Slayt 1 - Sakarya Şube Müdürlüğü

advertisement
Keşfedilmeyen Güzellik
ACARLAR GÖLÜ
Tarihi ve Doğasıyla ülkemizin en güzel illerinden olan Sakarya denince aklımıza
öncelikle Sakarya nehri, Sapanca gölü, Karadeniz gelmektedir. Bunlar Sakarya
ilinin bir bakıma sembol imgeleridir. Ancak detaya inildikçe ve coğrafyayı
inceledikçe tabiatın burada o kadar bonkör davrandığını göreceğiz ki Sakaryalı
olan herkes bu güzelliklerle ve Sakaryalı olmakla gurur duyacaktır. Bizce gurur
duymakta çokta haklıdır.
Bu gün sizlere adını duyduğunuz, ancak görseniz de dikkatinizden kaçmış
olabileceğini düşündüğümüz bir doğa harikası alanımızdan bahsedeceğiz.
İlimizin kuzeyinde, Karasu ve Kaynarca ilçelerinin ortasında yer alan Acarlar
Gölünden…
--İlimizin Karasu ve Kaynarca ilçeleri arasında yer alan, Adapazarı’na 60km, Karasu
İlçesine 10 km mesafede yer alan Acarlar gölü, taban arazisinin yapısı ve bitki
örtüsü ile, bünyesinde barındırdığı yaban hayatının oluşturduğu habitatı
bakımından, ülkemizde ender görülen doğal güzelliklerdendir. Taban suyu ve
hidrolojik yapısı nedeni ile göl olarak nitelendirilmektedir. Su rejimi, iklime ve yıl
içindeki mevsimlere göre değişmektedir.
--Saha 1. derece doğal sit alanı ve Yaban hayatı geliştirme sahası
olarak koruma altındadır. Korumadaki ana hedef, yöre halkının olumsuz
etkilenmesi olmayıp, bilakis bu mekandaki doğal güzelliklerin korunarak
gelecek kuşakların da istifadesine sunulması ile özellikle son yıllarda
gündeme gelen sürdürülebilir kullanım ilkesidir. Bu halde hedeflenen
amaç, yöre halkı ile diğer kesimlerin yararına olarak
değerlendirilmelidir.
--Gerek ülkemiz, gerekse
dünyanın birçok yerinde, bu
gibi doğal güzellikler kısa
vadeli menfaatler uğruna
heba edilmiştir. Sulak alanlar
tarıma engel olduğu, yada
bataklık olarak
değerlendirildiği için
kurutulmak istenmiş,
sahalardaki biyolojik çeşitlilik
ve doğal güzellikler dikkate
alınmamıştır. Halbuki,
özellikle sulak alanların
mevcut potansiyeli ekolojik
açıdan değerlendirilmiş olsa
idi, eko turizm ve benzer
kullanımlarla gerek ülkeye,
gerekse yöre halkına katkısı
belki çok daha fazla olacaktı
--Ülkemizde de son yıllarda ivme kazanan bu ve benzeri çalışmalar
etkisini kısa zamanda da olsa hissettirmiş, benzer sahaların eko turizm
potansiyelleri değerlendirilerek yeterli seviyede tanıtımının da
yapılmasıyla gerek yöre, gerekse ülke ekonomisine önemli miktarda
kaynak sağlanmıştır.
Göl Soğanı (Leucojum aestivum)
Acarlar Gölü Subasar
Ormanı, sadece dünyada
ender rastlanan bir oluşum
değil, ev sahipliği yaptığı
nadir su bitkileri ve kuş
türleri ile doğa severler için
bulunmaz bir alan... Bir
orman düşünün, bildiğiniz
dişbudak, kızılağaç,
karaağaç ve söğütlerden
oluşuyor. Ama kökleri her
mevsim suyun içinde, göğe
bakan dallarında irili ufaklı
kuşlar ötüşüyor. Bir göl
düşünün, içinde yüce
ağaçlar yükseliyor.
Aralarında kadife ördekler,
elmabaş patkalar (Aythya
ferina), bahriler (Podiceps
cristatus) geziyor. Burası bir
subasar orman, Acarlar Gölü
Subasar Ormanı. Göl
tabanının yoğun bir ormanla
kaplı olduğu, dünyada ender
rastlanan bir doğal oluşum.
Daha bilimsel bir açıklamayla,
‘Longoz’ olarak da
adlandırılan subasar orman
“yılın belli dönemlerinde
veya yıl boyunca taban
suyunun yüksek olmasına
bağlı olarak bataklık ve
göllerde oluşan orman”a
deniyor.
Acarlar Longozu, orman ve sulakalan
ekosistemlerinin tüm özelliklerinin iç
içe geçmesi nedeniyle flora ve fauna
açısından oldukça zengin bir alan.
Nemli iklim şartları nedeniyle hem
orman, hem de orman altı bitki örtüsü
çok çeşitlilik gösteriyor burada. Bir
anlamda ender bir biyolojik çeşitlilik
alanı var karşımızda. Hakim ağaç türü
dişbudak olmakla birlikte, kızılağaç ve
karaağaç da yoğun olarak görülüyor.
Su içinde yetişen zarif bir bitki olan su
menekşesini Türkiye’de sadece
Acarlar Longozu ve çevresindeki
birkaç sulak alanda görebilirsiniz.
Gene ülkemizin nadir su bitkilerinden
göl soğanı ve bataklık eğreltisi de bu
alanda yetişiyor. Bunların dışında su
küpesi, sarı nilüfer, beyaz nilüfer, su
keneviri alanda görülen türler
arasında.
Su Menekşesi (hottonia palustris)
Göl Soğanı (leucojum aestivum)

Acarlar Longozu,
Sakarya Nehri’nin
ağzından batıya
doğru 26 km uzanan
ve kumul, bataklık,
açık su ve subasar
orman habitatlarının
bir mozaiğini içeren
Kefken-Karasu
Kıyıları Önemli Bitki
Alanı (ÖBA) sınırları
içinde kalıyor.

Acarlar Longozu kuşlar için de
vazgeçilmez bir alan.
Anadolu’nun üzerinden geçen
iki önemli göç yolundan
birisinin üzerinde bulunması
nedeniyle longozda yıl boyunca
200’e yakın kuş türü ya
konaklıyor ya da kuluçkaya
yatıyor. Kuş uzmanlarının
yaptığı gözleme göre yerli, yaz
göçmeni, kış göçmeni ve geçit
yapan birçok kuş türü Acarlar
Longozu’nda barınma,
saklanma, üreme ve beslenme
imkânı buluyor. Bu kuş
türlerinin arasında alaca
balıkçıl, kaşıkçı, çeltikçi,
karabatak, dalgıç türleri, bahri,
elmabaş pakta, altıngöz, kadife
ördek, deniz ve balık kartalları
sayılabilir. Acarlar Longozu bu
özelliği ile Önemli Kuş Alanı
(ÖKA) statüsünde ve Sakarya
Deltası Önemli Kuş Alanı
sınırları içinde yer alıyor.
Longoz tavşan, tilki, çakal,
yaban domuzu gibi çeşitli
memeli türlerine de ev
sahipliği yapıyor. Gölde ise
sazan, yayın, yılan balığı,
kızılkanat, turna, kefal gibi
balık türleri yaşıyor
KUŞLARIN GÖÇ YOLU ÜZERİNDE
Ak Balıkçıl
Flamingo
Her yıl düzenli olarak sahada kuş sayımları yapılmaktadır.
Yapılan sayımlarda sahada 243 kuş türünün görüldüğü
belirlenmiştir. Ayrıca Telkuyruk adlı tür 2005 yılında
görülmüş olup bu, ülkemizde son 15 yıldaki ilk kayıt olarak
geçmiştir.
Telkuyruk (Clangula hyemalis)
GEF 2 PROJESİ KAPSAMINDA SAHADA YAPILAN ÇALIŞMALAR





Saha 2005 yılı sonunda, Dünya Bankası desteğiyle Doğa Koruma ve Milli
Parklar Genel Müdürlüğü Koordinatörlüğünde yürütülen GEF ‘ projesine
İğneada Longozunun yaygınlaştırma alanı olarak dahil edilmiştir. Proje
kapsamında özellikle eğitim, tanıtım ve bilgilendirme konularına öncelik
verilmiş olup, sahanın hazırlanacak olan yönetim planına altlık veri
oluşturmak amacıyla;
Sahanın ekolojik karakterini ve zenginliğini ortaya koymak amacıyla “Hızlı
Ekolojik Değerlendirme” çalışması yaptırılmıştır. Bu çalışma kapsamında
sahanın flora ve fauna zenginliği ortaya çıkarılmıştır.
Sahada en önemli kaynak değerlerden olan suyun kirliliğinin seviyesi ve
kirletici kaynakların tespitine dönük “Ötrofikasyon Araştırması” raporu
hazırlatılmıştır.
Saha çevresinde yaşayan, adeta saha ile bütünleşmiş olan halkın
sosyoekonomik seviyesinin tespitine dönük “Sosyoekonomik Araştırma
raporu” hazırlanarak çevre halkın sahadan faydalanma şekilleri, sahanın
onlar için ne derece önem ihtiva ettiği ortaya çıkarılmıştır
Yine sahanın çeşitli amaçlara dönük haritaları hazırlatılarak planlamanın en
önemli altlıklarından biri kullanıma sunulmuştur.
TABELALAR

Proje kapsamında sahanın muhtelif yerlerine tanıtım tabelaları
hazırlanmış, sahanın “Yaban Hayatı Geliştirme Sahası”, “sulak
alan” ve biyolojik çeşitlilik yönünden önemi dile getirilmeye
çalışılmıştır.
TEHDİTLER


Göl çevresindeki köylerde, göl etrafı ve içinde orman açarak tarım
alanı kazanılması 1950 lerden başlayarak 50 yıl devam etmiş ve
bunun sonucunda yöre halkı, göl etrafında ve sınırları içindeki bu
alanları, tapulu arazi olsun olmasın yıllardır tarım amacıyla
kullanmakta bir sorun görmemektedir. Bu nedenle bugün bu
alanın ekolojik açıdan önemli, korunması gereken bir alan
olduğuna yöre halkını ikna etmek giderek zorlaşmış
görünmektedir.
Halkın bir bölümünün (özellikle bu sahaları kendi lehine
kullananların) gözünde gölün korunmaya değer bir önemi yoktur.
Saha sadece bataklıktır ve kendilerini rahatsız edecek şekilde
sinek üretmektedir. Longozun ne olduğu ve dünya çapında
değerlendirilmesi gereken seviyede önemli bir alan olması onlar
için şimdilik inandırıcı görünmemektedir.



Ayrıca önemli bir ayrıntı da (özellikle sahanın Kaynarca tarafında)
longozun koruma altına alınmasına karşı bir tepki gözlenmiştir.
Özellikle nüfusun yoğun olduğu, yoğun tarım yapılan köylerde bu
tepki söz konusu olmaktadır.
Göl çevresinde ve içinde yapılan tarıma bağlı olarak, çok aşırı
olmasa da tarımsal ilaçlar kullanılmaktadır. Tarımın daha yoğun
yapıldığı Kaynarca bölgesinde Karasu’ ya göre ilaç kullanım oranı
daha yüksektir. Ayrıca bölgede tarıma bağlı olarak sulama
talebinin arttığı gözlenmektedir. Bu nedenle göl suyunun sulama
amaçlı kullanılması istenmektedir.
Bölgede evsel atıkların uzaklaştırılabilmesi için yeterli altyapı
bulunmamaktadır. Bu durum göl ekosisteminin foseptik
çukurlarından etkilenmesine neden olabilmektedir. Ayrıca bu
altyapı eksikliği bölgede ekoturizm faaliyetlerini olumsuz yönde
etkileyecektir.
OLUMLU ADIMLAR

Bu olumsuzluklara
rağmen iyi
gelişmelerde göz
ardı
edilmemektedir.
Sahada yapılan
tanıtım, eğitim,
bilinçlendirme ve
korumaya dönük
faaliyetler sahanın
kenarında yaşayan
bir takım kesimde
olumlu etkiler
oluşturmuştur.
Gittikçe artan bu
olumlu yaklaşım,
ileride burasının
doğa turizmine
dönük Sakarya nın
en önemli alanı
olacaktır kuşkusuz.
Download