mineral ve elektrolitlerin etkileri 1

advertisement
MİNERAL VE
ELEKTROLİTLERİN
ETKİLERİ 1
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK
ADÜ Tıp Fakültesi
Biyokimya Anabilim Dalı
Mineraller
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Sodyum (Na)
Potasyum (K)
Klor (Cl)
Magnezyum (Mg)
Kalsiyum (Ca)
Fosfor (P)
Bakır (Cu)
Demir (Fe)
Çinko (Zn)
Kobalt (Co)
Molibden (Mo)
Manganez (Mn)
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Kadmiyum (Cd)
Lityum (Li)
Selenyum (Se)
Krom (Cr)
Nikel (Ni)
Vanadyum (V)
Arsenik (As)
Silisyum (Si)
Bor (B)
Kükürt (S)
İyot (I)
Flüor (F)
Na+, K+, Ca2+, Mg2+, Cl, HCO3, HPO42 önemli
elektrolitlerdir.
Elektrolitlerin fonksiyonları
• Metabolik olayları etkilerler.
• Ozmotik basıncın düzenlenmesinde rol oynarlar.
• Suyun vücut sıvı bölüklerine dağılımında etkili
olurlar.
• Asit-baz dengesinin düzenlenmesinde etkindirler.
• Kalp ve kas işlevlerinin düzenlenmesinde rol
oynarlar.
• Oksidoredüksiyon olaylarının düzenlenmesine
katkıda bulunurlar.
• Katalizde kofaktör görevi üstlenirler.
Kardiyak kökenli atrial natriüretik peptid (ANP)
ve beyin kökenli natriüretik hormon (NH) su ve
elektrolit dengesinin düzenlenmesinde görevli
endojen faktörler olarak tanımlanmıştır.
ANP, cGMP oluşumunu artırır, hücre içi kalsiyum
homeostazında rol oynar. Fizyolojik etkileri arasında
vasküler ve diğer düz kaslarda gevşeme, böbrekte
glomerüler filtrasyon oranının artması, tübüler su ve
sodyum taşınmasının inhibisyonu ile aldosteron ve
ADH salgılanmasının inhibisyonu bulunmaktadır.
Sodyum (Na)
vücutta özellikle ekstrasellüler sıvıda temel
katyon olarak bulunur
Plazma ve hücreler arası sıvı sodyum
konsantrasyon farkı Gibbs-Donnan dengesinin
bir sonucu,
hücre içi sıvı ile hücreler arası sıvı arasındaki
sodyum konsantrasyon farkı ise Na+-K+ ATPaz
ile sağlanan aktif taşınımın bir sonucudur.
Sodyumun işlevleri
ozmotik basıncın düzenlenmesinde etkilidir;
suyun dağılımında rol oynar
asit-baz dengesinin düzenlenmesinde Cl ve
HCO3 ile birlikte rol oynar
hücre zarı geçirgenliğini düzenler
önemli bileşikler ve hücrelerin yapısında yer
alır
kas-sinir uyarılmasında rol oynar; kas-sinir
uyarı denkleminin pay kısmında yer alır
Na+ + K+
K= 
Ca2+ + Mg2++ H+
Sodyum alınımının atılımını aştığı durumlarda
sodyum birikmesi söz konusudur.
Hücre dışı sıvıda sodyumun artışı da hücre dışı sıvı
artışına yol açar ve ödem görülür.
Kuvvetli diyare veya gastrointestinal sekresyonlar
yoluyla artmış drenaj sonucu sodyum azalması
olabilmektedir.
Ter oluşumunun artması veya anormal miktarda
konsantre ter oluşumu (kistik fibrozis) ile ağır
yanıklarda olduğu gibi anormal yüzeyel sıvı ve
elektrolit kaybı da sodyum azalmasına neden olur.
Aldosteron yetmezliği ve diüretiklerle sodyum
reabsorpsiyonunun inhibisyonunda da sodyum
düzeyi azalmaktadır.
Erişkin sağlıklı bir insanda serum sodyum
düzeyinin normal değeri 1407,3 mEq/L
Serum sodyum düzeyinin normalden yüksek olması
hipernatremi olarak tanımlanır.
Serum sodyum düzeyinin normalden düşük olması
hiponatremi olarak tanımlanır
Hipernatremi ve hiponatremi
durumlarda görülebilir.
çeşitli
klinik
Hipernatremi, hücre dışı suyun sodyumdan daha
fazla kaybı durumunda ortaya çıkar. Semptomlar
dehidratasyonun semptomlarına benzer.
Hiponatremi, hücre dışı su artışının sodyum
artışından fazla olması vey suya göre büyük bir
sodyum eksikliğinin oluşması halinde ortaya çıkar.
Akut hiponatremide bulantı, kusma ve koma hali
söz konusu olabilmektedir. Kronik hiponatreminin
klinik belirtileri susama, kas krampları, bulantı,
kusma, karın krampları, güçsüzlük, letarji, delirium
ve bilinç kaybı şeklindedir.
Potasyum (K)
vücutta özellikle hücre içinde bulunur; intrasellülerin
temel katyonudur.
Potasyumun işlevleri
sodyumun ekstrasellülerdeki işlevlerini
intrasellülerde üstlenir
glikolitik yolda görevli pirüvat kinazı aktifleyen
bir katyondur
doku hücrelerinin fazlalaşmasını sağlayıcı etkisi
vardır
ekstrasellülerde kas aktivitesi ve özellikle kardiyak
aktivite açısından önem taşır
kas-sinir uyarılmasında rol oynar; kas-sinir uyarı
denkleminin pay kısmında yer alır.
diüretik etkisi vardır
Potasyum atılımının alınımından fazla olduğu
durumlarda potasyum azalması görülür.
Potasyum alınımının atılımını aştığı durumlarda
potasyum fazlalığı oluşur. Potasyum alınımının
artması halinde bir homeostatik mekanizma çalışır ve
geçici plazma K+ artışı normale döndürülür.
Erişkin sağlıklı bir insanda serum potasyum
düzeyinin normal değeri 3,5-5,1 mEq/L
Serum potasyum düzeyinin normalden yüksek
olması hiperpotasemi (hiperkalemi) olarak
tanımlanır.
Serum potasyum düzeyinin normalden düşük
olması hipopotasemi (hipokalemi) olarak
tanımlanır.
Hiperkalemi ve hipokalemi çeşitli klinik
durumlarda görülmektedir.
Hiperkaleminin oluşturduğu klinik semptomlar
arasında elektrokardiyogram değişiklikleri, kardiyak
aritmi, kas zayıflığı bulunmaktadır. En önemli
tehlike ise hiperkalemiye bağlı kardiyak aritmi ve
kalp durması sonucu ölümdür.
Hipokalemide anoreksia, bulantı, kusma, karın
ağrıları, kas krampları, elektrokardiyografik
değişiklikler, aritmiler, idrarı konsantre etme zorluğu
ve bunun sonucunda poliüri, polidipsi, letarji ve
hafıza
karışıklığı
gibi
klinik
semptomlar
görülmektedir.
Klor (Cl)
temel ekstrasellüler anyondur. Proteinat ve diğer
anyonların bulunduğu yerde klorür iyonu azdır.
Klorürün işlevleri
plazma ozmotik basıncının düzenlenmesine
katkıda bulunur
asit-baz dengesinin düzenlenmesinde rol alır
su metabolizmasının düzenlenmesine katkıda
bulunur
amilazı aktifler
mide özsuyunda HCl oluşumuna katılır
Erişkin sağlıklı bir insanda serum klorür
düzeyinin normal değeri 98-108 mEq/L
Serum klorür düzeyinin normalden yüksek olması
hiperkloremi olarak tanımlanır
Serum klorür düzeyinin normalden düşük olması
hipokloremi olarak tanımlanır.
Hiperkloremi, klor alınımının atılımından fazla
olduğu durumlarda ve sodyum fazlalığı ile birlikte
görülür. Ancak metabolik asidozda klor fazlalığı,
sodyum fazlalığı ile birlikte değildir.
Hipokloremi, klor tüketiminin alınımını aştığı
durumlarda görülür ve genel olarak sodyum
azlığı ile girliktedir. Fakat hipokloremik metabolik
alkalozda olduğu gibi sodyum azlığı oluşmadan
da klor azalması olabilmektedir.
Plazmada HCO3 konsantrasyonu artınca klorür
kayması diye tanımlanan olayla klorür iyonu
eritrositlerin içine kaçar. Plazmada bikarbonat
konsantrasyonu azalınca da klorür iyonu plazmaya
geri döner.
Magnezyum (Mg)
potasyum ile birlikte temel intrasellüler katyonlardandır
Çok sayıda enzimin aktivasyonunda görev yapar. Hücre
solunumu, glikoliz, kalsiyum ve sodyum gibi diğer
katyonların membrandan taşınmasında önemli bir
kofaktördür.
Hücre içi kalsiyum iyon konsantrasyonunun dinlenme
sırasında düşük tutulmasını sağlamaktadır.
sinir impulslarının iletilmesinde gerekli olan asetil kolinin
sentezinde ve yıkılmasında rol oynar
kas-sinir uyarı denkleminin payda kısmında yer alır; sinir
sisteminin aşırı duyarlılığını azaltır.
insanda serum magnezyum düzeyinin normal
değeri 1,7-3,0 mg/dL
Serum magnezyum düzeyinin normalden yüksek
olması hipermagnezemi olarak tanımlanır
Plazmada %5 mg üzerinde magnezyum
bulunması anestezi yapar
Serum magnezyum düzeyinin normalden düşük
olması hipomagnezemi olarak tanımlanır
Magnezyum eksikliği, hipomagnezemi ile belirginleşir,
serumda kalsiyumun normal veya azaldığı durumlarda
meydana gelebilmektedir. Serumda potasyum
düzeyinde azalma magnezyum eksikliğine eşlik eder.
Hiperirritabilite, tetani, kas güçsüzlüğü, konvülsiyonlar
ve EKG değişiklikleri gibi nöromusküler bozukluklar
magnezyum eksikliği belirtileridir.
Kalsiyum (Ca)
Vücutta iskelet sistemi başta olmak üzere yumuşak
dokularda ve hücre dışı sıvılarda bulunur.
İskelet sistemi, hücre içi ve hücre dışı sıvılara
kalsiyum sağlayan ana depo olarak fonksiyon
görmektedir.
Plazma kalsiyumunun yaklaşık olarak %50 kadarı
serbest halde, %40 kadarı proteine bağlı, %10
kadarı ise bikarbonat, laktat, fosfat ve sitrat gibi
diffüze olabilen küçük anyonlarla kompleks
oluşturmuştur. Plazmada serbest (iyonize) kalsiyum
fizyolojik olarak aktiftir.
Kalsiyumun işlevleri
kemiklerin ve dişlerin oluşumunda yapı taşı olarak yer alır
kapiller damarların ve membranların geçirgenliğini azaltır
normal kas kasılması için gereklidir
kanın pıhtılaşması için gereklidir
hormonal etkinliklerin başlatılmasında ikinci haberci
olarak rol oynar
sinir impulslarının naklinde etkindir. Plazma iyonize
kalsiyum konsantrasyonu, kas-sinir uyarı denkleminin
payda kısmında yer alır
lipaz, ATPaz, süksinat dehidrojenaz gibi bazı enzimlerin
aktivatörüdür
Erişkin sağlıklı bir insanda serum total kalsiyum
düzeyinin normal değeri 8,5-11,5 mg/dL
Kalsiyum homeostazının sağlanmasında ince
bağırsak, böbrekler ve iskelet sistemi önemli rol
oynamaktadır. Ayrıca gebelikte plasenta, ve fetus,
emzirme döneminde meme bezleri de homeostazda
önem taşımaktadır.
Kalsiyum homeostazı, kalsiyum metabolizması ile
ilişkili olan organları etkileyen hormonlarla
düzenlenmektedir.
Serum kalsiyum düzeyinin normalden yüksek
olması hiperkalsemi olarak tanımlanır
Serum iyonize kalsiyum düzeylerinin yüksek oluşu,
gerek istemli ve gerekse istemsiz kaslarda
nöromuskuler uyarılabilirliği azaltır; kabızlık ve
karın ağrısı, istemli kaslarda hipotoni, büyük
olasılıkla merkezi bir etkiye bağlı olarak
iştahsızlık, bulantı ve kusmaya neden olabilir.
Hiperkalsemi, EKG’de değişikliklere de neden
olur; kaba bir gösterge olarak %15 mg üzerinde
hiperkalsemi, ani kardiyak arreste neden olabilir
Serum kalsiyum düzeyinin normalden düşük
olması hipokalsemi olarak tanımlanır
Serum iyonize kalsiyum düzeyinin azalması,
alkalozda olduğu gibi total serum düzeyi normal
olsa bile nöromuskuler aktivite artışına neden olur
ve tetaniye yol açar.
Uzun süreli hipokalsemi, hafif olması halinde bile
katarakta, mental depresyona ve diğer psikiyatrik
semptomlara neden olabilir.
Download