PROBLEM TABANLI ÖĞRETİM YAKLAŞIMI İLE DNA,GEN VE KROMOZOM KAVRAMLARININ ÖĞRENİLMESİ Fatma ŞAHİN1, Ganime PARİM2 1 M.Ü. Atatürk Eğitim Fak. İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği A.B.D 2 F.M.V.Özel Işık Lisesi ÖZET: Bu çalışmanın amacı, kavram yanılgılarının sık görüldüğü DNA, kromozom ve gen kavramlarının öğrenilmesinde problem çözmeye dayalı öğrenme yönteminin yanılgıları azaltmadaki etkisinin tespit edilmesidir. Araştırmanın örneklem gurubunu Feyziye Mektepleri Vakfı Özel Işık Lisesi İlköğretim 2.kademe 8.sınıfa devam eden 63 öğrenci oluşturmaktadır. Kontrol ve deney grubu olarak seçilen öğrencilere araştırmacı tarafından hazırlanan 40 soruluk açık uçlu ve 40 soruluk çoktan seçmeli sorular ön test ve son test olarak uygulanmıştır.Testin geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılmış, grupların bilişsel öğrenme seviyelerinin eşit olmasına dikkat edilmiştir. Kontrol grubundaki öğrencilere DNA, kromozom ve gen kavramları geleneksel yöntemle araştırmacı tarafından hazırlanan öğrencilere dağıtılan konu anlatım teksirleri üzerinden verilmiş , deney grubuna ise aynı kavramlar öğrencinin aktif olarak katıldıkları deneyler, modeller ve video kaset izleme teknikleri kullanılarak problem çözmeye dayalı öğrenme yaklaşımı ile verilmiştir. Uygulama sonrasında her iki gruba açık uçlu ve çoktan seçmeli sorular uygulanmış ve sonuçlar SPSS programı kullanılarak değerlendirilmiştir. İstatistiksel değerlendirme sonuçlarına göre DNA kavramında kontrol ve deney grubu arasında anlamlı bir fark tespit edilmiş, gen kavramında “ her hücremizdeki kromozomlar aynı sayıda mı dır? ve aynı genleri mi taşır?” gibi soruların yer aldığı açık uçlu sorularda deney grubu lehine sonuçlar elde edilirken çoktan seçmeli sorularda anlamlı bir fark tespit edilememiştir. Kromozom kavramında ise hem açık uçlu hem de çoktan seçmeli sorularda her iki grup arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Yapılan bu çalışma ile P.Ç.D.Ö. uygulamalarında öğretmenin ön hazırlık aşamasında ve uygulamalar sırasında nelere dikkat etmesi gerekliği, gen ve kromozom kavramlarının öğrenilmesinde daha fazla ve farklı aktivitelerin geliştirilmesi gerekliliği, problem çözme stratejisinin nasıl daha etkin uygulanabileceği konusu alanında yenilikler sunalabileceği düşünülmektedir. I-GİRİŞ: Fen eğitiminin amacı olan, öğretmen merkezli öğretimden kurtulup araştırmacı, bilgiyi edinme yollarını öğrenen, yaratıcı, analiz ve sentez yeteneğini geliştiren, öğrendiklerini sosyal ve özel yaşamlarında kullanabilme becerisini gösteren öğrencilerin yetiştirilmesine cevap verebilecek öğrenme yöntemlerinden biri de “Problem Çözmeye Dayalı Öğrenme” yaklaşımıdır. John Dewey’le 1930’lu yıllarda temeli atılan P.Ç.D.Ö. yöntemleri, 1960 yıllarında Jerome Bruner tarafından geliştirilmiş, 1990 yıllarında Bridges ve Hallinger 1993’te Vernon ve Blake gibi birçok araştırmacı, öğrenciler üzerinde uygulamalar yapmıştır. Günümüzde tıptan edebiyata, tarihten ekonomiye kadar hemen hemen her alanda problem çözme stratejileri kullanılmaktadır. Günlük hayatımızda neredeyse her gün “otizmle ilgili gen bulundu”, “Gen aktarımlı bitkiler zararlı mı?”, “Alzheimer hastalığının sebebi olan gen hangi kromozomumuzda?”, gibi tıptan tarıma birçok alanda yapılan çalışmalar ve buluşlar insan hayatını etkilemektedir. Bu bağlamda fen eğitiminin içinde yer alan DNA-genkromozom kavramlarının anlamlı öğrenilmesi önem kazanmaktadır. Okullardaki eğitim programlarında bu kavramların öğrenilmesinde kavram yanılgıları ve DNA-gen-kromozom arasındaki ilişkinin kurulamadığı görülmektedir. Bruner(1987), çocukların okulda iki tür probleme sahip olduklarını belirtmiştir. Bir çok çocuk için en önemli problemin “öğretmenin onlara ne öğrettiğini” öğrenmeye çalışmaktır. Çocuk bir problemle karşılaştığında, örneğin matematikte “Bu problemin en iyi hangi yolla çözülebileceğini” düşünmek yerine öğretmenin bu tür problem çözümünde neler söylediğini, öğretmen bu problemi nasıl çözmemi ister? şeklinde düşünür. Çocuk problemi çözmek yerine öğretmeni memnun etme üzerine odaklanır.Bruner çocukların bilgi ve deneyimlerini yaşayarak, şekillerle ve sembolik olarak öğrenme ile gerçekleştiğini belirtmiştir. I.1. Problem Çözme ile Öğrenme Nedir? : Problem çözümü, alışılmamış karmaşık durumların üstesinden gelmek için, kavramları ve becerileri bir araya getirmeyi içermektedir (Stones,1994).“Problem çözmek demek; problem için yeni çözümler bulmak, yaratmak veya öğrenilen yeni kuralları uygulamaktır” (Mayer & Wittrock, 1996). “Günlük hayatta neredeyse her gün karşılaştığımız birçok problem vardır. Bunlar hem özel hem de iş hayatımızı derinden etkilemektedir. Bu gibi durumlarda sahip olmamız gereken temel beceri veya hüner, sadece bu problemlerle uğraşmak veya onlara karşı elimizden geleni yapmak değil problemler ile ilgili anahtar olayları tanımlamak, gerekli bilgileri elde etmek ve kendimize has bir yöntemle, bu problemlere etkili ve başarılı çözümler üretebilmektir” (Broudy, 1982). Problem çözmeye dayalı öğrenme, karmaşık ve gerçek-hayat problemlerinin araştırılması ve çözümü etrafında organize edilmiş ve bireylerin hem zihin hem de beceri yönünden aktif katılımlarını gerektiren, tecrübeye dayanan öğrenmeyi temsil eder (Torp ve Sage, 1998). I.2. Problem çözme stratejileri, Bransford ve Stein (1993)’e göre baş harfleri kullanılarak “IDEAL” olarak sembolize edilen beş basamaktan oluşmaktadır. Bunlar: I : Problemin tanımlanması ve yaratma (Identify Problem) D : Amaçların belirlenmesi ve problemle karşılaşma (Define Goals) E : Uygun olan stratejiyi araştırma (Explore possible strategies) A : Çözümü tahmin et ve uygula (Anticipate outcomes and act.) L : Geri dön ve değerlendirme (Look back and evaluate) 1. 3. P.Ç.D.Ö’nün öğrenciye sağladığı yararlar: Bilimsel metotların aktif olarak öğrenilmesini, problemlerin tanımlanması, çözmek için gerekli olan analiz, sentez ve değerlendirme gibi yüksek düzey bilişsel ve düşünme becerilerinin geliştirilmesini, öğrencilerin öğrenme için meraklı, istekli olmasını ,öğrencilerin öğrendiklerini özel ve sosyal yaşamda kullanma yeteneklerini geliştirmeyi, sahip oldukları bilgi, deneyim ve becerilerin kullanılması ve geliştirmesini ,“Bu bilgileri niçin öğreniyoruz? Daha sonra bize ne faydası olacak? Gerçek hayatta ne faydası olacak?” sorularına yanıt getirmiş olur. “Öğrencilerin yüksek düzeyde düşünmelerini destekler. P.Ç.D.Ö. sürecinde öğrenciler, karmaşık bir konu veya olay hakkında daha çok öğrenmek için çaba sarf ederler. Karmaşık yapılı problem senaryoları ise, öğrencileri eleştirisel ve yaratıcı düşünmeye sevk eder. Öğrenciler, çeşitli problem durumları ve geçerli olan önemli bilgileri elde ederler ve vardıkları sonuçlara ilişkin olarak kabul edilebilir deliller sunar.” (Stephien, Gallagher, 1993) Steward, Finkley ve Yarroch’un (1982) yaptığı çalışmada biyoloji öğretmenlerinin Mendel genetiği, kalıtım teorisi ve kromozom-gen ilişkisinin oldukça zor öğrenilebilen kavramlar olduğu konusunda aynı görüşte olduklarını bulmuşlardır. Hobbs, Kargbo ve Erickson (1980) genetik konularının öğrenilmesinde gençlerin sezgilerini kullandığını tespit etmişlerdir. Bonet ve Ayuso (1995), Collins ve Stewart (1989) öğrencilerin gen, allel, kromozom gibi temel kavramları yanlış veya eksik anladığını görmüşlerdir.Pashley (1994), Stewart (1994) ve Bonet ve Ayusa (1995)’nun yaptıkları çalışmalarda geleneksel öğrenme stratejilerinin, genetikteki kavram ve ilişkileri anlamada yetersiz olduğunu ve müfredat programlarının ciddi olarak değiştirilmesi gerektiği tezini savunmuşlardır. Smith (1990)’de yaptığı çalışmada problem çözmede başarısız olan öğrencilerin neden-sonuç ilişkisini kurabildikleri ve genetikteki kavramların bir çoğunun anlamlı öğrenildiğini tespit etmiştir. Problem çözmede başarılı olan bir çok öğrencinin kavramları anlamlı olarak öğrenmediği, başarılı bazı problem çözücülerin de sadece problemi doğru çözmenin öğrenmede yeterli olmadığını, açıklama ve değerlendirmenin de önemli olduğunu anladıklarını tespit etmiştir. Finkley (1996) yaptığı çalışmada “model kullanarak problem çözme”yi araştırmış, sonuç olarak kavramların öğrenilmesi, model yapma ve modeli düzeltme ve problem çözme stratejilerinin öğrenildiğini belirtmiştir. I.4. Amaç: Kavram yanılgılarının sık görüldüğü DNA, kromozom ve gen kavramlarının öğrenilmesinde problem çözmeye dayalı öğrenme yönteminin yanılgıları azaltmadaki etkisini tespit etmektir. II-YÖNTEM: II. 1. Örneklem:Araştırmanın örneklem gurubunu Feyziye Mektepleri Vakfı Özel Işık Lisesi İlköğretim 2.kademe 8.sınıfa devam eden 63 öğrenci oluşturmaktadır. II. 2. Uygulama:Kontrol grubu olarak seçilen sınıfta DNA, kromozom ve gen kavramları araştırmacı tarafından hazırlanan konu anlatım fotokopileri kullanılarak geleneksel yöntemle verilmiştir. Deney grubunda ise çalışma öncesi oluşturulan gruplara araştırma problemleri ve yararlanabilecekleri kaynaklar verilmiştir. DNA, kromozom ve gen kavramları öğrencilerin aktif olarak katıldıkları;oyun hamurları kullanarak, deney yaparak,çizgi film izleyek ,beyin fırtınası oluşturarak, kavramlarla ilgili öğrencilere problem ortamı yaratak onların sorular sormasına ve tartışarak problemlere çözüm buldukları problem çözmeye dayalı öğrenme yöntemi kullanılarak verilmiştir. II. 3. Veri Toplama Araçları: Kontrol ve deney grubu olarak seçilen öğrencilere araştırmacı tarafından hazırlanan 40 soruluk “ Sahip olduğumuz DNA’lar bize nereden geliyor?,Kaç tane genimiz, DNA’mız ve kromozomumuz var?,DNA’larımızı sadece çocuğumuzun olması için mi çoğaltırız? gibi açık uçlu sorular sorulmuştur. Açık uçlu soruların puanlanması; Tam anlamış = 3, Kısmen anlamış (yanlış yok ) = 2, Kısmen anlamış (yanlış var) = 1, Hiç anlamamış = 0 şeklinde yapılmıştır. ayrıca “Her canlının genetiksel bilgisi kendine hastır.Türlerin taşıdığı DNA şifrelerinin farklı olmasına hangisi neden olmaz?”a) Kullanılan fosfat sayısı b) DNA’nın uzunluğu c) DNA’daki baz sırası d) Kullanılan şeker çeşidi gibi 40 soruluk çoktan seçmeli test uygulanmıştır.Testin puanlanması: Çoktan seçmeli sorular için; Cevap yok = 0,Doğru cevap = 2 ,Yanlış cevap = 1 değerlendirilmesi yapılarak ,hazırlanan cevap anahtarına göre toplam 100 puan üzerinden her doğru cevap 2,5 puan üzerinden değerlendirilmiş, yanlış veya cevaplandırılmamış sorulara 0 puan verilmiştir.Açık uçlu soruların güçlük derecesi 0,31olarak tespit edilmiş, çoktan seçmeli soruların güçlük derecesi 0.87 olarak bulunmuştur.Değerlendirme sorularının hazırlanmasında şu alt kavramlar kullanıldı: Nükleotit kavramı, DNA’nın yapısı, hücredeki işlevi, hücredeki yeri, sayısı, kromozom sayısı,gen sayısı, DNAgen- kromozom ilişkisi, , mutasyon, modifikasyon RNA’nın yapısı, hücrede bulunduğu yer, çeşitleri sentezi,DNA ve RNA arasındaki farklar. III- BULGULAR:Bu çalışmada kontrol ve deney grubu olarak seçilen sınıflar arasında açık uçlu test sonuçlarının karşılaştırılması Tablo 1’de verimiştir. Kontrol ve deney grubunun çoktan seçmeli test sonuçlarının karşılaştırılması ise Tablo 2’de verilmiştir. Tablo 1: Deney ve Kontrol Gruplarının Açık Uçlu Testte DNA, Kromozom ve Gen Kavramı Sonuçları Sonuçları. Arasında Anlamlı Bir Fark Olup Olmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup T testi Puan DNA KRO GEN Test Deney-DNA Deney-KRO Deney-GEN n x ss sh 33 33 33 66,4545 60,6061 64,1515 18,9672 49,6198 17,9010 3,3018 8,6377 3,1162 t Testi Sd 62 62 62 t 4,945*** 1,766 3,048** Tablo 2: Deney ve Kontrol Gruplarının Çoktan SeçmeliTestte DNA, Kromozom ve Gen Kavramı Sonuçları Arasında Anlamlı Bir Fark Olup Olmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup T testi Sonuçları. Puan DNA KRO GEN Test Deney-DNA Deney –KRO Deney-GEN n x ss sh 32 32 32 66,5938 40,6250 75,0000 19,5990 26,7144 35,9211 3,4646 4,7225 6,3500 t Testi Sd 61 61 61 t 2,575* ,639 -,515 Tablo 1 ‘de açık uçlu sorularda DNA ve gen kavramının anlamlı öğrenilmesinde deney grubu lehine sonuç elde edildiği, kromozom kavramının öğrenilmesinde iki grup arasında anlamlı bir farkın ortaya çıkmadığı görülmektedir. Tablo 2’de çoktan seçmeli sorularda iki grup arasında DNA kavranımda deney grubu lehine anlamlı bir fark ortaya çıkarken ,kromozom ve gen kavramlarında her iki grup arasında anlamlı bir farkın ortaya çıkmadığı görülmektedir. 4- TARTIŞMA: Lewis ve Robinson’un (2000)’de 14-16 yaş gruplarındaki öğrencilerle yaptığı DNA, gen, kromozom, hücre bölünmesi, genetikte problem çözümleri ile ilgili çalışmada; öğrencilerin daha önce bu konuları derslerinde görmüş olmalarına rağmen kavramları öğrenemedikleri, kavramlar arası ilişkiyi kuramadıkları saptanmıştır. Yapılan çalışmada, genetikte kavramların : genetik bilginin yapısı ,bu bilgilerin aktarımı ( hücreden hücreye, aileden çocuğa şeklinde ), kalıtsal bilginin yorumlanması şeklinde verilmesinin uygun olacağı savunulmuştur. Çalışmaların sonucunda öğrencilerin “Genlerin ne anlama geldiği” sorusuna % 75 doğru yanıt verirken, “Genler niçin önemlidir?” sorusuna öğrencilerin % 10’ u bütün karakterlerimizi (dış görünüş,davranış, kişiliğimiz) belirler şeklinde cevap vermiştir. Genlerin karakterlerimizi nasıl belirlediğine dair hiç bir fikirlerinin olmadığı görülmüştür. Gen ve kromozom kavramları arasındaki ilişkinin ise net bir şekilde kavranmadığı öğrencilerin % 25’inin genlerin kromozomlardan büyük olduğunu söylemesi ile anlaşılmaktadır. “Genler nelerden yapılmıştır “ şeklinde sorduğumuzda % 25’inin genlerin kromozomlardan yapıldığını söylediği halde , “Kromozomlar nerede bulunur?” şeklinde soruyu değiştirtiğimizde sadece % 10’nun kromozomlar genlerin içinde bulunur şeklinde cevapladıkları görülmüştür. Buradan da soru şeklinin gen , kromozom ilişkisinin anlaşılmasında etkili olduğu anlaşılmaktadır. Öğrencilerin % 14 ü genlerin nasıl aktarıldığına cevap verirken , “Ağaçta, bakteride, böcekte genetik bilgi var mıdır?” sorusuna %20 oranında hayır diyenlerin olduğu, %11’ inin genetik bilgi ile kromozom arasındaki ilişkiyi kuramadıkları saptanmıştır . Bir çoğu ise mitoz ve mayoz bölünmenin niçin yapıldığını bilmedikleri, döllenmenin genetik bilgiyi aktarmadaki rolünü kavramadıkları, yumurtanın hep aynı kalıtsal bilgiler aktarırken spermlerin farklı genetik bilgileri aktardığını söylemişlerdir. Kromozomların hücre bölünmesinde ikiye ayrıldığı ancak DNA'ların kopyalanmasına gerek olmadığını ve kromozom sayısını canlının yaşı ve sağlığına göre değiştiğini belirtenler olmuştur. Öğrencilerin hücre kavramıyla kromozom kavramını karıştırdıkları ve hatta hücrenin canlının en temel yapısı olduğunu bilmedikleri saptanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin DNA, gen, kromozom, mitoz ve mayoz bölünme konularını öğrenmedeki güçlüklerinin müfredat programının içeriğinin öğrenci düzeyine göre ağır olması ve müfredat yoğunluğu nedeni ile verilen öğrenme süresinin yetersiz olması ve yeterli aktivitelerin yapılmaması gösterilmiştir. Bu kavramların, öğrencinin hayatta kullanabileceği daha basit şekilde verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu araştırmada müfredatta öngörülen sürenin yetersizliği de bulgulara yansımıştır. P.ÇD.Ö ile yapılan bu çalışmada ise, açık uçlu sorularda “Canlılar niçin birbirinden farklı görünüştedir?”, “Her canlının gen, kromozom sayısı aynı mıdır?”, “Her hücremizde kromozomlar aynı sayıda ve aynı genleri mi taşır” , genlerin nelerden oluştuğu ve nerede bulunduğu sorularına % 80 öğrencinin doğru yanıt verirken, genlerin hücrede nasıl işlerlik kazandığının ve canlının özelliklerini nasıl belirlediği sorularına % 10 oranında doğru yanıt verilmiştir. Çoktan seçmeli sorularda kromozom sayısı ile canlının gelişmişliği arasındaki ilişkininin olmadığını bulmada zorlanırlarken, açık uçlu ölçekte “Gen sayısı ile canlının gelişmişliği arasında bir ilişki var mıdır? şeklindeki soruya %80 oranında doğru cevap verilmiştir. Bazı öğrencilerin genlerin sadece dış görünüşümüzdeki özellikleri belirlediği bir çoğunun ise açık uçlu sorularda izledikleri videodaki köpeğin genlerinin değişmesiyle farklı tür köpeğe dönüştüğünü yazarak genlerin canıların özelliklerini belirlediğini açıklamışlardır. DNA'nın yapısı, modeli , DNA'larımızın bize nereden geldiği ve DNA' nın niçin kopyalandığı, her hücremizde aynı DNA'ların olduğu, mutasyon ve modifikasyon alt kavramlarında her iki ölçekte %80 oranında doğru yanıt verilmiştir. Ancak çoktan seçmeli testte DNA şifrelerimizin niçin farklı olduğu sorusuna %40 oranında doğru cevap verilebilmiştir. Açık uçlu teste DNA ve RNA’nın protein sentezindeki görevi ve proteinlerimizin niçin farklı olduğu sorusuna % 10 oranında doğru yanıt verilmiştir. Protein sentezini bu seviyedeki öğrencilerin kavramasının güçlüğü ve protein sentezi ile ilgili, deney ve aktivitelerinin kullanılmayıp ana hatlarıyla değinilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Cavallo ve Schafer (1994) yaptığı çalışmada; Mendel genetiğinde punett karesi problemlerini çözebilen öğrencilerin genetikteki bir çok kavramı öğrenmedikleri tespit edilmiştir. Hobbs, Kargbo ve Erikson’un (1980) yaptığı çalışmada ise mendel genetiği – katılım teorisi ve kromozom – gen ilişkisinin oldukça zor öğrenilebilen kavramlar olduğu sonucu Stewart (1994), Banet ve Ayusa (1999) tarafından da desteklenmiş ve müfredat programlarının değiştirilmesi gerekliliği üzerinde durulmuştur. Banet ve Ayuso’nun(1999) “Lise sınıflarında kalıtsal bilginin yerinin öğrenilmesinde strateji “başlıklı çalışmalarının amacı ; genetik konusu işlenmeden önce öğrencilerin bu konuyla ilgili temel bilgileri nelerdir?, İlkokulda öğretilen temel genetik bilgilerinin daha sonraki genetik kavramaları öğrenmede etkisi nedir?, Öğrencilerin kalıtım konusundaki kavramları en iyi şekilde öğrenmeleri için neler yapılmalıdır? Yapılan testler sonucunda “ Bitkilerde hücrelerin olmadığı, canlı ve cansız varlıkları nefes alıp vermelerine göre ayırt edildiğini, kromozomların sadece hayvanlarda bulunduğunu, omurgasızların genlerinin olmadığı, eşeyli üremenin sadece hayvanlarda olduğu, kalıtsal bilginin sadece beyin hücrelerinde olduğu,eşey kromozomların sadece yumurta ve sperm hücrelerinde olduğu, göz rengini belirleyen genin sadece gözde olduğu cevapları verilmiştir.Üst düzey öğrencilerde ise homolog kromozom ile kromatit kavramlarının karıştırıldığı allel kavramının tam anlaşılmadığı tespit edilmiştir. Çalışmalarının sonucunda: Öğrencilerin daha önceden yanlış öğrendikleri kavramları azaltmak için sınıf içinde bir çok aktivitenin düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bunlar kavram haritaları, sınıf içi tartışma soruları, araştırma konuları, şekiller gibi. Thomson ve Stewart’ın 1985 te belirtiği gibi kalıtımın anlamlı öğrenilmesi için mitoz ve mayoz kavramlarının kalıtım konusundan önce verilmesi gerekliliği belirtilmiştir. Kalıtım konusunda ise insandaki kalıtım öğrenildikten sonra öğretmenin öğrenci seviyesine göre detaylara girmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Bu araştırmada da özellikle kromozom-gen ilişkisinin öğrenilmesi, 14-15 yaş grubundaki bilişsel gelişimde somuttan soyuta geçme evresinde olan öğrenciler için güç olduğu bulgularla da saptanmıştır. DNA’nın yapısındaki hidrojen bağı ve nükleotit hesaplamalarının yapıldığı problemlerde uzun zaman harcanmasının çalışmanın esasını teşkil eden DNA, gen ve kromozom kavramları arasındaki ilişkinin anlamlı öğrenilmesine fayda sağlamadığı düşünülmektedir. Bu araştırmada ise bilgisayar programları tavsiye edilmiş ancak sınıf ortamında bilgisayar kullanılarak öğrenme gerçekleştirilmemiştir. Deney, video izlenmesi, model yapma yöntemleri deney grubuna uygulanmıştır. Bu aktiviteler öğrencilerin öğrenme isteğini, ilgisini artırmıştır. Genel olarak sınıf öğrenme ortamını bozan, öğrenme isteği olmayan öğrencilerin bu aktiviteler sırasında katılımcı, yaratıcı ve grup işbirliğinde aktif görev alan öğrenciler olarak yer aldığı görülmüştür. Ayrıca bu araştırma ile, problem çözmeye dayalı öğrenme yöntemlerinin verimli olarak uygulanmasında hem öğretmenin hem de öğrencinin yeterli zamanı olması gerektiği düşünülmektedir. Yapılan diğer çalışmalarda olduğu gibi P.Ç.D.Ö.’nin öğrenciler arası iletişimi artırdığı, öğrencilerin toplum içinde kendini ifade etme yeteneği kazandırdığı bu araştırmada da gözlenmiştir. Bu araştırmada, ölçeklerin hazırlanması aşamasında DNA, gen ve kromozom kavramlarına ait soruların müfredat doğrultusunda hazırlanmasından dolayı dengeli sayıda olmaması, gerçekte deney grubunda gözlemlenen anlamlı öğrenmenin ortaya çıkmasını engellediğini düşündürmektedir. V- SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmada kontrol ve deney gruplarının DNA, gen ve kromozom kavramının öğrenilmesinde öntest sontest karşılaştırmasında son test lehine sonuçlar elde edilmiştir. Problemiz olan“Kavram yanılgılarının sık görüldüğü DNA, kromozom ve gen kavramlarının öğrenilmesinde problem çözmeye dayalı öğrenme yönteminin etkisi var mıdır?”sorusunun yanıtı ise tablo1 ve tablo2 de görüldüğü gibi DNA ve gen kavramının öğrenilmesinde açık uçlu sorularda deney grubunun lehine anlamlı bir fark ortaya çıkarken, çoktan seçmeli testin değerlendirilmesinde sadece DNA kavramının öğrenilmesinde deney grubunun lehine sonuç elde edilmiştir. Kromozom kavramında her iki grup arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır.Bunun nedenleri ise; testlerde DNA , kromozom ve gen kavramıyla ilgili soru sayısının eşit olmaması, açık uçlu sorularda öğrencinin kendini ifade etmesinin daha kolay olması, sınıf içinde yaparak, görerek öğrendiklerini yazarak açıklabilmeleri ve soruların günlük yaşamla ilgili olması ve müfredattaki öngörülen kısıtlı sürenin her iki gruptada aynı olmasıdır. Öneriler:Problem çözme dayalı öğrenme uygulamalarının öğretmen tarafından ön hazırlık çalışmaları için yeterli zamanı olması ,konu içeriğinde detaya inilmemesi, güncel olaylarla ilişki kurulması, öğrencilerin ön bilgilerinin tespit edilmesi , konuların müfradattaki sırasının önemi ve öğrencilerin aktif katılımının gerektiği olarak belirtilebilir. VI-KAYNAKLAR: Bentley, B., Watts, M.(1996). Learning and Teaching in School Science, Philadelphia, Open University Press Britz, J.(1992). Problem Solving in Early Childhood Classroom , Washington Cooper, P. ; Meintyre, D.; “EffectiveTeaching and Learning” Teachers and Students Perspectives, Philedelphia. Howe, L. J.(1998).Engaging Children In Science, Macmillian Publishing Company. Woods, D.R.(1994). “Problem Based Learning: How to Gain the Most From PBL Woods Publisher. Banet, E.& Ayuso, E.(1999) .Teaching Genetics as Secondary School: A Strategy for Teaching about the Location of Inheritance Information, Journal of Research in Science Teaching John Willey & Sons Publisher. Cavallo, A.M.L (1996). Meaningful Learning, Reasaniry Ability and studentes Understanding and Problem solving of Topics in Genetics, Journal of Research in Science Teaching, John Willey & Sans Publisher. Finkel, A.E.( 1996), Making sense of Genetics: Students’ Knowledge use during Problem Solving in a High School Genetics Class, Journal of Research in Science Teaching John Willey & Sons Publisher. Lunetta, V. N.; Simmons, P, E.( 1993). Problem Solving Betavious dwing a Genetics Computer Stimulation. Beyond the Expert / Novice Dichotomy”, Journal of Research in Science Teaching, John Willey & Sons Publisher. Robinson, C. W.& Lewis, J.(2000). Genes, chromosomes,cell division & inheritance-do students see any relationship?, Journal of Research in Science Teaching, John Willey & Sons Publisher.