2-sinif-difteri

advertisement
DİFTERİ
RAHŞAN KOLUTEK
• Tarihçe
• 1826 da Pierre Bretonneau tarafından klinik bulgular tarif edilerek
Difteri adı verilmiştir. Bretonneau membranöz kruplu bir hastada
kızıldan difteriyi ayırarak tarif etmiştir.
• 1923 de hastalığın emin ve etkili aşısı bulunarak uygulamaya
konmuştur.
• 1883 de difteri basili Edwin Klebs tarafından tarif edilmiş veFriedrich
Loeffler tarafından kültürü yapılmıştır ve bu nedenle de 1884 den
itibaren
Klebs-Loeffler
basili
adı
verilen
bu
basilin
hastalığın etyolojisinden sorumlu olduğu kabul edilmiştir. ??
de Emile Roux veAlexandre Yersin basilin imal ettiği ekzotoksini tarif
ederek myokardit ve nöritin nedenlerini açıklamışlardır.
• 1893 de Behring toksinin antitoksin tarafından nötralize edilerek
insan ve hayvanlarda immunite sağladığını göstermiştir.
• 1924'de Ramon toksini formalinle birleştirerek toksoid yapmış ve
immünizan ajan olarak kullanmıştır.
• Difteri, halk arasında kuşpalazı olarak da
bilinen,corynebacterium
diphteriae isimli mikroorganizmanınboğaz, burun,
göz ve derideki yaralarda yerleşmesiyle ortaya
çıkan bulaşıcı bir hastalık.
• Bebeklerin 2-4 ve 6. aylarında tatbik edilen DBT
karma aşısı içinde yer alan ve difteri mikrobunun
toksininin zayıflatılmasıyla yapılan difteri aşısının
yaygın olarak kullanılması sebebiyle, günümüzde
aşılanmayanlarda tek tük ortaya çıkan bir
hastalıktır.
• Difteri basili, düz veya hafif bükük silindir
şeklindedir. Kalınlık ve boyları değişiktir. 34-95
derecede
ürerken
toksinini
(zehirini)
salgılar. Toksin, insan ve bütün hayvanlar için
oldukça tehlikelidir. Dokularda harabiyet ve
sinirlerde felç yapar.
• Difteri oldukça yaygın bir hastalıktır. Soğuk
mevsimlerde daha fazla görülür. İki yaşından önce
sadece burun ve yara difterisi şeklinde raslanır. Çocuğa
annesinden geçen antikorlar onu bir süre hastalıklardan
korur. Kuşpalazı tablosunu yapan tipik difteri özel
bir anjin türüdür.
• Tipik hastalığını yapabilmesi için boğazın lenf
dokusunda ve özellikle bademciklerde tutunması
gerekir. Bademcikler ancak iki yaşından sonra
olgunlaştıklarından ancak bu yaşlarda hastalığa duyarlık
başlar. Daha sonra çocuk dış çevre ile temasa geçer.
• Oyun yaşında devamlı olarak sıcak-soğuk ve
dış ortam etkilerine maruz kalır. Boğazda adi
bakteri iltihapları olur, doku direnci kırılır. Bu
arada difteri basili de girerse, hastalığın özel
tablosu meydana gelir.
• Bir şahıs erişkin yaşlarına kadar difteri basili ile
temas etmemiş ise her yaşta hastalığa
yakalanabilir. Büyüklerin hastalığı çocukların
hastalığına göre daha hafif geçmektedir.
• Difterinin bulaşmasında hastalar ve taşıyıcılar rol
oynamaktadır.
• Portör denilen taşıyıcılar hastalığı bulaştırabilme
özelliğinde olan ancak kendileri hastalık
belirtilerini gösteremeyen kişilerdir. Bunlar boğaz
salgıları ile devamlı olarak difteri basilini yayarlar.
Hastanın kullandığı çamaşır, havlu, yemek
takımları, oyuncaklar, vasıtasıyla bulaşabilir.
• Difterinin kuluçka dönemi ortalama 2 ila 4 gün
arasında değişir
• Difteri mikrobu, yerleşmiş olduğu organa göre
değişik belirtiler yapar. Tek başına difteri denince
boğaz difterisi anlaşılır. Ayrıca gırtlak difterisi
(kro), burun difterisi vardır.
Boğaz difterisi
• Sinsi olarak başlar. Hastalarda neşesizlik,
halsizlik, iştahsızlık olur. Bazen titreme ile 3940 °C'ye çıkan ateş, başağrısı ve kusma ile
başlayabilir. Toksinin kana karışmasının ilk
günlerinde nabız hızlanır. Hastanın rengi soluk
sarıdır.
• Difteri basili genellikle bademcikler üzerinde, bazen de
yutak üzerinde yerleşmiştir.
• Bademcikler kızarmıştır, hafif şiştir. İlk 24 saat sonunda,
bademcikler üzerinde sarı-gri renkte bir-iki nokta
belirir, sonra bunlar genişleyerek bir gün içinde bütün
bademcik yüzeyini kaplayan yalancı bir zar yapar. Bu zar
giderek çevreye yayılır. Hastanın ağzı fena kokar. Çevre
dokular şişmiştir. Yutak daralır, yutmayı imkânsız bir
hale getirir. Yalancı zar, gırtlağa doğru da ilerleyerek,
nefes almayı da zorlaştırır.
• Yalancı zar, altındaki mukoza (örtüye) sıkıca yapışmıştır.
Zorlanarak kaldırılırsa, altındaki mukoza kanar. Zarı
kaldırılmış mukoza üzerine ertesi gün bakılırsa yeniden
zar meydana geldiği görülür.
• Difteride boyundaki lenf bezeleri şişer, bu bezeler basmakla ağrılıdır.
Hastalığın başlangıcında görülen başağrısı, solukluk, halsizlik,
hızlı nabız, idrarda protein bulunması mikrobun zehirinin kana
geçmesi ile ilgili belirtilerdir.
• Her geçen gün bunlar biraz daha ilerler. Kaslar iyice gevşer, hasta
çok halsiz ve sıkıntı içindedir.
• Bazan şuur bozuklukları ve havale görülebilir. Şiddetli
durumlar koma ile sonuçlanır. En mühim belirtiler dolaşım
sisteminde görülür. Önce nabız sayısı artar.
• Hastalığın ikinci haftasındatansiyonu oldukça düşen hastanın uçuk
olan rengine morarma da eklenir. Kalp sesleri giderek zayıflar, nabız
sayısı azalır, kalp yetmezliğe girer. Çünkü zehir, kalp kasına da etki
eder. Ağır vakalar ve zamanında tedaviye alınmayanlar, genellikle
ikinci haftanın sonunda ölürler. Hiç idrar yapamama hali, ölümün
yakın olduğunun habercisidir. Zehirlenmenin çok fazla olduğu
vakalarda ağız ve burunkanamaları olur ki bunlar da ölümle
sonuçlanır.
• Difteri en çok anjinle karışır. Hekimin bunu nazarı
dikkate alması gerekir.
Gırtlak difterisi
• Genellikle 1 ila 5 yaşları arasında bulunan çocukların
tehlikeli bir hastalığıdır. Hastalığın 3 dönemi vardır.
• Disfoni (Ses kısıklığı) dönemiAteş, öksürük ve ses
kısıklığı ile sinsice başlar. İlk zamanlar, bir soğukalgınlığı
şeklindedir. Öksürük çift sesli havlar gibi ve serttir. Ses
telleri şiştir ve kızarıktır. İlk günlerde küçük olan yalancı
zarlar hızla yayılır şişlik artar. Ses kısıklığı 2-3 gün sürer.
• Ara ara gelen nefes darlığı dönemiŞişlik ve yalancı zarlar,
solunumu engellemektedir. Hava daralmış aralıktan
geçerken bir ses çıkartır. Nefes darlığı nöbetleri, hastanın
heyecanlanmasından sonra veya kendiliğinden olur, birkaç
saate kadar sürer. Başlangıçta nöbetler arası uzundur. Sonra
gittikçe sıklaşır, ileri dönemde nöbet sırasında çocuk
boğulur gibidir.
• Nefes alamama dönemi Gırtlak difterisinin sonudur. Sinir
sistemi tembelleşir, refleksler zayıflar. Hasta aldatıcı bir
sükunete girer. Kalp hızlı çarpar, solunum çok sathidir. Renk
soluk mavi olur. Bundan sonra komaya giren hastada, arada
sırada görülen havalelerle hayat sona erer. Gırtlak difterisi,
ya burun difterisinden sonra veya boğaz difterisinin
yayılması ile olur.
Solunum yolları dışı mukoza difterileri
• Kulak difterisi nadirdir. Burunda veya boğazda bulunan
difteri mikroplarının östaki borusu aracılığı ile orta kulağa
geçmesinden
olur.
Ateş,
kulak
ağrısıyla
başlar.
Zar
delinebilir. Cerahatli bir akıntı vardır.
• Göz difterisi de nadirdir. Genellikle boğaz, burun difterisi
bulunanların mikrobu, gözlere bulaştırması sonucu meydana gelir.
Tedavi edilmezse körlükle neticelenir.
Dölyolu difterisi
• Daha çok yaralanmalarda ve cinai düşüklerde veya nadir olarak
operasyonlar (ameliyatlar) sonucunda görülmektedir. Mikrop,
tozlarla yara üzerine gelir veya taşıyıcı kişilerden bulaşır. Değişik
büyüklükte yuvarlak, oval veya düzensiz sınırlı, gri-sarımtrak renkte
deri gibi kalın bir cerahat örtüsü yapar. Had vakalar kısa sürede,
müzmin olanlar ise birkaç ayda kendiliğinden iyi olur.
Difteri felçleri
• 3 ila 7 hafta içinde meydana gelirler. Felçlerin en çok
görüldüğü yerler yumuşak damak, göz, kalp, yutak,
gırtlak, diyafram adalesi, çevresel sinirler ve bacaktır. Bu
felçler, mikrobun zehirine bağlı olarak hasıl olur. Felç olan
organların vazifelerini yapamamalarına bağlı olarak değişik
belirtileri ortaya çıkar. Mesela yumuşak damak felç olursa,
hastanın içtiği su, burundan gelir ve hım hım konuşur. Hasta
iyiliğe dönerse, bu felçlerde yavaş yavaş iyileşir.
• Difteri teşhisinde kullanılan Schick Testi, hastalarda çok defa
pozitiftir. Hastanın kanında toksine (zehire karşı) savunma
cisimciklerinin (antitoksin) bulunmadığını gösterir.
Tedavi
• Hasta yatak istirahatine alınır (1.5-2 ay). Özel tedavi
antitoksik serumla yapılır. Bu serum kandaki difteri zehrini,
etkisiz hale getirir. Ayrıca difteri zehiri, böbrek üstü bezini
de etkilediğinden bu hastalara kortizon ihtiva eden ilaçlar iyi
gelir. Direkt olarak difteri basilini öldürmesi için de yüksek
doz antibiotik gerekir. Hastaya serum takılır. Ağızdan da
uygun sulu besinler verilir.
• Gırtlak difterisinin nefes darlığı döneminde hayat kurtarıcı
olarak, çok kere boğazı dışardan delip, havanın buradan
kolay giriş-çıkışını sağlamak gerekebilir ki, bu
işleme, trakeostomi ismi verilir.
•
•
•
•
Difteriden korunma
Bunu sağlamak için:
Hastalar, tecrit edilmelidir.
Difteri mikrobunu taşıyan şahıslar testlerle
tesbit edilip tedaviye alınmalıdır.
Her çocuğa okul öncesi yaşlarında difteri aşısı
yapmalıdır. Okullarda ve sağlık ocaklarında bu
aşı, karma aşılar içerisinde uygulanmaktadır.
Download