AHMET ARİF HİKMET KOYUNOĞLU Ahmet Arif Hikmet Koyunoğlu (d.1888 İstanbulö.1982, İstanbul) Türk mimar ve fotoğraf sanatçısı. Cumhuriyetin ilk dönem mimarlarından olan Koyunoğlu'nun en önemli yapıtları Ankara'daki Etnografya Müzesi, bugün müze olarak kullanılan Türk Ocağı Binası, Bursa'daki Tayyare Kültür Merkezi'dir. 1908-1914 yıllarında Sanayi-i Nefise Mektebi'nde eğitim gördü. Cuilio Mongeri ve Alexandre Vallaury'nin öğrencisi oldu. İstanbul Beyoğlu'ndaki Saint Antoine Kilisesi'nin yapımında Mongeri ile birlikte çalıştı. I. Dünya Savaşı yıllarındaki askerliği döneminde Erzurum'da İttihat ve Terakki Kulübü Binası inşa etti. Askerlik sonrası döndüğü İstanbul işgal altındaydı, mimarlık yapma olanağı yoktu. Bunun üzerine fotoğrafçılığa yöneldi. . Foto muhabirliğinin yanı sıra Cağaloğlu'nda bir fotoğrafhane açtı. İşgal güçlerinin baskısı üzerine 1922'de Ankara'ya kaçan Koyunoğlu, bir süre Şeriye ve Evkaf Vekaleti'nde mimar olarak çalıştıktan sonra kendi bürosunu açarak özel yapıların mimarlığını yaptı, İstanbul'daki İleri Gazetesi için foto muhabirliği yapmayı da sürdürdü. Koyunoğlu'nun Ankara'daki en önemli yapıtları Etnografya Müzesi ve Türk Ocağı Binası'dır. Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) binası, Adliye Binası, Büyük Otel, Celal Bayar Evi, Mithat Alam evi (İsrail Büyükelçiliği ikemetgahıı), Hariciye Vekaleti (günümüzde Kültür Bakanlığı binası), Maarif Vekaleti binaları Ankara'daki yapıtlarındandır. Açılan uluslararası yarışmada birincilik alması üzerine 1930-1934 yılları arasında Bursa'da Tayyare Cemiyeti Tiyatro ve Sineması'nı inşa eden Koyunoğlu, bu yapıyı tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti, eski yaptıların onarımı ve ev-apartman inşaatları ile uğraştı, dönemin ileri gelenlerinin evlerini yaptı. 1981 yılında kendisine Atatürk Sanat Armağanı verilen sanatçı 1982 yılında hayatını kaybetti. • Koyunoğlu’nun tasarımları I. Ulusal Mimarlık Akımının özelliklerini taşır. • Aynı zamanda Türk yapı geleneğine özgü bir tür olan mezar yapılarıyla da ilgilendi ve bu konuda çalışmalar yaptı. Mezar taşlarının Türk sanatında heykelin yerini tuttuğunu savundu , bu konuda araştırma içerisine girdi. KİMLİK ARAYIŞI : I.ULUSAL MİMARLIK AKIMI 1908'de ilan edilen 2. Meşrutiyet'le birlikte gelişen milliyetçilik eğilimleri mimarlıkta da yeni arayışları gündeme getirmiştir. Mimar Kemalettin ve Vedat Bey'lerin başını çektikleri akımla Türk mimarlığının, "Neoklasik Türk Üslubu" ya da Milli Mimari Rönesansı adını alan yeniklasik dönemi başlar. Daha sonraları (1970'lerde sonra) Birinci Ulusal Mimarlık adıyla anılacak bu tarz, klasik Osmanlı yapılarından aktarılan öğeler ve süslemelerle yüklü yeni bir mimarlık yaratmaya yönelir. Bu dönemde mimarlar, klasik Türk mimarlığı yapıtlarını dirilterek bir Milli Mimari Rönesansı ile Türk milli üslubu yaratmaya çalışmışlardır. Bu arayış, İslam ülkelerinin birer birer Osmanlı'dan kopmaları nedeniyle Panislamizme karşı Pantürkizm eğiliminin yani ulus olma yolunda bilinçlenmenin bir sonucu olarak da nitelendirilebilir. Sözde milliyetçi olan bu akım, daha çok eski dinsel yapılardan alınan geniş saçaklar, kubbe, sivri kemer, sütun, çıkma, mukarnaslı başlık, çini kaplamalar gibi yapı öğelerini sivil mimarlığa uygulamaya çalışmıştır. Akım daha çok, kamu yapılarında görülmüş, konutları pek etkilememiştir. Akımın öncüleri Mimar Kemalettin ve Vedat Bey'ler ülke mimarlığını yabancı etkilerden arındırmak amacıyla yola çıkıp, yerel seçmeciliğe yöneldiler ve yalnızca Osmanlı'nın son dönemini değil, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Türk mimarlığını da büyük ölçüde etkilediler. Ziya Gökalp'ın başlattığı Türkçülük hareketi ve Cumhuriyet Hükümetinin desteği, bu akımın Cumhuriyet'in ilk yıllarında da canlı kalmasını sağladı. Aslında izlenen yol, genç dinamik cumhuriyetin yenilikçi ve atılımcı karakteriyle bağdaşmıyordu. Her alanda devrimler yapan genç Cumhuriyet'in mimarları, daha önceki dönemde kullanılmış İslamOsmanlı öğeleri yerine bu kez Selçuklu-Osmanlı öğelerinden yararlanarak yeni bir mimarlık yaratmaya çalışıyorlardı. Bu çabalar klasik Osmanlı mimarlığına dönüş çabaları olarak da yorumlanabilir. Yukarıda andığımız iki mimara anlayış bakımından çok yaklaşan başka iki mimar, Arif Hikmet (Koyunoğlu) Bey ile İtalyan asıllı Giulio Mongeri de akıma katılmışlardır. Mimar Kemalettin, İstanbul'da Vakıf Hanı'nı, Bostancı ve Bebek Camileri ile Tarlabaşı'ndaki Kemer Hatun Camisi'ni, Eyüp'te 5. Mehmet Türbesi ile Şişli Hürriyet Tepesi'nde Mahmut Şevket Paşa'nın açık türbesini, Lâleli Tayyare apartmanlarını (bugünkü Merit Antik Oteli), Ankara'da DDY merkez binası ile Gazi Terbiye Enstitüsü'nü yapmıştır. Mimar Vedat'ın en önemli yapıtları ise Sirkeci'deki Büyük Postane, Karaköy'de bugünkü Denizcilik İşletmeleri binası, Nişantaşı'ndaki kendi evi, Haydarpaşa Vapur İskelesi ve başladığı fakat bitiremediği Ankara Palas'tır. Arif Hikmet Bey, Ankara Türk Ocağı (Bugün Devlet Resim ve Heykel Müzesi 1927-30) ile Etnoğrafya Müzesi(1925-28) ve eski Hariciye Vekâleti binalarını; Mongeri de Ankara-Ulus'ta Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü (1926) ile Osmanlı Bankası (1926), İş Bankası (1928) ve İnhisarlar Başmüdürlüğü (1928) binalarını yapmışlardır. Türk Ocağı Binası 1927 TAYYARE KÜLTÜR MERKEZİ 1932 ETNOĞRAFYA MÜZESİ 1925 Ankara Etnografya Müzesi Kurtuluş Savaşında Cuma namazlarının kılındığı eski adı Namazgâh Tepesi olan yerde kuruldu. Önceleri Arkeoloji Müzesi olarak kullanılması düşünülmüş, sonra Resim Heykel Müzesi olmasına karar verilmiş, açılış töreninden sonra bugünkü işlevine kavuşmuştur. Müteahhiti Nafiz Bey'dir. Bina dikdörtgen planlı olup, tek kubbelidir. Yapının taş duvarları küfeki taşı ile kaplanmıştır. Alınlık kısmı mermer olup üzerleri oyma süslüdür. Binaya 14 basamaklı bir merdivenle çıkılır.Kapıdan girilince kubbe altı holüne ve buradan da iç avlu denilen sütunlu kısma geçilir. Buranın ortasına mermer bir havuz yapılmış, çatı kısmı açık bırakılmıştır. Daha sonra bu iç avlu Atatürk'e geçici kabir olarak ayrıldığında, havuz bahçeye nakledilerek, çatısı kapatılmıştır. İç avlunun etrafında simetrik olarak büyüklü küçüklü salonlar yer almaktadır. İdare kısmı müzeye bitişik olup iki katlıdır. Müze önünde at üstünde duran bronz Atatürk Heykeli 1927'de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından İtalyan sanatkâr Pietro Canonica'ya yaptırılmıştır. Gizem Bengisu Akan 20945725 KAYNAKÇA: www.mimarlikmuzesi.org www.santiyeciler.com tr.wikipedia.org www.mimdap.org www.arkitera.com