YILDIRIMDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ Burçin RENDA Yüksek Elektrik Mühendisi Erke Elektrik, İstanbul erkemuhendislik@kobinet.org.tr 2.1.1. 1. Yıldırım YILDIRIMIN TANIMI Havanın iyi bir iletken olmaması bünyesinde yüksek gerilimli bulutları YILDIRIM BULUTUNUN OLUŞUMU oluşturur. boşalmasının çıkış noktası, atmosferde yüksek miktarda nem bulunması ve sıcak Fiziki hava akımları yardımıyla yüklü bulutların sebeplerden ötürü, bulutun yüklenmesi sırasında oluşmasıdır. Hava akımları, yere yakın hava yere yakın olan kısmı negatif değerle şarj olmuştur tabakalarının iyice ısınması ile oluşur. Çok büyük (%85 ihtimal). Bu sırada yer de bulut boyunca yüksekliklerden aşağı inen soğuk hava ile bu hava pozitif yüklenir. Bazı koşullarda bunun tersi tabakası yer değiştirir. Nem ise yüksek sıcaklıkta yüklenme ihtimal). buharlaşma ile meydana gelir. Hava, yukarı çıkışı Fırtınanın artmasıyla buluttaki negatif yük oranı ve sırasında soğur ve belirli bir yükseklikte su buharına buna bağlı olarak da yerdeki pozitif yük ayrışması doyacağı bir sıcaklığa erişir. Daha fazla yükselmesi hızlanarak devam eder. Bulutla yer arasındaki kondenzasyona sebep olur ve bulut oluşur. de olabilmektedir (%15 potansiyel fark arttıkça aradaki havanın da delinmesi kolaylaşır ve belli bir değerden sonra havanın Yıldırım bulutunun oluşumunda üç aşama delinmesiyle oluşan iletken kanal boyunca buluttan söz konusudur. toprağa veya topraktan buluta deşarj başlar. Gençlik Olgunluk Yaşlılık Bulutla bulut arasında olan deşarja şimşek ve bulut – toprak deşarjına ise yıldırım denir. Gençlik aşamasında aşağıdan yukarı doğru ve kenarlardan ortaya doğru hava akımları artar. Bu 2. durum yaklaşık 10 - 15 dakika sürer. YILDIRIMIN OLUŞUMU Yıldırımın oluşması için öncelikle yıldırım Olgunluk aşamasında yağmurlar oluşur. bulutunun oluşması ve sonrasında bu bulutun Sıfıra yakın sıcaklık derecelerinde iyice azalan bulut elektriksel gerekmektedir. kaldırma kuvveti şiddetli yağmurlara sebep olur. Bu Günümüzde yıldırım bulutunun oluşumu rahatlıkla sırada yukarıdan aşağıya hareket eden soğuk açıklanabilse de bu bulutun elektriksel olarak nasıl rüzgarlar görülür. Bunlar yere ulaştıklarında kısa yüklendiği konusunda kesin bilgiler yoktur. Ancak süreli, şiddetli fırtınalara sebep olurlar. Bu aşama bu durum bazı teoriler ile açıklanabilmektedir. yaklaşık 15 – 30 dakika sürer. olarak yüklenmesi 8 Yaşlılık aşamasında ise hava akımları artık yıldırım bulutlarındaki elektrik yüklerinin meydana son bulmuştur. Yaklaşık 30 dakika sürer. gelişini tam olarak açıklayamamaktadır. Bu konuda ikinci bir teori de Elster ve 2.1.2. YILDIRIM BULUTUNDA ELEKTRİK Geitel tarafından ortaya konulmuştur. Onlara göre YÜKLERİNİN MEYDANA GELİŞİ bulutların yüklenmesi tesirle elektriklenme ile Yıldırım bulutlarında elektrik yüklerinin nasıl oluştuğu henüz net bir açıklanmaktadır. şekilde Dünya yüzeyindeki elektrik yükü –5x105 C bilinmemektedir. Tarih boyunca bu konuda çeşitli açıklanmaya kabul edilirse bu yükün içinde bulunan su çalışılmıştır. Bu teorilerden biri Simpson ve damlacıkları alt uçları pozitif ve üst uçları negatif Lomonosow’ un teorisidir. Bu iki araştırmacıya göre olmak üzere kutuplanırlar. Yerçekimi etkisiyle bulutlardaki aşağıya doğru düşen büyük su damlacıkları havanın teorilerle bulutların yükler yüklenmesi hava akımı yardımıyla yer oldukça yavaş hareket eden iyonlarına yaklaşırlar ve akımı bu sırada su damlacığının pozitif alt ucu havanın bulutlardaki su damlacıklarını harekete geçirir. negatif iyonunu absorbe ederken pozitif iyonu da Hareket halindeki su damlacıkları, birbirleriyle iter. Böylece ağır su damlacıkları negatif elektrikli sürtünmesiyle, yüklü hale geçerler. parçacıklar haline gelir. Aynı şekilde kutuplanan oluşmaktadır. değiştirmesi Sıcak ve sonucunda soğuk havanın oluşan hava su küçük su damlacıkları yukarıya doğru hareket damlacıklarının dağılmasına ve tekrar birleşmesine ederken havanın pozitif iyonlarını absorbe ederler ve sebep olurlar. Yapılan labaratuvar çalışmalarında negatif iyonları iterler. Böylece hafif su damlacıkları dağılan su damlacıklarından küçük damlacıkların da pozitif elektrikli parçacıklar haline gelirler. Bulutlardaki hava akımları Bu teoriye göre bulutun alt kısımlarında negatif, büyük damlacıkların ise pozitif olarak yüklendiği gözlenmiştir. Bu bilgilere göre büyük su negatif yükler bulunmaktadır. Teori negatif damlacıkları yani pozitif yüklü damlacıklar bulutun kutbiyetteki yıldırım deşarjlarını açıklayabilmektedir alt kademelerinde ve rüzgar hızının büyük olduğu gibi gözükse de aslında eksik yanları mevcuttur. bölümlerde olmalılar. Küçük, negatif yüklü, su Bir yıldırım bulutunun su damlacıklarından damlacıkları ise rüzgar tarafından itilmeli ve bulutun çok buz kristalleri ve kar parçacıklarından oluştuğu daha yukarı kısımlarında dağılmalılar. düşünülürse, bu buz kristalleri ve kar parçacıklarının dünyanın elektrik alanı ile kutuplanma olasılıkları Yıldırım bulutundaki yüklerin bu şekilde oldukça düşüktür. meydana geldiği kabul edilecek olursa bulutun alt kısımları pozitif yüklü olacağından yıldırım deşarjı Bu konu üzerine üçüncü bir teori de J. I. da pozitif kutbiyette olacaktır. Yapılan gözlemler Frenkel tarafından ortaya atılmıştır. Frenkel’ e göre pozitif kutbiyetteki yıldırım deşarjlarının %5-20 havada her iki işaretli iyonlar var olduğundan, civarında olduğunu, deşarjların yaklaşık %80-95’ dünyanın negatif elektrik yükleri kaçmaya ve inin negatif kutbiyette olduğunu göstermektedir. iyonosferin pozitif elektrik yükleri ile birleşmeye Dolayısıyla Simpson ve Lomonosow’ un teorileri yatkındır. Dolayısıyla dünyanın azalan elektrik yükünü sürekli olarak takviye edecek bir olayın 9 olması gerekmektedir. Dünyanın elektrik yükünün değişen akımlar görülür. Deşarj tam olgunlaştığında sabit kalmasında en önemli rolü negatif yıldırım akım değeri 10kA’ i bulur. deşarjları sağlayacaktır. Bu teoriye göre her iki işaretli iyonlardan oluşan hava ile küçük su Aşağıya İnen Yıldırım damlacıkları veya buz kristallerinden meydana gelen Bir bulutun alt kısmındaki enerji yeterli seviyeye bir ortam göz önüne alınır ve havanın negatif geldiği zaman toprağa doğru bir elektron demeti iyonlarının daha küçük su damlacıklarına veya buz harekete geçer. Birinci demet 10 ile 50 metrelik kristallerine konduğu var sayılır. Buna göre bulut, mesafeyi 50 000 – 60 000 km/sn arasındaki hızla kat negatif elektrikli su damlacıkları ve pozitif iyonlu eder. 30 ile 100 mikron saniye süren bir aradan havadan oluşur. (negatif iyonlar su damlacıkları sonra ikinci bir deşarj birinci deşarjın yolunu izler ve tarafından yutulmuştur). birinciden 30 ile 50 metre arası daha ileri gider. Daha sonra üçüncü deşarj ardından dördüncü deşarj Yıldırımın Oluşumu meydana gelir. Her bir deşarj öncekinden 30 ile 50 Bir yıldırım boşalmasının oluşabilmesi için metre ileri giderek şimşeğin ucunun yeryüzüne elektrik alan şiddetinin 2500kV/m değerine ulaşması yaklaşmasını sağlar. Ön boşalma yere yaklaştıkça gerekmektedir. Buluttaki elektrik alan şiddeti değeri elektrik alanı havanın delinme dayanımı üzerine yeterince arttığında bulut – bulut veya bulut – çıkacak kadar artar. Böylece yeryüzünün sivri bir yeryüzü deşarjı görülür. Eğer yeryüzündeki alan noktasından bir boşalma yukarıya doğru ilerleyerek çeşitli kuleler, ön boşalma ile birleşir. Yaklaşık 50.000km/sn’ lik gökdelenler, v.b.) bozulmuşsa bu takdirde de bir hızla aşağıdan yukarıya doğru iyonizasyonlu ve yeryüzü bulut deşarjı görülebilmektedir. kanalda depo edilen yükü toprağa boşaltır. Bu deşarj sebeplerden ötürü (yüksek Bulut yeryüzü deşarjı, bulutun pozitif veya negatif yüklü bölgelerinden aşağıya esnasında 200 000 Ampere kadar çıkan akım 100 veya milyon voltluk bir gerilim ile toprağa akar yeryüzündeki pozitif veya negatif yüklü sivri uçlarından yukarıya başlayabildiği için, dört çeşitte olabilir. 3. YILDIRIMIN ETKİLERİ 3.1. Elektrodinamik Etkisi Yıldırım akım yolunun bir kısmının diğer Yukarıya Çıkan Yıldırım Bu tip yıldırımlar genelde yerin pozitif bir kısmın magnetik alanı içinde bulunması halinde yüklü sivri bölgelerinden, bulutun negatif yüklü büyük kuvvetler meydana gelir. Bu etki sonucunda bölgesine başlayan ön boşalmalar şeklinde görülür. ince anten borularında ezilme, paralel iletkenlerde Deşarjlar genelde düzgün araziler üzerindeki çok çarpışma, yüksek yapılardan (GSM kuleleri), veya yeryüzünün hadiseler oluşur. iletken kroşelerinin sökülmesi gibi yüksek dağlık kesimlerinden başlarlar. Bu yüksek kesimlerin sivri uçlarından buluta doğru ön 3.2. boşalmalar başlar. Bu sırada 1 ila 10kA arasında Basınç ve Ses Etkisi Yıldırım kanalı içindeki elektrodinamik kuvvetlerden ileri gelen basınç bu akımın sönmesi 10 ile patlama şeklinde havayı genleştirerek gök Yıldırımı çekme özelliği olmayan, sivri gürültüsünü meydana getirir. Bu gürültü yakınlarda çubukların bulunanlara patlama etkisi yaratabilir. Cam kırılması yıldırımdan korunma yöntemleri arasında en eski gibi olaylarla da karşılaşılabilir. Gök gürültüsünün olanıdır. Bu konudaki ilk çalışmalar 1760 lı yıllarda bir nedeni de meydana gelen ısı enerjisinin oldukça Franklin tarafından yapılmıştır. Franklin, korunacak büyük ve ani bir genleşme meydana getirmesidir. olan yapının üzerine sivri uçlu bir demir koyup, kullanıldığı pasif yakalama uçları iletkenlerle de toprağa irtibatlayarak ilk yıldırımdan 3.3. korunma sistemini kurdu. Elektrokimyasal Etkisi Büyük akım şiddetlerinde elektrolit O dönemlerde konulan çubuğun etkinlik parçalanma sonucu demir, çinko, kurşun gibi sahası, çubuk boyunu yarıçap kabul eden bir daire metaller açığa çıkar. olarak kabul edilmişti. Günümüzde ise koruma çapı çubuk boyu olarak kabul edilmektedir. 3.4. Franklin çubuğu kullanılarak yapılan bu Işık Etkisi Yıldırım deşarjı sırasında oluşan iletken koruma daha sonraları 1884 lerde Melsens kanal etrafına çok parlak bir ışık yayar. Bu ışık tarafından daha da geliştirilerek günümüzde sıklıkla yakın mesafelerde göz kamaşması veya geçici kullanılan Faraday kafesi oluşturuldu. görme bozukluğu meydana getirebilir. 4. 1. FARADAY KAFESİ 3.5. Faraday’ ın, yapmış olduğu çalışmalarla Isı Etki Yıldırım boşalmasının ısı etkisi akımın iletken bir kafes içindeki elektrik alanın sıfır iletkenlerde ortaya olduğunu belirlemesi üzerine Melsens 1884 de çıkartmasıdır. Akım yüksek değerlerde olmasına korunacak hacmi iletken bir kafes içine alma fikrini rağmen süresinin çok kısa olması sebebi ile ortaya atmıştır. Melsens’ in kuracağı bu kafes iletkenlerde çok büyük bir ısı artışı olmaz. sistemi şu şekilde olacaktı. geçtiği bir sıcaklık artışı Korunacak olan yapı, çatısı ve yan duvarları iyi iletkenlerle (bakır)yatay ve dikey bir şekilde 4. YILDIRIMDAN sarılarak , bakır kafes içine alınacaktır. Çatı üzerinde KORUNMA belirli aralıklarla dikey sivri çubuklar konulacak, YÖNTEMLERİ Bu bölümde binaların yıldırımdan tabanda ise iletkenler çok noktadan topraklanacaktı. korunması için tarih boyunca kullanılmış ve Bu şekilde binanın her noktası eş potansiyel günümüzde de kullanılmakta olan yöntemlerden söz hale gelecek ve herhangi bir yıldırım deşarjında edilecektir. tehlikeli akımlar tamamen örülen bakır kafes Yıldırımdan korunma günümüzde iki üzerinden toprağa akacağından binaya bir zarar şekilde yapılmaktadır. gelmeyecektir. Bu açıdan bakıldığında gerçekten de a- Pasif yakalama uçları iyi bir koruma gibi düşünülen Faraday Kafesi b- Aktif yakalama uçları sistemi uygulamadaki zorluklar ve bilinçli veya bilinçsiz 11 yapılan yanlış uygulamalar sonucu efektivitesini kaybetmektedir. Faraday kafesinin açısından farklılık gösteren paratonerler bu bölümde güvenliği kafesin gözlerinin boyutlarına bağlıdır. Bu üç başlık altında anlatılacaktır. gözler nekadar küçük olursa kafes okadar güvenli olacaktır. 4.2. RADYOAKTİF PARATONER M. Dauzere’ nin (1930) yıldırımın çokça Günümüzde daha az iletken kullanma, görüldüğü yerlerde havanın normal şartlara göre gözlerin aralıklarını büyük tutmakla işi daha çabuk daha yüksek bir iyonizasyona sahip olduğunu bitirme, işçilik maliyetini azaltarak daha fazla kar gözlemlemesi etme gibi düşünceler yüzünden Faraday kafesi doğru kullanımlarının başlangıcı olmuştur. Bu konudaki ilk olarak kurulmamaktadır. Gerektiği gibi kurulmayan deneyi Szillard yapmıştır. Szillard iletken bir kafes çubuğun ise yıldırıma karşı iyi bir koruma sağlamayacaktır. ile üzerine iyonize edici radyum paratonerlerin koyarak yaptığı denemelerde başarılar elde etmesi ise radyoaktif İyi kurulmuş bir faraday kafes sistemi ise paratonerlerin başlangıcı olmuştur. gerek işçilik gerekse maliyet olarak oldukça Temel olarak içerdiği radyoaktif elementin pahalıdır. Ayrıca kurulan kafesin, ek yerlerindeki yaydığı radyasyon ile havayı iyonize eden radyoaktif oksitlenme veya başka sebeplerden ötürü, periyodik paratonerlerin gövdesi içinde kurşun bir hazne bakımı yapılması gerekecek bu da ilave masraflara bulunur. Bu küresel kurşun haznenin üzerinde yol açacaktır. Bakım ekibinin çatıda dolaşması belki ışımanın engellenmemesi için delikler bulunur. de Radyo element bu kurşun hazne içinde konur. Işıma, çatı açısından farklı masraflar ortaya çıkartabilecektir. kurşundan geçemeyeceği için üst kısımlardaki İyi kurulmamış bir kafes sistemine örnek vermek gerekirse Mont Blanc deliklerden havaya doğru yönelecektir. Bu saçılan Gözlemevi pozitif iyonlar belli bir çap içindeki gösterilebilir. Burada binanın toprağa oturan yatay yıldırımı kendisine çekerek yüzünün de sarılması gerekirken bu yapılmayıp kafesin buradaki kapanışı için toprağın iletkenliğine koruma güvenilmiştir. Halbuki bu iletkenlik çoğu zaman belirlenmesinde kullanılan radyoaktif elementin yetersiz kalmaktadır. Bu sebeplerden ötürü gözlem miktarı belirleyici faktördür. evinde yıldırım darbelerinden dolayı öldürücü nekadar fazla ise koruma çapı da o oranda artar. kazalar olmuştur. Radyoaktif madde çok fazla arttırıldığı halde sağlayacaklardır. Koruma çapının Kullanılan element koruma yarıçapında doğadaki bazı sınırlamalardan PARATONERLER dolayı artış olmadığı belirlendiğinden, üretimlerinde (AKTİF en fazla koruma çapı 200m olacak şekilde YAKALAMA UÇLARI) Pasif yakalama uçlarının aksine planlanmaktadır. paratonerler, buluta doğru iyonize bir yol açarak Paratonerde kullanılan radyoaktif element veya iyon göndererek, yıldırımı çekme özelliği alfa, beta ve gama ışıması yapar. gösterirler. Kendi aralarında da çalışma prensipleri Radyasyon tarafından havanın iyonize olma miktarı alfa ışımasının kinetik enerjisiyle orantılıdır. 12 Bu sebeple kısımlarında radyoaktif ışımanın paratonerlerin hızını üst yavaşlatmayacak Yıldırım riskine karşı önlem alırken bizi çok şekilde boşluklar vardır. Işıma hızının azalması alfa farklı partiküllerinin iyonlama gücünü nerdeyse tamamen paratonerler, yok ederler. 1mgr radyumun saniyede 136 milyon Amerika’ da kullanımı yasaklanmış olup Türkiye de alfa partikülü ürettiği ve her bir partikülün 187 bin de, TAEK’ in 31-03-2000 tarihli iyon çifti meydana getirdiğini dikkate alacak kullanımına sınırlama getirmek amacıyla üretiminde olursak, içinde 1mgr radyum bulunan bir radyoaktif kullanılan 12 paratonerin bir saniyede 25,4 x 10 tane pozitif tehlikelerle yüz yüze getiren radyoaktif 1982 yılından radyoaktif beri radyoaktif Meydana gelen bu yüksek iyon sayısı kimi paratonerlerin ve yazısıyla, elementlerin durdurulmuştur, 2001 yılında ise Ra iyon çifti meydana getirdiği görülür. Avrupa 226 ithalatı elementli kullanılması ise yasaklanmıştır. zaman, yıldırım düşürecek kadar fazla yüklü olmayan bulutları da tetikleyecek ve gereksiz yere risk oluşturabilecektir. 4.3. Piezzoelektrik Prensibi ile Çalışan Paratoner Gama ışınlarının yıldırımı yakalamada bir Piezzoelektrik elementler basınca maruz rolü olmasa da paratonerde kullanılan radyoaktif bırakıldığında yüksek gerilim üreten elementlerdir. element bu ışımayı da doğal olarak yapar. Gama Elementin bu özelliği paratoner üreticileri tarafından ışıması insan sağlığı için son derece tehlikelidir. kullanılmış ve piezzoelektrik prensibiyle çalışan Yüksek seviyeli bir gama ışımasına karşı önlem paratonerler imal edilmişlerdir. Rüzgar etkisiyle salınım yapan paratonerin alınmadığı taktirde mide bulantısı ve kusma ile bölünmesinde gövdesi, içerisindeki piezzoelektrik kristallerini düzensizlik, kanser, DNA yapısında bozukluklara basınca maruz bırakır ve yüksek gerilim darbeleri (mutasyon) ve ölüme kadar ilerleyecektir. oluşur. Bu darbeler paratonerin yakalama ucu başlayan rahatsızlıklar Bu olarak hücre paratonerlerde Americium 241 radyoaktif ve üzerindeki ark boynuzlarına gönderilir ve burada ark element Radium etkisiyle hava iyonizasyona uğratılır. 226 yıldırımı Ark (kıvılcım) etkisiyle iyonize olan havada yakalamak için yaptıkları alfa ışımasının ömrü en iyi bol miktarda serbest pozitif iyonlar açığa çıkar. (kuru, yıprandırıcı olmayan) hava koşullarında 10 Yıldırım ise %80 yıl iken doğal hava şartlarında 5 yıla kadar olacağından, açığa çıkan pozitif yüklerin yıldırıma düşebilmektedir karşı bir kanal açarak, yıldırımın paratonere kullanılmaktadır. Bu elementlerin – 85 oranında negatif polariteli gelmesini sağlayacaktır. Montajı ve periyodik bakımları sırasında yanına yaklaşırken dahi dikkatli olunması ve çıplak Radyoaktif paratonerlerde olduğu gibi bu elle katiyen temas edilmemesi gereken, mümkünse tip paratonerlerin de çalışması bazı kriterlere özel eldivenler ve giysilerle yaklaşılması gereken bu bağlıdır ve çoğu zaman yeterli güvenlikte koruma paratonere maalesef yurdumuzda bu hususlara hiç yapamazlar. Örneğin paratonerin iyon üretebilmesi için dikkat edilmeden bilinçsizce davranılmakta ve rüzgar etkisiyle sallanması gerekir. Dolayısıyla zaman zaman istenmeyen olaylar yaşanılmaktadır. 13 rüzgarın olmadığı yıldırımlı havalarda çalışamaz. 4.4.2. Darbe Gerilimi Üreten Aktif Rüzgar aracılığı ile üretilen iyonlar tekrar rüzgar Paratoner etkisi ile dağılacağından paratonerin herhangi bir Yıldırımdan korunma teknolojilerinden en pasif uca göre farkı kalmaz. Yıldırım yakalama gelişmiş olanı darbe gerilimi üreten elektrostatik hızları ise (∆T) oldukça düşüktür. (En yüksek model aktif paratonerdir. için yaklaşık 60µsn). Bu tip paratonerlerin bağımsız yıldırımlı havada meydana gelen alan şiddetinin labaratuvarlardan alınmış test sertifikaları ise yoktur. değişmesiyle enerjilerini temin ederler. Dolayısıyla Paratoner sadece pozitif iyon üretebildiği için, %15 yıldırım riski varken çalışır, yokken ise pasif uç ihtimalle konumunda durular. (Bu yüzden aktif paratoner gerçekleşebilecek pozitif polariteli Bu tip paratonerler sadece olarak adlandırılırlar). yıldırımlarda da çalışamazlar. Yıldırımlı havada enerjisini temin eden 4.4. ELEKTROSTATİK AKTİF PARATONER paratoner yüksek frekans ve yüksek genlikte darbe Aktif paratonerler de çalışma prensiplerine gerilimleri üretmeye başlayarak yakalama ucunu, bulut ile yeryüzü arasındaki potansiyel farkın en göre 2 ye ayrılır. yüksek olduğu nokta haline getirerek yıldırımı üzerine çeker. 4.4.1. Kıvılcım Yayan Aktif Paratoner Bu tip paratonerler hem pozitif hem de Bu tip paratonerlerin çalışmaları için rüzgar enerji negatif darbe gerilimi üretebileceğinden her iki çeşit kaynağına ihtiyaçları yoktur. Yıldırımlı yıldırımlı ortamlarda çalışır. Paratoner serbest iyon havadaki elektrostatik alan şiddeti artışı ile üretmek enerjilerini Dolayısıyla rüzgarın paratoneri olumsuz etkileme riski yoktur. sadece yıldırımlı havada çalışırlar. Fakat Her hava şartlarında aynı verimle çalışır. Kıvılcım temin ettikleri enerji ile bir önce anlatılan üretmek paratonerde olduğu gibi kıvılcım yaratarak exproof ortamlarda kullanılmasının herhangi bir havayı iyonize ederler. Dolayısıyla piezzo riski yoktur. Dünyada 200 bin den fazla referansı elektrik paratonerlerde olan aynı sorunlar olan bu tip paratonerlerin yıldırım yakalama hızı bu tipte de mevcuttur. (∆T) diğer paratonerlere göre 3 kat daha fazladır ve enerjisi gibi herhangi temin bir ederler. dış yerine yerine darbe darbe gerilimleri gerilimleri ürettiğinden ürettiğinden sadece Fransız Helita firmasının ürettiği Pulsar model paratonerin labaratuvarlarından 5 alınmış farklı test ülkenin sertifikaları vardır.(USA, Fransa, İngiltere, Kore, Çin) 14