Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Enerji Yatırımlarında Yeni Alternatif; Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Dünyada meydana gelen kamu yönetimi anlayışındaki değişimlere paralel olarak, devletler ekonomik ve sosyal alandaki rollerini azaltmakta, idari, politik ve ekonomik yapıları serbestleştirmekte, farklı ekonomik modeller ile toplumların ihtiyaçlarını gidermeye yönelmektedirler. Dolayısıyla eğitim, sağlık ve yenilenebilir enerji gibi birçok farklı iktisadi alanda özel sektörler tarafından yatırımlar yapılmaya başlanmıştır. Gelişmiş birçok ülkede, kamu ve özel sektörün yanında üçüncü sektör olarak tanımlanan kooperatifler, kendi kendine yardım eden ve kendi sorumluluklarını yüklenen ekonomik toplumsal dayanışma örgütleri olarak ortaya çıkmış ve sosyo-ekonomik alandaki boşluğu büyük ölçüde doldurarak ekonominin her alanında faaliyet göstermeye başlamıştır. Özellikle yenilenebilir enerji alanında kooperatif yatırımların artması enerji piyasasında toplum için alternatif yatırım imkanları yaratmıştır. Sahip oldukları topluma karşı sorumluluk ilkesi sayesinde kooperatifler, yerel faydadan genel faydaya katkı sağlayan yenilenebilir enerji alanına yönelmiştir. Sürekli devam eden doğal süreçlerde var olan, kaynağını güneşten, doğadan ve atık maddelerden alan yenilenebilir enerji, doğal akış ile hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal, biokütle, dalga, akıntı enerjisi ve gel-git gibi fosil olmayan yani tükenmeyen kaynaklardan elde edilen bir enerji türüdür.[1] Söz konusu kaynaklara dayalı yerel ve yenilenebilir enerji yatırımlarının, ister küçük ister büyük ölçekte, ister şehir ister kırsal alanda olsun, imece usulünün bir ürünü olarak kurulan kooperatifler çatısı altında değerlendirilmesi; Enerjinin tüketileceği yerde üretilmesi ile yerel kaynakların yerel halk tarafından kullanılması, Enerji sistemimizdeki kayıp oranlarının azaltılması, İstihdam üzerinde yaratacağı olumlu etki, Toplumun ekonomiye katılımı ve enerji konusunda söz sahibi olabilmesi, Enerjide tekelleşmeyi önleyerek enerji fiyatlarının düşürülmesi, Sermayenin tabana yayılması, Yerel kalkınmayı sağlaması, Çevreye olumlu etkisi, Özellikle ülke enerji bağımlılık oranlarının düşürülmesi hususlarında önemli katkılar sağlamaktadır. Dünyada Yenilenebilir Enerji Kooperatif Örnekleri Dünyanın birçok ülkesinde kooperatifler, yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimini teşvik etmek amacıyla sağlanan destekler sayesinde, dünya temiz enerji üretimine katkı sağlamaktadır. Özellikle 70’li yıllarda yaşanan petrol krizi ve sonrasında enerji politikalarında yaşanan değişimler, insan varlığı için tehdit oluşturmaya başlayan çevre sorunları ve buna paralel olarak artan enerji fiyatları, çevreye duyarlı vatandaşları bir araya getirerek yenilenebilir enerji alanında kooperatifleşmelerini sağlamıştır. Bu doğrultuda, Feed-In Tariff (Tarife Garantisi Sistemi) gibi başarılı teşvik mekanizmalarının da katkısı ile yenilenebilir enerji kooperatifleri, Almanya, İngiltere ve Danimarka başta olmak üzere Kanada, ABD, Avustralya gibi dünyanın gelişmiş ülkelerinde kurulmaya başlamıştır. Söz konusu ülkeler içerisinde Danimarka, Avrupa’nın en güçlü yenilenebilir enerji kooperatiflerine sahip ülkesi olarak kabul edilmektedir. Bugün, Almanya ve Danimarka’da yenilenebilir enerji tesislerinin yarıdan fazlası, toplumun ekonomiye ve enerji piyasasına katılımını sağlamada önemli bir yeri olan kooperatif şeklinde kurulmaktadır. Bunun nedeni, sadece bu ülkelerde değil yenilenebilir enerji kooperatiflerinin kurulduğu tüm ülkelerde, toplumsal dayanışma bilinci ile hareket eden ülke halkının, yerel ihtiyaçlarını ve kendi enerji bağımsızlıklarını kazanma isteğidir. Bu sayede, ülkelerin yenilenebilir enerji politikaları ile ilgili yapı, ölçek ve üretimde kullandığı çeşit bakımından önemli farklılıklar olmasına rağmen, kooperatiflerin enerji konusunda diğer şirket türlerinden herhangi bir fark gözetilmeden faaliyet gösterebildiği görülmüştür. Özellikle Avrupa’da, enerji ve kooperatifçilik politikaları ile uygulanan olumlu teşvik mekanizmaları, kısıtlı ekonomik imkanlar ile kurulan yenilenebilir enerji kooperatiflerinin gelişimi için önemli bir itici güç olmuştur. Danimarka ve Almanya’nın bu konudaki uzun süreli başarısının yegane sebebi, yenilenebilir enerji alanındaki teşvik mekanizmaları içinde en yaygını olan “Tarife Garantili Program”ı (Feed-in Tariff) uygulamalarıdır. Yine Kanada’nın Ontario Eyaletinde yenilenebilir enerji kooperatiflerinin bu seviyede gelişmesi, 2009 yılında uygulanmaya başlanan Tarife Garantili Program sayesinde olmuştur. SONUÇ Kuruluşlarından bu yana, kooperatifler belli değerler ve etik kriterler göz önüne alınarak gelişim göstermiş ve bugüne kadar bu özelliklerini korumayı başarmışlardır. Sahip oldukları bu değerler, kooperatiflerin farklı alanlarda faaliyet göstermesini sağlamıştır. Bizzat girişimcilerin sosyal sorumluluklar alması gerekliliği, onları gerçek kooperatif olgusunu anlamalarını ve bu konuda çeşitli politikalar oluşturarak faaliyetlerini bu alana yöneltmelerini sağlamıştır. Yenilenebilir enerji kooperatifleri uygulanan bu politikaların bir ürünüdür. Söz konusu politikadan hareketle yenilenebilir enerji sektöründe Kooperatifler sayesinde alternatif bir girişim modeli yaratılması, özellikle yerel ve yenilenebilir kaynakların bölge halkı tarafından değerlendirilmesinin sağlanması gerekmektedir. 17 Ekim 2012 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren “Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı” na dayanarak Dünya’nın önemli ekonomilerinden biri haline gelen Türkiye; sahip olduğu zengin yenilenebilir enerji kaynakları ile köklü kooperatifçilik tarihini, toplumsal sorumluluk ilkesi sayesinde, tek bir kurumsal yapı altında buluşturarak, ortaklarının katkılarını, uygulanabilir iktisadi projeler içine kanalize edebilen, yerel ve yenilenebilir kaynakları en doğru şekilde değerlendirerek enerji üretimi yapan kooperatif işletme modelini en kısa sürede hayata geçirecek ve dünya liderleri arasında yerini alacaktır. Bu doğrultuda gerekli olan tüm çalışmalar devam etmektedir.