ÖRGÜTSEL İLETİŞİM Öğr. Gör. Dr. İnanç GÜNEY inancguneyamyo@gmail.com Adana MYO İletişim Türleri Yanlış iletişim veya iletişimsizlik:Yüz, göz, söz ve bir gönül bağı ile doğru noktada buluşamayan dinleyici ve konuşmacıların birbirlerine bir şeyler anlatmaları, anlamları ortak kılmaları ve dolayısıyla birbirlerini anlamaları uzak bir ihtimaldir.Yanlış iletişime konuşmacının mesajı doğrudan, net ve açık iletmemesi, dinleyicinin dikkatli dinlememesi gibi etkenler neden olur. Doğru iletişim veya doğru paylaşım: Doğru iletişim, doğru anlamı yakalamayla ilgilidir. Doğru ve ortak anlam, doğru iletişimi sağlar. Unutmayalım ki hangi tarzda iletişim olursa olsun temelinde anlamak ve anlaşılmak vardır. Konuşmacının, anlatmak istediğini açıkça anlatması; dinleyicinin ise, dikkatli dinlemesi doğru iletişimi sağlar 1.Birey - Birey Arasındaki İletişim Psikolojik İletişim İnsanın ilk iletişimi, kendisiyle olan iletişimi yani iç iletişimidir. Simgelerin (sözcük, davranış, gülümsemek, kızgın ifadelerin yorumlanması gibi) bireyin kendi içinde üretimi ve yorumlanması, kendisiyle iletişimidir. Bu iletişim, en yoğun iletişim türüdür. Kişinin kendi iç dünyası ile iletişimi; onun düşünmesi, hayal kurması, duygulanması, ihtiyaçlarının farkına varması, iç gözlem yapması ve iç dünyasından mesajlar alarak ve kendine soru sorarak bunlara cevaplar araması şeklinde olmaktadır. Kişi iç dünyası ile iletişiminde, hem kaynak yani gönderici hem de alıcı pozisyonlarında bulunmaktadır. Bu, zihinsel bir süreçtir. Sosyal İletişim Sosyal iletişim, iki ya da daha fazla insan arasında meydana gelen mesaj alış verişidir. Çevreyle iletişim kişinin vazgeçilmez yaşam gereklerinden biridir. Çevreyle iletişimde, kişinin kendi ihtiyaçlarını karşılaması esastır. Bu iletişim yüz yüze olabileceği gibi televizyon, gazete, dergi, bilgisayar, radyo gibi iletişim araçlarıyla da gerçekleştirilebilir. Sosyal iletişim, iş ortamındaki insan ilişkilerinde de önemlidir. Kişiler arası iletişimin doğru ve etkin bir biçimde kurulmasına “Tamamlayıcı İletişim” denir. Tamamlayıcı iletişimin amacı sadece insanlar arası diyaloğu geliştirmeyi değil, aynı zamanda bunu devam ettirmeyi de içerir. Bu iletişim, insanlar arasındaki sorunların ortadan kaldırılmasını amaçlar. Tamamlayıcı iletişim; uyum faktörlerine dayanan, özel, birleştirici, onaylayıcı ve dinlemeyi gerektiren çok yönlü bir iletişim türüdür. 2. Birey - Grup İletişimi Kişiler arası iletişimin önemli yanını küçük grup iletişimi oluşturur. Grup iletişimin yarısından fazlası, grup içinde gerçekleşir. Her üye, grup içinde birbirine bağlıdır. Örgütsel iletişim, grup iletişimini gerektirir. İletişimde başarılı olmak için kişide birtakım özel becerilerin (mesleki donanım, eğitim, kültür vb.) bulunması gerekir. Grup içi iletişim ırk, cinsiyet, yaş ve meslek gibi özelliklere göre sınıflandırılır. Grup içi iletişimin temel amacı,insanlar arası etkileşimi sağlamaktır. Gruplarda merkezi olan ve merkezi olmayan olmak üzere, iki çeşit iletişim ortaya çıkar. Merkezi iletişimde kişi, yönetici durumunda iken merkezi olmayan iletişimde birey-birey ve birey-grup arasında serbestlik vardır. Burada, gruplar, aralarındaki iletişimi yüz yüze kurabilecekleri gibi, iletişim araçlarından yararlanarak da kurabilirler. Bireyin kendisiyle iletişimi ve ortak paydaları, grupla iletişimini de etkiler. Grup içi ya da gruplar arası iletişim, belli amaçlar için bir araya gelmiş örgütler içinde de kendini gösterir. 3. Kitle İletişimi Kitle iletişimi toplumsal alanda gerçekleşen bir iletişimdir ve her türlü basın-yayın araçları (radyo, televizyon, dergi, gazete, bilgisayar vb.) ve diğer yollarla gerçekleşir. Kitle iletişimi, toplumu bilgilendirmek ve geniş kitlelerle iletişim kurmak anlamında da kullanılır. Kitle; sosyal, siyasal ve kültürel bakımdan belirsiz olan ve ayırt edilemeyen insan kümelerini ifade eder. Kitle iletişimi, geniş örgütleri, grupları ve kişileri kapsar. Kitle iletişimi, sosyalleşmenin bir gereği olarak ortaya çıkar. Kitle iletişiminde kullanılan uydu teknolojileri, kitleler arası iletişimi sağladığı gibi dünya uluslarını da birbirine bağlamaktadır. Her tür iletişim, kitle iletişiminin alt düzeyleri arasında yer alır. Kitle iletişiminde alıcı, kaynaktan uzak ve bağımsızdır; tek yanlıdır, kamusaldır. İçeriği herkese açıktır ve üyelik esasına göre çalışmaz. Burada izleyici kitle geniştir, farklı toplulukları bir araya getirir. Profesyonel iletişimciler (spiker, gazeteci vb.), toplum adına iletişim kurarlar. İletişim Yöntemleri 1-SÖZLÜ İLETİŞİM Sözlü iletişime, konuşma dili de denmektedir. Sözlü iletişim; yüz yüze görüşmeler, toplantılardaki konuşmalar, brifingler, halka hitaplar, telefon görüşmeleri, çeşitli programlar vb. biçimlerde gerçekleşir. Gönderici ve alıcı arasındaki konuşmanın her türü, sözlü iletişimdir. Sözlü iletişim, yüz yüze olabileceği gibi radyo, televizyon, telefonla da olabilir. Sözlü iletişimin en önemli unsuru dildir. Sözlü iletişim, dil ve dil ötesi olmak üzere iki kısma ayrılır. Dil ile iletişimde, kişiler, konuşarak ya da yazarak mesajlarını birbirlerine iletirler. İki kişi duygularını konuşarak anlatabileceği gibi, yazarak da (dil unsuru kullanıldığından) ifade edebilir. Dil ötesi iletişim ise, sesin niteliği ile ilgilidir. Bunlar; ses tonu, ses hızı, ses şiddeti, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar ve benzeri özelliklerdir. Bunlar, konuşmacı tarafından sınırsız kullanılır. Kullanım şekli, sözcüklerden daha etkilidir. İnsanın uyuduğu sürenin dışında kalan zamanın yaklaşık dörtte üçünü (%75’ini) sözlü iletişim kurarak geçirdiği belirtilmektedir. Buna göre, günde, ortalama 12 saat ya konuşuyor ya da dinliyoruz. Yine iletişim içinde geçen sürenin %60'ının dinlemek ve % 40'ının konuşmakla geçtiği belirtilmektedir. Sözlü iletişim, iletişim türleri içinde en fazla tercih edilen türdür. !!!!Dinleme!!!! Yapılan araştırmalarda bir insanın, günde en az 7 saati dinleyerek geçirdiği, çalışırken de dinleme kapasitesinin, sadece % 25 ‘ini kullanabildiği belirtilmektedir. İyi dinlemeyen, etkili bir iletişim kuramaz. Çünkü iyi dinlemediğimizde en iyi ihtimalle, söylenenlerin ancak % 30'unu anlama imkânımız var. İletişim bir etkileşim süreci olduğuna göre, cevaplarımız da anladığımız oranda olacaktır. Yani, % 30’luk dinleme ve anlamaya % 30' luk cevaplar vermek durumunda kalırız ki, bunlar eksik, yanlış, çoğunlukla da ilgisiz cevaplar olacaktır. Bu durum, kişinin iş ve sosyal yaşantısına zarar verebilir. Duymak ve dinlemek sizce aynı mıdır? İkisi farklı eylemlerdir. Duyma (işitme): Fiziki bir olaydır. Seslerin titreşimlerinin beyne ulaşması ile duyma gerçekleşir ve genellikle her duyduğumuzu anlayamayız. Dinleme: Seslerin (titreşimlerin), mesajı (iletiyi) gönderenin, gönderdiği anlamıyla, doğru algılanmasıdır. Söyleneni, tam olarak söylendiği şekliyle anlamak büyük bir yetenektir. Dinlemek, genellikle basit bir eylem, hareketsizlik olarak değerlendirilir. "Oturup dinliyorsunuz", denir ve pasif bir tepki olarak değerlendirilir. Oysa dinlemek, konuşmak kadar zor ve aktif bir süreçtir. Etkili iletişim biçimlerinden biri olan sözlü iletişimi doğru kullanabilmek için; konuşma, dinleme, soru sorma ve geri bildirim konularında gelişmek gereklidir. Etkili iletişim hem dinlemeye, hem de konuşmaya bağlıdır. Dinleme aktif ve pasif olarak iki şekilde ele alınabilir. Dinleme öğeleri olarak aşağıdakiler sayılabilir: Fiziki Unsurlar: Dinleyicinin giyimi, oturması, jest ve mimikleri Düşünme Unsuru: Konuşmayı anlama Dinleme Dikkat İlişkisi: Dikkati toplama Dinleyici Kişilik İlişkisi: Konuşma ile dinleyenin bakış açısının uyması Dinleme engelleri ise: Dinleyiciye bağlı olanlar: Önyargı ve değer bulmama gibi Konuşmacıya bağlı olanlar: Önyargı, saygı göstermeme vb. Konuya bağlı olanlar Ortama bağlı olanlar İletişim araçlarının yetersizliğine bağlı olanlar Etkili dinleme, bize neler kazandırır? Kavrama yeteneğimizi geliştiririz. Yerinde ve anlamlı tepkiler veririz. Dinlenen kişi daha fazla konuşmak ister ve daha etkili iletişim sağlarız. Daha üretken oluruz. Gerçek soruna ulaşırız ve problem çözme yeteneğimizi geliştiririz. İnsan ilişkilerimizi geliştiririz. Daha uzun süre dikkatimizi koruruz. Duyguları keşfederiz, Dinleyerek saygıyı gösteririz, Dinleyerek bilgimizi artırırız. Beklenen 5 dinleyici tepkisi vardır; “Eksik İletişimden Hiç Bir Zaman Tek Taraf Sorumlu Değildir” Etkili bir dinleme için şunlar önerilebilir: Susun ve dinlemeye hazır olun. Söz kesmeyin, sabırlı ve saygılı olun. Önyargılardan arının. Kişiye değil, söylenenlere yoğunlaşın. Fiziksel katılım yapın (konuşana doğru yönelmek, yüz yüze olmak, göz kontağı kurmak). Dikkatli ve ilgili olun Konuşma İletişim alanında büyük gelişmelere karşın yine de insanoğlunun çevresindekilerle anlaşmasını sağlayan en etkili araç, onun konuşma yetisidir. Ailede olsun, okulda olsun, toplumun başka kurum ve kesimlerinde olsun, bireyselliğimizi ancak konuşma yoluyla kanıtlayabiliriz. Birçok etkinliğe konuşma düzleminde katılırız. Konuşma, düşündüklerimizi, tasarılarımızı, özlemlerimizi, kinimizi, öfkemizi biçimlendirip yansıtmada kullanılan en önemli araçtır. Acaba konuşmamızla ilgili eksikliklerimiz olabilir mi? Söylediklerimi karşımdakiler kolayca anlayabiliyor mu? Düşüncelerimi açık ve etkili bir biçimde belirtebiliyor muyum? Sözcükleri söylerken söyleyiş ve dil yanlışlıkları yapıyor muyum? Sesimi, duygu ve düşüncelerimi besleyecek, zenginleştirecek bir yönde kullanabiliyor muyum? Tekdüze mi, yoksa canlı ve hareketli bir biçimde mi konuşuyorum? Konuşurken bakışlarımı beni dinleyenlere yöneltiyor muyum? El ve yüz hareketlerimi kullanırken birtakım yapmacık durumlara düşüyor muyum? Beni dinleyenlerin ilgisini dağıtacak, gereksiz ayrıntılardan kaçınabiliyor muyum? Anlattıklarımın önemine inanıyor muyum? Sözü başka alanlara kaydırıyor, amaçtan ve konudan sapıyor muyum? Konuşma ve dinleme eğitimsizliği yüzünden; Anne-baba-çocuk-ergen ilişkilerinde, Komşuluk-arkadaşlık-dostluk ilişkilerinde, İş ve sosyal çevremizdeki ilişkilerde, Eğitimci-öğrenci ilişkileri ve Kendi kendimizle olan iletişimde. Yeterince sağlıklı, verimli ve başarılı olamıyoruz. Bu gerçeği en kısa yoldan, en yoğun biçimde vurgulayan; “İnsanda dilince değişir kader, Ya yurda baş olur, ya başı gider.” (Kutadgu BiligYusuf Has Hacib) mısralarını her zaman hatırımızda tutmalıyız. Konuşma Türleri Hazırlıksız konuşmalar Hazırlıklı konuşmalar Söyleşi, Tek kişilik konuşmalar Konferans, Küme konuşmaları Açık oturum (Panel), Tanışma-tanıştırma, Demeç, Forum, Telefonla konuşma, Söylev (Nutuk), Münazara (Aytışma), Görüşme, Açış konuşması, Sempozyum, Kurultay (Kongre), PANELİN TANIMI Toplumu ilgilendiren bir konunun dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde, uzmanları tarafından tartışıldığı konuşmalara panel denir. açık oturum ile panel özellikleri yönüyle birbirlerine çok benzerler. hatta bazı kitaplarda panel ile açık oturum aynı konuşma türü olarak verilir. arada sadece üslûp farkı vardır. Bir başkanın yönetiminde, toplumu ilgilendiren bir konuda, farklı gruplardan oluşan dinleyicilerin söz sırası alarak konuşma kuralları içerisinde yaptıkları tartışmalara forum denir. FORUMUN TANIMI Forum, panelin devamında yapılacaksa başkan, panelin süresini bir saat, forumun süresini de yarım saat olarak sınırlayabilir. Bu durumda panelden sonra forum yapılacağı konuşmalara başlanmadan duyurulmalıdır. Forum, toplu tartışmaların başlı başına bir çeşidi sayılmamakla birlikte, dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif ve farklı bakış açılarıyla düşünmelerini sağlar. Foruma davet edilen uzmanların görüşlerine de müracaat edilerek ortaya çıkabilecek yanlış anlayışların önüne geçilir. Esasen forumdan amaç belli kararlara varmak değil, konuyu değişik anlayışlarla, farklı boyutlarıyla ortaya koymaktır. Forumda söz alan dinleyiciler, konuyla ilgisi olmayan özel sorunlarına değinmemelidir. Sorular kısa, açık ve net olmalı, tartışma saygı kuralları içerisinde, kırıcılıktan uzak, samimî bir hava içerisinde yapılmalı, tartışmadan beklenen amaca yardımcı olunmalıdır. MÜNAZARA Birer cümle halinde ifade edilen bir tezle antitezin, iki grup arasında bir hakem heyeti -jüri- huzurunda tartışıldığı konuşmalara münazara denir. tartışmalarda yarışma kaygısı olmadığı hâlde, münazaralar birer fikir ve söz yarışmasıdır. tartışmalar için geçerli olan kurallar münazaralar için de geçerlidir. bir başkan yönetiminde, jüri önünde yapılan münazarada gruplardaki konuşmacı sayısı bir ile dört arasında değişebilir. her grup kendi grup sözcüsünü (veya başkanını) önceden belirler. SEMPOZYUM Belli bir konuyu aydınlatmak amacıyla, bilim adamı ve araştırmacıların bir araya geldikleri ve konuşmacıların konunun belirli bölümlerini sundukları, tartışmalı toplantılardır. Bir başka deyişle; ortaya konan konu hakkında aynı oturumda, çeşitli kişilerin yaptıkları açıklamalı konuşma türüdür. Kurultay (Kongre) Bir konuyu görüşmek üzere çeşitli ülkelerden gelen delegelerin katılmıyla gerçekleştirilen uluslararası toplantılara veya bir kurumun belli zamanlarda ya da gerektikçe yaptığı toplantılara "kurultay" denir. Dil kurultayı, eğitim kurultayı gibi çeşitli başlıklar altında düzenlenen kurultaylarda, yapılan çalışmalar üzerine dinleyiciye bilgi verilir. Kurultaylar kamuoyuna açık olabileceği gibi (toplumu ilgilendiren kurultaylar böyledir), kapalı da olabilir (toplumun genelini ilgilendirmeyen kooperatif kurultayları böyledir). Kurultaylar konunun önemine, konuşmacı sayısına, konuşma sürelerine göre bir kaç oturum sürebilir. konferans: alanında uzman birinin bir konu hakkında, duygu ve düşüncelerini açıklamak, öğretmek amacıyla yaptığı hazırlıklı konuşmaya konferans denir. konferansçı istediği konuyu anlatabilir. konferanslar daha çok bilimsel konularda verilmekle birlikte güncel konularda da verilebilir. konferanstan amaç dinleyenleri coşturmak veya onlara bir fikir aşılamak değil, dinleyicileri belli bir konuda bilgilendirmektir. konferansta anlaşılması güç cümleler kurulmamalı, teknik kelimelere çok yer verilmemeli, kitabî bir üslûpla konuşulmamalı; tekdüzelikten sakınılmalıdır. bolca verilen örnekler dinleyenlerin hayatından alınmalı, ses çok iyi kontrol edilerek yerine göre vurgu ve tonlamalar yapılmalı, mümkün olduğu kadar konuşma diline yaklaşılmalıdır. Demeç Önemli bir kimsenin herhangi bir sorun üstünde söyledikleri ya da bir yetkilinin ilgili olduğu konuda yayın örgenlerine yaptığı açıklamadır. Demeç verilirken demeç veren kişi konuşmasına bir seslenişle başlar. Sesin olanaklarından yararlanılmalı, fakat yapmacık, abartılı davranışlardan özellikle kaçınılmaldır. Konuşmacı vereceği bilgiyi sözü dolandırmadan doğrudan söyler. Verilecek bilgi kısa cümlelerle açık ve anlaşılır biçimde söylenmelidir. söylev (nutuk) kalabalık bir dinleyici topluluğunu çeşitli fikir, duygu ve heyecanları aşılamak amacıyla yapılan konuşmalara söylev denir. söylev, dinleyici kitlesini belli bir amaç veya duygu etrafında toplamayı amaçlar. söylev bir yazı türü değildir. kalabalık halk topluluklarına sunulan önemli söylevler sonradan yazıya geçirilmiştir. edebiyatımızın en önemli söylevleri atatürk’e aittir. atatürk’e ait söylevler “nutuk” adlı eserinde toplanmıştır. Konuşmanın Öğeleri Konuşmanın İç Öğeleri Fiziksel unsur(imaj) Ses Dil Düşünme etkinliği Konuşma-dikkat ilişkisi Dikkatin süresi ve uzunluğu Konuşmanın Dış Öğeleri o Konuşmacının durumu o Konuşmacı-Dinleyici İlişkisi o Konuşulacak konu o Konuşulacak yer Etkili Konuşma İçin Öneriler Aktif bir dinleyici olunmalıdır Konuşma için hazırlık yapılmalıdır Konuşmanın konusu, planı ve sınırı olmalıdır. Konuya uygun bir miktar mizah içermelidir. Dinleyicilere saygılı olunmalıdır. Konuşma dinleyicilerin ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik olmalıdır. Konuşmanın bir amacı olmalıdır Konuşma, ilgi uyandırıcı, ilham verici ve harekete geçirici olmalıdır. Konuşma akılcı, inandırıcı, özlü ve etkileyici olmalıdır. Konuşmacı kendinden ve fikirlerinden emin olduğunu göstermelidir. Açık iletişim seçilmelidir. Konuşma görsel araçlar ile desteklenmelidir. Etkili Konuşma İçin Öneriler - 2 Sesin gücünden yararlanılmalıdır. Konuşmada bilgi ve duygu dengesi olmalıdır. Düzenli soluk alınmalıdır. Duru ve karmaşadan uzak bir zihne sahip olunmalıdır. Konuşma beden diliyle desteklenmelidir. Konuşmacı söylediklerine dikkat etmelidir. Konuşma öncesi pratik yapılmalıdır. Susmanın gücünden yararlanmalıdır. Konuşma ne çok hızlı ne de çok yavaş olmalıdır. Konuşma, istekli bir paylaşım olmalıdır. Sözlerimiz kesin olmalıdır. Örneklerden yararlanılmalıdır. Etkili Konuşma İçin Öneriler - 3 Benzetmeler kullanılmalıdır. Abartılı konuşulmamalıdır. Doğru bilinenler söylenmelidir. Aynı sözcükler tekrarlanmamalıdır. Kişi veya kurumların gizliliğine saygılı olunmalıdır. Konuşmada canlılık bulunmalıdır. Konuşma akıcı olmalıdır. Konuşma doğal olmalıdır. Konuşmanın bir üslûbu olmalıdır. Nezaket kurallarına uygun kelimeler kullanılmalıdır. Konuşmanın süresi iyi ayarlanmalıdır. Sözlü İletişimin Üstün Yönleri İletişim daha hızlıdır. Daha az zaman alır. Anında düzeltme olanağı sağlar. Özel ilişkilerde beden dili ile birlikte kullanımı iletişimi kolaylaştırır. "Mesaj kelimelerin ötesindedir." Kişilere bağlı olarak gizli kalabilir. Sözlü iletişimin diğer iletişim türlerine göre avantajlı tarafları Anlaşılmazsa soru sorma ve dolayısıyla tam anlama imkânı verir. Fikir alışverişinde bulunma, sorunları çözebilme ve mutabakata varma gibi imkânları sağlar. Yapılan hatalar nispeten daha kolay unutulabilir. Karşımızdaki kişinin tepkilerini anında gözleme imkânı vardır. Resmiyetten uzak olup daha kişiseldir. Daha inandırıcıdır, anında sonuç alınabilir. Sözlü İletişimin Zayıf (sınırlı) Yönleri İşlerin kişisel problemler nedeniyle olumsuz sonuçlanması, yazılı iletişime oranla daha fazladır. Görüşmelerde kayıt tutulmadığı için sorunların çözümü garanti edilemez ve kolay unutulur. Toplantı gibi organizasyonlarda fazla zaman alır. Mesaj uzun ya da karışıksa anlaşılması güçleşir. Alıcı emin olmadığı konuşma bölümlerini daha sonra tekrar edemez. Sözlü İletişimde Etik Etik: İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları ve kuralları, ahlaksal açıdan doğru-yanlış ya da iyi-kötü yönleriyle araştıran bir felsefe disiplinidir. • İletişimde etik, toplumdan topluma değişir. Ancak, toplumlara • göre değişmeyen evrensel normlar da vardır. Örneğin, yalan haber yaymak tüm dünyada etiğe aykırıdır. Doğruluğu kanıtlanamayan söylentilerin konuşma esnasında aktarılması, gaflar ve kültüre aykırı üslup iletişim etiğine aykırıdır. Konuşmacının ve Dinleyicinin Etik Açıdan Sorumlulukları Konuşmacının Sorumlulukları Dinleyicinin Sorumlulukları Dinleyiciyi yargılamama, Dinleyiciyi küçük görmeme, Dinleyiciye saygısızlık etmeme, Paylaşım içinde bulunma. İletişime açık olma, Konuşmacıya saygı duyma, Konuşmacıya güven duyma, Olumsuz sorularla konuşmacıyı rahatsız etmeme.