ROMATOLOJİYE GİRİŞ Prof.Dr. Ahmet Mesut Onat 1) ROMATİZMA NEDİR? NİÇİN OLUR? Romatizma denince halk arasında akla ilk gelen eklem ağrılarıdır. Oysa tıp fakültelerinde anlatılan şekliyle son derece geniş bir hastalık grubu tanımlanır. Her türlü eklemin ağrı ve şişliği, eklem etrafındaki dokuların rahatsızlıkları, kalpakciğer-böbrekler-beyin-bağırsak sistemi dahil tüm vücudun etkilenmesi, eşlik eden cilt hastalıkları sayılabilir. Bunların bazen az bir kısmını bazen de tümünü aynı hastada görebiliriz. Ancak ağrı bizi doktora getiren en önemli şikayetimiz olduğu için, ön planda akla hep kas ve eklem sorunları gelir. Romatizma hastalarının çoğunda bugün belki tam olarak tanımlayamadığımız genetik bir yatkınlık vardır. Belli şartlarda bu genetik yapıdaki özellikler ön plana çıkarak kişiyi hasta eder. Çevre şartları olarak isimlendirebileceğimiz bu tetikleyici durumlar, özellikle geçirilmiş enfeksiyonlar, kişinin artmış stres yükü, aşırı yorgunluk hallerinde etkili rol oynarlar. Genel olarak bu şekilde özetlense de romatizmal hastalıkların sebepleri henüz kesin olarak bilinmemektedir. 2) DAHA ÇOK KADINLARDA VE KIZ ÇOCUKLARINDA OLDUĞU DOĞRU MU? ÖYLE İSE NEDEN? Erişkin çağda özellikle kadınlar için doğurgan dönem diyeceğimiz yıllarda bunu söyleyebiliriz. Romatoid artrit, Lupus başta olmak üzere bağışıklık sisteminin bozulduğu hastalıklarda durum böyledir. 15 yaş altında ve 50 yaş üzerinde bu oran yine bu hastalıklar için kadınlarda fazladır ama bu fazlalık 9 kattan, 3 kata inmiştir. Hormonsal değişimin bu noktada önemli rol oynadığı ifade edilebilir. Neden ve nasıl olduğu tam olarak belirlenmese de özellikle östrojen hormonuna dair pek çok teori vardır. 3) NE GİBİ BELİRTİLER VERİR? EN ÇOK HANGİ HASTALIKLA KARIŞTIRILIR, AYRIMINI NASIL YAPABİLİRZ? Romatizma hastalarını bize en sık getiren şikayetleri ağrılarıdır. Eklem ağrıları başta olmak üzere eşlik eden eklem şişlikleri ve kızarıklıkları, hareket bozuklukları olur. Bel ve kalça ağrıları, özellikle genç insanlarda görülen gece yarısı sabaha doğru başlayan bel ağrıları, kalça ve topuk ağrıları olabilir. Sabahları ağrının olduğu bölgelerde tutukluk, hareket zorluğu gelişir ve bu durum yarım saati aşarsa bizim için son derece önemlidir. Hastalarımızın bazen önemli cilt bulguları olur ve genellikle cilt uzmanı hekim arkadaşlarımız bu hastaları bize yönlendirirler. Sorun sadece eklem ile başlıyorsa karışacağı haller daha az olsa da, romatizma hastalıkları bütün hastalıklarla karışan hastalıklardır. En önemli sorunlardan birisi de bu hastalıkların diğerleriyle fazlaca karıştırılmasıdır. Örneğin bel fıtığı zannedilen bir hastada aslında omurganın iltihabi bir hastalığı olan Ankilozan Spondilit olabilir. Ya da yıllarca döküntü ile gezmiş olan bir hastanın asıl sorunu romatizma olabilir. Tabi burada işin içerisine ağrının da eklenmesi bize yol gösterir. Bazen idrar yolu zannedilen bir hastanın esas sorunu, böbrekleri etkileyen bir romatizmadır. Ya da enfeksiyon zannedilen ve tekrarlayan bir ateş, aslında ailesel Akdeniz ateşidir. Genel olarak troid hastalıkları, hepatitler, bazen kalp hastalıkları, her türlü enfeksiyon hastalığı ile karıştırılabilirler. Hatta bazen bir kanser hastası da tam aksine romatizma gibi başlangıçta belirti verebilir. Birkaç ay içerisinde durum netleşir. 4) ROMATİZMAL HASTALIKLARIN TİPLERİ NELERDİR? Romatizmal hastalıklar halk arasında iltihabi ve iltihapsız olarak adlandırılır. Bu aslında bizim yangısal reaksiyonu anlatmaya çalıştığımız bir tariftir. Bir tarafta mekanik travma ve yıpranmalar sonucu gelişen rahatsızlıklar olan osteoartrit, tendinit, bursit gibi başlıklar varken; diğer tarafta da romatoid artrit, sistemik lupus gibi bağ dokusu hastalıkları ve ankilozan spondilit, psöriatik artrit, Behçet hastalığı, ailesel Akdeniz ateşi gibi pek çok hastalık bulunur. Bu tiplendirmeler etkilenen eklem sayılarına, eklem bölgelerine, eşlik eden eklem dışı iç organ ve cilt bulgularına, yaşa, cinsiyete ve pek çok faktöre bakarak yapılmaktadır. 5) EN YENİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? NASIL TEDAVİ EDİLİR? ÇOCUKLARDA ERKEN TEDAVİ YA DA ÖNLEM VARMIDIR ALINABİLECEK? Burada erken tedavi ile kasıt hep çocukluktan itibaren tanı konması olarak algılanıyor ki, bu son derece hatalıdır. Romatolojik hastalıklar her yaşta başlayabilirler ve burada erken tanı demek, o hasta için belirtilerin başladığı ilk dönemde ve geç kalmadan tanısının konulmasıdır. Örneğin romatoid artrit için bu süre ilk 2 yıl gibi önceleri telaffuz edilirken, bugün bizim hedefimiz ilk 1,5-3 ay içerisinde tanı koymaktır. Bir erişkinin hastalığı kendisine öncelikle sakatlık verebilecekken bu durum çocuklarda hem hasar hem de büyüme ve gelişme bozukluğu olarak ortaya çıkar. Yani bir çocuğa tanı için gecikirseniz o çocuğun normal büyümesinden hayli geri kalmasına sebep olursunuz. Çocuklar, erişkinlere göre özellikle eklem açısından daha güçlü oldukları için örneğin bir kalça veya diz şişliğini anlatmakta zorlanırlar. Çocuk yaş grubunda tanıyı geciktirecek sebepler daha fazladır. Öncelikle en yeni tedavi şeklindeki bir yaklaşım, yanlış sonuçlara yol açar. Elinizdeki tedaviyi doğru ve zamanında kullandığınız takdirde eskiler de ihtiyaçları karşılayabilirler. Ancak elimizdeki eski diye nitelendirebileceğimiz ilaçların maalesef ki pek çok yan etkileri vardır. Dolayısıyla çok iyi takip edilmeleri gerekir. Bunlar arasında kortizondan tutun, metotreksat, azotiyoprin, sulfasalazin gibi ilaçlar sayılabilir. Yeni dediğiniz ilaçlar güncel olarak bizlerin biyolojik tedaviler olarak adlandırdığı ilaçlardır. Bu tedavi yöntemleri yaklaşık 12 yıldır, diğer ilaçlarla birlikte kullanılmaktadırlar. Serum ve enjeksiyon olarak kullanılan pahalı tedavilerdir. Bugün için dünyanın her yerinde uygulanan her yeni ilaç, bizim ülkemizde de hızla kullanıma girmektedir. 6) ROMATİZMANIN MENOPOZLA BİR İLGİSİ VAR MIDIR? Bu konuda hep spekülasyonlar yapılmıştır. Ancak net olan bir gerçek, menapoz sonrası romatolojik hastalıkların sıklığı ve şiddetinde gelişen azalmadır. Öte yandan bu yaş grubundan itibaren, mekanik nedenlere bağlı gelişen ve halk arasında kireçlenme olarak adlandırılan osteoartrit gibi hastalıklar daha sık görülmeye başlamakdır. 7) ROMATİZMAL HASTALIKLARDAN NASIL KOURUNULABİLİR? Mekanik kökenli hastalıklardan korunabilirsiniz. Bunu kilonuza dikkat ederek, hayatınızın içerisine düzenli sporu katarak sağlayabilirsiniz. Ev hanımları burada aşk ve şevkle yaptıkları ev işlerini akılcı hale indirerek kendilerini koruyabilirler. Ancak iltihabi olarak bilinen gerçek romatolojik hastalıklardan korunabilmek söz konusu değildir. Sebebini kesin olarak bilemediğiniz bir hastalığı engellemek nasıl mümkün olabilir? 8) EGZERSİZLERLE AĞRI AZALTILABİLİR Mİ DAHA ÇOK HANGİ SPORLAR TAVSİYE EDİLİR ? Özellikle ankilozan spondilit gibi, belin iltihabi hastalıklarında tedavinin en önemli parçalarından birisi de egzersizdir. Germe egzersizlerini içeren aerobik, her türüyle jimnastik, plates ve özellikle yüzme önerilmektedir. Tabi bir de gereksiz egzersizler vardır. Bu hastaların vücut geliştirme, ağırlık kaldırarak spor yapmaları sakıncalıdır. Eklem deformiteleri kalıcı hale gelmiş kişilere, özel rehabilitasyon programları uygulanabilir. Bir diz osteoartrit hastasına da merdiveni, klasik tuvalet sistemini kullanmayı tavsiye etmemekteyiz. 9) ROMATİZMA HALK ARASINDA BASİT GÖRÜLEN BİR HASTALIK MI YA DA HER AĞRI KEMİK AĞRISI ROMATİZMADIR DENİP GEÇİLİYOR MU? İHMALLLER HASTALIK İÇİN NE KADAR ÖNEMLİ? Romatizma sadece yaşlıların hastalığı olarak algılanırdı ve sadece diz sorunları romatizma kabul edilirdi. Bu algı hızla düzelmektedir. Zaten hastalığı yaygın ve şiddetli olan bir hasta ağrısının sebebini ararken çözüm bulamayarak gezmekte ve bir şekilde romatoloji uzmanına ulaşmaktadır. Tabi bazen hızlı bir iç organ hasarı yaşanır ve kısa bir gecikme bile geri dönüşümsüz sonuçlara yol açar. Diğer bir sorun da yavaş seyirli ve orta-hafif hasta grubundadır. Bunlarda ihmal, tanıda gecikmeye yol açmaktadır. 10) KIŞ AYLARINDA AĞRILARIN ARTTIĞI DOĞRMU MU? NEDEN ÖZELLİKLE KIŞ AYLARINDA ARTAR AĞRILAR? Soğuk dışında özel bir neden yok aslında. Bazen hastalarımız bize mevsim geçişleri, rutubet etkisi gibi soruları yöneltirler ancak bunlar isbat edilmiş sebepler değildir. Burada sadece dolaşım bozukluğu olan hastalar ayrı tutulmalıdır. Bunlar da Raynaud, skleroderma, Raynaud’nun eşlik ettği bütün bağ dokusu hastalıkları ve bazen vaskülit hastaları olarak sıralanabilirler. 11) ROMATİZMANIN KESİN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR YA DA MÜMKÜN OLAN ÇEŞİTİ VAR MI? Bence bu soru çok önemlidir. Bu büyük bir yanılgı ve ümitsizlik kaynağı olan bir sorudur. Evet, hızlı bir tanı ve tedavi, doğru ilaçların kişiye göre belirlenmesi ve çok iyi bir hasta takibi ile kesin tedavi mümkündür. Bugün için elimizdeki tedavi seçenekleri çok fazladır ve alternatiflerimiz de giderek artmaktadır. Ancak romatolojik hastalıkların çoğunda baskılama ile hastalık kontrol altında tutulmaktadır. İlacını çok azalttığınız ve hatta kestiğiniz bir hastada zaman içerisinde tekrar hastalık alevlenmeleri görebilirsiniz. Günümüzde bu hastalıklarda tedavi başarımız çok artmıştır, ancak nadir de olsa istediğimiz sonuca ulaşamadığımız hastalar olmaktadır. Bu durumun da zamanla aşılacağına inanmaktayım.