DİNE RAGMEN FELSEFE?? Ustad Bediuzzaman Hazretleri`ne gore

advertisement
DİNE RAGMEN FELSEFE??
Ustad Bediuzzaman Hazretleri’ne gore Insanlik aleminde Hazret-I Adem’den (as.)
beri iki buyuk cereyan , iki fikir zinciri her tarafta ve her insanlik tabakasinda yer
almistir. Bunlar : 1.Peygamberlik silsilesi, 2.Felsefe
silsilesi
Bu iki silsile ne zaman
birleşmiş ,felsefe dine tаbi ve dаhil olmuş ,Rabbin emirlerini esas alarak sorularina cevap
bulmus ise insanlık аlemi parlak günler yaşamış ve yükselmiştir. İşte bu felsefe, İslâm ile
barışık olan felsefedir
Fakat ne zaman din ile felsefe ayrı gitmişlerse, Insanlar arasinda buyuk kaosa sebep vererek,
toplumun bolunmesine neden olmustur.
Felsefeye hic ilgi duymayan biri olarak Sofie’nin Dunyasi isimli kitabi buyuk bir
sabirla bitirdim, yazar bu kitabinda felsefeyi genis bir perspektifte ele almis ve bunu kucuk
akil oyunlariyla gizemli bir romana donusturmustur, oncelikle yazar hakkinda bahsetmek
istedigim bazi hususlar mevcuttur ki bunlarin basinda yazarin “Felsefe nedir?” basligi
altindaki “felsefeye yaklasmanin en iyi yolu felsefi sorular sormaktir.Dunya nasil yaratildi?
Olup bitenin arkasinda bir irade veya bir anlam varmidir? Ansiklopediye bakipta ,Tanri var
midir veya olumden sonra hayat var midir gibi sorularin cevaplarini bulamayiz.Ama baksa
insanlarin ne dusunduklerini okumak hayat ve dunya hakkindaki kendi gorusumuzu
olusturmakta bize yardimci olur.” Cumleleridir. İste bu noktada Ben bu sorularin cevabinin
insanlik tarihinde sure gelen Peygamberler ve Kutsal kitaplar da yer alan buyruklarlardan
edinebilecegimi biliyorken bir filozofun kendi buldugunu sandigi yorumlara gore hayata ve
sorulara yon verme dusuncesi benim kabul ettigim bir bakis acisi degildir.Imam-i Gazzali,
Imam-i Rabbani Hazretleri gibi buyuk İslam alimleri Yunan ve Roma felsefelerini incelemis
ve bu felsefecilerin cahil ve imansiz olduklarini bildirmistir. Yazarin dikkat ettigim bir baska
(kendi) yorumu ise; “tarihteki koklerini taniman icin elimden geleni yapacagim. Ancak
ozaman gercek bir insan olursun Ancak boyle kurtulursun boslukta savrulmaktan”
Felsefeciler, her şeyi, akıl ile anlamağa, akla uydurmağa kalkışan ve yalnız aklın beğendiğine
inanan kimselerdir. Bunlar akılla bulunması mümkün olan şeylerde bazan doğruyu
bulmuşlarsa da, aklın kavrıyamadığı, erişemediği bir çok şeylerde, yanılmış,
aldanmışlardır. Felsefe okuyanlar bilir ki, sonra gelenler, öncekilerin yanlışlarını çıkarmış,
biri diğerini beğenmemiştir.Herkesin malumudur ki temel ve mutlak hakikat tektir,ve ancak
tek bir gercege inanarak ve bu inancin getirdigi vazifeleri yerine getirerek insan boslukta
savrulmaktan kurtulabilir Hakikatin ne oldugunu,hangi metodla olursa olsun bulan bir insan
kuru aklin felsefi gorusleri istikametinde arama gibi bir’abes’ is yapar mi? . Ornegin; yazarin
kaleme aldigi Thomas’in varolus hakkinda verdigi yanit. “Varolusun bitki ve hayvanlardan
insanlara insanlardan da meleklere meleklerden de tanriya yukselen bir derece olduguna
inaniyordu,meleklerin bir bedeni olmadigini ve dogrudan anlik olarak isleyen bir zekalari
oldugunu, bedenleri olmadigindan hic olmeyeceklerini fakat tanri gibide ebedi olmadiklari
gorusundedir. Tanrinin herseyi gorebildigini fakat insanlarla arasinda ayni zaman kavrami
olmadigini dusunur”.Yaratilis inancini evrim felsefesiyle yikmak adina uzun yillardir evrimi
yaratilisin karsisina getirip koymak istediler..ornegin,Darwinin evrim teorisi…Yaratilisin
olmadigini herseyin evrimle birbiri arasinda sebep sonuc icerisinde meydana geldigini ileriye
surduler.Halbuki nekadar acik ve tutarsizlik ve celiski icindeydiler.Evrimciler butun bu anlata
geldikleri donusumler icin bir yaraticiya ihtiyac duymuyorlar miydi?Allah dilerse dogrudan
yaratir dilerse evrim icinde yaratir, bunu kabullenmek zor olmaz,mesela ilk insanlarin
omurlerinin cok uzun oldugu ,iri yapili ve daha uzun boylu olduklari,isaretle veya resimlerle
anlastiklari ileri surulebilir,buna evrim denilicekse denilsin,bunlar yaratilisa ters seyler
degildir,Allah’in bu dunyayi bir gelimse kanununa tabi tuttugu elbet soylenebilir.Butun bunlar
Hz.Adem’in butun isimleri biliyor olusuna da ters degildir,cunki bilmek ayridir,ifade ,uslup
ve konumsa dili ayridir. Yazarin verdigi bilgilerden bir digeri ise; “eski bir Yahudi ve
hristiyan anlayisina gore Tanri sadece erkek degildir, kadinsi bir yanida vardir yani bir analik
dogasina sahiptir.cunki kadinda tanrinin bir kopyasi olarak yaratilmistir.” Ustelik Sofie’de
annesinin arada bir ‘Tanrica’ kelimesini kullandigini belirtmisti, ayni zamanda yazar “
tanrinin kadinsi yonune verilen ismi Sophia olarak anlatmisti..” bu da basligin neden Sofie
olduguna dair bir soru isaretidir? Zaten yazar Alberto ve Sofie gozunde kendisini Tanri olarak
gostermisti,kitabin sonunda Sofie ve Alberto da hayal kahramani degildi..Ustelik
Peygamberlerle – hayal urunu olan masal kahramanlarini ayni bicimde orneklendirmesi de
yazarin alayci bakis acisini ortaya acikca koymaktadir… Sofie ruhun bedeni nasil
yonlendirdigini tuhaf bulmustu su ornekle; “Kolumu kaldirmak istiyorum ve kaldiriyorum
otobuse komsak istiyorum ve kosuyorum gibi , demekki bedenle bilinc arasinda
bilemedigimiz herhangi bir baglanti olmali.” Insan Allah’in oyle bir icadidir ki yeryuzunde
bulunan her seyden faydalanma ,herseyi kullanma ve yeryuzunu imar etme sifatlarini da
omzunda tasiyan harika bir varliktir ve Allah insani kusursuz bir mekanizma icinde
yaratmistir..Akcigerlerimizde kimyahaneler acarak ,burada kanimizin zehirini ayirip,yerine
oksijen yakici maddesini sokuyor,yuregimizi cok karisik ve harika dedigimiz tesirlerle geceli
gunduzlu calistirip damarlarimizdan kan nehirleri akitiyor,zihin denilen bir hazine, akil
naminda bir olcu,fikir dedigimiz bir alet, irade dedigimiz bir anahtar ihsan ediyor.. Ruh ise bu
ve bircok mucizelere sahit olmamiz icin bize bahsedilmis bir hediyedir..
Kitapta yazarin asil deginmek istedigi konu olan INSAN NEDEN YARATILDI? ana
fikrine deginerek bu kitabi bitirmek istiyorum.Peygamber Efendimiz ‘Allah insani Rahman
ismini tamamiyla gosterir bir surette yarattti’ buyuruyor.Insana “emanet-i kubra” verildiginide
bize Kur’an soyluyor,yani insan kendisine verilen sifatlarla, kendisini Yaratani
bilmek,bulmak ,tanimak ,sevmek,itaat etmek ve bu istikamette kabiliyetlerini gelistirmekle
yukumludur.Bu yukumluluk Kur’an’a gore insanin yaratilis amacidir.
Download