Coğrafi Faktörlerin Mülki Yapılanma Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Afyonkarahisar Đli Hakkı Yazıcı* - Nusret Koca** - M. Kürşat Koca*** Özet: Đç Batı Anadolu eşiği üzerinde yer alan Afyonkarahisar yüzölçümü ile ülkemizin 12. büyük ilini oluşturmaktadır. Farklı coğrafi bölgeler arasında yer alması nedeniyle, gerek fiziki coğrafya, gerekse beşeri coğrafya bakımından önemli farklılıklar gösteren il arazileri, coğrafi bütünlükten yoksundur. Bu özellik tarihi dönemlerden günümüze sahadaki yönetsel örgütlenmeye de yansımıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında 5 kaza, 12 nahiye ve 482 köyden oluşan bir vilayet olarak örgütlenmişti. Cumhuriyet döneminde de çeşitli idari değişikliklerin yaşandığı Afyonkarahisar, bugün 18 ilçe, 88 belde ve 392 köy yerleşmesinden oluşan 697.365 (2008) nüfusun yaşadığı bir il konumundadır. Coğrafi şartlarla yeterince uyumlu olmayan bu idari yapıda yönetim fonksiyonu, diğer fonksiyonları destekleme ve geliştirme görevini yerine getirememektedir. Dolayısıyla Afyonkarahisar ili çeşitli bölgeler arasında tam bir geçiş alanı olmasına karşın, coğrafi yapının dağınıklığı nedeniyle yeterli düzeyde bir çekim gücü oluşturamamıştır. Anahtar Sözcükler: Afyonkarahisar, idari yapılanma, illerin idari yönetim sahaları ve sorunlar. An Example of the Impacts of Geographical Factors on Administrative Structuring: The Case of Afyonkarahisar Province Abstract: Afyonkarahisar, which is located in the Inner Anatolian Swell, is the 12th largest province of Turkey. Since some territories of the province are situated in different regions, these territories, which differ from other parts of the province in terms of physical geography and anthropogeography, lack territorial integrity. Up to now, this feature has influenced the administrative organization in the province. In earlier years of the Turkish Republic, Afyonkarahisar was organized as a province comprising of 5 districts, 12 towns and 482 villages. Afyonkarahisar province, in which many administrative changes were observed in the Republican Period, consists of 18 districts, 88 town and 392 villages of which population is 697.365 (2008). The administration cannot fulfill tasks including the development of other functions and support them in an administrative structure, which is not in harmony with geographical conditions. Although Afyonkarahisar is a transition area among several regions, it has failed to attract enough attention due to its geographical structure being widespread. Key Words: Afyonkarahisar, administrative structuring, administrative management of provinces and problems. * Prof. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, hyazici@aku.edu.tr Yrd. Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, kocanusret@hotmail.com.tr *** Arş. Gör., Afyon Kocatepe Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, mkkoca@aku.edu.tr ** Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 Eylül 2010, s. 109-124. 110 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 GĐRĐŞ Cumhuriyetin ilk yıllarındaki illerin sınırları, Osmanlı dönemindeki sancakların sınırlarından etkilenerek çok az değişikliklerle yeni dönem illerinin sınırları olarak kabul edilmiş ve uzun süre aynı kalmıştır (Günay, 2008: 304). Aynı şekilde idari yapılanma oluşturulurken Osmanlı taşra yönetimi, büyük ölçüde Cumhuriyet taşra yönetimine örnek oluşturmuştur (Gürsoy, 2008: 84). Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda ülkemizdeki il sayısı 71’dir (Gürsoy, 2008: 85). Bu sayı 1954 yılına kadar önemli değişiklikler göstermiştir. Nitekim bu dönemde bir takım yeni iller kurulurken bazı iller de ilçe statüsüne düşürülmüştür (Özçağlar, 1996: 21). Örneğin önceleri il iken, 1954 yılında ilçe düzeyine indirilen Kırşehir, 1957 yılında tekrar il statüsüne kavuşturulmuştur. Bu tarihten sonra uzun süre 67 olarak kalan il sayısı 1989’dan itibaren yeniden artırılarak 1999’da 81’e ulaşmıştır. 1949 tarih ve 5442 sayılı Đl Đdaresi Kanunu, Türkiye’nin merkezi idare kuruluşu bakımından coğrafya durumuna, iktisadi şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere; iller ilçelere ve ilçeler de bucaklara bölünmüş olduğunu belirtmiştir (Yürüdür-Başıbüyük, 2002: 84). Đl ve ilçe kurulması, kaldırılması, merkezlerinin belirtilmesi, adlarının ve bağlılıklarının değiştirilmesi, bir ilçenin başka bir ile bağlanması sınırlarının belirlenmesi ve değiştirilmesi bu kanun çerçeve ile gerçekleştirilmektedir. Sonraki yıllarda yapılan değişiklikler ayrı tutulursa ülkemizdeki illerin idari sınırlarının belirlenmesi yaklaşık 140 yıl öncesine kadar gitmektedir. Bu ise bazı olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Nitekim coğrafi bilgi ve teknik olanakların çok da yeterli olmadığı dönemlerde belirlenmiş yönetim sınırlarının bugün yeterince isabetli olmadığı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca geçen süre zarfında illerin sosyo-ekonomik yapılarında, ulaşım şartları ve jeopolitik değerlerinde değişmeler olmuştur. Bütün bunlar dikkate alındığında, il yönetim bölgelerinin günümüz imkan ve şartlarına göre yeniden değerlendirilip, bazı düzeltmelerin yapılmasının zorunlu olduğu ortaya çıkmaktadır. Cumhuriyet döneminde ülkemizin bir çok ilinin idari sınırlarında değişlikler olmazken, ekonomik yapılarının ve ulaşım şartlarının gelişmesiyle, il merkezlerinin etki sahalarında (hinterlandında) gelişmeler olmuştur. Nitekim bazı illerin idari sınırları içerisinde kalan bazı ilçeler bağlı olduğu il merkezi yerine komşu illerin merkezleri veya şehirlerinin etki sahaları içerisine girmiştir. Yani bazı ilçeler idari olarak yer aldıkları ilin merkezi ile ilişkilerini resmi işler ile sınırlandırıp, daha yakın ve daha gelişmiş diğer il veya ilçeler ile irtibata geçmişlerdir. Ülkemizde bunun çok sayıda örneği bulunmaktadır. Aynı şekilde bağlı olduğu ilçenin merkezine uzak olan köyler de, kendilerine en yakın başka bir ilçe merkezi ile ilişki kurma yoluna gitmişlerdir. Aslında bu durum insanların bir tercihi olmaktan çok coğrafi faktörlerin ortaya çıkardığı bir zorunluluktur. Coğrafi Faktörlerin Mülki Yapılanma Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Afyonkarahisar Đli 111 Çalışma konusunu oluşturan Afyonkarahisar ilinin idari sınırlarında uzun süreden beri değişiklik olmamasına rağmen, etki sahasının sınırlarında il merkezinin aleyhine önemli değişiklikler olmuştur. Her ne kadar 5442 sayılı Đl Đdaresi Kanununda, “coğrafya durumuna, iktisadi şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre idari bölümlenmelerin oluşturulacağı” belirtilse de, Türkiye’de idari yönetim sahalarının sınırlarında Afyonkarahisar örneğinde de olduğu gibi bir takım aksaklıklar ortaya çıkmıştır. Afyonkarahisar şehrinin, kara ve demiryolları ulaşımı açısından oldukça elverişli bir konumda bulunması, şehrin ülkenin büyük merkezleri ile ulaşım bağlantısının gelişmesini sağlamıştır. Ancak merkez ilçenin, ilin bazı ilçeleriyle ulaşım bağlantısının geç ve zor sağlanması, bu ilçelerin idari işler dışında diğer işlerde çevredeki şehirlerle bağlantıya geçmesine eden olmuştur. Đl merkezine uzak ve ulaşım olanakları zayıf olan ilçeler, ulaşım bağlantısı daha elverişli olan yakınlarındaki gelişen ve büyüyen şehirlerin etki sahalarına girmişlerdir. Bu ilçelerin idari olarak Afyonkarahisar iline bağlı olmalarına rağmen, komşu illerin merkez ilçelerinin etki sahalarına girmelerinde, o merkezlerle ulaşım kolaylıklarının olmasının yanında, Afyonkarahisar’ın komşu il merkezlerine göre daha geç kalkınmaya başlamasının da büyük etkisi olmuştur. Bu çalışmada öncelikle, mülki yönetim alanının coğrafi koşullara uyumlu olmasının yararları üzerinde durularak, Türkiye’nin en geniş yüzölçümlü illerinden olan Afyonkarahisar’ın mülki yönetim sınırlarının taşıdığı uyumsuzluklardan kaynaklanan sorunlar ortaya konulmaya çalışılacaktır. Mülki yönetim alanları, coğrafi mekanın bir parçası olduğuna göre, yeni bir mülki yönetim alanı oluşturulurken veya düzenleme yapılırken detaylı coğrafi etütlerin yapılması gerekir. Nitekim 5442 nolu Đl Đdaresi Kanunu’nun 1. bölümünde yer alan “Mülki Đdare Birimlerinin Kuruluşları”nı belirleyen 1. maddede “Türkiye’nin merkezi idare kuruluşu bakımından mülki yönetim alanlarına bölünürken, coğrafi durumuna, iktisadi şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre hareket edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Halbuki yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye’de illerin bir çoğunun sınırları, 140 yıl öncesinden bu güne intikal ettiğinden, zamanla mülki yönetim alanı ile etki sahası arasında uyumsuzluklar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunda coğrafi mekanın jeomorfolojik özellikleri, bununla ilişkili olan ulaşım bağlantıları, ekonomik özellikler, ticari bağlantılar ve nüfus özelliklerinin rolü olmuştur. Bu çalışmanın ortaya çıkmasında hem konu ile hem de saha ile ilgili daha önce yapılmış çalışmaların yararı olmuştur. Özellikle Prof. Dr. Ali Özçağlar’ın idari coğrafya alanında yapmış olduğu çalışmalar önem arz etmektedir. Çalışmanın başlıca veri kaynaklarını ise sahada yapılan gözlem ve çeşitli kurum yetkilileri ile yapılan görüşmeler yanında, Devlet Meteoroloji Đşleri Genel Müdür- 112 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 lüğü, Türkiye Đstatistik Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin verileri oluşturmuştur. ĐLĐN COĞRAFĐ ÖZELLĐKLERĐNE GENEL BAKIŞ Birinci Coğrafya Kongre’sinde (6-21 Haziran 1941) belirlenen bölge ve bölüm sınırlarına göre Afyonkarahisar ilinin büyük bir bölümü Ege Bölge’sinin Đçbatı Anadolu Bölümü’nde yer alır (Harita 1). Bununla birlikte ilin doğu kesimi Đç Anadolu Bölgesi, güneybatıya doğru bir koridor oluşturan Dinar ve Dazkırı ilçelerinin bulunduğu kesim ise Akdeniz Bölgesi sınırları içerisinde kalır. Afyonkarahisar ili arazisi, jeomorfolojik olarak dağlık alanlar, bu dağlık alanlar tarafından ayrılan ovalar ile kuzey ve kuzeydoğuda yer alan platolar olmak üzere üç grupta incelenebilir. Dağlık alanların yükseltileri 1600 m ile 2600 m arasında değişir. Đlin kuzeyinde zirve noktasında 1808 m’ye ulaşan Ağın Dağı ve güneybatısında basık görünümlü Paşa Dağı yer alır. Afyonkarahisar’ı Ankara’ya bağlayan karayolu burada 1450 m yüksekliğindeki Köroğlu Beli’nden geçer. Đlin doğusunda Emirdağ ilçesinin güneyinde Emir Dağları uzanır. Kuzeyden güneye gidildikçe yüksekliği artan ve Başyurt Tepe’de 2282 m ye ulaşan bu dağların doğusunda ise il sınırlarının üzerinden geçtiği Kızılçal ve Kasım Dağları yer alır. Bu yeryüzü özellikleri Emirdağ havzasını, Afyonkarahisar şehrinin de içinde yer aldığı Akarçay havzasından tecrit etmiştir. Bu ise Emirdağ nüfusunun daha kolay ulaşım bağlantıları nedeniyle Eskişehir’e yönelmesine neden olmuştur. Afyonkarahisar ilinin orta bölümünde il merkezinin hemen güneyinden başlayarak Çölovası’na kadar 60 km boyunca kesintisiz bir şekilde devam eden Kumalar Dağı yer alır. Volkanik bir kütle olan Kumalar Dağı son derece arızalı yüzey şekillerine sahiptir (Ardos, 1978: 2). Kilimatan Tepesi’nde 2250 m’ye ulaşan Kumalar Dağı’nın güney kesimi iki kola ayrılır. Doğudaki kapalı havzalarla batıdaki Ege Havzası arasındaki su bölümü çizgisi Kumalar Dağı’nın yüksek zirvelerinden geçer (Ardos, 1978: 3). Batı Toroslar’ın kuzeye doğru yaptığı büklümün her iki yanındaki Karakuş ve Sultan Dağları üzerindeki su bölümü çizgisi aynı zamanda Afyonkarahisar’ın güney sınırını oluşturur. Sultan Dağları’nın en yüksek noktası Gelincikara Tepesi’dir (2610 m). Büklümün güneybatı kolunu oluşturan Karakuş Dağları ise 1964 m yüksekliğe erişir. Đl sınırlarının güneybatıya, Akdeniz Bölgesi’ne doğru çıkıntı yaptığı yerde Söğütlü Dağı 1700 m yüksekliğe ulaşır. Coğrafi Faktörlerin Mülki Yapılanma Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Afyonkarahisar Đli 113 Harita 1. Afyonkarahisar Đli Lokasyon Haritası Sandıklı Ovası’nın batısında 2300 m yi aşan yüksekliğiyle Akdağ ve 1575 m yüksekliğindeki Kirseli Dağı yer alır. Daha kuzeyde ise Büyük Menderes ile Akarçay Kapalı Havzası’nı birbirinden ayıran doğu-batı doğrultulu Ahır Dağları 114 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 (Büyükkavşak Tepe 1940 m) bulunur. Đlin kuzeybatısındaki Đlbulak Dağı ise 1600 m’yi aşmaz. Afyonkarahisar’ın güney bölümünde dağlar ve ovalar birbirinden kesin çizgiler ile ayrılır. Ancak Afyonkarahisar Ovası’nı kuzey ve doğudan çevresindeki dağlara, az dalgalı platolar vasıtasıyla geçilmektedir. Kuzeyde Yazılıkaya Platosu’nun güney kesimi 1200-1300 m’ler arasında Đhsaniye çevresine kadar uzanır. Yine Ağın ve Paşa Dağları ile Afyonkarahisar arasında kalan Đscehisar çevresi ve Paşa Dağı ile Emir Dağları arasında kalan bölüm genel eğimin ovaya doğru olduğu bir plato görünümündedir. Afyonkarahisar ilindeki ovalar genel olarak tektonik ve karstik süreçler sonucu oluşmuştur. Yüzölçümü en büyük olan ova aynı zamanda ilin adıyla bilinen Afyonkarahisar Ovası’dır. Genç bir alüvyal çöküntü ovası olan Afyonkarahisar Ovası yaklaşık 80 km uzunluğunda ve 30 km genişliğindedir. Ovanın kuzeyi ve güneyi faylanmış ve dağlık alanlarla çevrilmiştir. Afyonkarahisar Ovası’nda genel eğim kuzeybatı-güneydoğu doğrultusundadır ve eğim oldukça azdır. Bu yüzden ovayı drene eden Akarçay, bu konuda yetersiz bulunmaktadır (Ardos, 1978: 29-30). Yani ovada taban suyu yer yer yüzeye çıktığından bataklıklar oluşmuştur. Aynı zamanda çoraklaşma da söz konusudur. Bu ise tarım ve yerleşmeyi olumsuz etkilemektedir. Afyonkarahisar Ovası’nın batısında yer alan Büyük ve Küçük Sincanlı ovaları birer çöküntü ovasıdır. Küçük Sincanlı Ovası etrafı 1500-1700 m yüksekliğindeki tepelerle çevrili bir kapalı havza görünümündedir. Diğer bir tektonik kökenli ova, Kumalar kütlesinin batısında uzanan Sandıklı Ovası’dır. Sandıklı Ovası bir birleşme boğazı vasıtasıyla dış drenaja açılmıştır. Ovadaki sular Hamam Çayı vasıtasıyla Büyük Menderes Irmağı’na götürülür. Yine benzer şekilde Küçük Sincanlı Ovası, Sandıklı Ovası’na bağlanmıştır (Ardos, 1978: 9596,150). Diğer tektonik kökenli ovalar Dombay Ova, Çöl Ovası, Çamur Ovası ve Şuhut Ovası’dır. Bunlardan Çöl Ovası ve Çamur Ovası birer kapalı havzadır. Dolayısıyla bu ovalarda su baskınları ve göllenme sorunu kullanımı kısıtlayan etkenler durumundadır. Dinar ilçesi ile Çöl Ovası arasında üç karstik kökenli ova bulunmaktadır. Bunlardan Güngörmez Polyesi 8 km2 genişliğindedir ve biri diğerinden daha büyük olmak üzere iki ova halindedir. Güneybatıda yer alan esas polye diğeri ile dar bir vadi ile birbirine bağlıdır. Bu oluk yağışlı mevsimlerde ovanın fazla sularını aktarmaktadır. Güngörmez polyesinin doğusunda, ona paralel oluşmuş Çukurkuyu Polyesi yer alır. Bir diğer karstik kökenli ova iki çukurluktan meydana gelmiş 8 km2 genişliğindeki Karabedir Polyesi’dir (Ardos, 1978: 186-187). Bütün bu özellikler dikkate alındığında fiziki coğrafya şartları açısından Denizli yöresinin doğal bir devamı durumunda olan Dinar ve çevresinin (Başmakçı, Coğrafi Faktörlerin Mülki Yapılanma Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Afyonkarahisar Đli 115 Dazkırı ve Evciler ilçeleri) yönetsel açıdan da Denizli iline bağlı olması çok isabetli olurdu. Çevresine göre deniz seviyesinden oldukça yüksek arazilere sahip olması Afyonkarahisar iline bir eşik özelliği kazandırmıştır. Bu özellik çevre akarsu havzalarına kaynak sağladığı gibi il sınırları içerisinde büyük akarsuların oluşmasını da önlemiştir. Afyonkarahisar ilinin büyük bir bölümü Orta Anadolu kapalı havzasının içerisinde kalır. Đlin en önemli akarsuyu, kaynağını Sincanlı Ovası’nın güneyindeki Ahır Dağı’ndan alan Akarçay’dır. Bu akarsu Afyonkarahisar Ovası’nda eğim azlığı nedeniyle taşkınlara neden olmaktadır. Taşkınları önlemek için açılan drenaj kanallarının eşliğinde Eber Gölü’ne ulaşan Akarçay, eber akarı vasıtasıyla Akşehir Gölü’ne dökülür. Afyonkarahisar şehri çevresindeki hayvancılık işletmeleri, termal tesisler ve bazı sanayi kuruluşlarının atıkları Akarçay’ın kirlenmesine sebep olmaktadır. Emir Dağları ve Ağın Dağı’nın kuzey eteklerinden çıkan kaynaklar Sakarya Nehri’ne ulaşırken, yine Sandıklı Ovası’nı drene eden Akçay, bir birleşme boğazı vasıtasıyla Büyük Menderes havzasına ulaşır. Afyonkarahisar Ege Bölgesi’nin en fazla göle sahip ilidir. Bu göllerden en önemlisi Afyonkarahisar-Konya il sınırındaki Akşehir Gölü’dür. 353 km2 lik yüzölçümüne sahip olan göl Eber akarı ve Sultan Dağları’ndan inen derelerle beslenir. Ancak son yıllardaki kuraklık nedeniyle bu gölün alanı çok daralmıştır. Sığ bir göl olan Akşehir Gölü’nün suları çok az tuzludur. Akşehir Gölü’nün batısında 126 km2 yüzölçümündeki Eber Gölü yer alır. Son derce sığ olan gölün başlıca kaynağı Akarçay’ın kirli olması ve çevresindeki sanayi kuruluşlarının atıkları sebebiyle Eber Gölü yok olma sınırına gelmiştir. Afyonkarahisar- Denizli sınırında yer alan 41,5 km2 genel yüzölçümlü sığ bir göl olan Acıgöl, yaz mevsiminde suyu iyice azalır ve yer yer kurur. Bu göllerin dışında Karamık Gölü (bataklığı), Emre Gölü ile Selevir, Seyyidler, Karakuyu ve Döğer göletleri Afyonkarahisar’ın hidrografik varlığına dâhildir. (Hoşgören, 1994: 19-51). Coğrafi konumu sebebiyle Afyonkarahisar’ın iklim özellikleri farklı çevrelerden gelen hava akımları etkisindedir. Bu da Afyonkarahisar ilinde iklim özelliklerinin bütünlük göstermemesine neden olur. Kış aylarında Karadeniz ve Doğu Akdeniz üzerinde gelişen cephe sistemleri ile Doğu ve Đç Anadolu bölgelerindeki Termik Yüksek Basınç genişleyerek Afyonkarahisar’da düşük sıcaklıklara neden olur. Yaz aylarında ise Afyonkarahisar ilinde kontinental tropikal ve Doğu Avrupa-Balkanlar yoluyla gelen maritim polar hava kütlelerinin etkisinde kalır (Yılmaz, 2002: 20-22). Đlde ortalama sıcaklık değerleri Ocak ayında 0.20C ile 2,80C arasında değişir. Temmuz ayı ortalama sıcaklık değerleri 24,50C ile 23,40C arasındadır. Yıllık ortalama sıcaklık değerleri de istasyonlar arasında 11,10C ile 13,00C arasında de- 116 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 ğişmektedir (Çizelge 1). Aralık ve Şubat ayları arasındaki dönemde don olaylarına sıkça rastlanmaktadır. Çizelge 1. Afyonkarahisar ve Bazı Đlçelerindeki Ortalama Sıcaklık Değerleri (1927-1999) Afyonkarahisar (1034 m) Ocak Ayı Ortalama Sıcaklığı 0,2 Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklığı 21,9 Yıllık Ortalama Sıcaklık 11,1 Bolvadin (1015 m) 0,6 21,8 10,8 Emirdağ (980 m) 0,3 22,4 11,4 Dinar (864 m) 2,7 23,4 12,6 Dazkırı (880 m) 2,8 25,2 13,0 Hocalar (1090 m) 0,5 23,3 11,4 Kaynak: DMĐGM verileri. Afyonkarahisar ilinde yıllık yağış ortalaması 580,7 mm (Çay), ile 360,6 mm (Şuhut) arasında değişir. Đstasyonlar arasında yağış miktarında olduğu gibi yağışın mevsimlere dağılışında da farklılıklar görülür. Yıllık yağışlı gün sayısının en yüksek olduğu istasyon 128.1 gün ile Afyonkarahisar istasyonudur. Kar yağışlı gün sayısının da en fazla olduğu istasyon yine Afyonkarahisar’dır. Đl sınırları içerisindeki istasyonlarda ölçülen bu farklı yağış miktarları, sahanın farklı yağış rejimlerinden etkilendiğini gösterir. Bu sıcaklık ve yağış değerleri ildeki tarım ürünleri çeşidini oldukça sınırlandırmıştır. Ayrıca kış mevsiminde soba yakma süresinin uzunluğu ve diğer coğrafi koşullar nedeniyle Afyonkarahisar şehrinde hava kirliliği yaşanmaktadır. Afyonkarahisar ilinin bir geçiş sahsında olması doğal bitki örtüsü üzerinde de etkisini gösterir. Bitki coğrafyası bakımından Akdeniz ve Đran-Turan floristik bölgelerinin geçiş kuşağında yer almasının yanında dağlar, bataklıklar ve göller gibi farklın ortamlara ev sahipliği yapan Afyonkarahisar, zengin bir vejetasyona sahiptir. Karaçam ve sedir klimaks vejetasyonu oluşturur. Bunun yanında meşe türleri, titrek kavak ve kestane diğer ağaç türlerini oluşturur. Çalı türünü oluşturan başlıca türler, laden ve kermez meşesidir. Geven, yumak otu, yavşan step bitki örtüsünü oluştururken, sulak ve bataklık alanlarda sukamışı, saz otu, hasır otu gibi 15 bitki birliği tespit edilmiştir. Ayrıca günümüz iklim şartlarının eseri olmayan Avrupa-Sibirya bitki topluluğuna ait kestane ve çalı formundaki fındık türlerini görmek mümkündür (Serteser, 2002: 61-63). Afyonkarahisar ili merkez ilçeyle birlikte Başmakçı, Bayat, Bolvadin, Çay, Çobanlar, Dazkırı, Dinar, Emirdağ, Evciler, Hocalar, Đhsaniye, Đscehisar, Kızılören, Sandıklı, Sincanlı, Sultandağı, Şuhut olmak üzere 18 ilçeden oluşur. Ayrıca 88 belde, 5 bucak (Dombayova, Haydarlı, Ümraniye, Karadirek) ve 392 köy ilin idari yapısını oluşturmaktadır. Coğrafi Faktörlerin Mülki Yapılanma Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Afyonkarahisar Đli 117 2008 Adrese Dayalı Nüfus Tespiti’ne göre Afyonkarahisar ilinin nüfusu 697365’dir. Bu nüfusun %49,u (341.612) kırsal, %51 (355.753) şehir nüfusudur. Oysa aynı yıl Türkiye nüfusunun %75’i il ve ilçe merkezlerinde yaşıyordu. Afyonkarahisar’ın yıllık nüfus artış hızı 2007-2008 yılları arasında (‰-6) iken, aynı dönemde Türkiye ortalaması ‰13,1’dir. Bu da il dışına net göç olduğunu göstermektedir. Nitekim 1995-2000 yılları arasında il 35.636 kişi göç alırken aynı dönemde 52.252 kişi göç vermiş ve net göç hızı ‰-22,55 olmuştur. Geniş yüzölçümüne sahip Afyonkarahisar ilinde nüfus yoğunluğu 49 kişi/km2dir. Şehir yerleşmeleri için 10.000 nüfus kriteri kabul edildiğinde merkez ilçe dışında yalnızca 7 ilçe merkezi (Bolvadin, Çay, Dinar, Emirdağ, Đscehisar, Sandıklı, Şuhut) şehir yerleşmesi özelliği taşır. 2008 nüfus tespitine göre ildeki 88 beldenin 40’ında nüfus 2000’in altına düşmüştür. Nüfus kaybının nedeni ise coğrafi yapının çok dağınık ve arızalı oluşu dolayısıyla varolan kaynakların yeterince faaliyete geçirilememesidir. Afyonkarahisar’da birinci derecede geçim kaynağı tarımdır. 2000 Yılında 366277 kişi olan istihdam edilen işgücünün %70,1’i (256.793) bu sektörde çalışmaktadır. Đlde tarımsal üretim farklılık göstermektedir, ancak tahıl tarımı, bahçecilik ve büyükbaş hayvancılık önde gelmektedir. Đşgücünün %23,4’ü hizmetler, %6,5’si ise sanayi sektörlerine dağılmaktadır. Sanayi sektöründe taşa toprağa dayalı sanayi ile et ve süt ürünlerine dayalı gıda sanayinde uzmanlaşmanın olduğu görülmektedir. COĞRAFĐ ŞARTLARIN MÜLKĐ YAPILANMA ÜZERĐNE ETKĐLERĐ Doğal Çevre Đle Đdari Yapılanma Arasındaki Đlişkiler Afyonkarahisar, ülkemizin alan bakımından 12. büyük ili durumundadır. Geniş alanı ve konumu sebebiyle ilin sınırları Akdeniz ve Đç Anadolu Bölgelerine taşar. Đl sınırları güneyde Sultan Dağları ve Karakuş Dağları’nın zirve noktalarından geçerek coğrafi bir özellik kazanır. Ancak, güneybatıda Akdeniz Bölgesi sınırlarına girerek coğrafi bütünlüğü bozar. Đlin doğu kesimi kısmen Đç Anadolu Bölgesi’ne taşar. Böyle belirgin coğrafi farklılaşmaların oluştuğu bir alanda idari yapılanmanın buna uygun hale getirilmesi düşünülmelidir (Darkot, 1961: 43). Đl arazilerinin coğrafi bütünlüğünü bozan esas faktör ise volkanik Kumalar Dağı’dır. Nitekim ilin yaklaşık olarak orta kesiminde kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanış gösteren bu dağlık alan belirgin bir coğrafi farklılık yaratmaktadır. Örneğin Kumalar Dağı’nın kuzeydoğusundaki arazilerde (Afyon Ovası, Akşehir-Eber-Ilgın havzası, Emirdağ ve Bayat yöreleri) Đç Anadolu Karasal ikliminin etkileri daha baskın iken, güneybatısında (Sandıklı, Dinar, Dazkırı, Evciler ve Başmakçı çevreleri) kısmen Akdeniz ikliminin etkileri ortaya çıkmaktadır. Bunun en bariz göstergesini sözü edilen yöreler arasındaki ortalama sıcaklık fark- 118 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 ları oluşturur. Çizelge 1’de görüldüğü üzere gerek Temmuz ve Ocak ayı ortalamaları, gerekse yıllık ortalama sıcaklık değerleri, Dinar, Dazkırı ve Hocalar’da diğer istasyonlardan daha yüksektir. Yağışların mevsimlere dağılışı incelendiğinde de, ilin doğu ve batı yarısındaki coğrafi farklılığın etkileri görülür. Örneğin Afyonkarahisar, Bolvadin, Emirdağ, Đhsaniye ve Çay meteoroloji istasyonlarında yağışların çoğu kış mevsiminde düşmektedir. Aynı şekilde Afyonkarahisar, Bolvadin ve Emirdağ istasyonlarında yaz aylarının diğer istasyonlara göre artış göstermesi de, ilin doğu yarısında karasal iklim şartlarının etkisini gösteren bir faktör olarak değerlendirilebilir. Çok dar sahaya yayılmış olan orman örtüsü, ilin batı ve güneybatısında 1000 m’den yüksek kesimlerde görülür. Klimaks vejetasyon karaçam ve meşe topluluklarıdır. Ağın Dağı ve çevresinde ise klimaks vejetasyonun tahrip edildiği kesimlerde laden ve katran ardıcı çalı topluluklarını oluşturur. Daha alçak kesimlerde ise step vejetasyonuyla geçişi meşeler sağlar. Yani Afyonkarahisar ili her açıdan tam bir coğrafi geçiş alanı üzerinde yer almaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi Afyonkarahisar ilinin arazileri geniş ve yeryüzü şekilleri oldukça parçalıdır. Bu yüzden ilçe ve köy gibi alt yönetim birimi sayısı oldukça fazladır. Buna karşılık dağlar arasında yer alan ova ve havzaların her biri kendi içerisinde bir bütünlük oluşturduğundan buralarda yaşayan nüfusun il merkeziyle ilişkileri yeteri kadar gelişmemiştir. Yine bu havzaların her birinde il merkezine uzaklık oranında kırsal kesimin ihtiyaçlarını karşılayabilecek orta büyüklükte (Dinar, Sandıklı, Emirdağ gibi) şehirler oluşmuştur. Bu ise kırsal nüfusun zorunlu olmadıkça Afyonkarahisar şehrine gitmemesine yol açmıştır. Bütün bu nedenlerle, oldukça elverişli bir coğrafi konuma sahip olan Afyonkarahisar şehrinin nüfusça büyümesi mümkün olmamıştır. Buna karşılık ülkemizde kalkınma planları mülki idare birimleri, yani il sınırları dikkate alınarak yapılmaktadır (Özçağlar, 2005: 22). Kanaatimizce il sınırları coğrafi bütünlük arz etmediği sürece yapılacak kalkınma planları isabet kaydetmeyecektir. Ayrıca bazı illerde bulunan çeşitli kamu kuruluşlarına ait bölge müdürlükleri de uzun yıllar coğrafi şartlar dikkate alınmadan konumlandırılmıştır. Örneğin yakın zamana kadar Eskişehir ili nüfusunun Emekli Sandığı işlemleri Afyon Bölge Müdürlüğü’nce yürütülmüştür. Bu ise hizmet kalitesini azaltan bir faktör olmuştur. Beşeri ve Ekonomik Şartlar ile Mülki Yapılanma Arasındaki Đlişkiler Tahrir defterleri ve Salnamelerde Karahisar-ı Sahip ya da Karahisar Sancağı olarak bilinen Afyonkarahisar, 1220 yılında Sahip Ataoğulları ile Türk Đdaresine geçmiş ve 1428’de miras yoluyla Osmanlı topraklarına katılmıştır. Cumhuriyet öncesi dönemde Afyonkarahisar nüfusundaki önemli değişiklikler mülki yapıdaki değişikliklerle paralellik gösterir. 16. yüzyılda Karahisar, Barçınlı (Ba- Coğrafi Faktörlerin Mülki Yapılanma Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Afyonkarahisar Đli 119 yat) Bolvadin, Çola, Şuhut, Oynaş, Sandıklı kazalarından oluşan mülki yapının 19. Yüzyılda değişmesi ve yeni kazların bağlanması ile nüfus 1831’de 43.004 iken, 1872’de 100.655’e yükselmiştir. 20. Yüzyılın başında Hüdavendigar vilayetine bağlı bir sancak olan Afyonkarahisar’ın idari yapısı tekrar değişmiş, bazı kazalar birleştirilirken, Şeyhlü (Çivril) ve Çal kazaları bugünkü Denizli vilayetine bağlanmıştır. 1906’da Karahisar, Bolvadin, Aziziye (Emirdağ), Sandıklı olmak üzere 4 kazada 275469 nüfus yaşamaktaydı (Küpeli, 2002: 128-132). Cumhuriyet döneminde mülki yapılanmadaki değişim büyüyen köylerin nahiye ve bucak statüsüne kavuşması, bazı nahiye ve bucakların ise ilçe olmasıyla sınırlı kaldı. 1927’de 5 kaza, 12 nahiye ve 482 köyden oluşan idari yapı (Taşdemir, 2002: 252-272), günümüzde 18 ilçe, 88 belediye, 392 köy ve 573 mahalleden oluşmaktadır. 1927’de 258.743 olan Afyonkarahisar nüfusu, 2008 yılında 697.365 olarak tespit edilmiştir. 1995-2000 döneminde net göç oranının ‰22,55 olarak gerçekleştiği Afyonkarahisar’da, son sayım yılına göre 40 beldenin nüfusu 2000’in altına düşmüştür. Çizelge 2. Afyonkarahisar Đlinde Đlçe Merkezlerinin Nüfus Miktarları (2008) Đlçe Adı Merkez Başmakçı Bayat Bolvadin Çay Çobanlar Nüfusu 163.207 5.752 4.645 30.754 14.353 8.706 Đlçe Adı Dazkırı Dinar Emirdağ Evciler Hocalar Đhsaniye Nüfusu 4.495 24.475 20.531 4.136 2.378 2.257 Đlçe Adı Đscehisar Kızılören Sandıklı Sinanpaşa Sultandağı Şuhut Nüfusu 11.773 2.201 33.371 4.020 6.463 12.236 Kaynak: tuik.gov.tr (2009). Đl sınırları içerisinde coğrafi çevre şartlarının farklılık göstermesi, ekonomik faaliyetlerin de farklılaşmasına sebep olmuştur. Nitekim Afyonkarahisar ilinde üzüm bağları yalnızca Dinar ve Dazkırı ilçelerinde bulunmaktadır. Akdeniz iklim özelliklerinin belirginleştiği Başmakçı, Dinar ve Dazkırı’da gül üretimi de söz konusudur. Ayrıca yine bu ilçelerde yılda iki ürün yetiştirilebilmekte ve Afyonkarahisar ilinde seracılık sadece Başmakçı ve Dazkırı’da yapılmaktadır. Şehirlerin büyüklükleri ile etki bölgesi arasında sıkı bir ilişki vardır. Kuşkusuz şehirlerin etki bölgesini belirleyen faktörlerin en önemlisi, şehir ile yakın çevre ve hinterlandı arasındaki iktisadi ve sosyal ilişkilerdir. Đl merkezi olarak Afyonkarahisar şehri bazı iktisadi faaliyetlerde (hayvansal ürünler, kiraz, haşhaş) ülke çapında hatta kıtalar arası bir hinterlanda sahipken, bazı ilçelerle sosyal ve kültürel ilişkilerin zayıf olduğu gözlenmektedir. Afyonkarahisar şehri, DPT tarafından yapılan “Türkiye’de Yerleşme Merkezlerinin Kademelendirilmesi” çalışmasına göre dördüncü kademe merkezdir. 120 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 Bir başka deyişle Afyonkarahisar oldukça geniş bir alanda, büyük bir nüfus kitlesini etkileyen ve etki alanlarında şehir merkezleri bulunduran bir ildir (Aliağaoğlu, 2004: 279). Ancak coğrafi olarak Afyonkarahisar ili arazisinin önemli bir kısmı komşu merkezlerin (Eskişehir, Denizli, Isparta) etki alanı içerisine girmektedir. Bu durum, il yüzölçümünün geniş olmasına bağlı olarak bazı ilçe merkezlerinin Afyonkarahisar şehrine uzak olmaları ile açıklanabilir (Çizelge 3). Örneğin merkeze uzaklıkları 70 km’yi geçmeyen Đhsaniye, Sultandağı, Çay, Çobanlar, Đscehisar, Sandıklı, Sinanpaşa, Şuhut, Bayat ve Bolvadin ilçe merkezleri Afyonkarahisar şehrinin etki alanı içerisinde yer alırken, Dazkırı, Başmakçı ve Evciler Denizli’nin, Dinar Isparta’nın, Emirdağ ise Eskişehir’in etki alanı içerisinde kalmaktadır. Emirdağ ile il merkezi arasındaki uzaklık, 1961 yılında Köroğlu beli üzerinden ulaşıma açılan Emirdağ-Afyonkarahisar karayolunun inşasından önce yaklaşık 100 km kadardı. Ankara-Đzmir karayolunun bir parçasını oluşturan bu yolun açılmasından sonra Emirdağ ile Afyonkarahisar il merkezi arasındaki uzaklık 30 km kadar azalmıştır (Nalbantoğlu, 2009: 4-5). Uzaklığın bu etkisini ulaşım ağlarının geçiş sahası olma özelliği de kuvvetlendirmektedir. Örneğin Şuhut ilçesi Denizli ve Aydın ile kolayca bağlantı kurabilmekte ve bu merkezlere seferler düzenlenmektedir. Benzer bir durum Konya-Eskişehir güzergâhında yer alan Bolvadin ve Emirdağ için de geçerlidir. Özellikle Dazkırı, Dinar ve Başmakçı’da yeterli olmayan bazı hizmetler nedeniyle nüfusun Afyonkarahisar yerine Denizli ve Isparta’ya yönelmesini coğrafi mesafe avantajına bağlamak mümkündür. Çizelge 3. Afyonkarahisar Đlinde Đlçe Merkezlerinin Đl Merkezine Olan Uzaklıkları Đlçe Adı Başmakçı Bayat Bolvadin Çay Çobanlar Dazkırı Dinar Emirdağ Evciler Hocalar Đhsaniye Đscehisar Kızılören Sandıklı Sinanpaşa Sultandağı Şuhut Kaynak: aduybim.org (2009). Đl Merkezine Uzaklığı (km) 129 46 61 48 25 140 106 70 132 99 35 23 87 60 33 68 29 Coğrafi Faktörlerin Mülki Yapılanma Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Afyonkarahisar Đli 121 Afyonkarahisar şehrinin etki alanının il sınırına ulaşamamasının tek nedeni, ilçelerin merkeze olan uzaklığı ve diğer merkezlere ulaşım kolaylığı değildir. Đl merkezinde bazı fonksiyonların geç oluşması da etkili olmuştur. Nitekim Afyonkarahisar’da sanayileşmenin geç başlayıp yavaş gelişmesine karşın çevresinde sanayi hamlesini erken yapmış ve bu konuda hızla ilerlemiş komşu il merkezleri bulunmaktadır. Örneğin Başmakçı ve Evciler ilçelerinden Denizli’deki tekstil fabrikalarına servislerle işçi taşınmaktadır. Yine Emirdağ ilçesi yönetim hizmetleri dışında Eskişehir ile bağlantı kurmaktadır. Emirdağ ilçesinin il merkezinden uzaklaşma sebepleri arasında ulaşımı güçleştiren 1400 m yüksekliğindeki Köroğlubeli Geçidi’ni de belirtmek gerekir. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Afyonkarahisar il merkezinin Doğu, Güneybatı ve Batıdaki ilçeleri ile ekonomik ve sosyal bağlantısı zayıftır. Bununla beraber son yıllarda Akşehir, bağlı olduğu Konya il merkezine olan uzaklığı sebebiyle kısmen Afyonkarahisar’ın etki alanına girmiştir. Yani il arazilerinin tek düze değil son derece parçalı ve nispeten birbirinden soyutlanmış coğrafi ünitelerden oluşması, kırsal yerleşme ve kırsal nüfus sayısını artırdığı gibi, buralara götürülen hizmetin rantabilitesini düşürerek il merkezine bağlılığı azaltmıştır. Bu durum ekonomik kalkınma başta olmak üzere ticaret, eğitim, kültür ve göç gibi birçok alanda etkili olmuştur. Nitekim yeteri kadar hizmet alamayan, geçim kaynakları kıt kırsal nüfus yurtiçi ve yurtdışı göçlere katılırken, köyler küçüldüğü için okullar kapanmış ve kalan öğrenciler de Taşımalı Eğitime dahil edilmişlerdir. Bu ise ilin eğitim seviyesini olumsuz etkilemektedir. Aynı şekilde il arazilerinin coğrafi bütünlük arz etmeyip farklı coğrafi bölgeler arasında tam bir geçiş alanı olması başta ağız özellikleri olmak üzere yemekler, giyim-kuşam, gelenek ve görenekler ile diğer sosyal faaliyetlere de etki etmiştir. Bütün bu özellikler açısından ilin batısındaki yerleşmelerde Ege Bölgesi etkileri görülürken, il merkezi de dahil olmak üzere doğudaki yerleşmelerde Đç Anadolu’nun etkileri öne çıkmaya başlamaktadır. Yani Afyonkarahisar ilinde birden fazla Kültürel Coğrafya Alanı ile karşılaşılmaktadır. Ayrıca daha önce de değinildiği gibi kırsal nüfus fazlalığı öncelikle ilin eğitimindeki gelişimini güçleştirmektedir. Özellikle ilköğretimde, coğrafi olumsuzlukların yol açtığı pek çok sorun yaşanmaktadır. Her şeyden önce Afyonkarahisar ilindeki toplam ilköğretim öğrencisinin (2005-2006’da 98.738 öğrenci) yarıya yakını (%43,5) kırsal kesimde bulunmaktadır. Hâlbuki aynı oran komşu iller olan Kütahya %28,8, Antalya’da %26,4, Isparta’da %26, Konya’da %22,9, Eskişehir’de %7,4 ve Ankara’da %5,6 dolayındadır (Çizelge 4). 122 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 Çizelge 4. Afyonkarahisar ve Bazı Komşu Đllerde Đlköğretim Öğrencilerinin Kırsal-Kentsel Dağılım Oranları Đller Afyonkarahisar Ankara Antalya Eskişehir Konya Isparta Kütahya Đlköğretim Öğrencilerinin Dağılım Oranları (%) Şehir Kırsal 56,5 43.5 94,4 5,6 73,6 26,4 92,6 7,4 77,1 22,9 64 26 71,2 28,8 Kaynak: meb.gov.tr (02.07.2009). Kırsal kesim okullarında fiziki donanım eksikliği, öğretmen yetersizliği, taşımalı eğitim ve birleştirilmiş sınıflarda eğitim gibi pek çok sorun bulunmaktadır. Bu da ilin tüm eğitim düzeyini etkilemektedir. Nitekim Türkiye genelinde yapılan OKS ve ÖSS gibi sınavlarda çevresindeki illere göre çok gerilerde yer almaktadır (Çizelge 5). Çizelge 5. Afyonkarahisar Đli ve Bazı Komşu Đllerin OKS ve ÖSS Başarı Sıralamaları (2006-2009) Đller Afyonkarahisar Uşak Ankara Eskişehir Denizli Konya Isparta Burdur OKS Başarı Sırası (MF) 2006 2007 2008 2009* 51 56 40 37 18 38 20 19 3 7 8 11 5 3 2 3 14 14 13 12 26 20 17 36 9 2 8 1 4 1 5 1 ÖSS Başarı Sırası (Sayısal) 2006 2007 2008 2009 51 56 53 50 11 15 13 17 2 1 10 7 4 3 12 6 1 2 1 3 5 7 9 9 27 12 10 9 11 3 18 15 Kaynak: meb.gov.tr (2009) ve osym.gov.tr (2009) *OYP (Orta Öğretime Yerleştirme Puanı) SONUÇ Afyonkarahisar Đç Anadolu, Ege ve Akdeniz olmak üzere üç ayrı coğrafi bölgede arazileri olan geniş yüzölçümlü bir ildir. Kuzey-Güney doğrultulu Kumalar kütlesinin Doğu ve Batısı özellikle iklim özellikleri açısından önemli farklar gösterir. Bu ise tarımsal faaliyetlerin de farklılaşmasına yol açmıştır. Nüfus artış hızı ‰ -6 olan Afyonkarahisar, göç veren bir ildir. Bununla birlikte ekonomik yatırımların verimli olmaması, ilçelerin il merkezine ve ile olan aidiyet duygusunu zayıflatmaktadır. Đl merkezi, yönetim fonksiyonu dışında il arazileri üzerinde yeterince etki ve hâkimiyet oluşturamamıştır. Đl arazilerinin Coğrafi Faktörlerin Mülki Yapılanma Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Afyonkarahisar Đli 123 coğrafi bütünlük arz etmemesi, yani il sınırlarının coğrafi nitelik taşımaması, verimli ekonomik yatırımların planlama ve uygulamasını güçleştiren bir özelliktir. Komşu illerde (Konya, Denizli, Eskişehir, Ankara) erken dönemde hızlı bir kentleşme ve sanayileşme süreci yaşanırken, Afyonkarahisar’ın coğrafi şartlar nedeniyle buna ayak uyduramaması, ilçeler üzerindeki etkisini zayıflatmıştır. Zaten geniş yüzölçümü nedeniyle birçok yerleşme merkezden oldukça uzak kalmıştır. Hâlbuki il merkezlerinin gelişerek, tüm il arazilerini etki bölgesi haline getirebilmeleri, coğrafi bütünlük ile mümkün olabilmektedir. Özellikle hizmet rantabilitesi ve sosyo-ekonomik gelişme açısından bunun önemi büyüktür. Buna karşılık Afyonkarahisar ilinin hem arazileri oldukça geniş hem de topografyası oldukça parçalıdır. Bu ise her şeyden önce kırsal yerleşme sayısı ile kır nüfusu miktarının fazla olmasına yol açmıştır. Nitekim bugün 18 ilçesi,103 belediyelik yerleşmesi ve 300’ü aşkın köyü ile Afyonkarahisar, ülkemizde gerek idari birim gerekse yerleşme ünitesi en fazla olan illerimiz arasında yer almaktadır. Bu da ilin sosyo-ekonomik gelişimini geciktiren en önemli faktör durumundadır. Sonuç olarak il sınırlarının ortaya çıkışında tarihi dönemlerin izi olduğu gibi, çeşitli dönemlerdeki özel şartlar veya politik tavır ve kaygılar da söz konusu olmuştur. Ancak günümüzdeki bilimsel ve teknolojik imkanlar dikkate alındığında bazı illerimizin sınırlarının yönetebilme, hizmet götürme, aidiyet oluşumu, ulaşım, eğitim, kalkınma gibi pek çok yönden isabetsiz olduğu görülmektedir. Bu nedenle il yönetim alanlarının coğrafi bütünlük arz etmesi, kalkınmayı ve gelişmeyi teşvik eden diğer faktörler kadar önemlidir. Çünkü coğrafi özelliklerin teşvik edici nitelikte olduğu yerlerde yerleşmeler hızla gelişirken, coğrafyanın tecrit ettiği alanlardaki yerleşmeler her türlü desteğe rağmen gelişememektedir. Dolayısıyla belli bir plan çerçevesinde sınırları coğrafi nitelik taşımayan illerimizin yönetim alanları günümüz imkanlarıyla yeniden belirlenmelidir. Örneğin Afyonkarahisar ilinde il merkezi ile ilişkileri sadece yönetimle ilgili olan Dinar, Dazkırı, Başmakçı ve Evciler Denizli’ye Emirdağ ilçesi ise Eskişehir’e bağlanmalıdır. Böyle yapıldığı takdirde yönetimde hizmet kalitesinin ve kalkınma hızının artacağı düşünülmektedir. KAYNAKÇA Aliağaoğlu, Alpaslan (2004), Afyonkarahisar Şehir Coğrafyası, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara Ardos Mehmet (1978), Afyonkarahisar Bölgesinin Jeomorfolojisi, Đstanbul Üniversitesi Yayınları No. 2418, Coğrafya Enstitüsü Yayınları No: 48, Edebiyat Fakültesi Basımevi, Đstanbul. Darkot, Besim (1961), “Türkiye’nin Đdari Coğrafyası Üzerine Düşünceler”, Đ.Ü. Coğrafya Enstitüsü Dergisi, Cilt 6, Sayı 12. 124 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 43 Sayı 3 http://egitek.meb.gov.tr/Sinavlar/istatistik.html (02.07.2009). http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri_orgun_egitim_2008_2009.pdf (04.07.2009). http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul(05.07.2009)http://www.osym.gov.tr/ BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFF88F742D0D7112516CAF90E661671C04 (02.07.2009). http://www2.aduybim.org/cbswebs/acbs.asp# (12.04.2009). http://www.dmi.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.aspx (12.04.2009). Günay, Ö. Faruk (2008), “Türkiye’de Đl Yöneticisi Olarak Vali”, Mülkiye Dergisi, Cilt:XXV, Sayı 226, s.289-331. (http://www. mulkiyedergi.org/index.php? option=com_docman&task=cat_view&gid=69&&Itemid=2) (16.07.2009). Gürsoy, Erol Z. (2008), “Cumhuriyet Döneminde Yeni Đl ve Đlçe Kurulmasındaki Yaklaşımlar”, Türk Đdare Dergisi, Sayı 458, s. 81-94. (http://www.icisleri.gov.tr/ _icisleri/TurkIdareDergisi/UpLoadedFiles/81-94 erolzihnigursoy.doc) (16.07.2009). Hoşgören, Mehmet Y. (1994), “Türkiye’nin Gölleri”, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı 29, s. 19-51. Küpeli, Özer (2002), “Selçuklular Döneminde Afyonkarahisar”, Küçükkurt, Đbrahim (Ed.), Afyonkarahisar Kütüğü, Cilt I, Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayın No: 35, s. 128-132. Nalbantoğlu, Hilmi (1961), “Afyon-Emirdağ Yol Yapımı”, Türkiye Mühendislik Haberleri, s. 4-5 (http://www.e-kutuphane.imo.org.tr/pdf/2496.pdf) (17.07.2009). Serteser, Ahmet (2002), “Selçuklular Döneminde Afonkarahisar”, Küçükkurt, Đbrahim (Ed.), Afyonkarahisar Kütüğü, Cilt I, Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayın No: 35, s. 61-72. Özçağlar, Ali (1996), “Türkiye’nin Đdari Coğrafya Bakımından Köy, Bucak, Đlçe, Đl ve Belde Kavramları Üzerine Düşünceler”, D.T.C.F. Coğrafya Araştırmaları Dergisi, Sayı 12, s. 7-24. Özçağlar, Ali (2005), “Türkiye’de Mülki Đdare Bölümlerinin Đdari Coğrafya Analizi”, Coğrafi Bilimler Dergisi, Cilt 3, Sayı 1, s. 1-25. (http://dergiler.ankara.edu.tr /dergiler/33/826/10470.pdf) (15.07.2009). Taşdemir, Latif (2002), “Afyonkarahisar’da Nüfus ve Yerleşme”, Küçükkurt, Đbrahim (Ed.), Afyonkarahisar Kütüğü,Cilt I, Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayın No: 35, Afyonkarahisar, s. 249-272. Yılmaz, Özer (2002), “Afyonkarahisar’ın Genel Coğrafi Özellikleri”, Küçükkurt, Đbrahim (Ed.), Afyonkarahisar Kütüğü,Cilt I, Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayın No: 35, Afyonkarahisar, s. 1-26. Yürüdür, Eren- Başıbüyük, Adem (2002), “Orta Kelkit Yöresinde Đdari Yapılanmadan Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi, Cilt 22, Sayı 1, s. 83-97.