklara doğru basiret ve tevehhüşle kaldıran iki at birden bire kişnediler, aynı
zamanda onlar da başlarını hayvanlarının baktığı
semte çevirdiler. Süheyl’in gözleri haddinden fazla açıldı ve şimşeklendi. Leyla’nın benzi uçmuştu.
Dikkat ettikleri cepheden kum safhasıyla birleşen
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
siyah bir bulut yükselip geliyordu. Süheyl sade bir
kelime söyledi:
-Haydi!
O çöl muhitinin bir hayatı, bir dâstânı, bir
faciâyı bir hamlede tasvir eden böyle ne kadar
çok tek kelimeleri var! Hemen atlarının kolonlarını çektiler, dizginlerini taktılar; her ikisi de bir
hamlede atlarının üzerine sıçradılar. Leyla önde,
Süheyl arkada; çölün boşluğunu yırtan bir şiddetle
sanki uçuştular.
Kum safhasıyla birleşen siyah bulut, muttasıl yükselip geliyordu. Sanki ummâk-ı coşanında
Süheyl’in sık sık başını çevirten bir mıknatısı vardı. Bulut gittikçe yaklaşıyordu. O kadar ki küçük
nehirlerin sevâhilinde nâbûd olduğu bir ummân
gibi, bu iki süvârinin tozlarını geniş kanatlarının
içine aldı. O zaman bir topun ağzından fışkıran
siyah dumanların içinde muhib ve sessiz hevâ-yı
nesîmiyi şak eden bir mermi gibi, yağız atlı bir
süvâri tozların içinden sıyrılıp atıldı. Sonra birçok
süvariler de aynı şiddetle atıldılar. Süheyl, arkasına dönerek düşmanlarını karşıladı. Artık kavga
başlamıştı.
Bu sıcak çöllerde masnû kahramanlıklar göstermek için ne o ba’d müsafâya hükümrân olan
sâfîr tehtidâtına sığınılacak fennî ihtirâlar, ne
tekâmül etmiş zekâların icâd ettiği harb huddâları
hülâsa hiç, hiçbir şey yoktu. Orada yalnız insanların çıplak, yosunsuz, pervazlı kaya parçaları, hiçbir
cihaz-ı zekâ ile teslih edilmemiş gayz ve vahşetinin bütün sertlik ve kabalığına belagât-ı tesâdümü
görülürdü. Orada insaniyetin o ilk devre-i vahşetinde sîne-i tabiattan koparılmış cihazlar vardı: Bir
sırığın ucuna geçirilmiş sivri bir bıçak, bir ağaç
sopa iliştirilmiş bir parça demir; işte o kadar…
Onların müdafaa kaleleri üryan sîneleri, fünûn-ı
harbiyeleri bilek kuvvetiydi. Lâkin bu kuvve-i bileklerin üryân sîneler üstünde tarrakalar koparan
hamleleri kadar bütün kabalık ve sanatsızlığıyla
ruha korkunç ve azametli hisler veren hiçbir şey
yoktur. Çölün gavr-ı sâmutunda kopan bu tarrakalara uzak ufukların velveledâr in’ikasâtı, kalbi
havf ve haşyete ilkâ eden ne kadar fevk’ul-tabii bir
heybet verir!..
Bir düşman süvarisinin cür’etkâr ayakları altında nöhvet ve namusu isyan eden bir kabile-i
şeca’ânın, şimdi kafası kırılmış bir arslan tehevvürüyle kudurmuş varlığının sayhâ-yı cinneti,
siyah bir bulut halindeki kum kasırgasını sarsıyor; kanlanmış gözlerinin ateşi, içinden naralar
fışkıran ağızlarının beyaz köpüğü, o siyah bulutu
zaman zaman şimşekliyordu. Süheyl, daima aynı
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
37
Külliyat-I Haşim Nahid: Hikâyeler
Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN
istikâmeti takib eden Leyla’ya ikide bir debr-i
pervâz- şûrişiyle mülâki olarak kanına yeni bir
seyyâle-i kuvvet akıtan bir kelime-i teşçî ile tekrar bu ufukları kaplayan fırtınanın içine saldırarak,
cinnet-i aşkının bütün feverânlarıyla düşmanlarını
kayırıp eziyordu.
Güneş çoktan yükselmişti. Bir ziyâ bürkânının
süyûl-ı sefidi mesafelere yayılıyor, uzak ufuklarda sallanan serap dalgalarının içinde irtisâm eden
meçhûl beldeler, kızgın kumların ummân-ı bîpâyânına yıkılıp devriliyordu. Kuvvetli sarsıntılarla dağılmış siyah, uzun örgüleri atlarının ürpermiş
yelesine karışan çöl kahramanlarının guryo savleti, yine birbirine karışan insan ve hayvan solukları,
sıcaklığın tazyîk-i girânı altında inleyen bir hayat-ı
gazviyenin bunaltıcı ve ağır hava-yı mütebâhiri,
tıpkı dar, basık bir mağaranın içine sıkışamayarak
mütezâid ve taşkın gümbürtülerle menfezini açan
bir lav gibi sorgu-yı zelzelelerle kum girdabını yırtıp dağıtıyor ve birbirleriyle cenkleşip haykıran,
saldıran, düşen naaşların üstüne toz tabakaları seriyordu. Ve çöl bir lehîb-i cehennemle tutuşup yanan
sinesine şimdi aşk ile kuvvetin, gurur ile intikâmın
akıttığı kan katrelerini mas ediyordu.
Leylâ, baş döndürücü bir seyr-i hâfızla atını
koştururken, bazen arkasından çalkalanıp gelen
kasırganın içinden, ölümün bir mızrak ucu gibi
keskin ve muntakim pençesi uzanıp tâ ensesine
saplanıyor gibi haşyetle başını çeviriyor, bazen
ecdâdının bütün vahşet ve iftirası kanında kaynaşarak -Süheyl’in gurûruna dokunmasa- bu mukip
cenk u kıtâle katılmak istiyordu. Şimdi ellerine
geçse kendisini bir köpek gibi boğazlayıp parçalayacak kabilesinin savlet-i intikâmı ile pençeleşen
Süheyl için kalbi sızlayarak münacat ediyordu.
Aradan asırlar kadar uzun bir zaman geçti… Ve
sonra bir ba’d-ı mütevazinle daima arkasından çalkalanıp gelen fırtınanın şimdi bilâkis uzaklaştığını
gördü. Gözlerine birdenbire inanamayarak hemen
atının başını çevirdi, dikkatle baktı: Hiç şüphe yok,
tehâcümler rıhlete başlamış, Süheyl ortadan kaybolmuştu. Aynı mühit-i cenk ve cidâlden perverde
olmuş varlığında âni bir istihâle ile kadınlığını tahakküm eden bir his ve haşyenin derin ve samimi
feverânlığıyla Süheyl’in intikâmını almaya koştu.
Fakat çok geçmeden karşısında yırtılan dumanların içinden kendisine doğru gelen süvarinin Süheyl
olduğunu tanıdı. Karşılaştıkları zaman neşâyid-i
zaferini tegannî eden Süheyl ile karşılaştılar ve
tekrar yollarına devam ettiler.
Bir siyah dalga gibi kabarmış saçının tellerinde, kirpiklerinin ucunda, çıplak göğsünün kılların38
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
da kumların rîze-i rahşânı ışıldayan Süheyl, herc
ü merc ve gubâr-âlûd (tozlu ve dağınık) kıyafetine korkunç bir mânâ-yı kable’t-tarih veren kan
tutmuş gözlerini uzak ufuklarda gezdirerek, gâh
mızrağını ve kollarını gâh bütün vücudunu sarsan
o hâlâ durulmamış taşkınlığıyla Leyla’ya, deminki
çarpışmalarının âheng-i mehâlikini inşâd ediyordu. Lakin birdenbire sesi gevşedi, çehresinde bir
sarılık belirdi: Bunu fark eden Leyla, bir şitâb-ı
perişânla ona yaklaştı. Hemen Süheyl’i kucaklayıp atından indirdi: Süheyl’in heybesinden macun
gibi bir şey çıkararak insana korku veren yarasının
ağzına ondan bir parçasını tıkadı. Şimdi Süheyl bîhoş bir halde kumların üstüne serilmişti.
Başının ucunda bir vâz-ı tahassüs ve ızdırap
ile soluyup tepinen atının ayakları altında kumlara serilmiş kahraman-ı aşkının mukattel ateşîni
olan bu rikestenin pâyânsızlığı içinde, Leyla’nın
nigâh-ı huşû ve cinneti; sâmit ve bî-şuûr ufuklarda
bir sadme-i ye’s ve hüsranla kanatları kırılmış bir
kelebek gibi, tekrar kumlara, şehid-i aşkının kanına boyanmış kumlara düşüyordu.
Leyla’nın nigâh-ı huşû ve cinnetinin bir lehîb-i
sûzanla tutuşmuş fezâ-yı berîninde şimdi bütün
bu nâmütenâhiliğin dolduramayacağı bir boşluk
ve bütün katarat-ı âsumanla sönmeyecek bir yangın vardı. Ăheng-i ihtizârında yırtılmış bir kalbin
nevhâ-yı fecaât ve tazarrûunu inleyen sesiyle:
-Süheyl! diye bağırdı.
Bu ses, ıssız çöllerde hiçbir mâkes-i necât bulamayarak sönerken güneş, içinden kırmızı lavlar
fışkıran ve degirmi bir kaya parçası gibi garba
doğru yavaş yavaş sarkıyordu.
Leyla, müstağrak-ı kahr ve zulmetle hep düşünüyordu: Bir çâre-i rehâ (çıkar yol) düşünmekle
meşgul beyninde sanki meçhûl bir fikrin şişekleri çakmış gibi yerinden fırladı: Bir erkek kuvvet
ve süratiyle Süheyl’in hareketsiz vücudunu atına
yükledi; yularını gevşetti, kendisi de ata binerek
onu takip etti: Kim bilir kaç kere pâmâl-ı zaferi
olmuş bu ufuklara aşina olan at, gözüne kestirdiği
bir istikâmeti tuttu, yürüdü.
Ertesi gün bütün bu macerâ-yı hüviyetine
nigehbân olan güneşin eş’âsı (ışığı) altında, yüksek mızrakların etrafını bir hâle-i müşe’şle (kalabalık) sardığı büyük bir çadırın altında Leyla’nın
göğsüne dayanarak sergüzeştini nakl ve rivâyet
eden Süheyl; bir halka teşekkül edecek surette
oturan ihtiyarlarla ayakta duran gençleri, sükût ve
heyecâna istimâ ediyordu (yöneltiyor).
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Kerkük’ten Havalanan Kuşlar
Bu topraklar bizimdir bu dağlar bu bağ bahçeler
Yağan yağmur esen yel üstümüzdeki gökyüzü
Topraklarında doğduk kalesinde dolaştık bahçelerinde ağladık
Kana kana sularını içtik yağmurunda yıkandık
Cennette yaşadık hep birlikte cehennemleri
Bolluklar içinde yaşadık yoksullukları
Ne dostlar yitirdik ne canlar kaybettik
Kaç ocak yıkıldı kaç çocuk yetim kaldı
Yapraklar gibi dökülmedik dimdik ayakta kaldık
Geri dönmedi gidenler ama hiç birini unutmadık
Kerkük’ten kuşlar havalandı
Anadolunun başı dumanlı dağlarında düşündü
Azerbaycanın Hazar kıyılarında nefes aldı dinlendi
Türkmenistan’ın çekik gözlü kızlarının elinden yemini yedi
Kırım’ın sürğün analarının ağıtlarını ninni diyerek dallarda uyudu
Kıbrıs kıyılarında martılarla kanat çırptı oynadı
Konuk oldu Turan illerine
Hatırlattı İsmail Gaspralı’nın sözlerini
Dilde birlik, fikirde birlik iş’te birlik.
Şimdi kim bilir hangi toprakların gökyüzünde
Ağlama sen....ağlama Kerkük
Yanma sen yanma sırası bizde
Unutma
Bir elin beş parmağı gibi kopamayız birbirimizden
Birinin parmağı kesilse sızlar bütün eller
Kerkük 17.5.1987
Selma MERDAN
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
39
Türkmen Albümünden
Ziyat Akkoyunlu Rauf Denktaş ile.
Ziyat Akkoyunlu çalışma masasında
40
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Editörün Seçtikleri
Ziyat Akkoyunlu Barış Manço ile
Ziyat Akkoyunlu yurtdışı gezisinde
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
41
KERKÜK VAKFI
KERKÜK FOUNDATION
QARDASHLIQ
REVIEW OF CULTURE ART LITRERATURE AND FOLKLORE
Year: 15 Issue: 58 April - June 2013
ISSN : 1302-2857
On behalf of the Kerkük Foundation
Owner of the right and editor in Chief
İzzettin KERKÜK
Editor and Genel Coordinator
Suphi SAATÇİ
Correspondence Address
P. O. Box 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL
Tel. (0212) 584 00 75
Fax (0212) 584 00 76
www.kerkukvakfi.com
www.kardaslik.org
email: kardeslik@kardeslik.org
Administrative Office
Haseki Sultan Mahallesi Kuka Sokağı
Huzur Apt. No: 1/1
Fındıkzade/İSTANBUL
Representavtives
Habib HÜRMÜZLÜ (Ankara)
Timur TAŞ (İzmir)
Ali İhsan NAQIB (ABD)
Consulted by an Anditorial
Referrence Counsul
Prof. Dr. Ziyat AKKOYUNLU
Prof. Dr. Yavuz AKPINAR
Prof. Dr. Abdülhalik BAKIR
Prof. Dr. Haşim KARPUZ
Prof. Dr. Mahir NAKİP
Prof. Dr. Suphi SAATÇİ
Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU
Prof. Dr. Abdüsselam ULUÇAM
Editorial Board
Kemal BEYATLI
Kemal ÇAPRAZ
Aydil EROL
Erşat HÜRMÜZLÜ
Habib HÜRMÜZLÜ
İzzettin KERKÜK
Mahir NAKİP
Acar OKAN
Ömer ÖZTÜRKMEN
Suphi SAATÇİ
Suphi SALT
Contents
Iraq and Flood Problems •
Dr. Tuğba Evrim Maden / 43
Section in Turkish / 01-41
QARDASHLIQ
Section in Arabic / 44-64
Published quarterly in Turkish, English,
and Arabic
by İzzettin Kerkük Culture
and Research Foundation
(Kerkük Fondation)
Authors are responsible for the raticles and photographs published
in this review. Articles and photographs published in the review
may be used elsewhere by indicating the source
42
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
Dr. Tuğba Evrim Maden*
temaden@gmail.com
Iraq and Flood Problems
While Iraq, the downstream neighbor of Turkey’s
Euphrates and Tigris rivers, frequently form the agenda
regarding water shortage, it has recently taken its place
on the agenda with flood news.
With precipitations occurring heavily in short
periods and sudden and early snow melts taking place
with rising temperature, floods have been observed in
certain periods from the past to the present in the river
basin of particularly the Euphrates and Tigris whose
flow rate varies. While global climate change influence
the precipitation regimes, it can also cause rapid snow
melts and change the interval of the periods. Moreover,
in Iraq, which has experienced long periods of war, water
structures that have been damaged in terms of structure
can also remain insufficient in storing flood waters.
Floods in the Tigris River are seen between
February-June while they are seen in March and July
in the Euphrates. In “The Mail” newspaper dated 25
May 1929, the floods occurring in Iraq have been
addressed and individuals living for many years in
Baghdad have indicated that a great flood occurring in
1919 had threatened the capital city of Baghdad and that
floods take place periodically in the river basins of the
Tigris and Euphrates. From the information obtained
from FAO2, the Tigris River, especially during periods
of floods, can rise by 30 cm. per hour. While Iraq,
experiencing flood problems, implement projects on
water resources, in the early periods it had constructed
dams for the purpose of controlling floods. Later on,
energy and irrigation purposes have started coming to
the fore in the construction of dams. It is also indicated
that one of the purposes of the Tharthar Lake project
in particular, whose construction had been completed in
1956, was to protect the capital of Baghdad from floods.
The lake which allowed water flow from the Tigris River
to the Euphrates in the 1970’s has been criticized for
damaging the quality of water by creating salinity in the
Euphrates River.
While Iraq, experiencing flood problems, implement
projects on water resources, in the early periods it had
constructed dams for the purpose of controlling floods.
Later on, energy and irrigation purposes have started
coming to the fore in the construction of dams.
In Iraq, which has a surface area of 438.320 km2,
cultivated land exists in two regions. The first region
is the mountainous regions and plateaus in Northern
Iraq where there is plentiful of precipitation, while the
* ORSAM Water Research Programme Specialist,
KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / ‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ‬
Yıl/Year 15 ‫السنة‬
second region consists of the irrigation lands existing in
Baghdad and Ramadi along the shore of the Tigris and
Euphrates rivers. Opposite to the north of Iraq, water
being provided is not seasonally steady in the south and
while floods originating from the Tigris particularly in
the spring can be regarded as a benefit for producers of
rice, it causes great harm to the products to be harvested
in the summer and especially to the city of Baghdad.
These floods also cause salinity in the soil. Soil salinity
can only be prevented with water existing at the right
time and at the right place.
The great flood that took place in February 2006
caused create damages to the cities of Arbil, Duhok,
Sulaymaniyah, Salahaddin, Tameem, Kirkuk, Diyala,
Missan, Wasit and Kut in Iraq. In order for the damages
to be compensated, the Organizations of the Red Cross
and Red Crescent have gathered aid of approximately
1.3 million dollars.
Since January this year, floods have occurred
first in Southern Iraq and following it, since the
beginning of this month, in the north of Iraq due to
heavy precipitations. During the floods caused by
precipitation that occurred the most heavily in the last
30 years and whose consequence had been experienced
in the winter, the Tigris River has rose approximately
5 meters and the greatest flow since the last 50 years
has been witnessed. Especially in the northern cities
of Iraq, state of emergency has been declared against
floods. In 230 villages situated in the regions of Wasit,
Dhi Qar and Maysan, measures have been taken against
the problem of floods that would occur as a result of
heavy precipitations. According to information obtained
from news sources, it has been learned that two small
dams have collapsed due to the floods. Moreover, it
has also been indicated that consolidation works are
being performed in the dams against floods. Opening
of drainage channels for the drainage of extreme flows
formed in the Tigris and Euphrates rivers is also another
piece of information that has been obtained.
According to their hydrologic features, the rivers
of Tigris and Euphrates can display great changes in
their flow over the years. Throughout history, periods
of great drought and great flood have been experienced
in this basin and these processes have been felt the most
intensively in Syria and Iraq. Actually, the dams, which
have been exposed to Turkey’s constant criticisms,
organize storages and the flows of the two rivers having
unsteady flow in times of drought and flood in a way that
would be beneficial to both Syria and Iraq.
Sayı/Issue 58 ‫العدد‬
Nisan-Haziran/April-June 2013 ‫ حزيران‬- ‫نيسان‬
43
‫فالح يازار اوغلو‬
‫* مسرحية ( يمان فلك ) تاليف يلماز بك‬
‫اوغلو واخراج زين العابدين كوبرلو ‪.‬‬
‫* مسرحية ( اليوم هو الخميس ) ومسرحية (‬
‫دوروشما ) تاليف عدنان صاري كهية ‪.‬‬
‫* مسرحية ( آت سيوه ن شارقلري ) تاليف‬
‫نصرت مردان وإخراج هاشم زينل ‪ ،‬ومسرحية‬
‫( نفطنا لنا ) ‪.‬‬
‫* مسرحية ( وأخت واريكن ) تأليف احمد‬
‫اوطرقجي وإخراج حسين علي غالب ‪.‬‬
‫وسجلت الفرقة عديدا من التمثيليات‬
‫التلفزيونية منها ‪ ( :‬اوينباز عزة ‪ ،‬متين ‪ ،‬اوز‬
‫ايتغمدي ) من تاليف احمد اوطرقجي ‪ ،‬اضافة‬
‫الى تمثيلية ( المخرج الفاشل ‪ ،‬المعقول )‬
‫وعشرات من تمثيليات اإلذاعية ‪.‬‬
‫ونال قسم الدبكات الذي كان يقوده ياسين‬
‫حميد أفندى أعجاب واستحسان الجمهور وكان‬
‫يضم خيرة الشباب منهم ‪ ( :‬بهاءالدين سيوملي ‪،‬‬
‫فؤاد باشا ‪ ،‬شمس الدين توركمن اوغلو ‪ ،‬نهايت‬
‫جاللي ‪ ،‬يونس جمعة حمزه لي ) ‪..‬‬
‫فكانت هذه الفرقة اضافة الى عملها الفني‬
‫المميز ‪ ،‬كانت تؤدي عملها القومي من خالل‬
‫اعمالها بتوعية الجماهير وتعريفها بالمشكالت‬
‫التي كانت تعاني منها القومية التركمانية ‪..‬‬
‫ونظرا لبروز ( فرقة نادي الثورة‬
‫الرياضي للتمثيل والفلكلور التركماني ) فنياً‬
‫وقوميا ًوشعبيا ‪ً ،‬اخذت بعض الجهات في الدولة‬
‫والحزب الحاكم تحسب لها الف حساب ‪ ،‬لذا‬
‫صدر قرار من مجلس قيادة الثورة المنحل في‬
‫عام ‪ 1978‬بحل الهيئة االداري للنادي الثورة‬
‫الرياضي في كركوك وإعفاء أكثرية األعضاء‬
‫من الهيئة االدارية وخاصة اعضاء الفرقة الفنية‬
‫‪..‬‬
‫وشكلت هيئة ادارية جديدة للنادي والتي‬
‫ضيقت الخناق على الفرقة الفنية مما اضطرت‬
‫اعضاء الفرقة بترك النادي ومقرها وجميع‬
‫ممتلكاتها في النادي‪..‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫وفي عام‪ 1994‬م عادت الفرقة الى مقرها‬
‫القديم في نادي الثورة الرياضي لتقدم اعمال‬
‫فنية لها ‪ ،‬حيث شارك الفرقة في ( مهرجان‬
‫بابل الدولي ) بمشاركة مع نقابة فناني كركوك‬
‫وقدمت اروع االغاني والدبكات الفلكلورية‬
‫الشعبية ( الشباب والشابات ) وقدمت اعمال لمدة‬
‫يومين على المسرح برئاسة يلماز بك اوغلو‪،‬‬
‫وكان ابرز المشاركين في المهرجان كل من‪:‬‬
‫(ايوب مياس ‪ ،‬محمد هاشم الصالحي ‪ ،‬شمس‬
‫الدين توركمن اوغلو ‪ ،‬نهايت جاللي ‪ ،‬بهاءالدين‬
‫سيوملي‪) .‬‬
‫وقدمت الفرقة في منتصف التسعينيات‬
‫اضخم حفلة فنية شهدها كركوك انذاك وعرضت‬
‫لمدة اسبوع وعلى قاعة النشاط المدرسي‪..‬‬
‫وتوقفت هذه الفرقة عن تقديم اعمالها الفنية‬
‫في عام‪ 2000‬م نظرا ًلضغوطات االجهزة‬
‫االمنية لبعض اعضاء الفرقة وتدخلها في‬
‫نصوص المسرحيات وعليه توقفت الفرقة نهائياً‬
‫عن تقديم اعمالها الفنية والمسرحية‪..‬‬
‫المصدر ‪:‬‬
‫* المعلومات الشخصية مع الصور التي‬
‫ادلى بها االستاذ يلماز شكور بك اوغلو واالستاذ‬
‫شمس الدين توركمن اوغلو‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪44‬‬
‫فالح يازار اوغلو‬
‫جالل صوده جي ) ‪ ،‬وقام اعضاء الفرقة ببناء‬
‫مسرح صيفي في نادي الثورة الرياضي وكان‬
‫لهذا المسرح الدور البارز في تقديم اعمالها من‬
‫المسرحيات واألغاني والدبكات والكوره س ‪..‬‬
‫تشكلت في الفرقة الفنية اقسام عديدة منها‬
‫‪:‬‬
‫‪1‬ـ قسم المسرح برئاسة يلماز بك اوغلو ‪.‬‬
‫‪2‬ـ قسم الموسيقى برئاسة جالل صوده جي ‪.‬‬
‫‪3‬ـ قسم الدبكات برئاسة ياسين حميد افندي ‪.‬‬
‫‪4‬ـ قسم الكوره س برئاسة عدنان صاري‬
‫كهية ومحمد رؤوف ‪.‬‬
‫وسجلت الفرقة الفنية عديدا من األغاني في‬
‫تلفزيون كركوك على سبيل المثال ال الحصر‬
‫(اغنية دايي كوثر) و (اغنية فطمه خان) من‬
‫تاليف احمد اوطرقجي وغناء عمر محمود‪،‬‬
‫وبقيت هذه االغاني خالدة حتى الوقت الحاضر‬
‫رغم مرور اكثر من اربعين عاماً عليها‪.‬‬
‫وكانت الفرقة الموسيقية تتألف من ‪( :‬‬
‫جالل صوده جي ‪ ،‬حميد صالح ‪ ،‬كمال شكرجي‬
‫‪ ،‬ناجي عوني ‪ ،‬عمر محمود ‪ ،‬محمد هاشم‬
‫الصالحي ) اضافة الى المطربين محمد رؤوف‬
‫‪45‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫‪ ،‬ابراهيم رؤوف ‪ ،‬كامل رشيد ‪ ،‬فائق شفيق ‪،‬‬
‫حلمي شن سه س ‪ ،‬محمد جامجي ‪ ،‬قاسم سه‬
‫سي كوزه ل ) ‪.‬‬
‫وكان قسم المسرح من اهم اقسام الفرقة‬
‫وكان يضم خيرة الفنانين المشهورين في ذلك‬
‫الوقت ومازال البعض يعمل في هذا المجال ‪.‬‬
‫شاركت الفرقة في اول ايامها في ( مهرجان‬
‫المسرح التركماني االول ) في ‪/10‬تموز‪/‬‬
‫‪1972‬م وقدمت مسرحية ( اوكسسوز ) تاليف‬
‫وإخراج يلماز بك اوغلو ‪ .‬ومسرحية ( مواطن‬
‫بال استمارة ) ترجمه الى التركمانية عدنان‬
‫صاري كهية وإخراج عماد بهجت ‪..‬‬
‫وشاركت الفرقة في ( مهرجان المسرح‬
‫التركماني الثاني ) في ‪/10‬تموز‪1973 /‬م وقدمت‬
‫مسرحية ( االمالء ) ترجمة مولود طه قاياجي‬
‫وإخراج غائب حيدر ‪ ،‬ومسرحية ( نايجن ‪ ..‬نجه‬
‫‪ ..‬كيميجن ) ترجمة احمد اوطرقجي وإخراج‬
‫حسين علي غالب ‪..‬‬
‫أشهر أعمال المسرحية للفرقة هي ‪:‬‬
‫* مسرحية ( بينده بير ) تاليف يلماز بك‬
‫اوغلو وإخراج زين العابدين كوبرلو وعماد‬
‫بهجت ‪.‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫فالح يازار اوغلو‬
‫نبذة تاريخية عن‬
‫فرقة نادي الثورة الرياضي‬
‫للتمثيل والفلكلور التركماني‬
‫اثناء دراسة الطلبة التركمان في اكاديمية‬
‫الفنون الجميلة ومعهد الفنون في بغداد في عام‬
‫‪1968‬م وهم كل من ‪ ( :‬حسين امين ‪ ،‬زين‬
‫العابدين كوبرلو ‪ ،‬عماد بهجت ‪ ،‬حسين علي‬
‫غالب ‪ ،‬عرفان صديق دايله ‪ ،‬يلماز شكور بك‬
‫اوغلو )‪ ،‬تم تشكيل فرقة فنية للتمثيل سميت باسم‬
‫(ينكي تمثيل طاخمي) اي (فرقة التمثيل الحديث)‬
‫برئاسة الفنان فاضل حالق‪ ،‬وقدمت اول اعمالها‬
‫في االذاعة التركمانية ببغداد ‪.‬‬
‫وفي عام ‪1969‬م اندمجت (فرقة التمثيل‬
‫الحديث) مع (فرقة مسرح كركوك الحديث) الذي‬
‫كان برئاسة الفنان تحسين شعبان ‪ ،‬لتكون فرقة‬
‫(بابا كركر للتمثيل) في نادي الثورة الرياضي‪..‬‬
‫وقدمت هذه الفرقة عديدا من المسرحيات‬
‫من تاليف وإخراج الفنان تحسين شعبان منها‬
‫مسرحية (غيولر باده سي) و (اللتي الليغ) ثم‬
‫سجلت تمثيليتين في تلفزيون كركوك (قدر الدي‬
‫ياباركن) تاليف تحسين شعبان ‪ ،‬وثم سجلت‬
‫مسلسلة تلفزيونية (بينادوز عثمان) من تاليف‬
‫حسين امين وإخراج يلماز بك اوغلو‪..‬‬
‫ثم اندمجت مع فرقة التمثيل مع فرقة‬
‫موسيقية فأصبحت باسم (فرقة بابا كركر للتمثيل‬
‫والفلكلور التركماني) وأصبحت فرقة متكاملة‬
‫من جميع النواحي الفنية ‪ ،‬وقدمت عديدا من‬
‫اعمالها على مسارح كركوك وبغداد والموصل‬
‫وتلعفر منها ‪:‬‬
‫‪1‬ـ مسرحية (شمندفر) تاليف نصرت مردان‬
‫وإخراج تحسين شعبان ‪.‬‬
‫‪2‬ـ مسرحية (طبيب المجانين) تاليف ياوز‬
‫هرمزلي واخراج هاشم زينل ‪.‬‬
‫‪3‬ـ مسرحية (الالمعقول) تاليف وإخراج‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫يلماز بك اوغلو ‪..‬‬
‫إضافة إلى ماذكرناهم كان هناك عدد من‬
‫الفنانين واألدباء التركمان في هذه الفرقة منهم‬
‫على سبيل المثال ال الحصر ‪( :‬اكرم صابر‬
‫كركوكلي ‪ ،‬فكرت كركوكلي ‪ ،‬عدنان اسماعيل‬
‫‪ ،‬جودت احمد باقر ‪ ،‬شمس الدين توركمن اوغلو‬
‫‪ ،‬جمال كركوكلو ) ‪..‬‬
‫وفي عام ‪1972‬م مرت بعض الظروف‬
‫القاهرة على الفرقة مما ادى الى انسحاب بعض‬
‫االعضاء منها وانظم اعضاء اخرون اليها‬
‫‪ ،‬فأصبح اسم الفرقة بـ ( فرقة نادي الثورة‬
‫الرياضي للتمثيل والفلكلور التركماني ) وتولى‬
‫ادارة الفرقة األديب احمد اوطرقجي ‪.‬‬
‫ومن ابرز مؤسسي هذه الفرقة كل من ‪:‬‬
‫( حسين علي غالب ‪ ،‬يلماز بك اوغلو ‪ ،‬ياسين‬
‫حميد افندي ‪ ،‬غائب حيدر ‪ ،‬زين العابدين‬
‫كوبرلو ‪ ،‬شمس الدين توركمن اوغلو ‪ ،‬عرفان‬
‫صديق دايله ‪ ،‬عماد بهجت ‪ ،‬محمد رؤوف ‪،‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪46‬‬
‫المدى برس ‪ /‬استانبول‬
‫كبيراً‬
‫ً‬
‫محفوفاً بالمخاطر”‪.‬‬
‫كول‪ :‬الصحافيون التركمان واألتراك يحفاظون‬
‫على وحدة العراق وشعبه‬
‫إلى ذلك قال الرئيس التركي عبد اهلل كول‪،‬‬
‫في كلمته التي ألقاها نيابة عنه كبير مستشاريه‬
‫لشؤون الشرق األوسط‪ ،‬ارشاد هورموزلو‪ ،‬إن‬
‫“الصحافيين التركمان يمثلون القومية الثالثة في‬
‫العراق ويعكسون آمالها وطموحاتها باعتبارها‬
‫جزءاً ال يتجزأ من العراق”‪ ،‬مضيفاً أن “للتركمان‬
‫دوراً في انتشار الثقافة اإلعالمية واحترام‬
‫اآلخر”‪.‬‬
‫وأوضح كول‪ ،‬أن “الصحافيين التركمان في‬
‫العراق يواصلون مع أخوتهم الصحافيين في‬
‫تركيا العمل من أجل الحفاظ على وحدة العراق‬
‫وشعبه”‪ ،‬معرباً عن أمله أن “تفتح استضافة‬
‫تركيا للمؤتمر ً‬
‫آفاقا جديدة أمام تطور الصحافة‬
‫التركمانية العراقية”‪.‬‬
‫أردوغان‪ :‬أمنيات لإلعالم العراقي والتركماني‬
‫بالنجاح في ظل الجغرافيا الصعبة‬
‫إما رئيس الوزراء التركي رجب طيب‬
‫أردوغان‪ ،‬فقد عبّر خالل رسالة وجهها إلى‬
‫المؤتمر‪ ،‬عن أمله بأن “تتحقق األهداف العامة‬
‫للصحافة التركمانية العراقية بشكل يترجم إلى‬
‫حقائق تالمس أرض الواقع”‪ ،‬متمنياً لـ”منتسبي‬
‫اإلعالم التركماني العراقي والمشاركين في هذا‬
‫الجهد اإلعالمي من العراقيين أن ينجحوا بمهمتهم‬
‫النبيلة في ظل الجغرافيا التي يعملون فيها”‪.‬‬
‫وشدت جلسات المؤتمر العديد من الكلمات من‬
‫صحافيين وسياسيين اتراك‪ ،‬وإعالميين عراقيين‪،‬‬
‫أكدت على ضرورة العمل من أجل الحريات‬
‫الصحافية وإسهام اإلعالم في التطورات السياسية‬
‫واالجتماعية الحاصلة في المنطقة‪.‬‬
‫يذكر ّ‬
‫أن المؤتمر الرابع للهيئة كان عقد في‬
‫العاصمة التركية أنقرة‪ ،‬في نيسان من العام ‪2011‬‬
‫الماضي‪ .‬وكان وزير الدولة لشؤون المحافظات‬
‫طورهان المفتي أعلن‪ ،‬في الـ‪ 16‬من أيار ‪2013‬‬
‫الحالي‪ ،‬عن تخصيص مجلس الوزراء مبلغ‬
‫ملياري دينار لشبكة األعالم العراقي إلطالق‬
‫‪47‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫قناة فضائية ناطقة باللغة التركمانية‪ ،‬واكد أن‬
‫هذه خطوة لضمان حقوق التركمان “المسلوبة”‪،‬‬
‫ودمجه بالمجتمع العراقي‪.‬‬
‫وكان رئيس الحكومة العراقية نوري المالكي‪،‬‬
‫وجه في الخامس من نيسان ‪ ،)2013‬بتأسيس‬
‫فضائية تركمانية مستقلة‪ ،‬مبينا أن القرار جاء‬
‫بسبب “مصادرة” الصوت التركماني و”عدم‬
‫إسماع همومهم ومشاكلهم من قبل بعض‬
‫الفضائيات”‪ ،‬كما أعلن وزير االتصاالت وكالة‬
‫طورهان المفتي في الـ‪ 4‬من نيسان ‪ ،2013‬موافقة‬
‫الحكومة العراقية على إدخال اللغة التركمانية في‬
‫خدمة الهاتف النقال في العراق”‪.‬‬
‫ولدى التركمان فضائية هي (توركمن أيلي)‬
‫وتتخذ من كركوك مركزا لها ولها مكاتب رئيسية‬
‫ببغداد وأنقرة‪ ،‬وهي تبث عبر القمرين نيل سات‬
‫وتورك سات وتعتمد في بثها األحرف التركية‪.‬‬
‫وكان مجلس النواب قرر مجلس في عام ‪2012‬‬
‫المنصرم‪ ،‬اعتبار التركمان “المكون الثالث” في‬
‫العراق وضمان “حقوقه الكاملة”‪.‬‬
‫ويعاني المكون التركماني في العراق من‬
‫هجمات مسلحة تستهدفه باستمرار‪ ،‬وقد دعت‬
‫الجبهة التركمانية العراقية‪ ،‬في األول من‬
‫نيسان ‪ ،)2013‬إلى عقد جلسة برلمانية خاصة‬
‫يستضاف فيها رئيس الحكومة نوري المالكي‬
‫والقادة األمنيين لعرض “المخاوف والمخاطر”‬
‫التي تواجه التركمان في العراق”‪ ،‬وفي حين بينت‬
‫أن التركمان هم الطرف الوحيد الذي ال يوجد من‬
‫يحميه برغم ما يتعرض له من استهدف شبه‬
‫يومي‪ ،‬حذرت من استمرار عدم سماع صوت‬
‫المكون و”تهميش حقوقه” الدستورية وغياب‬
‫التوازن األمني في ظل مخطط يراد منه “صهر‬
‫التركمان وإجبارهم على الرحيل عن وطنهم”‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫المدى برس ‪ /‬استانبول‬
‫الصحافيين التركمان المسؤولية القومية الكبرى‬
‫للبدء فوراً بالتحضيرات الالزمة لذلك”‪.‬‬
‫وقال مراسل (المدى برس)‪ ،‬إن “المؤتمر شهد‬
‫انتخاب هيئة جديدة للصحافة واإلعالم التركماني‬
‫في العراق ضمت محمد هاشم الصالحي وكولزار‬
‫البياتي وكورشاد جاوش اوغلو ودلشاد ترزي‬
‫وشمس الدين كوزجي وعامر قره ناز وكونكور‬
‫ياوز اصالن”‪ ،‬مشيراً إلى أن “الهيئة الجديدة‬
‫انتخبت شمس الدين كوزجي سكرتيراً عاماً لها”‪.‬‬
‫وأضاف المراسل‪ ،‬أن “المؤتمر شهد نقاشات‬
‫عبّر خاللها الصحافيون العراقيون والعرب‬
‫واألجانب عن خشيتهم من حالة االنفالت‬
‫المعلوماتي التي يشهدها اإلعالم االلكتروني‬
‫العربي”‪ ،‬الفتاً إلى أنهم “أكدوا على ضرورة‬
‫الحرص على الدور المحايد لإلعالم في ظل‬
‫الصراع السياسي القائم في العراق خشية‬
‫االنخراط فيه أو يكون جزءاً منه”‪ ،‬وعلى أهمية‬
‫تجاوز اإلعالم لتصريحات ومواقف السياسيين‬
‫التي تشجع على التمييز القومي والطائفي”‪.‬‬
‫اللجنة المنظمة‪ :‬دعم نضال التركمان‬
‫وقال عضو اللجنة المنظمة للمؤتمر شكران‬
‫قاياجي‪ ،‬في حديث إلى (المدى برس)‪ ،‬إن “الهدف‬
‫من عقد هذا المؤتمر يتمثل بوضع أسس للتعاون‬
‫وتبادل اآلراء ووجهات النظر بشأن اإلعالم ودوره‬
‫في تحقيق تطلعات الشعوب السيما العراق بعامة‬
‫والتركماني بخاصة ودعم نضال التركمان بكل‬
‫الوسائل السلمية وضمن إطار الديمقراطية”‪ ،‬مبيناً‬
‫أنه “يهدف أيضاً إلى التركيز على نشر المبادئ‬
‫التي تحقق الحفاظ على وحدة تراب العراق وأمن‬
‫مواطنيه واستقرارهم بعيداً عن كل أساليب القهر‬
‫واالقصاء والتهميش”‪.‬‬
‫وذكر قاياجي‪ ،‬أن “هيئة الصحافة التركمانية‬
‫ليست سلطة قضائية أو تنفيذية إنما هي مؤسسة‬
‫تقدم المشورة وتطرح آراءها في القضايا المتعلقة‬
‫باإلعالم التركماني بأشكاله كافة”‪.‬‬
‫بياتلي‪ :‬المسؤوليات متبادلة بين اإلعالم والدولة‬
‫على صعيد متصل قال رئيس هيئة اإلعالم‬
‫والصحافة التركمانية السابق‪ ،‬كمال بياتلي‪ ،‬في‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫كلمة له خالل المؤتمر‪ ،‬إن “إعالم التركمان في‬
‫العراق لم يصل بعد إلى المستوى المطلوب في‬
‫التعبير عن طموحات ومصالح التركمان بخاصة‬
‫والعراقيين بعامة”‪ ،‬مشيراً إلى ّ‬
‫أن “الهيئة تعمل‬
‫بجد من أجل ايصال هذا اإلعالم إلى المعايير‬
‫الدولية لإلعالم”‪.‬‬
‫وأضاف بياتلي‪ ،‬أن “الصحافة التركمانية‬
‫العراقية تسعى إلى تجاوز الرقابة والتهميش‬
‫المفروضين عليها من خالل محاوالت رفع صوتها‬
‫إلسماعه إلى العالم كله عبر الحرية التي تناضل‬
‫من أجلها”‪ ،‬مستدركاً على “أال تصل هذه الحرية‬
‫إلى حالة التمادي في مهاجمة اآلخر أو تحويل‬
‫اإلعالم إلى ساحة صراع بين المتنافسين”‪.‬‬
‫وأكد األمين العام لهيئة اإلعالم والصحافة‬
‫التركمانية السابق‪ ،‬على ضرورة “الحرص على‬
‫الدور المحايد لإلعالم في ظل الصراع السياسي‬
‫القائم في العراق حتى ال ينخرط في هذا النزاع‬
‫أو يكون جزءاً منه”‪ ،‬مشدداً على أهمية “تجاوز‬
‫اإلعالم لتصريحات ومواقف السياسيين التي‬
‫تشجع على التمييز القومي والطائفي ألن هناك‬
‫مسؤوليات متبادلة بين اإلعالم والدولة يجب أن‬
‫تتصف بالمسؤولية المتبادلة”‪.‬‬
‫ودعا بياتلي‪“ ،‬السلطات العراقية إلى دعم‬
‫الصحافيين التركمان وايجاد فرص عمل‬
‫للخريجين التركمان الشباب بمجال اإلعالم في‬
‫مؤسسات الدولة وافادتهم من المنح اإلعالمية‬
‫للدراسات المتخصصة خارج العراق”‪.‬‬
‫الالمي‪ :‬الصحافي العراقي يقاتل من أجل‬
‫ايصال المعلومات للعالم‬
‫من جانبه أكد نقيب الصحافيين العراقيين‪ ،‬مؤيد‬
‫الالمي‪ ،‬خالل المؤتمر‪ ،‬على “عدم وجود إعالم‬
‫محايد بمعنى الكلمة”‪ ،‬وقال إن “العراق أصبح بعد‬
‫التغيير سنة ‪ 2003‬يتمتع بمساحة إعالمية واسعة‬
‫برغم المخاطر التي يتعرض لها الصحافيون الذين‬
‫قتل منهم لحد اآلن حوالي ‪.”370‬‬
‫وذكر الالمي‪ ،‬أن “الصحافي العراقي يقاتل‬
‫من أجل ايصال المعلومة والصورة إلى جميع‬
‫المتلقين في العالم”‪ ،‬عاداً أنه “يؤدي بذلك دوراً‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪48‬‬
‫المدى برس ‪ /‬استانبول‬
‫اإلعالم التركماني يختتم أعماله‬
‫باسطنبول بمطالبة أعضائه‬
‫بـ´الحيادية` في الصراع وإيقاف الهجمات ضد مناطق التركمان‬
‫دعا المشاركون في المؤتمر الخامس لهيئة‬
‫اإلعالم والصحافة التركمانية في العراق‪ ،‬الذي‬
‫اختتم‪ ،‬اليوم االثنين‪ ،‬في مدينة اسطنبول التركية‪،‬‬
‫إلى ضمان حرية الصحافة والرأي والحفاظ على‬
‫الدور المحايد لإلعالم في ظل الصراع السياسي‬
‫القائم بالبالد‪ ،‬وتأمين الضمان االجتماعي لعوائل‬
‫شهداء الصحافة العراقية و”الحقوق” االجتماعية‬
‫للصحافيين التركمان‪ ،‬وتأمين أرواحهم وممتلكاتهم‪،‬‬
‫مؤكدين على ضرورة اهتمام الحكومة العراقية‬
‫واألمم المتحدة وتركيا بالموضوع من اجل ايقاف‬
‫الهجمات ضد المناطق التركمانية بالعراق‪،‬‬
‫واالهتمام بتعليم اللغة التركية في العراق‪.‬‬
‫جاء ذلك في ختام أعمال المؤتمر الخامس لهيئة‬
‫اإلعالم والصحافة التركمانية العراقية‪ ،‬اليوم‪،‬‬
‫بمدينة اسطنبول التركية‪ ،‬الذي انطلقت أعماله في‬
‫الـ‪ 18‬من أيار ‪ 2013‬الحالي‪ ،‬تحت شعار نحو‬
‫المعلومة الصحيحة والتحليل الصائب)‪ ،‬وحضرته‬
‫(المدى برس)‪.‬‬
‫وقالت هيئة اإلعالم والصحافة التركمانية‬
‫العراقية في بيانها الختامي‪ ،‬الذي اطلعت عليه‬
‫(المدى برس) ‪ ،‬إن “المؤتمر عقد بمشاركة نحو‬
‫‪ 100‬صحافي وإعالمي من مدن كركوك وأربيل‬
‫والموصل وتلعفر وطوز خورماتو والتون‬
‫ً‬
‫فضال عن دول اذربيجان‬
‫كوبري في العراق‪،‬‬
‫والدنمارك وألمانيا وانكلترا والواليات المتحدة‬
‫األميركية وفرنسا وسويسرا وكندا”‪ ،‬مشيرة‬
‫إلى أن “المشاركين فيه ناقشوا قضايا ومشاكل‬
‫الصحافة التركمانية بأشكالها المرئية والمسموعة‬
‫وااللكترونية ضمن محاور تضمنت تأثير الصحافة‬
‫على السياسة‪ ،‬وتأثير مواقع التواصل االجتماعي‬
‫على المجتمع‪ ،‬وأسس وخصائص األخبار والتعبير‬
‫ً‬
‫فضال‬
‫الحر‪ ،‬والصحافة التركمانية االلكترونية‪،‬‬
‫‪49‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫عن مسؤولية الشباب في الصحافة والكتابات‬
‫االلكترونية والصحافة المرئية والجمهور”‪.‬‬
‫ودعا المؤتمر في بيانه الختامي‪ ،‬إلى ضرورة‬
‫“اتخاذ التدابير الالزمة لضمان حرية الصحافة‬
‫والرأي من قبل الحكومة العراقية باعتبار أن‬
‫الصحافة الحرة والرأي الحر من أعمدة التطور‬
‫الديمقراطي وطالبوا بتوفير الضمان االجتماعي‬
‫لعوائل وابناء شهداء الصحافة العراقية ومن‬
‫ضمنها التركمانية‪ ،‬والحقوق االجتماعية‬
‫للصحافيين التركمان من قبل الدولة العراقية‪،‬‬
‫وتأمين أرواحهم وممتلكاتهم مع توجيه انظار‬
‫اإلعالم في تركيا والدول الناطقة باللغة التركية‬
‫إلى معاناتهم”‪.‬‬
‫وطالب المشاركون‪ ،‬بحسب البيان‪ ،‬بضرورة‬
‫“االهتمام بتعليم ودراسة اللغة التركية مع تحديث‬
‫أقسام اللغة واآلداب والصحافة واإلعالم بها‬
‫في الجامعات العراقية ومنح األولوية للشباب‬
‫التركمان وتحفيزهم للدراسة في أقسام الصحافة‬
‫واإلعالم بالجامعات”‪.‬‬
‫ً‬
‫وأكد المشاركون‪ ،‬وفقا للبيان‪ ،‬على لزوم‬
‫“اهتمام الحكومة العراقية واألمم المتحدة وتركيا‬
‫بالموضوع من اجل إيقاف الهجمات ضد المناطق‬
‫التركمانية داخل العراق بهدف تهجير قاطنيها من‬
‫مناطق سكناهم”‪ ،‬مبينين أن “ازدياد الهجمات‬
‫المتكررة على التركمان في السنوات األخيرة‪،‬‬
‫السيما بعد اشتداد النزاعات السياسية والعسكرية‬
‫بين حكومة العراق المركزية والحكومة المحلية‬
‫في شمال العراق‪ ،‬كان ذا مغزى عميق”‪.‬‬
‫ومن التوصيات األخرى للمؤتمر‪ ،‬كما نقل‬
‫البيان‪“ ،‬الدعوة إلقامة المؤتمرات المقبلة لهيئة‬
‫الصحافة واإلعالم التركماني في أي بقعة من‬
‫بقاع المناطق التركمانية في العراق”‪ ،‬مع “تحمّيل‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫ترجمة ‪ :‬احمد الهرمزي‬
‫والشامل‪.‬‬
‫‪ -5‬تندب حقيقة انه بالرغم من احتواء‬
‫الدستور لحقوق التركمان واالقليات االخرى‬
‫التي ما زالت مبتلية بالعنف والتمييز الطائفي‬
‫والعنصري‪.‬‬
‫‪ -6‬ندعو كل من حكومة العراق واقليم‬
‫كردستان الستنكار الهجمات واجراء تحقيق‬
‫شامل وسريع للهجمات االرهابية االخيرة‬
‫في المنطقة ومن ضمنها االنفجار المميت في‬
‫المسجد الشيعي في طوز خورماتو وجلب‬
‫المسؤلين للعدالة‪.‬‬
‫‪ -7‬تدعو الحكومة العراقية وحكومة اقليم‬
‫كردستان التخاذ خطوات فورية للحد من النزاع‬
‫االقليمي في سهل نينوى واالعتراف بالتنوع‬
‫المذهبي‪,‬الديني والحضاري للمنطقة والسماح‬
‫لمواطنيه الختيار هويتهم‪,‬لغتهم‪ ,‬دينهم وثقافاتهم‬
‫بحرية‪.‬‬
‫‪-8‬تدعو القوى السياسية الممثلين في البرلمان‬
‫العراقي للمشاركة الحقيقيه والشاملة في حوار‬
‫وطني يهدف ضمان حكم ديمقراطي وفعال‬
‫بالعراق واحترام حقوق الفرد وكافة المواطنين‬
‫العراقيين وحث الحكومة العراقية الجراء‬
‫االحصاء الوطني والذي تم تأجيله الى ما‬
‫النهاية من اجل تأكيد حجم التركمان واالقليات‬
‫االخرى‪.‬‬
‫‪ -9‬تدعو الحكومة العراقية والقادة السياسية‬
‫التخاذ االجراءات الالزمة لتوفير االمن وحماية‬
‫كل مواطنين العراق عامة واالقليات الدينية‬
‫والعرقية خاصة ‪,‬دعوات للحكومة لتجهيز‬
‫وتقوية القوات االمنية والتقييد في تطبيق القانون‬
‫وحسب المعايير الدولية‪.‬‬
‫‪ -10‬ترحب ببدء اعادة ترتيب وتأهيل‬
‫البرامج لمراكز االعتقال والسجون حديثا‬
‫وتحت سلطة وزارة العدل العراقية ونأمل انه‬
‫هذا سيساعد على وقف التعذيب واالنفالت‬
‫المنتشرة بالعراق والتي يأسى عليها من قبل‬
‫منظمات حقوق االنسان‪.‬‬
‫‪ -11‬نندب المعدل العالي لالعدامات في‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العراق مع تنفيذ حكم االعدام بعد جلسات غير‬
‫عادلة وعلى اساس االعتراف الحاصل بالحجز‬
‫‪,‬نناشدالحكومة العراقية العالن قرار رسمي‬
‫بتأجيل جميع االعدامات مع النظر في توقف‬
‫عقوبة االعدام في المستقبل القريب‪.‬‬
‫‪ -12‬تؤكد على حاجة ضمان تنسيق العمل‬
‫بين السلطات العراقية ومنظمات المساعدات‬
‫الدولية لمساعدة االقليات وخلق ظروف مالئمة‬
‫لضمان سالمتهم وكرامتهم خاصة مبادرة‬
‫الحوار واالحترام المتبادل بين الجماعات الدينية‬
‫والعرقية في العراق‪.‬‬
‫‪ -13‬تؤكد اهمية اهتمام برنامج القانون‬
‫االوروبي للمساعدة في العراق بحقوق التركمان‬
‫بصورة خاصة واالقليات االخرى بصورة عامة‬
‫‪.‬‬
‫‪-14‬تحث مجلس التعاون الذي اسس باتفاقية‬
‫التعاون والمشاركة بين االتحاد االوربي والعراق‬
‫واستخدامه كقناة لتوصيل المخاوف االوروبية‬
‫للجهات العراقية حول وضعية االقليات الدينية‬
‫والعرقية في العراق‪.‬‬
‫‪ -15‬تدعو المجتمع الدولي واالتحاد‬
‫االوروبي لدعم الحكومة العراقية في تنظيم‬
‫السالم‪,‬الحرية والعدالة في االنتخابات المحلية‬
‫القادمة في ابريل‪.‬‬
‫‪ -16‬تدعو الرئيس لتوجيه القرار لنائب‬
‫رئيس المفوضية ‪ ،‬الممثليه العليا التحاداالشؤون‬
‫الخارجية و السياسة االمنية‪,‬المجلس‪ ,‬المفوضية‬
‫الممثل الخاص لحقوق االنسان لالتحاد االوربي‬
‫و الحكومات والبرلمانات والدول االعضاء‪,‬‬
‫ممثلي حكومة العراق في االتحاد االوروبي‬
‫و حكومة اقليم كردستان واالمين العام لالمم‬
‫المتحدة ومجلس حقوق االنسان لالمم المتحدة‪.‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪50‬‬
‫ترجمة ‪ :‬احمد الهرمزي‬
‫الذاتي ‪,‬االداري‪ ,‬القومي والحضاري للمواطنين‬
‫التركمان والكلدانين واالشورين والسريانين‬
‫واالرمنين واالخرين في كردستان العراق‬
‫ما داموا يمثلون االغلبية في المناطق التي‬
‫يسكونها‪.‬‬
‫ج – حيث انه في التاسع من ابريل ‪2012‬‬
‫البرلمان العراقي صادق على المفوضيه العليا‬
‫لحقوق االنسان والتي ما تزال فعالة بشكل تام‬
‫وهي تعتبر المفوضية المستقلة االولى في تاريخ‬
‫البلد‪.‬‬
‫د‪ -‬حيث انه في الحوار السياسي مع االطراف‬
‫العراقية ‪ ,‬البرلمان يركز على وضعية حقوق‬
‫االنسان في العراق والتي ما زالت مركز اهتمام‬
‫وتساؤالت خاصة ان الوضعية غير مرضية‬
‫بالنسبه للجماعات الضعيفة ومنها االقليات‪.‬‬
‫ه – حيث ان االتفاقية بين العراق‬
‫واالتحاداالوربي وخاصة فقرتها لحقوق االنسان‬
‫تؤكد ان الحوار السياسي ال بد ان يركز على‬
‫حقوق االنسان وتقوية المؤسسات الديمقراطية‪.‬‬
‫و‪ -‬حيث ان العراق ولمدة طويلة هو وطن‬
‫لمختلف االقليات الدينية والعرقية من ضمنها‬
‫التركمان‪,‬المسيح‪,‬االكراد‪ ,‬االرمن‪ ,‬اليزيد‪,‬‬
‫البهاء‪ ,‬االشور‪ ,‬اليهود‪ ,‬الفلسطين وغيرهم‪.‬‬
‫ز‪ -‬حيث ان االقليات في العراق كانوا هدف‬
‫لالجراءات التعسفية والتهميش وقل تمثيلهم في‬
‫الحكومه العراقيه والمؤسسات لذلك قل عددهم‬
‫في السنوات االخيرة حيث ان كثيرمنهم غادروا‬
‫البالد والباقي أجبرعلى الرحيل الى مناطق‬
‫اخرى من العراق‪.‬‬
‫ح‪-‬حيث ان التركمان يمثلون المكون‬
‫الرئيسي الثالث في العراق وهناك نزاع مستمر‬
‫بين التركمان واالكراد في كركوك الغنية بالنفط‬
‫والمصادر الطبيعيه االخرى ‪ .‬التركمان عرضة‬
‫للهجمات والخطف من قبل القوات الكردية و‬
‫العرب متطرفين و ان كل من السنة والشيعة‬
‫التركمان استهدفوا على اساس طائفي‪.‬‬
‫خ‪ -‬حيث ان النزاع مستمر بين الحكومة‬
‫المركزية واقليم كردستان وقد تأزمت بالوقت‬
‫‪51‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫الحالي مما يؤثر سلبيا على الوضع االمني في‬
‫المنطقة ويشكل خطورة على التعايش السلمي‬
‫للجماعات العرقيه المختلفة من االكرادوالعرب‬
‫والتركمان‪.‬‬
‫ي‪-‬حيث ان باالضافة الى التوتر االقليمي‬
‫شمال العراق هو ايضا هدف للهجمات الطائفية‬
‫التي تستهدف سكانة الشيعة بصورة مستمرة من‬
‫قبل السنة ‪,‬ففي ‪ 31‬ديسمبر ‪,‬قتل ‪ 39‬حاج اثناء‬
‫االربعينية وفي ‪ 23‬يناير ‪ 2013‬هجوم على‬
‫المسجد الشيعي في طوز خورماتو في صالح‬
‫الدين في شمال العراق والتي هي منطقة نزاع‬
‫بين حكومة العراق وحكومة اقليم كردستان‬
‫والتي تضم نسبة كبيرة من التركمان والتي‬
‫خلفت ‪ 42‬قتيل و‪ 117‬جريح‪.‬‬
‫ك‪-‬بالرغم من التحسن الملحوظ في الوضع‬
‫االمني ‪,‬اال انه مستوى العنف يبقى عالي وبشكل‬
‫غير مقبول في العراق مع التفجيرات واالطالقات‬
‫التي تسجل يوميا‪ .‬و استمرار التوتر والعنف‬
‫ترك معظم العراقيين في شك بالمستقبل وجعلهم‬
‫غير قادرين على تحسين التكامل االقتصادي‬
‫واالجتماي الغلبية سكان العراق‪:‬‬
‫فان البرلمان االوروبي‪:‬‬
‫‪ -1‬قلق الزدياد العنف ضد المدنيين خاصة‬
‫بين السنة والشيعة وايضا الهجمات ضد‬
‫الجماعات الضعيفة االقليات‪.‬‬
‫‪ -2‬نستنكر هجمات ال‪ 23‬يناير ضد جنازة‬
‫تركمان في طوز خورماتو لمواطن مدني اغتيل‬
‫باليوم السابق والتي خلفت ‪ 42‬قتيل و‪ 117‬جريح‬
‫و ‪ 3‬فبراير االنفجار االنتحاري خارج مركز‬
‫الشرطة بكركوك نتج عنه ‪ 30‬قتيل و‪ 70‬جريح‬
‫و ‪ 16‬ديسمبر حيث تم اختطاف معلمان تركمان‬
‫وعذبو واحرقو احياء‪.‬‬
‫‪-3‬نستنكر وبقوة كل هجمات االرهاب‬
‫ونعزي اهل واصدقاء الشهداء والجرحى‪.‬‬
‫‪ -4‬تعبر عن قلق كبيرلموجة جديدة من انعدام‬
‫االستقرار والعنف الطائفي في العراق والذي‬
‫يهدد االنتخابات المحليه القادمة في ‪ 20‬ابريل‬
‫وبالتالي الغاؤها يهدد فرص البناء الديمقراطي‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫ترجمة ‪ :‬احمد الهرمزي‬
‫قرار البرلمان االوروبي بشأن العراق‬
‫محنة األقليات‪ ،‬ومحنة التركمان‬
‫في العراق على وجة الخصوص‬
‫رقم القرار‪ :‬ار اس بي ‪2013 /2562‬‬
‫البرلمان األوروبي‪،‬‬
‫ مع االخذ بنظر االعتبار القرارات السابقة‬‫بشأن العراق‪ ،‬وال سيما القرار في ‪ 6‬نيسان‬
‫‪ 2006‬حول المجتمع اآلشوري و‪ 25‬نوفمبر‬
‫‪ 2010‬فيما يتعلق بالهجمات ضد المسيحيين‪،‬‬
‫ مع مراعاة اتفاق الشراكة والتعاون بين‬‫االتحاد األوروبي والدول األعضاء فيها‪ ،‬من‬
‫الجزء األول‪ ،‬وجمهورية العراق‪ ،‬من جهة‬
‫أخرى‪ ،‬وإلى القرار المؤرخ ‪ 17‬كانون الثاني‬
‫عام ‪ 2013‬على الشراكة بين االتحاد األوروبي‬
‫والعراق والتعاون االتفاق‪،‬‬
‫ مع مراعاة الورقة اللجنة اإلستراتيجية‬‫المشتركة مع العراق (‪،)2011-2013‬‬
‫ مع مراعاة البيان الذي أدلت بة كاثرين‬‫اشتون في ‪ 25‬بخصوص الهجمات االرهابية‬
‫في العراق‪.‬‬
‫ مع مراعاة بيان كاثرين اشتون حول‬‫االستهداف ضد التركمان في خالل مراسم وفاة‬
‫في طوز خرماتو‬
‫ مع مراعاة اتفاقية العهد الدولي مع العراق‪،‬‬‫التي أطلقها األمين العام لألمم المتحدة بان كي‬
‫مون ورئيس الوزراء العراقي نوري المالكي‬
‫في عام ‪ ،2007‬والتي تتعهد “حماية الفقراء‬
‫والفئات الضعيفة من الحرمان والجوع‪،‬‬
‫ بالنظر إلى ‘تقرير حقوق اإلنسان عن‬‫حقوق اإلنسان في العراق‪ :‬يناير ‪ 2012‬يونيو‪،‬‬
‫قدم باالشتراك مع بعثة األمم المتحدة للمساعدة‬
‫في العراق (يونامي) والمفوضية في ‪ 19‬ديسمبر‬
‫‪،2012‬‬
‫ مع مراعاة البيان الصحفي المرافق من قبل‬‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫المفوض السامي لألمم المتحدة لحقوق اإلنسان‬
‫نافي بيالي أن “عدد حاالت اإلعدام حتى اآلن‬
‫في عام ‪ ،2012‬والطريقة التي تم االضطالع بها‬
‫على دفعات كبيرة‪ ،‬أمر خطير للغاية‪ ،‬ال يمكن‬
‫تبريره‪ ،‬ويهدد بتقويض التقدم بجدية جزئية‬
‫ومؤقتة على سيادة القانون في ‘العراق‪،‬‬
‫ مع مراعاة البيان الذي أدلى به األمين العام‬‫لألمم المتحدة بان كي مون من ‪ 25‬يناير ‪2013‬‬
‫يدين بشدة ‘الموجة األخيرة من الهجمات اإلرهابية‬
‫في جميع أنحاء العراق‪ ،‬والتي أسفرت عن مقتل‬
‫مئات األشخاص ولم يقم العديد من الجرحى “‪،‬‬
‫ بالنظر إلى إعالن األمم المتحدة عام ‪1981‬‬‫بشأن القضاء على جميع أشكال التعصب‬
‫والتمييز القائمين على أساس الدين أو المعتقد‪،‬‬
‫ بالنظر إلى العهد الدولي الخاص‬‫لعام‬
‫والسياسية‬
‫المدنية‬
‫بالحقوق‬
‫‪ ،1966‬باعتبار العراق طرفا فيه‪،‬‬
‫ مع مراعاة القواعد ‪ )5( 122‬و ‪ )4( 110‬من‬‫النظام الداخلي للبرلمان االوروبي‪.‬‬
‫ا‪-‬حيث ان العراق مستمر في مواجهة‬
‫تحديات سياسية و امنية و اقتصادية واجتماعية‬
‫كبيرة في حين ان المشهد السياسي في البلد‬
‫متهشم جدا و مبتلى بالعنف الذي اثر كثيرا على‬
‫طموحات المشروعة للشعب العراقي بالسالم و‬
‫الرفاهية والتحول الحقيقي للديمقراطية‪.‬‬
‫ب –حيث ان الدستور العراقي يضمن‬
‫المساواة بالقانون لكل مواطنيه اذ نصت الماده‬
‫‪( 125‬الحقوق االدارية‪,‬السياسية‪ ,‬والثقافية و‬
‫التعليمية )لمختلف القوميات مثل التركمان‬
‫والكلدان واالشور وكافة القوميات االخرى و‬
‫بينما الفقرة ‪31‬للدستورالقليم كردستان وهي‬
‫قيد التنفيذ منذ ‪ 2009‬والتي ضمنت الحكم‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪52‬‬
‫عباس جعفر اإلمامي‬
‫ً‬
‫سبيال للتقدم والوصول الى مستوى المجتمعات‬
‫والدول الحضارية ال سبباً ُّ‬
‫لتشتت الشعب وتمزق‬
‫البالد‪.‬‬
‫يعد نظاماً طبيعياً‬
‫وإن النظام الديمقراطي الرشيد ُّ‬
‫بالنسبة للعراق وشعبه‪ ،‬ضمن دستور يضمن حقوق‬
‫المكونات‪ ،‬وينتفي منه نقاط الخلل والخالف التي‬
‫ْ‬
‫سببت مشاكل وأزمات سياسية وأمنية للدولة‬
‫العراقية كما هو الحال في المرحلة االنتقالية للعملية‬
‫السياسية الجارية في العراق منذ ‪2003‬م‪.‬‬
‫يعتقد التركمان إن إجراء التعديالت في الدستور‬
‫أمر ضروري إلنهاء الكثير األزمات التي حدثت في‬
‫البالد‪ ،‬ولتتمكن الدولة بناء ركائزها االدارية على‬
‫أسس حضارية سليمة‪ ،‬ولحفظ وحدة العراق أرضاً‬
‫وشعباً‪ ،‬من خالل التمسك بالنظام الديمقراطي بعيداً‬
‫عن االحتراب الطائفي أو القومي‪ ،‬والى التداول‬
‫السلمي للسلطة‪.‬‬
‫يدعو التركمان الحكومة االتحادية في بغداد‬
‫الى تأصيل سياسة حسن الجوار مع جميع الدول‬
‫األقليمية‪ ،‬وتُ ُّ‬
‫ماسة‪ ،‬وعدم فسح‬
‫عد ضرورة وطنية َّ‬
‫ُحول العراق بوابة للصراعات األقليمية‬
‫المجال لي َّ‬
‫ً‬
‫وتكون أرضه مسرحا للصراعات الدولية‪ .‬إضافة‬
‫الى األهمية القصوى لتوطيد عالقات الصداقة‬
‫والتعاون مع بقية دول العالم‪.‬‬
‫وبالنسبة لتطلعات أبناء القومية الكردية في‬
‫العراق الذين يع ّدون مكوناً أساسياً من مكونات‬
‫تطلعات مشروعة‪ ،‬فمن‬
‫الشعب العراقي هي‬
‫ٍ‬
‫المفروض أن تؤدي الى تقوية التضامن السياسي‬
‫والفكري والثقافي في البالد‪ .‬وأن الشعب الكردي‬
‫في العراق له كامل الحق في إدارة شؤونه بنفسه‬
‫موحد‪.‬‬
‫ضمن عراق ٍّ‬
‫حر ديمقراطي َّ‬
‫تُ ُّ‬
‫عد المنظمات واألحزاب التركمانية – الدينية‬
‫ً‬
‫والقومية ‪ -‬موازية للمنظمات واألحزاب العربية‬
‫والكردية في العراق‪ ،‬فال يحمل التركمان حالة‬
‫من العداء القومي أو الطائفي تجاه أي طرف‪ ،‬وال‬
‫يسمحون ألنفسهم بالحط من قدر جهة من الجهات‪،‬‬
‫وينتظرون بنفس الوقت من األطراف األخرى‬
‫إحترام الشخصية التركمانية‪ ،‬وتأييد حقوقهم لنيل‬
‫تطلعاتهم القومية المشروعة الهادفة لحفظ وحدة‬
‫العراق أرضاً وشعباً‪ ،‬من خالل خدمة العراق‬
‫‪53‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫في مناصب الدولة المختلفة بدءاً من مواقع القرار‬
‫السياسي العليا‪.‬‬
‫إن الحكومة االتحادية مطالبة اليوم بتفعيل إلغاء‬
‫قرارات مجلس قيادة الثورة المنحل‪ ،‬إضافة إلى حل‬
‫مشكلة النزاعات الملكية ً‬
‫حال جذرياً في المناطق‬
‫التركمانية‪.‬‬
‫ويتطلَّع التركمان الى بقاء كركوك وتوابعها‬
‫محافظة غير منتظمة في أقليم‪ ،‬او أن تكون إقليماً‬
‫خاصاً‪ ،‬ويتطلعون الى إرتقاء قضائي ( طوز‬
‫خورماتو وتلعفر) الى محافظة كوحدة إدارية تطبيقاً‬
‫للمواد الدستورية في حفظ الكيان التركماني وحقوقه‬
‫ضمن وحدة العراق‪.‬‬
‫وأخيراً ُّ‬
‫أود االشارة الى بعض المنجزات التي‬
‫تحققت للتركمان في العراق في العشر سنوات‬
‫األخيرة‪ ،‬وأنه لوال قيام النظام الديمقراطي (ولو‬
‫بشكل متعثر) لما تمكن التركمان من حصول ولو‬
‫واحد من هذه االنجازات والحقوق الطبيعية التالية‪:‬‬
‫‪‬إقرار مجلس النواب العراقي بأن‬
‫‬
‫التركمان يشكلون القومية الثالثة في العراق بصورة‬
‫رسمية ودستورية‪.‬‬
‫‪‬إقرار مديرية الدراسة التركمانية‬
‫‬
‫في وزارة التربية العراقية‪.‬‬
‫‪‬إلغاء قرارات لجنة شؤون الشمال‬
‫‬
‫حول األراضي التي تمت مصادرتها واالستيالء‬
‫عليها من قبل النظام البعثي السابق‪.‬‬
‫‪‬إقرار ميزانية مالية خاصة‬
‫‬
‫للمناطق التركمانية وإعمارها من جديد‪.‬‬
‫‪‬تعيين وإعادة بعض الضباط‬
‫‬
‫المفصولين في أجهزة الدولة العراقية‪.‬‬
‫ومن الطبيعي أن حصول المكونات المختلفة‬
‫للمجتمع حقوقها الوطنية بشكل دستوري ورسمي يجعل‬
‫المواطن يشعر باالنتماء الوطني‪ ،‬إضافة الى شعوره‬
‫باالطمئنان واالعتزاز بأن له وطن يحميه دستورياً‬
‫وواقعياً وليست مجرد شعارات زمنية للمزايدات‬
‫السياسية‪ ،‬ومعه يستعد روحياً ونفسياً للتضحية من‬
‫أجل سيادة هذا الوطن بكل ما أوتي من شهامة وإباء‪.‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫عباس جعفر اإلمامي‬
‫وقعت الكثير من العمليات االرهابية في‬
‫المناطق التركمانية المختلفة منذ سقوط النظام‬
‫البعثين وأودت هذه العمليات لفقدان حياة اآلالف‬
‫من التركمان األبرياء‪ ،‬وخراب وتدمير المساكن‬
‫واألسواق‪ ،‬وأغلب هذه العمليات االرهابية إستهدفت‬
‫مناطق ودور عبادة وشخصيات لشريحة معينة من‬
‫التركمان‪ ،‬وال مجال هنا لذكر التفاصيل‪.‬‬
‫المبحث الثالث‪ :‬الوضع السياسي والدستوري‬
‫للتركمان في العراق‬
‫نناقش هذا المبحث في ثالثة مطالب هي‪:‬‬
‫المطلب األول‪ :‬الحقوق السياسية للتركمان في‬
‫الدساتير العراقية‪:‬‬
‫لم يُذكر إسم التركمان ولو تلميحاً في كل الدساتير‬
‫التي صدرت في العراق إال في الدستور الحالي‪.‬‬
‫ففي الدستور العراقي الصادر في ‪ 21‬مايس‬
‫‪1925‬م يالحظ فقرات مهمة وبلغة قانونية صارمة‬
‫بالنسبة لحقوق المواطن العراقي بشكل عام من‬
‫دون ذكر إلسم قومية معينة‪ ،‬فطبيعة الحال مثل‬
‫هذه اللغة القانونية يشمل التركمان كما يشمل أبناء‬
‫بقية المكونات للشعب العراقي‪ .‬مع صيانة الحريات‬
‫الشخصية لجميع سكان العراق‪.‬‬
‫أما في الدستور الصادر في عام ‪1958‬م ألغى‬
‫الحقوق القومية للتركمان‪ ،‬مثبتاً الحقوق القومية‬
‫للعرب واألكراد خاصة معتبراً إياهما الشركاء في‬
‫الوطن العراقي دون غيرهما‪.‬‬
‫وتبعه الدستور المؤقت الصادر في سنة‬
‫‪ 1963‬حيث أنكر الحقوق القومية للتركمان أيضاً‪،‬‬
‫مقتصراً بالحقوق القومية للعرب واألكراد ال غير‬
‫في العراق‪ .‬كما ورد ذلك في المادة ‪ 19‬من الباب‬
‫الثالث المُعن َون بـ«الحقوق والواجبات العامة»‪.‬‬
‫وأما الدستور المؤقت الصادر في ‪ 16‬تموز‬
‫‪1970‬م أنكر وبكل صراحة الوجود التركماني في‬
‫العراق مع تلميح خجول لحقوق األقليات‪ ،‬ونص ما‬
‫جاء في المادة ‪ .5‬ب ‪( :‬يتكون الشعب العراقي من‬
‫قوميتين رئيسيَّتين‪ ،‬هما القومية العربية والقومية‬
‫الكردية‪ .‬ويقر هذا الدستور حقوق الشعب الكردي‬
‫القومية‪ .‬والحقوق المشروعة لالقليات كافة ضمن‬
‫الوحدة العراقية)‪.‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫وأما في الدستور الدائم الصادر في ‪ 15‬تشرين‬
‫تم ذكر التركمان وحقوقهم‬
‫األول ‪2005‬م لقد َّ‬
‫الوطنية ألول مرة‪ .‬وذكرت مصائبهم في ديباجة‬
‫الدستور الذي ُّ‬
‫يعد جز ًء منه وفق آراء فقهاء القانون‪.‬‬
‫واعترف الدستور الدائم في المادة الثالثة منه بوجود‬
‫جميع مكونات الشعب العراقي‪.‬‬
‫وكذلك اعترف في المادة ‪ 4‬باللغة التركمانية‬
‫بصورة رسمية في الوحدات االدارية التي يشكلون‬
‫فيها كثافة سكانية‪ .‬كما ضمَّن الدستور في مادته‬
‫التاسعة حق التركمان باالنخراط في الجيش العراقي‪.‬‬
‫وهكذا تشمل التركمان بقية المواد الدستورية التي‬
‫تهتم بالحقوق والحريات العامة وغيرها من المواد‬
‫الواردة في الدستور العراقي الدائم‪.‬‬
‫المطلب الثاني‪ :‬التركمان؛ القومية الثالثة في‬
‫العراق‪:‬‬
‫ً‬
‫مر أعاله من مواد في الدستور‬
‫إستنادا الى ما َّ‬
‫أقر مجلس النواب‬
‫األخير حول حقوق التركمان َّ‬
‫العراقي بجلسته المنعقدة في ‪ 37‬في ‪4 /21‬‬
‫‪2012/‬م على ان التركمان مكون أساسي والقومية‬
‫الثالثة في العراق‪ ،‬ويجب أن يتمتع بكافة الحقوق‬
‫الدستورية والقانونية‪ُّ .‬‬
‫ويعد هذا التشريع نوع منح‬
‫إعتبار وطني للتركمان‪ ،‬وتقديم نوع من اإلعتذار‬
‫من الدولة العراقية عما حصل ضدهم من تهميش‬
‫في الدساتير العراقية السابقة‪ ،‬والحكومات المتعاقبة‬
‫لحكم العراق منذ تشكيل الدولة الحديثة فيه‪.‬‬
‫وعلى غرار إقرار مجلس النواب العراقي‬
‫القانون المذكور فقد أحال مجلس الوزراء بجلسته‬
‫المنعقدة بتأريخ ‪ 19‬شباط ‪2013‬م القرار المذكور‬
‫الى مجلس شورى الدولة لتدقيق النظر فيه‪ ،‬والموافقة‬
‫عليه من قبل نفس المجلس تمهيداً لتطبيقه‪.‬‬
‫المطلب الثالث‪ :‬مستقبل تركمان العراق في‬
‫الدولة العراقية‪:‬‬
‫إتخذ التركمان العراقيين هذه البالد وطناً لهم منذ‬
‫تواجدهم فيها قبل أكثر من ألف عام على أقل تقدير‪،‬‬
‫واستمر جهودهم دوماً في سبيل تقدم الدولة العراقية‬
‫الى يومنا هذا‪.‬‬
‫يؤمن التركمان أن وحدة األراضي العراقية أمر‬
‫ً‬
‫مقدس‪ ،‬تُ ُّ‬
‫عامال أساسياً لتماسك الوحدة الوطنية‪.‬‬
‫عد‬
‫وأن تعدد المكونات للمجتمع العراقي ينبغي أن يكون‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪54‬‬
‫عباس جعفر اإلمامي‬
‫‪ %95‬من مجموع سكان كركوك حتى عام ‪.1960‬‬
‫ّ‬
‫إال أن سياسة التعريب وهجرة عشرات اآلالف من‬
‫العوائل العربية‪ ،‬وهجرة األكراد إلى كركوك بعد‬
‫هدم العديد من قراهم في شمال العراق‪ ،‬ساهمت في‬
‫انخفاض نسبة التركمان من ‪ %95‬إلى ‪.%75‬‬
‫المطلب الرابع‪ :‬الحالة الثقافية واالجتماعية‬
‫لتركمان العراق‪:‬‬
‫برز من بين تركمان العراق اثنين من أبرز‬
‫شعراء الشعوب الناطقة بالتركية هما “سيد عماد‬
‫نسيمي” الذي عاش في الفترة ما بين ‪- 1370‬‬
‫‪ ،1417‬و “فضولي البغدادي” الذي عاش في‬
‫الفترة ما بين ‪ ،1556 -1494‬وكان صوفياً متأثراً‬
‫بالحالج‪ .‬وبرز أيضاً العديد من الشعراء والفنانين‬
‫في الوسط التركماني ال مجال لذكر اسمائهم في‬
‫هذه العجالة‪.‬‬
‫تتميز اللغة التركمانية بعدم وجود ضمائر‬
‫التذكير والتأنيث فيها‪ ،‬وتستعمل الحروف عوضاً‬
‫عن عالمات التحريك والتنوين‪ .‬وعدد حروفها‬
‫«‪ »32‬حرفاً‪ ،‬تضاف الى الحروف العربية «‪»28‬‬
‫أربعة أحرف أخرى هي‪« :‬پ ‪ ،‬ژ ‪ ،‬چ ‪ ،‬گ»‪.‬‬
‫يستعمل التركمان الخط العربي والالتيني للكتابة‬
‫كل حسب إهتمامه الثقافي‪ ،‬وبعد عام ‪2003‬م فتحت‬
‫تدرس بالحروف‬
‫مدارس تعليمية باللغة التركمانية ِّ‬
‫الالتينية‪.‬‬
‫ال تختلف العادات واألعراف االجتماعية‬
‫للتركمان عما هي عليه بقية مكونات الشعب‬
‫العراقي‪ ،‬إال في أمور قليلة جداً قد تكون في الثقافة‬
‫االجتماعية والحياتية البسيطة‪.‬‬
‫المبحث الثاني‪ :‬الوضع األمني لتركمان‬
‫العراق‬
‫تتم مناقشة هذا المبحث في مطالب ثالث هي‪:‬‬
‫المطلب األول‪ :‬الوضع األمني للتركمان في‬
‫العهد الملكي‪:‬‬
‫عانى التركمان تهميشاً سياسياً كبيراً منذ العهد‬
‫الملكي‪ ،‬وإضافة الى ذلك بدأت معاناتهم من الناحية‬
‫األمنية‪ ،‬ففي تأريخ ‪ 4‬مايس من سنة ‪1924‬م وقعت‬
‫مجرزة كركوك المشهورة بمجزرة الليفي‪.‬‬
‫وفي تأريخ ‪ 12‬تموز ‪1946‬م وقعت المجزرة‬
‫‪55‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫المعروفة في الوسط التركماني والمسماة بـ«مجزرة‬
‫كاوور باغي»‪.‬‬
‫المطلب الثاني‪ :‬الوضع األمني للتركمان في‬
‫العهد الجمهوري‪:‬‬
‫ما إن إستبشر التركمان خيراً بإنتهاء العهد‬
‫الملكي في العراق وبداية العهد الجمهوري‪ - ،‬مع‬
‫التحفظ الشديد باالسلوب القمعي والدموي إلنهاء‬
‫ً‬
‫العهد الملكي والذي َّ‬
‫سيئة في أسلوب‬
‫سن ُسنَّ ًة‬
‫تبادل السلطة في العراق – حتى واجههم أسلوباً‬
‫َّ‬
‫قل نظيره بالدموية والالانسانية في تلك الفترة من‬
‫تاريخ العراق‪ ،‬فحدثت مجزرة عام ‪1959‬م‪ُ ،‬عرفت‬
‫باسم «مجزرة كركوك»‪ ،‬وقد كتب الكثيرون حول‬
‫أحداث هذه المجزرة الدموية‪.‬‬
‫في العراق في‬
‫لقد تميَّز الوضع السياسي واألمني َ‬
‫َّ‬
‫فترة الستينات من القرن الماضي باالرهاب المنظم‬
‫ضد الوطنيين‪ ،‬واستعملت في العمليات االرهابية‬
‫جر االنسان‬
‫آنذاك وسائل متنوعة للقتل من قبيل ِّ‬
‫بالحبال وتعليق جسده على أعمدة الكهرباء في‬
‫الشوارع العامة‪ ،‬وتقطيع أوصاله بسحله بسيارتين‬
‫متعاكستين‪ .‬وهذه الظواهر قد تكون نادرة في تاريخ‬
‫ْ‬
‫جرت الكثير من هذه الظواهر في‬
‫التركمان‪ .‬وقد‬
‫وسجلها تاريخ التركمان بدماء‬
‫شوارع كركوك‬
‫َّ‬
‫شهدائهم األبرار بعنوان مجزرة كركوك‪.‬‬
‫وبعد إستالم البعثيين الحكم في عام ‪1968‬م‬
‫سعى نظام البكر‪ -‬صدام بالتعامل مع التركمان على‬
‫أساس المعادلة الطائفية بسياسة الترهيب والترغيب‬
‫راح ضحيتها بإعدام وقتل الكثير من الكوادر‬
‫والكفاءات التركمانية في أقبية السجون‪ .‬وتندرج‬
‫جرائم النظام البعثي السابق بحق التركمان ضمن‬
‫األصعدة التالية‪ -:‬الهوية‪ ،‬وحقوق اإلنسان‪ ،‬وتغيير‬
‫الطابع الديموغرافي التي شملت الحاالت التعريب‪.‬‬
‫ومنع التركمان من تملك العقار في كركوك‪ .‬وتغيير‬
‫أسماء المدن وتوابعها‪ .‬وكذلك إجبار العشائر‬
‫التركمانية على تغيير نسبها الى عشائر عربية‪.‬‬
‫إضافة الى تدمير المناطق التركمانية بالكامل‬
‫كمنطقة تسعين‪ ،‬وقرية بشير‪ ،‬وناحية يايجي‪ .‬مع‬
‫تقليص المساحة األدارية لكركوك‪.‬‬
‫المطلب الثالث‪ :‬الوضع األمني في المناطق‬
‫التركمانية بعد سقوط نظام البعث‪:‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫عباس جعفر اإلمامي‬
‫التركمان ومشكلة الهوية والمواطنة‬
‫في الدولة العراقية الحديثة‬
‫مؤتمر المواطنة والهوية المذهبية‬
‫في الدولة العربية الحديثة‬
‫‪ 13‬نيسان ‪2013‬م‬
‫مؤسسة االمام الخوئي‬
‫«مركز أكاديمية الدراسات الشيعية»‬
‫لندن‬
‫نبحث هذا الموضوع في ثالثة مباحث رئيسية‪:‬‬
‫المبحث األول‪ :‬الوضع التاريخي واالجتماعي‬
‫لتركمان العراق‬
‫المبحث الثاني‪ :‬الوضع األمني للتركمان في‬
‫المراحل السياسية المتعاقبة‬
‫المبحث الثالث‪ :‬الوضع السياسي والدستوري‬
‫للتركمان في العراق‬
‫المبحث األول‪ :‬الوضع التاريخي واالجتماعي‬
‫للتركمان في العراق‬
‫نناقش هذا المبحث في مطالب أربعة هي‪:‬‬
‫المطلب األول‪ :‬أصل التركمان واللغة‬
‫التركمانية‪:‬‬
‫التركمان شعب يعيش في توركمانستان‪،‬‬
‫وأوزبكستان‪،‬‬
‫وكازاخستان‪،‬‬
‫وأذربيجان‪،‬‬
‫وقيرغيزستان‪ ،‬وجزء من الصين يُعرف بتركستان‬
‫الشرقية‪ ،‬وجزء من أفغانستان‪ ،‬وفي شمال شرق‬
‫إيران‪ ،‬وشمال العراق‪ ،‬وتركيا‪ ،‬وفي أنحاء متفرقة‬
‫من أوربا وبالد الشام‪.‬‬
‫ً‬
‫ً‬
‫تُ ُّ‬
‫عد الحروب والفتوحات سببا رئيسا لهجرة‬
‫التركمان من مواطنهم األصلية في أواسط آسيا‬
‫وتدفقهم لالقامة في بلدان اخرى منها العراق وبالد‬
‫الشام وغيرها‪ِّ .‬‬
‫وشكل التركمان مكوناً رئيسياً في‬
‫التكوين المجتمعي في العراق منذ سنة ‪ 54‬هجرية‬
‫على ِّ‬
‫أقل التقادير الزمنية‪ ،‬حيث تم إستقدام اآلالف‬
‫من األتراك من قبل الوالي األموي عبيد اهلل بن زياد‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫إلى البصرة والكوفة كجنود خدمة‪ .‬ويكاد أن يتفق‬
‫المؤرخون على َّ‬
‫أن هذا التأريخ أقرب مرحلة زمنية‬
‫ً‬
‫لتواجد التركمان في العراق‪ ،‬وأصبحوا جزءا من‬
‫العراق وشعبه حيث انقطعت عالقاتهم وصالتهم‬
‫مع منشأهم األول حالهم في ذلك حال أكثرية القبائل‬
‫العربية التي استوطنت العراق وأصبحت جزءاً منه‬
‫والتي سبق وأن هاجرت اليه من اليمن والجزيرة‬
‫العربية(‪.)1‬‬
‫المطلب الثاني‪ :‬مناطق تواجد التركمان في‬
‫العراق‪:‬‬
‫يسكن التركمان في العراق في المدن والقصبات‬
‫والقرى الواقعة على الخط المنحني الممتد من مدينة‬
‫تلعفر في الشمال الغربي وحتى مدينة مندلي في‬
‫الوسط‪ ،‬وتعتبر مدينة كركوك مركزهم األساس‪.‬‬
‫ومن خالل هذا االمتداد السكاني والجغرافي يشكلون‬
‫المنطقة الفاصلة بين المنطقة الكردية في الشمال‬
‫والمنطقة العربية في الوسط والجنوب‪.‬‬
‫المطلب الثالث‪ :‬نفوس التركمان في العراق‪:‬‬
‫وبالنسبة للنفوس حيث ذكرت مجلة «ذه‬
‫إينكورير ـ ‪ »The Enquirer‬البريطانية في عام‬
‫‪1987‬م أن عدد نفوس التركمان في العراق يبلغ‬
‫«‪ »1.500.000‬نسمة(‪ .)2‬ويمكن القول بأن نفوس‬
‫التركمان يبلغ اليوم ضعف ما ُذكر أعاله من خالل‬
‫قراءة الخط البياني لزيادة نفوس العراق بشكل‬
‫عام والتركمان بشكل خاص إنطالقاً من إحصاء‬
‫‪1957‬م‪.‬‬
‫ومن األمور المعروفة إن التركمان كانوا يشكلون‬
‫ـ الشهداء التركمان صفحات من التاريخ السياسي ‪1.‬‬
‫المعاصر لتركمان العراق ‪1979‬م‪1991-‬م‪ ،‬دائرة حفظ‬
‫وتوثيق تراث الشهداء التركمان‪ ،‬االتحاد االسالمي لتركمان‬
‫العراق‪ ،‬دار الدليل للصحافة والنشر‪ ،‬ط‪1999 ،1‬م‪ ،‬ص‪36‬‬
‫(‪ ،‬عدد‪ The Enquirer‬ـ مجلة ذه إينكورير البريطانية ( ‪2.‬‬
‫فبراير ‪1987‬م‪ً .‬‬
‫نقال عن كتاب الشهداء التركمان ص‪36‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪56‬‬
‫الدكتور صبحي ناظم توفيق‬
‫‪9 .9‬وبعد أشهر وافق “عبدالكريم قاسم” على‬
‫إنبثاق قسم خاص بمحطة اإلذاعة العراقية يبث‬
‫باللغة التركمانية لعدة ساعات ظهر كل يوم من‬
‫أيام األسبوع‪ ،،،،‬وفي مطلع عام (‪ )1960‬سمح‬
‫بتأسيس منظمة مدنية تركمانية سميت بـ”نادي اإلخاء‬
‫التركماني” في “بغداد” وإصدار مجلة تنطق باللغتين‬
‫العربية والتركمانية تحت مسمّى (قارداشلق)‪.‬‬
‫المقربين منه‪ ،‬فقد كان يتابع بأسى‬
‫‪1010‬وحسب‬
‫ّ‬
‫وأسف تفاصيل مجريات محاكمة ((الفوضويين)) في‬
‫التخطيط المُتقن لها والتمهيد ال ُم َبر َمج لجرائم القتل‬
‫العام وتنفيذها بتلك الوحشية والتي ال ّ‬
‫يمت أصحابها‬
‫إلى ذرة من البشرية بصلة‪.‬‬
‫تقلّبات ((الزعيم األوحد))‬
‫ّ‬
‫ظل “عبدالكريم قاسم” وكأن ليس بإقتداره‬
‫‬
‫الرسو في ساحل آمن كي يسير بالبالد إلى اإلستقرار‬
‫واإلعمار والتطور والرقي‪ ،‬فبعد أن أرخى الحبل‬
‫على ما ذكرناه‪ -‬لصالح الشيوعيين واليساريين في‬‫تهجمه‬
‫العام األول من ((ثورته المباركة))‪ ،‬وبعد ّ‬
‫عليهم وتسميتهم بـ”الفوضويين” وإتخاذه تلكم‬
‫تعرض‬
‫اإلجراءات الساخنة في “كركوك”‪ ،‬فقد ّ‬
‫مساء يوم (األربعاء‪7‬تشرين أول‪ )1959‬لمحاولة‬
‫إغتيال على يد شبان ينتمون لحزب البعث العربي‬
‫اإلشتراكي‪/‬جناح العراق وأُصابوه بإطالقتين في كتفه‬
‫يتهجم على الجمهورية العربية المتحدة‬
‫األيسر‪ ،‬فعاد ّ‬
‫ً‬
‫(مصر وسوريا)‪ ،‬محاوال رد اإلعتبار للشيوعيين‬
‫والبارتيين‪.‬‬
‫نهاية القتلة‬
‫بعد محاكمات مط ّولة أجراها المجلسان‬
‫‬
‫العُرفيان األول والثاني في “بغداد” بحق العشرات من‬
‫المتهمين بأحداث مذبحة كركوك طالت ما يربو على‬
‫سنتين كاملتين‪ ،‬فقد أصـدرا تباعاً أحكاماً باإلعدام‬
‫شنقاً حتى الموت بحق (‪ )28‬مُداناً بأدلة دامغة ال‬
‫تقبل التأويل والظن تخطيطاً وتمهيداً‬
‫ً‬
‫وتسهيال وتنفيذاً‪،‬‬
‫وبأحكام متباينة بالسجن مع األشغال الشاقة لمـُدد‬
‫مختلفة ممن تواطأوا مع أولئك أو تستّروا عليهم أو‬
‫على أعمالهم‪.‬‬
‫ْض على تنفيذ‬
‫‬
‫ولكن ((الزعيم األوحد)) لم َيم ِ‬
‫تلكم اإلعدامات‪ ،‬بل أبقى على أصحابها في السجن مع‬
‫المحكومين عليهم بعقوبات السجن‪ ،،،،‬و((يُقال)) أنهم‬
‫كانوا جميعاً متمتعين برغد العيش والمداراة لـما كان‬
‫أقرباؤهم وزعماء العشائر بالمناطق التي ينتمون إليها‬
‫‪57‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫يغدقون عليهم من األموال والمالبس مما تكفيهم وتزيد‪،‬‬
‫وأن أبواب السجون كانت مفتوحة لذويهم لزياراتـهم‬
‫طيلة أيام األسبوع وذلك بدعم من الحراس الشيوعيين‬
‫والقاسميين ومؤيديهم‪ ،‬وأن الصحف والمجالت كانت‬
‫تصلهم بإنتظام ويمتلكون أجهزة تلفاز كل في غرفته‬
‫بإعتبارهم جميعاً ((سجناء سياسيين))‪،‬‬
‫و ((يُقال)) كذلك أن اإلبقاء عليهم في السجن‬
‫منحى مادي ومعنوي من‬
‫كان لصالحهم في أكثر من‬
‫ً‬
‫((أبطاال أشاوس أ ّدوا واجباً‬
‫ً‬
‫حيث إعتبار البعض إياهم‬
‫مخلَصاً ألجل عقيدتـهم وقوميتهم))‪ ،‬ولكن األهم من‬
‫ذلك كان إحتماؤهم بالحراسة المشددة التي كانت عليها‬
‫السجون وإستشعارهم باألمان ولو وراء القضبان‬
‫تعرض‬
‫يتعرضوا له ما ّ‬
‫لكون ذلك أفضل لهم من أن ّ‬
‫له رفاقهم المختبئون في “كركوك” وسواها‪.‬‬
‫وهكذا ّ‬
‫ظل (‪ )28‬من المحكومين باإلعدام‬
‫قابعين في السجون لـ (‪3‬سنوات و‪7‬أشهر) حتى‬
‫إنهار نظام “عبدالكريم قاسم” خالل يومين‪ْ ،‬إذ‬
‫صعد البعثيون إلى سدة الحكم بعد إنقالب مسلّح يوم‬
‫(الجمعة‪14‬رمضان‪8/‬شباط‪ ،)1963‬فتم تنفيذ حكم‬
‫اإلعدام بحقه في “ستوديو رقم‪ ”1/‬بمبنى اإلذاعة‬
‫والتلفزيون ظهر يوم (‪15‬رمضان‪9/‬شباط) وذلك بعد‬
‫محاكمة صورية أجراها “مجلس قيادة الثورة” لم تدم‬
‫سوى دقائق‪.‬‬
‫وفي حين أُع ِدم “الزعيم‪/‬العميد الركن داود سلمان‬
‫الجنابي” باليوم التالي (‪17‬رمضان‪11/‬شباط)‪ ،‬فقد أمر‬
‫رئيس الوزراء “أحمد حسن البكر” بتنفيذ جميع أحكام‬
‫اإلعدام للمُدانين كافة في يوم واحد‪ ،‬على أن تُعلَّـق‬
‫أجساد كل مجموعة منهم على عدد من المشانـق في بقعة‬
‫محددة من “كركوك” علّقوا على أعمدتها التركمان‪،‬‬
‫فـتم ذلك صبيحة يوم (األحد‪23‬حزيران‪ )1963‬أمام‬
‫أنظار تركمان “كركوك” واأللوف من بني قومهم‬
‫الذي وفدوا إلى المدينة من معظم أنحاء وطنهم ليروا‬
‫ُ‬
‫وكنت أنـا من بينهم مع‬
‫منظراً لم يصادفوه من قبل‪،‬‬
‫(‪ )24‬طالباً من أصدقائي الطالب التركمان وقتما كنا‬
‫بالصف المتوسط في الكلية العسكرية حين منحتنا‬
‫إدارة الكلية إجازة ليومين نقضيها في “كركوك”‬
‫لمعايشة ذلك الحدث التأريخي من حياتنا‪.‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫الدكتور صبحي ناظم توفيق‬
‫(‪14‬تموز‪ )1959‬وباألخص تلك التي رفعها “مدير‬
‫أمن كركوك” إلى وزارة الداخلية ومنها إلى “الزعيم‬
‫األوحد” ((والتي سنأتي على تفاصيلها في القسم‬
‫الثالث من هذه الدراسة))‪ ،‬فقد سارع إلى تشكيل لجان‬
‫تحقيقية عديدة وأوفدها إلى “كركوك”‪ ،‬كانت من‬
‫أهمّها تلك الهيأة التي رأسها “العقيد الركن عبدالرحمن‬
‫عبدالستار” مدير الحركات العسكرية بوزارة الدفاع‪،‬‬
‫وقد إطلعت على تفاصيل األحداث وشاهدت آثار‬
‫جرائم القتل والنهب والحرق وإستمعت إلى البعض من‬
‫شهود العيان وآراء الضباط األقدمين في قيادة الفرقة‬
‫وسواهم في الوحدات العسكرية واألمنية المتواجدة في‬
‫“كركوك” وعرضت تقريراً‬
‫ً‬
‫مفصال أمام “عبدالكريم‬
‫قاسم” و”اللواء الركن أحمد صالح العبدي” موضحة‬
‫أن الحدث لم يكن عارضاً وبالمُصادفة جراء شجار‬
‫بسيط ‪ -‬كما ورد في مزاعم البعض من دوائر‬
‫�اتيّ‬
‫“كركوك” األمنية والرسمية والثورية ‪ -‬بل كان مب‬
‫ّ‬
‫يصب في عدم‬
‫ضد التركمان بدليل بسيط ومنطقي‬
‫أي قتيل وربما حتى جريح واحد أو ً‬
‫وجود ّ‬
‫أذى بسيط‬
‫لحق بحق أي شخص أو ممتلك للطرف المُقابل‪.‬‬
‫لكل ذلك فقد أقدم “عبدالكريم قاسم” على‬
‫‬
‫خطوات متتابعة إلغالق أفواه التركمان بشكل خاص‬
‫وعموم العراقيين الذين أبدوا إعتراضاتهم أزاء‬
‫المذبحة التي تعرضت لها “كركوك”‪ ،‬وباألخص من‬
‫الجميع معظم ضباط القوات المسلحة العراقية‪ ،‬والتي‬
‫يمكن تلخيصها بما يأتي‪-:‬‬
‫‪1 .1‬أمر بتجريد السالح من أيدي جميع منتسبي‬
‫لواء المشاة الجبلي‪ 4/‬وسواه من الوحدات العسكرية‬
‫المشتبه بمشاركة منتسبيها في األحداث‪ ،‬ذلك اللواء‬
‫الذي ً‬
‫بدال من تنفيذه “خطة أمن كركوك” حسب أمر‬
‫أصدره قائد الفرقة وكالة‪ ،‬فإن العديد من ضباطه‬
‫ّ‬
‫إصطفوا إلى جانب منفذي‬
‫ومراتبه وجنوده قد‬
‫المذبحة‪.‬‬
‫وجه بإلقاء القبض بحق كل من يُشكّ‬
‫‪ّ 2 .2‬‬
‫بإقتحامه في أي من تفاصيل تنفيذ المجزرة‪ ،‬وذلك قبل‬
‫إعتقال القادة البارتيين والشيوعيين الذي خططوا لها‬
‫أو أشرفوا على تفاصيلها‪.‬‬
‫‪ّ 3 .3‬‬
‫مجلسين ُعرفيين (بمثابة محكمتين‬
‫شكل‬
‫َ‬
‫عسكريتين) يتفرغان لمحاكمة أولئك‪.‬‬
‫‪4 .4‬أصدر أوامره باإلسراع في التعويض المادي‬
‫لعوائل شهداء التركمان‪ ،‬وعما لحق من أضرار‬
‫ألصحاب المساكن والمحال التجارية‪.‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫‪5 .5‬بعد (‪ )3‬أيام فحسب على تلك المذبحة‪،‬‬
‫وتحديداً مساء يوم (األحد ‪19‬تموز‪ ،)1959‬فوجئ‬
‫العراقيون ‪ -‬المؤيدون للنظام ومعارضوه ‪ -‬بخطاب‬
‫غير مألوف من لدن “الزعيم عبدالكريم قاسم” بمناسبة‬
‫إفتتاحه لـ”كنيسة ماريوسف للكاثوليك” وهو يتوعد‬
‫بإستخدام القسوة والضرب بيد من حديد بحق مدبّري‬
‫اإلحداث والفظائع التي أُرتُ ِك َبت في “كركوك”‪ ،‬والذين‬
‫سمّاهم بـ ((الفوضويين))‪ ،‬جالباً إسم “التركمان” على‬
‫عظمة لسانه ربما للمرة األولى في عهده‪ ،‬معتبراً إياهم‬
‫((أخوة مع العرب واألكراد في وطنهم العراق))‪.‬‬
‫‪6 .6‬وبعد إنقضاء (‪ )10‬أيام على ذاك‪ ،‬قدم تعازيه‬
‫الحارة إلى “التركمان” واصفاً إياهم بـ ((المواطنين‬
‫اآلمنين المصدومين)) في مؤتمر صحافي واسع‬
‫عقده يوم (األربعاء‪29‬تموز) كان ي َ‬
‫ُنقل مباشرة عبر‬
‫ً‬
‫شاشات التلفاز واإلذاعات‪ ،‬عارضا خالله على‬
‫الحضور عشرات من صور الشهداء التركمان ذوي‬
‫المتهرئة إلى جانب عدد‬
‫الوجوه المش ّوهة واألجساد‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫من المقابر الجماعية التي د ِفن البعض منهم تحت‬
‫ترابها وصور أخرى آلالت حفر وطمر وهي تواري‬
‫جثامينهم في األعماق وأخريات من تلك التي ُعلَّقت‬
‫على األعمدة وفي مداخل القيادات العسكرية الكبرى‬
‫وسط مدينة “كركوك”‪ ،‬واصفاً تلك الجرائم كونها‬
‫((فظائع ال تدنى عن فظائع البربر و”هوالكو”‪ ،‬بل‬
‫أن “هوالكو” لم يرتكب في أيامه مثل هذه األعمال‬
‫الوحشية‪ ،‬وال الصهاينة فعلوا))‪ ،،،،‬كل ذلك قبل أن‬
‫ّ‬
‫يتوعد بمحاسبة المسؤولين‪.‬‬
‫‪7 .7‬بعد أيام معدودات من ذلك‪ ،‬ولدى إفتتاحه‬
‫(ستوديو) جديد وسط مبنى اإلذاعة العراقية في‬
‫“الصالحية” فقد دعا إلى تسميته بـ (ستوديو التركمان)‬
‫عزا ًء لهم في محنتهم‪.‬‬
‫‪8 .8‬وبإجراءات سريعة بدَّل كل القيادات‬
‫العسكرية واإلدارية العليا في “كركوك”‪ ،‬وجاء بآخرين‬
‫معروفين بتعاكسهم مع الشيوعيين واليساريين‪،،،‬‬
‫ّ‬
‫والحق يُقال أن هؤالء الجدد قد أسسوا مع وجهاء‬
‫“كركوك” عالقات واسعة وطيبة وصداقات متينة‬
‫أعانتهم على تفهّم مشاكل المدينة والمناطق التركمانية‪،‬‬
‫وقد حققوا أمنا وأمانـاً ال يمكن مقارنتهما مع ما كانوا‬
‫عليه خالل النصف األول من عام (‪ ،،،)1959‬ويُقال‬
‫أنهم ّ‬
‫غظوا الطرف عن عمليات اإلغتياالت المتعددة‬
‫التي أق َد َم عليها عدد من الشبان التركماني المتحمّسين‬
‫في أخذهم الثأر من الذين أهدروا دماءهم الغالية أيام‬
‫(‪14-16‬تموز‪.)1959‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪58‬‬
‫الدكتور صبحي ناظم توفيق‬
‫الساحات والمواقع الحساسة في مدينة «كركوك»‬
‫ومداخلها القريبة‪ ،‬في حين إستطاعوا تجريد منتسبي‬
‫لواء المشاة الجبلي‪ 4/‬وسرية اإلنضباط العسكري‬
‫للفرقة‪ 2/‬ضباطاً ومراتب من جميع أسلحتهم‪ ،‬بينما‬
‫الذ الذين إقترفوا تلك الجرائم البشعة بالفرار إلى‬
‫حيث أُستُجلبوا منه لتنفيذ المجزرة إلى جانب عمليات‬
‫النهب والسلب والسرقات والحرق‪ ،‬وآخرون إختبأوا‬
‫في جحور مساكنهم أو وسط مواقع محددة أخرى‬
‫كانت مهيّأة لهم مسبقاً‪ ،،،،‬وسوف لن يمضي سوى‬
‫أيام معدودات لـيُقبض على معظمهم في الضواحي‬
‫الشمالية من «كركوك»‪ ،‬وآخرون بعد إنقضاء أسابيع‬
‫فحسب‪ ،‬وال يبقى ّ‬
‫إال عدد منهم سيهربون بعيداً إلى‬
‫هنا أو هناك ويختلون عن األنظار‪ ،‬ومن ال يُق َبض‬
‫عليه من المجرمين لمحدودية الشهود والبراهين‬
‫أمام المحاكم العسكرية الخاصة أو لعدم ثبوت األدلّة‬
‫القضائية ّ‬
‫بحقه‪ ،‬فإن أيا ٍد تركمانية شجاعة حالمـا‬
‫ّ‬
‫يتنفس أصحابها الصعداء ستحقق في شخصه عدالة‬
‫السماء بعد إنقضاء بضعة أشهر فحسب‪ ،،،‬ولكننا‬
‫سنعرف بعدئذ أن أولئك القتلة المجرمون قد حققوا‬
‫ّ‬
‫جل غاياتهم وذبحوا كل من إستحضروه وسط قوائمهم‬
‫وجداول إستهدافاتهم‪ ،‬وأن كتيبة المدرعات تلك‬
‫ووحدات الجيش التي توالت على «كركوك» الحقاً‬
‫قد تأخرت‪ ،‬ولربما بشكل متعمّد أو سواه‪ ،‬وقد يكون‬
‫السبب الرئيس في ذلك تباطؤ «عبدالكريم قاسم» في‬
‫إصدار أوامره بتحريكها من معسكراتها األصل نحو‬
‫«كركوك» واإلنتشار فيها إبتغاء إنقاذها‪.‬‬
‫شهداء مذبحة «كركوك»‬
‫ً‬
‫ً‬
‫ثبت على وجه اليقين طبيا وقضائيا أن (‪)31‬‬
‫‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ً‬
‫ُ‬
‫صيب (‪)130‬‬
‫شهدوا فيما ُج ِر َح أو أ َ‬
‫تركمانيا قد أست ِ‬
‫كلّهم من دون إستثناء من التركمان في األيام الثالثة‬
‫التي إستغرقتها المذبحة‪ ،‬وجلّهم في ليلة ‪ 15/14‬ونهار‬
‫‪ 15‬تموز‪ ،‬وقد لقوا مصرعهم إما رمياً بالرصاص‬
‫ُسحلوا‬
‫أو بضرب الفؤوس على رؤوسهم قبل أن ي ُ‬
‫بالحبال‪ ،‬أو أنهم ُر ِبطوا بالحبال وهم ما زالوا أحياء‬
‫وسحلوا جرياً على األقدام أو بالسيارات في الشوارع‬
‫ُ‬
‫ِّ‬
‫َ‬
‫واألزقة حتى فارقوا الحياة ثم مُثلت بجثثهم أمام أنظار‬
‫أهالي «كركوك» وقبل أن يُ َعلَّـقوا على األعمدة سوا ًء‬
‫في مدخل قيادة الفرقة‪ 2/‬أو عند بوابة سرية اإلنضباط‬
‫جسري مدينة «كركوك» أو‬
‫العسكري أو على أعمدة َ‬
‫أن جثامينهم ُق ِذفت وسط ساحاتها‪ ،،،‬وفي أدناه أسماء‬
‫الشهداء‪-:‬‬
‫‪1 .1‬عثمان خضر جايجي‪ ،،،،‬صاحب مقهى‬
‫‪59‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫‪14‬تموز في شارع أطلس‪ ،‬وأول الشهداء عند بدء‬
‫المجزرة مسا ًء‬
‫‪2 .2‬الرئيس أول‪/‬الرائد المتقاعد عطا خيراهلل‬
‫‪3 .3‬المقدم الصيدلي إحسان خيراهلل‬
‫‪4 .4‬سيد غني النقيب ‪،،،‬خال الشهيدين عطا‬
‫وإحسان خيراهلل‬
‫‪5 .5‬قاسم بك النفطجي‬
‫‪6 .6‬صالح الدين آوجي‬
‫‪7 .7‬محمد آوجي‬
‫‪8 .8‬زهير عزت جايجي‬
‫‪9 .9‬جاهد فخرالدين‬
‫‪1010‬جهاد فؤاد مختار‬
‫‪1111‬نهاد فؤاد مختار‬
‫‪1212‬أمل فؤاد مختار‬
‫‪1313‬إبراهيم رمضان‬
‫‪ 1414‬نورالدين عزيز‬
‫‪1515‬عبداهلل بياتلي‬
‫‪1616‬عبدالخالق إسماعيل‬
‫‪1717‬جمعة قنبر‬
‫‪1818‬كاظم عباس بكتاش‬
‫‪1919‬حسيب علي‬
‫‪2020‬فتح اهلل يونس‬
‫‪2121‬عادل عبدالمجيد‬
‫‪2222‬كمال عبدالصمد‬
‫‪2323‬شاكر زينل‬
‫‪2424‬الحاج نجم الدين محمد‬
‫‪2525‬أنور عباس‬
‫‪2626‬صديق رضا‬
‫‪2727‬عمر عبد اهلل‬
‫‪2828‬علي احمد نفطجي‬
‫‪2929‬اسكندر محمد‬
‫‪3030‬صديق رشيد‬
‫‪3131‬الزار ايشو‬
‫إجراءات ما بعد المجزرة‬
‫بعد أن أيقن “عبدالكريم قاسم” من كذب‬
‫‬
‫الذين بعثوا تقاريرهم فور بدء األحداث مساء‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫الدكتور صبحي ناظم توفيق‬
‫«المصلّى» عبر محلّة «جـاي» ولدى إجتيازنا الجسر‬
‫الجديد‪ ،‬وبينما كانت أصوات اإلطالقات عن بُعد ما‬
‫زالت تلعلع في طبالت آذاننا منذ مساء أمس وطيلة‬
‫ُ‬
‫شاهدت جثتين مُنتفخ َتين معلََّق َتين‬
‫نـهار اليوم‪ ،‬فقد‬
‫على عمودين من الجسر مع جثة مشابهة ثالثة مرميّة‬
‫في مدخله وحواليها عدد من الكالب السائبة يهرش‬
‫بها!!!؟؟؟ ْإذ حاولت إشغال إخوتي الصغار كي ال‬
‫ينظروا إلى تلكم الجثث‪ ،،،،‬هذا وعلى الرغم من‬
‫إنخراطي بعد سنتين من ذلك التأريخ في المسلك‬
‫العسكري وخوضي معارك شرسة ومشاهداتي لمئات‬
‫بل آلالف الشهداء والجثث الـمتهرئة سوا ًء كانت‬
‫ألصدقاء وزمالء وجنود أو حتى ألعداء الوطن خالل‬
‫خدمتي ضابطاً في صنف المشاة الصعب بالعديد من‬
‫تشكيالت الجيش العراقي لـ (‪ )3‬عقود متتالية‪ّ ،‬‬
‫إال‬
‫أن ذلك المشهد الذي صادفته عصر يوم (األربعاء‬
‫‪15‬تموز‪ )1959‬لم أستطع نسيانه لغاية كتابتي‬
‫لهذه السطور بعد مضي ما يقارب (‪ )54‬سنة على‬
‫وقوعه‪.‬‬
‫َت َر َكـنا «العم سامي» في مسكنه عائداً إلى‬
‫‬
‫عمله الصعب في ذلك اليوم العصيب‪ ،‬وإستقرينا‬
‫ببيته ومشهد الشهداء المنتفخين والكالب التي تهرش‬
‫أجسادهم ال يفارقني‪ ،‬فيما أضافت قرينته «السيدة‬
‫بلقيس شكري بك الصالحي» عن مشاهدة أهل محلّتهم‬
‫بعد ظهر هذا اليوم لجنديين يحمالن على ذراعيهما‬
‫شارة «اإلنضباط العسكري» الحمراء وهما يدفعان‬
‫أمامهما شاباً في مقتبل العمر مشدود العينين والذراعين‬
‫حتى أوصاله إلى حافة نـهر «خاصة صو»‪ ،‬فشهر‬
‫أحدهما مسدسه وأطلق رصاصتين في رأسه قبل أن‬
‫يعود أدراجه مع زميله تاركينه نهشاً للكالب السائبة‪.‬‬
‫إخالء قلعة كركوك‬
‫مساء اليوم نفسه (األربعاء ‪15‬تموز) فوجئنا‬
‫بعودة «العم سامي» وبصحبته والدته وأخواته الثالث‬
‫َّ‬
‫يسكن بمنزل ج ّدي في «قلعة كركوك»‪،‬‬
‫اللواتي ُك َّن‬
‫فقد أقد َمت «المقاومة الشعبية» ‪ -‬وبمساعدة البعض‬
‫من األكراد الساكنين هناك‪ -‬بعد ظهر ذلك اليوم على‬
‫ً‬
‫رجاال ونساء‬
‫إخالئها بالكامل من جميع ساكنيها‬
‫وشيوخاً‬
‫ً‬
‫وأطفاال‪ ،‬تحت ذريعة إعتصام عدد من‬
‫ّ‬
‫الضباط التركمان في مبانيها العالية والمطلة على‬
‫تعرض القلعة خالل‬
‫مدينة «كركوك»‪ ،‬وإحتمال ّ‬
‫ساعات إلى قصف مدفعية الجيش وطائراته‪ ،،،‬قد‬
‫أرغموا أهالي القلعة على النزول منها والتجمع في‬
‫الحديقة العامة الواقعة خلف مركز شرطة «إمام‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫قاسم» القريب من الجسر القديم‪ ،‬ذلك المركز الذي‬
‫هاجمته جموع من الشيوعيين واليساريين ونـهبوا‬
‫جميع أسلحته في أولى لحظات الشروع بتنفيذ خطة‬
‫المذبحة مساء أمس (‪14‬تموز)‪.‬‬
‫ورغم اإلزدحام المفاجئ بذلك البيت بإضافة‬
‫‬
‫ما مجموعه (‪ )10‬أفواه آكلة وشاربة إلى (‪ )5‬أفراد‬
‫تتكون منها عائلة العم‪ ،‬ووسط إنقطاع المـاء في صيف‬
‫(تموز) وإنعدام المواد الغذائية والخبز وغلق البقاليات‬
‫واألسواق في األحياء التركمانية من «كركوك»‪،‬‬
‫فقد رقدنا الليل مُت َعبين ولكن بعد أن َّ‬
‫خف ح ّدة إطالق‬
‫النيران عمّا كان عليه بالليلة الفائتة ونهار ذلك اليوم‪،‬‬
‫بل وتدنّى أكثر بكثير حين إستيقظنا صباح اليوم التالي‬
‫(الخميس ‪16‬تموز)‪ ،‬وقتما عاد إلينا «العم سامي»‬
‫ّ‬
‫ليبشرنا بورود أخبار شبه موثوقة عن تحرك كتيبة‬
‫مدرعات تابعة للجيش من «معسكر جلوالء» في‬
‫طريقها إلى «كركوك»‪ ،‬ويُقال أن عدداً من ضباطها‬
‫قد وصلوا إلى ناحية «تازة خورماتو»‪ ،‬ولربما تتكامل‬
‫الكتيبة مساء اليوم أو صباح يوم غد وتخترق مدينتنا‬
‫لفرض األمن واألمان المفقودين فيها‪.‬‬
‫إنتشار مدرعات الجيش في «كركوك»‬
‫ً‬
‫ليال إستشعرنا بهدوء مفاجئ وبشكل مُريب‪َّ ،‬‬
‫وظن‬
‫البعض منا أنه قد يكون ((هدوءاً يسبق العاصفة)) في‬
‫ّ‬
‫توقع منطقي أن هؤالء ((األبطال األشاوس)) الذين‬
‫حققوا سيطرة مطلقة على «كركوك» ليومين متتاليين‬
‫وإقترفوا مثل هذه األعمال وأهدروا تلك الدماء ومثّلوا‬
‫بالجثث ّ‬
‫وقطعوا أوصال البعض منها وأحرقوها‪ ،‬فإنهم‬
‫من القوة والبأس بحيث ال يمكن أن يتركوا «كركوك»‬
‫وترصد وال يقاوموا‬
‫التي إستباحوها عن سبق إصرار‬
‫ّ‬
‫كائناً من يكون‪ ،‬ال سيما وأنهم يمتلكون من السالح‬
‫والعتاد والمعنويات المفترضة ما يكفي لمقاومة جيش‬
‫متكامل ال مجرد كتيبة مدرعات واحدة‪ ،‬إذن فالمواجهة‬
‫يوم غ ٍد ّ‬
‫متوقعة وال ريب في ذلك!!!!؟؟؟؟‬
‫ولكن‪ ،‬مع حلول ظهيرة يوم (الخميس ‪17‬تموز)‬
‫إنعدم إطالق النار نهائياً‪ ،‬وقبل أن يحين وقت العصر‬
‫بانت أولى مجاميع المدرعات التابعة لفرقة المشاة‪3/‬‬
‫التي قيل أنها قد غادرت «معسكر جلوالء» صبيحة‬
‫اليوم نفسه‪ ،‬وقد شاهدنا عدداً من الشبان التركمان‬
‫مرحبين‪،‬‬
‫يصاحبون البعض منها ويركضون حواليها ّ‬
‫ولكنهم كانوا من القلّة الذين تجرأوا على مغادرة‬
‫مساكنهم في ذلك الظرف الدموي العصيب‪،،،‬‬
‫تلك المدرعات التي إقتدرت بسهولة بالغة التمركز‬
‫حوالي مقر الفرقة ومراكز الشرطة والدوائر ووسط‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪60‬‬
‫الدكتور صبحي ناظم توفيق‬
‫والبنادق التي عمّت سماء «كركوك» وذلك قبل أن‬
‫أحمد العلي القدير على وجود «موفق» قبلي في بيتنا‬
‫سالمـاً‪ ،،،،‬ولم َي َ‬
‫بق سوى أبي الذي تأخر كثيراً حين‬
‫كنا جميعاً ّ‬
‫نترقب من سطح منزلنا عودته‪.‬‬
‫وبــدأت المجــزرة‬
‫ع ّم الظالم الدامس تلك الليلة العراقية ‪ -‬الكركوكـيّة‬
‫المشؤومة بمناسبة اإلحتفاالت الكبرى إلنقضاء العام‬
‫األول على ((ثورة تموز المباركة)) و((إستشهاد‬
‫الملك المحبوب فيصل الثاني والعائلة الملكية)) على‬
‫أيدي أولئك الضباط المجرمين بحق العراق والذين‬
‫تسببوا في تحويله من وطن هادئ مشهود بإستقراره‬
‫إلى جحيم ال يُطاق‪ ،‬وها نحن التركمان في «كركوك»‬
‫نحصد أوزارهم بتلك الساعات التي بدأت سيارة‬
‫عسكرية في أول الليل من طراز «شفروليت»‪ ،‬طالمـا‬
‫تع ّودنا على رؤيتها‪ ،‬وهي تحمل على سطحها مكبرة‬
‫صوت م ً‬
‫ُعلنة حظر التجوال العام في مدينة «كركوك»‬
‫بأجمعها وإلى إشعار آخر‪ ،‬ولكن الحظر سوف يشتمل‬
‫به التركمان لوحدهم دون اآلخرين كونهم مكلّفين بتنفيذ‬
‫((مهمات خاصة))‪ ،‬وقد بادر أفراد من ((المقاومة‬
‫الشعبية)) وسط سيارات عسكرية إلى السير في‬
‫الشارع الرئيس لـ»محلة المصلّى» ويل ّوحون بحبالهم‬
‫وأسلحتهم ويطلقون نيرانها نحو السماء وهم يصيحون‬
‫بأعلى حناجرهم هتافهم المعهود ((ماكو مؤامرة تصير‬
‫والحبال موجودة))‪.‬‬
‫وفي تلك الليلة ّ‬
‫توقف ضخ الماء الصافي إلى‬
‫البيوت وإنعدمت خدمة الهواتف‪ ،‬فإنغلق الناس في‬
‫بيوتـها يائسين وبائسين ال يدرون ما يجري في ربوع‬
‫مدينتهم وليس بإمكانهم معرفة أي شيء عن مصائر‬
‫أقربائهم‪ ،‬وقد إنقطعت الطاقة الكهربائية عن الشوارع‬
‫والبيوت لتغرق «كركوك» وسط ظالم دامس وصمت‬
‫ُرعب ال يخترقهما سوى إشتعال سمائها بصليات‬
‫م ِ‬
‫َ‬
‫َّ‬
‫األلوف من اإلطالقات المُذنبة المتتالية والمتصاعدة‬
‫نحو األعالي من فوهات الرشاشات والبنادق‪ ،‬وهي‬
‫ً‬
‫مصحوبة بعدد من إنفالقات القنابل والمتفجرات‪،‬‬
‫وقد توسطتها مخاوفنا على والدي قبل إنشغالنا على‬
‫مصائر األعمام واألخوال واألصدقاء وباقي األقرباء‬
‫الذين يحتمل أن يكونوا مُستهدَفين‪ ،،،،‬ولكن الذي‬
‫أراحنا بعض الشيء حين بعث «الحاج شاكر ّ‬
‫مال‬
‫جدوع» بولده «عبدالواحد» لينقل لنا نصيحة والده‬
‫إلى أبي بضرورة إنتقالنا جميعاً إلى مسكنهم كونه‬
‫ً‬
‫مقارنة مع‬
‫يقع وسط زقاق بعيد نسبياً عن األنظار‬
‫ّ‬
‫بيتنا الواقع على الشارع الرئيس لمحلّة المُصلى‪،،،،‬‬
‫‪61‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫ومع ذلك لم يستطع معظمنا تناول لقمة خبز واحدة أو‬
‫الخلود إلى مجرد غفوة‪.‬‬
‫يوم (األربعاء ‪ 15‬تموز)‬
‫بان صباح اليوم التالي حين علمنا أن حظيرة‬
‫يتجاوز عددها (‪ )10‬جنود يتجولون فوق سطح‬
‫«مدرسة المصلّى اإلبتدائية» ناصبين رشاشتين‬
‫وجههوهما نحو شارعنا‪ ،‬وسنعلم بعدئذ أنـهم من‬
‫مراتب لواء المشاة الجبلي‪ 4/‬المعروف ‪-‬وقتـئ ٍذ‪ -‬بكون‬
‫قائده وضباطه وغالبية منتسبيه من الشيوعيين أو‬
‫اليساريين‪ ،،،،‬ولكن ‪-‬والحق يُقال على قـدر ما شاهدته‬
‫خالل ذلك النهار‪ -‬أنهم لم يقدموا على إيذاء أحد من‬
‫محلّ ي «المصلى‬
‫سكنة الشارع الرئيس الفاصل بين ت‬
‫وجقور»‪ ،،،‬وبعد ظهر ذلك اليوم وحالمـا سمعنا هدير‬
‫ُ‬
‫هرعت ‪ -‬كعادتي‪ -‬إلى سطح المنزل‬
‫محرك طائرة فقد‬
‫ألشاهد طائرة مقاتلة من طراز «فيوري» وهي تحوم‬
‫بإرتفاع منخفض للغاية ولمرات عديدة حوالي «قلعة‬
‫ُ‬
‫إعتقدت في حينها أنـها‬
‫كركوك» وفي سمائها‪،،،‬‬
‫عازمة على قصف هدف ما‪ ،‬ولكنها لم تفعل بل عادت‬
‫بعيداً هابطة في «مطار كركوك العسكري»‪ ،‬وسيكون‬
‫لهذه الطائرة دور إيجابي في هذه المجزرة سنتعرف‬
‫عليه بعدئذ‪ ،‬وسأتحدث عنه الحقاً‪.‬‬
‫مشاهـد ال ولم ولن أنساها‬
‫عصر ذلك اليوم فوجئنا بعمّي «مفوض‬
‫‬
‫ّ‬
‫ً‬
‫الشرطة سامي توفيق بك» واقفا بسيارة شرطة مسلحة‬
‫ص َبت فوقها‪ ،‬وبصحبته الشرطي «فائق»‪،‬‬
‫برشاشة نُ ِ‬
‫ولمـا جلس مع والدي و»الحاج شاكر» كانت الدموع‬
‫تنصب من عينيه مدراراً وهو يتحدث عن مشاهداته‬
‫ومسامعه عن مذبحة عظيمة وتمثيل بالجثث وسحل‬
‫آدميين وهم أحياء وتقطيع أوصالهم حتى الموت‪ ،‬وقد‬
‫دارت في شوارع «كركوك» وأحيائها وطالت أشرافاً‬
‫ووجهاء وشخصيات ومواطنين تركمان عديدين‪،‬‬
‫ذكر منهم «قاسم بك نفطجي‪ ،‬عطا وإحسان خيراهلل‪،‬‬
‫جاهد فخرالدين‪ ،‬عثمان وزهير جايجي‪ ،‬صالح الدين‬
‫ومحمد آوجي‪ ،‬وثالثة من أوالد المختار فؤاد»‪ ،‬ناهيك‬
‫عن إقتحام دور السينما والمحال التجارية العامرة‬
‫ونـهب محتوياتـها قبل أن يضرموا النار ويحرقوها‬
‫عن بكرة أبيها‪ ،،،‬كل ذلك قبل أن يطلب العم من‬
‫والدي ‪ -‬ونحن معه ‪ -‬أن ينقلنا جميعاً إلى مسكنه الكائن‬
‫مقابل المستشفى الجمهوري في شارع الثورة‪ /‬طريق‬
‫بغداد كون بيته خاضعاً لبعض الحماية المسلّحة‪.‬‬
‫في طريقنا بسيارة الشرطة تلك من محلّة‬
‫‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫الدكتور صبحي ناظم توفيق‬
‫«موفق» وصديق عمري «نجدت قاسم الصالحي»‬
‫وقد عثرنا على بقعة محدودة من سياج «جسر كركوك‬
‫الجديد»‪ّ ،‬‬
‫نترقب إنطالق المسيرة التي ستتبع الشارع‬
‫ً‬
‫وصوال إلى مدخل‬
‫المحاذي للقلعة ونـهر «خاصه صو»‬
‫الجسر من إتجاه السوق الكبير‪ ،‬ويجتاز الجسر نحو‬
‫تتفرق عند الوصول إلى نهايته‬
‫«شارع أطلس» حتى ّ‬
‫بمنطقة «أحمد آغا»‪ ،،،‬كانت غايتي العظمى‪ -‬ناهيك‬
‫عن مشاهدتي لمسيرة بهذه الضخامة للمرة األولى في‬
‫حياتي‪ -‬أن أرى خالَ َّي المحاميين «سيد فاضل وسيد‬
‫ناظم الصالحي» وهما يرتديان العباءة السوداء وسط‬
‫كردوس محامي «لواء‪ /‬محافظة كركوك»‪.‬‬
‫إنطلقت المسيرة بحدود الساعة الخامسة‬
‫‬
‫والنصف عصراً‪ ،‬وفي مقدمتها سار الجوق الموسيقي‬
‫العسكري‪ ،‬تتلوه سيارات وكراديس تحمل أسلحة‬
‫متنوعة من وحدات الجيش والشرط َتين السيارة‬
‫والمحلية وهي تسير بإنتظام‪ ،‬تبعها كردوس مسلّح من‬
‫«المقاومة الشعبية»‪ ،‬وقبل أن تعبر أمامنا كراديس‬
‫نقابات العمال والفالحين والمنظمات الشعبية‪ ،‬ثم‬
‫أرباب الحرف المختلفة‪ ،‬ولكن الذي جلب أنظار الجميع‬
‫على عكس ما كان متوقعاً‪ -‬أن معظم المشاركين في‬‫هذه المسيرة كانوا تركماناً من وجود اآلخرين من‬
‫سكنة «كركوك»‪ ،‬وباألخص أولئك اليساريين الذين‬
‫يفترض مشاركتهم بقوة وكثرة وبأس‪ ،‬كون ((الثورة‬
‫المباركة)) جاءت لصالحهم وخدمتهم أعظم بكثير من‬
‫غيرهم‪.‬‬
‫أول الغـيـــث َق ْ‬
‫ـر‬
‫ـط ٌ‬
‫كانت الساعة مشيرة إلى السابعة وعشر دقائق‬
‫مسا ًء وقتما كان كردوس المحامين ذوي العباءات‬
‫السوداء المزدانة بالبعض من الشرائط المل ّونة على‬
‫وشك المرور من أمامنا‪ ،‬حين فوجئنا بإطالقتين‬
‫سمعنا صوتيهما من إتجاه «شارع أطلس»‪ ،‬ومعهما‬
‫إستشعرنا وكأن يوم الحشر قد ّ‬
‫حل بين ظهرانينا‪،‬‬
‫تفرقت الكراديس التي كانت سائرة بكل إلتزام‪،‬‬
‫ففجأة ّ‬
‫وإقتحمها أُناس غرباء أتوا ركضاً من إتجاهين مختلفين‬
‫نازعين العصي التي تحمل الالفتات مح ّوليها إلى‬
‫آالت لضرب الناس عشوائياً على رؤوسهم وأجسادهم‬
‫وأطرافهم‪ ،‬ومعها ُخلِ َعت الخناجر والسكاكين المخبّأة‬
‫وراء أحزمتهم القماشية راكضين ومهووسين وراء‬
‫المشاركين في المسيرة والذين تركوها مُهرولين نحو‬
‫كل اإلتجاهات‪ ،‬في حين بدأت صليات الرشاشات‬
‫وإطالقات المسدسات والبنادق تنطلق بغزارة من هنا‬
‫وهناك‪.‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫إختلط الحابل بالنابل ً‬
‫بغتة‪ ،‬وإندفعت حشود من‬
‫الرجال وسط عويل النساء وبكاء األطفال متدفقة‬
‫من ناحية «شارع أطلس» بإتجاهنا والصوب القديم‪،‬‬
‫ُ‬
‫أمسكت سياج الجسر بقوة كي ال أسقط على‬
‫وفيما‬
‫ً‬
‫ُ‬
‫األرض‪ ،‬فقد رأيت أخي «موفق» واقعا على رصيف‬
‫الجسر بفعل ذلك المـَوج البشري تدوسه موجات من‬
‫األحذية واألقدام قبل أن يستطيع النهوض والركض‬
‫ُ‬
‫شاهدت صديقي «نجدت قاسم‬
‫نحو السوق الكبير‪ ،‬فيما‬
‫بك الصالحي» قافزاً من فوق السياج نفسه وقد سقط‬
‫وسط كومة من الحصو الذي يمتلئ به «نـهر خاصة‬
‫صو» الخالي من الماء في هذا الموسم‪ ،‬ثم نهض‬
‫راكضاً وغاب عن نظري بإتجاه «كراج الحويجة»‪.‬‬
‫ُ‬
‫ً‬
‫جدوى‬
‫بدأت أصيح كالمجنون نحو هذا وذاك من دون‬
‫حتى ُ‬
‫فقدت أثرهما‪ ،‬فراودتني أسئلة متتالية لم أستطع‬
‫ُ‬
‫إجابة ذاتي عليها‪ ،‬فماذا لو لم أعثر عليهما وقد أو ِدعـا‬
‫أمانة بين ّ‬
‫يدي كوني أكبر منهما عمراً؟؟؟؟!!!! وبماذا‬
‫ُ‬
‫أجيب عائلة «نجدت» وأبي ووالدتي لو عدت إلى‬
‫البيت قبلهما؟؟؟!!! وبأي وجه أقابل الجميع لو ُف ِقـد‬
‫أثرهما ولم يعودا؟؟؟!!!‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ونظرت نحو‬
‫هرعت نحو «السوق الكبير»‬
‫‬
‫ّ‬
‫عدد من أزقته قبل أن أغيّر إتجاهي إلى «محلة جاي»‬
‫والمـارة قبل أن‬
‫وقد َخ َّف ْت الشوارع من السيارات‬
‫ّ‬
‫تُخلى تماماً حتى من الكالب والقطط السائبة بإستثناء‬
‫من كانوا قد أُبتلوا مثلي وضيّعوا أعزاءهم‪ ،‬وإختبأ‬
‫الجميع في بيوتهم وأغـلقوا أبوابها‪ ،‬حيث لم أكن‬
‫ـن ّ‬
‫أجد سوى عدد من النساء اللواتي ُك َّ‬
‫يترق بعيون‬
‫�نب‬
‫جاحظة من وراء األبواب أو النوافذ أو من ثقوب في‬
‫َّ‬
‫مساكنهن عودة أبنائهن وبناتهن أو‬
‫أسيجة سطوح‬
‫َّ‬
‫أزواجهن‪ ،‬ويسألنني البعض منهن صائحات بأعلى‬
‫أصواتـهن عمّا حدث ويحدث ولكن من دون أن أقدر‬
‫ً‬
‫َّ‬
‫منشغال بهموم أعظم بكثير‬
‫إجابتهن‪ ،‬فقد كان بالي‬
‫على‬
‫ممّا َّ‬
‫هن عليه‪.‬‬
‫كنت ُ‬
‫ُ‬
‫ألهث كالكلب العطش للماء وأركض وأراقب‬
‫هنا وهناك‪ ،‬وقد َّ‬
‫جف في حلقي اللعاب وأنا أسمع‬
‫بوضوح خفقان قلبي المتسارع بُ َعي َد المغيب وحلول‬
‫ُ‬
‫أحسست بيداي وهما تكيالن‬
‫بوادر الظالم‪ ،‬حين‬
‫بضرباتهما غير المعهودة على باب مسكن «قاسم بك‬
‫الصالحي» والد «نجدت» على مقربة من «حديقة‬
‫المصلّى»‪ ،،،،‬وكم كانت فرحتي ‪-‬النسبية‪ -‬لحظة‬
‫أجابتني أخته الكبرى من فتحة الباب عن وصوله‪،‬‬
‫فيما وجدت والدتي وكأنها تحترق لتأخري كثيراً وسط‬
‫أصوات إنفالقات اآلالف من إطالقات الرشاشات‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪62‬‬
‫الدكتور صبحي ناظم توفيق*‬
‫أيام مذبحة كركوك ‪ 1959‬كما عش ُتـها‬
‫ القسم الثاني ‪-‬‬‫مذبحة كركوك بأيامها الثالثة‬
‫إحتفاالت «كركوك» بمناسبة ‪14‬تموز‪1959‬‬
‫غمر الفرح نفوس جميع التركمان في «كركوك»‬
‫وسواها‪ ،‬معتبرين عودة مُب َعديهم ومنفيّيهم إلى مدينتهم‬
‫وإطالق سراح معتقليهم بمثابة ((نصر)) لصالحهم‬
‫و((إلتفاتة كريمة)) من لدن ((الزعيم األوحد))‬
‫بحقهم بمناسبة قرب حلول الذكرى السنوية األولى لـ‬
‫((الثورة المباركة))‪ ،‬ولذلك قرروا ‪ -‬ومن دون أية‬
‫ضغوط حكومية في العلن ‪ -‬أن يحتفوا ويشاركوا‬
‫جدياً بكل ما أوتوا من إمكانات باإلحتفاالت التي ستع ّم‬
‫جميع العراق من أقصاه إلى أقصاه‪ ،‬لتفادي كسب‬
‫سمعة غير حسنة في رؤية النظام الحاكم وشخص‬
‫((الزعيم األوحد)) فيما لو إمتنعوا عن إجرائها‪،‬‬
‫ولذلك ُج ِم َعت لهذا الغرض مبالغ طائلة من جيوب‬
‫التركمان األثرياء والموظفين وحتى من ذوي الدخل‬
‫الوسط والمحدود في تسابق مشهود حيال الشيوعيين‬
‫واليساريين واآلخرين في هذا الشأن‪ ،‬وضرورة إظهار‬
‫التركمان بمظهر إحتفالي أفضل من خصومهم‪ ،‬فلذلك‬
‫عمل الحدادون والنجارون والخطاطون والرسامون‬
‫فر ِف َعت عشرات‬
‫ليل نهار سراعاً طيلة أيام‬
‫وليال‪ُ ،‬‬
‫ٍ‬
‫ص َبت مئات السرادقات ُ‬
‫وهيِّئت اآلالف‬
‫األقواس ونُ ِ‬
‫من الالفتات‪ ،‬ولم يتأخر سوى القليل منهم ممّن لم‬
‫يفصل لشخصه وأبنائه وبناته لدى الخياطين الساهرين‬
‫ّ‬
‫والخياطات الساهرات مالبس تركمانية تقليدية‪ ،‬فيما‬
‫ّ‬
‫مرتدياتهن المزهوة‬
‫إستحضرت الفتيات والصبايا‬
‫باأللوان والزخارف والورود‪ ،‬في حين أقدم الجميع‬
‫ كل على نفقته ‪ -‬لتنظيف واجهات المساكن والمحال‬‫التجارية والمكاتب المطلّة على الشوارع الرئيسة التي‬
‫ستخترقها المسيرات وتلك الساحات التي يحتشد فيها‬
‫المحتفلون والمحتفالت‪ ،‬وذلك في وقت ّ‬
‫شكل التركمان‬
‫فيه لجاناً شعبية للقرار على شخوص الذين ينبغي‬
‫إشراكـهم بالمسيرات المركزية الرسمية المقررة‬
‫وسط «كركوك» وأقضيتها ونواحيها‪ ،‬والعبارات‬
‫التي ستُدرج على الالفتات والعبارات التي تُطلَق وسط‬
‫ً‬
‫فضال عن تنظيم إحتفاالت شعبية‬
‫الهتافات‪ ،‬كل ذلك‬
‫العربي اإلسالمي‬
‫* عميد ركن متقاعد‪ -‬دكتوراه في التأريخ‬
‫ّ‬
‫‪63‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫يحضرها الجميع في موقع محدد وسط كل حي سكني‬
‫كبير من «كركوك» وتُذ َبح فيه األغنام وتُط َبخ لحومها‬
‫ويتم تناولها ظهراً‪.‬‬
‫نـهار (‪ 14‬تموز ‪)1959‬‬
‫لم ّ‬
‫يعكر صفو تلكم اإلستحضارات الهائلة سوى‬
‫إشاعات سرت في عموم «كركوك» مفادها أن‬
‫حدثـاً مُريعاً سيفرض أوزاره على تركمان المدينة‬
‫يوم (‪12‬تموز‪/‬الذكرى السنوية ألحداث كاوور‬
‫باغي‪ ،)1946/‬وأن العديد من األثرياء األكراد قد‬
‫غادروها مع عوائلهم إلى مدن ومناطق أخرى‪ ،‬وقد‬
‫الحظ الجميع وجود إشارات عشوائية غير منتظمة‬
‫بالطالء األحمر قد ثُبِّ َتت بالفرشاة على عدد من أبواب‬
‫المساكن‪ ،‬سوا ًء في قلعة كركوك أو أحياء «المصلّى‪،‬‬
‫بيريادي‪ ،‬شاطرلو‪ ،‬شارع أطلس»‪ ،‬وعلى الرغم من‬
‫تشاؤم البعض فإن ذلك اليوم قد إنقضى بسالم من‬
‫ُذكر‪ .‬ولذلك َّ‬
‫دون حادث ي َ‬
‫تدفقت الجماهير ال َف ِرحة‬
‫ٌّ‬
‫مع إطاللـة يوم (الثالثاء ‪14‬تموز‪ )1959‬كل إلى‬
‫الموقع المحدد له لإلحتفاء‪ ،‬حيث ّ‬
‫دق الطبول التراثية‬
‫والعزف على المزامير وأداء الرقصات الشعبية‬
‫واألغاني التراثية واألناشيد الوطنية بمالبس تركمانية‬
‫تقليدية موروثة كانوا يؤدونها تحت عشرات األقواس‬
‫التي كتبت عليها عبارات شبه موحدة باللغتين العربية‬
‫والتركمانية تمحورت بشكل عام حول ((تركمان‬
‫العراق في محلة «؟؟؟؟؟؟» يهنئون زعيمهم األوحد‬
‫بالذكرى األولى لثورة ‪14‬تموز المباركة))‪ ،‬ف ُوزعت‬
‫أقداح الشرابت المتنوعة عليهم قبل أن يتناولوا طعام‬
‫الغداء من لحوم الخرفان المطبوخة والمشوية وسط‬
‫أرغفة الصمون وخبز التنور والصاج ثم البقالوة‬
‫ً‬
‫رجاال‬
‫يتوجه معظمهم‬
‫وأنواع من الحلويات‪ ،‬وقبل أن ّ‬
‫ونسا ًء وفتياناً وصبايا وقت العصر إلى حيث يفترض‬
‫أن يتنعموا بمشاهد اإلحتفاالت والمسيرة المركزية‬
‫التي ستنطلق من قرب «مركز شرطة إمام قاسم»‬
‫بحلول وقت العصر من ذلك اليوم المُحرق‪.‬‬
‫مساء (‪ 14‬تموز)‬
‫كنت بالرابعة عشر من عمري وبصحبتي أخي‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫السنة ‪ 15‬العدد ‪ 58‬ﺘﺷﺮﻴﻥ نيسان ‪ -‬حزيران ‪2013‬‬
‫السنة ‪ 15‬العدد ‪ 58‬ﺘﺷﺮﻴﻥ نيسان ‪ -‬حزيران ‪2013‬‬
‫أيام مذبحة كركوك ‪ 1959‬كما عشتُـها‬
‫ القسم الثاني ‪-‬‬‫مذبحة كركوك بأيامها الثالثة ‪63 /‬‬
‫الدكتور صبحي ناظم توفيق‬
‫التركمان ومشكلة الهوية والمواطنة‬
‫في الدولة العراقية الحديثة ‪56 /‬‬
‫عباس جعفر اإلمامي‬
‫قرار البرلمان االوروبي بشأن العراق‬
‫محنة األقليات‪ ،‬ومحنة التركمان‬
‫في العراق على وجة الخصوص ‪52 /‬‬
‫ترجمة ‪ :‬احمد الهرمزي‬
‫اإلعالم التركماني يختتم أعماله‬
‫باسطنبول بمطالبة أعضائه‬
‫بـ´الحيادية` في الصراع وإيقاف الهجمات‬
‫ضد مناطق التركمان ‪49 /‬‬
‫المدى برس ‪ /‬استانبول‬
‫نبذة تاريخية عن‬
‫فرقة نادي الثورة الرياضي‬
‫للتمثيل والفلكلور التركماني ‪46 /‬‬
‫فالح يازار اوغلو‬
‫‪50 - 53/ ϱίϟϳΠϨϻ΍ ϡγϗϟ΍‬‬
‫‪1 - 49 / ϲϜέΗϟ΍ ϡγϗϟ΍‬‬
‫نيسان ‪ -‬حزيران ‪Nisan-Haziran/April-June 2013‬‬
‫العدد ‪Sayı/Issue 58‬‬
‫السنة ‪Yıl/Year 15‬‬
‫ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ ‪KARDAŞLIK/QARDASHLIQ /‬‬
‫‪64‬‬
k
Koça
Şahin
ŞİME
’ten İk
zar
ir me
rda b r keder
Sen o
pü
a
rd
u
Biz b
bizi
ı bak
Ayırd an kader
ay
Acım
teşim
pür a
ım
Billâh miyor yaş
in
d
eni
iç
H
rına b eşim
ğ
a
b
ard
Bas
tek k
Benim
k’ten
ü
k
r
e
K
r
İki Şai
i Şair
Hüsam
Hasret
Ulu
Türkmenim
KERKÜK VAKFI
97 56
84 93
I
K VAKF
1- 6
Başımın
Tacı
Kerkük
IS BN
Bitmemiş
hala yaşıy
orum ben
Çelik irade
ta
Üst üste en şıyorum ben
gel aşıyor
um ben
Bu benim
, bu da yo
lum
Hakkımda
n geçmem dur benim
, gitse de
canım
Güneş gö
rmeyen de
reden akm
Kara dağ
am
üste şimşe
k dek çakm
Millet yolu
am
ndan dışa
rı çıkmam
Bu benim
, bu da yo
lumdur be
Bu yolda
nim
ancak yüks
elir şanım
Horyatla
gürler od
püskürür
Türk benl
üm
iğimi canl
a ko
Ereğe gide
n yolda yü rurum
rürüm
Bu benim
, bu da yo
lumdur be
Başı dik du
nim
ran ulu Tü
rkmen’im
ISB N 975
684 931
KERKÜ
menim
Kerkük
yar
Suphi
ULUiTÜR
KMENİM
Saatç
Ulu Türk
Başımın Tacı
sazım
Hüsam H
asret
i
Suphi Saatç
r
Hüsam
Hasret
Ulu
Türkmenim
-6
931
ISBN 975 684
-6
şi
ük
k
Kerkü
E
KARD
ERKÜK
sün
in
n
k
Şahin
k
Koça
FI
KERKÜK VAK
KERKÜK VA
KFI
Irak Türkmenlerinin kültür, tarih,
edebiyat ve sanatını tanımak için
Kerkük Vakfı’nın kitap yayınlarını
izleyiniz. Kerkük Vakfı 58 kitap
yayını ile hizmetinizde.
‫‪QARDASHLIQ‬‬
‫‪KARDAŞLIK‬‬
‫ﺍﻟﻌﺪﺩ‬
‫‪58‬‬
‫ﺍﻟﺴﻨﺔ ‪15‬‬
‫ﻣﺠﻠﺔ ﺛﻘﺎﻓﻴﺔ ﻓﻨﻴﺔ ﺍﺩﺑﻴﺔ ﺗﺮﺍﺛﻴﺔ‬
‫ﻧﻴﺴﺎﻥ ‪ -‬ﺣﺰﻳﺮﺍﻥ ‪2013‬‬
‫ﺍﻟﻤﺆﺗﻤﺮ ﺍﻟﺨﺎﻣﺲ ﻟﻬﻴﺌﺔ ﺍﻹﻋﻼﻡ ﻭﺍﻟﺼﺤﺎﻓﺔ ﺍﻟﺘﺮﻛﻤﺎﻧﻴﺔ‬
‫‪ 18-19‬ﺃﻳﺎﺭ ‪2013‬‬
‫‪5. Irak Türkmen Basın Kurultayı‬‬
‫‪18-19 Mayıs 2013‬‬
‫‪ISSN 130228573-4‬‬
‫‪KERKÜK VAKFI‬‬
Download