VETERİNER HEKİMİ HARUN KULOĞLU TÜRKİYE’DE YAPILAN BİR ANKET ÇALIŞMASINDA: Arıcılar; % 34’ü yaşlı, zayıf kovan ve kraliçeyi, % 26’sı varroosisi, % 20’si aşırı soğuk ve rutubeti, %12’si açlığı, % 4’ü kireç hastalığını, % 2’si petek güvesini ve % 2’si zirai ilaçları arı kayıplarına sebep olarak göstermişlerdir. Bal arılarının, tüm hayvanlar gibi şeker, protein, vitamin ve mineraller yönünden dengeli bir beslenme düzenine ihtiyaçları vardır. Su da hayati bir beslenme gereksinimidir. Nektar arıların enerji kaynağıdır. Büyüme, üreme, uçma ve sıcak tutma için çok önemlidir. İlave bir besleme program içinde, şeker en etkin arı besinidir zira arıları üremeye, polen depolamaya ve depolanmış bal ve proteini metabolize etmeye teşvik eder. Şeker beslemesi arıları eyleme geçirmeye teşvik eder. Arıları polinasyona hazırlamak ve ana arı yetiştirme için kovanları hazırlamak maksadıyla üremeyi baharda daha erken başlatmak için kullanılır. Ancak, şeker beslemesi sadece arılar için bir uyarıcı unsur olup dengeli bir beslenme düzeni değildir. Polen arıların temel protein kaynağıdır ve kuluçkadaki genç yetişkin arıların kas büyümesi için gereklidir. Arılar en azından % 20 proteinli polene ihtiyaç duyarlar. Örneğin Çam ağacı poleni sadece % 5-7 protein içerir ve arılar için zayıf bir besin kaynağıdır. Arılar poleni çiçeklerden elde ederler. Bahar güçlenmesinde veya ağır bal akışında olduğu gibi protein stresi çektikleri zaman vücut proteinini de çekebilirler. Vücut proteinini yavruları beslemek için arı sütü üretmekte tüketirler. Bu durum buzağı için süt üretirken vücut dokusunu kullanan ineğinkine benzerdir. Protein amino asit olarak adlandırılan alt kısımlardan oluşmaktadır. Protein ile vücut kası üretmek biraz ev inşasına benzer. Protein inşa materyali gibidir. Amino-asitler keresteler, tuğlalar, pencere camları, çatı demirleri gibi münferit inşa materyallerine benzerler. Arılar vücutlarında protein depolarlar ve bunu kanat, kas ve diğer vücut organlarını yapmakta kullanırlar. Vücutlarındaki protein seviyesi arttıkça, arılar daha güçlü olurlar ve daha uzun yaşarlar. Arılar; % 60 ham proteinin üzerinde bir vücut proteinine sahip olabilirler. Bu durumda kuvvetli ve uzun yaşarlar ve bol miktarda bal toplama imkânları olur. Arılar; % 30’dan daha az vücut proteinine sahip olabilirler. Arılar düşük proteine sahip olduklarında yaşam süreleri kısalır, yavru çürüklüğü, nosema gibi hastalıklara maruz kalırlar ve az bal üretirler. Yüksek vücut proteinli arılar sonbaharda da gereklidir. Bu durumda arılar nosema ile ve kış boyunca zor koşullarla mücadele edebilirler ve baharda kovan inşası için bol miktarda vücut proteinine sahip olurlar. Düşük vücut proteinli arılar genellikle kışı iyi geçiremezler ve nosema ve “bahar bozulmalarına” (spring dwindles) maruz kalırlar ve baharda çoğalmaları kısıtlı olur. Arı vücut proteini; bal üretimi, soğuk veya sıcak hava, bal mumu üretimi ve özellikle bahar gelişim periyodunda azalır. Arı vücut proteini; kışı geçirmek, iyi bal toplamak, yavru çürüklüğü hastalığı, kireç hastalığı ve nosema gibi arı hastalıklarının çoğunu atlatmak açısından kovan kabiliyetinin iyi bir ölçüsüdür. Sodyum Fosfor Kobalt Klor Ana arının yumurtlamasını arttırır. Bal sezonunda bal verimini arttırır. Arıların ömrünü uzatır. İyot Arıların metabolizmasını hızlandırır. Bakterisit ve antivirus etki yapar. Arıların soğuğa dayanıklılığını arttırır. MEVSİMLERDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİMLER: Nektar ve polen kaynaklarının azalması Uzun süren kışlar Uzun yağmurlu günler Kurak geçen yaz ARI BESLEMEDEKİ HATALAR: Yalnızca vitamin kaynaklı besleme. Mineral eksikliklerinin giderilememesi. Protein ihtiyaçlarının giderilememesi. Sonbahar bakımının yeterince yapılmaması. PESTİSİD KULLANIMDAKİ ARTIŞ: Polenlerde yapılan çalışmalarda 46 farklı pestisid bulunmuştur. Balmumunda yapılan çalışmalarda 20 farklı pestisid bulunmuştur. Her bir örneğin ortalama 5 pestisid içerdiği tespit edilmiştir. PESTİSİD KULLANIMDAKİ ARTIŞ: Geçmişte pestisidlerin sadece arı ölümlerine neden olduğu söylenmekte idi. Yapılan son çalışmalar pestisidlerin yada bunların parçalanma ürünlerinin arı ölümlerinin yanında arı davranışlarını ve yeteneklerini bozmakta ve onları infeksiyonlardan daha çok etkilenmesini sağlamaktadır. Yapılan incelemelerde kovanların %47’si Nosema apis ile enfekte olarak bulunmuştur. Ergin arılarda görülür. Arılarda ishal ve felç görülür. Nosema ilaçları Organik hammadde içerenler: Esansiyel yağ karışımları Salicin Organik asit ve esansiyel yağ karışımları Kimyasal hammadde içerenler: Fumagillin Etkeni spor formunda bakteridir. Larvaları enfekte eder. Kolonileri zayıflatır ve bir sezonda öldürür. Sporlar eski balmumunda saklanır. Eski balmumları her 5 yılda bir yenilenmelidir. Aksi takdirde arılar için toksik olmaktadır. Yavru çürüğü ilaçları Kimyasal ilaçların kalıntı problemlerinden dolayı yasak olmasından dolayı bitkisel ekstraktlar, bakteriyofaj içeren ilaç çalışmaları yapılmaktadır. Araştırmacılar; dengeli aminoasit içeren polen özüyle beslenen kolonilerde arı yavru gözünde arı sütü miktarının artmasını sağlayarak doğal yoldan yavru çürüklüğüne karşı koruma elde etmişlerdir. Öncelikle erkek arı larvaları daha sonra işçi arı larvaları etkilenir. Kovan içi rutubet ve düzensiz antibiyotik kullanma en büyük sebeptir. Arı sindirim sistemi antiseptikleri İyot Arı sindirim sistemi antiseptiği olarak kullanılmaktadır. Şuruba katılarak, kovan içine püskürtülerek ve keke katılarak kullanılmaktadır. Doğal arı beslenmesinde polen (protein kaynağı, bal (enerji kaynağı), arı sütü ve su rol oynamaktadır. Arı sütü kovan içerisindeki genç larvaların ve ana arının beslenmesi için kullanılır. Tüm larvalar ilk 3 gün arı sütü ile beslenirler. Üçüncü günden sonra eğer larvalar bal (enerji kaynağı) ve polen (protein kaynağı) ile beslenirse işçi arı, arı sütü ile beslenirse ana arı olurlar. Arı sütü; polen (protein kaynağı), su ve baldan (enerji kaynağı) sentezlenir. Arı sütü doğal antibakteriyel ve antimikotiktir. Larvalar için ilk üç gün, arı sütü ile beslendiği için çok önemlidir. Bu sürede larvanın yeterince arı sütüyle beslenmesi sağlanmalıdır. AMP Type Cecropin α-helix Several defensins Defensin Apidaecin Royalisin Attacins Drosomycin High proline content High proline content High glycine content Defensin Activity Gram (-) bacteria Gram (+) bacteria Gram (+) bacteria Gram (-) bacteria Synergistic Fungicide Polen (protein kaynağı) arı beslemede bal kadar kilit rol oynamaktadır. Polenin genel bileşimini protein, aminoasitler, lipidler (doymuş ve doymamış yağlar ve onların türevleri) ile şekerden oluşmaktadır. Genel olarak polenin protein oranı % 7, 5 - 35 arasında değişmekte olup, oran polenin türüne göre farklılık göstermektedir. Polende bulunan başlıca aminoasitler sistin, histidin, triptofan, methionin, fenilalanin , thereonin, arjinin, izolösin, lösin, lizin, valin ve glutamindir. Bu nedenle polenin az olduğu dönemlerde mutlaka kovana dışarıdan polen yerine geçecek dengeli aminoasit içeren ürünlerle takviye yapılmalıdır. Nosema hastalığı varroa hastalığı kadar önem taşıyan bir hastalıktır. Mutlaka doğal ürünlerle ilkbahar ve sonbaharda koruma proğramı uygulanmalıdır. TEŞEKKÜR EDERİM HARUN KULOĞLU VETERİNER HEKİMİ www.biohayat.net info@biohayat.net 0212 8752681