ANA BABA VE ERGENLİK Tutum Kişinin herhangi bir olaya ve kişiye karşı olan tutumu onun kişiliği doğrultusunda gerçekleşir. Genellikle ev dışındaki ortamlarda yaşıtları tarafından ezilen yada istenen davranışlar doğrultusunda baskıya maruz kalan çocukların kişilik gelişiminde bazı olumsuzluklar gözlemek mümkündür. Özellikle okul öncesi yaşıtları ile yeterince ilişkiye girememiş çocuklar için okul kendilerini korumasız hissettikleri bir ortama dönüşebilir. Ana-babanın yanlış tutumu da çocuğun korkak, ürkek, çekingen ve arkadaşları tarafından kolayca ezilen bir kişi olmasına neden olabilir. Okul çağına kadar çocuğa ait her türlü sorumluluk ve görevi ebeveynlerin yapması da oldukça yanlış bir tutumdur. Bu çocuklar ev dışına çıktığında oldukça bocalarlar. Evde her dediğini yaptırabilen çocuklar ise arkadaşları arasında sinebilir,bir köşeye çekilebilir. Bazı ailelerde ise hiç sınır tanınmaması çocuğun disiplin uygulanmadan büyütülmesi ve onda birtakım davranış bozukluklarına ve uyumsuzluğa yol açabilir. BENLİK İMAJI Çocuğun benlik imajını etkileyen faktörlerden birisi anne babası diğeri ise,arkadaşlarıdır. Çocuk asıl ve en önemli desteğini anne babadan alır. Çocukların sevgi, saygı ve anlayış içinde büyütülmeleri sağlıklı kişilikler geliştirerek toplumda katılımcı ve üretken bireyler olmaları açısından çok önemlidir. Aile içi ilişkilerde doyum sağlayabilen çocuklar uyumlu bir kişilik geliştirerek toplumda olumlu ilişkiler kurup, öz saygılarını geliştirmekte ve başkalarının haklarına saygı gösterip sorumluluk almayı öğrenmektedirler. Güvensizlik içinde yetişen çocuklarda ise ufacık bir sorun bile okul başarısızlığı, uyum güçlüğü, yalan söyleme tırnak yeme gibi sorunlar ve davranış bozuklukları ile kendini gösterebilir. Bu tür davranışlar daha sıklıkla aşırı kollayıcı ve koruyucu tutum sergileyen ailelerin çocuklarında görülebilir. Özgüven duyguları gelişmiş çocuklar arkadaş gruplarıyla ve yetişkinlerle uygun iletişim kurabilirler. Ergenlik dönemi Fiziksel ve duygusal süreçlerin yol açtığı cinsel ve psikososyal olgunlaşma ile başlayan, bireyin bağımsızlığını ve sosyal üretkenliğini kazandığı, kesin olarak tanımlanamayan bir zamanda sona eren kronolojik bir dönem olup hızlı fiziksel, psikolojik ve sosyal değişmelerle karakterize bir dönemdir. ERKEN ERGENLİK 12-14 yaşlar arasındaki bu dönemin en belirgin özelliği, ergenliğe başlangıç ile ortaya çıkan biyolojik değişikliklerin yarattığı baskıya karşı, gencin uyum ve baş etme çabalarıdır SİVİLCELER ORTA ERGENLİK 15-18 Yaşları kapsayan bu dönem gerek olgunlaşmanın ve gerekse öğrenmenin etkisiyle, uyum becerilerinin daha iyi kullanılabildiği bir dönemdir. Pubertal değişiklikler, bilişsel gelişme tamamlanmıştır. Genç genellemeler yapabilir, soyut düşünebilir ve deneyimleriyle birleştirebileceği iç görü geliştirebilir. GEÇ ERGENLİK 18 yaş dolayında başlayıp yirmili yaşlarda devam eden bir gelişim dönemidir. Bireyin erişkin psikolojik olgunluğunu kazanıp toplum içinde erişkin rollerini almaya hazır duruma gelmesiyle sona erer. Bazı bireyler için bu durum yaşam boyu süren bir mücadele halini alır. Ergen ile ilgilenirken neleri mutlaka göz önüne almalıyız; Gençlerin ihtiyaçları mutlaka belirlenmeli. Onların sadece hastalık veya ölüm olaylarına neden olacak davranışlarının yanında, mutlaka kendi görüşleri ile de ilgili olmalıyız. Güven eksikliği oluşturan durumlar Bebeklikte sevgi ve ilgi eksikliği, Aileden uzun süre ayrı kalmak, Ebeveynlerin eğitimde baskıcı ve kısıtlayıcı olması, Otoriter, katı, hoşgörüsüz aile ortamı Ve özdeşim kurulan anne veya babanın kollayıcı ve onda güvensizlik yaratıcı bir tutum sergilemesi. Aile ilk özdeşim modelidir. Ona Nasıl Yardımcı Olabiliriz? Olumsuz davranışın nedeni araştırılmalı ve ona uygun tutum geliştirilmeli, Belirlenen durumdan kaynaklanan sorunların sıklığı araştırılmalı, Çocuğun verdiği tepkiler belirlenmeli, Çocuğun kaygılarını önemsemeliyiz, Kaygısını ifade etmesine olanak verilmeli, Onu sabırla ve dikkatle dinlemeliyiz, Durumla ilgili çözüm önerilerini birlikte değerlendirmeliyiz, Ona güvenmeli, birlikte cesaretlendirmeliyiz. Kendisini ezen çocuğa aynı şekilde davranmasını söylememeliyiz, Arkadaşlık ilişkilerini gözden geçirmeliyiz. Özgüveni geliştirici sanat, spor gibi etkinliklere yönlendirmeliyiz. Tutum ve davranışlarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz.