I. İskelet Sistemi

advertisement
Vücudumuzdaki Sistemler
Destek ve Hareket Sistemi
Dolaşım Sistemi
Solunum Sistemi
Destek ve Hareket Sistemi
İskelet
Destek ve Hareket sistemimizi İskelet ve
Kaslar oluşturur.İnsanlarda iskelet dik
durmayı sağlar ve desteklik verir. Ayrıca
vücudumuzdaki kas ve eklemlerle birlikte
hareket etmemize yardımcı olur, iç organları
korur, kan hücreleri üretir ve mineral
depolar. İskelet sistemi kemiklerden
oluşmuştur.
I. İskelet Sistemi
İnsana şekil veren, organlara desteklik sağlayan ve koruyan yapıya
iskelet denir. İskelet sisteminin yapı birimleri kemiklerdir. İnsan vücudu
210 kemikten oluşmuştur. Kemikler, kan hücrelerinin üretilmesi, bazı
minerallerin depolanması, vücuda dik şekil kazandırılması görevlerini
yapar.
İnsan İskeletinin Bölümleri
1. Baş İskeleti
Kemikler birbirine çok sıkı tutunmuşlardır ve aralarında oynamaz
eklemler vardır. Baş kemikleri içerisindeki beyin ve beyinciği korur.
2. Gövde İskeleti
Omurga ve göğüs kafesinden oluşur.
Omurga : Omur adı verilen düzensiz şekilli kemiklerden oluşur. İçinde
şerit halinde omurilik siniri vardır. Bu sinirin bulunduğu kanala omurilik
kanalı denir. Omurga tüm kemikleri doğrudan ya da dolaylı olarak
bağlandığı iskelet yapısıdır.
Göğüs Kafesi : Sırt omurları, kaburgalar ve göğüs kemiğinden oluşur.
Hareketli özellikteki bazı iç organların çalışmasını
kolaylaştırır. Akciğerler ve kalp burada korunur.
Kemik Çeşitleri
•
•
•
•
1. Uzun kemikler
Boyu eninden uzun olan kemiklerdir.
Vücudun hareketini sağlayan kemiklerdir.
Kol ve bacaklarda bulunur.
Sarı ilik ve kemik kanalı vardır.
2. Yassı kemikler
• Yassı görünümlü kemiklerdir.
• Sarı ilik ve kemik kanalı voktur.
• Göğüs, kafatası ve kaburga kemikleri yassı
kemiklerdir.
3. Kısa kemikler
• Boyu, eni ve genişlikleri hemen hemen aynı olan
kemiklerdir.
• Sarı ilik ve kemik kanalı yoktur.
• Omurga, el ve ayak bilek kemikleri kısa
kemiklerdir.
Kemiklerin Yapısı
·
·
·
·
·
·
Kemik zarı (Periost) : Kemiğin enine büyümesini, beslenmesini,
kırılma ve çatlamalarda onarılmasını sağlar.
Kıkırdak Doku : Eklem bölgelerinde, hareket esnasındaki
kemiğin aşınmasını önler.
Süngerimsi Kemik : İçinde kırmızı iliği bulundurur. Kırmızı
kemik iliği kan hücreleri üretir.
Sarı ilik : Yağ depolar ve kan hücreleri (akyuvarlar) üretir.
Sert (sıkı) Kemik : 2/3 ü minerallerden (kalsiyum, fosfor),
1/3 de hücrelerden oluşur. Kemiğe sertlik ve direnç kazandırır.
Kırmızı İlik : Alyuvarları üretir.
Eklemler
Kemikleri birbirine bağlayan yapılara eklem
denir. Hareket yeteneğine göre 3 çeşit eklem
bulunur.
1.
Oynar (hareketli) eklemler : Omuz eklemi,
kalça eklemi.
2.
Yarı oynar eklemler : Omurlar arası
eklemler.
3.
Oynamaz eklemler : Baş, kalça eklemleri.
Kaslar
II.
Kas Sistemi
Vücudun hareketini, bazı organların çalışmasını sağlayan yapılara kas denir.
Kaslar kasılıp – gevşeme özelliğine sahip olan hücrelerden oluşur.
Kas hücrelerinin birleşmesiyle oluşan ipliksi yapılara kas teli (lif) denir. Kas
tellerinin birleşmesiyle oluşan yapılara da kas demeti denir.
Çizgili Kaslar (Kırmızı Kaslar)
İskelete bağlı çalışırlar. Yönetimini beyin sağlar. İsteğimiz ile çalışırlar.
Kasılmaları güçlüdür. Hızlı kasılır, çabuk yorulurlar. İskelet kasları oynar
ve yarı oynar eklem bölgelerinde kemiklerin hareket etmesini sağlar.
Yapısında oksijen depo eden proteinleri (myoglobinler) bulundukları için
kırmızı renklidirler. Çok sayıda kas demetinden oluştuğu için çizgili kaslar
da denir. (Baş, boyun, kol, bacak, parmak, göz kapağı, göğüs kasları…)
Düz Kaslar (Beyaz Kaslar)
İç organlarımızdaki kaslardır. İsteğimiz dışında çalışırlar.
Çalışmaları yavaştır. Kasılmaları güçsüzdür. (Mide, bağırsak, idrar
torbası, damar duvarları, yemek borusu kasları…) Uzun süreli
kasılıp, çalışmaları esnasında yorulmazlar.
Kalp Kası
Kırmızılı kasdır. Fakat isteğimiz dışında çalışır. Çalışmasını
omurilik soğanı denetler. Güçlü, hızlı ve ritmik olarak çalışır. Uzun
süreli kasılıp, çalışmaları esnasında yorulmazlar.
NOT
Vücudumuzdaki en hızlı,en küçük ve en büyük kaslar
Vücudumuzdaki en güçlü kas çene kasıdır.
Vücudumuzun en büyük kası kalçamızda bulunan
"gluteus maximus" kasıdır. Gluteus maximus yürürken
ve koşarken bacağımızı kuvvetli bir biçimde geriye
doğru itmekte fonksiyonel olan kastır
Vücudumuzdaki en küçük kas kulağımızın derinliğinde
bulunan ve işitmede fonksiyonel olan stapedius kası
Göz kası tüm vücudun en hızlı tepki gösteren kasıdır.
Vücudumuzdaki en hareketli kaslar, göz kaslarımızdır
Dolaşım Sistemi
Dolşaım Sisteminin en Önemli 3
elemanı vardır;
1. Kalp
2. Kan
3. Damar
Kalp, kan ve kanı hücrelere kadar taşıyan damarlar dolaşım sistemini oluşturur. Bu sistemin
görevleri ise;
1. Taşıma görevleri
a) Sindirilen besinleri hücrelere götürmek
b) Akciğerlerden alınan oksijeni hücrelere götürmek
c) Artık ürünleri ve karbondioksiti hücrelerden almak, boşaltım organlarına götürmek
d) Vücudun bütün parçalarındaki daha aktif dokularda üretilen ısıyı yaymak, vücut ısısını dengede
tutmak ve ayarlamak
e) Üretilen hormonları ilgili organlara götürmek
2. Düzenleme ile ilgili görevleri (Asit-baz dengesini sağlamak)
3. Bağışıklık olaylarını gerçekleştirmek (Savunma görevi)
Kan Hücreleri
Alyuvar: Yapılarındaki hemoglobinden dolayı kana kırmızı rengini veren hücrelerdir.
Oluştuklarında çekirdeklidirler, ancak olgunlaştıklarında çekirdeklerini kaybederler.
Alyuvarlar, solunum organlarından aldıkları oksijeni dokulara taşır ve dokulardan alınan
karbondioksitin solunum organlarına taşınmasına yardımcı olurlar. Kandaki sayıları yaş,
cinsiyet, yapılan iş ve yaşam ortamının yüksekliğine göre değişir. Kemik iliğinde yapılarak
kana verilirler.
Akyuvarlar: Beyaz renkli iri çekirdekli, büyük ve sabit bir şekli olmayan kan
hücreleridir. Kemik iliği ile lenf düğümlerinde ve dalak, timüs gibi lenf dokularında
üretilirler. Ömürleri birkaç gündür. Akyuvarlar, mikropları yutarak veya onlara karşı
antikor üreterek vücudun savunmasını sağlarlar. Yapı olarak alyuvarlardan daha
büyüktürler.
Kan pulcukları: Kemik iliğindeki iri yapılı hücrelerden oluşan kandaki en küçük
parçacıklardır. Tam bir hücre yapısında olmadıklarından ömürleri kısadır. Kanın
pıhtılaşmasını sağlar. Böylece kan kaybını önlerler.
insanlarda A, B, AB, 0 olmak üzere dört çeşit kan grubu vardır. Kan grupları bu adları, iki
çeşit proteinden almıştır. Kanda bu proteinlerden hangisi varsa kan grubu o harfle
adlandırılır. A proteinini taşıyanlar A grubu, B proteinini taşıyanlar B grubu, bu
proteinlerden hiç birini taşımayanlar 0 grubu ve her ikisini de taşıyanlar AB grubudur. Her
kan grubunun taşıdığı antikorlar da birbirinden farklıdır.
Kan damarları:
Atardamarlar: Kalpten çıkan kanı organ ve dokulara taşıyan damarlardır.
Atardamarlar geniş, esnek ve sağlam bir yapıdadır. Dokuları oluşturan hücrelere
besin ve oksijen taşırlar. Kalpten akciğer atardamarı ve aort damarları çıkar.
Akciğer atardamarı hariç bütün atardamarlar temiz kan taşır. Akciğer
atardamarı kirli kan taşır. Atardamarlar karıncıklardan çıkarlar.
Toplardamarlar: Tüm organlara yayılan kanı, yeniden kalbe getiren damarlardır.
En önemlileri, vücutta kirlenen kanı taşıyan alt ve üst ana toplardamarlardır.
Akciğer toplardamarı ise akciğerde temizlenen kanı kalbin sol kulakçığına taşır.
Toplardamarlar vücuttaki kanı, kulakçıklara getirir.
Kılcal damarlar: Kandaki besin ve oksijenin hücrelere geçmesini sağlayan
damarlardır. Atardamarlar ve toplardamarlar arasında bulunurlar. Vücudu bir ağ
gibi sararlar. Kılcal damarların ince duvarından sindirim ürünleri ve oksijen
hücrelere geçer. Hücrelerde oluşan karbon dioksit ve diğer artık maddeler,
toplardamarların kılcal uçlarına verilir. Kısaca madde alış-verişi kılcallarda
sağlanır.
Kanın kalpten pompalandıktan sonra vücudu dolaşarak yeniden kalbe dönmesine,
kan dolaşımı denir.Kan dolaşımlarını anlatmadan önce şu hatırlatmalarda bulunmak
gerekir.
*Kalbin sağ tarafında kirli sol tarafında temiz kan bulunur.
*Kalbe giren damarlar (toplardamarlar) kulakçıklardan girerken, kalpten çıkan
damarlar (atardamarlar) karıncıklardan çıkar.
a. Büyük kan dolaşımı: Sol karıncıktan aort ile çıkan temiz kanın tüm
vücudu dolaşarak oksijeni azalıp karbondioksiti çoğaldıktan sonra, alt ve
üst ana toplardamarlarla kalbin sağ kulakçığına gelmesine büyük dolaşım
denir.
Sol karıncık -->AORT Organ atar damarları -->Kılcallar -->Organ
toplar damarları -->Üst ve alt ana toplar damarı -->Sağ kulakçık
b. Küçük kan dolaşımı: Sağ karıncıktan akciğer atardamarı ile çıkan kirli
kanın akciğerlere gidip temizlendikten sonra, akciğer toplardamarı ile
kalbin sol kulakçığına gelmesine küçük dolaşım denir.
Sağ karıncık -->Akciğer atar damarı -->Akciğer kılcalları -->Akciğer
toplar damarları -->Sol kulakçık
BİLİYOR MUSUNUZ?
Yüz altmış sekiz ton ağırlığındaki bir mavi balinanın kalbinin otomobil kadar,
damarlarının bebek emekleyebilecek kadar büyük olduğunu ve kalbinin
dakikada üç defa attığını biliyor musunuz?
Solunum Sistemi
Kan hücrelere besin ve oksijen taşır. Hücrelerde taşınan bu
besinler oksijenle yakılır.Besinlerin bu şekilde oksijenle
birleşerek enerji açığa çıkarması olayına solunum denir.Solunum
olayı sonucunda su, karbondioksit gibi atık maddeler açığa
çıkar.Oluşan enerji vücutta kullanılır.Su ve karbondioksit ise
dışarı atılır. Solunum organları (Solunum sistemi), akciğerlerle,
havayı dışardan alıp akciğerlere taşıyan burun, yutak, gırtlak ve
soluk borusudur. Deri de yardımcı solunum organıdır
Hücrelerimizde gerçekleştirilecek solunum olayı için gerekli
oksijeni dış ortamdan alan ve karbon dioksitin dış ortama
verilmesini sağlayan sisteme solunum sistemi denir.
Solunum sistemimizi oluşturan organlar; burun, gırtlak, soluk
borusu ve akciğerlerdir. Yutak ve deri, solunuma yardımcı
organlardır.
1.Burun: Solunum havasının alınmasını ve nemlendirilmesini sağlar.
İçerisinde bulunan kıllar ile solunum havasının temizlenmesini sağlar.
Aynı zamanda koku alma organıdır.Sümüksü sıvı sayesinde havadaki
tozları ve yabancı maddeleri tutar.
2.Yutak: Burun ve ağız boşluğunun yemek ve soluk borusuna açıldığı bir
yol ağzı gibidir. Burun ve ağızdan alınan havanın soluk borusuna
iletilmesini sağlar.
3.Gırtlak: Soluk borusunun üst kısmının genişlemiş bölümüdür.
İçerisinde konuşmamızı sağlayan ses telleri bulunur.
4.Soluk Borusu: Yutak ve akciğerleri birbirine bağlar. Üst üste dizilmiş
yarım yay şeklindeki kıkırdak halkalarından oluşur. Soluk borusu
dördüncü sırt omuru hizasında ikiye ayrılarak bronşları, bronşlar da
akciğer içerisinde dallanarak bronşcukları oluşturur. Bronşçuklar da
alveol (hava keseleri) ile sonlanır.
a) Akciğerlerin yeri ve yapısı: Akciğerler göğüs boşluğunda bulunur. Kalple birlikte göğüs
boşluğunu doldurur. Göğüs ve karın boşluğunu ayıran diyafram denilen zarın üzerindedir.
Arası özel bir sıvı ile dolu iki katlı zarla çevrilmiştir. Akciğerlerin yapısı süngere benzer.
Hacmi büyüyüp küçülebilir. Rengi açık pembedir. Sağ akciğer 3, sol akciğer 2 bölümden
yapılmıştır. Bu bölümlere lob denir. Sol akciğerin 3. lobunun yerini kalp almıştır.Bronşlar
akciğerlerin içinde bronşcuklarla devam eder. Bronşçukların ucunda üzüm salkımına
benzeyen alveol denilen hava keseleri bulunur. Alveoller kılcal kan damarları ile çevrilidir.
Oksijen ve karbondioksit değişi-mi alveollerde gerçekleşir. Alveole giren havadaki oksijen
kılcal kan damarlarına geçer. Kirli kandaki karbondioksit de yine alveollerde tutularak dışarı
verilir. Buna hücre dışı solunum denir.
b) Akciğerlerin görevleri: Akciğerlerin çok önemli olan iki görevi vardır. Dışarıdaki havayı
alıp (soluk alma), hava içindeki oksijenin alveollerin etrafındaki kılcal kan damarlarına
geçmesini sağlamak. Organlardan kirli kanla gelen karbondioksiti alveollere alıp dışarı
atılmasını (soluk verme) sağlamaktır.
Solunum Olayı: Temiz kandaki oksijen, vücut hücrelerine geçerek şekerle (glikoz)
reaksiyona girer. Bu olaya hücre içi solunum denir. Hücre içi solunum bir yanma olayıdır.
Yanma sonucunda enerji, karbondioksit ve su açığa çıkar. Enerjiyi vücudumuz kullanır. Su ve
karbondioksit kana verilir. İnsanlarda solunum olayı, göğüs ve akciğerlerin daralıp
genişlemesiyle sağlanır. Bu olay, göğüs ile karın boşluğunu ayıran düz kaslardan yapılı
diyafram ile kaburgalar arası kasların kasılıp gevşemesi sonucu oluşur. Hücre içi solunumun
denklemi;
Oksijen + Besin —> Karbondioksit + Su + Enerji
Akciğerlerin sağlığının korunması için; Soluduğumuz hava, olabildiğince temiz ve nemli ol
malı. Terli iken soğuğa çıkılmamalı Kapalı yerlerde fazla kalmamalı. Toz, toprak, duman
(sigara akciğer kanserinin er önemli nedenidir) gibi maddeler solunum havasında
bulunmamalı
6) Diyafram kası: Göğüs boşluğunun alt kısmını kaplayan yassı bir kastır. Aşağı-yukarı kasılıp
gevşeyerek göğüs boşluğunun hacmini değiştirir. Bu nedenle akciğerlere hava giriş-çıkışı kolaylaşır.
Ayrıca göğüs kasları kasılıp gevşeyerek kaburgaların açılıp kapanmasını ve akciğerlere havanın girip
çıkmasını sağlarlar.Diyafram aşağıya doğru çekilip, göğüs kasları kasıldığında kaburgalarımız yukarı
kalkacağından, göğüs boşluğunun hacmi genişler. Akciğerlere hava dolar, soluk alırız. Diyafram yukarı
doğru şişkin; kaburgalarımızı hareket ettiren kaslar gevşek iken göğsümüzün hacmi küçülür. Bu durumda
dışarıya hava verilir.Dakikada 16-18 defa soluk alıp veririz.
Soluk alma:Soluk alma olayında sırası ile şu olaylar gerçekleşir:
1. Kaburgalar arasındaki kaslar kasılır.
2. Diyafram kası kasılır.
3. Göğüs boşluğu genişler.
4. Akciğerler genişler.
5. Akciğerlerdeki hava basıncı düşer.
6. Oksijen alveollere kadar gelir.
Soluk verme Soluk verme olayında da sırası ile şu olaylar gerçekleşir:
1. Kaburgalar arası kaslar gevşer.
2. Diyafram kası gevşer.
3. Göğüs boşluğu daralır.
4. Akciğerler daralır.
5. Alveollerdeki karbondioksit dışarı atılır.
Soluk alıp-verme olayı kısa süreli olarak kontrol altında tutulabilmesine rağmen isteğimiz dışında işleyen bir
olaydır.
Solunum Sistemi Hastalıkları:Boğmaca, nezle, kızıl, kızamık, kabakulak, menenjit zatürree, zatülcenp,
çiçek, su çiçeği, verem, difteri (kuş palazı) dır.
Solunum Hızını Etkileyen Faktörler
1.Sinir impusları
2.Kaburga kaslarının kasılıp gevşemesi
3.Diyaframın Kasılıp gevşemesi
4.Akciğerde ki basınç azlığı ve fazlalığı
5.Kanda ki CO2 konsantrasyonu (CO2 artarsa asitlik artar ve
solunum hızlanır)
Soluk Alıp Verme Mekanizması
Nefes alma sırasında; diyafram kasılarak düzleşir, kaburga kasları
kasılır, göğüs boşluğu genişler ve akciğerde ki hava basıncı düşer.
Nefes verme sırasında; diyafram gevşeyerek kubbeleşir, kaburga
kasları gevşer. Göğüs boşluğu daralır ve akciğerde ki hava basıncı
artar.
Canlılarda çeşitli O2 taşıyıcı pigmentler (hemoglobin,
hemosiyanin) bulunur.
Hoşçakalın!
Hazırlayan:
Selin AKAY
6/a __98
Özel Sevgi Başarır
İÖO
Download