BÜYÜK TAARRUZ ve BAŞKOMUTAN MEYDAN

advertisement
BÜYÜK TAARRUZ
ve
BAŞKOMUTAN
MEYDAN SAVAŞI
(26-30 AĞUSTOS 1922)
Sakarya Savaşı'nın kazanıl
masının ardından, Türk
kamuoyunda ve TBMM'de
baş gösteren “taarruz
sabırsızlığı” üzerine Gazi
Mustafa Kemal Paşa, 4 Mart
1922'de Büyük Millet
Meclisi'nin gizli toplantısında
endişe ve huzursuzluk
duyanlara açıklama yaparak
kafalardaki soru işaretlerini
ortadan kaldırdı.
Gazi Mustafa Kemal
Paşa, burada yaptığı
konuşmada, şöyle
diyordu: “Ordumuzun
kararı taarruzdur. Fakat
bu taarruzu erteliyoruz.
Sebebi, hazırlığımızı
tamamen bitirmeye biraz
daha zaman lazımdır.
Yarım hazırlıkla,
yapılacak taarruz, hiç
taarruz etmemekten çok
daha kötüdür.”
Büyük Taarruz İçin Yapılan Hazırlıklar:
√Doğu ve güney cephelerindeki birlikler gizilce Batı
Cephesine kaydırılmıştır.
√ Dışarıdan alınan malzemelerle ordumuzun eksikleri
giderilmeye çalışılmıştır.
√ İstanbul’dan Anadolu’ya (İnebolu, Kastamonu, Ankara
yoluyla) silah ve cephane kaçırılmıştır.(Millî Müdafaa
Grupları)
√ İstanbul’dan Anadolu’ya subay ve er geçirilmiştir.(Menzil
Hattı)
√ M. Kemal Paşa’nın başkomutanlığı 3. defa (6 Mayıs 1922) ve
son kez uzatılmıştır. Genel seferberlik ilan edilmiştir.
√ Batı Cephesi Karargâhı Akşehir’e taşınmıştır.
√ Ordumuz taarruza göre eğitilmiştir.
√ Dış dünyanın nabzı ölçülmüş, karşımıza Sevr çıkmıştır.
(Dış İşleri Bakanı Yusuf Kemal Bey Londra ve Paris’e
gitmiştir. Onların nabzını yokladığında Sevr’de ısrar
ettiklerini anlamıştır.)
*DÜŞMANIN DİKKATİNİ ÇEKMEMEK İÇİN FUTBOL
MAÇI
Mustafa Kemal Paşa, bir taraftan 21 Ağustos
1922 günü Çankaya Köşkü'nde çay daveti
vereceğini gazete ve ajanslara bildirirken, diğer
taraftan da ordu birlikleri arasında bir futbol
maçı organize edilmesi bahanesiyle ordu
komutanlarını Akşehir'e davet etti. Böylece
Yunanlıların ve işgal devletlerinin dikkatleri
çekilmeyecekti. Paşa, futbol maçının olduğu gün
28 Temmuz gecesini, komutanlarla genel taarruz
hakkında konuşarak geçirdi ve gereken
direktifleri verdi.
Taarruz hazırlıkları tamamlandıktan
sonra Haziran, 1922’de taarruz kararı
alınır. 6 Ağustos 1922’de ordumuza
taarruz için gizli emir verilir. 20
Ağustos’ta M. Kemal Paşa, Batı
Cephesi Karargâhının bulunduğu
Akşehir’e gizlice gelir. Burada İsmet
Paşa ve Fevzi Çakmak ile görüşen
başkomutan taarruz planını yapar.
Plana göre amaç; düşmanı geri
çekilmeye mecbur etmek değil, ani bir
baskınla yok etmektir.
Türk
Başkomutanlığı’
nın amacı;
Kesin sonuçlu
bir taarruza
geçerek
düşmanı
yerleştiği
mevzilerden
atmak ve yok
etmektir.
• Taarruz Yeri Afyon’un seçilmesinde:
• Düşmanın Afyon’dan taarruz
beklememesi, Eskişehir’den taarruz
beklemesi,
• Afyon’un Batı Cephesi Karargâhı’nın
bulunduğu Akşehir’e yakın olması,
• Afyon’un savaş bölgesi olması,
• Düşmanın geride savunma yapmasını
önlemek, gibi faktörler etkili olmuştur.
Taarruz öncesi son dakika gelişmeleri
Ordumuzun Taarruzu
26 Ağustos 1922’de
Afyon Kocatepe’de
saat 5.30’da başladı.
İngilizlerin “Türkler
bu siperleri altı ayda
aşamaz.”dedikleri
Yunan siperleri Türk
ordusu tarafından 6
saatte darmadağan
edilmişti.
Ve taarruz başlıyor…
• Sabahın ilk ışıklarıyla beraber
başlayan top atışları Türklere
yeni bir günü müjdeliyordu. Bu
top atışlarıyla büyük saldırı
başlamış oldu. Ahırdağı’nı aşan
Türk ordusu düşmana saldırdı.
Bir süvari bölüğü, Uşak'tan
İzmir'e giden telgraf hatlarını
kesti. Bu suretle İzmir'de bulunan
Yunan Başkomutanının cephe ile
olan bağlantısı kesilmiş oldu.
Birinci günü düşmanın ilk hatları
ele geçirildi.
• 27 AĞUSTOS 1922
26 Ağustos günü Türk Ordusu'nun
Büyük Taarruz'u Genelkurmay
Başkanlığı'nca TBMM'ye bildirildi. Bu
haber, Mecliste ayakta alkışlanarak
karşılandı.27 Ağustos Pazar sabahı
gün ağarırken, Türk Ordusu bütün
cephelerde yeniden taarruza geçti.
Bu taarruzlar çoğunlukla süngü
hücumlarıyla ve insan üstü çabalarla
gerçekleştirildi. 27 Ağustos saat
18.00'da Afyonkarahisar, 8. Tümen
tarafından kurtarıldı.
28 Ağustos Pazartesi ve 29 Ağustos Salı
günleri, başarılı geçen taarruz harekatı
düşmanın 5. tümeninin çevrilmesiyle
sonuçlandı.
• 29 Ağustos gecesi durum
değerlendirmesi yapan komutanlar,
hemen harekete geçerek muharebenin
süratle sonuçlandırılmasını gerekli
buldular. Düşmanın çekilme yollarının
kesilmesi ve düşmanı çarpışmaya
zorlayarak, tamamen teslim olmalarını
sağlama yolunda karar alındı. Karar,
süratli ve düzenli şekilde uygulandı.
BAŞKOMUTAN
MEYDAN SAVAŞI
(30 AĞUSTOS 1922)
• Türk-Kurtuluş Savaşında son savaş
olan Büyük Taarruz’un son ve kesin
aşaması,30 Ağustos 1922’de ilimiz
Kütahya’nın Altıntaş ilçesine bağlı
Zafertepeçal beldesinde
kazanılmıştır. Böylece ilimiz Kütahya,
milli mücadele zafer tacının takıldığı,
“kuruluşun ve kurtuluşun yeri”
olarak tarihteki yerini almıştır.
Başkomutan Muharebesi’nin
Oluşumu
• 30 Ağustos’a kadara olan savaşlar sonunda
düşmana önemli kayıplar verdirilmişti ancak
tam anlamıyla düşman mağlup edilmemişti.
Eskişehir grubu hala yerindeydi. Öteki
cephelerdeki kuvvetleri de tamamen
duruyordu. Döğer’deki yedek kuvvetlerinin
hepsi de kullanılmamıştı. Bu nedenle kuvvetli
mevzilerin olduğu, Eskişehir-DöğerDumlupınar hattı üzerinde savunmaya
geçebilirdi.Bunu önlemek için I.Ordu düşmanın
İzmir’e gitmesini önleyecek II. ordu ise
Kütahya’ya gitmesine engel olacaktı.
• 30 Ağustos’ta Yunanlıların beş tümeninin
Dumlupınar’a ve Kütahya’ya gitmeleri
engellendi. Onlar için tek kurtuluş yolu,
Murat Dağı’nın kuzeyindeki Kızıltaş deresi
idi. Bu derenin aktığı vadide patikalardan
başka yol yoktu. Hareketin çok zor olduğu
bu bölgede 5. Süvari Kolordumuz
bulunuyordu. Düşmanın beş tümeni
tamamen çalköy’de sarılmıştı.
-------------------* 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık savaşında Türk
birliklerinin bulunduğu Çalköy’ün tepeleri, bugün Türk
Silahlı Kuvvetleri tarafından o günün anısını yaşatmak için
2–3 kilometrelik uzaktan görülebilecek şekilde beyaz
taşlarla numaralandırılmıştır ve bu tepelerde 3, 5, 61, 16,
rakamları bulunmaktadır.
Başkomutan Savaşı Haritası
• Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos günü bu
kuşatma hareketini kesin bir sonuçla tamamlamak,
savaşı yakından seyir ve idare etmek için,
karargâhını Çalköy yakınlarında bir yerde kurdu.*
Burası düşmanın mevzi almak üzere olduğu bir
yerdi.Atatürk bu karargâhtan gördüklerine göre
durumu şöyle açıklıyor: “ Uşak’a dönen düşman
kuvvetleri doğrudan doğruya Yunan Başkomutanı
Trikopis’in emrinde, Çalköy’ün batısında EydemirAdatepe-Ağaçköy mevkilerinin teşkil ettiği bir
dairedeydi ve arkasını da Kızıltaş deresine
vermişti.
-------------------* Burada sözü edilen, Zafertepe olup, Çalköy’ün
güneyinde bir kilometrelik mesafededir. Bu tepede
11. Kafkas Tümeni bulunuyordu. Atatürk savaşı
bizzat bu tepeden yönetmiştir.
• I. Ordu bu dereyi doğudan ve güneyden sarmış
bulunuyordu. İkinci Ordu; kuzeyden Çalköy’ü Kırkpınar
ve onun daha garbından sarmış bulunuyordu.[*]
Süvarilerimizde bu çevirme hareketine emir olundu ve
artık hiçbir şeyden kaçınmaya lüzum kalmamıştı. Bütün
topçuların mümkün olduğu kadar yakından hatta ocak
mevziinden ateş etmelerini emrettim…”öğleden sonra,
bu beş düşman tümeni, ağır kayıplar vererek geri
kalanlar panik halinde İzmir’e doğru kaçmaya başladı.
Felaket o kadar büyüktü ki savaş meydanı, Yunan
ordusunun bıraktığı savaş araçları, araba, motorlu araç,
eşya vb. ile Yunan askerinin cesetleriyle doluydu.
-------------------------[*] Burada geçen yerler: Eydemir, Çalköy’ün yaklaşık 3 km.
kuzeybatısında küçük bir köydür. Adatepe, Çalköy’ün 1,5
km. batısında ve Çalköy sınırları içinde olup, düşmanın asli
kuvvetlerinin yok edildiği bölgedir. Kızıltaş Deresi,
Çalköy’ün 2 km. batısında olup düşmanın hapsedildiği
bölgedir. Kırkpınar, Çalköy’ün 2 km. batısında olup, burada
64. alayımız bulunuyordu.
• 30 Ağustos 1922 tarihinde “Aslıhanlar-Çalköy-Allıören mıntıkasında ve
Çalköy’ün doğusunda, M. Kemal Paşa bizzat savaş hattında 11.
Tümene nezaret ederek idare ettiği bu savaşa, Batı cephesi komutanı
İsmet Paşa “Başkumandan Muharebesi” adını vermiş ve bunu ilgililere
bildirmişti.[1] İsmet Paşa, bu bildirisinde zaferin kesin biçimde
Çalköy’de kazanıldığını net olarak ifade etmişti.[2] Zaferin
kazanılmasındaki gayretinden dolayı da Fevzi (Çakmak) Paşa müşir
(mareşalliğe), İsmet Paşa ise Ferikliğe (Orgeneralliğe) yükseltildi.
------------------------[1] Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, sayı 62, Belge No: 1412. (Tansel) “30
Ağustos’ta Çalköy, İçören(Allıören), Büyük Aslıhanlar bölgesinde beş
tümenlik Yunan ordusu kesin olarak yenilmişti. Harp Tarihi Vesikaları
Dergisi, sayı 62, Belge No: 1215 (Tansel). Atatürk bu savaşa; Yunan ve
Rumların kalbini sındırdığı için “Rum Sındığı Meydan Muharebesi
demek uygun olur” demektedir. ASD, CI, s.279.
• [2] İsmet Paşa’nın yazısı şöyledir: “Afyonkarahisar-Dumlupınar büyük
meydan muharebesinde düşmanın asıl ordusunun imha safhasını
teşkil eden 30 Ağustos 1338 (30 Ağustos 1922) muharebesi kuzeyden
61. Fırka ve 6. Kolordu, Güneyden 4. Kolordunun iştirakiyle süvari
kolordusunun tesiriyle Aslıhanlar-Çalköy-İçören mıntıkasında ve
Çalköy’ün şarkında, bizzat Başkumandan Mustafa Kemal Paşa
Hazretlerinin nezaretinde cereyan etti ve kesin netice elde edildi.
Ordularımız için bir tarihi hatıra olmak ve Başkumandanımıza
muhabbet ve bağlılığımıza yeni bir delil teşkil etmek üzere 30 Ağustos
1922 muharebesine “Başkumandan Muharebeleri” namı verilmiştir.”
Bkz. HTVD, sayı 62, Belge no 1412. (Tansel)
Başkomutan M. Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak,
Batı cephesi Komutanı İsmet Paşa aynı gün Çalköy’de buluşarak
yıkık bir evin avlusunda bulunan ve masa gibi kullandıkları
kırık bir kağnı arabasının üzerinde durum
değerlendirmesi yaptılar.
Çalköy’deki Kırık Kağnı
arabası üzerinde yaptığı
değerlendirmesinde;
burada kazanılan zaferin
bütün savaşı
sonuçlandıracak
büyüklükte olduğu
kanaatine vararak,
ordumuzun ara vermeden
kaçan düşmanın
durmasına ve yeniden
toparlanmasına fırsat
vermeden düşman
ordusuna nerede
rastlarsa “sürekli ve
derhal vuracaktı.”
SON TANIKLAR ANLATIYOR…
Bir Anekdot:
31 Ağustos’ta Atatürk Çalköyde muharebe alanını
gezerken, düşman topçu mermisinin açtığı çukura
gömülmüş bir sancaktar görür. Aziz şehit toprağın
üstünde katılaşmış kolu ile sancağı dimdik
tutmaktadır. Bu manzarada duygulanan Atatürk,
savaş sonrası yapılacak Şehit Asker Anıtı için
bunun sembol olmasını emreder.
*Bu gün Şehit Asker Abidesi Zafertepeçalköy’ün
sınırları içinde ve 1 km. güney batısında
Berberçam denilen yerdedir. Bugünkü adı “Şehit
Sancaktar Mehmetçik Anıtı”dır
• Atatürk zaferden iki yıl sonra
geldiği Çalköy’de,Şehit Asker
Anıtı’nın temel atma
töreninde şöyle der: “Hiç
şüphe etmemelidir ki, yeni
Türk Devleti’nin genç Türkiye
Cumhuriyeti’nin temelleri
burada atıldı. Ebedi hayatı
burada taçlandırıldı. Bu
sahada akan Türk kanları, bu
semada pervaz eden şehit
ruhları devlet ve
cumhuriyetimizin ebedi
muhafızlarıdır. Burada esasını
oluşturduğumuz “Şehit Asker
Abidesi” işte o ruhları, o
ruhlarla beraber gazi
arkadaşlarını, fedakâr ve
kahraman Türk milletini
temsil etmektedir.”
Türk ordusu
Başkomutan Meydan
savaşı’nın Çalköy’de
kazanılmasından sonra
31Ağustos akşamı 13
km ilerdeki
Dumlupınar’a
geçti.Geceyi
Dumlupınar’da geçiren
Atatürk,ertesi günü (1
Eylül 1922) tarihi emrini
verecekti.
“Ordular,İlk
hedefiniz
Akdenizdir.
İleri!”
• Yunanlıları takip eden Türk ordusu, 1
Eylül’de Uşak’a girdi. Yunan Generalleri
Trikopis ve Diyenis burada esir edildi.
Yunanlılar kaçarken her zaman olduğu
gibi Türk köylerini, şehirlerini yakıp,
yıkarak, halka işkence yaparak İzmir’e
kaçtılar. Fakat Türk ordusu onları takip
edip 9 Eylül’de İzmir’e ulaşarak, Yunan
ordusunu son kalıntılarını denize
döktü.
ve İzmir’e giriyoruz…
Afyonkarahisar Muharebeleri Esnasında
kahraman Askerlerimizin Düşmana Süngü
Hücumu
İzmir’in kurtuluşu sonrası Yunan birliklerinin
geride bıraktığı malzemenin bir kısmı
 9 Eylül 1922’de hükümet konağına Türk
Bayrağı çekildi.
İzmir’in kurtuluşu sonrası Rumların kaçarcasına
kentten ayrılışı
Başkomutanlık Savaşı
ile ilgili Anıtlar
☞Kütahya Altıntaş
ilçesi, ZafertepeÇalköy’de Yüzbaşı
Şekip Efendi Anıtı
bulunmaktadır.
Harputlu Yüzbaşı
Şekip Efendi (18861922) 14.Süvari
Tümeninin 3.Alayı
subaylarından olup,
29 Ağustos günü
Yunanlılara hücum
ederken şehit
düşmüştür.
Atatürk’ün Türk ordularının Başkomutanı
sıfatıyla Çalköy Zafertepe’de savaşı idare
ettiği etrafa hakim 950 rakımlı tepedeki
“Türk milletinin birliğini” ifade eden anıtlar
Dumlupınar’da “İlk hedef Anıtı”
Büyük Taarruz’un kazanılmasıyla Batı Anadolu
işgalden temizlenmiş, artık Boğazlar, İstanbul ve
Doğu Trakya’ya kalmıştı. Başkomutan, Batı
Cephesi Komutanı’na ordunun Boğazlara
hareket etmesi emrini verir. Bu durum İngilizleri
tedirgin etmiştir. Bunun savaş nedeni
sayılacağını belirtmişlerdir. Ancak; İngilizler,
İtalya ve Fransa’dan, sömürgelerinden ve
kamuoyundan destek bulamayınca savaşı göze
alamamışlar ve barış önerilerinde
bulunmuşlardır. Barış önerilerine göre; Türk
Ordusunun Boğazlara hareketini durdurmasını,
Doğu Trakya’nın Türklere bırakılmasını, Meriç
nehrinin sınır olmasını, İzmit veya Mudanya’da
konferans toplanmasını teklif etmişlerdir. M.
Kemal Paşa teklifi kabul eder. 28 Eylül’de
orduya verilen hareket emri durdurulur.
 Konferansa Katılanlar:
• İngiltere = General Herington, Fransa = General Sarphe
• İtalya = General Mombelli, Türkiye = General İsmet Paşa
(Yunanistan = General Mazarakis)
MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASININ
MADDELERİ
Türk ve Yunan kuvvetleri arasındaki savaş hâline son
verilecek,
Doğu Trakya 15 gün içerisinde boşaltılacak.
Barış imzalanıncaya kadar İtilâf Devletleri Meriç Nehrinin sol
kıyısında bekleyecek
Barış anlaşmasına kadar Türkler Trakya’da 8000 Jandarma
bulundurabilecek.
Türkler barış imzalanıncaya kadar İstanbul’a girmeyecekler.
Türk kuvvetleri İzmit ve Çanakkale’de bekleyecekler.
Barışa kadar İtilâf Devletleri İstanbul’da kalacaklar.
Boğazların ve İstanbul’un yönetimi TBMM’ye bırakılacak.
Not: Mudanya Konferansında
görüşmelerin ağırlıklı noktası Doğu
Trakya’nın boşaltılması sorunudur.
*Mudanya’da Türkiye’nin istediklerine
en çok İngiltere direnmiştir.
(İngiltere’nin çok direnmesinin sebebi
boğazlardaki hâkimiyetini kaybetmek
istememesidir.)
İtalya ve Fransa arabuluculuk
yapmışlardır
Mudanya Konferansı’nın Yorumu
Askeri zaferimizi tamamlayan siyasî bir zafer
kazanılmıştır.
 Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası kesin
olarak bu ateşkesle sona ermiştir.
 TBMM İtilâf Devletleri tarafından bir kez daha
tanınmıştır. İlk defa Ankara Hükümeti Türk
Milleti’nin tek meşru kuruluşu olarak kabul
edilmiştir. İlk defe eşit şartlarda temsil edildi.
 Doğu Trakya (Edirne dâhil) savaş
yapılmadan kurtarılmıştır. Doğu Trakya’nın
geri alınmasıyla Türkler Avrupa’dan
atılmamış oluyorlardı.
Mudanya Konferansı’nın Yorumu
Boğazlar ve İstanbul’un yönetiminin
TBMM’ye bırakılması ile Osmanlı Devleti
hukuken sona ermiştir.
Yunan yanlısı politika izleyen İngiltere
Başbakanı Loyd George istifa etmek
zorunda kaldı.
İsmet Paşa’nın burada gösterdiği başarı
kendisinin Lozan’a gönderilmesinde etkili
olmuştur.
Türk-Yunan sınırı çizildi. (Karaağaç hariç)
• Mudanya Konferansı Evi
Download