S*ND*R*M S*STEM*

advertisement
HAZIRLAYAN: NEVZAT ALTIN
Sindirim nedir?



Kompleks besin maddelerinin, su ve enzimler yardımıyla
yapıtaşlarına(monomerlerine) kadar parçalanması olayına,
SİNDİRİM denir.
Sindirim reaksiyonları, su ve enzimlerden yararlandığı için
bir hidroliz olayıdır.
Hayvanların çoğunda kompleks besinleri sindiren yapılar
bulunur. Bu yapıların tamamına “SİNDİRİM SİSTEMİ” denir.
NOT; Vitaminler, madensel tuzlar ve su sindirim sisteminde
hiçbir değişikliğe uğramadan doğrudan kana geçer.
Sindirimin amacı;

Kompleks moleküllü besinleri hücre zarından geçebilecek
şekle dönüştürmektir. Bu reaksiyonlar esnasında gerekli olan
enerji, vücut sıcaklığından sağlanır (ATP kullanılmaz). Sindirim
reaksiyonlarında enerji üretilmez. Reaksiyonlar sonucu oluşan
sindirim ürünleri hücrelerde; enerji, yapı, onarım ve düzenleme
işlerinde kullanılır.
Sindirim Basamakları

Besinlerin organizmaya alınması; Sindirim sistemine sahip
canlılarda besinler ağızla alınır. Besinlerin alınmasında dudaklar,
dişler ve dil etkilidir.
 Mekanik olaylar; Besinlerin fiziksel olarak küçük parçalara
ayrılmasıdır. Buna “fiziksel (mekanik) sindirim” denir. Besinlerin
parçalanması ağızda dişlerle, mide ve bağırsaklarda ise kaslarla
gerçekleşir. Mekanik olaylar, ağızdan bağırsaklara doğru gidildikçe
azalır. Bu olayların amacı; besinlerin sindirim
yüzeyini artırarak enzimlerin etkisini hızlandırmaktır.
Ayrıca besinlerin sindirim enzimi ile karışmasını ve
yeterli bir hızla sindirim sisteminde hareketini sağlar.
 Kimyasal olaylar; Besinlerin su ve enzimler
yardımıyla parçalanma reaksiyonlarıdır. Ağızdan
bağırsaklara doğru artar. Kimyasal sindirim olarak
adlandırılan bu faaliyetleri, mekanik olaylar kolaylaştırıp,hızlandırırlar.
 Emilim; Sindirimin en son kademesidir. Sindirim sisteminde
monomerlerine kadar ayrışan besinler, ince bağırsak villuslarından
emilerek kana karışır. Sindirim ürünleri kandan hücreye girip, hücrede
canlıya uygun protein, hormon gibi moleküller yapılır (özümleme)
veya hücre için gerekli enerji elde edilir (yadımlama).
Sindirim Ürünlerinin Özellikleri;
Hücre zarından difüzyon veya aktif taşıma ile
geçebilecek küçüklüktedirler.

Hücreye girdiğinde, bazı moleküllerin yapıtaşı olarak
kullanılabilirler.

Hücreye girdiğinde enerji üretimde (solunumda)
kullanılabilirler.
 Tekrar hidroliz edilemeyecek kadar küçük moleküllerdir.

CEVAP;
Kimyasal sindirimde enzimler etkilerini dış
yüzeyden itibaren gösterirler. Bu nedenle yüzey
artması enzim etkinliğini artırır.
Mekanik sindirimle, besinlerin parçalanması
yüzey artışına neden olur. Bu da, besinlerin kısa
sürede kimyasal olarak sindirilmesini sağlar.
CEVAP B
Sindirim Çeşitleri
Canlılarda iki çeşit sindirim görülür.




Hücre İçi Sindirim
Hücre Dışı Sindirim
A) Hücre İçi Sindirim; Fagositoz veya pinositoz yoluyla alınan
besinlerin sitoplazmada besin kofulu içinde enzimler
yardımıyla hidroliz edilmesine denir.
Bir hücrelilerin bazılarında, akyuvarlarda,
çok hücrelilerden süngerlerde, hidrada ve
planaryada görülür.
Hücre içi sindirim yapan canlılar, büyük
moleküllerden faydalanamaz, ancak
hücre içine girebilecek kadar büyüklükteki
besinleri kullanabilir.
B)Hücre Dışı Sindirim;
Besinlerin hücre dışında sindirilmesi olayıdır. Bu sindirimde,
hücrelerin dış ortama salgıladıkları enzimlerle, kompleks
moleküllü besinler parçalanarak, hücre
zarından geçebilecek hale dönüştürürler.

Hücre dışı sindirimi yapan canlıların
çoğunda sindirim organları bulunur.

Sindirim organları; kompleks büyük
besinlerin dışarıdan alınışı, daha küçük
yapılarına parçalanmasını ve emilimini;
yani besinlerin hücre içinde kullanabilecek
hale dönüştürülmesini sağlar.
Bazı protistlerde, omurgasızlarda ve bütün
omurgalılarda hücre dışı sindirim görülür.

NOT; Sindirimin temeli, sindirim enzimleri ile organik besinlerin
reaksiyonlarıdır. Diğer işlevler, bu reaksiyonları hızlandırıcı ve
kolaylaştırıcı düzenlemelerdir.
Hücre dışı sindirimi, organizmanın dış ortamdaki kompleks
besinlerden faydalanmasını sağlar.
Canlılarda Sindirim Sistemleri
1) BİR HÜCRELİLERDE SİNDİRİM;
Amip, paramesyum ve öglena gibi bir hücreliler, yaşadıkları sıvı
ortamdan endositozla besinleri alarak hücre
içinde sindirir.

Diğer bir hücrelilerden farklı olarak ekmek
küfü ve bazı mantar türleri gibi çürükçül
canlılar, besin bulunan ortamlarda
yaşamlarını sürdürürler. Örneğin ekmek
üzerinde üreyen ekmek küfü, enzimlerini
ekmeğe salgıladıktan sonra sindirdikleri
besinleri içine alarak kullanır.

NOT;
Bir hücrelilerde,
hücre içi sindirim
görülür.
2) BİTKİLERDE SİNDİRİM;






Özel olarak gelişmiş sindirim sistemleri yoktur. Hücrelerde sentezlenen
besinler ya hemen kullanılır ya da daha sonra kullanılmak üzere depo
edilir. İhtiyaç duyulduğunda da, depo edilen besinler hücre içinde
monomerlerine dönüşerek ( hücre içi sindirim) hücre metabolizmasında
kullanılır.
Yalnızca böcekçil bitkiler hücre dışı sindirim yapar. Bu bitkiler azotça
fakir topraklarda yaşadıklarından, ihtiyaçları olan azotu, böcekleri hücre
dışında sindirerek karşılarlar.
Böcekçil bitkilerde hücre dışı sindirim,
dört aşamada gerçekleşir;
Bu bitkiler böcekleri kendilerine çeken
koku salgılar.
Bu şekilde dikkati çekilen böcek, yaprağa
konar ve yaprak nastik hareketle kapanır.
Yaprak enzim sindirmeye başlar ve böcekler
sindirilerek, protein ve nükleik asitlerinin yapı
taşlarına kadar parçalanır.
Amino asitler ve nükleik asitlerin yapı maddeleri,
yaprak yüzeyinden hücre içine alınır ve böylece
azotlu besinler hücre işlevlerinde kullanılır.
3) OMURGASIZLARDA SİNDİRİM;

Süngerlerde, hidra da, sölenterler de ve planarya gibi yassı solucanlarda
sindirim görevi de yapabilen basit bir vücut boşluğu (gastrovasküler
boşluk) vardır.Bu boşluk ağız ve anüs vazifesi görür.Boşluk içerisinde hem
hücre dışı hem de hücre içi sindirim gerçekleştirilir (planarya ve hidrada).

Yassı solucanlardan planarya da sindirim boşluğu, sindirilen besinlerin
dağıtımı ve emilmeyi kolaylaştıracak şekilde vücut içinde çok fazla
dallanmıştır.

Toprak solucanında(halkalı solucan) sindirim sistemi ağız, yutak,
yemek borusu, kursak, taşlık ve düz bir bağırsaktan meydana gelir.
Yutak salgısı ile besini yumuşatır ve kasılarak yemek borusuna iter.
Kursak geçici olarak depolar ve yumuşatır.taşlık kalın kaslı olup,
içindeki küçük taşlarla besinleri öğütür.Düz bağırsakta ise salgılanan
enzimlerle kimyasal sindirim gerçekleştirilir ve besinler emilir.

Böceklerde, ağızla alınan besinler sindirim sisteminde bir yönde
ilerler. Sindirim, ağızla anüs arasında özelleşmiş sindirim
organlarında gerçekleşir. Besini tutma, parçalama ve öğütmeye
yarayacak ağızdaki yapılar açısından böcekler oldukça çeşitlilik
gösterir.
Böceklerde Sindirimin Genel Özellikleri

Ağızla alınan besinler yutağa geçer.

Yutakta besinler bekletilir ve yumuşatılır.

Yutaktan yemek borusuna geçer.

Yemek borusundan kursağa geçer.

Kursakta besinler bir süre bekletilir, yumuşatılır.

Kursaktan mideye geçer.

Mide de enzimlerle besinler kimyasal sindirimle parçalanır.

Sindirilen besinler bağırsakta emilir.

Artıklar anüsten dışarı atılır.
4) OMURGALILARDA SİNDİRİM;
Omurgalı canlıların tamamında ağızla başlayıp anüsle tamamlanan
tam sindirim sistemi bulunur.

Omurgalıların sindirim borusuna karaciğer ve pankreas gibi
özelleşmiş sindirim bezleri açılır. Omurgalıların ağızlarındaki tükrük
bezlerinin salgısı, besinleri ıslattığı gibi onların bir bölümünün
sindiriminde de etkilidir.
NOT; Diğer omurgalı canlılardan farklı olarak memelilerde sindirim
sistemi, üreme ve boşaltım sistemlerinden (ürogenital sistem)
bağımsız olarak dışarıya açılır. Oysa memelilerin dışındaki
omurgalılardaki sindirim, boşaltım ve üreme sistemi birleşerek
kloak adı verilen bir delikle dışarıya açılır.

Balıklarda ve sürüngenlerde dişler, besini ağızda tutmaya;
memelilerde ise, çiğnemeye yarar.

Beslenme şekillerine göre diş yapılarında farklılıklar görülür.
Örneğin; etçil memelilerde kesici dişler; otçul memelilerde ise azı
dişleri daha iyi gelişmiştir.


Kuşlarda; gaga şeklini almış ağızda diş bulunmaz. Dişlerin yapmış olduğu
iş taşlık tarafından gerçekleştirilir. Yemek borusu yutağın alt kısmında
genişleyerek besinlerin depo edilmesini (yumuşatma) sağlayan kursağı
oluşturur. Mideleri “bezli mide” ve “kaslı mide” olmak üzere ikiye ayrılır.
Bezli mide sindirim enzimleri salgılarken, kaslı mide de taş ve benzeri
yapılar bulunur. Bu yüzden kaslı mide aynı zamanda taşlıktır.
Kuşlarda kimyasal sindirim ince bağırsağa bağlı pankreastan ve
karaciğerden gönderilen yardımcı sıvılar sayesinde gerçekleştirilir.

Memelilerde; geviş getirenlerinde mide; işkembe, börkenek, kırkbayır ve
şirden olmak üzere dört bölmelidir. Otçul olan bu canlılarda, besin öğütücü ve
kesici dişler tarafından alınır, işkembeye gönderilir. Burada belli bir süre depo
edilir. Bu sırada börkenekteki bazı bakteriler yardımıyla besindeki selülozun bir
bölümü parçalanır. Depolanan besin daha sonra ağza parça parça gönderilip
çiğnenir. Bu olaya geviş getirme denir. Ağızda çiğnenen besinler, ikinci kez
yutulunca; önce midenin kırkbayır sonra şirden bölümlerine geçer. Bu sırada
besin, sindirim sıvılarıyla parçalanır. Bu canlıların ince bağırsağı oldukça
uzundur.
Ağız
Yemek borusu
İşkembe
Börkenek
Ağız
Kırkbayır
Şirden
İnce bağırsak
Kalın bağırsak
Anüs
İNSANDA SİNDİRİM SİSTEMİ
İnsandaki sindirim sistemi diğerlerine oranla gelişmiştir. Karaciğer,
pankreas ve tükürük bezleri gibi organlarda sindirim için gerekli
salgıları üreterek sindirime yardımcı olur.
 Sindirim sisteminin kısımları:İnsanda sindirim borusu, ağız, yutak,
yemek borusu, mide, ince bağırsak,on iki parmak bağırsağı,kör
bağırsak,kalın bağırsak,rektum ve anüs olmak üzere bölümlere
ayrılır.
 Bu kanala, tükürük bezleri,mide çeperindeki bezcikler, karaciğer,
pankreas ve ince bağırsak çeperindeki bezcikler salgı
gönderirler.Bu bezler sindirimde görev yapan yardımcı
organlardır.Salgılarını büyük veya küçük kanalcıklarla
aktarılırlar.Bunun için dış salgı bezi( ekzokrin bez ) adını
alırlar.Bunlardan pankreas,mide ve ince bağırsak aynı zamanda
kana hormonda salgılarlar ( endokrin bez ).

AĞIZ VE DİL & DİŞLERİN YAPISI VE GÖREVLERİ
İnsan da sindirim ağızda başlar.Alınan besinler mekanik olarak
ağızda parçalanır.
 Dişler çiğnemeyle beraber besini tutmaya ve öğütmeye yarar.Bir
dişte başlıca üç kısım ayırt edilir.Diş etinin üstünde kalan kısım
taç,etle sarılan kısım boyun ve çene kemiği içindeki kısım ise kök
adını alır
 Dişin kesiti incelendiği zaman ,dıştan içe doğru üç önemli yapı ayırt
edilir.Mine denilen sert ve parlak tabaka dişin taç kısmını örter.Mine
tabakası vücudun en sert maddesini ihtiva eder.Mine tabakasının
altında dişin kemik kısmı dentin tabakası yer alır.İç kısımda ise
sinirler, kan damarları ve yumuşak bağ dokusundan yapılmış diş
özü bulunur.Dişler sert bir madde (çimento) ve diş fildişi zarı ile
çene kemiğine kaynaşır.İnsan çenesindeki dişlerin öndeki sekizi
kesici,dördü köpek dişi, sekizi küçük azı ve on ikisi de büyük azı
dişleri olarak adlandırılır.Memeliler hariç diğer dişliler dişlerini
yenileyebilir.

TÜKÜRÜK BEZLERİ & YUTAK VE YEMEK
BORUSU
Tükürük salgısı kulak altına( Parotis ),çene altına( Sub mandibularis
) ve dil altına( Sublingualis ) yerleşmiş üç çift bez tarafından
salgılanır.Tükürük içerisinde amilaz enzimi( pityalin ),pişmiş
nişastayı daha küçük moleküllere (dekstirin ve maltoz)
parçalayabilir.Günde bir litre salgılanır.Tükürük bezinde Rodomat
iyonları antimikrobial etkiye sahiptir
 Yemek borusunun duvarında içten dışa doğru; örtü epiteli, düz
kaslar ve bağ dokusu tabakaları yer alır.Organın duvarındaki halka
kaslar,kasılıp gevşeme hareketleri ile besinin ilerlemesine yardım
eder.Sindirim sistemindeki yemek borusu ve bağırsakların
duvarından başlayan bu düzenli kasılıp gevşeme hareketine
peristaltik hareket denir.Peristaltik hareketin tersden gerçekleşmesi
ile kusma meydana gelir.

MİDE



Midenin yemek borusu ile bağlandığı yere kardia ince bağırsağa bağlandığı
yere de pilor bölgesi denir.Mide duvarının yapısında içten dışa doğru başlıca
mukoza, alt mukoza,kaslı tabaka ve bağ dokusundan yapılmış bir örtü
(periton) tabakası olmak üzere dört tabaka bulunur.Midenin iç yüzeyini
kaplayan mukoza tabakasında bulunan epitel hücreleri tüp şeklinde mide
bezlerini meydana getirir.Bu bezler HCI ,pepsinojen ve süt çocuklarında lap(
renin ) enzimi,çok az miktarda da lipaz enzimi salgıladıklarından mide
asitikdir.Mideyi mukus korur.
Mide çeperindeki bazı hücreler, besinler mideye gelirken kana gastrin
hormunu salgılarlar.Bu hormon midenin HCI salgılamasını uyarır.HCI ise
mide boşluğunda pepsinojeni pepsine çevirir.Mide iç yüzeyi asitlerden
korunamazsa yanmalar başlar ve buna gastrit denir.Bu iltihaplanma
ilerleyerek yara halini alırsa ülser olarak adlandırılır.
Geviş getirenlerde mide: Hayvan dinlenirken, işkembedeki ot,börkenek adı
verilen daha ufak bölmeye aktarılır.Burada besinler simbiyotik bakteriler
tarafından parçalanır,daha sonra ağza geri getirilerek çiğnenir.Tekrar yutulan
besinler kırkbayır ve şirdende kimyasal sindirime uğrarlar.geviş
getirmeyenlerde ince bağırsak uzundur. İşkembe(Rumen),
börkenek(retikulum), kırkbayır( omasum), şirden(abamasum)
İNCE BAĞIRSAK
İnce bağırsak midenin pilor bölgesinden sonra gelen yaklaşık üç cm
çapında 7,5 metre boyunda çok fazla kıvrımlar yaparak uzanan bir
borudur.İnce bağırsak üç bölümden oluşmuştur.Mide ile birleştiği 22
cmlik bölüm on iki parmak bağırsağı( duedonum ), sonra gelen
kümeleşmiş bölüm boş bağırsak( jejenum ) ve en son kıvrımlı bölge
ise kıvrım bağırsak( ileum ) adını alır.Safra tuzları yalnız ileumdan
emilir.
 İnce bağırsağın yüzeyinde bulunan villus ve mikro villuslar ile
emilme yüzeyi 550 metre kareye çıkartılmıştır.Ayrıca pankreası
bikarbonatça zengin bir salgı yapması için uyaran sekretin hormonu
ile öd kesesini safra salgılaması için uyaran va pankreasdan enzim
salgılatan kolesistokinin hormunu yine ince bağırsak hücrelerinden
salgılanır.Asidik besinleri ince bağırsakta karaciğer ve pankreastan
gelen alkalik salgılarla nötrleştirilir.

KALIN BAĞIRSAK & PANKREAS
Kalın bağırsak , sindirilemeyen maddelerin toplandığı ve atıldığı 1,5
metre uzunluğunda bir organdır.ince bağırsak ile kalın bağırsağı
birleştiği yere kör bağırsak(çekum) denir.Burada apandiks denilen
parmak şeklinde bir çıkıntı görülür.Apandiksin iltihaplanmasına
apandist denir.kalın bağırsakta villus şeklinde katlanmalar
yoktur.Kalın bağırsakta insanla simbiyoz yaşayan bakteri florası( k
ve b vitaminlerini sentezlerler) mevcuttur.
 Mide ve on iki parmak bağırsağı arasında yer alır.Pankreas iç ve
dış salgı yapabilen karma bir bezdir.Pankreas ın sindirimle ilgili olan
salgıları wirsung kanalı ile water kabarcığına oradan da 12 parmak
bağırsağına dökülür.Sağlıklı bir insan,günde ortalama 1-1,5 litre
pankreas özsuyu salgılar.pankreasın öz suyu salması için gerekli
uyarıyı ince bağırsaktan salınan sekretin yapar.
 Pankreasın bu dış salgısı içinde başlıca Amilaz ,Lipaz , Tripsinojen
ve Kemotripsinojen bulunur.Pankreas öz suyu baziktir. Pankreasda
özelleşmiş bir doku olan langerhans adacıkları,bu bezin iç salgı
yapan kısmını meydana getirir.Buradan salgılanan insulin (kan
şekerini düşürür) ve glukagon(kan şekerini artırır) hormonları
doğrudan kan kılcallarına verilir.

KARACİĞER

Karaciğer, insan vücudunun en büyük organlarından biridir.Organ
Glisson kapsülü ile örtülüdür.Glisson kapsülü üzerinde karın zarı
(periton) sarar.Karaciğer sağ ve sol lop adı verilen başlıca iki
bölmeye ayrılır.Lopçugun merkezi boyunca uzanan damara merkezi
toplar damar veya lop iççi toplar damarı denir.Lopçuğun çevresinde
ise loplar arası toplar damarlar,loplar arası safra kanalı ve karaciğer
atar damarının kolları bulunur.Karaciğer iki kaynak dan kan
almaktadır.Birincisi bağırsaktan gelen kapı toplar damarıdır,ikincisi
aort dan gelen karaciğer atar damarıdır.Karaciğer üstü toplar
damarında ,kapı toplardamarından fazla glikoz vardır.Glikojen
büyük molekül olduğu için kanda bulunmaz.
KARACİĞERİN GÖREVLERİ
Yeni alyuvarları yapar ve yaşlılarını yıkar: Yaşlanan alyuvarlar
karaciğerde tahrip edilerek hemoglobinden safra pigmentleri ve
yeni alyuvarların hemoglobini yapılır.Kansızlık halinde alyuvarları
meydana getirir.Sinüslerin çeperindeki retiülo-endotel hücreleri
ileyeni alyuvarları yapar,kupfer hücreleri ile parcalar.
 Safrayı üretir ve salgılar: Karaciğer sağ lobunun alt yüzeyinde
safra kesesi(öd kesesi) bulunur.Karaciğer kanalı ,karaciğerden
çıktıkdan sonra ikiye ayrılır.Bir kol fazla salgıyı safra kesesine
götürür.Koledok kanalı adını alan diger kol ise safrayı 12 parmak
bağırsağındaki water kabarcıgına akıtır.Safra içerisinde safra
tuzları,kolesterol,yağ asitleri ,safraya özel rengini veren safra
pigmentleri ve su bulunur.Safra tuzları bağırsaktan geçerken % 90
oranında geri emilerek karaciğere gelir.Safra pigmentlerinin
tıkanmadan ötürü safra kesesine alınamaması sonucunda,safra
pigmentleri kana karışır ve sarılık oluşur.Safra artık maddelerin
kokuşmasını önler ve zararlı bakterilerin üremesine engel
olabilecek antiseptik bir görev yapar.

KARACİĞERİN GÖREVLERİ - 2





Karbonhidrat metabolizmasını düzenler: İnsulin yardımıyla
kandaki glukozu glikojen şeklinde depolar, gerektiğinde glukagon
yardımıyla glikojeni tekrar yıkarak kana verir. Glikozun depolanan
dan da fazlasını başka besinlere (yağ) dönüştürür.
Vitamin üretir ve depolar: Provitamin halindeki karoten i A
vitaminine dönüştürür(Kupfer hücrelerinde yapar).A,D, E ve K
vitaminleri ile demir ve bakır gibi bazı minareleri depolar.
Protein metabolizmasını düzenler: Proteinlerin yapısında yer alan
20 çeşit amino asitin 12 çeşitini sentezler ve depolar.Fazla proteini
yağlara çevirir.
Yağ metabolizmasını düzenler: Karbonhidrat ve proteinlerin
fazlasını yağa çevirir,yağları depolar.
Üre sentezini gerçekleştirir: Dokularda aminoasitlerin yıkımıyla
oluşan ve çok zehirli bir madde olan NH3(amonyak) daha az zararlı
üreye dönüştürülür.NH3 ,CO2 ile birleşir.
KARACİĞERİN GÖREVLER - 3
Pıhtılaşmada rol oynar: Kanama sırasında pıhtılaşmayı sağlayan
protrombin ve fibrinojeni üreterek kana verir.Kanın damar
içerisinde pıhtılaşmasını engelleyen heparin i meydana getirir.
 Toksik maddeleri etkisiz hale getirir: Besinlerle ve kanla gelen
toksik(zehirli) maddeleri parçalar(Kupfer hücreleri).Bunlardan en
önemlilerinden ikisi H2S ve H2O2 dir.Hidrojen peroksit katalaz
enzimi ile su ve oksijene parçalanır.
 Vücut ısısının düzenlenmesine etkisi: Karaciğer hücreleri ısı
üreterek kana verirler
 Savunmaya katkısı: Karaciğer hücreleri lenf yapımında da
görevlidirler.Aynı zamanda antikorların büyük bir kısmını da
yaparlar.

İNSANDA BESİNLERİN SİNDİRİMİ
Besinlerdeki büyük moleküllü maddelerin,sindirim enzimlerinin etkisi
ve metabolik yollarla parçalanarak kendilerini meydana getiren
küçük yapı taşlarına ayrılmasına kimyasal sindirim(hidroliz)
denir.Su önemli bir görev alır.Kimyasal sindirim ile proteinler
aminoasitlere ,karbonhidratlar monosakkaritlere,yağlar yağ asidi ve
gliserole parçalanarak hücre zarından geçecek küçüklüğe getirilir.
 İnsanlar ve hayvanlar vitamin üretemezler.Gerekli olan vitaminleri
bitkilerden alırlar.B ve K gibi bazı vitaminler hayvanların ve
insanların bağırsaklarında yaşayan mikroorganizmalar tarafından
sentezlenebilir.Hayvanlar yedek besinlerini glikojen ve yağ
şeklinde,bitkiler ise nişasta şeklinde depo eder.

KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ

Karbonhidratların kana geçebilmesi için sindirim organlarında en
küçük yapı birimi olan glukoz,fruktoz,galaktoz,riboz ve deoksiriboz
monomerlerine kadar parçalanmalıdır.Karbonhidratların sindirim
ağızda başlar.Besin ağızda çiğnenirken tükrükteki amilaz(pityalin)
enzimi, nişasta ve glikojen molekülündeki bağları koparır ve
dekstrin ve maltoza ayırır.Pityalin bazik ortamlarda etkilidir.
Nişasta & Glikojen → Maltoz, Dekstrin

Yukarıdaki denklem nişastanın tümü için geçerli değildir. Ağızda
fazla süre kalmazlar. Karbonhidratlar mideden hiçbir kimyasal
değişikliğe uğramadan 12 parmak bağırsağına gelir.Besin
bağırsağa girdiğinde,bağırsak hücrelerinden pankreası uyaran
sekretin hormonu salınır.Sekretin pankreastan öz suların
salgılanmasına sebep olur.
KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ - 2

Pankreas öz sularındaki amilaz, ağızda tam olarak parçalanmadan
12 parmak bağırsağına gelen nişastayı ve dekstrini maltoz
moleküllerine parçalar.
Nişasta ve Dekstrin + Su → Maltoz

İnce bağırsaklara kadar,yapı birimlerine ayrılmadan gelen
karbonhidratlara, ince bağırsak bezlerinden salgılanan
enzimler(karbonhidrazlar) etki eder.
Maltoz(arpa şekeri) + su → Glikoz + Glikoz
Sükroz(çay şekeri) + su → Glikoz + Fruktoz
Laktoz(süt şekeri) + su → Glikoz + Galaktoz
KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ - 3

Bağırsak boşluğunda bulunan glikoz aktif taşıma ile epitelyum
hücrelerine geçer.Epitel hücrelerinden kan dolaşımına difüzyonla
katılır.İnsan vücudunda selüloz sindirici enzim bulunmadığı
için,selüloz dışkı ile atılır.Bahçe salyangozu ,bazı bakteriler,bazı kın
kanatlı böcekler selülaz enzimi salgılarlar.Hiçbir omurgalı selülozun
sindirimini yapamaz.
PROTENLERİN SİNDİRİMİ

Proteinlerin kimyasal sindirimi midede başlar; ince bağırsak da
tamamlanır.Besin mideye geldiği zaman mide hücreleri Gastrin
salgılar. Gastrin, mide bezlerinin hidroklorik asit(HCI) salgılamasını
sağlar.
Pepsinojen (pasif enzim) + HCI → Pepsin (aktif enzim)
Proteinler+ Su + Pepsin → Polipeptidler (peptonlar)
Süt + Lap ( süt çocukları ) → Kazein + Su
Kazein + Su + Pepsin → Polipeptid + Aminoasitler
PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ - 2

Sindiriminde etkisiyle besinlerin midede bulamaç halina gelmiş
şekline kimus adı verilir.Bazı vitaminler ve ilaçlar mideden
emilir.Kimus 12 parmak bağırsağına geldiği zaman,
Tripsinojen ( pasif ) → Tripsin( aktif )
Kimotripsinojen ( pasif ) → Kimotripsin ( aktif )

Mideden polipeptid(pepton) halinde gelen proteinler tripsin ve
kimotripsin enzimleri ile parçalanarak küçük yapı birimleri olan
dipeptidlere ve aminoasitlere parçalanır.Enterokinaz ince bağırsak
öz suyunda mevcutdur. Peptidler ince bağırsakların salgısındaki
Erepsin enzimi ile etkileşerek aminoasitlere ayrılır.
PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ - 3
Peptidler ( dipeptidler ) + Su → Aminoasitler

Böylece,sindirim kanalına alınan proteinler Pepsin, Tripsin,
Kimotripsin, Erepsin, karboksipeptidaz ve ince bağırsaktan
salgılanan en az iki peptidaz enziminin müşterek faaliyetleri ile
parçalanır .Bütün sindirim enzimleri protein yapıda olup, sağlıklı bir
insan günde 100 gr enzim salgılar. Salgılanan enzimler ince
bağırsağın son kısmında tekrar hidroliz edilerek emilir.
YAĞLARIN SİNDİRİMİ

Yağların ince bağırsaktan emilebilmesi için yağ asitleri ve gliserine
kadar parçalanması gerekir.Kimus içindeki yağlar,safra tuzlarının ve
pankreasdan lipaz enziminin etkisiyle yağ asidi ve gliserole
ayrılır.Safra tuzları,yağ damlalarının yüzeyini artırarak lipaz
enziminin etkisini kolaylaştırır(mekanik etki).
Yağlar + Su → Yağ asitleri + Gliserol

Karbonhidrat,protein ve yağların kimyasal parçalanmasından sonra
ince bağırsakta meydana gelen süte benzer sıvıya Kilus denir.
Dışarıdan alınan besinlerin içinde fazla oranda nükleik asitte
bulunur.Bunların sindirimini sağlayan ribonükleaz ve
deoksiribonükleaz enzimleri pankreasdan ,fosfatazlar ise bağırsak
mukozasından salgılanır.
SİNDİRİLEN MADDELERİN EMİLMESİ
Besin maddelerinin aminoasit,yağ asiti ve glikoz gibi besleyici yapı
birimlerine parçalanmasından sonra ,ince bağırsaktaki epitelyum
hücreleri tarafından alınmasına Emilme denir.İnce bağırsağın iç
yüzeyini kaplayan epitel doku ,emilme yüzeyini genişletmeye
yarayan çok sayıda parmak şeklinde çıkıntılar yapar.Bu çıkıntılara
Villus(Tümür) denir.
 Bağırsak iç yüzeyindeki bu büyük çıkıntılardan başka,epitelyum
hücrelerinin üst yüzeyindeki sitoplazma katlanmaları da Mikrovillus
denilen özel yapıları meydana getirir.İnce bağırsakta hem doku
katlanmaları,hücre zarı katlanmaları görülür.Tümürler lenf damarı
ile bunu bir ağ gibi saran kılcal damarlarını bulundurur.İnce
bağırsaktaki emilme,difüzyonla, ozmosla, aktif taşıma ile olur.

SİNDİRİLEN MADDELERİN EMİLMESİ - 2
Glikoz ve aminoasitlerin hücre zarından geçişi aktif taşıma ile
olur.İnce bağırsağın boydan boya her tarafında bulunan bu emme
kabiliyeti her biri belli bir amino asit grubu için özel olan birkaç aktif
taşıma mekanizması sayesinde gerçekleşir.Bazı kısa zincirli yağ
asitleri ise hücrelere difüzyonla girebilir.
 Galaktoz glikozdan, glikozda fruktozdan daha kolay ve çabuk
emilir.Yağların sindirilmesi ile oluşan gliserol ve yağ aitleri önce lenf
kılcallarına,lenf düğümüne,peke sarnıcı,lenfa göğüs kanalı,sol
köprücük altı toplar damarı yolunu izleyerek kalbe ulaşır.
 Beslenme sonucunda, normal bir insanda sindirim ürünlerinden,
karbonhidratların hepsi, yağların %95 ve proteinlerin % 90
kadarı,ince bağırsaklardan geçerken emilir.

SİNDİRİLEN MADDELERİN TAŞINMASI

Kanla Taşınma Yolu: Glikoz, galaktoz, fruktoz,
aminoasit,minareler,su ve vitaminler ince bağırsak hücrelerinden
düfüzyon ve aktif taşıma ile kan damarlarına geçer.
Besin maddeleri → İnce bağırsak kılcalı → Karaciğer kapı toplar
damarı → Karaciğer → Karaciğer üstü toplar damarı → Alt ana
toplar damarı → Kalbin sağ kulakçığı

Lenfle Taşınma Yolu: Sindirim sonucu oluşan gliserol ve yağ asitleri
ince bağısak epitelyum hücreleri tarafından emilir ve yine hücrenin
ihtiyacı olan trigliseritler ve fosfo gliseritler sentezlenir.Yeni
sentezlenen lipid albuminle kaplanır ve Şilomikron küçük
damlaçıklar halinde lenf damarlarına verilir.Yağda eriyen A,D,E ve
K lenf sistemi ile taşınır.
SİNDİRİLEN MADDELERİN TAŞINMASI - 2
Besin maddeleri → Tümör → Kilüs borusu → Peke sarnıcı → Göğüs kanalı
→ Sol köprücük altı toplar damarı → Üst ana toplar damar → Kalbin
sağ kulakçığı

Sindirilen maddelerin taşınması kanla hızlı fakat lenf ile yavaştır.

Kalın Bağırsakta Suyun Emilmesi: Kilüs, ince bağırsaktan geçerken
besleyici maddelerle suyun büyük bir kısmı emilir. Hala sıvı haldeki
kilüs içerisindeki su , pankreas özsuyu ve safra tuzları ile birlikte kalın
bağırsağa geçer. Kalın bağırsakta bakteri faaliyetleri ile bazı vitaminler (
K ve B vitaminleri ) ve gazlarda meydana gelir. Sindirilemeyen
artıklardaki suyun ve yaralı maddelerin bir kısmı tekrar tekrar kalın
bağırsak tarafından emilir.
Dışkı içerisinde, sindirilemeyen selüloz, protein, yağ, epitelyum hücre
döküntüleri, inorganik maddeler, sindirim salgıları artığı ve bakteriler
vardır. Eğer kalın bağırsak iltihaplanır ve su emilimi tam yapılamazsa
İshal olur. Fazla su emilirse kabızlık meydana gelir.

KAYNAKÇA
www.biyolojisitesi.net
 www.biyolojiokulu.net
 www.biyolojilisesi.net

Download