İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI 1.MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI Sümerlerde köleler hariç, her erkek asker sayılmış, ordu yaya ve savaş arabalarını kullanan süvarilerden oluşmuştur. Mezopotamya, kelime anlamıyla iki nehir arasında kalan bölge anlamına gelir. Çok tanrılı bir inanca sahip olan Sümerler, ölümden sonraki yaşama inanmamışlardır. Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan bölgede; nehirlerin doğduğu yerden Bağdat’a kadar olan kesime yukarı Mezopotamya; Bağdat’tan Basra Körfezine kadar olan bölüme de aşağı Mezopotamyadenir. En önemli tanrıları; Anu: Baş tanrı (Gılgamışta geçen Gök tanrısı) Enki: Bilgelik Nanna: Ay a. Sümerler Utu: Güneş MÖ 4000 yıllarına doğru aşağı Mezopotamya’ya gelerek yerleşmişler; bataklıkları kurutarak tarım alanları açmışlardır. İştar: Aşk ve Bereket Gılgamış, Yaratılış ve Tufan destanları Sümerlere aittir. Sümer dilinin, Türkçe gibi sondan eklemeli bir dil olması, Sümerler ’in Orta Asya kökenli oldukları tezini güçlendirmektedir. Siteler, etrafı surlarla çevrili, ‘’Ziggurat’’ adı verilen 7 katlı tapınakların etrafında kurulmuştur. Mezopotamya’da ‘’Site’’ adı verilenilk şehirdevletlerini Sümerler kurmuşlardır.En önemlileri Ur, Urug, Lagaş, Kişolan bu devletlerarasında siyasi ve ekonomik nedenlerle sık sık savaşlar meydana gelmiştir. Zigguratların en alt iki katı depo; orta katları tapınak; en üst katları ise gözlemevi olarak kullanılmıştır. Sitelerin başında ‘’Patesi (Ensi) adı verilen; ülkeyi tanrı adına yönettiklerini iddia edenrahip-krallar yer almıştır. Bu da Sümerlerin teokratik bir yönetime sahip olduklarını gösterir. Zigguratlara konulan eşyaların kayıtlarını tutmak amacıyla konulan işaretler sayesinde MÖ 3500’lü yıllarda çivi yazısını icat ederek tarihi devirlerin başlamasına neden olmuşlardır. Patesi, etrafındaki sitelere hâkim olursa, ‘’lugal’’; Sümer ülkesine hâkim olursa ‘’lugal kalma’’ unvanı alırdı. İdeogram:Çivi yazısında bir kavramı ifade eden işaretlere verilen isimdir. Sümerler, astronomi alanında gelişmiş,5 gezegen ve burçları bulmuşlar; ay yılı esaslı takvimi kullanmışlardır. Takvime olan gereksinim nehirlerin taşma zamanını hesaplama amaçlıdır. Devlet yönetiminde krala yardımcı olan danışma meclisleri bulunurdu. Aynı zamanda Sümer kralları dini törenleri yönetir, ordunun başında sefere çıkardı. Ayrıca Matematik ve Geometri alanlarında gelişme göstererek dört işlemi kullanmışlar; Sümerlerde krallar ve rahipler en üst sınıfı oluştururken, halk, hürler ve köleler olmak üzere iki sınıfa ayrılmıştır. 1 yüzey ve hacim ölçmeyi gerçekleştirip, daireyi 360 dereceye bölmüşlerdir. İlk dönemlerinde şehir devletleri halinde örgütlenmişler; MÖ 3000 yıllarında ‘’Sus’’ sitesi prensi diğer siteleri de egemenliği altına alarak Elam Krallığını kurmuştur. Sümer kralı Urgakina, kölelik devrine son vermek ve güçsüzleri koruyan bir düzen kurmak için fidye-bedel esasına dayanan Urgakina Kanunlarını yapmıştır. Elamlar, madencilik, çömlek yapımı ve seramik sanatında ilerlemişler; çivi yazısını kullanmışlardır. NOT:Tarihin bilinen ilk yazılı kanunlarıdır. Elamlara, Asurlar son vermiştir. Daha sonra kralUrnamu’dabazı hukuki düzenlemeler yapmıştır. d. Babiller (Amurrular) Samilerin bir kolu olanAmurrulartarafından kurulmuştur. b. Akadlar Başkenti Babil’dir. Sami kökenli Akadlar, MÖ 4000’lerde Arap Yarımadasından gelerek Orta Mezopotamya’ya yerleştiler. Asurların varlığına son vererek bugünkü Şırnak bölgesinde kurulmuştur. I.Babildevletinin Hititler tarafından yıkılmasının ardından, II. Babil devletikurulmuş, bu devlete de Persler tarafından son verilmiştir. Sümer şehir devletlerini yıkarak kral Sargon döneminde devlet haline gelmişler; kısa sürede Mezopotamya’ya hâkim olmuşlardır. Bir diğer önemli kralları Naram-Sin’dir. I.Babil kralı Hammurabi, dine dayalı devlet anlayışı yerine, gücünü ordudan alan mutlak krallık anlayışını getirmiştir. Aynı zamandaHammurabi, ceza, ticaret, mülkiyet alanlarında dönemin en güçlü kanunlarını yapmıştır. Yöneticilerine Kent Kralı imgesinin yerine ‘’Evrenin Kralı’’ imgesini kullanmışlardır. Başkentleri Agade şehridir. İlk düzenli ordu sistemini kuran Akadlar; ilk imparatorlukyapısı gösteren devlettir. NOT:Hammurabi kanunları ‘’Kısas’’ esaslı Sümer kültüründen etkilenen Akadlar, kurdukları imparatorluk sayesinde Sümer kültürünü Ön Asya’ya yaymışlardır. olup; dünyanın en sert kanunları ve ilk anayasa örneği olarak bilinir. Babiller, Sümerlerin etkisinde kalarak tapınaklarına Ziggurat adını vermişlerdir. Zafer Anıtı bu dönemden kalan en önemli eserdir. Tıp ve astronomi alanlarında ilerlemişlerdir. Akadlar MÖ 2100 yıllarında Sümerler tarafından ortadan kaldırılmışlardır. Mimari açıdan Mezopotamya’nın en gelişmiş uygarlığı olup; Babil asma bahçeleri ve kuleleri kral Nabukadnezartarafından yaptırılmışen güzel örneğidir. c. Elamlar Sümer ülkesinin doğusunda yaşamış; Sümer egemenliğine son vermişlerdir. Babillerin baş tanrısı Marduk’tur. 2 MÖ 3000 yıllarında kral Menes, Mısır’a tamamen hakim olarak ilk kez siyasi birliği sağlamıştır. Kral Menes’le beraber Mısır’da ‘’Firavun’’ adı verilen dini ve siyasi gücü olan Tanrı-kralların yönetimi başlamıştır. e. Asurlar Asular, yukarı Mezopotamya’da yaşamışlar;toprakları tarıma elverişli olmadığından hayvancılık ve ticaretle uğraşmışlardır. Askeri güce dayalı bir imparatorluk kurmuşlardır. İlk firavun; Narmer’dir. Firavunlar döneminin en önemli olayı, MÖ 1280’ de Hititlerle yapılan Kadeş Anlaşması olmuştur.(II. Ramses-III. Hattuşili arasında) En önemli kralları Ninutra ve Şarru-Ken’dir. Başkentleri Ninovaolan Asurlar, Anadolu’da Kültepe, Alişar ve Boğazköy’de ticaret kolonileri kurarak, ‘’Karum’’ adı verilen pazarlar kurup; yazıyı Anadolu’ya taşımışlardır. NOT:Bu anlaşma tarihte bilinen ilkyazılı anlaşmadır. Firavunların her sözünün kanun olarak kabul edilmesi, yazılı hukuk kurallarının gelişimini yavaşlatmıştır. Sard’danbaşlayıpNinova’yakadar uzanan ‘’Kral Yolu’’ denilen ticaret yolunu açmışlardır. Mısır’da toplum; Anadolu’daki ilk yazılı kaynaklar, Asurlu tüccarların bıraktıkları Kültepe’deki tabletlerdir. Firavun Rahipler, Askerler, Kâtipler Asurlular, tarihte bilinenilk kütüphaneyiNinova’dakurmuşlardır. Tüccarlar ve Zanaatkârlar Heykeltıraşlıkta önemli gelişmeler gösterenAsurların kabartmaları ünlüdür. Çiftçiler Köleler Kalah, Ninova, Dur Şarukkin en önemli şehirleridir. Olmak üzere sınıflara ayrılmıştır. 2.MISIR UYGARLIĞI Mısır ekonomisi tarım, ticaret ve madencilik olmak üzere bölümlere ayrılmıştır. Afrika’nın Kuzeydoğusunda yer alan Mısır’da ilk yerleşmeler, Nil Nehri kıyısında olmuştur. Mısırlılar, Hiyeroglif denilen bir resim yazısı kullanmışlar, yazılarını papirüs bitkisinden yapılan kâğıtlara yazmışlardır. Heredot’a göre Mısır, Nil’in bir armağanıdır; Mısır’a hayat veren kaynak Nil ırmağıdır. Çok tanrılı dine inanan Mısırlılar, ölümden sonra aynı bedende tekrar dirileceklerine inandıklarından ölülerini mumyalamışlardır. Mumyalama teknikleri sayesinde insan vücudunu tanıyan Mısırlılar, tıp ve eczacılıkta gelişmişlerdir. Mısır, tarih öncesi dönemleri sırasıyla yaşamıştır. Bunun en önemli nedeni kapalı (çevre uygarlıklarla etkileşiminin az olması) bir uygarlık olmasıdır. Mısır’da ilk siyasi teşkilatlanma ‘’Nom’’ adı verilen şehir devletleridir. Matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlar, ilk defa dört işlemi kullanmış, ‘’pi’’ 3 sayısını bugünkü değerine yakın hesaplamışlardır. valiler bulunur. Satraplar her yıl kralın görevlendirdiği kişiler tarafından teftiş edilip yetersiz görülen kişiler görevden alınırdı. Mısırlılar, geometride de önemli ilerleme kaydetmiş, tarla sınırlarını hesaplamada bu bilimden yararlanmışlardır. Persler, Zedüşt dinini benimsemişlerdi. Bu dinde iyiliği ‘’Ahuramazda’’, karanlık ve kötülüğü, ‘’Ahriman (Angramanyu)’’ temsil etmiştir. Zerdüştlüğün temelini iyilikle kötülüğün mücadelesi oluşturmuştur. Çok tanrılı Zerdüşt dininin tapınaklarına ‘’Ateşgede’’ denilir. Nil’in hareketlerini incelemeleri astronomide gelişmelerine katkıda bulunmuş; bu da güneş yılı esaslı takvimi bulmalarını sağlamıştır. Mısır’dafiravunlar için Piramit; halk içinse labirentadı verilen mezarlar yapılmış; ölümden sonra yaşam inancından dolayı içlerine günlük hayatta kullanılacak eşyalar konmuştur. Persler döneminde haberleşme, ulaşım ve düzenli bir posta örgütü vardı. NOT:İlk posta örgütünü Persler kurmuştur. KeopsPiramiti:Mısır firavunu Khufu adına Mimaride ‘’Pers Üslubu’’ denen bir tarz yaratmışlardır.Bu dönemden kalan en önemlieserPersepolis Sarayı’dır. yapılmış en büyük piramittir. Hitilerle Mısırlılar arasında Suriye hâkimiyeti için MÖ 1296’da başlayanKadeş Savaşı yapılmış; MÖ 1280’de Kadeş Anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma aynı zamanda Asurlara karşı yapılmış bir ittifak anlaşmasıdır. 4. HİNT UYGARLIĞI Hint Medeniyetiİndus ve Ganj nehri civarında kurulmuştur. Doğal kaynakları açısından zengin olan Hindistan, bu özelliğinden dolayı pek çok kavmin istilasına uğramıştır. 3. İRAN UYGARLIKLARI İran’ın ilk zamanlarında farklı bölgelerde değişik kavimlerin prenslikler kurduğu bilinmektedir. Bu kavimlerden Medler ve Persler İran kültüründe önemli bir yer tutmaktadır. Bunlardan birisi de Ariler’dir. Ariler, MÖ 1500’lerde Orta Asya’dan Hindistan’a gelmişler; siyasi, sosyal ve kültürel yapılarını bu bölgeye taşımışlar, ancak burada merkezi bir otorite sağlayamamışlardır. Bu nedenle Hindistan, ‘’Racalık’’ adı verilen küçük prenslikler tarafından yönetilmiştir. Medler, MÖ VII. Yy ortalarında siyasi bir güç oluşturmuşlar, Keyeksardöneminde bağımsız olmuşlardır. Ariler, Hindistan’a gelmeleriyle birlikte ‘’Kast Sistemini’’ de bu bölgeye taşımışlardır. Bu sistem, meslekleri babadan oğula geçen ve sınıflararası geçiş olmayan oldukça katı bir sistemdir. Buna göre; Med devletine Persler son vermiş; Pers devletini de Büyük İskender ortadan kaldırmıştır. Pers İmparatorluğu mutlakıyetle yönetilmiştir. Hükümdarların yetkileri sınırsız olup, istekleri kanun niteliği taşır. Brahmanlar (Din adamları) Kşatriyalar (Raca, asker ve asiller) Ülke, ‘’Satraplık’’ adı verilen eyaletlere bölünüp, başlarında ‘’Satrap’’ adı verilen Vaysiyalar (Tüccar ve Çiftçiler) Südralar (Köylüler) 4 dini öğretinin temeli erdem ve görev ahlakına dayanır. Paryalar (Köleler) Kast Sistemine ilk başkaldırı ‘’Buda’’ tarafından gerçekleştirilmiş, ancak baskılar karşısında Çin’e gitmek zorunda kalmıştır. Çinliler, kâğıt, matbaa, pusula ve barutu icat ederek dünyada birçok gelişmeye öncülük ettiler. Kast sistemi, Gazneli Mahmut’un Hindistan’a düzenlediği 17 seferin ardından İslamiyet’in yayılmasıyla zayıflamış; 1946’da Hindistan’ın bağımsız olmasıyla ortadan kalkmıştır. 6. DOĞU AKDENİZ UYGARLIKLARI a. Fenikeliler: Hindistan’la ilgili ilk bilgiler, ‘’Veda’’ adı verilen dini içerikli metinlerde geçmiştir. Doğu Akdeniz sahil şeridi ile Lübnan dağları arasında kurulmuş olan Fenikeliler, Sur, Sayda, Biblosgibi liman şehirleri kurmuş; Mısır’la ticari ilişkilere başlamışlardır. Hindistan’da ayrıca, Vedacılık, Brahmanizm, Hinduizm, Budizm, Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi dinler etkili olmuştur. Fenikeliler, çok tanrılı inanca sahiptirler; her şehrin bir tanrı veya tanrıçası vardır. 5. ÇİN UYGARLIĞI Bulundukları bölgenin tarıma elverişli olmamasından dolayı, Akdeniz kıyılarında ticaret kolonilerimeydana getirmişlerdir.Ticaret aracılığıyla doğu ülkeleriyle Akdeniz ülkeleri arasında kültürel bir etkileşim başlamıştır. Çin, Asya kıtasının güneydoğusundaSarıırmak ve Gökırmakçevresinde geniş topraklara sahip bir medeniyettir. Çin uygarlığının oluşmasında Çin kültürünün yanında, Türk, Moğol ve Tibet kültürlerinin de etkisi olmuştur. Fenikeliler, harf yazısını bulmuş; 22 harften oluşan Fenike alfabesini oluşturmuşlardır. Yunan ve Romalılar tarafından geliştirilen bu alfabeye yeni harfler ekleyerek bugünkü Latin alfabesini meydana getirmişlerdir. Çin hakkında bilgilere MÖ XI. Yy’da rastlanmıştır. Merkezi otoritenin güçlü olduğu Çin, tarih boyunca hanedanlar tarafından yönetilmiş, MÖ III. Yy’dan itibaren siyasi birliğini tamamlayıp, güçlü bir imparatorluk haline gelmiştir. b. İbraniler: Eski çağda Suriye ile Mezopotamya arasında göçebe olarak yaşamışlar, daha sonra Filistin’e yerleşmişlerdir. Çin’de tanrının oğlu unvanını taşıyan imparatorların kutsal olduğuna inanılırdı. Burada MÖ 1040’lara doğru bir krallık kurmuşlar; bu krallığın başına geçen Hz. Davut, Kudüs şehrini kurarak burayı başkent yaptı. Çin’de sosyal yapıyı, asiller ve köylüler oluşturmuştur. Köylülere hürriyet hakkı tanımayan bu sosyal yapıda sınıfların yaşayış ve hukukları birbirinden farklıdır. Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra İbraniler arasında birlik bozulmuş; İsrail ve Yuda (Yahudi) olmak üzere iki devlet haline gelmişlerdir. Çin’de en yaygın dinler, Konfiçyüsçülük, Taozim ve Budizm’dir. Çin uygarlığının temeliKonfüçyüsçülüktemeline dayanır. Bu 5 Bu iki devletin mücadelesinden yararlanan Asurlar, MÖ VIII. Yy’daİsrail Devleti’ne son vermişlerdir. Bilinen ilk kralları Labama’dır. Başlangıçta Hitit krallığı, feodal beyliklerden oluşmuştur. Daha sonraları merkezi krallık güçlenerek eyaletlere merkezden valiler atanmıştır. MÖ VI. Yy’ın ikinci yarısında II. Babil devletiYuda Devletini yıkmış ve Yahudileri Babil’e sürmüş; Mescid-i Aksa’yı da yıkmışlardır. NOT:Buradaki amaç, merkezi otoriteyi güçlendirmektir. NOT:İlk Çağ uygarlıkları içerisinde ilk tektanrılı Hitit kralları başkomutan, başrahip ve başyargıç yetkileri almışlardır. dine inanan topluluk İbranilerdir. Museviliği (Yahudilik) milli bir din olarak kabul etmişlerdir. İlk dönemlerde kralın yetkileri ‘’Pankuş Meclisi’’ adı verilen bir Danışma Meclisi tarafından kısıtlanmıştır. Ancak, imparatorluk döneminde meclisin yetkileri azalırken, kralın yetkileri artmıştır. 7. ANADOLU UYGARLIKLARI Anadolu, ticaret ve göç yolları üzerinde bulunması, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlaması, topraklarının verimli olması ve iklimin insan yaşamına uygun olması gibi nedenlerle birçok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Hititlerde kraldan sonra gelen en yetkili kişi ‘’Tavananna’’ denilen kraliçedir. Tavananna, dini törenlere başkanlık yapar, kral savaşa gittiğinde ülkeyi yönetirdi. Bu durum Anadolu’da farklı kültürlerin Anadolu’da görülmesine neden olmuştur. Hitit kralları yaptıkları tüm işleri ‘’Anal’’ denilen yıllıklara kaydeder; kral öldükten sonra mezarlarına konurdu. Buradaki amaç, kralın öldükten sonra tekrar dirileceği ve tanrılarına hesap vereceği düşüncesidir. a. Hititler (Hattiler-Etiler) Hattiler, Hititlerden önce Anadolu’ya gelip yerleşmişler, bir süre hüküm sürdükten sonra Hitit kültürü içinde yaşamaya devam etmişlerdir. NOT:Anallarda krallar zaferleri kadar yenilgilerinden de bahsetmiştir. Bu da anallarınobjektif olduğunu kanıtlar. Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya gelerek yerleşen Hititler, Hattuşaş (Boğazköy) merkezli olarak Anadolu’ya yerleşmişlerdir. NOT 2:Hititler döneminde Anadolu’ya bin tanrı ili de denilmiştir. Eski Hitit Krallık Dönemi Kral Telepinuş, çıkardığı bir yasayla krala kendisinden sonra gelecek kişiyi seçme hakkı vermiştir. Yeni Hitit Krallık Dönemi NOT:Amaç, taht kavgalarına engel olarak Hitit tarihi 3 bölümde incelenir: merkezi otoriteyi arttırmaktır. Geç Hitit Şehir Devletleri Hititler, Mezopotamya’dan aldıkları kanunlara eklemeler yaparak Anadolu’daki ilk kanunları oluşturmuşlardır. Hititler, en güçlü dönemlerini Yeni Hitit Döneminde yaşamışlardır. Anadolu’daki birçok krallık hâkimiyet altına alınmıştır. 6 Fidye esasına dayalı bu kanunlarda, kölelere mülkiyet hakkı tanımışlardır. c. Urartular Doğu Anadolu’da Asya kökenli Hurrilertarafından kurulmuşlardır. NOT:Hitit yasaları Medeni Kanunun ilk örnekleri olarak kabul edilir. Urartuların merkezi Van (Tuşpa)’dır. Hitit sanatının en önemli örnekleri İvriz ve Yazılıkaya kabartmalarıdır. Savaşçı bir toplum olan Urartular; maden işlemeciliği, kaya oymacılığı, kabartma sanatı, resim gibi sanat dallarında ilerlemişlerdir. Hititlerle Mısırlılar arasında yapılanKadeş Anlaşması ilk yazılıanlaşmadır. Urartular, sulama kanalları, su bentleri ve kaleler yapmışlardır. NOT:Hititlerin başkenti Hattuşaş, UNESCO tarafından Dünya Mirasları listesine alınmıştır. Kimmer saldırılarıyla sarsılan Urartulara Medlerson vermiştir. b. İyonyalılar d. Frigyalılar İyonya, İzmir ile Büyük Menderes arasındaki bölgeye verilen addır.Dorlarınbaskısı sonucu Akaların bir kısmı Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya göç etmişler ve burada şehir devletleri kurmuşlardır. İyon şehir devletleri arasında en tanınmışları; Efes, Milet, Foça ve İzmir (Smyrna) dır. Ankara Polatlı ve Eskişehir arasında kalan bölgede Gordion merkezli kurulmuşlardır. Bilinenilk krallarıGordios’tur. Frigler, tarım ve hayvancılıkla uğraşmışlar, tarımı koruyan oldukça sert yasalar yapmışlardır. Bu kanunlara göre ‘’Öküz öldürmenin ve saban kıranın cezası ölümdür.’’ Şehir devletleri arasında siyasi birlik yoktur; ancak kültürel birlik sağlanmıştır. İyonya,ilk çağın en önemli bilim-kültür merkezi haline gelmiştir. Özgür düşünce ortamı ve ekonomik gelişmişlik bu ilerlemenin en önemli sebebidir. Dini inaçlarında tabiat olaylarından etkilenmişler, ‘’Kibele’’ adı verilen tabiat tanrıçasının sonbaharda öldüğüne, ilkbaharda yeniden dirildiğine inanmışlardır. İyon şehir devletleri, deniz ticareti ve kolonicilikleuğraşmışlardır. En önemli kralları Midas’tır Midas’ın mezarı en önemli kalıntıdır. Fenike alfabesini kullanan İyonlarda, pozitif bilimlerle uğraşan Tales özgür düşüncenin temellerini atmış, ayrıca Pisagor ve Hipokrat gibi bilim adamları yetişmiştir. Tanrılarını insan gibi düşünmüş;Persler’inAnadolu istilası sırasında yıkılmışlardır. Tapatesadı verilen kilim dokumacılığı ve ilk hayvan hikayeleri (fabl) Friglerden kalan miraslardır. e. Lidyalılar Batı Anadolu’da Gediz ve Büyük Menderes arasında kalan bölgede kurulmuşlardır. Efes Artemis Tapınağı ve Samsun Hero tapınağı bu dönemde inşa edilmiştir. Başkentleri Sard şehridir. 7 Ticarete büyük önem vermişler, bunun için de Mezopotamyaya kadar uzanan ‘’Kral Yolunu’’ açmışlardır. b. Miken(Aka) Medeniyeti Bu medeniyet Anadolu ve Avrupalı kavimlerin karışmasından meydana geldiği kabul edilen Akalar tarafından kurulmuştur. MÖ 700’lerde parayı bulmuşlar, böylece takas yollu ticaret hayatı sona ermiştir. Şatoları ve kuyu mezarları ünlüdür. Paranın kullanılmaya başlanması banka ve tefecilik faaliyetleri başlamıştır. Akalar, Çanakkale bölgesinde yaşayan Truva’lılarla savaşmışlardır, tarihe Truva savaşları olarak geçen bu olay, aynı zamanda ‘’Boğazlar Hakiiyeti’’ için de yapılan ilk savaştır. Lidyalılar, paralı askerlik uygulamasından dolayı kısa sürede Persler tarafından yıkılmışlardır. Bu savaş Homeros’un ‘’İlyada’’ destanına konu olmuştur. 8. EGE ve YUNAN UYGARLIKLARI Batı Anadolu kıyıları, Yunanistan, Makedonya, Doğu Trakya’yı içine alan ve güneyde Girit adası ile sınırlanan bölgedir. c. Yunan Medeniyeti Akalar, Dorlar ve yerli halkın kaynaşmasıyla Yunan Medeniyeti oluşmuştur. Ege medeniyetleri, doğudaki Mısır, Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarından etkilenmişler ve bu medeniyetleri kendi kültürleriyle birleştirerek gelişmiş bir medeniyet meydana getirmişlerdir. ‘’Polis’’adı verilen şehir devletleri oluşmuş, bunlar içerisinde en önemlileri; Sparta, Korint, Tebai ve Larissa’dır. Yunan şehir devletleri, krallık, oligarşik, tiranlık ve ilkel demokrasi şeklinde yönetilmişlerdir. a. Girit Medeniyeti Ege bölgesindeki en eskimedeniyet bu adada oluşmuştur. Bölgenin dağlık yapısı ve tarıma elverişli arazilerin azlığından dolayı deniz ticareti ve koloniciliğeyönelmişlerdir. Girit’te yapılan kazılarda toprağın en alt katmanında köy yaşantısını ortaya koyan bulgulara rastlanmıştır. Bu daGirit’te insan yaşantısının Cilalı taş döneminde başladığını göstermektedir. NOT:Yunan ve İyon kolonileri sadece ticari amaca dayanmaz. Bu koloniler yurt amaçlı olarak ta kullanılmış; vatan olarak kabul edilmiştir. Girit medeniyetine ait bulgular, Anadolu medeniyetine benzerlik göstermektedir. Yunan şehir devletleri arasında siyasi birlik yoktu. Atina ve Spartaarasında Mora ve Ege denizine hâkim olmak için sürekli bir mücadele yaşanmıştır. Pelopennes Savaşları olarak da bilinen bu mücadele askeri ve siyasi güçlerini zayıflatış; Makedonya Krallığının hâkimiyetini tanımalarına neden olmuştur. Bu bölgede yaşayanlar, deniz ticareti ve koloniciliklegeçinmişlerdir. Adada yaşamış olmalarından dolayı, kale ve sur mimarisi gelişmemiştir. Knossosadı verilen saraylar dünyaca ünlüdür. Girit uygarlığı Akaların saldırısıyla son bulmuştur. 8 Yunan felsefesinin ilk temsilcileri, Sokrates, Platon, Eflatun ve Aristotales’tir. Yunan uygarlıklarında halk, Siyasi haklara sahip olanlar Fenike alfabesini de geliştirmişlerdir. Siyasi haklara sahip olmayanlar Akropol: Yunanca şehir tepesi anlamına gelen Toprağa bağlı hiçbir hakkı olmayan köylüler ve eski Yunan şehirlerinin iç kalelerine verilen isimdir. Köleler olmak üzere sınıflara ayrılmıştır. Parthenon Tapınağı:Eski Atina akropolünde Sınıflar arası mücadelelerden dolayı, ‘’Arhon’’ adı verilen kanun koyucular iş başına getirilmiştir. Başlıcaları; bulunur. 9. BÜYÜK İSKENDER ve HELLENİSTİK MEDENİYETİ Drakon:Asilleri koruyan yasalar yapmış; Atina kanunlarını yazlı hale getirerek ilk kez bir sisteme bağlamıştır. ayrılıklarını kaldırmış; halkı gelirine göre sınıflara ayırmıştır. Halk ‘’Dörtyüzler Meclisi’’ veya ‘’Halk Meclisinde’’ yönetime katılabilecekti. Büyük İskender, Makedonya kralı II. Filip’inoğlu ve Aristo’nun öğrencisidir. II Filip dönemindeYunanistan’dakişehir devletleri egemenlik altına alınmış ve Helen Birliği sağlanmıştır. Büyük İskender’in tahta çıktığı dönemde Batı Anadolu Pers hâkimiyetine girince Persler üzerine sefere çıkmıştır. Klistenes:Halk meclisleri kurup, halkı Büyük İskender’in Asya Seferi Solon:Asaletten kaynaklanan sınıf yönetime katmaya çalışmıştır. Büyük İskender 35 bin kişilik ordusuyla Çanakkale Boğazı üzerinden Anadolu’ya geçerek, Persleri, Granikos ve İssosSavaşlarında mağlup ederek Suriye ve Mısır’ı ele geçirmiştir. !!! ÇOK ÖNEMLİ NOT:Dünyadaki ilk demokrasi örneği olarak gösterilir. NOT:Yapılan bu yasalara bakarak Yunan uygarlığında yasaların giderek daha demokratik hale geldiği söylenebilir. Bir süre bu bölgede kaldıktan sonra Asur ülkesine yönelmiş, bütün Mezopotamya’yı ele geçirmiştir. Hayber geçidini aşarak Hindistan’a giren İskender, askerlerin isteksizliği ve yorgunluğu üzerine Babil’e geri dönmüştür. Yunanistan’da dini inanç çok tanrılı idi. Tanrılarını insan şeklinde tasvir etmişlerdir. Baş tanrı Zeus’tur. Tanrıları adınaOlimpus Dağı çevresinde Olimpiyat adı verilen spor yarışmaları düzenlemişlerdir. Bu sefer sonucunda; NOT:Olimpiyatlar, Yunan şehir devletleri Bu sefer sonucunda Büyük İskender adına birçok şehir kurulmuş, arasında kültürel birliğinoluşmasında etkili olmuştur. Bu şehirlerde kütüphaneler açılmış, Tarih, tıp, edebiyat, geometri, matematik, astronomi alanlarında önemli çalışmalar yapmışlardır. Beraberinde götürdüğü bilim adamları Doğu medeniyetine ait eserleri inceleyip yeni eserler yazdı. 9 İskenderiye Feneri bu dönemden kalan en önemli mimari eserdir. NOT:Bütün bunların sonucunda Doğu-Batı kültürlerinin kaynaşmasıyla ‘’Hellenistik Kültür’’ ortaya çıktı. Phalanks Birlikleri:Büyük İskender’in uzun İskender 33 yaşında ölünce ülke generalleri arasında paylaşılmış; toprakları üzerinde 3 krallık kurulmuştur. Bunlar; mızraklı (sarissa) ve hareket kabiliyeti yüksek askerlerden oluşan birliğidir. Hoblit:büyük İskender’in askerleridir. Mısır’da kurulanPtolomeler, Babylon:İmparatorluğun başkenti (Babil). Makedonya’da Antigonitler, Diadokhlar:Büyük İskender’in haleflerine Anadolu’dan Hindistan’a uzanan Selevkoslardır. verilen isim 10. ROMA UYGARLIĞI Selevkoskrallığının parçalanmasıyla; İlk çağın en büyük imparatorluğu olarak kabul edilen Roma, İtalya yarımadasında doğmuştur. İtalya’da yapılan arkeolojik kazılar, bölgede kültürün Yontma taş çağına kadar indiğini göstermektedir. Anadolu’da Pontus, Kapadokya, Bitinya ve Bergamakrallıkları ortaya çıkmıştır. İskender, ülkeyi Perslerde olduğu gibiSatraplıklarabölmüş; doğudaki satraplıkların başına Persleri, batıdaki satraplıkların başına da Makedonları atamıştır. İtalya’ya göçler sonucu gelen ilk kavim İtalikler olmuştur. İtaliklerden sonra bölgeyeEtrüskler gelmiştir. Roma medeniyetinin temelini Etrüskler atmıştır. Ancak, askeri yönetimle sivil yönetimi birbirinden ayırmış; Pers sarayının protokol kurallarını benimsemiştir. Roma’da siyasi yapı, önce krallık, daha sonra Cumhuriyet, en son da İmparatorluk olmuştur. NOT:Bu uygarlık, MÖ IV. Yy’dan MS II. Yy’akadar Çin’den Roma’ya kadar olan bölgede etkili olmuştur. Bu uygarlık önce Roma, sonra da İslam Medeniyetinin (Abbasiler Dönemi) doğması ve gelişmesinde etkili olmuştur. Krallık döneminde krallar, ihtiyarlar meclisi tarafından teklif edilmiş, ‘’kuria’’ adı verilen halk meclisi tarafından seçilmiştir. Kral senatoya karşı sorumludur. Romalılar, Batı Akdeniz’deKartacalılarlayaptıklarıPön Savaşlarıyla bölgeye hâkim oldular. Daha sonraki dönemde Makedonya, Anadolu, Suriye ve Mısır da Romalıların hâkimiyetine girmiştir. NOT 2:Bergama Krallığındaki Asklepion sağlık kentiünlü bir tedavi merkezidir. Kentin giriş kapısı Viran kapı olarak varlığını sürdürmektedir. Bu kapıda ‘’Bütün tanrılar adına kurulmuş bu kutsal yere, yalnız ölüm tanrısı Hades giremez’’ yazmaktadır. Böylece Romalılar, tarihte ilk kez Akdeniz hâkimiyetinigerçekleştiren güç olmuştur. Galenosgibi ünlü hekimlerin yetiştiği bu kentte tıbbın simgesi yılanlı sütun da yer almaktadır. NOT 3: Codexadlı ilk kitap Parşömen kâğıdına yazılmıştır. 10 Roma’da halk 3 sınıfa ayrılmıştır; NOT:Bu kanunlar, günümüz Avrupa devletlerinin laik hukuk kurallarını oluşturur. 1. Patriciler: Roma’da çıkan sosyal çatışmalar ve dış saldırıları fırsat bilen Julius Sezar yönetimi ele geçirmiş; böylece Cumhuriyet Dönemi sona ermiştir. Asiller sınıfını oluşturmakta ve siyasal hakları ellerinde tutmaktaydı. 2. Plepler: İmparatorluk döneminde halkın refah seviyesi arttırılmaya çalışılmış; ancak 375 Kavimler Göçü ile Roma İmparatorluğu ikiye ayrılmıştır. Siyasal haklardan yoksun olan küçük toprak sahipleri ve el sanatlarıyla uğraşan sınıftır. Batı Roma 476’da,Doğu Roma (Bizans) ise 1453’te yıkılmıştır. 3. Köleler: Roma’da en kalabalık sınıftır. Patricilerinemrinde çalışmışlardır. Patricilertarafından azat edilen kölelerinPlepsınıfına geçme şansları vardır. Romalılar, başlangıçta Yunanlılarda olduğu gibi çok tanrılı dinler benimsemişler, Yunan tanrılarına tapmışlardır. Bu nedenle Hz. İsa’ya inanmamışlar, Ona inanan ‘’On iki Havariye’’ de baskı kurmuşlardır. Bu gelişmelerden sonra havariler, Hıristiyanlığın doğduğu Kudüs’ten kaçarak Roma İmparatorluğu topraklarına yayıldılar. Hıristiyanlığı da gizli bir şekilde yaymaya başladılar. MÖ 510 yılında krallık yönetimine son verilerek Cumhuriyet Dönemine geçilmiştir. Devlet, ‘’Konsül’’ adı verilen iki yüksek memur tarafından yönetilmiştir. Konsüller bir yıllığına seçilmiş olup; birbirlerine ve senato adı verilen meclise karşı sorumluydular.Konsüllerin başlıca görevleri, orduya komuta etmek, gerektiğinde senatoyu toplantıya çağırmak, vergi sitemini düzenlemek ve vergi toplamaktır. Hıristiyanlık hızlı bir şekilde yayılınca İmparator Konstantin 313’te Milano Fermanıile Hıristiyanlığı serbest bıraktı. 381’de Roma İmparatorluğu Hıristiyanlığı resmi din ilan etti. Roma imparatorluğu siyasi açıdan 395’te ikiye ayrılmış; bu ayrılık Hıristiyanlıkta Ortodoks ve Katolik olmak üzere dini mezhep ayrılıklarını da beraberinde getirmiştir. Roma ordusu yaya ve atlı askerlerden oluşmuştur. Ordunun temelini Lejyonlar (askeri birlikler) meydana getirmiştir. Romanın geniş bir coğrafyaya hâkim olması, sosyal yapı ve düzenin bozulmasına neden olmuştur. Patriciler zamanla zenginleşirken, Plepler ve köylüler yoksullaşmıştır. Bu nedenle sınıflar arasında çatışmalar çıkmış; sınıfsal farklıkları ortadan kaldırmak için ‘’On iki Levha Kanunları’’ adıyla bilinen hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Katoliklerin dini lideri Papa, merkezleri Vatikan olmuş, Ortodoksların lideri Patrik, kilise merkezleri de İstanbul fener Rum Patrikhanesi olmuştur. Mısır’da bulunan Güneş takvimi, Sezar döneminde Jülyen takvimi olarak kullanılmış; Papa XIII. Gregori zamanında düzenlenerek bugünkü Miladi Takvim oluşturulmuştur. Pleplere de memur ve asker olma hakkı tanınmış; bu düzenlemelerle birçok devlete örnek olmuştur. 11 Fenikelilerin bulduğu alfabe, Roma’da son şeklini almış, bugünkü Latin alfabesi olarak kullanılmaktadır. Roma imparatorluğuna ait önemli eserler Anadolu ve İtalya’da yer almaktadır. Anadolu’daki Aspendos tiyatrosu, Bozdoğan (Valens) Kemeri, Augustus Tapınağı, Çemberlitaş, Roma Hamamı Ayasofya, Aya İrini, Efes’teki Meryem Ana Kilisesi Yerebatan ve Binbirdirek Sarnıçları, Roma’ya ait eserlerdir. NOT:Bizans’ta Batı Roma’dan farklı olarak ülke ‘’Thema’’ adı verilen eyaletlere bölünmüştür. Bu eyaletlerde bulunan kalelerde ise, ‘’Tekfur’’ adı verilen valiler görevlendirilmiştir. Latin kültürü yerine Hellen Kültürünü benimseyen Doğu Roma, Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebini, resmi dil olarak Grekçe’yi benimsemiştir. 12