— 38 — Şehirli nüfus oranının artışı şehirleşmenin bir göstergesi olarak (Tablo 4) te bu eğilimi göster­ mektedir. Öte yandan şehir niteliğindeki yerlerin sayıları da artmaktadır. (Tablo 5) Tablo 5 : Nüfus biiyüklülderine göre şehir sayılan : Nüfus 10 20 50 100 Kaynak - 20 - 50 -100 - 000 000 000 ' 000 den daha fazla .- Devlet İstatistik Enstitüsü 1945 d) 1955 (2) 1966 (3) 62 30 6 4 72 38 11 6 79 68 16 14 : Şehirli nüfusun yıllık artış hızı 1960 - 19G5 döneminde binde 51,5 olarak toplam nüfus artı­ şından fazladır. Şehir nüfusundaki artış doğumlar ile ölümler arasındaki farktan çok şehirlere olan göçlerden ileri gelmektedir. Yerleşim düzeniyle ilgili diğer bir konu konut ve nüfus ilişkisidir. Türkiye'de oda başına ortalama nüfus 2,36 dır. Gecekonduda yaşıyan şehirli nüfusun oranı 21,8 dir. 1965 te ortalama aile büyüklüğü 5,6 kişidir. Bu büyüklük, şehirlerde 5. köylerde 6 dır. 2. DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ : Denıokrafik geçiş döneminde bulunan Türkiye yüksek bir artış hızına sahiptir. Sağlık şart­ larının iyileştirilmesi sonucu ölüm oranlan düşmekte buna karşılık doğum oranlarında düşüş aynı hızla olmamaktadır. 1960 ve 1965 sayımları arasında nüfus artış hızı binde 24,9 dur. Bu hızın ayın dönemde binde 27,9 olacağı tahmin ediliyordu. Binde 24,9 luk artış hızı önceki beş yıldaki artış hızının çok altındadır. Bu durumun nedeni tahminler yapıldığı sırada yurt dışına gidecek işçilerin hesaba katılamaması dır. 1960 sayımı kesin sonuçlarına dayanarak ve yurt dışına giden işçileri de hesaba ka­ tarak 1960 - 1965 dönemi için bulunan artış hızı binde 26,1 dir. 1960 - 1965 döneminde doğurganlık çağında bulunan kadın nüfusun büyük bir kısmı 1940 - 1945 döneminde doğmuştur. Harb yıllarında doğumların azalması yanında bu dönemde doğanların sayı­ sını etkiliyen doğurganlık çağındaki kadın nüfus sayısı ise Birinci Dünya Savaşı ve İstiklâl Harbi yıllarında doğan kadın nüfus olduğundan azdır. Bu durumda 1960 - 1965 döneminde artış hızının azalması, Birinci Dünya Savaşı sırasında doğumların, dolayısiylc 1940 -1945 devresindeki doğur­ gan yaş grupunun bunun sonucu olarak da 1960 - 1965 dönemindeki doğurganlık çağındaki kadın nüfusun sayıca az olmasına bağlıdır. Bu durum 20 - 25 yıl sonra kendini tekrar hissettirebilecek­ tir. Şehirlerde doğurganlık seviyesinin düşük olması ve şehirleşmenin hızla devanı etmesi gibi fak­ törler göz önünde tutulduğu zaman artış hızındaki azalmanın bir ölçüde doğurganlığın düşmesinden ileri geldiği de anlaşılmaktadır.