2014 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ BANKACILIK VE FİNANS UZAKTAN ÖĞRETİM TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİNANSIN İLKELERİ DERS NOTU ISPARTA 2014 1 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı İKİNCİ BÖLÜM 1. FİNANSAL PİYASALARA GİRİŞ I BÖLÜM HEDEFİ Finansal Piyasalara Giriş I bölümünde öğrenciler aşağıdaki becerileri kazanacaktır: Finans varlıkların ne olduğu, özellikleri ve rollerini öğrenecekler. Finansal piyasaların ne olduğunu ve rollerini öğrenecekler. Borçlanma Araçları ve pay piyasalarının temel farklarını öğrenecekler. Para ve sermaye piyasaları arasındaki farkları piyasalar arasındaki farkları öğrenecekler. Birincil ve ikincil öğrenecekler. Organize piyasalar ve tezgahüstü piyasalar arasındaki farkları öğrenecekler. Broker ve dealer işlemleri arasındaki farkları öğrenecekler. 1 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı TEMEL KAVRAMLAR Finansal Sistem Finansal Varlık Hisse Senedi Borçlanma Araçları Finansal Piyasalar Para ve Sermaye Piyasaları Birincil ve İkincil Piyasalar Organize Piyasa ve Tezgahüstü Piyasa Broker ve Dealer BÖLÜM İÇERİĞİ 2.1. Finansal Sisteme Genel Bakış 2.2. Finansal Varlık Nedir? 2.2.1. Finansal Varlıkların Rolleri Nedir? 2.2.2. Finansal Varlıkların Özellikleri Nedir? 2.3. Finansal Piyasalar ve Rolleri 2.4. Finansal Piyasaların Sınıflandırılması 2.4.1. Borçlanma Araçları Piyasası ve Pay Piyasası 2.4.2. Para ve Sermaye Piyasaları 2.4.3. Birincil ve İkincil Piyasa 2.4.4. Broker ve Dealer ile Borsa ve Tezgahüstü Piyasalar 2 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı 2.1. FİNANSAL SİSTEME GENEL BAKIŞ Finansal sistem, içerisinde finansal piyasalar, finansal kurumlar, fon arz ve talep edenler, finansal varlıklar ve hükümetlerin yer aldığı bir yapı içerisindedir. Finansal varlıklar ile fon fazlası olanlardan fon ihtiyacı olanlara doğru fon akışı sağlanır. Diğer taraftan, finansal varlıkları satın almak veya satmak isteyenler bu alım-satımları finansal piyasalarda gerçekleştirebilir. Bu alım-satımlarda ise finansal aracılar gibi bir takım finansal kuruluşlar aracılık faaliyetlerini yürütürler. Tabiki finansal kurumlar bir taraftan kendi nam ve hesaplarına işlem yapabilirken, diğer taraftan müşterilerinin nam ve hesabına da işlem yapabilirler. Tabiki tüm işlemler, işlemciler, ve alım-satımın gerçekleştiği yerler ve kurumlara dair bir takım düzenlemeleri ise hükümetler yapar ki dolayısıyla hükümetlerde finansal sistemin bir parçası konumundadırlar. Tabiki hükümetler sağılıklı bir ekonomik zemin oluşturmanın peşindedirler. Ve düzenlemelerle sağlıklı ve rekabetçi bir finansal sistemi kurgulamaya çalışırlar. Bununla beraber hükümetler aynı zamanda bir takım menkul kıymetlerin ihraçcılarıdır veya emeklilik fonlarının sahipleridirler ki aynı zamanda bir piyasa katılımcısıdırlar. Dolayısıyla, bu yapıları itibariyle de finansal sistemin bir parçasıdırlar. 2.2. FİNANSAL VARLIK NEDİR? Varlıklar soyut ve somut varlıklar olarak ikiye ayrılır. Örneğin makine, taşıt, arazi vb. somut varlıklardır. Soyut varlıklar ise aksine fiziksel özelliklerine dayanmazlar. Soyut varlıklar genellikle bir faydaya dair hukuki hakları temsil ederler. Bu fayda ise genellikle geleceğe dönük bir takım faydalardır. İşte finansal varlıklar da soyut varlıklardır ve fiziki özelliklerine değil geleceğe dönük bir takım getirilere dair hukuki hakları temsil ederler. İşte tahvil, hisse senedi vb. tüm varlıklar finansal varlıklardır. Hisse senetlerinin geleceğe dönük kar payı, değer artışı kazancı vb. getirileri söz konusu olabilirken, tahvilin de geleceğe dönük faiz getirisi söz konusudur. Finansal varlıklar şirketler veya devletler tarafından ihraç edilirler. Finansal varlıkların ihracı ile elde edilen fonlarla şirket veya devletin kısa, orta veya uzun vadede fon ihtiyacı giderilir. Finansal varlıklar, reel varlıkların finansmanında kullanılır. Reel varlıklar, makineler, ekipman vb. olup ürün ve hizmetlerin üretiminde kullanılırlar. Finansal varlıkların ihracı ile edilen fonlar reel varlıkların finansmanında kullanılır. Burada finansal 3 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı varlıkların ihracı bir finansman kararı iken, reel varlıkların elde edilmesi ise bir yatırım kararı olup, hisse senedi gibi finansal varlıklara yatırım yapanlar (ihraç edilen bu varlıkları alanlar) aslında hem bu reel varlıklar üzerinde ve hem de onların üretimde kullanılmasıyla elde edilen getiri üzerinde bir hak elde ederler (Brealey vd., 2012:7). Bir finansal varlığın değerinin ne olduğu sorusu da oldukça önemlidir. En basit ifadesiyle, bir finansal varlığın değeri onun gelecekteki beklenen nakit akışlarının bugünkü değerinin hesaplanmasıyla elde edilir. Peki bugünkü değer nasıl hesaplanır? Varlığın gelecekteki beklenen nakit akışlarının iskontolonmasıyla hesaplanır. Bu iskonto oranı ise minumum faiz oranı + primdir. Burada, minumum faiz oranı hazine bonosu gibi devletin ihraç ettiği menkul kıymetlerin faiz oranıdır. Bu varlıklar risksiz varlıklar olarak tanımlandığından bunların getirisi de minumum düzeydedir. İşte bu minumum faiz oranının üzerine, ilgili finansal varlığın gelecekteki nakit akışına bağlı riski yansıtan bir primde eklenir ki bu prim risk arttıkça artarken, azaldıkça da azalacaktır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:3). 2.2.1. Finansal Varlıkların Rolleri Nedir? Finansal varlıklar iki temel fonksiyonu yerine getirirler. Bunlardan birincisi fon fazlası olanlardan fon ihtiyacı olanlara doğru fonların akışını sağlamalarıdır. Tabi ki az sonra bahsedileceği üzere fon fazlası olanlarla fon ihtiyacı olanlar arasında fonları bölüştürücü fonksiyonu faiz oranları yerine getirir. Tabi ki illa faiz oranı olmak durumunda değildir. Kar payı getirisi beklentisi de bu fonksiyonu sağlar. Peki bir şirketin ihraç ettiği hisse senetleri ile tahvillere yatırım yapmanın farkı nedir? Niye bazı yatırımcılar tahvilleri tercih ederken, bazıları hisse senetlerini tercih etmektedir? Bu sorunun cevabı aslında az sonra bahsedileceği üzere bu varlıkların riskleriyle ilişkilidir. Ve elbetteki daha yüksek bir riski üstlenen yatırımcının getiri beklentisi de yüksek olacaktır. Bir şirket, ihtiyacı olan fonları, ihraç ettiği menkul kıymetlerden elde edeceği fonlanlarla sağlayabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, aslında şirket ihraç ettiği menkul kıymetlerle, somut varlıkların (makine vb.) oluşturduğu nakit akışına bağlı kaçınılmaz riski de fon ihtiyacı olanlar ile fon fazlası olanlar arasında yeniden dağıtmaktadır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:5). 4 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı 2.2.2. Finansal Varlıkların Özellikleri Nedir? Finansal varlıkların paralılık, bir vadeye sahip olma, likidite, bölünebilirlik ve nominal değere sahip olma, tersine çevrilebilirlik, dönüştürülebilirlik, belli bir döviz kuru getirisine sahip olabilme, nakit akışı ve getiri tahmin edilebilirliği, vergi statüleri gibi bir takım özellikleri vardır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:6). Bunlardan paralılık bir finansal varlığın paraya ne denli yakın olduğunun göstergesidir. Bir varlık çok düşük maliyetler, gecikme ve risklerle paraya dönüştürülebiliyorsa bu paraya yakındır denir (Fabozzi ve Modigliani, 2009:6). Elbetteki bir vadeli mevduat paraya çok yakındır. Ancak farklı varlıklar için paraya yakınlık dereceleri farklılaşır. Bir diğer özellik ise finansal varlıkların bir vadeye sahip olabilmeleridir. Örneğin bir tahvil, bir mevduat sertifikası vadelere sahiptir. Tabiki bu vadeler kısa veya uzun olabilir. Ancak, hisse senedi gibi varlıkların bir vadeye sahip olmadığı da açıktır. Dolayısıyla bunlar daimi varlıklar olarak ta bilinirler. Bununla beraber, finansal varlıklar bir nominal değer üzerinden ihraç edildiklerinde bu varlıkların bölünebilmelerinin tabanı bu nominal değerdir. Örneğin 100.000 TL’lik bir tahvil ihracında bu tahvili bu değerin altında bölümleyemezsiniz. Ancak bu durum örneğin mevduatlar için geçerli değildir. Mevduatlar kuruşlara kadar bölünebilirler. Finansal varlıkların bir diğer özelliği ise likiditeleridir. Likidite bir varlığın elden çıkarılışının az bir zamanda ve düşük bir maliyetle gerçekleşebilmesinin derecesidir. Farklı varlıklar farklı likiditelere sahiptirler. Bir varlığın likit olması istenilen bir durumdur. Finansal varlıkların bir alış ve satış fiyatları olduğu düşünüldüğünde, bu bir varlığın satın alınıp sonra satılmak istenilmesi durumuda bir geliş-gidiş maliyetini oluşturacaktır. Burada, piyasa yapıcıdan bahsedilirse, piyasa yapıcı piyasayı yaparken kendi stoğundan alıp satmakta ve alış-satış arasındaki farktan kazaç elde etmektedir, diğer taraftan (i) varlığın fiyat riski yüksekse veya (ii) piyasada işlem yoğunluğu zayıf olup varlığı elinde bulundurma süresi artarsa bu varlığın fiyat hareketlerindeki anormal değişimlere maruz kalma olasılığı artar ki bu durumlarda alış-satış spredi de artacaktır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:6-7). Bir finansal varlık bir başka finansal varlığıa dönüştürüledebilir. Örneğin bir tahvil bir başka tahvile dönüştürülebilir. Elbetteki bunun için varlığın ihracı anında bazı hususların baştan belli olması gerekir. Diğer taraftan, özellikle yabancı yatırımcılar bir ülke piyasasındaki bazı varlıklara yatırım yaptıklarında bu varlıklardan elde edecekleri getiriyi kendi ülkelerinin para birimlerini dönüştürmek istediklerinde bir kur riski ile de karşılaşabilirler. Bu tür risklerden kaçınma adına nakit akışları dolar veya euro cinsinden varlıklara yatırım tercih 5 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı edilebilir. Öte yandan, finansal varlıklardan elde edilen getiriler neticesinde bu varlıklara yatırım yapanların vergilendirilmesi gerekebilir. Ancak unutulmamalıdır ki vergiler ülkeden ülkeye, varlıktan varlığa ve hatta zaman içinde değişebilmektedir. Fakat düşük vergilerin ve hatta vergilendirilmemenin bir avantaj olduğu da açıktır. Tüm bu özelliklerin yanı sıra, elbetteki finansal varlıklar geleceğe dönük bir nakit akışı beklentisi oluştururlar. Dolayısıya, bir varlığın beklenen getirisinin tahmin edilmesi onun gelecekteki nakit akışlarının tahmin edilebilmesine dayanır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:8). Bu nakit akışları ne derece etkin tahmin edilirse varlığın riski de o kadar düşük olacaktır. Yani varlığın gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değerini hesaplarken kullanılacak iskonto oranı da o kadar düşük olacaktır. Ancak burada unutulmaması gereken bir husus bahsedilen getirilerin nominal olmasıdır. Enflasyonun kaçınılmaz olduğu bir dünyada enflasyondan dolayı paranın satın alma gücünün aşınmasını da hesaba katmak gerekecektir (Fabozzi ve Modigliani, 2009:8). Bu durumda reel beklenen getirinin hesaplanması gerekmektedir. 2.3. FİNANSAL PİYASALAR VE ROLLERİ Finansal varlıkların işlem gördükleri piyasalara finansal piyasalar denir, elbetteki bir finansal varlığın illa ki bir finansal piyasada işlem görmesi gerekmemektedir, ancak günümüz koşullarında finansal varlıklar çoğu kere borsalar gibi organize piyasalarda işlem görmektedirler, dolayısıyla finansal piyasaların oynadıkları bir takım roller ortaya çıkmaktadır ki bunlar; fiyat keşfi sürecini sağlaması, bir finansal varlığın satışı için bir mekanizmayı sağlaması ve araştırma ve bilgi maliyetlerini azaltmasıdır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:9). Bunlardan fiyat keşfi süreci, bir varlığın fiyatının yatırımcıların arz ve talepleri doğrultusunda belirlenmesidir. Yani piyasalarda erişilebilir tüm bilginin hızlıca fiyatlara yansıdığı etkin piyasa varsayımı altında, bir varlıktan beklenen getiri de yatırımcılarca fiyatlara yansıtılmış olur. İşte finansal piyasalardaki yatırımcıların gereksinim duydukları getiri talepleri, fonların finansal varlıklar arasında nasıl bölüştürülmesi gerektiğinin işaretlerini verir ki bu fiyat keşfi süreci olarak adlandırılır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:9). Finansal piyasaların ikinci bir rolü bir finansal varlığı elinden çıkarmak isteyen yatırımcılar için bir satış mekanizmasını sunmasıdır. Yani finansal piyasalar aslında finansal varlıklar için likidite sağlamaktadır ki örneğin bir tahvili 6 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı elinde bulunduran bunu vade sonuna kadar, ya da bir hisse senedini elinde bulunduran bunu şirket likidite edene kadar elinde bulundurmak zorunda kalmayacaktır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:9). Finansal piyasaların üçüncü bir rolü ise araştırma ve bilgi maliyetlerini azaltmalarıdır. Burada araştırma maliyetleri finansal varlığın satışı için reklam harcamaları vb. maliyetlerin azalması ile bir karşı taraf bulmak için harcanan zamanın değeridir ki organize finansal piyasalar ile bu araştırma maliyetleri azalırken, diğer taraftan etkin piyasa varsayımı altında bir varlığın fiyatının tüm piyasa katılımcılarınca elde edilen toplam bilgiyi yansıttığı düşünülürse, yatırımcının varlığın değeri ile ilgili bilgi maliyetleri de azalmış olacaktır (Fabozzi ve Modigliani, 2009:10). 2.4. FİNANSAL PİYASALARIN SINIFLANDIRILMASI Finansal piyasalar dört kategori içerisinde sınıflandırılabilir. 2.4.1. Borçlanma Araçları Piyasası ve Pay Piyasası Finansal piyasaları sınıflandırmanın bir yolu onları borçlanma araçları piyasası ve pay piyasası olarak ikiye ayırmaktır. Devlet tahvili, hazine bonosu, finansman bonosu vb. varlıklar borçlanma araçları piyasasında işlem görür. Hisse senedi ise özsermayeye dönük varlıktır. Özsermayeye dönük varlıklar, sahiplerine şirketin hem kar hem zararına ortaklık şeklindedir. Şirket faaliyetlerinde karlılık elde ettikçe pay sahiplerinin de kardan pay alma hakları doğacakken, şirketin zarar etmesi halinde ise herhangi bir hak iddia edilemeyecektir. Borçlanma araçları ise şirketin kar ya da zarar elde etmesine değil genellikle sabit bir getiriye endekslidir. Dolayısıyla, borçlanma araçlarının ihracıyla, şirket ve borçlanma araçlarını ellerinde bulunduranlar arasında bir alacaklı-borçlu ilişkisi tesis edilmiş olmaktadır. Ve şirketin karından öncelikle borçlularına borcunun ödenmesi gerekir. Tabi ki şirketin kar elde etmemiş olması bu faiz ödemelerinin yapılmayacağı anlamına gelmemektedir. Borçlanma araçlarını ellerinde bulunduranlar yasal yollara başvurarak bu haklarını temin etme yoluna gidebileceklerdir. Borçlanma araçları ile özsermayeye dönük finansal varlıklar arasında bir risk farklılığı da hemen göze çarpmaktadır. Borçlanma araçları gelecekteki nakit akışlarının miktarı ve kesinliği noktasında çok daha düşük bir belirsizliğe sahiptir. Dolayısıyla riski daha düşük 7 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı varlıklardır. Elbetteki risk düşük olduğu için getiri de düşük olacaktır. Hisse senetleri ise gelecekteki nakit akışlarının miktarı ve kesinliği noktasında daha büyük bir belirsizliğe sahiptir. Dolayısıyla risk yüksektir. Bundan ötürü hisse senedi sahiplerinin getiri beklentisi de yüksektir. Ve getiri beklentileri hiç bir zaman borçlanma araçlarının getirisinin altında da olmamalıdır. Bu durum en azından risk ve getiri dengesinin farkında olan rasyonel bir yatırımcı için bu şekilde geçerlidir. 2.4.2. Para ve Sermaye Piyasaları Finansal piyasaları sınıflandırmanın bir diğer yolu ise bu varlıkların vade yapıları itibariyledir. Hazine bonosu vb. varlıklar kısa vadeli olup bu varlıkların işlem gördüğü piyasa para piyasası olarak adlandırılırken, tahvil, hisse senedi vb. varlıkların vadesi ise uzun olup bu varlıkların işlem gördüğü piyasa ise sermaye piyasaları olarak adlandırılır. Burada para ve sermaye piyasalarında işlem gören varlıkların vadeleri için bir kesme noktası vardır ki bu nokta bir yıldır. Tabi ki hisse senetleri için vadeden bahsedilemez. Hisse senetleri daimi varlıklardır. Dolayısıyla da tahviller gibi uzun vadeli varlıklar kategorisinde ele alınırlar. 2.4.3. Birincil ve İkincil Piyasa Finansal piyasaları sınıflandırmanın üçüncü bir yolu ise bunların birincil veya ikincil piyasada işlem görmeleri şeklindedir. Bir finansal varlığın ilk defa ihracı sonrasında bunu alan kişi ile firma arasındaki alış-veriş bir birincil piyasa işlemidir. Bir finansal varlığın ihracından sonra bunun sahibinin bunu elinden çıkarmak istemesi durumunda ise bir ikincil piyasa işlemi gerçekleşmiş olmaktadır. Elbetteki ikincil piyasa işlemlerinden ötürü firma için bir finansman temin etme olasılığı yoktur. Burada sadece finansal varlığın fiyatındaki değişmelerden ötürü varlığı elinden çıkaran kişi için bir kazanç ya da kayıp doğabilir. Ancak firma, ikincil piyasalardaki hisse senedi fiyatlarını zaten kendi performansı ile etkiler. Yani, hisse senedi fiyatlarının düşüşü firma için bir bir piyasa değeri ve prestij kaybıdır. Öte taraftan, hisse senedi fiyatlarının yükselmesi ise firmanın piyasa değerindeki artış ve prestij kazanma anlamına gelmektedir. 8 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı 2.4.4. Broker ve Dealer ile Borsa ve Tezgahüstü Piyasalar Finansal varlıkların ihracından sonra bu varlığın sahibi bunu elinden çıkarmak isteyebilir. Bu durumda ikincil piyasa işlemlerinin gerçekleştiğinden bahsedildi. Bu tür işlemlerde ise broker ve dealerlar fonksiyon gösterirler. Bir finansal kurum kendi nam ve hesabına bazı menkul kıymetleri müşterilerinden alabilir veya onlara satabilir. Bu tür işlemlerde finansal kurum dealer olarak adlandırılır. Dealer bu durumda piyasa yapıcı pozisyonundadır ve kendi stoğundan menkul kıymetleri alıp satarak alış satış spredinden kazanç elde etmeye çalışır. Diğer taraftan aracılıklı işlemlerde, bir aracı kurum müşterilerin nam ve hesabına müşterilerin emirlerini yerine getirir. Bu işlemlerde aracı kurum broker rolü üstlenmektedir ve bir aracılık komisyonu alır. Bununla birlikte ikincil piyasa işlemleri borsalar gibi organize piyasalarda işlem görebildiği gibi tezgah üstü piyasalarda (OTC) da işlem görebilir. Borsalar belli işlem kuralları, işlem saatleri ve fiziksel mekanların olduğu organize piyasalardır. Diğer taraftan, bazı şirketlerin menkul kıymetleri ise tezgahüstü piyasalarda işlem görebilir ki bu piyasalarda işlem kuralları esnektir ve müşteri OTC dealer’ına bir şekilde ulaşarak alımsatım gerçekleşir, tabiki bu piyasalarda işlem gören şirketler borsalarda listelenemeyen küçük ve çok ta bilinmeyen şirketlerin menkul kıymetleridir (Kidwell vd., 2013:10). KAYNAKÇA Brealey, R. E., Myers, S. C., & Marcus, A. J. (2012). Fundamentals of Corporate Finance. New York: McGraw-Hill. Fabozzi, F. J., & Modigliani, F. (2009). Capital Markets Institutions and Instruments. New Jersey: Pearson. Kidwell, D. S., Blackwell, D. W., Whidbee, D. A., & Sias, R. W. (2013). Financial Institutions, Markets, and Money . New Jersey: John Wiley & Sons, Inc. 9