Slayt 1 - Plant Media

advertisement
Anadolu sığla ağacı
(LIQUIDAMBAR ORIANTALIS)
• Kabuk
• Kabuk gençken çatlaksız yaşlıyken çatlaklıdır. Kabuklar gençken rengi grimsi,
yaşlanınca grimsi kahverengi veya kahverengiye döner.
Yapraklar
Beş loplu ve ışınsal damarlı olan yapraklarda her bir lop genellikle ikincil
olarak loplara ayrılır. Ucu küt veya sivri olan lopların sayısı ender olarak 3
veya 7'dir. Yaprakların kenarı ince ve muntazam dişlidir. Yaprak ayasının
tabanında, ana damarların birleştiği yerde tüy demetleri saplanmış olup, bazı
yapraklarda söz konusu tüyler yok denecek kadar azdır. Üst yüzleri tamamen
çıplak ve parlak yeşildir. Yaprağın sapı ince ve oldukça uzundur. Erkek
çiçekler kurul şeklinde ve tomurcukların üst ekseninde bulunanlar sık ve
sapsız, alt tarafında bulunanlar ise daha seyrek olarak yerleşmiştir.
• Çiçekler
• Çiçekler küre şeklinde, üzerleri küçük kırmızımsı çiçeklerle bezenmiştir.
Çiçek olgunlaşınca dikenli kozalağa dönüşür ve grimsi-yeşil renk alır. Dişi
çiçekler ilk oluştukları zaman renkleri yeşil olup daha sonraları kırmızımsı
renk alır. Üzerleri hafif tüylü olup, meyve içinde dökülmeden kalırlar ve
sertleşip odunsu bir yapı kazanırlar.
• Meyveler
• Meyve uzun bir sapın ucunda, aşağıya doğru sarkık olarak durur.
Olgunlaştıkları zaman sertleşir, kapsüller açılır ve tohumlar dökülür. Çok
küçük kanatlı olan tohumun rengi koyu kahverengidir, basık, dip tarafı
yuvarlak, uç kısmı sivridir. Tohum kabuğu parlak, ince ve serttir.
• Sığla yağı
• Sığala yağı iyi bir antiseptiktir. Eczacılıkta, parfümeride ve ayrıca buhur
olarak kilise vb. yerlerde kullanılır. Kuru yongaları çeşitli ayinlerinde
tütsü olarak kullanıldığından ağaca "günlük ağacı" denir.
• Ağacın kabuğunun yaralanmasıyla, özünden elde edilen bir çeşit balsam
olan "Sığla yağı" özellikle parfüm sanayinde kullanılan önemli bir
hammaddedir. Ağacın önemi, elde edilen bu yağdan kaynaklanmaktadır.
• Eskiden Türkiye'de 20 ton dolaylarında sığla yağı elde edilirken,
günümüzde ormanların azalmasıyla yılda ancak 3-4 ton sığla yağı elde
edilebilmektedir. Yağa, yurtiçinden ve yurtdışından yoğun talep olmakla
berbaber, yeterli miktarda üretim olmadığı için bu talep
karşılanamamaktadır. 2000'li yıllarla birlikte artık parfümeri sanayinde
sentetik fiksatörler kullanıldığından eskiden olan talepler azalmış ve
sığala yağı üretimi 1 tona kadar düşmüştür.
• Tarihte
• Geçmişte Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın "aşk
iksiri" ve parfüm olarak kullandığı sığala
yağı, Hipokrat döneminden beri ilaç olarak da
kullanılmıştır. Eski Mısırlılar sığala
yağını mumyalamaişlemleri sırasında da
kullanmışlardır. Batmış Fenike gemilerinden
çıkarılan içi sığala yağı dolu amforalar geçmişte
sığla yağının Akdeniz ticaretinde önemli bir yer
tuttuğunu göstermektedirler.
•
•
Eldesi
Sığla yağı elde etmek için bahar
aylarında ağacın gövdesine çizikler
çizilir. Temmuz ayından itibaren
gövde üzerinde biriken salgı ve
kabuklar özel bıçaklar ile kazınarak
toplanır. Bu salgı ve kabuklar sıcak su
ile kaynatıldıktan sonra özel
preslerde sıkılarak sığala yağı elde
edilir.
Kullanımı
Bu yağ, parfümeride sabitleyici (fiksatör) olarak
kullanılmaktadır. Yani parfüm içersindeki güzel
kokuların uçmamasını sağlar. Bu nedenle sığla yağı
parfüm sanayinde önemli bir hammaddedir. Bunun
yanı sıra sığla yağıyla yapılan sabunlar cilt yumuşatıcı
etkiye ve güzel kokuya sahiptir.
Download