Karbon Depolama Kapasitesinin Belirlenmesi

advertisement
I.
Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
300
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Karbon Depolama Kapasitesinin Belirlenmesi
Nuray MISIR1, Mehmet MISIR1, Cemile ÜLKER1
1
KaradenizTeknikÜniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü 61080-Trabzon
ÖZET: Bölgesel ve küresel karbon döngüsünü etkileyerek küresel iklim değişikliğinde önemli rol oynayan
ormanlar, fotosentez ve solunum ile doğrudan atmosferdeki karbon miktarını değiştirmekte, toprak ve
vejetasyonda büyük miktarda karbon depolamaktadırlar. Ormanlar içinde karbonun depolandığı havuzlar, toprak
altı biyokütle ile ağaç, ağaççık, diri ve ölü örtü, ölü odun ve toprak organik karbonu olarak gösterilmektedir.
Biyokütleve karbon depolama ile ilgili çalışmalar, çalışma kolaylığı açısından toprak üstü ile sınırlı tutulmakla
birlikte toprak üstü biyokütle bileşenlerinden ölü odun, ölü ağaç ve ölü örtü gibi bileşenler dahi dikkate
alınmamaktadır. Toprakaltı biyokütle ve köklerde depolanan karbon çalışma zorluğu bakımından sıkça ihmal
edilmektedir. Oysa toprak üstünde bitkiler sadece ışık için rekabet ederken, toprak altında su ve birçok bitki
besin elementi için rekabet etmektedirler. Bu çalışmada ormanların ekosistem bazında toprak üstü; ağaç, ölü
odun, diri örtü ve toprak altı olarak kök biyokütle miktarı ile biyokütle içerisindeki karbon depolama
kapasitesinin hesaplanmasına ilişkin kavramsal çatısı oluşturulmuştur.
Anahtar Sözcükler: orman, biyokütle, karbon depolama.
Determination of Carbon Storage Capacity
ABSTRACT: Forest ecosystem plays very important role in the global carbon cycle because they store a large
amount of carbon in vegetation biomass and soil. Forest biomass and soil sare considered to have a large
potential for temporary and long-term carbon storage. Biomass is defined as the total quantity of live and dead
organic matter, above and below the ground, expressed in tones of dry matter per unit area, such as hectare.
Carbon is held in the soil as organic matter, humified material and in stable structures such as charcoal. In
generally, carbon stored in above-ground biomass has been considered in studies on carbon storage, but belowground has been ignored. Forest stores about 80% of all above-ground and 40% of all below-ground terrestrial
organic carbon (IPCC, 2001). Not only standing live trees but also carbon stored in dead organic matter (woody
debris and litter), understory vegetation are calculated in calculation of carbon storage in above-ground biomass.
In this study, the frame work relation to the capacity of carbon storage of forest on the basis of ecosystem
determined above ground such as tree, dead wood and weeds capacity and below ground such as roots in
biomass is presented.
Keywords: forest, biomass, carbon sequestration.
GİRİŞ
İnsanoğlu doğayla tanıştığı ilk günden itibaren
kendisine sunulan hizmetlerden ve doğal kaynaklardan
başlangıçta bilinçsiz bir şekilde faydalanırken, daha
sonraları çeşitlenerek artan istek ve hizmetlerini belirli
bir plan halinde düzenleyerek faydalanmıştır. Ancak,
sanayileşme, çarpık kentleşme, yanlış arazi kullanımı
ve insan nüfusunun hızla artmasıyla ortaya çıkan doğa
tahribatı ve çevresel problemler insan yaşamını
çıkmaza sürüklemiş ve hayati bir sorun haline
getirmiştir.60'lı yıllara kadar ormanların sadece odun
üretimi üzerinde durulmuş, ancak yaşanılan bu
olumsuzluklar ile ormanların daha birçok hizmet
sunduğu anlaşılmıştır. Ormanlar, odun üretimi, toprak
koruma, su üretimi, yaban hayatı, rekreasyon,
biyolojik çeşitlilik, klimatik ve toplum sağlığı gibi
birçok hizmeti bünyesinde bulundurmaktadır. Son
zamanlarda küresel ısınma olgusuyla birlikte meydana
çıkan ormanların karbon depolama kapasitesi de bu
hizmetler içinde önemli bir yere sahiptir. Küresel
ısınmanın sebebi olarak endüstrileşme ve arazi
kullanım değişiklikleri sonucu atmosfere salınan CO2
miktarının artması gösterilmektedir, çünkü sanayi
__________________________________________
Sor. Yazar: Ülker, C., cemileulker@hotmail.com
devrimiyle birlikte endüstride, taşıtlarda ve ısınmada
enerji kaynağı olarak fosil yakıtların kullanılması,
insanların tarım ve şehirleşme için yeni yerleşim
yerleri açması ve yakacak odun kullanımıyla
ormanları tahrip etmesi sonucu atmosferdeki sera
gazlarınınve özellikle de CO2'inmiktarı artmıştır. Sera
gazı olarak bilinen bu gazların başlıcaları;
karbondioksit,
metan,
azot oksitler,
ozon,
kloroflorokarbon ve su buharıdır. CO2 ve ısıyı tutan
diğer gazların miktarındaki artış, atmosferin ısısının
yükselmesine sebep olmaktadır. Bu da küresel ısınma
olarak ifade edilir. Küresel ısınma, insanlar tarafından
üretim veya tüketim esnasında atmosfere salınan
karbondioksit ile metan gibi zararlı gazların yeryüzü
ısısını artırması olarak açıklanmaktadır.
Global iklim değişiminin nedenleri üzerine yapılan
araştırmalar, bu konuda iki önemli faktörün etkili
olabileceğini ortaya koymuştur. Bunlar; dünya
yörüngesinde gözlenen küçük ölçekli sapmalar ile,
geçmişten günümüze süregelen doğa tahribatı ve aşırı
kaynak tüketimi sonucu atmosfer yapısında gözlenen
kompozisyon değişimidir. Küresel ısınma üzerinde
CO2nin etkisi %55-80 olarak tahmin edilmektedir. Bu
yalın gerçek nedeniyledirki; atmosfer içindeki CO2
miktarını azaltmak için iki grup önleme
I.
Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
301
başvurulmaktadır. Birinci grup önlemler; kimi yasal
düzenlemelerle sera gazlarını arttıran faaliyetlere sınır
getirmek suretiyle atmosfere bırakılan CO2 miktarını
düşürmektir (Asan, ). Sera gazlarının miktarının
artmasında insan etkisinin olduğu 1994 yılında Dünya
Meteoroloji Örgütü (WMO), Birleşmiş Milletler
Çevre Programı (UNEP) ve Hükümetler arası İklim
Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından da kabul görerek
“İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi”, “Kyoto
Protokolü” ve “Marakeş Kararları'nda sonuca
bağlanmıştır. Bu sözleşmeye imza koyan ülkeler,
ormanlarındaki
karbon
bilançosuna
bakarak,
ülkelerinin sera etkisi üzerindeki olumlu ya da
olumsuz etkilerini değerlendirmektedirler. Türkiye,
Mayıs 2004 tarihinde 189. ülke olarak bu sözleşmeye
imza koymuştur. Türkiye’nin; bu uluslararası
antlaşmadan
doğan
yükümlülüklerini
yerine
getirebilmesi için, öncelikle ormanlarındaki biyokütle
miktarının değişimini ve bu kütle içerisindeki karbon
miktarını, sonra da buna eşdeğer CO2 miktarını
belirlemesi gerekmektedir (Özçelik 2005) İkinci grup
önlemler ise, mevcut orman kaynaklarını korumak ve
ağaçlandırmak suretiyle yeni ormanlar kurarak CO2
tüketimini hızlandırmaktır (Asan 1995). Ancak, orman
alanlarının genişletilmesi her zaman mümkün
olmamakla birlikte, artan nüfustan kaynaklanan sosyal
baskı sonucu dünyanın birçok yerinde orman
alanlarında azalma gözlenmektedir. Bu sebeple yeni
ormanlar kurmak uzun ve zahmetli olacağı için var
olanı korumak ve iyileştirmek çözüm olarak
görülmektedir.
Dünyadaki en önemli karbon birikim alanları,
atmosfer, karasal ekosistemler ve okyanuslardır.
İnsanlar karbon depoları içerisinden karasal
ekosistemlere yapmış oldukları müdahaleler ile
küresel
ısınmanın
yavaşlatılmasında
veya
hızlanmasında etkin rol oynamaktadırlar.
Karasal ekosistemler, canlılara sundukları yaşam
ortamının genel konumuna, topoğrafyasına, toprak ve
iklim gibi temel özelliklerine ve içlerinde
barındırdıkları habitatların sistemin bütünü içindeki
yerlerine, sayılarına ve oluşturdukları kompozisyon
farklılıklarına bağlı olarak değişik şekillerde ortaya
çıkmaktadır. ilk bakışta çok karışık ve karmaşık
gözüken karasal ekosistemleri, içlerinde yaşayan
canlılardan baskın olanların özelliklerine ve insan ile
olan karşılıklı ilişkilerine bağlı olarak; orman, mera,
tarım, sulak alan, kent alanı, diğer alanlar olmak üzere
altı gruba ayırmak mümkündür (Asan 1995).
Havadaki CO2’nin organik madde haline
dönüşmesi, bitkilerin yaprak miktarına bağlıdır.
Karasal ekosistemler içerisinde ormanlar, diğer bitki
topluluklarına göre en fazla yaprak miktarına sahip
olduklarından meralara ve tarımsal bitki topluluklarına
oranla daha fazla CO2 tüketmektedir dolayısıyla
küresel ısınmanın yavaşlatılmasında ormanlar ön
plana çıkmaktadır. Karbon, ağaçların; gövdeleri,
dalları yaprakları ve köklerinden oluşan canlı
biyokütle ile ölü örtü, toprak organik maddesi ve diğer
maddelerden oluşan cansız biyokütlenin yanısıra
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
orman ürünlerinde depolanmaktadır (Zengin 2007).
Ormanlar birim alanda bağladıkları karbonun fazlalığı
ve bağladıkları bu karbonu uzun yıllar bünyelerinde
tutabilme özelliklerinden dolayı küresel ısınmanın
önlenebilmesin de önemli potansiyele sahiptir. Tropik
ormanlar yeryüzündeki en büyük karbon depolarıdır.
Toplam karbon birikiminin %80 i tropik ormanlarda,
%17 si ılıman zon ve %3 ü de boreal ormanlarda
depolanmaktadır (Brown 1997).
Orman ekosistemlerinin küresel ısınma üzerindeki
etkileri, karbon birikimi araştırmaları ile ortaya
konmaktadır. Ormanların karbon stokları ile karbon
depolama kapasitelerinin belirlenmesinde biyokütle
çalışmaları
temel
verileri
oluşturmaktadır.
Biyokütlenin toprak altı ve toprak üstü olmak üzere iki
önemli bileşeni vardır. Toprak üstü ve toprak altı
biyokütle tarım, orman ve çayır ekosistemlerinden
faydalanmanın
planlanmasında
göz
önünde
bulundurulması gereken önemli değişkenlerdir.
Toprak üstü biyokütle meşcere yaşı ve sıklığı, yağış,
sıcaklık,
enlem
derecesi,
fizyografik
etmenler(yükselti, eğim, bakı, arazi yapısı) ve toprak
gibi etmenlerden etkilenirken, toprak altı biyokütle ise
bitki türü (yapraklı-ibreli, çalı, çayır vb.), bitki yaşı,
toprak nemi, topraktaki bitki besin elementleri ve
toprak tekstürü gibi etmenlerden etkilenmektedir
(Cairns ve ark. 1997).
Yapılan çalışma ile öncelikle orman ekosistemi
içerisinde
karbonun
depolandığı
ekosistem
bileşenlerinin biyokütlelerinin bulunmasına yönelik
kavramsal çatı oluşturulmuştur. Daha sonra da bu
biyokütle içindeki karbon miktarı saptanmaya
çalışılmıştır.
MATERYAL
Ekosistem içerisinde depolanan karbon miktarı,
orman ekosistemini oluşturan meşcereler, meşcereler
içerisinde bulunan ağaçlar, ölü-diri örtü, ölü odun kök
ve toprak gibi çeşitli bileşenlerin ölçümünden elde
edilen değerlerden faydalanılarak saptanır.
Ağacın Depoladığı Karbonun Belirlenmesine
İlişkin Yapılan İşlemler
Toprak üstünde karbonun depolandığı en önemli
havuz ağaçtır. Ağaçta depolanan karbon miktarının
belirlenmesi için; ilgilenilen türün yayılış gösterdiği
alanlarda her yaş sınıfında ve aynı yaş sınıfında da her
yetişme ortamı verim gücünden örnek alanlar alınır.
Her örnek alandan alanı temsil eden örnek ağaçlar
seçilir. Seçilen ağaçların farklı çap ve boy
basamağında, canlı, sağlıklı, tepesi sağlam, tek
gövdeli olmasına özen gösterilir. Seçilen ağaçlar 0.3m
yükseklikten kesilerek seksiyonlara ayrılır ve her
metrede çaplar ölçülür. Karbon analizlerinde
kullanılmak üzere gövdenin ortasına rastlayan yerden
gövde enine kesiti alınarak tartılır. Ağaç üzerindeki
tüm dalların çapları, boyları ölçülür ve ağacı temsil
eden bir dal örnek dal olarak alınarak gövdeden
ayrılır, üzerindeki tüm yapraklar toplanarak ayrı ayrı
tartılır.
I.
Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
302
Ölü-Diri Örtü ile Ölü Odunun Depoladığı
Karbonun Belirlenmesine İlişkin Yapılan
İşlemler
Örnek alanlar içerisinde ağaçların yanı sıra farklı
otsu ve odunsu türlerde bulunmaktadır. Buotsu ve
odunsu türlerin depoladığı karbonun belirlenmesi için;
her örnek alanda yeri rastgele yöntemle belirlenen
noktalarda 1-2 adet 1x1 m boyutlarında örnekleme
quadratları oluşturulur. Alana giren diri örtünün örnek
alan içindeki örtme dereceleri belirlenir ve alan içinde
bulunan diri örtüler toprak yüzeyinden kesilerek
toplanır ve tartılır.
Toprak yüzeyinde biriken ölü örtü miktarlarının
belirlenmesi için yeri rastgele yöntemle belirlenen 4
noktada 25 x 25 cm boyutlarındaki örnekleme
alanlarında ölü örtü organik maddesi mineral toprağa
kadar toplanır. Ayrıca örnek alanlardaki ölü odun ve
gövdelerden de örnekler alınarak tartılır.
Toprak
Altında
Depolanan
Karbonun
Belirlenmesine İlişkin Yapılan İşlemler
Toprak altı karbon depolama miktarının
belirlenmesi için; kök örneklemesi yapılır. Kökler
kılcal (0–2 mm), ince (2–5 mm) ve kalın kök (5–10
mm)
olarak
sınıflandırılır.
İnce
köklerin
belirlenebilmesi için kesilen ağaçlardan uzakta
doğallığı bozulmamış yeri rastgele yöntemle
belirlenen 4 noktada 6.4 cm çapında ve 30 cm
boyunda çelik boru kullanılarak örnekler alınır. Kalın
kök örneklemesi için; kök örneği alınacak ağaç
belirlenerek etrafında 60x180 cm ebatında kök
çukurları açılır. Kök çukurunun bir köşesinin ağaca
yakın olmasına özen gösterilir ve kök çukurunun
köşeleri belirlenip üzerindeki ölü örtü kazma ile
uzaklaştırılır. Belirlenen sınırların dışına taşmamaya
dikkat edilerek toprak çukuru açılmaya başlanır.
Laboratuarda Yapılan İşlemler
Arazi çalışmaları sırasında alınan örnekler gerekli
ölçüm ve analizlerin yapılması için laboratuara taşınır.
Laboratuara getirilen gövde ve dal odunu örneklerinin
yaş haldeki hacimlendirilmeleri yapılır. Örnek
ağaçlarda yapılan seksiyon ölçümleri yardımıyla, her
örnek ağacın toplam gövde hacmi bulunur. Daha sonra
gövde, dal, kabuk ve ibre örnekleri kuru ağırlıklarının
belirlenebilmesi için, kurutma fırınında 105±3 oC’de
değişmez ağırlığa gelmesi için gövde ve dal örnekleri
72 saat süre ile, ibre örnekleri ise 24 saat süre ile
bekletilerek kurutulur ve örneklere ait kuru ağırlık
değerleri tartılarak kaydedilir. Fırın kurusu haline
gelen gövde kesitlerinin önce kabuklu ağırlığı ölçülür
ve hacimlendirilmesi yapılır, daha sonra kabuk
soyularak tekrar hacimlendirilir ve kabuk kuru ağırlığı
ölçülür. Ölü-diri örtü ve diri odun örnekleride fırın
kurusu hale getirilerek ağırlıkları ölçülür.
Çelik silindirler kullanılarak alınan kök örnekleri
24 saat suda bekletildikten sonra yıkanarak
topraklarından ve ölü örtüden arındırılır, yıkanan
kökler kılcal (0–2 mm), ince (2–5 mm) ve kalın kök
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
(5–10 mm) diye üç sınıfa ayrılarak, kurutma fırınında
70 oC’ de 24 saat süreyle kurutulur.
Gerekli ölçümler tamamlandıktan sonra gövde,
dal, kabuk, sürgün, diri- ölü örtü, ölü odun ve kök
örnekleri parçalanıp öğütülerek toz haline getirilir.
Öğütme işleminin tamamlanmasının ardından
ekosistem biyokütlesini oluşturan ağaç, diri- ölü örtü,
ölü odun ve kök bileşenlerinde bulunan karbon
miktarlarının belirlenmesi işlemine geçilir. Bunun için
birçok firma tarafından üretilen temeli elementel
analize dayanan çeşitli cihazlardan yaralanılır.
YÖNTEM
Ormanların küresel ısınma üzerindeki etkileri,
ormanlardaki karbon birikimi araştırmaları ile ortaya
konmaktadır. Orman ekosistemlerinde yer alan bir
ağacın karbon birikimini belirlemek için, öncelikle o
ağacın biyokütlesinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu
nedenle, çalışmada öncelikle ekosistem içindeki ağaç,
diri-ölü örtü, ölü odun ve kök bileşenlerinin
biyokütlesi daha sonra bu biyokütle içindeki karbon
miktarı belirlenir.
Yaş ağırlık mevsimden mevsime ve ağaç türüne
göre değiştiği için kuru ağırlık tercih edilmektedir.
Tüm örnek ağaçların ayrı ayrı ölçümleri yapılarak
bulunan yaş ağırlıkları her bir ağacın her bir
bileşeninin fırın kurusu ağırlığı olarak da
belirlenmelidir.
Ekosistem tarafından depolanan karbon miktarı
matematiksel yöntemler yardımıyla belirlenir.
Bileşenler tarafından tutulan karbonun sadece çap
yada çap ve boy gibi parametreler ile olan ilişkisinin
şekli belirlenir ve modeller geliştirilir. Karbon
depolama denklemlerinin geliştirilmesinde Regresyon
Analizi yöntemi kullanılır. Bu yöntemin amacı, örnek
ağaçlarda yapılan ölçümlere göre tüm ağaç ve ağaç
bileşenleri ile ölü-diri örtü ve ölü odun ve toprak
tutulan karbonu göğüs çapı ve boy gibi kolay
ölçülebilen parametreler ile tahmin etmektir.
Ağacın gövde, dal, ibre ve kabuğundan oluşan, tek
ağacın karbon depolama miktarının hesaplanmasında
bağımsız değişken olarak sadece çap kullanılır. Ağaç
boyunun modele dahil edilmesi modelin başarısını
arttırmakla birlikte, ölçümü çok zaman almakta ve
çoğu kez güvenilirlik düzeyi düşük ölçümler
yapılmaktadır (Nogueira ve ark. 2008). Kullanılabilir
ve başarısının yüksek olmasından dolayı sadece çapı
bağımsız değişken olarak kullanan diğer bir ifade ile
tek girişli karbon depolama denklemleri geliştirilir.
Ağaç bileşenlerine ait karbon depolama
denklemlerinin
oluşturulmasında
“
Aşamalı
Regresyon Analizi” Yönteminden yararlanılır.
Hesaplanan tek ağacın depoladığı karbon miktarı,
ağaçların göğüs çapı (d1.3) ile göğüs çapından çeşitli
Değişkenler (d2, lnd, ln2d, ln4d, 1/d, 1/d2)
türetilerek analize sokulur. Yapılan Aşamalı
Regresyon Analizi sonucunda bağımlı değişkenlerle
(gövde, dal, kabuk, ibrede depolanan karbon miktarı)
en anlamlı bağımsız değişkenler saptanarak her bir
I.
Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
303
biyokütle bileşeni ve toplam ağaç biyokütlesi için
karbon depolama denklemleri geliştirilir.
Ölü-diri örtü ve ölü odun karbon miktarının
belirlenmesi için, öncelikle örneklerin kuru ağırlıkları
ait oldukları ölü ya da diri örtü ve ölü odunun hacmi
ile ilişkiye getirilerek her öğenin biyokütlesi bulunur,
öğenin örneklendiği alan ile de ilişkiye getirilerek
hektardaki ölü ve diri örtü ile ölü odun biyokütlesi
bulunur. Karbon analizlerinin yapıldığı cihazda
sonuçlar ağırlık (mg) ve yüzde (%) şeklinde elde
edildiğinden öğelerin fırın kurusu ağırlıkları
içerdikleri karbon yüzdeleriyle ilişkiye getirilerek
depoladıkları karbon miktarı bulunur.
Kalın, ince ve kılcal kök kütlesinin depoladığı
karbon miktarının belirlenmesi için kurutularak
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
öğütülen kök örneklerinde karbon analizi yapılır ve
kök kütlesinin karşılık geldiği karbon miktarı
belirlenir.
BULGULAR
Ekosistem bileşenlerinin içindeki karbonun
belirlenmesi için öncelikle biyokütlenin belirlenmesi
gerekmektedir. Ancak, türe ait karbon denklemlerinin
geliştirilmesi
durumunda
ise
biyokütlenin
belirlenmesine gerek bulunmamaktadır. Ağaç göğüs
çapının ya da göğüs çapı ve boyunun ölçülmesi ile
karbon miktarı tahmin edilebilecektir.
Tek girişli gövde biyokütle tablolarının
oluşturulması için çeşitli türler için çoğunlukla
geliştirilen modeller Çizelge 1'de verilmiştir.
Çizelge 1. Tek ağaç bileşenlerine ait en çok kullanılanbiyokütle ve karbon depolama modelleri
Biyokütle Bileşeni Biyokütle Modelleri
Karbon Modelleri
y  b0  d b1
2
Gövde Odunu
y  b0  b1  d1,3  b2  d1,3
Dal odunu
ny  nb0  nb1  d 1.3
y  b0  b1  d 1,3
İbre
ny  nb0  nb1  d 1.3
y  b0  b1  d1,3  b2  d1,3
2
Kabuk
ny  nb0  b1  nd 1.3
y  b0  b1  d1,3  b2  d1,3
2
Tüm biyokütle ve karbon miktarları göğüs çapı ile
doğru orantılı olarak değişmekte, diğer bir ifade ile
göğüs çapı arttıkça tek ağacın tüm biyokütle ve karbon
miktarları artmaktadır.
Geliştirilen
karbon
depolama
modelleri
kullanılarak örnek ağaçların alındığı en düşük çap
değerinden en yüksek çap değerine kadar olan
çaplarda, tek ağaca ilişkin toplam biyokütle
içerisindeki karbon miktarları hesaplanır.
Çeşitli bağımsız değişkenler kullanılarak elde
edilen tek girişli biyokütle denklemlerinin her biri
denklemlerden bağımsız bir veri grubu ile (kontrol
verileri) denetlenir ve 0.05 önem düzeyi ile seçilen
tüm biyokütle denklemlerinin örnek ağaçların
seçildiği bölge için uygun olup olmadığı
araştırılmalıdır.
Dünyada
karbon
depolama
kapasitesinin
belirlenmesine yönelik çalışmalar farklı türler için
birçok araştırıcı tarafındanda yapılmış ve çeşitli
modeller geliştirilmiştir (Çizelge 2). Mund (2002),
tarafından Norveç Ladininde yaptığı çalışmada,
Norveç Ladininin ilk yaşlarda hızlı bir biyokütle ve
karbon depoladığını belirlemiştir. Depolanan toplam
karbonun %27'si yapraklarda ve gövdenin üst
kısımlarındadır. Kabuk kuru ağırlığının karbon
içeriğinin %47-56 arasında değiştiğisonucuna
varmıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇLAR
Tek girişli biyokütleve karbon depolama
tablolarının oluşturulması için Regresyon Analizi
yardımıyla tek ağaç bileşenlerineait veriler göğüs çapı
(d1.3) ve göğüs çapından türetilmiş çeşitli bağımsız
değişkenler
( d , nd , n d , ..)
ile
ilişkiye
getirilmiş ve yeni denklemler oluşturulmaktadır.
2
2
Çizelge2. Yaygın türler için geliştirilmiş karbon depolama modelleri
Ağaç Türü
Modeller
Pinus sylvestris
y  b0  b1  d 1,3
Picea orientalis
y  b0  d b1
Pinus pinaster
y  b0  b1  d1,3  b2  h  d1,3
Populus ssp.
y  b0  d b1 2
Ulmus ssp.

y  b
Piceas sp.
y  b0  d b1 2
Pinus armandii
Cunning hamialanceolata


0
d
y  b0  d
b1

2

b1
y  b0  d
2
b1
2
I.
Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
304
Peichl (2006), tarafından yapılan bir çalışmada
15, 30 ve 65 yaşlarındaki Pinus strobus
meşcerelerin toplam gövde kütlesinin %43, 65, 85
inin karbon olduğu ve köklerde depolanan karbon
miktarının ileri yaşlarda daha yüksek olduğunu
saptamıştır. Toprak altı biyokütlenin toprak üstü
biyokütleye oranı eşit yaşlı meşcereler için 0.24
olarak belirlenmiştir. Yen ve Huang (2006),
tarafından yapılan çalışmada, Tayvan’da yayılış
Çizelge3. Çeşitli çalışmalara ait karbon yüzde değerleri
Ağaç Türü
Araştırıcı
Pinus sylvestris
Yavuz ve diğ. (2010)
Picea orientalis
Mısır ve diğ. (2010)
Pinus sylvestris
Tolunay (2009)
Pine
Laiho ve Laine (1997)
Birch
Laiho ve Laine (1997)
Spruce
Laiho ve Laine (1997)
Pinus pinaster
Pinus strobus
Pinus strobus
Peichl (2006)
Ağaç bileşenlerindeki (dal, sürgün ve ibre) karbon
miktarı, tepe üzerinde örneklemenin yapıldığı yere
göre değişmektedir.
Ağaç biyokütlesi içerisinde en büyük bölümü
gövde odunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, ağaçta
depolanan toplam karbon miktarının da en büyük
kısmı gövde odununda yer almaktadır. Sarıçam
türünün ülke genelindeki büyümesini ve karbon
depolamasını araştıran Yavuz ve diğ., (2010) ile
Bolu’daki genç meşcerelerinin karbon depolamasını
çalışan
Tolunay
(2009)
tarafından
yapılan
çalışmalarda oranları sırasıyla, sarıçam türü için bu
değer % 62. 2 ve %70.2 olarak elde edilmiştir.
Finlandiya’da Pinus sylvestris ağaç türünde yapılan
diğer bir çalışmada ise gövde odununda depolanan
karbon miktarının toplam toprak üstü karbon
miktarının % 45.4 – % 73.1’i arasında olduğu
belirlenmiştir (Laiho ve Laine 1997).
Türkiye karmaşık iklim yapısı içinde, özellikle
küresel ısınmaya bağlı olarak, görülebilecek bir iklim
değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden
birisidir. Doğal olarak üç tarafından denizlerle çevrili
olması, arızalı bir topografyaya sahip olması ve
orografik özellikleri nedeniyle, Türkiye’nin farklı
bölgeleri, iklim değişikliğinden farklı biçimde ve
değişik boyutlarda etkilenecektir (Öztürk 2002). Bu
nedenlerle
ormanlarımızın
karbon
depolama
kapasitelerinin belirlenmesi, zaman içinde karbon
depolama kapasitesindeki değişimlerinin nasıl olduğu,
planlama ünitelerine göre karbon depolama
kapasitesinin nasıl değiştiği, yapılan müdahalelerin
karbon depolama kapasitesini nasıl etkilediğini en
hızlı ve pratik şekilde belirlemek büyük önem
taşımaktadır.
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
gösteren Çin Göknarı türünün yaprağında, dalında
ve gövdesinde depolanan karbonun %50.95–52.79,
%48.78–51.17 ve %48.07–49.64 arasında değiştiği
belirlenmiştir.
İbreli ağaç türlerinde tek ağaç bileşenleri
içerisinde en yüksek oranda ibrede ve daha
sonrasında sırasıyla dal, kabuk ve en az miktarda da
gövdede karbonun depolandığı belirlenmiştir
(Çizelge 3).
Gövde (%)
47.0
34.3
51,2
51.8
49.7
50.9
49.0
46.9
47.0
Dal (%)
49.0
37.5
54.7
53.1
52.3
52.6
50.0
50.9
49.0
İbre(%)
51.0
46.8
53.2
53.8
52.1
54.0
50.0
50.9
51.0
Kabuk (%)
46.0
44.3
53.5
53.2
55.7
51.8
50.0
48.9
46.0
KAYNAKLAR
Altuntaş, C. ve Çorumluoğlu, Ö. 2002. Uzaktan
Algılama Görüntülerinde Digital Görüntü İşleme
ve RS Image Yazılımı, Selçuk Üniversitesi Jeodezi
ve Fotogrametri Mühendisliği Öğretiminde 30. Yıl
Sempozyumu, 16-18 Ekim, Konya, Bildiriler
Kitabı, 434.
Asan, Ü. 1995 Global İklim Değişimi ve Türkiye
Ormanlarında
Karbon Birikimi, İstanbul
Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 45(1-2): 2337,.
Asan, Ü., Destan, S., Özkan, Y.U. 2002. İstanbul
Korularının Karbon Depolama, Oksijen Üretme ve
Toz Tutma Kapasitesinin Kestirilmesi, Orman
Amenajmanı'nda Kavramsal Açılımlar ve Yeni
Hedefler Sempozyumu, 18-19 Nisan, İstanbul,
Bildiriler Kitabı, 194-197.
Asan, Ü. 2007. Küresel İklim Değişiminin tanımı ve
Karasal Ekosistemler Üzerindeki Olası Etkileri,
Küresel İklim Değişimi ve Su Sorunlarının
Çözümünde Ormanlar Sempozyumu,
13-14
Aralık, İstanbul.
Ateş, S., Akyıldız M., Vurdu H., Akgül M. 2007.
Türkiye’de
Orman
Kesim
Artıkları
ve
Değerlendirilmesi, Kastamonu Üni., Orman
Fakültesi Dergisi, Cilt:7 No:1 ISSN 1303-2399 Kastamonu
Brown, S. 1997. Ormanlar ve İklim Değişikliği:
Karbon Rezervi Olarak Ormanlık Alanların Rolü,
XI. Dünya Ormancılık Kongresi Bildirileri, Cilt:1,
s.89-102, 13-22 Ekim, Antalya.
Cairns, M.S., Brown, E.H., Boumgardner G. 1997.
Root Biomass Allocation in The World’s Up land
Forests, Oecologia, 111: 1-11.
Çevre ve Orman Bakanlığı, 2006. Arazi Kullanımı,
Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık (Land
Use, Land-Use Change and Forestry-LULUCF)
I.
Ulusal Akdeniz Orman ve Çevre Sempozyumu, 26-28 Ekim 2011, Kahramanmaraş
KSÜ Doğa Bil. Der., Özel Sayı, 2012
305
Çalışma Grubu Raporu, Çevre ve Orman Bakanlığı
Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı,
Ankara.
Esat, K. 2005. Uydu Görüntüleri ve Jeolojideki
Kullanımına Genel Bir Bakış, Mavi Gezegen
Popüler Yerbilimi Dergisi, 36-40.
Gülsunar, M. 2011. Ormanların Karbon Depolama
Kapasitesinin Uzaktan Algılama Yöntemi ile
Belirlenmesi (Düzdağ Orman İşletme şefliği
örneği), Yüksek Lisans Tezi, K.T.Ü., Fen Bilimleri
Enstitüsü, Trabzon.
IPCC. 2001. Third Assessment Report – Climate
Change, Working Group I, Inter govermantel
Panel on Climate Change.
Karahalil, U. 2009. Korunan Orman Alanlarında
Amenajman Planlarının Düzenlenmesi (Köprülü
Kanyon Milli Parkı Örneği), Doktora Tezi, K.T.Ü.,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.
Laiho, R., Laine, J. 1997. Tree Stand Biomass and
Carbon Content in an Age Sequence of Drained
Pine Mires in Southern Finland. Forest Ecology
and Management, 93, 161169.
Mund, M.,Kummetzb, M., Heina, G.A., Schulze, D.
2002. Growth and Carbon Stocks of a Spruce
Forest Chronosequence in Central Europe, Forest
Ecology and Management.
Özçelik, R. 2005. Değişik Statülerdeki Bazı Korunan
Alanlarda Karbon Depolama ve Oksijen
Üretiminin
Tahmini,
Süleyman
Demirel
Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 9-1,
86-94
Öztürk, K. 2002. Küresel iklim Değişikliği ve
Türkiye'ye Olası Etkileri, G.Ü. Gazi Eğitim
Fakültesi, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı,
Ankara, G.Ü., Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi,
22(1): 47-65.
Peichl, M., Arain, M.A. 2006. Above and Below
ground Ecosystem Biomass and Carbon Pools in
an Age-sequence of Temperate Pine Plantation
Forests, Agricultural and Forest Meteorology, 140:
51-63
Saraçoğlu, N. 2006. Enerji Ormancılığının Kırsal
Kalkınmaya
Katkısı, Ormancılıkta SosyoEkonomik Sorunlar Kongresi.
Saraçoğlu N. 2008. Biyokütleden Enerji Üretiminde
Enerji Ormancılığının Önemi, VII. Ulusal Temiz
Enerji Sempozyumu, UTES’2008 17-19 Aralık
2008, İstanbul.
Topal, M., Arslan I. 2008. Biyokütle Enerjisi ve
Türkiye, VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu,
UTES2008 17-19 Aralık 2008, İstanbul.
Yen, T.M., Lee, J.S. 2011. Comparing Above ground
Carbon Sequestration Between Moso bamboo
(Phyllostachys heterocycla) and China fir
(Cunning hamialanceolata) Forests Based on the
Allometric Model.
KSU J. Nat. Sci., Special Issue, 2012
Download