03.05.2012 Canlıların Sınıflandırması Canlıları, benzerlik ve akrabalık derecelerine göre gruplara ayırmaya sınıflandırma denir. NEANDERTALLER 2 tiptir. a) Suni b)Doğal ALİCEM GÜRBOSTAN 2) Doğal (Filogenetik) Sınıflandırma 1) Suni (Ampirik) Sınıflandırma Canlıların dış görünüşlerine ve yaşadığı ortama bakılarak yapılan sınıflandırmadır. Aristo tarafından yapılmıştır. Canlılar ・ Bitkiler ・ a)) Otlar b)) Çalılar Ç c)) Ağaçlar ğ ç Hayvanlar ・ a) Havada b) Karada c) Suda Yaşayanlar Yaşayanlar Yaşayanlar Dış görünüş dikkate alındığından nitel gözlemlere dayalı bir sınıflandırmadır. Suni sınıflandırmada analog organlar dikkate alınır. Analog organlar; yapıları farklı ama görevleri (yaptıkları işleri) aynı olan organlardır.Analog organları analoji inceler. Örnek : Kuşun kanadı – Arı kanadı – Sinek kanadı Canlıların organ yapılarının benzerliğine, dolayısıyla evrimsel akrabalıklarına bakılarak yapılan sınıflandırmadır. Doğal sınıflandırmada homolog organlar dikkate alınır. Homolog organlar; yapıları aynı ama görevleri farklı olan organlardır.Homolog organları homoloji inceler. Örnek : İnsanın kolu – Kuşun kanadı – Balinanın yüzgeci Organları homolog olan canlılar akrabadırlar.Akraba canlıların proteinlerindeki amino asit dizilişleri, embriyonik gelişim evreleri, boşaltım artıkları da benzerdir. Nicel gözlemlere dayanır. Canlıların sınıflandırılmasında temel alınan bazı özellikler : Hücre tipi ve sayısı (Ökaryot – Prokaryot) (Hücresel organizasyon) Embriyo tabakalarının sayısı (Endoderm – Mezoderm – Ektoderm) Embriyonik örtülerin bulunuşu (Vitellus – Koryon – Amniyon – Allontois) Vücut boşluğu tipleri (Gastrovasküler – Sölom) Simetri şekilleri (Bileteral – Işınsal) Vücutta segmentlerin bulunuşu (Benzer parça) İskeletin bulunuşu (varsa kıkırdak veya kemik) Azotlu boşaltım maddelerinin benzerliği (NH3 – Üre – Ürik Asit) DNA’ daki baz dizilişi Sistemlerin varlığı (Sindirim, solunum, dolaşım vs.) Sınıflandırma Örneği Âlem Hayvanlar (Animalia) Şube Omurgalılar (Vertebrata) Sınıf Memeliler (Mammalia) Takım a Primatlar at a ((Primate) ate) Familya(Aile) İnsangiller (Hominidae) Cins Homo Tür İnsan (Homo sapiens) "Tür", 'ortak özellikler taşıyan, aynı veya yakın gen havuzunda bulunan biyolojik gruptur. Türlerin sınıflandırılmasında uluslararası ikili adlandırma sistemi benimsenmiştir. Bu sisteme göre her yeni türe Latince bir cins bir de tür adı verilir verilir. Bu adlardan ilki tanımlanan türe akraba olan öbür türleride içeren cinsi belirtir; ikincisi yalnızca bu türe özgü bir addır. Cinsin ismi daima büyük, türün ismi ise daima küçük harflerle italik yazılır. 1 03.05.2012 Cins, birbirine benzeyen ve ortak birçok karakterleri olan türler topluluğu. Taksonomideki en önemli sınıflandırma basamaklarından biridir. Cins isimleri unominal (tek kelime) olmak zorundadır. Her zaman büyük hafle başlar ve italik yazılır. Bazen türler arasındaki farkları kategorize edebilmek için alt cinsler kullanılır. Familya, ortak özellikleri aynı olan yakın cinslerin topluluğu. Familya isimleri kendisine dahil olan bir cins adından yola çıkarılarak, sonuna bitkilerde -ceae hayvanlarda -dae ilave edilerek belirlenir. Türkçe isimlendirme türkçe cins adı ve "gil" eki birleştirilerek oluşturulur. Örneğin Pinus cinsine çam adı verilir, Pina-ceae ve çam+giller gibi. Bazen bu kuralın dışına çıkıldığı da görülür. Familya isimleri tek kelimedir ve hiçbir zaman italik yazılmaz İnsanın biyolojik soy ağacı ├─ Bitkiler ├─ Mantarlar ├─ Protistler ├─ Bakteriler └─ Hayvanlar ├─ Omurgasızlar └─ Omurgalılar ► ├─ Kuşlar ► ├─ Sürüngenler ► ├─ Balıklar ► ├─ Amfibiler ► └─ Memeliler ├─ Etçiller ├─ Deniz memelileri ├ ├─ Kemirgenler g ├─ Yarasalar ├─ Böcekçiller ├─ Keseliler └─ Primatlar ► ├─ Önmaymunlar ► ├─ Maymunlar ► └─ İnsansılar ► ├─ Gibon ► ├─ Şempanze ► ├─ Goril ► ├─ Orangutan ► └─ İnsan Homo cepranensis (0.9 - 0.8 milyon yıl önce İtalta'da) Homo gautengensis (2 - 0.6 milyon yıl önce Güney Afrika'da) Homo habilis (2.3 - 1.4 milyon yıl önce Afrika'da) Homo erectus (1.8 - 0.2 milyon yıl önce Afrika, Avrasya, Java adası, Çin, Hinsitan ve Kafkasya'da) Homo antecessor (1.2 - 0.8 milyon yıl önce İspanya'da) Homo ergaster (1.9 - 1.4 milyon yıl önce Doğu ve Güney Afrika'da) Homo heidelbergensis (0.6 - 0.35 milyon yıl önce Avrupa, Afrika ve Çin'de) Homo neanderthalensis d h l 0.35 - 0.03 milyon l yıll önce Avrupa ve Batı Asya'da) 'd ) Homo floresiensis (0.10 - 0.012 Endonezya'da) Homo georgicus (1.8 milyon yıl önce Gürcistan'da) Homo rhodesiensis (0.3 - 0.12 milyon yıl önce Zambiya'da) Homo rudolfensis (1.9 milyon yıl önce Kenya'da) Homo sapiens idaltu (0.16 - 0.15 milyon yıl önce Etiyopya'da) Homo sapiens sapiens (0.2 milyon yıl önce günümüze Tüm Dünyada) Eski Tarihlere Ait Örnekler Üzerinde Yapılan Dna Analizleri Amaç Nedir Antropoloji alanında, aDNA tekniklerinin uygulanması ile, insanlığın kökeni ve davranışları hakkında bilgi edinmek Populasyonlar arasındaki ata-torun ilişkisini ayrıntılı bir şekilde incelemek İnsan/primat evrimini ve hikayesini anlamak Eski tarihlerde yaşamış insanlara ait kalıntılardan elde edilen moleküler bilgi ile sosyal yapı modeline açıklık getirmek Cinsiyet belirlemek Bu bilgilerden yola çıkarak, sosyal konumlar, evlilik modelleri, cenaze törenleri, farklı hastalıklar ve cinsiyete bağlı ölümler üzerine ışık tutmak mümkün olmaktadır. 2 03.05.2012 aDNA Çalışmalarında Yararlanılan İki Temel Dna Kaynağı Vardır Nukleus içinde: genomik DNA’nın büyük çoğunluğu hücrede çekirdek içinde bulunur. Organeller içinde: hücre başına düşen toplam genomik DNA’nın çok az bir kısmı da mitokondri ve kloroplast içindedir. Bir hücrede her bir organelden yüzlerce bulunmaktadır ve her biri de DNA’nın birçok kopyasını içerir. Sonuç olarak hücre başına total mitokondri ve kloroplasttan kaynaklanan binlerce DNA kopyası düşer. Bu yüksek miktardaki kopya sayısı organellerden DNA’nın intakt segmentlerini elde etmemizi sağlar. Nukleus DNA’sı ile karşılaştırılacak olursa aDNA çalışmalarında organel DNA’sı tercih edilir. İlk ancient DNA (aDNA) çalışması, 1984 yılında at/zebra ailesinin bir üyesi ve nesli tükenmiş bir hayvan olan “ quagga “ üzerinde yapıldı. İnsanlar üzerinde ise ilk aDNA çalışması 1985 yılında yapılmıştır. En iyi şartlar altında dahi DNA’nın 130.000 yıldan daha fazla varlığını koruyamayacağını unutmamak gerekir. İnsan ve Neandertal genomlarının hangi bölgelerde örtüştüp örtüşmediğine bakıldığında, ilk kaba bulgular beyin gelişmesi, deri gelişmesi ve sperm hareketlerinde hiç bir örtüşme bulunmadığını gösteriyor. Belki de bu özellikler Neandertallerin neslinin tükenmesine karşın insan neslinin günümüze kadar geldiğini açıklamakta yardımcı olur. NEANDERTAL A-DNA ÇALIŞMALARI DNA’nın çift sarmallı molekülü, 4 baz molekülün uzun bir özel dizilişinden oluşuyor. Adenine, cytosine, guanine ve thymine olan bu baz moleküller kısaca A, C, G, T olarak anılıyor. Yaklaşık 3 milyar bazlı insan genomonun dizilişini bulmak için bilgisayarlar, her biri 2000, 3000 bazdan oluşan binlerle DNA parçasını tarayarak veri tabanına koyuyor. Daha sonra bir birleştirme algoritması bunları karşılaştırıyor, örtüşmeleri buluyor ve gittikçe uzayan dizilişi oluşturuyor. Öte yandan, yandan projenin teknolojik tarafında bakıldığında bu sonuçlara 5 yıl öncesine kadar ulaşabilmenin çok zor olduğu görülür. Son 5 yılda geliştirilen hızlı gen sıralaması (sequencing) teknolojisi ve yazılımı ile önceleri günler alan bir genom analizi, şimdi saatler veya dakikalara kadar inmiş durumda. İlk insan genomunun tamamlandığı 2001 yılındaki sıralama (sequencing) makineleri günde 330 bin baz molekül okuyabilirken, bugün bu rakam 2 milyara çıkmış bulunuyor. Üretilen ve daha sonra analiz edilmesi gereken veri miktarı ise yüzlerle terabayt olarak ifade edilmekte. Neandertal genomun incelenmesinde durum biraz farklı ve oldukça zor olmuş. Analiz örnekleri Hırvatistan’daki Vindija mağaralarında yaklaşık 38 bin yıl önce yaşamış olan Neandertal kemiklerinden elde edildi. Örnek olarak alınan ve 400 miligram kadar olan kemik tozunda bulunan DNA parçaları, çok kısaydı ve ortalama sadece 50 kadar baz molekül içeriyordu. Geçen binlerle yıl süresinde kimyasal bozulmalar yanında ayrıca mutasyona da uğramışlardı. ğ ş Bunun da ötesinde topraktaki p bakteri DNA’larından bulaşmalar söz konusuydu Bu çok zor analiz için bir araştırmacı saman yığınında bir iğne bulmak derken, bir diğeri binlerle parçadan oluşan bir yapboz bilmeceyi resmin ne olduğunu bilmeden çözmek ve yapmak olarak nitelendiriyor. Neyse ki tamamlanmış bulunan insan genomu ve şempaze genomu elde bir referans olarak bulunuyor. Zaten bu üç genom arasındaki benzerlik % 99 dolayında. 3 03.05.2012 Neandertal fosillerinden 50 baz moleküllük DNA parçaları elde edildikten sonraki iş insan ve şempaze genomlarında bunlara uyan yer bulmak oluyor. Almanya’daki Max Planc Institute for Evolutionary Anthropology kurumunda yürütülen projenin başkanı olan ABD’deki University of California Santa Cruz profesörlerinden Richard Green, 50 baz moleküllü DNA parçalarının 3 milyar bazlı insan ve şempaze genomları ile karşılaştırarak uygun yer bulunması işinin, kavramsal olarak basit gibi göründüğünü ama bunun çok ağır bir iş yükü oluşturduğunu söylüyor. İzdüşüm bulma (mapping) denebilecek bu işlem aslında genetik araştırmaların bir temel aracı. Yalnız burada gen mutasyonu gibi bir ek zorluk var Mutasyon nedeniyle doğru uyuşum sağlanamayabilir var. sağlanamayabilir. Bunun için Enstitüdeki ekip kendi özel yazılım geliştirmiş. “Anfo Short Read Aligner/Mapper” adını verdikleri bu programın diğerlerinden farkı, uyumm ararken araştırmacıların bilgi ve deneyimini de dikkata alması. Örneğin araştırmacılar bir DNA parçasının başında C’den T’ye ve sonunda da G’den A’ya mutasyona çok raslanıyor. HOMO SAPİENS Projede kullanılan iki Linux makine toplam 500 işlemci içeriyor. Bu ortamda sıralama makinasından çıkan milyonlarla DNA parçasının hangilerinin Neandertallere ait olduğu ve onların yerinin ne olduğu bir haftayı aşan bir süre içinde yapılabiliyor. Fosil kayıtlarına göre anatomik olarak çağdaş insan tanımına uyan en eski fosiller 195.000 yıl öncesine aittir ve Afrika'da bulunmuşlardır. Çağdaş tipte homo sapiens altürünün ilk ırkı olan Cro-magnon İnsanı ise zamanımızdan 50 bin yıl önce ortaya çıkmıştır. İnsanoğlunun evrimine dair kabul gören başlıca iki hipotez vardır. Bunlardan birincisi çağdaş insanın Afrika'da ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını öne süren "" hipotezi, diğeri farklı bölgelerde evrim geçirerek çağdaş insana dönüştüğünü öne süren "" hipotezidir. Çağdaş insanın ve diğer insansı maymunların ilk ortak atası kabul edilen iki ayak üzerinde duran ve gözleri ileri bakan canlının bundan yaklaşık 6.5 milyon yıl önce Afrika'da ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Bu canlının ağaçlardan inip ayakta durmaya başlamasının nedeninin iklim değişikliğine bağlı kuraklık, yiyecek kıtlığı ve göç zorunluluğu olabileceği düşünülmektedir. İnsanı oluşturmaya başlayan organik evrim bilimsel adı olan zamanımızdan yaklaşık 3,5 milyon yıl önce başlamıştır. İnsan adını hak eden başlangıç noktası ise Homo cinsinin ortaya çıkması ile olmuştur. Çağdaş insanın soyu tükenmemiş en yakın akrabaları sıradan şempanzeler (Pan troglodytes) ve bonobolardır (cüce şempanze, Pan paniscus). Bu iki şempanze türü ve insanoğlu yaklaşık 6.5 milyon yıldır farklı bir evrim çizgisi izlemelerine rağmen tamamlanmış gen haritalarına göre aralarındaki yakınlık fare ile sıçan arasındaki yakınlıktan on kat daha fazla, akraba olmayan iki insan arasındaki yakınlıktan sadece 10 kat daha azdır. Bu iki şempanze türü ve insanın DNA'sının %98.4'ü tamamen aynıdır Neandertal adamı ya da kısaca Neandertal, günümüzden yaklaşık 200 bin ila 28 bin yıl önce yaşamış insan türü.İkili adlandırmada Homo neanderthalensisdir.Fosilleri muhafaza etmeye müsait kireçtaşı mağaralarda yaşadıkları için haklarında en fazla bilgi sahibi olunan ve bunun bir sonucu olarak modern kültürde tipik "mağara adamı" kalıbını yaratan tarih öncesi insan türüdür 4 03.05.2012 İlk neandertal fosili Almanya'nın Düsseldorf kenti yakınlarındaki Neander vadisinde 1856'da bulundu. Bu nedenle Neandertal ismi verildi. Almanca "tal" ve eski Almanca'da "thal" sözcükleri vadi anlamına gelir. Nesli tükenen bu akrabalarımızın biraz da fiziksel özelliklerine değinelim. Kafatası hacmine baktığımızda, insan ve neanderthal beyinlerinin doğumda aynı olduğu ancak yetişkinlerde neanderthal’lerin daha büyük beyine sahip olduğunu görülüyor. Kemikleri üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar, Neanderthal‘lerin Homo sapiens‘ten özellikle kol ve eller açısından çok daha güçlü olduğunu gösteriyor. Erkekleri 164-168 cm iken dişileri 152156 cm uzunluğunda. Genellikle etçil beslendikleri düşünülse de, 2010 yılında yapılan bir çalışmada, Neanderthal dişinde pişmiş sebze kalıntısına rastlanması, bu türün beslenme konusunda esnek davrandığını Neandertaller günümüzden yaklaşık 200 ila 100 bin yıl önce ortaya çıkmışlardır. Soyları yaklaşık 28 ila 35 bin yıl önce tükenmiştir.Atlantik kıyılarından Orta Asya'ya, en kuzeyde Belçika'dan, güneyde Akdeniz ve güneybatı Asya'ya kadar olan bölgede yaşamışlardır. Neandertaller muhtemelen Avrupa'da, soğuk iklim koşullarına uyum sağlayabilmek amacıyla ortaya çıktı.Daha sonra batı Asya'ya ulaştı ve muhtemelen Levant'da (doğu Akdeniz) Homo sapiens ile karşılaştı. Neandertalların Afrika'ya ya da Özbekistan'ın doğusuna ulaştıkları konusunda herhangi bir iskeletsel kanıt yoktur Neandertaller ile ilk modern insanlar arasındaki en önemli fark güçlülük ve dayanıklılıktır. Neandertaller de tıpkı diğer tarih öncesi insan türleri gibi modern insandan daha güçlü ve dayanıklı canlılardı. İlk modern insanların üst kolları ve baldırları -günümüz insanına nazaran kalın olmakla birlikteNeandertallere göre daha inceydi. İlk modern insanların ellerinin anatomisi tutmayı daha hassaslaştıracak şekilde değişti. Bacaklar gücünden fazla bir şey kaybetmedi zira tüm dönemi avcı-toplayıcı topluluklarında hızlı hareket etme önemliydi. Ön dişler küçüldü, yüz kısaldı, çene sivrildi, kaş çıkıntıları küçüldü. Beyin boşluğu daha yukarıya çıktı, yuvarlaklaştı ancak büyümedi. Bunların yanı sıra, Neandertallerin çağdaşları olan ilk modern insanlardan daha zeki ya da daha az zeki olduklarına dair herhangi bir veri yoktur. gösteriyor. ► Leğen kemiği daha geniş ► Göğüs kafesi aşağıya doğru genişliyor ► Boyunları öne doğru kavisli ► Kafatası beyin sığası daha büyük ► Belirgin kaş kemerleri vardır ► Bacaklarının üst kısmı düz değil kavisli ► Bacaklarının alt kısmı üste nazaran kısa İnsanın kendi genomunu, İnsan Genom Projesi ile 2003′te tamamen okumasından sonra, gözler bize en yakın türlere çevrildi. Elbette yaşayan adaylardan biri şempanzeydi. Aralık 2003′te başlayan Şempanze Genom Projesi, 2005 Eylül’de ilk sonuçlarını verdi. Şempanze ile insan arasındaki genom benzerlikleri, bir çok evrimsel çalışmaya ışık tuttu. Ancak, evrimsel açıdan bize şempanzelerden çok daha yakın bir tür daha vardı. Neanderthal’ler… Ancak, Dünya üzerine Homo sapiens‘e en yakın bu tür artık hayatta değildi. Ve elimizdeki tek örnekler 30-40 bin yıllık kemik fosillerinden ibaretti. ► 5 03.05.2012 Neanderthal’ler üzerinde ilk kapsamlı çalışmalar, 1997 yılında başlamıştı. Ancak o yıllarda, tüm genomun dizilenmesi mümkün değildi. Çekirdekte tutulan DNA yerine, daha küçük bir organel olan ve DNA barındıran mitokondri seçildi. Mitokondriyel DNA (mtDNA) üzerine yoğunlaşan araştırmacılar, Almanya’daki Almanya daki Neander Vadisi Vadisi‘nde nde bulunan ve ilk keşfedilen Neanderthal fosili kullandı. Bu fosilin mitokondriyel DNA’sının 360 harflik bir kısmı incelendi. (Mitokondriyel DNA’nın tüm uzunluğu 16569 harf içerir.) Ardından Neanderthal’lerin mitokondriyel DNA‘sı (mtDNA), günümüz insanın ve şempanzenin DNA’sı ile kıyaslanmış ve ilgi çekici sonuçlar vermişti. Neanderthal’lerin mtDNA’sı, insana şempanze’den çok daha yakındı. Svante Pääbo önderliğindeki, araştırma grubu, 70′den fazla neanderthal fosil örneğini kullandı. Çalışmaların odağında ise, bugünkü Hırvatistan topraklarındaki Vindija mağarasından çıkarılan fosiller vardı. 38.000 yıllık femur kemikleri, böylece geçmişin tanıklığını yapacaktı. Bu kemik örneğinin yanı sıra, İspanya, Rusya ve Almanya‘dan elde edilen fosiller de kullanıldı. 2006‘da ilk sonuçlar yayınlanmıştı. Neanderthal’lerin 3.2 milyar harften oluşan genomunun, 1 milyon harfi başarıyla okunmuştu. Analiz sonuçları, İnsan-Neanderthal ortak atasının 465,000 ila 569,000 yıl önce yaşadığını öne sürüyordu. Ayrıca, Neanderthal’lerin çok az çeşitliliğe sahip olan, küçük bir popülasyona sahip olduğunu işaret İnsan ve Neanderthal mitokondri DNA’sında, incelenen 360 harflik bölgede ortalama 27.2 noktada farklılık olduğu bulunmuştu. Kıyaslama yapmak için, herhangi iki insan arasında mtDNA’daki bu bölgede ortalama 8 noktada fark gözükürken, insan-şempanze arasında ortalama 55.0 noktada farklılık olduğu belirtiliyordu. mtDNA üzerinde elde edilen bu bilgiler, insan ile Neanderthal’lerin ortak atasına da dair bir ipucu veriyordu. Genetik veriler, bu iki türün bundan 550,000 ila 690,000 yıl önce ayrıldığını gösteriyordu. Neanderthal’ler ile İnsan’lar o tarihten itibaren farklı yollar izlemişti. Svante Pääbo‘nun laboratuvarı, Neanderthal genomunun tamamını taslak olarak çıkardıklarını yayınladı. Neanderthal genomu, Vindija mağarasındaki kemiklerden elde edilmişti. Çıkarılan Neanderthal DNA’ları, 5 farklı modern insanın (Fransız, Çinli, Papua Yeni Gineli, ve San ve Yaruba gruplarından Afrikalılar) DNA’sı ile kıyaslandı. ediyordu. İlk çalışmalarda, modern insan ile Neanderthal’ler arasında 4 farklı gende anlamlı farklılıklar gözlenmişti. Bunlar, sperm hareketinden sorumlu SPAG17, yara iyileşmesinden sorumlu PCD16, gen okunmasında sorumlu TTF1 ve deri, ter bezi ve kıl köklerinde anlatımı yüksek olan RPTN genleri idi. Prof. Dr.Svante Pääbo önderliğindeki Neanderthal Genom Çalışma Grubu Çalışma sonuçları sonuçları, daha ilk analizlerde ilgi çekici sonuçlar vermeye başladı. Buna göre, Neanderthal DNA’sı, Afrikalı-olmayan insanların DNA’sı ile (Afrikalı olanlara kıyasla) çok daha fazla benzerlik taşıyordu. (Neanderthal’ler Avrupa’da yaşadığını hatırlatmakta fayda var.) Bu benzerliğin en basit açıklaması, Neanderthal’ler ile İnsan’lar arasında gen akışı olması idi. İnsanlar ile Neanderthal’ler arasında birleşmeler ve karışmalar olmuş olabilirdi. Sonuçlar, Afrikalı-olmayan insanların genomların %1-4′ünde Neanderthal’lerin katkısı olduğunu gösteriyordu. Bunların dışında, Neanderthal genomu üzerinde yürütülen çalışmalar başka sonuçlara da varabiliyordu. Bunlardan biri, MRC1 geni ile ilgiliydi. Modern insanda da Neanderthal Neanderthal’lerde lerde de bulunan bu gen hücre haberleşmesinde rol oynuyordu. Ancak, Neanderthal’ler, bu gende insanlarda gözükmeyen özel bir mutasyon taşıyordu. Bu mutasyon, soluk bir ten rengine ve kızıl saç oluşmasına neden oluyordu. Bu noktada, Neanderthal’lerin soluk ten renginin D vitamini sentezlenmesine avantaj sağlayabilmiş olacağı düşünülüyor 6 03.05.2012 Sonuçlardan çıkan diğer bir gen ise FOXP2 geni. Modern insanda, bu genin çalışmaması durumunda, konuşma bozuklukları oluştuğu için, “konuşma geni” olarak adlandırılan FOXP2, Neanderthal’lerde ve şempanzelerde de bulunuyor, elbette önemli farklılıklar ile. Ancak, Genom Projesi kapsamında, İnsanlar ile Neanderthal’lerin FOXP2 geni içinde açısından, ortak özellikler bulunduğunu, bu ortak özelliklerin şempanzelerde bulunmadığını ortaya çıkardı. Ancak, bu durum Neanderthal’lerin sistemli bir konuşma yeteneği Diğer bir önemli bulgu ise kan grupları ile ilgili. Bilindiği üzere, insanlar AB0 sistemindeki kan gruplarına sahip. Öte yandan, şempanzelerin oldukça farklı kan grupları bulunuyor. İspanya’daki bir Neanderthal fosilinden elde edilen bilgilere göre, Neanderthal’lerin de 0 kan grubu taşıdığı, muhtemelen 0A veya 0B kan grubu da taşımış olabileceği ortaya çıktı. olduğunu kesinlikle göstermiyor. Bunlar gibi, bir çok gende daha DNA düzeyinde farklılıklar saptanmış durumda. Ancak, elde edilen sonuçlar, insan ile neanderthal genomunun %99.7′lik bir kısmı tamamen aynı olduğunu gösteriyor. Bu noktada, şempanze ile modern insan arasında olan benzerliğin %98.8 olduğunu belirtmekte fayda var. AMUD CRANİUM İsrailin amud bölgesinde 1961 yılında japon kazı ekibi tarafından bulunan kafatası. Suriyenin dederiyeh bölgesinde bulunan ve 2 yaşında bir çocuğa ait olduğu tespit edilen bir iskelet. 1848 de cebelitarıkta bulunan 2. neandertal numunesi forbes quarry kafatası 7 03.05.2012 1909 yılında fransanın la ferrassie bölgesinde bulunan kafatası. 50.000 yıl öncesine ait olduğu öngörülüyor. ► ► ► ► ► ► ► ► ► ► 1982 yılında israilin kebara mağarasında bulunan 60.000 yıl öncesine ait olduğu tespit edilen iskelet. 25-35 yaşlarında 1.70 boyunda bir erkeğe ait olduğu düşünülen iskeletin normal yollarla öldüğü ve gömüldüğü belirtiliyor. http://tr.wikipedia.org/wiki/Cins http://www.agnostik.net/viewtopic.php?f=12&t=3986&start=30 http://www.agnostik.org/12203--neandertal http://www.agnostik.org/12203 neandertal--geni geni--tasiyoruz.html http://www.skullsunlimited.com/record_species.php?id=2058 https://www.msu.edu/~heslipst/contents/ANP440/neanderthalensis.htm http://donsmaps.com/ferrassie.html http://donsmaps com/ferrassie html http://www.acikbilim.com/2012/03/incelemeler/neanderthal--genom http://www.acikbilim.com/2012/03/incelemeler/neanderthal genom-projesi.html http://yunus.hacettepe.edu.tr/~mergen/sunu/s_ancient.pdf http://tr.wikipedia.org/wiki/Neandertal_adam%C4%B1 http://www.bilimania.com/haber/133/neandertal--akrabalarimiz http://www.bilimania.com/haber/133/neandertal 8