02 TEMMUZ 2013 PARTİMİZİN 1. OLAĞAN BÜYÜK KONGRESİ 19 Aralık 2012 tarihinde kurduğumuz ve hızlı bir şekilde teşkilatlarını oluşturduğumuz partimizin 1. Olağan Büyük Kongresini 30 Haziran 2013 Pazar günü 45 kurucu üyemizle gerçekleştirdik. Kongremizde yeni genel başkanımızla birlikte partimizin diğer merkez organ üyeleri de seçildi. Kongremizin partimize, halkımıza, memleketimize ve alem-i İslam’a hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyor, katılım ve faks yoluyla bizleri yalnız bırakmayan, yurt içi ve yurt dışından zahmetlere katlanıp oraya gelen ve emeği geçen herkese teşekkür, Allah razı olsun diyoruz. BAŞBAĞLAR VE SUSA KATLİAMLARI 5 Temmuz 1993’te Başbağlar Köyü’nde katledilen 33 ve 26 Haziran 1992’de Silvan’ın Susa Köyü’nde katledilen 10 Müslümanı olayların yıldönümünde rahmetle anıyoruz. Her iki katliam üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen olayların soruşturulması, failleri ve suç ortakları hakkında ciddi bir adım atılmamış olması ve gündemde dahi tutulmayışları devlet adına kara bir leke olarak ortada durmaktadır. Mevcut hükümeti her iki olay hakkında sorumluluğunu yerine getirmeye, sorumluları tespit edip yargı önüne çıkarmaya davet ediyoruz. AKİL İNSANLAR, ÇALIŞMALARI VE HAZIRLADIKLARI RAPOR Barış sürecine katkı amaçlı olarak oluşturulan ve Güneydoğu Akil İnsanlar Heyeti olarak isimlendirilen çalışma grubu, 2 aylık faaliyetleri sonucunda bir rapor hazırladı. Hükümet destekli bu sivil oluşumun katkılarını, çalışmalarını önemsiyor, destekliyor ve hazırladıkları raporu genel hatları ile olumlu buluyoruz. Raporun, destek aldığı ve sunulan makam göz önünde bulundurulduğunda, cumhuriyet tarihi boyunca rapor edilme düzeyinde değinilmeyen hususları içerdiği söylenebilir. Raporun yetkili makamlarca dikkate alınması ve geciktirilmeden müspet yönleri ile hayata geçirilmesi gerekmektedir. Akademik ve entelektüel düzeyde gerçekleşen bu tür birliktelik ve çalışmaların diğer faydaları bir tarafa, toplum içinde ortak yaşam kültürüne katkı sağladığı gerçekliğinden hareketle devamında fayda vardır. Akil İnsanlar ve çalışmalarının olumlu taraflarını dile getirmek hakkaniyetin gereği olduğu gibi, eksik taraflarını dile getirmek de sorumluluğumuzdur. Bu oluşum, temsiliyet açısından toplumun farklı kesimlerini kapsamadığı gibi, oluşum içindeki grupların görüştükleri mağdur aileler de toplumun tüm kesimlerinin mağdurları değildi. Sadece iki tarafın mağdur aileleri ile görüşülüp, hem devletin hem de PKK’nin mağdur ettiği aileler ile görüşülmemesi, tarihi geçmişin anlaşılması, mağduriyetlerin ifadesi ve barışın tüm toplum tabanına yayılması açısından büyük bir eksikliktir. Bu bağlamda rapor, cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkenin asıl ve en büyük mağdurları olan Mütedeyyin insanlara yer vermede nakıs kalmış ve çözümün kalıcılığı önerileri bölümünde ise, dini mağduriyetlere hiç değinilmemiştir. 35. MADDE DEĞİŞİKLİĞİ TSK İç Hizmet Kanunu 35. Maddesindeki Değişiklik Darbelerin yasal dayanağını teşkil eden TSK’nın İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesinde yapılan değişiklikleri içeren yasa tasarının meclis komisyonunda kabulü olumlu bir gelişme olmakla birlikte, asıl yapılması gereken halen yürürlükte olan 12 Eylül cuntasının ürünü olan 82 anayasasının derhal değiştirilerek yeni bir anayasanın acil olarak ihdas edilmesidir. Bir an önce temel hak ve hürriyetleri kapsayan yeni bir anayasa hazırlanmalı ve bu ülke askeri cunta yasalarından kurtulmalıdır. İnsani ve İslami bütün özgürlüleri teminat altına alan yeni bir anayasa çıkarılmadığı müddetçe yapılan iyileştirmeler hükümet adına günü kurtarmanın ötesine geçmeyecektir. MISIR’DAKİ OLAYLAR Mısır’da birkaç gündür devam eden gösteri ve saldırılarda 30 civarında insan hayatını kaybetmiş 800’ün üzerinde insan da yaralanmıştır. Mısır’daki bu olayların meşru bir gerekçesi olmadığı gibi sergilenen plan da yeni değil. Diktatör Mübarek’in devrilişinden sonra eski rejimin asker, emniyet, istihbarat, yargı, bürokrasi içindeki kalıntıları, medya ve siyaset içindeki sol, laik grup ile birleşerek ülkedeki farklı din mensuplarının da desteğini alarak ülkenin başına Müslüman şahsiyetlerin geçmemesi için her türlü yola başvurdular. Mısır halkı yapılan seçimlerde özgür iradesi ile Muhammed Mursi’yi meşru Cumhurbaşkanları olarak seçmişti. Seçildiği günden bugüne kadar karşıt devrimcilerin hedefinde olan Muhammed Mursi aleyhinde, seçilişinin ikinci yıldönümünde dış destekli daha geniş ve planlı bir hareket başlatıldı. Bir taraftan halkı sokaklara dökmeye çalışan bu iç ve dış mihraklar,diğer taraftan silahlı gruplarla İhvan-ı Müslimin’in merkez bürolarına ve devlet başkanı sarayına saldırmaktadırlar. Görünen o ki, devrimlere hazırlıksız yakalanan emperyalistler ve siyonistler bu sürede güçlerini toparlamak ve kaotik komplolarla ülkeyi yeniden ele geçirmeyi planlamışlar. Zemini müsait olmamasına rağmen Türkiye’de daha küçük gruplarla giriştikleri sivil darbe teşebbüsünün provası, uluslar arası egemen güçlerin Mısır üzerine iştahlarını kabartmışa benziyor. Mısır’da şu anda yapılmaya çalışılan, silahlı gruplar ve çeteler üzerinden kan döküp, çatışma ve kargaşa çıkararak darbeye müsait ortam oluşturmak. Kardeş Mısır halkını İslam Coğrafyası’nda defalarca oynanan bu oyunlara karşı uyanık olmaları, İslam düşmanı güçlerin oyunlarına gelmemeleri konusunda uyarıyor ve meşru cumhurbaşkanlarına sahip çıkmalarını ümit ediyoruz. Bu olaylarda hayatını kaybeden Müslüman kardeşlerimize Allah’tan rahmet ve yaralılara da şifalar diliyoruz. ÇİN’İN VE İSRAİLİN MÜSLÜMANLARA YÖNELİK DEVAM EDEN ZULÜMLERİ Geçtiğimiz cuma namazı sonrası Doğu Türkistan’da dört Müslümanı katleden komünist Çin rejimi, sonrasında Kaşgar şehri ve bağlı yerleşim yerlerinin sokaklarında tanklarını yürüttü. Yakın tarihte bu bölgelerde katliam yapan Çin’in yeni bir katliam yapmasından endişe ediliyor. Diğer taraftan siyonist İsrail güçleri Batı Yaka’nın El-Halil kentinde Haziran ayı boyunca 90Müslümanı esir aldı. Egemen güçlerin zalim olduğu ve uluslar arası mekanizmaların da bu güçlerin güdümünde olduğu mevcut dünya düzeninde, küfür tek millet olarak Müslümanlara zulmetmeye devam ediyor. Buna karşılık Müslüman ülkelerden ve uluslar arası İslami teşkilatlardan bir karşı duruşun olmaması da ayrı bir acı. Zalimleri ve zulümleri lanetliyor, Müslümanları bu zulümler karşısında birlik olmaya davet ediyoruz.