Slayt 1 - kaldirmakuvveti

advertisement
DERS:FİZİKTE ÖZEL
KONULAR
KONU:YARI
İLETKENLERİN
TARİHSEL GELİŞİMİ
Yarı İletkenlerin Tarihsel Gelişimi
Başlangıç tarihi olarak kabul edilebilecek
1839’da Alexandre Edmond Becquerel aynı elektrolit
içine batırılmış iki elektrottan biri üzerine ışık
düşürmüş ve bunlar arasında bir potansiyel fark
oluştuğunu gözlemlemiştir.
Belli bir süre sonra 1883’te Faraday gümüş sülfatın
direncinin sıcaklıkla azaldığını tespit etmiştir.
1915 yıllarına doğru ise galen algılayıcılar, 1920 de
ise selenyum ve bakır oksit algılayıcıların
kullanımı başlamıştır.
1923 yılında Schottky’nin yayınladığı kuru
doğrultmaçlar (redresör) teorisi, yarı iletkenlerin
teorik incelemesinde ilk adım olarak kabul
edilmektedir.
İkinci dünya savaşı ile birlikte önemli bir yer teşkil
eden radar gereksinimleri yarı iletken diyotların
gelişimlerine kapı aralamıştır.
Diyotlar,bir yönde akan akıma karşı çok yüksek
direnç gösterirken, diğer yönde akan akıma karşı ise çok
az direnç gösteren yarı iletken devre elemanlarıdır.
1958 yılına gelindiğinde ise Amerika
Birleşik Devletleri’nde Brattain ve Bordein
tarafından nokta temaslı algılayıcıların keşfi
gerçekleşmiştir.
Yarı iletken diyotlar ilk olarak nokta
temaslı kristal diyotlar halinde kullanıma
girmiştir.
Transistörler
1948 yılına gelindiğinde Walter H.Brattain
ve John Bardeen kristal redresör
yapmak için ABD’deki Bell
laboratuarlarında çalışmaya başladılar.
Deneyler sırasında Germanyum
kristalinin ters akıma daha çok direnç
gösterdiği ve daha iyi bir doğrultma
işlemi yaptığı gözlemlendi ve böylece
germanyum redresörler ortaya çıktı.
Brattain ve Bardeen Germanyum redresör ile
yaptıkları deneylerde;
Transistörü keşfederek elektronik
dünyasında gerçek bir devrim yarattı.
Adını 'Transfer - Resistor' yani taşıyıcı
direnç kelimesinden alan transistör'ün
geliştirilmesine daha sonra William
Shockley de katıldı ve bu üçlü 1956 yılı
nobel fizik ödününe layık görüldüler.
İLK TRANSİSTÖR
Transistörler; akım ya da gerilimdeki
ufak değişimlerle daha büyük akım yada
gerilimleri kontrol eder.
Yarı iletken malzemeden yapılmış
elektronik devre elemanıdır. Çalışması
ve fonksiyonları diyottan çok farklıdır.
Yarı iletken teknolojisinin sıçrama noktası
olan Transistörler elektronik sanayide
devrim olarak nitelendirilecek gelişmelere
yol açtı.Cep tipi hesap makineleri,
bilgisayar, televizyon alıcıları ve birçok
alanda kullanıldı. Piyasada bulunan bazı
Transistörler şunlardır.Bunlar plastik veya
metal kılıf içindedirler
GÜNEŞ PİLİ
Yüzeylerine gelen
güneş ışınları aracılığı
ile yenilenebilir güneş
enerjisine doğrudan
kullanılabilir elektrik
enerjisine dönüştüren
yarı iletken
maddelerdir.
.
İlk kez 1839 yılında Becquerel,
elektrolit içerisine daldırılmış elektrotlar
arasındaki gerilimin elektrolit üzerine
düşen ışığa bağımlı olduğu
gözlemleyerek
fotovoltaik(güneş pili) olayını bulmuştur.
Katılarda benzer bir olay ilk olarak
selenyum kristalleri üzerinde 1876
yılında G.W. Adams
ve R.E. Day
tarafından gösterilmiştir
.
Bunu izleyen yıllarda çalışmalar bakır
oksit ve selenyuma dayalı foto diyotların,
yaygın olarak fotoğrafçılık alanında ışık
metrelerinde kullanılmasını
beraberinde getirmiştir.
1914 yılında fotovoltaik(güneş pilleri)
diyotların verimliliği %1 değerine ulaşmış
ise de gerçek anlamda güneş enerjisini
%6 verimlilikle elektrik enerjisine
dönüştüren fotovoltaik (güneş pilleri)
diyotlar ilk kez 1954 yılında Chapin
tarafından silikon kristali üzerine
gerçekleştirilmiştir.
Fotovoltaik güç sistemleri için dönüm
noktası olarak kabul edilir. Güneş
pillerinin yeryüzünde de elektriksel güç
sistemi olarak kullanılabilmesine yönelik
araştırma ve geliştirme çabaları,
1954’lerde başlamış olmasına karşın,
gerçek anlamda ilgi 1973 yılındaki “1.
petrol bunalımı”nı izleyen yıllarda
olmuştur. Amerika’da, Avrupa’da,
Japonya’da büyük bütçeli ve geniş
kapsamlı araştırma ve geliştirme
projeleri başlatılmıştır.
Elektronik aygıtların boyutlarının gittikçe
küçültülmeye çalışılmasının 2 temel nedeni vardır.
Birincisi; bir entegre devreye çok sayıda
transistör konulması ile daha çok aygıtı daha
küçük hacimlere sıkıştırıp elektronik donanımların
hem boyutlarını hem de maliyetlerini düşürmektir.
İkincisi;daha hızlı çalışan ve birim zamanda
daha çok işlem yapabilen aygıtlar üretmektir.
DERSİN SORUMLUSU
DOÇ. DR. HAKAN ŞEVKİ AYVACI
HAZIRLAYAN
HANİFİ TURUNÇ
232065 3\A (II.Ö.)
SAYGILARIMLA
Download