b)Tortul Kayaçlar

advertisement
FEN VE TEKNOLOJİ
GEZEGENİMİZ DÜNYA
DÜNYA’NIN ŞEKLİ
Dünya,
kutuplardan
hafifçe basık
bir şekle
sahiptir.Bu
şekle geoid
denir.
UYARI
Denizin üzerinde uzaklara
baktığımızda gördüğümüz
ve daha ilerisini
göremediğimiz düz çizgi
ufuk çizgisidir.
DÜNYA’NIN ŞEKLİ HAKKINDA
ESKİ İNANIŞLAR
Eskiden teknoloji bu
kadar gelişmediği
için Dünya’nın
yuvarlak olduğu
bilinmezdi. Bu
nedenle insanlar
Dünya’yı düz bir
tepsi ya da öküzün
boynuzları üzerinde
duran bir nesne
olduğuna inanırlardı.
DÜNYA’NIN ŞEKLİNİ
BULMA ÇABALARI
Bazı insanlar Dünya’nın şeklinin küre
olduğunu gözlemleyip söylemişlerdir.
Fakat bu düşünceleri yüzünden insanlara
ölüm gibi ağır cezalar verilmiştir.
Ancak bilim geliştikçe Dünya’nın
yuvarlaklığı da daha güzel anlaşılmıştır.
Macellan, Biruni, Pisagor ve Kristof
Kolomb bununla alakalı incelemeler
yapmıştır.
MACELLAN
Dünya’nın çevresini dolaşan
ilk denizcidir. Eğer Dünya
yuvarlaksa yönünü
değiştirmeden başladığı
yere tekrar geleceğini
biliyordu. Ama bunu
başaramadan Flipin
Adaları’nda öldü. Ancak
gemilerden biri yola devam
etti. Böylece ilk defa
Dünya’da tam tur atılmış
oldu.
KRİSTOF KOLOMB
Maceraperest bir denizci
Kristof Kolomb, Dünya’nın
yuvarlak olduğunu
kitaplardan okumuştu.
1492 yılında üç küçük gemi
ile yola çıktı ve devamlı
batıya gitti. Hindistan’a
ulaştığını zannetti ama
gittiği yer Amerika Kıtası
idi.
BİRUNİ
972-1050 yılları
arasında
Dünya’nın küre
şeklinde
olduğunu, yer
çekiminin
varlığını ortaya
koydu.
PİSAGOR
MÖ590’lı yıllarda
Dünya’nın Güneş
etrafında döndüğünü ve
Dünya’nın yuvarlak
olduğunu ileri süren ilk
kişiydi. Ancak Pisagor’un
bu dediğine bilimle
uğraşan kişilerin dışında
inanan olmamıştı.
Pisagor’dan iki yüz yıl
sonra Aristo, gözlemleri
sonunda Dünya’nın
yuvarlak olduğunu
kanıtladı.
DÜNYA’MIZIN
KATMANLARI
Dünya’mız, üç gözlemleyebildiğimiz
ve iki gözlemleyemediğimiz beş
katmandan oluşur. Dünya’nın
katmanlarından hava küre, su küre,
taş küre katmanlarını
gözlemleyebiliriz. Ancak ateş küre
ve ağır küre katmanlarını
gözlemleyemeyiz.
GÖZLEMLENEBİLİR
KATMANLAR
Hava küre: Atmosfer dediğimiz
kısımdır. Dünya’nın yerden uzaya kadar
olan bölümüdür.
Su küre: Denizlerin, göllerin ve
akarsuların oluşturduğu bölümdür.
Taş küre: Üzerinde yaşadığımız kara
parçalarıdır.
UYARI
Yolda yürüyen insanların
üzerine bastığı,çiftçilerin
üzeride çalışıp işlem yaptığı,yer
denilen kısım Dünya’nın çevresini
sarar.Dünya’yı çepeçevre saran
bu kısma yer kabuğu ya da taş
küre adı verilir.
UYARI
Yer kabuğunun çukurlarını dolduran
suların tamamına su küre adı verilir.
UYARI
Yeryüzünün çevresindeki
görünmez katman ise hava
küredir.
UYARI
Sularla çevrili geniş kara
parçalarına kıta adı verilir.
Kıtaların arasında bulunan
büyük su kütlelerine okyanus
denir.
GÖZLEMLENEMEYEN
KATMANLAR
Ateş küre (Manto):Yer kabuğunun altındaki
tabakadır. Burada madde çok kızgın ve akışkan
bir haldedir. Buradaki kızgın maddelere
magma adı verilir. Ateş küredeki magma zaman
zaman yer kabuğundaki çatlaklardan dışarıya
çıkar. Çıkış yaptığı yerde yanardağ oluşturur.
Dışarıya çıkmış haline lav denir. Magma
mantonun üst tabakasıdır. Depremler
magmanın hareketleri sonucu oluşur.
Ağır Küre (Çekirdek): Dünya’nın en
sıcak ve en iç tabakasıdır. Tam ortada
olduğu için çekirdek de denir. Burada ısı
ateş küreden de fazladır. Yapısı itibari
ile ağır maddelerden (en yoğun
maddelerden) oluştuğu için ağır küre
denir.
UYARI
Çekirdeğe yakın yerde yüksek
sıcaklık yüzünden nikel, krom
gibi maddeler erimiş halde
bulunurlar. Bu akışkan yapıya
magma denir.
UYARI
Magmayı oluşturan maddeler sürekli
hareket halindedir. Bunun sonucunda yer
kabuğunda bulduğu çatlaklardan
yeryüzüne çıkar. Yanardağlardan çıkan
erimiş maddeye lav denir.
UYARI
Lav ve kül püskürtmeyen
yanardağlara sönmüş yanardağ
denir. Ülkemizdeki Ağrı ve
Erciyes Dağları sönmüş
yanardağlardandır.
Biliyor Musunuz?
Dünya’nın 4’te 3’ü sularla,
4’te 1’i ise karalarla
kaplıdır.
YER KABUĞUNUN
YAPISINDA NELER VAR?
1. Yer Kabuğunun Ana Maddesi Kayaçlar
Yer kabuğu, taş ve kayaçlardan
oluşmuştur. Yer kabuğunu oluşturan taş
ve kayalara kayaç denir.
Üç çeşit kayaç vardır:
a) Püskürük (Magmatik) Kayaçlar
b) Tortul Kayaçlar
c) Başkalaşım Kayaçları
Püskürük (Magmatik) Kayaçlar
Magma yer kabuğunda bulduğu
çatlaklardan yeryüzüne çıkar. Aniden
katılaşarak magmatik kayaçları
oluşturur. Magma bazen yeryüzüne
çıkamaz. Yer kabuğu içinde yavaş yavaş
soğuyarak granit adı verilen kayaçları
oluşturur.
Özellikleri
Püskürük kayaçlar serttir.
Genellikle kristalli yapıdadırlar.
b)Tortul Kayaçlar
Yeryüzündeki kayaçlar suların, rüzgarın ve
sıcaklığın etkisiyle zamanla aşınır ve
parçalanır. Bu parçalar yağışların, sellerin ve
akarsuların etkisiyle sürüklenerek bir yerde
birikir. Bu biriken parçalar zamanla sıkışarak
sertleşir ve tortul kayaçları oluşturur. Kum,
çakıl ve kil tabakaları tortul kayaçlara örnek
verilebilir. Ayrıca milyonlarca yıl önce yaşamış
bitkiler toprak altında karbonlaşarak kömür
yataklarını oluşturmuşlardır.
UYARI
Geçmişte yaşamış ve tortul kayaçlar
içinde korunarak günümüze kadar
bozulmadan canlı kalıntı ya da izlerine
fosil adı verilir.
Suyun buharlaşması ile içinde çözünmüş
halde olan maddeler çöker. Sarkıt, dikit,
travertenler ve kaya suyu yatakları
oluşur. Denizli’deki Pamukkale
Travertenleri bu şekilde meydana
gelmiştir.
Özellikleri
Tortul kayaçlar yumuşaktır.
Tabakalar halinde oluşmuşlardır.
Fosillere bol miktarda rastlanır.
Mineral bakımından çok zengindir.
c) Başkalaşım Kayaçları
Püskürük ve tortul kayaçlar sıcaklık ve
basınç etkisiyle değişerek başkalaşım
kayaçlarını oluştururlar. Örneğin; kireç
taşının değişmesiyle mermer, kömürün
değişmesiyle elmas meydana gelmiştir.
Bu nedenle mermer ve elmas başkalaşım
kayaçlarına örnektir.
2. Yer Kabuğundaki Hazineler
Yer kabuğunu oluşturan kayaçların
yapısında bulunan kimyasal maddelere
mineral denir. Civa haricindeki tüm
mineraller katı halde bulunurlar.
Ekonomik değeri olan ve doğada az
bulunan minerallere maden denir.
Örnek:
Altın,elmas vb…
Çevremizde kullanılan bazı önemli
mineraller şunlardır:
Granit: Bina yapımında, kurşun kalem ucunda
Demir, mika: Otomobil ve sanayi alanında
Kaya tuzu: Tuz üretiminde
Alçı taşı: Tebeşir yapımında
Silisyum ve gümüş: Cam ve ayna yapımında
3. Yer Kabuğunun Şeklini
Değiştiren Etmenler
Yer kabuğunun şeklini değiştiren
etmenler ikiye ayrılır:
a) İç Etmenler
b) Dış Etmenler
a) İç Etmenler
Yer kabuğu magma üzerinde yüzerek
yavaş yavaş hareket eder. Yer kabuğu
tek parça halinde olmayıp parçalı
plakalardan
meydana gelmiştir. Bu plakalara levha
denir. Dünya yüzeyindeki önemli
sıradağlar, levhaların birbirine çarpması
sonucu ortaya çıkmıştır. Magma bazen
yerkabuğunu zorlar.
Yükselen yer kabuğu, dağ oluşumuna neden
olur. Magma yer kabuğunu zorlarken kabukta
çatlaklar oluşturabilir. Magma bu çatlaklardan
yeryüzüne çıkarak katılaşır. Zamanla volkan
konilerini oluşturur.
Depremler, yer kabuğunu değiştiren önemli
bir etmendir. Magma üzerinde kayan levhalar,
diğer bir levhayı sıkıştırarak yerlerinden
oynamasına ya da zayıf yerlerinden kırılmasına
neden olur. Bu kırılmaya fay denir.
b) Dış Etmenler
Canlıların etkisi, suların etkisi ve
havanın etkisi yer kabuğunun şeklini
değiştiren dış etmenlerdendir.
CANLILARIN ETKİSİ
Hayvanlar toprak altında tüneller açarak
yer kabuğunda değişmelere neden olur.
Bitkilerin toprak altındaki kökleri
uzayarak zamanla kayaçların
parçalanmasını ve toprak oluşumunu
sağlar. İnsanlar; bina, yol, baraj, tünel ve
fabrikalar yaparken çeşitli alet ve
makinelerle yeryüzünün şeklinin
değişmesine neden olur.
SULARIN ETKİSİ
Yağışlar, akarsular, akıntılar ve dalgalar;
kayaların parçalanmasına, yerkürenin
aşınmasına neden olur. Yeraltı suları, tuz
gibi bazı maddeleri çözerek mağaraların
meydana gelmesine neden olur.
HAVANIN ETKİSİ
Havanın yer değiştirmesi sonucu
rüzgarlar meydana gelir. Bazen rüzgarın
etkisiyle sürüklenen kumlar verimli
topraklar üzerinde birikerek toprağın
verimsiz hale gelmesine yol açar. Bunun
sonucunda çöller meydana gelir.
EROZYON
Suların ve havanın etkisiyle toprak
sürüklenerek başka yerlere taşınır.
Geriye verimsiz taş ve kayalar kalır. Bu
doğal afete erozyon denir.
EROZYONU ÖNLEMEK İÇİN;
Bitki örtüsünü korumalı, çıplak
arazileri ve sulak alanları
ağaçlandırmalıyız.
Tarla açma gibi nedenlerle
ormanları yok etmemeliyiz.
Meraların ve otlakların aşırı
otlatılmasını önlemeliyiz.
Ürünleri hasat ettikten sonra
anız örtüsünü yakmamalıyız.
Rüzgarın etkili olduğu alanlara
rüzgarın hızını kesecek engeller
yapmalıyız.dersimiz.com
Eğimli arazileri aşırı işlememeli
ve taraçalandırmalıyız.
Arazileri eğime dik olarak
sürmeliyiz.
EROZYONLA MÜCADELE EDEN
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLER
TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele ve
Ağaçlandırma Vakfı)
ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve
Tanıtma Vakfı)
Yukarıda açılımlarını gördüğümüz sivil
toplum örgütleri erozyonu önlemek için
çalışmalar yapan vakıflardır.
İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM
HAZIRLAYAN
İLKER YİĞİT
4-C 126
:
Download