Hutbe - KKTC Din İşleri Başkanlığı

advertisement
Bu hutbe 25 Kasım 2016 Cuma günü okunacaktır.
HAMD VE ŞÜKÜR
٧
ِ‫بِس ِم ه‬
‫الرِحي ِم‬
‫الر ْ ه‬
َّ ‫ْح ِن‬
َّ ‫اّلل‬
ٰ ْ
‫َواِ ْذ ََتَذَّ َن َربُّ ُك ْم لَئِ ْن َش َك ْرُُْ َََ ِ َدَ َّ ُك ْم‬
َ‫َولَئِ ْن َك َف ْرُُْ اِ َّن َع َذ ِاِب لَ ََش َِد‬
: ‫ُس َورةُ اِبَْرِه َيم‬
kaybettiği,
yediğimizin
önümüzde
yemediğimizin
arkamızda olduğu şu dönemde Allah’a ne kadar
şükretsek hamdetsek azdır.. Bir kahvenin bile kırk yıl
hatırı
olduğunu
nimetini
düşünürsek, “Hâlbuki
saymaya
kalksanız
onu
Allah’ın
sayamazsınız.
Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet
edendir”. (2) Ayetinin bir tezahürü olarak Allah’ın
vermiş olduğu sayısız nimetlerinin hatırı acaba ne
Muhterem Mü’minler!
kadardır.
‘Hamd’; bir nimetin veya güzelliğin kaynağı
maddeciliğin ön plana çıktığı günümüzde şükrün yerini
ve sahibi olan gücü, övgü ve yüceltme sözleriyle
inkar ve nankörlük almaya başlamış, insanlar her
anmaktır. Bir başka deyişle ‘hamd’, isteğe bağlı bir
halinden şikayet eder hale gelmiştir. Aslında imanlı
iyiliğe veya onun başlangıç noktası olan bir yardıma
kimsenin
karşı, gönül açıklığı ile o iyiliğin sahibine saygı ifade
hamdetmesi, musibetlere de sabretmesi, her iki durumda
eden bir övgü sözüdür. Hamd aynı zamanda şükrüde
da karlı çıkmasıdır. “Ayağın taşa takıldığında taşa
içine alan geniş kapsamlı bir anlama sahiptir.
küfredeceğine, taşa takılan bir ayağım var diye
Şükür ise
nimet verene kalbin sevgiyle,
organların itaatle, dilin onun zikri ile ve onu övmekle
Maalesef
en
maneviyatın
büyük
özelliği
hızla
her
gerileyip,
halde
Allah’a
haline şükret” sözünde olduğu gibi en ufak bir musibet
ve belada da nimeti farkedebilendir.
meşgul olmasıdır. Şükür, Allah’ın nimet vermesinden
Muhterem Müslümanlar!
dolayı O’nun ihtiyacı olmadığı halde O’nu övmekle
Şükür
üç
şekilde
eda
edilir:
lezzet duymaktır. Şükür, bir nimeti verene teşekkür
Dil, kalp ve fiil ile. Dil ile: Nimet vereni anmak, onu
etmek, memnuniyetini ve minnettarlığını belirtmek,
övmek ve bu hususta dil ile yapılabilecek şeyi yapmakla
verilen nimetin değerini bilip takdir etmektir. Her türlü
olur. Su içtiğimizde, yemek yediğimizde El-hamdüli’l-
nimetin tek ve gerçek sahibinin Allah olduğunun
lah demek bu kısma girer. Yüce Allah "Rabbinin
şuuruna varmak ve bunu saygıyla ifade etmektir.
nimetine (ihsanına) gelince, onu minnet ve şükranla
Muhterem Müslümanlar!
an" (3) buyurmuştur. Kalp ile: Kalp ile nimeti vereni
İnsanoğlunun dünyadaki esas amacı; kendini
tanımak
ve
onu
tasdik
etmektir.
yokluk âleminden varlık alemine çıkaran, kendisini
Fiil ile: Bu da, vücudun bütün organlarıyla olur. Her
yeryüzünde yaratılmışların en üstünü kılan ve kendisine
çeşit nimeti veren Allah'ın emir ve yasakları, vücudun
sayısız nimetler veren Allah’ı bilmek, tanımak ve şükran
hangi organını ilgilendiriyorsa, o organın, Allah'ın emir
borcunu yerine getirmektir.
ve yasaklarına uygun hareket etmesini sağlamak gerekir.
Yapılan ufak bir iyiliğe karşı şükran duygusu
Hutbemizi
şu
ayetle
bitiriyoruz:
“Eğer
taşımamız, Allah’ın, insanoğlunun yaradılışın da içine
şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve
yerleştirdiği özelliklerden birisidir. Bize birinin yapmış
eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok
olduğu en ufak bir iyilikte bile, bu yapılan iyiliğe karşı
şiddetlidir”(4)
teşekkür etme yollarını ararız. Teşekkür etmek büyük bir
erdemdir. Peygamber efendimiz (sav) “insanlara karşı
teşekkür etmeyen onlara nankörlük yapan insan,
Allah’a karşı da teşekkür etmez” (1) buyurmuşlardır.
Etrafımıza,
ailemize,
vücudumuza
baktığımızda,
Allah’ın sayısız nimetlerini görebilmekteyiz. Hele bir de
Afrika’daki insanların açlıktan susuzluktan hayatlarını
-----------------------------1- Ebu Davud , Edeb11
2- Nahl Suresi Ayet 18
3- Duha suresi Ayet 11
4- İbrahi m Suresi Ayet 7
Din İşleri Başkanlığı Ekim 2014 Hutbelerinden derlenmiştir
Download