Doç.Dr.-Ing. Ülkü ACAR, (28.05.2008)

advertisement
1
Doç.Dr.-Ing. Ülkü ACAR,
(28.05.2008)
- PAÜ- Denizli
ATOM KAVRAMININ, MADDE-ENERJİ EŞDEĞERLİĞİNİN - EINSTEIN İZAFİYET KURAMININ,
COMPTON- COULOMB- NEWTON FORMÜLLERİNİN İRDELENMESİYLE SAPTANAN
aykırılıklar dolayesiyle, teorik atom öğretisine alternatif
MADDENİN SAKINIMI KURALININ ÇÜRÜTÜLDÜĞÜ
ANTİMATERYALİST GENEL FİZİK SİSTEMATİĞİ
ACA R ÖNERİSİ
ATOM KAVRAMININ, MADDE-ENERJİ EŞDEĞERLİĞİNİN - EINSTEIN İZAFİYET KURAMININ,
COMPTON- COULOMB- NEWTON FORMÜLLERİNİN İRDELENMESİ
Mevcut fizik öğretisindeki yanlışlar, temel oluşturduğu materyalist düşünce sistemleriyle Dünya politikalarını
olumsuz etkileyerek, humanist düşünce akımlarının, soykırımlarıa, ozon deliği, küresel ısınma, susuzluk,
nükleer radyasyon gibi fiziksel faciaları önlemesine olanak bırakmamıştır.
“Maddenin Sakınımı” yerine önerdiğim “Anti Materyalist Genel Fizik Sistematiği”, insanları felaketçi
materyalist felsefeler yerine, insancıl felsefelere yöneltmesini hatırlatsın.
ÖZET:
* Giriş bölümünde, mevcut fizik öğretisindeki yanlışlıklara ve yanlış fizik öğretilerinin mesnet olduğu
materyalist düşünce sisteminden kaynaklanan- ahlaki ve doğal facialara değinilmektedir.
* Birinci bölümde, Bohr atom modelinin fizik yasalarına aykırılığını, gerçeği yansıtamayacağını savunuyoruz.
* İkinci bölümde, tüm fiziksel ilişkilerin açıklanmasında, işlenmesinde, geliştirilmesinde ve öğrenilmesinde
uygun, denel fizik yasalarına uyumlu “Genel Fizik Sistematiği Acar Önerisini” ni ,“sistemler arası etkileşim
kuvveti formülü”nü tartışmaya sunuyoruz
* İçincü bölümde, sistemler arasında oluşan kuvvet etkileşimi ve enerji aktarımı mekanizmalarını ele alıyoruz.
* Dördüncü bölümde, bazı ünlü fizik teorilerinin geçersizliği gösteriliyor: kütle sakınımı, kütle- enerji
eşdeğerliliği, Compton olayı, Einstein rölativite teorisi, kütlenin ve elektrik yükünün taneliliği gibi temel
teorilerin, Coulomb elektrik çekim formülü ve Newton kütle çekim formülünün fiziksel gerçeklere karşı
gösterdikleri aykırılıklar tartışmaya sunulmaktadır.
* Beşinci son bölümde, ışık olayı, termodinamik, akışkanlar mekaniği, ışık tayfları gibi diğer olayların
açıklanması için bazı matematiksel öneriler yapılmaktadır. Bu Bölümde, temel büyüklükler sistemi (mksA)
(metre, kilogram, saniye, amper) yerine “mJsA” (metre, Jul, saniye, ampğer) sisteminin kullanılması
önerilmektedir, zira, enerji, yani Jul, tüm enerji sistemlerinde (öteleme, dönme, elektrin, manyetik, yay,
gravitasyon) mevcuttur ve bu günkü bilgilerimize göre, vardan yok edilemez ve yoktan var edilemez, sadece
biçim değiştirebilir.
2
0. GİRİŞ:
0. Fiziğin, insanların sosyal davranışlarındaki etkisi
Batı uygarlığının düşünce sisteminde, eski yunan- latin uygarlığının etkisi çok büyüktür. Eski
zamanlarda dinsel inanışlar ve bilimsel kabuller iç içe olmuştur. Zamanın bilginleri hem
filozof hem de dinsel etkin kişilerdi. /Gustav Mensching /1//. Batısal fizik-kimya bilimleri,
düşünce sistemleri, “YOK” kavramini içermeyen eski Latin- Yunan dinsel-düşünce sistemi
üzerine kurulmuştur. Romen rakamlarında “0” yoktur ve diğer dillerde, “YOK” kavramı, çok
sayıda dolambaçlı kelimelerle karşılık bulmaktadır. Almancada: yok yerine (es gibt nicht ) :
kelime olark anlamı: (VERİLMİYOR). Fransızcada ve İngilizcede (ABSENT), bu, latince
“sentire” kelimesinden türetilmiş, “kelime karşılığı: hissiz- ruhsuz”. Varlığını koruyan tek
nesnenin ‘madde’ olduğu kabul edilen bu, materyalist düşünce sistemi , insanların yaşam
tarzlarında en etkin sistem olup, humanist sistemleri engellemektedir. Dolayesiyle, insanlık
tarihi, ( haçlı seferleri, 1.- 2. dünya harpleri, bosna- Irak ira- bosna dinsel savaşları gibi bir
dizi toplu insan cinayetleri ve ozon deliği, küresel ısınma- ışın kirliliği gibi doğa cinayetleri
zincirinden oluşmaktadır .
Bu çalışmamda, “maddenin sakınımı” kuralını geçersizliğini fiziksel olarak ispat ettiğimi
savunup, antimateryalist fizik sistematiğini önermekle, materyalist düşünce felsefesinin
mesnetsizliğini ispatlamayı ve insanların insancıl düşünme sistematiğine yönelmesini
umuyorum.
___________________________________________________________________________________________________
1.ATOM MODELLERİNDEKİ FİZİKSEL AYKIRILIKLAR
(ATOM KAVRAMI, MODELSEL- SANAL BİR KAVRAMDIR, GERÇEK OLAMAZ)
1.1 Atomun sürekli elektromanyetik enerji yitirmesi hususu:
Güncel atom teorilerindeki ortak ana düşünceye göre atom merkezlerinde (+) yüklü protonlar ve
çevresinde belirli yörünge tünellerinde, güneş sistemindeki yıldızlar gibi, hareket eden (-) yüklü
elektronlar bulunmaktadır. Bu çalışmada, bu düzenin bazı fizik yasalarına aykırı düştüğü görüşü
tartışmaya sunulmaktadır.
Pozitif ve negatif yüklerin varlığı, deneylerle sabittir. En küçük yük birimi olarak proton yükü:
ep = 1,6.10-19As ve elektron yükü: e = -1,6.10-19As değerleri kabul edilmektedir (bu değerlerin,
ölçüm değerleri olamayacağı aşağıda tartışılmaktadır). Bu paragrafta, elektronların pozitif yüklü
çekirdek etrafındaki yörüngelerde hareket etmeleri hususunun fiziksel temellere ters gelişi tartışmaya
sunulmaktadır. Örnek olarak hidrojen atomu alınsın (şekil 1.): Çekirdek ile elektron arasındaki N
noktasında çekirdekten elektrona doğru yöneltilmiş elektrik alan şiddeti için şu temel denklem
geçerlidir:
EN = Ep + Ee;
Ep=e/(4rp2) , Ee= e/(4re2)
Bu eşitlikte, rp: N noktasının atom merkezindeki protondan uzaklığını, re: N noktasının elektrona
uzaklığını, e: elektron yükünü ve  elektriksel geçirgenlik sabitini vermektedir (Şekil 1). re – doğru
parçasının yönü ve büyüklüğü, elektronun yörüngesi üzerindeki yerine göre değişmektedir. Bundan
dolayı N noktasındaki elektrik alan şiddeti, zamana göre bir periyodik fonksiyon arz etmektedir.
Elektron akımının oluşturduğu manyetik alan
3
Elektronun, yörüngesel hareketiyle oluşturduğu akım şiddetinin ortalama değeri
Ie = f.e
eşitliğiyle bellidir. Burada f: elektronun yörünge hareketindeki frekansı, yani yörünge üzerinde belirli
bir kesitten birim zamanda kaç kez geçtiğini belirtmektedir. Bu akımın, elektron-atom doğru parçası
üzerinde N noktasında oluşturduğu manyetik alan şiddeti H:
H = Ie / 2re
denklemiyle bellidir. Bu manyetik alan şiddeti, rp doğrultusuna dikeydir. Bu manyetik alanın şiddeti,
elektronun yörünge üzerindeki yerine göre ve N noktasına olan uzaklığına göre değişmekte ve
zamana bağlı periyodik bir fonksiyon göstermektedir. Bundan böyle N noktasında, etkin elektrik alan
şiddeti E' nin yarıçap doğrultusunda (şekil 1.de y ekseni doğrultusunda) bir bileşkesi mevcuttur. Diğer
taraftan, bu yarıçapa dik (şekil.1 1.de z ekseni doğrultusunda) etkin manyetik alan şiddeti H
mevcuttur
Bunun sonucu olarak bu noktada x ekseni doğrultusunda bir P- Poynting vektörü etkindir yani bu
bölgeden birim zamanda ve x doğrultusunda birim kesitten
Yörünge tüneli
manyetik alan çizgisi
H
ep
N
e
y
y
EN
Şekij.1
x
İe
P
N
P=ExH
kadar enerji yayılmaktadır ve N noktasını içeren birim hacimden birim zamanda bir miktar enerji
azalmaktadır, sonuç olarak atom çekirdeği çevresinde bütün bölgeler için bu böyledir. Atom
çekirdeği çevresindeki elektrik ve manyetik enerjinin buna göre sürekli azalması ve tüm elementlerin
atomlarının zamanla yok olmaları gerekmektedir. Sayısal değerler, elektron, yörüngesi üzerinde
dönerse, enerjisinin çok kısa sürede tükeneceğini göstermektedir. Niehl Bohr kendisi bu duruma
karşılık "atomun enerji yitirmemesi pustulatı"nı (dayatmasını) ortaya koymuştur.
SONUÇ: Atomların mevcut teoride tasarlandığı gibi var olmaları, yukarda anlatılan sebeplerden
dolayı olası görülmemektedir. Bu modellerin, ancak kimyasal ve fiziksel ilişkilerin kavranabilmeleri
için başvurulan sanal birer model olmaları söz konusudur.
4
Diğer taraftan, atomsal büyüklüklerin ölçüm değerleri de, ölçme tekniği öğretisi açısından, mümkün
görülmemektedir. Bu husustaki çalışmamın sonuçları aşağıda verilmiştir:
1.2 ATOMSAL BÜYÜKLÜKLERİN ÖLÇÜLEBİLİRLİKLERİNİN TARTIŞILMASI :
Literatürde ve öğrenimde, elektron yükü, atom yarıçapı, proton kütlesi gibi çeşitli fiziksel
büyüklükler, ölçüm değerleri olarak verilmektedir. Bu çalışmada, bu gibi ölçümlerin ölçme tekniği
bilimi açısından mümkün olup olmayacağı tartışmaya sunulmaktadır.
Ölçmenin tarifi: (Hasan Önal /2/)
“Fiziksel büyüklüklerin birbirleriyle karşılaştırılıp, karşılaştırma sonucunun sayısal olarak
değerlendirilmesine ölçme denir.“
Ölçme işleminde dış etkenler, sonuçların doğruluk derecesini etkiler. Ölçme esnasında, ölçme
sisteminden veya aygıtlarından dolayı işleme giren harici enerjinin veya gücün (Wh veya Ph),
ölçülecek nesnenin enerjisine veya gücüne (Wn veya Pn) oranı: „ bağıl etki derecesi (e)“dir
e = Wh / Wn veya e=Ph / Pn
ve ölçümün hassasiyetini belirtir. Ölçme işleminde değerlendirmenin yapıldığı son nokta, insan
beynidir. Zihinsel karşılaştırmada temel unsur, beyinsel algılamadır. Beyinsel algılamada en hassas
kanal gözdür. Şimdi görsel algılamanın alt sınırını saptayalım:
Dolunayın ışık enerji yoğunluğu 3x10-4 W/m2‘dir (/3/ S:76). Göz, Ay parlaklığındaki bir cismi
algılamak için, yani bir süre baktıktan sonra, gözleri kapatarak, görülen cismi hayalde
canlandırabilmek için, bu cisme bir kaç saniye bakmak gerekmektedir. Bu süreyi bir saniye
mertebesinde alabiliriz. Gözbebeğinin giriş kesiti:
3x10-5 m2 mertebesindedir. Bundan böyle, görsel algılama için gerekli minimal enerji:10-8 Ws
mertebesindedir.
Bundan böyle, ölçme işleminde gözün algılayabileceği minimal enerji mertebesel olarak:
Wömin = (3x10-4 W/m2)* ( 3x10-5 m2 ) = 10-8 Ws
dir. Atomsal olaylarda, ölçülmesi istenilen söz konusu enerjiler, verilere göre bir kaç elektronvolt
mertebesindedir. Yani ölçülecek nesnenin enerjisi Wn için
Wn = 1 eV
denklemi yazılabilir. Ölçüm düzeni ve ölçü aletleri ne kadar hassas olursa olsun en sonunda beynin
algılayabileceği en küçük enerji değeri
Wömin = Wh + Wn = 10-8 Ws
mertebesindedir. Nesne enerjisi ve algılanabilecek ölçüm değeri arasındaki farkın, ölçüm
düzeneğinden veya ölçüm aletlerinden takviye edilmesi gerekmektedir. Düzenek nekadar hassas
olursa olsun, sonuçta bağıl etki derecesi astronomik değerler almaktadır. Yukardaki denklemlerden
bağıl etkileme derecesi hesaplanırsa:
e = 10-8 Ws / 1e.V : = 1011 ( sonsuz olarak kabul edilebilecek mertebe)
5
ilişkisi çıkmaktadır.Yani ölçülecek olayın enerjisi, gözün algılayabileceği minimal enerjinin
(onüzerionbir)‘de biridir , yani bağıl olarak sıfır olarak kabul edilebilir. Bu da atomik olayların
ölçülmelerinin olanaksız olduğunu göstermektedir.
Bir başka görüş açısı:
Atomların ve parçacıklarının özel mikroskoplarla görülebildiği sanılmaktadır. Gözün algılaması için
göz bebeğinden içeri giren gerekli ışık enerjisi, ay ışığı güç yoğunluğundan ve göz bebeğinin kesit
alanından hareketle hesap edilirse
Pmin = 10-8 W
mertebesindedir. Bu ışık gücü, incelenmekte olan atom parçacığından yansıtılacaktır. Bu ışık, atom
çekirdeğinin çapı söz konusu olduğunda, atom çekirdeğinden yansıtılacaktır. Çekirdeğin kesit
yarıçapı (/3/,S:59)
Rç = 10-13 cm
olarak verilmektedir. Böylece çekirdeğin kesit alanı
Aç = 10-26 cm2
mertebesindedir. Gözün algılayabileceği enerjiyi yansıtabilmesi için atom çekirdeği üzerine verilmesi
gereken ışık gücü yoğunluğu:
Pn = Pö / Aç = 10-8 W / 10-26 cm2 = 1014W/m2.
mertebesindedir. Diğer yandan güneşin parlaklığı
Pg = 103W/m2
olduğuna göre (/4/, S:35-36) çekirdeğe verilen ışığın, güneşe göre 1011 kat daha fazla parlak olması
gerekmektedir. . Bu parlaklık elde edilemez ve barındırılamaz da.
Bundan böyle elektron yükü, proton kütlesi gibi atomsal verilerin ölçüm değerleri olarak kabulü
olanaksız görülmektedir. Bunlar, belirli ön kabuller altında bazı ölçüm verilerinden türetilen teorik
sanal veriler olarak kabul edilebilirler.
Mevcut atom teorisinin bir başka çıkmazı, Compton olayının açıklamasında görünmektedir. Bu husus
aşağıda ele alınacaktır. Hakeza, Einstein görecelik teorisi de, yine aşağıda 3. bölümde gösterileceği
gibi, genel fiziksel davranışa ters düştüğünden, temelden sakattır.
_____________________________________________________________________________
2. DENEL FİZİK SİSTEMATİĞİ TABLOSU (ACAR ÖNERİSİ)
Fiziksel olayların açıklanmasında, yukarda anlattığımız bunca sakıncalı duruma rağmen, dikkatlerin
atom kavramında takılıp kalmasından dolayı, gerçek ilişkiler ihmal edilmiştir.
Biz bu çalışmamızda, fiziksel olayların gerçek ilişkilerini öne çıkarmayı amaçlıyoruz. Burada,
6
- kütle çekim dışında- enerji sistemlerdeki kullanılan enerji formüllerinin gösterdikleri analojiden
hareket ettik:
Öteleme enerjisi: E=mv2/2 ; dönme enerjisi: E=I.2/2; elektrik enerjisi: E=CU2/2; .manyetik.enerji:
uzaryay enerjisi: E=.kslu2/2; döneryay.enerjisi: E=.kst2/2
Çalışmamızda, alttaki basit enerji düzenekleri temel alınmıştır.
2.1. BASİT HOMOJEN ENERJİ DÜZENEKLERİ:
2.1.1-ÖTELEME SİSTEMİ
Şekil 2.1’de belirtildiği gibi, “Lo” uzunluğunda, “Ao” kesitinde “” yoğunluğunda, Vo hacminde,
sağa, uzunluğu doğrultusunda “F” kuvveti etkisinde olup “a” ivmesi ve “v” hızıyla hareket eden
silindirsel bir m kütlesi esas alınmıştır. Altta 2.2. bölümdeki tablolarda yer alan öteleme büyüklükleri
arasındaki ilişkiler, bu şekildeki düzenekle gerçekleştirilmektedir.

v
Ao
Şekil 2.-1
Lo
2.1.2. DÖNME SİSTEMİ
Şekil 2.2’de belirtildiği gibi, “ro” yarıçapında “Ao” kesitinde, “” yoğunluğunda, Lo çember boyunda,
Vo hacminde, “” açısal hızıyla kendi etrafında dönen simit biçimindeki kütle ele alınmıştır.
Döndürme momenti, açısal hız ve açısal ivme şekilde belirtilen saat yönündedir. Simidin kesit
yarıçapı, simit yarıçapına göre çok küçük alınmıştır. Simidin ortalama çember uzunluğu Lo=2ro ile
bellidir. Altta 2.2. bölümdeki tablolarda yer alan dönme büyüklükleri arasındaki ilişkiler, bu şekildeki
düzenekle gerçekleştirilmektedir.
Mro

ro

Lo
Şekil.2.2
Ao
o
2.13. ELEKTRİK SİSTEMİ
Şekil 2.3’te belirtildiği gibi, Ao kesitinde, Lo mesafeli U gerilimli , dielektrik çarpanı  olan, Vo
hacminde, paralel plaka kondansatörü esas alınmıştır. Plakalara, birer sarımlı iki sargılı bir
transformatörün çıkış uçlarından alınan U- gerilimi bağlanmıştır. Transformatör kontrol edilebilir bir
7
emk- akım üreteci tarafından beslenmektedir. Besleme sargısının verdiği io besleme akımı, nüve
içinde bir  manyetik akısını oluşturmaktadır.
Besleme akımının değiştirilmesi ile manyetik akı da değişir. Bu değişimden dolayı
Transformatörün diğer sargısının uçlarında “U” gerilimi indüklenir. Bu gerilim, Trafo nüvesindeki
akı'nın türevine eşittir. Dolayısıyla akı da, gerilimin zamana göre integrali için bir büyüklüktür.
Kondansatör plakaları, U- geriliminin sebep olduğu i –akımıyla yüklenmektedir.
Altta 2.2. bölümdeki tablolarda yer alan elektriksel büyüklükler arasındaki ilişkiler, bu şekildeki
düzenekle gerçekleştirilmektedir.
i

i0
+Q
L0
A0,U
emk
Şekil. 2.3
-Q
2.1.4. MANYETİZMA
Lo çember uzunluğunda , Ao kesitinde, permeabilitesi  olan, Vo hacminde, simit şeklindeki bir
manyetik çekirdeğe birer sarımlı iki sargılı bir trafo temel alınmıştır.
Sol, pirimer sargı uçlarına seri olarak bir kondansatör ve bir de kontrol edilebilen emk- akım üreteci
bağlı olsun.
Sağ, diğer sargı açıktır ve uçları arasında uS gerilimi ölçülmektedir. Tek sarımlı primer sargıdan 
tüm akımı geçsin, manyetik çekirdek dışındaki alan göz ardı edilsin. Ayni şekilde, iletkenlerin
dirençleri de yok sayılsın Bu tüm akım: , kontrol edilebilen bir akım üreten emk- aygıtı ile
sağlansın. Geçen akım, seri bağlı yükleçlerde biriktiğinden, bu biriken “tüm yük” elektrik akımının
zamana göre integralini, yani “manyetik birikimi” verir. Simit çekirdeği çevreleyen ikinci bir spire bir
gerilim ölçer bağlansın. Bu spirde ölçülen gerilimin manyetik iletkenliğe bölümü (tüm akımın, nın
zamana göre ivmesini (‘ us/, yani manyetik ivmeyi verir. Altta 2.2. bölümdeki tablolarda yer
alan manyetik büyüklükler arasındaki ilişkiler, bu şekildeki düzenekle gerçekleştirilmektedir.

Lo
0
Ao

-Qt
us
+ Qt
emk
Şekil 2.4
2.1.5. UZARYAY DÜZENİ

8
Uzunluğu Lo, kesiti Ao, V0 hacminde, yay sabitesi k sl olan esneklik modülü E sl olan Ksl kuvvetiyle
gerilip uzunluğu usl kadar değişen bir yay esas alındı. Altta 2.2. bölümdeki tablolarda yer alan
uzaryay büyüklüklei arasındaki ilişkiler, bu şekildeki düzenekle gerçekleştirilmektedir.
Ao
K sl
Şekil 2.5
2.1.6. DÖNERYAY DÜZENİ
Lo
usl
Uzunluğu Lo, kesiti Ao, ortalama yarıçapı ro, Vo hacminde, olan silindirik katman. Katman kalınlığı,
silindir yarıçapına göre çok küçük, Alt tabanı sabit, üst tabanı, Kst döndürme kuvvetiyle veya
Mst=Kst.ro: yay- döndürme momentine orantılı olarak  açısı kadar silindir ekseni etrafında
burkuluyor. Kayma gerilimi = Kst/Ao: kesit boyunca homojen kabul ediliyor, kayma modülü:
Burkulma modülü : Gsl olsun. Şu ilişki geçerlidir:
Mst = G.ro2 Ao/Lo.  = kst  . ; (kst : Döneryay çarpanı)
Altta 2.2. bölümdeki tablolarda yer alan döneryay büyüklükleri arasındaki ilişkiler, bu şekildeki
düzenekle gerçekleştirilmektedir.
ro
Ao
Lo
Mst
Ψ

Şekil 2.6
2.1.7- KÜTLE ÇEKİM (GRAVİTASYON) DÜZENİ
Noktasal iki elektrik yükü (Q1,Q2) arasındaki (FC) Coulomb kuvvetiyle, iki noktasal kütle (m1,m2)
arasındaki (Fgr) gravitasyon kuvveti denklemleri analoji gösterir.
FC = Q1 Q2 / (4r2) - F gr = M1 M2 / d2 : Fgr = m1 m2 / (4grd2) ; gr4
Bu analojiden hareket edilerek, gravitasyon sabitesi yerine kütle çekim geçirgenlik çarpanı kavramı
gr (4 tanımlanmış ve tablodaki gravitasyon enerji düzeni denklemleri türetilmiştir. Burada
düzenek olarak, aralarında Lo mesafesi olan Ao alanlı, Vo hacimli iki paralel kütlesel plaka ve
aralarındaki hacimde etkin  gravitasyon sabitesi esas alınmıştır; kütleler birbirlerini çekmektedir ve
farklı işaretli elektrik yüklü plaka-kondansatördeki durumdan analoji çekilerek altta 2.2. bölümdeki
tablolardaki kavramlar türetilmiştir. Tablolarda yer alan gravitasyon büyüklükleri araındaki ilişkiler,
bu şekildeki düzenekle gerçekleştirilmektedir.
9
m1
Ao
Şekil. 2.7
gr
Lo
m2
2 .2 (ACAR) GENEL FİZİK SİSTEMATİĞİ DENKLEMLERİ
Yukarıdaki enerji sistemlerine ait mevcut eşitlikler arasındaki analojilere dayanarak Mevcut
denklemlerden oluşan acar fizik denklemleri sistematiği tablosu tarafımdan düzenlenmiş ve altta
1.tabloda sunulmuştur.
Bu tabloda sütunlar, enerji sistemlerine ayrılmıştır. Satırlara ise, sistemlerin ayni matematiksel
davranışı gösteren fiziksel kavramları yerleştirilmiştir. Tabloda kullanılan enerji sistemlerine ait çift
harfli alt indisler, ingilizce terminolojiden alınmıştır
Burada çok geniş kapsamlı bir analoji ortaya çıkmıştır. Analojinin bu denli geniş kapsamlı
olması, bu analojinin rastlantı olmadığını, analojiden öte, fiziksel zorunluluk olduğunu
göstermektedir. Tablo 1.deki boş hücreler gölgelendirilmiştir.
Elementlerin Periyodik Tablosundaki bazı boşlukların sonradan keşfedilen elementlerle
doldurulduğundan esinlenerek, bu boş hücrelerin tablo sistematiğine uygun olarak
doldurulması için tarafımdan (mevcut terminolojide kullanılmayan) uygun yeni kavramlar
önerilmiş, boşlukların doldurulduğu, kullanılan terimlerle birlikte önerilen yeni genel
terimleri de içeren "denel acar fizik denklemleri sistematiği tablosu " düzenlenerek, bu
çalışma kapsamında irdelenmeye sunulmuştur. Burada yasalardan ve matematiksel
ilişkilerden hareket edilmiş ve genel tablo tamamlanmıştır. Henüz kullanılmayan kavramlar
altta 2.3. bölümde açıklanmıştır. Önerilen yeni kavramlar 2. tabloda kalın puntalarla
yazılmıştır. Bu gün şu anda kullanılmayan bu yeni büyüklüklerin araştırılması önerilir.
Tabloların en solundaki sütunlarında, satır numaraları, tablo satırlarındaki kavramlara göre önerillen
ortak kavram isimleri ve önerilen kavramlara alfabetik sıraya göre rümuzlar önerilmiştir. Soldan
ikinci sütunlarda, satırlar arasındaki matematiksel ilişkiler verilmiştir. Tabloların üst satırında, enerji
sistemlerinin isimleri, iki harfli rümuzlarının seçildiği ingilizce sözlükleri verilmiştir.
Önerilen “ortak isimler” ve rümuzları, koyu puntalarla 2. tabloya yerleştirilmişlerdir. . Önerilen
eşdeğer kavramlara, alfabetik sıraya göre rümuzlar verilmiş ve tabloda koyu karakterli yazılmıştır.
Kavramların mevcut kullanılan isimleri ve rümuzları yanında, öğrenmeyi çok kolay kılacak olan
ortak isim ve rümuz önerileri de sistematiğe göre yazılmıştır (örneğin: : (genelde ) sığa :Dac :
(ötelemede: kütle:m: öteleme sığası:Dtr :: atalet momenti : I: dönme (rotatif) sığa: Dro;: elektrik
sığası:C: elekrtrik sığası:Del; manyetik iletkenlik değeri.: manyetik sığe:Dma ; uzar yay sabitesi: ksl :
uzaryay sığası : Dsl, vs.
Rümuzların alt indisleri, uluslararasılık açısından ingilizce kelimelere uydurularak düzenlenmiştir.
İkinci tabloda, tek sayfaya sığdırılması için, isimler kısaltılarak yazılmıştır
Bu ikinci tabloda, her sistem için ayrı kullanılan terminolojinin yanında, genelde kullanılabilecek
ortak isimler önerilmiştir. Ne var ki, tabloya sığabilmeleri için, kısaltımlar yapılarak yazılmıştır.
10
Fakat, mevcut bilinen- kullanılan isimler birinci tabloda, önerilen isimler de üçüncü tabloda
kısaltılmaksızın yazılmıştır.
Üçüncü tabloda ise yalnızca önerilen isimler- genel terminoloji yer almaktadır.
Elementlerin Periyodik Tablosundaki bazı boşlukların sonradan keşfedilen elementlerle
doldurulduğu gibi, bu gün şu anda kullanılmayan bu yeni büyüklüklerin araştırılması önerilir.
“Enerji” kelimesi, yunanca kökenli olup “iş” anlamı kapsamındadır yani “öteleme enerji sistemi”
ilişkilerini belirtmektedir. Fakat bu kavram, tüm “enerji” sistemlerini kapsamaktadır ve doğada – şu
anki bilgilerimize göre- değişmeyen- azalıp- çoğalmayan / ebedi olan / tek fiziksel büyüklük olan bu
kavram için, doğanın özü anlamına gelen “ACUNÖZ” ismini ve detayda öteleme enerjisi: öteleme
özü; elektrik enerjisi: elektrik özü v.s. şekilde kullanılmasını öneriyorum.
Bu hususlara “genel fizik denklemleri tablosu” bölümünde değinilecektir.
2.3. GENEL DENKLEM TABLOSUNDA ÖNERİLEN YENİ KAVRAMLAR
2.3.1. ÖTELEME
* Öteleme alan şiddeti: hızın, o noktadan geçen hız doğrultusundaki kütle uzunluğuna bölümü;
* Öteleme akı yoğunluğu: hıza dik birim kesite tekabül eden momentum,
* Öteleme geçirgenlik sayısı : öteleme akı yoğunluğunun, öteleme alan şiddetine bölümü.
* Öteleme etkileşim kuvveti: etkileşen iki sistemden birincisinin akım şiddetinin, ikincisinin
momentumuna göre integrali.
2.3.2. DÖNME
* Dönme akı yoğunluğu: birim kesitteki simidin açısal momentumu, veya birim kesite tekabül eden
açısal momentum
* Dönme alan şiddeti: açısal hızın simit uzunluğuna bölümü
* Dönme geçirgenlik sayısı: dönme akı yoğunluğunun dönme alan şiddetine bölümü.
* Dönme etkileşim kuvveti: etkileşen iki sistemden birincisinin akım şiddetinin, ikincisinin
momentumuna göre integrali.
2.3.3. ELEKTRİK
* Elektrik ivmesi: Öteleme sisteminde, hızın zamana göre türevi ivmeyi vermektedir. Buna eşdeğer
olarak, elektrik sisteminde "elektrik ivmesi" tanımlandı: Tabloda, ötelemedeki "hız"a tekabül olan
"U" geriliminin yani "U=(Q/C)" ibaresinin türevi, yani düzenekteki (i) akımının kapasiteye bölümü
(i/C), elektrik ivmesini vermektedir.
* Elektriksel birikim: Öteleme sisteminde, hızın zamana göre integrali, "yol"u vermektedir. Tabloda
bu satıra genel olarak "birikim" adı verilmiştir. (ötelemedeki "hız"a tekabül eden) "U" geriliminin
integrali ki bu kavram, nüvedeki manyetik akıyı vermektedir, buna "elektriksel birikim" tanımı
verildi.
* Elektrik etkileşim kuvveti: etkileşen iki sistemden birincisinin akım şiddetinin, ikincisinin
momentumuna göre integrali.
2.3.4. MANYETİZMA
*Manyetik ivme: Öteleme sisteminde, hızın zamana göre türevi ivmeyi vermektedir. Buna eşdeğer
olarak, manyetik sistemde de "manyetik ivme'yi" tanımladık: Tabloda, ötelemedeki "hız"a tekabül
eden " tüm akımının" yani "=(/)" ibaresinin zamana göre türevi, yani (='=us/spin gerilimin
manyetik iletkenlik değerine bölümü, manyetik ivmeyi vermektedir.
*Manyetik birikim: Öteleme sisteminde, hızın zamana göre integrali, "yol"u vermektedir Tabloda bu
satıra genel olarak "birikim" adı verilmiştir. (ötelemedeki "hız"a tekabül olan) " tüm akımının"
integrali , ki bu kavram, sistemdeki kondansatör plakalarında biriken Qt - elektrik tümyükünü
vermektedir, buna "manyetik birikim" tanımı verildi.
11
* Manyetik etkileşim kuvveti: etkileşen iki sistemden birincisinin akım şiddetinin, ikincisinin
momentumuna göre integrali.
2.3.5. UZARYAY
*Uzaryay aktörü: Kuvvetin zamansal türevi.
* Uzaryay ivmesi: yay uzamasının zamana göre türevi.
* Uzaryay birikimi: yay uzamanın zamana göre integrali.
* Uzaryay gücü: Yay enerjisinin zamana göre türevi. Bu kavramlar, hareketli uzaryay üzerinde
fiziksel olarak gerçekleştirilebilir.
* Uzaryay etkileşim kuvveti: etkileşen iki sistemden birincisinin akım şiddetinin, ikincisinin
momentumuna göre integrali.
Tablo:1: Mevcut denklemlerden oluşan acar fizik denklemleri sistematiği tablosu
.matematiksel
.ilişkiler
.öteleme .dönme.
-transmi .rotating
.tting.tr.tr. .ro.ro.ro
.acun
.öz
Aac-(1)
(4)(2)2 DacBac2
2
2
.dönmee .elektrike
.nerjisi
.nerjisi
:E=I.2/2 E=CU2/2:
.manyetik
.enerji:

.belirti
Bac-(2)
.d(3)
.d(4)
.dCac
.dDac
.öteleme
enerjisi
E=mv2/
2
.hız:v :
.uzaryay
.spring
.langthy
.sl.sl.
.uzaryaye
.nerjisi
E=.kslu2/2
.açısal
.hız:
.tümakım
:
.akı
Cac-(3)
.d(1)
.d(2)
DacBac
.momen
.tum:
L1=.m.v.
.açısalmo .eletrik
.mentum .yükü:
Q=CU:
H=I..
.sığa
Dac-(4)
.d2(1) .d2Aac
.d(2)2 .dBac2
.kütle:m:
.ataletmo
.menti
:I
.d(1)
.güç
Eac-(5) .dto
GacBac
=Aac’
.öteleme
.gücü:
P=Fv=E’
.dönme
.gücü:P
=M'
.d(2)
.ivme
Fac-(6) .dto
Bac’=
Gac/Dac
.ivme:a
=F/m:
.açısal
.ivme:

.aktör
Gac-(7)
.d(3)
.dto
Cac'=
DacFac
.kuvet:
F=LI'
=m.a::
.özyo
.ğun
.luğu
Hac
-(8)
.d(1)
.dVo
KacBac2
2
.alan
.şid
.deti
Iac(9)
.akıyo
.ğun
.luğu
Jac(10)
.özgül
.sığa
Kac
.d(2)
.dLo
.dBac
.dLo
.d(3)
dAo
.dCac
dAo
.d(4)
.dVo
Dac/Vo
.döndür
.memo
.menti
M=I
.ötelemee .dönme
.nerjiyo
.enerji
.ğun.luğu .oğunluğu
:etr=v2/2:. .ero=
.d(E)/dVo
2 2
=ro  /2
.yoğnluk
:
.m/Vo.:
.gravitasyon.
gravi.tation
.gr.gr.gr
.yayuzama
:u
.döneryay
.springtor
.sional.st
.st.st
.döneryay
.enerjisi:
E=.kst2/2
.
.yaydönü:
Ψ
.manyetik
.akı
:m=
.yaykuveti
:Ksl=
ku.u:.
.döndürme
.momennti
Mst=kstΨ
.kütle:m:
.elektrik
.sığası:
C=Ao/Lo
.manyetik
.iletkenlik
:=.A/L:
.uzaryay
.sabiti:
.ksl=
Esl.Ao/Lo
.döneryay
.sabit:
.kst=
Gro2Ao/Lo
.elektrik
.gücü
P=U.i=
E’
.manyetik
.güç
P=.us=E’
.elektrik
.akımı
:i= Q':
.spingeri
.limi:
.us=m'
.elektrik
.enerjiyo
.ğunluğu:
:eel=E/Vo
=DE/2.
.manyetik
.enerjiyo.
.ğunluğu
:ema=
BH/2:.
.uzaryaye
.nerjisi
.yoğunlu
.ğu..esl=
/2:.
.elektrik
.alanşid
.deti::E
=U/Lo
.deplas
.man:
.bağıluza
.ma:
.u/Lo
D=Q/A
.manyetik
.alanşid
.deti:H=
/Lo:
.manyetiki
.indüksiyon
B=m/Ao.
.elektrik
.özgülsı
.ğası:ce=
C/Vo=/Lo2
.manyetik
.özgülsığa
.sı:cm=
/Vo=/Lo2
.uzaryay
.özgül
.sığası:
.cu=.ku/Vo
=Eu/Lo2
.elektrik
.elec.trical
.el.el.
.gerilim:U
.manyetik
.magnetic
.ma.ma.
.çekme
.gerilimi:
=Ku/Ao
.bağıldön
.me:/Lo
=/(Gro)
12
.geçir
.genlik
Lac(12)
.birikim
Mac.
(13)
.etki
.kuvet
Nac-(14)
(10)
(9)
KacLo2
(2)dto Bacdto
Yol:Y
=vdto
açı:=
dto:
9d(3) Iac1dCac2
.dielektri
.permea
.site
.bilite:=
:D/E=
B/H=cmLo2
2
ceLo
Manyetik
.tümyük:
.akı:
Qt=
=usdto:
dt:
.elektrik
.kuveti
Nel12=
Iel1dCel2:
(U/Lo)1d(Q)2
.elastisite
:Eu=
.cuLo2
.gravitas
.yongeçir
.genliği
gr=1/()
Tablo.2. boşlukların doldurulduğu kullanılan terimleri ve önerilen yeni genel terimleri içeren
genel acar fizik denklemleri sistematiği tablosu:
.genel
.tanım.
.matematiksel
.ilişkiler
.öteleme-trans .dönme.rota
. mitting.tr.tr. .ting.ro.ro.ro
.acun
.öz
Aac-(1)
(4)(2)2
2
.enerji:E=
mv2/2:ötele
.me özü:
Atr=
DtrBtr2/2
.hız:v : ötel.
.belirti:Btr
DacBac2
2
.belirti
Bac-(2)
.d(3)
.d(4)
.dCac
.dDac
.akı
Cac-(3)
.d(1)
.d(2)
DacBac
.sığa
Dac-(4)
2
.d (1)
.d(2)2
2
.d Aac
.dBac2
.elektrik.elec
.trical.el.el.
.manyetik.mag .uz.aryay.sprin .döneryay.spring.
.netic.ma.ma. .glangthy.sl.sl. .torsional.st.st.st
.dö.enerji:E=
I.2/2:
.dönmeözü
Aro=
DroBro2/2
.açısalhız 
.dö. belirti:
Bro
.el.ensi:E=
CU2/2:
.el.özü:
Ael=DelBel2/2
.uz.yyenj.E=
.kslu2/2
.uz.yy.özü:
:Asl=DslBsl2/2
.gerilim:U
.el.belirti
Bel
.man.enerji:

.many.öz
Ama=
DmaBma2/2
.tümakım:
man..belirti:
Bma
.yayuzama:u
.yaydönü:Ψ:
:uz.yay.belirti: .döner.yay
Bsl
.belirti:Bst
.grav. belirti.
.momentum:
L1=.m.v.
öte.akısı:
Ctr=DtrBtr
.açısalmo
.mentum:H=
I..dö.akısı:
Cro=DroBro
.el.yükü:Q=
CU:.el.akısı
:Cel=DelBel
.manyetik akı
:m=:
Cma=DmaBma
.yaykuveti:Ksl= .dön.momenti.:
ku.u:.uz.yay
Mst=kstΨ=
.akısı:
.dön.yayakı:Cst
Csl=DslBsl
.kütle:m: gravit.
.akısı:Cgr=
DgrBgr
.kütle:m:ötl
.sığası:Dtr=
LtrA0/Lo
.atal.momen
.ti:I:dö.sığa
.sı:Dro=
LroAo/Lo
.el.sığası:C=
Ao/Lo:Del=
LelAo/Lo
.dö.gücü:
P=M':
Ero=GroBro
=Aro’
.açısalivme:
dö.iv.
:Fro=Bro’=
Gro/Dro
.el.gücü:P=
U.i=E’: Eel=
GelBel=Ael’
.dön.yayenerjisi:
E=.kst2/2:
.dönyy.özü:
Ast=DstBst2/2
.gravitasyon.gravi
.tation.gr.gr.gr
.grav.özü.:Agr=
DgrBgr2/2
=m2Lo/Ao
Bgr=CgrLo/(Lgro
=mLo/o
=DstBst
.man.iletk:=
.A/L:ma.
.sığa:Dma=
LmaAo/Lo
.uz.yaysabiti:ksl .dön.yaysabit:kst= .grav.sığası=Dgr
=Esl.Ao/Lo:uz. Gro2Ao/Lo:dön.yy =LgrAo/Lo=
.yy.sığa:
.sığa:
o/Lo
Dsl=LslA0/Lo
.many.güç:P=
.us=E’:
Ema=GmaBma
=Ama’
.man.ivme:
Fma=Gma/Dma
=Bma’
='=us/
Dst=LstA0/Lo
= Ao/(4grLo)
.uzaryaygücü:
Esl=GslBsl=Asl’
Döneryaygcü:
Est=GstBst=Ast’
.gr.gücü:Egr=
GgrBgr=Atgr’=
m'm/(AoLo)?
.uzaryayivme
Fsl=Bsl’=
Gsl/Dsl
.döneryayivmesi: .gr.iv:Fgr =
Fst=Bst’=Gst/Dst Ggr/Dgr=Bgr’
=m‘Lo/(Ao)
.güç
Eac-(5)
.d(1)
.dto
GacBac
=Aac’
.öte.gücü:P=
Fv=E’:Etr=
GtrBtr=Atr’
.ivme
Fac-(6)
.d(2)
.dto
Bac’=
Gac/Dac
.ivme:a=F/m:
öte..iv.:Ftr=
Btr'=Gtr/Dtr
.aktör
Gac-(7)
.d(3)
.dto
Cac'=
DacFac
.kuvet:F=LI'
=m.a::öte.
.aktörü:Gtr
=Ctr'=DtrFtr
.dö.momenti:
M=Idö.
akt.:Gro=
Cro'=DroFro
.el.akımı:i=
Q':el..aktörü:
Gel=Cel'
=DelFel
.spingerilim:
.us=m':ma.
aktör:Gma=
Cma'=DmaFma
.uzyayaktörü:
Gsl=
Csl'= DslFsl
.döneryayaktörü:
Gst=Cst'=DstFst
.grav.aktörü'
=Ggr=Cgr'=
GrFgr:=m'
.özyo
.ğun
.luğu
Hac-(8)
.d(1)
.dVo
KacBac2
2
.döneryayöz
.yoğun.luğu:
Hst=dAst/dVo =
Kst.Bst2/2
.grav.en.yğ:eg =Hgr
= dAgr/dVo =
Kgr.Bgr2/2
=m2/Ao
.dBac
.dLo
.el.enerjyoğl
:eel=E/Vo=
DE/2:.el.öz.
.yoğ.Hel=
dAel/dVo=
Kel.Bel2/2
.el.alanşidde
.ti:E=U/Lo:
Iel=dBel/dLo
.uzaryayen.yğ.
.esl=/2:.uzyy.
.özyoğ.Hsl=
dAsl/dVo
=Ksl.Bsl2/2
.d(2)
.dLo
.dö.enerjyoğ
.erod(E)/dVo
2 2
=ro  /2:.dö
.özyoğ..Htr
=dAro/dVo
=KroBro2/2
.dö.alanşid
.deti:Iro=
dBro/dLo =
/ L o
.man.en.yoğ
:ema=BH/2:.ma.
.özyoğ.Hma=
dAma/dVo
=Kma.Bma2/2
.alan
.şid
.deti
Iac-(9)
.öte.enerji
.yoğ.:etr=
v2/2:.öt.öz.
.yoğ.Htr=
dAtr/dVo
=Ktr.Btr2/2
.öte.alan
şiddeti:
Itr=dBtr/dLo
= v/Lo
.man.alan.şid
deti
:H=/Lo:
Ima=dBma/dLo
.bağıluzama:
.u/Lo:.uzryyal
.şidti:
Isl=dBsl/dLo
.bağıldönme:/Lo
=/(Gro):dön.yay
.al..şid:
Ist=dBst/dLo
.grav.al.şid:Itr=
.dBgr/dLo=
m/Ao
.akıyo
.ğun
.luğu
Jac-(10)
.d(3)
dAo
.dCac
dAo
.öte.akıy:Jtr=
dCtr/dAo
=L1/Ao=
Lov
.dö.akıyoğ.:
Jro=dCro/dAo
=H/Ao
ro2Lo
.deplasman:
D= Q/A
:el.akıyoğ.:
Jel=dCel/dAo
.man.indüksy.:B=.çekmegerilimi: .dönyay.akıyo.:
m/Ao.ma.
=Ku/Ao:uzry. Jst=dCst/dAo
.akı.yoğ.
.akıyoğ:
ro
Jma=dCma/dAo Jsl=dCsl/dAo
.yoğnluk:
m/Vo.:öte.öz
.gül sığası:
Ktr=dDtrdVo
.dö.özgülsı
ğası:Kro=
dDrodVo
.ro2:=
d(I)=d(Vo )
.el.özgülsığa
.sı:ce=C/Vo=
/Lo2:Kel=
dDeldVo
=KelLo2
.man.öz.sığa
.sı:cm=/Vo=
/Lo2: Kma=
JmaLo2=
dDmadVo
.d(4)
.özgül
.dVo
.sığa
Kac-
Dac/Vo
.el.ivmesi :
Fel=
Bel’=Gel/Dtel
.gravit.akıyoğ =
Jgr=dCgr/dAo
=m/Ao
=Mst/Ao
.uz.y.öz.sığası:
.cu=ku/Vo=
Eu/Lo2=
Ksl=dDsldVo
.dö.yayöz.sığası: .grv.öz.sığası
Kst=Gro2/L2o=
Kgr=Dgr/Vo =
dDstdVo
1/(4Lo2)
=ky/Vo
13
(10)
.geçir
(9)
.gen
.lik
Lac-(12)
.biri
(2)dto
.kim
Mac-(13)
.etki
.kuvet
Nac-(14)
9d(3)
KacLo2
Bacdto
Iac1dCac2
.öte.geç.liği:
Ltr=Itr/Jtr=
KtrLo2
=Lo2
.yol:Y=vdto
:ötl..birk:
Mtr=Btrdto
.dö.geçirgnl:
Lro=Iro/Jro=
KroLo2
=ro2Lo2
açı:=dto:
dö.bir.
Mro=Brodto
.dielektrisite
:D/E=ceLo2
:el.gçirgenl.:
Lel=Iel/Jel=KelLo2
.many.akı:
=usdto:el.
.birikimi:
Mel=Beldto
.ötelemekuveti .dönmekuveti .elektrikkuveti
Ntr2=Itr1dCtr2= Nro2=Iro1dCro2: Nel2=Iel1dCel2:
(v/L o)1d(mv)2 (/L o)1d(H)2
(U/L o)1d(Q)2
.permeailite:= .elastisite:Eu=
B/H= cmLo2:ma .cuLo2: .uzyy
.nge.çirg.lk:Lma=.geçrg.:Lsl=
Ima/Jma=KmaLo2 Isl/Jsl= Ksl.Lo2
.tümyük:Qt=
.uz.yaybrk:
Msl=
dt:many.
.birikim
Bsldto=udto
Mma=Bmadto
.manyetikkuvet .uzaryaykuveti
Nma2=Ima1dCma2 Nsl2=Isl1dCsl2
:(/L o)1d()2 :(u/L o)1d(K)2
.döneryaygeçirg. .grav.geçirg:Lgr
:Lst=Ist/Jst=
=Igr/Jgr=KgrLo2
KstLo2=Gro2
=gr=1/()
.döneryaybirikimi
Lst=Bstdto=Ψdt
.grav.birk: Mgr=
Bgdto:
m(LoAo)dto
.döneryaykuveti
Nst2=Ist1dCst2
::(Ψ/L o)1d(M)2
.kütleçekimkuveti
Ngr2=Igr1dCgr2
:(m/Ao) 1dm2
Tablo.3. boşlukların doldurulduğu önerilen yeni genel terimleri içeren genel acar fizik
denklemleri sistematiği tablosu:
.genel .matematiksel
.tanım. .ilişkiler
.acun
.öz
Aac (1)
.belirti
Bac
(2)
.akı
Cac
(3)
.sığa
Dac
(4)
.güç
Eac
(5)
.ivme
Fac
(6)
.aktör
Gac
(7)
.özyo
.ğun
.luğu
Hac
(8)
.alan
.şid
.deti
Iac (9)
.akıyo
.ğunlu
ğu
Jac
(10)
.özgül
.sığa
Kac

.geçir
.genlik
Lac
(12)
.öteleme
-trans mit
.ting.tr.tr.
(4)(2)2 DacBac2 .öteleme
2
2
.özü:Atr
=DtrBtr2/2
.d(3) .dCac
.öteleme
.d(4) .dDac
.belirtisi:
Btr
.d(1) DacBac .öteleme
.d(2)
.akısı:
Ctr=DtrBtr
.d2(1) .d2Aac
.öteleme
.d(2)2 .dBac2
.sığası:Dtr
=LtrA0/Lo
.d(1) GacBac .öteleme
.dto
=Aac’
.gücü:Etr
=GtrBtr
=Atr’
.d(2) Bac’= .öteleme
.dto
Gac/D
.ivmesi
Ftr=Btr'=
ac
Gtr/Dtr
.d(3) Cac'=
:öteleme
.dto
DacFac .aktörü
Gtr=Ctr'
=DtrFtr
.d(1) KacBac2 ..öteleme
.dVo
2
.özyoğun
.luğu:Htr=
dAtr/dVo
=Ktr.Btr2/2
.d(2) .dBac
.öteleme
.dLo .dLo
.alanşid
.deti:Itr=
dBtr/dLo
.d(3) .dCac
.öteleme
dAo
dAo
.akıyoğun
.luğu:Jtr=
dCtr/dAo
.d(4)
.dVo
Dac/Vo
(10)
(9)
KacLo2
.öteleme
.özgül
.sığası:
Ktr=
dDtrdVo
.öteleme
.geçirgen
.liği:Ltr=
Itr/Jtr=
KtrLo2
.dönme
.rotating
.ro.ro.ro
.elektrik
.electri
.cal..el.el.
.manyetik
.magnetic
.ma.ma.
.dönme
.özü:Aro=
DroBro2/2
.dönme
.belirti
.si: Bro
.dönme
.akısı:Cro
=DroBro
.dönmesı
.ğası:Dro
=LroAo/Lo
.dönmegü
.cü:Ero=
GroBro
=Aro’
dönme
.ivmesi.
Fro=Bro’
=Gro/Dro
.dönme
.aktörü
Gro=Cro'
=DroFro
.dönme
.özyoğun
.luğu:Htr
=dAro/dVo
=KroBro2/2
.dönmea
.lanşid
.deti:Iro=
dBro/dLo
.dönme
.akıyo
.ğunlu
.ğu:Jro=
dCro/dAo
.dönme
.özgülsı
.ğası:Kro=
dDrodVo
.elektrik
.özü:Ael
=DelBel2/2
.elektrik
.belirti
.si: Bel
.elektrik
.akısı:Cel
=DelBel
.elektrik
.sığası:Del
=LelAo/Lo
.elektrik
.gücü:Eel
=GelBel=
Ael’
.elektrik
.ivmesi :
Fel=Bel’
=Gel/Dtel
.elektrik
.aktörü:
Gel=Cel'
=DelFel
.elektrik
.özyoğun
.luğu:Hel=
dAel/dVo=
Kel.Bel2/2
.elektrika
.lanşiddeti
:Iel=
dBel/dLo
.elektrik
.akıyoğun
.luğu:Jel=
dCel/dAo
manyetik
.öz:Ama=
DmaBma2/2
.manyetik
.belirti:
Bma
.manyetik
.akı:Cma=
DmaBma
:manyetik
.sığa:Dma=
LmaAo/Lo
.manyetik
.güç:Ema=
GmaBma
=Ama’
.manyetik
.ivme:Fma
=Gma/Dma
=Bma’
:manyetik
.aktör:Gma
=Cma'=
DmaFma
.manyetik
.özyoğun
.luğu:Hma=
dAma/dVo=
Kma.Bma2/2
.manyetik
.alanşidde
.ti:Ima=
dBma/dLo
..manye
.tikakıyo
.ğunluğu
Jma=
dCma/dAo
.manyetik
.özgülsığa
.sı: Kma=
JmaLo2=
dDmadVo
.manyetik
.geçirgen
.lik:Lma=
Ima/Jma
=KmaLo2
.dönmege
.çirgenliği
:Lro=Iro/Jro
=KroLo2
.elektrik.
özgülsığa
.sı:Kel=
dDeldVo
=KelLo2
.elektrik
.geçirgen
.liği:Lel=
Iel/Jel=
KelLo2
.uzaryay
.spring
.langthy
.sl.sl.
.uzaryay
.özü:Asl=
DslBsl2/2
:uzaryay
.belirtisi
: Bsl
.uzaryay
.akısı:Csl
=DslBsl
:uzaryay
.sığası:Dsl
=LslA0/Lo
.uzaryay
.gücü:Esl=
GslBsl=Asl’
.döneryay .gravitasyon
.springtor .gravitation
.sional.st.st .gr.gr.gr
.döneryay
.özü:Ast=
DstBst2/2
.döneryay
.belirtisi:
Bst
.döneryay
.akısı:
Cst=DstBst
:döneryay
.sığası:Dst
=LstA0/Lo
Döneryay
.gcü:Est=
GstBst=Ast’
.gravitasyon
.özü: Agr=
DgrBgr2/2
.gravitasyon
.belirti. Bgr=
CgrLo/(Lgro
.gravitasyon
.akısı:
Cgr=DgrBgr
.gravitasyon
.sığası=Dgr
=LgrAo/Lo
.gravitasyon
.gücü:Egr=
GgrBgr=Atgr’
.uzaryay
.ivmesi
Fsl=Bsl’=
Gsl/Dsl
.uzyaya
.ktörü:
Gsl=Csl'=
DslFsl
.uzyaryay
.özyoğun
.luğu:Hsl
=dAsl/dVo
=Ksl.Bsl2/2
.uzaryya
.lanşidde
.ti:Isl=
dBsl/dLo
.uzaraya
.kıyoğun
.luğu:Jsl=
.dCsl/dAo
.döneryay
.ivmesi:Fst
:Bst’=
Gst/Dst
.döneryay
.aktörü:
Gst=Cst'=
DstFst
.döneryay
.özyoğun
.luğu:Hst=
dAst/dVo =
Kst.Bst2/2
.döneryay
.alanşidde
.ti:Ist=
dBst/dLo
.döneryay
.akıyoğun
.luğu:Jst=
dCst/dAo
.gravitasyon
.ivmesi Fgr =
Ggr/Dgr=Bgr’
.uzaryay
.özgül
.sığası:
Ksl=
dDsldVo
.uzaryay
.geçirgen
.liği:Lsl=
Isl/Jsl=
Ksl.Lo2
.döneryay
.özgülsığa
.sı:Kst=
.dDstdVo
.gravitasyon
.özgül.sığası
Kgr=Dgr/Vo
.döneryay
.geçirgen
.liği:Lst=
Ist/Jst=
KstLo2
.gravitasyon
.geçirgenliği:
Lgr=Igr/Jgr=
KgrLo2
.gravitasyon
.aktörü' Ggr
=Cgr'=GrFgr
.gravitasyo
.nözyoğunl
.uğu:Hgr=
dAgr/dVo =
Kgr.Bgr2/2
.gravitasyon
.alanşiddeti:
Itr=.dBgr/dLo
.gravitasyon
.akıyoğunlu
.ğu:Jgr=
dCgr/dAo
14
.biri
.kim
Mac
(13)
.etki
.kuvet
Nac
(14)
(2)dto Bacdto
.öteleme
Dönmebi
.birikimi: .rikimi:
Mtr=Btrdto Mro
=Brodto
.dönme
9d(3) Iac1dCac2 .öteleme
.kuveti
.kuvveti:
Ntr2=
Nro2=
Itr1dCtr2
Iro1dCro2
.elektrik
.birikimi
Mel=
Beldto
.elektrik
.kuveti
Nel2=
Iel1dCel2
.manyetik
.birikim:
Mma=
Bmadto
.manyetik
.kuvet:Nma2
=Ima1dCma2
.döneryay
.uzaryay
.birikimi:
.birikimi
Msl=Bsldto Lst=Bstdto
=Ψdt
.döneryay
.uzaryay
.kuvetiNsl2 .kuvetiNst2=
=Isl1dCsl2 Ist1dCst2
Gravitasyon
.birkimi:Mgr
=Bgdto
.kütleçekim
.kuvetiNgr2=
Igr1dCgr2
2.3.6. DÖNERYAY
*Döneryay aktörü: Döndürme momentinin zamansal türevi.
*Döneryay ivmesi: yay dönü açısının zamana göre türevi.
*Döneryay birikimi: yay dönünün zamana göre integrali.
* Döneryay etkileşim kuvveti: etkileşen iki sistemden birincisinin akım şiddetinin, ikincisinin
momentumuna göre integrali.
Bu kavramlar, tablonun sistematiğinden kaynaklanan yeni kavramlardır. Teknolojik anlamları
araştırılmalıdır. Bu kavramlar, hareketli döneryay üzerinde fiziksel olarak gerçekleştirilebilir.
2.3.7. KÜTLE ÇEKİM
*Kütleçekim düzeninde, "kütle:m" ve "gravitasyon sabitesi " tanınan- bilinen ve kullanılan
kavramlardır. Tablodaki tüm diğer kavramlar, sistematik mantığına göre türetilmiştir ve
çizelgedeki yerlerine oturtulmuştur.
2.3.8. ETKİLEŞİM KUVVETİ
Tablonun en altındaki etki kuvvet diye tanımladığımız satır, “kuvvet” büyüklüğünü
vermektedir. Bu satırda, elektrik sisteminde, bir yükün etki alanında, diğer bir elektrik
yüküne yaptığı etki kuvveti mantığı esas alındı ve diğer sistemler içinde de kullanılmak üzere
türetildi.
Önerilen Acar tablosunda, sistemler arasında iki büyüklük ortaklaşa mevcuttur: İlk sıradaki
"Enerji" ve son sıradaki " etkileşim kuvvet".
Bir sistemdeki enerj başka bir sisteme, son satırda belirtilen “etkileşim kuvveti” marifetiyle
geçiş yapmaktadır. Bu husus aşağıda 3. bölümdeki örneklerde kullanılmıştır.
Bu ilişkilerden hareketle Coulomb- ve Newton kütle çekim formüllerindeki "yakın temasta"
ortaya çıkan geçerlilik sorunu, sorun olmaktan çıkmaktadır ve mesela Lorentz kuvveti için de
bir temel oluşturmaktadır.
_________________________________________________________________________
3. SİSTEMLER ARASI KUVVET ETKİLEŞİMİ VE ENERJİ AKTARIM
MEKANİZMASI
3.1. AYNİ TÜR SİSTEMLER ARASINDAKİ ETKİLEŞİM
Ayni tür sistemler arasındaki etkileşim, 2.3.8. pparagrafta açıklanan etkileşim kuvveti
denklemiyle açıklanmaktadır. Bu husus alttaki örneklerle gösterilmektedir:
3.1.1. EŞ MERKEZLİ İKİ KÜRESEL MADDE ARASINDAKİ ÇEKİM KUVVETİ
15
m2
m1
111
Şekil 3.1
Konu, şekil 3.1'de belirtilen eş merkezli iki küresel kütle üzerinde incelensin. Dış kürenin
yarıçapı: r, bu kürenin kütle kalınlığı r'ye göre ve iç kürenin yarıçapına göre çok büyük
olsun:
İç kürenin kütleesinin (m1'in) dış kürenin kütlesi üzerine etkilediği kuvvet için, tablo 2.deki
ve tablo 3.taki son stırda verilen gravitasyon kütle çekim kuvveti formülünden hareketle:
Ngr2=Igr1dCgr2 >>> mevcut terminolojiyle
dFgr1-2=Igr1dCgr2 >>> mevcut terminolojiyle

Birinci kürenin (m1)'in, ikinci kürenin kütlesi üzerine etki ettiği alan şiddeti için alttaki ilişkiler
(mevcut kullanılan terminoloji ile ve küresel simetriden ötürü) geçerlidir:
Igr1 = m/Ao = m/(r2= m1/(r2 ;
dCgr2 = dm2 = dV2 ; dV2 = dx.r(dr(dr, küresel koordinatlar)
>>> dFgr2=m1/(r2
.
2dx.r(dr(d
bu kuvvet vektörünün yönü, o noktadaki radyan vektörünün ( r /r ) yönüdür. Birinci kütlenin,
ikinci kütle üzerindeki tüm kuvveti bulmak için, son denklemin küresl integralini almak
gereklidir:
F gr2=m1 . 2dx(d(dt).( r /r) >>> Fgr2 = 0
Küresel simetriden dolayı, kuvvet bileşkesi, etki eden kuvvet, sııfırdır:
3.1.2. KÜTLE ÇARPIM FORMÜLLERİNİN ACAR FORMÜLLERİNDEN
TÜRETİLMESİ
Lo1 uzunluğundaki büyükçe bir m1 kütlesi , uzunluk doğrultusunda vo1 hızıyla hareket
ederken, duran küçük bir m2 kütlesine merkezden çarpsın. Birinci kütle çok büyük olup hızı
sabit kabul edilsin. Duran m2 kütlesi çarpışım sonucu m1 kütlesiyle birlikte yaklaşık olarak
ayni hızla sürüklenecektir.
Etkileşim süresi için to=Lo1/vo1 ifadesi kullanılırsa, alttaki yaklaşım ilişkileri geçerlidir:
F= (vo1/Lo1)d(mv)2 = ((vo1/(vo1*to))d(mv)2= (1/to)  d(mv)2 =mvo1/to= m.a
Burada a: ikinci kütlenin etkileşim süresince uğradığı ivmedir. Bu denklem, bilinen bir ilişkiyi
vermektedir. Devam edilirse:
F= m*a = m*dv/dt >>> Fdt = mdv
16
Bu son denklem de, bilinen kütle- çarpım denklemidir.
Bu kapsamda, elastik- plastik çarpmalarda impuls- momentum- enerjileri araştırılmalıdır.
3.2. AYRI TÜR SİSTEMLER ARASINDAKİ ETKİLEŞİM - ENERJİ AKTARIMI
Enerjinin biçim değiştirmesi, örneğin menyetik eneerjinin, öteleme veya rotasyon enerjisi
biçimine geçişi, veya mekanik enerjinin, elektrik enerjisi biçimine geçişi, ayni tür iki sistemin
birbirleri üzerine yaptıkları etkileşim olayı ile gerçekleşmektedir. Bu husus alttaki örneklerle
açıklanmaktadır:
3.2.1. MANYETİK ENERJİNİN KİNETİK ENERJİYE DÖNÜŞÜMÜ
( LORENTZ KUVVETİNİN ACAR FORMÜLLERİNDEN TÜRETİLMESİ )
Yatay konumdaki bir simit manyetik çekirdeğin ön kolu içine (ABCD) etkileşim prizması
yerleştirilsin. Bu prizmanın içinde, sağ kenar düzeyden sol kenar düzeye doğru (Bo1)
manyetik indüksiyon alanı etkili olsun. (Bkz: Şekil 3.2.) Bu prizma ayni zamanda düşey (şekil
düzeyi) konumda ikinci bir simit manyetik çekirdeğin sol kolu içinde yer alsın. Etkileşim
prizmasının sağ kenar yüzeyinde, dikey köşe kenarları ortalayan, - şekil düzlemine dik
doğrultuda, kesiti Ao olan bir iletken yerleştirilsin. Bu iletken içinden (ABFE) düzlemine
dik doğrultuda (o2) akımı aksın. Bu ikinci sistemden dolayı, prizma içinde, alt yüzeyden üst
yüzeye doğru bir manyetik alan şiddeti (Ho2= o2/AF) etkindir. Şekil 3.2’de yatay ve düşey
manyetik çekirdekler, sembolik olarak iki farklı kalın çizgilerle gösterilmiştir. Bu manyetik
nüveler, etkileşim prizması mahallinde kesintiye uğramaktadır ve manyetik alan şiddeti nin
hesaplanmasında, 2. nüveye düşen manyetik gerilim gözardı edilmiştir. Tablodaki, manyetik
sistemde geçerli olan acar* etkileşim kuvveti formülü uygulandığında:
Nma2=Ima1dCma2 =Florentz= (/L o)1d()2=(/L o)12=(/AE)*B o2*AE*BC= *Bo2 *BC
F1,2
x
G
E
B01
1
F
C
Vo2
B
A
2
1
C
Şekil 3.1
A
H02
B
Bu son denklem bilinen Lorentz kuvvetini vermektedir:
o2
17
Florentz = I*B*L (I:akım, B:Manyetik İndüksiyon, L:iletken uzunluğu)
3.2.2 MEKANİK ENERJİNİN- ELEKTRİK ENERJİSİNE DÖNÜŞÜMÜ
(GERİLİM UYARTIMININ ACAR FORMÜLLERİNDEN TÜRETİLMESİ)
Düşey (şekil düzeyi) konumdaki bir simit-1 manyetik çekirdeğin alt kolu içine (ABCD)
etkileşim prizması yerleştirilsin. Bu prizmanın içinde, sağ kenar düzeyden sol kenar düzeye
doğru (Bo1 manyetik indüksiyon alanı etkili olsun. (Bkz:şekil 3.3). Bu prizma ayni zamanda
yatay konumda ikinci bir simit-2 manyetik çekirdeğin sol kolu içinde yer alsın. Manyetik
çekirdekler kalın elipsoid çizgilerle sembolik gösterilmiştir ve etkileşim prizmasında
kesintilidir. Etkileşim prizmasının sağ kenar yüzeyinde, bu yüzeye yapışık, (d) kalınlığında,
BC genişliğinde, yukardan aşağı vo2 hızıyla hareket eden ve x mesafesine gelmiş olan, içinde
() elektrik yükü yoğunluğu olan bir metal hareket etsin , (bakınız: şekil 3.3) . Bu iletkenin
aşağıya hareketinden dolayı altta belirtilen büyüklükte bir elektrik akımı söz konusudur.
İkinci sistemde, bu akımdan dolayı, prizma içinde, ön yüzeyden arka yüzeye doğru bir
manyetik alan şiddeti (Ho2= o2/BC) etkindir. Bu manyetik alan şiddetinin hesaplanmasında,
2. çekirdek üzerine düşen manyetik gerilim göz ardı edilmiştir. Tablonun alt satırındaki
manyetik sistemde geçerli olan acar* etkileşim kuvveti formülü uygulandığında:
Nma2=Ima2dCma1 =F(ma)= (/L o)2d()1=(/L o)12=(o2/BC)*Bo1*x*BC= o2*Bo1*x
o2=.d*BC*vo2 >>>> Fma= .d*BC*vo2*Bo1 x=Q*vo2*Bo1
Ho2
Ui
Ho2
1
G

E
Bo2
x
B
A
Şekil.3.3
2
C
vo2
18
Bu son denklem de bilinen bir Lorentz kuvvet denklemidir:
Florentz=Q.v.B
Diğer taraftan: Bu manyetik etkileşim kuvvetinden dolayı bir kısım yük yer değiştirerek
iletkenin iki uç kenarında ayrışmış (+) ve (-) yükler birikmiş oluyor. Bunlar kendi
aralarında, etkiyen lorentz kuvvetinin ters yönünde dengeleyici bir Fcoul -Coulomb Kuvvetini
gerçekleştiren bir elektrik alanı Ei oluşturuyor :
Florents + Fcoul. = 0 -- > Florents = Q.v.B = Q*vo2*Bo1 = - Fcoul. = - Ei.Q
- Ui = Ei.. BC = - BC*vo2*Bo1 = = -Bo1*BCdx/dt= -do2/dt
Bu da bilinen sonuca ulaştırmaktadır:
Ui= -d/dt
Bu olay enerji aktarımı açısından değerlendirildiğinde: İletken, mekanik enerji ile hareket
ettiriliyor. İletken ile birlikte, içindeki (+) ve (-) yükjler hareket ediyor. Bu yük hareketi,
hareket doğrultusunda birbirine ters yönlü iki akım oluşturuyor. Yani manyetik enerjiye
dönüşüyor. Bu hareket, ikinci bir sistemin oluşturduğu manyetik alan içinde oluştuğunda,
yükler üzerinde, mekanik hareket yönüne dik etkileşim kuvveti etkin olmakta, bunun sonucu,
(+) ve (-) yüklerin ayrışması gerçekleşmektedir. Uygun bir fırça düzeni ile, bu yükler, bir
kondansatora aktarılabilir, böylece, mekanik enerji, manyetik enerji üzerinden elektrik enerjisi
biçimine aktarılmış olmaktadır.
3.2.3. DİĞER AYRI SİSTEMLER ARASINDAKİ ENERJİ DEĞİŞİMİ
yukarda bölüm 3.2..1. ve 3.2.2. de yapılan açıklamalar gibi, diğer sistemler arasındaki enerji
aktarımları da detaylı incelenmelidir. Örneğin: elastiki kütle çarpımı olayında, kinetik enerji
önce yaysal enerji şekline dönüşmekte sonra da yine kinetik enerji şeklinde görünmektedir.
___________________________________________________________________________
4 BAZI FİZİK KURALLARININ ACAR' FİZİK DENKLEMLERİYLE
İRDELENMESİ
4.1 COULOMB ÇEKİM KUVVETİ FORMÜLÜNÜN İRDELENMESİ
Coulomb- Çekim Denklemine (FC = Q1 Q2 / (4ro2) göre, yüklerin birbirlerine değmelerinde
sonsuz enerji açığa çıkması gerekmektedir. Diğer taraftan, proton ve elektrron birbirleriyle temas
ettiklerinde, nötrleşirler ve bu denkleme göre, birbirlerine sonsuz büyük kuvvetle bağlı olmaları
gerekir, yani tekrar birbirlerinden ayrılamamaları- gerekmektedir. Ki bu fiziksel gerçeklere aykırıdır.
Yani, Coulomb çekim formülü, bu durumda geçersiz kalmaktadır.
Q1 yükünün Q2 yükü üzerinde etkidiği kuvvet, Acar formüllerine göre alttaki şekilde hesap
edildiğinde sorun ortadan kalkmaktadır:
Acar genel fizik denklemleri tablosunun en alt satırında alttaki ilişki verilmiştir:
Nac = d Nac =
 Iac1 dCac2
19
Buradaki rümuzları, kullanılan mevcut rümuzlarla değiştirdiğimizde:
FC = dFC = E1 dQ2 = E1 el dVo2
ilişkisi geçerli olur. Buradan da sonsuz büyüklükte değerler çıkmamaktadır. Sonuç olarak, Coulomb
denkleminin geçerli olmadığı çok küçük mesafelerde, acar etkileşim denklemi geçerliliğini
korumaktadır.
4.2. ELEKTRON YÜKÜNÜN TANELİLİĞİNİN İRDELENMESİ
Madde için bölünemez en küçük parça (atom)lardan oluştuğu inancına paralel olarak, elektrik
yüküünün de en küçük parçalardan oluştuğu görüşü hakim olmuştur. Franklin, elektriğin de
madde gibi süreksiz bir yapıya sahip olduğunu, 1755 yılında ileri sürmüştür.
Milikan, 1909 yılında yılında elektrpostatik yüklü yağ zerreciklerin dikey bir elektrik alanı
şiddeti içinde havada asılı kalmalarını inceleyip değerlendirerek ve yorumlayarak, elektronun
varlığını da kabul ederek, elektreon yükü için e= 1,6.10 -19 As değerini yayınlamıştır. Bu
değeri elektron yükü olarak kabul etmemek için çeşitli nedenler vardır:
Bir kere, elektron değeri gibi çok küçük bir değerin ölçülmesi ölçme tekniği açısından
mümkün değildir. Bu husus, 1. bölümde gösterilmiştir.
Ikinci sebep olarak, Coulmb denklemine ve mevcut atom teorisine göre, elektron ile proton
bir araya geldiğinde sonsuz enerji açığa çıkması gerekmektedir ve bunların tekrar ayrışması
için sonsuz büyük kuvvet gereklidir. Fakat bu huususlar, bir önceki alt bölümde gösterildiği
gibi, gerçekte böyle değildir.
Bu durumda, elektrik yüklerinin tane özellikli olması için, yani küçültülemez en küçük bir
elementar parçadan oluşmasını kabul için bir geçerli sebep yoktur, dolayesiyle, elektrik
yükünün bulunduğu hacimde, serpiştirilmiş noktasal yükler- elektronlar protonlar- vs.nin
varlıklarının kabulü mümkün değildir. Bunun yerine, “elektrik yükü yoğunluğu el” alansal
büyüklüğünün varlığı, sebep sonuç ilişkilerinden ötürü gerçektir
Elektrik yükleri en küçük parçacıklardan oluşmamaktadır. Acar-alansal büyüklüklerden hareket
edildiğinde, yukarda anılan sonsuz enerji veya kuvvet oluşumu gibi fiziksel bir sorun kalmamaktadır:
Bu denklemlerden hareket edildiğinde, elektrik yüklerinin birbirlerine temas durumlarında dahi,
sonsuz büyük kuvvet ve enerjiler çıkmamaktadır.
Bundan böyle, Coulomb elektriksel çekim çekim ve formüllerinin çok küçük mesafeler için
geçerli olamayacağı , dolayesiyle “parçalanamayan en küçük elektrik yükü kavramlarının
kabulünün mümkün olmadığı yani geçerli olmadığı, gösterilmiş oldu. Önerdiğimiz Acarformüllerinde ise bir geçerlilik sınırı söz konusu değildir.
4.3 NEWTON ÇEKİM KUVVETİ FORMÜLÜNÜN İRDELENMESİ
ve.m2 kütlelerinin birbirleri üzerinde uyguladıkları kütle çekim kuvveti,
F = .m1.m2 / d2 denklemi ile bellidir. Burada gravitasyon katsayısını ve d: kütlelerin
ağırlık merkezleri arasındaki uzaklığı belirtmektedir Bu ifade, kısa mesafeler için sorun
yaratmaktadır:
.m1
20
Formülün geçerliliği şekil 4.1 üzerinde incelensin: .m1 kütlesi ufak bir metal küre olsun. .m2
kütlesi, içinde dikeylemesine silindir şeklinde bir boşluk bulunan büyük bir metal küredir.m1
kütlesi, .m2 kütlesinin içindeki silindirden sürtünmesiz geçebilecek çaptadır. Küçük küre,
büyük kürenin ortasına dikey olarak indirilsin. Önce küreler eşmerekez durumda olsun. Bu
durumda ağırlık merkezleri arasındaki mesafe sıfırdır. Sonra, ufak kürenin ağırlık merkezi,
büyük kürenin ağırlık merkezinden (dx) kadar aşağıya insin. Bu Durumda kütleler arasındaki
çekim kuvveti:
Fgr = .m1.m2 / (dx)2
denklemiyle bellidir.
Şekil 4.1
m2
dx
m1
111
(dx) mesafesi çok küçük alındığında, çekim kuvveti astronomik mertebelere çıkacaktır, ve
ufak kürenin alt tarafa düşmesi mümkün olmayacaktır. Fakat bu, gerçekte böyle değildir, bu
yüzden yukarıdaki Newton Kütle Çekim Denklemi, bu haliyle doğru olamaz. Bu husus,
yukarda bölüm 3.1.1'de gerçek boyutlarıyle gösterildi.
4.4. ATOMSAL KÜTLELERİN TANELİLİKLERİNİN İRDELENMESİ
Newton Kütle Çekim denklemine ( Fgr = m1 m2 / do2 ) göre, kütlelerin birbirlerine değmelerinde
sonsuz enerji açığa çıkması gerekmektedir. Bu, gerçekte böyle değildir, dolayesiyle, maddenin
bulunduğu hacimde, serpiştirilmiş noktasal kütleler-atomlar- elektronlar protonlar- vs.nin varlıklarının
kabulü mümkün değildir. Bunun yerine, “kütle yoğunluğu m” alansal büyüklüğünün varlığı, sebep
sonuç ilişkilerinden ötürü gerçektir.Bu durumda, .m1 kütlesinin .m2 kütlesi üzerinde etkidiği kuvvet
alan büyüklükleri üzerinden alttaki şekilde hesap edilebilir:
Fgr = dFgr =
 (m1 / (d1-2)2)dm2
=
(m1 / (d1-2)2) m2 dVo2
Burada d1-2: merkez noktasından ikinci kürenin noktalarına uzanan radyan- yer vektörüdür.
Kuvvet, vektörel büyüklüktür. Bu son denklemler, şekil 4.1'deki düzeneğe uygulandığında,
küresel simetriden dolayı, son integralin sonuç değeri " sıfır"dır yani sonsuz değildir. Bu
ilişkilerdeki rumuzlar için Acar tablosundaki genel rumuzlar kullanıldığında:
Fgr = dFgr = Igr1 dm2 = Igr1 m2 dVo2
ilişkisi elde edilir Kütleler birbirleriyle temaslarında, birbirleriyle karışıyorlarsa, yeni bir yoğunluk
bileşkesi ortaya çıkmaktadır- alaşımlarda veya eriyiklerse v.s. bu böyledir. Birbirleriyle
karışmıyorlarsa, yukarıdaki denklemler geçerlidir ve bunlardan sonsuz çekim kuvveti çıkmamaktadır.
21
Bundan böyle, Newton kütlesel çekim formüllerinin çok küçük mesafeler için geçerli
olamayacağı , dolayesiyle “parçalanamayan en küçük kütle kavramlarının kabulünün
mümkün olmadığı yani geçerli olmadığı, gösterilmiş oldu. Önerdiğimiz formüllerde ise bir
geçerlilik sınırı söz konusu değildir.
4.5. KÜTLE SAKINIM PRENSİBİNİN VE EİNSTEİN- KÜTLE- ENERJİ
EŞDEĞERLİLİĞİNİN İRDELENMESİ
Maddenin sakınımı prensibi geçmiş zamanlarda iki sebepten ötürü geçerli sayılmıştır.
Birinci sebep: Eski yunan- romen düşünme sistemlerinde "sıfır" kavramının mevcut olmaması. Yani
madde varsa vardır. "sıfır" kavramı, yani "yok" kavramı olmadığından, maddenin yani kütlenin "yok"
olması da akla gelmemiştir. Bundan dolayı, bir kimyasal veya fiziksel olaya toplam ne kadar madde
girmişse, o kadar madde çıkar. Ne var ki modern düşünme sisteminde "sıfır" kavramı itirazsız kabul
görmektedir.
İkinci sebep: tüm klasik fiziksel ve kimyasal deneylerde, denel olarak işleme giren madde miktarı
çıkan madde miktarına eşit olmuştur.
Ne var ki, nükleer reaksiyonlarda, reaksiyona giren madde miktarının, çıkan madde miktarına eşit
olmadığı, denel olarak sabittir ve esasında böylece maddenin sakınımı kuramının geçersizliği ortaya
çıkmıştır. Bu kuramın, yani eski düşünce sistemlerinden üstlenilen “ maddenin sakınımı “ prensibinin
geçerliliğinin sürdürülmesi için, eksilen maddenin enerjiye dönüştüğü öne sürülmüş ve madde-enerji
eşdeğerliliği kabulü dayatılmıştır
Bu gün “maddenin sakınımı “ prensibinin kabulünün sürdürülmesi için artık yukarda anılan iki
dayanak ta geçersiz olmuştur: 1) “sıfır” kavramı yerleşmiş ve kabul görmüştür. 2) Nükleer
reaksiyonlarda işleme giren kütle toplamının çıkan toplama eşit olmadığı denel olarak sabittir.
Buna karşılık, maddenin sakınımının tersinin kabulü için, yani maddenin - şartlar yerine getirildiğine
- vardan yok, veya yoktan var edileceğinin kabulü için alttaki geçerli sebep vardır ve önerilen
düşünceler, temel fizik ilişkilerine ters düşmemektedir.
4.5.1. MADENİN VARDAN YOK OLMASININ DİĞER SİSTEMLERDEKİ ANALOJİK
DURUMU:
Acar enerji formülleri tablosuna göre, öteleme hareketinde kinetik enerjisi taşıyıcısı olan kütle, enerji
kapasitesi olarak, elektrikteki kapasiteye veya manyetizmada ki manyetik iletkenliğe eşdeğerdir.
Elektrik yüklü bir kondansatörün plakaları, kuvvet etkisiyle, öteleme işi yapılarak birbirinden
uzaklaştırılırsa, sabit yük ve sabit kesitte, yapılan iş, sistemde elektrik enerjisi olarak ortaya çıkar,
ayni zamanda kapasite küçülmüştür. Bu tür davranışları diğer sistemlerde de görebiliriz. Bu durum,
nükleer reaksiyonlarda bir taraftan enerjinin açığa çıkması- diğer taraftan maddenin küçülmesi yani
kaybolması olayına analoji göstermektedir.
Dışardan yapılan etkiyle manyetik iletkenlik, yay sabitesi, elektriksel kapasite değiştirilebildiğine
göre, kütlenin de ayni davranışı göstermesi, yani değiştirilebilmesi, yani
artırılıp azaltılabilmesi gerekmektedir.
Örneğin, bir miktar hidrojen gazının, güneş ortamında, yani çok büyük sıcaklıkta ve çok büyük basınç
altındaki davranışını ele alalım: Bu çok büyük basınç altında., yoğunluk çok artmakta, -kütle çekim
22
kuvvetinin yaptığı iş ısıya veya elektromanyetik dalgayla yayılmaktadır . Bu esnada, henüz
bilinmeyen mekanizmalarla, madde azalmaktadır, böylece reaksiyondan çıkan helyum kütlesi,
reaksiyona giren hidrojen kütlesinden daha azdır. Burada maddenin var-dan yok edildiği
görülmektedir. Bundan böyle maddenin sakınımı prensibi tartışmaya açılmaktadır
Diğer taraftan "maddenin sakınımı" prensibinin sürdürülmesi için, maddenin enerjiye dönüştüğünün
kabulü, mantıksal değildir, bunlar iki ayrı fiziksel büyüklüktür, birbirlerine dönüşmesi, bilimsel
olarak mesnetsizdir. Kütlenin, E=mc2 ilişkisine göre değişmesinin bir mantığı olamaz. Enerji, bu
denkleme göre kütleye eşdeğer değildir, olsa olsa , kütlenin hızın karesiyle çarpımına eşdeğerdir. Bu
denkleme göre, sadece hızın karesiyle çarpılan kütle, diğer enerjilere dönüştürülebilir.Bu denklemi
desteklemek üzere geliştirilen teoriler, yukarda da açıkça belirtildiği gibi, fiziğin temel ilkelerine
aykırı postulatlara , dayatmalara göre düzenlenmiş Bohr atom modelinden kaynaklanmaktadırlar ki,
fiziğe aykırılıkları başından bellidir.
4.5.2. MADENİN YOKTAN VAR OLMASININ DİĞER SİSTEMLERDEKİ ANALOJİK
DURUMU:
Bir elektrik kondansatörün yükü, veya gerilimi çok artırılırsa, plakaların birbirlerine uyguladığı çekim
kuvveti de çok artar. Plakaları birbirinden uzak tutan malzeme, bu kuvvetten etkilenir ve plakaların
birbirlerine yaklaşmalarına engel olamaz. Plakalar arası mesafe kısaldığında, ve kesit alanı sabit
aldığında, yükleç değeri büyümektedir. Bu arada farklı yükler bir miktar daha birbirlerine
yaklaşmakta, yapılan iş, enerji dönüşümüne uğrayarak, ara malzemede yay enerjisine veya başka bir
enerjiye dönüşmektedir. Burada, gerilimin artmasıyla, kondansatörün sığasının arttığını görüyoruz.
Bu düşünceye eşdeğer olarak, gerilime tekabül eden hızın arttığında, elektrik sığasına tekabül eden
kütlenin de hızla birlikte artması sistematiğin getirdiği bir analojik şarttır. Bu olayın mekanizmasıdetayları araştırılmalıdır. Burada da maddenin yoktan var edildiği düşüncesi işlenmektedir. Bundan
böyle maddenin sakınımı prensibi tartışmaya açılmaktadır
4.6 EINSTEIN GÖRECELİK KURAMININ İRDELENMESİ
Einstein izafiyet teorisine göre alttaki ilişki geçerlidir.
.m=.mo/(1-.v/c)-1/2
Acar genel fizik denklemleri tablosuna göre, bir sistem için geçerli olan ilişkilerin , analojiden dolayı
diğer sistemler için de geçerli olması düşünülmektedir. Bu düşünceden hareket edilirse: Einstein izafi
kütle formülüne göre, hız arttıkça kütle artmakta, ışık hızında sonsuz büyük olmaktadır. Eşdeğer
olarak, bir kondansatörün kapasitesi, belirli bir gerilim değerinde ; hakeza sonsuz büyüklükte olmalı.
bir bobinin iletkenliği, belirli bir akım değerinde ; hakeza sonsuz büyüklükte olmalı. bir yayın
çarpanı, belirli bir uzamada ; hakeza sonsuz büyüklükte olmalı. Tablodaki eşdeğerlilikten ötürü:
alttaki ilişkilerin geçerli olması gerekir:
C=Co/(1-U/Ux)-1/2
;
=o/(1-/o)-1/2
;
ksl= kslo/(1-u/ux)-1/2
....
Burada, Co: gerilimsiz durumdaki kaasite, o : akımsız durumdaki manyetik iletkenlik, kslo : kuvet
altında olmayan yay sabitesi, Ux : kritik gerilim, o : kritik akım ux : kritik uzama anlamında
kullanılmıştır.
Bunlar geçerli olmadığından, kütle izafiyet denklemi de, analojiden ötürü geçerli olamaz
23
4.7. COMPTON GÖRÜŞÜNÜN İRDELENMESİ
Modern fiziğin temel taşlarından COMPTON öğretisi, fiziksel aykırılıklar içermektedir: Fotonun
momentumu – enerjisi ve impuls arasında doğru orantısal ilişki kabul edilmiştir, ki bu fiziksel temel
kavramlara aykırıdır. Momentum, hızla doğru orantılıdır, kinetik enerjisi ise hızın karesiyle
orantılıdır.
Acar denklemler tablosuna göre, sadece sığa sabit ise, yani kütle- kapasite- atalet momentimanyetik iletkenlik- yay sabitesi sabit ise, momentuma eşdeğer büyüklükler (momentum,
açısal momentum, elektrik yükü, manyetik akı, yay çekme kuvveti- vs.) ve gerilim
büyüklükleri (hız, açısal hız, gerilim, tümakım, yayuzama, yaydönme vs) arasında doğru
orantı olabilir. Halbuki, Einstein izafiyet öğretisine göre kütle sabit değildir. Atom teorisine
göre, hem kütle sabit alınmamaktadır hem de ışık momentumu, hızla doğru orantıda
alınmaktadır, burada bir tenakuz vardır.
Comton’da ayrıca, fotonların elektronlara maddesel çarparak dağılıp doğrusal yörüngesinden sapma
gösterdikleri kabul edilmiştir Halbuki atom teorisine göre, elektron yarıçapları o denli küçüktür ki,
fotonla çarpışmaları ihtimali, sıfır kabul edilebilir, zira fotonu elektrona yaklaştırmaya zorlayan
herhangi bir özellik- sebep te yoktur.
Bu çalışmanın ilk bölümünde gösterdik ki, Bohr atom modeli tamamen bir model – bir faraziyedir.
Ve temelde fiziksel gerçeklere aykırı – dayatmacalı bir faraziyedir. Bu dayatmalı faraziyeden
hareketle türetilen öğretiler, gerçekmiş gibi iddia edilemez. Bu açıdan bakıldığında da, Compton
öğretisi havada kalmaktadır.
_____________________________________________________________________________
5. DİĞER ÖNERİLER
Mevcut atom teorisinde , ışıktaki dijital veriler, atomlardaki yörüngelerle falan açıklanmaktadır.
Fakat esasında bu ilişkiler, insanların kendilerinin model olarak ve bazı postulatlarla – fiziğe aykırı
dayatmalarla - uydurdukları atom modelleriyle mesnetlendirilemez, belki kolay anlatılabilir. Fakat bu
anlatım faraziyeye dayandığından, kurgu olarak kalmaya devam eder.
Acar tablosuna göre, elektrik sisteminde :manyetik akı’nın ikinci zamansal türevi, kapasiteye
paydalanan elektrik akımını ve manyetizma sisteminde: elektrik yükünün ikinci dereceden zamansal
türevi de, manyetik iletkenliğe paydalanan spin gerilimini vermektedir.
Bu ilişkilerin, özel başlangıç şartlarına göre oluşturacağı ikinci dereceden türevsel denklemlerin
matematiksel çözümleri, periyodik yer-zaman fonksiyonlarını verebilir ki, buradan da aslında bir
elektromanyetik dalga fonksiyonu arz eden ışık olayları, yürüyen elektrik dalgaları gibi olaylar
temelden açıklığa kavuşabilir.
Önerilen Acar genel fizik denklemleri tablosunda, her hangi bir postulat, dayatma, kabul v.s. gibi
geçerliliğe gölge düşürecek bir husus mevcut değildir. Burada sadece, geçerliliği deneylerce
saptanmış yasalardan ve matematiksel ilişkilerden hareket edilmiş ve genel tablo tamamlanmıştır.
Bu tabloda, elektrik ve manyetizma düzeneklerinin – sistemlerinin – denklemlerinin karşılıklı
etkileşim içinde oldukları görülmektedir. Analojiden hareket ederek gravitasyon ile öteleme ve
rotasyon sistemlerinin karşılıklı etkileşimleri – ilişkileri incelenmelidir.
24
Burada, Acar enerji denklemlerini bir basamak daha genelleştirerek , kütle çekim kavramına kütle
statiği, öteleme kavramına “kütle dinamiği” ve dönmeye “kütle rotasyonu” ismini öneriyorum.
Diğer taraftan, elektriksel sistem: (elektrostatik sistem) olarak ve manyetik sistem: (elektro rotasyon)
sistem olarak tanımlanabilir. Bundan başka, kütle öteleme kavramından analoji olarak “elektrik
öteleme “ kavramı hususunda öneriler geliştirilebilir. Örneğin yürüyen dalgalar, bu kapsamda
incelenebilir.
Yay ötelemesi kavramı altında, salınım yaylanmalar incelenebilir.
Kohezyon- adezyon- - basınç, termodinamik, akışkanlar vs gibi fiziksel olaylar, sistemler arası
geçişler , tablodaki matematiksel ilişkilerden hareketle araştırılmalıdır.
Atom teorisi, çok kıymetli çalışmalarda ve sonuçlar elde edilmesinde kullanılmıştır, yararlı olmuştur.
Bundan dolayı, bu teorinin de kullanılmaya devam edilmesinde sonsuz fayda vardır. Ne var ki, bunun
sadece bir model olduğu hep göz önünde tutulmalıdır.
YORUM- ÖNERİ: Bu çalışmaya göre, doğada yok edilemeyen tek fiziksel büyüklük, "enerji" dir. Bu
kelime, rumca kökenlidir ve "iş değeri " gibi çevrilebilir. Bu, sadece öteleme işlemi kapsamındadır,
yani (kuvet x yol) anlamını kapsamaktadır. Tüm diğer sistemlerdeki "enerji"leri de genel anlam
kapsama almak için, bu kelime yerine, doğada yok edilemeyen tek fiziksel büyüklük anlamını içeren
"doğacan" tanımlamasının kullanılmasını öneriyorum. Son olarak “mksA” sistemi yerine “mJsA”
(metre-Jul-Saniye-Amper) temel birimlerinin kullanılmasını öneriyorum- zira kütle mutlak değildir,
mutlak olan büyüklük enerji veya (acunöz)’dür.
Sonuçlar:
Yukarda anılan sebeplerden dolayı
1- Atom teorisi tamamen sanal bir modeldir, atomsal büyüklüklerinin ölçümleri, ölçü tekniği
açısından olanaksızdır.
2- Coulomb, Newton kütle çekim formülleri, çok küçük mesafeler için geçerli değildir, ACARetkileşim kuvveti formülleriyle sorun kalkmaktadır.
3- ACAR-etkileşim kuvveti formülleriyle enerjiinin bir sistemden bir başka sisteme geçiş
mekanizması açıklanabilmektedir.
4- Maddenin enerjiye dönüşmesi mümkün değildir. Sadece enerji alış-verişlerde kütle- yükleçmanyetik iletkenlik gibi enerji taşıyıcılarının büyüklükleri değişebilir.
5- Compton teorisi geçerli değildir.
Kaynakça: 1:Gustav Menschening / Söhne Gottes/
2:Hasan Önal, Ölçme tekniği, İTÜ kütüphanesi, sayı :1147
3: J.R. TAYLOR – C.Zafaritos, Prentice Hall Inc
4: Hans Rau, Helio Technik, Udo Pfriemer verlag, Münih
Download