Tiirk Kareliyol Dem Arş 2000:28:422-426 Esansiyel Hipertansiyonlll Hastalarda Egzersiz ile Kalp Hızı Değişkenliği Parametrelerinde Oluşan Değişiklikler Y. Doç. Dr. Beyhan ERYONUCU, Y. Doç. Dr. Mehmet BiLGE, Y. Doç. Dr. Niyazi GÜLER Yiiziincii Ytl Üniversitesi Ttp Fakiiilesi Kardiyoloji Anabilim Da!t, Van ÖZET Ça!tşmamıwt amact esansiyelhipertansiyonlu hastalarda egzersi: ile kalp iıiZI değ işkenfiğ i parametrelerinde meydana gelen değişiklikleri saptamak/tr. Bu amaçla 17 ACE inlıibitor tedavisi a lt ında hip ertanstf!ıasta ve 19 1/0mtatansif sağ!tk!t kişi a!tnmış, Bmce protakoliine göre egzersiz testi yaptlmtş ve aynt anda Ho/ter kayu/an a!tnnuştır . Test öncesi 5 dakika siiresitıce, tiim test boyunca re test sonrast dinlenme döneminde 5 dakika s fireyle Ho/ter kaylllanndan zaman-alan ve frekans-alan kalp lu:ı değiş­ ken fiği parametreleri sapt anmtşttr. Tfim olgu/ann egzersiz testleri negatif idi. Her iki gmp arasmda yaş. cinsiyet. istira lıat ve maksimum kalp htzlan , egzers iz siireleri re METS değerleri açtsmdanfark!t!tk yokttt. Kalp hı:t değiş­ kenf iği analizi hipertansif hastalarda egzersiz öncesi dönemde daha yiiksek sempatik aktiviteyi göstermekle beraber egzersiz ile lter iki gmbun kalp lıt:t de,~işkenl(~i parametreleri arasında fark olnıadı,~tn t göstermiş tir. Anahtar kelime/er: Hipertansiyon, kalp egzersiz lım de,~işkenli,~i. Otononı sinir sistemi ile kardiyev asküler olaylar aras ında yakın bir ili şk i vardır ve otone m sinir sistem inin kardiyevasküler sisteme etk isini değerl endirme yöntemle rinden biri si de kalp h ı zı de ğişke nli ğ i (KHD) analizidir (1,2). Bu a nali z frekans-alan ve zaman-a lan yöntemleri ile yapılmakta ol up sempatik va parasempatik akti vite ind irekt o larak d eğe rl e ndi­ rilmekted ir. Frekans-alan yönteminde g üç spektruın analizi (power s pectr unı anal ysis) kull anılm aktadır. Bu yöntemde tüm RR aralıklarının varyans ı toplam güc ü oluşturur. Toplam gücün iki temel bil eşeni vard ı r. Frekansı 0.04-0. 1S Hz o lan bantlar düşük frek anslı , frekans ı 0.15-0.40 Hz o lan bantlar ise yüksek frekan s lı bantları o l uş tururlar. Dü ş ük fre k a n s lı bantların gücü (LF) sempatik ve vagal aktivasyon un göstergesi, y üksek frekanslı bant l arın g ücü (HF) ise vagal aktivasyonun özgül bir belirley ic is i olarak kabul 19 Ocak, revizyon 2 May ıs 2000 adresi: Dr. Beyhan Eryonucu, Yüzüncü Yıl Üniversi ıcs i Tıp Fak ü lıes i , Kardiyoloji AD, Van Tlf: (0 532) 354 4996 Faks: (0 432) 2 ı 6 8352 Bu çalı_ş ıııa lll. Ulusal Hipertansiyon Kongresi'nde (20-23 Ekim 1999, Urgüp) sunul ııı uş ıur. Al ındığı ıarih: Yazı şma 422 edilmek ted ir. LF/HF oran ı ise seınpaıovagal dengenin bir belirleyic isidir ve sempatik sinir sistemi aktivitesinin indi rek bir göstergesidir. Zaman-al an yönteminde ise tüm normal R-R in tervalle rinin s tandarı sa pm as ı (SD NN), tüm b eş dakik a lık in ıerva ll e rde ki normal R-R inte rvallerinin standart sap m alarının o rta l aması (S DANN), ard ı ş ı k R-R in tervall eri a ras ın ­ daki farkl a rı n karelerinin toplaınının ortal am asının karekökü (RMSSD), ard ı ş ık R-R interva le rindek i farkl arın 50 ınsn'den faz la oldu ğ u intervallerin sayısı ve tüm nonnal R-R intervallerine ora nı g ibi pa ranı e l­ reler hıllan ılnı aktadır (2.3). Hipe rtansiyon, e tyopatogenezinde çeş itli fa ktö rlerin ro l a ldı ğ ı ileri s i.iri.ilınekl e birlikte meka ni zm as ı halen tanı olarak aydın l a tılaınanıı ş bir kli nik durumdur. Hipertansiyon ile sempatik sinir sis teminin ili şk i s i çeş itli yöntemlerle ince lenm iştir. Hipertansif has talarda normal birey lere göre daha be lirgi n olan sempatik s istem aktivi tesi saptanm ı ştır (3-9). Ancak h ipertansif o lgu larda KHD'n i ince leyen s ınırlı say ıd a çalı şma olup egzersizle oluşan deği ş ikli k ler ise incelenmemi ştir. Çal ı şmamı zda hipertansif has talarda KHD parametotonom sinir sistemi aktivitesinin değerlendiri lmesi ayrıca egzersizle olan deği şi klikl e­ rin incelenmesi ve nonna l bireyle rle karşılaştırı l mas ı releri k ull a nıl arak planlanmı ş tır. MA TERYEL ve METOD Ça lı şınaya t reclıııi l l aboraıu a rı na koroner kalp h as talı ğ ı egzersiz testi (TET) yapı ı r­ mak için başvu ran esansiyel hipe rı a n s iyon l u ve no rınoıan­ sif olgular alındı. H asta l arın hiçbirinele k onjeniı a l veya valvülc r kalp hasta lı ğ ı , kardi yonıi yopat i , riıın ve ilet i bozukluğ u veya T ET'nin du yarlılığın ı azaltan dij ital gibi ilaç kullanımı veya elektrolit bozukl uğ u yoktu. araştı rılmas ı am ac ı y l a treclnıil Tüm o l g uların yap ı ldı. analizi sabah 9:00-12:00 Olgul ara TET öncesi Ho! ter saatl arı a ras ında takılara k egzersiz ön- 8 . Eryonucu ve ark.: Esonsiyel Hipertansiyon/u Hastalarda Egzersiz ile Kalp Hr zr Değişkenfiği Parametrelerinde ces i 5 dak i kalı k dönem, tüm egzersiz dönemi ve dinlenme döneminde 5 dakika süreyle Hclter kayd ı yap ıl d ı. TET s ı ras ında iskemik EKG deği ş ikliği, göğüs ağrısı veya nefes da rlı ğı gibi sempto m ları olmayan, efor kapasiteleri yeterli olan ve hedef kalp hı z ına ulaş ıl an olgular ça lı şm aya a lınd ı. Sonuçta hipertansif grubu 7 si erkek 38±5 yaşlan n­ da 17 hasta, normotansif grubu 8 i erkek 43±7 y aş larında 19 sağlıklı olgu oluştu rmuş oldu. TET Marquette Case 16 c i hazı ile Bruce prokolünc göre yapıld ı. Hc lter kayıtl arı dijital kaydedici (Del Mar, Model 483 digicorder) ve 5 elcktrot ile 3 kanallı olarak yapıld ı. Bu kay ıtl annın analizi 'Del Mar I-lolte r Analysis Systems' ile otomat ik olarak ya p ı l d ı kta n sonra yen iden incelenerek analizin doğru luğu kontrol ed ildi. Paraziıli bölümler anali zden ç ı kanl dıkta n sonra test öncesi 5 dakika süresince, tüm test boyunca ve test sonrası dinlenme döneminde 5 dakika süreyle frekans-alan ve zaman-alan yöntenıleri kulla nıl arak KHD hesap l and ı. Frekans al an yönteminde güç spektrumu düşük frekans lı bantlar için 0.04-0. 15 Hz, yüksek frekan s lı bantlar için 0. 15-0.40 Hz olarak tanını l andı. Zaman-alan yöntemi için SDNN (tüm normal R-R intervalierinin standart sa pnıa s ı) RMSSD (ard ı şık R-R intervalleri aras ındaki fa rk l arın karele rinin top l anı ı nın orta l anı as ı­ nın karekökü) parametreleri kullanıldı. Ça lı şma grupla rı nın klinik özellik lerinin karş ılaştı rı lmas ın­ da ki kare testi ve bağımsız gruplar için ı testi, KI-ID parametrelerinin karş ı laştı rı lmasında ise M ann Whitney-U testi k ull an ıldı. Egzersiz önces i KHD parametrelerinin egzersiz ve sonras ı dönemle karş ı laşt ırı lmas ın da ise Wi lcoxon testi kulilanı ldı. BULGULAR Hipertansif ve normotansif g ruplar a rası nda yaş, cinsiyet, İst ira hat ve maksimum kalp h ı zları , egzersiz süreleri ve METS değerl eri g ibi klinik ve TET bulgul arı aç ısında n istatistiksel olarak anl am l ı fark l ıl ı k yoktu (Tablo- 1). Hipertansif ve normotansif o l gul arın KHD parametreleri ve bu parametre lerde egzersizle görülen deği­ şiklik ler Tablo-2'de gösteri l miştir. İki grup arasında R-R intervali açısından iiç dö- nemde de istatistiksel a ç ı dan anl aml ı bir farklılık yoktu. Beklendi ği g ibi egzersiz ile R-R intervalinde her iki grupta da istatistiksel aç ı da n anl amlı olarak azalma saptandı (hipertansifle rde 688±1 13 ın sn'de n 512±84 msn'ye, p<0.05; normotansiflerde 700±142 ınsn'den 483±59 msn'ye, p<0.05). Dinlenme döneıninde ise R-R in tervali egzersiz ö ncesi dönemle karşılaş tırı ldığında iki grupta da anl amlı fa rklılı k göstermiyordu (hipertans iflerde 688± 113 ın sn'ye karşı 650±9 1 msn, norınotansiflerde ise 700±142 msn'ye karş ı 66 1± 120 ın sn) . Oluşan Değişiklikler Tablo l. Çalışınaya alınan olgu ların klinik özellikleri ve tredmil testi bulgul a rı Hi pertansir hastalar (n=l7) Normolansir kontrol grubu (n=19) Yaş (yıl) 38±5 43±7 Cins (erkek/kad ı n) 7/10 8/11 89±14 83±16 Maksimum kalp hı zı (/dakika) 156±11 149±17 i sıirahat 138±12 129±13 163±24 154±18 83±13 78± 10 Maksimal DKB (mm Hg) 105±8 103±7 Egzersiz süresi {dakika) 8±1 8±1 METS değeri 9± 1 9±1 Tredmil test bulgu l a rı i sı irahat kalp hızı (/dakika) SKB (mmHg) M aksi ınal isıirahat SKB (mmHg) DKB (mmHg) Sonuçlar ortalama ± standart sapma olarak gösterilmiştir. iki grup için yaprlan tiim karşrlaştrrmalarda aniamir farkirirk .wptanmamrşffr. SKB= Sisto/ik kan basrrıcr , DKB= Diastolik kan l!asrncr Gruplar karş ılaştırı l dığında SDNN ve RMSSD üç dönemde de istatistiksel açıdan an lamlı farklılı k göstermedi (SDNN için; egzers iz öncesinde hipertansiflerde 4 1±22 msn normotansiflerde 53±27 msn, egzersiz dö nem inde hipertansifle rde 60±22 msn norınotans iflerde 64±18 msn, dinlenme döneminde hipertansiflerde 4 1±3 1 m sn n orınotan s iflerde 68±30 msn, RMSSD içi n; egzersiz öncesinde hipertansiflerde 33±33 m sn normotansi flerde 25± 1Omsn, egzersiz döne minde hipertansif lerde 27±20ınsn normotansiflerde 21± 16 m sn, d inle nme döneminde hipe rtansifle rde 25±23msn normotansiflerde 24± 12msn, Liim karş ıl aş tırma l a rda p> 0.05). Egzersiz ile o l u şan d eğ i ş iklikl er in ce lendiğinde egzersiz dönemi egzersiz öncesi döne mden her iki gru pta da farklılık gösterıniyordu (S DNN h ipertansifle rde 41 ±22 ınsn'den 60±22 msn'ye, normotansifle rde 53±27 ıns n'den 64( 18 msn 'ye, RMSSD hipertansiflerde 33(33 msn'den 27±20 msn'ye, no rmotansiflerde 25± 1O ms n'den 2 1± 16 ms n'ye, tüm karşı l aşt ırm a l arda p>0.05) HF zaman-alan parametreleri ile aynı özelliği gösteriyordu. Egzersiz ile o l uşan değiş ikl i kl e r egzersiz ö ncesi dönemden farklılık göste rm iyordu (hipertansiflerde 52±76 msn2'den 43±48 ınsn 2 'ye p>0.05, nor423 Tiirk Kardiyol Dem Arş 2000; 28:422-426 Tablo 2_ Hipertansir ve normolansir olgularda kalp h ızı dcğ i şk en li ğ i pan:ı m e trelerinde egzersizle meydana gelen Normolansir kontrol grubu Hipertansir hastalar Egzersiz Oneesi Egzersiz 688±113 SDNN (ms) deği şiklik l er- Sonrası Egzersiz Oneesi Egzersiz 512±84# 650±9 1 700±142 483±59# 66 1±1 20 41±22 60±22 41±3 1 53±27 64± 18 68±30 RMSSD (nıs) 33±33 27±20 25±23 25±10 21±16 24± 12 ( nıs 2) 730±634 86±6<JI# 170±112 112±79** 53±54# 175±148 52±76 43±48 58±82 71±63 54±65 62±49 5.3±4.4 1.5± ı.<JI# 3.5±3.5 2.5± 1.4" 2.4±3.1 5.4±4 RR (ms) LF HF(nı s2) LF/HF Egzersiz Egzersiz Son rası Sonuçlar ortalama± standart sapma olarak gösterilmiştir. Hiperwnsiflerle karşt!aştmldt,~lltda *p <0.05. **p<O.O I. Eg:ersiz Ö11cesi dönemle karşt!aştmldtğllıda #p <0.05, ##p<O.OI. RR=R-1? ililervali SDNN= Tiim normal R-1? ililerva/lerinin standart sapmast. RMSSD=Arcltştk RR ililerva/leri arasiltdaki farklamı karelerinin toplallllll/ll orw/amaSII/111 karekökii. LF= Frekanst 0.04-0.15 H ı olan diişiikfrekanslt lıantla­ mı giicii, HF= Frekanst 0. 15-0.40 Hz olan yiiksekfrekanslt bant/ann giicii mo ta nsifle rde 71±63 ms n 2'de n 54±65 ms n 2'ye, p>0.05). G ruplar karşıl aştırıldığ ında HF üç dönemde de istatistiksel aç ıda n anl am lı farklılık göstermi yordu (egzersiz öncesinde hipertansiflerde 52±76ms n2 normotansiflerde 7 1±63ms n2 , egzers iz dön eminde hi pe rtan si fl erde 43±48msn2 no rm ota ns i fl erde 54±65msn 2, d inlenme dö neminde hi pertansiflerde 58±82msn 2 normotansiflerde 62±49msıı2, tüm kar ş ı ­ l a ş tı rmalarda p>0.05). LF ve LF/ HF h ipertansif o lg ul arda normotansiflere göre egzers iz öncesi dönemde istati sti ksel aç ıdan anl a mlı o larak yükse k idi (LF iç in 730±634 2 msn 'ye karş ı 1 12±79 ms n2 , p<O.O 1, LF/HF için 5.3±4.4 ye karşı 2.5± 1.4, p<0.05). Ancak egzersiz ve d inlenme döneminde her iki g rup arasınd a fark lıl ık yoktu (L F; e gzers iz dö ne min de hipertansiflerde 86±69 msn2 normotansiflerde 53±54 msn 2, din lenme döneminde hipertans iflerde 170± 11 2 msn2 normotan s ifle rde 175±148 m s n 2, L F/H F; egze rs iz dön eminde hipe rta ns ifle rde 1.5±1 .9 n o rınota n ­ siflerde 2.4±3. 1, di nl enme döneminde hipertansiflerde 3.5±3.5 normo tansiflerde 5.4±4, tüm karşı­ laştırm alarda p>0.05). E gzersiz ile LF de her iki grupta da a nlam lı olarak azalma sapta nd ı (hipertansiflerde 730±634msn 2 'den 86±69 ınsn 2 'ye, p<O.O 1, norınotansiflerde 112±79 ınsn 2 'den 53 2 54 ms n 2'ye, p<0.05) . A ncak egze rsiz ile LF/HF o ra nın da hipe rtans iflerde anlam lı olara k azalm a gö rü lürke n (5.3±4.4'den 1.5± 1.9'ye, p<O.O 1), normotansiflerde an l amlı deği ş i k lik yo ktu (2 .5± 1.4 den 2.4±3 .1 ye, p>0.05). 424 TARTIŞMA Ça lı ş m a mı zda hipertansif has talarda İst irahat döneminde no rmotansif olgula ra göre daha be lirg in o lan sempatik aktivite KHD parametre leri kullanıl ara k göster i lmiştir. Ancak KHD parametre leri nde egzersizle ortaya ç ı kan değişikliklerin normotansif o lgulardan herhangi bir fark ı olmadığı görülmü ştür. Oıon om sinir sisteminin kard iyevaskü le r sis teme etkisi uz un za mandan be ri bilinmek le o lup bu etkile r çeşi tl i yönte mlerle gös te rilmiştir. Beyaz göml e k hi pertansiyonu kan b as ın c ın a korti kal ve emosyonel fa ktörleri n etki s in i gös te re n bir bu lg udur. intraarteryel kan bas ın cının iz lendi ğ i hasta larda hekim in odaya girmesi ile dö rdüncü da kikada en fazla o lmak üzere kan ba s ı nc ı nd a a rtı ş o l du ğ u , on dak ika sonra ise baza l düzeye indiği saptanm ı ştır (4). Ayrıca me ntal stresin kan bas ın c ını artırd ı ğ ı da bilinmekted ir. Benzer o larak, kan bas ınc ı nın ve kalp hızının gü nl ük sirkadyen ri tme sah ip olmas ı otonem a kıi ­ viteye ay rı bir delildir. Ç ünkü otonomik akt ivitenin e n d ü ş ük düzeyde oldu ğu gece boy unca kan bas ın c ı ve ka lp h ı z ında paralel bir dü ş m e sö z konu sudur (5, 10). Kalp hı z ı sem patik ve parasempatik siste mle r tanı­ kontro l edilmektedir. Atropin g ibi bi r il aç la parasempati k akti vitenin ka ld ırıl m a s ı ile kalp hı z ı n ­ da meydana ge len artı ş beta blokerler ile kalp hızın­ da meydana gele n azalm adan o ldukça fazladı r. Bu bulgu kalp hı z ı üzerinde parasempatik akti vitenin daha bas kın o l du ğ una a it bir bu lg u o larak kabul edi lme kred ir (9). fı nda n B. Eryomtcu ve ark. : Esansiye/Niperransiyonlu Hasw/arda Egzersiz ile Kalp J-Im De,~işkenliği Parametrelerinde Hipertansif ve no rınotan s if olg ularda i sıirahat plazma noradrenalin düzeyi benzerdir. Fakat egzersiz s ı­ ra s ında noradrenalin dü zeyi hipertansiflerde daha yüksektir. Ayrı c a plazma acire nalİn düzeyi y üksek olan ki ş il e rde egzersize kan bas ın c ı cev abı daha yüksek olup bu ki ş ilerde sol ventrikül hiperiro fisi daha belirgindir (7), Ancak plazma noradrenalin klirensi azalmı ş olan ki şil erd e plazma no radrenalin düzeyi yüksek olabi leceğ inde n plazma noradrenalin konsantrasyonunun sempatik tonusu yan s ıtmayacağı ileri sürülın üştür. Bu nedenl e Esler ve ark ada ş l a rının sinir uç larınd a n noradrenalin düzeyini ölçerek yaptıkl arı çalı şmada hipertansif olgularda noradrenalin düzey i yüksek bu lu nmuştur (ı ı , ı 2). B aşka bir çalı ş ­ ınada benzer olarak, plazma kalekol amin dü zey in i y ans ıtan bulgulardan biri olarak kabul edil en platelet kalekolamin dü zeyi hipertansiflerde daha yüksek bul unmuştur < ı 3). Hiperkinetik s ınırda hipertansiyoncia baş l an g ıçta ki hemodinamik değ iş iklikl er normal vaskü ler rezistans ile birlikte kareliyak output ve kalp hızı arıışıdır. Bu artmı ş sempatik ve azalmı ş parasempatik tonusla ilgili bir değ işikliktir. Daha sonraki hipertansif dönemde ise periferik rezistans da ınarl arın ve kalbin adaptif y apı sa l değ iş i k li klerinin sonucu artmı ş periferik rezistans ve normal output söz konusu olup bu dönemde art m ı ş sempatik akti vite dah a az belirgindir. Ayrıca hiperkinetik sınırda hipertansiyonlu olgularda otonomik blokaj ile kan ba s ın c mm no rmale d ö ndüğ ü s aptanmı ş tır. Hipertansiyon ile ri e di ğ ind e ise hiperkinetik dolaş ım daha az belirgin olup beta blokaja olan cevap azalma eğ ilimindedir ( ı4). Julius ve ark. hiperkinetik s ınırda hipertans if hastalar ile norın otan s if s ağlıklı bireyl eri k a rş ılaş tırdıkl a rı çalı ş­ malarınd a , hipertansillerde kalp h ı z mı yüksek olarak sapt a mı ş lardır. Her iki gruba da atropin ve intravenöz propranolol vererek o tonom s istem kontrolünü ka l dı rdıktan sonra her iki grubun da kalp hızında artı ş saptanmış ve gruplar arasındaki kalp hızı farkl ılı­ ğ mm kaybolduğu görülmü ştür. Benzer olarak artan dozlarda verilen isoproterenol ile hipertansif grupta daha az kalp hızı artı ş ı sapt anmı ş ve aradaki fa rklılı­ ğm kaybolduğ u gözlenmi şti r. Buradan yola ç ıkarak i sıirahat kalp hızmdaki farklılığın otonom aktivitedeki değ işiklikten meydana gel ebil eceğ i dü şünülmüş­ tür (9). Hipertansiyoncia KHD'ni inceleyen sınırlı sayıda çal ı ş ma vard ı r. KHD anal izi ile hipertansiflerde bizim Oluşa n De,~işiklikler s onu ç l a rımı za benzer şe ki l d e, sempatik aktiv itenin dah a yüksek ancak parasempatik aktivitenin daha dü ş ük o l du ğ u saptanmı şt ır. Beta bloker tedav isi sonras ında LF de azalma HF de ise artma s aptan m ı ş tır cıs,ı6). Diğe r bir çal ış ınada ise hipertans iflerde LF'nin sirkadiyen ritmi nin bo zul duğu n u ve normotansif bireylerden daha yüksek o ldu ğun u saptamı ş ­ lardır ( ı7). Langewitz ve ark. hiperta ns iflerde daha d üşük parasempatik akt ivite sapt aını şl ar ve düzenli egzersiz gibi vagal tonusu art ıran durum ların bu mekani zma ile hipertans iyondaki ol umlu etkilere yol açtığmı ileri sürmü şl erdir cısı. Egzersiz es na s ında önce vagal u yarı azalmakta daha sonra ise beta adrenerjik stimülasyo nla kalp hızı artmaktadır (9) . Bu artı ş ile bi rlikte KHD'nin spektral analizinde total güçte azalma o l duğ u d o l ay ı s ı y la LF'de azalma o l a bil eceğ i bi li nmektedir. Vagal aktivite artı ş ı ise total güç a rt ı ş ı ile birliktedir. D o l ay ı­ s ıyl a sempatik aktivite artış ı bazen LF'de azal ma ile birlikte seyretmektedir c ı 9). Bi zim çal ı şm amı zda hipertans if hastalarda normal k i şilere benzer şe ki lde LF'de azalma gö rülmü şt ü r. B ul gu l a rı m ız önceki çalı ş mal a rda hipertansif hastalarda ilaçlarl a otonom sinir sisteminin aktivites ini n bl oke ed ilmesiyle elde edilen sonuçlarla uyumluluk göstermekted ir. Çün kü egzersizin neden oldu ğ u vago litik ve sem pomimeti k etki sonuçta hipertansif ve no r ıno ta nsif olgul arda benzer o tonom aktivitenin ortaya çıkın as m a neden ol muştur. Sonuç olarak KHD anal izi İ st i rah at döneminde hipertansif hastal arda daha yüksek sempatik akt ivi teyi göstermekle beraber egzersiz ile hipertansif hasta larda KHD parametrelerinde o lu şan deği şikli ğin normotansiflerden farklı olmadığını göste rmişt ir. Egzersiz ile hem hipertansif hem de norınotans i f hastalarda o l u şa n vagolitik ve se mpa toınim et i k etkinli k benzer olarak KHD parametrelerinde değ i ş ikl ik ya pmaktaci ır. KAYNAKLAR 1. Barron HV, Lesh MD: Autono mic ncrvous system and sudden cardiac death. J Am Coll Cardi ol 1996; 27: 1053-60 2. Task Force of European Society of C ardio logy and the N orıh American Society of Pacing and Electrophys iology: Heart ratc variability, standards of ıneas ure ınc n t, physiological intc rpreıaıi on and elinical use. Circulat io n 1996: 93: 1043-65 425 Tiirk Kardiyol Dem Arş 2000; 28: 422-426 3. Ori Z, Monir G, Weiss J , Sayhouni X, Singer DH: l·i eart rate variability: Frequency domain analysis. Cardiol C li n 1992; 10: 499-533 12. Esler M , Jennings G, Lambert G: Noradrenaline relcase and the pathophysiology of primary human hypertension. Am J Hypertens 1989; 2: 140S- 146S 4. Mancia G, Grasso G, Sertinieri G , et al: Effccts of bl ood press uı·e meas urcmeııt by the cloctor on the pat ient's blood pressure and h earı rate. Laııcet 1983; 2: 695-8 13. Kjeldsen SE, Zwein er AJ, Petrin J , Weder AB, Ju· li us S: Sympathetie ncrvous system in vol ve nıenı in essenıial hypertension: Increased platelet noradrena line coincicles with decreased be ıa adrenoreceptor responsiveness. Bloocl Press 1994; 3: 164-71 S. Furlan R, G uzzetti S, C rivellaro W, et al: Contin uous 24-hour assessment of the neural regulatio n of system ie arterial pressure and RR variabilities in ambul a nı subjecıs. C irculation 1990; 8 1:537-47 6. Julius S, Jaınerson K: Sympathetics, insulin resi sıance and coronary risk in hyperte nsion: chicken and egg question. J Hyperte ns 1994; 12: 495-502 7. Saitoh M, Miyakoda H , Kitaınuı·a H, et al: Cardiovascul ar and sy ınpatheıi c nervous response to dynamic exercise in pati e nıs wi ıh essential hypcrtension. Intern Medicine 1992; 3 1: 606-6 1O autononıic nervous system in hy pertensio n. Hyperte ns Res C li n Exp 1995; 18:99- 110 14. Amerena J, Julius S: The role of the lS. G uzzetti S, Piccaluga E, Casati R, et a l: Sympa ıheıi e predominance in essenı i al hyperıen s ion: A study employing spectral analysis of heart rate variabi lity. J Hypertens 1988; 6:7 11-7 16. Kohara K, lgase M, Maguchi M , Fukuoka T, Kitami Y, Hiwada K: Autonomic nervous funcı i on in essenli- 8. Julius S: Abnormalities of autonomic nervous control in human hyperı e n sion. Cardiovasc Orugs Ther 1994; 8 (supp! 1): 1 1-20. al hypertensio n in the e lderly. Evaluaıion by power specı ­ ral analysis of heart rate variability. Am J Hyperten 1996; 9: ı 084-9 9. Julius S, Pascual A, London R: Role of parasympathetic inhibition in the hyperk ine tic type of borderline hypertension. Circulation 197 1; 44: 413-8 17. G uzzetti S, Dassi S, Pecis M, et a l: Altereel pa tıern of circadian neural contro l of heart period in mild hypertension. J H y perıens 1991 ; 9: 83 1-8 10. Verdecchia P, Schi lla ci G, G uerrieri M, et al : Circad ian blood pressure changes and left ventricular h ype rı ­ rophy in essent ial hypertension. Circulation 1990; 8 1: 52836 18. Langewitz W , Ruclclel H, Sc hachi ngcr H: Reclucecl parasympathetic carcliac control in pat i en ı s with hypertension at rest anel uneler mental stress. Am Heart J 1994; 127: 122-8 1 ı. Julius S, K r a use L, Schork N, et a l: H yperkineıic borderline hypertension in Tecumseh, Michigan. 1 Hyperıen s 1991; 9:77-84 19. MalHani A, Pagani M , Loınbanli F, Cerutti S: Cardiovascul ar neural regul at ion explored in the freq uency domain. Circulation 199 1; 84: 1482-92 426