federal almanya`da abitur eğitimlerine devam eden türkiye kökenli

advertisement
FEDERAL ALMANYA’DA
ABİTUR EĞİTİMLERİNE
DEVAM EDEN TÜRKİYE
KÖKENLİ GENÇLERİN
PROFİLİ ARAŞTIRMASI
Öğr. Gör. Dr. Sema Buz
Derya Ovalı
Araştırmanın Amacı
• Türk kökenli göçmen öğrenciler
içinde % 8-9’luk bir kesimi oluşturan
Abitur yapan öğrencilerin başarılı
olma dinamiklerini belirlemek ve
irdelemektir.
Araştırmanın Yöntemi
• Federal Almanya’nın farklı
eyaletlerinde yaşayan ve abiturlarına
devam eden 48 öğrenciye Almanya
Türk Toplumu (TGD) tarafından
yapılan 3 günlük (21-23 Haziran
2007) danışmanlık programında
ulaşılmıştır.
Araştırmanın Yöntemi
• Araştırmacılar tarafından geliştirilen
sosyodemografik, aileyle ilgili,
çevreyle ilgili, eğitimle ilgili ve genel
olarak aidiyetle ilgili soruları içeren
görüşme formu öğrenciler tarafından
yanıtlanmıştır.
Bulgular ve Yorum
• Araştırmaya katılanların % 60’ı
kadın, % 40’ı erkektir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş
yoğunluğu 19 yaş olup yaklaşık %
67yi bulmaktadır. Ardından 20 yaş %
19 ile takip etmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin
Almanya’nın farklı eyaletlerinde doğdukları
görülmektedir. Buna ek olarak Türkiye’de
doğan ve sonradan Almanya’ya gelen 4
kişinin de olduğu görülmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin yarısı
Alman, yarısı ise Türk vatandaşlığına
sahiptir. Her iki oran da birbirine eşittir.
Alman-Türk her iki vatandaşlığa sahip
olanların oranı ise % 4.2 olarak
belirlenmiştir.
• Araştırmaya katılan ve Alman vatandaşı
olan öğrencilerin Alman vatandaşlığını
kazanma yaşları 6 ve 19 yaşları arasında
değişim göstermektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin aileleriyle
en çok konuştukları dil % 62,5 ile Türkçe
olarak belirlenmiştir. Ardından yaklaşık %
17’lik bir oranla Türkçe-Almanca diyenler
gelmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrenciler kardeşleriyle
yaklaşık % 44 civarında Almanca
konuşmaktadırlar. Ardından AlmancaTürkçe ve Türkçe-Almanca gelmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin % 60’ı
arkadaşlarıyla Almanca konuşmaktadırlar.
Arkadaşlarıyla Almanca-Türkçe
konuşanların oranı % 20’dir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin büyük
çoğunluğu (%35,4) en yakın arkadaş
olarak Alman arkadaşa sahip olduğunu
belirtmiştir. Bunu Türk arkadaş takip
etmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin okul
dışında çalışma durumlarına bakıldığında
yaklaşık % 67’sinin çalıştığı görülmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin % 33,3’ü
gönüllü bir işte çalışmakta, çoğunluğu
gönüllü çalışmamaktadır.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık
yarısı Almanların çoğunlukta olduğu bir
çevrede yaşadıklarını ifade etmişlerdir.
Bunu Alman ve farklı milliyetler diyenler
gelmekte ve onu Türkler çoğunlukta
diyenler izlemektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin %
91,7’sinin kardeşi bulunmaktadır.
• Araştırmaya katılan öğrenciler içinde
kardeş sayısı 1 ve 2 olanlar birbirine eşittir
ve % 31 civarındadır.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin
kardeşleriyle anlaşma durumu % 56 ile
çok iyi ve % 33,3 ile iyi olarak ifade
edilmiştir. Bu oranların toplamı öğrencilerin
kardeşleriyle iyi bir iletişimleri olduğunu
göstermektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık %
73’ünün kendilerine ait odaları
bulunmaktadır. Bu durum öğrencilerin
çalışma ortamı açısından önemli ve
eğitimlerini destekleyici bir faktör olarak
değerlendirilebilir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin % 35,4’ünün
•
annelerin hiç eğitimi yoktur. Bunu % 27 ile
Hauptschule mezunları izlemektedir.
Üniversite eğitimi olan annelerin oranı ise
oldukça düşük olup % 4 civarındadır.
Araştırmaya katılan öğrencilerin babalarının
eğitim durumlarında ise farklılıklar
görülmektedir. Hiç eğitimi olmayan babaların
oranı daha düşük olup % 15 civarındadır.
Babalar içinde Hauptschule bitirenlerin oranı
% 38 ve üniversite bitirenlerin oranı ise 8,3
olarak belirlenmiştir. Babaların eğitim
durumlarının, annelere göre daha yüksek
olduğu görülmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin büyük
çoğunluğunun (%94) anne ve babaları
birlikte yaşamaktadır. Ayrı olanların oranı
% 4,2 olarak belirlenmiştir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin
annelerinin Almanca bilgisi yoğunlukla %
60,4 ile idare eder olarak belirtilmiştir. İyi
diyenlerin oranı yaklaşık %23’tür. Çok iyi
olanlar ise % 10,4 olarak belirlenmiştir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin
babalarının Almanca bilgisi yaklaşık % 48
ile iyi olarak belirtilmiştir. Çok iyi diyenlerin
oranı yaklaşık %23’tür. İdare eder olarak
belirtilenler ise yaklaşık % 17 olarak
belirlenmiştir. Babaların Almanca bilgisinin
genel olarak annelerden daha iyi düzeyde
olduğu görülmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin
annelerinin yaklaşık % 44’ü çalışmakta ve
yüzde % 56’sı çalışmamaktadır.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin
annelerinin % 56,3’ünün mesleği yoktur
ve ev hanımıdırlar. Annelerin meslek
yoğunluğu % 10,4 ile işçi olarak ortaya
konmuştur. Bunun dışında çalışılan alanlar
kendi işyeri, sağlık, kimya, temizlik gibi
sektörlerdir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin
babalarında meslek sahibi olmayanların
oranı annelere göre daha düşük olup
yaklaşık % 21 olarak belirlenmiştir. Babalar
içinde işçi olanların oranı yaklaşık % 21’dir.
Kendi dükkanı olanların oranı % 10,4
olarak belirlenmiştir. Babaların çalıştığı
sektörler büyük bir çeşitlilik göstermekte
ticaret, taşıma, eğitim, kimya, kamu
sektörü gibi alanları kapsamaktadır.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin çoğunun
okuduğu çevrelerde Almanlar yaklaşık %
48 ile başta gelmektedir. Bunu çoğu Alman
ve farklı milliyetlerden diyenler yaklaşık %
30 ile takip etmektedir. Çoğu Türk diyenler
ise %12,5 olarak belirlenmiştir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin % 87,5’i
kreşe gitmişlerdir. Kreşe gitmeyenlerin
oranı oldukça düşüktür. Bu durumun
öğrencilerin başarısı üzerinde olumlu etkisi
olduğu düşünülmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin büyük
çoğunluğu 3 ve üzeri yaşlarda kreşe
gitmişlerdir. Bu yaşlar çocukların gerek
Almanca dilini öğrenmesi gerekse
sosyalleşmeleri açısından büyük önem
taşımaktadır.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin %77 gibi
büyük çoğunluğu sınıf tekrarı yapmamıştır.
Ancak yaklaşık beşte biri sınıf tekrarı
yapmıştır.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin
yaklaşık %70’i için abitur yapma nedeni
olarak daha iyi bir gelecek ve yaşam
standardını sağlayacağını düşünmeleri
başta gelmektedir. Bunu % 10’luk
oranlarla başarılı olmam için ve iyi bir
mesleğim olmasını istedikleri için cevapları
izlemektedir.
• Aileler için görüldüğü üzere abitur yapma
daha iyi bir gelecek ve yaşam standardı
için yaşamsal öneme sahiptir. Eğitim bu
koşullara kavuşma anlamında çok
belirleyici bir yerde durmaktadır.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin abitur
yapmayı isteme nedenlerinin başında %
81 ile okumak, öğrenmek ve çalışmak için
gibi oldukça kapsamlı bir cevap gelmiştir.
Öğrenciler için eğitim görüldüğü gibi çoklu
amaçlara ulaşmak için merkezi bir önemde
görülmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin %77 gibi
büyük bir çoğunluğunun çevresinde abitur
yapan arkadaşları bulunmaktadır. Bu
yüksek oranı, öğrencilerin abitur
yapmalarını destekleyen ve katkı veren bir
unsur olarak değerlendirmek mümkündür.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin
yaklaşık yarısından fazlası (%62,5)
öğrencilerin eğitimine derslerine ve
ödevlerine yardım etmek yoluyla destek
vermişlerdir. Bunun dışında ek derse/kursa
yollama, okumaya motive etme, manevi
destek verme gibi yollarla çocuklarının
eğitiminde olumlu tutumlar
sergilemişlerdir. Eğitime destek
vermeyenler ise yaklaşık %15 civarındadır.
Ancak genelde %85 oranında ailelerin
eğitim konusunda olumlu ve destekleyici
olduğu görülmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin öğretmenlerinin
•
öğrencilerine destek verme oranları ve hiç destek
olmama oranları yaklaşık olarak birbirine yakın
görünmektedir (%45).
Araştırmaya katılan öğrenciler içinde okulda
hiçbir problem yaşamadığını belirtenler yaklaşık
% 40 oranındadır. Kalan %60’lık öğrenci grubu
içinde okulda sorun yaşadığını belirtenler içinde
en önde gelen sorunlar dil sorunu, aile/arkadaş
ve öğretmenlerden destek alamama ve ayrımcılık
yaşama gelmektedir. Bunları derslerin zorluğu,
ekonomik zorluklar, arkadaş bulamama sıkıntısı,
motivasyon eksikliği, tembellik sorunu ve
tümünü yaşadım diyenler izlemektedir.
Görüldüğü üzere sorun yaşayan öğrencilerin
sorunları büyük bir çeşitlilik göstermektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin eğitimle
ilgili sorunlarını çözme yolları içinde
yaklaşık %25 ile çalışarak çözdüm cevabı
başta gelmektedir. Bunu kendi çabasıyla
çözme, hırs yaparak çözme, aile desteği ve
kendi çabası ile çözme, deneyim kazanarak
çözme, sorunları görmezden gelerek
çözme, soruna konsantre olarak çözme,
okuma, çalışma, hırs, sabır ve inatla çözme
ve öğretmen desteğiyle çözme gibi yollar
izlemektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerden %55’i
okullarında ayrımcılıkla karşılaştıklarını dile
getirmişlerdir. Öğrencilerin yarıdan biraz
fazlasının ayrımcılıkla karşılaştığı
görülmüştür.
• Ayrımcılık nedenleri olarak ise yabancılara
karşı önyargı, öğretmenlerin ayrımcı
tutumları, konuşma farklılığından dolayı
uğranılan ayrımcılık ve Alman tarih
derslerine bir göçmen olarak hakim
olamamaktan kaynaklanan ayrımcılık,
Alman arkadaşlarından her zaman daha
fazla çalışmak zorunda olmadan
kaynaklanan ayrımcılık gibi boyutlar cevap
olarak verilmiştir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin %91’i
abiturdan sonra istediği bir üniversite
bölümünde okumayı düşünmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin
üniversitede okumayı istedikleri bölümler
büyük bir çeşitlilik göstermektedir. Bunlar
içinde %25 ile ekonomi başta gelmekte ve
en popüler bölüm özelliği göstermektedir.
Bunu politika, eğitim, mühendislik ve
mimarlık izlemektedir. Diğer bölümler ise
hukuk, bilişim, diş hekimliği, gazetecilik,
uluslararası yönetim, işletme, moda
tasarımı, oyunculuk, pedagoji, psikoloji,
spor, tıp ve uluslararası ilişkiler
izlemektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık %84’ü
•
Almanya’da okumak ve çalışmak istediklerini
belirtmişlerdir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık %44’ü
Türkiye’de yaşama veya çalışmayı
düşünmediğini belirtmiştir. Türkiye’de yaşama
veya çalışmayı düşünenlerin oranı ise % 33’tür.
Türkiye’de yaşamayı düşünenler %10,5 ve
Türkiye’de çalışmayı düşünenler %12,5
oranındadır. Bu oranlara bakarak öğrencilerin
yaklaşık yarısının ileride Türkiye ile ilgili sınırlı
ya da devamlı ikamet amaçlı gelmeyi
düşündüklerini göstermektedir. Bu oranları
dikkate alarak Almanya’dan Türkiye’ye
yönelecek olan bu kalifiye grubu göz önünde
tutmak ve onlara yönelik planlamalar yapmak
gerekmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık
yarısı boş zamanlarını birden fazla
etkinlikle değerlendirmektedir. Bu
etkinlikler içinde spor başta gelmektedir.
Spor dışında gönüllü dernek çalışması,
konser, disko, dans, kitap okuma ve
sinema gelmektedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık
%73’ü tatillerinde Türkiye’ye gitmektedir.
Bunu takip eden cevaplar Avrupa ve her
yer olarak belirtilmiştir. Türkiye ile tatil
anlamında ilişkiler devam etmektedir. Bu
tatillerin bir kısmı akraba ziyaretleri ve
ardından bir tatil yerinde geçirilen tatil
şeklindedir.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin yaklaşık
%46’sı tatile kendi başına, aile ve
arkadaşlarıyla birlikte gittiklerini
belirtmişlerdir. Bunu ailemle giderim
diyenler %33 oranı ile takip etmektedir.
Arkadaşlarıyla gidenlerin oranı yaklaşık
%17 iken, yalnız başına gidenler %4
oranındadır.
• Araştırmaya katılan öğrencilerin kendilerini
ait hissettikleri kimlikler konusunda çok
farklı cevaplar verilmiştir. En baskın aidiyet
yaklaşık %17 ile “Alman-Türk” olarak
belirtilmiştir. Bunu %10,5 ile “Türk” ve
“Türk-Müslüman” izlemektedir. Bunu
“Alman-Türk ve Avrupalı” ve “Avrupalı ve
Alman-Türk” olarak nitelendirenler
izlemektedir. Aidiyetler konusunda en çok
dikka çeken şey tireli kimlikler denen
birden fazla kimlik ve aidiyetin bir arada
kullanımı olmuştur. En çok ait hissedilen
kimlik Alman-Türk’tür ve bu aidiyet,
entegrasyon tartışmaları açısından önemli
bir veri sunmaktadır.
Sonuç ve Öneriler
• Öğrenciler evlerinde aileleriyle Türkçe,
kardeşleriyle daha çok Almanca
konuşmaktadır.
• Arkadaşlarıyla Almanca konuşmaktadırlar.
• En fazla Alman, sonra Türk arkadaşları
bulunmaktadır.
• Çoğu çalışmaktadır.
• Yarısı Almanların, yarısı Alman ve diğer
milliyetlerin birlikte oturduğu çevrelerde
yaşamaktadırlar.
• Kardeşleriyle iletişimleri iyidir.
• Kendilerine ait odaları bulunmaktadır.
• Annelerin eğitimleri daha az, babaların
eğitimleri daha fazladır.
• Aileleri bir aradadır, dağılmamıştır.
• Annelerin Almancası babalarındakine göre
daha azdır.
• Annelerin yarısı çalışmamaktadır,
meslekleri yoktur, ev hanımıdırlar.
• Babalar çalışmakta, çoğu işçidir.
• Öğrencileri okul çevreleri daha çok
Almanlardan oluşmaktadır.
• Örencilerin çoğunluğu 3 ve sonraki
yaşlarda kreşe gitmiştir.
• Çoğunluğu sınıf tekrarı yapmamıştır.
• Aileler çocuklarının daha iyi bir gelecek ve
yaşam standardına kavuşması için abitur
yapmalarını istemektedir.
• Öğrenciler okumak, çalışmak ve öğrenmek
için abitur yapmayı istemektedirler.
• Öğrencilerin çoğunun çevresinde abitur
yapan arkadaşları bulunmaktadır.
• Aileler çocuklarının eğitimlerine ders ve
ödevlerine yardım etme, özel ders aldırma,
motive etme ve manevi destek yoluyla
destek verici ailelerdir.
• Öğretmenleri içinde destek veren ve
vermeyenler aynı orandadır.
• Öğrencilerin yaklaşık yarısı okulda problem
yaşamamaktadır. En çok yaşanan sorunlar
dil sorunu, aile/arkadaş ve öğretmenlerden
destek alamama ve ayrımcılık yaşama
gelmektedir. Bunları derslerin zorluğu,
ekonomik zorluklar, arkadaş bulamama
sıkıntısı, motivasyon eksikliği, tembellik
sorunu ve tümü olarak belirtilmiştir.
Eğitimle ilgili tartışmalarda bu güçlükler
dikkate alınarak çözümüne ilişkin tedbirler
alınması gerekmektedir.
• Eğitimle ilgili sorunlarını öğrenciler kendi
başına çözmeye çalışmaktadır, profesyonel
destek ve danışmanlık almak bu anlamda
önemlidir.
• Öğrencilerin yarısından fazlası ayrımcılık
yaşamıştır ve ayrımcılık konuları olarak ise
yabancılara karşı önyargı, öğretmenlerin
ayrımcı tutumları, konuşma farklılığından
dolayı uğranılan ayrımcılık ve Alman tarih
derslerine bir göçmen olarak hakim
olamamaktan kaynaklanan ayrımcılık,
Alman arkadaşlarından her zaman daha
fazla çalışmak zorunda olmadan
kaynaklanan ayrımcılık gibi boyutlar olarak
ortaya çıkmıştır. Eğitimle ilgili ayrımcılık
tartışmalarında bu konuların çözümlenmesi
gerekmektedir.
• Öğrencilerin çoğunluğu Almanya’da
okumak ve çalışmak istemektedir. Planlar
ve yaşam niyeti burası üzerinedir. Aidiyet
olarak da en çok Alman-Türk cevabı
verilmiştir. Bu veriler genç göçmen
kuşakların eğitim sorunlarının köklü
çözümü konusundaki çabaları arttırma
yönünde önemli bir veri sunmaktadır.
Download