Deloitte. BT’de Proje Portföy Yönetimi Bireyler ve kurumlar değişik yatırımlarını neden bir portföy olarak değerlendirip yönetiyorlarsa, kurumlar da aynı nedenle çeşitli projelerini bir portföy olarak yönetmelidirler. Bu neden, riski en aza indirmek ve yatırımdan en yüksek getiriyi sağlamaktır. Proje portföy yönetimi bir grup projenin bir bütün olarak ele alınarak öncelikliklendirilmesi, yürütülmesi ve getirilerinin izlenmesi olarak düşünülebilir. Proje portföyü kurumun tüm projelerini kapsayabileceği gibi, kurum içindeki değişik yönetimlerin kendi proje portföyleri de olabilir. Örneğin bir bankanın Bireysel Bankacılık ve Kurumsal Bankacılık bölümlerinin ayrı proje portföylerin olması gibi. Özellikle kurum içinde yönetimlerin toplam karlılığa katkısı ayrı ayrı ölçülüyorsa, yönetimlerin kendi proje portföylerini oluşturması beklenir. Proje portföy yönetimini temelde BT’nin değil, iş birimlerinin sorumluluğudur. Nasıl ki yapılan bir pazarlama aktivitesinin sonuçlarından pazarlama bölümü sorumluysa bir BT projesinin hayata geçmesi sonrası projenin sonuçlarından(karından veya zararından) da proje sahibi yönetim sorumlu olacaktır. Bu yaklaşım iş ve BT’nin uyumlandırılması için önemli bir fırsat sağlar ve BT ve iş taraflarını ortaklaşa plan yapmaya zorlar. Proje portföy yönetiminin beklenen faydaları sağlaması için üst yönetim desteğinin sağlanması en önemli faktördür. Her proje portföyünün kurumun üst düzey bir yöneticisi tarafından sponsorluğunun üstlenilmesi gerekir. Örneğin bir kurumun pazarlamadan sorumlu üst düzey yöneticisinin pazarlama projeleri portföyünün sponsorluğunu üstlenmesi gibi. Proje portföy yönetimine sponsor tarafından verilecek destek karşılığını ödeyecektir. Bu yaklaşımla sponsor projelerini kuş bakışı izleyebilecek, kaynakların nasıl dağıtılması gerektiğine karar verebilecek, projelerin nasıl gittiğini görecek ve gerekiyorsa iş işten geçmeden gerekli önlemleri alabilecek ve yatırımlarının karşılığının nasıl alındığını görebilecektir. Projelerin önceliklendirilmesi BT bölümlerimlerinin en önemli sorunudur. BT kaynakları sınırlıdır ve BT’ye gelen talepler her zaman eldeki kaynakla karşılanamamaktadır. BT bölümleri eksik kaynak ile çalışmaktan ve üzerlerinde yaratılan baskıdan şikayetçidirler. Peki bu aslında BT’nin bir problemi midir? Şöyle düşünün, bir işletme, ekonominin genel kısıtları olan ham madde, çalışan, zaman vb. parametreleri işletmeye en yüksek faydayı sağlayacak şekilde organize etmeye çalışır ve pazarda birden çok fırsat gördüğünde elindeki imkanları en çok karı sağlayacak tarafa kaydırır. Bu akıllı bir işletmenin yapması gerekendir. BT kaynakları da aynı şekilde değerlendirilmeli ve bu kaynaklara talep eldekinden fazla olduğunda –ki durum genellikle böyledir- projeler arasında önceliklendirme yapılmalıdır. Önceliklendirmedeki temel yaklaşım kuruma en yüksek faydanın sağlanması olacaktır. Proje Portföy Yönetimi önceliklendirme için gerekli zemini oluşturur. Tipik bir proje portföy yönetimindeki temel süreçler şöyledir: Potansiyel projelerin iş gerekçelerinin hazırlanması. Projenin yapılmasının kuruma yaratacağı değer, kurumun stratejisine katkısı, toplam yatırım bedeli, belirli periyotta nasıl geri dönüş sağlayacağı, yapılacak yatırımının ne kadar sürede kendini amorti edeceği vb. Member of Deloitte Touche Tohmatsu Deloitte. göstergeler iş gerekçesinde özetlenebilir. Proje gerekçesinin hazırlanmasından proje sahibi sorumludur, bu çalışmaya BT tahmini donanım, yazılım ve kaynak ihtiyacını tespit ederek destek verir. Tüm projeleri aynı bakış açısı ile kıyaslayabilmek için tüm projelerin iş gerekçesi için ortak bir şablonun kullanılması uygun olacaktır. Projelerin BT yönetişim komitesi tarafından önceliklendirilmesi. Kısıtlı kaynakların projelere dağıtılmasına taban oluşturacak önceliklendirme kurumun üst düzey yöneticileri tarafından yapılmalıdır. Üst düzey BT ve iş yöneticilerinden oluşan bu komiteye yönetişim komitesi denir. Yönetişim komitesi belirli periyotlarda toplanır. Potansiyel projelerin iş gerekçeleri bu komiteye sunulur ve projenin gerçekleştirilebilmesi için gerekli bütçe onayı istenir. Proje önceliklendirmesinde her kurum değişik kriterler kullanabilir. Mali boyut(maliyet ve getiri), kurumun iş yapma performansına katkı, olası riskler, kuruma sağlanacak rekabet avantajı, kazanılacak prestij vb. önceliklendirmede kullanılan temel karar verme kriterleridir. Bu kriterlerin önceliklendirmedeki ağırlığının ne olacağına BT Yönetişim Komitesinin karar vermesi en uygundur. İş gerekçelerini değerlendiren komite belirlenen kriterler doğrultusunda önceliklendirmeyi gerçekleştirir. Her yönetimin kendi portföyünü izlediği kurumlarda bu önceliklendirmeyle önceliklendirilmiş proje portföyleri de oluşturulur. Ana(master) Planın oluşturulması. Önceliklendirmeyi alan BT’nin artık işi daha kolaylaşmıştır. Eldeki kaynaklar ve becerilere uygun olarak en öncelikli projeden başlanarak projelere kaynak tahsisleri yapılır. Projeler arasında kaynak çakışmaları olduğunda dikkate alınacak referans yönetişim komitesinin önceliklendirmesidir. Ana plan kabaca ay bazında projelerin başlangıç ve bitiş tarihlerini, aylar bazında kaynak dağılımlarını gösterir. Kuyrukta bekleyen projeler için de ne zaman kaynak ayrılacağı ana planda belirtilir. Bu plan iş yöneticilerinin de yıllık bazdaki iş planlarını oluşturmalarında temel bir girdidir. Bu doğrultuda kendi eğitim, pazarlama, reklam vb. aktivitelerini planlayabilirler. Proje Portföyünün izlenmesi. Kaynak tahsis edilen projelerin durumlarının proje portföy sponsorları tarafından yakından izlenmesi gerekir. Böylelikle projeye ayrılan kaynakların etkin kullanımı denetlenebilir, risklerin tespiti ve zamanında önlem alınması sağlanabilir. Gelişen pazar şartları doğrultusunda proje portföy sponsoru önceliklerde değişiklik yapabilir, bu da kaynakların dağılımın tekrar planlanması anlamına gelir. Proje portföy yönetimi esnek ve hızlı önceliklendirme ve planlama imkanı sunar. Tamamlanan projelerin değerlendirilmesi. Hayata geçen projelerin iş gerekçesinde öngörülen hedeflere ulaşıp ulaşmadığının değerlendirmesi önemlidir. Bu değerlendirme BT Yönetişim Komitesi tarafından belirli periyotlarda yapılabilir. Örneğin projenin hayata geçişini takiben 6 ay sonra yapılacak bir ölçüm, kaynakların ne kadar doğru kullanıldığını ortaya koyacaktır. Bu BT’nin işe kattığı değerin ortaya konması açısından da çok önemlidir. Proje portföy yönetimini benimseyen kurumlar BT Yönetişim atmosferinin kurum içinde oluşmasını sağlamak üzere sağlam bir adım atarlar. Bunun kurumun performasına yansıması kaçınılmazdır. Cüneyt Kırlar, Kıdemli Müdür Deloitte, Kurumsal Risk Hizmetleri BT Haber, Eylül 2006 Member of Deloitte Touche Tohmatsu