Bir Rengin Tarihi_docx

advertisement
ETKİNLİK 3: BİR RENGİN TARİHİ
Tarihte renkler birçok farklı alanda ve farklı şekillerde kullanılmış, coğrafyaya ve
zamana bağlı olarak çeşitli anlamlar taşımışlardır. Fakat bu çeşitlilik çok farklı
coğrafyalarda veya zamanlarda yaşayan toplumlarda bile bazı benzerlikler göstermiştir. Bu
benzerlikler belli temalar etrafında şekillenmiş ve küreselleşmeyle günümüz dünyasında
renklerin kullanımını ve anlamlarını biçimlendirmiştir.
ÇALIŞMA SORULARI (1)
1. Öncelikli olarak aşağıdaki resimler hangi uygarlık veya döneme ait olabilir? Altlarına yazınız
2. Resimler neyi sembolize ediyor olabilir?
3. Resimlerin ortak noktaları var mı?
Kaynak 1: Tanımlanacak resimler
Kaynak 2
Kırmızının ölüm ve yıkım tanrıları ile eşleşmesi, dönemin günlük yaşantısında kırmızının
kullanımını da etkilemiştir. İnsan kanının rengi de olan kırmızı, ölümü çağrıştırdığı için Antik
Yunan’da ve Bronz Çağı Britanya’sında özellikle cenazelerde kullanılırdı, cenaze taşlarında
(stelai) kırmızı rengin kullanılması oldukça yaygındı. Kelt mitolojisinde kırmızı renk ölüler
dünyasını simgelerdi. Bu dönemin halkları için ölüyü onurlandırmak adına verilen ziyafetler
dışında kırmızı besin (deniz kabukluları, kırmızı meyveler, mantar vb.) tüketmek bir tabu idi.
Kaynak 3
Antik Yunan’da kırmızı rengin bir diğer kullanımı ise çömlekçilik alanındaydı. Kırmızı figür
çömlekçiliği MÖ 530’larda Atina da gelişti ve uzun bir dönem çömlekçilik alanında baskın
olan siyah figür yönteminin yerine geçti. Kırmızı zemin üzerine siyah figürler yerine siyah
zemin üzerine kırmızı figürler işlenen bu yeni yöntem özellikle Güney İtalya’da ve Antik
Yunan’da önemli bir ekonomik faaliyet haline geldi. Sadece Atina’da 40.000 parçaya yakın
çömlek bulunmaktadır.
Kaynak 4
Romalılar bu rengi birçok alanda kullanıyorlardı. Kahraman gladyatörlerini kırmızıyla
boyuyorlar (gladyatörler düşmanlarının gücünü almak için kanlarını da içerdi), zengin kadınlar
kırmızı dudak boyaları kullanarak sağlıklarını güzelliğe feda ediyorlar, festival günlerinde
tanrı ve imparatorların heykelleri kırmızıya boyanıyordu. Pompei’deki duvar resimlerinin
çoğu kırmızı rengini aşıboyasından alırdı, ama en zengin ve güçlü olanların tuttuğu iç
dekorasyoncular sülüğen seçme eğilimindeydiler. On dokuzuncu yüzyıl başında kimyager Sir
Humphry Davy, Titus’un Pompei hamamlarının bu renkle kaplı olduğunu keşfetmişti.
“İmparator tarafından kullanılma niyetinin bir kanıtını oluşturur” diye yargısını açıklıyor.
(Finlay, Victoria, Renkler, Dost Kitabevi, 2007)
Kaynak 5
Osmanlı Devlet’inde kırmızı renk büyük önem taşımaktaydı. Öncelikle bayrakta görülen
kırmızı renk dökülen kanları simgelerdi. Aynı zamanda hükümdarlık rengi de olan kırmızı
özellikle rütbe belirtmek için kullanılırdı. Saray’da, Divanhane’de reisülküttabın oturduğu seki
kırmızı olup yüksek rütbeli görevliler de kırmızı tahta, sekilere otururdu. 19. yüzyılda
kullanılmaya başlanan fesler,. Divanhane’nin demir kafesleri ve bütün ahşap kısımları,
günümüzde olmayan İkinci Avlu’daki çimenliklerin etrafındaki tahta parmaklıklar, revaklara
asılı perdeler, yere döşenen halılar ve sultan çadırları da hükümdarlık rengi olan kırmızıydı.
Hazine sayım defterinde yer alan bir bilgi Arz Odası’nın perdelerinin de kırmızı olduğunu
gösterir. Padişahın yatağının üstü kırmızı kadifeyle kaplanır ve padişah Eyüp Sultan’da kılıç
kuşanmaya giderken Şal Kapısı’ndan Valide Sultan Taşlığı’ndaki Taht Kapısı’na kadar
kırmızı şallar döşenirdi. Bir diğer sanat alanı ise çinicilikti. Osmanlı Çini Sanatı zaten oldukça
ünlüydü, 16. yüzyıl ortasından 18. yüzyılın ikinci yarısına dek İznik’te sır altı tekniğiyle
yapılan kırmızı çiniler ayrı bir üne sahipti. Kakma kırmızısı denilen bir başka kırmızı tonu,
Süleymaniye Cami mihrabındaki duvar çinilerinde Osmanlı dönemini yansıtacak tarzda
kullanılmıştır.
Kaynak 6
Kırmızının ışığın rengi olduğuna dair klasik gelenek, etkisini bu dönemde sanatta sürdürdü.
Mozaiklerde Hıristiyanlığın kurtuluş imgesiyle özdeşleşen ışık parlak renklerin, özellikle altın
ve kırmızı renklerinin kullanımını artırdı. Venedik’te bulunan St. Marco kilisesinde bulunan
mozaiklerden birinde yaratılışın ışığı kırmızıdır ve karanlıktan (mavi) keskin hatlarla
ayrılmıştır. Erken Hıristiyanlık dönemine ait birçok mozaikte de İsa’nın görüntüsü tan vaktinin
kırmızı bulutlarının üzerinde resmedilmiştir. İsa ve Tanrı’nın ışıkla olan ilişkisine ek olarak
Kutsal Kitap’ın kendisinin de ışığın bir aracı olduğu düşüncesi sıklıkla işlenmiştir.
Kaynak 7
Kırmızının tarihteki ilk örneklerine duvar-resimlerinde ve mezarlarda rastlanılır. Neolitik
avcılar kırmızıyı yaşam verici güçlerle eşleştirmişlerdi ve bu nedenle mezarlara kırmızı
aşıboyası koyarlardı. Kimi mezarlardan çıkarılan yaklaşık on kiloluk kırmızı aşıboyası
ölümden sonra yaşama olan inancın varlığını göstermektedir. Mağara duvarlarında
kullanılan resimlerde de kırmızının büyülü güçleri olduğuna inanılırdı, bu inanç bugün
bile Aborjinlerde devam etmektedir. Hayvanları kırmızıyla resmetmelerinin nedeni, kırmızı
rengin onların bolluğunu artırabileceğine dair inançtır. Balta ve mızrakların kırmızıya
boyanması ise kırmızının koruyuculuğuna inanmalarındandı. Neolitik avcılar ve Germen
savaşçıları kendilerini sadece silahlarını değil, kendilerini de avladıkları hayvanların kanlarıyla
boyardılar.
ÇALIŞMA SORUSU (2)
Yukarıda kırmızının tarihsel süreçteki serüvenini konu alan metinleri dikkatlice
okuduktan sonra tabloyu doldurunuz.
Uygarlık veya
Dönem
Tarih öncesi dönem
Antik Yunan
Roma
Osmanlı
Kullanım yeri
Sembolleri
Kullanım amacı
Download