buraya tıklayıp - BİLKA, Bilge Kadın Araştırma Merkezi

advertisement
1
NESEP HUKUKU VE BABALIK DAVALARINA TARİHÎ BİR BAKIŞ
Av. Murat Kutlu Sezen
M.A. Adli Bilimler Uzmanı
1. GİRİŞ
Nesep olgusu tarih boyunca insanların ve hukukun çok büyük ilgi, merak ve
kader çizgisinde bulunmuştur. Nesep ve aile kavramları a ynı bütünün değişik yüzleridir.
Biri diğerinden ayrı düşünülemez. Neslin sağlıklı bir şekilde sürmesinin yeg âne yolu olan
ve nesep olgusuna meşruiyetini kazandıran aile, medeni hukuk, tarih ve toplum bilim
açısından, her zaman için çok büyük bir önem ta şımıştır. Bu yapı toplumsal hayatın
idamesi için son derece elzemdir. Bunun içindir ki her devirde aile yapısı devletler
tarafından özel bir himaye görmüştür.
Aile yapısının taşıdığı büyük önem ve değer sonucu hukuk sistemleri esas
olarak evlilik içi nesep ilişkilerini düzenlemişlerdir. Bu yüzden evlilik içi doğumlarda
nesep ilişkileri yönünden herhangi bir mesele yaşanmaz.
Evlilik dışı ilişki sonucunda meydana gelen doğumlarda nesep ilişkisi çetin
bir mesele olarak kendisini gösterir. Baba ya çocuğunu kabul eder fakat hukuk sistemleri
bu kabule cevaz vermez, ya da baba çocuğu kabul etmez bu defa da çocuğun ve ananın hak
ve menfaatlerinin korunması yönünde uzun ve yorucu bir hukuk mücadelesi başlar.
Bireyin biyolojik, iktisadi ve sosyal varlığıyla ve varlık değerleriyle çok
yakından ilgili olan nesep hukukuna, hukuk tarihinde de, bütün toplumlar tarafından çok
büyük bir önem ve yer verildiğini de bu çalışmamız esnasında görmüş bulunmaktayız.
Olaya
tarihi gelişim içerisinde bakıldığında
ve
hatta
bugünde bu olgunun
taraflar arasında büyük bir gerilim, çetin bir mesele ve trajediye dönüşme karakterini
koruduğu görülmektedir.
Günümüzde
olduğu
gibi
tarihte
de
bu
olgunun
çok
çeşitli
şekillerde
değerlendirildiği ve yeknesak ve müstakar bir çizgiye kavuşmadığı gözlemlenmiştir.
Babalık davaları bünyesinde çocuk ve ananın hak ve menfaatlerini koruma
fonksiyonunu da taşıdığından salt
bir aile hukuku problemi olmayıp, çocuk ve kadın
hakları yönünden aynı zamanda insan hakları görüntüsüyle de karşımıza çıkarlar.
2
2. TARİHÇE
2.1. İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK DEVLETLERİ
Bu döneme ilişkin fazla bir bilgi yoktur. Ancak aile kur umuna son derece
ö n e m v e r i l d i ğ i a n l a ş ı l m a k t a d ı r 1.
2.1.1. HUN DEVLETİ
M.Ö.
(poligami)
220’den
M.S.
553
yılına
kadar
ki
dönemi
kapsar.
Çok
eşliliğin
varlığı tartışmalı olmakla birlikte, babalarının ölümünden sonra oğullarının
üvey anaları ile büyük kardeşlerinin ölümünden sonra küçük kardeşlerin yengeleri ile,
amcaların ölümünden sonra yeğenlerin yengeleri ile evlenmeleri ni hukukî bir görev olarak
kabul eden levirat kaidesi vardır. Dışardan evlenme (egzogami)
yaygındır. Zina suçunun
c e z a s ı i d a m d ı r 2. B u d u r u m e v l i l i k d ı ş ı i l i ş k i l e r i n o n a y l a n m a d ı ğ ı n ı g ö s t e r m e k t e d i r . S o y
ilişkilerine büyük önem verilmesi evlilik dışında doğan çocukların da aynı şekilde toplum
tarafından onaylanmadığını düşündürmektedir.
2.1.2. GÖKTÜRK DEVLETİ
Vl. ve Vll. y.y.’ larda yaşamış bir devlettir. Levirat kuralı ve e gzogami vardır
Kadınların ve çocukların ailede söz ve mülkiyet hakları vardır. Devlet , aile ve ordu olarak
başlıca iki sosyal birliğe dayanır. Başkasının karısıyla gayr -ı meşru ilişkinin (zina) cezası
i d a m d ı r 3. D o ğ u m a d a y a n a n k a n h ı s ı m l ı ğ ı n ı n d ı ş ı n d a s u n i b i r k a n h ı s ı m l ı ğ ı d a h a v a r d ı r . B u
da, kan hısımı olmak isteyen iki erkeğin kanlarını bir çanakta kımızla karıştırarak yarı
y a r ı y a i ç m e l e r i y l e o l u r . B u n a “ a n d i ç m e k ” d e n i r 4. B ü t ü n b u o l g u l a r G ö k t ü r k l e r ’ d e d e
evlilik
dışı
çocukların
toplum
ve
hukuk
düzeni
içerisinde
yer
alamadıklarını
göstermektedir.
1
2
3
4
Cin, H., Akgündüz, A., 1995, Türk Hukuk Tarihi, 3. Baskı, 1. Cilt, Osman lı Araştırmaları Vakfı
Yayınları, Cihan Matbaası, İstanbul, s. 63.
Cin, H., Akgündüz, A., a.g.e., I. Cilt, s.62.
Cin, H., Akgündüz, A., a.g.e., I. Cilt, s.71.
Üçok, C., Mumcu, A., (1987) Türk Hukuk Tarihi, 6. Baskı, Savaş Yayınları, Hassoy M atbaacılık San.,
Ankara, s.24.
3
2.1.3. UYGURLAR
745 ve 845 yılları arasında hüküm sürmüş bir devlettir. Aile, baba ailesi
(patriyarkal–
ataerkil)’dir.
Uygurca’da
çok
evliliğe
delalet
eden
herhangi
bir
kelime
yoktur. Evlenme resmi ve hukuki bir akitle olur. Kan hısımlığı evlenmeye manidir. Kadın
kocasına sadakatle yükümlüdür. Kocanın da kadına fena muamele etmesi, zina yapması
boşanma sebebidir. Evlatlık müesse sesi vardır. Evlat edinme bir akitle olur. Evlatlığın
nafakası babalığına aittir. Evlatlık babalığına mirasçı olur. Prensip olarak bütün çocuklar
m i r a s ç ı d ı r . Ö y l e k i , k ö l e k a d ı n d a n d o ğ a n ç o c u k d a b a b a s ı n a m i r a s ç ı o l u r 5. B u h ü k ü m l e r
Uygur hukukunda en azından tanımanın varlığını ve evlilik dışında doğan çocukların bir
ölçüde de olsa hukuki koruma altına alındığını göstermektedir.
.
2.1.4. MOĞOLLAR
Moğollar Türkler’ den tamamen farklı olmalarına rağmen kurdukları Ceng iz
İmparatorluğu Türk kanunlarına göre idare olunan bir devletti. Cengiz Han 1155 -1227
yılları
arasında
yaşamıştır.
Moğol
hukukunun
temel
kaynağı,
eski
Türk
törelerinden
oluşan, başlangıçta yazılı olmayan 6 daha sonra Uygurca olarak yazıya geçirilen Cengiz
( H a n ) Y a s a s ı ’ d ı r 7. B u y a s a y a g ö r e z i n a s u ç u n u n c e z a s ı i d a m d ı r . E r k e k l e r b a k ı m ı n d a n ç o k
evliliğe cevaz verilmiş olup bu evliliklerden doğan çocukların hepsi hukuken birbirlerine
e ş i t s a y ı l ı r l a r d ı 8. A y r ı c a c a r i y e l e r d e n d o ğ a n ç o c u k l a r d a s a h i h n e s e p l i k a b u l e d i l i r v e
b a b a l a r ı n a m i r a s ç ı o l u r l a r d ı . T a n ı m a 9 v e e v l a t l ı k e d i n m e m ü e s s e s i d e v a r d ı 10.
5
Cin, H., Akgündüz, A., a.g.e., I. Cilt, s.80.
Spuler, B., (1987) İran Moğolları, 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu Yayınları,IV. Dizi, Sa. 4a, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara, s. 408.
7
Cin, H., Akgündüz, A., a.g.e., I. Cilt, s.91.
8
Spuler, B., a.g.e., s. 428.
9
Vladimirtsov,B.Y.,(1995) Moğolların İçtimai Teşkilatı,3. Baskı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, IV.
Dizi, Sa. 2b, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, s.82.
10
Vladimirtsov,B.Y., a.g.e., s.211.
6
4
2.2. İSLAMİYETTEN SONRAKİ TÜRK DEVLETLERİ
İslamiyet’ten
Zülkadiroğulları,
sonraki
Babür,
bütün
Akko yunlular,
Türk
devletlerinde
Osmanlılar
ve
(Karahanlılar,
diğerleri)
Selçuklular,
hukuk sistemi
olarak
İslam Hukuku kabul edilmiştir.
2.2.1. İSLAM HUKUKU
İslam
hukukunda
değerlendirilirler. Bunlar
1)
Zina
gayri
sahih
nesep
yönünden
çocuklar
iki
grupta
11
:
çocuğu
(veled–i
zina)
:
Ananın
gayri
meşru
yoldan
doğurduğu
çocuktur. Öyle ki ana ile baba arasında asla sahih, fasit veya batıl bir nik âh yoktur.
2)
belirtildiği
Lian
şekilde
çocuğu
–
(veled–i
karşılıklı
lian)
:
Karı
lanetlemeden
koca
sonra
arasında
nesebi
koca
–
Kur’an-ı
yönünden
Kerim’de
reddedilen
çocuktur.
İ s l a m h u k u k s i s t e m i n d e h e r h a l d e ç o c u k l a a n a a r a s ı n d a k i n e s e p b a ğ ı s a b i t t i r 12.
Çocuğun
nesebinin
anaya
bağlanması
yönünden
çocuğun
evlilik
içinde
veya
dışında
d o ğ m u ş o l m a s ı n ı n ö n e m i y o k t u r 13.
Nesebi sahih olmayan veled-i zina ve koca tarafından nesebi reddedilerek
veled-i lian sayılan çocuklar sadece anaları tarafından hısımlarına mirasçı olabilirler.
B a b a t a r a f ı y l a m i r a s ç ı l ı k i l i ş k i l e r i d o ğ m a z 14.
Baba ile çocuk arasında nesep bağı :
1) Sahih evlilik
2) Fasid evlilik
3) Şüpheli ilişki
4) İkrar
5) Beyyine
yollarıyla
sabit
olur.
Bu
yollardan
birisi
ile
sabit
olan
nesep
ilişkilerinin
hukuki
sonuçları açısından aralarında fark yoktur.
İslam
konusunda
11
12
13
14
Hukukunda
herhangi bir
babalık
sınırlama da
davalarına
cevaz
verilmemiş
ise
de
tanıma
getirilmiş değildir. Ananın hukuki vasfı önemli
Mahluf, H., M., İslam’da Miras Hukuku, Nur Yayınları No:65, Gaye Matbaası, Ankara, s. 212.
Cin, H., Akgündüz, A., (1996) Türk Hukuk Tarihi, II. Cilt, Osmanlı Araştırmaları Vakfı Yayınları,
Cihan Matbaası, İstanbul, s. 126.
Zühayli, V., (1994) İslam Fıkhı Ansiklopedisi, X. Cilt, Risale Basın Yayın Ltd. Şti.Yayınları,
İstanbul, s. 16 -17.
Cin, H., Akgündüz, A., a.g.e., II. Cilt, s.161.
5
olmayıp cariyelerden doğan çocuklar da tanınabilirdi. Çocuk doğuran cariyeye “ümmü
v e l e d = ç o c u k a n n e s i ” d e n i r d i 15.
Nesep konusunda çıkan ihtilaflarda hâkim kendilerine kaif denilen (fizyonomi
uzmanı),
eldeki,
ayaktaki,
yüzdeki
çizgilere
bakarak
bulduğu
benzerliklerle
kişinin
n e s e b i n i b e l i r l e y e n b i l i r k i ş i l e r i n g ö r ü ş l e r i n e d e m ü r a c a a t e d e r e k k a r a r ı n ı v e r e b i l i r 16. H z .
Peygamber
zamanında
ve
sonraki
zamanlarda
kaiflerin
nesebin
tespit
ve
tayininde
o y n a d ı k l a r ı r o l k a y n a k l a r d a z i k r e d i l m e k t e d i r 17.
İslamiyetten
sonra
Türk
devletlerinde
nesep
hukuku
İslamiyetin
genel
çerçevesi içerisinde belirtilen bu hükümlere göre şekillenmiştir.
Osmanlılar zamanında belirtilen bu hükümler Müslüman tebaaya uygulanmış
olup, zımmi (İslam ülkesinin vatandaşı olan gayri Müslimler) ve müste’menler (İslam
ülkesinde mukim, yabancı devlet vatandaşı gayri Müslimler) seçimlik bir hakka sahip
olmuşlardır. Buna göre zımmi ve müste’menler, aile hukuku alanında isterlerse yargı
özerkliğine
sahip
kendi
cemaat
mahkemelerine
gidebilir
veya
isterlerse
şer’iye
mahkemelerine müracaat edebilirlerdi. Cemaat mahke melerinden verilen kararların gereği
O s m a n l ı D e v l e t i n i n i c r a m e m u r l a r ı n c a y e r i n e g e t i r i l i r d i 18. B u u y g u l a m a 1 9 1 7 y ı l ı n a k a d a r
s ü r m ü ş t ü r 19.
Osmanlı
Devletinde
1912
yılında
kanunlar
ihtilafı
ile
ilgili
olarak
kabul
edilen geçici bir kanuna göre yabancılara ait olan babalık, nesep gibi aile hukukuna
ilişkin davalar Türk mahkemelerinde görülür ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla
ilgililerin
milli
kanunlarına
ve
kanunlar
ihtilafı
halinde
ise
devletler
özel
hukuku
k u r a l l a r ı n a g ö r e m u a m e l e y a p ı l ı r d ı 20. B u n a k a r ş ı l ı k M ü s l ü m a n b i r k a d ı n ı n g a y r i m ü s l i m b i r
erkekle evlilik dışı ilişkisinden doğan çocukların hukuki statüsü konusunda Osmanlılarda
yapılmış
bir
düzenleme
bulunmamaktadır.
Osmanlı
Devletinde
Müslüman
bir
kadının
gayrimüslim bir erkekle değil evlilik dışı ilişki kurmasının, evlenmesinin dahi kayıtlara
g e ç m i ş b i r m i s a l i y o k t u r 21.
Mehmed Zihni Efendi, (1986) Nimet -i İslam, İslam Mecmuası Yayınları, Milsan A.Ş., İstanbul, s.921.
Zühayli, V., a.g.e., s. 16-17.
17
Atar, F., (1979) İslam Adliye Teşkilatı (Ortaya Çıkışı ve İşleyişi), 1. Baskı, Diyanet İşleri Başkanlığı
Yayınları :184, Gaye Matbaası, Ankara, s. 205. – El- Cezeri, A., (1979)Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı,7.
Cilt, Bahar Yayınevi, Yelken Matbaası, İstanbul, s. 185-186.
18
Bozkurt, G., (1989) Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu (1839 -1914),1. Baskı, Türk
Tarih Kurumu Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, s.14.
19
Cin, H., Akgündüz, A.,a.g.e., II. Cilt, s.353.
20
Cin, H., Akgündüz, A.,a.g.e., II. Cilt, s.352.
21
Kurnaz, Ş., (1992) Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını (1839 -1923), 1. Baskı, Milli Eğitim Bakanlığı
Yayınları, Milli Eğitim Basımevi, s.56.
15
16
6
2.3. ESKİ ÇAĞLARDA ÖNASYA
Yazısız kültürlerin yaşandığı devirlere Tarihten evvelki devirler (Prehistorya)
d e n i l i r 22. T a r i h i d e v i r l e r y a z ı i l e b a ş l a r . M ı s ı r , M e z o p o t a m y a v e A n a d o l u g i b i ü ç b ö l g e d e
gelişen eski Önasya medeniyetlerinden ilk ikisinde M.Ö. IV. Bin yılsonlarında (M.Ö. 3200
l e r d e ) y a z ı b a ş l a d ı ğ ı h a l d e A n a d o l u a n c a k M . Ö . I I . B i n y ı l b a ş l a r ı n d a y a z ı y a e r i ş m i ş t i r 23.
Anadolu’da
ilk
yazılı
vesikalar
Kayseri
civarındaki
Kültepe’de
bulunmuştur.
Bu
vesikaların içerisinde evlenme ve boşanma ile ilgili mukavelenamelerde vardır.
2.3.1. HİTİT HUKUKU
Eski devirlerde yaşayan kavimlerin hukuk anlayışı din kavramının içindedir.
Hitit hukuku da bu kapsam içerisindedir.
Hitit
kanun
metinlerinde
aile
hukukuna
dair
poligami,
evlatlık
almak,
ç o c u k l a r ı n d u r u m u , m i r a s ı n t a k s i m ş e k l i g i b i h ü k ü m l e r y o k t u r 24. B u n a k a r ş ı l ı k e v l e n m e
hakları konusunda
oldukça
geniş hükümler
mevcuttur. Hitit
toplumunun nüvesini aile
t e ş k i l e d e r d i . A i l e n i n t e m e l i m u k a v e l e i l e k a r a r l a ş a n m e ş r u e v l e n m e d i r 25. A i l e
yapısı
pederşahi idi. Levirat kaidesi vardı. Hititlerde kocasına ihanet eden kadının cezası ölüm
olduğu halde, kocanın başka hür kadınlarla veya cariyel erle evlilik dışı münasebetlerine
cevaz vardı. Kanunlarında boşanmaya ilişkin sarih bir madde bulunmamaktadır. Hür bir
adamın bir cariyeden ayrılması halinde, anneye çocuklardan yalnız bir tanesi verilirken,
diğer çocuklar babalarında kalırdı. Hür bir kadınla evlenmiş olan köle erkek içinde durum
a y n ı d ı r 26.
2.3.2. SÜMER, BABİL VE ASUR KANUNLARI
Çivi yazısına ait olan bu dönemler Milattan önce dördüncü bin yıldan Milada
kadar olan dönemi kapsar. Eski Babil, Yeni Bab il, Orta Asur (M.Ö. 1450 – 1250) Yeni
22
23
24
25
26
Kınal, F.,(1991) Eski Anadolu Tarihi,1. Baskı, Atatürk Kültür , Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk
Tarih Kurumu Yayınları, VIII. Dizi – Sa.7b , Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, s. 9.
Kınal, F., a.g.e., s.59.
Günaltay, M. Ş.,(1987) Yakın Şark II Anadolu, 2. Baskı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, VIII. Dizi –Sa.3a1, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, s.
152.
Günaltay, M. Ş., a.g.e., (Yakın Şark II Anadolu), s.153.
Kınal, F., a.g.e., s.152.
7
Asur gibi çeşitli devirlere ayrılan bu dönemlerin en kapsamlı kanunları M.Ö.1728 ile
1 6 8 6 y ı l l a r ı a r a s ı n d a 4 3 y ı l l ı k b i r s a l t a n a t s ü r e n H a m m u r a b i ’ n i n ü n l ü k a n u n n a m e s i d i r 27.
Önceki devirlere ait Asur kanunlarında Hammurabi kanunlarındaki gibi bir
önsöz ve son söz yoktur. Bunlar birbirine bağlı metinlerde değillerdir ve bütün Asur
kanunlarını da temsil etmezler. Ancak bu kanunların başlıca konusunun kadınla ilgi li
suçlar ve kadınların mülkiyet hakları hakkında olması da ilginçtir.
Ö n c e k i d e v i r k a n u n l a r ı n d a n L i p i t – İ s t a r k a n u n l a r ı n a g ö r e 28 e v l i v e ç o c u k l a r ı
olan bir erkeğin cariyesinden de çocuğu olur ve onlara özgürlüğünü verirse, cariyeden
olan çocuklar diğer çocuklarla aynı evi paylaşamazlardı. Erkeğin ilk karısının ölümünden
sonra
bu
cariye
ile
evlenmesi
halinde
ilk
kadından
doğan
çocuklar
babaya
varis
olabilirken cariye anadan doğan çocuklar babanın evinde oturma hakkını kazanabilirdi. Bu
kanunlara göre bir erkeğin karısından çocuğu olmaz fakat bir sokak kadınından (fahişe)
çocuğu
olursa,
erkek,
çocuk
doğuran
bu
kadının
nafakasını
teminle
mükellef
olup
çocuklarda babaya mirasçı olabilirlerdi. Ancak ilk eş yaşadığı müddetçe, diğer kadın ilk
eşle aynı evi paylaşamazdı.
2.3.3. HAMMURABİ KANUNLARI
H a m m u r a b i K a n u n l a r ı e s k i S ü m e r k a n u n l a r ı n ı n S a m i a n ’ a n e l e r i n e g ö r e 29 t a d i l
ve ıslah edilmiş bir derlemesidir. Çünkü bu kanunlar merkezi bir devletin yönetimine
alınmış ve çeşitli gelenek ve kanunlara sahip olan Sümer ve Akad şehirlerinin gelenek ve
k a n u n l a r ı n ı n b i r b i l e ş i m i d i r 30. “ E v l i l i k , a i l e v e m ü l k i y e t “ e a i t k ı s ı m 6 7 m a d d e s i y l e e n
uzun ve kapsamlı bölümü teşkil eder.
Bu
kanunlara
g ö r e 31;
evlenme
resmi
şekle
tabidir.
Nikâh
akdi
olmaksızın
yapılan fiili birleşmeler evlilik sayılmazdı. Ancak tanıma müessesesi de düzenlenmiştir.
Buna göre, evli ve çocuklu bir erkeğin kölesinden de çocukları olursa erkek isterse bu
çocukları tanıyabilirdi. Bu durumda baba öldükten sonra tüm ç ocuklar kendisine eşit
olarak mirasçı olabilirlerdi. Ancak o çağların geleneklerine uygun olarak kanuni eşin ilk
oğlunun hisse içinden istediğini seçme hakkı mahfuz tutulmuştur. Koca, köleden doğan
27
28
29
30
31
Tosun, M., Yalvaç, K., (1989) Sumer, Babil, Assur Kanunları ve Ammi-Şaduqa Fermanı, 2. Baskı,
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları,VII.Dizi –Sa.671, Türk
Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, s. 3.
Tosun, M., Yalvaç, K., a.g.e., s. 66 -68.
Günaltay, M. Ş., (1987) Yakın Şark Elam ve Mezopotamya, 2. Baskı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, VIII. Dizi – Sa. 3a, Türk Tarih Kurumu Basımevi,
Ankara, s.379.
Tosun, M., Yalvaç, K.,a.g.e., s. 7.
Tosun, M., Yalvaç, K.,a.g.e., s. 20 1-202.
8
çocuklarını tanımamışsa bu çocuklar babaya mirasçı olamazl ardı. Ancak kanuni eşin
çocukları
köle
ana
ile
çocuklarının
özgürlüğünü
verir
ve
bunlar
üzerinde
kölelik
iddiasında bulunamazlardı.
Koca evden rızası dışında ayrılmak zorunda kalır ve kadında geçimini temin
edemediği için veya kanuni sürelerin sonunda başka birisiyle evlenir ve çocuk doğurursa,
ilk koca tekrar geldiğinde eşi yeniden alma hakkına sahipken çocuklar gerçek babalarında
kalırlardı. Kadın, kanuni süreler geçmeden başkasıyla evlenmişse, ilk koca döndüğünde
eşi de sonraki kocadan olan çocukları da alma hakkına sahipti.
Asil sınıftan bir eş kocasına köle hediye eder ve bu köle çocuk doğurursa asil
eşle eşitlik iddia edemezdi. Ederse asil eş kendisini satamazsa da kölelik nişanı koyarak
onu kölelerden sayardı. Çocuk do ğurmamışsa satma hakkına da sahipti.
Hammurabi kanunlarında sınıflı toplumun ve buna uygun aile yapısının esas
alındığı
ve
bu
yapının
korunmaya
çalışıldığı
görülmektedir.
Ancak
evlilik
dışı
birleşmelerden doğan çocukların ve analarının huku ku da bir dereceye kadar korunmuştur.
2.3.4. ESKİ İRAN
İran’ın
eski
medeniyeti
birçok
bakımdan
Sinear’ın
Sümer
medeniyetine
benzemektedir. Sümerler ve Etrüskler’de olduğu gibi Elamlılarda da kadın, erkek kadar ve
h a t t a o n d a n ü s t ü n h a k l a r a s a h i p b i r v a r l ı k o l a r a k t e l a k k i e d i l m i ş t i r 32.
Persler arasında çok oğul babası olmak övünç kaynağı idi. Nüfusa çok önem
verildiğinden ve sayı kuvvet sayıldığından krallar, en çok oğul babası olanlara her yıl
hediyeler verirlerdi. Bu yüzden Pers erkekleri nikâhla aldıkları birçok kadından başka bir
s ü r ü d e o d a l ı k b u l u n d u r u r l a r d ı 33.
32
33
Günaltay, M.Ş., (1987) İran Tarihi, 2. Baskı, I. Cilt, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu,
Türk Tarih Kurumu Yayınları, XIII. Dizi –Sa.91, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, s. 75.
Günaltay, M.Ş., a.g.e.(İran Tarihi), s. 302.
9
3. KAYNAKLAR
1. 1988, Şer’iye Sicilleri, 1. Cilt, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları: 52,
Engin Ofset Matbaası, İstanbul.
2. 1998,
Adalet
İstatistikleri
1996,
Devlet
İstatistik
Enstitüsü
Yayınları
No:2107,
Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası, Ankara
3. Adalet
İstatistikleri
1990 -1991-1992-1993-1994-1995-1996-1997-1998,
Adalet
Bakanlığı, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü
4. Atar,
F.,
(1979)
İslam
Adliye
Teşkilatı
(Ortaya
Çıkışı
ve
İşleyişi),
1.
Baskı,
Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları :184, Gaye Matbaası, Ankara.
5. Bozkurt, G., (1989) Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukuki Durumu (1839 1914),1.
Baskı,
Türk
Tarih
Kurumu
Yayınları,
Türk
Tarih
Kurumu
Basımevi,
Ankara.
6. Cin, H., Akgündüz, A., (1996) Türk Hukuk Tarihi, II. Cilt, Osmanlı
Araştırmaları
Vakfı Yayınları, Cihan Matbaası, İstanbul.
7. Cin,
H.,
Akgündüz,
Araştırmaları Vakfı
A.,
1995,
Türk
Hukuk
Tarihi,
3.
Baskı,
1.
Cilt,
Osmanlı
Yayınları, Cihan Matbaası, İstanbul.
8. Düzdağ, M.E., (1983) Şeyhülislam Ebussuud Efendi Fetvaları, 2. Baskı, Enderun
Kitabevi, Toprak Ofset Matbaacılık, İstanbul.
9. El- Cezeri, A., (1979) Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı,7. Cilt, Bahar Yayınevi, Yelken
Matbaası,İstanbul.
10.Günaltay,
M.
Ş.,
(1987)
Yakın
Şark
Elam
ve
Mezopotamya,
2.
Baskı,
Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, VIII. Dizi – Sa.
3a, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
11.Günaltay, M. Ş.,(1987) Yakın Şark II Anadolu, 2. Baskı, Atat ürk Kültür, Dil ve
Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, VIII. Dizi –Sa.3a1, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara.
12.Günaltay, M.Ş., (1987) İran Tarihi, 2. Baskı, I. Cilt, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
Yüksek
Kurumu,
Türk
Tarih
Kurumu
Yayınları,
XIII.
Dizi
–Sa.91,
Türk
Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara.
13.Keskioğlu, O., Fıkıh Tarihi ve İslam Hukuku, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
No:179.
10
14.Kınal, F.,(1991) Eski Anadolu Tarihi,1. Baskı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, VIII. Dizi – Sa.7b , Türk Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara.
15.Kurnaz, Ş., (1992) Cumhuriyet Öncesinde Türk Kadını (1839 -1923), 1. Baskı, Milli
Eğitim Bakanlığı Yayınları, Milli Eğitim Basımevi.
16.Mahluf,
H.,
M.,
İslam’da
Miras Hukuku,
Nur
Yayınları No:65 ,
Gaye
Matbaası,
Ankara.
17.Mehmed Zihni Efendi, (1986) Nimet-i İslam, İslam Mecmuası Yayınları, Milsan
A.Ş., İstanbul.
18.Spuler, B., (1987) İran Moğolları, 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu Yayınları,IV. Dizi,
Sa. 4a, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
19.Tosun, M., Yalvaç, K., (1989) Sumer, Babil, Assur Kanunları ve Ammi -Şaduqa
Fermanı, 2. Baskı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu
Yayınları,VII.Dizi–Sa.671, Türk
Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
20.Üçok, C., Mumcu, A., (1987) Türk Hukuk Tarihi, 6. Baskı, Savaş Yayınları, Hassoy
Matbaacılık San., Ankara.
21.Vladimirtsov,B.Y.,(1995) Moğolların İçtimai Teşkilatı,3. Baskı, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, IV. Dizi, Sa. 2b, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
22.Zebidi, Z.A., 1984, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, 7.
Baskı, 6. Cilt, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları - Sayı:123-3, Emel Matbaacılık,
Ankara.
23.Zebidi, Z.A., 1986, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid -i Sarih Tercemesi ve Şerhi, 8.
Baskı, 9. Cilt, s. 382-383, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları- Sayı:123-6, Emek
Ofset Matbaacılık San. Ltd. Şti., Ankara.
24.Zühayli, V., (1994) İslam Fıkhı Ansiklopedisi, X. Cilt, Risale Basın Yayın Ltd.
Şti.Yayınları, İstanbul.
Download