RUMELİ’DE JANDARMALAR BAKİ SARISAKAL RUMELİ’DE JANDARMALAR 1892 ve 1893 seneleri Makedonya tarihinin en kanlı facialarına sahne olduğu gibi dahili işlerimize, harici müdahalenin de en bariz ve milli izzetimizi kıracak bir surette tecellisi noktasından da Osmanlı tarihinde meraklı sayfalar işgal eder. İşte bu senelerin feci vakaları üzerine Avrupa zabıtamızın ıslahını talep etti. Jandarmayı tensik etmek üzere zabitler göndermek istiyordu. O vakit ki hükümet bu müdahaleyi kabul etmemek için mücadele ediyordu. Hatta jandarma ve polisi tensik için Belçika ve İsviçre gibi bitaraf devletlerden zabitler getirdi. Mesela Malfeyet Bey, Polis Müfettişliğine de yine Belçikalı Binbaşı Borov Bey getirilmiştir. Rumeli Müfettişi olan Hüseyin Hilmi Paşa’nın riyasetlerinde bir polis tensik komisyonu teşkil etti. Selanik Nizamiye’den jandarmaya mektepli zabitler nakledildi. Fakat bu tedbirlerle ne şekavedin önü alındı, nede polis jandarma tensik olundu. İşlerine eskisi gibi deveran eyliyordu. Nihayet 1903 senesinde Mürzsteg’de Avusturya ve Rusya İmparatorlarının görüşmeleri vuku buldu. Mürzsteg Kont Lamsdorff ile Kont Golohovski arasında kararlaştırılan Mürzsteg programının sûreti (Avusturya ve Macaristan ve Rusya hükümetleri tarafından Dersaadet‟te bulunan sefirlerine irsâl olunan talimat) 1. Islahâtın tatbîki hususunda memurîn-i mahalliye-i Osmâniyye’nin faaliyeti üzerine bir kontrol te’sîs etmek için her yerde müfettiş-i umûmiyye refakat ve Hıristiyan ahâlînin ihtiyacâtı hakkında ânın nazar-ı dikkatini celb eylemek, memurîn-i mahalliyenin sûiistimâlâtını, Dersaadet’te bulunan süferânın vesayâsını müfettişe bildirmek ve memlekette cereyan eden kâffe-i ahval hakkında kendi hükümetlerine ma‟lûmât ita eylemek… ile mükellef olmak üzere Hilmi Paşa’nın nezdine Avusturya Rusya devletleri tarafından sûret-i mahsusa da ajan siviller tayin olunması. Ajan sivillerin vazifesi ıslahâtın tatbîkine ve ahâlînin teskinine ihtimâm eylemekten olduğundan vekâletleri tayinlerinden iki sene sonra münkazi olacaktır. Babıâli bu ajanların vezâif-i mevdualarını îfâ edebilmeleri için kendilerine her türlü teshilâtın ibrâzı zımnında memurîn-i mahalliyeye evâmir-i lâzıme ısdar eyleyecektir. 2. Türkiye’de jandarma ve polis tensîkatı, sükûn ve asayiş-i memlekete muktezi en esaslı tedâbirden olduğundan bu emr-i ıslahın îfâsının acil ve mübrem sûrette Babıâli’den taleb olunması. Mamafih şimdiye kadar istihdâm olunan ve ne elsine ve ne de şerâit-i mahalliyeye vâkıf olmayan bazı İsveçli zâbitân ve sairenin hidmetlerinden istifâde edilememiş olması nazar-ı dikkate alınarak ilk projede ta’dîlât-ı âtiyenin icrâsı muvafık ve şayan-ı temenni olacaktır: a) Vilayât-ı Selâse’de jandarma teşkilat ve tensîkatı vazifesi, hidmet-i Devlet-i Aliyye’ye ecnebi bir tabiyyetden bir ceneral tevdi„ edilecek ve ânın yanına düvel-i muazzama zâbitânı verilebilecektir. Bu zâbitân beynlerinde devâir-i vezâif tefrîk ve taksîm ederek her biri kendi dairesinde murakıb ve muallem ve münessak olarak faaliyetlerini sarf eyleyeceklerdir. b) Zâbitân, lüzum gördükleri takdirde, tabiyyet-i ecnebiyeden bir miktar zâbit ve küçük zâbit ilavesini isteyebileceklerdir. 3. Bir sükûn ve salâh meşhud olur olmaz, muhtelif milliyetlerin daha makul ve muntazam bir sûrette cemine medar olacak sûrette taksimât-ı idare-i hudud-ı mülkiyesinin tadili hususunun Bâbıâli‟den taleb edilmesi. 4. Aynı zamanda te’sîsât-ı idareye ve adliyenin de tensîki keyfiyetinin teklif edilmesibu te’sîsâta yerli Hıristiyanların da dâhil olmasına müsaade ve mahalli muhtariyetlerin tekâmülünün teshîl edilmesi şayan-ı teminidir. 5. İğtişâşat esnasında ikâ edilen ceraim-i siyâsiyye vesairenin tetkiki için derhal başlıca vilayet merkezlerinde müsavî mikdar Müslüman ve Hıristiyan delegelerinden müteşekkil muhtelit komisyonlar te’sîs olunması. Bu komisyonlara Avusturya ve Rusya konsolatoları iştirak eyleyecekdir. 6. Evvela, Bulgaristan ve sair mahallere iltica eden Hıristiyan ailelerin yerlerine iadesi için; sâniyen mâmelek ve meskenlerinden mahrum kalan Hıristiyanlara iânât için; sâlisen ihtilâl esnasında Türkler tarafından hane ve kilise ve mekteblerin yeniden inşası için mebâliğ-i lâzime tahsisinin Hükümet-i Osmâniyye’den taleb olunması.İçinde Hıristiyan âyânının da bulunacağı komisyonlar, bu mebâliğin sûret-i tevziini kararlaştıracaklardır. Avusturya ve Rusya konsolosları, bu mebaliğin sûret-i sarf ve istimaline nezaret edeceklerdir. 7. Asâkir-i Osmâniyye ve başıbozuklar tarafından ihrak edilen Hıristiyan köylerinde yerlerine iade edilen ahali-i Hıristiyaniye, bir sene müddetle her türlü tekâlifden muaf tutulacaklardır. 8. Hükümet-i Osmâniyye, gerek sene-i cariye Şubat ayında müretteb projede dercedilen ve gerek lüzumu bilahare bildirilecek olan ıslahâtı bila imhâl tatbîk edeceğini yeniden taahhüd eyleyecekdir. 9. Sûiistimâlât ve mezâlimin kısm-ı azamı ilave redif-i sınıf-ı sanîler ile başıbozuklar tarafından ika„ edilmekte olduğundan evvelkilerin terhis ve başıbozuk çetelerinin de teşkilinin katiyen men edilmesi elzemdir. Mürzsteg – 2 Teşrînievvel 1903 1 Bu görüşme üzerine Osmanlı Hükümeti devletlerin tekliflerini kabule mecbur kaldı. Devletler Makedonya’yı beş daireye ayırdılar. Selanik Sancağına Rus, Serez Sancağına Fransız Drama Sancağına İngiliz, Kosova Vilayetine Avusturya, Manastır Vilayetine de İtalya zabitlerinden mürekkeb birer jandarma tensik heyeti tayin edildi. Bu zabıtan yeni Osmanlı Jandarma üniformasını telis ediyorlardı. Yalnız serpuş meselesi ihtilafı mucip oldu. Nihayet Ruslar, Fransızlar ve zannederim Avusturyalılar üstü mavi çuhalı siyah kalpak giydiler. İngilizlerle, İtalyanlar ise fesi tercih ettiler. Bu zabitler kendi ordularındaki rütbelerden birer derece yukarı rütbeye haiz bulunuyorlardı. Yüzbaşılar 33, Binbaşılar 44, Kaymakam ve Miralaylar 66 liradan biraz fazla maaşlar alıyorlardı. Ayrıca her birine tazminat veriliyor, harcırah tahsil olunuyordu. Bu heyetlerin başında kendi hükümetlerine ait üniformayı haiz amirleri vardı. Mesela Selanik’teki Rus Generali Şuştak, Serez’de Fransız Miralayı Varaz bulunuyordu. Manastır Türk Askerleri Eğitimde Bu heyetler işe başladılar. İlk olarak Selanik’te Ayasofya Mahallesinde zabıtaya mahsus bir Jandarma Mektebi açtılar. (Selanik’teki Efradı Cedide Mektebi, 1904 yılında jandarma okulu olarak tahsis edilmişti.) Buraya İtalyan Binbaşılarından Rodolfo Ridolfi kumandan oldu. Mektep muallimi de sonradan intihar eden Binbaşı Ferit Bey idi. Piyade Kışlasındaki pavyonlardan üçünü jandarma hesabına ordudan satın aldılar. Burada da bir Jandarma Efradı Cedide Mektebi vücuda getirdiler. Kumandanlığa İngiliz Binbaşılarından Bonahim Bey, muallimliğine Piyade Binbaşılarından Hamdi Mustafa Bey tayin olundu. Mekteplerin üzerinde ayrıca Alman von Altzen nezaret ve teftiş vazifesini ifa ediyordu. 1 Nimet Ayşe BAKIRCILAR, “Makedonya Sorunu üzerine Bir Risale “, History Studies 3 Ocak 2011, Sayfa 3132 Umumi Müfettişlik refakatine gelen sivil memurlardan, maliye müşavirlerinden bahsedecek değilim. Fakat jandarmanın maaşları intizam dahiline girdiğini, Makedonya maliyesinin murakabe altına alındığını söylemekten kendimi alamayacağım. Daha sonra polis içinde Selanik’te bir mektep vücuda getirildi. Burasını Belçikalı Binbaşı Borov Bey idare ediyordu. Malfeyet Bey bir müddet Tensik Dairesinin haricinde kalan Kesendire Jandarma Tensik Memurluğunda kaldı. Fakat nihayet ona da izin verildi. Her sene yeni gelen fırka neferleri jandarma mektepleri için bilhassa tayin edilen Sıhhiye Heyeti tarafından muayene edilir. İçlerinden boyu posu ölçüden geçmiş, her türlü zaaf ve hastalıklardan azade olanları jandarmaya ayrılır mektebe verilir. Mektepte iyi ve seçilmiş zabitler ve muallimler sayesinde pek sıkı ve ciddi bir surette talim olunur. Okuma, yazma öğretilir. Jandarma vazifeleri gösterilirdi. Sonra bu jandarmalar matlup derecede yetiştirilince, jandarma alaylarına verilirdi. Aynı zamanda Ayasofya Zabit Mektebi’nde, ordudan celb edilen zabitler beş-altı ay kadar jandarma vazifesini, zaptiye işlerini, bunlara ait kanun maddelerini okurlar, jandarma için lazım gelen vukufu elde ederler, sonra jandarma zabiti olarak alaylara çıkarlardı. Şimdilik yalnız bölük ve takım kumandanları yetiştirebiliyordu. Tabur ve Alay Kumandanları ordunun tecrübeli ve faal ümerasından intihap olunuyordu. Bu ciddi çalışmalar neticesinde Jandarma yoluna girdi. Yavaş yavaş mektep görmüş zabıtan çoğalıyordu. Selanik’te Türk Askeri İşte hürriyet ilan edildiği vakit Rumeli jandarması cidden intizam ve mükemmeliyet kesp etmiş denilebilirdi. Otuz bir Mart hadisesinden sonra İstanbul’da da Jandarma zabit efradı cedide mektepleri vücuda getirildi. Biraz sonra Selanik’teki Jandarma Zabit Mektebi kaldırıldı. Çünkü İstanbul’daki kâfi geliyordu ve bilhassa jandarma zabitlerinin posta kumandanlıklarında bulunmuş olan Jandarma Küçük Zabitlerinden yapılmasına çalışılıyordu. Mektep görmüş olan jandarma zabitlerinden tabur kumandanları tayin edilmeye başlanmıştı. Yavaş, yavaş bunlar Alay Kumandanlıklarına terfi edildikçe bütün jandarma kıtaları, hep ihtisas sahiplerinden teşkil edecekti. Nihayet bir gün işler değişti. Hürriyeti istihsal eden İttihat ve Terakki’ye mensup Hükümet değişti. Yerine geçen hükümetin ilk vazifesi Umum Jandarma Kumandanlığı’na halaskarlarla beraber çalışan bir zat tayin etmek oldu. Bunun tabi neticesi olarak da jandarmalıkta ihtisas etmiş olan jandarmaların İttihatçı oldukları iddiasıyla Nizamiyeye iadeleri, yerlerine Halaskar fakat jandarma vazifesiyle uğraşmamış zabitlerin tayini başladı. Yavaş yavaş İstanbul’a münhasır kalsa idi belki o kadar zararı yoktu. Lakin şimdi her vakitkinden ziyade ateş içinde yanan Makedonya ve Arnavutlukta ki mütehassıs jandarma zabitlerinin kaldırılarak yerlerine tecrübesiz, jandarmadan anlamayan zaptiyelerinin tayini Osmanlı mülkünün tamamına karşı bir cinayetten başka bir şey değildir. Selanik ve Manastır Haritası Bunu böyle telakki etmek zaruridir. Çünkü baştan beri söylediğimiz şeyler jandarmanın ne gibi sebeplerden dolayı tensik edilmiş olduğunu pek güzel gösteriyor. Jandarmanın böyle bir hale getirilmesi, yakın zamanda Avrupa’nın yeni bir müdahalesini yol açması pek tabidir. Jandarmada böyle münasebetsizliklerin ifa edilirken Umumi Müfettiş Boman? Paşa ile ecnebi refiklerinin reyi tabi alınmamıştır. Şimdiki hükümet istediğini yapsın fakat İttihatçılardan intikam alacağım derken vatanı tehlikeye düşürmeye çalışmasın, yazıktır. Çünkü Rumeli’nin jandarması, Rumeli’nin hayatıyla alakadardır. 2 2 Tanin 25 Eylül 1912