KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ BİYOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ TG – 3 ÖABT – BİYOLOJİ Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının “İhtiyaç Yayıncılık”ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar, gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır. AÇIKLAMA DİKKAT! ÇÖZÜMLERLE İLGİLİ AŞAĞIDA VERİLEN UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ. 1. Sınavınız bittiğinde her sorunun çözümünü tek tek okuyunuz. 2. Kendi cevaplarınız ile doğru cevapları karşılaştırınız. 3. Yanlış cevapladığınız soruların çözümlerini dikkatle okuyunuz. BİYOLOJİ ÖĞRETMENLİĞİ 2016 – ÖABT / BİY 1. Sentromer, kromozom içinde bulunan, kromozom ve kromatidlerin mitoz ve mayoz sırasında düzgün biçimde ayrılmalarını sağlayan yoğunlaşmış bir bölgedir. Sentromerler heterokromatin yapıda olup yapısında alfa uydu DNA bulunur. 4. Çevresel sinir sisteminde miyelinleşmeyi sağlayan, sinir lifleri boyunca uzanıp onları koruyan, akson yaralanmalarında tamire katılan, fagositoz ve kollajen sentezi yapan hücreler schwan hücreleridir: TG – 3 7. A B C D E A B C D E Epitel doku, korunmasız vücut yüzeylerini, sindirim, solunum, kardiyovasküler ve ürogenital sistemlerin iç boşluklarını örter. Diğer dokuları koruyan seçici bariyer olarak maddeleri yüzeyi boyunca tek ya da çift yönlü taşır. Diğer işlevleri sentez, salgılama, emilim ve hücreleri serbest yüzeylerde olduğundan duyu algılamadır. A B C D E 2. Hücre yüzeyinde görev yapacak olan proteinler, hücre içi taşıma sisteminin bir parçası olan granüllü ER’de sentezlenir, golgi taşıma kesecikleriyle golgi kompleksine taşınır ve burada düzenlenir. Düzenlendikten sonra salgı keseleri şeklinde hücrenin dış yüzeyine taşınır. 5. A B C D E Sağlıklı bir insan idrarında protein ve glikoz olması beklenmez. Protein molekülleri süzülme sırasında böbrek tubüllerine geçmez. Glikoz ise süzülme ile geçer ancak difüzyon ya da aktif taşınma ile tekrar kana geri emilir. Glikoz ise özellikle şeker hastalarında kanal proteinlerin doymasından dolayı bowman kapsülüne geçen glikoz moleküllerinin bir kısmı geri alınamaz. 8. A B C D E A B C D E 3. Osteoklastlar, kemiğin yeniden yapılanması sürecinde erken dönemde harekete geçip var olan kemiği rezorpsiyona uğratarak yeni kemik matriksine zemin hazırlarlar. Bu amaçla hidrojen iyonları oluşturarak mineralleri hareketlendirir ve organik matriksi sindirmek için lizozomal enzim sentezler ve kemiği rezorbe ederler. 6. Kapiller kan ile doku arasında kan plazmasının yer değiştirdiği yerler olduğu için kanın kimyasal bileşimi ve fiziksel özellikleri kapiller damar yatağını geçerken değişime uğrar. A B C D E Mayoz bölünme eşeyli üreme için karakteristiktir. Buna göre birinci mayotik bölünmede anafaz I sırasında, her bir tetratın homolog kromozomları birbirinden ayrılır ve hücrenin zıt uçlarına doğru hareket eder. Mitoz bölünme eşeysiz üreme için karakteristiktir. Buna göre mitoz bölünme ile anafaz aşamasında kardeş kromatidler birbirinden ayrılır. 9. Kontraktil koful osmoregülasyon organeli olarak görev yapar. Osmoz kuralına göre hücre zarından içeri giren suyun fazlası, konraktil kofullarla hücre dışına taşınır. Böylece hücre içi su dengesi sağlanır. A B C D E A B C D E 3 Diğer sayfaya geçiniz. 2016 – ÖABT / BİY 10. TG – 3 Kalp kası, böbrek hücresi ve düz kas hücreleri enerji ihtiyaçlarını oksijenli solunum ile karşılarlar. İskelet kası hücrelerinde ise, oksijen yetersizliğinde gereken enerji laktik asit fermantasyonundan sağlanır. 13. Mitokondri hem yıkım hem de yapım reaksiyonlarının birlikte gerçekleştiği organeldir. Bu özelliğe ise amfibolik denir. 16. A B C D E Bakteri hücrelerinde plazmit DNA’ları çok sayıda bulunabilir ve direnç genlerini taşır. Bölünmeleri ise hücre DNA’sından bağımsız gerçekleşir. A B C D E A B C D E 11. Amino asit molekülleri hücre membranı porlarından membranlardan taşıyıcı kullanarak kolaylaştırılmış ya da aktif transportla veya difüzyonla iletilir. Protein hücre zarından geçemeyecek kadar büyüktür. Protein yıkılması azotlu atıkların miktarını artıracağından dışarı atılması için daha fazla su gerekecektir. 14. Amino asit sıralanışı mRNA yapısını oluşturan nükleotitlerin diziliş sırasına bağlıdır. Bu nedenle sayıyı bilmek amino asit dizilişi için gerekli bilgiye ulaşmak için yeterli değildir. Bu nedenle I yanlıştır, III tekinin de mRNA dizilişi üzerinde etkisi yoktur. Hücredeki tRNA çeşidi ise her hücre için aynıdır. Hücre zarının yapısının büyük çoğunluğunu oluşturan yağ tabakası fosfolipit moleküllerden oluşur. Fosfat ucu suyu seven, dolayısıyla suyu tutan niteliktedir. Yağ olan ucu ise su sevmez özelliktedir. A B C D E 15. Yağların sindirimi zorlaşır. Çünkü koledok kanalı karaciğerde üretilen safra salgısını ince bağırsağa taşıyan kanaldır. Safra salgısı ise yağlar üzerine mekanik etki yaparak sindirimlerini kolaylaştırır. Olmaması ya da yeterli kadar salgılanmaması hâlinde yağların silindirimi zorlaşacaktır. Anten kompleksi karetenoidlerden oluşur. Karetenoidler ışık enerjisini fotonlar şeklinde alarak reaksiyon merkezindeki klorofil molekülüne aktarırlar. Sistemde dolaşan elektronlar klorofil molekülünden, klorofilin kaybettiği elektronlar ise sudan karşılanır. A B C D E A B C D E A B C D E 12. 17. 18. Bitkilerde sekonder metabolitler stres koşullarında üretilir. Örneğin, su yoksunluğu, sıcaklık, tuzluluk, kuraklık vb. koşullar bitkilerde stres koşullarını oluşturur. Bir bitkinin bu koşullara tepki vermesi tüm hücreleriyle değil, etkilenen hücrelerle gerçekleşir. A B C D E A B C D E 4 Diğer sayfaya geçiniz. 2016 – ÖABT / BİY 19. TG – 3 Meristematik dokular bölüme özelliğini koruyan dokulardır. Bu nedenle bitki yaşamı boyunca diğer dokuların gelişmesi ve tamirinden sorumludur. Bu nedenle öncelikli görevi bölünmedir. 22. Bunun için geri veya kontrol çaprazlaması yapılması gerekir. Bu amaçla genleri homozigot resesif olarak taşıyan genotipler kullanılır. 25. A B C D E A B C D E Akciğer toplardamarı, kalp ve akciğer atardamarı küçük kan dolaşımının bir parçasıdır. Kan akciğer atardamarı ile kalpten akciğere taşınır. Akciğerde oksijence zenginleştirilmiş kan akciğer toplardamarı ile kalbe geri döner. A B C D E 20. C4 bitkileri mezofil doku içinde rubisko enzimi yoktur veya oldukça azdır. Bu nedenle fotosentezde verimi düşüren fotorespirasyon olayı oldukça düşüktür. 23. A B C D E Solunum gazları omurgalı ve omurgasız canlılarda farklı pigment maddeleriyle taşınırlar. Örneğin, omurgalılar, bazı halkalı solucan ve yumuşakçalarda hemoglobin, bazı yumuşakçalarda hemosiyanin (mavi renkli), halkalı solucanlarda hemoeritrin (kırmızı renkli) bulunur. 26. A B C D E Sindirim sisteminin embriyolojik gelişimini ve bu gelişimin evrimini kullanarak hayvanları kategorize etmek kolaydır. Bir başka neden ise sindirim sisteminin bir canlının vücut içi boşluğa (sölom) sahip olup olmadığı konusunda bilgi veriyor olmasıdır. Çünkü hayvanların evrimine yön veren önemli olaylardan biri vücut içi boşluğun evrimleşmesidir. A B C D E 21. Mendel Yasaları birbirinden bağımsız, bir karakter üzerine etkili olan alel genler için geçerlidir. Bağlantı, krosing over ve polimerik genler Mendel Yasalarından farklı bir kalıtım mekanizmasına sahip olduklarından, Mendel Yasaları kapsamı dışındadır. A B C D E 24. Krossing-over’lerden yararlanılarak kromozom haritaları yapılır. Bu amaçla krossing-over yüzdesi hesaplanır. Genler birbirlerinden ne kadar uzakta ise bu genler arasındaki krossing-over olayı o kadar fazladır. Kromozom haritalarında krossing-over yüzdeleri ünite olarak ifade edilir ve bu, genler arası uzaklığın bir ölçüsü olmaktadır. A B C D E 5 27. Spermlerde mitokondriler boyun kısmında bulunur. Döllenme sırasında spermin sadece baş kısmı yumurta hücresi içine girdiğinden, bir sonraki nesillerin mitokondri kaynağı yumurta hücresidir. Mitokondriler oksijenli solunum merkezidir. Eksikliğinde enerji üretimi aksaklığa uğrar. Bu da yaşamsal aktiviteleri yavaşlatır. A B C D E Diğer sayfaya geçiniz. 2016 – ÖABT / BİY 28. TG – 3 Sinaps, iki sinir hücresinin birleşme noktasıdır. Sinapslarda iletim hormonlarla olur. Hormonlar akson ucunda sentezlenir. Uygun reseptörler ise dendritlerdedir. Dolayısıyla ileti, aksondan dendrite doğru gerçekleşir. 31. Akdeniz ekosistemi, yangına karşı uyum yeteneği geliştirmiştir. Bu uyum sayesinde, ekosistem herhangi bir yangından sonra hızlı bir şekilde kendini yeniler ve yangından önceki duruma ulaşır. 34. A B C D E A B C D E Rüzgârlarla veya suyla taşınan polenlerle gerçekleştirilen döllenmenin başarılı olabilmesi için daha çok sayıda polen olmalıdır. Çünkü bu taşınma yöntemlerinde polenlerin hedef çiçeğe ulaşabileceği kesin değildir. Oysa böcek veya kuş aracılığıyla taşınan polenler bu canlılar çiçeğe ulaştıklarında bir şekilde çiçeğe ulaşacaktır. Bu durumda döllenme ihtimali çok yüksek olduğundan sayıca az polen üretilir. A B C D E 29. Ontogenetik gelişim, diğer deyişle ontogenez hem embriyonik periyodu hem de bireyin ergin duruma gelmesini sağlayan postembriyonik (embriyo sonrası) gelişimi kapsayan bir terimdir. Bireyler ontogenileri sırasında kendilerinden daha ilkel olan türlerin özelliklerini yansıtırlar: Bütün omurgalıların embriyo döneminde solungaç yarıklarının ortaya çıkışı gibi. 32. Besin zincirinde enerji akışı sırasında, bir trofik düzeyden diğerine alınan enerjinin %10’u aktarılabilmektedir. Dolayısıyla üst trofik düzeylere çıkıldıkça aktarılan enerji miktarı düzeylerin sayısını belirleyici rol oynar. 35. Tohumsuz bitkilerde mikrosporangiumda erkek gametler üretilir. Tohumlu bitkilerde ise polen hücreleri anter tarafından üretilir. A B C D E A B C D E A B C D E 30. Besine bağlı olarak önce üreme hızı artacaktır. Ancak besin sabit tutulduğu için yeni bireyler yeterince besin bulamayacak ve rekabet başlayacaktır. Bu, fareler arasında kavgaların ortaya çıkmasına neden olacak, bazı bireyler ölecek ve popülasyon dengeye ulaşacaktır. 33. Kutuplar tamamıyla buzullarla kaplı olduğundan I. trofik düzeyin gelişmesi için uygun değildir. Bu bölgelerde yaşayan canlıların örneğin, fokların besin kaynakları okyanuslardaki balıklardır. Burada enerji akışı su ekosisteminden kara ekosistemine doğrudur. A B C D E A B C D E 6 36. Evrimde değişim küçük adımlar hâlinde gerçekleşir. Bu değişimler tek birey üzerinde gerçekleşmez. Evrimleşen, popülasyonlardır. Çünkü evrimleşmek için hayatta kalmak ve eşleşmek gerekir. Yeni doğan bireyler doğal seleksiyona uğrarlar. Başarılı olanlar evrimleşmiş bireyleri oluştururlar. A B C D E Diğer sayfaya geçiniz. 2016 – ÖABT / BİY 37. TG – 3 Parameciumda endoplazma granüllü¸ bir sıvı hâlindedir ve besin kofulları glikojen ve yağ molekülleri taşır. Endoplazmada macro ve micronukleus vardır. Macronukleus beslenmede rol oynar. Micronukleus ise çoğalma ile ilgilidir. Trikosistler, korunma organelidir. Tatlı sularda yaşayan türlerin ektoplazmasında ve belli yerlerde kontraktil kofullar vardır. Kontraktil kofullar osmoregülasyondan sorumludur. 40. Monokotiledonlarda embriyo tek çenek tarafından korunur ve beslenir. Bu nedenle taksona monokotil denmektedir. Monokotilleri karakterize eden diğer özellik ise yaprakların paralel damarlanma göstermesidir. 43. Kontrol değişkeni, karşılaştırma gruplarında araştırmacı tarafından sabit tutulan değişkendir. Bu deneyde konrol edilen değişken besin maddesidir. A B C D E A B C D E A B C D E 38. Planariada rejenerasyon sistem düzeyinde olduğundan aynı zamanda eşeysiz üreme olarak kabul edilir. Bir planaryadan kesilip ayrılan en küçük parçalar bile yenilenme yetenekleri sayesinde eksik kısımlarını tamamlayarak yaşamaya devam ederler. Yenilenme, paranşim içinde yer alan neoblastlar tarafından gerçekleştirilir. 41. Laboratuvarlar teorik bilginin pratiğe aktarıldığı ortamlardır. Burada amaç öğrencinin öğrendiği bilgiyi uygulayabilmesidir, keşif yapması değildir. İlk kez karşılaşılan durumu anlayabilme ise keşif içermektedir. 44. Bilimsel yöntemi diğer yöntemlerden ayıran temel özelliği, tekrarlanabilir olmasıdır. I. kişinin kullandığı yöntemde hep aynı tuz oranına sahip ürünlerin elde edilmesi, yöntemin tekrarlandığını göstermektedir. A B C D E A B C D E A B C D E 39. Kloak boşaltım, üreme ve sindirim atıklarının dışarıya atıldığı açıklıktır. Kemikli balıklar ve memelilerde üreme hücrelerinin dışarıya atıldığı açıklık ayrılmıştır. A B C D E 42. Kavramların örnekleri ile öğretiminde olumlu ve olumsuz örnekler birlikte verilir. Olumlu ve olumsuz örnekler birlikte daha kolay hatırlanır. Olumsuz örneklere bakılarak olumlu örneğin özellikleri daha iyi anlaşılır ve bilgide kalıcılık sağlanır. A B C D E 7 45. Orman, ve evcil hayvan kavramları üst düzey, soyut kavramlardır. Dolayısıyla taksonomik düzeyleri ağaç meyve ve kedi kavramına göre daha gelişmiştir. Orman ve etçil hayvan kavramları diğerlerini kapsamaktadır. A B C D E Diğer sayfaya geçiniz. 2016 – ÖABT / BİY 46. TG – 3 Bu yaklaşımda bilimin doğasının sınıfta açıkça ele alınmasına ihtiyaç yoktur. Öğrenciler, ele alınan fen konusunu öğrenirken yaptıkları etkinlikler ile bir yandan bilimsel süreç becerilerini kazanırlar bir yandan da bilimin doğasını anlarlar. 48. Yönerge, deneyin nasıl yapılacağını adım adım öğrenciye hazır olarak sunduğundan, öğrencide bir probleme yönelik deney tasarlama becerisinin gelişmesine katkı sağlamayacaktır. A B C D E A B C D E 47. Öğrencinin değişkenler arasındaki ilişkileri tanımlayabilmesi için korelasyonlu düşünme becerisini kazanmış olmaları gerekir. A B C D E 50. Sunuş stratejisi, bilginin öğrencilere hazır olarak sunulduğu, öğretmen merkezli stratejidir. Bu strateji formal tanımların öğretilmesi için uygundur. Biyoloji biliminde yer alan teori ve yasalar formal tanımlar olup öğretmen tarafından sunulmalıdır. A B C D E 49. Kavram haritalarında çapraz bağlantıların görülmesi ve ilişkilendirmeler, analiz basamağına ait bir beceri olduğundan çapraz bağlantıların kurulması üst düzey bilişsel beceri gerektirir. A B C D E 8