Anadolu sığla ağacı (LIQUIDAMBAR ORIANTALIS) • Kabuk • Kabuk gençken çatlaksız yaşlıyken çatlaklıdır. Kabuklar gençken rengi grimsi, yaşlanınca grimsi kahverengi veya kahverengiye döner. Yapraklar Beş loplu ve ışınsal damarlı olan yapraklarda her bir lop genellikle ikincil olarak loplara ayrılır. Ucu küt veya sivri olan lopların sayısı ender olarak 3 veya 7'dir. Yaprakların kenarı ince ve muntazam dişlidir. Yaprak ayasının tabanında, ana damarların birleştiği yerde tüy demetleri saplanmış olup, bazı yapraklarda söz konusu tüyler yok denecek kadar azdır. Üst yüzleri tamamen çıplak ve parlak yeşildir. Yaprağın sapı ince ve oldukça uzundur. Erkek çiçekler kurul şeklinde ve tomurcukların üst ekseninde bulunanlar sık ve sapsız, alt tarafında bulunanlar ise daha seyrek olarak yerleşmiştir. • Çiçekler • Çiçekler küre şeklinde, üzerleri küçük kırmızımsı çiçeklerle bezenmiştir. Çiçek olgunlaşınca dikenli kozalağa dönüşür ve grimsi-yeşil renk alır. Dişi çiçekler ilk oluştukları zaman renkleri yeşil olup daha sonraları kırmızımsı renk alır. Üzerleri hafif tüylü olup, meyve içinde dökülmeden kalırlar ve sertleşip odunsu bir yapı kazanırlar. • Meyveler • Meyve uzun bir sapın ucunda, aşağıya doğru sarkık olarak durur. Olgunlaştıkları zaman sertleşir, kapsüller açılır ve tohumlar dökülür. Çok küçük kanatlı olan tohumun rengi koyu kahverengidir, basık, dip tarafı yuvarlak, uç kısmı sivridir. Tohum kabuğu parlak, ince ve serttir. • Sığla yağı • Sığala yağı iyi bir antiseptiktir. Eczacılıkta, parfümeride ve ayrıca buhur olarak kilise vb. yerlerde kullanılır. Kuru yongaları çeşitli ayinlerinde tütsü olarak kullanıldığından ağaca "günlük ağacı" denir. • Ağacın kabuğunun yaralanmasıyla, özünden elde edilen bir çeşit balsam olan "Sığla yağı" özellikle parfüm sanayinde kullanılan önemli bir hammaddedir. Ağacın önemi, elde edilen bu yağdan kaynaklanmaktadır. • Eskiden Türkiye'de 20 ton dolaylarında sığla yağı elde edilirken, günümüzde ormanların azalmasıyla yılda ancak 3-4 ton sığla yağı elde edilebilmektedir. Yağa, yurtiçinden ve yurtdışından yoğun talep olmakla berbaber, yeterli miktarda üretim olmadığı için bu talep karşılanamamaktadır. 2000'li yıllarla birlikte artık parfümeri sanayinde sentetik fiksatörler kullanıldığından eskiden olan talepler azalmış ve sığala yağı üretimi 1 tona kadar düşmüştür. • Tarihte • Geçmişte Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın "aşk iksiri" ve parfüm olarak kullandığı sığala yağı, Hipokrat döneminden beri ilaç olarak da kullanılmıştır. Eski Mısırlılar sığala yağını mumyalamaişlemleri sırasında da kullanmışlardır. Batmış Fenike gemilerinden çıkarılan içi sığala yağı dolu amforalar geçmişte sığla yağının Akdeniz ticaretinde önemli bir yer tuttuğunu göstermektedirler. • • Eldesi Sığla yağı elde etmek için bahar aylarında ağacın gövdesine çizikler çizilir. Temmuz ayından itibaren gövde üzerinde biriken salgı ve kabuklar özel bıçaklar ile kazınarak toplanır. Bu salgı ve kabuklar sıcak su ile kaynatıldıktan sonra özel preslerde sıkılarak sığala yağı elde edilir. Kullanımı Bu yağ, parfümeride sabitleyici (fiksatör) olarak kullanılmaktadır. Yani parfüm içersindeki güzel kokuların uçmamasını sağlar. Bu nedenle sığla yağı parfüm sanayinde önemli bir hammaddedir. Bunun yanı sıra sığla yağıyla yapılan sabunlar cilt yumuşatıcı etkiye ve güzel kokuya sahiptir.