Biyoloji Profesörü Prof.Dr.Arif Sarsılmaz ile Evrim

advertisement
Biyoloji Profesörü Prof.Dr.Arif Sarsılmaz ile
Evrim Üzerine Bir Söyleşi
By:
Mar 19, 2011
Evrim, dünyada inançsızlar için halen en büyük sığınak olarak kullanılmaya devam ediyor. Bu konu
üzerine bitmek tükenmek bilmeyen tartışmalar akademik camiada ve medyada sürüp gidiyor. İnkar
cephesi, yaşam felsefelerini esas alarak, bilimi yorumluyor ve ispat sadedinde ise her türlü hile ve
sahtekarlığı yapmakdan çekinmeden yollarına devam ediyorlar.
Ülkemizde ise bir dönem akademik camiada adeta tek geçer akçe haline getirilen evrim, yükselmek
için herkesin müracaat etmesi ve kabul etmesi gereken bir “kanun” olarak lanse edilmeye çalışıldı.
Evrimi kabul etmeyen akademisyenler yobaz sayarak ilerlemeleri engellendi, bazıları görevlerinden
uzaklaştırıldı.
İşte ülkemizde akademik camiada uzun yıllar evrim ile mücadele eden ve bu alanda pekçok başarılı
çalışmaya imza atan bilim adamlarımızdan, biyoloji profesörü Prof.Dr. Arif Sarsılmaz ile evrimin
bugün geldiği noktayı konuştuk:
SorularlaEvrim:Evrimciler genelde biyoloji ile uğraşan bilim adamlarının evrime
inandıklarını söylerler bazıları evrimi biyolojinin temeli olarak görüyor ve yer çekimi kanunu
kadar hakikattir diyorlar. Bir biyoloji profösörü olarak evrim hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Arif Sarsılmaz: Geçmişte biyoloji ile uğraşanların çoğunluğu evrime inandıklarını söyleseler de, bu
gün bu durum hızla değişmektedir. Bilhassa bilim felsefecilerinin sorgulamaları neticesinde bilimin
tabu olmaktan çıkışı ve ortamın giderek daha demokratikleşmesi, bilim adamları üzerindeki baskıyı
azalttıkça evrim karşıtı düşünceler de hızla artmakta ve evrimin ideolojik bir yorum olduğu daha net
görülmektedir. Evrimleşme mekanizmalarının abartılmış yorumları ve hayatın ilk ortaya çıkışının
tesadüflere verilmesi gibi hususların hiçbir hakikati yoktur. Ancak tür altı kategorilerdeki biyolojik
çeşitlilik ve ırklaşma süreçleri gibi hususlar birer hakikattir ve bunlar da evrim değil, Yaratıcının
canlılardaki sanatlı eserlerinin sergilemesidir.
SorularlaEvrim:Evrimciler yararlı mutasyon örnekleri verebildiklerini iddia ediyorlar.
Örneğin canlıların vücut boylarının zaman içerisinde küçülmesi örnek veriliyor. Böylece
barınma kolaylığı ve az besin ile hayatlarını sürdürebiliyorlar. Bunlar gerçekten yararlı
mutasyona örnek olabilirler mi ?
Arif Sarsılmaz:Faydalı mutasyon örnekleri bitkilerde vardır, fakat bu aslında bitki için faydalı değil,
bunları yiyen insan için faydalı olduğundan seçilmişler ve daha sonra aşı ile üretilmektedirler.
Çekirdeksiz üzüm, Washington portakalı v.s. gibi meyveler örnek verilebilir. Tabiatta bunlar kendi
başlarına kalsalar çekirdek kabukları olmadığından çürür ve çoğalamazlardı. Hayvanlarda ise faydalı
mutasyonla orijinal genetik bilgi ilave edilerek yeni bir organ veya dokunun ortaya çıktığı
görülmemiştir. Ancak immün sistemlerde faydalı mutasyonlar vardır, fakat bu zaten canlının
başlangıçtan itibaren programında olan değişikliklerdir. Devamlı olarak hayatta kalmak için genetik
bilgileri değişen (mutasyon da bunlardan biri) bakteri veya virüslere karşı hayvanlarda veya insanda
immün sistem elemanları olan lenfositlerin canlının vücuduna giren her türlü yeni
mikroorganizmaya karşı değişmeler geçirmesi, sonsuza yakın sayıda yeni şifrelere sahip antikor
üretme mekanizmalarına sahip oluşunu evrimciler faydalı mutasyona örnek verseler de, bu durum
evrime değil yaratılışa delildir.
Allah her canlıya hayatta kalmasını kolaylaştırıcı, sistemler vermiştir. İmmün sistemin yeni
varyasyonlara sahip antikorlar veya hücreler üretmesi tesadüfi mutasyonla değil, önceden kodlanmış
genetik bilginin değişiklik potansiyelini sergilemesiyle ortaya çıkar. Neticede bakteri veya virüs
başka bir kategoriye ait canlıya dönüşmez. Tür içinde çeşitlilik meydana gelir, dayanıklı ırklar
ortaya çıkar.
Zaman içinde canlıların vücut boylarının değişmesi, mutasyon değil modifikasyondur. İyi beslenme
gibi çevre şartlarının değişmesi bütün türlerde cesamet gibi özellikleri değiştirir, fakat bunlar türü
değiştirmez. Japonların 2. Dünya savaşından sonra ekonomik zenginliklerinin artmasıyla
beslenmeleri de iyileşmiş ve son 50 yılda ortalama boyları 10 cm. kadar artmıştır. Bunlar türü başka
türe dönüştüren mutasyon değil, aynı tür içinde irileşmeye sebep olan modifikasyondur. Yeni bir
genetik bilgi gerektiren doku, organ veya sistem ilavesi yoktur.
SorularlaEvrim:Evrimciler sık sık antibiyotik direncinin evrime delil olduğunu iddia
etmektedir. Antibiyotik direnci evrime delil olabilir mi?
Arif Sarsılmaz:Antibiyotik direnci evrime delil değildir. Belki mikroevrim denilebilir. Maruz
kalınan antibiyotiklerin bakterilerde sebep olduğu değişiklikler onlardaki bazı genlerin aktif
olmasına veya bazı genlerin pasifleşmesine sebep olabilir. Ancak bu değişiklikler bakteri türünün
yaratılıştan sahip olduğu genom üzerinde olur. Daha dayanıklı ve antibiyotikten müteessir olmayan
bir bakteri ırkı meydana gelir ama bu evrim değil, adaptasyondur. Bakterinin mevcut genomundaki
gizli potansiyelin ortaya çıkması ve bakterinin hayatını sürdürmesi için daha dayanıklı formlar
meydana getirmesi evrim değildir. Mikroorganizmaların sahip olduğu genetik potansiyelin çevre
şartlarına göre açılımı ve hayatta kalması için bakteriye avantaj sağlayan bazı genlerin ortaya
çıkması evrim değil, tür içi çeşitlenmedir.
SorularlaEvrim:Dr. Richard Lenski'nin bakterilerle yürüttüğü deneyde bakterilerin
mutasyona uğrayıp glikoz yerine sitrat yemeye başlamalarından dolayı evrim geçirdikleri
söylenebilir mi?
Arif Sarsılmaz:Bakterilerin bazı genlerinin değişerek, farklı biyokimyevî ürünlere yol açması
mutasyondur. Ama bu tip tek bir gene veya az sayıda gen gruplarına dayanan mutasyonlar evrime
delil olamaz. Zira bütün yapıda mahiyeti değiştirecek bir değişiklik yoktur. Bakteri yine bakteridir.
Yüksek organizasyonlu canlılarda bu tip mutasyonlar hayatı tehdit etmeyecek kadar küçük olduğu
takdirde (mesela birkaç parmağın bitişik olması gibi) önemsizdir, fakat bazen tek bir genin
mutasyonu bile (orak hücreli anemi gibi) hayatî tehdit edici bozukluk ortaya çıkarabilir. Neticede
hiçbiri evrim adına daha gelişmiş veya faydalı bir organ ortaya çıkarıcı önemde değildir.
SorularlaEvrim: “Sitokrom-C’nin 100 birimlik diziliminde, maymunlarla bizim aramızdaki
fark sadece 54’ncü sıradakidir diğerleri aynıdır...100 birimlik diziliminde 99 defa denk
gelmesi tesadüfi olamaz bu evrimi kanıtlar’’ deniliyor. İnsanla maymunun diziliminin aynı
olması evrime delil olabilir mi?
Arif Sarsılmaz: Yeryüzünde benzer ortamlarda yaşayan canlıların anatomik yapıları fizyolojik ve
fonksiyonları da benzer olacaktır. Fizikî şartların aynı olması, bir fizikî problemin çözülmesinde
benzer prensiplerin işlemesi gerekir. Meselâ; suda verimli şekilde (az enerji harcayıp, çok mesafe
katetmek) yüzmek için hidrodinamik prensipler gereği yüzgeç veya palet benzeri ekstremitelere ve
torpil şeklinde vücuda ihtiyaç vardır. Dolayısıyla bir hayvan balık, amfibi, sürüngen veya memeli
hangi gruptan olursa olsun suda yaşıyorsa benzer yapıları gösterecektir. Çünkü Yaratan her ortamda
en ideal yapıya sahip canlıları yaratmıştır.
Havada veya suda solunum için bütün hayvanlar oksijen kullanırlar, dolayısıyla oksijen kullanılması
ile alâkalı biyokimyevî reaksiyon zincirlerinde gerekli birçok enzim, koenzim, vitamin, aminoasit
v.s.gibi biyomoleküllerin benzer olmasından daha tabii bir şey yoktur. Kâinatta cârî prensiplerden
birisi de azamî iktisad prensibidir. Allah istese her canlıyı ayrı ayrı ve özel sistemlerle yaratırdı.
Fakat hikmetinin gereği yeryüzü şartlarının benzerliği sebebiyle belli fizikî ve kimyevî şartları ortak
kıldığından, belirli faaliyetleri ortak metabolizma reaksiyonlarıyla yürütmektedir. Zira yeryüzünde
bulunan ortak ham madde olan aminoasit ve protein moleküllerini kullanarak sınırlı sayıda
malzemeden sınırsız sayıda canlı yaratırken belirli hayatî reaksiyonlarda ortak malzeme
kullanmıştır. Malzemenin ortak olması bunların birbirinden tesadüfî mutasyonlarla türediğini
göstermez. Tam aksine Kudreti Sonsuz Yaratıcının ortak malzemeyi kullanarak çok küçük
tasarruflarla sonsuz sayıda canlı yaratabileceğini gösterir.
Bir misalle açacak olursak: basit bir gecekondu, tek katlı bir ev, beş katlı bir apartman, elli katlı bir
gökdelen de kullanılan cam, demir, çimento, kum ve ağaç gibi ortak malzemelerin benzerliğine
bakarak bunların birbirinden türediği söylenemez. Fakat bu binaların her birinin ayrı plan ve
projelerle farklı özellikteki mimarî hesaplarla inşa edildiğini herkes bilir. Aynı şekilde Yaratıcı her
bir canlıyı ayrı maksatlarla ayrı plan ve projelere bağlı farklı güzellikteki organlarla donatırken, bazı
temel malzemeleri ortak olarak bütün yarattıklarında kullanmıştır.
SorularlaEvrim: İnternette bazen kuyruklu insanların fotoğraflarına rastlıyoruz. Evrimcilerin
sık sık gündeme getirdiklerinden bir tanesi olan kuyruklu insanlar evrime delil teşkil eder
mi?Bazı insanların neden kuyrukları vardır?
Arif Sarsılmaz: Kuyruklu insan olarak takdim edilen fotoğrafların bazıları abartılarak hileli şekilde
oynanarak imal edilmiştir. Bazılarında ise kısa bir uzantı şeklinde dışarıda kalan kuyruk sokumu
kemiği (os coccyx) bir anomali olarak vardır. Embriyonik gelişme esnasında omurga teşkil edilirken
bazı somitlerin sclerotom ve myotom’larının ayrılmasında küçük mutasyonlara bağlı arızalar
görülür. Benzer şekilde bazı boyun omurlarında da göğüs omurlarındakine benzer küçük kaburga
kalıntıları gelişebilmekte ve boyun ağrılarına sebep olmaktadır. Bu kalıntı kaburgalar cerrehi
operasyonla kasların arasından çıkarılarak boyun rahatlatılır. Omurganın son uzantısı olan ve önemli
vazifeler için yaratılmış (dışkılama, doğum sırasında embriyonun baş kısmının rahim ağzına
yönlendirilmesi, oturma kaslarının tutunma yeri v.s. gibi fonksiyonlar) kuyruk sokumu kemiği
normalde gelişmenin ikinci ayının sonunda vücut içine alınır. Dış veya iç çevre şartlarına bağlı
olarak embriyonun maruz kaldığı küçük mutasyonlar benzeri bazı kusurlara sebep olabilir. Meselâ;
spina bifida hastalığında omurilik kanalının kapanmaması, parmak aralarında derinin apoptosisle
eritilip kaldırılmaması sebebiyle parmakların bitişik kalması, beynin veya kalbin dışarıda doğması
gibi birçok hastalık sayılabilir. Kuyruk sokumu kemiği de herhangi bir mutasyon sebebiyle gelişme
sürecinde aksama olursa içeri alınmaz ve dışarıda kalırsa, sanki normal bir olaymış ve kuyruklu
insan varmış demek hiç de doğru bir netice değildir. Evrimcilerin anomalilerden medet umması
denilebilir.
SorularlaEvrim:Bazı evrimciler araform diye birşeyin olmadığını söylüyor. Onlara göre her
asırdaki mevcut türler zaten geçiş formları kabul edilebilir. Bu tip söylemler hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Arif Sarsılmaz: Hem canlıların ortak bir atadan dallanmalarla türediğini söyleyeceksiniz, hem de
araform diye bir şey olmadığını iddia edeceksiniz, bunun hiçbir mantığı yoktur. Eğer balıklarla
amfibilerin ortak bir atadan, amfibilerle sürüngenlerin ve sürüngenlerle kuşların ortak atalardan
türediğini iddia ediyorsanız, o ortak atadan dallanma noktasındaki canlıyı nasıl tahayyül
edeceksiniz? Bir apartmanın katlarının birinden bir üstteki kata geçmek için iki yol vardır: 1-Ya
asansörle hızlı bir şekilde çıkarsınız, 2- Yahut belli sayıdaki merdiven basamaklarından yavaş yavaş
çıkarsınız. Bunun başka yolu yoktur. Bu misali hayvanlar âleminin sınıflarına tatbik edecek olursak
birinci yolla yani asansörle yükselmek demek, sürüngen yumurtasından kuş çıkması ve balık
yumurtasından kurbağa çıkması demek olur. Tesadüfi mutasyonların birbiri ardına hep isabetli
vuruşlar yaparak bir embriyoda birikmesi demek olan bu durumda bir sınıfa ait olan organ ve
sistemlerin bir anda diğer sınıfa ait sistemlere dönüşmesi demektir ki bu durum tamamen muhal
olur. Solungacın akciğere dönüşmesi, yüzgecin bacağa veya kanada dönüşmesi, kalb odacıklarının
ve aort yaylarının sayısının değişmesi gibi radikal değişikliklerin hiçbiri hassas sistemlerde bir bütün
olarak ortaya çıkamaz.
İkinci şıkka bağlı olarak bir kattan diğerine merdivenlerle çıkıyorsak; her basamakta belli derecede
değişikliklerin parça parça ortaya çıkması gerekir ki, bu durumun her bir hayvan formunda belli
derecelerde görülmesi gerekir. İşte bunlara ara formlar denilmesi gerekir. Bilhassa sınıf, takım,
familya ve cins seviyelerindeki dallanmalarda yeni anatomik yapı ve fonksiyonları gösteren ara
canlılar nasıl olacaktır ? Evrim bunun cevabını veremez. Zira bir türden diğerine geçişte gerekli
değişiklikleri seriler halinde gösterecek fosil bulgular yoktur. Aksine kesikli ve ayrı zamanlarda
ortaya çıkan farklı gruplara ait fosiller vardır.
SorularlaEvrim: “Mutasyonlar rastgele meydana geldikleri için canlıya her zaman zarar
veriyor. Ayrıca mutasyonların %99’u zararlı %1' tesirsizdir. Bu zaman kadar gözlemlenmiş
yararlı bir mutasyon yoktur.” deniliyor. Bu şekilde türleşmede mutasyon devre dışı bırakılmış
oluyor. Ancak kâinatta her geçen gün yeni türler keşfediliyor. Yeni kelebek türleri yeni
kurbağa türleri ortaya çıkıyor. Mutasyon canlıya zarar veriyor ise türleşme nasıl
gerçekleşiyor?
Arif Sarsılmaz:Yeni keşfedilen “türler yeni mi yaratıldılar, yoksa geçmişten beri mevcutlar mıydı ?
Bu soru hakkında kesin bir bilgi yoktur. Ayrıca başlangıçta yaratılmış cinslerden belli bir süreç
sonunda tesadüfî değil, ama Yaratıcının planlı ve sistemli bazı genetik müdahaleleriyle yeni türler
yaratması mümkündür. Bu evrime delil olarak gösterilemez. Çünkü bütün sistemleriyle mükemmel
yaratılmış bir cinste bütün temel doku ve organlar aynı kalarak, küçük bazı farkların ortaya
çıkarılması gibi bir türleşme yaşanabilir. Fakat türlerin birbirine karışması genetik, fizyolojik,
anatomik ve ekolojik çok sayıda faktör kullanılarak engellenmiştir. Ancak geçmişte bir cinsten farklı
birkaç tür meydana getirilip, daha sonra süreç kilitlenebilir ve türün özellikleri sabitlenebilir.
Nitekim bazı kısır tür melezleri böyle bir ihtimali akla getirmektedir.
Yeni türleri değil ama yeni ırkları (alttürleri) tabiatta gözlemleyebiliyoruz. Belirli coğrafî ve iklim
şartlarına maruz kalan, ana populasyondan ayrılmış küçük grupların zaman içinde belli genlerinin
frekanslarının değişmesiyle bazı özelliklerinin öne çıkması veya bazı özelliklerinin gerilemesi gibi
durumlarda ırklar meydana gelir, fakat bunlar aynı türe aittirler. Bunun ölçüsü de ırkların biraraya
gelerek çiftleşmeleri durumunda aynı türe ait melez ırklar meydana getirmeleridir. Eğer bunlar
çiftleşemeseydi veya çiftleşip kısır fertler meydana getirseydi, ayrı tür olmuş diyecektik. Çok uzun
zaman sürecine yayılan ırklaşma durumuna en güzel örnek, insan ırklarının meydana gelmesidir.
SorularlaEvrim: Evrim eskiye nazaran daha çok gündemde tutulmaya çalışlıyor. 2009 yılının
Darwin yılı ilan edilmesi bazı dergilerin evrimle ilgili daha fazla makale neşretmesi TV’de
evrim tartışmaları derken, evrim internette dahi çok daha fazla tartışmaya başlandı.
Türkiye’de evrimin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Arif Sarsılmaz: Evrim, ateizmin bilim kılıfı giymiş en kullanışlı kalkanı olduğundan ısrarla
gündemde tutulmaya çalışılıyor. Geçmişte çok fazla gündeme gelmemesinin sebebi, karşısında ciddi
bilgi birikimine sahip ilim adamlarının olmamasıydı. Çünkü ilim mahfilleri evrimcilerce işgal
edilmiş, evrime inanmayanlara hayat hakkı tanınmıyordu. Ancak zaman içinde bilhassa moleküler
biyoloji, biyokimya, embriyoloji ve fizyoloji gibi bilim dallarındaki ilerlemeler neticesinde hayatın
ne kadar kompleks ve mükemmel yaratıldığı görüldü. Tesadüflerin, akılsız atomların ve şuursuz
tabiatın böyle süper kompleks organizasyonları ortaya çıkarmayacağı anlaşıldı, indirgenemez
komplekslik gibi kavramlarla yaratılıştaki hassasiyet, ölçü, plan ve gayeli yaratılışlar, kısacası
varlıklardaki akıl almaz hikmet ilimler sayesinde daha açık ortaya konulmaya başladı. Bu durumda
sorgulanan evrimin açmazları giderek daha iyi görülür hale geldi. Neticede aklı selim sahibi bilim
adamları içinde evrime karşı çıkmalar artan bir şekilde çoğalmaya başladı. Saltanatının sallandığını
ve yıkılacağını hisseden evrimciler bütün himmet ve gayretleriyle hipotezlerinin yıkılmaması için
çalışıyorlar. Fakat artık meydan boş değil ve karşılarına çıkacak çok sayıda insan var. Hele artık
YÖK’deki demokratikleşme süreci hızlandıkça, bilim adamlarına geçmişte yapılan kadro vermeme
ve işten atılma tehditleri azaldıkça, birçok inançlı bilim adamının evrime karşı çıktıklarını daha fazla
göreceğiz. Dünyadaki bu gelişmelerin tabii bir uzantısı olarak Türkiye’nin bu durumdan bigâne
kalması düşünülemez.
Çeşitli kuruluşların başlattığı evrim karşıtı imza kampanyalarının hızla artması da bunun en tipik
göstergesidir.
SorularlaEvrim: Bazen televizyon programlarında veya internet sitelerinde evrim üzerine
sürüp giden ancak bir sonuca varılamayan tartışmalara şahit oluyoruz. Çoğu zaman taraflar
bilimsel delillerle konuştukları halde birbirlerini kabul etmiyorlar. Bunun sebebi nedir?
Evrimci bir bilim adamının bilimsel metodlarla yaratılışı kabul etmesi veya zıddının olması
mümkün müdür?
Arif Sarsılmaz:Bilimin bu mevzuda her iki inanış için de kullanılacak argümanları vardır. Bakış
açısı ve dünya görüşleri açısından her türlü iddiay kabul veya ret yönünde yorumlanmaya uygun
yapıdadır. Hem yaratılış hem evrim açısından laboratuara, deneye ve gözleme uygunluk arka
plandadır. Dolayısıyla son merhalede iş akıl ve mantık süzgeçlerinden geçirilmiş kalbî ve vicdanî
aydınlanma ile varılacak bir kanaatten öteye gidemez. Bu yüzden mesele artık bilimin sınırlarından
çıkmış, ideolojilerin ve inançların tartışma sahasına girmiştir. Zira evrimciler inançlarını artık bir
bilim olmaktan çok din hüviyetinde götürmekte olduklarından evrimin sorgulanmasını dinlerine
saldığı gibi algılamaktadırlar. Kıyamete kadar da bu mesele bir din kavgası şeklinde sürecek gibi
görünüyor.
SorularlaEvrim:Yeni bir kitap üzerine çalışıyor musunuz? Kitap hakkında bilgi verebilir
misiniz?
Arif Sarsılmaz:İki yeni kitap çalışmam var. Bir tanesi daha önce soru-cevap şeklinde çıkmış
kitabımın düz metin halinde bazı yeni değerlendirmeler ilavesiyle genişletilmiş hâli olacak. İkincisi
ise evrimcilerin iddialarını teker teker ele alıp sorgulayarak, hayatın mucizevî yönlerine daha fazla
vurgu yaparak, Batıdaki son gelişmeleri de katarak hazırlanan bir kitap olacak inşallah.
SorularlaEvrim:Hocam Söyleşi için Allah razı olsun Kitaplarınızı bekliyoruz.Allaha emanet
olun.
SorularlaEvrim
Download